Zıplanacak içerik

evrensel-insan

 Saygıyla Anıyoruz
  • Katılım

  • Son Ziyaret

evrensel-insan tarafından postalanan herşey

  1. "Tek sorun insanoglunun yazmasi mi?" derken tam olarak neyi belirtmek istedin, pek algilayamadim. Cunku bu sorun degil; evrimsel gelisim surecinin geldigi insanoglunun alternatifsizligi ve tum bilginin sadece ve sadece onun adina, ait, icin eliyle bir monolog olmasi. Zaten asil sorun "mesaj vermek" cunku iste bu verilen mesaj tarihin degil; tarihi anlatanin kendi verdigi subjektif mesajdir. Tarihin olay olarak ne mesaj verdigi her okuyanin kendi subjektif algisi ve kendi....e goresi temelinde degerlendirmesidir. Orta dogunun mitolojik dinleri ibrahimi dinlerdir. Zaten tarihselolarak uc farkli gibi gorunen ama ayni temellere dayanan bu dinler tek olsa idi bu kadar guclu gelemezdi. Cunku diger ikisinin cikisi ve yukselisi ilk ve ikinci birlerin de kaliciligini ve savunusunu getirmis ve ucunu de bu gunlere tasimistir. Zaten evengalizm ucunu birlestirmek isteyen dini felsefedir.
  2. Tarihe baktigimizda, ataerkil toplumlardan once olan anaERKIL toplumlarin iki ozelligi vardir. Birincisi disinin erkekten ustunlugu Ikincisi bu ustunlugun DISISEL DEGIL, ERKEKSEL karakteristigi. Insanoglu gozlem olarak kendi turu ve birinin geldigi yeri gormus, algilamis ve bu geldigi yerin sahibi olan disiyi iki temelde one cikarmistir. Birincisi onun tanricaligi, kutsalligi, onderligi ve ikincisi ERKLIGI, ERKSELLIGI VE ERKEKSELLIGI. Buradaki erkeksellik, guc otorite temelindeki erkekselliktir. Yani disi bu erkekselligi erk eken ve erk sahibi olarak uslenmis, daha dogrusu erkek tarafindan bu kadina verilmistir. Bilindigi gibi sinifli toplumlara ve erkek egemen toplumlara yani ataerkil toplumlara gecmeden once, kadinin fiziki yasama katilim ve is bolumu temelindeki erkek algisindaki "acizligi/gucsuzlugu" ilk kolelesen olarak insanoglu turunun fiziksel gorunumlu disisi uzerinde olmustur. Yani tarihteki ilk kolelesen disilerdir. Henuz burada bir sinif algisi yoktur, yalniz insanoglu turunun gorunum farki olan disisinin, erkegi onunde boyun egisi/egdirisi soz konusudur. Peki, erkek bu acidan daha once egemenligi ve erki verdigi disisini ve de onun doguran ve ureten gozlemini nasil geri cekecektir. Burada ilk akla gelen disinin dogurgenliginin baska bir guce verilmesi ve bu dogurganligin aslinda DOGURTAN OLARAK YARATANA DONUSMESIdir. Iste insanoglu aklindaki yartatim ve yaratilis fikri boyle dogmustur. Buradaki dogurandan, dogurtana gecis te; ister istemez yaratani erkek ozellikli kilmis ve tum mitoloji erkek temeli ve kadinin ezilmisligi uzerine insa edilmistir. Kadinin havva olarak Adem gibi yaratilmamasinin altinda da bu fikir yatmaktadir, Erkeksiz cocuk dogurdugu soylenen Meryemin dogurdugu Isa'nin babasi olan tanrida dabu fikir yatmaktadir. Iste buradan insanoglunun disisinden erkek egemenligine gecisin, iki buyuk degisimi; kadinin fiziksel koleligi ve dogurandan dogurtana, yanierkege gecis. Iste butun bu temelde hayvandan gelen anima/animus temelinin vahsiligi, saldirganligi, egemenligi, gucu ve otoritesi v.s. temelli BIRINI KENDI EMRIN ALTINA ALMA fikri burdan dogmus, ve ilk emre giren de insanoglu turunun disisi olan olmustur. Onu emri altina sokan yani kendine kole yapan erkegin kullugu da artik disiye degil; yaratilan erkeksel karakterli yaraticiyadir. Iste buradan da dogurgan/ureten yapi olan disinin anneligi kutsalligini korumaya devam ederken, disinin kadinligi artik erkege verilmis bir hediye/oyuncak kole mal meta esya olmustur. Daha oncve ben bu konuyu "erkeksel disilik" ve benzeri basliklasrda islemis ve aciklamistim. koleleserek ve dogurganliginin dogurtan olan erkege gecerek ve bu dogurtkanligin da nasil bir yaratilis fikrine donuserek ve de bu donusumun nasil yaraticilari erkeksel karakter olarak aciklayarak yaratan, yaratilis ve yaratici fikrinin insanoglu aklinda tarihsel olarak nasil yeserdigini ve bir sistem, duzen yasam ve iliski temelinde somutlastigini izah etmek istedim. Bugun hala dunya da fiziksel olarak degil de; zihniyet olarak erkekselligin, erkselligin ve erk ekselligin guc otorite temelinde disinin kadinini ezmesi ve anneligini hala kutsal tutmasinin ve zihniyette bir DISISELLIGIN olmamassinin nedeni budur. Cunku insanoglu fiziki olarak erkek disi farki tasisa da, zihniyet olarak sadece erkeksel ve bu temelli insanoglu bunyesinde hakimiyet yarisi ustunlugu gucu ve otoritesi tasir. Bu otoriteye insanoglu zihinsel olarak ozlem duydukca da ve bunu sistemine duzenine tasiyarak somutlastirdikca da ERKEKSEL KARAKTERIN KENDINI BIR YARATICI ADI ALTINDA TANRILASTIRMASI ve kendi dahil disinin kadinini ve annesini de buna kole ve kul olarak teslim etmesi devam edecektir. Burada da doguran disinin nasil
  3. Tarih ne sekilde yazilirsa ya da bilinirse bilinsin , subjektiftir. Yani tarihi olayi bildirenin kendi kisisel yorumunu da icerir. Yalniz tarihte oyle kanitlar vardir ki, suphe goturmez. Bu bir yerde guvenilir ya da beynelminel tarihin ortak ilettigi tarihtir. Bir sorun da bizim bildigimiz tarih, felsefe tarihi dahil; batinin tarihidir. Bu temelde bir dogu ya da uzakdogu tarihi farkli yazabilir. Ayrica tarihte bazi bilgiler carptiriladabilir. Birak yasanmis tarihi, bir fizik otesi tarih olan ve bircogu mitolojik olan din ve tanri tarihlerinin objektif hic bir degeri yoktur. Olan ya da yaratilan yani masal tarihi, sonucta bir insanoglunun yazdigi ya da bildirdigidir ve subjektiftir.
  4. Olur mu? Tarih yaziyor. Bunun ogrencileri ya da kimin tarafindan oldugu onemli degil. Eger tarih sahnesinde yer alsalardi. Mutlaka bir yerlerde gecerdi. Mesela Bizans tarihinde. Ayrica tarihi karakterler ile ilgili verilen bilgiler celiskilidir. Tarihte Islam'in arapyarimadasi disindaki Orta dogu ya da Anadolu'daki bilinen savasi hangisidir ve hangi tarihtedir?
  5. Cagrima kulak verdigin icin tesekkurler. Gormek te yari doymakmis.
  6. Birincisi kutsal kitaplarin originalleri ortada yoktur ve kitaplar tarihte donem donem tekrar yazilmistir. Ikincisi dinlerin oldugu soylenen tarihlerde o donem yasamis kavimlerin hic birinin arsivinde bu dinlerden ya da karakterlerinden bahsedilmemektedir. Zaten kutsal kitaplar insanoglu yazimi oldugundan ve originalleri de bulunmadigindan kimin ne zaman ve neden o kitaplari yazdigi da muammadir.
  7. Uc ibrahimi din ile ilgili tarihte oldugu soylenen, buna dinin ana karakterleri de dahil, sadece birer soylemden ibadettir. Tarihsel ve felsefi olarak bu uc ibrahibi dininin, Sokrates oncesi ilkel bilimsel felsefenin sona ermesi ve yukselen hristiyanlik ile de zirveye ulastigi donem olarak dusunuyorum. Baslangic tarihi de Hypatia'nin (370-415) hunharca katletilmesi sonrasidir.
  8. Suraya birisi soyle sarmisakli yogurtlu bir manti koysa da yesek!
  9. Ne ile ne ya da kim ile kim arasinda "baris" mi oldu? Barisi istemeyenlerin arasinda hic baris olur mu?
  10. Evet, fazla duyurmamayacalisiyorlar. Yalniz o kadar cok kanal var ki, biri vermese digeri veriyor.
  11. Tesekkur ederim de, lakabimin sonundaki o "YSG" neyin nesi pek algilayamadim. Ayrica zaten kahve cezve de yapiliyordu. O yuzden biz asil bu yeni ceside "fincan kahvesi" diyelim. Dagdan gelip, bagdakini kovmasin. Yalniz bu "direk cezveden icmeyi" su son zamanlarda TV lerde moda olan esler yaristirmalarinda kullanabiliriz.
  12. Bu arada SSCB' nin parcalanmasindan sonra ilk katledilenlerden, Muammer Aksoy'un 21 Ocak katledilisin 23. yiliydi. Ayrica 1990'lar katledilecek olan aydinlarin da baslangic yiliydi. Muammer Aksoy, (d. 1917, İbradı-Antalya – ö. 31 Ocak 1990, Ankara. Hukukçu ve siyaset adamı. 1961 Anayasasını hazırlayan komisyonun sözcülüğünü yapmıştır. Milletvekili Numan Aksoy'un oğludur. 1990 yılında, faili meçhul bir cinayet sonucu öldürülmüştür. Aslinda bunlar kismet degil; planlanmis katliamlardir.
  13. Herseyi bilmem ama; dile getirdigim sorunlar duzelmis gozukuyor. Bu konudaki harcanan emek ve cabaya saglik.
  14. TC tarihinde ve gunumuzde emperyalizme karsi AKP iktidarina karsi verilen her turlu savasimi sadece bir kesime yani Ataturkcu, kemalist, ulusalci v.s. kesime mal etmemeye dikkat edelim. Cunku bu savasimi veren sadece onlar degildir. Belki onlar 1980 oncesi AKP iktidar'da degilken boyle bir savas vermiyorlardi. Halbuki emperyalizme karsi savas, ayni zamanda evrensel hukuk hak ve ozgurlukler ve insan haklari icin verilen savastir. Ustelik politik degil; insanlik savasidir.
  15. Mesaji yazip, gonderdikten sonra; cikan mesajda yazilmis araliklar ve paragraflar kayboluyor ve yazilan mesaj tek birt paragraf olarak cikiyor. Ilginc olan, duzenle dugmesine basilip, tekrar gonderildiginde; bu sefer ilk yazildigi gibi yani aralik ve paragraf aralari ile birlikte cikiyor. Bir de cevap ekle kutusunda, mavi ayar bolumu tamamen kayboldu. Yani koyulastirma, altin cizimi, renklendirme, gulucuk ikonlari v.s.
  16. Bilindigi gibi, su siralar ve birkac gundur; Israil Suriye'ye hava saldirilari duzenliyor. BOP temelinde ve ABD, Israil isbirliginde ve de Turkiye'ye konuclandirilan Patriotlar temelinde bu konuyu sorgularsak; soyle bir olasilik doguyor. Suriye'nin her hangi bir sekilde Israil'e saldiri misillemesi yapmasi; zaten NATO'nun emrinde olan patriotlarin Suriye'ye ates acmasina bir kapi olabilir mi? Yani, Suriye'nin Turkiye'ye saldirisina karsilikvermek icin kurulan pastriotlar; Turkiye tamamen devreden cikarilip, Israil saldirisina destek verir bir amaca hizmete yonelirler mi? Boylece Esad'in devrilmesi ve Suriye'nin her turlu ekonomik/politik BOP yararina sekillenmesinin onu Turkiye eliyle, ustelik Turkiye devreye sokulmadan saglanabilir mi? Kisaca Turkiye' yi Suriye ile savasa Turkiye tamamen devre disi birakilarak bu hava saldirilari sokabilir mi? Burada Irak Resmi devletinin ve Iran'in Turkiye ile savasimi gundeme gelebilir mi? Boyle bir durumda, Rusya ve Cin'in hatta AB'nin tutumu ne olur? Ne dersiniz, Israil'in Suriye'ye saldirisi nasil ve neden bir gelecege gebe?
  17. Neden "gaybe inanmak" ihtiyaci hissediyorsun?
  18. Bu konudaki en buyuk sorun, aklin yarattigi tanrinin mekansal ve zamansal ozdesligidir. Mekan olmadan zaman olmaz, mekan ise insanoglu yaratimi olan zamandan bagimsizdir. Dolayisi ile aklin yarattigi tanri olarak ilk soru; mekaninin nerede oldugudur. Ikinci soru tanri bu mekandaki bir parca ise, bu parcanin mekanda belirisi olarakj zamansal sorundur. Mekan ustu olarak algilansa bile, var olabilmesi adina mekanda yer tutmasi gerekir. Yani akil ne duzeyde anlam ve icerikte tanrisini yaratirsa yaratsin; MEKANSAL VE ZAMANSAL BIR SORUN ICERIR. Zamansal olarak ta yaratilan tanrinin oncelik yani yaratani sorunu ortaya cikar. Ayni varligin olabilmesi icin mekanin olmasi gerektigi gibi. Bu temelde panteizm, evren=tanri bagini kurar. Buradaki sorunda bilimsel ve bilisseldir, yani bu ozdeslestirme de evren gozlem verir, ama tanri vermez. Yani ve kisaca bu ozdeslestirme aklin inanma adina yaptigi bir ozdeslestirmedir. Zaten tanrinin bir fenomen ile ozdeslestirilmesi; insanoglu tarihinde yeni degildir. Cok tanrili dinlerde gorulen bir akilciliktir.
  19. Bilimsel olarak zamansal bir bulgunun, her zaman bir onceligi vardir. O yuzden zamansal her bir bulgu, ayni bulgunun zaman onceligi bulunana kadar gecerlidir. Yeni bir zamansal bulguda zaman eski bulguya gore onceye gider. Bir ornek verirsek, mesela diyelim insanoglunca bulunan en eski kus turu; mesela 100 milyon yillik olsun. Bu olgu daha eski bir kus turu bulunabilene kadar ilk olarak gecerlidir. Ama baska bir kus turunun diyelim 150 milyon yilonce bulunmasi, kus turunun tarihini 100 milyondan 150 milyona geriletir. Bilim fenomeni degil, gozlemini ortaya koyar. Zamansal bir bulgu ya da teoride mekan bunyesindeki birzamansal aciklamadir. Mesela big bang teorisi zamansaldir ve EVRENIN BASLANGICINI MEKAN OLARAK ORTAYA KOYMAZ, ZAMAN OLARAK ORTAYA KOYAR. Evren gozlem veren bir fenomen olarak daimidir ve big bang zamansal olarak evrenin mekansal daimiliginde evrenin bir yerindeki zamansal patlamanin teorisidir. Dolayisiyle insanoglu bilimsel calismalari ile evren mekaninda zamansal olarak ileride big bang oncesi bir patlamaya da teorii ve hatta gozlem olarak ulasabilir. Cunku EVREN MEKANSAL DAIMILIGINDE, ZAMANSAL BIR ILK BULGUSUNUN HER ZAMAN BIR ONCELIGI OLMA OLASALIGI VARDIR. Ayrica bugun insanoglunca evrenin mekansal ebati bilinmemektedir. Bu acidan "evrenin genislemesi" mantiksal olabilirlik olasiligi olarak; bu genislemenin BASKA BIR MEKANDA OLDUGU ANLAMINI TASIR. Bu da "evren icinde evren" anlamina gelir. Gunumuzde evren mekan olarak bilinen ve her eyi ihtiva eden bir bosluk, alan v.s. dir. Bunun tam olarak boyutu ortaya konamadikca da evrenin baska bir evren icinde oldugu mekanin da olcumsel bir algisidir. Bu da mekansal sinirsizlik ve sonsuzluk anlamina gelir. Evrenin de zaten mekansal boyutlari henuz bilinemediginden, evren zaten mekansal olarak sinirsiz ve sonsuzdur. Gozlem verdigi surece de daimidir.
  20. Benden yapmis oldugunuz iki farkli alintiya ayni yanitlari yazmissiniz. Bir seyin bilimsel oldugunu kanitlamak icin, teori ve o teorinin test edilmesi, gozlem vermesi ve olgusal gecerlilik kazanmasi gerekir. Bu olgusal gecerlilik baglayicidir ve tartisma disidir. Taki baska bir gozlem ile yasnlislanabilene kadar. Gozlem vermeyen hic bir teorinin bilimsel bir baglayiciligi yoktur. Sadece teori olarak gecerlidir. O yuzden zaten Big Bang ile ilgili Cern'de gozlem alinmaya calisiliyor.
  21. Birincisi olgu olmayan yani test edilmeyen bir teori, baska bir teorinin olgusu olamaz. Ayrica evrimi neden kattigini da algilayamadim. Evrim bir olgu ve bir teoridir. Big bang henuz gozlem vermeyen bir teoridir. Boyle bir teori baska bir olguyu ortaya koyamaz. Eger evrenin genislediginin bir olgu oldgunu soyluyorsaniz, burada bunun nerede soylendiginin alintisini yaparmisiniz? Ayrica evren nerede genisliyor, yani neyin bunyesinde genisliyor? Buradan da basaka evrenlere gececeksiniz. Ustelik big bang mekansal degil, zamansal bir teoridir.
  22. evrensel-insan şurada bir başlık gönderdi: Ansiklopedistan
    INSANLIK;Dunyevi temelde insan ve birey ikileminin; kisisel ve evrensel karsitliginda; bireyin kisisel saygisi (farkin farkina varmak; ne farki ayirmak nede farki"yok"saymak) ve insanin evrensel vicdani (ne kendine, nede baskasina fiziksel ve dusunsel zarar vermeme) insansal; duygu, dusunce ve davranis temelinde birlestirip, yasam da yansitmak. "Baskalariyla anlasmazliga dusmek, isin bir yonu; dusuncelerinizin baskalarinin dusuncelerinden farkli oldugunu anlatabilmek ve yapisal tartismaya temel ve dayanak yaratabilmek, isin baska bir yonudur. Eger ikinciye odaklanirsaniz; hicbir zaman uyum saglayabileceginizi dusunemeyeceginiz konularda nasil o konulari uyumlastirmaya yoneldiginize sasirip kalacaksiniz"
  23. Iki farkli Tasvir Bir tunelde ilerliyorsunuz. Tunelin boyu, basi ve sonu, ne kadar zamandir tunel icinde oldugunuz, tunelin yapisi, ne zaman tunele girdiginiz, ya da tunelden cikacaginiz, tunelin ebati, tunelin neresinde oldugunuz, tunele neden girdiginiz v.s. sizi ilgilendirmiyor, sadece tunelde ilerliyorsunuz ve bunun bilincinde ve farkindasiniz. Bir suya bakiyorsunuz ve baktikca su berraklasiyor, suyun miktari, ne zaman bakmaya basladiginiz, ne zaman bakmayi sonlandiracaginiz, suyun debisi, nerede oldugu, neden baktiginiz, ne kadar berraklastigi, tamamen ne zaman berraklasacagi, berraklasmama olanagi olup olmadigi v.s. sizi ilgilendirmiyor. Siz sadece bilincli ve farkinda olarak suya bakiyorsunuz ve siz baktikca su berraklasiyor.
  24. Ulke ve toplumumuzda bilgi temelli felsefe olan epistemoloji algi, bilgi, bilinc ve farkindalik temelinde cagdisi olarak ya bilinmemekte, ya bilincli bilinmememekte, ya da felsefenin varliksal (ontolojik/teolojik/fizik otesi temelli varolus) dali ile karistirilmakta ve bilgi ile ilgili hersey; metafizik temelinde algilanmakta ve degerlendirilmektedir. Epistemoloji yani bilgi felsefenin bilgi ile ilgili dalidir ve bilginin ne oldugunun, kokeninin, tarihinin ve bilgi ile ilgili herseyin ortaya kondugu dalidir. Bilgi varlik degildir, aksine varlik bir bilgidir. Bilgi genelde bir uclem temelinde degerlendirilir. Dogrulanmislik Inanilmislik Gercegin ne olduguna paralel olarak-gerceklik ya da gerceklendirilmislik. Buradaki gercek, realite temelindeki metafizik gerceklik degil; truth temelindeki gercegin ne oldugu algisidir. Diger bir sorun da bilgi ile onun bir niteleyeni sifati olan bilim ve bilimsellik te birbirine karistirilmaktadir. Bilgi bilimsel bilgi den farklidir. Daha dogrusu bilimsel bilgi bilginin bilimsel olarak nitelenisidir. Ayni sey bilissel bilgi icin de gecerlidir. Gunumuzde bilgi ile ilgili teoriler sunlardir. Theories ­Coherentism · ­Constructivist epistemology · ­Contextualism · ­Determinism · ­Empiricism · ­Fallibilism · ­Foundationalism · ­Holism · ­Infinitism · ­Innatism · ­Internalism and externalism · ­Naïve realism · ­Naturalized epistemology · ­Phenomenalism · ­Positivism · ­Reductionism · ­Reliabilism · ­Representative realism · ­Rationalism · ­Skepticism · ­Theory of Forms · ­Transcendental idealism · ­Uniformitarianism Iste bir beyin bilgi yi dusunce olarak paylasmak ve tartismak istiyorsa; bu teorilerden birini kendisine referans almali, ya da kendi teorisini ortaya koymalidir. Cunku bilgi, metafizigin; materyalizmi, idealizmi, objektivizmi, subjektivizmi, pozitivizmi ile tartisilmaz. Bilindigi gibi benim bilgiye bakis acim, constructive epistemoloji ve yapilandirmaci bilgidir. Bu konuda baslik vardir. Bilgi konusunda hakkinda kavrami tartisabilmek ve bu konuda bilgi ve dusunce dile getirebilmek icin; bilgi teorilerinden birisi taban alinmalidir. Cunku bilgi metafizigin varliksal ideolojik inancsallari ve onlarin tabanlari ile tartisilmaz. Varlik ve bilgi felsefede farkli kastagorilerdir. Bilgi ile ilgili benim actigim konu ve kavramina anlam ve icerigine gore basliklar ve aciklamalar var. O yuzden bilgi felsefesi ile Birincisi varlik felsefesi olan metafizigi Ikincisi bilgi felsefesinin bir sifati niteligi olan bilimsel bilgi ve bilim felsefesini karistirmamak gerekir. Cunku bilgi sifat ve nitelik olarak sadece bilimsel ve bilissel degildir. Inancsal, ideolojik, etik v.s. temelli insanoglunun kavramsal her turlu ortaya koyumu bilgidir. Yaalniz yapilandirmaci bilgi, bilginin bilimsel ve bilissel sifatli ve nitelikli olanidir. Sadece bunu degil, ayni zamanda hangi bilginin bilimsel ve bilissel olmadigini neden ve nasil olmadigini da aciklar. Her turlu bilgiyi bilimsel ve bilissel temelde degerlendirir ve sorunlarini ortaya koyar.
  25. Dogru ne baris ya! 20. yuzyil islam teroru ile taniniyor. Ayrica Allah'ininz o kadar baristan yana ki, inanirlarini cehennemde cayir cayir yakmak ile tehdit ediyor. Iste islamin "barisi" ya cihad'a ne demeli. Iste ancak koru korune bir korku inanci islami barisolarak algilasr. Ayrica hala sunu algilayamadin, Darwin ile Sosyal Darwinizm arasinda uzaktan yakindan bir bag yok. Ama dedim ya akil calismazsa sadece inandigi ile kalir, akilda bilgi yoksda, sadece bilgiden korkmak ve ogrenmemek ile kalir.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.