Zıplanacak içerik

Genel

Seçilmiş Blog Başlığı

Bir devlet, ait oldugu cografi ve toplumsal birlikteligin devleti, bir hukumette ait oldugu cografi ve toplumsal birlikteligin bir hukumetidir.   Dolayisi ile farkli halklarinin ve kesimlerinin ve de farkli sosyo-etik degerlerinin oldugu bir cografya ve toplumun devleti ve hukumeti; tum bu toplumun farkli degerlerini kucaklayacak bir yonetim yonlendirim yapilanma ve isleyis temelinde olmalidir.   Yani ne devletin bir resmi dini ya da milliyeti, ne de hukumetin bir resmi dini ya da milli siya
7 Hazirandaki milletvekili secimleri, sadece AKP ve biatci surekasinin Turkiye ulke ve toplumunu, teokratik, otokratik tek bir diktatore teslimiyetci gidisatina "dur" deme acisindan bir donum noktasi degildir.   T.C. ne bir devlet ne bir hukumet ne de bir rejim olarak ne de anayasada belirtilen "sosyal, hukuk" olarak bir yonetime hic bir zaman sahip olamamistir.   Iktidara kim geldi ise, devlet ve de hukumet onun politik cikar politikasinin bir duygu ve ekonomi somuru araci olmus, devlet ve
Erdoğan, "Papa'nın özel uçağı var, bizim dini liderimizin neden olmasın?" demiş. Eh, ne de olsa erkek deveyi dişi deveden ayırt edemeyeceğini düşündüğü bir topluma seslendiğinden, gerçeğe ve akla mugayir beyanlar vermekten çekinmiyor.   1 - Papa'nın özel uçağı yoktur. En son Türkiye ziyaretine de Alitalia'nın (İtalya Hava Yolları) kendisine tahsis ettiği uçakla gelmiştir.   2 - Türkiye ziyaretinde kullanmak üzere Fiat Albea araç talep etmiş, ancak kendisine güvenlik gerekçesiyle lüks bir ar
Toplumumuzun en onemli sorunu kendisine dogumdan itibaren verilen her turlu deger, veri ve tabuyu sabitlestirmesi ve sahiplenmesi temelinde; "kendi degerinden baska bir degeri tanimamasi, ona karsi cikmasi, onu otekilestirmesi ve bunu da degere yonelik degil; sadece ve sadece kendi degerine karsit, zit, dusman, ters v.s. olarak algilamasidir.   Bu yukaridaki paragrafta ne denmek istedigini ornekler ile acikliyalim.   Diyelim bir kisi, deger olarak "turkcu, Ataturkcu, sunni, turkmilliyetcisi
Etik, felsefi kullanim ve paylasimda bir kavram olarak; her bir beynin kendi bunyesindeki ...e gore temelli algisinin bu kavrama verdigi anlam ve icerioktir.   Dolayisi ile o klasik dildevrimi oncesi "Etik budur/bu degildir" seklindeki bir determinist ve mutlak dogru iceren bir aciklama, bugun gecerli degildir.   Evrensel-insan zihniyetine gore etik kavramina verilen anlam ve icerik "bireyin yasam ve iliskisindeki her turlu zihni yetisinin islemesi ve davranis oloarak yansimasidir."   Yuka
Insanoglu turunun mustakil var olan her bir birinin gozlemsel butunlugunu olusturan farklarin farkindaligi cok onemlidir?   Simdi soyle bir soru soralim.   Bir seyin farkina varan kim/ne?   Iste bu soru bize, gozlemsel algi olarak bir butunu algilatiyor.   Peki bu "kim/ne" mustakil var olan butunu olusturan ve bir biri ile her turlu iletisim de olan farklar nelerdir?   Yani farkina varan, kimdir/nedir?   Farkina varan kisinin butunlugu. Yani beyni, zihni ve kendisi.   "Kim" sorusu
Binlerce yıl önce Meksika’nın güneyinde bilginin kadınları ve erkekleri olarak anılan ve kendilerine“Toltek”adını veren kızılderililer yaşardı.Onlar yaşam sanatını uyguluyorlardı. Bilgelik kitaplarında ise;insanın ,dünyada cennet gibi bir ortam yaratabilmesi için kendisiyle yapması gereken dört anlaşmadan söz ediyorlardı. Bu anlaşmanın ilki ve en önemlisi “Sözcüklerinizi Özenle Seçin” başlığı taşıyordu. Çünkü Toltek Kızılderilileri olumsuz sözcüklerin insan yaşamı üzerinde “kara büyü”etkisi yara
Roboski'deki katırların yüzleri maskeli molotof attıkları fotoğrafları yayınlandıda benmi görmedim ..! ''Yeryüzünde katlettikleri katırlar kadar hükmü olmayan canlıların yer kapladığı bir ülkede yaşıyoruz! Ağaç, hayvan, doğa, hayat düşmanları! ''Murathan Mungan
Baslik aslinda aklin teleolojisi ile bilimi birlestirmek adina ilginc bir ironi.   Yalniz eger bilim insanoglu adina bir degerse, bunun mutlaka her beyin algisinca bir teleolojisi, yani bir amaci gayesi v.s. vardir.   Peki nedir, bilimin amaci?   Bunu en kisa sekli ile "bilmek ve bildirmek" olarak ortaya koyabiliriz.   Buradan ilk fark, yani bilimin amacinin inanmak olmadigi ortaya cikar.   Peki, bilim neyi bilir bildirir?   Bunu da en kisa sekli ile "algiladiginin/varladiginin tarti
Türkiye'den parçalı olarak izlenebilen güneş tutulması an itibariyle devam ediyor. Ne yazık ki bazı bölgelerde bulutlanmadan dolayı tutulma izlenemiyor.   Güneş tutulması bir tarafa da, ülkece hemen her gün akıl tutulması yaşar olduk. Dün (19.03.2015) Tayyip Erdoğan, Harp Akademileri Komutanlığı'na yaptığı ziyarette,   "Samimiyetle ifade ediyorum; eski Genel Kurmay Başkanımız başta olmak üzere, birlikte mesai sarf ettiğim için yakından tanıdığım pek çok komutanın tutuklanmasına şahsen gönlüm
Termik santral yapılacağı gerekçesi ile, yangından mal kaçırır gibi bir anda 6.000 zeytin ağacının kesildiği Yırcalı Köyü'nden bir grup köylü, köylerinde termik santralı yapılması için 4.000 imza toplayarak Enerji ve Tabii Kaynakları Bakanı Taner Yıldız'a teslim etmişler.   Köylerinde termik santral yapılmasını isteyen köylüler "Dışarıdan gelen Green Peace üyeleri, doğalgaz lobisi ve bazı muhalefet milletvekillerinin de kışkırtmasıyla bizler mağduruz" demişler. bknz : http://www.hurriyet.co
Beyin ile zihin iliskisi ve birinin digerinden farki metafizigin varliksal/ontolojik felsefelerinin indirgemeci, determinist monist/dualist "birini otekine tercih eden/birini digeri bunyesinde yok eden" sartlanmis cagdisi yanasimi ile algilanmaz.   Herseyden once bu iki kavramin ne oldugunu ve birinin digerinden farkini algilamak icin; ikisi arasindaki farki algilamak ve farkina varmakgerekir.   Beyin, bir complex dinamik sistemdir. Iste bu complex ve dinamik sistemin her turlu soyutlama, so
Manken Merve Büyüksaraç'a Erdoğan'a hakaret ettiği gerekçesi ile dava açılmış ve böylece Erdoğan'ın açtığı hakaret davalarına bir yenisi daha eklenmiş. Bence her ilde en az bir mahkeme Erdoğan'ın açtığı/açacağı hakaret davalarına bakmak üzere özgülensin. Böylece mahkemeler üzerindeki ciddi bir yük hafiflemiş olacak ve diğer davalara bakma fırsatı bulacaklardır.   Elbette hakareti meşrulaştırmak doğru değildir; bu yazıyı yazmaktaki amacım da bu değildir. Pekala herkesin, kendisine hakaret edil
Başbakan Davutoğlu, "Eşme için izin falan talep etmedik nota verdik, yani 'Biz oradayız, orada olacağız' kayda geçirmek için. Orası artık bizim toprağımız. Kimse de buna itiraz edemez veya kimse buna meydan okuyamaz. Yani birisi meydan okuyorsa oraya dokunsun bakalım, anında müdahale edilir." demiş.   Al sana aklımızla alay eden demeçlerden bir tanesi daha. Yahu daha bir kaç gün önce "risk" gerekçesi ile vatan toprağı kabul edilen bir bölgeyi, tası tarağı toplayarak başka bir yere taşıyan siz
"Yalnız duyan yaşar" sözü, derler ki, doğrudur "Yalnız duyan çeker" derim, en doğru söz budur. ... Ölmek değildir ömrümüzün en fecî işi, Müşkül budur ki ölmeden evvel ölür kişi.     Y. K. Beyatlı / Düşünce   "Yalnız ‘şimdiyi’ anlayan, cehennemin bu olduğunu gerçekten bilir." - Jacob Wasserman  
  • Radya
Insanoglunun soyut olarak yarattigi ve sonar bir yasamsal gercek haline getirdigi teorizmin de, fasizmin de bir ideolojik/inancsal/izmsel tabani/temeli vardir.   Once fasizm ile terorizmin farkini ortaya koyalim.   Fasizm genelde ulke ve toplumda iktidarda olanin kendi niteligini toplumuna zorla baski ile ve kendi niteliginde olmayanlari bertaraf ederek devleti hukumeti ve toplumun her turlu kurumunu ve de yargi yurutme ve yasamayi iktidar olarak ele gecirerek dayatmasidir. Butemelde getiril
Havuz medyasının bugünkü (20.02.2015) manşetleri :   Star : Pensilvanya'dan Sümeyye'ye Suikast Emri   Akşam : Sümeyye Erdoğan'a Suikast   Güneş : Pensilvanya'dan Suikast Talimatı - Sümeyye'nin İcabına Bakın     Havuz medyası 4. suikast şenliklerini başlatmış. Eğer suikastçılar siyah bandanalı, deri eldivenli ve yarı çıplak değillerse hayatta inanmam..
Kepez Atatürk Anadolu Lisesi'ne yeni atanan müdür yardımcısı, okuldaki erkek sınıf başkanlarını toplayarak kısa etek giyen kız öğrencilerin peşine takılmalarını, önce uyarmalarını, sonra da gerekirse taciz etmelerini söylemiş. Böylece bundan rahatsız olan kız öğrenciler düzgün giyinmek zorunda kalacaklarmış.   Bence taciz yeterli değil. O erkek öğrencilerin ellerine birer kezzap şişesi tutuşturup, ibret-i alem olsun diye kezzap attırsınlar; daha etkili olur.   Şimdi "Bunu da mı hükümete bağ
Başbakan Davutoğlu, Ak Parti Belediye Başkanları İstişare ve Yönlendirme Toplantısı'nda yaptığı konuşmada aynen şöyle demiş :   "Buradan farklı partilerden 12 büyükşehir belediyesi başkanına sesleniyorum. AK Parti'ye oy vermiş ilçelerimizi cezalandırmayın bunun yapılması durumunda gerekli hukuki, işlem yapılır."   Ay ben gülerim.. Hatta sadece ben değil, o 12 büyükşehir belediyesinde yaşayan herkes güler.   Önce, daha dün tarihli (18.02.2015) şu habere bakalım :   Raylarda da üvey evlat
Bilindigi gibi dun mecliste bu paket ile ilgili tartismalarda fiziki saldirilar ve yaralanmalar olmustur.   Yani ic guvensizlik daha meclisten gecmeden fiziki saldirisi baskisi v.s. ile kendini gostermistir.   Bu paket ile AKP'nin neyi "guvenlik altina almak" istedigi ve buna mukabil bu guvenligi saglamak Adina nasil bir terore zora ve baskiya bas vurmasi gerektiginin onerisi olan bu paket kisaca "AKP'li isen guvendesin, eger degil isen gerisini sen dusun" seklinde bir paket olmasi vasfi ile
Cumhurbaşkanı (!) Erdoğan, feministler için "Ya senin bizim dinimizle, medeniyetimizle ilgin yok ki.Biz sevgililer sevgilisinin hitabına bakıyoruz" demiş.   Siz kimsiniz? Sizin dininiz ne? Sen cumhurbaşkanı mısın, halife misin, diyanet işleri başkanı mısın, papa mısın, kardinal misin? "Biz" den kastın kim? Türk Halkı ise, bu halkın içerisinde müslümanı da, hristiyanı da, musevisi de, ateisti de var. Bu ülkede yaşayan herkes sizin dininizle ilgili olmak zorunda mı? Hala ayrıştırma, hala ötekile
Kadına karşı işlenen suçlar neredeyse vaka-ı adiye haline gelmişken, hunharca, canavarca, adice bir cinayet daha işlendi bu ülkede. Bardağın son damlasıydı ki, toplumsal infial oluştu, ülke ayağa kalktı. Özgecan ilk kurban değildi; ne yazık ki son da olmayacak. Olayı geniş bir perspektiften değerlendirdiğimde, beni dehşete düşüren, iğrendiren, endişelendiren o kadar nokta var ki, hangi birisini sayacağımı şaşırdım.   Öncelikle bu olayın faillerini kısa sürede ortaya çıkaran kolluk kuvvetlerine
“Hayatın ilk aylarında bebek, anne memesini kendi bedeninin uzantısı olarak algılar. Yaşamımız süresince dönem dönem, eski günlerimize kayıp, çevremizdeki insanları bizi besleyecek memeler olarak görme eğiliminde oluruz. Durum süreklilik gösterdiğinde ise ‘şeyler dünyası’nda yaşanıyor demektir. Şeyler dünyasında, paylaşmanın yerini, insanların birbirini ne işe yarayacaklarına göre değerlendirdikleri bir pazar alanı alır. Karşı cins ilişkilerinde taraflardan birinin diğerine ısrarla yöneltt
  • Radya

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.