Zıplanacak içerik

Genel

Seçilmiş Blog Başlığı

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın aylık dergisinin şubat sayısında yer alan bir makalede, nişanlı çiftlerin “el ele dolaşmalarının dinen uygun olmadığı” savunulurken, fetvada, nişanlı çiftlere “İslami usullere göre görüşüp konuşmaları” önerilmiş. Muhafazakarlık denen şey, böyle bir şey işte. İnsanlık adına bütün masumiyetleri yok eder. İlkokul çağındaki çocukların saçlarından tahrik olunacağını düşünür; türban takar, çocukluğun masumiyetini öldürür. El ele tutuşmanın, sevdiğinizin saçını, yüzünü ok
Erdoğan, öldürülen Filistinliler için İsrail Cumhurbaşkanı Peres'e "Siz öldürmeyi iyi bilirsiniz" dedi. Erdoğan, Mısır’da İhvan lideri Muhammed Biltacı’nın ölen kızı Esma’ya yazdığı mektubun okunması sırasında canlı yayında ağladı. Erdoğan, Suriye’deki kimyasal silah kullanıldığı iddia edilen saldırıya ilişkin “O çocukları nasıl öldürdünüz, hâlâ birileri yorum getirmeye çalışıyor. BM Genel Kurulu toplandı hâlâ doğru bir açıklama yok. Aynı şey Mısır için oldu, orda da bir kınama dahi yok” i
Bilindigi gibi etik, felsefenin genelde "insanoglu biri sosyal olarak digger birleri ile bir arada nasil yasar/yasamalidir?" sorulari uzerine degerler one suren dalidir.   Tarihler boyu cografi ve de toplumsal olarak hem kendi bunyesinde hem de tarihin akisinda bu degerler genelde tutuculassada, degisimine engel konulmaya calisilsa da; gelisen degisen ve ilerleyen teknik ve de bilim sayesinde degisime ugrar.   Etik degerlere ana olarak ornek verirsek, bunlar:   Milloi/kokensel, dini/mezhep
Bu sabah çocukluğumdan bir parça daha kopup yıldız olarak kaydı sonsuzluğa.. Kulağımda sadece o ses ve o siyah-beyaz fotoğraf var şu an:   Dedemin bahçesi, bahçedeki fıskiyeli havuz, havuzun kenarında eski radyo, radyonun yanında tepsi, tepside çay bardağında rakı, şezlongun da dedem..   Vee..     Buluşurlar belki, kim bilir..
  • Radya
Bilimi ispattan ve sabitlikten dolayisi ile felsefenin inancsal ve ideolojik basi cekmesinden kurtaran ve gelisimini degisimini ve yenilenimini en iyi aciklayan kavram yanlislanabilirliktir.   Burada klasik metafizik varliksal temelli ideoloji ve inanc iceren temelde bir ispat soz konusu degildir. Ayrica suphe de soz konusu degildir.   Burada soz konusu olan GECERLILIKTIR. Gecerli olan da olgu olarak tartismadisi olarak GOZLEM VEREN TEMELINDE GECERLIDIR.   Iste buradaki yanlislanabilirlik,
“Ben sadece sevdim...” İçinde ne barındırır bu cümle?   Emek? Özveri? Acı? Çok Acı? Umutsuzluk? Ayrılık? Hepsi?   Ben söylerim, sen dinlersin. Söylemesi gereken sadece söyler mi? Umut ederek mi söyler? Daha mı çok acı çeker söylerken? Kıvranır mı acıdan?   Dinlemesi gereken peki? O ne yapar o zaman? Ne yaşar? Ne hisseder? Hiçbir şey mi? Çok şey mi?   Hiçbir şeydir belki... Sevme der, sevmeseydin der. Ne kadar kolay söyler.   Sev desem ben olur muydu peki? Sevseydin deseydim... Ben bun
  • gloria
Genelde gunumuzde kisiler sosyalizmden bahsederken bunun neden gerekli oldugunu izah etmeye calisiyorlar.   Halbuki 21. Yuzyilda tartisilmasi ve sorgulanmasi gereken "Nasil bir sosyalizm?" sorusu olmalidir.   Cunku, herseyden once her bir beyin duzeyinin sosyalizm kavramindan ne algiladigi ve nasil bir ve ne sekilde anlam ve icerik verdigi farklidir.   O yuzden once sosyalizm kavraminin nasilinin anlam ve iceriginde ortak noktalarin bulunmasi gerekir.   21. yuzyildayiz. Cagimiz bilgi ve
Insanoglu bilindigi gibi sosyal bir fenomen olmasinin yaninda, soyutlama soyut degerlendirme, soyut deger verme ve soyut deger yaratma yetisi olan ve bu soyutlarini da somutlastirarak dozen system ve kurum haline getirebilen bir fenomendir.   Sanki burada bir metafizigin ontolojik yani varl;iksal "madde/dusunceden birinin monizmi" celiskisi varmis gibi algilanmaktadir.   Halbuki insanoglu fenomeninde bu iki varliksal temel biri birini tamamlar ve bu tamamlamadan insanoglu kavramsal bilgisini
Bilidigi gibi Kuran ve icinde yazanlar ile tarihteki farkli reel islam yasam iliski duzen sistem farki, Kuran'daki cagdisilik, bilimsel yer almayanlar celiskiler ve hatalar; Kuran'i "kalb ile iman ve dil ile ikrar" temelinde ve de algi ve uygulamadakiaklin ve yorumlarin kullanilmasi temelinde ve de "Kuran'da hic bir celiski yoktur, cunku Allah'in sozudur" sabit bilincalti ve degismez iman ve inancida, bir pragmatisizm sezilmektedir.   Yani her iman eden ve inanan, Kurani kendi inancini dogrula
Bugün pazartesi, ama ben güne güzel başladım. Öncelikle her günkü gibi sabah 6.30 da kalkıp 7 de servise binmek zorunda kalmadım. 8 de kalktım, 8.30 da servise bindim 9 da işe geldim (insani koşullarda çalışmak diyorum ben buna) sonra arkadaşlarla oturup güzel bir kahvaltı yaptım sohbet ettim tabii güzel bir müzik de bize eşlik etti.   Oturduğum yeri sevmedim bugün, hemen kapının dibinde, üstelik banko gibi her yanın çevrili, sıkışık ve dağınık, kısıtlanmış... Aldım masamı, koltuğumu, bilgisay
  • gloria
Insanoglu, kisisel toplumsal ve de sosyal yasam ve iliski kurabilen bir fenomendir.   Yalniz tarih boyu baktigimizda, insanoglunun; kisisellestigini ve toplumsallastigini gorebiliriz de, bir turlu sosyallesebildigini goremeyiz.   Bunun ana temeli, insanoglunun evrimsel gelisim olarak beyninin kazandigi zihinsel soyutlama, soyut degerleme ve soyut degerlendirme yetisi ve ozelligidir.   Iste insanoglu kendi turu bunyesinde bu soyutlama ve soyut degerleme/degerlendirme temelinde farklilasmis,
Bugun insanoglu tarihine baktigimizda, kendisine dogumdan verilen degerlere; ya sorgulamasiz sarilmis ve savunmus, ya da yeri geldiginde de karsi cikmistir.   Bu degerler genelde, metafizik, varliksal, inancsal, ideolojik, izmsel, etik ve felsefi degerlerdir.   Genelde bilimsel bir temeli olmayan bu degerlerin, insanoglu cagi degistikce ve yasam ve iliski dozen ve sekli degistikce "eskimesi, gericilesmesi, tutuculasmasi, yobazlasmasi" soz konusudur.   Iste radikal yani, koktenci olarak bil
Halinden memnun olmanın zenginlik olduğunu anlayamazsak, hayat boyu bahçemizde gömülü hazinenin farkında olmadan yoksul bir hayat süren adama benzeriz. Bir okulda ilkokul çocuklarına eğer gerçekleşecek 1 dileğiniz olsa bu dilekle ne yapmak isterdiniz diye sormuşlar. Çocuklardan bir tanesi, "Eğer gerçekleşecek bir dileğim olsaydı, annemin istediğim kadar çikolata yememe izin vermesini dilerdim," demiş. Diğer çocuklar bunu onaylayarak alkışlamışlar. Bu gerçekten iyi bir dilekmiş. İkinci ç
  • Radya
Normalde yeni günü "GÜNAYDIN" diyerek selamlamayı çok seviyorum. Seviyorum ama hiç de selamlamıyorum artık neredeyse. Gün aydınlık değilken, gün aydın demek bana yapmacık gelmeye başladı sanırım. İşte bu yüzden yeni yıldan en büyük isteğim aydınlık günlere uyanabilmek..   Az önce çok güzel bir yeni yıl mesajı okudum:   "En çok neyi seviyorum biliyor musunuz, yılbaşı gecesi herkes aynı yöne doğru bakmayı başarabiliyor. Bütün umutlar, beklentiler hep aynı yönden gelecekmiş gibi, herkesin yüzü
  • Radya
Sadece bir rüya idi aslında, ama düşündükçe, gözlerimin önüne geldikçe, ruhumda karmakarışık duygular uyandıran bir rüya. Hani "göğsüme fil oturdu" deriz ya, iki göğsümüzün ortasına. Sanki yarmış biri orayı, içine bir çuval taşı doldurup tekrar dikmiş. O vakit derin derin nefes almaya uğraşırsınız, ama ne mümkün. Çabalarınız beyhudedir, fil göğüs kafesinizin tam da üzerine oturmuştur bir kere…   İşte tam o noktadan, zaman zaman belki geçer diye yumrukladığım yerden, çatlıyor mu, yarılıyor mu,
  • Radya
Uzun zamandir "hani su herkesin ve herseyin ilk nedeni" konusu var ya, ya da "herseyin teorisi" denilen konu; bu temelde sorgulama, inceleme ve arastirma yapiyordum.   Aslinda bu arastirma cercevesinde bir seyin farkina vardim. Aslinda bu farkina varilan sey, yine herseydfe oldugu gibi, normal disi idi.   Sonucta bizim en buyuk hatamiz ve sorunumuz, hep etkenden edenden yapandan, varliktan v.s. yola cikmak.   Halbuki farkina varilmasi gereken bir edilgen; yani hareketsizi, hareketli kilan,
öylesine özel bir çoğrafyada yaşıyoruz ki anadolu antik kent yerleşimlerini saymakla bitiremeyiz hoyratlığımız ve aldırmazlığımız yanı sıra bir kaç menfeat uğrunu bunları tahrip etmekten vaz geçmiyoruz gecen hafta sonu doğa yürüyüşlerimizde bir olay beni yine etkiledi antik dönemlerde insanların psikolojik sebeblerinden ötürü yapmış oldukları bazı sembollerin define bulma amaçlı tahrip edilmeliri ayrı bir acı olaydır bu işle ilgilenen arkadaşlara sesleniyorum doğada her gördüğünüz sembol ardınd
ilk baharın havası,kuşların yuvası,kalplerin yarası.. kuşlar cıvıl cıvıl öter;çiceklerin kokusu heryere söker;tane tane yaprak döker...ilk baharın mutluluğu çiceklerin kutluluğu hoş geldin ilk bahar;kokusu mis gibi her yeri sarar ;güzelliği her şeye yarar;hoşgeldin ikbahar! yazın mujdecisi;hoşgeldin ilk bahar........ size bir şey diyeyim kim olursanız olun ilbahar bazen rüya gibidir.insanı cennete indirir,sanki. tabiyki siz ilkbaharın güzellikleri ile kendinizi överseniz. böyle olursa her şeyd
Ayakları olmayanlar yolunu kaybedemez!     Sevdiğimden bu yana acelem var. Çelik çomak oynuyor aşk; yanak çukurunda. Ömür kuyusunun kovası iken ayrılık Islanıyor, ehli akla kadar duyu.. Nemlenen tüm uzuvlar, Tüm yağmurlar; omuriliğe çarpmalar.. Bir kibrit içimde yakıyor yaşamı. Yarınlarım için sol tarafımdaki ben'i görürsen Kaç; onlar sana ecnebi olanlar..   Tanık yok dışarıdan bakılınca Tanık olsun bana yüzünü ezberleten gölgen. Ben çalmadım elinin üstündeki titrekliği, Aşkları
  • Mirim
Son'a bir damla kan kala ağızlarda Yaşam, firar; ölüm merhabadır. Sevdadan evvel sarfiyatınadır kulluğunuz. Cümle alem bilsin ki; Kalemimi tutuşturan Tanrının adıyla Seven/ler m a s u m d u r...!   Puştluğun anlam bulduğu dünyada, tanımsızlaştı can veren sevmişliğim. Ben yaşamı nasırından tanıdım Helin. Ahiri belli bu silinmişliğin..   Isırgan takvimler ansızlığın donukluğuna katıldı. Panzer gibi gürültülü, yıkıldılar üzerime. Mevsimler Helin, kahırlar için birleştiler Vadesi kısal
  • Mirim
Ben seni her gün başka türlü seviyorum Kimi gün bir kardeş gibi, bir bacım gibi Kimi zamanlar neşem gibi acım gibi.. Bazı zamanlar derdime ilacım gibi.. Ben seni her gün başka türlü seviyorum.   Her gün bendesin aklımdan hiç çıkmıyorsun. Sevdim seni ateş de olsan yakmıyorsun Her adımımda benimle bir atıyorsun Olmasan da her gece benle yatıyorsun Ben seni her gün başka türlü seviyorum.   Saçların gözün siyahtı karayı sevdim Yüreğime açtığın bu yarayı sevdim. Sen yaşıyorsun diye bu d
Gün Bugün. Saat bu saat.. Yarına kalmaz aşk..     Bir rüzgardır aşk.... Esintisini duymak gerek, Solumak, İçine çekmek gerek.     Bir ulu çınardır çok zaman Golgesinde uyumak, Sırtını yaslamak gerek...     Bazan, Bir kar tanesinin kristalindedir aşk. Dokunmak gerek.     Aşk, Yüreğe düştüğü zaman, Hiç bırakmamak.. Dört elle sarılmak gerek...             Necdet GÖKNİL
Sen düşüncelerimde oldukça ben varım. O zaman.. İstediğim kadar, İstediğim yerlere getiriyorum seni. Ellerimi boynuna dolayıp, Uzun uzun bakışıyoruz... Bazan sokak sokak dolaşıyoruz birlikte.. Hangi bahçede çiçek görsem Koparıp, sana veriyorum,gülümseyerek. Her çiçek sen kokuyorsun. Utangaç çocuklar gibi Gözlerime bakıyorsun.     Bazan Sahilde bir çay bahçesine gidiyoruz seninle Semaver çay söylüyorum-sevdiğini bildiğim için. İnce belli çay bardağımda Ş

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.