Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

Ana ekranınızda anlık bildirimler, rozetler ve daha fazlasıyla tam ekran uygulama.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

Bloglar

Seçilmiş Blog Başlığı

gözlerin gözlerime değince felâketim olurdu ağlardım beni sevmiyordun bilirdim bir sevdiğin vardı duyardım çöp gibi bir oğlan ipince hayırsızın biriydi fikrimce ne vakit karşımda görsem öldüreceğimden korkardım felâketim olurdu ağlardım     ne vakit maçka'dan geçsem limanda hep gemiler olurdu ağaçlar kuş gibi gülerdi bir rüzgâr aklımı alırdı sessizce bir cıgara yakardın parmaklarımın ucunu yakardın kirpiklerini eğerdin bakardın üşürdüm içim ürperirdi felâketim olurdu ağlardım
Misafir
MUTLULUĞUN RESMİ Bugün; bütün ağaçlar yüreğimdeydi. Bütün çiçekler gözlerimde. Güneş, ışıklarını dudaklarıma kondurmuştu. Neydi kanımı kaynatan bu güzelliğin adı? Mutluluk muydu?   Bugün, Ne varsa hüzünden yana denize fırlattım az önce. Sanki beklermiş gibi hepsini, hop hop hoplatıverdi dalgalarında. En güzel maviliğiyle oynaşıp durdu. "Bak" dedi "fırlattığın hüzünlerine... İşte; onların bendeki hükmü sadece bu!"   Sonra, şakalaşırcasına bir kaç tuzlu damlasını sıçratıverdi
Misafir
........10 kez ölüp dirildi.....   'Refleks anoksik nöbeti' yüzünden vücudunun fonksiyonları sık sık duran 12 yaşındaki George Livingstone, bugüne kadar 10 bin kez ölüp dirildi.   İngiltere'de yaşayan 12 yaşında George Livingstone, vücudunun tüm fonksiyonlarının durmasına neden olan "refleks anoksik nöbeti" adı verilen bir hastalıkla pençeleşiyor.   Ailesi, dünyada sadece 800 kişide görülen bu hastalık yüzünden küçük çocuklarının bazen günde altı kez kriz geçirdiğini söylüyor. Talihsiz G
Misafir
Leblerimle emrine âmâdedir cânım benim Alda bir bûseyle öldür haydi cânânım benim   Lâl olur birden dilim bilmem neden görsem seni Görmesem kalmaz karârım dinmez efgânım benim   Hasta gönlüm çok zamandır iftirâkından harâb Olmadım bir lahza rahat geçti devrânım benim   Mübtelâyım bir ümitsiz gizli derdin zehrine Bu sebepten her geçen gün düştü dermânım benim   Yok teselliden nasîbim vermeyin zahmet bana Etmeyin bunca eziyet az mı hicrânım benim   Kantutar sen her bakışta kasteders
  • ERBAY
Güncelere "tarihi-düşmekle" başlanır ya.. Sanalda buna gerek kalmıyor.. Sistemin kendisi adına "dip-not" olarak tarihini düşüyor...   Yazma ve düşünme "kabızlığını" yaşar durumdayım.. garip ve "net" bir şekilde "zihnim" bağlamı ne olursa olsun düşünme,ayrıştırma,derleyip-toparlay 5;p birleştirme işlemlerini yapmaya "yanaşmıyor"...   Mız-mız ve uyuz bir haldeyim... Eve gitsem kafayı vurup uyuyacağım,lakin zaman erken,bu sefer gecenin bi yarısı uyanacağım... "Gündeliğin-aktüalitenin" ağırlıkl
ANNE KİMDİR / NEDİR? Tüm annelere ve Anne adaylarına Ama en çok benim CANIM ANNEMEEE   Bu kadar olur yani, tam tarif....   ANNE, dünyada karşılık beklemeden börek yapan tek insandır. Karşılıksız sevginin ete kemiğe bürünmüş halidir! Ne kadar üzsen de 10 dakika sonra seni affeden zarif bir memeli türüdür. Yağlı bile olsa tiksinmeden saçını okşayan, kucağına yatıran, öpüp koklayan tek varlıktır. Meleğin sut verebilenidir. Yarasın diye muhallebinin içine ciğer katarak çocuğuna yed
Misafir
DÜZGÜN BİR CİLT   Yumuşak bir cilt için A vitamini çok önemlidir. A vitamini en çok tereyağında bulunur. A vitamini gece körlüğünden korunmak için, saçların ve derinin güzelleşmesi için faydalıdır A vitamini peynirde de bol miktarda bulunmaktadır. Bu vitamin balıkyağında da fazla miktarda vardır. Ayrıca gün bir miktar ayçiçeği çekirdeği veya kabak çekirdeği yiyin. Bu çekirdekler esas halinde element olan çinko içerirler. Vücutta çinko eksikliği ise derinin daha çabuk buruşmasına yol açar. Ayrı
  • kralx
kimliğimi sordular, yabancıyım dedim.neye karşı yabancısın dediler , herşeye karşı dedim. nerde kalıyorsun dediler, boşlukta dedim. seviyormusun dediler , hayır dedim.tekrar sordular, sen kimsin, bir hiçim dedim...   uzaklarda yağmurlar yağıyordu.gökyüzü sanki yarılmış ve vahşi yağmur damlaları tapınakları ve cesetleri durmadan yıkıyordu. uzaklardaki insanlar haykırış içindeydi. bir kendileri vardı birde karanlık gökyüzü...   kentleriniz çok doluydu. kentlerinizde çok yüzlü insanlar ve yoğun
'Umut nedir?'' diye sordu erenlerden bir bilge...   ve dedi ''Al sağ eline bu gümüş nakışlı tası ve sol avucuna kristal kaşığı, senin için her ne ise doldur içine...''   '' Umut akışımdır'' dedi paslı kurnaların suyu...   ''Ben kendimden doğururum damlaları ve yalnızca kendime akarım, kendimle bütünleşir, kendimi kendimde parçalarım, yalnız kendimdir akış nedenim, kendi bulutlarıma uçar, kendi okyanuslarıma ağlarım''   '' Umut, esişimdir'' dedi serseri berdüşt rüzgar...   Sanma ki b
Senin büyük olduğunu söylediler. Beni sev diye geldim büyük kadın! Senin adın yüz bin harfe bölünerek zerrecikler halinde yeryüzüne yayılır ve nesnelere ad olurmuş. Tadında artık hiçbir dükkanın satmadığı çocukça bir kuruyemiş tadı varmış, kokunda en içli kokular; şimdi kimbilir nerede oyuncaklarımızın eve ilk geldiği günkü kokusu, kapatıldığımız rutubetli dolapların kokusu, tuzun ve yazlık evin kokusu. Sokulgan, işveli parmakların, seğiren kaslara iyi gelirmiş.Ellerin şifalı otlar soyundanm
Bayezid-i Bestamî hazretleri. Büyük velilerden. Bir gün tımarhanenin önünden geçiyor. Tımarhane hizmetçisinin tokmakla birşeyler dövdüğünü görüyor: -Ne yapıyorsun? Hizmetçi: -Burası tımarhanedir. Delilere ilâç yapıyorum. -Benim hastalığıma da bir ilâç tavsiye eder misin? -Hastalığını söyle. -Benim hastalığım günah hastalığı... Çok günah işliyorum.. -Ben günah hastalığından anlamam... Ben delilere ilâç hazırlıyorum.. Parmaklığının arasından konuşulanları duyan bir deli,(!) Bayezid
  • siyahx
"icim aciyor, gecer elbet, gecer de, anlamsiz bir yer de, unuttugumu sandigim bir yer de , yeniden sizlar, ama varsin sizlasin, sizlamadi mi; kocaman sevilmiyor ki... "   Ne yapacagini bilememek ne kadar kotu bir durum… Beyaz bir isik ariyorsun bazen, goruyorsun.. Siyahin yogunlugu eritiyor isigi yine kor oluyorsun..   Nerdesin sen simdi kim bilir? Neler yapiyorsun? Ozluyor musun beni? Biliyor musun ben geceleri hep seninle konusuyorum uzun uzun.. Seni Seviyorum diye haykiriy
Misafir
gittin... sen bana gitmek için gelmiştin geride yavaş yavaş eriyen bir kurşun bıraktın bıraktığın şekilden çok daha başkasına bürünen, ve bir daha asla eskisi gibi olamayacak bir kurşun... gerçekten; birdaha hiçbirşey eskisi gibi olmadı   bir gün beni nasıl paslı bir makasla, nasıl derinden budayıp gittiğini farkettim yeni bir filiz veremeyecek kadar derindi kesip attıkların ... sensizlikle oluşmuş hastalığıma , senin bile çare olamayacağını benim için artık çok gecikil
Misafir
Seni ilk gördüğüm gün başka kim varsa silinip gitti hayatımdan... Tatlı anılar bir yana,bana acı vermiş kim varsa,hangi olay varsa o an zihnimden silinip gitmişti. Yepyeni tertemiz bir başlangıçtı bu. Yaşamın iki yüzlülüğünden soyunup,karşına en saf,en yalın benliğimle çıkmıştım. Sana ait olanı yaşamak istiyordum. Aşksa aşk,sevinçse sevinç,hüzünse hüzün,acıysa acı. Senden gelen ve gelecek olan hiçbir şey korkutmuyordu beni. Sen yanımda olduktan sonra her şeye dayanabileceğimi biliyor
Misafir
Aşkın böylesini hiç bilmezdim.Birgün yeşil bi adamı çok seveceksin deseler ,güler geçerdim.Ama oldu işte, oluyomuş demekki. Büyük konuşmamak lazımmış. Güneşim di o benim.Onun rengi yeşil olmadan gün doğmazdı benim için.O geldi mi ışığı, yandı mı, hah işte güneşim doğdu derdim. Evimizin en sevdiğim odası olmuştu bu oda.Bu odanın dışında nefes alamaz olmuştum artık.Fatoş oturduğum koltuğa isim bile taktı: -"İKTİDAR KOLTUĞU" Çünkü savaşlar yaşanmaya başladı evde.Koltuk kapma savaşı! Tabii be
Misafir
YORUMSUZ...............   A Tarih; 26 Şubat 1992   Yer; Azerbaycan, Hocalı   Elleri bir ağaca arkadan bağlanan hamile bir kadının başına dikilmiş olan iki Ermeni yazı tura atıyordu. Bu kanlı kumarı yaklaşık 100 yıl önce Anadolu toprağında Kars'ta Ağrı'da Van'da Erzurum'da da ataları oynamıştı. Onlardan duymuşlardı.   Karnı burnunda çaresiz bir Azeri kadının doğumu oldukça yakın görünüyordu. Çaresiz kadın bir hazan yaprağı gibi titriyordu. Elbiseleri yırtık, ayakları çıplaktı... Ermenile
  • siyahx
Interlock'a   buralarda başka rüzgar esti sen yokken... gidesim geldi çoluk çocuğu bırakıp... adı sanı,şanı şöhreti bırakıp, sana kıyamadım, gelip de bulamazsın diye   buralarda soğuk rüzgarlar esti sen yokken... kötü söz sahibine aitti, kötü şöhret müsebbibine... 301'den muzdarip köşe yazarıydım, kasıkları kavrulan asiye,pornografik; kötü bir müjde AR taraftarıydım...   buralarda komik rüzgarlar esti sen yokken... ağız dolusu gülemedim,sen yoksun diye bilirsin çok gülebilecek k
BAHARLA ÖLÜM KONUŞMALARI       I   Memelerim koparıyor   Yüzyıl süren bir yalnızlık   dile gelmişçesine   Nasıl nasıl bir sevinç yarabbi!   Ve ağrıya   ağrıya tabi,   ağraya   ağraya ağbi...       Nakkaş Tepe de ancak   bezmimize böyle gelmiştir   Gelincikleri ve Nazım Hikmet’leriyle   Yerbilimsel bir hapisten sonra           II   İçimde

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Tarayıcı push bildirimlerini yapılandırın

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.