Hep sorarlar sevgi nedir diye.Geçen gün yolda giderken aklıma takıldı,sevgi gerçekten nedir?Etrafıma baktığımda sevginin anlamı herkeste farklıydı."Yoksa sevgi çeşit çeşit mi ? "dedim kendi kendime.Ama değildi.
Sevgi tek vücut olmaktı,acıyı kendini de acıtarak onunla paylaşmaktı,her yükselişinde aynı oranda onunla yükselmek,her alçaldığında onunla yerin dibine girmek,bir bardak suyun tadını acıysa acı olarak almak,tatlıysa suyun nimetinden tat almak,yaşamak dikenli tel
bu imkansızlıklar
bu yaralar
hepsi,
hepsi insan işi
sevda diye bağıran yüzün,
bir kitabın en sır satırını
okuyan sesin,
beni bana düşman eden,
ağlamaklı gecelerimin
tek temsilcisi
ve hiçbir yerde şubesi
olmayan yüzün
yani baştan ayağa sen...
bu bakışlar
bu bakır tadı
hepsi,
hepsi insan işi
ve insanın insana ettiği
en yalan yemin: Aşk!
hepsi,
hepsi insan işi....
YILMAZ ERDOĞAN
adını anmak güzeldi
dost ağızlarda sana dair cümlelerin ıslatılması..
adını anmak.
yüksek sesle, kimsesiz gecelerin düşsel avuntularına
sırt çevirip senden söz açmak.
biraz gülünç, biraz sitemkar..
güzeldi...
adının türkçedeki yankısı özeldi...
Seninle yoğurt yemek, kendi Kanlıcanlı, sülalesi
Kandilli yoğurtçunun mekanında.
Denize amors durup, yüzüne
cepheden bakmak güneşli bir mavilikle.... güzeldi..
ipe sapa konuşlanmaz bahanelerle elini tutmak,
yüzünde
yüz yı
I
Tutsak olacağını bilerek
yine bu sabah
demirparmaklıktan içeri
usulca sızdı
güneş
II
Yasaklanınca görüş gününde
çiçek getirilmesi
arka duvarın dibinde
sarmaşık tohumu
dikmiş annem
Oysa el bile
sallayamamıştım ona
kuyrukta saatlerce bekleyip
doldurduğu içme suyunu
dökerken ardıma
SUNAY AKIN
Çay bardağında
Bırakılan dudak payı
Kadar bile
Uzak kalamam
Gözlerine
Yakın olsun isterim
Ellerime ellerin
Yanındaki beton binaya
Yaslanması gibi
Köhne bir evin
Seni bir çivi
Gibi çaktım
Çünkü beynime
Ve toplayıp
Bütün kerpetenleri
Attım denize
SUNAY AKIN
annem,belki bu kavramı taşıyamayacağım şu hayatta.ama senden yola çıkarak seni ve yaşadıklarını hissetmeye çalışıyorum.küçükken hatırlıyorum da sabahın erken saatinde çıkardın ,taaa akşam üstü gelirdin ne kadar da açtık sana.ama sen evlatlarım diyerekten bizi bırakırdın yani aç kalmayalım diye,kimseye muhtaç olmayalım diye.yaşın 53 oldu annem,sen halen yılmadan çıkıyorsun yollara.sana ne diyeyim be annecim sen HERŞEYSİN.senin gibi yar olmuyor,canını acıtıyorlar,korumayı bilmiyorlar.şefkat sen de
gel ve yalnızlığınla durul
kapıp koyverme koyu ellerini tapınağımdan
sessizce ölme
öleceksen uslu bir çocuk gibi
kurtar beni soytarılıktan
suskunluğum güzel gelir insanlara
belki acıbadem kırsam sokaklarda
daha inandırıcı olurdum birden büyümediğime
çuvaldızlar batırabilirim baldırlara
bakılmasın körpe gözlerime
ihanetin gel-gitleri oturur gözbebeklerimde
eşgalin belirlenir tutuklanırsın
hapsolduğun halde canevlerime
uykunu böl ve gel
gel ve yalnızlığınla durul
esra
Hayat kitaplarda yazılan gibi değilmiş. Kitaplarda her kelimenin altında başka bir kelime gizliymiş. Her yüzün altına başka bir yüz... Böyle gidiyormuş, bunun sonu yokmuş.
Geç de olsa şimdi anlıyorum. Beni aşar bu kelimelerin altındaki kelimeler, bu yüzlerin altındaki yüzler... Ben içimdeki acıya bakarım. İçimdeki enayiliğe bakarım. Evet, kelimelerin altındaki kelimeyi, yüzlerin altındaki yüzü biliyorum ama, ben seni içimde hissederken, sana inanmışken şehrin her ta
Hep zamansız gelir aşk. Seni nerede bulacağı belli olmaz. Aşk, dizginlenemez, azgın tutkulardan ibaret değildir. Çılgınlığı barındırır ama sadece 'çılgınlık bu! ' ifadesini kullanma özgürlüğün var tabii. Sırf bu yüzden itmeye kalkabilirsin aşkı ama bir süre sonra o çılgınlığın ne olduğunu merak edeceksin. Çünkü insansın. Çünkü aşktan kaçamazsın. Çünkü aşk yakalar seni....MEHMET COŞKUNDENİZ
Ellerin son gemiden artakalan bir hüzün
Bir vadiyi çoğaltan saf suyu sessizliğin
Erimeyi bir kalbin potasında öğrenmiş
Bir gecenin nabzında damlamıştır yerlere
Belki son meddücezir vaktidir denizlerin
O hangi aynalardan çıkıp gelmiş ansızın
Sen hangi dağ başında bırakmışsın ruhunu
Şimdi yalnızlık için kan döküyor gözlerin
Artık duymuyor seni fırtınalar, bulutlar
Sözlerin bin bir çeşit alevlerle yanıyor
Sen O’nda unutulan resimlerin matemi
O sende her çiçeğin yüzüyle uyan
Gözlerin gökyüzüne ihanet ediyorsa
Hâlâ nazlı kuğular kuşatmışsa aklını
Belli ki bir kelebek bekliyor avuçların
Bırak bir bedestene gizlini ve saklını
Bir kelebek bekliyor parmak uçlarında aşk
Bahar şimdi şahmeran tozudur; savrulacak
Su yüzünü sonsuz bir hicrana çevirince
Umutların yeniden ve sessiz kırılacak
İnce cam kırıkları üzerindedir kalbin
Kan sızıyor ruhundan ömrünün taşlarına
Gül kurusu ân bile kalmasın sadağından
Atlasını kirleten melâl ayyaşlarına
Nede
Gözyaşına dök yağmuru
Düş uçacak bahara doğru
Yollar açılıp konuşacak
Mutlu edeceğim yokluğunu
Huyumdur hep ölürüm
Nice aşklara bölünürüm
Ayımdır hep tutulurum
Nice ışıklara korunurum
Hüzün kovan kuşu gelmiş
Gecenin yanağına konuvermiş
Ay tenli aşık şarkıma karşılık vermiş
Dışım içimden gelir
Yani gölgem kendimden
Aşktır ölümden güzel olan
Bak ve gör yaşam düşlerdedir
Huyumdur hep dirilirim
Nice dağlardan dökülürüm
Ayımdır hep kararırım
Nice öpüşle aklanırım
Tarihten iki ayrı coğrafyaya damlayan
İki ayrı yürekte durmadan kanayan
Seyduna’yla Şahrud
Yüreklerin akarken bıraktığı izi
Birbirlerinin gözlerinde aradılar.
Yoktu.
İki iklim farkıydılar
Ne zaman göz göze değseler
Yangın çıkmayacak denli uzaktılar.
Yalnızca aynaların dökülen sırrına yansırdı
Üçüncü bir kente düşmüş suretleri
Şahrud gökyüzü geliniydi.
Yüzüne bulut inse dolardı masal gözleri.
Bir solukluk rüzgarda bile
Usul usul kanardı gelincik bedeni.
Seyduna
Severim pazar sabahlarını.Sevmemin sebebi:Belki çalışmanın verdiği hoşnutlukla sabahın o güzel sessizliğini boş yollarda karşılamanın verdiği mutluluk .Şimdi diyeceksiniz ki uyumak varken nasıl yolda mutlu oluyorsun.Belki de pazar sabahını herkesin o tatil gününü yola çıkarak ilk karşılayanlardan biri olduğum için mutluyum.
ve benim için pazar sabahının vazgeçilmezi bir Sezen Aksu şarkısı dinlemek...
Uyuyan ve uyanacak olan herkese GÜNAYDIN
Sevgilerimle
Ya gözlerin aklımda
Ya da aklım adında
Ya hayalin karşımda
Ya Sesin kulagımda
Ya ben çıldırıyorum
Ya da çok seviyorum
Ya sevmek çok güzel
Ya da sevilen çok özel
..
Bu gün ordaydım?
Aynı yerde, aynı evde?
Aynı kapıdan girdim içeri.
Tesadüf bu ya aynı anahtar kalmış bende.
Sandalyede yeleğini unutmuşsun,
Masada kahkahanı,
Mutfakda bardağını.
Salonda duruşunu unutmuşsun.
Sonra yan odada hıçkırığını,
Koridorda gözyaşlarını.
Kapıda çarpıp çıkışını unutmuşsun.
Bir çiçeğin zehri düşmüş zigon sehpaya.
Bir rujunun rengi düşmüş oval aynaya.
O kavgadan arta kalan kırık bir vazoyla.
İkimizin kalbi düşmüş tozlu balkona?
Duvardaki resminde
güldükçe
gün
devrilir gözlerinin akşamına
gecedir,bir rüzgar getirir ellerini
öperim,kimseler görmez....
dallar ıslaktır ay ışığında....
adın sonbahar yüzlü bir çocuk
ömrümün esrikliğine dolanır gelir
bu kentli akşamlar sanıktır,kanatır yokluğunu
sesin sessizliğimde çoğalır gelir
dallar ıslaktır ay ışığında...
gitmen bildiği gibi konuşuyordu
bensiz...
belki bir kış güneşiydin kimbilir
belki kimselerin uğramadığı bir güz çınarı
kalakaldın tenhalığa
gölgesiz...
/ ve şarkın kanay
Canım Annem,
Kadın olmak hem güzel hem zormuş annem.Sen ki bazen kendi vücudun bile sana ağır gelirken evladın için neler yapmadın ki...Sana ne diyebilirim ki belki de bu kadar zorluklara dayanmam senden...İyi ki varsın,sana bugün yüreğimi,sevgimi ve canımı veriyorum.Beni taşıdığın her saniye için sana borçluyum.Sakın yanlış anlama her zaman bu canım senin.Bize bugünü hediye etmişler Kadınlar günümüz kutlu olsun anacım,seni seviyorum
Bütün hanımların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun.
Yalnızım
Aşkıyla aşklandım
Gözlerimden güneşler sökün edecek
Bir dünya istiyorum
Başımı döndürecek..
Göğsümün içinde
Volkan yürek
Kim yaşayabilir ki böyle suskun
Sustukça haykırarak..
Okyanuslar istiyorum
Taş devrini gömecek
Yüzyıllar istiyorum
Aşk, hükmünü sürecek..
Bir yürek daha istiyorum
Dahalarca aşkımlı
Aşkımı döndürecek..
Faika Sarp
kıyılarımda acılar var benim.her dalgada canımı acıtan,vuruşlarında merhametsizlik barındıran acılar.aslında suç diye birşey de yok yaşamımda.suç demek,adamı vurursun cezan hapis olur.benim cezaya da ihtiyacım yok.belkide tek kalışım bir hapis.hani derler ya aklıma gelmezdi böyle olacağım.
dünyam koca bir deniz gibi.nice canlılar yaşar dünyamda ;bazen saf bir balıktırlar,bazen bir köpek balığı gibi can alırcasına yaşarlar denizimde.sevgim denizin sularını temizleyen bir ilaç.sevgide
İstanbul onsuz geceleri başımı koyduğum bir yastık,
gözyaşlarım ıslattıkça yastığımı
ben küçülüyorum
sen gittin ya bu şehirden sana yenildim ben.
KARBEYAZ
sözverdiğimiz yerde bulustuk
sözverdiğimiz zamanda değil.
ben yirmi yıl erken gelip bekledim
sen geldin yirmi yıl geç
ben seni beklemekten yaşlıyım
sense beklettiğin için genç
Aziz Nesin