Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

Ana ekranınızda anlık bildirimler, rozetler ve daha fazlasıyla tam ekran uygulama.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

Bloglar

Seçilmiş Blog Başlığı

"Evrim” değişim demektir. Canlılar aleminde ilk canlıların ortaya çıktığı 3.5 milyar yıldan bu yana sürekli bir değişim ve ve çeşitlenme olagelmiştir. Bu çeşitliliğin hızı bazen yavaş, bazen daha hızlı olmuştur. Buna bağlı olarak da günümüzde yaşamını sürdürmekte olan ve bir zamanlar bir şekilde yaşayıp yokolmuş olan canlılar arasında sürekli bir ilişki kurulmuştur. Yani günümüzde yaşayan canlıların tümü birbiri ile az ya da çok akrabadırlar. Evrim fikrinin ilk ortaya atıldığı zamandan beri (-Ar
Zaman içerisinde değişim olgusu olarak evrim, temel bilimlerin ve özellikle canlı bilimlerinin, omurgasını oluşturan veriler bütünüdür. Bu nedenle evrim öğrenilmeden hem biyoloji hem de temel bilimlerde bilimsel düşünme becerisi edinme ve bilimsel veri üretmede önemli eksikler olması kaçınılmazdır. Bu durum aslında biyoloji eğitiminin yanında, doğa bilimlerinin tümünde evrim felsefesinin bilimsel gerçekler ışığında öğretilmesini de gerekli kılmaktadır. Eğitim kapsam ve sistemlerini buna göre düz
Banane gelecekse dünyanın sonu, Bitecekse bitsin artık hayat yolu, Korkum yok içim rahat huzurla dolu, Aşkı yaşadım senle bir ömür boyu...   Yüzümdeki çizgilerin bile adı sen , Aldığım her nefesin sebebi sen..   Dünyaya birdaha gelsem sevgilim, Arar bulurum yine seni severim.. Cenneti değişmem saçının teline, Ömrümün yettiği kadar seni severim..     Ferhat GÖÇER     Klibi İzlemek İçin Tıklayın...
BEKLEDİM   Saymadım hasretinle bu kaçıncı yılbaşı Bir ihtimal de olsa döner diye bekledim Ne bir demet karanfil ne bir damla gözyaşı Bir hal hatır sormayı dener diye bekledim   Şu kışta kıyamette ömrüme düşen karda Bir dostuma uğrayıp ahvalimi sorar da Belki de bir merhamet duyar da Yenilmez gururunu yener diye bekledim   Bir yanda gözlerimde ebediyet uykusu Bir yanda seni son kez görememek korkusu O güzel ellerinden içersem bir damla su Bütün ızdıraplarım diner diye be
  • kralx
Gül üşüdü gül üşüdü, Çığ düştü gül üşüdü, Bülbül kanadını topla, Daldan al gül üşüdü, Sen beni sen beni, Yine tuttursan sen beni, Dert için mi yarattın Yaradanım sen beni...   Günde ben günde ben, Yüzünü görem günde ben, Sen zülüf gölgesinde, Gör ki yanam ben sende...   Keman titrer keman titrer, Yay titrer yay titrer , Gözüm yari gören de, Yüreğim yaman titrer...
Benim yalnızlığım sende hep kalabalık kalacak... Ben “yok”luk kararını çok oldu verdim bir “şeyler” in… Kızıl akşamlara kalemimi kıralı uzun oldu… İçimde birikenin ne olduğunu görmen çok zor… Hiç bir “şey” bekleme benden… Gelmedim… Gülümsemedim say… Yazmadım… Dökmedim ruhumdaki uzaklar hevesimi dizeler yoluyla ruhuna… Üflemedim en bilinmedik iklimleri tenine… Çiçekler toplamadım ayak basılmamış topraklardan avuçlarına… Dalıp dalıp gitmedim hiç bir su birikintisine… An’lık şiirler d
Hep zamansız gelir aşk. Seni nerede bulacağı belli olmaz. Aşk, dizginlenemez, azgın tutkulardan ibaret değildir. Çılgınlığı barındırır ama sadece 'çılgınlık bu! ' ifadesini kullanma özgürlüğün var tabii. Sırf bu yüzden itmeye kalkabilirsin aşkı ama bir süre sonra o çılgınlığın ne olduğunu merak edeceksin. Çünkü insansın. Çünkü aşktan kaçamazsın. Çünkü aşk yakalar seni....MEHMET COŞKUNDENİZ
Ellerin son gemiden artakalan bir hüzün Bir vadiyi çoğaltan saf suyu sessizliğin Erimeyi bir kalbin potasında öğrenmiş Bir gecenin nabzında damlamıştır yerlere Belki son meddücezir vaktidir denizlerin O hangi aynalardan çıkıp gelmiş ansızın Sen hangi dağ başında bırakmışsın ruhunu Şimdi yalnızlık için kan döküyor gözlerin   Artık duymuyor seni fırtınalar, bulutlar Sözlerin bin bir çeşit alevlerle yanıyor Sen O’nda unutulan resimlerin matemi O sende her çiçeğin yüzüyle uyan
Gözlerin gökyüzüne ihanet ediyorsa Hâlâ nazlı kuğular kuşatmışsa aklını Belli ki bir kelebek bekliyor avuçların Bırak bir bedestene gizlini ve saklını   Bir kelebek bekliyor parmak uçlarında aşk Bahar şimdi şahmeran tozudur; savrulacak Su yüzünü sonsuz bir hicrana çevirince Umutların yeniden ve sessiz kırılacak   İnce cam kırıkları üzerindedir kalbin Kan sızıyor ruhundan ömrünün taşlarına Gül kurusu ân bile kalmasın sadağından Atlasını kirleten melâl ayyaşlarına   Nede
Gözyaşına dök yağmuru Düş uçacak bahara doğru Yollar açılıp konuşacak Mutlu edeceğim yokluğunu Huyumdur hep ölürüm Nice aşklara bölünürüm Ayımdır hep tutulurum Nice ışıklara korunurum Hüzün kovan kuşu gelmiş Gecenin yanağına konuvermiş Ay tenli aşık şarkıma karşılık vermiş Dışım içimden gelir Yani gölgem kendimden Aşktır ölümden güzel olan Bak ve gör yaşam düşlerdedir Huyumdur hep dirilirim Nice dağlardan dökülürüm Ayımdır hep kararırım Nice öpüşle aklanırım
Tarihten iki ayrı coğrafyaya damlayan İki ayrı yürekte durmadan kanayan Seyduna’yla Şahrud Yüreklerin akarken bıraktığı izi Birbirlerinin gözlerinde aradılar. Yoktu. İki iklim farkıydılar Ne zaman göz göze değseler Yangın çıkmayacak denli uzaktılar. Yalnızca aynaların dökülen sırrına yansırdı Üçüncü bir kente düşmüş suretleri   Şahrud gökyüzü geliniydi. Yüzüne bulut inse dolardı masal gözleri. Bir solukluk rüzgarda bile Usul usul kanardı gelincik bedeni.   Seyduna
Severim pazar sabahlarını.Sevmemin sebebi:Belki çalışmanın verdiği hoşnutlukla sabahın o güzel sessizliğini boş yollarda karşılamanın verdiği mutluluk .Şimdi diyeceksiniz ki uyumak varken nasıl yolda mutlu oluyorsun.Belki de pazar sabahını herkesin o tatil gününü yola çıkarak ilk karşılayanlardan biri olduğum için mutluyum. ve benim için pazar sabahının vazgeçilmezi bir Sezen Aksu şarkısı dinlemek...   Uyuyan ve uyanacak olan herkese GÜNAYDIN   Sevgilerimle
Dün akşam Fethullah Gülen cemaatine bağlı bir dershanenin gecesine gittim özel konuk Reha Yeprem'di,hani şu meşhur sırlar dünyasının sunucusu. İşten eve gittim gece saat 18:00 de başlıycak "hep öyle derler geç başlar dedim" o yüzden rahat,rahat yemeğimi yedim oyalandım süslendim gittik,gittik ki ne göreyim iğne atılsa yere düşmez nasıl kalabalık,ayakta oturacak yer bakınırken bir bey geldi yer ayarladı oturduk neyse sahneye yakınız... Program başladı ve Reha Yeprem sahneye müthiş bir slayt gös
  • suheda
Bu gün ordaydım? Aynı yerde, aynı evde? Aynı kapıdan girdim içeri. Tesadüf bu ya aynı anahtar kalmış bende. Sandalyede yeleğini unutmuşsun, Masada kahkahanı, Mutfakda bardağını. Salonda duruşunu unutmuşsun. Sonra yan odada hıçkırığını, Koridorda gözyaşlarını. Kapıda çarpıp çıkışını unutmuşsun. Bir çiçeğin zehri düşmüş zigon sehpaya. Bir rujunun rengi düşmüş oval aynaya. O kavgadan arta kalan kırık bir vazoyla. İkimizin kalbi düşmüş tozlu balkona? Duvardaki resminde
güldükçe gün devrilir gözlerinin akşamına gecedir,bir rüzgar getirir ellerini öperim,kimseler görmez.... dallar ıslaktır ay ışığında.... adın sonbahar yüzlü bir çocuk ömrümün esrikliğine dolanır gelir bu kentli akşamlar sanıktır,kanatır yokluğunu sesin sessizliğimde çoğalır gelir dallar ıslaktır ay ışığında... gitmen bildiği gibi konuşuyordu bensiz... belki bir kış güneşiydin kimbilir belki kimselerin uğramadığı bir güz çınarı kalakaldın tenhalığa gölgesiz... / ve şarkın kanay
Bir Sakar Aşığım İşte   bir resimdin yalnızca bir tatlı hayaldin biliyordum   hiç değmeyecekti ellerim ellerine bakmayacaktım gözlerinin delisine   böyle diliyordum...   ne bulmak umudu vardı derinde ne kaybetmek korkusu bir resimdin sadece benimdin   ama sen sen var ya sen çıktın geldin resimden...   sen bir yalan aşık   sen hayalim düşüverdin elimden...   ve ben bir sakar aşık.   bir resmin bile tutamadım elinden....     Reşide Sarıkavak
  • ERBAY
O olmazsa yasayamam." demeyeceksin. Demeyeceksin iste. Yasarsin çünkü. Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.   Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kirilirsin. Ve zaten genellikle O daha az sever seni, Senin O'nu sevdiginden. Çok sevmezsen, çok acimazsin. Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsin hem.   Çalistigin binayi, masani, telefonunu, kartvizitini... Hatta elini ayagini bile çok sahiplenmeyeceksin. Senin degillermis gibi davranacaksin. Hem hiçbir seyin olmazsa, kaybetmekten
Tamam, kıtlık dünyası bu dünya, anladık!   Yalnız para pul, değerli kaynak değil herkese yetecek kadar başarı da yok bu dünyada!   Ama güzellik, iyilik, hoşluk bu kadar kıt olabilir mi?   Güven bu kadar sığ, merhamet bu kadar az olabilir mi?   Hiç vermeden hep almak için bizi yakıp tutuşturan bu hırs kabul edilebilir mi?   Hayır! Asla!..   Hayatımızı hep başkalarına yönelik gizli açık haset ve hınç duyguları mı yönetecek? Hep korkular mı zehirleyecek her anımızı?   Dinlediğimiz şar
Misafir

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Tarayıcı push bildirimlerini yapılandırın

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.