Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 ERGENEKON OPERASYONU"NUN AMACI: TÜRK ORDUSUNU VE MİLLİ GÜÇLERİ İÇERDEN VURMAK Ergenekon soruşturmasının yedi yıl sonra ısıtılıp yeniden gündeme getirilmesindeki zamanlama, tertibin amacını da ele vermektedir. “Ergenekon Operasyonu”, Türk Ordusu"na karşı Şeminli"de başlayan uygulamalar dizisinin son halkası ve doruğudur. Siyasal çözüm adı altında Güneydoğu bölgesinin özerkleştirilmesi ve PKK"nın Meclisteki grubunun güçlendirilmesi planı yürütülmektedir. Bu planın karşısına dikilen Türk Silahlı Kuvvetleri"nin ve başta millî güçlerin direncinin kırılması için, iki araç devreye sokulmuştur. Biri türban savaşıdır; diğeri “Ergenekon Operasyonu”. BU KAPSAMDA bugün de 83 YASINDAKI ilhan selcuk GÖZALTINA ALINMISTIR ...basinin aciklamasina göre Ulusal Kanal İstihbarat Şefi Ufuk Akkaya da, Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk ile iş adamı İbrahim Benli, eski İÜ rektörü Prof Dr. Kemal Alemdaroğlu, Aydınlık Dergisi Genel Yayın YÖnetmeni Serhan Bolluk, Perinçek'in koruması Yusuf Beşerik, gazeteci Adnan Akfırat'ın da gözaltına aldigini söylemistir... 83 YASINDAKI ilhan selcuk GÖZ ALTINDA .. Alıntı
Φ hakanaytac Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 evet.. süper.. harika.. olağanüstü... 83 yaşındaki adama ne ceza verecek ve/veya ne işkenceler yapacaklarsa artık ? amaç yıldırmak, bezdirmek, halkı korkutmak... insanları sindirerek onların muhalifliğini ortadan kaldırmak. bir adam sürekli hırsızlık yapıyormuş ve bütün kasaba sakinlerinin artık canına tak etmiş. tepki göstermeye başlamışlar, sonuç yok. en sonunda ellerinde silahlarla bu adamın evine gitmişler. yüzlerce kişi eve girse adamı parça parça edecekler ancak adam evinin çatısından ateş eder ve bir kişiyi öldürür. bunu gören diğer yüzlerce kişi de korkar ve geri çekilirler. adam da kurtulur ve hırsızlık eylemine rahat bir şekilde devam eder. durumumuz budur. bir kişiyi veya birkaç kişiyi ibret için cezalandırıyor ve insanları korkutuyorlar. bu şekilde de bizi korkutuyorlar... Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 evet.. süper.. harika.. olağanüstü...83 yaşındaki adama ne ceza verecek ve/veya ne işkenceler yapacaklarsa artık ? amaç yıldırmak, bezdirmek, halkı korkutmak... insanları sindirerek onların muhalifliğini ortadan kaldırmak. bir adam sürekli hırsızlık yapıyormuş ve bütün kasaba sakinlerinin artık canına tak etmiş. tepki göstermeye başlamışlar, sonuç yok. en sonunda ellerinde silahlarla bu adamın evine gitmişler. yüzlerce kişi eve girse adamı parça parça edecekler ancak adam evinin çatısından ateş eder ve bir kişiyi öldürür. bunu gören diğer yüzlerce kişi de korkar ve geri çekilirler. adam da kurtulur ve hırsızlık eylemine rahat bir şekilde devam eder. durumumuz budur. bir kişiyi veya birkaç kişiyi ibret için cezalandırıyor ve insanları korkutuyorlar. bu şekilde de bizi korkutuyorlar... babalar gibi satmadi sucu o .... 83 yaşındaki adami tutukluyorlar.. birakalim babalar gibi satmaya devam etsinler yoksa sorgusuz sualsiz iceriye aliyorlar simdiye kadar alinanlar dan bir haber yok gelismelerden bir haber yok mahkemeye cikarmiyorlar kimseyle görüstürmüyorlar .. babalar gibi kamu arazinin üzerini isgal edip bina dikenler Avrupadan dahi dört kat pahali satip halki yolmaya devam edenler onlar namuslu cete onlar ticaret yapiyor... onlar arazi babasi onlar kum cimonta babasi onlar ormanlarin babasi onlar demir mafya babasi onlar cok katli binalarin babasi.. Arastirin kum, cimonta, demir, un, arazi, ormanlar, denizler v.s v.s kimlerin elinde hangi imanlilarin elinde hani petrolu gectik bunlardami ithalat öyle olmadigi halde hangi imanli bunlari avrupadan dahi iki üc katina satarlar .. bunlarla yetinmediler ülkenin temel ham madsini gectik kendi ayaklarinda duran direklerini de sattilar .. geriye ne kaldi bu imamlililardan???? Efendi Türkler Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Sayin Efendi Türkler,simdi daha iyi anliyoruz neden Yargitay bassavsisina saldirildigini,cünkü Ergenekon diye milliyetcileri,ve TSK töhmet altinda birakma girisimi,zanli diye tutuklananlardan örnegin Ergun Poyraz'in AKP sefi,Cankaya fatihi!,ve Manisa tarzani ile ilgili yazdigi kitaplarin icerigi ve hemen akabinde evinde patlayici bulundu diye sahte polis raporlari düzenleterek tutuklanmasi,Emekli generali tutuklamak,daha bircok ismin PKK karsiti kimlikleri ve simdide Ilhan Selcuk'un gözaltina alinmasi,bunlarin hepsi gösteriyorki AKP ve yandaslari özellikle Fetulahci emniyet,sahte aydinlar dizisi ve Ermeni,PKK yandaslari görevlerini yerine layikiyla getirmektedirler.Türkiye sinirlari icersinde Türk avi baslatilmistir,ve aynen 1919 larda direnise gecen Kuvayi milliyecilere Atatürk ve arkadaslarina karsi alinan cephe simdi Türkiyeyi savunnalara karsi alinmistir.Isimler ve tarih degisik ama icerik aynidir,o zamanda Ingiliz yandaslari ile tarikat mensubu yobaz kesim Türk ulusunun kurulusuna karsiydi bugünde ayni kesimler bu oyunun icersindedirler.Demokrasi ayibi diyorlar AKP nin kapatilma davasi icin,bunu savunanlar bilincsiz olanlari saymiyorum bilerek savunanlar aslinda sunuda savunmaktadirlar,"bir iktidar partisi sucluda olsa (ki buna vatan ihanetide dahil)kapatma davasi acilamaz bu demokrasiye aykiridir,yani iktidar partisinin suc isleme hakki vardir:"peki kim karsi cikiyor bu davaya;AKP zaten karsidir,baska kimler var listede?Türkiye karsiti,Ermeni ve PKK yandasi,AB-ABD yardakcilari,ve tabiiki Fetullahci ve tarikatci yobaz kesimi. Ne kadar ilginc degilmi;Bugün Türk bayragindanmi bahsettik,hemen yafta hazirdir*IRKCI*Bugün Türkiyenin üniter yapisindan ve bagimsizligindanmi bahsettik,yafta hemen hazir*MILLIYETCI*;Bugün Türkiyenin bölünmezligindenmi bahsettik,yafta hemen hazir;*FASIST*ve daha buna benzer onlarca suclama.Irkciligin fasistligin miliyetciligin ne oldugundan bihaber olanlar veya olmayanlar gayet bilincli olarak bu tarz suclamalar yapamaktadirlar,cünkü onlarin hedefe ulasabilmesi ancak böyle suclamalarla olur.Irkci,fasist,milliyetci suclamalari ile insanlarin kendi özünü savunmasi engellenmek istenmektedir.Aydin gecinen kökleri Komünistlikle yogrulmus,AB fonlariyla beslenen,tarikatlarin sözcüleri,bu ülkede oldu bitti huzura dinamit koymuslardir vede koymaya devam etmektedirler.Ismlerini yazma geregini bile duymadigim bitpazarinda bile degerleri olmayan ama malum bir cevre tarafindan el üstünde tutulanlar bukalemun gibi bulunduklari ortama göre renk degistirirler. Yargitay bassavcisi cok iyi bir is yapmistir.Bunun ne kadar iyi oldugunu anlamak icin Ilhan Selcuk'un gözaltina alinmis olmasindan anlamaktayiz.Bu yönetime karsi kim eylem koyuyorsa Ergenekon cetesi diye tutuklanacaktir,ben bunu böyle iddia ediyorum cünkü bu iktidarin amaci Türkiyeyi bölmektir. saygilarla Alıntı
Φ ucansahin Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 benim kisisel görüsüm, ülkemizdeki her türlü mafyalasma ve cetelesme haraketlerine karsi gelmemiz gerek. Eger sadece bir yönden gelen cetelesmeye karsi gelip baska yöndekini de su veya bu sekilde savunursak fazla samimi olmadigimiz ortaya cikar. Evet Ilhan Selcuk gibi bir gazetecinin de Ergenekon olayina ismi karismis olmasí beni de bayagi düsündürüyor. Onun disindakilere gelince öyle bir cetenin icinde olma ihtimalleri bana göre cok fazla. bakin Dogu Perincek gibi bir sözüm ona siyaset adami ve yillardan beri 1% oy bile alamayan partisi. Bu sahsin bildikleri, maddi gücü ve yaptigi siyasi calismalar herkes tarafindan bilinen ve normal ilmadigi kabul edilen biri. Ne derece komplo oldugu mahkemeler tarafindan kanitlanacak zaten. Hatirlatmak isterim, Susurluk cetecileri hakkinda da o kesmin taraflari benzeri iddaalarda bulundular ve halada bulunuyorlar. Ne bu iddaalar, efendim vatansever insanlarimizi yildirmak istiyorlar, vatani icin ölümü göze amis milliyetcileri yalan ve dolanlarla sindirmek istiyorlar falan filan. Ve hala bakarsaniz bu ceteciler hakkindaki internet sitelerinde onlar en büyük vatansever olarak gösteriliyor ve Türkiye onlarla gurur duyuyormus. Su an benzerleri Ergenekon davasinda tutuklananlar icin söylniyor. Beklemek gerek ve adalet dogruyu bulacaktir. Basta söyledigim gibi, beni düsündüren Ilhan Selcuk gibi bir sahsin da onlarin aralarinda oldugu iddaasi. Eger dogru ise deerimki, vah halimize ve artik güvenecek, temiz bir yurtsever bile kalmamis derim. Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Bu insanlar hakkında dava açılabilir, ifadeleri alınacaksa çağrılırlar emniyete ifadeleri alınır. Ancak bir gazeteci, eski bir yök başkanı, bir siyasi partinin genel başkanı. Gecenin 3'ünde evinden alınıyorsa polis tarafından. Bu sadece misilleme yapmak, yıldırmaktır. Başkada hiçbir izahı olamaz. Alıntı
Φ ucansahin Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Bu insanlar hakkında dava açılabilir, ifadeleri alınacaksa çağrılırlar emniyete ifadeleri alınır. Ancak bir gazeteci, eski bir yök başkanı, bir siyasi partinin genel başkanı. Gecenin 3'ünde evinden alınıyorsa polis tarafından. Bu sadece misilleme yapmak, yıldırmaktır. Başkada hiçbir izahı olamaz. Bu tür operasyonlar ilkdegil ülkemizde. Kesin bir yargida olmamak gerek derim. Bunlarin arasinda bana göre bayagi süpheli kisiler de yok degil dogrusu, mesela avukat kerinc'siz gibi. Alıntı
Φ Yayamaz Kayımca Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 İLHAN SELÇUK'UN AVUKATI: SAKİN OLMALIYIZ Cumhuriyet Gazetesi Yazarı ve İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk’un avukatı Fikret İlkiz, 24 saat boyunca Selçuk ile görüşmesinin mümkün olmadığını ifade ederken, “Bunu bir soruşturma kabul etmemizde fayda vardır. Biraz sakin olmakta fayda vardır" dedi. Cumhuriyet Gazetesi Yazarı ve İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk’un avukatı İlkiz CNN Türk’e yaptığı açıklamada öncelikle 24 saat içerisinde görüşme olanağının olmadığını bildirdi. İlkiz, Selçuk’un Terörle Mücadele ve Özel Soruşturma Yöntemleri ve Ceza Muhakemesi Usulü Kanunu çerçevesinde gözaltına alındığını ifade ederek, bu nedenle 24 saat boyunca görüşemeyeceğini, buna karşın sorgusunun 48 saat içerisinde bitirilmesi gerektiğini söyledi. İlkiz, “Gözaltındayken de görüşme olanağımız var. Ama bu soruşturmada 24 saat sonra talebimiz söz konusu olacak. Görüştüğümüz zamanda bizi vekili sıfatıyla müdafi sıfatıyla da görüştüreceklerdir. Bizi talep ettiği ya da biz katıldığımız zaman soruşturma ve ifade de yanında yer alabiliyoruz. Bunu bir soruşturma kabul etmemizde fayda vardır. Biraz sakin olmakta fayda vardır" dedi. İlkiz, Selçuk’un sabaha karşı gözaltına alınmasını ise görevlilerin bir takdiri olarak değerlendirdi. İlkiz, “Ama bu takdir hakkının kullanılmasında hukuka aykırılık söz konusu olursa ve bu bir hak ihlali niteliğinde değerlendirilirse kuşkusuz biz de haklarımızı korumak anlamından sorumluluğumuz yerine getiririz" diye konuştu. -İP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI GÜLTEKİN: GÜNDEMİ DEĞİŞTİRMEK İSTİYORLAR İşçi Partisi (İP) Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bedri Gültekin, Genel Başkan Doğu Perinçek'in "Ergenekon Operasyonu" kapsamında göz altına alınmasına ilişkin "Cumhuriyet Başsavcılığı iddianamesi karşısında paniğe kapılanlar gündemi değiştirmek, dikkatleri başka yerlere çekmek istiyorlar. Sayın genel başkanın tutuklanması tamamen bununla ilişkilidir" dedi. Gültekin, İP Genel Merkezi önünde yaptığı basın açıklamasına, "Türkiye'de 89 yıl aradan sonra Nemrut Mustafa Paşa Divanı kurulmuştur. Bundan 89 yıl önce İstanbul'da İngiliz emperyalistlerin talimatıyla kurulan mahkeme, Nemrut Mustafa Paşa Divanı bu ülkenin gerçek yurtseverlerini idama mahkum etti, hapislere mahkum etti" sözleriyle başladı. Gültekin sözlerine şöyle devam eti: "Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya bir iddianame hazırladı. Bu cumhuriyeti, bu ülkeyi savunmakla yükümlü en yüksek makamdan gelen bir iddianame. Ne diyor orada? 'Bu iktidar gayrimeşrudur. Bu iktidar bu ülkeyi Ortaçağ karanlığına götürmek istiyor.' Başsavcı bunu söylüyor. -SORULAR- Bir gazetecinin "Doğu Perinçek'in göz altına alınmasının Ergenekon örgütü ile bağlantılı olduğu iddia ediliyor. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Gültekin "Bu, saçma sapan bir iddiadır. Bundan 10 yıl önce patates baskılı mühürlerle İP Genel Başkanı Perinçek'i PKK'ya yardım ve yataklık iddiasıyla göz altına almışlardı. Bu, ne kadar saçma sapan ise Ergenekon suçlaması da öyledir. Cumhuriyet Başsavcılığı İddianamesi karşısında paniğe kapılanlar gündemi değiştirmek, dikkatleri başka yerlere çekmek istiyorlar. Sayın genel başkanın tutuklanması tamamen bununla ilişkilidir. Ama bu tehdit, tehdidi yapanların başında patlayacaktır" dedi. Gültekin, emniyet görevlilerinin sabah saat 04.00'te İP Genel Merkezine geldiğini ve aramaların hala devam ettiğini belirtti. Genel Başkan Perinçek dışında Genel Başkan Yardımcısı Ferit İlsever ile Ulusal Kanal çalışanlarının da göz altına alındığını hatırlatan Gültekin, "Çılgınca bir eylemle karşı karşıya olduklarını" söyledi. İP Genel Başkan Yardımcısı Serhat Bora da konuşmasında, Gültekin'in sözlerine katıldığını belirtti. Açıklama sorasında İP'liler çeşitli protesto sloganları attılar. Öte yandan sabah saatlerinde Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ekiplerinin Ulusal Kanal, Aydınlık Dergisi'nin de bulunduğu İP Genel Merkezi binasındaki aramaları sürerken, 4 parti görevlisi daha göz altına alındı. Ayrıca, binadan bilgisayar kasaları da çıkarıldı. İLHAN SELÇUK KİMDİR? 1925 yılında Aydın'da doğdu. Cumhuriyet gazetesi başyazarı. Pazartesi hariç, haftanın 6 günü yayımlanan Pencere köşesini yazan İlhan Selçuk, aynı zamanda gazetenin yayın kurulu başkanıdır. 1950'de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Avukatlık, matbaacılık, dergi ve gazetelerde yazı işleri müdürlüğü yaptı. İlk yazıları 1952 yılında 41 Buçuk isimli mizah dergisinde çıktı. 1963'den günümüze Cumhuriyet gazetesinde makale yazarlığını sürdürüyor. DOĞU PERİNÇEK KİMDİR? Doğu Perinçek 17 Haziran 1942'de Gaziantep’te doğdu. İlk çocukluk yıllarını babasının yedek subaylık ve yargıçlık görevleri nedeniyle Gaziantep, Antakya ve Diyarbakır’da geçirdi. Beş yaşından sonra Ankara’da büyüdü. Ankara Sarar İlkokulu, Atatürk Lisesi ve Bahçelievler Deneme Lisesi’nde ilk ve orta öğrenim gördü. Üniversite yıllarında, 1962 ve 1963’te toplam 10 ay Almanya’da işçilik yaptı ve Almanca öğrendi. Haziran 1964'de Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi ve Kamu Hukuku (Devlet Teorisi ve Kamu Hürriyetleri) kürsüsüne asistan olarak girdi. 1968'de Hukuk doktoru olmuştur. Doktora tezinin konusu ve ilk kitabı, Türkiye’de Siyasi Partilerin İç Düzeni ve Yasaklanması Rejimi' dir. 1964 yılında dünya görüşü olarak Bilimsel Sosyalizmi benimsedi. 1967 yılında Dönüşüm dergisi Yazı Kurulu Üyesi ve Başyazarı idi. Almanya’da Türk Toplumcular Ocağı kurucusu ve ilk Genel Başkanı olmuştur. Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyesi ve Bilim Kurulu Üyesi, Güvenlik Komitesi Başkanı, TİP içindeki Devrimci Muhalefet hareketinin önderlerindendir. Mart 1968'de Fikir Kulüpleri Federasyonu Genel Başkanı olmuştur. Kasım 1968' de arkadaşlarıyla birlikte Aydınlık dergisini kurdu ve yayınlamaya başladı. Temmuz 1969'da İşçi-Köylü gazetesinin kurucusu ve başyazarı oldu. 12 Mart 1971 askerî darbesinden sonra yargılandı. 20 yıl hapis cezasına hükmedildi. Temmuz 1974’te genel afla serbest bırakıldı. 28 Ocak 1978'de Aydınlık davasının aklanmasıyla sonuçlanması üzerine Türkiye İşçi Köylü Partisi’nin kuruluşuna önderlik etti ve ilk Genel Başkan oldu. 20 Mart 1978'de Günlük Aydınlık gazetesinin kuruluşuna ve yayınına önderlik etti ve başyazarlık yaptı. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra tutuklandı ve 1985 Martında serbest bırakıldı. Ocak 1987'de Haftalık 2000’e Doğru dergisinin yayınlanmasına önderlik etti. Genel Yayın Yönetmeni ve Başyazarlık görevlerinde bulundu. 10 Nisan 1990'da “Sansür Sürgün Kararnamesi”nin çıkarılmasıyla hakkında tutuklama kararı verildi. Diyarbakır Cezaevi’nde üç ay tutuklu kaldı. 1991 yılında TCK 141. maddesinin kaldırılmasıyla siyasal haklarına kavuştu ve Temmuz ayında Sosyalist Parti 2. Büyük Kongresi’nde Genel Başkanlığa seçildi.Temmuz 1992’de Sosyalist Parti’nin Anayasa Mahkemesi’nce kapatılması üzerine kurulan İşçi Partisi Genel Başkanı oldu. Ancak Perinçek hakkında 1991 seçimlerinde TRT’de yapılan Liderler Açık Oturumu’nda yaptığı konuşma nedeniyle Terörle Mücadele Yasası 8. maddeye dayanılarak verilen 14 ay hapis cezası uygulandı. Perinçek, 8 Ağustos 1999’a kadar 10 ay 10 gün Haymana Cezaevi’nde kaldı. Daha sonra çıkan basın suçlarını erteleyen yasayla yeniden siyasal haklarına kavuştu ve 19 Ekim 1999 günü toplanan İşçi Partisi Olağanüstü Kongresi’nde yeniden genel başkan seçildi. Doğu Perinçek, çok iyi Almanca ve orta derecede İngilizce biliyor. Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu, gazeteci Şule Perinçek ile evli. Dört çocuğu vardır. KEMAL ALEMDAROĞLU KİMDİR? Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, 13 Şubat 1939'da Trabzon'da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Trabzon'da tamamladı ve 1956 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne girdi. 1956 -1962 yılları arasında öğrenciliği sırasında İstanbul Tıp Fakültesi Talebe Cemiyeti Yönetim Kurulu, İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerini üstlendi. 1962 yılında mezun oldu ve III. Cerrahi Kliniği'nde asistan olarak göreve başladı. 1963 -1965 yılları arasında İstanbul Tıp Fakültesi Asistan Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı. 1966 yılında Fakülte tarafından Almanya'da Mönchengladbach ve Düsseldorf'a gönderildi ve 15 ay süre ile burada çalışarak uzmanlık tezini hazırladı. 1967 yılında "Mide ve Duodenum Ülseri Delinmelerinde Acil Parsiyel Gastrektomie (Primer Rezeksiyon)nin Yeri" adlı uzmanlık tezi ile Genel Cerrahi Uzmanı oldu. Kasım 1972 yılında "Hızlı Barsak Pasajının Tedavisinde Yeni Bir Cerrahi Metod"adlı tezi ile Doçent oldu. 1973 -1974 yılları arasında Kayseri Askeri Hastanesi'nde Vatani görevini ifa etti. Askerlik dönüşü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Cerrahi Kliniği'nde Üniversite Doçenti olarak göreve başladı ve 1976 Temmuz ayında Doçent kadrosuna atandı. 1978 yılında Profesör oldu. 1979 - 1981 yılları arasında Adli Tıp Kurumu Uzmanlığı ve 1981'den beri de Adli Tıp Kurumu II. İhtisas Kurulu Üyeliği görevini sürdürmekte olup, 1982 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı, 1982 -1983 yılları arasında Fakülte Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı. 1988 -1995 yılları arasında Hürriyet Gazetesi Sedat Simavi Vakfı Sağlık Bilimleri Jüri Üyeliği yaptı. 1994 yılında İstanbul Üniversitesi Rektör Danışmanı olarak atandı ve Mart 1994'de İstanbul Üniversitesi Senatosu tarafından Sağlık Bilimleri temsilcisi olarak İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu Üyeliği'ne seçildi. Ayrıca Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Cerrahi Tıp Bilimleri Bölüm Başkanlığı görevini de sürdürmektedir. Ulusal ve Uluslararası dergilerde yayımlanmış birçok makale ve 5 adet kitabı bulunmaktadır. Ulusal ve Uluslararası birçok dergide hakemlik görevi yapmaktadır. 1966 yılından bugüne kadar yurtdışında (ABD - Almanya-İngiltere) çalışmalarda bulundu ve yurtiçinde de çeşitli kongre ve seminerler düzenledi. Kolon ve Rektum Hastalıkları Dergisi Editörü olup Dergi 9. yayın yılını başarı ile sürdürmektedir. Çok sayıda dernek üyeliği yapmaktadır ve halen "Türk Kolon ve Rektum Cerrahisi Derneği" başkanı ve Uluslararası Cerrahi Derneği Türkiye Temsilcisi, Yabancı Cerrahi Dernekleri Üyelikleri görevlerini sürdürmektedir. 1994 yılında başlayan İstanbul Üniversitesi Rektör danışmanlığı süresince üniversite yönetimine önemli katkılarda bulunan Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, Aralık 1997'de yapılan "eğilim belirleme" seçiminde altı aday arasından en yüksek oyu (635) almış, Yüksek Öğretim Kurulu'nca rektörlüğe aday gösterilmiş ve 9. Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel tarafından atanarak 31 Aralık 1997'de İstanbul Üniversitesi Rektörü olarak göreve başlamıştır. Prof. Dr Kemal Alemdaroğlu, evli ve iki çocuk sahibi olup, Almanca ve İngilizce bilmektedir. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Isimlerin önemli ve ulusca taninmis olasi cok dikkat cekicidir,bu anlamda tutuklanma ve gözalti emrini veren savcinin kim olduguda arastirilmasi gerekilen bir konudur,kimdir,nedir,ne zamandan beri ve kim tarafindan göreve getirilmistir,nasil bir anlayiski gecenin saat ücünde 83 yasindaki bir adamin evine baskin yapiliyor ve göz altina aliniyor.Bunlar cok dikkatle üzerinde durulmasi gereken noktalardir.Ergenekon davasi suskunluk perdesi altina bürünmüsken AKP ye acilan kapatma davasiyla yeniden gündeme tasinmasi cok manidardir ve bazi arkadaslarin dedigi gibi bu operasyon baslatanlarin vede savcinin basinda patlayacaktir.Ve Türk ulusu AKP kabusundan kurtulacaktir.Bu resmen gestapo tarzi bir davranistir ve AKP den böyle bir girisimin gelecegini biz cok önceleri yazmis anlatmistikki bunlarin amaclari cok farklidir ama asla DEMOKRAsi DEGILDIR,BUSH'un Irak'a getirdigi demokrasinin aynisini Türkiye yasamaktadir senaryo biraz farkli farkida bizdekinin kansiz yürütülmesidir.Yani göz korkutma ve AKP ile ugrasmayin tehdididir bunlar.AKP nin foyasi meydana cikmistir cilkida cikacaktir yakinda. saygilarla Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Sırada kim var? Korku ve yıldırma politikası gaz kesmeden devam ediyor. Bu gune kadar ergonekon cetesine uye yada kurucu yada vs. suclamalarıyla gozaltına alınanlardan bir ses cıktımı? bir sonuc yada bir gelişme var mı? Bu gune kadar gozaltına alınanlardan kac tanesi sucsuz bulundu? Kim hatırlıyor aklananları? Peki yakalandıkları zaman bazı gazetelerde manset olanlar sucsuz kalınca neden aynı mansetlerle temizlenmez? ''1930 lu yıllarda hitlerin basında oldugu nazi partisi yuzde 45 oyla iktidarı gecirdikten sonra ilk yaptıgı bazı soylenletilerin sorusturulmasını saglamak ve sozde cete kurma suclamalarıyla en buyuk rakibi olan siyasi parti ve yandaslarını tek tek gozaltına aldırmıstır. Bazı gozlatına alınanların akıbetinin ne oldugu hala bilinmemektedir. Bircok gozaltına alınan yazar, aydın ve politikacılar hapse atılmıstır. Ertesinde yapılan genel secimlerde nazi partisi yuzde 60 oy alarak anayasalarını değiştirme gucunu ele gecirmiştir.'' Merak ediyorum ergenekon cetesiyle ilişkili diye bu gune kadar kac gozaltı yapıldı? gozaltına alınanlar nelerle suclandı ve kanıtlar neler? Kacı aklandı yada hepsimi suclu durumda? Merak ediyorum son 15 yıldır devlet tarafından özel koruma tahsis edilmiş 85 yasındaki bir yazar sabah 4te evine baskın yapılarak gozaltına alınmıs... Kacıyormuydu bu adam? YOksa eli kanlı bir katilmiydi? Sucu neydi? Yada suclumudyu gercekten? Van Ünivesitesi rektörü ve yardımcısı hakkında acılan davaların sonucunu kac kişi hatırlıyor? Bazı arkadaslar cıkmıs son gozaltılardan sonra eger gercekten ilgisi varsa vay halimize diyor.. arkadasım kafanı gömdugun kum havuzundan cıkar artık diyecemde neyse.. zaten zihniyetini kendin belli etmişsin... Van üniversitesi rektor yardımcısı hapse atıldıktan sonra intihar etti... Davanın sonucunu biliyormusunuz? Sucsuz bulundular...!!!! Akpnin elindeki emniyet gucleri akpnin elindeki bu suclama mekanizması karsısına kim cıkarsa once medyasını kullanarak infaz ediyor... 85 yasında bir adam ceteyle ilgili sorusturulmak icin gozaltına alınıyor... Sıra kimde? Yakında sitemize gelip akp alyehinde yazan arkadaslarıda tek tek toplayıp bunlarda Turkish-media forum sitesi cetesi diyerek iceriye atarlarsa sasırmayın.. Eminim burdaki bircok akp yandası arkadas cok sevinecektir bu duruma... He daha cok sevinecek arkadaslar ise aslında akp yandası olmadıgını belirtip surekli onu takdir edenler olacaktır ki onların bu gri renkleri gercekten hergun biraz daha midemi bulandırıyor..!!!!! Sıra kimde? Durmak Yok Yola Devam..!!!!!!!!!! Alıntı
Φ hakanaytac Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 benim kisisel görüsüm, ülkemizdeki her türlü mafyalasma ve cetelesme haraketlerine karsi gelmemiz gerek. Eger sadece bir yönden gelen cetelesmeye karsi gelip baska yöndekini de su veya bu sekilde savunursak fazla samimi olmadigimiz ortaya cikar. Evet Ilhan Selcuk gibi bir gazetecinin de Ergenekon olayina ismi karismis olmasí beni de bayagi düsündürüyor. Onun disindakilere gelince öyle bir cetenin icinde olma ihtimalleri bana göre cok fazla. bakin Dogu Perincek gibi bir sözüm ona siyaset adami ve yillardan beri 1% oy bile alamayan partisi. Bu sahsin bildikleri, maddi gücü ve yaptigi siyasi calismalar herkes tarafindan bilinen ve normal ilmadigi kabul edilen biri. Ne derece komplo oldugu mahkemeler tarafindan kanitlanacak zaten. Hatirlatmak isterim, Susurluk cetecileri hakkinda da o kesmin taraflari benzeri iddaalarda bulundular ve halada bulunuyorlar. Ne bu iddaalar, efendim vatansever insanlarimizi yildirmak istiyorlar, vatani icin ölümü göze amis milliyetcileri yalan ve dolanlarla sindirmek istiyorlar falan filan. Ve hala bakarsaniz bu ceteciler hakkindaki internet sitelerinde onlar en büyük vatansever olarak gösteriliyor ve Türkiye onlarla gurur duyuyormus. Su an benzerleri Ergenekon davasinda tutuklananlar icin söylniyor. Beklemek gerek ve adalet dogruyu bulacaktir. Basta söyledigim gibi, beni düsündüren Ilhan Selcuk gibi bir sahsin da onlarin aralarinda oldugu iddaasi. Eger dogru ise deerimki, vah halimize ve artik güvenecek, temiz bir yurtsever bile kalmamis derim. evet doğru söylüyorsun ülkemizde her türlü çeteleşmeye karşı durmak gerekir. ancak bu ergenekon adındaki çeteyle 83 yaşındaki bir gazetecinin, 60 küsür yaşındaki bir siyasetçinin ve yine 60 yaşlarında bir eski rektörün ne alkası olabilir. ayrıca ergenekonun faşist üyeleriyle ulusalcı solcuların hiçbir bağlantısı olamaz olmamıştır. amaç yıldırmak, korkutmak. bu resmen faşizmden başka bir şey değil. gerekçe de çok komik. askeri darbe yapmakmış.bir siyasetçi, bir gazeteci, bireski rektör nasıl darbe yapabilir soruyorum. ergenekon şüphesiz faşist bir terör örtügütüdür ancak ülkenin değişmez ilkelerini değiştirilmesi teklif dahi edilemez ilkelerini koruyanlar bu örgütle yan yana getirilemeezler. bu durum bütün atatrükçüleri darbeci yapar.. o zaman gelin beni de aalın . ben de çeteciyim, ben de darbeciyim. Alıntı
Φ Müslüm Türkses Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Suçu; Örgüt Çete. Yetr Artık Kahraman olmaya çalışıyor her kez. Bir Dakika Aydınlık için Işıklar açılıp kapansın. Tanrı Türk'ü Devşirilmiş Faşist Marksist Devşirmelerden Korusun. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Bu komediye ancak haber bülteninde Uğur Dündar ile konuğu Emre Kongar'ın yaptıkları gibi gülünür. Ancak işin trajik olan yanı, İlhan Selçuk'un, 83 yaşında kalp hastası bir insanın "gözaltında ölürse ölsün" tavrıyla tutuklanmasıdır. Ben de elbombası, ırkçı yemin filan deyince ha bir fare tuttu hükümet demiş ve hak vermiştim. Ama şimdi sergilenen tam komedi oldu. Tarihte okuduk, biliyoruz benzerlerini. Meclis tahkikat komisyonları, vatan cepheleri, gazeteci tutuklamaları... Gidiş vahim dedim, dedim ama felaket tellallığı yapmayayım diye söylememiştim. Ama artık söylemenin sakıncası kalmadı, koruma düzeyleri de artırıldı zaten. Fakat komik olan YÖK başkanının korumasının artırılması. Şu an en güvende olan o halbuki. Onu herhalde başörtülülerden koruyorlar. Ağlayan kızların gözyaşları kravatına damlar diye. Ne bileyim, biz de trajediye ağlasak mı, komediye gülsek mi? Ne yapsak? Ben dindar insanların; dini kine çevirmek isteyen bu din tüccarlarının, dini üç kuruşa satmak için pazara çıkarıp çığıran ve ayak altında sergileyenlerin gerçek yüzlerini görmelerini diliyorum, başka bir şey değil. Ben ne kadar dinle ilgim olmasa da dindarlara düşman olmak aklımdan geçmemiştir. Bunu aklımdan geçirmeyi bunlar bile başaramayacaklar... Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Genç gözyaşlarına boğuldu "Telefonlarımız dinleniyor. Fişlendik, kıskaç altına alındık. Halkımız korkmasın diye söyleyemediğimiz şeyler var" SkyTürk Genel Yayın Yönetmeni Serdar Akinan ve Nihat Genç'in sunduğu 'Ne Var Ne Yok' adlı programda ilginç anlar yaşandı. Farklı yorumları ve agrasif eleştirileri ile sık sık gündeme gelen Nihat Genç, banttan yayınlanan programda İlhan Selçuk ve Doğu Perinçek'in gözaltına alındığı operasyondan bahsederken gözyaşlarına hakim olamadı. Oldukça duygusal anlar yaşayan Genç çok zor durumda olduklarını söyledi. Genç, "Başımıza öyle şeyler geliyor ki... Halkımız korkmasın diye söyleyemediğimiz şeyler var." diye konuştu. Nihat Genç'in konuşması boyunca sık sık ağlaması dikkat çekti. Yazarların ve gazetecilerin bu duruma geleceğini daha önce de söylediğini belirten Genç, "Telefonlarımız dinleniyor. Fişlendik, kıskaç altına alındık. Halkımız korkmasın diye söyleyemediğimiz şeyler var. Nasıl şeylerle karşılaştığımızı anlatamıyoruz. Ne kadar çaresiz kaldığımızı anlayın." diyerek ağlamaya başladı. Nihat Genç konuşmasını şöyle sürdürdü; "Bu karanlıkta yol bulamıyoruz. Böyle bir günde küfür ettiğim insanları bile aradım. Neler oluyor konuşmak için. Anlamaya çalışmak için.. Hürriyet Gazetesi'nden bazı aklıselim kişileri aradım ve onlara teşekkür etmek istiyorum şimdi. Bir takım siyasi karanlık arasında oyun oynanıyor, bu oyun Lübnan da oynanıyor. Bazı güçler bizi şimdi böyle duygusal konuşturarak amaçlarına ulaşmış oluyorlar. Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Bu gibi durumlarda geçmişe dönüp benzerlikleri aramak günü anlamak için oldukca yararlı yöntemlerden biridir... Derken derken bay pipoda anlatılanları alıntılayıp kıssadan hisse alalım mı diye düşündüm.?... Niyetlendim ama baktım ki çok uzun alıntılar olacak... Üstelik belkide kimseler okumayacak... Yakın tarih yerine dahada geçmiş geldi aklıma taaa...1954... Kısa ve öz üstelik şiirsel bir dil... Hadi okuyalım isterseniz...Tarihini bugün olarak atalım...İsimleri güncelleyelim... GERILEYEN TÜRKIYE YAHUT ADNAN MENDERES'E ÖGÜTLER Nev York Tayms gazetesi 29 Aralık 1954 tarihli sayısında "Türkiye Geriliyor" başlıklı bir başyazı yayımladı. Bu başyazıda söyle satırlar var : "O - Adnan Menderes - Basın hürriyetini yok ediyor... Basında kendisini tenkit edenleri hapse atıyor... Siyasi muhalefeti eziyor... Menderes isçilere grev hakkini tanıyacağını vaat etmişti... Hâlbuki en kısa grevler için isçileri takip ediyor..." Ben, Nâzım Hikmet, Nev York Tayms gazetesinin satırları arasında kalan yazıları da okudum. Bu satırların arasındaki satırları aynen aşağıya geçiriyorum. *** Şaşkınlığın bu kadarına doğrusu ya pes. Bindiğin dalı kesiyorsun Adnan Menderes. İlle de asıp kesmek geliyorsa içinden Ezmekte devam et Barışçıları, ama sen Meselâ Yalçın'ı da tıkıyorsun deliğe (1) İhtiyarcık sana azıcık cilve yaptı diye, Git, koş, elini öp, af dile, yüzünü güldür, O, yalnız altın kafeslerde öten bülbüldür. O, matbaalar yıktırıp kitaplar yaktıran, (2) O, büyük demokrat, O, hürriyetçi kahraman, Moskova'yı atomlayalım diyen insancı... Kendine acımazsan bize bir parça acı. A be Adnan Menderes, böyle bir dal kesilmez, Böyle şaşkınlıkların sonu da iyi gelmez... Su muhalefetle de alıp veremediğin ne? Niye öyle hışımla yürüyorsun üstüne? Kore'ye asker gönderdin de "Hayır" mi dedi? "Kan aktı hesabı sorulmalıdır!" mı dedi? Orduyu emrimize verdin, ses çıkardı mi? "Olmaz olsun" mu dedi Amerikan yardımı? Feryat mı etti "İstiklâl elden gitti" diye? Zavallı, sımsıkı sarılmış demokrasiye : "Başvekil merasimsiz karşılanmalı" diyor. (3) Bir de bazen coşarak "Hayat pahalı" diyor. Bu aksoylu muhalefeti ezilir görmek Türkün Batılı dostlarını pek üzüyor pek. (4) Şaşkınlığın bu kadarına doğrusu ya pes. Bindiğin dalı kesiyorsun Adnan Menderes. Hani, her iste bizden örnek alacaktın ya? Hürriyet nizamına sâdik kalacaktın ya? Vaat ettin tanımadın isçinin grev hakkini. O hakki bizim tanıdığımız gibi tanı. Elli istiyorlarsa ateş aç, sonra beş ver. Ama ufak tefek grevlerde anlayış göster. Sendika liderlerinizin birçoğu zaten bizde olduğu gibi emir alır polisten. Niye telaşlanıp kaybedersin vakarını? Hem de kırarsın liderlerin itibarini? Şaşkınlığın bu kadarına doğrusu ya pes, Bindiğin dalı kesiyorsun Adnan Menderes. Senin bindiğin dallar ve bindiğimiz dallar, Unutma bu dallardan başka asil ağaç var, öfkeyle homurdanan yarı çıplak, yarı aç, bizi silkip atmaya fırsat kollayan ağaç... 1955 ... ... ... Nazım Hikmet Ran (1) Adnan Menderes tevkif ettiği gazeteciler arasında Hüseyin Cahit Yalçın’ı da hapise attı. (2) 1945 yılında Tan gazetesi basta olmak üzere birçok gazete, dergi matbaası yıkılıp yağma edilmiş, meydanlarda kitaplar yakılmıştı. Bu faşist sürülerine "İleri" emrini Yalçın vermişti. (3) Burjuva muhalefet gazeteleri ve partileri, Adnan Menderes'e İstanbul’a filan gelip gidişlerinde merasim yapılmasına itiraz ediyorlar. (4) Nev-York Tayms yazısını söyle bitiriyor: "Bu durum Türkiye'nin Batıdaki dostlarını kederlendirmektedir." Ne kadar da bir arpa boyu yol almamışız kavrayabildik mi? *tna Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Allah askına biri bana acıklasın sunu. Nihat Genc'te bundan bahsetti: Ergenekon olayı ilk ortaya cıktıgında bazı bombalar ele gecti. bu bombaların Cumhuriyet gazetsine atılan bombalardan oldugu soylendi... Simdi İlhan Selçuk ergenekon cetesi davasında gozaltına alındı.. yani? İlhan selcuk kendi gazetesinimi bombaladı? Neler oluyor? Sayın tayyip bey hazretlerini hosuna gitmeyen herkezin akıbeti boylemi olucak? Muz muchuriyetlerinde bile olmaz bu... padisahlar bile bunu yapamdı, kralların kellesi alındı.. hatırlayın fransız ihtilalini...!!! BU adamlar kendini ne sanıyor? BU halk ne zaman kafasını cıkarak gömdüğü kum cukurundan???? Ne gerekiyor daha bunun icin? Bu kadar aç sefil ve dilenci bir halkmı olduk biz.. adam cıkıp korkutuyor bize dava acmayın bilmem kac milyar dolar zarar ederiz diye... BU halkın ozgurlugu kac milyar dolar ediyor ki kimse gık demiyor..!!!!! yakında fethullah hocanız gelecek sizde onunde secde edeceksiniz etmesseniz eger sizde ergenekon cetesindensiniz mi diyecekler..?? Türk olmaktan tarihimi ogrendikce gurur duydum bugun boyle Türk olmaktan utanıyorum...!!!!! Ben satılık değilim, inancım fikirlerim insanlıgım satılık değil..!!!! Siz kac torba erzaga satıyorsunuz bunu? Ac kalmaktan bu kadar mı cok korkuyorsunuz? Canakkalede ölenler bunun icinmi öldü? yazık.... Adamlar ulkeyi satıyor gık demiyorsunuz, insanları aclıkla tehdit ediyorlar, gık demiyorsunuz... Dilenciliğe alıstırıyorlar bizi gık demiyorsunuz... Utanmadan kalkıp bunlara oy veriyorsunuz... Hicmi Türk kalmadı bu ulkede? DURMAK YOK YOLA DEVAM..!!!!!!!! Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Danıstay saldırısı gibi bir ucu akp ve şeriat özlemiyle yananlara dayanan butun sucları ergenekon cetesi adı altında uydurdukları bir suc örgutune yıkttılar once.. sonra kendilerine muhalif olan gerecekleri soyleyen ve onlara yalakalık yapmayan butun aydınları yazarları bilim adamlarını bu suc örgutuyle bagdastırmaya calıstılar... ÖYleki ellerinde kanıt olmasa bile sırf mansetlere cıkartıp camur atmak icin yollarına cıkan herkezi sucladılar... Bekir Coşkun cok basit bnir gercekten bahsetti yazısında. Akp kapatma davası acıldı tamam... akp cıksın mahkeme karsısına ve aklansın..!!!! BUnu yapmak dısında her yola basvurdu akp.. suclu değilse neden boyle yollara basvuruyor? sucsuzsa cıksın adaletein karsısına.. isine gelince adalet herseyin ustunde diyen yuce hukumetimiz simdi nerde? BUnlar işte din diye bunlar Allah diye politika yapanlar, bunlar insanların en hassas yanlarını sömürmeye calısanlar, simdi bunlar ben Müslümanım digerleri Allahsız diyenler, bugun hukumette olanlar, bizim gib dusunmeyen bizden değildir bizim gibi olmayan dinsizdir diyenler, işte bugun işlerine geldigi zaman yargının ustunulugunu savunup gelmedigi zaman yargıyı bile aşağılayanalr...!!! İşte bunlar musluman işte bunlar dindar... Allah eger bunları kabul ediyorsa demekki benim inandıgım baska birsey... Eger bu adamlar Türkiye icin calsıyoarlarsa ve bunların yaptıkları dogruysa ben en buyuk vatan hainiyim.... BUnlar dindarsa ben dinsizin en önde gideniyim... Once beni alsınlar, ergenekon cetesini kuranda yurutende her sucunu yapanda benim.. BUnlar insansa eger ben hayvanın tekiyim...!!!! Evimizde oturup hicbirsey olmamıs gibi sıranın bize gelmesinimi bekleycegiz? Neden korkuyoruz ölmekten mi? Allahta onların Allahı zaten ölsek ne olacak? BUnlar işte bizi yonetsinler diye sizlerin oy verdikleriniz.. bunlar işte 80 yılda biriktirdigimizi 5 yılda satanlar.. bunlar iste sizi aclıkla korkutup dinsizlikle suclayanlar..!!!! Daha ne gerekiyor? daha neden duruyorsunuz? Herkezmi razı bu vatana ihanet etmeye? 85 yasında bir Türk aydınını, yazarını adi bir suclu gibi hapse atarken utanmıyorlar, siz de bu haberleri okurken utanmıyormusunuz? Yazık..!!!! kac tane aydını iceri aldılar, kac Türkü sucladılar siz hala onlara oy veriyorsunuz..!!!! demekki onlardan birisiniz... Hicmi Türk Oglu Türk kalmadı bu ulkede? adamlar kalkıp acık acık ulkeyi boluyorlar, basında turban yoksa kıcında don yoktur diyorlar, okulalrda ogrencileri birbrine dusuruyorlar, ulkeni en degerli varlıklarını peşkeş cekiyorlar hala biz tartısıyoruz dogruyu yanlısı..!!!! Bunlar müslümansa bunlar dindarsa ve Allah bunları kabul goruyorsa benim Allah'ım değildir...!!! Dunya tarihinde İslamiyetten insanı bu kadar sogutan baska kim oldu? haclı seferlerinin bile basaramadıgnı bunlar yapıyor... biz hala tartısıyoruz.... Daha ne gerekiyor bu vatana ihanet icin? ama bosverin siz devam edin.. DURMAK YOK YOLA DEVAM..!!!!! Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 1936 Yılında Mustafa Kemal Atatürk dinin siyasete alet edilmesinin vatan hainligi oldugunu belirten bir yasa cıkarmıstır.. bugun dini siyasete alet edenler kimler? Bugun toplumu bölenler kimler? Tarih boyunca cıkarılan en kanlı ic savaslar ne adına cıkarılmıstır? Nereye gidiyoruz? neden goremiyoruz olanları? Mezhepler icin cıkartılan savaslarda kimlerin kanı dökülmüştür? İstediğimiz bumudur? Durmak Yok Yola Devam..!!!! Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Allah askına biri bana acıklasın sunu. Neler oluyor? Değerli arkadaşım sana bir şeyler açıklayacak durumda değilim aslında... Hatta görünen köy kılavuz da istemiyor diye düşünüyorum... Bu başlığı okuyanlara Papaz Martin Niemöller'in ifadeleriyle dikkat çekmek istiyorum... Ama öncesinde 1933 yılına dönüp Alman "AKP" sinin iktidara geldiği yılları hatırlamakta yarar var... Yıl 1933 hitlerin liderliğinde nazi partisi iktidara geldi. Tıpkı "AKP" gibi büyük bir oy çokluğuyla 1938 yılında ikinci kez iktidarı ele geçirdiğinde aradan geçen beş yıl zarfında köprülerin altından çok sular akmıştı... Durmamışlar ve yollarına devam etmişlerdi... Toplumlarında karşıtlıklar,ötekiler ve toplumsal sorumsuzluk ortamını yaratmayı başarmışlardı.. Tam bu noktada "KRISTALLNACHT" yani kristal geceyi hatırlamakta yarar var... 9 Kasım 1938 gecesi Alman Nazileri ikinci dönem iktidarlarının ilk aylarında son olarak Yahudi ev, işyerleri ve sinagoglarına kanlı ve ölümcül saldırılar düzenlediler. Öyle ki, saldırıdan sonra sokakları kaplayan cam kırıklarının ışıltılarından esinlenerek geceye bu ad verilmiştir. Alman papaz Martin Niemöller, Hitler ve şürekası faşistlerin iktidarı gasp etmesinden hemen sonra başta sosyalistler olmak üzere devrimcilere ve halka yönelik saldırısı karşısında şunları yazar: ” Önce Sosyalistleri topladılar Sesimi çıkarmadım, Çünkü ben sosyalist değildim. Sonra sendikacıları topladılar, Sesimi çıkarmadım, Çünkü sendikacı değildim. Sonra Yahudileri topladılar, Sesimi çıkarmadım, Çünkü Yahudi değildim... Sonra beni almaya geldiler... BENİM İÇİN SESİNİ ÇIKARACAK KİMSE KALMAMISTI! ...” Papaz Martin Neimöller’in bu çarpıcı, başlı başına ders niteliğindeki tarihsel pişmanlığı... Umarım kişisel ve toplumsal sorumluluğumuzu hatırlamakta bizlere yararlı olur... *tna Alıntı
Φ denizz Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 22 temmuz seçimlerinden önce cumhuriyet gazetesinin çok ses getiren - tehlikenin farkındamısınız- adında uyarıları oldu.en son olanlardan sonra sormak istiyorum.tehlikenin farkına varabildinizmi,ne yapıyorsunuz,ne yapıcaksınız.demokratik tepkilerinizi hangi yapının içinde sergiliyorsunuz.yada.oturduğunuz yerden sadece lafmı üretiyorsunuz. Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Biz dunyanın görmus oldugu en buyuk halk hareketine Cumhuriyet mitingine katılırken akp medyası ve akpyi destekleyen ab-aBd medyası gormezden geldi. Milyonlarca insan meydanlara cıkmasını bildigİmiz gibi bu vatan hainlerinin tepesine cıkmayıda biliriz... Bizimle dalga gectiler bizi darbeci diye sucladılar.. bizi bir avuc gorduler... Biz Cumhuriyet mitinginde dunyada hicbir halkın vermedigi bir tepkiyi abd nin ıraktaki isgalini bile protesto ettik.. cok dindar musluman akpliler bile ırakta binlerce kisi öldürülürken seslerini cıkarmadı bizim kadar... simdi kalkmıs filistin halkı icin yardım topluyorlar hadi canım.. sözde yardım orgutlerine verilen her kurus akp ve yandaslarının finansmanına gidiyor... Allah diye para topluyorlar sizden aldıklarıyla metreslerine villa yapıyorlar... sizde seviniyorsunuz cennete gidicez diye... nede cok meraklıymıssınız abd yada ab sömurgesi olmaya.... adamlar alenen dilediklerini yapıyorlar... almanlar baslarına geleni anlamak icin 50 yıl beklediler... ama yinede simdi Almanya oldular.. siz bundan 50 yıl sonra ne olucaksınIz sanıyorsunz? Türk mü? Müslüman mı? ama akpye oy verenler icin TüRk yada müslüman olmanın bir önemi yok... onlar coktan secmişler yollarını... akp bu ulke basına gelmiş olan en buyuk felaketttir..!!!! DURMAK YOK YOLA DEVAM...!!!!! Alıntı
Φ rodina Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Sen neymişsin Ergenekon... 12 mart döneminde komünist olduğu suçlamasıyla tutuklanan bir yazar bugün faşit bir terör örgütüne üye olduğu idiasıyla gözaltına alınıyor, hem de yeri yurdu belli olmasına rağmen sabahın dördünde baskın yaparcasına. Bu işi yaparken birilerinin hınç alırcasına yaptığına şüphe yok. Bu ülke, meydanlarda faşitlere karşı slogan atıp, sonrada değişen çıkarlar doğrultusunda onlarla kol kola gezenleri çok gördü ama gözaltına alınan üç isimin de yıllardan beri siyasi çizgileri, görüşleri bellidir, tutarlıdır ve bir dönemden sonra çıkıp ben değiştim, eskisi gibi değilim diyen takiyecilerden çok daha onurludur. Gözaltına alınan isimler takiyeye karşıdır, dinin siyaset adına sömürülmesine, ülkenin parça parça satılmasına, iktidar yolundan rant elde edilmesine, AB’ye koşulsuz teslimiyete, ABD sömürüsü ve emperyalizme, her gün can alan teröre, özelleştirme adına ülkenin can damarı kuruluşların yabancılar eline geçmesine, kısıtlanan özgürlüklere de karşıdır ve ne gariptir ki devlet içindeki fettullah yapılanmasına da... Şimdi gelin bu susturma operasyonu ile,( pardon ergenekon demek istemiştim) kimlerin bu işten çıkar elde edeceğini, kimlerin ekmeğine yağ sürüldüğünü bir düşünün. Ergenekon daha bir milyon doları bulamayan, sözde siyasi cinayetler işleyip ülkede darbe yapmayı planlayan ve her nasıl ise TSK ile ilişkilendirilmeye çalışılan adı haşmetli eylemleri belirsiz bir örgüt. İktidar kazanından pilav yiyen yazarlar bu örgütü halka yüzyılın örgütü olarak duyurdu. Biz de terörün her türlüsüne karşıyız ve içimizde bir ergenekon sempatisi beslemiyoruz ama ülkenin bu kadar derdi varken bu adı haşmetli, eylemleri belirsiz örgütü daha ortada bir iddianame bile yokken yüzyılın örgütü diye lanse etmek akla ve mantığa sığmaz, neden mi? Bir terör örgütünün gücü ve büyüklüğü, finasal kaynakları, eylemleri ve istihbarat yeteneği ile belli olur. Karşılaştırmalı olarak incelersek; pkk terör örgütünün yıllık geliri Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Ergin Saygun’un bir konuşmasında belirtilmektedir “Terör örgütünün bu şekilde elde ettiği yıllık gelirinin 400-500 milyon Avro civarında olduğu, bunun 200-250 milyon Avrosunun uyuşturucudan, 100-150 milyon Avrosunun kaçakçılıktan (akaryakıt, sigara, insan kaçaklığı gibi) 15-20 milyon Avrosunun toplanan yardımlardan ve 20-25 milyon Avrosunun da diğer faaliyetlerden sağlandığı...” Ergenekon terör örgütünün maddi desteği bu boyutlara ulaşmış mıdır ya da üstündemidir ki yüzyılın örgütü namını haketsin. Eylemsel açıdan bakacak olursak (pkk nın aldığı canlara değinmiyorum bile) ortada Orhan Pamuk’un öldürülmesi gibi ses getirecek bir cinayet planı var. Şimdi bu noktda geçmişte haince katledilen Muammer Aksoy , Çetin Emeç, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu, Onat Kutlar, Ahmet Taner Kışlalı, Necip Hablemitoğlu gibi aydınların katilleri bulunmuş ve bu tetikçilerin ardındaki karışık bağlantılar ağı çözlülmüşmüdür ki plan aşamasında kalmış bir Orhan Pamuk cinayeti ile ergenekon bütün bu karanlık ilişkiler ağınından çıkıp yüzyılın örgütü yarışını birinci göğüslemiştir. İstihbarat bugün devletlerin ve örgütlerin en önemli silahıdır. Altın kadar değerli bir hal almıştır ki Sayın Başbakan’a Amerika’dan anlık istihbarat sözü verildimi yüzü gülmüş ve istediğimizi almış olmanın gururu ile memlekete muzaffer bir komutan edasında dönmüştür. Devlet içersinde yuvalanan fettullahçı kadroların kurduğu istihbarat ağı Nuh MeteYüksel’in, Fethullah Gülen Örgütü Hakkındaki İddianamesinde kısaca şöyle belirtilmiştir “Fethullah Gülen Grubunun basta Milli Egitim ve Emniyet Teskilâti olmak üzere bütün devlet kadrolarina sizma çalismalari yaptigi ve önemli ölçüde bu faaliyetlerinde muvaffak oldugu bilinmektedir” Söz konusu kadrolaşma ile örgüt büyük bir güce sahip olmuş, devlet, ordu içinde çok gizli bilgilere ulaşır hale gelmiştir. Bu Türkiye için çok büyük bir tehdit oluşturmakta ve devleti orduyu zaafa uğratmaktadır. Bu noktadan hareketle sorulmalıdır ki ergenekon un devlet içindeki kurumlar ve istihbarat teşkilatında ne gibi bir yapılanması vardır, bu yapılanma hakkında ne gibi kanıtlar AKP’ye yakın yazarların eline geçmiştir ki tek celsede yüzyılın örgütü yakıştırmasını, fettullahçıları es geçerek ergenekon a vermişlerdir? Ergenekon cürümü kadar yer yakmakta mıdır yoksa gereğinden fazla şişirilerek gündemi değiştiren bir balonmudur? İşte asıl bunun irdelenmesi gerekir. Bu örgütün bu şekilde lanse edilmesi, dolaylı yoldan ilk olarak AKP’ye yaramıştır. Çünkü yüzyılın örgütünü çökertten iktidar olarak, oya dönüştürülen rantı yiyecek AKP’dir. İkinci olarak yine AKP’ye yaramıştır: kapatma davasının kamuoyu ve partiyi meşgul ettiği bu günlerde onlara, gündemi değiştirerek soluk alma şansı tanımıştır. Sayın Başbakan “çetelerin üzerine gittik, o yüzden bunlar başımıza geldi” diye mazlum edebiyatı yapmaya ve hedef saptırmaya başlamıştır bile. Üçüncü olarak yine AKP’ye yaramıştır: Antilaik eylemlerin odağı olmak nedeniyle kapatılması istenen partiyi her fırsatta eleştiren laik, ulusalcı isimler yüzyılın örgütü ile ilişkileri gerekçesiyle gözaltına alınıp susturulmuştur. Ergenekon Operasyonu kapsamında gözaltına alınanan Hüriyet Yazarı İlhan Selçuk, İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek ve İstanbul Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu’nun iddia edilen ergenekon ilişkisi nasıl kanıtlanacaktır, en merak edilen konu bu ama gün gibi açık olan bir şey varsa o da; bu ergenekon pastasından aslan payını alacak olan AKP’dir. Fakat unutulmamalıdır ki, çamur at izi kalsın anlayışıyla hareket eden takiyecileri bu millet bir gün o çamurun içinde boğacaktır. Ne mutlu onuru ile üreten, kazanan ve yaşayanlara... Alıntı
Φ LostsouL Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 21 Mart , 2008 ERGENEKON- akpye muahliflerin avlandıgı bir cadı avından baska birsey değildir... evet belki gercekten suclular vardır ama bu suc sıfatı altında hukumet işine gelmeyen herkezi kirletmektedir... bunu hesabını kim soracak? tayyip hazretleri emreder hosuna gitmeyeni suclar.. sucsuzsa eger önemli değil... bunu kim manset yapar? yanlarına kalır mı bu? bu ulke ona ihanet edenleri unutur mu? unutursa eger zaten bu bir ulke değil sömürgedir..!!!! ümmet olmaya hevesli ne kadar cok ezik varmıs bu ulkede? Alıntı
Φ hoppa Gönderi tarihi: 22 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 22 Mart , 2008 İRAN İSLAM DEVRİMİNİ YAŞAYAN İRAN'LI FELSEFE ÖĞRETMENİNİN KALEMİNDEN Sevgili Türkiyedeki dostlarım ve kardeşlerim, Devrim sırasında devrim muhafızları tarafından önce tecavüz edilip, daha sonrada ipe gönderilen çok sevgili kız kardeşim Mehtab'ın anısına... Bu mektubu sizlere yazmamdaki neden bizim 30 sene kadar önce yaşadığımız o talihsiz ve karanlık günün Türkiye için de yaklaşıyor olduğunu görmem ve bundan daha derin olarak kalbimde hissetmem oldu. Türban yasasının mecliste onaylandığı tarihin İran islam devriminin olduğu güne denk gelmesi kalbimde bunun ilahi bir güçten gelen uyarı fişeği olduğu hislerini uyandırdı ve bu mektubu kaleme almaya karar verdim. Biliyorum hepiniz kalbinizde karanlığın otoritesini hissettiniz. Karanlik otorite gelmeden hissettirdi yaklaştığını. İran İslam devriminden bir hafta kadar önce Türkiye'ye geçen, uzun bir sure burada yaşayan ve daha sonra Kanada'ya iltica eden ve halihazırda bu ülkede felsefe öğretmenliği yapan bir İranlıyım. Atatürk'ün aydınlık Türkiyesini çok seviyorum ve yüreğim kan ağlayarak İran'da ''O gün'' gelmeden önceki olayların sanki bir tekrarını sinemada izliyor gibi Türkiye'de görüyorum. Yobaz karanlığında hunharca katledilen kız kardeşim anısına sizlere yalvarıyorum ki, sakın olmaz demeyin! Sakın Türk Ordusu olduğu sürece olamaz demeyin. Çünkü aşağıda anlatacağım gibi o gün geldiğinde tümorduların eli kolu bağlanabilir. Bizim ailemiz İran'da laik, sol görüşlü ve aydın bir aile idi. Devrimden bir ay önce bize bile soyleseler idi, bir ay sonra durum bu olacak diye biz bile güler, geçerdik, ''delimisin?'' diye sorardık belki de. Belki de derdik ki ''Şah'ın bu güçlü ordusunu nasıl yenecekler de şeriat karanlığını getirecekler?'' Sizlere önce İran İslam devriminin nasıl geliştiğini kısaca anlatmak istiyorum. Çünkü Türkiye'deki gelişmelerle çok büyük benzerlikler mevcut. İRAN İSLAM DEVRİMİNİ BAŞARIYA GÖTÜREN AYAKLAR: 1-Büyük kesimi fakirleşen halk dincilerin pençesine düştü. Bu halk yiyecek, giyecek gibi ufak yardımlarla onların safına çekildi. Beyinleri yıkandı ve fakirliklerinin temelinde kirli ve dinsiz rejim olduğu benliklerine yazıldı. Açlıkla boğuşan halk bu cehaletin pencesine kolaylıkla düştü ve rejime düşmanlaştı. (ÇOK FAKİRLEŞEN TÜRK HALKINA DA AYNI ŞEYLER YAPILIYOR) 2-Hep demokrasi ve özgürlük dendi. Humeyni devrimi yapana kadar hep demokrasi ve özgürlük vaad etti. Bu şekilde bir çok sol görüşlü insanları da kendi saflarına çekti. Bu insanlar devrim akabinde ipe giden ilk insanlar oldu. (TÜRKİYE'DE HEP DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜK DİYORLAR) 3-Emir komuta zincirinde yapılanmış olan din adamları halkı kontrol altına aldı. (BAŞI ABD'DE YASAYAN MALUM TARIKAT'IN YAPILANMA BİÇİMİ OLAN ''ABİ'' YAPILANMASI BU EMİR KOMUTA ŞEKLİDİR VE DEVRİMİN EN ÖNEMLI AYAKLARINDAN BİRİSİ BU EMİR KOMUTA YAPILANMASIDIR. BU EMİR KOMUTA YAPILANMASI DEVRİMİN HALK ORDUSUDUR VE DEVRİM SIRASINDA BU EMİR KOMUTA COK KISA ZAMANDA COK BÜYÜK KİTLELERE EGEMEN OLUR.) 4-Kargaşa ve kaos ortamında askeri kışlalar basıldı. Ellerinde Kur'an ile kışlalar ele gecirildi. (BU AYAĞA COK DİKKAT EDELIM. CÜNKÜ DEVRİM SIRASINDA TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNİ ELE GEÇİRMENİN EN ANAHTAR AYAĞI BUDUR.) Türk silahlı kuvvetleri bildiğim kadari ile 600-800 bin kişiden oluşan bir kuvvettir. Yanlız unutulmaması gereken gerçek bu ordunun ancak %0.1(Binde Bir) lik bir bölümü rejimin muhafızıdır. Yani harb okullarında eğitim görmüş subaylar ancak bu kadardır. Geri kalan %99.99 er rejim muhafızı değildir. Onlar emirlere göre hareket eden vucut parçalarıdır. Beyin olan ise az sayıdaki subaylardır. İran devriminde kargasa ve kaos ortamında kışlaları basan yobazların ellerinde Kur'an ile erleri geçerek direnen subay ve komutanları katlettiler. Burada kilit nokta ellerinde Kur'an ile harekete geçen büyük halk kitlelerine karşı erlerin silah kullanmakta zorlanacağı gerçeğidir. Zaten kullansalar bile cahil ve beyni yıkanmiş halk öyle bir kudretle kışlalara saldırmıştir ki sonunda kışlalar teslim alınmıştır. O askerin açtığı ateş sonucu halktan cok ölen olmuştur ama sonuçta bir noktada erler silah bırakmak durumunda kalmışlardır. Erin kendi başına alacağı savas insiyatifi düşmana karşıdır. Ama büyük kitleler halinde ve ellerinde Kuranlarla üzerine gelen kendi halkına karşı bu kararlılığı göstermesi mümkün olamaz. Yani er buna bir noktadan sonra direnmez ya da direnemez. Çünkü o er karşısındakinin karanlık bir devrim yapacak olan insanlar olduğunu bilecek bilinçte de değildir, kaybedeceği aydınlığın ne oldugunu da. Bunu bilecek olan sadece subaylardir. Ve kanlarının son damlasına kadar savaşacak olanlar da bu konuda aydınlanmış Türk subaylarıdır. Ama yukarda bahsettiğim üzre onlar ordunun sadece ve sadece en fazla binde birini teşkil ederler. Yani devrimin asıl savunucusu Türk ordusunun tümü değildir, sadece subay kademesidir ve erlerin durduğu ve etkisizleştirildiği noktada o subay kademesinin yok edilmesi kolay olacaktır.İran'da ordu bu şekilde etkisiz hale getirilmiştir. ''Er düşman işgali durumunda durmaz ve etkisizleştirilemez, sonuna kadar da savaşır ama büyük bir kudretle gelen kendi halkı karşısında durabilir.'' Şu aşamada aldıkları bu büyük ivme ve arkalarındaki çok büyük güçler ile onları normal yollardan durdurmak çok zor olacaktır. Ve bunların durdurulmadan hareket edeceği her gün ivme ve güçlerini artıracak ve işi zorlaştıracaktır. Silahlı kuvvetler ne kadar erken hareket ederse o kadar iyi olur. Sonra geç olabilir. Silahlı kuvvetlerin şu veya bu neden ile eli kolu bağlı ise ki öyle görünüyor. Bu durumda silahlı kuvvetler 'O GÜN' geldiğinde kışlalarını nasıl muhafaza edeceğinin planını çok iyi yapmalıdır. Çünkü kilit bu noktadır. Silahlı kuvvetler etkisiz hale getirelemediği müddetçe devrim basarıya ulaşamaz. Bu nedenle her askeri kışlaya normal erlerin haricinde kışlaları kanının son damlasına kadar savunacak ''ÖZEL CUMHURİYET DEVRİM MUHAFIZLARI BİRLİKLERİ'' oluşturulmalı ve bunların böyle büyük bir halk hareketine karşı erlerden önce devreye girip, erlerşaşkınlıklarını üzerlerinden atana kadar catışmaya girmeleri sağlanmalı ve burada kazanılacak vakit ile gerideki subaylar erlerin dağılmasının önüne geçmelidir. Yani ordunun esas gücü ve gövdesi olan erlerin kontrolu kesinlikle kaybedilmemelidir. İran ordusunun böyle bir hazırlığı olmadığı için ****** avlandı. Oluşturulacak olan ''ÖZEL CUMHURİYET DEVRİM MUHAFIZLARI BİRLİKLERİ' yobazlar ile catışırken, erler de üzerlerindeki şaşkınlığı atacaklar ve subayların organizasyonu ile catışmalara destek vereceklerdir. Oluşturulacak ''ÖZEL CUMHURİYET DEVRİM MUHAFIZLARI BİRLİKLERİ'' çok özel eğitilmeli ve de Atatürk'e ve devrimlerine canı pahasına savunacak şekilde inanmış olmalıdırlar. Aksi halde başarısızlık kaçınılmazdır. Çünkü en son Lübnan'da gördüğümüz üzre davasına inanmış bir kaç yüz Hibullah militanı dünyanin en iyi ordularından birisi olan İsrail ordusunu ağır zaiyatlarla yenilgiye uğrattı. Sevgili dostlar ve kardeşler, Elimden geldiğince sizleri bilgilendirmeye çalıştım. Çünkü aydınlığı savunmak durumunda olan sizler İran'ın geçtiği bu karanlik tüneli anlamak durumundasınız. İran'ın bu acı tecrübesi sizlerin uyanık olması için bir şans olur umarım. Aşagıdaki birinci linkte İran'ın devrimin hemen öncesi görüntüleri ile hemen sonrası görüntülerini bulacaksınız. Orada göreceğiniz üzre İran devrim öncesi belki şu anki Türkiye'den bile daha modern. Yani olmaz, olmaz demeyin. İkinci linkte ise Devrim lideri Humeyni'ye kadınların şiir okuması. O linki vermemin nedeni ise o koltukta bir gün bu gün ABD'de ikamet eden malum cemaatin başı olan şahsın oturabileceği ihtimalidir. Acı ama sanki tarih tekerrür ediyor... -http://www.youtube.com/watch?v=Gj1rSmQ5kvg- -http://www.youtube.com/watch?v=rO2rf8KPacI- Benim çok sevgili kız kardeşim Mehtab anısına yapabileceğim bu kadar. Elimden geldiğince sizleri bilgilendirmeye calıştım. Ama sizin geride kalan, aydınlık yarınlar bekleyen kızlarınız, kardeşleriniz, çocuklarınız ve Mehtab'larınız için yapabileceğiniz çok şeyler var, karanlık ''O Gün'' çökmeden önce Atatürk Türkiyesine... Yapabileceğiniz ilk şey bu mektubu bildiğiniz, tanıdığınız insanlara ulaştırarak daha fazla insani uyandırmak olabilir. O acı çok büyük acı sevgili kardeşler, anlatmak istemiyorum, içinizi karartmamak için ama sevgili kardeşim Mehtab keşke bu dünyaya gelmemiş olsa idi de ''O gün'' o acı sonu yaşamamış olsa idi, o karanlık ve pis yobaz şehvetinin pençesinde. Allah sizleri ve Atatürk Türkiyesini korusun o yobaz karanlığının sevgili kardeşim Mehtab'a gösterdiği acı sondan. Anlatamıyorum onu yobazların nasıl katlettiğini, elim varmiyor yazmaya, dilim gitmiyor anlatmaya.... Mohsen Yazd Alıntı
Φ Yayamaz Kayımca Gönderi tarihi: 22 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 22 Mart , 2008 "İlhan Selçuk'a Bir Şey Olursa Hesabını Kim Verecek?" Cumhuriyet gazetesi Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldız, gözaltındaki İlhan Selçuk'un sağlığından endişe ediyor. Gözaltına alınan Perinçek'in liderliğini yaptığı İP de kitlesel eylem yapacak. "Ergenekon Operasyonu" kapsamında bu sabah (21 Mart) İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek ve İP yetkilisi Ferit İlsever, gazeteci İlhan Selçuk ve eski Rektör Kemal Alemdaroğlu'nun gözaltına alınmasından sonra dört kişi daha gözaltına alındı. İlhan Selçuk'un başyazarlığını yaptığı Cumhuriyet gazetesinin Şişli'deki merkezi önünde bir açıklama yapan Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldız,"Cumhuriyet gazetesi susturulmak isteniyor. Haksız gözaltı karşısında gerekli hukuki girişimler başlatıldı" dedi. Yıldız: Başına bir şey gelirse hesabını kim verecek? "Geçmişte ciddi iki kalp krizi yaşayan, kitaplarından başka bir eşyası bulunmayan 83 yaşındaki İlhan Selçuk'un apar topar gözaltına alınmasına anlam veremediklerini" ifade eden Yıldız, "İyi olduğunu umuyoruz. Çünkü görüşemiyoruz. Başına birşey gelirse bunun hesabını kim verebilir?" dedi. Selçuk'un bu sabah 4:00 sularında Terörle Mücadele Şubesi'ne bağlı ekiplerce, evinde üç saat süreyle arama yapılarak gözaltına alındığını kaydeden Yıldız, Başbakanlıkve Bakanlıklar nezdinde girişimde bulunduklarını ancak kendilerine herhangi bir bilgi verilmediğini açıkladı. AnkaraKızılay'da kitlesel eylem düzenlenecek Gazeteci İdris Akyüz de,devletin 15 yıldır koruma verdiği İlhan Selçuk'un gözaltına alınmasına tepki gösterdi. Doğu Perinçek'in gözaltına alınmasını, lideri olduğu İP ve diğer kitle örgütü temsilcileri yarın (22 Mart), saat 13:00'te Kızılay Meydanı'nda birbasın açıklamasıyla protesto etmeye hazırlanıyor. Eylem,Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Ankara Şubesi yetkilisi Ülkü Günay ve Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Başkanı Şenal Sarıhan ve Cumhuriyet Okurları(CUMOK) temsilcisi Meryem Gümüş'ün aralarında bulunduğu kuruluşların çağrısıyla gerçekleştirilecek. (EÖ/GG) Aslında komik bir soru bence çünkü bugüne degin Türkiye'de okadar çok gazeteciley,yazarlar,gözaltında kaybolanlar v.s v.s v.s bunların HESABINI KİM VERDİKİ İLHAN SELÇUK'un HESABI VERİLSİN!!!!!!!! Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.