Φ çelikbilek Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2009 Burasını bitirelim önce , ölüm ötesini-sonrasını bilemeyiz. Buraya gelirkende annemizin rahminde bambaşka bi alemdeydik. Oradan ölüp bu aleme geldik. Kimse kuşkulanmasın , burasıda bambaşka alemlere açılan bir kapı. Buradanda öleceğiz ama yeni alemlere...... 2 Alıntı
Φ Dayı Gönderi tarihi: 14 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 14 Eylül , 2009 Sn.Çelikbilek.. Şu ölüm olayına birde tersindek baksak..CAN baba gibi.. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 14 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 14 Eylül , 2009 Bir kaç yerde tekrarladım. Ölümden sonra hayat diye bir sorun yoktur. Bu sorun bizi hiç ilgilendirmez. Neyse akibet encam, göreceğiz. Varsa bize ne, yoksa bize ne? Bizim yapacağımız hiç bir şey varsa yok, yoksa var olmasını sağlayamaz. Korku yüzünden, menfaat yüzünden kimseye, evrenin hakimi olduğu iddia edilen bir güce bile boyun eğmem, kimse kusura bakmasın. Kimsenin tavuğuna kış demem, kimsenin gönlünü kırmam, kimseyi küçük görmem, elimden geldiğince iyilik yapmaya çalışırım. Bunu da ne korku yüzünden, ne ölümden sonra hurilere kavuşayım diye değil, öyle yapmam gerektiği için yapıyorum. İnsan olarak bana öyle yapmak yaraşır. Madem insan olmuşum, böyle yapmalıyım. Karınca incinse zoruma gider. Bir gönül kırdıysam üzülürüm. İsterse sevgilim terkedip başkasına gitsin. Yolu açık olsun yahu, mutluluklar diler, yolu düşerse yine beklerim, düşmezse canı sağolsun, intikam niye alayım? Kimse incinmesin yahu, kötü düşünmek başta kendime zarar, akılsız mıyım, niye kötü düşüneyim? Köşede büzüşmüş minik kediye tabii ki süt vereceğim, niye tekme atayım, aklımdan zorum mu var? Darda kalan insana elimden gelen yardımı yapacağım, niye bir tekme de ben vurayım, sadist miyim? Kötülük düşünenin iç huzuru olmaz ki? Kendi kendini kemirir durur. Kötü olmam için aklımı yitirmem lazım. Bütün bunlar için "aman tanrı da beni bir tekmede cehenneme atar, neme lazım, aman cici kediii, (amma da pis bakıyor meret!) vay Adem baba tarafından yeğenim, (aslında senden hiç hoşlanmadım ama, tanrına hakkımda beddua edersin şimdi, arabam yolda devrilir neme lâzım!) al şu parayı" demem gerektiğini hiç düşünmüyorum... Alıntı
Φ akrepkral1231 Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2009 Kimse hatırlayamaz çünkü hepimiz daha önce ruhlar aleminde yaşıyorduk yüce yaratan şimdi sınav zamanı der ve bizi gönderir ana rahmine, canlandık birden annemizin rahminde ama bunuda hatırlayamayız ve dünyaya geldik bundan sonrakini hayal mayal hatırlarız ortalama 60 yıl yaşarız şu dünyada ama son zamanlar gelince ne yaşadım şu koskoca dünyada diye düşününce insan sadece önemli önemsiz bir kaç kesit film şeridi gelir gözümüzün önüne , tamamını hatırayamayız bile. sonra bu dünyadanda ayrılma vakti gelince gerçek olan yere döneriz sonra bir bakmışızki sonsuz olan bir zaman diliminin içinde buluruz kendimizi oradada yaşarız taki mahşer günü gelenedek başlar sorgu sual günü, yüce yaratan sorar DEMİREFE arkadaşımıza seni dünyaya göndermeden önce bana inanıyordun dimi? EWET ALLAHIM der DEMİREFE, pekii ne yaptın anlat der. DEMİREFE yalan konuşamaz ve herşeyi anlatır; Korku yüzünden, menfaat yüzünden kimseye, evrenin hakimi olduğu iddia edilen bir güce bile boyun eğmem, kimse kusura bakmasın. Kimsenin tavuğuna kış demem, kimsenin gönlünü kırmam, kimseyi küçük görmem, elimden geldiğince iyilik yapmaya çalışırım. Bunu da ne korku yüzünden, ne ölümden sonra hurilere kavuşayım diye değil, öyle yapmam gerektiği için yapıyorum. ALLAH aferin kimsenin hakkını yememişsin, kimseyi incitmemişsin, hatta benim yarattığım tavuklarada kışt dememişsinde benim için ne yaptın diye sorar DEMİREFE ama ben sizin var olduğunuzu hatırlayamadım hafızamda dünyaya geldiğimde tıpkı bilgisayarın hardiskine format atılmış gibiydim bana sizin hakkınızda söyleyenler oldu ama herhangi elle tutulur bir delil yoktu onun için inanmadım der. ALLAH sormazmı o zaman sana DEMİREFE kardeşim ben seni ve tüm kullarımı pis bir meniden var ettim koskoca kainatı yarattım bütün insanlara bir beyin verdim herşeyi idrak edebilsin diye göz verdim görsün diye kulak verdim duysun diye dil verdim konuşsunlar anlaşsınlar diye ve birçok şeyden zevk almamız için çeşit çeşit meyveler yarattım tadabilesiniz diye bütün bunlar BİG BANG denen saçma sapan bir patlamanın neden olduğunamı inandın yoksa? öyle bir patlama kendiliğinden gelişse mükemmelik olamaz bunu herkez bilir bu kadar muntazam bir var oluş olamaz daha ne istiyorsun ispat için? ALLAH'ın yaratmış olduğu tüm şeylere saygı duyar iken Neden allaha boyun eğmem diye düşünüyorsun? güzel insan olabilirsin ama ALLAH katında yeterli değilsin geç kalmış sayılmazsın bunu sana yazmamda ALLAHIN bir vesilesi senin doğru yolu bulman için ALLAH beni sana vesile etti kardeşim. Geç olmadan dön. gözlerini aç etrafına bak bu kadar var olan herşeyin kendiliğinden var olmadığını idrak et ve boyun eğ... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 19 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 19 Eylül , 2009 Kimse hatırlayamaz Kardeş sen hatırlamıyorsun ama, ben sana yüz milyon dolar borç vermiştim. Vadesi doldu, sen hatırlamasan da ödeyeceğine söz verdiğin tarih yarındı. Rica edeyim parayı... Alıntı
Φ akrepkral1231 Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2009 Kardeş sen hatırlamıyorsun ama, ben sana yüz milyon dolar borç vermiştim. Vadesi doldu, sen hatırlamasan da ödeyeceğine söz verdiğin tarih yarındı. Rica edeyim parayı... ne demek istediğini anlayabilmiş değilim espri yaptıysan eğer hiç komik değildi , eğer mantıklı bir cevap verdiysen yazılarıma hiç mantıklı değildi, cevap verecek birşeler bulamadım böyle yazdım diyorsan durum 1-0 öndeyim demektir... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2009 espri yaptıysan Parayı vermemek için lafı dolandırma. Vermeyeceksen vermeyeceğim de. Sen ne kadar hatırlamasan da ben bana borcun olduğunda ısrarlıyım... Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2009 Biz inananların ölümden sonra hayat olduğuna dair kanıtları yok! Peki siz inanmayanların var mı? Ölümden sonra hayat olmadığına dair kanıtınız var mı? Aslında bu arkadaşın sorması gereken soru "Ahiret hayatının" var olduğunu ona dikte edenlere "Nasıl yani" olmalıydı... Sen kalk sorgusuz sualsiz sana dikte edilenlere inan ardından "Var olduğunu bilmiyoruz,kanıtlarımız yok ama hadi bakalım yokluğunu siz açıklayın.." Gibi bir yaklaşım göster... İlginç. İlginçliğin ötesinde kafasındaki amaç eh işte deyip polemik yaratmak... Polemiğe düşmeden onun kafa karışıklığın ardındaki nedenleri ifde etmekte yarar görüyorum kendimce... İnanç ustaları ve inanç ustalarının etkisi ile bilinmezliğin ardındaki düşsel korkuların etkisi ve inancıyla ebeveynler, bu arkadaşa da yapıldığı gibi sorgusuz ve sualsiz kabul etmesi ve inança sahip olması için ona diğerlerimizede yapıldığı gibi şu ifadelerle beynimizi yıkamaya çalışırlar... Genelde klasik anlayış ve ifadesi şu şekildedir... "Bu alem, insanı daha mutlu bir aleme götürmeye mahsustur" diye bizi avuturlar. Bize, üzerinde yaşadığımız yuvarlağın bir "sınav yeri" olduğunu söylerler. Sonra "Allah yalnız kendisine özgü olan gerçekleşmesi olanaksızı ve süresiz mutluluğu insana verememiş ve ulaştıramamıştır" diyerek ağzımızı kapatırlar. Birazcık düşünebilen ve aklı başında biri ister istemez şu soruyu yöneltir kendi kendine... "Bu cevaplarla nasıl yetinilebilir? Nasıl tatmin olunabilir? " Korkularından ve inanç ustalarının ve ebeveyinlerinin baskılarından uzak kalabildiği ölçüde... Sağduyusuyla ulaşacağı noktada şu yanıtlara ulaşır... Bu ahiret hayatı fikri; Şimdi eriştikleri mutluluktan daha sürekli, daha saf bir mutluluğa sahip olma isteğidir.. İnsanların öldükten sonra tekrar yaşamak arzularının ifadesi olan hayalgücünden başka bir dayanağa sahip değildir. Ardından şu soruların yanıtlarını aramaya başlar... İlk olarak: Her şeyi bilen, yaratıklarının düşünce ve gidişatına tümüyle vakıf bulunması gereken bir Allah'ın, işlemlerinden ve niyetlerinden emin olmak için bu kadar sınavlara ihtiyacı olduğunu havsala nasıl alabilir? İkinci olarak: Bilim adamlarının hesaplarına göre, üzerinde bulunduğumuz yeryüzü milyonlarca yıldan beri mevcuttur. Bu zamandan beri İnsanlar türlü biçimler altında, sürekli zarar ve felaketlere uğradı. Sürekli olarak zorbaların, savaşların, su baskınlarının, kuraklıkların, istilacı kuvvetlerin vb. sıkıntısı altında insan türünün tedirgin ve perişan edildiğini tarih bize gösteriyor. Bu kadar uzun sıkıntılar ve zalimce felaketler, zorluklar; tanrısallığın gizli niyetleri hakkında bizi temin edecek içerikte midir? Bu kadar sürekli bunca kötülük, bunca felaket, tanrısal lütfün bize hazırladığı gelecek hakkında yüksek bir fikir verir mi? Üçüncü olarak: Eğer bize temin edilmek istendiği gibi, Allah; kerim, iyilik ve hayırsever ise, insanlara sürekli mutluluk olmasa bile, Hiç olmazsa ölümlü yaratıkları bu dünyada erişebilecekleri ölçüde bir mutluluğa kavuşturamaz mıydı? Mutlu olmak için sonsuz ya da ilahi bir mutluluğa muhtaç mıyız? Dördüncü olarak: Eğer Allah, bu dünyada insanları, mutlu oldukları dereceden fazla mutlu etmediyse, İnanç ustalarının anlatılmaz ve bitmez bir haz ve nimete erişileceğini iddia ettiği "cennet" umudu ne kadar gerçektir? Eğer Allah aklımızın erebileceği tek yer olan yeryüzünü kötülüklerden koruyamamış ya da korumak istememişse, hakkında hiçbir fikrimiz olmayan öteki dünyayı kötülük ve felaketlerden koruyabileceğine Ya da korumak isteyeceğine neye dayanarak inanabiliriz ki? Dayının yazdıklarıyla dikkat çekmeye çalıştığı bu yaşamla ilgili... 2000 yılı geçen bir süreden beri sağduyu sahibi olanlar, bu zorlukların çözümünü bekliyor... Hocalar, papazlar, hahamlar vb. ise bize bu zorlukların ancak ahirette çözüleceğini anlatıp duruyorlar... Birde, "Ölümden sonra hayat olmadığına dair kanıtınız var mı?" gibi sorularla polemik yapmaya çalışanlar var.. İşin Traji komik tarafı bu aslında... *tna Alıntı
Φ sur Gönderi tarihi: 17 Aralık , 2009 Gönderi tarihi: 17 Aralık , 2009 Ruh; beyine bağlı bir dalga bedendir. ve bunun varlığı bilimsel olarak dalga beden olarak kanıtlanmıştır. Yani dalga beden olan ruh bir enerji olduğu için hiç bir zaman kaybolmaz. Çünkü enerji kaybolmaz. Netice itibari ile yakındır bilimsel olarak ruhun ve olüm ötesinin kabul edilmesi. Aslında bu hususta net araştırma ve sonuçlar var ancak bütün insanlar dindar olur diemidir nedendir bilmem açıklamıyorlar. Neticede herkezin kişiliğini oluşturan bir yapı var. Neden hayvansal özelliklerimiz dışında hepimiz çok farklıyız? İşte bunu belirleyen beynin oluşturduğu elektro dalga bedendir. Kuranı Kerim de "Her nefs bir gün ölümü tadacaktır." denmektedir. Yani ölüm bir yokoluş değil. Beynin bioelektrik çekimi kesmesi ile birlikte dalga bedenin fiziksel bendenden ayrılması işlemidir. Dolayısı ile kesinlikle ve kesinlikle ölümden sonra yaşam Kabir - Berah - Ahiret mevcuttur bundan kaçış yoktur. Buna inanmayanlar her ne kadar öldükten sonra dünyaya geri gelmek isteyeceklerse olmayacak çünkü düzen buna müsade etmez. Alıntı
Misafir birce Gönderi tarihi: 17 Aralık , 2009 Gönderi tarihi: 17 Aralık , 2009 düzen buna müsade etmez. Son cümlenizde yer alan son kelimeler dikatimi cekti sayın sur Hani bu dünyayı çok güzel bir şekil de düzene koyan, acaba diyorum diğer tarafta düzeni bozulur diye mi "her ne kadar geri gelmek isteseler de" getirmeyecek .. yada oraya sokmayacak.. her neresi ise... Hani bu dünyada ki çok güzel olan düzen, her yer verimli, topraklar yemyeşil.. hic bir yerde kuraklık yok ya...acaba diyorum diğer tarafta düzen bozulur diye mi " her ne kadar geri gelmek isteseler de " .. oraya sokmayacak... her neresi ise.. Hani bu dünyada ki çok güzel olan düzen, zengin fakir ayrımı olmayan... tüm insanlar eşit olan bir düzen var ya... acaba diyorum, bu düzen bozulur diye mi " her ne kadar geri gelmek isteseler de " getirmeyecek... yada oraya sokmayacak.. her neresi ise.. Hani bu dünyada ki çok güzel olan düzen, barışı sağlıyor hic savaşlar olmuyor ya.... acaba diyorum " her ne kadar geri gelmek isteseler de " getirmeyecek.. yada oraya sokmayacak.. her neresi ise... Bu yüzden mi.. Tüm bu dünayda ki oluşturmuş olduğu, çok güzel olan düzen i, diğer tarafta çok daha güzelini oluşturduğu icin..., alt üst olmasın diye mi.. acaba. Saygilar Alıntı
Φ sur Gönderi tarihi: 17 Aralık , 2009 Gönderi tarihi: 17 Aralık , 2009 Son cümlenizde yer alan son kelimeler dikatimi cekti sayın sur Hani bu dünyayı çok güzel bir şekil de düzene koyan, acaba diyorum diğer tarafta düzeni bozulur diye mi "her ne kadar geri gelmek isteseler de" getirmeyecek .. yada oraya sokmayacak.. her neresi ise... Hani bu dünyada ki çok güzel olan düzen, her yer verimli, topraklar yemyeşil.. hic bir yerde kuraklık yok ya...acaba diyorum diğer tarafta düzen bozulur diye mi " her ne kadar geri gelmek isteseler de " .. oraya sokmayacak... her neresi ise.. Hani bu dünyada ki çok güzel olan düzen, zengin fakir ayrımı olmayan... tüm insanlar eşit olan bir düzen var ya... acaba diyorum, bu düzen bozulur diye mi " her ne kadar geri gelmek isteseler de " getirmeyecek... yada oraya sokmayacak.. her neresi ise.. Hani bu dünyada ki çok güzel olan düzen, barışı sağlıyor hic savaşlar olmuyor ya.... acaba diyorum " her ne kadar geri gelmek isteseler de " getirmeyecek.. yada oraya sokmayacak.. her neresi ise... Bu yüzden mi.. Tüm bu dünayda ki oluşturmuş olduğu, çok güzel olan düzen i, diğer tarafta çok daha güzelini oluşturduğu icin..., alt üst olmasın diye mi.. acaba. Saygilar Orada düzen den kasıt şudur ki ; biz bir sistemim içerisindeyiz ve sistem ilk kurulduğu andan itibarek kuralları mevcuttur bu kurallar çerçevesinde beyin çekim gücünü yitirip ruhu gönderdiğinde tekrar bu gücü kazanması mümkün olmayacaktır. Olsa bile yetişmiş ruh bu beyin ile iletişime geçemeycektir. Yoksa orda dünya hayatında dair bir mesajım yoktur. Dünya hayatındaki kavga dövüş iyi kötü sonsuzluk noktasında hiç bir anlam ifade etmez. Alıntı
Misafir birce Gönderi tarihi: 17 Aralık , 2009 Gönderi tarihi: 17 Aralık , 2009 Dünya hayatındaki kavga dövüş iyi kötü sonsuzluk noktasında hiç bir anlam ifade etmez. Bu ne demek oluyor anlayamadım şimdi.. Madem hiç bir anlam ifade etmiyor... Tüm bu dünya da ki olanlar... O vakit asıl ayrım orada olmayacak anlamına gelmiyor mu Iyiler kötüler, zenginler fakirler şavasanlar.. cinayet isleyenler.. vs... saymayım artık gerisini.. Yani hepimiz oradayız... Tekrarliyorum : " Dünya hayatındaki kavga dövüş iyi kötü sonsuzluk noktasında hiç bir anlam ifade etmez" dediniz Fark nerededir, bu çok güzel olan, oluşturmuş olduğu düzeni aynen olduğu gibi diger tarafa taşımak olmuyor mu yine var ise gercekten dediğniz yer Alıntı
Φ sur Gönderi tarihi: 18 Aralık , 2009 Gönderi tarihi: 18 Aralık , 2009 Bu ne demek oluyor anlayamadım şimdi.. Madem hiç bir anlam ifade etmiyor... Tüm bu dünya da ki olanlar... O vakit asıl ayrım orada olmayacak anlamına gelmiyor mu Iyiler kötüler, zenginler fakirler şavasanlar.. cinayet isleyenler.. vs... saymayım artık gerisini.. Yani hepimiz oradayız... Tekrarliyorum : " Dünya hayatındaki kavga dövüş iyi kötü sonsuzluk noktasında hiç bir anlam ifade etmez" dediniz Fark nerededir, bu çok güzel olan, oluşturmuş olduğu düzeni aynen olduğu gibi diger tarafa taşımak olmuyor mu yine var ise gercekten dediğniz yer Ya ama ben özet geçip detraya girmeden ana fikrimi söylemek istiyorum siz işi detaylandırmak. Aslında demek istediğim dünya pis bir yerdir, ahirete nazaran. Siz burda kendinizi ne kadar pislikten korur muhafaza eder Ruhunuza pozitif yükleme yaparsanız, ahiret sizin için düzgün olur. Dünyayı bir bahçe gibi düşünün burda tohumları eker ahirette meyveleri toplar yeriz. Eğer burda hiç tohum ekmez isek ahirette fidan olmaz , ağaç olmaz meyve olmaz. Ole toprağın altında hapis kalırız. Dünyada haksız gördüğünüz konulara elbet müdehale ediniz ancak, herkes hesabını verecek bu noktada çok önemli değil demek istedim. Zaten dünya hayatı ahiret hayatının yanında yok denecek kadar az. Nasıl mükafatlandırılıdığımızı düşünün. Sonsuz olan ahiret hayatı için bir yok denecek kadar az olan dünya hayatında yaptığımız çalışmalar sonsuz ahiret hayatını Cennet diye tabir edilen mükemmel bir yere dönüştürmeye yetiyor. Alıntı
Φ AED Gönderi tarihi: 18 Aralık , 2009 Gönderi tarihi: 18 Aralık , 2009 Ruh; beyine bağlı bir dalga bedendir. ve bunun varlığı bilimsel olarak dalga beden olarak kanıtlanmıştır. Yani dalga beden olan ruh bir enerji olduğu için hiç bir zaman kaybolmaz. Çünkü enerji kaybolmaz. Netice itibari ile yakındır bilimsel olarak ruhun ve olüm ötesinin kabul edilmesi. Aslında bu hususta net araştırma ve sonuçlar var ancak bütün insanlar dindar olur diemidir nedendir bilmem açıklamıyorlar. ben kendi adıma sözünü ettiğiniz dalga beden kanıtını merakla bekliyorum bu köşede.. enerjinin sakınımı yasası doğrudur.ama <dalga beden> dediğiniz ruh la ilişkisini burda açıklamanızı bekliyorum.böylelikle ölümden sonra hayatın olduğunu kanıtlamaya çalışan diğer inançdaşlarınıza hem bir katkınız olur hem de yaşamınızda ilk kez bir <devrim>yapmış olursunuz.zaten bu araştırmalar var diyorsunuz lütfen buraya aktarın. ama tarikatların ideolojik <ilim> adı altındaki safsatalardan değilde genel kabul görmüş bilimsel ilkelere dayalı olmalıdır bu ispatlar. ayrıca iddanıza göre bu araştırmaları herkesin dindar olabilme ihtimali nedeniyle söylenmediği imanız yerinde değildir.çünki din kurumları gerek inananların sayısı, gerekse maddi güç olarak çok güçlüdür dünyada.. Neticede herkezin kişiliğini oluşturan bir yapı var. Neden hayvansal özelliklerimiz dışında hepimiz çok farklıyız? İşte bunu belirleyen beynin oluşturduğu elektro dalga bedendir. herkesin kişiliğinin farklı olması literatüre yeni kattığınız <elektro dalga beden> değildir. kişilik, insana ,anne baba genlerine ek olarak toplum çevre ve aile içindeki alınmış eğitimlerin karşılıklı etkileşimi sonucu oluşur..ikizlerin bile farklı kişilikte olmasının nedeni aynı aile-çevre-okul-gen yapısı olduğu halde işte bu faktörlerin etkileşiminin farklı olması nedeniyledir..çünki bu etkileşim süreci diyalektik bir süreçtir..yani insanlar anne babalarında gen dediğimiz teknik altyapı üzerine toplum içindeki eğitimleri-ilişkileri ile kişlik kazanırlar..yani insan onun belirleyen toplumsal şartlarının bir ürünüdür. örneğin siz bu ülkede değil de bir hindu inanışına sahip anne babadan hindistanda dünyaya gelse idiniz pekala bazı hayvanların kutsal sayıldığı bir inanç sistemine sahp olabilrdiniz. bugünki psikoloji bilimi kişilğin nasıl oluştuğu neden bireylerde farklı farklı olduğunun çok açık bir biçimde ortaya koyalı belikde elli yıl olmuştur..ama sizin cenah ya bu güncel bilimden habersiz veya işlerine gelmediği için <ilim> adı altında hurafelerden ve doğmalardan oluşan bir edebiyatı adeta bilinçsiz insanlara pompalamktadır. Kuranı Kerim de "Her nefs bir gün ölümü tadacaktır." denmektedir. Yani ölüm bir yokoluş değil. Beynin bioelektrik çekimi kesmesi ile birlikte dalga bedenin fiziksel bendenden ayrılması işlemidir. Dolayısı ile kesinlikle ve kesinlikle ölümden sonra yaşam Kabir - Berah - Ahiret mevcuttur bundan kaçış yoktur. Buna inanmayanlar her ne kadar öldükten sonra dünyaya geri gelmek isteyeceklerse olmayacak çünkü düzen buna müsade etmez. burdaki konuları okumadığınız anlaşılıyor.. o kadar çok yazdık ki.. elbette her nefis ölümü tadar çünki bütün canlılar doğar büyür ve ölürler, yaşam,kendi karşıtı olan ölümü kendi içinde barındırır zaten...her süreçte diyalektik yasa gereği karşıtlar mücadele eder ve birisi kazanır, ta ki o süreçte karşıtların yeniden savaşına tanık olana kadar.. bu da gelişmenin bizzat kendisi demektir zaten.. bunu arapçasını esrarlı bir havada söylemeniz kendinize göre bir amacınız olduğunu gösteriyor..<Beynin bioelektrik çekimi kesmesi> deyimi berah ahiret gibi arapça söylediğiniz öbür dünya yaşamları olduğunu göstermez,sadece sizin bu inanca sahip olduğunuzu gösterir..tıpkı dünyada öbür dünya üzerine yüzlerce farklı inanç sistemi varsa aynen onun gibi.. Alıntı
Φ alkanaga Gönderi tarihi: 21 Aralık , 2009 Gönderi tarihi: 21 Aralık , 2009 Ölüm, ulaşılamayan Sevgili gibi dir.Ne zaman ulaşsan sen yok olursun.O ne zaman uzaklaşsa sen var olursun.. Ölümve Hayat, Güneş ve Kar gibi dir.Ne zaman kar gelse güneş saklanır,ne zaman ki Güneş gelse kar erir.. Ölüm, bir Oluşum ve değisimdir.Ne zamanki biryerde Öldün ,Uzak kaldın oradan.Ne zaman ki doğdun kucak Aldın Anadan.. Alıntı
Φ şeroman Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2010 Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2010 Bu konuyu bilimsel olarak kanıtlamak imkansız ;bilim insan oğlunun beş duyusu ile algıladığı konuları kanıtlar ve örneklerle açıklar ve kabul eder. Bir şey ya vardır yada yoktur.Elimizle tutabiliyor,gözümüzle görüyor ,işitiyor, tadabiliyorsak maddi olarak vardır. Maneviyat ise tam tersi; o yüzden bilim ile din taban tabana zıttır. Biri maddiyat, öteki maneviyattır. Birisini beş duyunuz ile ,ötekini kalbinizle onaylarsınız. Alıntı
Φ lc1d18 Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2010 Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2010 ilginç bi konu şimdi newton -yada her kimse- yerçekimini bulmadan önce yerçekimini yokmuydu? çok mu merak ediyorsun ölde gör Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 29 Eylül , 2011 Gönderi tarihi: 29 Eylül , 2011 "Ölümden sonra hayat var mı?" yı yeteri kadar tartışmışız zaten, sadece burada değil birçok yerde de tartışıyoruzdur zaten... Peki ölümden önce bir hayat var mı? Var mı yani öyle bir hayatınız? Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2011 Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2011 "Ölümden sonra hayat var mı?" yı yeteri kadar tartışmışız zaten, sadece burada değil birçok yerde de tartışıyoruzdur zaten... Peki ölümden önce bir hayat var mı? Var mı yani öyle bir hayatınız? Sevgili gloria; Son satırını anlamlandırabilmek için okudum, okudum, tekrar okudum. Benim kavrayamadığım bir şey vardır belki diyerek tekrar okudum... Sonunda işin içinden çıkabilmek için sormam gerektiğini düşündüm... "Ölümden önce bir hayat yok mu? Yok mu yani öyle bir hayatımız?" Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2011 Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2011 İlginç bi konu, şimdi newton -yada her kimse- yer çekimini bulmadan önce yer çekimi yok muydu? çok mu merak ediyorsun ölde gör Müthiş bir varsayım ve Müthiş bir zeka pırıltısı; -yaşamın geçekleri, kanun ve kuralları- ile varsayımlar arasında benzerlik ve ilgi olduğunu düşünebilmek. Müthiş bir yaklaşım, önce kendini şimdi de bizleri "ölde gör." diyerek korku salma, korkutarak sonuç alma, kendi inançlarını dayatma çabası... *** Müthiş bir bilgi birikimi; -yada her kimse- diyerek newton dan söz edebilmek. *** Varsayım bu ya belki siz; öldükten sonra gelip ölümden sonraki yaşamı anlatırsınız. Nasıl olsa ölüp de göreceksiniz ya! Varsayım bu ya; iyisi mi mezarlıklara gidip ölen fanilerden öbür yaşama dair orada neler yaşadıklarına dair bilgiler alsak? Sayın lc1d18; ne dersiniz? Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2011 Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2011 Sevgili gloria; Son satırını anlamlandırabilmek için okudum, okudum, tekrar okudum. Benim kavrayamadığım bir şey vardır belki diyerek tekrar okudum... Sonunda işin içinden çıkabilmek için sormam gerektiğini düşündüm... "Ölümden önce bir hayat yok mu? Yok mu yani öyle bir hayatımız?" Öyle merak işte... Ölümden sonrası için kendilerini hazırlayanlar acaba ölümden öncesi için de yaşıyorlar mı onu merak ettim sadece... Ölümden sonrası için yaşayan insanlar yok mu mesela, onlar ölümden önce de bir hayat olduğunun farkındalar mı? Yani "ya ölümden sonra hayat varsa" diye düşünüp şu güzelim hayatı sınav olarak algılamak... Merak ettim işte acaba ölümden önce de hayat var mı onlar için??? Böyle işte... Öyle katakullilik bir durum söz konusu değil yani, bildiğin merak.. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 15 Ekim , 2011 Gönderi tarihi: 15 Ekim , 2011 Peki ölümden önce bir hayat var mı? Galiba yok! Ya da varsa da önemli değil canım, ya var ha yok! Eğer bu söylediğim doğru olmasaydı Demircan hoca şeytanın bile aklına gelmeyecek cinsel fantezilerin cennette olduğunu iddia etmez, müslümanlar da bunları ağızları sulanarak okumaz, sonra kafası çalışan, aklı başında biri bu fantezileri okuyup: "Bu ne ya? Bu anlatılan cennet mi, yoksa başka bir yer mi, buranın sahibi de ne patronu?" diye sorulunca; "Vay dinimize hakaret edildi" diye ayağa kalkmazlardı. Kardeşim sen önce bir Demircan'ın fantezilerini eleştirdin mi? "Bu ne hocam, sen cenneti ne yaptın böyle ya?" dedin mi? Demedin! E demediysen, kime, niye itiraz ediyorsun? Bektaş erenler ölmüş, öbür dünyada sırada bekliyormuş. Sırası geleni "sen aşağı" "sen yukarı" diye yolluyorlarmış. Baba erenler önünde sırasını bekleyen hacıya sormuş: -"Hacı yukarı ne, aşağı ne?" Hacı hemen açıklamış: -"Aşağı cehennem. İrin, lav, diken, ateş var. Yukarı cennet. Cillop gibi hatunlar var!" Bektaş babanın sırası gelince "sen aşağı" demişler. Bektaşi: -"Tamam olur da yanıma bir şişe şarap alsam?" deyince zebani gürlemiş: -"Orası meyhane mi bre melun?" Bektaşi hemen hazır cevabını yapıştırmış: -"Ya yukarısı kârhane mi?" Alıntı
Φ Dayı Gönderi tarihi: 15 Ekim , 2011 Gönderi tarihi: 15 Ekim , 2011 Ölümden sonrayı düşünürken, şimdiyi[ıskalıyor büyük çoğunluk.. Alıntı
Φ Dayı Gönderi tarihi: 15 Ekim , 2011 Gönderi tarihi: 15 Ekim , 2011 Bu hayatı dolu dolu yaşadı..her şeyin farkına vardı..çözdü bu alemi..şimdi sıra geldi ÖTE,ye.. Burası AN..ÖTE,de ŞİMDİ,de, bir AN içinde.. Cennet deyince neden hemen Huri gelir akıllara.. bu gezegende yaşayamadığı fantazileri ÖTE,de yaşama ümidi,özlemimi.. Ölümden sonra hayatı değil bu yaşamı çözelim..çözüm formüllerinide bizden sonrakilere bırakacağımız veri tabanına yazalım.. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 15 Ekim , 2011 Gönderi tarihi: 15 Ekim , 2011 Yani... Değil mi... Bu hayatta insan ol, idrak, bilinç, vicdan, erdem sahibi ol da... Öldükten sonra ne olursa olsun, sana ne? Varsa yok demekle yok olmayacak, yoksa var demekle var olmayacak. Haaa, baktın ki öldün ama hâla ne olup bittiğinin farkındasın. E iyi, bakarız o zaman gereği neyse onu yaparız yani. Hiç bir şeyin olmadığı iddia ve ispat edilemez. Var olduğunu iddia edene düşer ispat yükümlülüğü. Var olduğuna dair bir bulgu elde edemiyoruz. Ama hadi varsayalım var olsun. Eee? Aklımızı vicdanımızı insanlığımızı din baronlarına mı teslim edeceğiz? Din tüccarlarına mı vereceğiz işportada yer tezgahında pazarlasınlar diye? Benim hesabıma avuçlarını yalasınlar. Onlara bitimi isteseler vermem... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.