Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Misafir sn6

Önerilen İletiler

teknik olarak olumden sonrasina inanmayan insan yoktur ...

 

kucuk bi konsantrasyolna, insan olunce de biyerlerden devam edecegini simdiki birikimi ile de gorebilecektir ...

 

Kuranda ; yalanladilar diyor ...

 

inkarda ayak direttiler diyor ...

 

inanmadilar demiyor :D vijdanlari kabul ettigi halde kibir ve buyuklenme dolayisi ile ayak direttiler diyor : ))

 

ayak diretmek demek en kapali ve sozde bilimsel bir uslup ile karsi ataga gecmek demektir ...

 

'vijdanlari kabul ettigi halde' yani Allah bilinc altlarina mutlaka dogruyu ilham etmistir ..

 

 

 

simdi kimseyi kizdirmak gibi olmasin :D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Çok yanlış anlıyorsunuz, çok, alışkanlık hâline gelmiş bu sizde meraba, farkına varmanız dileğiyleoriginal.gif

Dinlenme kararı isabetli bir karar olmuş, dinlenirken düşünmeyi de unutmayın...original.gif

 

Maşallah insanın iyi niyetle söylediği sözleri kullanma mahareti de üst düzeyde sende Fuzuli. Yaz günleri dinlenme ve tatil mevsimi. Madem çok gördün devam edelim..

 

Parelel düşündüğümüz yorumculardan bu tip yorumlar geliyormu? Senden gelmesine şaşmam. Karşıt fikirdeyiz. Tekrarlayıp durma. Tekrarladıkça kişiselleşiyor. Fikire dön.

 

Metafizik kavramının anlamını yazmışsınız lakin daha önceki yazılarınızda ziyadesiyle rastladığım tanımı, mahiyetini yanlış yorumlama, anlama bu kavramda da kendini göstermiş meraba.original.gif Metafizik, kelime olarak ''fizik ötesi'' anlamına gelir,doğru,bu anlama gelmesinin sebebi de pozitif bilimlerin araştırabildiği alanın dışında kalan, deneyimlenemeyen, gözlenemeyen, bilimin erişemediği bir alanın olmasındandır.Metafizik, pozitif bilimi yok saymaz, bilimsel bulguları inkâr etmez, bilimsel bulguların, verilerin ötesinde bilimin açıklayamadığı alanla ilgili akıl yürütme, mantıki sonuçlara varma zihinsel faaliyetidir en genel hâliyle ve felsefi çerçevede

 

Hem yanlış anladığımı söylüyorsun hem de yorumlarıma doğru diyorsun. Gerçek yaşamın yorumlarına(bilimsellik) katılmayan hangi görüş var? Ayakta durabilmesi için gerçeklere mecburen sarılmak zorunda kalıyorlar. Din, felsefe, ahlak böyle. Bilimden ayrı hareket ettiğinde sallama, atma içerikleri açığa çıkacak biliyorlar.

 

"pozitif bilimlerin araştırabildiği alanın dışında kalan, deneyimlenemeyen, gözlenemeyen, bilimin erişemediği bir alan" bu cümle senin fuzuli. Böyle bir kurgulam sence atmaca, sallama değilmidir? Doğru olduğuna dair ölçü nedir?

hepinize iyi formlar...

Devam etsen iyi olurdu az fakat öz konuşan değerli bir arkadaşımızsın.flowers.gif

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Metafizik, bilimsel bilgileri inkâr edip bir konuyla ilgili bilimsel bilgiler yerine afâki karşıt teoriler üreten, kendini bilimin yerine koyan bir felsefi düşünce alanı değil.

 

''ruh'' konusu metafiziğin inceleme, fikir yürütme başlıklarından biri.''ruh''la ilgili bilimsel veriler üzerine geriye kalan somut olmayan, incelenemeyen kısmıyla ilgili fikir üretme,mantıken doğrulara ulaşma faaliyetidir.

 

Bilim ''ruh''un mahiyetini ortaya koyduysa, bilimin verilerinin sınırında metafizik susar, bilim bilindik manada dinlerin öngördüğü ruhun olmadığını ispatlamışsa, metafizik felsefe kalkıp da yok kardeşim, biz inanmıyoruz, bizim teorimiz dinlerin de söylediği gibi, ölümsüz bir ruhun varlığıdır demez, ilkelerine aykırıdır bu yaklaşım, metafiziği bu şekilde bilimsel bilgilere, teorilere karşı hayali tez üreten felsefi faaliyet olarak algılamak isteyen varsa, buna katılmadığımı söyleyeyim.

 

Ben ''metafizik'' kavramını en basit tanımıyla ''madde ötesi'' anlamında kullanırım, bu başlık altında da aynı anlamda kullandım.Madde ötesi de şu anlam ifade ediyor bende, metafizik kavramıyla uyumlu olarak, bilimin inceleyebildiği, bilgi ortaya koyduğu sınırın dışında kalan, bilimin inceleme yapamadığı alan demektir benim için de.

 

Tanrı, ruh gibi kavramlar da bu bağlamda metafizik felsefenin konusu, bilim bu alanla ilgili net bilgiler ortaya koyana kadar, bilimin ortaya çıkardığı bilgilerin ötesinde bizim de günlük hayatta her zaman yaptığımız gibi felsefi düşünme başlar, metafizik de bu noktada fikir üretmeye başlar, bilimsel bilgilerle uyumu, mantığı elden bırakmayarak.

 

Siz meraba, en başta evrende metafizik bir konu olmadığı iddiasında bulundunuz, bu metafiziği, felsefeyi, bu olguların gerçekliğini yok saymaktır, gözünü kapatmaktır, kafanda kurguladığın gibi dünyayı da öyle zannetmek yanılgısından, önyargısından doğar.Sizin kadar yanlışında ısrar eden biriyle, seviyeli bir tartışma yürütmek çok zor, gırgıra vurmamın sebebi de bu, siz yazdıklarınızın gülünç olduğunun zerre farkında değilsiniz.

 

''Metafizik'' diye bir felsefi başlığın varlığını inkar edemezsiniz, ben uydurmadım bunulaughing.gif, litaratürde var, ''metafizik'' var demem bilimin yerine metafizik fikirleri koyduğum anlamına gelmemeli, siz inatla böyle anlıyorsunuz, değişik bir algılama şekliniz var.Ben bilimsel düşüncelere karşı sanki ''Metafizik'' fikirleri savunuyorum da siz hemmen savunmaya geçip ''Metafizik konu yoktur, yani metafizik diye bir şey yoktur.'' gibi gülünç bir tavır sergiliyorsunuz, anlamıyorsunuz.

 

''Metafizik'' kavramı için internetten alıntı yaptığınız tanım için doğru dedim, sizin yanlışınız metafiziğe yüklediğiniz kendi anlamında, metafizik fizik ötesi anlamında kullanılıyor diye , fizik bilimlerini, maddeyi inkar ettiği anlamını çıkarıyorsunuz, yanlış olan bu, anlamadığınız noktalardan biri de bu.

 

Ben bilimsel bilgilere karşı çıkan, bilimin ortaya koyduğu bilgilere karşı soyut, temelsiz, doğruluğu ıspatlanmamış bilgileri bilimsel bilgilere karşı savunan biri değilim.Bilimsel bilgilerle birlikte ötesinde felsefi düşünmekten, tartışmaktan büyük zevk alırım.

 

Bütün tartışmalarda size karşı çıkışımın sebebi ise şu:Siz kendi fikirlerinizin yorumsuz, kesin bilimsel bilgiler olduğu zannındasınız.Bilimin bilgi ortaya koymadığı alanla ilgili olarak herkes gibi siz de felsefe yapıp fikir üretiyor, bir düşünceye inanıyorsunuz, bu düşüncenizin de bilimin düşüncesi olduğu, bilimin öyle söylediği yanılgısındanız.Bilimsel bilgilerden çıkardığınız yorumlar, bilime katı yaklaşımınız başlı başına bir facia meraba.

 

Bilimsel konuşuyorsanız bilimin durduğu yerde durmasını bilmelisiniz, bilimin bir şey söylemediği bir alanla ilgili kendi fikirlerinizi bilimselmiş gibi sunmak gaflettir.

 

Ayrıca siz bilimin askeri,badigardı, temsilcisi değilsiniz, sanki bilim size görev verdi, benim adıma git şu forumda aklına geleni söyle, kim söyletiyor derlerse de, arkamda bilim var, de mi dedi?grin.gif Bilimsel bilgilerle konuşmak, kendi felsefeni bilimim yerine koyup, kendi yorumunu bilimsel bilgi gibi sunma gafletinde olmak demek değildir meraba.

 

Biraz bilim alabilir miyim abi, bir kilo yeterli...original.gif

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ilgili fikir üretme,mantıken doğrulara ulaşma faaliyetidir.

Bir kucak yazı da yazsan, içerisinden çıkarılan öz yukardaki cümlen. Bu metafizik mantık(mantık denilirse tabi) "doğru"ları belirlerken neyi referans alır? Yoksa referanssız mı?

 

Not: "Gırgır" tavrın beni en ufak şekilde etkilemiyor inan ki. Yapının, anlayışının öyle olduğunu biliyorum zaten.. Cevabım aslında okuyanlaradır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir kucak yazı da yazsan, içerisinden çıkarılan öz yukardaki cümlen. Bu metafizik mantık(mantık denilirse tabi) "doğru"ları belirlerken neyi referans alır? Yoksa referanssız mı?

 

Not: "Gırgır" tavrın beni en ufak şekilde etkilemiyor inan ki. Yapının, anlayışının öyle olduğunu biliyorum zaten.. Cevabım aslında okuyanlaradır.

 

Konumuz metafiziğin referansı mıydı, bunu mu tartışıyorduk Sn. meraba, ''Evrende metafizik konu yoktur.'' dediniz,ben de vardırı, metafiziğin çalışma alanını anlatmaya çalıştım, siz yine başka yerlerdesiniz.Aynı dili konuşup da ne söylendiğinin anlaşılmaması üzüntü verici, eğitim sistemimizin hatası olarak görüyorum ilk olarak.

 

Gırgır tavrına gelince, bu forumda hiç bu kadar ciddiyetsiz bir tartışma üslubu sergilememiştim birçok kişiyle çok sert tartışmalar yapmama rağmen.original.gif

 

Metafizik bilime karşı olan, bilime karşıt tezler üreten bir felsefi düşünce alanı değildir, tekrar edeyim.Bilimsel düşünen biri metafizik düşünemez şeklinde bir mantık, yanlış bir mantıktır, metafizik, bilime alternatif bilgi üretme dalı(alanı) değildir.

 

Konumuzla ilgili olarak bilim, ''Ölümden sonra hayatın olmadığı bilgisini'' deney, gözlem,araştırmayla ortaya koymuş da; metafizik de buna mukabil ''Hayır, ölümden sonra hayat vardır.'' düşüncesini sadece akıl yürütme düzeyinde karşı tez olarak savunuyor gibi bir durum yok ortada.

 

Ölümden sonra hayatın olup olmadığı konusu bilimin inceleme alanına somut olarak giremediği için konu itibariyle ''metafizik'' bir konudur,incelenemeyen cevap bekleyen metafizik alana giren bir konuyla ilgili düşünce üretme faaliyetine girersiniz, bu faaliyet yadırganan, bilimsel olarak hiçe sayılan, yok sayılan bir faaliyet değildir, felsefe yapmaktır bunun adı.

 

Ölümden sonra hayatın olmadığına dair bir bilimsel tez,bilgi, yasa ortaya konmuşsa bilgi verin şu teori, şu yasa bunu söylüyor deyin de konu metafizik felsefî konu olmaktan çıksın, bilimsel bir veri yoksa metafizik felsefi düzeyinde düşünce üretmeye bilimsel olarak karşı çıkamazsınız, bilime bakışınız bilimsel değil meraba.original.gif

 

Muhabbetle...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

teknik olarak olumden sonrasina inanmayan insan yoktur ...

 

kucuk bi konsantrasyolna, insan olunce de biyerlerden devam edecegini simdiki birikimi ile de gorebilecektir ...

 

Kuranda ; yalanladilar diyor ...

 

inkarda ayak direttiler diyor ...

 

inanmadilar demiyor biggrin.png vijdanlari kabul ettigi halde kibir ve buyuklenme dolayisi ile ayak direttiler diyor : ))

 

ayak diretmek demek en kapali ve sozde bilimsel bir uslup ile karsi ataga gecmek demektir ...

 

'vijdanlari kabul ettigi halde' yani Allah bilinc altlarina mutlaka dogruyu ilham etmistir ..

 

 

simdi kimseyi kizdirmak gibi olmasin biggrin.png

 

 

"Kızdırmak" değil de "Güldürmek" diyelim biz ona...

Ama olsun, güldürmek gibi olsun gerçekten; öyle oldu da zaten.

 

Kur'an-ın "Yalanlama" olayı zaten mükemmel.

Bugün bir kimseye "Yalancı" dediğinizde bu doğrudan "Hakaret" kabul ediliyor.

Bu forumun en hassas kuralları arasında bile geçer bu, yanılmıyorum değil mi?

Ama Kur'an-da Allah, artık nasıl bir "İnsan Üstü Ahlak"a sahipse, bir insan gibi "Yalancı" diye hakaretler savuruyor.

Tanrı nedense "über mensch" olmayı beceremiyor.

 

İşin daha da ilginç yanı şu:

Felsefede temel bir kabul vardır ki;

"Paylaşmadığınız inançlar, sizin için bir yalandır..." şeklindedir.

Kim söylemiş diye aramayın, ben uydurdum ama emin olun ki evrensel bir kanaattir.

Şöyle ki:

Bir Hıristiyan için İslamiyet'in kabulleri yalandan ibarettir; yani ona göre Müslümanlar yalancıdır.

Bir Yahudi için de herhangi bir Tek Tanrılı inanca sahip olmayanlar yalancıdır.

Şaşırmayın; Yahudilikte aslen İslamiyet'i reddetmek gibi bir anlayış yoktur;

Diğer İbrahimi dinleri "Yanlış/Yalan/Değiştirilmiş" kabul etmek siz Müslümanlara özgü sadece.

Kur'an-da bile yok aslında böyle bir mantık...

Neyse, söylemek istediğimi anladınız;

Bir Budist için de Müslümanlık, bütünüyle yalandır.

Eğer Paganist olsaydık, Hıristiyanlığı yine "Yalan" bulacaktık.

 

Yani şu var:

Tamam, Kur'an-da, ona inanmayanlar "Yalancı" olarak adlandırılıyor, yalan söyledikleri söyleniyor...

Ama siz de diğer inançlara göre "Yalancı" konumundasınız aslında...

Hıristiyanlığa göre de siz birgün gerçeği göreceksiniz ve şu an büyük bir günah içerisindesiniz.

Kurtarılmayı bekliyorsunuz ve Rabb'in sizin için bir planı var!

Şu an bir yalanın içinde debeleniyorsunuz ama gelecekte anlayacaksınız ne kadar büyük bir yalan içinde olduğunuzu.

 

Ve siz şu an büyük bir kibir içerisindesiniz.

İsa'nın, Baba ve Kutsal Ruh'un bağışlayıcılığını bildiğiniz halde kibirinizden dolayı reddediyorsunuz.

Bana kızmayın, İncil'in söylediği şeyler bunlar.

İncil'de öyle söylüyor...

 

Bu mantık size bir fikir verdi umarım...

 

Bunun yanında "İnanmayan İnsan" vardır.

İnanmak ile Bilmek arasındaki farkı öğrenmeniz gerekiyor önce.

 

Şöyle bir test yapabiliriz:

Size şu an masamın üzerinde duran bir nesneden bahsedeyim.

Şeffaf ve elastik bir nesne.

Mavi bir kapağı var ve şu an soğuk.

İçinde de bir sıvı var.

O sıvı da şeffaf ve bir miktar kendisinin katı halini barındırıyor içinde.

Bu yüzden soğuk zaten ve içtiğiniz vakit sizi serinletiyor.

O sıvıyı barındıran şeffaf nesnenin dışında "ERİKLİ" yazıyor, ne hikmetse.

Ve sanıyorum sıvı nesnenin katı formunun etkisinden olsa gerek, bu şeffaf nesnenin dış yüzeyi nemli.

Yani barındırdığı o sıvının aynısını ama çok az miktarını ve damla halinde dış yüzeyinde tutuyor.

 

Muhtemelen masamın üzerinde duran şeyin ne olduğu ile ilgili güçlü bir tahmininiz var.

Bu satırları okuyan herkesin güçlü bir tahmini var şu an.

İşte bu "İnanç".

Çünkü masamın üzerinde gerçekten böyle birşey olup olmadığına dair elinizde tek bir kanıt bile yok.

Eğer aranızdan biri çıkıp, ekranın bu tarafına gelip bakabilme imkanına sahip olsaydı

İşte o zaman "Bilmek" imkanıza sahip olurdu.

 

Peygamber denilen insanlar size güçlü betimlemelerde bulunan ama aslında bol keseden sallayan insanlardır.

Edebi yönleri olabilir ama ben de size az önce güçlü bir betimleme yaptım.

İtiraf edin, bir ara gerçekten masamda o nesnenin var olduğunu sandınız.

Oysa sarımtrak renkte ve içimi (bence) hoş olan ama bol içince kafa yapan; yine soğuk bir içecek var...

Onu barındıran nesne koyu kahverengi ve oldukça kalın bir camdan yapılmış.

Metal bir kapağı var ve Ramazan'ın bu akşamında millet Sahur'a hazırlanırken ben sağlam biçimde demleniyorum.

Muhtemelen yarın pek de ayık olmayan bir kafa ile karşılarına çıkacağım.

Ve muhtemelen (Malatya'daki dindaşlarınız gibi belkide) kızgınlık sergilediniz ama bu da yalandı.

Kızdınız ya da gülümsediniz bilemem ama sonuçta gerçek olmayan bir ifadeyi-betimlemeyi gerçek olarak algıladınız bir an için.

Alınmayın, bu mübarek gecede demleniyor değilim.

Mübarekliğinden değil, şu an yanımda şişe yok da ondan.

Ama eğer ne içtiğime "İnanmayı" bırakıp, ne içtiğimi "Bilmek" istiyorsanız, ekranın bu tarafına gelmek zorundasınız.

 

Sizin, peygamberinizin size anlattığı ve "İnandığınız" şeylerin gerçekte olup olmadıklarını "Bilecek" cesaretiniz var mı?

 

Biliyor musunuz bilmiyorum ama şimdiye kadar hiçbir Bilimsel araştırma, Allah'ın varlığına dair en ufak bir kanıt ortaya koyamamıştır.

Çünkü o tasavvur, ölçebileceğimiz, deneye tabi tutabileceğimiz, gözlemleyebileceğimiz bir şey değil...

O, herhangi bir "Şey" değil.

Çünkü öyle bir şey yok...

En azından herkese kendi varlığını kanıtlamak için ortaya çıkmayı akıl edene kadar...

 

Dediğim gibi "İnançsız İnsan" vardır;

Teoride de, Pratikte de...

Asıl sorun, insanların İnançsızlığı olumsuzlaması ve İnanç denilen sanrılar yumağını ululamaları...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dürüst olmak gerekirse..Şu cümlede öz yerine "aynı fikirde ve aynı akım üzerinde olduğunuz" için değerli bir arkadaştır..Öyle değil mi ?

Dürüst olmak gerekirse..Şu cümlede öz yerine "aynı fikirde ve aynı akım üzerinde olduğunuz" için değerli bir arkadaştır..Öyle değil mi ?

sen bizim gibi düşünmüyorsun ama sana değersizsin diyen mi oldu?
Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Maşallah insanın iyi niyetle söylediği sözleri kullanma mahareti de üst düzeyde sende Fuzuli. Yaz günleri dinlenme ve tatil mevsimi. Madem çok gördün devam edelim..

.

.

.

Devam etsen iyi olurdu az fakat öz konuşan değerli bir arkadaşımızsın.flowers.gif

sağol kardeşim. burdayım o zaman. seni kıracak değilim.
Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

...

 

Biliyor musunuz bilmiyorum ama şimdiye kadar hiçbir Bilimsel araştırma, Allah'ın varlığına dair en ufak bir kanıt ortaya koyamamıştır.

Çünkü o tasavvur, ölçebileceğimiz, deneye tabi tutabileceğimiz, gözlemleyebileceğimiz bir şey değil...

O, herhangi bir "Şey" değil.

Çünkü öyle bir şey yok...

En azından herkese kendi varlığını kanıtlamak için ortaya çıkmayı akıl edene kadar...

 

Dediğim gibi "İnançsız İnsan" vardır;

Teoride de, Pratikte de...

Asıl sorun, insanların İnançsızlığı olumsuzlaması ve İnanç denilen sanrılar yumağını ululamaları...

 

Öncelikle tekrardan hoşgeldiniz Sn. Tengeriin.

 

Yazınızın sadece alıntıladığım bu kısmıyla ilgili düşüncemi belirtme isteği uyandı,katılmadığım, aklıma yatmayan yönler buldum kendimce...

 

Alıntıladığım cümlerinizdeki ''Tanrı'nın yokluğu''yle alakalı mantıkî önermeniz tuhaf geldi bana mantıki ve bilimsel açıdan.

 

Önce şunu tesbit etmemiz gerekir kanımca, bilim ''Tanrı'' olgusuyla ilgili herhangi bir araştırma yaptı mı, yapıyor mu, ''Tanrı'' düşüncesiyle ilgileniyor mu?

 

Cevabı siz vermişsiniz ikinci cümlenizde, bilimin deneyimleyebileceği, gözlemleyebileceği bir olgu/kavram/şey olmadığını vurgulayarak ve en son noktada bilimin ''Tanrı'' kavramı/olgusuyla herhangi bir araştırma, inceleme yapamaması, dolayısıyla araştırma yapamadığı bir konuyla ilgili de hiçbir bulguya ulaşmasının da düşünelimeyeceğinden, hiçbir bulguya ulaşılamamış olması gerekçesiyle ''Öyle bir 'şey(Tanrı)' yoktur.'' sonucuna varmışsınız..

 

Sizce bu mantık bilimsel ve mantıki akıl yürütme kurallarının içinde doğal karşılanacak, kabul edilecek bir mantık mı, aynı şekilde çıkarım yapılan düşünce için de geçerli?

 

Bilim; ''Tanrı'' fikrini araştıramadığı, herhangi bir bilimsel faaliyet yürütemediği için ''Tanrı'' yoktur sonucuna ne zaman varmıştır, ''Tanrı yoktur.'' bilgisi bilimsel midir başka bir ifadeyle, ''Tanrı yoktur.'' düşüncesi bilimsel bir bilgi olarak bilime dayanılarak savunulabilir mi?Herhâlde bu soruya bilimsel olarak verilecek cevap: ''Evet, bilim Tanrı'nın varlığı yokluğuyla ilgili bir araştırma yapmamıştır, yapamıyor da, dolayısıyla, Tanrı vardır veya yoktur, düşüncesi bilimsel olarak söylenemez.''

 

Aynı şekilde bilim; maddenin asıl varlık sebebi nedir, evrendeki bu enerji(madde) nasıl var olmuştur, neden vardır, bunun cevabını verebilmiş midir, hayır.

 

''Asıl sorun, insanların İnançsızlığı olumsuzlaması ve İnanç denilen sanrılar yumağını ululamaları...'' bu cümlenizdeki anlam tam tersi durum için de geçerli Sn. Tengeriin...

 

İnanç meselesiyle ilgili olarak evrenin, içinde dünya ve biz canlıların varlık sebebiyle ilgili Tanrı odaklı ve Tanrısız ''madde'' odaklı bakış açılarında aklımda beliren birçok soru var.

 

Siz ''Tanrı''yı devre dışı bırakan bir düşünceye sahip olduğunuz için size ''madde'' odaklı olan bakış açısında aklıma takılan bir soruyu/soruları soracağım?

 

Evren maddeden, ötesinde enerjiden oluşuyor değil mi?Bu enerji; neden bir gaz bulutu veya şekilsiz, sistemsiz, bir toz, bulut veya öylesine bir enerji görüntüsü içinde olmak yerine gördüğümüz evren halinde, içinde milyarlarca yıldıza, gezegene, dünyaya, içinde bize, diğer canlılara dönüşme gereğini duymuş, maddenin bir niyeti, aklı mı var?

 

Biraz daha ayrıntıya inecek olursam ''Tanrı'' fikrinin dışında bakıyorum yine olaya, biz de maddeyiz, maddenin öylesine oluşturduğu bir şekiliz diyelim, bizi oluşturan asıl enerji(madde) bizi neden bir madde üstü bir güce inanma ihtiyacıyla var kıldı,madde kendine inandırma, tapındırma fikrini daha güçlü kılamaz mıydı, tanrı fikrinin oluşmasına sebep olan metafizik alanı, acizliği bizde neden oluşturmuş olabilir? Maddeden başka bir gerçeklik, maddeden öte bir düşünce alanı yoksa neden madde ötesine kadar fikir yürütebiliyoruz,bizdeki bu zihinsel yapıyı var eden de sonuçta maddedir, başka bir güç yoksa, madde kendi gücüne inandırmak yerine kendini de aşan bir hayal alanı oluşturup insanın o hayala inanmasının daha kolay olduğu bir sistem var ediyor hem de amaçsız ne kadar da ilginç değil mi,aynı ''Tanrı'' odaklı düşüncede, görünmeyen Tanrı'nın sınav fikri gibi.

 

Muhabbetle efendim...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Fuzuli,

 

Yine bir kucak dolusu yazmışsın ama konunun özüne hiç değinmemişsin. Cevaplanmasını istediğim sorulara cevap verebilsen, hem konu aydınlanacak, hem de metafizik akıl yürütmenin neden bilime karşı olduğu ortaya çıkacak. Ama sen bunu inatla yapmıyor, insanların kişilik özellikleriyle meşgul oluyorsun.

 

"Metafizik akıl bilime karşı değildir" anlamında istersen sahifeler dolusu yazı yaz. Bu, sana veya okuyanlara hiç bir zaman yarar sağlamayacak. Dönüp dolaşıp yine şu soruya cevap vermemiz gerekecek.

 

Soru:

 

Bu metafizik mantık(mantık denilirse tabi) "doğru"ları belirlerken "NE"yi referans alır? Yoksa insan aklından başka ölçü kullanmazmı?

 

Bu soruma cevap aldıktan sonra, metafizik akıl yürütmenin neden bilime karşı olduğunu konuşuruz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"Kızdırmak" değil de "Güldürmek" diyelim biz ona...

 

ya da psikolojik kelime kullanmak; ayni sey smile.png ; )

 

Ama olsun, güldürmek gibi olsun gerçekten; öyle oldu da zaten.

 

pekki smile.png

 

Kur'an-ın "Yalanlama" olayı zaten mükemmel.

 

ewt ; karsi ataga gecerek ya da umursamamaya calisarak bunu denediklerini Kuran soluyor

ama vijdanlari kabul ettigi halde ifadesi cok manidar .. gerci bu herkes icin gecerli degil ...

 

Bu forumun en hassas kuralları arasında bile geçer bu, yanılmıyorum değil mi?

 

elbette smile.png

 

Ama Kur'an-da Allah, artık nasıl bir "İnsan Üstü Ahlak"a sahipse, bir insan gibi "Yalancı" diye hakaretler savuruyor.

 

hakaretler savurmak mi ?

 

 

Yani şu var:

Tamam, Kur'an-da, ona inanmayanlar "Yalancı" olarak adlandırılıyor, yalan söyledikleri söyleniyor...

 

inanamayan inanmaz ama vijdanen inandigi halde kendi kendine kazik atmaya basladiysa kendi nefsine zulmediyor demektir ...

 

inanamayandan hesap sorulmaz ; Ama Allah herkesi inannabilecegi frekanslarda yaratmistir .. yani cepecevre kusatmistir ...

 

elbette ki inanamayanlar olucaktir ; ama surekli kanahati geldigi halde bunu bastirmaya calisiyorsa icten cokmus demektir ..

 

Ama siz de diğer inançlara göre "Yalancı" konumundasınız aslında...

 

elbette .. bunun mahsuru yok .. Kuran evrensel kanunlarin markalastirilmis halidir ; Allahin deyimiyle Alemlere inmis bir ogut ve hatirlatmadir .. hepsi bu .. hristiyan iyi bi hristiyansa ; budust iyi bi budistse Allahin sevdigi kullaridir ..

 

Ama Allah marka takilmamizi istemis son hak kitap heryonu ile mukemmeldir ; ))

 

 

Hıristiyanlığa göre de siz birgün gerçeği göreceksiniz ve şu an büyük bir günah içerisindesiniz.

 

muslumanliga gore bi hristiyan, namaz kilan bi muslumandan takvaca daha ileride olabilir ve ahirette daha ustun bi hale gelebilir ... namaz kilan namazinda yanilgida olabilir (ayet)

 

Kuran markadir .. en kapsamli ve ufku acan bakis acisidir ..

 

Ve siz şu an büyük bir kibir içerisindesiniz.

İsa'nın, Baba ve Kutsal Ruh'un bağışlayıcılığını bildiğiniz halde kibirinizden dolayı reddediyorsunuz.

Bana kızmayın, İncil'in söylediği şeyler bunlar.

İncil'de öyle söylüyor...

 

smile.png

 

Bu mantık size bir fikir verdi umarım...

 

birkac fikir verdi hatta ..

Bunun yanında "İnanmayan İnsan" vardır.

İnanmak ile Bilmek arasındaki farkı öğrenmeniz gerekiyor önce.

 

smile.png

 

 

 

Peygamber denilen insanlar size güçlü betimlemelerde bulunan ama aslında bol keseden sallayan insanlardır.

 

biggrin.png

 

Sizin, peygamberinizin size anlattığı ve "İnandığınız" şeylerin gerçekte olup olmadıklarını "Bilecek" cesaretiniz var mı?

 

biggrin.png aslinda her musluman kendini bununla sorgulamali ... cunku Ayni peygamber ; sunu diyor ;

 

kim dikkat cekmek ya da sefihlere munazara yapmak icin dini diline dolarsa o kisi cehennem ehlidir : ))

 

 

 

Biliyor musunuz bilmiyorum ama şimdiye kadar hiçbir Bilimsel araştırma, Allah'ın varlığına dair en ufak bir kanıt ortaya koyamamıştır.

 

yo yo yo

 

bilimsel gelismeler Kuranin hak oldugunu ortaya koymustur ... hem de psikolojiden , sosyolojiye, biyolojiden , meteorolojiye , matematikten gok bilimlerine kadar bircok gelisme Kuranin isiginda ve yolunda gerceklesmistir ..

 

bilim belli odaklarin elinde ilerlese de ilerleyebilecegi tek bi saglikli yon vardik ki o yolun butun patentleri simdiden Kurandandir .. bi kere bu ortada ; )

 

 

Dediğim gibi "İnançsız İnsan" vardır;

Teoride de, Pratikte de...

 

insan inancsiz yasayamaz ... inanmamayi secmesi bile bir kalip olur onun icin ona inanir; ve elbette ki inandigi gibi yasar ..

 

teoride bos ve inancsiz bi insani hipnoz etsen ; o insanin butun dusunce kaliplarini ogrenebilirsin ; iste o kaliplar onun kendine gore olan inancinin temellerini olusturur ...

 

insan inanmadan yasayamaz ..

 

 

 

 

Asıl sorun, insanların İnançsızlığı olumsuzlaması ve İnanç denilen sanrılar yumağını ululamaları...

 

bu cumle felsefi mi edebi mi karar veremedim ...

 

kisacasi anlamadim .. hisseder gibi oldum ama biggrin.png

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Öncelikle tekrardan hoşgeldiniz Sn. Tengeriin.

 

Yazınızın sadece alıntıladığım bu kısmıyla ilgili düşüncemi belirtme isteği uyandı,katılmadığım, aklıma yatmayan yönler buldum kendimce...

 

Alıntıladığım cümlerinizdeki ''Tanrı'nın yokluğu''yle alakalı mantıkî önermeniz tuhaf geldi bana mantıki ve bilimsel açıdan.

 

Önce şunu tesbit etmemiz gerekir kanımca, bilim ''Tanrı'' olgusuyla ilgili herhangi bir araştırma yaptı mı, yapıyor mu, ''Tanrı'' düşüncesiyle ilgileniyor mu?

 

Tanrı'nın varlığını araştıran bir bilim dalı yok elbette ama şimdiye kadar yapılan hiçbir çalışma, doğada gerçekleşen olayların doğa üstü bir şey tarafından bilinçli olarak planlanıp gerçekleştirildiğine dair bir ipucu özelliği bile taşımamaktadır.

 

Bilim; ''Tanrı'' fikrini araştıramadığı, herhangi bir bilimsel faaliyet yürütemediği için ''Tanrı'' yoktur sonucuna ne zaman varmıştır, ''Tanrı yoktur.'' bilgisi bilimsel midir başka bir ifadeyle, ''Tanrı yoktur.'' düşüncesi bilimsel bir bilgi olarak bilime dayanılarak savunulabilir mi?Herhâlde bu soruya bilimsel olarak verilecek cevap: ''Evet, bilim Tanrı'nın varlığı yokluğuyla ilgili bir araştırma yapmamıştır, yapamıyor da, dolayısıyla, Tanrı vardır veya yoktur, düşüncesi bilimsel olarak söylenemez.''

 

Siz belli ki bilimin "Agnostik" olduğu kanaatindesiniz.

Fakat bilim "Agnostik" değildir.

 

Üzerine teori kuramadığı veya varlığına dair herhangi bir kanıtı olmayan şeyi "Var" kabul etmez.

Mesela "Uzay'da yaşam var mı?" sorusu...

Dünya, uzayda bir gezegen ve küçük bir sistemde, küçük bir gezegen.

Üzerinde yaşam var.

Uzayda da bir çok meteorda bile su veya bakteriler bulunabiliyor.

Yani yaşamın var olabileceğine dair bir örnek var elimizde ve bundan hareketle evrende, başka gezegenlerde hayatların var olabileceği mantığını yürütebiliriz.

Fakat "Uzaydaki Medeniyetleri Araştırma" konu alanı edinmiş ayrıca bir bilim dalı yok.

 

Her neyse;

Bilim bir insan etkinliğidir, daha önce dediğim gibi.

Bir insan etkinliği olması bakımından en yüksek irade olarak "İnsan Bilinci"ni kabul eder.

Bütün etkinlikleri, prensipleri ona göre oluşturulur.

Bütün araştırmaları bu çerçevede yapılır.

İnsan aklından üstün başka bir iradeyi kabul etmez; etseydi zaten "Laik" olmazdı, Din'den kopmazdı bilim.

O yüzden, Tanrı'yı doğrudan ölçmeye ve biçmeye çalışması bir yana buna gerek bile yok.

Tanrı'yı ölçememesi ve biçememesi;

Ve böyle bir üstün irade! tarafından oluşturulmaması

Tanrı'yı yok sayması için yeterlidir.

 

Eğer Bilim, Tanrı konusunda Agnostik olsaydı, onu Bilmeyi amaçlayan bilim dalları oluştururdu, çünkü Bilim "Nasıl" diye sormaktan bıkmaz, küçük meraklı çocuklar gibidir.

Eğer Bilim, Tanrı'yı kabul etseydi, o zaman da "Bilim" olmazdı; "İlahiyat" olurdu.

 

Aynı şekilde bilim; maddenin asıl varlık sebebi nedir, evrendeki bu enerji(madde) nasıl var olmuştur, neden vardır, bunun cevabını verebilmiş midir, hayır.

 

Bilim150 yıl önce Yarasa'ların gece nasıl uçabildiklerine de cevap veremiyordu.

Yarasaların gece uçamadıklarını mı düşünmeliydik o zamanlar?

 

Bugün için cevap verememiş olabilir ama bu gidipte "Haa o zaman Allah yaratmıştır!" mantığına götürmez bizi.

Bilim olmazdı o zaman.

 

Evren maddeden, ötesinde enerjiden oluşuyor değil mi?Bu enerji; neden bir gaz bulutu veya şekilsiz, sistemsiz, bir toz, bulut veya öylesine bir enerji görüntüsü içinde olmak yerine gördüğümüz evren halinde, içinde milyarlarca yıldıza, gezegene, dünyaya, içinde bize, diğer canlılara dönüşme gereğini duymuş, maddenin bir niyeti, aklı mı var?

 

Bu bir ihtiyaç nedeniyle değil, o enerjinin doğasından kaynaklanır.

Ama yürüttüğünüz mantık, alışık olduğunuz uslamlama yöntemi ile ilgilidir.

 

Daha önce dediğim gibi;

Bilim sadece Neden ve Sonuç'a bakar ve buna "Amaç"ı eklemez.

Sadece "Nasıl" diye sorar; "Hangi Amaçla" diye sormaz.

 

Din ise bunlara "Amaç"ı ekler, sizin yaptığınız gibi...

 

Bilim, 1 Hidrojen ile 2 Oksijen'in nasıl olup da birleştiğini ve birleştikten sonra nasıl olup da 3 halini gerçekleştirdiğini (Turaz diye 4. bir hali de varmış sanırım) ortaya koyar.

Din, "Su hangi amaçla oluşmuştur?" der.

 

Enerji, bir şeye dönüşme gereği duyduğu için değil;

Doğasında bu olduğu için dönüşüyor.

 

Suyun bir amacı olduğu için değil, doğasında var olduğu için ısı kaybettiğinde buza dönüşüyor.

Yoksa Buz'un amacı senin-benim serinlemem değildir.

 

Ağaçlar sen-ben beslenelim diye meyve vermiyor.

Çekirdeklerini korumanın ve neslini sürdürmesinin nedeni olduğu için meyve veriyor.

İlahi bir amacı yok; neden ve sonuç var sadece.

 

Biraz daha ayrıntıya inecek olursam ''Tanrı'' fikrinin dışında bakıyorum yine olaya, biz de maddeyiz, maddenin öylesine oluşturduğu bir şekiliz diyelim, bizi oluşturan asıl enerji(madde) bizi neden bir madde üstü bir güce inanma ihtiyacıyla var kıldı,madde kendine inandırma, tapındırma fikrini daha güçlü kılamaz mıydı, tanrı fikrinin oluşmasına sebep olan metafizik alanı, acizliği bizde neden oluşturmuş olabilir? Maddeden başka bir gerçeklik, maddeden öte bir düşünce alanı yoksa neden madde ötesine kadar fikir yürütebiliyoruz,bizdeki bu zihinsel yapıyı var eden de sonuçta maddedir, başka bir güç yoksa, madde kendi gücüne inandırmak yerine kendini de aşan bir hayal alanı oluşturup insanın o hayala inanmasının daha kolay olduğu bir sistem var ediyor hem de amaçsız ne kadar da ilginç değil mi,aynı ''Tanrı'' odaklı düşüncede, görünmeyen Tanrı'nın sınav fikri gibi.

 

Muhabbetle efendim...

 

"Tanrı" fikrinin dışından baktığınızı iddia ederken bile "Tanrı fikrinin tamamen içinden bakıyorsunuz.

Bizi "İnanma İhtiyacı" ile var kılmadı.

Sizin inancınızın aksine doğada var olmuş tek "Düşünebilen Tür" biz değildik.

Neanderthaller, Denisovalılar gibi bir sürü düşünebilen tür vardı ama biz baskın geldik ve onlar yok oldu.

Ve bu türlerin beyinlerinin ortak özelliği, diğer türlerden daha gelişmiş bir beyne sahip olmaları.

Bu da bir imaj yaratabilmelerine yani geçmişi anlamlı bir biçimde hatırlayabilmelerine neden oldu.

En sonunda da türümüz, kavrayamadığı şeyleri yani "Neden-Sonuç" ile açıklayamadığı şeyleri "Amaç" ile açıklamaya ve mitler yaratmaya başladı.

Bunlar arasında da enerjinin var olsa bile bir niyetle bizi bilinçli kılmış olabileceği düşüncesi de yer alır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

hakaretler savurmak mi ?

 

"********* Maymunlar", "Kafirler", "Tağut Uşakları", "Yalancılar", "Eşşekten Daha Aşağı Yaratıkları" gibi ifadeler size hakaretmiş gibi gelmiyor mu?

Hakaret davası açsaydık, kesinlikle kazanırdık.

 

Ama Allah marka takilmamizi istemis son hak kitap heryonu ile mukemmeldir ; ))

 

Son derece sıradandır ve insan üstülüğü yoktur.

 

muslumanliga gore bi hristiyan, namaz kilan bi muslumandan takvaca daha ileride olabilir ve ahirette daha ustun bi hale gelebilir ... namaz kilan namazinda yanilgida olabilir (ayet)

 

O zaman Müslümanların şahadet getirmelerinin hiçbir anlamı yok.

O zaman boşuna Muhammed'in Allah'ın elçisi olduğuna şahitlik ediyorsunuz; madem ki bu belirleyici değilse...

 

 

Kuran markadir .. en kapsamli ve ufku acan bakis acisidir ..

Oldukça sığdır ve dogmatiktir.

 

 

bilimsel gelismeler Kuranin hak oldugunu ortaya koymustur ... hem de psikolojiden , sosyolojiye, biyolojiden , meteorolojiye , matematikten gok bilimlerine kadar bircok gelisme Kuranin isiginda ve yolunda gerceklesmistir ..

 

Bana birkaç örnek ver de, üzerimdeki pası atayımi şöyle adamakıllı ders verelim smile.png

 

insan inancsiz yasayamaz ... inanmamayi secmesi bile bir kalip olur onun icin ona inanir; ve elbette ki inandigi gibi yasar ..

 

teoride bos ve inancsiz bi insani hipnoz etsen ; o insanin butun dusunce kaliplarini ogrenebilirsin ; iste o kaliplar onun kendine gore olan inancinin temellerini olusturur ...

 

insan inanmadan yasayamaz ..

 

Siz yaşayamazsını inanmadan, çünkü buna fena halde koşullanmış durumdasınız.

Ya hu yıllardır inançsızım, böyle mantık görmedim.

Yıllardır gayet de mutluyum, iç huzurum tavan yapmış durumda.

Ve tandığım bütün Ateist, Agnostik arkadaşlarım da bütünüyle huzurlu.

Siz ne anlatıyorsunuz?

 

Kendi kendinize geçersiz mantıklar üretip durmayın.

İnanmamak seçilecek bir durum değildir.

Biz inanmamayı seçmedik, bu bir tercih değildir.

İnsan "Yaşlanmayı" seçmez, yaşlanır.

Ya da "Karnınızın acıkması"nı seçemezsiniz.

Bunlar sizin doğanızın gereğidir.

 

Eğer doğaya, insana, dinlere ve bilime dair birşeyler öğrenmek amacındaysanız,

Gerçeklere vardığınızda kaçınılmaz olarak inançsızlaşacaksınızdır.

Bu bir amaç değil, kaçınılmaz bir sonuçtur.

Öğrenmenin, bilgilenmenin doğasında bu vardır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"********* Maymunlar", "Kafirler", "Tağut Uşakları", "Yalancılar", "Eşşekten Daha Aşağı Yaratıkları" gibi ifadeler size hakaretmiş gibi gelmiyor mu?

 

durup dururken mi ? ; )

 

tongue.png

 

 

Son derece sıradandır ve insan üstülüğü yoktur.

 

siradanlik gozu ile bakan insanlari uyandirmasidir ; )

birkac 10 yildan sonra insana ne olucak ? ona kalsa sonsuza kadar sabitlenmis buraya tongue.png

 

O zaman Müslümanların şahadet getirmelerinin hiçbir anlamı yok.

 

tabi ki yok biggrin.png

 

ona sizden takvadan baskasi ulasmaz (Ayet) Allah niyetine bakar .. sahadet getiren kisi belki ezbere getiriyordur ..

 

O zaman boşuna Muhammed'in Allah'ın elçisi olduğuna şahitlik ediyorsunuz; madem ki bu belirleyici değilse...

 

koru korune inanmayin der Peygamber sa ...

Kuran ise iman ettik demeyin cunku henuz iman kalbinize yerlesmedi der .. yani aceleci olmayin der ..

 

o halde seni aldatan husus benim gordugum kadari ile birtakim sozde muslumanlarin soz sahibi olmasidir biggrin.png sen cubbeli tarzinda ziyan insanlari baz almissin

 

 

Oldukça sığdır ve dogmatiktir.

 

ahahtar ; )

 

bi anahtar bi metal parcasidir .. kaba gorumunlu bi alettir, sen ahahtarin kendisine bakakalmisin biggrin.png

 

ama kilitli kapilari acmayi bilmek lazim anahtarla ..

 

sig dedigin konular sadece bir anahtar deginme hukmundedir ki ; akli olana hitap eder ..

 

Allah akillarinizi isletmiyorsunuz diyor : )) e isletmezsen sig kalirsin biggrin.png

 

 

 

Bana birkaç örnek ver de, üzerimdeki pası atayımi şöyle adamakıllı ders verelim smile.png

 

iste onyargi , ya vericegim ornek gercekten hakiki ise ?

 

o zaman da mi ?

 

Siz yaşayamazsını inanmadan, çünkü buna fena halde koşullanmış durumdasınız.

 

Kuran putlari yiktirir once .. once zararli ve aliskanlik haline gelmis dusunce yapisini atmayi ogretir

 

geriye kalan ise sartlanma degil ; sonsuz aklin aklinda kaybolmaktir .. nimetlerin icinde kaybolmaktir : ))

 

senin fena halde sartladiniz dediklerin ; putperest ve sirk kosanlar icin gecerlidir .. Allaha inansa bile putperest olabilir insan .. sen bole insanlari gormussun biggrin.png

 

Ya hu yıllardır inançsızım, böyle mantık görmedim.

 

sen kendine gore bir inanc kalibina tabi olmussun ... insan biseylere kanahat getirmeden yasayamaz ..

 

biseylre kanahat getiren o sene iman etmis demektir ; 00

 

 

 

Ve tandığım bütün Ateist, Agnostik arkadaşlarım da bütünüyle huzurlu.

Siz ne anlatıyorsunuz?

 

artik dedigine inancaz biggrin.png benim tanidigim ateist bi kiz da intihar etti

 

ateist olabilir insan ; ama israrla dine saldiriyorsa ; demek ki rahat takilamiyor :)

 

icinde bi karsi koyamama var demek ki ; ))

 

 

 

Eğer doğaya, insana, dinlere ve bilime dair birşeyler öğrenmek amacındaysanız,

Gerçeklere vardığınızda kaçınılmaz olarak inançsızlaşacaksınızdır.

 

bu dediginin ayeti var ; ) bu duruma karsi musluman gefil yakalanmaz ..

Bu bir amaç değil, kaçınılmaz bir sonuçtur.

Öğrenmenin, bilgilenmenin doğasında bu vardır.

 

 

O, bununla sizi saptirmak istemez ancak nurunu butunlemek ister (Ayet)

 

demek ki insan hakikate vardiginda, bekledigi gibi cikmazsa, butun inanci sarsilicak konuma gelebilir ;

 

Ama Allah bununla nurunu butunleyicidir .. yani sarsilmaz ... kademe atlar : )) perdelenmislikten kurtulur

 

 

 

 

ki ilim cinde bile olsa musluman google ile onu artik aliyor : ))

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tanrı'nın varlığını araştıran bir bilim dalı yok elbette ama şimdiye kadar yapılan hiçbir çalışma, doğada gerçekleşen olayların doğa üstü bir şey tarafından bilinçli olarak planlanıp gerçekleştirildiğine dair bir ipucu özelliği bile taşımamaktadır.

 

Doğanın kendisi zaten doğaüstü değil mi, düşününce şaşırtan, aklı afallatan, hayretler içinde bırakan bir şekilde.Yani diyorsunuz ki ''Bilim, Tanrı yok.'' demektedir, ben de buna ''yok artık!'' diyorum.original.gif Önermeniz bilimsel değil,bilimin kurabileceği bir cümle değil günümüz şartları itibariyle, siz öyle görmek istediğiniz için öyle yazdınız.

 

Bilim evrenin amaçsız, sadece kör tesadüflerden oluştuğunu da kanıtlamadı, evrendeki neden-sonuç ilişkisini çözmüş olması neden bu neden sonuç ilişkisinin var olduğunu çözdüğü anlamına gelmez, bilimin evrende bir amaç göremiyor olması, evrendeki sadece neden- sonuçla ilgileniyor olması evrende bir amaçlı sistemin, tasarımın olmadığına delil değildir, bu işin içinde sadece madde olsa bile.

 

 

 

 

 

Siz belli ki bilimin "Agnostik" olduğu kanaatindesiniz.

Fakat bilim "Agnostik" değildir.

 

Üzerine teori kuramadığı veya varlığına dair herhangi bir kanıtı olmayan şeyi "Var" kabul etmez.

Mesela "Uzay'da yaşam var mı?" sorusu...

Dünya, uzayda bir gezegen ve küçük bir sistemde, küçük bir gezegen.

Üzerinde yaşam var.

Uzayda da bir çok meteorda bile su veya bakteriler bulunabiliyor.

Yani yaşamın var olabileceğine dair bir örnek var elimizde ve bundan hareketle evrende, başka gezegenlerde hayatların var olabileceği mantığını yürütebiliriz.

Fakat "Uzaydaki Medeniyetleri Araştırma" konu alanı edinmiş ayrıca bir bilim dalı yok.

 

Her neyse;

Bilim bir insan etkinliğidir, daha önce dediğim gibi.

Bir insan etkinliği olması bakımından en yüksek irade olarak "İnsan Bilinci"ni kabul eder.

Bütün etkinlikleri, prensipleri ona göre oluşturulur.

Bütün araştırmaları bu çerçevede yapılır.

İnsan aklından üstün başka bir iradeyi kabul etmez; etseydi zaten "Laik" olmazdı, Din'den kopmazdı bilim.

O yüzden, Tanrı'yı doğrudan ölçmeye ve biçmeye çalışması bir yana buna gerek bile yok.

Tanrı'yı ölçememesi ve biçememesi;

Ve böyle bir üstün irade! tarafından oluşturulmaması

Tanrı'yı yok sayması için yeterlidir.

 

Eğer Bilim, Tanrı konusunda Agnostik olsaydı, onu Bilmeyi amaçlayan bilim dalları oluştururdu, çünkü Bilim "Nasıl" diye sormaktan bıkmaz, küçük meraklı çocuklar gibidir.

Eğer Bilim, Tanrı'yı kabul etseydi, o zaman da "Bilim" olmazdı; "İlahiyat" olurdu.

 

 

 

Bilim150 yıl önce Yarasa'ların gece nasıl uçabildiklerine de cevap veremiyordu.

Yarasaların gece uçamadıklarını mı düşünmeliydik o zamanlar?

 

Bugün için cevap verememiş olabilir ama bu gidipte "Haa o zaman Allah yaratmıştır!" mantığına götürmez bizi.

Bilim olmazdı o zaman.

 

 

Bilim agnostik değildir, peki bilim ateist midir, Hıristiyan mıdır, Müslüman mıdır,Zerdüşt müdür?''Bilim agnostik değildir.'' düşüncenizin hiçbir geçerli temeli yok, verdiğiniz örnekler de konu bağlamının dışında.Bilim dediğimiz faaliyet, bilgisine ulaşamadığı bir konuyla ilgili kesinlik düzeyinde ''Bu şudur, şu budur.'' demez siz de biliyorsunuz,agnostik kavram olarak da inanç bağlamında bilimin kesinlik düzeyinde ortaya koyamadığı bilgiler, konular için doğruluğu ve yanlışlığı değerlendirmesinde eşit mesafede durmayı savunan,bu anlamı içeren bir kavramdır, bilim ulaşabildiği bilgiyi ortaya koyar gerisi insanın akıl faaliyetine, alacağı tavra bağlıdır agnostik olmak gibi, semavi bir dine inanmayı devam ettirmek, ateist olmayı tercih etmek gibi.

 

 

 

Bilim150 yıl önce Yarasa'ların gece nasıl uçabildiklerine de cevap veremiyordu.

Yarasaların gece uçamadıklarını mı düşünmeliydik o zamanlar?

 

''Bugün için cevap verememiş olabilir ama bu gidipte "Haa o zaman Allah yaratmıştır!" mantığına götürmez bizi.

Bilim olmazdı o zaman.

 

Peki bugün bilim Tanrı olgusuyla ilgili net bilgiler ortaya koyamıyor diye niçin yokluğunu bilimsel olarak düşünmemiz gerekiyor Sn. Tengeriin, sizin mantığınıza göre ki yukarıdaki mantık doğru, Tanrı fikrine gelince mantığınız tersyüz oluyor.original.gif

 

''...''Bugün için cevap verememiş olabilir ama bu gidipte "Haa o zaman Allah yaratmıştır!" mantığına götürmez bizi.''cümlenizden hareketle bilim bugün Tanrı bilgisine ulaşamamış olabilir ama bu gidip de:''Haaa o zaman Tanrı yoktur.'' mantığına götürmez bizi.'' demek sizin mantığınızla aynı mantık değerini içerir, Tengeriin, fark edilmesi dileğiyle.

 

 

 

 

 

 

Bu bir ihtiyaç nedeniyle değil, o enerjinin doğasından kaynaklanır.

Ama yürüttüğünüz mantık, alışık olduğunuz uslamlama yöntemi ile ilgilidir.

 

Daha önce dediğim gibi;

Bilim sadece Neden ve Sonuç'a bakar ve buna "Amaç"ı eklemez.

Sadece "Nasıl" diye sorar; "Hangi Amaçla" diye sormaz.

 

Din ise bunlara "Amaç"ı ekler, sizin yaptığınız gibi...

 

Bilim, 1 Hidrojen ile 2 Oksijen'in nasıl olup da birleştiğini ve birleştikten sonra nasıl olup da 3 halini gerçekleştirdiğini (Turaz diye 4. bir hali de varmış sanırım) ortaya koyar.

Din, "Su hangi amaçla oluşmuştur?" der.

 

Enerji, bir şeye dönüşme gereği duyduğu için değil;

Doğasında bu olduğu için dönüşüyor.

 

Suyun bir amacı olduğu için değil, doğasında var olduğu için ısı kaybettiğinde buza dönüşüyor.

Yoksa Buz'un amacı senin-benim serinlemem değildir.

 

Ağaçlar sen-ben beslenelim diye meyve vermiyor.

Çekirdeklerini korumanın ve neslini sürdürmesinin nedeni olduğu için meyve veriyor.

İlahi bir amacı yok; neden ve sonuç var sadece.

 

 

 

"Tanrı" fikrinin dışından baktığınızı iddia ederken bile "Tanrı fikrinin tamamen içinden bakıyorsunuz.

Bizi "İnanma İhtiyacı" ile var kılmadı.

Sizin inancınızın aksine doğada var olmuş tek "Düşünebilen Tür" biz değildik.

Neanderthaller, Denisovalılar gibi bir sürü düşünebilen tür vardı ama biz baskın geldik ve onlar yok oldu.

Ve bu türlerin beyinlerinin ortak özelliği, diğer türlerden daha gelişmiş bir beyne sahip olmaları.

Bu da bir imaj yaratabilmelerine yani geçmişi anlamlı bir biçimde hatırlayabilmelerine neden oldu.

En sonunda da türümüz, kavrayamadığı şeyleri yani "Neden-Sonuç" ile açıklayamadığı şeyleri "Amaç" ile açıklamaya ve mitler yaratmaya başladı.

Bunlar arasında da enerjinin var olsa bile bir niyetle bizi bilinçli kılmış olabileceği düşüncesi de yer alır.

 

O enerjinin doğası ne demek Tengerrin, bilimsel anlamı nedir bunun söyler misiniz, maddenin doğasında canlı oluşturma bilgisinin olmasının anlamı nedir, üzerinde düşünmek gerekemiyor galiba, neden-sonuçla nasıl oluştuğunu anlayıp bunu isteyen, tetikleyen amaç olacak soruya gelince de ''Yaaaa maddenin işi işte, doğasında var.'' açıklaması inkâr edilemeycek derecede bilimsel bir açıklama hakkını teslim etmek lazım.original.gif

 

Ayrıca şurada yazdığınız hikayede güzelmiş, hem inaçları doğmatik olması, deney dışı kalması yönüyle eleştirirsiniz hem de aynı tavrı siz sergilersizniz, şurada yazdıklarınızı hangi labaratuarda deneyimlediler Tengeriin, siz de vardınız bu deneyler yapılırken galiba, sanki o zamanda yaşadınız, Homosapienslerden oradan geliyorsunuz buraya...

 

Sorumun cevabı bu mu?Maddenin doğasında var?Çok bilimsel! Bizi var kılan(!) maddenin doğasında neden maddeye inandırma fikri daha güçlü değil de madde üstü bir güce taptırma, onun varlığını kabul ettrime anlayışı daha fazla?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Fuzuli,

 

Yine bir kucak dolusu yazmışsın ama konunun özüne hiç değinmemişsin. Cevaplanmasını istediğim sorulara cevap verebilsen, hem konu aydınlanacak, hem de metafizik akıl yürütmenin neden bilime karşı olduğu ortaya çıkacak. Ama sen bunu inatla yapmıyor, insanların kişilik özellikleriyle meşgul oluyorsun.

 

"Metafizik akıl bilime karşı değildir" anlamında istersen sahifeler dolusu yazı yaz. Bu, sana veya okuyanlara hiç bir zaman yarar sağlamayacak. Dönüp dolaşıp yine şu soruya cevap vermemiz gerekecek.

 

Soru:

 

Bu metafizik mantık(mantık denilirse tabi) "doğru"ları belirlerken "NE"yi referans alır? Yoksa insan aklından başka ölçü kullanmazmı?

 

Bu soruma cevap aldıktan sonra, metafizik akıl yürütmenin neden bilime karşı olduğunu konuşuruz.

 

O kadar fazla cevap verdim ki bakmakla görmenin arasındaki farka çok güzel örnek teşkil ediyor yazdıkların.original.gif

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

durup dururken mi ? ; )

 

Ya hu durup dururken olması ya da olmaması neyi değiştirir?

Tanrı'nın herhangi bir şekilde de olsa küfretmesi tuhaf değil mi?

 

Bakın, edepli insanların şöyle bir özellikleri vardır:

Birisi ona küfrederse, aynı şekilde tepki vermezler.

Yani onlara küfreden insanların seviyesine düşmezler.

 

Tanrı bunu akıl edemeyecek kadar düşük bir ahlaka sahip.

Kendisine inanmayanlara, bildiğin hakaretler yağdırıyor ya hu!

Bunun neresi insanı aşan bir irade?

 

tabi ki yok biggrin.png

 

ona sizden takvadan baskasi ulasmaz (Ayet) Allah niyetine bakar .. sahadet getiren kisi belki ezbere getiriyordur ..

 

"Niyet" ile "Takva" farklı şeylerdir, kavramları açıklattırıp durmayın bana.

Takva, yaptığınız eylemlerde ölçünüzün Allah korkusu olmasıdır.

Ona göre günahtan sakınır ve sevaba yönelirsiniz.

Niyet ise bir işe yöneldiğinizde sizi güdüleyen şeydir.

 

Örneğin;

Ben Takva sahibi biri değilim.

Bir işi yaparken Allah korkusu-sevgisi falan bilmem.

O yüzden yaptığım bir işi Takva ile yapmam.

Ama İyi Niyetliyimdir.

İnsanlara yardım etmeyi severim.

Yalan söylemekten kaçınırım.

Anne-babam kırılmasın diye İslami ibadetleri bile yerine getiririm, ciddiyim bak.

Onlar da mutlu olurlar, yüzleri hep güler.

Sevdiğim arkadaşlarım dini konularda bir fikir almak istediklerinde, inançlarına olumsuz yönde müdahale etmem ve yardımcı olurum.

Ama İman etmiş değilimdir ve takva sahibi de değilim.

Şahadet de getirmem tabii ki.

 

Şimdi benim yerim Cennet midir;

Cehennem midir?

 

o halde seni aldatan husus benim gordugum kadari ile birtakim sozde muslumanlarin soz sahibi olmasidir biggrin.png sen cubbeli tarzinda ziyan insanlari baz almissin

 

Onları baz almadım ve bakın, lütfen bana öyle "Gerçek müslümanları tanımazsınız!" tarzına yatmayın.

Hayatımın büyük bölümünü Müslüman olarak geçirdim ve en yobazından en ılımlısına kadar çoğunu tanıdım.

 

ahahtar ; )

bi anahtar bi metal parcasidir .. kaba gorumunlu bi alettir, sen ahahtarin kendisine bakakalmisin biggrin.png

ama kilitli kapilari acmayi bilmek lazim anahtarla ..

sig dedigin konular sadece bir anahtar deginme hukmundedir ki ; akli olana hitap eder ..

Allah akillarinizi isletmiyorsunuz diyor : )) e isletmezsen sig kalirsin biggrin.png

 

İşte bundan söz ediyorum:

Müslümanlığı bir tek sizin bildiğinizi sanıyorsunuz.

 

Merak etmeyin, zamanında "İman" denilen o yanılgıdan dolayı ağladığımız da olmuştur,

Sabahlara kadar namaz kılıp, huzurdan erdiğimiz de olmuştur.

Yani bana öyle beylik laflarla gelmeyin.

 

Daha önce de söyledim;

Muhatabınızı tanımadan, ahkam kesmek;

Gülünç duruma düşmenize neden olur.

Üşenmeyin derim...

 

Şu dediklerinizi ben de söylüyordum zamanında smile.png

 

iste onyargi , ya vericegim ornek gercekten hakiki ise ?

o zaman da mi ?

Valla o zaman da...

 

artik dedigine inancaz biggrin.png benim tanidigim ateist bi kiz da intihar etti

ateist olabilir insan ; ama israrla dine saldiriyorsa ; demek ki rahat takilamiyor smile.png

icinde bi karsi koyamama var demek ki ; ))

 

Şimdi "Ateist" derken kimi kastetiğine bağlı.

Ben de çakma Ateist çok tanıdım;

Adam "Ee savaşlar oluyor, dedem kaza niye öldü; öyleyse Allah yok!" diye ateist oldu güya

Ama gidip de dindar bi hatuna vurulunca, ertesi gün imana geldi...

O değil kastettiğim ateist; ki onlar ateist bile değiller.

 

İnsan psikolojik eğilimlerinden dolayı dindarlığı seçiyorsa, zamanında kendini Ateist zannetmesi;

Ateizm ile ilgili bir konu değildir.

Tıpkı Hüseyin Üzmez'in 14 yaşındaki kıza tecavüz edip, "Peygamber'in sünneti böyle, şeriatla yargılayın beni" demesi gibi...

 

Anlamışsınızdır...

 

ki ilim cinde bile olsa musluman google ile onu artik aliyor : ))

Freud'un mükemmel bir sözü vardır:

"Bilgiye erişim kolaylaştıkça, dinler yok olacaktır..."

 

Muhammed'in emrettiği "İlim" ile bizim sözünü ettiğimiz "Bilim" çok farklı şeylerdir.

Muhammed "Leddün İlmi" denilen şey için söylemiştir bu sözü, ki o da "İlahiyat"tır.

Tanrı Bilgisi yani, İlim...

 

Bilim ise daha o dönemlerde bugünkü anlamı ile yoktu bile.

Bugün anladığımız bilim Rönesans döneminde Avrupa'da ortaya çıkmaya başladı;

Ki Muhammed'in ömrü bunu görmeye yetmedi, biliyorsunuz.

O "Bilim"den haberdar bile değildi;

Eğer öyle olsaydı "Bilim İtalya'da bile olsa öğreniniz" derdi.

Ama o muhtemelen Konfüçyus'u kastetmişti.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ya hu durup dururken olması ya da olmaması neyi değiştirir?

Tanrı'nın herhangi bir şekilde de olsa küfretmesi tuhaf değil mi?

.

.

.

Ama o muhtemelen Konfüçyus'u kastetmişti.

 

 

biggrin.png

 

simdi ben sana ozel ilgi gostermeye karar verdim dostum ...

 

ama once ucup-gidenlerden olmadigini gormek isterim : ))

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.