Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

TÜRBAN SORUNU - KONUSU - ANA BAŞLIK


DİPNOT

Önerilen İletiler

illada basörtüsüyle girecegiz dayatmasini kastettim. Neden özel hayatta yasak degilde üniversitede yasak?? Basörtülü polis de olamiyor, neden bunu kabulleniyorlar anlamak zor? Daha benzeri örnekleri cogaltabiliriz. Isimize gelince kabullenecegiz, yoksa hak hukuk diyecegiz. Celiskilerle dolu bir durum. Türkiye'de cumhuriyet kuruldugundan beri durum aynisiydi ve nedense siyasi islamin ortaya cikisina kadar kimse bundan rahatsiz degildi. Yoksa o dönemin insanlari gercek müslüman degillermiydi??? Sayalim isterseniz daha degisik celiskileri.....

 

niye illa başları açma dayatmasını söz konu etmiyoruz.

binlerce yıldır müslüman kadınlar başlarını kapatır, ezici bir çogunlukla..

herhangi bir ülkede yasak olması normal olabilir ama müslüman bir ülkede bunu izah edemezsiniz..

 

sokakta zararı olmayan başörtüsü neden başka bir yerde yasak olsun.

yasakçılar bu ülkeyi sadece oyalar, mevzi kazanabilirler ama yok edemezler.

söz konusu olan 1400 yıllık bir inanç, neyle muhatap oldugumuzu bilmemiz lazım.

3-5 sene yasaklarsınız ama sonuç alamazsınız.

sadece çatışmaya malzeme çıkarırsınız.

türk toplumunun yapısı belli, bu yasak şu süreçde en fazla 2 yıl daha gider..

 

asıl çelişki budur, karşı konulmaz bir güce karşı koymaya çalışmak.

ezanda yasaklanmışdı, yani aslı yasaklanmışdı

ne oldu peki? kaç yıl dayandı?

 

yasakcılar bu ülkeyi gereksiz yere geriyor ve oyalıyorlar, halkı ile devleti arasında düşmanlık yaratıyorlar.

kim bilir belki de asıl amaçları budur..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ya arkadasim bu yeni tartisma seklimi sen -Marksizm den örnek veriyorsun diyalektik yasasindan bahsediyorsun dört yasasindan biri olan nitel birikimi atliyorsun burda bir birikim olmus bizde nitel sicrama yapmisiz yazilarinizin boslugunu,, kimlere hizmet ettigini vurgulamaya calismisiz cokmu zor anlamasi???

 

Son yazımda, hurafe ile ilgili yazımı alıntılayamayacaksan yapamayacağını söyle demiştim, yine yapamadın.

 

Anlaşıldıki bunu yapamayacaksın. Yapamayacaktın "hurafe" tartışmasına girmemeliydin. ****

 

Ben nicelden nitele geçişi, nerede söylenilip nerede atlanılacağını sendenmi öğreneceğim? İdeolojilerin bu şekilde oluştuğunu, pat diye filozoflardan çıkmadığını burada ben savunuyorum zaten. İdealizmin hurafe, gerçeğin materyalizm olduğunu burada savunan da benim. Okumadan tartışmaya neden giriyorsun?

 

Kimlere hizmet etme meselesi ise görecelidir. Sen de bana göre burada "birilerine" hizmet ediyorsun. Laf değil, somut örnek göster. Alıntı yap.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

niye illa başları açma dayatmasını söz konu etmiyoruz.

binlerce yıldır müslüman kadınlar başlarını kapatır, ezici bir çogunlukla..

herhangi bir ülkede yasak olması normal olabilir ama müslüman bir ülkede bunu izah edemezsiniz..

 

sokakta zararı olmayan başörtüsü neden başka bir yerde yasak olsun.

yasakçılar bu ülkeyi sadece oyalar, mevzi kazanabilirler ama yok edemezler.

söz konusu olan 1400 yıllık bir inanç, neyle muhatap oldugumuzu bilmemiz lazım.

3-5 sene yasaklarsınız ama sonuç alamazsınız.

sadece çatışmaya malzeme çıkarırsınız.

türk toplumunun yapısı belli, bu yasak şu süreçde en fazla 2 yıl daha gider..

 

asıl çelişki budur, karşı konulmaz bir güce karşı koymaya çalışmak.

ezanda yasaklanmışdı, yani aslı yasaklanmışdı

ne oldu peki? kaç yıl dayandı?

 

yasakcılar bu ülkeyi gereksiz yere geriyor ve oyalıyorlar, halkı ile devleti arasında düşmanlık yaratıyorlar.

kim bilir belki de asıl amaçları budur..

Anlatmaya calistim size ama olmamis galiba. Türkiye'de basörtüsü yasagi yok zaten. Ülkemiz seriatla yönetilmiyorki kamu alaninda da ve hatta özel hayatta bile basörtüsü mecbur olsun. Laik devletiz ve laik devletin de kendisine göre bir kurali var. Bu kural dinin özel is oldugunu ve kamu alaninda yerinin olmadigidir. Diger taraftan neden bu basörtüpsü olayi yakin zamana kadar herhangi bir sorun falan teskil etmiyordu? Bunun cevabi cok önemli. Türkiye'de dini sembollere yask olsa, aynen Iran, Sudi Arabistan ve benzeri ülkelerde oldugu gibi hic bir ayrim yapmadan herkese ve her yerde yasak gelirdi. Bu saydigim ülkelerde birakin üniversiteleri evinde bile basi acik yakalansan ceza aliyorsun, icki bile evde icmek yasak. Biraz insaf derim. Isteyen herkes ükemizde istedigi sekilde inanci geregi yasayabiliyor özel yasanti oldugu sürece. Bunun neresi yasakcilik bilmek isterim. Ama diger taraftan oruc tutmayan insanlar satir ile öldürülebiliyor ülkemizde. *******

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Anlatmaya calistim size ama olmamis galiba. Türkiye'de basörtüsü yasagi yok zaten. Ülkemiz seriatla yönetilmiyorki kamu alaninda da ve hatta özel hayatta bile basörtüsü mecbur olsun. Laik devletiz ve laik devletin de kendisine göre bir kurali var. Bu kural dinin özel is oldugunu ve kamu alaninda yerinin olmadigidir. Diger taraftan neden bu basörtüpsü olayi yakin zamana kadar herhangi bir sorun falan teskil etmiyordu? Bunun cevabi cok önemli. Türkiye'de dini sembollere yask olsa, aynen Iran, Sudi Arabistan ve benzeri ülkelerde oldugu gibi hic bir ayrim yapmadan herkese ve her yerde yasak gelirdi. Bu saydigim ülkelerde birakin üniversiteleri evinde bile basi acik yakalansan ceza aliyorsun, icki bile evde icmek yasak. Biraz insaf derim. Isteyen herkes ükemizde istedigi sekilde inanci geregi yasayabiliyor özel yasanti oldugu sürece. Bunun neresi yasakcilik bilmek isterim. Ama diger taraftan oruc tutmayan insanlar satir ile öldürülebiliyor ülkemizde. Bu zihniyet firsat bulsa basin acik diyede önüne geleni satirla öldürür.

 

başörtüsü mecbur diyen kim arkadaşım.?

 

başörtüsü yasagı laikligi zedeliyorsa yasagın olmadıgı yerler laik degil demek ki?

 

başörtüsü yasak oldugu için sorun dostum, bunu anlamak lazım.

yasak olmadıgı yerde neden sorun olsun.?

 

sorun bu ülkede islami ne varsa yasaklanmak istenmesinde. dindar olmayan için sorun yok, sorun dinini yaşamak isteyenler için.

tabi türkiyenin durumu çok özel, dedikya başka bir ülkede yasak olmayan burada yasak..

siz sanmayın ki bu rejim sokakta yasaklamıyor, yasaklamak istiyor ama gücü yetmiyor.

yakın tarih gözümüzün önünde..

 

bu ülkede haksız yere çok insan öldürüldü, ırkçı faşitleri müslümanlarla karıştırmayın isterseniz.

islam başka inançları yok etmek isteseydi ne hıristiyan arap kalırdı, ne rum, ne yahudi.

islamdan önceki hıristiyan araplar yaşıyor daha..

 

yasak sorunu çözüyorsa orucuda yasaklayalım?

ne dersin?

 

eger sosyalist ya da islam dışı bir toplum olsaydık senin dediklerinin azda olsa anlamı olurdu.

ama müslüman bir ülke oldugu için biraz salyangoz işine dönüyor malesef.

bu din ortadan kalkmaz ve temel görüşleri degişmez, biz buna göre bir toplumsal düzen kuracagız.

yoksa türkün dinini degiştirmek zorunda kalacagız.

tarihde oldu bilman lazım, yani din degiştirelim diye ciddi ciddi konuşuldu

çünkü başka yolu yok, islam yakamızı bırakmıyor, ya kabul edicez ya red edicez, yada sesimizi kesicez..

tarih bizi buna zorluyor, ara dönemdeyiz şimdilik.

umarım biraz olsun anlaşılır olmuşdur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

başörtüsü mecbur diyen kim arkadaşım.?

 

başörtüsü yasagı laikligi zedeliyorsa yasagın olmadıgı yerler laik degil demek ki?

 

başörtüsü yasak oldugu için sorun dostum, bunu anlamak lazım.

yasak olmadıgı yerde neden sorun olsun.?

 

sorun bu ülkede islami ne varsa yasaklanmak istenmesinde. dindar olmayan için sorun yok, sorun dinini yaşamak isteyenler için.

tabi türkiyenin durumu çok özel, dedikya başka bir ülkede yasak olmayan burada yasak..

siz sanmayın ki bu rejim sokakta yasaklamıyor, yasaklamak istiyor ama gücü yetmiyor.

yakın tarih gözümüzün önünde..

 

bu ülkede haksız yere çok insan öldürüldü, ırkçı faşitleri müslümanlarla karıştırmayın isterseniz.

islam başka inançları yok etmek isteseydi ne hıristiyan arap kalırdı, ne rum, ne yahudi.

islamdan önceki hıristiyan araplar yaşıyor daha..

 

yasak sorunu çözüyorsa orucuda yasaklayalım?

ne dersin?

 

eger sosyalist ya da islam dışı bir toplum olsaydık senin dediklerinin azda olsa anlamı olurdu.

ama müslüman bir ülke oldugu için biraz salyangoz işine dönüyor malesef.

bu din ortadan kalkmaz ve temel görüşleri degişmez, biz buna göre bir toplumsal düzen kuracagız.

yoksa türkün dinini degiştirmek zorunda kalacagız.

tarihde oldu bilman lazım, yani din degiştirelim diye ciddi ciddi konuşuldu

çünkü başka yolu yok, islam yakamızı bırakmıyor, ya kabul edicez ya red edicez, yada sesimizi kesicez..

tarih bizi buna zorluyor, ara dönemdeyiz şimdilik.

umarım biraz olsun anlaşılır olmuşdur.

Cok iyi anlasilmistir, amaciniz acik ve secik. Sayin hocada aynisini söylemisti sizin gibi. Olacak ama kanllimi kansizmi demisti. Yolunuz acik olsun derim. Görecegiz nereye kadar gideceginizi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Cok iyi anlasilmistir, amaciniz acik ve secik. Sayin hocada aynisini söylemisti sizin gibi. Olacak ama kanllimi kansizmi demisti. Yolunuz acik olsun derim. Görecegiz nereye kadar gideceginizi.

 

hiç kimse bu lafı söylemedi, bu medyanın kendi provakasyonlarında biri, bir çok provekede oldugu gibi..

bu sözü söyledigi iddia edilen zat, hayatında bir kere olsun oy aldıgı kitleleri sokaga çıkarmamışdır.

çogu görüşlerine de katılmam ama vakıa ortada duruyor.

radikal sol terör örgütlerinin binde birini yapmamışdır bu camia, hiç bir şey yapmamışdır aslında, ne binde biri..

her zaman itidalli olmuşdur. bana göre iyi ya da kötü demiyorum, sadece durum budur.

bu kadar açık hakikatleri yaşarken aksine inanmak için ne olmak lazım?

adamın son düştügü duruma ragmen herşey ortada degil mi?

 

 

benim kısaca demek istedigim inançlarla mücadele edemezsiniz, konjöktürel mevzi kazanılabilir ama bu gelip geçicidir.

tarih bunun sayısız örnekleri ile doludur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Fransız kalmamak için tartışmanın başını okumak yeterlidir.

Tartışmanın başını da, ortasını da sonunu da okusam yine Fransa sınırlarının dışına çıkamıyorum. Yalnız işime yarar bir tek net ve doğru belirleme takıldı gözüme: Hüseyin arkadaşımızın bunun bir idealizm-materyalizm tartışması olduğu sözü. Marksizm filan işin detayı...

 

Yani şimdi bir döneme kadar insanlar kurban ediliyordur, biri çıkar "insanlık dışı bu yahu? Bundan sonra insan değil, sadece hayvan kurban edelim" der. Kötüden yola çıkıp iyi de bulunur, kötüden "daha az kötü"ye de varılır, aşamaları da olur bunun, "en az kötü"ye kadar gelinebilir, yanlıştan doğruya da varılır.

 

Ya da insanlar ağır nesneleri yuvarlanan kütükler üzerinde binlerce yıl boyunca taşır, birinin aklına kütüğe bir dingil takmak gelir, tekerleği icat eder. Şimdi bu mucitler hiç eski kültürle, bilinenlerle ilişkisi olmayan bir olguyu pat diye ansızın gökten mi indirdiler?

 

Benim fransız kaldığım konu bu...

 

Artı, "hurafe" sözü ağır bir suçlama Efendi, bence lütfen Bilimselci arkadaşa bu haksızlığı yapma derim ben, karışmak belki bana düşmese de kendimi tutamadım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dünyanın yuvarlak olduğu bilgisinin kaynağı nedir Sayın Cyrano?

Bilimselci, dünyanın yuvarlak olabileceği fikri yoktan var oldu değil mi? Yani bunu bir insan farketti ve üstünde düşündü. Herkes bir ineğin boynuzları üstünde durduğuna inanırken. Biz bu fikri açıklarken toplumunun kültürü şöyleydi, şöyle evrildi falan demiyoruz.

 

Cumhuriyet fikrinin kaynağı nedir Sayın Cyrano?

Ya da Cumhuriyet fikri yoktan varoldu. Bilinen tüm dünyanın krallıklarla yönetildiği bir çağda bazı Etrüks düşünürler herkesin yönetimde eşit haklara sahip olması gerektiği fikrini savundu m.ö 6. yy da roma kültürünün cumhuriyet ideolojisini doğuracak bir yapıda olduğunu düşünüyor muyuz? . Biz Cumhuriyetçi ideolojinin Roma'da doğuşunu incelerken Roma kültürünün herhangi bir katkısını görebiliyor muyuz? Ya da dünyadaki herhangi bir ideolojiyi incelerken kültürün belirleyiciliğinden bahsedebiliyor muyuz? . Son kralı Roma'dan kovup cumhuriyeti kurdular. Ve bu Roma'nın kültürünü değiştirdi.

 

Tekerlek bilgisi nasıl insanın kafasında varoldu?

Ya tekerleği icad eden adam onu icad etmiştir. Tekerlek adlı aleti yoktan var etmiştir. Bu onun tekerleği başka bir evrenden ithal ettiği anlamına gelmez. Ondan önce tekerlek yoktur, o icat ettikten sonra artık böyle bir araç vardır. Evet yoktan var etmiştir tekerleği çok açık ve anlaşılır bir biçimde söylediğim gibi. O icat edene kadar bu dünyada tekerlek diye bir alet yoktur. Taş vardır, keski vardır, kol gücü vardır, tahta vardır. Ama tekerlek yoktur. O yoktan var etmiştir onu tekerlek haliyle.

 

Peki felsefede bilginin kaynağı nedir sorusuna kimse cevap verememiş midir Sayın Cyrano?

 

Çeşitli öğretilerin bilginin kaynağı olarak buradaki bilgiden kasıt. Bir öğrencinin okulda öğrendikleri değildir direk olarak. Felsefedeki bilginin kaynağıdır.

 

Rasyonalizme göre, felsefede bilginin kaynağı insanın aklıdır.

 

Emprizme göre deneydir.

 

Kritisizme göre verilerin birbirileriyle kıyaslanmasıdır.

 

Sezgiciliğe göre, adından belli olduğu üzere sezgilerimizdir.

 

Olguculuğa göre olgulardır.

 

Pragmatizme göre, fayda sağlayan herşey doğrudur.

 

Peki siz bu felsefe akımlarından hangisine dahilsiniz Sayın Cyrano?

 

Şu an açıkçası "felsefede bilginin kaynağı nedir" sorusunun cevabını Cyrano'dan bekleyen arkadaşlarla felsefe tartışmasına girdiğim için pişmanlık duymak üzereyim.

"Hadi Cyrano cevap versene nedir felsefede bilginin kaynağı? ne oldu cevap veremedin dimi" yok artık ya.

Binlerce yıldır Felsefenin üstünde tartıştığı ve cevap bulamadığı bir sorunun cevabını benden bekleyen arkadaşlara teveccühleri için teşekkür mü etsem tereddütüne de sahibim bunun yanında.

 

Birkaç ileti öncesinde bilginin kaynağını çeşitli felsefe dallarına göre tek tek verip daha sonra kendisinin hangi fikre katıldığını sorduğumuzda size göre nedir dediğimizde bu soruya felsefenin cevap veremediğini söylemek beni herhangi bir skeçte olduğum fikrine inandırdı doğrusu. Çok mu zor ben sezgiciyim bana göre sezgidir ben pozitivistim bana göre olgulardır demek. Bunu söylemek için filozof olmak mı gerekir???

 

Bilginin kaynağı doğrudan doğruya maddi dünyadır. Filozofun beyni maddi dünyadan aldıklarını derlediklerini sentezler ve yeni fikir, felsefe, ideoloji (ya da din kurucusuysa din) olarak bize sunar.

 

Bir iki sayfa öncesinde yaptığınız "bilgiler, fikirler yoktan varolur" önermesini nasıl olsa insanlar görmez açıp okumaz diyerek iç etmeye çalışabilirsiniz. Ama aynı sayfada birçok felsefi ekolün verdiği bilgileri verip de altına felsefenin cevabını bulamadığı soru demek…. Forumdaşların anlayışlarıyla alay eden bir söylemdir bu.

 

İdealizm materyalizm tartışması görememenizi anlamak da mümkün değil.

Bilginin kaynağı Hz. Muhammed’e gelince ilahidir, Galile’ye gelince yoktan varolmuştur. Cyrano’ya gelince felsefe bunun cevabını bulamamıştır hala. Buram buram idealizm var burada.

Şimdi bu üç düşünceyi bir kişinin ağzından duymak kimin pişmanlık duyması gerektiğini özetliyor sanırım.

 

 

Ne demiş ünlü filozof:

Ancak polemik ciddi iştir.
Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"toplumsal iyi/kötü lerden soyut bilgi geliştirilemiyeceği" ve "ideolojilerin kaynağı toplumsal iyi/kötülerdir materyalizm oluyor öyle mi? Gerçekten güzel bir yolda ilerliyorsunuz.

 

Bir ikincisi dünyada yeni fikir yoktur bu arkadaşlarımıza göre. Yeni icad yoktur, hiçbir düşünür ve hiçbir bilimin adamına hiçbir icad ve hiçbir düşünce mal edilemez. Tekerleği icad eden, Amerika'yı keşfeden, diyalektik materyalizmi geliştiren insanlar burada önemsizdir. Bu icadlar ve bu düşünce sistematikleri onlara ait değildir o halde.

 

"Diyalektik Materyalizm dediğimiz felsefe. Bu okula bağlı filozofların düşüncelerinden ibarettir değil mi? Ve bundan oluşmaktadır.

 

Bir felsefenin kaynağı o felsefenin filozofunun görüşleri ve ürettikleridir"

 

Şu cümlelerin nesine itiraz edilmektedir. Ve yapılan alıntının bu cümlelerle ne gibi bir çelişkisi vardır? İşte bunu anlamak imkansız.

 

Bilimsel düşünce herşeyden önce doğru sorular sormaktan başlar.

 

Bir felsefenin kaynağı nedir? O felsefeyi kuran, geliştiren filozofların görüşleri, düşünceler, çalışmaları. Buna itiraz ediliyorsa buna yanlış deniliyorsa açıkça yazılsın. Neyine itiraz ediliyor, ve neresi yanlış. Sadece wikipedia'dan alıntı yaparak felsefe tartışılmaz.

 

Sizin mensubu olduğunuz diyalektik materyalizmin kaynakları nedir? Diyalektikçi, materyalist, diyalektik materyalist filozofların görüşleri. Diyalektik materyalizmden , saydığım felsefe okullarına sahip filozofların görüşlerini çıkar geriye hiçbirşey kalmaz.

 

Peki filozofların bilgisinin yani felsefi bilginin kaynağı nedir? Felsefe kurulduğu günden beri bu sorunun cevabını aramaktadır.

 

Öncelikle bu yazı,. düşünürler kendilerinden önceki düşünürlerden etkilenmez, veya onların çalışmaları kaynak değildir gibi bir iddia mı içermektedir?

 

Şimdi bu görüşe iki itiraza bakalım ;

 

Kesinlikle yanlış bir görüş. Diyalektik materyalizme ait görüşleri Markstan önceki filozoflar başlatmıştır. Materyalist felsefe ise tarihseldir.

 

Bu direk bilgi eksikliği. üstünde durulacak yanı yoktur. Diyalektik Materyalizm Marks'la başlamıştır ve diyalektik materyalizm denilen şey Marksizmin felsefi boyutudur. Marks'tan önceki diyalektikçi ve materyalist filozofların görüşlleri ile diyalektik materyalizmin görüşleri Marks'ın deyimiyle "sandalyenin başaşağı durması" kadar farklı ve terstir.

 

Fikirsel öğretiler ne olursa olsun, zincir halkaları gibi birbirine bağlıdır. Bir yerden, bir kişiden, bir okuldan veya bir tarihten başladığını söylemek YANLIŞTIR. Filizlenmeleri insan oluşumuyla başlar. Gelişirler ve dönemin fikir adamları tarafaından bir sistematiğe bağlanırlar. Ama son değildir. Bilimsel olarak gelişmeye devam ederler. Bu; felsefede de, ideolojide de, dinde de, Marksizmde de veya herhangi bir öğretide de hep aynıdır. Aksini söylemek, gelişimin diyalektik yapısını bilmemektir.

 

Yukarıdaki yazıya bu şekilde itiraz dediğim gibi sadece itirazdır. Bir şekilde itiraz etmiş olmaktır. Zira siz diyalektik materyalist olduğu iddiasında olan bir insana. Diyalektik Materyalizmin ABC seviyesindeki tanımını verirsiniz. O bunada itiraz ediyorsa başka anlamı yoktur.

 

Biz diyalektik materyalizmin marks'la beraber başladığını söylerken, kaynakları olarakda ,diyalektikçi, materyalist ve diyalektik materyalist filozofları göstermişiz. Yani Diyalektik Materyalizmin başka filozoflardan etkilendiğini ancak. İç tutarlılığa sahip, bağımsız ve yeni bir felsefe olduğunu göstermişiz.

 

Yani şimdi bir döneme kadar insanlar kurban ediliyordur, biri çıkar "insanlık dışı bu yahu? Bundan sonra insan değil, sadece hayvan kurban edelim" der. Kötüden yola çıkıp iyi de bulunur, kötüden "daha az kötü"ye de varılır, aşamaları da olur bunun, "en az kötü"ye kadar gelinebilir, yanlıştan doğruya da varılır.

 

Ya da insanlar ağır nesneleri yuvarlanan kütükler üzerinde binlerce yıl boyunca taşır, birinin aklına kütüğe bir dingil takmak gelir, tekerleği icat eder. Şimdi bu mucitler hiç eski kültürle, bilinenlerle ilişkisi olmayan bir olguyu pat diye ansızın gökten mi indirdiler?

 

Peki "insanlık dışı bu yahu" diyen düşünür, mutlaka bunu kendisinden önceki toplumların, ya da kendi toplumu dışındaki toplumların iyi kötü algılarında insanlık dışı görüldüğü için mi söyler yani "insanlık dışı yahu" diyen başka bir toplumsal kültürden mi alır bunu? kaynağı bu mudur? Başka toplumlarda veya eski toplumlar bunu insanlık dışı bulduğu için bunu söyleyen adam oradan mı alıntı yapmıştır? Biz başını okumak gerekir derken boşuna söylemiyoruz bunu.

 

O döneme kadar insanlar kurban ediliyorsa ve bir kişi çıkıp bunun insanlığa aykırı olduğunu söylüyorsa bu yeni bir fikirdir. Daha önce olmayan ve daha önce kimsenin düşünmediği ya da dile getirmediği bir fikirdir. Yeni doğmuş bir fikirdir.

 

artık kimi yaklaşımlar sıkmıştır.

 

demirefe arkadaşımızın örneği üzerinden konuya açıklık getireyim.

 

"bu insanlık dışı yahu" diyen kişi insanların kurban edilmesini "kötü" olarak görüyordur. burada şimdi bilimselci arkadşımızın iddiasına göre bu kişi bunu mutlaka eski veya başka toplumlar "kötü" olarak gördüğü için oradan alıntı yapmıştır.

 

Buna hayır bu yanlış dediğinizde

 

"ne yani filozoflar eski kültürlerden, bilinenlerden etkilenmez mi " şeklindeki itiraz anlamsızdır. Etkilenmesi farklı bir konudur. Bu düşüncesini geliştirirken başka görüşlerden, bilinenlerden yararlanması farklı bir konudur. bu örnekte olduğu gibi "kötü" görüşünü, başka toplumların kültüründe "kötü" olduğu için oradan alıntı yaparak zikrettiği iddiası farklı bir konudur. İnsan kurban etmenin "kötü" birşey olduğu ve insanlığa aykırı olduğu için o insanı milad almanın mümkün olmayacağı iddiası farklı bir konudur.

 

Alalım bu örneği daha yakın bir tarihe getirelim. O güne kadar insanlar özel mülkiyeti iyi ve kutsal olarak görüyorken "yahu bu özel mülkiyet insanlığa aykırı bunu kaldırıp yerine toplumsal mülkiyet getirelim" diyen Marks bu düşüncesini yaşadığı dönemin Alman toplumu, başka bir toplum, ya da daha eski toplumların algılarında özel mülkiyet "kötü" olarak görüldüğü için oradan mı alıntı yapmıştır. Ve biz " Özel Mülkiyetin tamamıyla kaldırılması ve toplumsal mülkiyete geçilmesi" fikri için Marks'ı milad alınca. Onun hiçbir filozoftan yararlanmadığını, bilinenlerden yararlanmadığını iddia etmiş mi oluyoruz?

 

Ya da Milliyetçilik için fransız ihtilalini milad olarak alınca. Jakobenlerin kendilerinden önceki filozoflardan etkilenmediğini, yararlanmadığını mı iddia etmiş oluyoruz. Onların etkilenmiş , yararlanmış ve kaynak olarak görüşlerini aldıkları filozofların varlığı, Milliyetçiliğin fransız ihtilaliyle ortaya çıkmış bir ideoloji olduğu gerçeğini ortadan mı kaldırıyor?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dünyanın yuvarlak olduğu bilgisinin kaynağı nedir Sayın Cyrano?

 

 

Cumhuriyet fikrinin kaynağı nedir Sayın Cyrano?

 

 

Tekerlek bilgisi nasıl insanın kafasında varoldu?

 

Tekerlik, cumhuriyet rejimi, dünyanın yuvarlak olduğunun keşfi ile filozofların felsefi bilgilerinin kaynağı arasında nasıl bir benzerlik vardır?

 

Peki felsefede bilginin kaynağı nedir sorusuna kimse cevap verememiş midir Sayın Cyrano?

 

 

 

 

 

Peki siz bu felsefe akımlarından hangisine dahilsiniz Sayın Cyrano?

 

Hiç birine? Senin bu akımlardan dahil olduğun bir akım var mı?

 

 

Birkaç ileti öncesinde bilginin kaynağını çeşitli felsefe dallarına göre tek tek verip daha sonra kendisinin hangi fikre katıldığını sorduğumuzda size göre nedir dediğimizde bu soruya felsefenin cevap veremediğini söylemek beni herhangi bir skeçte olduğum fikrine inandırdı doğrusu. Çok mu zor ben sezgiciyim bana göre sezgidir ben pozitivistim bana göre olgulardır demek. Bunu söylemek için filozof olmak mı gerekir???

 

Arkadaşım seni mutlu etmek için bu akımlardan herhangi birisine mensup olmak zorunda mıyım? Ya da bugün bu akımlardan sadece birisinin tanımıyla felsefede bilginin kaynağını açıklayan felsefeci var mı? Senin mensubu olduğunu söylediğin diyalektik materyalizm bu akımlardan sadece birinin açıklamasını mı savunuyor?

 

Bilginin kaynağı doğrudan doğruya maddi dünyadır. Filozofun beyni maddi dünyadan aldıklarını derlediklerini sentezler ve yeni fikir, felsefe, ideoloji (ya da din kurucusuysa din) olarak bize sunar.

 

İlk önce bu tanım arkadaşımızın "felsefede bilginin kaynağı" sorunundan ne anladığını göstermektedir. Bilimsel bilginin kaynağı ile felsefede bilginin kaynağı sorularını aynı soru sanmaktadır ya da.

 

Bir soruya cevap vermek için soruyu anlamak gerekir. Felsefede bilginin kaynağı nedir sorusu için felsefenin konusu ve cevabını aradıkları nelerdir. Bunlara bakıp cevabı yeniden değerlendir.

 

mesela;

 

İnsanlık için faydalı olan nedir? Nasıl yaşamalıyız? İyi ahlak ve kötü ahlak nedir? Evrenin ve insanın varlığının anlamı nedir? Güzellik nedir? Doğru ve yanlış nedir? İnsanlık değerleri mutlak mıdır,İzafi midir?

 

Burada bilginin kaynağı nedir? Sorusunun cevabı olarak "maddi dünyadır" ı sunmak nereye oturmaktadır. Soru; "algılarımızın kaynağı nedir" değildir. Ya da bilimsel bilginin kaynağı nedir değildir.

 

Felsefecilerin binlerce yıldır cevabını net olarak bulamadıkları, arkadaşımızın mensubu olduğunu iddia ettiği diyalektik materyalizmin de bu sorunun cevabı olarak gerek benim yaptığım liste gerekse listede olmayan bir çok akımın görüşlerinden yararlandığını zira tüm akımların felsefenin bu sorunun cevabında açık noktalar bıraktığını bilmeden. bu soruya bizim cevap verememizi komik bulup. Kendi üç cümleyle felsefenin en büyük sorusuna çözüm bulmuş :)

 

 

Bir iki sayfa öncesinde yaptığınız "bilgiler, fikirler yoktan varolur" önermesini nasıl olsa insanlar görmez açıp okumaz diyerek iç etmeye çalışabilirsiniz. Ama aynı sayfada birçok felsefi ekolün verdiği bilgileri verip de altına felsefenin cevabını bulamadığı soru demek…. Forumdaşların anlayışlarıyla alay eden bir söylemdir bu.

 

Birçok felsefi ekolün verdiği bilgiler felsefenin cevap bulduğu anlamına gelmez.

 

Bir ifadenin neyin üstüne söylendiğini boşverip cümlelerle kelime oyunları yapmaya çalışmak anlamsızdır. Fikirlerin doğuşu, icadlar ile ilgili yukarıda yeterince açıklama yaptım.

 

Tekerleğin icadi, kıtaların keşfi, cumhuriyet fikri ile Felsefedeki bilginin kaynağı sorunun alakasız yoktur.

 

 

İdealizm materyalizm tartışması görememenizi anlamak da mümkün değil.

Bilginin kaynağı Hz. Muhammed’e gelince ilahidir, Galile’ye gelince yoktan varolmuştur. Cyrano’ya gelince felsefe bunun cevabını bulamamıştır hala. Buram buram idealizm var burada.

Şimdi bu üç düşünceyi bir kişinin ağzından duymak kimin pişmanlık duyması gerektiğini özetliyor sanırım.

 

Felsefenin bunun cevabını bulamadığı Cyrano'ya has bir fikir değil. Bugün felsefenin en büyük problemi olarak bir konunun çözümlendiğini iddia etmek. Ve üç cümleyle çözümleye çalışmak anlamsızdır. Felsefede bilginin kaynağı bugün halen filozofların üstünde en çok durdukları ve tartıştıkları konudur.

 

Arkadaşımız çarpıtmada artık sınırları aştı.

 

"Bir dinin emirleri ve öğretileri eğer siz o dine inanıyorsanız Tanrının emirleri ve öğretileridir. Yok inanmıyorsanız o zaman o dinin kurucusu bir filozof olur ve bir filozofun öğretileri olur"

 

Gautama Buddha budistlere göre bir tanrıdır ve öğretileri tanrının öğretileridir. Budist olmayan bir insan için Buda sadece bir filozoftur ve öğretileri bir filozofun öğretileridir.

 

Ancak gördüğüm kadarıyla hüseyin arkadaşımız için bizim ne söylediğimizden çok. Söylediğimizin nasıl çarpıtılabileceği önemli.

 

Hüseyin arkadaşım saygısızlık ya da ukalalık etmek istemiyorum. Ancak, bu tartışmada tartıştığım diğer arkadaşlarımızın bilgileri ve düşünceleri ile bu tartışmada öne sürdükleri arasında paralellik göremediğim için onlarla ısrarla tartışıyorum. Zira bir çok konuda bilimsel ve doğru yaklaşım sergileyen arkadaşlarımızın (bana göre) bu konuda bildiğim sağlıklı yaklaşımlarıyla paralellik göstermeyen ve beni şaşırtacak kadar aksi görüşler öne sürdükleri için.

 

Ancak, senin tartışma biçimin ve benim hiç sevmediğim "cımbızlama" yöntemiyle eleştirmek istediğin kişinin görüşlerini önce eleştirebileceğin şekilde çarpıtıp. Ardından eleştirmeye çalışman. Diyalektik Materyalizme ait iddiaları "örnek" olarak sunduğum yazılara bile şiddetle muhalefet etmen bana göre meseleye yaklaşımınıda gösterdiği için. Seninle tartışmayacağım. Benim yazdıklarımı tabiki istediğin şekilde ve biçimde eleştirebilirsin. cevap vermememi saygısızlık olarak alma o yüzden

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ya arkadasim bu yeni tartisma seklimi sen -Marksizm den örnek veriyorsun diyalektik yasasindan bahsediyorsun dört yasasindan biri olan nitel birikimi atliyorsun burda bir birikim olmus bizde nitel sicrama yapmisiz yazilarinizin boslugunu,, kimlere hizmet ettigini vurgulamaya calismisiz cokmu zor anlamasi???

 

 

 

:shuriken:

evet yukarda vurgulamak istedigim anlasilamamis daha degisik vurgulayayim...

 

 

Arkadasim tartismadan kacacagimi zannediyorsan yaniliyorsun senden ricam ozamana kadar Rönesans Felsefesini güzden gecir! birde bati dünyasinin halklarinin ortacag karanligina verdigi mücadeleyide gözden gecirmeye ihmal etme... Birde Akili öne alarak tabiiki burda neyi vurgulamak istedigimi tahmin edebiliyorsun? birde ülkemizin ortacagda degil 2000.yilindayiz neye ihtiyaci olduguna bizlere ve yahutda senin gibi degerli arkadaslara ne gibi vazifeler düstügünü kendin karar ver?

 

 

:shuriken:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

evet yukarda vurgulamak istedigim anlasilamamis daha degisik vurgulayayim...

Arkadasim tartismadan kacacagimi zannediyorsan yaniliyorsun senden ricam ozamana kadar Rönesans Felsefesini güzden gecir! birde bati dünyasinin halklarinin ortacag karanligina verdigi mücadeleyide gözden gecirmeye ihmal etme... Birde Akili öne alarak tabiiki burda neyi vurgulamak istedigimi tahmin edebiliyorsun? birde ülkemizin ortacagda degil 2000.yilindayiz neye ihtiyaci olduguna bizlere ve yahutda senin gibi degerli arkadaslara ne gibi vazifeler düstügünü kendin karar ver?

:shuriken:

 

Ben tahminci, sezgici, falcı, uydurmacı bir insan değilim. Herşeyim açık, net, ve dobracadır. Saman altından su yürütmek benim kişiliğime uymaz. Karşı tarafın da böyle olmasını isterim.

 

Neyi okuyup öğreneceğime ben karar verdiğim gibi, tartışmalarda neyi söyleyeceğime de ben karar veririm.

 

Söylediklerime hurafe diyip alıntı yapamadığın gibi, benden özür de dilemedin. Özür dilemek mertliktir, kişiyi yüceltir.

 

Bak sen alıntı yapmadın ama ben görüşlerimi söyleyeyim, sana tartışma yolu açayım. Hangi hurafeme karşı isen tartış benle.

 

* Bilgiler, fikirler, düşünceler yoktan var olur savı hurafedir.

 

* Bilginin kaynağının sadece insan beyni olduğunu iddia etmek hurafedir.

 

* Felsefenin kaynağının insan beyni olduğunu iddia etmek hurafedir.

 

* İcad ve keşifleri sadece bir bilim adamına bağlamak hurafedir.

 

* İdeolojilerin ortaya çıkışını sadece kişilere (Marks, Muhammed gibi) bağlamak hurafedir.

 

* Bazı görünmeyen varlıkların insanlara yasa hazırladığını iddia etmek hurafedir.

 

* Türbanın ilahi emir olduğu savı hurafedir.

 

* Bütün bu gerçeklere hurafe demek ise; içi boş laftır, idealist görüştür, metafizik görüştür. Bilim karşıtlığıdır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Anlatmaya calistim size ama olmamis galiba. Türkiye'de basörtüsü yasagi yok zaten. Ülkemiz seriatla yönetilmiyorki kamu alaninda da ve hatta özel hayatta bile basörtüsü mecbur olsun. Laik devletiz ve laik devletin de kendisine göre bir kurali var. Bu kural dinin özel is oldugunu ve kamu alaninda yerinin olmadigidir. Diger taraftan neden bu basörtüpsü olayi yakin zamana kadar herhangi bir sorun falan teskil etmiyordu? Bunun cevabi cok önemli. Türkiye'de dini sembollere yask olsa, aynen Iran, Sudi Arabistan ve benzeri ülkelerde oldugu gibi hic bir ayrim yapmadan herkese ve her yerde yasak gelirdi. Bu saydigim ülkelerde birakin üniversiteleri evinde bile basi acik yakalansan ceza aliyorsun, icki bile evde icmek yasak. Biraz insaf derim. Isteyen herkes ükemizde istedigi sekilde inanci geregi yasayabiliyor özel yasanti oldugu sürece. Bunun neresi yasakcilik bilmek isterim. Ama diger taraftan oruc tutmayan insanlar satir ile öldürülebiliyor ülkemizde. *******

 

Ayyy, ne kadar yanlış bir yaklaşııımmm...

 

Laik devletin kurallarına bakın...Dinin kamu alanında yasak olmasıymış...

 

***** bu kuralı (nereden çıktı, kim koydu, hangi hukuki metinde var) bir kişi göstersin; ben de mayo giyip, resim çektirip burada yayınlamazsam ne olayım...

 

Bu arada biri de çıkıp "KAMU ALANI" tam olarak neresiymiş onu bir açıklarsa fena halde iyi olacak..

 

Başörtüsü niye yakın zamana kadar problem teşkil etmiyor muydu? Yakın zaman derken:?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şimdi gel de fransız vatandaşlığına geçme! Şimdi eğri oturup doğru konuşalım: Eğer iddiası "maddi dünyadaki değişimler, madde ötesinden idealar aleminden empoze edilir ve maddi aleme yansır" iddiasında olan varsa, bunu açıkça söylesin de bunun üzerine tartışalım. İşi Marks'a filan götürüp polemiğe sokarak bir yere varamayız.

 

Yani o zaman şöyle bir şey çıkar ortaya: İblis düşündü taşındı şu ezeli düşmanım insanoğluna nasıl bir kötülük yapayım, buldu, Marks'ın beynine girip fısıldadı: "Mülkiyeti, dini, devleti düşman ilan et!" Marks'ın rengi birden maviye döndü, başının tepesinde sivri çıkıntılar oluştu, gözleri kırmızı ışıklar çıkararak Das Kapital'i yazdı. İblis de ellerini oğuşturarak "şimdi yandınız Adem'in oğulları... Emek, sermaye diye diye ne savaşlar yapacak, ne canlar vereceksiniz. Beni tahtımdan etmek ha? Görürüsünüz siz!" diye pis pis sırıttı! Bu mudur yani?

 

Yani hiç kimse taş blokları kütükler üzerinde kaydırmadan, bir teknolojik evrim süreci geçmeden, tekerlek pat diye yoktan birinin aklına melekler tarafından düşürülmüş; "anaa, buldum lan buldum, çekilin boşuna uğraşmayın yükleri taşıyacaz diye" şeklinde bağırarak ortaya atlamış ve o gün dünya hop diye değişmiş, tekerlek icat olmuş iddiası varsa, açıkça duyalım.

 

Böyle "yoktan var edilmiş" icatlar ancak ya tanrının, ya iblisin ya meleklerin işi olabilir, öyle değil mi?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ya da kişilerin yazdıklarını eleştirirken alıntı yapıp, kişilerin yazdıklarıyla ilgili ithamımızı onun altına yazıp. Yazı ile itham edilen şeyin ne kadar alakasız ve "fransız" olacağını bildiğimiz için. Genel bir suçlama yapalım . Onun üzerinden gölge boksuna geçelim.

 

Biz diyalektik materyalizmin marks'la beraber başladığını söylerken, kaynakları olarakda ,diyalektikçi, materyalist ve diyalektik materyalist filozofları göstermişiz. Yani Diyalektik Materyalizmin başka filozoflardan etkilendiğini ancak. İç tutarlılığa sahip, bağımsız ve yeni bir felsefe olduğunu göstermişiz.

 

 

 

Peki "insanlık dışı bu yahu" diyen düşünür, mutlaka bunu kendisinden önceki toplumların, ya da kendi toplumu dışındaki toplumların iyi kötü algılarında insanlık dışı görüldüğü için mi söyler yani "insanlık dışı yahu" diyen başka bir toplumsal kültürden mi alır bunu? kaynağı bu mudur? Başka toplumlarda veya eski toplumlar bunu insanlık dışı bulduğu için bunu söyleyen adam oradan mı alıntı yapmıştır? Biz başını okumak gerekir derken boşuna söylemiyoruz bunu.

 

O döneme kadar insanlar kurban ediliyorsa ve bir kişi çıkıp bunun insanlığa aykırı olduğunu söylüyorsa bu yeni bir fikirdir. Daha önce olmayan ve daha önce kimsenin düşünmediği ya da dile getirmediği bir fikirdir. Yeni doğmuş bir fikirdir.

 

artık kimi yaklaşımlar sıkmıştır.

 

demirefe arkadaşımızın örneği üzerinden konuya açıklık getireyim.

 

"bu insanlık dışı yahu" diyen kişi insanların kurban edilmesini "kötü" olarak görüyordur. burada şimdi bilimselci arkadşımızın iddiasına göre bu kişi bunu mutlaka eski veya başka toplumlar "kötü" olarak gördüğü için oradan alıntı yapmıştır.

 

Buna hayır bu yanlış dediğinizde

 

"ne yani filozoflar eski kültürlerden, bilinenlerden etkilenmez mi " şeklindeki itiraz anlamsızdır. Etkilenmesi farklı bir konudur. Bu düşüncesini geliştirirken başka görüşlerden, bilinenlerden yararlanması farklı bir konudur. bu örnekte olduğu gibi "kötü" görüşünü, başka toplumların kültüründe "kötü" olduğu için oradan alıntı yaparak zikrettiği iddiası farklı bir konudur. İnsan kurban etmenin "kötü" birşey olduğu ve insanlığa aykırı olduğu için o insanı milad almanın mümkün olmayacağı iddiası farklı bir konudur.

 

Alalım bu örneği daha yakın bir tarihe getirelim. O güne kadar insanlar özel mülkiyeti iyi ve kutsal olarak görüyorken "yahu bu özel mülkiyet insanlığa aykırı bunu kaldırıp yerine toplumsal mülkiyet getirelim" diyen Marks bu düşüncesini yaşadığı dönemin Alman toplumu, başka bir toplum, ya da daha eski toplumların algılarında özel mülkiyet "kötü" olarak görüldüğü için oradan mı alıntı yapmıştır. Ve biz " Özel Mülkiyetin tamamıyla kaldırılması ve toplumsal mülkiyete geçilmesi" fikri için Marks'ı milad alınca. Onun hiçbir filozoftan yararlanmadığını, bilinenlerden yararlanmadığını iddia etmiş mi oluyoruz?

 

Ya da Milliyetçilik için fransız ihtilalini milad olarak alınca. Jakobenlerin kendilerinden önceki filozoflardan etkilenmediğini, yararlanmadığını mı iddia etmiş oluyoruz. Onların etkilenmiş , yararlanmış ve kaynak olarak görüşlerini aldıkları filozofların varlığı, Milliyetçiliğin fransız ihtilaliyle ortaya çıkmış bir ideoloji olduğu gerçeğini ortadan mı kaldırıyor?

 

Bu yazıdan "maddi dünyadaki değişimler, madde ötesinden idealar aleminden empoze edilir ve maddi aleme yansır" iddiasını çıkaran. Bunu nasıl yaptığını gösterecek.

 

Kendi zihninde insanları kategorize edip. Bu kategorizasyon üzerinden onların yazdıklarıyla alakası olmayan ithamlar öne sürmek tartışma falan değildir.

 

Burada olan şey. Arkadaşlarımız itiraz edemekleri görüşleri etiketlemeye çalışmaktadır. Şu yazıdan idealizm çıkarana Cyrano bir adet felsefe sözlüğü hediye edeceğini taahüt etmektedir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Benim etiketleme gayretim hiç olmamıştır, sevmem de etiketçiliği ama, ister istemez kavramları bazı sözcükler, tanımlar ile ifade etmek zorundayız. Çünkü beyinden beyine telepati ile iletişim yöntemini henüz geliştiremedik, dili aracı olarak kullanmaya mecburuz. Dilde ise kavramların karşılıkları bazı sözcükler ve sözcüklerden oluşturulan tanım cümleleridir.

 

Dünyanın yuvarlak olduğu ve döndüğü fikrinin yoktan var olduğunu, yani hiçten yaratıldığını söyleyince, ilahi olana inandığını söyleyince filan pek idealizmden başka bir şey de akla gelmez ama, doğru şimdi, kimseye kabul etmediği bir etiketi yapıştırmak için ısrarcı olmaya hakkımız yok.

 

Neyin tartışıldığını anlayamamış olduk böylece. Fransız kalmaya devam edeceğiz mecburen...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ayyy, ne kadar yanlış bir yaklaşııımmm...

 

Laik devletin kurallarına bakın...Dinin kamu alanında yasak olmasıymış...

 

***** bu kuralı (nereden çıktı, kim koydu, hangi hukuki metinde var) bir kişi göstersin; ben de mayo giyip, resim çektirip burada yayınlamazsam ne olayım...

 

Bu arada biri de çıkıp "KAMU ALANI" tam olarak neresiymiş onu bir açıklarsa fena halde iyi olacak..

 

Başörtüsü niye yakın zamana kadar problem teşkil etmiyor muydu? Yakın zaman derken:?

Size göre degildir. Seriat ugruna her seyi inkara hazirsiniz galiba. Ama bosuna umutlaniyorsunuz, ülke insani seriata müsaade etmeyecek, buna bedelde ödesek öyle olacak, cünki bizler orta cag karanligina geri gitmek istemiyoruz. Din özeldir ve özel hayatta istedigin gibi yasarsin.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

cünki bizler orta cag karanligina geri gitmek istemiyoruz. Din özeldir ve özel hayatta istedigin gibi yasarsin.

 

 

yani o kadar zorlama ve taraflı bir yorum ki..

 

orta çag islamın degil batının karanlık çagıdır.

bunu ilkokuldan itibaren biliriz.

 

batı karanlık orta çagını yaşarken İslam aydınlıgın sembolüydü..

eger slogan degilde azda olsa tarih okusak bu hakkı teslim ederiz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

yani o kadar zorlama ve taraflı bir yorum ki..

 

orta çag islamın degil batının karanlık çagıdır.

bunu ilkokuldan itibaren biliriz.

 

batı karanlık orta çagını yaşarken İslam aydınlıgın sembolüydü..

eger slogan degilde azda olsa tarih okusak bu hakkı teslim ederiz.

Sizin o bahsettiginiz "aydinlika" gitmek istemiyoruz, cünki ucu bucagi gözükmez bir karanlik. Örnekleri var; Iran, Afganistan (Taliban dönemi), Suudi Arabistan.. Bu devletler bahsettiginiz aydinligi uyguluyorlar ve görüyoruz sonuclarini. Tesekkür ederiz sizin olsun böylesi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sizin o bahsettiginiz "aydinlika" gitmek istemiyoruz, cünki ucu bucagi gözükmez bir karanlik. Örnekleri var; Iran, Afganistan (Taliban dönemi), Suudi Arabistan.. Bu devletler bahsettiginiz aydinligi uyguluyorlar ve görüyoruz sonuclarini. Tesekkür ederiz sizin olsun böylesi.

 

tarihi bir hata yapıyorsun

ben bunu ifade ettim sade

nereye giderseniz gidin, ama bırakın bu ülkeyi

:)

kendi yolunu bulur, merak etmeyin siz.

işgalcimi olmak istiyorsun

başkasının ülkesinde başkasına zulüm mü yapmak istiyorsun?

emperyalistmi olmak istiyorsun

sömürmek mi istiyorsun başkasının malını mülkünü?

işkence uçakları mı uçurmak istersin?

guantanamo üslerimi inşa etmek istersin?

ırak mı?

filistin mi?

afganistan mı?

dogu türkistan mı?

çeçenistan mı?

lübnan mı?

dogu timor mu?

sudan mı?

somalimi?

vb.vb

bunlar mı dünayayı karanlıga mahkum edenler...?

 

selametler

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

tarihi bir hata yapıyorsun

ben bunu ifade ettim sade

nereye giderseniz gidin, ama bırakın bu ülkeyi

.

.

 

selametler

Konuyu saptirmayalim, burada seriatin karanligindan bahsediyoruz. ülkeyi karanlik idaallere birakmayacagiz, istediginiz kadar ugrasin. Karanlik sistemi seviyorsaniz gider yasarsiniz önce o sistemle yönetilen ülkelerde, saymistim size bu ülkeleri. Önce gidin yasayin ve görün, sonra Türkiye'de isteyin.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Konuyu saptirmayalim, burada seriatin karanligindan bahsediyoruz. ülkeyi karanlik idaallere birakmayacagiz, istediginiz kadar ugrasin. Karanlik sistemi seviyorsaniz gider yasarsiniz önce o sistemle yönetilen ülkelerde, saymistim size bu ülkeleri. Önce gidin yasayin ve görün, sonra Türkiye'de isteyin.

 

Karanlık sistemi seviyorsanız gider yaşarsınız!Bana hemen şunu hatırlattı.Kürtsen şuraya...Bu ülke burada yaşayan herkesindir.Keşke bu ülkede tek karanlık olsa.Görüyoruz,duyuyoruz,hissediyoruz.Afganistan,Irak vs karanlık olmayan ülkelerin karanlık yaptığı sömürgeler değil mi şu an?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Karanlık sistemi seviyorsanız gider yaşarsınız!Bana hemen şunu hatırlattı.Kürtsen şuraya...Bu ülke burada yaşayan herkesindir.Keşke bu ülkede tek karanlık olsa.Görüyoruz,duyuyoruz,hissediyoruz.Afganistan,Irak vs karanlık olmayan ülkelerin karanlık yaptığı sömürgeler değil mi şu an?

Tam okursaniz yanildiginizi anlayacaksiniz. "karanlik sistemi seviyorsaniz gider yasarsiniz orada önce,...." Yani illada burada bazilarinin söyledigi gibi ya sev ya terk et mantigi ile yazmadim. Gitsin önce yasasin ve görsün anlaminda yazmistim.

Saygilar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tam okursaniz yanildiginizi anlayacaksiniz. "karanlik sistemi seviyorsaniz gider yasarsiniz orada önce,...." Yani illada burada bazilarinin söyledigi gibi ya sev ya terk et mantigi ile yazmadim. Gitsin önce yasasin ve görsün anlaminda yazmistim.

Saygilar

 

Yanılıyorsam sevinirim buna!Nitekim sizden böyle birşey duymak biraz üzer beni.''YA SEV YA DA TERK ET'' mantığı gerçektende fecidir.Ve her ne olursa olsun bu mantık sadece yıkım getirir.İnanın ki sevindim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Yanılıyorsam sevinirim buna!Nitekim sizden böyle birşey duymak biraz üzer beni.''YA SEV YA DA TERK ET'' mantığı gerçektende fecidir.Ve her ne olursa olsun bu mantık sadece yıkım getirir.İnanın ki sevindim.

Emin olabilirsiniz. Ama seriata, cetelere ve irkcilara karsi sonuna kadar mücadele. Onlara meydani bos birakmayacagiz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.