Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

TÜRBAN SORUNU - KONUSU - ANA BAŞLIK


DİPNOT

Önerilen İletiler

eskiye dair 10 sayfa bilgi vardır elinizde, onunda 9 sayfası uydurmadır..

:)

dil teorilerini, iç deniz kuramalarını, insan soyunun türklerden dogdugunu vb.vb efsanelere koca koca proflar, sözde bilim adamcıkları ses çıkarmamış..

ne diyelim ki...

güleriz aglanacak halimize..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Türbandan açılmıştı konu açılarak ilerliyiyor gördüğüm kadarıyla.Bugünü anlamak için dünü görmek tabiki önemli.Bugün dünün getirdiği,yarın bugünün getireceği değil mi?Biz dünü çözemedik, dünde birleşemedik ki bugünü bugün gibi yaşayalım yarına bugünden bakalım.Hani bir milleti millet yapan,bir arada tutan harçlar vardır ya dil,ülkü,tarih... birliği gibi.Bunlarda olmazsa birlik hangi değerler kılacak milleti bir?Tarih ki aynı kaderi paylaşma,derdi,sevinci milletçe yaşama milletin ortak anısına,kimliğine sahip çıkma,yarına beraberce bakma,birlikte uzanma mukaddeslerini sunar ki harç olsun millet hanesini ayakta tutan.Görünen o ki evimizin harcında problem var biz evin kapısıyla,penceresiyle,tuğlasıyla uğraşıyoruz.Aynı evde oturuyoruz,aynı kaderi paylaşıyoruz ama hem düne hem yaşadığımız bu güne yaşayacağımız yarına başka pencerelerden bakıyoruz.Neyse biraz duygusal,biraz felsefi,biraz edebi,biraz ilmi mahiyette bence olan akıl tezgahında dokunup,akıl libası bürünüp dile gelenler...

 

Türklük mevzuuna gelecek olursak her kavramı kendi özünden uzaklaştırdığımız gibi bunu da özünden uzaklaştırıp farklı kılıflarla algılıyor,hissi tahakkümümüzü buna da uyguluyoruz.Herkes bu kelimeyi duyduğunda bilir ki salt muhteviyatı itibariyle biyolojik,anatomik manalar içerir tercih edilen bir durum değildir.Bir milletin ferdinden doğmakla,bir milletin kanınını biyolojik mana da taşımakla ilgilidir değil mi?Irki olarak Türk doğmuşsan en başta Türk'sündür;İngiliz doğmuşsan İngiliz;Arap doğmuşsan Arap'sındır.Bu ilk kimliktir ırki kimliktir ve değiştirilemez,değişmez değil mi?Bundan sonrasını yaşadığın toplum,büyüdüğün topraktan beslendiğin kültür şekillendirir.Biyolojik,anatomik,karakteristik yapın Türk'tür ama İngiliz,Arap,Amerika kültürüyle hayatını şekillendirir,Müslüman,Hıristiyan ya da inançsız olarak bir kimliğe bürünebilirsin.Türk,Arap olmayı tercih edemezsin ama Müslüman,Hıristiyan,inançsız olmayı başka bir kültürü yaşamayı,kimliğini oluşturmayı tercih edebilirsin.Atalarımızın büyük çoğunluğu Göktanrı inancından sıyrılarak İslam'ı tercih etmişler tarihin geçmiş sayfalarında.Bu bir vaka.Efendim işte sopa zoruyla tercih ettiler yoksa İslam'la hiçbir ilgileri yok görüşleri de tartışılır ama bir inanç büyük bir sadakatle,değerle sahiplenilmişse orda sopa zorundan da bahsetmek çok akıllıca değil bence.Şu cümleleri sarfetmek de aynı derecede doğrudur kanımca:Türkler Müslüman olduktan sonra Türk oldular gibi...Hazar Türkleri Museviliği,Gagauz(Gökoğuz) Türkleri Hıristiyanlığı ve daha birçok Türk grubu İslam dışında azınlık olarak farklı bir din benimsemişlerdir.Şimdi onlara Müslüman olmadıkları için Türk değillerdir demek mesnetleri mantıklı olan bir söylem olmaz.Onlar da Türktür, Müslüman olanlar da Türktür.

 

Ama Türkler İslam'la öyle bir kaynaşmıştır ki ayırdedilemez bir bütünlük oluşmuştur doğrudur.Türkler Müslüman olduktan sonra civanmertliğimiz,korkusuzluğumuz,sevgimiz,alem-i nizam ülkümüz İslam'la daha bir pekişmiş ve Türkler İslam'ın bayraktarlığını üstlenmiştir.Dünya bizi böyle tanımıştır ve bu şekilde de algılamaya devam etmektedir.Bir başka ülkede Türk'ten bahsediliyorsa orda İslam algısı da beraberinde algılanır.Olgu budur bunu sahiplenmek ya da sahiplenmemek bundan gurur duymak ya da böyle tanınmaktan rahatsız olmak kişiye kalmıştır.Yok bu şekilde değil demek de inkardan başka bir hissiyat değildir.

 

Bugün Türklüğü algılarken ya din unsurunu ırkın da üstüne çıkarmak da ırki özellikleri de din olgusuna bağlamak da bir kısmımız ya da bir kısmımız din unsurunu tamamıyla görmezden gelmek de hatta bunun rahatsızlığını yaşamakta tarihini dahi reddetme noktasında bulunmaktadır.İki bakış da abartılmış hissiyatın tarihi anlamlandırma tezahürüdür bence.Ben Müslüman Türk'üm bundan da gurur duyuyorum,Müslüman olmayan Türk de soydaşımdır dindaşım olmasa da.

 

MUHABBETLE...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

eskiye dair 10 sayfa bilgi vardır elinizde, onunda 9 sayfası uydurmadır..

:)

dil teorilerini, iç deniz kuramalarını, insan soyunun türklerden dogdugunu vb.vb efsanelere koca koca proflar, sözde bilim adamcıkları ses çıkarmamış..

ne diyelim ki...

güleriz aglanacak halimize..

 

"Göktürkler ham Türk'tür." gibi tezlerle ortaya çıkıp sonra da konuyu dil teorilerine, insan soyunun türklerden doğduğu efsanlerine bağlamaya çalışmanız bir kaçıştır.

 

Bir millet sadece diliyle, sadece diniyle, sadece vatanıyla, sadece ırkıyla mı millet olur? Bir millet bu özelliklerinden herhangi biri ya da hepsinin bütünüyle diğer dünya milletlerinden üstün mü olur? "Müslüman olmayan Türk, Türk değildir." şimdi nasıl bir önerme bu neresinden tutalım. Ne kabul ettirmeye çalışıyor bu önerme bize? Öncelikle Türk olmak istiyorsan müslüman olmalısın. Zannedersin ki bu iki etiketi yiyince adam süper adam olacak.

Müslüman da olsan Türk de olsan adam sömürüde seni ayırt ediyor mu?

Bu önermenin ortaya atılması kimin işine yarar? Hangi toplumsal sınıfın işine yarar? İktidara oynayan bir sınıfın iktidardaki bir başka sınıfla kavgasının somutlaşmış halinden başka nedir ki bu önerme?

 

Ben müslüman Türküm bir baret ya da askılık (45 ytl) masrafından kaçıldığı için Tuzla'da ölüyorum.

 

Ben müslüman Türküm eğitilmediğim için bariyerleri kapalı bir tren yolundan içi yolcu dolu bir minibüsü geçirmeye çalışıyorum, 10 kişiyi öldürüyorum.

 

Müslüman Türklerle dolu Türkiye'de nüfusun resmi rakamlara göre yüzde 12'si işsiz.

 

Tarihle ilgili 10 sayfa bilgimiz varmış da 9 sayfası uydurmaymış. Bunu tarihi Adem'le başlatan biri bize söylemese tamam diyeceğiz de...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ya aslında pek niyetli değildim ama yine de bazıları sayesinde bir iki şey yazma zorunluluğu doğuyor...

Mecbur bırakmayın arkadaşlar...

Biraz okuyalım, ondan sonra konuşalım...

 

Sayın Cyrano çok haklı...

"Din" kisvesini kullanacak olanlar, nereden hareket edeceklerini çok iyi biliyorlar:

Kimi insanların bilgisizliğinden ve inanabilirliklerinden hareket ediyorlar...

 

Türklük ile Müslümanlık aynı şeymiş...

Hiç bu kadar gülmemiştim.

Bir insanın bunu söyleyebilmesi için, lise eğitimi almamış olması gerekir.

Zira hatta ortaöğretimde şu an Sosyal Bilgiler dersinde

Orhun Kitabelerinden ve üzerideki yazılardan bahsedilir.

Ne yazar orada?

 

---

Bengü Taşın Doğu Yüzü şöyledir:

 

1- Teñri teg Teñri yaratmış Türk Bilge Kağan; Sözüm: Babam Türk Bilge ..nda al..tı Sir, Tokuz Oğuz, İyi Ediz otağlı beğleri, bodunu .. Türk Teñri ..

 

2- üstüne kağan oturdum. Oturduğumda ölürcesine sıkılan Türk beğleri, bodunu, silkinip, sevinip, yere bakan gözü yukarı baktı. Bu çağda kendim oturup bunca ağır töreyi dört yandaki .......... etdim. Üstte Kök Teñri, altta yağız yer kılındığında ikisi arasında kişi oğlu kılınmış.

 

3- Kişi oğlunun da üstüne atalarım Bumın Kağan, İstemi Kağan oturmuş. Oturunca Türk Bodunu'nun ilini, töresini tutu vermiş, edi vermiş. Dört yan hep yağı imiş. Ordu gönderip dört yandakı bodunu hep almış, hep bağlamış. Başlıya baş eğdirmiş, dizliye diz çöktürmüş. Doğu'da Kadırkan ormanına kadar, Batı'da

 

4- Temirkapı'ya kadar kondurmuş. İkisi arasında pek düzensiz Kök Türk öylece oturur imiş. Bilge kağan imiş. Alp kağan imiş. Buyruğu bile bilge imiş gerçek, alp imiş gerçek. Beğleri bile, bodunu bile düz imiş. Onun için ili öyle tutmuş gerçek. İli tutup töre düzenlemiş. Kendisi öylece ölümü bulmuş.

 

---

Şimdi burada Türk Beyi, Türk Budunu tamlamalarına dahi dokunmadan,

"Kök/Gök = Ham/Olmamış" anlamında kullanılması mantıksızlığına değineceğim.

 

"Kök" kelimesi diyelim ki "Ham" manasında kullanılıyordu.

"Kök-Tengri" tamlamasının anlamı nedir?

 

"-Ya hu bizim Tanrı'mız daha çocuktur, hamdır. O yüzden adına Kök-Tengri diyoruz. Nasipse ilerde Müslümanlık diye birşey çıkarsa, Müslüman olup yenisini alacağız" mı demiştir Kök-Türkler?

 

Gök-Türk ismini Gök-Türklere kimse takmamış, kendileri takmıştır.

Peki bu ismi niye takmışlar?

 

"-Ya hu, biz henüz olgunlaşmadık, bunun farkındayız. İlerde kısmetse Müslümanlık diye birşey çıkacakmış, Müslüman olup olgunlaşacağız tabii ki..." mi demiştirler?

 

Ya da şöyle sorayım:

Örgün Eğitim görüpte "Dilde Eş Anlamlı Sözcükler" konusunu öğrenmemiş kaç kişi vardır aramızda?

 

"Derede yüz" denildiği zaman, dereceki kafalardan mı bahsediliyor yoksa sayılardan mı acaba?

Cevaplayabilecek olanınız var mı?

 

Bundan başka arkadaşımız Türklüğün İslamiyetle ortaya çıktığına ziyadesiyle koşullandırılmış.

Ve aynı zamanda ortada çok büyük oyunların ve kandırmacaların döndüğünü iddia etmekte...

İyi de, Gök-Türk alfabelerini çözümleyen ilk akademisyenler Türk ve Cumhuriyet Bilim İnsanları değildiler ki?

O adamların ne çıkarı vardı da Türk Tarihini taaa Hunlara dayandırdılar ya hu?

Onlar Atatürk'ün baş yaverleri miydiler?

Sistemin yetiştirdiği inlar mıydılar?

 

Kaldı ki gün be gün yeni yeni kanıtlar ortaya çıkıyor.

Yıllarca Ay ile Yıldız'ın İslami semboller olduğu konusunda kandırılmıştık.

Oysa Türklerin bu sembolleri kullanımı taa Gök-Türklere kadar gidiyor.

Gök-Türklere ait buluntu paralarda bu ay ve yıldız sembollerine de rastlanmaktadır.

 

Ya hu herşey bir yana, Gök-Türkler "Türk" adını bir Devlet adı olarak ALMIŞLAR...

Hangi aklı başında insan çıkıpta, buna rağmen

"Hayır efendim, onlara Türk denemez" diyebilir?

Ya bu ne perhizdir, ne lahana turşudur?

Bu ne bilmezliktir, ayıptır yaa

Kendi atalarınıza karşı ayıptır, saygısızlıktır...

 

Birde diyorlar ki:

"Tengeriin, niçin bazı tavırların sertleşti dine karşı?"

 

Ya hu bu yüzden işte, başka neden olacak ki?

Din bir koşullanmadır beyler.

"Sorgulama" mekanizmasını kaldırır ve ortaya sadece yürüyebilen bir organizma koymuş olursunuz.

Ondan sonra birileri çıkar, birilerinin uydurduğu şeylere iman eder, sorgulamaz bile...

 

Ya hu güleyim mi, ağlayayım mı bilmiyorum.

 

Neyse,

Size iyi forumlar,

İyi tartışmalar...

 

Saygılarımla...

(Muhtemelen yıldızlanacak ve silinecek kelimelerim olacaktır kaçınılmaz ve geleneksel olarak, artık oraları okuyucu yamayıverir...)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ya aslında pek niyetli değildim ama yine de bazıları sayesinde bir iki şey yazma zorunluluğu doğuyor...

Mecbur bırakmayın arkadaşlar...

Biraz okuyalım, ondan sonra konuşalım...

.

.

.

 

Saygılarımla...

(Muhtemelen yıldızlanacak ve silinecek kelimelerim olacaktır kaçınılmaz ve geleneksel olarak, artık oraları okuyucu yamayıverir...)

Bende de artık pek bir şey yazacak enerji ve istek kalmadı. Yazın sıcaklarından mıdır? Yoksa başka şeyden midir? bilinmez ama zaten artık pek kimse pek birşeyler yazmıyor.

 

Müslümanlık Türk'lükle aynı şeymiş. Ben her zaman söylerim; şu matematik denen şey sadece aritmetik hesap yaparken kullanılmaz matematik mantık demektir, her yerde, her konuşmada, her tartışmada ve her düşünmede elden bırakılmaması gereken bir şeydir..

Haydi biraz matematik öğrenelim öyleyse:

Diyelim ki; Türk=Müslüman . Bu durumda matematik kurallarına göre Müslüman=Türk olması gerekir. Ve yine matematik kurallarına göre; bu durumda dünyada'ki bütün müslümanların Türk olması gerekir. Bunun üzerine hala matematik yapmaya devam edersek; geçen gün müslümanlığa giren bir Japon; Türk oldu demektir.

 

Bu kadar vahim bir matematik hatasını yapmak için kasıt gerekir, ben bunda iyi niyet aramam. Zira böyle bir matematik'i Muhammed Arap olduğu halde, bir Arap bile yapamaz. Mesela Arap=Müslüman diyemez. Çünkü Muhammed her ne kadar bir Arap olsa da, halen Müslüman olmayan Arap'lar da vardır dünyada. Kaldı ki dünyadaki bütün Arap'lar Müslüman olmuş dahi olsaydı, yine de böyle bir şey söylenemezdi. Çünkü müslümanlık bir dindir, Türklük ve Araplık ise bir ırktır.

 

*******

 

Ben de sevgili Boşig kardeşim gibi rica ediyorum; beni de birşeyler yazmaya mecbur etmeyin. Zor oluyor zor, çok zor oluyor.

 

Saygılar, sevgiler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ya aslında pek niyetli değildim ama yine de bazıları sayesinde bir iki şey yazma zorunluluğu doğuyor...

Mecbur bırakmayın arkadaşlar...

Biraz okuyalım, ondan sonra konuşalım...

 

Sayın Cyrano çok haklı...

"Din" kisvesini kullanacak olanlar, nereden hareket edeceklerini çok iyi biliyorlar:

Kimi insanların bilgisizliğinden ve inanabilirliklerinden hareket ediyorlar...

 

Türklük ile Müslümanlık aynı şeymiş...

Hiç bu kadar gülmemiştim.

Bir insanın bunu söyleyebilmesi için, lise eğitimi almamış olması gerekir.

Zira hatta ortaöğretimde şu an Sosyal Bilgiler dersinde

Orhun Kitabelerinden ve üzerideki yazılardan bahsedilir.

Ne yazar orada?

 

 

Birde diyorlar ki:

"Tengeriin, niçin bazı tavırların sertleşti dine karşı?"

 

Ya hu bu yüzden işte, başka neden olacak ki?

Din bir koşullanmadır beyler.

"Sorgulama" mekanizmasını kaldırır ve ortaya sadece yürüyebilen bir organizma koymuş olursunuz.

Ondan sonra birileri çıkar, birilerinin uydurduğu şeylere iman eder, sorgulamaz bile...

Ya hu güleyim mi, ağlayayım mı bilmiyorum.

 

Neyse,

Size iyi forumlar,

İyi tartışmalar...

 

Saygılarımla...

(Muhtemelen yıldızlanacak ve silinecek kelimelerim olacaktır kaçınılmaz ve geleneksel olarak, artık oraları okuyucu yamayıverir...)

 

İyisin,güzelsin,güzel konuşuyorsun da kardeşim sinirleri bozulan,kızan sadece sen misin?Konuşuluyor,konuşuluyor nasıl oluyorsa bir,örnekten iki örnekten büyük bir genelleme çıkarılıyor bunu küçümsemiyorum bunu yapabilmek de ziyadesiyle zihin jimnastiği gerektirir ondan sonra:''Din işte koşullanmadır...dır...dır...''sen kime,neye kızıyorsun önce bir söyle sonra tartışırız kızdığın neyse?Koşullanmayanları görmeyip onlardan hareketle niçin bir genelleme yapılmazsa ya da bunlar da var denip ayrı tutulmazsa anlaşılır gibi değil diyeceğim ama anlıyorum niçin olduğunu.Bir durumdan dem vuranlar aynı halleri kendileri sergilediklerinde kendilerini göremiyorlar...İlle de karşılarında biri olması lazım geliyor...

 

 

MUHABBETLE...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Türkler Saman dininden Islama gecmislerdir,Türk tarihi 5000 yillik bir dönemi kapsar bilinen kadariyla.Türk tarihini müslüman takvime göre ayarlamak biraz bilim yoksullugu anlamina gelir ki müslümanlarin cogusunda bu bilim noksanligi maalesef vardir ama bizim yapabilecegimiz birsey yok,ne diyelim Allah onlari hidayete erdirsinde belki gec olmadan bilgi sahibi olmayi denerler.Hülya Avsardan nasil televizyoncu olursa bazilarindanda böyle ham tarihci oluyor iste.Türkler müslüman degildiler sonradan oldular ve müslüman olmayan daha milyonlarca Türk var dünyada.Müslüman olan Türkler Araplarada gercek müslümanligin nasil oldugunu ögrettiler,ama icimizde hala din simsarlarinin olusu bir talihsizliktir Türkiye adina.Bu din simsarlari aynen Araplara benzer ve herkeside Araplara benzetmeye caba gösterirler.

Türklerin tarihini inkar edenler zaten Türk milletine ait degildir bu nedenle Türk milletine ait olmayanlarin böyle iddialar ortaya atmalari cok dogaldir,onlari hos görmek gerekir ne yapsinlar Arap tarihi okumaktan firsat bulupta Türk tarihimi okuyacaktilar.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

:clover::clover::clover::clover::clover::clover:

Türbandan açılmıştı konu açılarak ilerliyiyor gördüğüm kadarıyla.Bugünü anlamak için dünü görmek tabiki önemli.Bugün dünün getirdiği,yarın bugünün getireceği değil mi?Biz dünü çözemedik, dünde birleşemedik ki bugünü bugün gibi yaşayalım yarına bugünden bakalım.Hani bir milleti millet yapan,bir arada tutan harçlar vardır ya dil,ülkü,tarih... birliği gibi.Bunlarda olmazsa birlik hangi değerler kılacak milleti bir?Tarih ki aynı kaderi paylaşma,derdi,sevinci milletçe yaşama milletin ortak anısına,kimliğine sahip çıkma,yarına beraberce bakma,birlikte uzanma mukaddeslerini sunar ki harç olsun millet hanesini ayakta tutan.Görünen o ki evimizin harcında problem var biz evin kapısıyla,penceresiyle,tuğlasıyla uğraşıyoruz.Aynı evde oturuyoruz,aynı kaderi paylaşıyoruz ama hem düne hem yaşadığımız bu güne yaşayacağımız yarına başka pencerelerden bakıyoruz.Neyse biraz duygusal,biraz felsefi,biraz edebi,biraz ilmi mahiyette bence olan akıl tezgahında dokunup,akıl libası bürünüp dile gelenler...

 

Türklük mevzuuna gelecek olursak her kavramı kendi özünden uzaklaştırdığımız gibi bunu da özünden uzaklaştırıp farklı kılıflarla algılıyor,hissi tahakkümümüzü buna da uyguluyoruz.Herkes bu kelimeyi duyduğunda bilir ki salt muhteviyatı itibariyle biyolojik,anatomik manalar içerir tercih edilen bir durum değildir.Bir milletin ferdinden doğmakla,bir milletin kanınını biyolojik mana da taşımakla ilgilidir değil mi?Irki olarak Türk doğmuşsan en başta Türk'sündür;İngiliz doğmuşsan İngiliz;Arap doğmuşsan Arap'sındır.Bu ilk kimliktir ırki kimliktir ve değiştirilemez,değişmez değil mi?Bundan sonrasını yaşadığın toplum,büyüdüğün topraktan beslendiğin kültür şekillendirir.Biyolojik,anatomik,karakteristik yapın Türk'tür ama İngiliz,Arap,Amerika kültürüyle hayatını şekillendirir,Müslüman,Hıristiyan ya da inançsız olarak bir kimliğe bürünebilirsin.Türk,Arap olmayı tercih edemezsin ama Müslüman,Hıristiyan,inançsız olmayı başka bir kültürü yaşamayı,kimliğini oluşturmayı tercih edebilirsin.Atalarımızın büyük çoğunluğu Göktanrı inancından sıyrılarak İslam'ı tercih etmişler tarihin geçmiş sayfalarında.Bu bir vaka.Efendim işte sopa zoruyla tercih ettiler yoksa İslam'la hiçbir ilgileri yok görüşleri de tartışılır ama bir inanç büyük bir sadakatle,değerle sahiplenilmişse orda sopa zorundan da bahsetmek çok akıllıca değil bence.Şu cümleleri sarfetmek de aynı derecede doğrudur kanımca:Türkler Müslüman olduktan sonra Türk oldular gibi...Hazar Türkleri Museviliği,Gagauz(Gökoğuz) Türkleri Hıristiyanlığı ve daha birçok Türk grubu İslam dışında azınlık olarak farklı bir din benimsemişlerdir.Şimdi onlara Müslüman olmadıkları için Türk değillerdir demek mesnetleri mantıklı olan bir söylem olmaz.Onlar da Türktür, Müslüman olanlar da Türktür.

 

Ama Türkler İslam'la öyle bir kaynaşmıştır ki ayırdedilemez bir bütünlük oluşmuştur doğrudur.Türkler Müslüman olduktan sonra civanmertliğimiz,korkusuzluğumuz,sevgimiz,alem-i nizam ülkümüz İslam'la daha bir pekişmiş ve Türkler İslam'ın bayraktarlığını üstlenmiştir.Dünya bizi böyle tanımıştır ve bu şekilde de algılamaya devam etmektedir.Bir başka ülkede Türk'ten bahsediliyorsa orda İslam algısı da beraberinde algılanır.Olgu budur bunu sahiplenmek ya da sahiplenmemek bundan gurur duymak ya da böyle tanınmaktan rahatsız olmak kişiye kalmıştır.Yok bu şekilde değil demek de inkardan başka bir hissiyat değildir.

 

Bugün Türklüğü algılarken ya din unsurunu ırkın da üstüne çıkarmak da ırki özellikleri de din olgusuna bağlamak da bir kısmımız ya da bir kısmımız din unsurunu tamamıyla görmezden gelmek de hatta bunun rahatsızlığını yaşamakta tarihini dahi reddetme noktasında bulunmaktadır.İki bakış da abartılmış hissiyatın tarihi anlamlandırma tezahürüdür bence.Ben Müslüman Türk'üm bundan da gurur duyuyorum,Müslüman olmayan Türk de soydaşımdır dindaşım olmasa da.

 

MUHABBETLE...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ya aslında pek niyetli değildim ama yine de bazıları sayesinde bir iki şey yazma zorunluluğu doğuyor...

Mecbur bırakmayın arkadaşlar...

Biraz okuyalım, ondan sonra konuşalım...

.

.

 

 

 

eee,bu sistemde tek düze eğitime destek verip,insanları normal eğitsel alandan uzaklaştıran ve İslamla alakası olamayan tarikatları,farklı dinleri destekleyenler düşünsün şimdi bu meyveleri.Birileri ekti,şimdide meyvesini beğenmiyor sanki..

dine karşı sertlik,asıl olan zavallı dinin suçu neyse .. insanlar faklı din suçlu nedense,hemen din.. yarın öbürgün ,bir ateist gurupta ya da dinsiz gurup,ortaya dehşet saçsa,tutup bütün ateizm felsefesini mi ve buna inananları mı yok edelim?insan unsurunun kendi başkadır,ortada ki temel kavramlar,dinler,kültürler,kabuller farklıdır. Hırsızlığın suç olması,hırsız kavramının olmamasını sağlamıyor.Ama siz illa kişi ile kavramı bir tutmakla uğraşıyorsunuz.

Siyaset ve çıkar durumları,insanların kavramlarıyla oynadıkça,bunları kullandıkça,bakalım daha neler duyacağız.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

......

dine karşı sertlik,asıl olan zavallı dinin suçu neyse .. insanlar faklı din suçlu nedense,hemen din.. yarın öbürgün ,bir ateist gurupta ya da dinsiz gurup,ortaya dehşet saçsa,tutup bütün ateizm felsefesini mi ve buna inananları mı yok edelim?

........

 

Ateist guruptan dehşet beklemeniz boşuna. Zira insanların yaptıkları felsefeleri (ideolojileri) ile örtüşür. Birisinde sizden olmayanla kardeş olun, diğerisinde ise ******* önerisi vardır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ateist guruptan dehşet beklemeniz boşuna. Zira insanların yaptıkları felsefeleri (ideolojileri) ile örtüşür. Birisinde sizden olmayanla kardeş olun, diğerisinde ise ******* önerisi vardır.

ben bir insandan herşeyi beklerim.. siz neye dayandırırsanız dayandırın.. bu yüzden de kolay etkilenmem.. tavsiye ederim.. dinli dinsiz, kardeş ya da değil, bizden ya da değil.. hiç farketmez.. insan davranışı her zaman ideoloji ile örtüşmez.. öyle olsa bir tane faiz yiyen müslüman, bir tane yalan söyleyen ya da sözünü bozan müslüman, bir tane zina eden müslüman, bir tane fakiri yolcuyu geri çevirmemiş müslüman,bir tane bir kez bile anne-babasına bağırmamış müslüman, bir kez bile harama bakmamış müslüman ,tövbeden sonra bir kez olsun günah işlememiş müslümanlar olurdu..bir dine inanmıyor oluşunuz,yansız yazabilme yetinizi engellememeli.Koca bir Kitabın ,sadece sizin inanmamanıza sebep gösterilen ayetleri yok,bi zahmet arada diğer ayetlere de bakın ve arada bile olsa güzel kavramlar olabileceğini keşfedin,bi zahmet..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ama Türkler İslam'la öyle bir kaynaşmıştır ki ayırdedilemez bir bütünlük oluşmuştur doğrudur.Türkler Müslüman olduktan sonra civanmertliğimiz,korkusuzluğumuz,sevgimiz,alem-i nizam ülkümüz İslam'la daha bir pekişmiş ve Türkler İslam'ın bayraktarlığını üstlenmiştir.Dünya bizi böyle tanımıştır ve bu şekilde de algılamaya devam etmektedir.Bir başka ülkede Türk'ten bahsediliyorsa orda İslam algısı da beraberinde algılanır.Olgu budur bunu sahiplenmek ya da sahiplenmemek bundan gurur duymak ya da böyle tanınmaktan rahatsız olmak kişiye kalmıştır.Yok bu şekilde değil demek de inkardan başka bir hissiyat değildir.

 

Bugün Türklüğü algılarken ya din unsurunu ırkın da üstüne çıkarmak da ırki özellikleri de din olgusuna bağlamak da bir kısmımız ya da bir kısmımız din unsurunu tamamıyla görmezden gelmek de hatta bunun rahatsızlığını yaşamakta tarihini dahi reddetme noktasında bulunmaktadır.İki bakış da abartılmış hissiyatın tarihi anlamlandırma tezahürüdür bence.Ben Müslüman Türk'üm bundan da gurur duyuyorum,Müslüman olmayan Türk de soydaşımdır dindaşım olmasa da.

 

MUHABBETLE...

 

Şimdi "alem-i nizam ülküsü" nedir?.

 

Her millet kendi tarihiyle barışık olmalıdır. Tarihini ayıklamamalıdır. tarihine makyaj yapmamalıdır.

 

Şöyle örnek vereyim.

 

.............

Viyana Seferi ;

 

Buna en basit bilimsel, tarihsel bakış nedir. Osmanlı İmparatorluğu, balkanlarındaki topraklarına yönelik olası saldırıları engellemek, Macaristanda yeni bir direnişle karşılaşmamak, cermenya ve galya bölgelerine olsası saldırılar için bir üs elde etmek amacıyla Viyana'yı almak için sefere çıktı.

 

Buna bir başka bakış daha vardır. ve anlatış. Osmanlı'lar Avrupa'ya ilim, irfan, barış, huzur götürmek için Viyana seferine çıktı.

........

Bilimsel ve tarihsel bakış İstanbul'un Fethi. Osmanlı'nın Konya tahtının boşalmasından sonra diğer türk beylikleriyle taht için mücadele etmektense "suyun akarı" dedikleri, kara ve deniz ticaret yolları, verimli toprakları, Asya ve Avrupa arasındaki köprü olması sebebiyle değerli olan marmara ve trakya'da devleti kurma projelerinin son halkası olarak İstanbul'u fethettiler.

 

Bir başka bakış. Fatih Sultan mehmet Hz Muhammed'in hadisinde kutladığı komutan olmak için İstanbul'u fethetti.

 

.........

Bilimsel ve Tarihsel bakış, Osmanlı Devleti, İstanbul'un Fethiyle İmparatorluk halini aldıktan sonra Avrupa, asya, ve afrika kıtasında bir çok sömürge ele geçirdi. Ele geçirdiği sömürgelerinde önem verdiği konu, ticaret ekonomisinin ağırlıkta olduğu Osmanlı İmparatorluğu için, kara ticaret yollarında önemli duraklar olması (kahire, kudus, bağdat, tebriz ), deniz hakimiyeti sağlayacak stratejik konumlarda olması.

 

Bir başka bakış. Osmanlı İmparatorluğu işgal ettiği ve ele geçirdiği yerleri, oraya ilim irfan götürmek, insanları huzur ve barış içinde yaşatmak için aldı. ...

 

Yani, Devlet dediğimiz olay din için savaşmaz, ilim irfan taşımak için savaşmaz, başka ülkeleri oraya yenilikler götürmek huzur sağlamak için işgal etmez.

Hun'lardan, Osmanlı'lara kadar hiçbir Türk devleti ve dünyada hiçbir devlet, "alem-i nizam" gibi ülküler için savaşmaz. Uğraşmaz. Çıkarları için savaşır sadece. Çıkarlarına uyan dostları olur, çıkarları çatışan düşmanları olur. Aynı milletten, aynı dinden düşmanları olabileceği gibi. Farklı milletlerden, farklı dinlerden dostları da olabilir.

 

Yani lafın doğrusu "devletin çıkarları için kardeş katlide vaciptir" olabilir.

 

İslamiyet Türk'lere ne getirmiş devlet bazında. Daha şevkli, daha azimli, daha savaşçı devlet mi yapmıştır? Hayır. Türkler islamiyetten öncede bu özelliklere sahiptiler. Çin'i işgal ettiler, Roma İmparatorluğunu vergiye bağladılar, Avrupa'da ülkeler fethettiler çok büyük başarılara imza attılar. Batılılar Attila'ya "Tanrı'nın Kırbacı" adını taktıklarında bildiğin putperestti Türkler.

 

Ama İslamiyet'le birlikte Anadolu Türk'leri arap devlet kültürüyle tanıştılar. Yerleşik bir devlet kültürü olmayan Türk'ler islamiyetle birlikte Arap'larla yakınlaştılar ve yeni bir devlet kültürü oluşturdular kendilerine. Ahilik, bektaşilik, mevlevilik, ismaililik gibi birbirinden farklı ve hatta kimi zaman birbiriyle çatışan İslam felsefeleri yeni devlet kültürünün oluşumunda büyük roller üstlendiler. Daha sonra bunu bizans'lılardan etkilenerek geliştirdiler. Ve artık göçebe yaşam süren devletlerin çağının kapandığı, sonlarının geldiği dönemde. Bu kültürle güçlü devletler kurdular. Devletler dinsel emirlerle fazla ilgilenmezler. Dinsel emirlerin işlerine gelen yanlarını uygularlar. İşlerine gelmeyenleri ya yok sayarlar, yada umursamazlar. Çıkarları için Papa'nın çağrısıyla haçlı seferine katılırlar. Papa'nın boşanma yasağı işlerine gelmeyince, Katoliklikten çıkıp yeni bir mezhep kurarlar. İşlerine gelince Papa'ya bağlılık yemini eder, katolik bir devlet olarak Papa'nın müttefikliğini isterler. İşlerine gelmeyince, Vatikanı kuşatıp, ele geçirip papayı tutuklar, tapınakları yağmalar, rahibeleri askerlere köle diye verirler. İşlerine gelince, Cihad çağrısına katılırlar. Mekke'de, Mekke emirinin misafiri konumunda olmayı, devlet itibari açısından sakıncalı buldukları için Padişah olarak hiçbiri hacca gitmez. Bu işler böyledir.

 

Ama dinlerin felsefeleri devletler üzerinde çok belirleyici olmuştur herzaman. Osmanlı Devlet iken Ahilik, İmparatorluk olduktan sornada bektaşilik ve mevlevilik, devlet üstünde her zaman belirleyici felsefeler olmuşlardır.

 

Milletler ve Devletler dinle açıklanamaz, din bir milad olamaz yani.

 

Bkz. İsa'yı idam eden, Hristiyanları yakaladığı yerde öldüren Roma İmparatorluğu, bir yüzyıl sonra. Hristiyanlığın merkezi haline gelmiştir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sıklıkla dile getiririm, ırkçılıkla dincilik ittifaka her an hazır potansiyel müttefiktirler diye...

 

Esassen dincilik, herkesle her şeyle ittifak yapmaya hazırdır. Bölücülükle de, sömürücülükle de, kölecilikle de, yeter ki ucunda menfaat olsun.

 

Kurdukları holdinglerin yapmadığı dolandırıcılık, sahtecilik kalmadı, battıklarında suç yine laik sistemin suçu oldu. Efendim laik sistem yeşil sermaye adını taktı, yaşatmadı! İktidara geldiklerinde aynı şey. Sistemin temeline dinamiti koy, fünyeyi tak, ateşleyiciyi eline al, kapatılınca "vay biz ne güzel düzlüğe çıkaracaktık, bırakmadılar!"

 

Yani ne diyeyim artık. Din gibi bir zihin uyuşturucuyu bulmuşlar, kullanabildikleri kadar kullanıyorlar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ben bir insandan her şeyi beklerim..

 

Şimdi biraz mantıkla bakalım.

Yani diyorsun ki insan hiç yoktan yok edici bir varlık olabilir. Bu mantıklımı sence?

 

siz neye dayandırırsanız dayandırın..

 

İnsanın ahlakı, bilgisi kadar değimlidir? Katliamı, insan ahlakı dışında bir olguya dayandırmak mümkün mü? Yanlış ahlakı oluşturan, alınan yanlış bilgiler değilmidir?

 

bu yüzden de kolay etkilenmem..

 

Etkilenmek için önyargılı değil, mantıklı olabilmek gerek. Ftyod bunu yapabilirmi? Bence yapar. Ama ayrıntıları kavraması gerek.

 

tavsiye ederim.. dinli dinsiz, kardeş ya da değil, bizden ya da değil.. hiç farketmez.. insan davranışı her zaman ideoloji ile örtüşmez..

 

Zihinsel hasta olmayan sağlıklı insanlarine iki türlü bakılır. Birisi içgüdüsel diğeri si kültürel.

İçgüdüsel davranışlar insanoğlunu katliam yapmaya yöneltmez. Buna kültürler, ideolojiler sebep olmaktadır. Bunlar dışındaki davranışı örnek gösterebilir misin?

 

öyle olsa bir tane faiz yiyen müslüman, bir tane yalan söyleyen ya da sözünü bozan müslüman, bir tane zina eden müslüman, bir tane fakiri yolcuyu geri çevirmemiş müslüman,bir tane bir kez bile anne-babasına bağırmamış müslüman, bir kez bile harama bakmamış müslüman ,tövbeden sonra bir kez olsun günah işlememiş müslümanlar olurdu..

 

Bu saydıkların tamamen kültürle izah edilen olgulardır. Verdiğin misallerden hareketle, yalan söylemeyi normal hale getirmiş aile yetişeni ile, yalanın kötü bir şey olduğunun vurgulandığı aile yetişeninin, yalan eylemi aynı olabilir mi?

 

bir dine inanmıyor oluşunuz,yansız yazabilme yetinizi engellememeli.

 

İnan ki yansız söylüyorum. Bir insanın pratiği teorisinden kaynaklanır. Dinler insana verilmiş teoriler değimlidir? Ahlak insana verilmiş teoriler değimlidir? Daha nasıl yansız olayım sayın ftyod.

 

Koca bir Kitabın ,sadece sizin inanmamanıza sebep gösterilen ayetleri yok,bi zahmet arada diğer ayetlere de bakın ve arada bile olsa güzel kavramlar olabileceğini keşfedin,bi zahmet..

 

İşte güzel söylüyorsun da maalesef daha detayına inemiyorsun. Kültürler iyileriyle kötüleriyle diyalektik (olgu, alternatifi, sonucu) olarak gelişir. Zamanla mantıken kötüler ayıklanır. “Koca kitabın” içindeki olgular sana göre mutlak doğru, bana göre ise insan kültürüdür. “Koca kitabın” içerisinde o çağın yanlışları gözükmektedir. Sen o kültüre Allah'ın sözleri olarak ön yargıyla bakarsın, diğerisi MAZDAH'ın doğruları olarak ön yargıyla bakar. Bu durumda benim yapacağım şey bu tip ilahi sanılan kültürlerin ilahi olmadığını, zamana ait toplum kültürleri olduğunu söylemek. Sana bu yanlışları başka nasıl anlatabilirim? Kaldı ki türban konusu da dahil olmak üzere tüm yanlışları zaman zaman vurguluyoruz.

 

Hadi diyelim ki yanlış olmasına rağmen“zamana göre doğrudur” savununuza sarılıyorsunuz. Ama kalkıp ta bunu güncellemeye çalışmanıza ne demeli? Bu mantıklımı?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İşte güzel söylüyorsun da maalesef daha detayına inemiyorsun. Kültürler iyileriyle kötüleriyle diyalektik (olgu, alternatifi, sonucu) olarak gelişir. Zamanla mantıken kötüler ayıklanır. “Koca kitabın” içindeki olgular sana göre mutlak doğru, bana göre ise insan kültürüdür. “Koca kitabın” içerisinde o çağın yanlışları gözükmektedir. Sen o kültüre Allah'ın sözleri olarak ön yargıyla bakarsın, diğerisi MAZDAH'ın doğruları olarak ön yargıyla bakar. Bu durumda benim yapacağım şey bu tip ilahi sanılan kültürlerin ilahi olmadığını, zamana ait toplum kültürleri olduğunu söylemek. Sana bu yanlışları başka nasıl anlatabilirim? Kaldı ki türban konusu da dahil olmak üzere tüm yanlışları zaman zaman vurguluyoruz.

 

şimdi sevgili bilimselci, en yansız ve tarafsız olabileceğim bir bakışla konuşayım ;

 

sence gerçekten dinler o toplumların kültürleri olabilir mi? İyi ve kötü kavramlarını toplumun kültüründen almış olabilir mi? Tüm dinlerin ister semavi, ister pagan olsun sancılı bir süreçle doğduğunu ve ilk elden toplumun büyük tepkisiyle karşılaştığını düşünürsek. Ya da toplum kültüründen farklı birşey içermiyor olsalardı, çekicilikleri olabilir miydi? Toplumun iyi dediği birşeyin iyi olduğunu söylemek ne gibi bir farklılık yaratabilir ki? Nasıl dikkat çekebilir? Ve nasıl bir değişim yaratmış olabilir o zaman?

 

tüm dinler toplumlarda sosyolojik ve kültürel köklü değişimler yaratmıştır. Dinlerin bilinen tüm kurucuları ilk elden kendi toplumlarından büyük tepkiler görmüş, söyledikleri infial yaratmıştır. Ve birçoğunun dini ölümünden yüzyıllar sonra yayılmıştır.

 

en basiti düşünürsek ben düzmece bir din kurmaya karar versem. Toplumun halihazırdaki iyileri ve kötülerini yinelemezdim. Aksine toplum kültürüne varolan değerlerine, dikkat çekicek şekilde muhalefet ederdim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sıklıkla dile getiririm, ırkçılıkla dincilik ittifaka her an hazır potansiyel müttefiktirler diye...

 

Esassen dincilik, herkesle her şeyle ittifak yapmaya hazırdır. Bölücülükle de, sömürücülükle de, kölecilikle de, yeter ki ucunda menfaat olsun.

 

Kurdukları holdinglerin yapmadığı dolandırıcılık, sahtecilik kalmadı, battıklarında suç yine laik sistemin suçu oldu. Efendim laik sistem yeşil sermaye adını taktı, yaşatmadı! İktidara geldiklerinde aynı şey. Sistemin temeline dinamiti koy, fünyeyi tak, ateşleyiciyi eline al, kapatılınca "vay biz ne güzel düzlüğe çıkaracaktık, bırakmadılar!"

 

Yani ne diyeyim artık. Din gibi bir zihin uyuşturucuyu bulmuşlar, kullanabildikleri kadar kullanıyorlar...

 

Sayın demirefe yazınızı okuyan da dem vurduğu din değil de Kapitalizm der.Yazınızda din kelimesi yerine Kapitalizm koysak hiç de yadırganmaz.Dini kapitalist zihniyetler kendi çıkarları için kullanmıyorlar mı evet kullanıyorlar.Amacınız ikisini de aynı görüp din eleştirisi yapmak gibi görünüyor.Yukarda yazdıklarınızı kim ne adına yapıyorsa yapsın ben de eleştiriyorum ki eleştirilmeli.Eleştirilen mantığı dinin özüne atfetmek de çok gerçekçi,tarafsızca olmasa gerek yanılıyor muyum?Kişilere bakıp özle ilgili genelleme yapıyorsunuz dini Kapitalizm'le özdeşleştiriyorsunuz.Kapitalist zihniyetli dini kendi menfaatleri için kullananlar var doğru;ama kapitalist zihniyeti dine bağlamak ancak din alerjisinin hissi çıkarsamasıdır yanlış mı?

 

İkinci kısımda eleştirdiğiniz mantığı karşı cenahın da kullandığını görebiliyor muyuz sayın demirefe?Bu ülke niye bu hale geldi sorusuna:Hem dincilerin suçu onlar iktidardaydı bu hale getirdiler cevabı verilir sanal bir vicdani rahatlama da akabinde gelir.Şimdi de dini iktidarlar işte bize izin vermiyorlar çalıştırmıyorlar bahanesini savunuyorlar düsturunu eleştiriyorsunuz.Laik(!) cenahın savunmasıyla diğer cenahın savunması arasındaki fark nedir sayın demirefe?Mantık eleştirilecekse ikisi arasında bir fark göremiyorum.Ama şunu görmemek için ama olmak gerek ikdidarda dindar iktidarlar bulunur devleti iktidar da olmayan, tek başımıza iktidar olamadık diyenler yönetir nasıl bir işse!Biz iktidara gelemiyoruz bunların yüzünden mantığı,savunması ne kadar gerçekçi ise ''Bize izin vermiyorlar-engel oluyorlar...''mantığı da savunması da buna mukabil on kat daha gerçekçidir...Siz dinle uyutuyorlardan şikayetçisiniz dinle sizi uyutamıyorlar; bir kısım da laiklikle uyutmaya çalışıyorlardan şikayetçi onları da laiklikle(!) uyutamıyorlar garip değil mi ikisi de...

 

MUHABBETLE...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yalnız şuna dikkat çekmek isterim ki:

 

İnsanlık tarihinde hiç din diye bir şey yokken, belli aralıklarla birileri gelip din ortaya atmış değillerdir. Yani din yoktu, insanların din diye bir düşünceleri yoktu, biri çıktı, ortaya bir din düşüncesi attı, dinsiz insanlar ona tepki gösterdiler! Böyle bir şey yoktur. Yeni bir din çıktığında eski bir din vardı, yeni dine tepki gösterenler eski dine inananlardı. Din insanlığın gündeminin dışında hiç olmamıştır. Dindarlara yapılan baskıları hep başka bir dinin mensupları yapmıştır.

 

Pagan-semavi ve düzmece-gerçek din ayrımları ise temelsizdir, neyin düzmece neyin gerçek olduğuna kim karar vermiş? Semavi nedir, tapılan şeyin görünür veya görünmez oluşu neyi değiştirir?

 

Din bir insanlık kültürüdür, insanlığa semadan, uzaydan, herhangi bir dış kaynaktan gönderilmiş bir olgu değildir...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Eleştirilen mantığı dinin özüne atfetmek

Dinin özü diye bir şey yoktur. Din gökten gelmiş, insan düşüncesinden ve tasarımından soyut bir olgu değildir ki yanlış uygulanıyor, özünden uzaklaşmış, kopmuş olsun? Bu düşünce, gökte levhi mahfuzda yazılı bir din var, yere indirilmiş, insanlar onu anlıyor ya da anlamıyorlar düşüncesidir. Böyle bir şey yoktur. Din, insan düşüncesi ürünü, insanlık kültürü bir olgudur.

 

İkinci kısımda eleştirdiğiniz mantığı karşı cenahın da kullandığını görebiliyor muyuz

Din düşüncesi ile laiklik düşüncesini asla karşı taraflar ve denk unsurlar olarak ele alamayız. Biri dogmalara dayalı, zihni felç eden ve uyuşturan bir olgu, diğeri bu dogmaları kıran, düşünceyi özgür bırakan bir olgu.

 

Öyle bir rekabet ve hasımlık zaten yok. Bu dincilerin hüsnü kuruntusu...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

şimdi sevgili bilimselci, en yansız ve tarafsız olabileceğim bir bakışla konuşayım ;

sence gerçekten dinler o toplumların kültürleri olabilir mi?

 

Yansız ve tarafsız olduğunu iddia ediyorsun. İlave olarak bende netlik isteyeceğim sevgili cyrano. Sence din kültürleri, ilahi emirler midir?

 

İyi ve kötü kavramlarını toplumun kültüründen almış olabilir mi?

 

Bilim felsefesinin ölçü disiplini mantık böyle diyor. Ben buna tarafım.

 

Tüm dinlerin ister semavi, ister pagan olsun sancılı bir süreçle doğduğunu ve ilk elden toplumun büyük tepkisiyle karşılaştığını düşünürsek.

 

Devrim nitelikleri taşıyan ideolojilerin sancılı olduğunu benden iyi bilirsin sayın cyrano.

 

Ya da toplum kültüründen farklı birşey içermiyor olsalardı, çekicilikleri olabilir miydi?

 

Devrim niteliği taşıyan ideolojileri toplumun bazı kesimi “çekici” bazı kesimi de itici bulabilir. Tıpkı dinler gibi. Alt tarafta sende doğrulamışsın ilk evrelerde tepki görmüştür diyerek. Sosyal reformlar hep böyledir. Şu sıralarda AB den ithal ettiğimiz reformların bazılarını, bazılarımız farklı yorumlamıyormuyuz?

 

Toplumun iyi dediği birşeyin iyi olduğunu söylemek ne gibi bir farklılık yaratabilir ki? Nasıl dikkat çekebilir? Ve nasıl bir değişim yaratmış olabilir o zaman?

 

Değişimler, ihtiyaç olarak toplumların üretim ve paylaşım gereksinmelerinden doğar. Sınıflar için farklılık taşırlar. Gelenekçi, rantçı, dogmacı, çalıştıran, çalışan vs kesimler için doğrulukları, yanlışlıkları ile hep dikkat çekicidirler, değişim sancısı yaratırlar.

 

tüm dinler toplumlarda sosyolojik ve kültürel köklü değişimler yaratmıştır. Dinlerin bilinen tüm kurucuları ilk elden kendi toplumlarından büyük tepkiler görmüş, söyledikleri infial yaratmıştır. Ve birçoğunun dini ölümünden yüzyıllar sonra yayılmıştır.

 

Elbette bunun aksini söylemek zaten mümkün değil. Sosyal, kültürel değişimler hep böyledir. Ancak getirilen değişimlerdeki insan değerinin etkenliğinin ne dereceliği tartışılabilir. Referans insan değeri olduğunda, olumlu, olumsuz yönleri basitçe belirlenebilir.

 

en basiti düşünürsek ben düzmece bir din kurmaya karar versem. Toplumun halihazırdaki iyileri ve kötülerini yinelemezdim. Aksine toplum kültürüne varolan değerlerine, dikkat çekicek şekilde muhalefet ederdim.

 

İyilerden yada kötülerden soyut olarak nasıl bilgi üretebilirsin ki sayın cyrano. İnsanoğlu için bu mümkünmü? Yaşamın diyalektiğinde bu nasıl mümkün olabilir? Sende burada şimdi “ha insanoğlu için mümkün değilse ilahi kavramlar olamazmı” diyeceksin. Elbette olamaz, çünkü ilahi kavramlardaki her “iyilik, kötülük” kendi toplumunun öncesinden ve diğer toplumların iyileri/ kötülerinden alınmadır. Hatta soyut varlıkların, tapınma şekillerinin tanımı bile. Öyle değilmi?

 

İnsanlık tarihinde hiç din diye bir şey yokken, belli aralıklarla birileri gelip din ortaya atmış değillerdir. Yani din yoktu, insanların din diye bir düşünceleri yoktu, biri çıktı, ortaya bir din düşüncesi attı, dinsiz insanlar ona tepki gösterdiler! Böyle bir şey yoktur. Yeni bir din çıktığında eski bir din vardı, yeni dine tepki gösterenler eski dine inananlardı. Din insanlığın gündeminin dışında hiç olmamıştır. Dindarlara yapılan baskıları hep başka bir dinin mensupları yapmıştır.

 

Pagan-semavi ve düzmece-gerçek din ayrımları ise temelsizdir, neyin düzmece neyin gerçek olduğuna kim karar vermiş? Semavi nedir, tapılan şeyin görünür veya görünmez oluşu neyi değiştirir?

 

Din bir insanlık kültürüdür, insanlığa semadan, uzaydan, herhangi bir dış kaynaktan gönderilmiş bir olgu değildir...

:clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ideolojilerde uzaydan gelmedi. Ama kültürün sonucu değil kaynağılar dimi.

 

Kültürden doğmuyorlar, kültür doğuruyorlar.

 

Yani yoktan var olduklarınımı söylemek istiyorsun ideolojilerin sayın cyrano? Yoksa benmi yanlış anladım?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İdeolojilerin, dinlerin ve kültürlerin birbirinden ayrılmaz derecede girik olduğunu ve bu şekilde ele alınması gerektiğini düşünüyorum. Türban meselesi de bunun bir örneği sanırım...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dinin özü diye bir şey yoktur. Din gökten gelmiş, insan düşüncesinden ve tasarımından soyut bir olgu değildir ki yanlış uygulanıyor, özünden uzaklaşmış, kopmuş olsun? Bu düşünce, gökte levhi mahfuzda yazılı bir din var, yere indirilmiş, insanlar onu anlıyor ya da anlamıyorlar düşüncesidir. Böyle bir şey yoktur. Din, insan düşüncesi ürünü, insanlık kültürü bir olgudur.

 

Din düşüncesi ile laiklik düşüncesini asla karşı taraflar ve denk unsurlar olarak ele alamayız. Biri dogmalara dayalı, zihni felç eden ve uyuşturan bir olgu, diğeri bu dogmaları kıran, düşünceyi özgür bırakan bir olgu.

 

Öyle bir rekabet ve hasımlık zaten yok. Bu dincilerin hüsnü kuruntusu...

 

Dinin özü diye bir şey yoksa niçin kapitalizmin özünü dinle ilişkilendirip özden hareketle din böyledir eleştirisi yapıyorsunuz?Siz başka bir özü eleştiriyorsunuz bu din değil o zaman sayın demirefe?Sürekli bilimselliği ön safta tutan,vurgulayan bir anlayışın arkasından bilimin neresiyle alakalı olduğunu çözemediğim kırmızı cümleleri neye dayanarak söylüyor olmanız şaşırtıyor insanı.Bilimin ispat alanın dışında olan bir alanda kesin yargılar kullanıyorsunuz sonra bilimsellik halleri sergilemeye çalışıyorsunuz.Din:İnsanlık düşüncesi ürünü,bir kültürdür.Kanıt:Hangi bilim bugün için genel geçer bir kanun koymuştur dinin salt insan ürünü olduğuna dair.Düşüncelerin kaynağını,ilk sebebini bulabilmiş midir bilim?

Eğer dini çürüten bilimsel bir gerçeklikten bahsediyorsanız nerdedir bu gerçek ya da kesin konuşmayı sağlayan kanun sayın demirefe?Dinin kendini bilimsel kanıtlama gibi bir derdi yoktur söylediği bilimin ötesindedir çünkü;ama dini bir gerçekliği bilimsel yalanlarsanız bilimsel temelini de söylemek zorundasınız çünkü bilime atıfta bulunuyorsunuz demektir.

 

Ben yazımda dinle laikliği birbirinin alternatifi olarak gösterdiğimi hatırlamıyorum bunu biliyorum.Ama birileri laikliği dinin alternatifi olarak görmeye çalıştığı için duruşlar da bu temelde şekilleniyor.İspatı kendi cümlelerinizde sayın demirefe.Dine doğmalara dayalı,zihni felç eden ve uyuşturan bir olgu der ve böyle görürseniz arkasına da alternatifmiş gibi bir anlayışı laikliği kendinizce bir dinmiş gibi tanımlayan cümleleri zikrederseniz, din olursa laiklik olmaz laiklik olursa din olmaz manasını çok kolay çıkarırız bu cümlelrden de.Din laikliğe karşıdır anlayışını benimsemenize bir şey demem de laiklik dine karşı değildir,dinsizlik değildir derseniz yazdığınız cümleleriniz afaki,fuzuli olur.Laikliği din alternatifi olarak sunarsanız laiklik de bir din olur ve din karşıtıdır demenize gerek kalmaz artık...

 

MUHABBETLE...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"AVRUPA'DA ÖYLE AVRUPA'DA BÖYLE" DİYENLERE

 

Brüksel İş Mahkemesi, başörtüsüyle çalışmak istediği gerekçesiyle işine son verilen ve işvereni hakkında dava açan kadını haksız buldu.

 

Belçika'da kitap ve kırtasiye satışı üzerine mağazalar zinciri bulunan "Club" şirketi, bir kadın çalışanının işyerinde başörtüsü kullanma talebini geri çevirmiş, kadının buna rağmen işyerine başörtüsüyle gelmesi üzerine, aynı gün işine son vermişti.

 

Uzun yıllar "başörtüsü takmadan" çalıştığı işten çıkarılan kadın, Brüksel İş Mahkemesi'ne başvurarak işvereni aleyhinde dava açmış, Müslüman olduğu gerekçesiyle ayırımcılığa hedef olduğunu savunmuştu.

 

Mahkeme işveren hak verdi

 

Mahkeme, kararında, "din özgürlüğünün tartışma konusu olmadığını ve sorgulanmadığını" belirterek, işverenin işçiyi "bir dine bağlılığı" nedeniyle değil, "işyerinde herkese uygulanan kuralları kabul etmemek" gerekçesiyle işten çıkardığını kaydetti.

 

İşyerinde müşterilerle doğrudan teması olanların, "görünür bir şekilde herhangi bir dini giysi ve sembol taşımayacağı" kuralını bütün personeline uygulayan "Club" firması, savunmasında, bu tür girişimlerin, "firmanın tarafsız, her kesime açık, aile havasındaki imajını yıpratabileceği" görüşünü ön plana çıkardı.

 

Mahkeme kararında, insanların dini görüşlerini yansıtma özgürlüğünün kısıtlanabileceği, inançları uygulama ve yansıtma şeklinin "düzen bozmaması gerektiği" üzerinde durdu.

 

Brüksel İş Mahkemesi, bir ticari şirketin iç kurallarına göre, müşterilerle doğrudan temas halinde olan personelin kıyafetine ve özellikle dini semboller kullanmasına müdahale edebileceğine, bunun, "şirketin imajı açısından" önemli görülebileceğine işaret etti.

 

Kuralları daha önce kabul etmişti

 

Kararda, tüm personele veya çalışanların bir bölümüne uygulanan bu tür bir kuralın "ayırımcılık" olarak algılanamayacağı, yıllarca başörtüsü kullanmadan çalışmayı kabul eden ve işveren tarafından koyulan kuralları bilen davalının işveren tarafından önceden uyarıldığı, bu kurallara karşı çıkarak, "işten derhal atılmasını haklı kılan ağır hatada bulunduğu" bildirildi.

 

 

(Alıntıdır)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Türkler Saman dininden Islama gecmislerdir,Türk tarihi 5000 yillik bir dönemi kapsar bilinen kadariyla.Türk tarihini müslüman takvime göre ayarlamak biraz bilim yoksullugu anlamina gelir ki müslümanlarin cogusunda bu bilim noksanligi maalesef vardir ama bizim yapabilecegimiz birsey yok,ne diyelim Allah onlari hidayete erdirsinde belki gec olmadan bilgi sahibi olmayi denerler.Hülya Avsardan nasil televizyoncu olursa bazilarindanda böyle ham tarihci oluyor iste.Türkler müslüman degildiler sonradan oldular ve müslüman olmayan daha milyonlarca Türk var dünyada.Müslüman olan Türkler Araplarada gercek müslümanligin nasil oldugunu ögrettiler,ama icimizde hala din simsarlarinin olusu bir talihsizliktir Türkiye adina.Bu din simsarlari aynen Araplara benzer ve herkeside Araplara benzetmeye caba gösterirler.

Türklerin tarihini inkar edenler zaten Türk milletine ait degildir bu nedenle Türk milletine ait olmayanlarin böyle iddialar ortaya atmalari cok dogaldir,onlari hos görmek gerekir ne yapsinlar Arap tarihi okumaktan firsat bulupta Türk tarihimi okuyacaktilar.

 

 

saygilarla

Müslümanlarin cogunda bilim noksanligi var olduguna göre ve biz Türk'ler de 99% müslüman oldugumuza göre bizim de cogumuzda bilim noksanligi var, bunun üzerini cizmek istedim. Ben bazi yorumlarimda yazmistim zaten, hasta bir toplum oldugumuzu ve terapiye ihtiyacimizin olduguna. Sizde bilim konusunda getirmis oldugunuz tesbitle haklilik payimin ne kadar fazla oldugunu gösterdiniz tesekkürler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.