Canraşit tarafından postalanan herşey
-
Teori Kanıtlanırsa Kanun Olur
Evet ben de aynen bunu anlatmaya çalışıyorum. Orada da gösterildiği gibi Hipotez kanıtlanınca Teoriye gidilir. Teorik bilgi kanıtlanınca olgu olmaz.
-
Felsefe İle İlgili (Klasik/Modern Bilim Temelinde) Tartışmalar
Bravo, çok güzel de, bilimsel kavramların gerçek olduğunu, olgu olmadığını söyleyen biri mi var bu başlıkta onu anlamadım ?
-
Felsefe İle İlgili (Klasik/Modern Bilim Temelinde) Tartışmalar
İşte felsefe demek için de sistematik düşünce şart. Onu anlatmaya çalışıyorum. Önce felsefe, sonra din ve bilim değil, önce din sonra felsefe, ondan sonra da bilim doğmuştur. Zaten bütün kaynaklarda bu yazar.
-
Felsefe İle İlgili (Klasik/Modern Bilim Temelinde) Tartışmalar
Şimşeğin çaktığını görünce gökteki bir şeyin kızdığını sanmak sistematik düşünmek değildir. Doğal olarak görünemeyen bir şeyin öfkesini algıladığını düşünmek başkadır, o şeyin ne olduğunu ve neden kızdığını düşünmek ve bunun üzerine metafizik bilgi üreterek Dine ulaşmak başkadır. Ve çok sonrasında Dinden bağımsız düşünmek, sistematik düşünme ile Felsefe yapmak, hatta dinin de felsefesini yapmak çok başkadır.
-
Felsefe İle İlgili (Klasik/Modern Bilim Temelinde) Tartışmalar
Yanlışlanamayan doğrudur gibi bir mantık olamaz. Mesela, Cin, Peri, Tanrı yanlışlanamadığı için doğru mu demeliyiz ?
-
Felsefe İle İlgili (Klasik/Modern Bilim Temelinde) Tartışmalar
Tabii gözlem kavramı fenomenin bize gelip " abi bende bilgi var " demesi şeklinde olacağı anlaşılıyorsa, hiç bir fenomende bilgi olduğu ya da olmadığı gözlemlenemez. Zira, gözlem de zaten insana ait, o olmadan olmayan bir eylemin kavramıdır. Bilimin ise böyle bir yargısı yoktur. Olsa, Metafizik bir iddiada bulunmuş olurdu. Bizim fenomenden türettiğimiz bilgilerin gerçekten fenomende olup olmadığını bilemeyiz. ANCAK; elde ettiğimiz bilgi yeni gözlemle yanlışlanırsa, o bilgi fenomene ait değildir diyebilme hakkımız doğar. Aksi halde bilemeyiz.
-
Felsefe İle İlgili (Klasik/Modern Bilim Temelinde) Tartışmalar
Bu anlatılan Modern Bilim oluyor. Madem, Modern tanımlarla karar vereceğiz, Dinden önce ilkel felsefe diye de bir şey de yoktur o zaman ve zaten yoktur da... Kendi kendini çürütme diye buna denir tam olarak. İlkel bilimde gözlem yeterli idi. Yıldızları, Güneşi, Ayı gözlemleyip onların hareketlerinin periyotlarını saptamak ve geleceğe yönelik öngörü yapmak, önlem almak yazının bulunmasından bile öncedir. Buradaki yanlış mantığa göre pekala İlkel insan önce doğal olarak bilinenlere odaklanıp kendi hayatını garantilemeye uğraşmış, ondan sonra bilinenlerin nedenlerini düşünmeye başlamış ve felsefeyi yaratmış, ondan sonra da Metafizik nedenler uydurmuş olabilir. Aslında tabii ki böyle bir şey de yok. Şimşeğin çaktığını görünce gökteki bir şeyin kızdığını sanmak sistematik düşünmek değildir. Doğal olarak görünemeyen bir şeyin öfkesini algıladığını düşünmek başkadır, o şeyin ne olduğunu ve neden kızdığını düşünmek ve bunun üzerine metafizik bilgi üreterek Dine ulaşmak başkadır. Ve çok sonrasında Dinden bağımsız düşünmek, sistematik düşünme ile Felsefe yapmak, hatta dinin de felsefesini yapmak çok başkadır.
-
Felsefe İle İlgili (Klasik/Modern Bilim Temelinde) Tartışmalar
He, o yüzden. Bilimin fenomende bilgi var mıdır, yok mudur gibi bir konu ile ilgili olumlu veya OLUMSUZ bir yargısı yoktur. Dolayısıyla, BU KONU FELSEFİ BİR KONUDUR. Eğer bu konuda felsefe yaparken bilimsel tabanı olsun diyorsak, söyleyebileceğimiz tek yargı; " bilemiyoruz " olacaktır, benim söylediğim gibi... Yarın bir uzaylı ile tanışırsam ve bana fenomenden bizim bilgimizden farklı bir bilgi türettiğini söylerse, ANCAK O ZAMAN kendi bilgimin yanlışlığı anlamında " Fenomende bilgi yoktur " derim. Gerçekten fenomende bilgi olup olmadığını öğrenmek için ise; Fenomenin kendisini konuşturmaktan başka çare yoktur. Böyle bir şey olamayacağına göre de, olumlu veya olumsuz bir yargıda bulunmanın bilimsel bir tabanı zaten yoktur.
-
Kedi
Kendi deneyimi olması şart olmadığı gibi bu bir refleks de olmayabilir. Başkalarının başına gelenleri gözlemleyerek, mağaraya sığınanların kurtulduğunu gözlemleyerek bir olguya ulaşabilir, yani bilimsel bir bilgiye, " Şimşek çaktığında mağaraya sığınılarak hayatta kalınabilir " . Zira, Felsefe bilinmeyenler üzerine yapılır. Somut olarak bilinenler üzerinden bilgi üretmeye Bilim denir.
-
İslam Toplumları Olarak Nerede Yanlış Yapıyoruz
Katoliklik ile Protestanlık arasındaki fark dindarlık düzeyi farkı mı ? Yoksa, kilisenin kurumsal olarak sistemde, yönetimde söz sahibi olması ile olmaması farkı mı ? Ayrıca, İspanya, İtalya, Fransa hangi mezhep ağırlıklı ? Fark laiklik farkıdır. Laiklik de Burjuva devrimi ile yapılır. Ama emperyalist ülkelerin hiç bir zaman işine gelmez. Venezuella'nın petrollerini sömürmek için yıllarca Bolivarcı devrimin geriye götürülmesi için çalıştılar. Ama Chavez buna engel olarak devrimi devam ettirdi ve ileriye taşıdı. Şili'de Allande'ye neden ABD destekli darbe yapıldı ?
-
Teori Kanıtlanırsa Kanun Olur
Bir olgunun " nasıl "ını açıklayan Hipotezler makul sayıda test edilip, kanıtlanırsa, buradan teoriye gidilir. Yani, Teori olgunun " nasıl "ının tutarlı açıklamasıdır. Yeni gözlem ile yanlışlanan; teoridir, Teori yanlışlanırsa, yeni hipotez ortaya atılır ve test edilir. O da kanıtlanırsa, buradan yeni teoriye gidilir. Geçerliliği yeni gözleme kadardır. Teori kanıtlanınca olgu olmaz. Olguya yeter sayıda gözlem ile ulaşılır. Farklı bir gözlem olguyu değiştirir. Bunun teori ile yani olgunun mekanizmasının açıklanması ile ilgisi yoktur. Olgu değişince zaten teori otomatikman geçersiz hale gelir. Mesela, 1000 tane Kuğunun beyaz renkli olduğunu gözlemlemiş olalım. Buradan Kuğular Beyaz renklidir şeklinde bir olguya ulaşırız. Bunun nasıl olduğunun açıklanmak için hipotez üretiriz ve bu hipotezi test ederiz. Mesela, beyaz renge bir genin sebep olduğu hipotezini test ederiz, bunu kanıtlarsak, genetiğe dayalı bir teorimiz olmuş olur. Fakat, yeni bir gözleme göre, beyaz rengin genden kaynaklanmadığı bilgisine ulaşırsak, farklı bir hipotez öne süreriz. Mesela, doğduklarında siyah renklileridir de sonradan beyazlaştıklarını gözlemlersek, açıklamamız çevre şartlarını temel alabilir. Bu hipotezimizi test edip kanıtladığımızda ise, yani mesela Kuğular yalnızca Kutuplarda yaşasın. Beyaz rengi ortama uyum, güneşten azami ölçüde faydalanma ile açıklayalım. Bu Teorimiz de ancak sonradan beyazlaşmayan bir kuğu gözlemlediğimizde geçersiz olur. Ama 1000 tane beyaz kuğudan farklı olarak Siyah yetişkin bir kuğu gözlemlediğimizde, Kuğular Beyaz renklidir olgumuz artık olgu olmaktan çıkar. Dolayısıyla, kuğuların beyaz olmasını açıklamak için geliştirdiğimiz teorilerimiz de bir anda anlamsız ve doğal olarak geçersiz hale gelir.
-
Seçiminizi Yapın: Bu On Kadından Hangisiyle Rakı İçerdiniz?
Tatlı Şarap tabiri yalnızca Kırmızı şarap için kullanılır. Dömisek şarap ise zaten Beyaz Şarap için kullanılan bir tabirdir. Ayrıca, Sek ile Dömisek arasındaki alkol oranı farkı yalnızca % 1-2 mertebesindedir. Yani, 1 kg şekerin fermentasyonundan bire bir doğru orantı ile 1 kg Alkol üretilmez. Şekerin alkole dönüşmesi süreci yatayla 45 dereceden daha düşük bir doğru orantılı eğri ile ifade edilebilir. Buna göre, atıyorum, 1 kg şekerden 0,8 kg Alkol elde edilir. O nedenle daha önce yazdığım cümleler aynen geçerliliğini korumaktadır. Yani; " Sek, Dömisek ayrımı Şaraplar için alkol oranınında değil, şeker oranınında bir ayrım belirtir. O nedenle, sek içtim ayyaş oldum, dömisek içtim kral oldum gibi bir şey söz konusu olamaz. Yavaş ve az içmek ve hızlı ve çok içmek böyle anlatılmaz. "
-
Seçiminizi Yapın: Bu On Kadından Hangisiyle Rakı İçerdiniz?
Aslında sorun yorum yapmakta da değil. Bazı öznellikler içeren bir konuya mutlaklık atfetme. Ben de ilk iletimde sanırım böyle yapmışım. Yani, asıl hatayı başlatan benim iletim olmuş ve üstüne arada yazdıklarınızı, oy kullanmamış olduğunuzu görmemişim. Neyse kusuruma bakmayın, oldu bir kere, siyaset dışı sohbet etmiş olduk biraz, en azından bu kar.
-
Seçiminizi Yapın: Bu On Kadından Hangisiyle Rakı İçerdiniz?
Sek, Dömisek ayrımı Şaraplar için alkol oranınında değil, şeker oranınında bir ayrım belirtir. O nedenle, sek içtim ayyaş oldum, dömisek içtim kral oldum gibi bir şey söz konusu olamaz. Yavaş ve az içmek ve hızlı ve çok içmek böyle anlatılmaz. Ayrıca, Dömisek tatlı olduğu için yemeklerden önce aperatif olarak alınanlar sınıfındadır. Yemekle içilen şaraplar çok şeker içermez.
-
Seçiminizi Yapın: Bu On Kadından Hangisiyle Rakı İçerdiniz?
Şimdi, gelelim, Arabesk = Hüzün yanlış algısına. Öyle değildir. Arabesk yoz kültürdür. Müzik anlamında Türk Müziği rafine bir kültürdür, incelikleri, yaşam kültürüne yansımaları vardır. Yalnız Arabeski de tam olarak dışlamıyorum, onun da güzel örnekleri vardır. Ama Rakı bana göre Türk Müziği ile içilir veya muadili olan aynı duyguyu veren çok nadir başka müziklerle de içilebilir.
-
Seçiminizi Yapın: Bu On Kadından Hangisiyle Rakı İçerdiniz?
Evet, işte benim için maalesef öyle, " bana göre " öyle. Konuyu tartışma dışı tutan da bu öznellik zaten. Ama güzel adamdır severim, o ayrı.
-
Seçiminizi Yapın: Bu On Kadından Hangisiyle Rakı İçerdiniz?
Roman kahramanı olduğunu saymazsak, Quasimodo'yu birisi bize gerçek bir kişi gibi detaylı anlatsa ya da kendisi kendisini öykülerinde anlatsa tanışıklığımız olmamış mı olur ? Buradaki aynı mantıkla, sizin Tomris Uyar'la da rakı içmemeniz gerekir ve hatta bu başlıkta oylama yapmamanız, fikir beyan etmemeniz de gerekir. :
-
Seçiminizi Yapın: Bu On Kadından Hangisiyle Rakı İçerdiniz?
Bu kültüre her yönü ile sahip olduğunu varsaysak, mesela Quasi Modo ile de içer misiniz ? Bana sorarsanız ruhen Güzel insandır kendisi, rakı içme potansiyeli vardır, o ayrı ama yani işte, bence yine de gerekli şartlardan birini sağlamaz...
-
Kedi
Şimşek karşısındaki bu ilk tepkiyi de Bilimin başlangıcı sayalım o zaman. Bu mantığa göre yeni sıralamada şöyle olmalı : Bilim, Felsefe, Din...
-
Seçiminizi Yapın: Bu On Kadından Hangisiyle Rakı İçerdiniz?
http://www.youtube.com/watch?v=4Rw4-oc77HQ
-
İnsan Olmayan Bireyler
-
Seçiminizi Yapın: Bu On Kadından Hangisiyle Rakı İçerdiniz?
Bu kadınla rakı içerim ben arkadaş, kimse mani olamaz !
-
Seçiminizi Yapın: Bu On Kadından Hangisiyle Rakı İçerdiniz?
Yabancısı yerlisi fark etmez, bir insanı sevdiğimiz için onu güzel buluruz. Onu güzel bulmak için şahsen tanışmak da gerekmez. Tomris Uyar’ı öykülerinden tanıyoruz, kendimize yakın buluyoruz, seviyoruz. Ben de Deborah Harry’i şarkılarından, müziğinden, şarkı sözlerinden tanıyorum, seviyorum. Yani bunlar ruhen de güzel insanlar. Aynı şekilde böyle güzel insanlar aynı zamanda hüzünlü, dertli, efkarlı bir ruha sahip iseler, işte o zaman birlikte rakı içilme potansiyelleri de var demektir. Birlikte rakı içilme potansiyeli olanların da rakı kültürünü öğrenmesi kolay olur. Zira, sofrada övünüp duranla da, full neşeli olanla da, sürekli ego tatmini peşinde olanla da istediği kadar rakı kültürünü bilsin, “ rakı içilmez “.
-
Kedi
Şimdi burada kimse pat diye bir şeyin çıktığını iddia etmiş değil ama hal böyle iken savunmanın bunun üzerine kurgulanmış olması yazdıklarımın anlaşılmamış olduğunu gösteriyor. Burada itiraz konusu tarihsel sıralama üzerine, yani felsefe, din, bilim sıralamasının değil, din, felsefe, bilim sıralamasının doğru olduğu, bütün bilimsel kaynaklarda yazanın bu olduğu. Arif olan anlar demiştim ama raif olanı hele de naif olanı hesaba katmamışım. Tekrar ediyorum daha basitçe : İlkel dinler muhtemelen tabiat güçlerine duyulan Korkudan kaynaklanmıştır. Buna yol açan düşünce dürtüsel, doğal düşüncedir, felsefe değildir. Korkudan bağımsız düşünme dönemi çok sonradır. Yani Felsefe dediğimiz faaliyet, Din olgusunun görülmesinden çok sonra, kölecilik döneminde, temel gereksinimlerine ulaşmaları konusunda bir sıkıntıları, korkuları olmayan, bu konuda rahat olan ve genellikle ılıman iklim kuşağındaki coğrafyalardaki ezen sınıflar arasından ortaya çıkan, boş zamanı olan filozofların dinden bağımsız düşünsel faaliyeti ile başlamıştır.
-
Kedi
İlkel insanların da, Avrupa’dan teknik direktör transfer etseler bile, geceye kadar ne var ne yok temizleyecek halleri yoktu. Ağaçlarda uyuyan atalarımız beslenmelerini de ağaçlardan sağladıkları için zaten avlanmıyorlardı. Onlar konumuz dışı. Bizim bahsettiğimiz insan toplulukları ise, ateşin keşfi ile mağaralarda, açık alanlarda geceyi geçirenler. Dolayısıyla, en savunmasız anlarında ateş ve yırtıcılara karşı bekçi köpeğine ihtiyaç duyanlar. Uykuda değil Obsidyen Balta, MG4 bile fayda etmez.