Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Canraşit

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    3.385
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    49

Canraşit tarafından postalanan herşey

  1. Bilimde gözlem temeldir. Deney sonuçları da, olaylar da, bulgular da bilimsel fenomenlerdir ve hepsi gözlem kapsamındadır. Yalnız, Olgulaşma süreci ile Teorileşme süreci, Yasalaşma süreci farklı kulvarlardır. Bir fenomenin Olgulaşma süreci her türlü deney, bulgu ve olayın gözlemlenmesini içerir ve sürecin sonunda her yerde, her zaman, herkes için gözlem alınan bir olguya varılır. Fakat, Teorileşme süreci de her türlü deney, bulgu, olay gözlemlenmesini içermekle birlikte, sürecin sonunda OLGUNUN NEDENİNİN SÜRECİNİN AÇIKLANMASI'na varılması ile Olgulaşma sürecinden farklıdır. Keza, Yasalaşma süreci de, her türlü deney, bulgu, olay gözlemlenmesini içermekle birlikte, sürecin sonunda OLGUNUN NEDENİNİN AÇIKLANMASI'na varılması ile Olgulaşma sürecinden farklıdır.
  2. Uzayda neden Kütle Çekim Yasası olmasın ? Ben böyle mi söyledim ? Uzayda Kütle yok mu da, Kütle Çekim Yasası geçerli olmasın ? Yasa ( olgunun nedeninin metamatiksel ifadesi ) ile olgunun kendisinin farkını yukarıda anlattım.
  3. Kütle Çekim Yasasının, her durumda geçerli olmadığının anlaşılması ( ışık hızına yakın hızlarda ), Yer Çekimi olgusunu yanlışlamaz. Yasa, her yerde, her zaman, herkes için gözlem alınan bir olgunun nedenini gözleme dayalı olarak matematiğe döker. Bu matematik ilişkinin her yerde, her durumda geçerli olmaması başkadır, yani olgunun nedeninin matematiksel ifadesi ( yasa ) başkadır, olgunun kendisi başka. Kütle Çekim Yasası yanlışlandığında, serbest düşme olgusu ortadan kalkmaz. Olgu ile bu olgunun nedenini ortaya koymanın farkının farkında olmak lazım ki, Bilimsel Felsefenin B'sinden bi haber olunmadığı anlaşılsın ya da bilgilerin ezber olmadığı.
  4. Aferin. Ama yanıtlanana yanıt olarak yanıtlananın gösterildiğinin farkına varmak gerekir. Yani, yanıtlananın yanıtında sorulan soruların yanıtlananda mevcut olduğunu göstermiştim. O nedenle yanıt vermeden öne bunu anlamak şart.
  5. Bu ikisi çelişmiş. Burada, ya yer çekimi geçerli değildir denmesi gerekir, ya da dumanın kütlesi yoktur. Doğrusu, Kütle Çekim Yasası her durumu kapsamadığından ( ışık hızına yakın hızlarda hesap yanlışlığı ) geçerli değildir ama dünya için işe yarar, hesapları doğru çıkarır demek gerekir. Duman da tabii ki kütlesiz değildir. Ancak onun üzerine etkiyen kütle çekim kuvveti, hava akımlarının kuvvetinden küçük kalır. Çünkü, Kütle Çekim kuvveti, hem dünyanın kütlesi hem de dumanın kütlesi ile doğru orantılıdır. Sıfırdan küçük kütleli duman zerrecikleri, çarpma işleminde dünya kütlesinin kuvvete etkisini azaltır dolayısıyla üzerine etkiyen yer çekimi kuvveti de azalır ve hava akımı kuvvetleri baskın çıkar.
  6. Anlamsız bir soru. Kütle Çekim Yasası yanlışlandığı anda onun özel uygulaması olan yer çekimi de yanlışlanmış olur. Çünkü, Kütle Çekim Yasası geneldir, her kütleyi, bir kütle olan dünyayı ve üstündekileri de kapsar.
  7. Şimdi sürecin başında gözlem var ve gözlemden olguya gidiş var. Olguya GÖZLEMLE varıldıktan sonra Hipotez geliyor. Hipotez gözlem sonucu ulaşılan OLGUNUN AÇIKLAMA ÖNERİSİ. Elbette, Hipotez GÖZLEM İLE DE; DENEY İLE DE YANLIŞLANABİLİR: Yanlışlanırsa, Teoriye veya Yasaya gidilemez. Yanlışlanmaz da, doğrulanırsa Teoriye VEYA Yasaya gidilir. Teori olgunun İÇERDİĞİ SÜRECİN ZAMANA BAĞLI açıklaması. Örneğin, serbest düşme sürecinin ( olgunun ) Klasik Mekanik Teorisi ile betimlenerek açıklanması Yasa ise, olguya NEDEN OLANIN ZAMANDAN BAĞIMSIZ açıklanması. Örneğin, serbest düşme süreci ( olgunun ) nedeni olan kuvvetin açıklanması ( Kütle çekim -Yerçekimi Kuvveti ile kütle arasındaki ilişki ).
  8. Bu da yanlış algı. Sebebi de bilgi eksikliği. " Fitne (dinden döndürmek için işkence yapmak), adam öldürmekten beterdir. " cümlesi hipokritik değildir. Burada, İlk Müslümanların Mekkede dinlerinden dönmeleri için Müşrikler tarafından gördükleri işkenceye atıf var.
  9. Kişilerin de Laik olabileceğini @@yenilik kanıtlamış. Daha hala neyin ısrarı bu ?
  10. Türkiyede söyleme zorunluluğu olduğu nerede yazıyor ? Bu da nereden çıktı şimdi, böyle bir iddia mı vardı ? BK'nın Ulusal marşı basbayağı BB'nin Ulusal marşı işte. Bunu evirip, çevirmenin bir yolu yok. İddia neydi ? Dini içerikli Milli marş olmaz. Ama BK'nın var işte. Olmasına rağmen de Seküler bir devlet. Demek ki milli marşın dini içerikli olması, Seküler Devlet oluşumuna ve Seküler ( Laik ) insanların var olmasına bir engel teşkil etmiyormuş. Üstelik, BK'nın bayrağında da, çoğu Avrupa ülkesinin bayrağında da haç ve feodal simgeler var. Bayrak, marş bunlar sembolik değerlerdir, bu kadar ciddiye alınacak bir argüman olarak kullanılabilecek bir şeyler değildir. Ayrıca, değiştirilemez madde olması da bunların değiştirilemeyeceği anlamına gelmez. Demokrasi varsa, insanlar isterse değiştirilemeyecek bir şey yoktur. Önemli olan insanların bilinçli olmasıdır.
  11. Interpretation of Secularism It has been argued that the definiton of secularism has frequently been misinterpreted.[29][30] In a 2012 Huffington Post article titled Secularism Is Not Atheism, Jacques Berlinerblau, Director of the Program for Jewish Civilization at the Edmund A. Walsh School of Foreign Service at Georgetown University, wrote that "Secularism must be the most misunderstood and mangled ism in the American political lexicon. Commentators on the right and the left routinely equate it with Stalinism, Nazism and Socialism, among other dreaded isms. In the United States, of late, another false equation has emerged. That would be the groundless association of secularism with atheism. The religious right has profitably promulgated this misconception at least since the 1970s."[29] Secularist website Concordat Watch also backed the notion that secularism has at times been mistaken as a word that reflects one's personal religious views, stating that "Some opponents of church-state separation redefine “secularism” as “state neutrality” to allow their group, among others, to get state funding. Others try to discredit it by conflating “secularism” with “atheism”. But it's a political, rather than a religious doctrine and its purpose is to help level the playing field in order to give a better chance for human rights."[30] ( eng.wikipedia )
  12. Görüldüğü gibi bahsedilmiş. Sekülerin dünya ötesine ilişkin bilimsel olması ne demektir ? Bilimin dünya ötesi ile ilgili bir bilimsel yargısı mı var ki, seküler bu konuda bilimsel bir görüş taşıyabilsin ? Daha basit yazarsam : Bilim Allahla, Meleklerle, Kutsal Kitaplarla, Ahiretle, Peygamberle bir işi olamaz. Dolayısıyla, Sekülerin bu konular hakkında bilimsel olması mümkün olamaz. Sekülerlik dünyevilik demektir. Bu yazılan İmanın şartlarının hiç birinin dünyeviliğe olumsuz bir etkisi yoktur.
  13. Anladım. Kıyaslanamaz olanı kıyaslanabilir hale getirme çabası.
  14. Verdiğim kaynakta to use ile to enjoy aynı anlamlı ele alınmış. Yani; " YARARLANMAK, KULLANMAK ! Herkesin öğreneceği daha çok şey var. Onun için Sallamation'dan önce iyi araştırmak gerek. Yapılan yanlış gösterilince haklı çıkmaya çalışmak adına verileni çarpıtmak doğru değil. Önemli olan haklı çıkmak değil, hatanın anlanması ve anlaşılınca hatada ısrar edilmemesi. Yapılan hatadan ders alınması.
  15. Canraşit

    Kedi

    bkz. : evrensel-insan AVATARI...
  16. Teori gözlemsel kanıtlanırsa Olgu çıkmaz. Teori zaten olgu veya olguları açıklamak için geliştirilen bir şeydir. Olguya gözlem ve deneyle ulaşılır. Sonra bu olgunun NEDENİNİ, NASILINI AÇIKLAMAK İÇİN BİLİMSEL; GÖZLEME DAYALI bir HİPOTEZ ortaya atılır. BU HİPOTEZ YİNE DENEY VE GÖZLEMLERLE DOĞRULANDIĞINDA, DİĞER DOĞRULANAN HİPOTEZLERLE BİRLİKTE, OLGU VEYA OLGULARIN BÜTÜNSEL AÇIKLAMASI anlamına gelen TEORİ OLUŞTURULUR. YASALAR DA BU TEORİNİN, OLGU VEYA OLGULARIN SÜREÇLERİNİ MODELLEMEK İÇİN KULLANDIĞI MATEMATİKSEL ARAÇLARDIR:
  17. Buna Yasa değil de İlke demek daha doğru olur.
  18. İlaveten : Yasalar olguları formülize etmek için yararlanılan her yerde geçerli olduğu varsayılan, datalar arası matematik ilişkilerdir. Zamandan bağımsızdırlar. Örneğe göre, gerilim değerini bildiğimiz bir gerilim kaynağından beslenen basit ohmik bir devrede ölçtüğümüz elektronun devrede dolaşması ( elektron akımı ) ve dirençte ölçtüğümüz gerilim olgusu süreçlerinin zamana bağlı matematiksel modeli Elektrik Devre Teorisi ile oluşturulur. Bu teori, matematiksel modeli oluştururken Ohm Yasasından yararlanmamız gerektiğini söyler. Ohm yasası yanlışlanırsa, Elektrik Devre Teorisi de ismi aynı kalsa da kesinlikle içerik değiştirir. Yalnız, Elektrik Devre Teorisi'nin Evrim Teorisi ile farkı, açıkladığı olguların süreçleri arasındaki determine edilebilirlik, hesaplanabilirlik farkıdır. Zira, uygulanan gerilim veya akım kaynaklarının ve diğer elemanlarının nominal değerleri aynı kaldıkça, uç değerler veya output değerleri için ölçüm ile teori ile hesaplanan değerler arasında ihmal edilebilecek bir yaklaşıklıkta aynılık bulunur. Çünkü bu olgunun süreci Deteministiktir, hesaplanabilir, öngörülebilir. Süreci ifade eden matematiksel denklemler lineerdir. Oysa, evrim sürecinin bir anında bir eko sistemde, aynı başlangıç ve konum koşullarına haiz bile olsa evrimin yönü tayin edilemez, kestirilemez. Çünkü, süreç kaotiktir, hesaplanamaz, ön görülemez. Süreci ifade edebilecek lineer matematiksel denklemler oluşturulamaz. Tıpkı Non-Lineer devreler gibi.
  19. Yanlışlandı zaten. Newton'un formülü, Genel Görelilik Teorisinin öngörünün özel halidir. Işık Hızına yakın hızlarda ve küçük ölçekli dünyada gözleme uyan yaklaşıklık vermez.
  20. Vardır, mesela; Mendel Yasası.
  21. Canraşit

    Kedi

    Buldum :
  22. GOD SAVE THE QUEEN God Save the Queen veya hükümdar erkek ise God Save the King (Tanrı Kraliçeyi/Kralı Korusun), Büyük Britanya'nın ulusal marşı. Dünyanın ilk ulusal marşı kabul edilir. Resmi olarak ulusal marş ilan edilmemiştir ancak geleneksel olarak 1745 yılından beri bu marş ulusal marş olarak kullanılmaktadır. Resmi törenlerde sadece ilk kıta söylenir. Sözler, yerine göre "Tanrı Kralı Korusun" veya "Tanrı Kraliçeyi Korusun" şeklinde değişir. Eskiden kullanılan adı (1745-1793) God Save The King 'dir. (Tanrı Kralı Korusun) Birleşik Krallık'a bağlı pek çok ülkenin ulusal marşıdır. Ayrıca Lihtenştayn ulusal marş olarak bu marşı farklı sözlerle kullanır. Öyle ki 2004 Avrupa Futbol Şampiyonası elemelerisırasında İngiltere ve Lihtenştayn takımları karşılaştığında aynı marşı iki defa çalmak gerekmiştir. Bestesinin kime ait olduğu bilinmemekle birlikte John Bull, Henry Carey, Henry Purcell veJoseph Haydn'a ait olduğu iddiaları ortaya atılmıştır. Bundan başka Kanada ve Yeni Zelanda da kullanmaktadır. ( tr.wikipedia )
  23. Hristiyanlık ve Seküler Devlet Özellikle modern zamanlarda, seküler devlet anlayışını savunan Hristiyan birey ve topluluklar Hristiyanlığın esasta seküler devlet anlayışını benimsediğini öne sürmektedirler. Bu konuda İncil öğretilerinden çeşitli destekleyici unsurlar ortaya korlar ki bunların en belirgini Luka İncili, 20. bölüm, 25. ayettir. Bu ayette vergiler üzerine bir soruya İsa'nın verdiği cevap yer alır, ayetin Türkçe karşılığı şöyledir: O da, "Öyleyse Sezar'ın hakkını Sezar'a, Tanrı'nın hakkını Tanrı'ya verin" dedi.a [11] Bu sözün kabaca bir tür sekülerizmi önerdiği ve desteklediği düşünülmüştür. Yine de Hristiyan fundamentalist gruplar bu ayeti farklı yorumlarlar ve devlet hususunda sekülerizmin dinî anlamda meşru olmadığını savunurlar. Fundamentalist Hristiyan grup ve düşüncelerin çoğu teokratik devleti ve düşünceyi savunmaktadırlar. Yine de Hristiyanlık odaklı farklı devlet biçimlerini veya devletsizliği savunun fundamentalist gruplar da mevcuttur. Bunların belki de en radikal örneklerinden biri Hristiyan anarşistlerdir. ( tr.wikipedia )
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.