Zıplanacak içerik

yam_yam

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

yam_yam tarafından postalanan herşey

  1. Delil dediğin şey "Saçmalıktan" öte bir şey değil... Sen sonsuz uzaydan bir parça koparacaksın, ve bu parçayı sonsuzluğun dışına çıkaracaksın öyle mi? Kardeşim kopardığın parçayı sonsuzluğun dışına çıkarabiliyor isen, o şey "sonsuz" değildir zaten. Kaldı sonsuzdan bir parça kopardığında, o parça da sonsuzun içindedir... "Sonsuz" ile diğer bir "sonsuz" u karşılaştırıyorsun ve bir sonsuz'u diğerinden eksik kabul ediyorsun.. Böyle saçma bir şey olabilir mi? Sen önce "sonsuz" kavramını bir öğren, sonra tartışalım...
  2. "İpe un sermişsin" diyeceğiz. Sen ne demek istediğini kendin de anlayabildin mi? Sen önce bir "Sonsuz" kavramını anlamayı dene...
  3. Kusura bakma ama, yine saçmalamışsın be arkadaşım
  4. Hangi kaynak Lena; kaynak olarak seni mi göreceğim? Dersin ki "falanca gazetenin falanca sayısında, ya da falanca internet sitesinin falanca sayfasında..." vs.vs . ama bunların hiç biri yok. Kaynak sorunca da anlamsız bir cevap. "İnternetten bir bakayım" dedim, 7-8 anahtar kelime grubu girdiğim halde, böyle bir haber için sonuç çıkmadı. Ne yapmaya çalışıyorsun Lena?
  5. Sümerlerin tanrıları da çok kızgınmış Nuh'un tanrısı da... Her iki taraf da insanları helak etmeye karar vermişler. Her iki tanrı da kahramanına felaketi haber vermiş. Her iki kahraman da gemi yapmışlar. Her iki kahraman da hayvanlardan birer çift almışlar. (Gılgamış mantık açısından daha insaflı. En azından kahramanı, sevdiği hayvanları gemiye almış. Nuh tüm hayvanları ..) İki kahramanın da gemisi karaya oturmuş, ve kurtulmuşlar. Her iki tarafın da tanrısı/tanrıları felaketten sonra bir daha tufan yaratmamaya karar vermişler... Ondan sonra da sen kalk "biri Karadeniz'de, biri Mezopotamya'da" de...
  6. yam_yam şurada cevap verdi: wyattearp başlık Ateizm
    Ne dediğini, dahası ne demek istediğini kendi de bilmeyen arkadaşım; sana açık seçik cevap verdim. Sen daha "Bilim"in ne olduğunu bilmiyorsun. Bilim : Evrenin veya olayların bir bölümünü konu olarak seçen, deneye dayanan yöntemler ve gerçeklikten yararlanarak sonuç çıkarmaya çalışan düzenli bilgi, ilim: (TDK) Bilim Adamı : "Bilimsel çalışmalarla uğraşan kimse, bilim kadını, bilim insanı, bilgin, âlim:" (TDK) Şimdi ben sana ne demişim? Bilim, deneye ve gözleme dayanır. Bilim, dindeki dogmalarla ilgilenmez. Çünkü dogmalar deneye tabi tutulamaz, gözlenemez. Bu tür dogmaları referans alarak bilime katmaya çalışana da bilim adamı denemez. O yüzden benim açımdan bilim adamının inançlı ya da inançsız olması bir şey ifade etmiyor dedim. Daha açık nasıl ifade edilir? BİLİM KİMSENİN BABASININ MALI DEĞİLDİR. Abuk subuk ifadelerde bulunmayı kes...
  7. Arkadaşlar; pazartesi gününe kadar yokum. Bu görüşlerinizi pazartesi yorumlayacağım. Hepinize iyi hafta sonları diliyorum...
  8. Sayın kürsatotcu; determinizm baslığı altında, tam manasıyla saçmalamışsın... "allah alemi sonradan mı yarattı?" sorusunu bir ateiste soramazsın. Nedenini bir önceki mesajımda yazmıştım. Bu sorunun muhatabı teistlerdir. Sen kavramları karıştırmış ve laf kalabalığı yapmışsın. Hepsi bu...
  9. Sayın Kayzenci; 3/133- "Rabbinizin bağışına ve genişliği göklerle yer arası kadar olup, Allah'a karşi gelmekten sakinanlar için hazirlanmiş bulunan cennete koşun. " Burada cennet'in genişliğinin göklerle (!) yer arası kadar olacağından bahsedilmiş. Buradan cennet'in yeryüzünde olamayacağını anlayabilirsin 3/15- De ki: "Size, onlardan daha hayırlısını haber vereyim mi? Allah'a karşi gelmekten sakinanlar için Rableri katinda, içinden irmaklar akan, içinde ebedi kalacaklari cennetler, tertemiz eşler ve Allah'ın rızası vardır." Allah, kullarını hakkıyla görendir. Bu ayette de cennetlerin (!) (Sayısı konusunda bir türlü emin olamıyoruz) tanrı katında olacağından bahsedilmiş. Tanrı katını dünya olarak değerlendiremeyeceğimize göre, cennetin dünya üzerinde kurulduğu/kurulacağı fikri geçersizdir. Sayın kürsatotcu; beni teistlerle karıştırıyorsun. Ben tanrı fikrini kabul etmiyorum. Dolayısıyla irade konusunda tanrının müdahalesini de kabul etmiyorum. Yanlış soruyu yanlış kişiye soruyorsun. İrade konusunda yazdıklarım da, tamamen İslamdaki çelişkiyi göstermek içindi. Dünya görüşüm açısından, bu soru benim için "seni benden başka döven var mı?" sorusuna benzer. Halbuki ben hiç dövülmemişimdir, ama ne cevap verirsen ver dövüldüğünü söyleyeceksin. Yani tuzak soru. İslami açıdan ise "yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan çıkar" sorusu ile aynıdır.
  10. Sayın emrahh, ben bir ateistim. Yani bir tanrının varlığına inanmıyorum. İrade konusunda görüşlerimi islam inancına göre değerlendirdim. Kader konusu İslam'ın anlaşılması en güç ve karmaşık konularından biridir. Ben bu konuyu "İslam'ın yumuşak karnı" olarak değerlendiriyorum. Kader konusunu, "her şeyi tanrının belirlediği bir hayat" olarak değerlendirirsen, "imtihan" ın bir anlamı kalmıyor. İrade konusu da aslında yine aynı yere geliyor. Yani her durumda bir imtihan değil bir tecelli söz konusu. Böyle bir durum için de ödül-ceza adaletinden bahsedemeyiz. Tüm yazdıklarım içinde anlatmak istediğim, İslam'ın bazı konularda olduğu gibi bu konuda da çelişkili olduğu, anlattığınız tanrı fikriyle uyumsuz olduğudur. Yani kısacası İslam'ın da, diğer dinlerde olduğu gibi insanlar tarafından yaratıldığı.. Bir ateist olarak elbette ki "Tanrı" konusunu değerlendirirken dini referans alacağım. Getireceğim alıntılar da kutsal kitaplardan ya da hadislerden olacak. Bunun şaşırtıcı bir tarafı yok. Çünkü ateizmin bir iddiası yoktur. İddia tarafı teist kesimdir. Ateizmin yaptığı bu iddiayı reddetmektir. Dolayısıyla iddia tarafının kanıt diye sundukları üzerine kuracağız fikirlerimizi.
  11. yam_yam şurada cevap verdi: wyattearp başlık Ateizm
    Hiç bir zaman konuyu saptırmadım.. Yazdıklarım konu dışı değildi. İnançlı bilim adamlarının durumu bilim açısından bir şey ifade etmiyor. O bilim adamları, yaptıkları iş için referans olarak dini almıyorlar. Eğer referans noktasını dinden alırsa yaptıkları şeye "bilim" denemez. Bilim "gözlem"e ve deneye dayanır.. Halbuki dogmaları gözlemleyemezsin, deneye tabi tutamazsın. O bakımdan din ile bilim hiç bir zaman bağdaşmaz... O bakımdan bilim adamları için, inançlı ya da inançsız ayırımı yapmam... Arkadaşım canımı sıkmaya başlıyorsun... Bunu daha önce de söyledim. KİMSE BİLİMİ BABASININ MALI OLARAK GÖRMÜYOR. Bu ne biçim bir ifade böyle.. Tekrar ediyorum bu ifadeyi neye dayanarak söyleyebiliyorsun?
  12. yam_yam şurada cevap verdi: wyattearp başlık Ateizm
    1- Tabii ki Teistlerin beni "kafir" diye nitelemesi ve cehennemlik ilan etmesi benim umurumda değil. Ancak bu durum teistlerin, inanmayanları yargıladığı gerçeğini değiştirmiyor. 2- Teist arkadaşlarla tartışmalarımda, genelde konunun nereye bağlanmak istediğini bildiğimden, yorumlarımı buna göre yapıyorum. Ateistlerin bilimi "babasının malı zannetmeleri" ifaden gerçeği yansıtmıyor.. Bunu neye dayanarak söylediğini anlayamadım. Benden duymak istediğin şey nedir? Lütfen daha açık ifade et...
  13. yam_yam şurada cevap verdi: wyattearp başlık Ateizm
    İnsanları yargılayanlar teistlerdir. İnanmayanları "kafir" diye niteleyip, kendi inançlarınca cehennemlik ilan edenler kim? Ateistler bu tür yargılamalarda bulunmazlar... Bugün için bilimin göstermiş oldukları, dini dogmaların yanlış olduklarını görmek için yeterlidir. Hiç bir din, ya da kutsal kitap kendinden önce bilinmeyen bir durumu açıklamamıştır. Sadece insanlar için o dönemde karanlıkta kalan durumlar için dogmatik, ilkçağdan kalma bilgiler vermiştir. Bunların bir kısmının da yanlış olduğunu bilim zaten gösterdi. Dini referans alarak bilimsel önermelerde bulunamayacağınızı anlayamadınız mı? Kaldı ki siz önermede de bulunmuyor, mutlak doğru kabul ederek baştan hata yapıyorsunuz... Hiç bir bilimsel gelişmenin temelinde dini referanslar yoktur. Daha ne diye bilimsellikten bahsediyorsunuz..
  14. yam_yam şurada cevap verdi: wyattearp başlık Ateizm
    Emin ol ki kimse, "bilim bu soruların bir yanıtını bulamadı, o halde tanrı vardır." önermesini kullanmayacaktır.
  15. Tüm bunlar islam'ın çelişkileridir. "Yeryüzünde ve kendi nefislerinizde uğradığınız hiçbir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da) yazılmış olmasın. Şüphesiz bu, Allah’a göre kolaydır." (Hadid Suresi 22) "Gaybın anahtarları yalnızca O’nun katındadır. Onları ancak O bilir. Karada ve denizde olanı da bilir. Hiçbir yaprak düşmez ki onu bilmesin. Yerin karanlıklarında da hiçbir tane, hiçbir yaş, hiçbir kuru şey yoktur ki apaçık bir kitapta (Allah’ın bilgisi dahilinde, Levh-i Mahfuz’da) olmasın." (En'am Suresi 59) "Allah sizi önce topraktan, sonra da az bir sudan (meniden) yarattı. Sonra sizi (erkekli dişili) eşler yaptı. Allah’ın ilmine dayanmadan hiçbir dişi ne hamile kalır ne de doğurur. Herhangi bir kimseye uzun ömür verilmez, yahut ömrü kısaltılmaz ki bu bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da yazılı) olmasın. Şüphesiz bu Allah’a kolaydır." (Fâtır Suresi 11) "Şüphesiz biz, ölüleri mutlaka diriltiriz. Onların yaptıklarını ve bıraktıkları eserlerini yazarız. Biz her şeyi apaçık bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da) bir bir kaydetmişizdir." (Yasin Suresi 12) Tanrı ne diyor "Yerin karanlıklarında da hiç bir tane, hiç bir yaş, hiç bir kuru şey yoktur ki apaçık bir kitapta olmasın" Şimdi bunun üstüne "şunlar yazılmıştır, bunlar yazılmamıştır" demek abesle iştigaldir. Levh-i Mahfuz, tanrının hafız sıfatının bir tecellisi olduğuna göre, o kitapta eksik bir şeyin olması söz konusu olamaz. Bunu ayetlerden de anlayabilirsin. Bu fikre muhalif olarak getireceğin her ayet, ya da hadis, islamın kendi içindeki çelişkisine bir kanıt niteliği taşıyacaktır. "Levh-i Mahfuz'a cüz-i irade , (bize göre) önceden yazılmış olsaydı , meleklerin kaydetmesine /yazmasına gerek olur muydu?" diye sormuşsun. Ben de "çelişki" derken bunu kastediyorum. Levh-i mahfuz'da eksik bir şeyin olması, tanrının nitelikleriyle çelişmektedir. Sanırım anlaşıldı... "Ra’d Sûresinin 15 . Ayetinde Göklerde ve yerde kim varsa, ister istemez kendileri de gölgeleri de sabah akşam Allah’a boyun eğer. " demişsin. Arkadaşım "sabah" ve "akşam" kavramları bizim için, dünyanın güneş ve kendi etrafında dönmesi sonucunda, güneş ışınlarını görmesi ya da görmemesi ile ilgilidir. Bunu "göklerde" (!!) olanlara uygulayamazsın.. Uzay için gündüz ya da gece kavramı yoktur. Meryem Suresi'nin 62. ayetini yazmışsın. Ben bir önceki ayet ile birlikte alacağım... "Ancak tövbe edip inanan ve salih amel işleyenler başka. Onlar cennete, Rahmân’ın, kullarına gıyaben vaad ettiği “Adn” cennetlerine girecekler ve hiçbir haksızlığa uğratılmayacaklardır. Şüphesiz onun va’di kesinlikle gerçekleşir." "Orada boş söz işitmezler. Yalnızca (meleklerin) “selam!” (deyişini) işitirler. Orada sabah akşam rızıkları da vardır." Bu ayetler, Kur'an'ı Muhammed'in yazdığını destekleyen ayetlerden biridir. Söylediğim gibi gündüz ve gece dünya için geçerlidir. Muhammed'de dünya dışında bir yer görmediği ve evren hakkında pek fazla bilgisi olmadığı için, ayetlere bu tür ifadeler koyması normaldir. Bu ifadeler o dönem için bir çelişki niteliği taşımıyordu. Ancak bugün için bu tür ifadeler çelişkidir. "Enfâl(*) Sûresinin 50 . Ayetinde Melekler, kafirlerin yüzlerine ve artlarına vura vura ve “haydi tadın yangın azabını” diyerek canlarını alırken bir görseydin. " demişsin. Can almakla görevli melek Azrail'dir. "Melekler" değildir... Bu da kendi içinde bir çelişkidir. "Ra’d Sûresinin 11 . Ayetinde İnsanı önünden ve ardından takip eden melekler vardır. Allah’ın emriyle onu korurlar" demişsin. Kimi, kime karşı koruyacaklar. Tanrı, insana bütün musibetleri kendisinin gönderdiğinden bahseder. Melekler insanı tanrı'ya karşı mı koruyacaklar ? Bu da başlı başına bir çelişkidir. "Hicr Sûresinin 8 . Ayetinde Biz melekleri ancak hak ve hikmete uygun olarak indiririz. O zaman da onlara mühlet verilmez. " demişsin. Hak= Adalet Adalet = Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme, doğruluk, türe (TDK) Tanrı melekleri muhammed döneminde yapılan savaşlara gönderdiğinden bahseder. Yani melekler de müslümanlarla birlikte savaşmıştır. Kime karşı ? Müşriklere karşı.. Yani müslümanları kayırmış, onlara ek kuvvet göndermiş. Adil bir savaş olmasını engellemiş...Demek ki melekleri her zaman için hakka (adalete) uygun olarak göndermiyormuş...
  16. Lena, eğer buraya bazı bilgiler ya da haberler getiriyor isen kaynak vermek durumundasın. Demek uzmanlar bu kitabın çok tehlikeli kara büyülerle dolu olduğunu söylüyor. Büyücülük ne zamandan ber devletin uzmanlarının "uzmanlık alanına" giriyor. Birisi sana şaka yapmış...
  17. -"O MUSİBETİ, YARATMAMIZDAN EVVEL YAZMIŞIZDIR...(57-23) Sence bu ne ayet anlama geliyor ? Dedik ki; "Levh-i Mahfuz Tanrının Hafız sıfatının tecellisidir" Yani tanrı olmuş ve olacak olan her şeyi önceden biliyor. Ve bunları bir kitapta toplamış. 10/61- ...... Ne yerde, ne de gökte, zerre agirliginca, (hatta) bu zerreden daha küçük veya daha büyük olsun, hiçbir şey Rabbinden uzak (ve gizli) olmaz; hepsi muhakkak apaçik bir kitapta (levh-i mahfuzda yazili) dir. Yani bu kitaba daha sonradan bir ilave yapılması Tanrının hafız sıfatına "halel" getirir. Bir de aşağıdaki ayete bak : 34/3- İnkar edenler, "Kıyamet bize gelmeyecektir" dediler. De ki: "Hayır, öyle değil, gaybı bilen Rabbime andolsun ki, Kıyamet size mutlaka gelecektir. Ne göklerde ve ne de yerde zerre ağırlığında bir şey bile ondan gizli kalmaz. Bundan daha küçük ve daha büyük ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır." Sadece bu ayet bile, Levh-i Mahfuz'un değiştirilemeyeceğini ve ilave yapılamayacağını anlamana yeterli olur sanırım...
  18. Bu söyledikleriniz, benim söylediklerime cevap vermiyor. Ayrıca Levh-i Mahfuz'un gece ve gündüz yazılması hadisesi de abestir. Zira, Levh-i Mahfuz Tanrı katındadır ve Tanrıyı gece-gündüz'e tabi tutmak islamdaki tanrı inancına aykırıdır. Levh-i mahfuz'un yazımının devam ettiğini düşünmek de Tanrıyı "zaman" kavramının içine sokar ki, hele bu tamamen terstir. Bu açıdan tekrar değerlendiriniz...
  19. Bu konuyu daha önce de tartışmıştık. İslam inancına göre, dünyadaki en ufak bir hareketin bile Levh-i Mahfuz'da bulunduğu ayetlerle sabittir. -"O MUSİBETİ, YARATMAMIZDAN EVVELYAZMIŞIZDIR...(57-23) -"NE ARZDA NE DE NEFİSLERİNİZDE HİÇ BİR MUSİBET iSABET ETMEZ Kİ HER HALDE BİR KİTAPTA YAZILI OLMASIN... (57-22) Levh-i Mahfuz Tanrının Hafız sıfatının bir tecellisidir ve ezelden beri vardır. İslam'a göre Kur'an da, Muhammed'e inmeden önce Levh-i Mahfuz'da saklıydı. Dolayısıyla her insanın başına ne gelecekse, her şey bu kitapta saklıdır. Şimdi teist arkadaşlarımız insanın özgür iradesinin olduğunu söylüyorlar. Şimdi bu duruma bir göz atalım. Ben bir suç işleyeceğim ve karar anındayım. Ama benden çok önce ne karar vereceğim Tanrı katındaki bir kitapta yazıyor. Dolayısıyla benim o suçu işlemekten başka çarem yok. Suçu işlemezsem, Levh-i mahfuz'a aykırı davranacağım. Şimdi teist arkadaşlar bu durumda şöyle diyorlar : "Allah, senin ne karar vereceğini daha önceden bildiği için, o kitapta yazıyor" Arkadaşlar o zaman bana İslam inancındaki "imtihan" ın ne olduğunu anlatabilir misiniz? Madem her şey bir kitapta yazıyor ne diye imtihan ediyorsun? O zaman bu bir "imtihan" değil, bir "tecelli" olur. Halbuki Kur'an'ın pek çok yerinde Tanrı, insanları imtihan ettiğinden, sınadığından bahseder. Ama islam buna "tecelli" diyemez. Eğer derse, işte o zaman karşına tam manasıyla "kader" çıkar. Yani her şeyi tanrının belirlediği bir hayat... Karşıt görüşlerinizi bekliyorum....
  20. Senin neyin dolu, neyin boş olduğu konusunu kavrayabildiğini sanmıyorum... Buraya bunca ileti yazdım, o yazdığım iletilere ne diye "boş" yakıştırması yapmadın da (nedenleriyle birlikte), şimdi yapıyorsun... Emin ol ki sen de benim gibi kaybolacaksın. Biraz da kendini bu gerçeğe hazırlasan iyi olur...
  21. 1- İslam inancında Levh-i mahfuz Allah'ın hafız sıfatının tecellisidir. Dolayısıyla Levh-i mahfuz ezelden beri vardır. Yani insanlar diledikçe levh-i mahfuz'a yazılır diye bir ifade kabul edilemez... 2- Bu talepler neden melekler vasıtası ile Allah'a ulaşacak ki? Bu da Allah'ın herşeyi bilip-görmesi sıfatına uygun değildir.
  22. Bu söylediklerini, bir atesit olarak üzerime almıyorum... Daha söyleyecek çoook sözümüz var...
  23. Sadece sümer değil.. Eski mısır inançları da var. Tevrat bu inançlardan etkilendiği ve diğer dinlerin temeli de tevrat olduğu için, üç dinin temeli de ilkçağ inançlarına dayanıyor. Bunda anlamayacak bir şey yok. Bakalım sümerlerdeki tufan ile nuh tufanı aynımıymış değilmiymiş... Efsaneye göre, yeryüzünde olup biten işlere, inançsız davranışlara öfkelenen tanrılar, dünyayı yıkma konusunda anlaştılar. Gök tanrıları bu düşüncelerini gerçekleştirmek için büyük bir toplantı düzenleyip, bu konuda kesin görüş birliğine varınca, tufan olayının başlayacağı günü belirlediler. Ama toplantıya katılan su tanrısı Ea, bu yıkımdan kurtulması için durumu Utnapiştim’e bildirerek, yok olmaktan nasıl kurtulacağını, tufan sırasında nasıl davranması gerektiğini öğretti. Utapiştim de, soyunun, sevdiği bazı varlıkların (hayvanların,bitkilerin) tükenmemesi için gerekli girişimlere başlayarak, yakınlarıyla büyük bir gemi yaptı. Bütün yakınlarını, sevdiği hayvanları, yaşamı sağlayan özleri (tohumları), gerekli bitkileri, evcil hayvanları ve yaban hayvanlarından yararlı gördüklerini, sevdiklerini gemiye doldurdu. Gök tanrılarının buyruğuyla göklerden azgın yağmurlar boşanıp, yerde sular yükselerek, ortalık sularla kaplanınca, gemi suların üstünde yüzmeye başladı. Bu arada gemidekiler dışında, bütün canlılar boğuldu; boğulmayanları da gökten yağan yıldırımlar kavurarak yok etti. Yedi gün yedi gece süren bu korkunç durumdan sonra, Utnapiştim, suların çekilip çekilmediğini anlamak için önce bir kırlangıç, sonra da bir güvercin uçurdu. Güvercin de, kırlangıç da dönüp gemiye geldiler. Sonraki gün, uçurduğu bir karganın geri gelmemesi üstüne, suların yavaş yavaş çekildiğini, yakında bir yerde kara bulunduğunu anladı. Nitekim bir süre sonra gemiyi karaya oturdu. Utnapiştim gemiden toprağa çıkıp, tanrılara bir kurban sununca, tanrılar, kendilerine gönülden bağlılığına ödül olarak, Utnapiştim ile eşini, Dicle ve Fırat’ın denize döküldükleri bölgeye getirip, onları ölümsüzlüğe kavuşturdular. Tanrıların Utnapiştim ile eşine adadıkları, bağışladıkları bu bölgede (başka bir deyişle, arz-ı mev’ud’da, yani “adanmış topraklar” da), yeniden verimli,insanları mutlu kılacak bağlar, bahçeler yetişti, Utnapiştim ile eşinin soyu çoğaldı ve yeryüzü yeniden insanlarla dolmaya başladı. Bu olaylar Gılgamış Destanı’ nda anlatılmıştır. Destanın İ.Ö. 2000’e doğru ortaya çıktığı, zaman zaman yeniden düzenlendiği bilinmektedir. Günümüze kalan en eski yazması, İ.Ö. 1250’de Sin Lekke Unnini adlı bir ozan tarafından yazılmış, Babilce, Sümerce, Hititçe, tabletlerden oluşan üç kopyası günümüze kalmıştır. (Dinler Tarihi Ansiklopedisi Cilt1 s:243-244) Şimdi bir de Tevrat'a bakalım : Ve Allah Nuh'a dedi: Önüme bütün beşerin sonu geldi; çünkü onların sebebiyle yeryüzü zorbalıkla doldu, ve işte, ben onları yeryüzü ile beraber yok edeceğim. Kendine gofer ağacından bir gemi yap; Ve ben, işte ben, göklerin altında kendisinde hayat nefesi olan bütün beşeri yok etmek için yeryüzü üzerine sular tufanı getiriyorum; yeryüzünde olanların hepsi ölecektir. Fakat seninle ahdimi sabit kılacağım; ve sen ve seninle beraber oğulların, ve senin karın ve oğullarının karıları gemiye gireceksiniz. Ve seninle beraber sağ kalmak için her yaşayan, bütün beden sahibi olanlardan, her nevinden ikişer olarak gemiye getireceksin; erkek ve dişi olacaklar. Ve Nuh Allah'ın kendisine emrettiği herşeye göre yaptı; öyle yaptı. (Tekvin, 6/13-22) Ve gemi yedinci ayda, ayın on yedinci gününde, Ararat dağları üzerine oturdu. (Tekvin, 8/1-19) Bütün yeryüzü üzerinde zürriyetlerinin sağ kalması için, kendine her temiz hayvandan, erkek ve onun dişisi olarak yedişer ve temiz olmayan hayvanlardan, erkek ve onun dişisi olarak ikişer... (Tekvin, 7/1-24) Ve ahdimi sizinle sabit kılacağım, ve bütün beşer artık tufanın suları ile kesilmeyecektir, ve yeryüzünü helak etmek için artık tufan olmayacaktır. (Tekvin, 9/11) Tevrat'a göre, tüm dünyayı kaplayan bir Tufan'la "yeryüzünde olanların hepsi ölecektir" hükmü gereği, tüm insanlar cezalandırılmış, Tufan sonrasında yaşayan yegane insanlar Hz. Nuh ile gemiye binenler olmuştur. Aradaki 7 farkı bulun.... Kolay gelsin...
  24. yam_yam şurada cevap verdi: wyattearp başlık Ateizm
    Hepsi bu işte... Yanıt vermeseydin daha iyiydi. Tüm yanıtın işine geldiğine "onu biz anlayamayız" ya da "onu sen anlayamazsın" demekten ibaret...
  25. yam_yam şurada cevap verdi: wyattearp başlık Ateizm
    Bütün bu özellikler A-N-L-A-M-S-I-Z-D-I-R

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.