Zıplanacak içerik

yam_yam

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

yam_yam tarafından postalanan herşey

  1. Bu bağnazlık canımı sıkmaya başladı artık. Bir yığın delili, işinize gelmediği için görmezden geliyor, bir şarlatan yüzünden bilimsel verilere sırt çevirmiş, bir "tesadüf" kelimesine takılıp kalmışsınız. Bu konuyla ilgili, dini siteler dışında hiç bir destek bulamadığınız halde, hala sırt çeviriyorsunuz. "ATEİZM EVRİM TEORİSİ İLE DOĞMADI" Sanki 2 alternatif varmış da, evrim teorisi yanlışlanırsa bu tanrının varlığının kanıtı olacakmış gibi düşünüyorsunuz. Önce dininizin kaynaklarını öğrenin. İlkel inanışların, size nasıl mutlak gerçeklermiş gibi sunulduğunu görün. "Bu Kur'an da yazıyor" deyip geçmek kolay. Bir de bunun öncesini görün. Tevrat'ı, Tevrat'ın kaynağını oluşturan ilkçağ inanışlarını görün, ondan sonra bilime kafa tutmaya çalışın.
  2. Ama ne benzerlik.... Namaz mı, abdest mi, oruç mu? Bu kadarda mı benzerlik olur kardeşim..
  3. Evet merak eden herkes de abdestin sabiilerden alınma olduğunu bulabilir.
  4. Evren'in 6 günde oluşması olayı Tevrat'ta geniş şekilde yer alır. Kur'an'a da, Tevrat'tan geçmedir. Ancak arada farklar var. Tevrat'ta tanrı dünyayı 6 günde yaratmış, 7. gün ise yorulduğundan dolayı dinlenmiştir. Kur'an da ise bu yorulma hadisesine atfen "Hiç bir yorgunluk da hissetmedik" ifadesi eklenmiştir. Yani herşeye gücü yeten bir tanrı nasıl olur da yorulur? Bu yüzden Kur'an da bu şekilde geçer. Bu konu hakkında detaylı bir çalışma içerisindeyim. Yakında detayları ile birlikte bu çalışmalarımı forumdaki arkadaşlara sunacağım. Ancak bazı kısa bilgiler vermek istiyorum. Musa'nın yaşadığı tarih tam olarak bilinmese de çoğu kaynakta M.Ö 1200 yılında yaşadığı belirtilir. Ancak Tevrat'ın yazılması Musa ile birlikte değildir. Musa'dan yaklaşık olarak 4 ya da 5 yy.sonra yazılmıştır. Musa'ya ilk gelen vahiyler olduğu söylenen 10 emir Hammurabi Kanunları ile büyük benzerlikler gösterir. Üstelik Musa'nın Tanrısı, tüm insanların değil, İsrailoğullarının Tanrısıdır. Musa'ya yüklediği misyon tüm insanları doğru yola sevketmek değil, İsrailoğulları kavmini firavunun baskısı altından kurtarmak, onları özgürlüğe kavuşturmaktır. Bu bağlamda Musa bir peygamberden çok, bir siyasi lider konumundadır. Peygamber diye adlandırılan İbrahim (Abraham ya da Abram) , İshak (İzaak), Yakup (Yakob) gibi isimler ayrı toplumlara gönderilmiş peygamberler değil, çoğu israil devletinin liderleri ve baba-oğuldurlar. Yani peygambelerlik bir nevi baba dan oğula geçmiştir. Bu da ilk çağ toplumlarında görülen kral-tanrı anlayışıyla örtüşür. İlahi diye nitelenen dinlerin ilki olan Museviliği, ve Museviliğin etkilendiği, özellikle Mezopotamya ve Mısır uygarlıklarının inançlarını incelemek bu dinlerin kökeni hakkında önemli bilgiler sunacaktır. Dediğim gibi yakında detaylı bir çalışma sunacağım.
  5. Kralx, haksız olduğunu bildiğin bir konuda inatlaşmak hoş değildir. Sen önce H.Y'nın bilime ne kazandırdığına bak. Diğerleri belli zaten.
  6. Bari bu yüzsüzlüğü yapma. Bu linkin neresinde hazrec ve evs kabilelerinin kız çocuklarını diri diri gömdükleri yazıyor. Bu sitede de diğerlerinde olduğu gibi kabile ismi verilmemiş. Karşındakini aptal mı sanıyorsun? Seni muhatap almamam konusunda ne kadar haklı olduğumu bir kez daha gördüm. Muhatabım değilsin arman..
  7. Konuyu eğip bükme arman... Bir önceki mesajım açık. Direkt olarak bir link verebiliyorsan ver, inceleyeyim. Yok basılı bir kaynak ise isim ve sahife ver lütfen. Öyle ilk gördüğün kabileleri yazmakla olmuyor bu işler.
  8. Hazrec ve evs kabileleri müslümanlığı kabul eden ilk kabilelerden, ve internette yaptığım aramalarda bu iki kabilenin de kız çocuklarını diri diri gömdüğüne dair hiç bir bilgi bulamadım. Dahası bu konunun tamamı islami sitelerde geçiyor ve hepsinde de "bazı kabilelerde" ifadesi olmasına rağmen kabile isminin belirtilmediğini gördüm. Bu iki kabilenin kız çocuklarını diri diri gömdüğüne dair iddianın kaynağını merak ettim doğrusu. Lütfen ver de bir göz atayım.
  9. Ben sana kız çocuklarını diri diri gömen kabileleri sormuştum halbuki...
  10. Devam et arman....... Bana o kabilelerin isimlerini ver de bileyim ne kadar bilgiliymişsin...
  11. Arman neden her defasında terbiyesizliğini, ve konuşma adabından nasip almadığını belli etmeye çalışıyorsun? Önce konuşma adabını öğren... Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp
  12. Kız çocuklarının diri diri gömüldüklerini iddia edenler sizlersiniz. Ben de soruyorum; "Madem kız çocukları diri diri gömülüyordu da, üreme nasıl gerçekleşiyordu? Çoklu evlilikler nasıl yapılıyordu? Çoklu evliliklerin yanında bir çok cariye nasıl alınıyordu?" Verebilecek bir cevabınız varsa eğer verin. Yoksa, kaçış yolları aramayın.
  13. 1- Komünist ya da leninist olduğumu söylediğim, ya da bu ideolojileri övdüğüm bir iletimi bul getir bana. Ya yalancısın, ya da her ateistin komünist, leninist olduğunu sanacak kadar cahil. 2- Bana cevap verin; kız çocukları diri diri gömülüyor ise, üreme tarlalarda mı gerçekleşiyordu? Çoklu evlilikler erkekler arasında mı gerçekleşiyordu? Cariyeler erkeklerden mi oluşuyordu?
  14. Hala bunlara inanıyor musunuz yahu? Kız çocukları diri diri toprağa gömülürmüşmüş... Üreme nasıl oluyordu peki? Çoklu evlilikler, cariyeler? Bunlar islam adına uydurulmuş şeylerdir. Hadi kendiniz bunlara kanıyorsunuz da, bari başkalarını kandırmayın.
  15. Neden görüş belirtmemden rahatsız oluyorsunuz? Görüş belirtmek için sana mı sormalıyım, ya da birisinden izin mi almalıyım? Söyle de, bir daha ki sefere ona göre davranalım.
  16. Allah'ın varlığını iddia eden, ya da Kur'an'ın Allah kelamı olduğunu söyleyenlerin hiçbirinden "bana göre" ya da "bize göre" diye bir ifade görmedim. Siz bu ifadeleri kullanmadığınızda sorun olmuyor da, biz karşı fikirlerimizi sunarken bu ifadeleri kullanmıyoruz diye alınıyorsanız kusura bakmayın ama bu sizin taraflı tutumunuzdandır. "Burada bu kadar inançlı insan var" diye, sence düşüncelerimi ifade etmemeli miyim? Sen bunu hangi mantıkla yazabiliyorsun.
  17. Kur'an-ı Kerim sana 7.yy bilgileri dışında bir şey veremez. Zira Hz.Muhammed o dönem ne biliyorsa Kur'an'a onu yazdı. Zaten bu durum Kur'an'ı Hz.Muhammed'in yazdığının en büyük kanıtıdır.Bunu gökler(!!!) le ilgili ayetlerden de anlayabilirsiniz.Eğer Allah kelamı olsaydı emin ol ki verirdi. Kur'an o dönem için bir öğretidir. İçinde sosyal hayatı düzenleyen kurallar, Tevrat'tan alınma yığınla hikaye, ve bir çok mükerrer ayet vardır. Üstelik ibadetleri de kendine özgü değil. Pek çoğu sabiilikten alınma. İlkçağ inanışlarındaki "yaratılış hikayesi"ni, tufan efsanelerini tekrarlar. Zaten aklıbaşında (dinin kelepçelerinden kurtulmuş) biri okuduğunda bunları kendisi de görecektir. Özellikle ilkçağ toplumlarını ve inanışlarını inceleyen biri bunları daha da net görecektir. Kur'an için "eskilerin masalları" denmesi de bu yüzdendir.
  18. Arkadaşlar sizler için National Geographic Dergisi Türkiye Edisyonu Kasım/2004 sayısındaki "Darwin Yanıldı mı" isimli makalenin bir bölümünü aktarıyorum. Anlayana..... Evrim ilginç olduğu kadar önemli bir kavram; üstelik günümüzde insanlığın geleceği, tıp bilimi ve dünyayı anlamamız açısından her zamankinden çok daha önemli bir yer tutuyor. Ayrıca son derece ikna edici bir kuram; onu destekleyen ve zaman ilerledikçe artan kanıtlar çok fazla, çeşitli, birbiriyle sıkı sıkıya bağlantılı ve bunlar müzelerde, popüler kitaplarda, ders kitaplarında ve uzmanlarca değerlendirilmiş pek çok bilimsel incelemede kolayca bulunabiliyor. (NG Kasım/2004 Sayfa :154) Erkek memelilerin neden meme başı var? Neden bazı yılanların (özellikle de boaların) uzun profillerinin içinde gelişmemiş bir leğen kemiği ve minicik bacaklar gömülü? Neden uçamayan kınkanatlıların belli türlerinde, hiçbir zaman açılmayan kanat örtüleri altına gizlenmiş kanatlar bulunur? Darwin Türlerin Kökeni’nde tüm bu soruları ortaya atar ve yanıtlarını verir. Körelmiş yapılar, bir soyun evrimsel tarihinin kanıtlarıdır. Günümüzde, biyoloji biliminin Darwin’in yararlandığı o dört dalında (Biyocoğrafya,paleontoloji, embriyoloji,morfoloji) destekleyici veriler durmaksızın artıyor. Bu kategorilere şimdi yenileri de eklendi: popülasyon genetiği, biyokimya, moleküler biyoloji ve ve çok daha yakın zamanlarda, genetiğin hızla gelişme kaydeden yeni alanı –otomatik olarak yapılan genetik dizi analizleri- genomik. Bilginin bu yeni biçimleri , birbiriyle kusursuz bir biçimde örtüşüyor ve eski biçimlerle kesişiyor;bu da tüm yapıyı sağlamlaştırarak Darwin’in haklılığına daha da büyük bir kesinlik kazandırıyor. (NG Kasım/2004 Sayfa:168) Pek çok canlı formunda evrim çok yavaş gerçekleşir; o kadar yavaş ki tek bir araştırmacının ömrü bunu gözlemlemeye yetmez. Ama bilimin işleyişinde salt dolaysız gözlem değil, çıkarsama da önemli bir yer oynar; ve paleontoloji ile biyocoğrafya gibi çıkarsamaya dayanan kanıt türlerinin dolaylı olmaları daha az inandırıcı olmaları anlamına gelmez. Yine de evrim kuramından kuşku duyanlar soruyor : Evrime fiilen tanık olabiliyor muyuz? Doğada gözlenebiliyor mu? laboratuarda ölçüm yapılabiliyor mu? Yanıt, evet. Darwin’in haftalar geçirdiği yerde onlarca yıl geçiren Britanya doğumlu iki araştırmacı, Peter ve Rosemary Grant, Galapagos ispinozlarının gaga boyu üzerine uzun yıllar yaptıkları araştırmaları sırasında evrime ucundan kıyısından tanık oldular. William R. Rice ve George W. Salt, laboratuarlarında benzer bir şeyi 35 kuşak boyunca sirke sineği Drosophila melanogaster’i inceleyen bir deneyle başardı. Richard E. Lenski ve Michigan Eyalet Üniversitesi’ndeki meslektaşları da Escherichia coli bakterisinin 20.000 kuşağında evrimi izleyerek aynı başarıya ulaştı. Bu tür alan çalışmaları ve laboratuar deneyleri, anagenezi –yani bölünmemiş tek bir soyda yavaşça gerçekleşen evrimsel değişimi- belgeliyor. Biraz sabırla bunu, saatteki yelkovanın hareketi gibi, gözlemlemek olası. (NG Kasım/2004 Sayfa:178) Ayrıca bakınız NG Nisan/2003 Memelilerin evrimi
  19. Bir de şu ifadeler var ; "Sûr’a bir defa üfürülünce, yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine bir çarptırılınca, işte o gün olacak olmuş(kıyamet kopmuş)tur.Gök de yarılmış ve artık o gün o da çökmeye yüz tutmuştur.Melekler onun kıyılarındadır. O gün Rabbinin arşını, bunların da üstünde sekiz taşıyıcı taşır." (Hâkka 13-17) "Yıldızların ışığı söndürüldüğü zaman,Gök yarıldığı zaman,Dağlar ufalanıp savrulduğu zaman," (Mürselat 7-11)
  20. Sorun karışıp karışmaman değil. Sorun konuyla bağlantısız ve anlamsız (en azından ben bir bağ kuramadım) ifadeler. Yeterince açık yazmıyorsun...
  21. Lena burada ciddi konular konuşuyoruz. Sanırım sen bunları çizgi roman dergilerinden falan alıyorsun. Hayır söyliyeceklerini açık açık söylesen tamam, ama sen arada bir lafa katılıp acayip (başka ifade şekli bulamadım) şeyler yazıyorsun. Kusura bakma seni anlayamıyorum....
  22. Aynı şeyi ben de sizin için söyleyecektim yahu....
  23. Yapma kralx.... Biraz daha araştır istersen. "7 kat gök" ifadesinin atmosfer tabakaları için kullanılmadığını sen de, ben de biliyoruz. "Yakın göğü yıldızlarla donattık" ifadesine ne diyeceksin? Sence yıldızlar atmosfer tabakalarının arasında mı? Boşa kürek çekiyorsun. "Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı gün içinde (altı evrede) yaratan......" (Yunus Suresi 3) "Şüphesiz gece ve gündüzün ardarda değişmesinde, Allah’ın göklerde ve yeryüzünde yarattığı şeylerde......" (Yunus Suresi 6) "Allah, gökleri gördüğünüz herhangi bir direk olmadan yükselten......" (Ra'd Suresi 2) "Peygamberleri dedi ki:“Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüphe mi var?.." (İbrahim Suresi 10) "Allah’ın gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yarattığını görmedin mi?.."(İbrahim Suresi 19) "Ben onları ne göklerin ve yerin yaratılışına, ne de kendilerinin yaratılışına şahit tuttum. (Kehf 51) “Allah, çocuk edindi” dediler.O, bundan uzaktır. Hayır! Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah’ındır." (Bakara 116) "O, yeri sizin için döşek, göğü de bina yapan......" (Bakara 22) "Şüphesiz Allah, gökleri ve yeri, yok olup gitmesinler diye (kurduğu düzende) tutuyor. Andolsun, eğer onlar (yörüngelerinden sapıp) yok olur giderlerse, O’ndan başka hiç kimse onları tutamaz. Şüphesiz O, halimdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir), çok bağışlayandır." (Fâtır 41) Şu ayetlere bir bak kralx. Hangisinde atmosfer tabakalarını kastediyor dersin? Ayrıca bir de şunlar vardı ; "O, gökleri görebildiğiniz bir direk olmaksızın yarattı, sizi sarsmasın diye yere de ulu dağlar koydu ve orada her çeşit canlıyı yaydı. Biz gökyüzünden su indirip, orada her faydalı nebattan çift çift bitirdik." (Lokman Suresi 10) Burada gökyüzünün bir tavan gibi görülmesinin gereği insanlar gökyüzünün nasıl olup da asılı gibi durduğunu merak ederlerdi. Bu ayet de bu inanışa atfen .Sözde insanlara hayranlık uyandıracak. "Bak biz gökleri direksiz yarattık." Halbuki gökleri (!!!) direkle yaratamazsınki . Zira gökyüzü dünya için bir tavan değildir. Bu inanışı gösteren bir kaç ayet daha var Kur'an'da. Artı yedi kat gök inancı... Gökler.......Bir gökten diğerine bir kapıyla geçersin. (Bkz.Mirac hadisleri) " ........İzni olmaksızın yerin üzerine düşmesin diye göğü O tutuyor. Şüphesiz ki Allah insanlara karşı çok esirgeyici, çok merhametlidir." (Hac Suresi 65) Gök yerin üzerine nasıl düşer arkadaşlar. Bunu hangi inançla bağdaştırabilirsiniz. Yanıtı basit: Bunun için göğü bir tavan gibi düşünmeniz yeterli. "Üstlerindeki göğe bakmazlar mı ki, onu nasıl bina etmiş ve nasıl donatmışız! Onda hiçbir çatlak da yok." (Kaf Suresi 6-Elmalılı Hamdi Meali) Ancak bu ayet her ne hikmetse diyanet çevirisinde şu şekilde yer almış: "Üstlerindeki göğe bakmazlar mı? Onu nasıl bina ettik, nasıl donattık! Onda hiçbir düzensizlik ve eksiklik yoktur" (Kaf Suresi 6-Diyanet çevirisi) Yani rötuşlanmış.... Ne gereği varsa artık....Bu da gökyüzünün bir tavan gibi görüldüğünü pekiştiriyor. Yoksa neden çatlak, (Bir başka çeviride yarık) gibi ifadeler kullanılsın
  24. İşine geleni görüyor, gelmeyeni görmüyorsun kralx. "Teori" den kastın sanırım "evrim teorisi" . Bunu benim savunmama gerek yok zaten. Bütün bilim adamları savunuyor. ..........
  25. yam_yam şurada cevap verdi: içimdeki deniz başlık Doğal Afetler
    İzmir beşik gibi oldu. Pazartesiden bu yana sallanıyoruz. Dün gece 00:40 da yine 5.9 luk bir depremle sallandık. İzmir 1. derece deprem bölgesi olmasına rağmen maalesef halkımız bu konuda yeterince bilinçlendirilmemiş. Gece dışarı çıkıp bir baktım, herkes panik halinde. Özellikle deprem bölgelerinde yaşayanların buna alışması lazım. Depremin merkezinin Ege Denizi olması da bizim için bir şans. Tüm İzmirlilere tekrar geçmiş olsun...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.