yam_yam tarafından postalanan herşey
-
yamyam, merak ediyorum...
Naacal tabletleri ortada olmadığı için diğer tabletleri karşılaştırmanın da pek bir anlamı olmasa gerek. Bildiğim kadarıyla Maya ve Hindistan'da bulunan tabletlerinde yaşları da çok eski değil. Üstelik tapınaklarda yazıldığı iddia edilen ifadelerin de doğruluk açısından akademik bir geçerliliği yok. Zira keşfedildiği iddia edilen dilin gramer yapısı ortaya konmamıştır. Yani Mısır hiyeroglifleri gibi değillerdir. Yalnızca birer iddiadan ibaretler. Üstelik tabletleri bulduğunu ve çözdüğünü iddia eden İngiliz Albay, tabletleri aldığı rahibin isminden neden hiç bahsetmemiştir. Varlığı halinde insanoğlu için çok büyük bir keşif olacak olan tabletler neden ortada yoktur? İngiliz Albay kitaplarında öğrendiği dilin gramer yapısını neden ortaya koymamıştır? ve daha bunun gibi pek çok soru ortadadır. Üstelik bildiğim kadarıyla Nacaal tabletleriyle örtüştüğü iddia edilen Maya tabletlerini bulan da ingiliz albayın yakın dostudur. Tahsin Mayatepek'in Atatürk için hazırladığı raporu da okumuştum. Orada güneş kültü ile ilgili önemli iddialar vardı. Hatta Kâbe'nin bile güneş kültüne ait bir mabet olduğu iddiası vardı. Ancak güneş kültünün yaygın olması bizleri pek şaşırtmaması gerekir. Zira insanların gökyüzüne baktığında ilk gördükleri ve en heybetli gök cismi güneştir. Bu da insanların güneşi tanrı ile özdeşleştirmelerini kolaylaştırıyor. Ben bu konuya (şimdilik) uzaktan bakmayı tercih ediyorum. Zira tüm bunlar, hayalperest bir ingiliz albayın başının altından çıkmış da olabilir. Çünkü iddialarının kanıtı yoktur ve arkasında pek çok soru işareti bırakmıştır. Açıkçası Mu ve onun kolonisi olduğu iddia edilen Atlantis'in varlığına inanmıyorum. Benim için hepsi birer hayal ürünü. J.R. Tolkien de yaratmış olduğu Yüzüklerin Efendisi serisi için, keşfettiği tabletlerden aldığını söylese ve ortaya da kanıt olarak "elfçe" yi öne sürseydi ne yapacaktık? Hele ki birisi de çıkıp İran ve Fin mitolojisi ile arlarındaki benzerlikleri bize gösterseydi, yandı gülüm keten helva...
-
SİZCE EVREN NASIL YOKOLACAK?
"Kendi aklınızdan yürüttüğünüz mantık", "bilimle pek ilgili olmadığınızı da anlamış oldum" gibi yuvarlak ifadeler kullanacağınıza , bilimsel görüşlerle benim yorumlarımı çürütseydiniz size müteşekkir olacaktım sayın kelebek... Söylediklerim bilimle çelişen değerlendirmeler ise, lütfen nerede yanıldığımı söyleyin de ben de bileyim. Tesadüf kelimesi fizik ile ilgili bir konuda hele bir fizik öğrencisine hiç de yakışmıyor sayın kelebek... Size hangi derste hangi öğretim görevlisi yerçekiminin ya da suyun kaldırma kuvvetinin bir tesadüf olduğunu söyledi? Tesadüf kelimesi tamamen sizin kendinizi kandırmak için kullanmış olduğunuz bir yanıltmaca. Siz bir bilim öğrencisi olarak, bilimin herhangi bir olguyu tesadüf olarak açıklamaya çalıştığını gördünüz, ya da duydunuz mu? Bana bir tek olgu gösterin ki, bilim bunu tesadüf olarak açıklamış olsun. Şimdi bu değerlendirmenize bakarak (her ne kadar fizik öğrencisi olduğunuzu söyleseniz de) asıl ben sizin bilimle yakından uzaktan alakanız olmadığını anlamış oldum. Savunduğum görüşü bilmek istemişsiniz. Ben kendimi herhangi bir ideolojiye bağlı olmayan bir ateist olarak tanımlıyorum. Sanırım bu sizin için yeterli olur.
-
yamyam, merak ediyorum...
Bunun nedenlerini defalarca yazdık...
-
yamyam, merak ediyorum...
Sayın ahirzaman; ortak yanlar sizin zannettiğiniz gibi hak dinden doğup da, sonradan bozulduklarını göstermiyor. Bunu değerlendirmeyi yalnızca Musevi-Hristiyan-İslam dinlerine bakarak yapabilirsiniz. Zira bu üç dinin öğretileri de (genel olarak) hemen hemen aynıdır. Ancak Tevrat'dan öncesine gidildiği takdirde iş değişiyor. Bizim iddiamız Tevrat'ın Sümer dininden ve mitolojisinden etkilenerek, içine yahudi mitololojisi de dahil edilerek oluştuğu yönünde. Ancak ne sümer dinlerinde, ne de arap yarımadası dışındaki coğrafyalarda sizin inancınıza benzer bir din yoktur. Örneğin Gılgamış destanında anlatılan tufan olayı yahudiler tarafından kendi inançlarına uyarlanmıştır. Bunun bir mit olduğu o kadar açıktır ki, muhteviyatındaki absürdlüklerden bunu kolayca anlayabilirsiniz.
-
yamyam, merak ediyorum...
Sanki Mu kıtasının varlığı kesinmiş gibi konuşuyorsunuz sayın gelincik. Mu kıtasının da, Naakal (Nacaal) Tabletlerininde varlığı kesin değildir. Bu konu ile ilgilenen kaynaklar Naacal tabletlerinin yaşının 15.000 civarında olduğu söylenmektedir. Hatta bazıları bunun ıspatlandığından falan dem vuruyor (Neye dayanarak söylüyorlarsa artık). Halbuki biz yazının yaşının 5.000 olduğunu biliyoruz. Tarihin bu yaşı kabul ettiğini de biliyoruz. Aksi olsaydı bugün akademik olarak yazıyı bulanın Sümerler değil, Mu olduğu kabul edilirdi. Yukarıdaki iddialarınız, bir İngiliz Albay'ın Tibet'te bir rahipten 2 yılda öğrendiği bir dil ile ve aynı rahibin kendisine gösterdiği tabletleri çözdüğü iddialarına dayanıyor. Bu iddiaların üzerinden neredeyse 100 yıl geçtiği halde hala akademik ve bilimsel geçerliliği yok. Öncelikle bunu bilmeniz gerekiyor. Akademik ve bilimsel geçerliliği olmayan iddialar ile bazı şeyleri kıyaslayamayız. Dolayısı ile değerlendirmelerimi yaparken bunları da hesaba katmam mümkün değil...
-
ALLAH VAR
Tartışma usullerinden bihaber olan biri ile tartışmaya çalışıyoruz burada... Benden böyle bir şey isteyebilmen için, önce bana o kuralları Allah'ın koyduğunu ıspatlaman gerekir. Madem Allah var, hadi güneşi batıdan doğurtsun da görelim...
-
ALLAH VAR
11/7- O, hanginizin amelinin daha güzel olacagi konusunda sizi imtihan için, henüz arşi su üstünde iken gökleri ve yeri alti gün içinde (alti evrede) yaratandir. Böyle iken "Ölümden sonra şüphesiz diriltileceksiniz" desen, inkarcılar "Mutlaka bu apaçık bir büyüdür" derler. 13/2- Allah, gökleri gördüğünüz herhangi bir direk olmadan yükselten, .... 2/29- O, yeryüzünde olanlarin hepsini sizin için yaratan, sonra göge yönelip onlari yedi gök halinde düzenleyendir. O, her şeyi hakkiyla bilendir. 21/30- İnkar edenler, göklerle yer bitişikken, bizim onları ayırdığımızı ve diri olan her şeyi sudan meydana getirdiğimizi görmediler mi? Hâlâ inanmayacaklar mı? 41/10- O, dört gün içinde (dört evrede), yeryüzünde yükselen sabit dağlar yarattı, orada bolluk ve bereket meydana getirdi ve orada rızık arayanların ihtiyaçlarına uygun olarak rızıklar takdir etti. 41/11- Sonra duman halinde bulunan göğe yöneldi; ona ve yeryüzüne, "İsteyerek veya istemeyerek gelin" dedi. İkisi de, "İsteyerek geldik" dediler. 41/ 12- Böylece onları, iki günde (iki evrede) yedi gök olarak yarattı ve her göğe kendi işini bildirdi. En yakın göğü kandillerle süsledik ve onu koruduk. İşte bu, mutlak güç sahibi ve hakkıyla bilen Allah'ın takdiridir. Size Tevrat'ın Genesis bölümünü de gösterdim. İyi anlayabilmeniz (şüpheliyim) için tekrar gösteriyorum... 1 Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı. 2 Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı. Tanrı'nın Ruhu suların üzerinde dalgalanıyordu. 3 Tanrı, "Işık olsun" diye buyurdu ve ışık oldu. 4 Tanrı ışığın iyi olduğunu gördü ve onu karanlıktan ayırdı. 5 Işığa "Gündüz", karanlığa "Gece" adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ilk gün oluştu. 6 Tanrı, "Suların ortasında bir kubbe olsun, suları birbirinden ayırsın" diye buyurdu. 7 Ve öyle oldu. Tanrı gökkubbeyi yarattı. Kubbenin altındaki suları üstündeki sulardan ayırdı. 8 Tanrı kubbeye "Gök" adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ikinci gün oluştu. 9 Tanrı, "Göğün altındaki sular bir yere toplansın ve kuru toprak görünsün" diye buyurdu ve öyle oldu. 10 Kuru alana "Kara", toplanan sulara "Deniz" adını verdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü. 11 Tanrı, "Yeryüzü bitkiler, tohum veren otlar ve türüne göre tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları üretsin" diye buyurdu ve öyle oldu. 12 Yeryüzü bitkiler, türüne göre tohum veren otlar ve tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları yetiştirdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü. ......................................................... (Düzenleme devam eder) Gördüğünüz gibi tanrı başlangıçta yeri ve göğü ayırıyor. Yeryüzü boş, yeryüzü şekilleri yok. Sonra göğü şekillendiriyor ve sonra dönüp dünyayı düzenliyor. Sizin "işte dünyanın evrenden sonra yaratıldığının kanıtı" dediğiniz ayetin kaynağı bu... Boyunu yükselterek (dünyadan yukarıya) dünyadan ayırıyor.. Tevrat'da olduğu gibi. Sonra da dünyaya geri dönüp yeryüzünü düzenliyor. Siz de neyin ne olduğunu bilmeden gelip bana ahkam kesiyorsunuz. Halbuki dünyanın göklerden önce düzenlendiği konusunda pek çok ayet varken, bu ayet Tevrat'a atfen bu şekilde yazılmış. Her halukarda dünya'nın evrenden sonra yaratılması söz konusu değil. Yapma yaw... Madde boyutundaymışmış.... 11/7- O, hanginizin amelinin daha güzel olacagi konusunda sizi imtihan için, henüz arşi su üstünde iken gökleri ve yeri alti gün içinde (alti evrede) yaratandir. Hangi suymuş bu su? Tevrat'ın suyu olmasın sakın? Saydığın zırvalıklar saf insanları kandırmak içindir. Bizleri değil... Rica ederim, o sizin zat-ı alinizin cahilliğinden... Bu arada hala gökyüzünün dünyaya nasıl düşebileceğinden, gökyüzünün tavan-kubbe olmasından, dağların bir piyon gibi yerleştirilmesinden, yıldızlarla şeytan taşlanmasından, gökyüzünde çatlak oluşmasından falan bahsedemedik...
-
ALLAH VAR
Bu kadar ****** yeter artık... 1- "sizinde alıntı yapmış olduğunuz cümleyi Bilim ve Teknik derğisinden aldım. " diyerek resmen yalan söylediniz. Sayfa numarası isteyince bu sefer kıvırıp başka internet sitelerinden aldığınızı söylediniz. Ben hala o ifadenin Bilim ve Teknik Dergisi'nin ilgili sayısında olmadığı konusunda ısrarlıyım. Israrımın sebebi de derginin o sayısına ulaşabiliyor olmam. Eğer siz var olduğunu iddia ediyosanız buyrun sayfa numarası verin... Merak edenler Bilim ve Teknik Dergisi'nin internet sayfasından çok cüzi bir rakama üye olarak tüm sayılara ulaşabilirler... Hiç sıkılmadan sayfa numarası vermek yerine, olmadığını benim ıspatlamamı istediniz. Ispat edecek taraf sizdiniz sayın terapi. Madem olduğunu iddia ediyorsunuz, "şu sayfada" , hatta "falanca paragrafta" diyebilmelisiniz. Çocukca sataşmalara muhatap olacak değilim... 2- "Tüm ifadelerim bana aittir, ben alıntı yapmıyorum. Ispatlayın" dediniz... Size ifadelerinizin bire bir aynısı olan linki verdik, yine kıvırdınız bu sefer linkin H.Y'ye ait olmadığını söylediniz. İlgili ifademin uydurma olmadığını göstermek için H.Y nin aynı konuyu işlediği ilgili linki verdim, "uzaktan yakından alakası yok.." diyerek yine kıvırdınız... Sanki bu durum sizin "alıntı yapmıyorum" sahtekarlığınızı örtbas edecekmiş gibi... 3- "Yörünge ile uzaklık farklı şeylerdir" dediniz. Sonra size "yörüngeden sapma olduğunda uzaklık değişmez mi, 3 mm sapma kaç km uzaklık farkı yaratır, 3mm sapma kaç derece açı farkı yaratır?" sorularını yönelttim, cevabını alamadım... Çünkü cevabını siz de bilmiyorsunuz... 4- "Ispat" diye bir yığın laf kalabılığı yaptınız. O laf kalabalığının hiç bir şey ifade etmediğini göstermek için her paragrafın altında sorular sordum, cevap vermek yerine yine kıvırdınız, evelediniz, gevelediniz... 5- Size 5-6 ayet göstererek Kur'an'ın evren hakkında eski inançlar dışında hiç bir şey söylemediğini gösterdim. Siz hep ayetleri yanlış yorumladığımı ıspatladığınızı söylemeye kalktınız. Ispatınız neymiş? Yüzlerce fıkıh, kelam kitabı okumadan önümdeki Kur'an ayetlerini anlayamazmışmışım... Kusura bakmayın sayın terapi... Kıvırmaktan başka yaptığınız bir şey yok... Yalanlarınızı (açık ve seçik yalan söylediniz) örtmek adına hep konuları çarpıtmaya kalktınız...
-
SİZCE EVREN NASIL YOKOLACAK?
http://www.turkish-media.com/forum/index.p...ndpost&p=198115 Buradan görebilirsiniz...
-
ALLAH VAR
Siz onları da okumuyorsunuz... Sonra da gelip bana ahkam kesmeye kalkıyorsunuz. Kur'an'ı alimlerden başka kimse anlayamaz iddiası çırpınmaktan öte bir şey değildir. Kur'an'ı okumadan önce yüzlerce fıkıh,kelam, tefsir kitabı mı okuyacağız? Ne için? "O ayet o anlama gelmez" diye kandırılmak için... Sana bir sürü ayet getirdim. Hangisini yanlış yorumladığımı neden ve nasıllarıyla gösterebildin?
-
FAiz YİYENLERE ALLAH SONSUZ CEHENNEMİ LAYIK GÖRÜYOR
Yanlış bir metod olduğunu defalarca ıspatladınız mı? Kendilerine apaçık âyetler geldikten sonra..... (Bakara 213) İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz. (Âl-i İmran 103) Ey insanlar! Size Rabbinizden kesin bir delil (Hz. Muhammed) geldi ve size apaçık bir nur (Kur’an) indirdik. (Nisa 174) İşte size Allah’tan bir nur ve apaçık bir kitap (Kur’an) gelmiştir. (Maide 15) Bu teistlerin çırpınışlarından başka bir şey değildir. Kur'an'ı ilim sahiplerinden başka kimse anlayamayacak mı? Hadi oradan...
-
Kimler ataizme meyillidir?
Bu sizin alıntı yaptığınız gerçeğini değiştirir mi sayın terapi? İfadelerinizin kendi çıkarımlarınız olduğunu söyleyerek yaptığınız sahtekarlığı örtbas eder mi? (Daha ağır ifadeler kullanmak istemiyorum) İletinizin birebir kopyasının olduğu adres istediniz, gösterdim... -http://www.kuranmucizeleri.com/bilimsel_mucizeler_20.html- Buyrun H.Y'nin işlemiş olduğu konu... H.Y. safsatası olduğunu söylerken uydurmadığımın kanıtıdır...
-
SİZCE EVREN NASIL YOKOLACAK?
Peki orada bir yaratıcının (tanrı) olması gerektiği fikrine nasıl ulaştınız? Bunun bir tanrı (hele mevcut dinlerin tanrısı) olması gerektiği konusundaki delilleriniz nedir? Bu konuda mevcut alternatifler bulunup çürütüldü ve geriye yalnızca Tanrı mı kaldı? Şu an için evren hakkındaki bilgilerimiz çok çok az. Ancak kutsal kitaplarda anlatılarla kıyaslanamayacak kadar çok şey biliyoruz. Elbette tanrı (!) "yoktan varettim" diyecek. Aksinin söylenmesi tanrı kavramı için uygun düşmeyecektir. Sırf bu iddiaya bakarak, "İşte... Tanrı yoktan var ettim diyor ve Big Bang'de bunu kanıtlıyor" demek çok saçma olur... Evren hakkında tek teori Big Bang değildir. Ancak şu an açıklanabilirlik açısından en başarılı olduğundan en çok tutulandır. Diğer teorilere nazaran kusurları daha azdır. Ancak yinede bu durum, evrenin Big Bang ile oluştuğunun bir kanıtı değildir. Dahası Big Bang, evrenin yalnızca bir tanrı ya da üstün bir güç tarafından yaratılmış olması gerektiğini de söylemez. Kaldı ki öyle olsa bile, bu üstün güç mevcut dinlerin anlattığı gibi bir tanrı olduğunun kanıtı da değildir. Bilakis, bugün için bilinenler bize öyle olmadığını gösteriyor...
-
FAiz YİYENLERE ALLAH SONSUZ CEHENNEMİ LAYIK GÖRÜYOR
"İddialarımız ıspatladık" ifadeniz tamamen yanlıştır sayın terapi... Ispatladığınız hiç bir şey yok. Sadece kuru laf kalabalığı var. Size "ıspat" dediğiniz hiç bir şey ifade etmeyen dogmatik ifadelerinizden sorular sordum, cevaplarını alamadım. Siz hele o sorulara cevap verin, sonra ıspat olup olmadığını tartışalım... "Faiz haramdır" diyenler neredesiniz? Size bir soru sordum hala cevap bekliyorum... Yok mu cevap verebilecek birisi?
-
yamyam, merak ediyorum...
Mu uygarlığını da kısmen inceledim sayın gelincik... Ancak benim bahsettiğim semavi dinlerin arap yarımadasından çıktığıydı. Yani Musevilik, Hristiyanlık ve Msülümanlık...
-
Kimler ataizme meyillidir?
Tevrat Tekvin 1:2-9. "Suların yüzü üzerinde Allahın ruhu hareket ediyordu: Allah 'suların ortasında kubbe olsun, suları ayırsın' dedi ve Allah kubbeyi yaptı. Altta olan suyu üstte olan sudan ayırdı ve Allah kubbeye 'gök' ve alttaki kuru toprağa 'yer' dedi." Enbiya 30 : İnkar edenler, göklerle yer bitişikken, bizim onları ayırdığımızı ve diri olan her şeyi sudan meydana getirdiğimizi görmediler mi? Hâlâ inanmayacaklar mı? İşte, sudan yaratılma hikayesinin kaynağı... Genesis 1 Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı. 2 Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı. Tanrı'nın Ruhu suların üzerinde dalgalanıyordu. 3 Tanrı, "Işık olsun" diye buyurdu ve ışık oldu. 4 Tanrı ışığın iyi olduğunu gördü ve onu karanlıktan ayırdı. 5 Işığa "Gündüz", karanlığa "Gece" adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ilk gün oluştu. 6 Tanrı, "Suların ortasında bir kubbe olsun, suları birbirinden ayırsın" diye buyurdu. 7 Ve öyle oldu. Tanrı gökkubbeyi yarattı. Kubbenin altındaki suları üstündeki sulardan ayırdı. 8 Tanrı kubbeye "Gök" adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ikinci gün oluştu. 9 Tanrı, "Göğün altındaki sular bir yere toplansın ve kuru toprak görünsün" diye buyurdu ve öyle oldu. 10 Kuru alana "Kara", toplanan sulara "Deniz" adını verdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü. 11 Tanrı, "Yeryüzü bitkiler, tohum veren otlar ve türüne göre tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları üretsin" diye buyurdu ve öyle oldu. 12 Yeryüzü bitkiler, türüne göre tohum veren otlar ve tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları yetiştirdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü. 13 Akşam oldu, sabah oldu ve üçüncü gün oluştu. 14-15 Tanrı şöyle buyurdu: "Gökkubbede gündüzü geceden ayıracak, yeryüzünü aydınlatacak ışıklar olsun. Belirtileri, mevsimleri, günleri, yılları göstersin." Ve öyle oldu. 16 Tanrı büyüğü gündüze, küçüğü geceye egemen olacak iki büyük ışığı ve yıldızları yarattı. 17-18 Yeryüzünü aydınlatmak, gündüze ve geceye egemen olmak, ışığı karanlıktan ayırmak için onları gökkubbeye yerleştirdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü. 19 Akşam oldu, sabah oldu ve dördüncü gün oluştu. 20 Tanrı, "Sular canlı yaratıklarla dolup taşsın, yeryüzünün üzerinde, gökte kuşlar uçuşsun" diye buyurdu. 21 Tanrı büyük deniz canavarlarını, sularda kaynaşan bütün canlıları ve uçan varlıkları türlerine göre yarattı. Bunun iyi olduğunu gördü. 22 Tanrı, "Verimli olun, çoğalın, denizleri doldurun, yeryüzünde kuşlar çoğalsın" diyerek onları kutsadı. 23 Akşam oldu, sabah oldu ve beşinci gün oluştu. 24 Tanrı, "Yeryüzü türlü türlü canlı yaratıklar, evcil ve yabanıl hayvanlar, sürüngenler türetsin" diye buyurdu. Ve öyle oldu. 25 Tanrı türlü türlü yabanıl hayvan, evcil hayvan, sürüngen yarattı. Bunun iyi olduğunu gördü. 26 Tanrı, "İnsanı kendi suretimizde, kendimize benzer yaratalım" dedi, "Denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, evcil hayvanlara, sürüngenlere, yeryüzünün tümüne egemen olsun." 27 Tanrı insanı kendi suretinde yarattı. Böylece insan Tanrı suretinde yaratılmış oldu. İnsanları erkek ve dişi olarak yarattı. 28 Onları kutsadı ve, "Verimli olun, çoğalın" dedi, "Yeryüzünü doldurun ve denetiminize alın; denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, yeryüzünde yaşayan bütün canlılara egemen olun. 29 İşte yeryüzünde tohum veren her otu ve tohumu meyvesinde bulunan her meyve ağacını size veriyorum. Bunlar size yiyecek olacak. 30 Yabanıl hayvanlara, gökteki kuşlara, sürüngenlere - soluk alıp veren bütün hayvanlara - yiyecek olarak yeşil otları veriyorum." Ve öyle oldu. 31 Tanrı yarattıklarına baktı ve her şeyin çok iyi olduğunu gördü. Akşam oldu, sabah oldu ve altıncı gün oluştu. İşte inancınızın kaynağı....
-
Kimler ataizme meyillidir?
Kur'an: Tekellüm-ü İlâhi (Yüce Yaratıcının konuşması. İzahı önceki mesajlarda genişçe yapıldı..) Kâinat: Konuşan kitap ( Yani bir dost, bir tanıtıcı, bir yardımcı...) Her ikisi de Allah'ın vahyidir (Allah'ın öğretmesidir..). Aralarında karşılıklı ve sürekli ilişki vardır. Kur'an, kâinatı tefsir eder (Kainatı anlatır, açıklar) ; kâinat, Kur'an'ın davasına bürhandır (Delildir. Evet doğru sözlüsün der..) - Kâinat, Kur'an'ın rehberliğinde okunur. Kur'an'ın davasına da kâinat şahitlik eder. - Kur'an Allah'ın İlm-i Ezelîsinden gelir ve her zaman "taze nazil oluyor" gibi okunur. (Yani Her Daim Günceldir. Diridir. Aktiftir..) - Kur'an, Allah'ı İsimleriyle bildirir. Kâinat da bu gaybî haberin doğruluğuna, kendisini Yaratanın İsimlerini ilân ederek şahitlik yapar. Böylece, marifetullaha (Allah'ı tanımaya) ulaşmak için bir metodoloji çıkar. - Dini ilimler ile fen bilimleri birbirleriyle öyle kaynaşırlar ki, aralarında alan farkı kalkar; din ilimleri ve fen bilimleri ayırımı anlamsızlaşır. Yahu sen bu saçmalıklara tez mi diyorsun? Ciddiye alınabilecek, elle tutulabilir tek bir cümle dahi yok burada... Önce Kur'an'ın evren hakkında size ne verdiğini söylemeniz gerekir... Yazdığınız mucize safsatalarının adresi : -http://www.kuran-ikerim.org/subpage.php?s=quran_read&id=21&op=2-
-
ALLAH VAR
Hangi formulasyondan bahsediyorsunuz sayın terapi? Kur'an evrenin açıklayıcılığı hakkında size ne vermiş de, bizden alternatif formulasyon istiyorsunuz? "Allah vardır, Kur'an onun kelamıdır" gibi dogmatik cümleler kurup, sonra da "hadi sizin formulasyanonuzu görelim" demek saçmalıktan öte değildir. İşte bizim formulasyonumuz : Gökler 7 kat değildir. Şu anki hesaplanan genişliği 75 milyar ışıkyılıdır. Ayrıca yıldızlar sadece en yakın (!) gökte değil, evrenin her yerindedir. Yıldızlar şeytan taşlansınlar diye, ya da insanlar yönlerini bulabilsinler diye yaratılmamışlardır. Yoksa evrenin uzak ucunda, ışığı henüz bize ulaşmamış yıldızlar ne diye yaratıldılar? Gökyüzü Dünya için bir tavan ya da kubbe değildir. Gökyüzünü direkli ya da direksiz yaratamazsınız. Gökyüzünde yarık, çatlak oluşturamazsınız. Gökyüzü Dünya'nın üzerine düşemez. Çünkü gökyüzü Dünya'ya bir tavan değildir. Kur'an size evren hakkında yukarıdaki eski inançlar dışında ne verdi ? Evrenin yaşını mı, evrenin genişliğini mi, Güneş Sistemini mi, kara delikleri mi, kırmızı cüceleri mi? Söyleyin ne verdi? Geçersizliği yüzyıllar önce ortaya çıkarılmış yukarıdaki öğretileri hala mutlak gerçekler diye önümüze koymaya kalkıyorsunuz, sonra da yüzünüz kızarmadan "sizin formulasyonunuz nedir?" diye soruyorsunuz...
-
ALLAH'IN OLMADIĞINI SEN BANA İSPAT ET
Hayır, peşlerinde 2 milyar (abartmışsınız biraz) müslüman yok. Ama herkes onları arıyor... Önlerinde teleskoplarla onların izlerine bakıyor. Herkes onların varlığını hissediyor.. İnsanlığın gökyüzüne olan ilgisi onları memnun ediyor. Hiç değişmemiş (Peah) kitapları yok. Zaten kitaba ihtiyaçları da yok. Sizden onlara ibadet etmenizi beklemiyorlar. Sizi kızgın yağlarda da pişirmeyecekler. İstiyorlar ki, insanlık kendi değerlerine kendileri ulaşsın. Zira insanın doğası bunun için gayet uygun...
-
Kimler ataizme meyillidir?
Bir kere bu terapi'nin tezi değildir. Her zamanki H.Y. safsatalarından biridir. Gerekli açıklamayı yaptım. Bazı gerçekler hoşunuza gitmeyebilir. H.Y. nin şarlatanlıklarını defalarca ortaya koydum. Laf ebeliği yaptığım tamamen sizin hüsnükuruntunuz.
-
ALLAH VAR
Demek herşey anlamlı öyle mi? Evrende tek yıldızdan çok ikili yıldız oluşumlarının olmasının anlamı nedir? Karadeliklerin anlamı nedir? Siz bunların anlamlarını düşünün, arkası gelecek.... Vay vay vay... Evrenin anlamını buldun demek... İnsanlık tarihinin en önemli keşiflerinden biri. Demek ki evrenin anlamı neymiş: Yüzmilyarlarca yıldız, insanlar yönlerini bulabilsinler ve şeytanları taşlasınlar gibi ulvi bir sebeple yaratılmışlardır. Bu mudur? Budur.... İnsan dışında herşey de evrenin ayrılır bir parçasıdır öyle mi? Öyle ise bana insanın neden ayrılmaz da, diğerlerinin ayrılabilir olduğunu açıklayın. Eğer açıklayamıyorsanız, bu cümlenin neden burada olduğunu söyleyin... Yapma yaw... Yaratılmışlık gerçeğiymiş... Peah... İnsanın tüm ihtiyaçlarını karşılayan tanrıymış...Peah.. Açlıktan ölen insanların ihtiyaçlarını kim karşılıyordu peki? Laf salatası... Kuru laf kalabalığı... Hiç bir anlamı yok. Evrenin konuştuğu dili siz mi anladınız? Hangi astronomik buluşu dini referans alarak yaptınız? Bu zorunluluk neden kaynaklanıyor? Böyle bir zorunluluğu gerektiren nedir? Bu soruların cevaplarını siz mi buldunuz? O zaman bize de söyleyin... Mesela Milyarlarca sistem içinde neden Güneş sistemi ve neden Dünya? Madem sorulara siz cevap buldunuz, buyrun cevap verin... E yuh yahu... Sahte olduğunu kim söylemiş? Neye dayanarak söylemiş? Nasıl açıkça ortaya çıkmış? Pes... Siz bilime güvenmeyin kardeşim... Hastaneye de gitmeyin, uçağa da binmeyin, telefon da kullanmayın. Bilime inanmayın... Evrenin bir yaratıcısı olduğunu ispatladın da, onun dilini anlaması kaldı... Yukarıda yazılanlar kuru laf kalabalığından başka bir şey değildir. Ben ciddiye bile almamıştım ancak siz "ıspatladık, cevap veremediniz" gibi gayrıciddi iddialarda bulununca cevap vermeye mecbur kaldık...
-
ALLAH'IN OLMADIĞINI SEN BANA İSPAT ET
Delilleri var... Bir kere gördüğünüz her şey onların delilidir. Zira onları İndrugandentililer tasarladılar.
-
Kimler ataizme meyillidir?
Çıkarımları yapan ben değil, H.Y ve şurekasıdır... Onların da bu konuda ne kadar ehil oldukları bellidir. Bazı şeyler ortaya, gözler önüne serilince nedense "Sen sus bakalım. Sen bu işten anlamazsın" gibi imalarda bulunulmaya başlanıyor. Hala yorumlarıma bir cevap alamadım....
-
Kimler ataizme meyillidir?
İşte yine başladık... Benim yazdıklarımın üzerine konuşulmadan, o konu atlanıyor ve bir başka mucize safsatası getiriliyor...
-
ALLAH VAR
Evet daha bitmedi sayın terapi... Devamını hazırlıyorum merak etmeyin...