-
İçerik Sayısı
2.202 -
Katılım
-
Son Ziyaret
-
Lider Olduğu Günler
9
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
yam_yam tarafından postalanan herşey
-
Yapmayın sayın kralx... Kur'an kendinden önce bilinmyen hiç bir şeye açıklık getirmemiştir. Sizin "1400 yıl önce yazılanları bilimin yeni keşfetmesi" dediğiniz şeyler tamamen sahtekarlık ürünüdür. Zaten bunları burada defalarca dile getirdik ve gösterdik. Burada evrenin oluşumu ile ilgili Tevrat ve Kur'an'dan alıntılar yapmıştım. Yahudilerin 7.günü (Sebt) neden kutsal saydıklarını biliyorsunuz. Kur'an'da anlatılan evrenin ve dünyanın yaradılış öyküsü de Tevrat'dan alınmadır (İtiraz edip de yormayın beni.En az 5-6 defa yazdım). Tevrat'da 6 günün dünya günü olduğu açık ve nettir. Bunu Sebt (Cumartesi) gününden anlayabilirsiniz. http://www.turkish-media.com/forum/index.p...ndpost&p=216108 Konuyu buradan tekrar görebilirsiniz...
-
Birincisi, sizin saydıklarınız benim soruma cevap vermiyor. İkincisi, "cinsel kimlik bozukluğunun nedeni olarak fizyolojik nedenler yoktur." ifadeniz gerçeği yansıtmıyor. Zira eşcinselliğin nedenlerinden biri de, hormonal düzensizliktir...
-
Ne kaddar güzel bir hikaye... Teistler ağladı bea Size bir soru : Eşcinsellik şeytanın vesvesesi midir? Eğer öyle ise, bu şeytan bazı zavallı (!) hayvancıklardan ne istemektedir?
-
din totaliter bir baskı aracıdır.
yam_yam şurada cevap verdi: shankara başlık Dini Konular - Din - Dinler
İnsanları bu kadar farklı yapan etki sizce nedir sayın sardunyam? Bakalım neler olabilir ... 1- Karakter ve düşünce yapısı 2- Kültür Peki din, insanların karakterine direkt müdahalede bulunmaz mı? Mesela : Yalan söyleme, başkalarına karşı iyi davran, şükret, isyan etme, hep tanrıyı düşün vs.vs... Peki din, kültüre direkt müdahale etmez mi? Zaten yapısı gereği kendi kalıpları olan ve bu kalıpların dışında gelişmelere açık olmayan din, kültüre de müdahale etmiyor mu? Mesela : Dini ritüeller, kılık kıyafet, kadın erkek ilişkileri, kendi belirlediği ve değişmeyecek olan suç ve ceza kavramları ve hayatı yönlendiren diğer hükümler... Görüyorsunuz ya, karakter ve kültürü sabitlediğiniz ve herkesin bunlara kayıtsız şartsız uymasını sağladığınız zaman, ortaya tek tip insanlar çıkacaktır. Yani demokrasinin tam tersi... Zira demokrasi, özünde çoğulculuk olan ve toplum yaşamında değişik görüşlerin, farklı ideolojilerin bir arada bulunduğu, bu görüş ve ideolojilerin de sahipleri tarafından rahatlıkla ifade edilebilmesini sağlayan bir sistemdir. Demokrasi yeniliklere açıktır. Değişen, gelişen şartlara göre kendini yenileyebilir. Elbette kurallar vardır. Ancak bu kurallar insanın daha özgür, daha iyi bir yaşamı olması için vardır. Demokrasi bir daire çizer ve bu dairenin içinde istenildiği gibi yaşanmasını ister. Ancak teizmin dairesi, bir bisiklet jantına benzer. Yani dairenin her bir yerinden kesilmiş doğrular vardır. İçi boş bir dairenin içinde "S" oluşturabilirsiniz, "T" oluşturabilirsiniz ya da "ST" oluşturabilirsiniz. Ancak teizm buna, dairenin içini kesen doğrularla müsade etmez. Hareket alanınız daraltılmıştır. Yalnızca sistemin izin verdiği şekilde hareket edebilirsiniz. -
ALLAH'IN OLMADIĞINI SEN BANA İSPAT ET
yam_yam şurada cevap verdi: niyogara başlık Dini Konular - Din - Dinler
Peki doğum yerinize kim karar veriyor? Ya da ölümünüze? Bunlara bir tanrı karar veremez.. Zira o zaman özgür iradeye müdahale edilmiş olur ki, bu da imtihan olgusunu geçersiz kılar. Peki tanrı neden karar veremez? Sizin nerede doğduğunuz, ebeveynlerinizin yapmış olduğu seçimin bir sonucudur. Bir hastaneye gitmek, ya da evde doğum yapmak... Ya da başka herhangi bir yerde... Ölüm de öyle... Normal olarak düşünülürse, yaşam süresi insanın elindedir. Vücudunuza ne kadar iyi bakarsanız, o kadar çok yaşarsınız. Sigara, alkol ya da uyuşturucu kullanıyor iseniz, bu vücudunuzun zamanından önce yıpranmasına neden olacak ve doğal olarak da normal bir yaşam süresinden önce ölmenizi sağlayacaktır. Yediğinize, içtiğinize dikkat etmez, kolesterolunüzü göz önüne almazsanız, kalbiniz ile ilgili ciddi sıkıntılar oluşabilir ve sizi kalp krizine götürebilir. Yani yaşam süresi de çoğu zaman insanın seçimlerine bağlıdır. Bazen de psikolojiniz bozulur ve yaşam ile ölüm arasında bir seçim yaparsınız. Ölümü seçerseniz bu da sizin seçiminiz. Anlatmak istediğim; evrende ve insan hayatında bir tanrıya ihtiyaç yok. Bizi bir tanrı koruyup kollamıyor... Seçimlerimizi bir tanrı belirlemiyor. Sonuçlarını da... Başımıza gelen her türlü (istisnalar kaideyi bozmaz) iyi ve kötü şey, yine biz insanların belirli seçimlerinin sonucunda oluşuyor. Bu forumda teist arkadaşların kullandığı (daha doğrusu kullanamadığı.. Zira şekillendirmemişlerdi) bir teori vardı; "Kelebek etkisi"... Yani dünyanın herhangi bir yerinde oluşacak bir hava akımının, dünyanın bir başka yerinde fırtınaya neden olabileceğini anlatan teori... Aslında teist arkadaşların böyle bir argümanı kullanmasının hiç bir anlamı yok. Eğer başımıza gelen bir olay kendi seçimimiz değilse, muhakkak (istisnalar kaideyi bozmaz) bir başkasının seçiminden kaynaklanıyor. Yani bir diğerinin seçimi bizi etkileyebiliyor. Peki böylesi bir durumda tanrının yeri ya da etkisi nedir? Eğer tanrı, "hayır ve şerri size ben gönderiyorum" diyebiliyorsa, nasıl oluyorda sonuçlar hep bizim seçimlerimizden kaynaklanıyor. Eğer tanrı, hayır ve şerri oluşturabilmek için bizim seçimlerimizi etkiliyor ise, teistler nasıl oluyor da "irademizde özgürüz" diyebiliyor? Böyle bir ikilemin verilebilecek bir cevabı yoktur... O yüzden kader olgusunu her zaman "İslam'ın yumuşak karnı" olarak nitelendiriyorum... Evrende ya da yaşamımızda tanrının bir yeri yok. Tanrıya gerek de yok. Başımıza ne gelirse, biz insanların seçiminden geliyor. Ama kendimizin, ama bir başkasının. Bizi bir tanrı koruyup kollamıyor... Her gün yaşanan binlerce olumsuz örnek var önümüzde. Yapılan duaların da bir anlamı yok. Zira sonuçları bir tanrı belirlemiyor. Anlayacağınız dua etmek ile umut etmek arasında da bir fark yok. Bir ihtimal var ise umut da vardır.İhtimal var ise, umut edilen şey, olası sonuçların seçeneklerinden biridir. Hiç bir zaman mucize olmaz. Ölen birisinin hayata geri dönmesi için yıllarca dua edebilirsiniz... Sonucun ne olacağını hepimiz biliyoruz... -
alim hoca - ateist genç diyaloğu
yam_yam şurada cevap verdi: radikal07 başlık Dini Konular - Din - Dinler
Sanıyorum yukarıdaki yazıların sahibi, yazılarını yönelttiği kişinin dürüstlüğünden şüphe duyuyor olmalı ki, böyle bir yazı yazma gereğini duymuş. Açıkçası bunun sebebini merak ettim. Acaba, neredeyse 1 yıldır bu forumda 1000' den fazla ileti göndermiş muhatabının bu iletileri içinde kasıtlı olarak yapılmış bir yanıltmaca, ya da yanlışlığı aşikar olan bir konuda ısrarını görmüş mü? Gördüyse bize de gösterebilir mi? Eğer yoksa, bu iletinin ve şüphenin amacı-nedeni nedir? -
BÜYÜK PATLAMADAN ÖNCESİ Gökbilim ve evrenbilim (kozmoloji) konularına biraz aşina olmuş bir amatörün er ya da geç aklına takılacak soru: Tamam, inandık; evren Büyük patlama denen olayla ortaya çıktı. Peki ama Büyük Patlamadan önce ne vardı?” Soruya yanıt aramak için profesyonellere dönmek boşuna. Çünkü bazı hipotezlerin ötesinde onların da söyleyebileceği çok fazla bir şey yok. En azından şimdiye kadar yoktu... Einstein’ın genel görelilik kuramına göre (son verilere göre 13,7 milyar y›l önce meydana geldiği anlaşılan) Büyük Patlama, tam anlamıyla “Başlangıcı” yalnızca maddenin değil, uzay zamanın da doğduğu o büyük olayı temsil ediyor. Klasik kuramlar, bu anın öncesindeki varlıkla ilgili olarak herhangi bir ipucu veremezken Pennsylvania Eyalet Üniversitesi’nden (ABD) bir grup araştırmacı, kuantumkütleçekimsel hesaplamalarla Büyük patlama’dan daha geriye bir kapı açtıklarını söylüyorlar. Sonuçları Physical Review Letters ITALIK dergisinin son sayısında yayımlanan çalışlmayı yöneten Abhay Ashtekar’a göre “Genel görelilik, evrenin oluşumunu geriye doğru, maddenin, kuramın denklemlerinin artık iş göremeyeceği kadar yoğunlaştığı noktaya kadar başlarıyla açıklayabiliyor. Bundan ötesi içinse, Einstein’ın elinde olmayan kuantum mekaniksel araçlar kullanmak gerekiyor.” Ashtekar, doktora sonrası araştırmacıları Tomasz Pawlowski ve Parmpreet Singh ile birlikte, Büyük Ptlama’nın ötesine açılan kapıdan geçtiklerini söylüyor. Gördükleri, kullandığımız fiziğin benzeri kuralların geçerli olduğu, ancak genişleyeceği yerde giderek daralan bir evren. Ekibe göre, kütleçekimsel güçler bu geçmiş evreni giderek daraltırken bir noktaya gelindiğinde uzay-zamanın kuantum özellikleri, kütleçekimini çekici olmaktan çıkartarak itici hale getirdi. Ashtekar, “Einstein’ın kozmolojik denklemlerinde kuantum değişiklikler yaparak, meydana gelenin klasik bir Büyük Patlama yerine, bir kuantum ‘yaylanma’ olduğunu gösterdik” diyor. “Aslında, bir başka klasik, Büyük Patlama öncesi evren bulgusu bizi öylesine şaşırttı ki, hesaplarımızı aylarca tekrar tekrar gözden geçirdik; ama sonuçta Büyük Yaylanma senaryosu sağlam çıktı.” Gerçi daha önce de Büyük Patlama’dan önce var olan başka bir evrenle ilgili genel düşünceler daha önce de ortaya atılmştı (Bkz. “Evren Kuramları”, Bilim ve Teknik, Ağustos 2002); ancak, Ashtekar ve arkadaşlarının çalışması, böyle bir evrenin varlığını sistematik olarak yerine oturtan ve böyle bir evrendeki uzay-zaman geometrisini ortaya koyan ilk matematiksel tanımını oluşturuyor. Araştırma ekibi çalışmada, dört temel kuvvetinden kozmolojik ölçekte etki yapan kütleçekimin açıklayan genel görelilik kuramı ile, atomaltı düzeyde etki yapan öteki üç temel doğa kuvveti olan şiddetli ve zayıf çekirdek kuvvetiyle elektromanyetik kuvveti açıklayan kuantum mekaniğini tek bir temel kuvvet olarak özdeştirme yolunda başı çeken yaklaşımlardan bir olan halka kuantum kütleçekim kuramını kullanmış. Yine Pennsylvania Eyalet Üniversitesi’nde geliştirilmiş bu kurama göre uzay-zaman geometrisinin kendine özel bir atomik yapısı bulunuyor ve bizim tanıdığımız yapı yalnızca bir basitleştirme. Uzayın dokusu tek boyutlu kuantum iplikçiklerle örülmüş bulunuyor. Büyük Patlama’nın yakınında bu doku şiddetli biçimde yırtılıyor ve geometrinin kuantum niteliği önem kazanıyor. Bu da kütleçekimine güçlü bir itici nitelik kazandırıyor ve Büyük Yaylanma’ya yol açıyor. Bilim ve Teknik Dergisi / Haziran 2006 S: 13 Bakalım şimdi neler uydurulacak... Zira daha önce Dünya ve evrenin 6 günde yaratıldığına inanılıyordu. Sonra bilim gelişip, bunun yanlış olduğu ortaya çıkınca birden 6 gün, 6 evre oluverdi. Ama hesaba katılmayan bir şey vardı. O da dünyanın evrenden önce yaratıldığı, ya da Tevrat'da olduğu gibi yer ve göğün birbirinden ayrılarak, göğün yükseltilmiş olduğu inancı.. Big Bang ortaya atılınca teistler de hemen bu kurama sarıldılar. "Hah işte... Evren yoktan varolmuştu... Tıpkı (!) kutsal kitaplarda anlatıldığı gibi." Oysaki Big Bang kutsal kitapları toptan yalanlar... Ancak bu onlar için önemli değildir. Evren yoktan varolmuştur ve bu da onlara göre Allah'ın kanıtıdır... Ancak gelişen bilim sayesinde arkalarında delik deşik olmuş evren inançlarından hiç bahsedilmez. Nasıl olsa bir şekilde onlar da yamanabilir. Ama farkında olmadıkları bir şey var. O da, o büyüklükte bir "Yama" nın olmadığı...
-
ALLAH'IN OLMADIĞINI SEN BANA İSPAT ET
yam_yam şurada cevap verdi: niyogara başlık Dini Konular - Din - Dinler
Linki gören teist arkadaşlar yine konuyu tesadüfe ve yaradılışa getirmişler. Bir başka başlık altında şunu sormuştum: "Yetmiş milyar kere trilyon yıldız, insan denen varlığın, Dünya denen gezegende yaşayarak Allah'a kulluk edebilmeleri için bir denge vazifesi görebilsinler diye mi yaratılmış?" Teist arkadaşlara bakılırsa ; "Evet"... Bir de insanlar yönlerini bulabilsinler diye.... Ha bir de şeytanları taşlamak için... Bütün bu absürd konulara hiç düşünmeden "Evet" diyen arkadaşlar, konu yaşam için uygun şartların oluştuğu Dünya olduğu zaman "Olamaz... Mümkün değil... Muhakkak bir yaratıcısı olmalı" gibi dogmatik yaklaşımlar sergilemekten de geri durmazlar. Evrenin insan için yaratılmış olması kadar saçma ve absürd bir konu daha olamaz. Onlara göre bir şeyin olması için "Ol" demesi yeterli olan tanrının, insanın oluşumunu sağlayabilmesi için neden 10 milyar yıl beklediğini hesaba katmazlar. Onlara göre vardır bir hikmeti. Ancak dünyada yaşam için uygun koşulların oluşması 10 milyar yıl sürerse böyle tesadüf mü olurmuş... Hadi be... Ne tesadüfü ? 10 milyar yıl... Başlayın bakalım saymaya... Sadece saymaya ömrünüz yetmez... http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/hab...arih=2006-06-08 Şu adrese bir göz atın... Yeni bir güneş sisteminin doğuyor olabileceğinden bahsediyor. Henüz 20 milyon yaşında... Belki de 3-4 milyar yıl sonra bizimkine benzer bir sistem olacak. Tesadüf mü? Kralx yine kendince ayetler getirip koymuş... "Yaratmak bakımından siz mi daha güçsünüz yoksa gök mü? (Allah) Onu bina etti. Boyunu yükseltti, ona belli bir düzen verdi. Gecesini kararttı, kuşluğunu açığa-çıkardı. Bundan sonra yeryüzünü serip döşedi. Ondan da suyunu ve otlağını çıkardı. Dağlarını dikip-oturttu; size ve hayvanlarınıza bir yarar (meta) olmak üzere. " (Naziat Suresi, 27-33) Söyle bakalım kralx; 1- Göğün boyu nasıl yükseltilir? 2- Yeryüzü nasıl serilir? 3- Dağlar bir piyon gibi mi yerleştirilmiştir, yoksa volkanik ve tektonik hareketler sonucu muhtelif zamanlarda mı oluşmuştur? Tartıştığımız tanrı İslam'ın tanrısı değildir... Zira o, evren hakkında eski ve tamamen yanlış bilgiler vererek kendi kendini çürütmüştür... -
alim hoca - ateist genç diyaloğu
yam_yam şurada cevap verdi: radikal07 başlık Dini Konular - Din - Dinler
Siz ne zaman bilimsel bir kaynak getirdiniz de, biz "teist" diye kabul etmedik? Bilim ile ilgili bir konudan bahsediyorsan elbette iddialarını bilimsel verilere dayandırmak zorundasın. İddianı dayandırdığın verilerin de kaynağını sunacaksın. Sahtekarlık yaptığı defalarca ifşa edilmiş bir kaynağı da, "kaynak" diye önümüze getirmeyeceksin. Kim neyi okumamazlıktan gelmiş? Hangi çelişki hangi itiraf? "Dünya literatüründe kabul edilen evrimci" diyorsunuz, kaynak olarak hristiyan yaradılışçı siteleri getiriyorsunuz. Adam fizik nobeli almış, fizik dalında ihtisas sahibi... Siz biyoloji dalına giren evrim için fizikçinin görüşlerini "itiraf" diye nitelendiriyorsunuz. O zaman inşaat müjendisi bir adam çıksın da, Armstrong'un ay yüzeyindeki fotoğrafına bakarak uzaya aslında hiç çıkılmadığı itirafında (!) bulunsun... "Ne yapacağız " diye sormuşsun... Dürüst olun yeter... -
din totaliter bir baskı aracıdır.
yam_yam şurada cevap verdi: shankara başlık Dini Konular - Din - Dinler
Elbette din bir baskı aracıdır... Kurallarını tanrının koyduğuna inanılan bir sistemde, tornadan çıkmışcasına tek tip insan oluşturmaya çalışır. İnsanların en kolay güdülebildiği sistemdir. Zira kuralları tanrı koymuştur ve buna itiraz söz konusu değildir. İnsanların özgür düşüncelerini baskı altına alarak sistemin kolayca yürümesini sağlar. Ne yani, insan tanrıdan daha mı iyi bilecektir? Üstelik hayır ve şerrin tanrıdan geldiğine inanıldığı için, her şeyi tanrının üzerine yıkarak oluşabilecek tepkiyi rahatlıkla önleyebilirsiniz. Şükür müessesesi ile insanların bulundukları durumdan rahatsız olmamasını, buna tepki göstermemesini sağlarsınız. Böylelikle uygulamış olduğunuz yanlış politikalar sonucu insanlar ne durumda olurlarsa olsunlar, kendilerini her zaman bir alttaki ile mukayese edecek, bulundukları durumdan şikayetçi olmayacaktır. Zira şikayet etmek, tanrıya isyan etmek demektir. Sistemin bir diğer koruyucusu da "helâk" müessesesidir. İnsanların mevcut sistemin dışına çıkmamaları konusunda baskı unsuru oluşturur. Zira tanrı, kendine uymayan toplulukları yok etmiştir ve edecektir. Ve dini kurallarla yönetilen devletler her zaman geri kalmaya muhtaçtırlar. Zira kendilerini değişen toplumsal şartlara göre yenileyemezler. Sitemin kuralları tanrı tarafından konmuştur ve asla değişmeyecektir. Oysa toplumsal şartlar her zaman değişecektir. Ya şartlara göre kendinizi yenileyeceksiniz, ya da şartları kendinize uyduracaksınız. Şartları kendinize uydurmaya çalışırsanız yenilikleri yok sayacaksınız. Bu da, bir ülke için en tehlikeli yoldur. Ya olduğu yerde sayacak, ya da yok olup gideceksiniz. Dini rejimler, yeniliğin önündeki en büyük engeldir. Dini rejim ile yönetilen ülkeleri gözleyin, bunu göreceksiniz... -
Yine anlayamamışsınız sayın kralx.... "Yıldızların, maddenin varlığı süresince hidrojen yaktıklarını neye dayanarak söylüyorsunuz?" Eğer altı çizili kelimeleri görmezden gelirseniz, sizin anladığınız anlam ortaya çıkar. Ancak o üç kelime de oraya boşuna konmadı. Dedik ki, "Genel kabul gören görüş, Big Bang'e neden olan maddenin farklı fizik yasaları olabilecek farklı bir evrenden geldiğidir." Yani evrenimizdeki yıldızlardan önce de madde mevcuttu. Belki maddenin geldiği yerde yıldızlar yoktu... Ya da yıldızlar yine vardı da, enerjilerini başka bir yoldan sağlıyorlardı. Şimdi bu bağlamda aşağıdaki cümleyi tekrar okuyalım... "Yıldızların, maddenin varlığı süresince hidrojen yaktıklarını neye dayanarak söylüyorsunuz?" Görüyorsunuz ya, hiç de sizin anlamlandırdığınız gibi bir durum yok ortada... Siz eskiden böyle değildiniz sayın kralx... Ne oldu size böyle?
-
Zeytinyağı gibi üste çıkmakta üstüne yok bu forumda... Artık yeter... Saçmalıklara tahammül de bir yere kadar... Sana neler söyledik hepsini kulak ardı etmişsin, hala neler söylüyorsun... 1- Hepsi Hristiyan yaradılışçı sitelere ait linker vermişsin, "farklı görüşlerdeki insanlar" demişsin.. 2- Hepsi Hristiyan yaradılışçı sitelere ait linkler vermişsin, "Dünya literatüründe" demişsin.. 3- Fizik alanında uzman birisini kalktınız, biyoloji uzmanı göstermeye çalıştınız... Sonra da "evrimcinin itirafı" dediniz.. 4- Şimdi de kalkmış gayet pişkin bir vaziyette "ileri düzeyde ingilizce" den bahsediyorsun. Konuyu nasıl kıvıracağını şaşırdın...
-
Olduuu... Hala anlamamazlığa verebiliyorsunuz .. Kardeşim bu kaçıncı söyleyişim. Senin verdiğin siteler H.Y sitelerinin orjini olan Hristiyan yaradılışçı sitelerdir. Sen hangi farklı görüşteki insanlardan bahsediyorsun? Verdiğin linkler içinde bir tane farklı görüş var mı? Bunların hepsi bir... Teist kaygılarla hazırlanmış büyük oranda çarpıtma ve sahtekarlıklarla dolu siteler. Bunların örneklerini de verdik. Daha neyi ne için savunuyorsun?
-
alim hoca - ateist genç diyaloğu
yam_yam şurada cevap verdi: radikal07 başlık Dini Konular - Din - Dinler
1- Allah'a kulluk etmek için geldin 2- Ölünce bir süre kabirde bekleyeceksin, sonra cennet'e ya da cehennem'e gideceksin 3- Çiçekler Allah yarattığı için güzeldir.. gibi cevaplar verseydim beni inandırıcı bulacaktınız değil mi? Ama vermeyeceğim... Siz bu sorulara nasıl yanıt vereceğimi biliyorsunuz zaten... Zira pek çok yerde bu sorulara yanıt verdik... -
Ama olmuyor sayın terapi... Siz benim söylediklerimi bile çarpıtmaya başladınız... Ben hangi ifademde bu adamın dünya literatüründe "evrimci" olarak anıldığını kabul etmişim? Bazı linkler verip bu adamın sözde her yerde "evrimci" olarak tanındığını iddia etmişsiniz. Ben de size ilgili linklerin hristiyan yaradılışçı kesimin siteleri olduğunu gösterdim. Siz hala benim bu adamın evrimci olduğunu kabul ettiğimi söylüyorsunuz... Olmamış... Bir insan hem ilahiyatçı hem de doktor olabilir. Ancak böyle anılabilmesi için her iki konuda da ihtisas sahibi olması gerekir. Siz bana bahsi geçen şahsın fizik dışında aynı zamanda biyoloji konusunda da ihtisas sahibi olduğunu gösterin, ben de bu konuda haklı olduğunuzu kabul ve beyan edeyim...
-
alim hoca - ateist genç diyaloğu
yam_yam şurada cevap verdi: radikal07 başlık Dini Konular - Din - Dinler
Fakat ortaya elle tutulur gerekçeler de koyamıyorsunuz sayın terapi... Eksik olduğumuzu söylüyor, fakat nerede eksik olduğumuzu gösteremiyorsunuz... -
Kim karar verecek? Bana akademik kariyeri fizik olan bir bilim adamının söylediğini iddia ettiğiniz bir cümleyi getiriyorsunuz ve "evrimcinin itirafı" yakıştırmasını yapıyorsunuz. Konu fizik ile ilgili bir konu olsa söylenebilecek bir şey yok. Ancak konu fiziği değil de biyolojiyi ilgilendiren bir alan ise, adı geçen şahsın din ya da felsefe alanında uzman olması da, evrim hakkında ahkam kesmesine yeterli değildir. Konuyu basitleştirme çabasından vazgeçin... Bir çok yerde dediğiniz linklere bir göz atalım... "http://www.present-truth.org/Creation/Creation-not-EvolutionTOC.htm" Bu site H.Y sitelerinin orjinlerinden biridir. Hristiyan yaradılışçılarının sitesidir. "http://www.libertypost.org/cgi-bin/readart.cgi?ArtNum=116481" Bu site görünüşte bağımsız bir site gibi görünüyor. Ancak haberin kaynağı olarak bakın neresi verilmiş. "http://evolutionisimpossible.com/" Yani kaynak yine hristiyan yaradılışçıların sitesi.... "http://www.ankerberg.com/Articles/_PDFArchives/science/SC3W1099.pdf" Bu site de yine hristiyanlığa yöenlik bir site. İsteyen anasayfaya bakıp görebilir. Gördünüz mü sayın terapi? "Bir çok yer" dediğiniz siteler nereleriymiş... Siz bilimsel yöntemin ne olduğunu öğrendiğiniz zaman... Karalamak mı? Düzeltelim ; "Sahtekarlıkları göz önüne sermek" diyelim... İlgililer bunu yaptılar zaten merak etmeyin. Ortada fikir yok zaten. Tamamen sahtekarlık örnekleri var... Normaldir... Zira size inandırıcı gelebilmem için duymak istediklerinizi söylemem gerekiyor... Lütfen ilgili yerlerdeki diğer çarpıtmalara da değininiz...
-
alim hoca - ateist genç diyaloğu
yam_yam şurada cevap verdi: radikal07 başlık Dini Konular - Din - Dinler
İrade konusunu bu forumda diğer arkadaşlar ile defalarca tartışmıştık sayın terapi... Konumuz irade değildi. Hala da değil... Yukarıdaki olası diyalogları hazırlamamın sebebi, sizin ; "Amacım birşeyler söyletmek değil...Fakat kusura bakma eğer psikoloji bilimi "artık oğlunuz öldü.Artık onu asla göremeyeceksiniz. Ahiret yani öbür dünyada yok. O artık yok. çürümeye başladı. Ama hayat devam ediyor. Sabretmeye çalışın. Size bizler sakinleştirici ve yatıştırıcı bazı ilaçlar verelim ki; ( bunların bir kısmı tamamen insanı uyuşturur ve yeşil reçete ile satılır "xanax" bir kısmı ise "antidepresanlar" tedavi eder fakat birçok yan etki bırakır...) Rahatlayın.....Derseniz bu iş olmaz...ki olmuyor da" paragrafınıza atfendi. Yani siz ateizmin insanları bazı konularda rahatlatamadığını, bunu teizmin yaptığını söylemişsiniz. Ben de buna mukabil ilgili diyalogları hazırladım. Yani teizmin de insanı rahatlatamadığı benzer konuları... Düşünce yapınızdan kaynaklanan tek taraflı algılama yanılgılarınızı göstermek istedim. Sanırım ilgili diyaloglar amacına ulaştı... -
TÜRBANA BİR PARÇA BEZ GÖZÜYLE BAKANLARA SESLENİYORUM
yam_yam şurada cevap verdi: fakir başlık Dini Konular - Din - Dinler
Antropoliji diye bir bilim dalı vardır sayın çoban, hiç duymuşmuydunuz? Sizi hangi cevapların tatmin edeceğini biliyorum ben. Size diyecekler ki, "Kıyafet ihtiyacı Adem ve Havva'nın ilk günahlarını işledikten sonra edep yerlerinin kendilerine görünmesinden sonra ortaya çıkmıştır" , siz de "Tamam... Budur" diyeceksiniz. Zira duymak istediğiniz cevap bu. Yoksa antropoloji diye bir bilim dalı varmış, bu bilim insanların kültürel gelişimlerini de incelermiş, bunu yaparken de kafadan atmıyor, mevcut bulgulara dayanıryorlarmış gibi konular sizi hiç alakadar etmiyor... Giyinme konusundaki tercihim için söylemim bir ironiydi. Elbette herkesin örtündüğü bir ortamda ben de örtüneceğim. Ben bir mağazada mayoyla dolaşmıyorum ama, pekala bir kumsalda mayo ile dolaşabilirim. Bir başkası da... Kıyafet konusundaki tercihler şartlara ve bulunulan ortama göre değişir. Herkesin giyinik, senin çıplak olduğun bir ortam ile, seninle birlikte herkesin çıplak olduğu bir ortamda, bulunduğun durumu yadırgama oranın aynı mıdır? -
Sayın ahirzaman; tamamen geçersiz kelime oyunları yapıyorsunuz. Tıpkı H.Y'nin yaptığı gibi. "Üzerlerine bulutu da gölgelik yaptık ve onlara kudret helvası ve bıldırcın indirdik" Peki bunu nereden indirmiş? Yıldızlardan mı? Peki size bir soru daha... "İndirmek" fiili, görece aralarında yükseklik mesafesi bulunan bir yer için ve yukarıdan aşağıya doğru kullanılır... Peki dünya için hangi yıldızlar yukarıda, hangileri aşağıdadır? Buyrun cevap verin...
-
Ben bu yazıya cevap verme gereği duymamıştım, zira cevap vermeyi gerektirmeyecek kadar abes bir konuydu. Ancak gördüm ki sayın terapi bu durumu kendi lehine kullanmaya çalışıp, benim cevap veremediğimden dem vurmaya başlamış... Evrim hangi bilim dalının içine girer sayın terapi? Fiziğin mi? Yoksa biyolojinin mi? Bir insanın herhangi bir alanda nobel alması, diğer bir alanda uzman olduğunu göstermez. Evrim, dinin de, felsefenin de uzmanlık alanına girmez. Bu işin uzmanı biyologlardır. Biyologlar dışındaki herkes sadece kendi görüşlerini ve inanmak istediklerini söylemekle yetinirler. Fizik dalında nobel alan birinin evrim hakkındaki görüşleri "evrimcilerin itirafları" konu başlığına giremez. Eğer "itiraf" diyecekseniz, biyoloji dalında ihtisas sahibi birinin sözlerini alacaksınız. Kaldı ki sizin alıntı yapmış olduğunuz site de, H.Y sitelerinin orjini olan hristiyan yaratılışcı kesimin sitesidir. Onlar çarpıtma konusunda uzmandırlar... İki cümlenin içinden cımbızla aldıkları kelimeleri birleştirerek ne mucizeler yarattıklarını biliyoruz. Burada cevap vermeye değecek bir şey yok. Konu çarpıtılmamış olsa bile, sözün sahibi bir evrimbilimci değildir. Evrim konusunda ahkam kesecekseniz, biyoloji alanında ihtisas sahibi olacaksınız. Gerisi hikaye... Lütfen ilgili yazımdaki diğer çarpıtmaları da getirin de, onları da tartışalım...
-
alim hoca - ateist genç diyaloğu
yam_yam şurada cevap verdi: radikal07 başlık Dini Konular - Din - Dinler
Sana da pirevo ahirzaman... Saçmalık dediğin şeyler senin dininin özüdür. Kur'an, inkar edenlerin göreceği cehennem azaplarını anlatan ayetlerle doludur. 13/5- Eğer şaşacaksan, asıl şaşılacak olan onların, "Biz toprak olunca yeniden mi yaratılacakmışız?" demeleridir. İşte bunlar Rablerini inkar edenlerdir. İşte onlar boyunlarına demir halkalar vurulanlardır ve işte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır. Bana inkar edenlerin affedilebileceğine dair 1 (yazı ile BİR) tane ayet gösterebilir misiniz? Bana oğlunun ateist olarak öldüğünü bilen bir annenin içini rahatlatacak bir tane ayet gösterebilir misin? "insanlar kendini ne mutlu edecekse onunla karşılaşırlar" demişsin... Oğlunu çok seven, kendi cennette, oğlu cehennemde olan bir annenin, evladını yanında görme arzusu yerine getirilebilecek mi? Eğer yerine getirilecekse cehennemin bir anlamı kalır mı? Kocasını çok seven ve kendisi gibi kocasınında cennette olduğu bir hanımın kıskançlık sebebiyle kocasına vadedilen huriler kocasından geri alınacak mı? Adam "Bunlar benim hakkım" derse hangisi memnun olacak? Cennet kavramına uyan bir şey yoktur zaten... Bunlar sizin konunun diğer yüzüne hiç bakmamanız sonucu oluşan yanılsamalarınız... Cennette herkes memnun olamaz.. -
TÜRBANA BİR PARÇA BEZ GÖZÜYLE BAKANLARA SESLENİYORUM
yam_yam şurada cevap verdi: fakir başlık Dini Konular - Din - Dinler
İnsanların giyinme ihtiyacı, modadan ya da örtünmeden önce doğa koşullarından korunma gereksiniminden ortaya çıkmıştır. Paleolitik çağda yaşanan buzul dönemleri sırasında sıcaklığın dayanılmaz derecelere düşmesi, insanları avlanan hayvanların postlarını giyecek olarak kullanmaya itmiş olmalı. İnsanı Güneş’in yakıcı ışınlarından ya da kışın dondurucu soğuğundan koruyan giysiler, el aletlerinin gelişmesiyle birlikte kaba formlarından çıkıp gittikçe incelikli işçiliğe de sahip oldular. http://www.biltek.tubitak.gov.tr/merak_ett...=9&soru_id=1729 Dış etkenlerden korunmak için örtünüyorum. Bir de çıplak dolaşmak yasalara aykırı olduğu için... Üçüncü sorunun cevabını Avrupa ülkelerinde yaşayan siyahi ırkta bulabilirsin. Zira onlar bir zamanlar Afrika'nın ücra kabilelerinde yaşarlarken, Avrupalılar tarafından köle olarak getirilen insanların torunları. Bak bakalım yaşam felsefeleri ve kültürleri Afrika kabilelerine benziyor mu? -
Yazılarımı tam okumadan, anlamadan cevap hazırlıyorsun sayın kralx.. Ben nerede "Big Bang'i yalnızca teistler kabul eder" demişim ? Bakın ilgili ifadem nasılmış? Aşağıda... "Asıl konu ise Big Bang'e neden olan maddedir. Bu konuda genel kabul gören de, bu maddenin farklı fizik yasaları olabilecek, farklı bir evrenden geldiğidir. Yani bu bağlamda da sizin teziniz çürümüş oluyor. Zira siz teistlerden başka hiç kimse maddenin Big Bang ile oluştuğunu düşünmüyor. " Ben ne demişim? "Big Bang'i yalnızca teistler kabul eder" mi demişim, yoksa maddenin Big Bang ile oluştuğuna yalnızca teistler inanır mı demişim? Bana Big Bang öncesinin yokluk olduğu ve maddenin Big Bang'den önce bulunmadığını iddia eden bir tane bilimsel makale gösterebilir misin? Ama ben sana tersi bilimsel makale gösterdim. Hem de isim, sayı ve sayfa numarası vererek. Sen bu konu içerisinde bana kaç tane bilimsel kaynak gösterdin peki? O zaman ne hakla beni mesnetsiz yazmakla itham ediyorsun? "Daha hidrojenin helyuma dönüşerek ısı ve ışınım enerjisi ürettiklerini bilmeyen bir şahıs benle bu seviyede ve bu tarzda tartışma yapamaz, daha doğrusu ben onunla yapamam" demişsini... Bunu hangi iletimin hangi ifadesine bakarak çıkardın... Eminim ki, bu da yukarıdaki gibi tam okumadan hazırladığın cevaplardan birisidir. Lütfen bu ifadenizi hangi iletime dayanarak yazdığınızı belirtin... Vakit çok geç olduğu için yıldızlar hakkındaki konuya da yarın değinmeye çalışacağım...
-
TÜRBANA BİR PARÇA BEZ GÖZÜYLE BAKANLARA SESLENİYORUM
yam_yam şurada cevap verdi: fakir başlık Dini Konular - Din - Dinler
Yazımın hangi kısmında gelişmiş, gelişmemiş ayrımı yaptığımı bana söyleyebilir misiniz? İzan ve düşünce yapınızda acil gelişmelere ihtiyacınız var...