Zıplanacak içerik

yam_yam

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

yam_yam tarafından postalanan herşey

  1. yam_yam şurada cevap verdi: dennise başlık Din Felsefesi
    Kur'an'da yıldızlarla ilgili o kadar ilkel ve absürt ifadeler vardır ki, bunları pas geçip pamuk ipliğine demir kaynatmaya çalışıyorlar.. Pes doğrusu... E yersen tabii.. Örneğin tanrı yıldızları, şeytanları taşlamak için kullanır.. Bknz: 67/5- "Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık. Onları şeytanlara atılan taşlar yaptık ..." Örneğin tanrı bütün yıldızları biz ölümlüler gece karanlığında yolunu bulsunlar diye yaratmıştır. Bknz : 6/97- O, sayelerinde, kara ve denizin karanlıklarında yolunuzu bulasınız diye sizin için yıldızları yaratandır Şimdi burada "e insanlar yıldızlara bakarak yönlerini bulmuyorlar mı?" diye itiraz etmeyin.. İnsanların yıldızlara bakarak yönlerini tayin etmesi başkadır, yıldızların insanların yönlerini bulmaları için yaratılmış olması başka...
  2. yam_yam şurada cevap verdi: dennise başlık Din Felsefesi
    İlgili ayet şu şekildedir : And olsun ki peygamberlerimizi belgelerle gönderdik; insanların doğru (adaletli) hareket etmeleri için peygamberlere kitap ve ölçü indirdik; pek sert olan ve insanlara birçok faydası bulunan demiri de indirdik. Bu, Allah'ın dinine ve peygamberlerine görmeksizin yardım edenleri meydana çıkarması içindir. Doğrusu Allah kuvvetlidir, güçlüdür. Şimdi ayette anlatılmak istenen gayet açık ve net aslında.. Kur'an'ın tanrısı, kendi katından insanlar için kitap ve ölçü indirdiğini, bunun yanında demiri de indirdiğini söylüyor. E şimdi burada demir dev yıldızlardan indirildiyse, kitap ve ölçü nereden indirildi? Lütfen biraz izan...
  3. yam_yam şurada cevap verdi: dennise başlık Din Felsefesi
    Breh breh breh breh breh !!!!! Halk arasında kullanılan bir deyim vardır : "Herkesi kör, alemi sersem sanmak.." diye... Bir takım dalavereler çevirip, ardından da pişkinlik gösterenler için kullanılan bir deyimdir. H.Y ve şurekasından oluşan bir grup, üşenmemişler, insanların duymak istediklerine inanacaklarını ve hedef kitlelerinin de sorgulamadan ne kadar uzak olduklarını bildiklerinden, oturdukları yerden mucize safsataları üretmişler. Ne yazık ki hedef kitleleri de onları yanıltmamış, bu safsatalara inanmış ve kabullenmişler. Adamlar kuyuya bir taş atıp suyu bulandırdılar, şimdi de oturup kıs kıs gülüyorlar... Neyse, şimdiye kadar söylediklerim bu safsataları üretenler içindi, onlar için ne söylesek boş... Bundan sonra söyleyeceklerim ise, bu safsatalara inananlar ve buraya taşıyanlar için olacak...
  4. Bir gün o araçta ben de olabilir miyim bilmiyorum; çok çok uzak bir ihtimal gibi görünüyor.. Ancak o şanslı yolcuların bir çoğundan daha hevesli olduğumdan kuşkum yok...
  5. Uzay yolculuğunun ticari olarak yapılabilir hale gelmiş olması insanlık tarihi açısından çok önemli bir gelişmedir. Ne yazık ki şimdilik bu tür seyahatler için çok sınırlı bir noktayla yetinilecek. Hatırladığım kadarıyla (şanslı) yolcuları yerçekimsiz ortamı ancak bir kaç dakikalığına deneyimleyebilecekler. Yani yolculuğa çıkacak olan araçlar şimdilik Dünya'dan pek de öyle uzaklaşamıyorlar. Yine de gelecek için önemli bir adımdır.
  6. yam_yam şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Uzun zamandır foruma yazamıyorum; ancak bu konuyu daha önce sevgili demirefe ile çok kısa da olsa tartıştığımızı hatırlıyorum. Kendisi bu konuda biraz hassas olduğunu ifade etmişti.. Bilemiyorum ama sanırım bunda yaşadığı bazı tecrübelerin de etkisi var.Açıkçası sevgili demirefe'nin idamı savunurken sunduğu argümanları, sağlıklı bir bakış açısıyla sunduğunu düşünmüyorum. Bunda yukarıda da bahsettiğim gibi yaşanmış bir takım tecrübelerin de etkisi olabilir. Bu, anlayışla karşılanacak bir durum olmakla birlikte, savunulan şeyin geçerliliğini göstermez. Herşeyden önce, "idam" ı tartışırken, bunun bir cezalandırma yöntemi olduğunun kabülü gerekir. İnsanlık tarihi ile eşdeğer olan ceza, tarih boyunca toplumların insani gelişmişliklerinin de bir aynası olmuştur. Ne yazık ki bugün bile bazı toplumların binlerce yıl önceki cezalandırma yöntemlerini aynen kullandıklarını görüyoruz. İnsanlık için ne büyük ayıp... Evet ceza genel olarak toplumun huzuru açısından suçu önlemeye, suçlunun ıslahına ve adalet duygusunun sağlanmasına yöneliktir. Bu amaca yönelik olarak yapılacak düzenlemeler, evrensel ilkelere uygun olarak yapılmalıdır. Bu ilkelerin en başında da, yaşam hakkının herkes için kutsal olduğu gelmelidir. Empati, günlük hayatta insani ilişkiler açısından çok önemli ve gerekli olmakla birlikte, konu ceza olduğunda uzak durulması gereken bir yöntemdir. Zira böylesi bir durumda sağlıklı bir bakış açısı sergilemek mümkün değildir. Canı yanan birinin verdiği tepkiler sağlıklı tepkiler değildir ve çoğu zaman orantısızdır. Hatta kimi zaman vandalist bile olabilir. O yüzden de hem adalet duygusunu sağlamak, hem de evrensel değerlere bağlı kalmak çoğu zaman pratikte mümkün olamayabiliR. Ama bu durum insanlıktan çıkmak için bir mazeret olmamalı. Sevgili demirefe, idamı savunurken bunun intikam amacı taşımadığını söylüyor. Oysa ki sunduğu argümanlar bunun tam tersi.. Masum bir yavrucağın katiline ilişkin verilen örnek, tam da intikam kaynaklıdır. Empati kurduğumda, bir baba olarak asla başıma gelmesini istemeyeceğim böyle bir durumla karşılaşırsam, müsebbibinin lime lime doğranmasını isteyeceğimden, hatta ve hatta bir karıncayı incitmekten imtina eden biri olarak bunu hiç düşünmeden kendi ellerimle yapabileceğimden kuşkum yok. Ne yazık ki adalet göreceli bir kavramdır ve herkes kendi adaletini sağlarsa, toplumda kaos kaçınılmaz olur. Değinmek istediğim bir başka söylem de, tedavisi olmayan bir rahatsızlığın idam sebebi sayılması... Ama konu uzun; vakit dar..
  7. Enteresandır ki, en uzun süren rüyalar bir ya da iki dakikayı geçmez; ama bize saatler sürmüş gibi gelir.. Neyse ki sağ salim ulaşabilmişsiniz markete.. Bir dahaki sefere dikkat edin de bir aracın altında kalmayasınız...
  8. Ve ne acıdır ki benim ülkemde vicdansızca, oyun oynaması gereken çocukların eline taşlar, molotoflar tutuşturulup onların arkasına saklanılabiliyor..
  9. Öncelikle bizim güneşimiz sıradan bir yıldız değildir. Çevresinde yaşam oluşmasına imkan tanıyacak en uygun sınıfta yer alır. Zira Güneşten büyük yıldızların ömürleri çok kısa olduğundan, çevresinde bir yaşam oluşabilmesi için gerekli zamandan önce ömürleri sona erer.. Bu iş istatistikle olmuyor maalesef.. Katrilyonlarca yıldız olması, bu yıldızlardan birinin çevresinde bizden daha zeki canlıları barındırdığı anlamına gelmeyebilir. Örneğin; * Her 13 yıldızdan yalnızca 1 tanesi bizim güneşimizin de dahil olduğu G sınıfıdır. Diğer 12'si ya çok büyük ya da çok küçüktür. * Gözlemlenebilen yıldızlar içerisinde çift yıldızlar tekli yıldızlardan daha fazladır. İkili yıldız sistemlerinde yaşam olasılığı yok denecek kadar azdır. * Evrendeki yıldızların büyük çoğunluğu, galaksilerinin merkezlerindeki çok yoğun bölgede yer alırlar. Bu bölgelerde fiziksel faaliyet çok yoğun olduğundan buralarda da yaşam olma olasılığı çok küçüktür. Neyse ki biz samanyolunun merkezinden bir hayli uzağız.. Görüyorsunuz ya, katrilyonlarca yıldız içerisinde, çevresinde yaşam barındırabilecek yıldız sayısı birden ne kadar da azaldı. Üstelik bu kadar da değil... Yaşam olabilmesi için gereken şartlar arasında listede daha onlarca madde var.. Böylesine kesin bir yargıya varabilmek için elinizde ciddi bulgular olması gerekir. "Trilyonlarca yıldız var" diyerek ya da aşağıda hiç bir geçerliliği olmayan komplo teorilerinden bahsederek böyle kesin bir yargıya varamazsınız.. Ha siz varırsınız da, benim için o yargının bilimsel hiç bir değeri yoktur. Siz istediğiniz şeye inanmakta özgürsünüz ama kusura bakmayın bu söylediklerinizin hiç bir geçerliliği yoktur. Uzaylıların tecavüzüne uğradığını iddia eden de yüzlerce insan vardır ABD'de.. Kusura bakmayın ama bunlar yetişkin insanlara bahsedilemeyecek kadar mantıktan uzak gerekçeler.. Söyleyeceğim şudur; Evrende bizden başka canlılar olabilir mi sorusuna asla "hayır" demiyorum. Ancak Dünya'yı ziyaret eden ufo ve uzaylılar söylencelerine de zerre itibar etmiyorum. Bunun için de yeteri kadar gerekçem olduğundan emin olabilirsiniz...
  10. Sayın Legendary; Bu konuları bilim başlığı altında açtığınıza göre sizden bazı bilimsel bulgular istemek de hakkımızdır diye düşünüyorum... Çoğu fotomontaj ürünü fotoğraflardan çok daha fazlası gerekmez mi sizce de? Örneğin evrenin hangi bölgesinden gelmiş olabilecekleri, ya da ışık hızını nasıl aşmış olabilecekleri, ya da ışık hızıyla bile on yıllar hatta bin yıllarca sürecek bir yolculuğa nasıl katlanmış olabilecekleri, ya da bu kadar uzun bir yolculuk için gereken lojistiğin görece bu kadar küçük araçlara nasıl sığdırılmış olabileceği, ya da bugüne kadar neden ortaya çıkmadıklarını, eğer ortaya çıkmama nedenleri gizlenmekse onca teknolojiye rağmen neden görüntülenmekten (!) kaçamadıklarını... Soruları çoğaltmak mümkün... İstediğiniz sorudan başlayabilirsiniz
  11. Böyle giderse ülkemiz için kafatası av sezonu kapanmamak üzere açılacakmış gibi görünüyor... Ulu manitu sonumuzu hayır etsin..
  12. Bir şekilde patlak verecekti, verdi de.. Zamanlama konusunda yorum yapmayacağım.. Çünkü olayın vehametine bakarsak en son tartışılması gereken konu gündem değiştirme odaklı zamanlama olmalı.. Ancak orada düne kadar devlet neredeydi birileri bunun hesabını vermelidir...
  13. Enerji için ne bir uzaylıya ne de bir uzaylı teknolojisine ihtiyacımız yok. Yenilenebilir enerji kaynaklarına daha fazla eğilebilirsek enerji sorununu diye bir şey kalmaz...
  14. yam_yam şurada cevap verdi: delifırtına başlık Erkekçe
    Yalnızca bir ayak fetişistinden beklenebilecek bir iddia.. Aklı başında birinin işiymiş gibi gelmedi bana...
  15. yam_yam şurada cevap verdi: Siyah_Beyaz başlık Erkekçe
    Acaba en büyüğü yalnızca erkekler mi ister? Örneğin pırlantanın en büyüğünü istemeyecek kaç kadın vardır? Ya da içerisi hizmetçilerle dolu kocaman bir şatoda yaşamak istemeyecek... Erkeklerin büyük göğüslerden hoşlanmasının, yukarıdaki yazının giriş bölümünde anlatılanlarla ilişkilendirilmesini pek de doğru bulmuyorum açıkçası. Uzmanların söylemesine göre göğüsler doğurganlığın sembolü ve erkekler de bilinç altlarında büyük göğüslere karşı biraz daha istekli olabiliyorlar. Tabii bu bir genelleme.. Her erkek büyük göğüslerden hoşlanır diye bir kural yoktur..
  16. yam_yam şurada cevap verdi: Legendary başlık Ufolar - Uzaylılar
    Aslında verdiğim linklerden ilkini inceleseydiniz, bu asparagaslardan birini bizzat Däniken'in yaptığını görebilirdiniz.
  17. yam_yam şurada cevap verdi: eflatun81 başlık Erkekçe
    Bu bir çelişki değil, insan doğasıdır.. Aslında sorunuzun çok basit bir yanıtı var: İnsan,cinselliği zevk için yapabilen nadir canlılardan biridir. Bu zevkin en büyük tetikleyicisi de heyecandır. Rutin, heyecanı bir süre sonra yok eder. Heyecan yoksa, zevk minimuma düşer. Kimin söylediğini hatırlamadım şöyle bir söz vardır : "En iyi afrodizyak bir başka kadındır" Tabii bu sözü söyleyenin bir erkek olduğunu anlamak hiç de zor değil. Aslında şu şekliyle daha doğru olurdu: "En iyi afrodizyak bir başka kişidir" Çünkü bir başkası yeni bir heyecan demektir. Bunun kadını erkeği de yoktur aslında; yalnızca kadınların toplumsal nedenlerden dolayı bilinçsel baskı altında olması söz konusudur. Erkek bu konuda toplum içinde daha rahattır. "Güzele bakmak sevaptır" da, yakışıklıya bakmak günahtır çünkü. Kadınlar üzerinde toplumsal bir baskı söz konusu olmasaydı, cinsellik konusunda erkeklerle kadınlar arasında pek fark olmadığını daha net görebilirdik sanırım.
  18. yam_yam şurada cevap verdi: Legendary başlık Ufolar - Uzaylılar
    Yukarıda ufolara ve uzaylılara kanıt diye sunulan fotoğrafların çoğu sahtedir. Bir kaç tanesi hakkında aşağıdaki linkleri inceleyebilirsiniz.. -http://www.siriusufo.org/uforum/forum_posts.asp?TID=7539- -http://www.siriusufo.org/uforum/forum_posts.asp?TID=4704&PN=1-
  19. Bilim bölümü altına yazılan yazılar, açılan başlıklar özen ve dikkat ister. Hele ki başlığı açan kişi adminlerimizden biriyse... Bir gezegenin ortalama sıcaklığının -300°C veya -450°C olması mümkün değildir; zira maddenin en düşük enerji düzeyinde olabileceği sıcaklık noktası -273,15°C dir ve bu da "mutlak sıfır" olarak adlandırılır. Maddeyi bu veya bundan daha düşük bir sıcaklığa düşürebilmeniz münkün değildir. Mutlak sıfır noktası 0 kelvindir ve evrenin ortalama sıcaklığı bile bu noktanın biraz üzerinde, 0,7 kelvindir. Lütfen biraz daha dikkat..
  20. BAV'nı bilmesek inanacağız.. Her türlü taktik beklenir...
  21. Ufolar için "kanıtlanmaya çalışılan bir teori" ifadesini kullanmanın çok da doğru olmadığını düşünüyorum. Bir teori oluşturabilmek için çok daha fazla bulguya ihtiyacınız vardır ve bu bulguları sistematik biçimde kullanılarak bir olguyu açıklıyor olmanız gerekir. Halbuki ufoların var olduğunu iddia edenlerin ellerinde ne bir bulgu, ne de açıklanabilen bir olgu vardır. Ufoların varlıklarının tartışılmasına karşı değilim. Ancak bu konu kasıtlı olarak suistimal edilmektedir; hem de bilim insanları alet edilerek. Bu işten çıkar sağlama peşinde olanlar bırakın ufoların varlıklarının tartışılmasını, teknolojilerini açıklama noktasına kadar vardırmışlardır konuyu. Evrende akıllı canlıların olup olmadığının bilimsel veriler çerçevesinde bilim bölümü altında tartışılmasında bir beis yoktur. Ancak yukarıdaki ya da yukarıdakine benzer haliyle bilim bölümü altında sunulmasını çok da doğru bulmuyorum. Bilimsel bulgulara dayanmadan, daha çok hayal mahsülüne dayalı olarak bu şekilde işlenen bir konunun bilim kurgu altında işlenmesi kanaatimce en doğrusu olacaktır.
  22. Bu tür konuları Bilim bölümünde astronomi ve uzay bilimleri altında görmek beni üzüyor. Halbu ki hiç bir bilimsel değeri yok. Keşke "Bilim Kurgu" altında işlenseydi...
  23. Tavşanın primat sınıfına dahil olması mı? Arkadaşım belli ki bu konular sana ağır gelmiş, kaldıramamışsın. Masallarla gerçek dünya arasındaki farkı kavrayamıyorsun hala. Senin aklını bu kadar karıştıran her kimse ona git de, sana Ezop'tan içerisinde bolca tavşanlar geçen masallar anlatmaya devam etsin...
  24. Bu samimi temennilerin için çok teşekkürler sevgili birce.. Umarım hayat sana da hep mutlu kalacağın kadar güzel günler yaşatır...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.