İNTERLOCK tarafından postalanan herşey
-
RUH NEDİR:
her kez "kendince anlar" efendim.. "bilinç" hakkında ne kadar bilginiz var?
-
Ben gidiyorum.....
ben de birazdan gelirim.. sezersiniz efendim.. "bi gece ansızın gele bilirim.."
-
RUH NEDİR:
söylediklerinize aynen katılıyorum.. bu noktada bi tereddüd yok.. zaten efendim.. ben de biliyorum demiyorum ki.. bilemeyiz de zaten.. "en doğrusunu allah bilir.. biz bilemeyiz.." sözlerim sizler gibi tartışan, öğrenmek için emek sarfeden.. düşe kalka hak yolunda cihad edenlere değil.. bilmiş bilmiş dolaşıp.. ona buna sataşanlara idi.. siz sonradan konuya dahil oldunuz.. muhabbet daimdir.. te alâ da dinler..
-
Son Kelimeden Cümle Türetmece
musakka ya kabak ise eh de patlıcan ise mmmh
-
Son Kelimeden Cümle Türetmece
haydi sana güle güle.. haydi sana güle güle..
-
Son Kelimeden Cümle Türetmece
e hu e hu erenler.. bukadar zaman bulabildiğiniz cümle sonu bunca az mı?
-
Son Kelimeden Cümle Türetmece
ettim işin içine..off ewet ya.. o ördekli göl-başı dün idi değil mi?
-
Son Kelimeden Cümle Türetmece
o kadar uğraştın.. didindin.. gene olmadı.. "eyle" ile başlamalıydın.. ..noktalamalarımı koz kullandın.. uyanıksınız efendim.. aldınız uykunuzu her hal tüm gün.. havuz başında felan..
- En son ne aldin?
-
Günün Sözü
aplanın o güsel ellerinde.. aguşunda büyüdük.. o ne derse tamamdır..
-
Son Kelimeden Cümle Türetmece
çağırdılar ama gitmedim.. neye? işte eyle..
-
Son Kelimeden Cümle Türetmece
yutmuştum zokayı, oltaya gelmiştim..
-
RUH NEDİR:
.. efendim.. anladık.. çocuk bile okur sözlüğü ve anlar.. da; tüm bu anlatılanlara diyorum bendeniz efendim, niçin "ruh" adı verilmiş.. "zuh" denilmemiş? ya da "gum" denilmemiş.. anlaşılıyor ki; ruh kavramında kullanılan "r ya da R" -ki farklı anlamlar taşırlar- "u" ile h - ki benim bilebildiğim efendim; 5 farklı h harfi vardır kur'anda- hangi h ve neden o h kullanılmıştır.. diyorum.. afedersiniz.. ..
-
Sizin için söylenen sözler
neden bilmem ama sinir oluyorum..
-
En Son Duymak İstediğin Söz
"bilmem anlata bildim mi?"
-
RUH NEDİR:
ekmek.. ekmek kelimesini sürekli tekrar ederek.. karnınızı doyuramazsınız ki.. ruh.. ruh.. diyerek de.. ruh enerjisini kullanmak.. ya da kontrol edebilmek.. asla mümkün değildir.. evvel emr'de.. ruh nedir bilmemiz gerekir.. apaçık soruyorum efendim; bana ruh nedir anlatacak.. tarif edecek biri var mı? yok! hemen şu ayeti ileri süreceklerdir: "Ve yes’elûneke anir rûh, kulir rûhu min emri rabbî ve mâ ûtîtum minel ilmi illâ kalîlâ" mealen: "Sana ruh hakkında soru soruyorlar. De ki: “Ruh, Rabbimin bileceği bir şeydir. Size pek az ilim verilmiştir.” İsra suresi: 17/85. Ayet. Diyanet'in bu çevirisini aynen kabul etsek dahi.. dikkat ediniz, "ruh bilinmez.." denmiyor.. "ilminiz az.. yetmez anlamanıza.. hatalı anlıyorsunuz ve hatta anlamıyorsunuz.." diyor.. kimse saklanmasın efendim.. "ruh" hakkında bilgimiz yok.. açıkça söyliyelim.. söyliyelim ki.. belki bundan sonra birazıcık araştırmaya.. danışmaya.. öğrenmeye çalışabilelim.. ayıp değil ki bilmemek.. ..
-
ERİŞİLMEZ İKON'UN SAHİFESİ.....
Bundan sonra, bilinçle bilinçdışı arasındaki psikolojik farklılıklar üzerine ve bilinçli olan her şey bir yıpranma sürecine mahkûmken, bilinçdışı olanların görece değişmeden kaldığı gerçeği üzerine bazı kısa gözlemler yaptım ve sözlerimi odamda duran antikaları göstererek örnekledim. Bunlar aslında, dedim, yalnızca bir mezarda bulunabilecek nesnelerdir ve gömülmüş oldukları için korunabilmişlerdir: Pompei'nin yıkımı, ancak şimdi, kazıldıktan sonra, başlamıştır. Freud - Lecan 1909; Bir Obsesif Nevroz Vakası Üzerine Notlar. ..
-
CAUDWELL; ILLUSION VE REALITY..
.. Caudwell, sadece 30 yıl kadar yaşamış, ama bu sürece hem katolik öğretimi ve hem de savunacak kadar Marksist bakış açısı/felsefesi sığdırmış dahi kitaplar yazmış bir İngiliz düşünürü/estetikçisi'dir. Halâ Marksistler tarafından kabul görmemiş, halâ tartışılır olmakla birlikte şu özelliği dikkati çekiyor; Caudwell, İllizyonlar ile Realite üzerine yaptığı araştırma ve varmaya çalıştığı sonuçların bu noktada, O'nun taklid ile yaratma kuramlarının birbirini tamamladığı fikrine bağlı bir çıkışı olduğu temel kabulü. Anlaşılıyor ki Caudwell, bu iki kavramı, bir çokları gibi bir birine zıt iki kavram olarak kabul etmiş ve fakat ayrılmaması gerektiğinin de farkına varmıştır. Illusion; Tahayyül ile tasavvur sürecinde ortaya çıkan birbirine bağlı nedensel ilişkiler ve uyumlu iletişim olasılıkları ile bilişimin sağlandığı ortamı ifde eden kavram ise; Reality; Birey'in bu Illusion ortamında yaptığı gözlemler, görüş ve düşünüşleri sonucu vardığı hükümler, fikirler; tüm bunları eylem halinde yaşarken çevresinde olup-bitmekte olan ilgili veya ilgisiz gibi görünen ancak bir katalizör olarak aktif, etkileyen, tedirginlik ve korku verici ivme sağlayan olaylar ise; Bu iki kavramın ve ifade ettiği, anlamlandırdığı iki ayrı ortamın, esasında hem birbiri içinde hem birbirini tamamlayan olduğunu görürüz. "Tümü ile kişisel görüşüm olup, tartışmaya açıktır."
-
RUHSAL MESAJLAR..
YÜCE AKLIN ERDEMİ Tao Te Ching 1. tao'nun anlamı en güzel öğreti bile tao'nun kendisi değildir. en güzel isim bile onu tanımlamakta yetersizdir. tao kelimeler olmadan deneyimlenebilir ve bir isim olmadan bilinebilir. kişinin hayatını tao'ya göre idaresi kişinin hayatını pişmalıklar olmadan yönetmesidir; kişinin içindeki bu potansiyeli anlamak herkesin yararınadır. kişinin hayatını bu şekilde yaşaması için kelimeler ve isimler gerekmez ama, tarif etmek için kelimeler ve isimler kullanılır ki hakında konuşmakta olduğumuz yolu, bireyin yaşamayı seçmek isteyebileceği diğer yollarla karıştırmadan daha iyi açıklayabilelim. taonun görünümleri bilgi, entelektüel düşünce ve kelimeler sayesinde bilinir, ama bu tür entelektüel bir amaç olmadan taonun kendisini tecrübe edebilmeliyiz. bilgi ve tecrübe gerçektir, ama gerçek, karmaşıklık yaratıyor gibi görünen bir çok biçime sahiptir. uygun yöntemleri kullanarak kendimizi bu karmaşıklık bariyerlerinin ötesine uzatır ve tao'yu böyle tecrübe ederiz. 2. karşılaştırmaların gitmesine izin vermek tao'nun kendisini bilemeyiz, ne de özelliklerini doğrudan görebiliriz, fakat bu bildirdiklerini yalnızca farklılaştırma sayesinde görebiliriz. bu yüzden, güzel görünen şey, güzelliği olmayan şey ile karşılaştırıldığında güzeldir; becerikli kabul edilen bir hareket, beceriksiz görünen bir diğeri ile karşılaştırmalı olarak böyle kabul edilir. bir insanın sahip olduğunu bildiği şey sahip olmadığı şey sayesinde bilinir, ve onun zor kabul ettiği şey, kolayca yapabildikleri yüzünden ona öyle görünür. bir şey karşılaştırmalı olarak kısa olanla karşılaştırıldığında uzun görünür. bir şey yüksektir çünkü başka bir şey alçaktır; sessizlik sadece ses kesildiğinde bilinir, ve yol gösteren sadece takip edenler tarafından öyle görünür. karşılaştırmalı olarak, tao ile uyum içinde olan bilge kişinin karşılaştırmalara ihtiyacı yoktur, ve yaptığı zaman bilir ki karşılaştırmalar yargılamalardır, ve en az yapana göre, ve duruma göre olduğu kadar yapılmış olan yargıya da görelidirler. tecrübeleri vasıtasıyla bilge kişi, her şeyin değiştiğinden habedar olur, ve önderlik ediyor gibi görünen kişi, başka bir durumda izleyici olabilir. bu nedenle o hiç bir şey yapmaz, yol göstermez ya da izlemez. istemsiz olarak yaptığı hiç bir şey büyük ya da küçük, zor ya da kolayca yapılmış değildir. görevi bittiğinde kolayca bırakır; bir takdir beklemediği için kötülenemez de. böylece öğretisi sonsuza dek sürer ve kendisi en çok itibar edilenler içinde tutulur. ..
-
İNTERLOCK ÖZGÜN ŞİİRLERİ..
.. VADE HAKKINDA GECESEFALARI.. o şirin ve marifetli bebek o çılgın seramikçiyle beraber buz gibi gecesi akşamının kallâ zambaklar ülkesinde bir deri kemer bir kamçı kirpik ajansı aracılığıyla avlıyorduk ölüm balıklarını ..
-
THE GULLIVER'S SHIP..
DOKUNMAYIN CORTEXİME GARİPTİR.. cıbıldaklık ilen cıscıbıldaklık arasındaki oransal ilişkinin boyutları ve genel yapısı kapsamında bireysel bilinçlilik sosyal/âdet içerikliliği bağlamında şu soruyu ele almak ve soyunmanın hangi sınır temel alınaraktan anlaşılıp-uygulandığının iç geçirten duygu bükünlülüğü üzerine bi araştırmamı siz blog dahilindeki eşey-cell kullanıcılarıma aktarmak üzere yazmaya başladığımda karşıma birden şu adaptasyon kalıtsal evrimi sınırlarının da kafatası hacmi ile bu hacimselliğin çucukun doğumu ilen ilintili bazı bıngıldaksal ve bağlı olarak dıngıldaksal bi problemi de ortaya açık-seçik çıkarabileceği hususu çıkmıştır!? if so hominid kafatası hacmi ölçümü yapmak üzere ge-be'mizi müşahede altına alaraktan bi müddet seyretmeliyiz bazen de teşhis amacı güdülerek epey derinden gözlemlemeliyiz ihtisas alanında fetih dereceniz cıbıldaklığın sınırlarını belirleyeceğinden siz sayın blog mensublarının karara varasıyadan evvel kalıtsal vurumculuklarını ileriye iterek bidahî bidahî irdelemelerini zekâ evrimleri sağdan sola gibi hipotezler ile desteklemelerini tavsiye olarak öneririm majeur proposition olaraktan yane teşekkür eder araştırma sonuçlarınızı açık bi lapor halinde bildirirseniz mutlu olurum sizler sayın bloke edilmiş cânım kişiliklerimiz de profundıs: işte alın beni götürün nerelere mezarlıklara götürün uykusuzum selvi ağacı altında orkestra çalsın bi ninni çalsın tiz-perdeden canımın içi rüyamı silsin çalsın tiz-perdeden sevgilim tiz-perde sen sevgilim ..
-
senin safında olmakla övündüm…
acaba.. "karlıkayın ormanı" nerededir? bilen var mı?
-
Ben güldüm, siz de gülün madem :)
- Birisi Çay Yapsada Şöyle Sıcak Sıcak İçsek
- Birisi Çay Yapsada Şöyle Sıcak Sıcak İçsek
kantin vergisi yatırmaya gitmiştim.. geç oldu.. özür.. buyurunuz efendim.. arkadaşlarınızı da davet ediniz.. güzel bi hafta olsun.. dilerim.. .. - Birisi Çay Yapsada Şöyle Sıcak Sıcak İçsek
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.