
Radya tarafından postalanan herşey
-
Alpay - Fabrika Kızı
alpay dağların arkasında yar
-
Reyting Uğruna Çocuklar Harcanıyor!
Reyting garantisi olarak görülen küçük oyuncular seyircinin bile psikolojisini bozabilecek rollerde oynatılıyor.Derslerin aksatılıp setlere gelinmesi tepki görmüyor! Çocuklar dizilerin olmazsa olmazı haline geldi. Reyting garantisi olarak görülen küçük oyuncular seyircinin bile psikolojisini bozabilecek rollerde oynatılıyor.Çocuğun masumluğundan, sevimliliğinden yola çıkan senaristler polisiye, aşk, fantastik dizilere mutlaka çocuk karakterler yapıştırıyorlar. Ekranda dizileri ailelerin izlediğinin farkında olan senaristler çocukları kah ağlatıyorlar, kah komiklik yaptırıyorlar ve kah hastalandırıp veya kaza geçirtip hastanelere düşürüyorlar. Bu durum çok tartışılsa da, yoğun geçen dizi çekimlerinden başrol oyuncuları bile şikayet ederken, çocukların okullarını ve derslerini aksatarak setlere gelmesine kimseler ses çıkartmıyor. İşte televizyonda çocukların kullanıldığı dizilerden bazı örnekler. BİNBİR GECE Bergüzar Korel ve Halit Ergenç'in başrollerde oynadığı Binbir Gece dizisi ilk olarak Şehrazat'ın hasta oğlu Kaan için yaptığı fedakarlık(!) ile ilgi çekmişti. Bu uğurda tanımadığı bir adamla para gerektiği için bir gece geçirmişti. Dizinin geçtiğimiz haftaki böümlerinde ise Onur'un yıllar önceki ilişkisinden hiç bilmediği bir kızı olduğu ortaya çıktı. Bu arada Burhan'ın 2 torununun ayrılan anne ve babalarının kavgaları yüzünden psikolojileri bozuluyor. Torunu Buket bebek kardeşini alıp kayıplara karışıyor. ELVADE DERKEN Burcu Kara ve Ece Uslu'yu başrollerde izlediğimiz dizinin konusu tamamen çocukların eğer anneleri ile babaları ayrılmak zorunda kalırsa durumlarının ne olacağı üzerine kurulu aslında. Ece Uslu ölümcül bir hastalığa yakalanıyor ama bunu çocuklarına hatta eşine bile önceleri söylemeyerek aradan çekilip yakın arkadaşına çocuklarını veriyor. Ama nasılsa iyileşince ortalık karışıyor tabi. Bu arada çocuklar kaza geçiriyor. Kardeşler anne ve babaları arasında kalıyor. Dizide çocukların ruhsal dengeleri bozuluyor ve sürekli ağlıyorlar. SELENA Sarışın güzel genç oyuncu Sinem Kobal'ın başrolünü oynadığı ‘Selena’ minikleri ekran karşısına çivileyen başka büyü, fantastik konu içeren dizilerden birisi. Bu dizide de iyi ile kötünün savaşının yanı sıra çocuk oyuncular ön planda tutulmuş. Dizide hep kötü olan çocuklar devamlı iyi çocuklara sataşıp, arkalarından iş çeviriyorlar. Durumu kurtarmak da Selena'ya düşüyor tabi. Alıntı </I>
-
*N O S T A L J İ K Ö Ş E S İ *
Benim çocukluğumda soframıza kuşlar konar rüyalarımıza melekler uğrardı. Kapımızdan yoğurtçu bahçemizden ishakkuşu kalbimizden yeni çıkan şarkılar geçerdi. kışın bir sobamız olurdu sobanın yanında kedimiz kedinin önünde yün yumağı bir Hayat Bilgisi fotoğrafı gibiydik. Yerli malı kullanan yurdunun üç tarafı denizlerle çevrili kuruincir üzüm fındık tütün çay narenciye kavun-karpuz yetiştiren kuruüzüm inciri satan karşılığında çamaşır makinesi radyo ve otomobil alan bir toprağın fertleri... Biraz yoksul biraz mütevekkil biraz mahcup biraz kırılgan biraz naif ama hep umutlu... Özlerdik. Memleketteki halamızı ince doğranmış bir dilim pastırmayı yurttan sesler korosunu akşam komşuluklarını radyo tiyatrolarını sabah ezanını kalaycıyı bozacıyı münir nurettin şarkılarını orhan boran yarışmalarını kandil gecelerini duvarlarımızın sarmaşıklarını bakkalımızın utana sıkıla veresiye hatırlatmalarını okulönü kozhelvalarını akşam oturmalarını ve hayatı... Top oynardık ip atlar kedi kovalar taşlarla birbirimizin başını yarar mahalle savaşları çıkarır gece olunca da tutar babalamızın elinden yazlık sinemaya gider Sadri Alışık Vahi Öz Belgin Doruk Cüneyt Arkın seyreder Olimpos gazozlar içer güler eğlenir bağırır çağırır dönerken yıldızları sayardık. Sıkı çocuklardık. Hepimizin birer yıldızı vardı onlara isim takardık onlar da bize isim takardı pus ve dumandan önce bu şehrin geceleri gözkırpan ve isimler takılan yıldızları vardı. Benim yıldızıma Mehlika adını vermiştik biz kimseden yana değildik. Kimsenin de kendinden yana olmasını istediği birileri olmazdı. Bir değirmendeydik öğütülen öğütülürken türküler söyleyen buğday başaklarına benziyorduk. Ben çorbalardan tarhanayı yemeklerden kurufasulyayı sigaralardan harmanı belki bunun için çok sevdim. Yollar bozuk musluklar bozuk ziller bozuk paralar bozuk ama adamlar sağlamdı. Bu şehrin yıldızları vardı. Saçlarına kurdelalar takan çivitle yıkanmış beyaz çoraplarına leke bulaşmasın diye su birikintilerinden sakınan gözleri önlerinde yürekleri ve beslenme çantaları ellerinde küçük çocukları vardı bu şehrin bu şehrin yıldızları vardı. Ben Fenerbahçeyi amcam Vefayı tutardı. Konya tahıl ambarı Mersin muz cennetiydi. Taksim'den Fatih'e troleybus kalkar Şişhane'de mutlak raydan çıkardı. Vallahi hayat zor ve fakat çok matraktı. Muammer Karaca adına bir tiyatro binası yoktu bizzat kendisi vardı. Başımız ağrırdı komşumuz vardı gönlümüz daralırdı komşumuz vardı Çorbamızı umutlarımızı memleket kadar kalbimizi paylaştığımız komşularımız vardı. Geceleri bekçimiz gündüzleri sütçümüz bizim kadar zayıf da olsa nohuta makarnaya alışmış da olsa Sarman adında bir kedimiz ceperimizde kırık misketlerimiz çamur bulaşığı ellerimiz ve gülümseyen bir yüzümüz göstermekten utanmayacağımız bir içimiz bir araya gelerek çektirebileceğimiz bir aile fotağrafımız vardı. Bir sabah bütün iyi şeylerin Ayvansaray iskelesinden hayal ülkesine doğru demir alan bir şirket-i hayriyye vapuru gibi aramızdan ayrıldığını gördük. Sonra Ayvansaray'ın suları çekildiğini yazdı gazeteler Süheyla hanımın Raci beyin Melahat mehveş ablanın Niko'nun Ercüment efendinin çekildiğini ise yazmadılar nedense Ama yok ama yoklar. Ne harma sigarası kaldı geriye ne olimpos gazozu ne Sadri alışık. Kalan bir tortuydu belki. Belki kırık bir rüya denizi belki suya düşürdüğümüz suretimizin cep aynamıza nüktedan bir yansımasıydı herşey. Herşey Maltepe sigarasının her arandığında her bakkalda bulunabilmesi ile büyüsünü kaybetmişti belki de. belki de biz bir rüya mı görmüştük? Hadi hepsi yalandı. Hadi hepsi hayaldi. Hadi hepsini ben uydurmuştum Ama rüyalarımızın melekleri ve sofralarımızın daim konukları kuşlar? Ya onlar? Onları siz de görmediniz mi? Sizin de sofranıza konup rüyalarınıza uğramadılar mı? Onlar da mı yalandı? Ibrahim Sadri
-
Gloria'dan
Sadece İzmir'den olanlar yok ama o pisiler çok güzeldiiiii gerçi hepside çok güzelde ha bu arada o martıyı çekmek için epey bir tehlikeye girmiş olmalısın
-
Yılda 40 kilo kıyafet atıyoruz... Sürdürülebilir Moda Akımını Duydunuz mu?
Bir kıyafetin ömrü boyunca onu yıkamak için harcadığımız enerjinin, aynı kıyafetin üretimi için harcanan enerjiden altı kat daha fazla olduğunu biliyor musunuz? Aynı tişörtü yıkamadan kaç gün giyebilirsiniz? Bir hafta mı yoksa bir ay mı? Tasarımcısı Kate Fletcher tam üç yıl giymiş. 'Sürdürebilirlik için Moda' sergisi için İstanbul'a gelen Kate Fletcher ile alışveriş yaparken nelere dikkat etmemiz gerektiğini konuştuk ve en zararlı renkleri öğrendik.. Ortalama bir kişinin yılda toplam 40 kilo kıyafet attığını biliyor muydunuz? Tabii çok daha fazlasını satın aldığını. Öyle ki İngiltere'deki yardım kuruluşlarında inanılmaz bir kıyafet yığılması olmuş. Değişen trendler ve ucuza satılan ürünler, gereksiz alışverişi fitilliyormuş. Bir de sırf kendini iyi hissetmek için alışveriş yapanlar var. Fakat satın aldığı kıyafetlerin daha sonra ne olduğunu düşünen ya da çevreye ne gibi zararlar verdiğini hesap eden pek yok. Sürdürülebilir moda ise, doğaya zarar veren kıyafetlerin kullanımına ve gereksiz alışverişe karşı başlayan, moda endüstrisinin arka planında çalışanların haklarını savunan, gereksiz su ve enerji israfını önlemeye çalışan bir akım. Sürdürülebilir moda tasarımcısı Kate Fletcher bu uğurda tüketicileri bilinçlendirmek için dünyayı dolaşarak konferanslar veriyor ve çevreye duyarlı tasarımlar yapılabileceğini gösteriyor. Fletcher'ın son durağı İstanbul. 26 Nisan'a kadar Garanti Galeri'de sergilenecek 'Sürdürülebilirlik için Moda' sergisinin küratörlüğünü yapan tasarımcı ile sergisini gezdik ve alışveriş yaparken nelere dikkat etmemiz gerektiği konusunda öneriler aldık. YENİ TREND: TEK BEDEN Kıyafetlere renk vermek için birçok kimyasal kullanıldığına dikkat çeken tasarımcı, açık renklerin çevreye daha duyarlı olduğunu söylüyor. "Ama açık yeşil ve açık mavi için aynı şey geçerli değil. Bunları açmak için daha fazla kimyasal kullanılıyor," diyor. Evdeki aile bireylerinin aynı kıyafetleri paylaşmasının da önemini vurgulayan Fletcher, tek beden tasarımların son yıllarda öne çıktığını belirtiyor. "Evde anne-kız, hatta karı-koca aynı kıyafeti giyebilmeli," diyor. Fletcher da tek beden akımına uygun bir hırka tasarlamış. "Çok amaçlı, çok uzun ömürlü, tek boy hırka, vücuda omuzların ve kolların üzerinden asılacak şekilde tasarladım. Hırkanın bol biçimi ve dikişsiz bitişleri vücudu sarıyor ve onun insanlar arasında paylaşılan bir giysi olmasını sağlıyor," diyor. Fletcher'dan öneriler * Yeterince kıyafetiniz olmadığını düşünüyor ve alışverişe çıkma gereği duyuyorsanız, yakın bir arkadaşınızı eve çağırın ve kıyafetlerinizi ona gösterin. Arkadaşınızdan farklı kombinler yapmasını isteyin. Farklı bir bakış açısı her zaman işinize yarayacaktır. Dilerseniz bu kombinleri yazın ya da fotoğraflarını çekin ki, unutmayın. * Sırf fiyatı uygun diye bir ürünü satın almayın. "Üç kez giyer atarım," diye düşünmeyin. Üstelik ürün çok yıpranırsa, onu yardım kuruluşlarına bağışlama seçeneğiniz de kalmaz. * Yaratıcı olun. Kıyafetlerinizi farklı formlarda tekrar kullanın. Birçok kişi eskimiş kıyafetlerini keserek evde yer bezi olarak zaten kullanıyor. Bundan önce bir aşama daha yaratın. Örneğin eski bir ceketinizin kollarını kesebilir ve yelek olarak kullanabilirsiniz. * Ekolojik modaya duyarlı olun. Bu konuda titiz davranan markalardan alışveriş yapın. Çalışanları düşük maaşlarla, fazla çalıştıran firmaların ürünlerini satın almayın. * Organik pamuk, keten, kenevir, geri dönüşümlü polyester çevreye en az zarar veren maddeler. Satın aldığınız kıyafetlerin bu maddelerden yapılmış olmasına özen gösterin. * Kıyafet satın alırken, leke tutması zor olan kumaşları tercih edin. Su israfını en aza indirgemek için, elbiselerinizi kısa programda yıkayın ve çok sıcak su kullanmayın. Küçük bir bolero satın aldıktan sonra, üzerine ilmekler dikip, el örgüsü bir atkı yardımıyla farklı şekillerde kullanabilirsiniz. Örneğin; örgü atkıyı ister yaka altından, isterseniz de boleronun alt kesiminden geçirerek farklı şekillerde kullanabilirsiniz. Çıtçıtlı elbise Sürdürebilir moda akımının bir diğer önemli buluşu ise modüler kıyafetler. Örneğin kilo aldıkça parça eklenerek büyütülebilen bluzlar, mini elbiseyken parçalar eklenerek gece elbisesine dönüşen giysiler... Çıtçıtlı bu elbise de farklı parçalar eklenerek değişik formlara girebiliyor. Elbisenin parçaları, yakanın parçalarını değiştirecek şekilde aşağı ve yukarı hareket edebiliyor. Elbise, bütünüyle tersine çevrilerek farklı bir renge, dokuya ya da kumaşa bürünebiliyor. BURCU ALDİNÇ -pazar Sabah
-
Tarihte Bugün
14 MAYIS 1560- Piyale Paşa komutasındaki Osmanlı donanması, Cerbe deniz savaşını kazandı. 1839- Askeri hekim yetiştiren Osmanlı öğretim kurumu Mektebi Şahane-i Tıbbiye açıldı. Tanzimat Fermanı'nın getirdiği reform düşüncesinden en çok etkilenen kurumlardan olan ''Mektebi Şahane-i Tıbbiye'', 1909'da, Haydarpaşa'daki binasına (bugünkü Marmara Üniversitesi) taşındı. 1919- İzmir Limanı'nda bulunan İtilaf Devletleri donanması kumandanı Amiral Caltrop, Türk ordusuna İzmir'in Yunanlılar tarafından işgal edileceğini bildirdi. 1919- İzmirli yurtseverler, gece Yahudi Maşatlığı'nda toplanarak, ''Reddi İlhak'' ilkesini kabul ettiler. 1948- Filistin'de İngiliz egemenliği sona erdi; İsrail bağımsızlığını ilan etti. 1950- 27 yıllık Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı son buldu. Demokrat Parti yüzde 53 oyla tek başına iktidara geldi. 1955- Arnavutluk, Bulgaristan, Çekoslovakya, Doğu Almanya, Macaristan, Polonya, Romanya ve Sovyetler Birliği, yeni bir askeri ittifak içeren ''Varşova Paktı''nı imzaladılar. 1964- Gazeteci yazar Selami İzzet Sedes 68 yaşında İstanbul'da öldü. 1972- Bülent Ecevit, CHP Kurultayı'nda Atatürk ve İnönü'den sonra CHP'nin üçüncü Genel Başkanı seçildi. 1975- Gazeteci Ümit Deniz 53 yaşında İstanbul'da öldü. 1984- Oyun yazarı Vasıf Öngören öldü. 1984- Tiyatro ve sinema sanatçısı İhsan Yüce 54 yaşında öldü. 1987- TBMM, Anayasa değişikliğini kabul ederek, siyasi yasaklar için referanduma gidilmesi, milletvekili sayısının 450'ye çıkarılması ve seçmen yaşının 20'ye indirilmesini benimsedi. 1995- Deneme ve eleştiri yazarı Rauf Mutluay 70 yaşında öldü. 1997- Güneydoğu'da sürdürülen operasyonlarda 30'u ölü, 32 terörist ele geçirildi. Türk Silahlı Kuvvetleri, Irak Kürdistan Demokrat Partisinin isteği üzerine Kuzey Irak'a girdi. 1998- Atatürk Uluslararası Barış Ödülü, Çankaya Köşkü'nde düzenlenen törenle Prof. Dr. Bernard Lewis'e verildi. 1998- Frank Sinatra 82 yaşında öldü. 2007- Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu üyeliği de yapan Gazeteci yazar Turan Yavuz, Ankara'da vefat etti.
-
Dikkat: Yeni Fikirler - Yeni Düşünceler - Yeni Arayışlar
Teşekkürler ChatMaster,güncelleme için sabırsızlanıyorum doğrusu Saygılar
-
jön anı defteri
Evde kahve bitmiş jön bu olar mııı
-
Dikkat: Yeni Fikirler - Yeni Düşünceler - Yeni Arayışlar
Teşekkürler... Saygılar
-
Dikkat: Yeni Fikirler - Yeni Düşünceler - Yeni Arayışlar
Bakıyorum imeem hoşuna gitmiş,aslında ben de özellikle oradan olmasını isterdim. Ama bunun olabilirliğini öğrenmeden bir yer önermek istemedim
-
Dikkat: Yeni Fikirler - Yeni Düşünceler - Yeni Arayışlar
Bloglarda düzenleme yapılacağı söylenmişti. Benim bir isteğim var ama bilmiyorum mümkün olur mu? Bloglar da istediğim de değiştirebileceğim,sürekli çalacak bir müzik. Ben içerik bölümü olarak Günün Şarkısı diye ekledim mesela,ama hem youtube yasaklı hem de olsa bile direk açılmıyor. Hem zaten illa da youtube olması,video yayını olması da gerekmiyor. Anlatabildiğimi umuyorum... Saygılar
-
GIDIYORUM
Yüreğine sağlık Elifle,sevgiler canım Sana da bir şarkı (aklıma getirsin) GİTMEK Mİ ZOR,KALMAK MI ZOR O SABAHI GEL BANA SOR AYRILIĞI GEL BANA SOR...
-
Tarihte Bugün
1793. Fransa'da Devrimci Cumhuriyetçi Kadın Yurttaşlar Kulübü kuruldu. 1846. ABD Kongresi Meksika'ya savaş ilan etti. Sınır devriyelerine baskın yapılmasını gerekçe gösterdi. 1926. Sıtma ile Mücadele kanunu kabul edildi. 1929. İran'ın Horasan bölgesinde deprem oldu. 3 bin kişi öldü. 1940. İngiltere Başbakanı olan Winston Churchill ünlü konuşmasını yaptı: "Size kan, ter ve gözyaşından başka vaad edecek bir şeyim yok." 1943. II. Dünya Savaşında 250 bini aşkın Mihver kuvvetleri askerinin Tunusta İttifak devletlerine teslim olmasıyla Kuzey Afrika savaşı son buldu. Aynı gün gazino ve kahvelerin sınıflandırılması kararlaştırıldı. 1949. Yazar Rıfat Ilgaz cumhurbaşkanına hakaretten 3 yıl, Mısır kralı ve İran şahına hakaretten 7 ay hapis cezasına çarptırıldı. Aynı gün Aziz Nesin de Mısır kralıyla İran şahına yayın yoluyla hakaretten 7 ay hapis cezası aldı. Meclis'in manevi şahsına hakaret iddiasıyla Mehmet Ali Aybar hakkında da tutuklama kararı çıktı. 1950. Ereğli Kömür İşletmeleri'nde Türkiye'nin ilk siyasal grevi yapıldı. 1955.Türkiye Demir-Çelik İşletmeleri ile Türkiye Selüloz ve Kağıt İşletmeleri kuruldu. 1965. Batı Almanya İsrail'i tanıdı. Karar nedeniyle, 9 Arap ülkesi Batı Almanya ile ilişkisini kesti. 1966. "Türkiye'yi kurtaracak tek yol sosyalizmdir" başlıklı yazısında komünizm propagandası yaptığı iddiasıyla Şadi Alkılıç 45 yıl önce bugün 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. 1971. Süresiz kapatılan Sabah gazetesinin açılmasına karar verildi. 1975. Başbakan Süleyman Demirel Vural Önsel adlı bir kişinin saldırısına uğradı. Demirel'in burun kemiği kırıldı. 1979. Başbakan Bülent Ecevit iş çevrelerinin hükümete karşı tutumunu eleştirerek "Yeterli yardım ve kredi sağlama eşiğine gelmişken bıçaklanıyoruz. Kendimizi yabancılara haksız yere jurnal ediyoruz" dedi. 1981. Mehmet Ali Ağca, Papa II. Johannes Paulus'u Roma'da vurarak yaraladı. 1988. Aralarında Abdullah Öcalan'ın da bulunduğu 94 kişiye askerlik yapmak üzere 3 ay içinde yurda dönme çağrısı yapıldı. Çağrıya uymayanların vatandaşlıktan çıkarılacağı ilan edildi. 1994. Eski İSKİ ( İstanbul Su ve Kanalizasyon İşletmesi) Genel Müdürü Ergun Göknel, "Klor yolsuzluğu" davasında 8 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. 1996. Doğru Yol Partisi Genel Başkanı Tansu Çiller'in dolandırıcılıktan yargılanan Selçuk Parsadan'a örtülü ödenekten 5,5 milyar lira verdiği iddia edildi. 1997. İçişleri Bakanlığı, Uğur Mumcu'nun ailesine 9,5 milyar liralık maddi tazminat ödedi. 1998. Memur sendikaları yasa tasarısını protesto eden memurlar hakkında, adli tarihin en geniş kapsamlı soruşturması açıldı.
-
::::))((spices))((::::
Benim sana bugün çiçek veresim geldi Sen bilirsin nedenini
-
.....::Radya::.....
Canım benimmm Teşekkür ederim ablacım
-
Fevyi-i Agapi Mu! (Yar Gidiyor!)
Youtube hala yasaklı da olsa herkes bir şekilde izliyor heralde Dün gece geçen yıl Tv'de izlediğim bir programın görüntülerini buldum. Pelin Onay'ın bu harika şiirini Akif Oktay'ın sesinden sizlerde dinleyin istiyorum ama nasıl Ekliyorum ama Akif Oktay - Fevyi-i Agapi Mu! (Yar Gidiyor!) ON1bOBrafrw yâr gidiyor antik bir aşkın katıntıları kalıyor sular altında “yasu!” (2) diye bağırıyor bir balıkçı eyvallah çekiyor yan masadakiler bir kadın derinden “samyotisa’yı” (3) söylüyor, “sagapo me agapi” (4) diyor bütün meyhane başını önüne eğiyor kadın şarkı söylüyor kadın ağlıyor yâr gidiyor ertelenmiş ve söylenebilecek bütün sözler adına, derin bir sessizlik birikiyor yüzlerde şehvetli melodilerin titreyişi bedenlere dokunuyor sevişmek nasıl da özlem yüklü sevişmek nasıl da zor özlerken celladını bekleyen ama korkularına rağmen tahtını bırakamayan bir kral gibi, tedirgin bütün duygular kadın biliyor herkes susuyor yâr gidiyor Nikolas’ın sesi yıkıyor ortalığı, hala bırakamadığı rum şivesiyle “canlanin bre yavrularim../ sevdadir bu../..yine gelir..” kadın ve Niko göz göze geliyor Niko anlıyor kadın konuşamıyor yâr gidiyor masada kalan bir kaç meze ve yarım bardak tutarında nefes alan, bir kadeh rakı geceye kalkıyor dalgalar yüreklere vuruyor, yürekler ıslanıyor balıkçı ağlarına takılıyor bütün hüzünler “denizden babam çıksa yerim” diyen Manos ah! Manos Manos bile konuşamıyor kadın kadehini dolduruyor sigarası intihar ediyor yâr gidiyor giderek derinleşen bakışlar, Madam Sophia’nın sesine takılıyor “hadi ama../..çalsin sazlar../..geldik biz ağlamaya..?” kör Maryo lyra’sını çalmaya başlıyor vurulan kadehlerin yankısı duvarlardan dönüyor herkes müziğe eşlik ediyor kadının yüreği yanıyor kadının yüreği kanıyor yâr gidiyor.. Pelin Onay (1)rumca’da, yâr gidiyor, demek (2)rumca’da “şerefe” demek (3)rumca bir şarkı (4)rumca’da “seni sevgiyle seviyorum, demek
-
STRETCHİNG
Sen gençken hı Şimdi ben sana yaşlı bir ninen olarak şunu sölemeliyim o zaman; Ben düzenli egzersiz yaptığımda bacaklarımı iki yana açıp.göğsümü yere değdirebiliyorum madonna gibi Yani bu şu demek oluyor; Esnek bir vücut sıkı çalışarak kazanılıyor,bunun yaşla ilgisi yok
-
.....::Radya::.....
Teşekkür ederim Rua Seninde annenin anneler günü kutlu olsun
-
Anneler günüymüş bu gün..iyide..
Babalar emzirme sütyeni takardı heralde
-
Anneler günüymüş bu gün..iyide..
Ana(dan)doğma değilde, Baba(dan)doğma denilebilseydi belki de bu liste bu kadar uzayıp gitmezdi
-
NE ŞAİRİM NE RESSAM
Teşekkür ederim Elifle,Allah bu güzel duyguyu sana ve tatmamış olan herkese tattırsın Sevgiler Bak şimdi benim elim ayağım titredi ilk defa bir Adminden inceleme alıyorum Teşekkür ederim Freyja,harika bir anne olacağından benim de kuşkum yok Sevgiler
-
FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ YAZACAĞIZ..
Teşekkürler Taurus
-
NE ŞAİRİM NE RESSAM
Eskiden çokkk eskiden belki de 20 yıl evvelsi kendi kendime kızardım... Niye ben güzel resim yapamıyorum, niye şiir yazamıyorum neden birşey icad edemiyorum? Gelmiş geçmiş Dünya'da iz bırakmış kim var kim yok kıskanır olmuştum. Çünkü bu Dünya'ya boşa gelmiş olmamalıydım... Ben göçüp gittikten sonra arkamda güzel birşeyler bırakmalıydım. Sonra sonra bu kıskançlığımı yendim Benden kalanın illa ki bir tablo yada bir kitap olması gerekmiyordu. Günün birinde ilk çocuğumu kucağıma aldığımda endişemden eser kalmamıştı. Şair yada ressam değildim ama artık bir ANNE olmuştum. Kucağımda nakış nakış işleyebileceğim,heykeltraş gibi şekil vereceğim ufacık bir insan vardı Şimdi Anne olmanın toplumda ne denli önem taşıdığının bilinci ve sorumluluğuyla çocuklarımı yetiştirmeye gayret ediyorum... TÜM ANNELERİN ANNELER GÜNÜ KUTLU OLSUN Bu arada ben hediyelerimi çok önceden aldım çocuklarım da benim gibi sabırsız çünkü Oğlum okulda kendi ellerinle koliye yapmış(kolye yani ) Kızım da CAN ATİLLA'nın AŞK-I HÜRREM albümünü almış
-
O gün yaşlandın demektir...
Aslaaaaaaa
-
Tarihte Bugün
11 MAYIS 1920- Mustafa Kemal Paşa, İstanbul'daki Divanı Harb tarafından idama mahkum edildi. 1938- Atatürk, çiftliklerini ve taşınmazlarını ulusa bağışladı. 1946- Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün CHP Tüzüğü'nde yer alan ''Milli Şef'' ve ''Değişmez Genel Başkan'' unvanları kaldırıldı. 1954- Öykü yazarı Sait Faik Abasıyanık 48 yaşında öldü. 1961- Yassıada'da ''Anayasayı ihlal'' davaları başladı. 1964- Yazar Sait Faik Abasıyanık'ın, ölümünden on yıl sonra, Burgaz Adası'ndaki evi müzeye dönüştürüldü. 1985- Birmingham City ile Leeds United arasında Birmingham'da yapılan futbol maçı sırasında yangın çıktı; 40 kişi öldü, 150 kişi yaralandı. 1997- IBM bilgisayar şirketinin süper bilgisayarı Deep Blue, gelmiş geçmiş en büyük satranç ustası kabul edilen Gari Kasparov'u yendi. 2000- Terör örgütü ''Hizbullah'' üyesi 32 sanığın yargılanmasına Ankara DGM'de başlandı. 2000- Film yönetmeni Faruk Kenç İstanbul'da öldü. 2005- ''Ben Gamlı Hazan'' ve ''Civelek'' gibi bestelere imza atan Melahat Pars 86 yaşında İstanbul'da vefat etti.