Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

Radya

Φ Süper Üye
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Radya tarafından postalanan herşey

  1. Cimbom çelengi GS’li futbolcu Hakan Şükür’ün, Fenerbahçe maçı öncesi "Kutlu Doğum Haftası"yla ilgili sözlerinin camialarının ismini zedelediğini düşünen Galatasaraylılar Derneği üyeleri Anıtkabir’i ziyaret etti. Sanatçı Candan Erçetin’in başkanlığını yaptığı derneğin Türkiye’nin dört bir yanından gelen üyeleri, Atatürk’ün mozalesine çelenk bıraktıktan sonra saygı duruşunda bulundu. Erçetin, Anıtkabir özel defterine "Aziz Atam" başlığıyla yazdığı mesajda özetle şunları söyledi: "Sen rahat uyu, çünkü biz her ahval ve şerait içinde, vazifemizin bilincinde olarak bize çizdiğin laik ve çağdaş yoldan asla ayrılmayacağımız gibi, gaflet, delalet ve hıyanet içinde bulunma cüretini gösterenler karşısında ilke ve devrimlerinin her daim bekçisi olarak bizi bulacaklar." Hürriyet
  2. Radya şurada bir blog başlığı gönderdi: RA'NIN RUH SESİ
    Sabah yazlıkta açtım gözümü... Öyle bir rüyadan uyandım ki,ben nerdeyim neresi burası diye afallamaya bile kalmadan,gördüğüm rüyanın etkisiyle kıkırdamaya başladım. Denizkızı; "abla gene mi rüya"? der şimdi. He güzelim, gene rüya ama bu sefer komik...Yani galiba! Yani anlatmayı başarabilirsem! Şimdiden söliyim, sakın dora galiba uyurken iyi örtünmemişsin türünden yorumlara girmeyin. Zira yazlık ev İzmir'den çok daha serin, yani iyi örtündüğüme eminim Şimdi efendimmmm; Tatilköyünün birinde yanlız başına tatildeyim.(lükse bak) Tatilköyü dedim ama öle lüks bir yer değil.(aslında tatilköyün de tatil, hiç benlik değil,neyse rüya bu ya gitmişim işte!) Akşam yemeğinden kalkıyorum, deniz kenarından, odama doğru yürüyorum. Bu arada bungalow denen odalardan birinde kalıyorum hani şu kapısından içeri adım atmak için en az bir km yürümek zorunda olduklarınızdan! Kıyıdan kıyıdan giderken Japon bir erkeğin yanından geçiyorum. Yok geçemiyorum duruyorum! Adam eğilmiş, elindeki düdüğü denize doğru üflüyor.Fakat üflediği düdükten ses çıkmıyor! Japonca mı Türkçe mi bilmiyorum ama adama "napıyorsun öle"? diyorum.(sahi belkide adam Türkçe biliyordu çünkü ben Japonca bilmiyorum) O da bana;"balıkları çağırıyorum" diyor.(Ya hakkaten böle bir düdük vardı galiba ama balık çağırmak için olmadığından eminim.Köpekmiydi ki (offf uykum gelmeye başladı eğer böle aradaki durakları anlatırsam sabah olacak ) Uzun ve ilginç bir yürüyüşün ardından odamın kapısına varıyorum.Aman Yarabbim! kapıyı açık bırakıp gitmişim.Eh unutkanlığım tescilli ne de olsa Derhal değerli eşyalarımı kontrol ediyorum.Bir ara gözüm koltuğun üzerinden sarkan, eşimin kahverengi bordomsu pantolonuna takılıyor. Ya tamam yanlızım demiştim vallahi yanlızım o pantalon oraya nasıl gelmiş bi bilsem! Amaaa iyi ki gelmiş... Pantolonun ceplerini kontrol ederken 200 ytl buluyorum Bu arada odada başörtülü birileri var bakıyorum biri yatakta uyuyor, biri banyoya dalıyor. Ama ama bu odayı ben yanlız başına tutmuştum Neyse heralde odadan kaçıyorum çünkü kendimi gene yollarda görüyorum. Şimdi karşıdan bana doğru gelene inanamayacaksınız.RECEP TAYYİP ERDOĞAN!!! Gelse iyi! Durduruyor beni ve bana bir telefon uzatıyor; "Bu telefondan benim özel hattımı direk arayabilirsin" diyor ve kayboluyor. Ben bağırıyorum arkasından; "Ama ben size oy vermemiştimmmmmmmm " Birden başka bir yerde buluyorum kendimi; Büyüdüğüm kasabadayım. Bazalikanın(kızılavlu)bitiminde bizim eve doğru giden bir yokuş vardı hatta babam oradan arabayla inerken hep korkardım. İşte tam o yokuşun başındayım.Hayret kar yağmış! Yokuşun başına oturuyorum ve çığlık çığlığa salıyorum kendimi aşağıya! Öle hoşuma gidiyor ki yokuşa oturduğum yerden dönüp bakıp, muzip muzip gülüyorum ve tekrar yapmaya karar veriyorum çoşkuyla! Tüm bunların sonunda eve ulaşıyormuyum bilmem ama kendimi babamın karşısında buluyorum. Bana kahverengi yada ne renkse işte o pantalonu soruyor.(Pantalon senin değil, napacan diyorum içimden) Otelde bıraktığım aklıma geliyor(tabi cepleri boş olarak )korku dolu gözlerle babama bakıyorum. Ama birden bana verilen telefon aklıma geliyor ve oh çekiyorum(aklım sıra pantalon için yardım istiyecem) Allahım başım döndü ama yine otel odasındayım.Odanın ortasında bir masa tam karşımda Tayyip Erdoğan ve eşi. Size telefon ettim ama ulaşamadım diyorum sonra başka sohbetlere dalıyoruz. Bir ara vallahi de billahi de Turkish-Media'dan bahsediyorum "Bir ara bizde üye olmuştuk" diyor. Sonra sol yanımda oturan tesettürlü bayan ayağa kalkıyor,arkasından niyeyse şöle tuhaf bi şekilde bakıyorum. Sanki hem kızgınım hem de üzgünüm.Birşey sölemeye yeltendiğim sırada, sağ yanımda ki bayan kolumu dürtüyor. Leydi o! sakın!!! ağzında ki fermuar dikkat et açılmasın diyor.(ama olmaz ki ben içimden geçeni sölemezsem ölürüm) Alla allaaaaa sağ yanımdaki kadına dönüp bakıyorum. Tiyatrocu Tomris Oğuzalp İşte nihayet burada film kopuyor ve şükür bitiyorrrrr. Hadi bunu da yorumlayın da görelim... Ahmet senin yazmana gerek yok psikolog önereceksin biliyorum
  3. Radya şurada cevap verdi: Admin başlık Güncel Konular
    5 Mayıs 1813 Yazar Sören Kierkegaard doğdu. - 5 Mayıs 1816 21 yaşındaki şair John Keats'in yayımlanan ilk şiiri "O Solitude" (Ey Issızlık), The Examiner'da çıktı. - 5 Mayıs 1818 Karl Marks Rheinland'da Trier kentinde doğdu. - 5 Mayıs 1895 Mahmut Yesari doğdu. - 5 Mayıs 1912 Stokholm Olimpiyatları'nda stadyumlarda ilk kez Türk bayrağı dalgalandı. - 5 Mayıs 1915 İngilizler, Kabatepe ve Arıburnu'ndan karaya asker çıkarmaya yeniden başladı. (Bu gece 19. Tümen'e bağlı bir kısım kuvvetlerin yaptığı taarruzla düşmana ağır kayıplar verdirdi, bir siper de zapt edildi.) - 5 Mayıs 1919 İngiltere Başkanı Lloyd George, Paris'te Barış Konferansı'nda Yunanlılar'ın İzmir'e çıkarma yapmasını istedi, Anadolu'daki İtalyan işgallerine karşı çıktı. - 5 Mayıs 1919 Mustafa Kemal'in Samsun'a atanma emri, Takvim-i Vekayi'de yayınlandı. - 5 Mayıs 1920 TBMM ilk toplantısını yaptı. - 5 Mayıs 1925 Yunanistan'daki Ermeni komitecilerinin Gazi Mustafa Kemal'i öldürmekle görevlendirdikleri Manok Manükyan Ankara'da idam edildi. - 5 Mayıs 1949 Avrupa Konseyi 10 devletin katılımıyla Strasbourg'da kuruldu. - 5 Mayıs 1953 Milli Korunma Kanunu yürürlükten kaldırıldı. - 5 Mayıs 1953 Orhan Burian öldü. - 5 Mayıs 1960 Çay İşletmeleri Taşlıdere Çay Fabrikası kuruldu. - 5 Mayıs 1964 Türk Dış Ticaret Bankası kuruldu. - 5 Mayıs 1964 Adnan Öztrak, kararnameyle TRT Genel Müdürü olarak atandı. - 5 Mayıs 1971 Bakanlar Kurulu, Demiryolu İşçileri Sendikası'nın aldığı grev kararını 'milli güvenliğe aykırı' olduğu gerekçesiyle 29 gün erteledi. - 5 Mayıs 1975 Kimyevi gübre fiyatları yüzde 30 ucuzlatıldı. - 5 Mayıs 1975 Antbirlik Aksu İplik Fabrikası Antalya'da kuruldu. (Antbirlik bünyesinde üreticilerden aldığı pamuğu işleyerek ipliğe dönüştüren fabrika Antalya'da faaliyet gösteriyor.) - 5 Mayıs 1979 Demokrat Parti iktidarı devrinde İstanbul ve Ankara Belediye Başkanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü yapan Kemal Aygün öldü. - 5 Mayıs 1982 Türkiye'nin Boston Fahri Başkonsolosu Orhan Gündüz, uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetti. - 5 Mayıs 1983 KİT'lerin piyasa koşullarına göre çalışacağı açıklandı. Toplumsal hizmet işlevi ağır basan PTT, Demiryolları gibi KİT'lerde fiyat tespitinin karlılık yerine toplumsal refah etkileri göz önünde tutularak yapılacağı açıklandı. - 5 Mayıs 1985 Pınar Et kuruldu. - 5 Mayıs 1991 Yugoslavya Devlet Başkanlığı Konseyi, JNA'ya çatışmalara müdahale edebileceğini bildirdi. - 5 Mayıs 1995 Remir Yatırım Ortaklığı kuruldu. Şirketin menkul kıymetler yatırım ortaklığı alanında faaliyet göstereceği açıklandı. - 5 Mayıs 1995 Türkiye-İran Doğalgaz Anlaşması Esenboğa Havaalanı Şeref Salonu'nda İran Petrol Bakanı Gulemreza Agazade ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Veysel Atasoy arasında imzalandı. - 5 Mayıs 1999 Romano Prodi'nin komisyon başkanlığına atanması AB Parlamentosu tarafından onaylandı. - 5 Mayıs 2001 Mitchell Komisyonu, Ortadoğu barışıyla ilgili raporunu Filistinliler'e ve İsrail'e teslim etti. - 5 Mayıs 2002 Başbakan Bülent Ecevit, yaklaşık 26 saat kaldığı Başkent Üniversitesi Hastanesi'nden taburcu edildi. Ecevit, dinlenmek üzere Oran'daki konutuna geçti. Prof. Dr. Turgut Zileli, başbakanın rahatsızlığının, "basit bir bağırsak enfeksiyonu" olduğunu belirtti.
  4. Radya şurada yorum gönderdi Radya'nın blog başlığı içinde RA'NIN RUH SESİ
    Amin canım aminnnn Güzel yorumun için teşekkür ederim canım
  5. Radya şurada bir blog başlığı gönderdi: RA'NIN RUH SESİ
    Ben küçük bir kızken sabah kahvaltı masasına oturdukmu annemle kardeşim birbirine bakar ve kardeşim anneme şöle derdi: >>"Anne eyvah şimdi başıyacak" Kendimi bildim bileli uyuduğumda başka bir ALEMİN içinde bulurum kendimi. "RÜYA ALEMİ" İşte uyandığımda da sabah, kahvaltı da, sanki bir film izlemişçesine heyecanla, soluksuz anlatırdım onlara gördüklerimi. Hiç gitmediğim yerleri gezdiğimi,bir kuş gibi uçtuğumu bilirim. Bir keresin de Peygamber efendimizi bile gördüm rüyamda Annem çok kızmıştı o zaman anlattığım da, meğer öle güzel rüya anlatılmazmış. Rahmetli babanem, o rüyamdan sonra bana namaz kıldırıp beni istiare (doğrumu yazdım acaba) namazına yatırmaya başlamıştı Alp'e doğuma gideceğim sabahın gecesi,kendimi annemlerin eski evinin odasında yatakta yatarken görmüştüm. Yatak yatak değildi ama, ufak bir havuzdu ve ben boylu boyunca uzanıyordum. Etrafımda su yerine yığınlarca karafatma vardı... Sabah hastaneye giderken anneme anlattım rüyamı ama annem hiç yorum yapmadı sadece hayır olsun demişti. Alp doğduktan birkaç saat sonra nefesi tıkandı ve kuvöze kondu.İşte annem o zaman" rüyan çıktı bak" demişti. İki gün sonra yine uyuyorum bu kez Alp kucağımda Yaren yanımda deniz kenarındayım.Bir bakıyorum denizden kocaman bir dalga alev topu olmuş üzerimize geliyor.Ben napacağımı bilmez halde bir sağa, bir sola kucağımda çocuklarla koşuyorum. Sabah hiç unutmuyorum anneler günüydü.Baktım eşim toplamış tasıtarağı gidiyor! >>"Nereye gidiyorsun"? >>"Yelkenli tekne kursuna". >>Ama bugün anneler günü, üstelik bebek kuvözden yeni çıktı ya yine tıkanırsa! >>Olmaz kursun son haftası kaçıramam... Öğleden sonra Rina geliyor Alpi görmeye.Sonra nasıl oldu hatırlamıyorum Alp tıkanıyor ve morarmaya başlıyor kucağımda. Pencereyi açıp onu açık havaya tutuyorum, naptığımı bilmez halde sallıyorum ve nefes almaya başlıyor. O sırada annemler doktorumuzu çağırmışlar o geliyor.O Alpi muayene ederken Alp, ellerinle kollarınla garip hareketler yapıyor. Meğer ateşsiz havale geçiriyormuş. >>Derhal Ege üniversitesi hastanesine" diyor doktor. Yareni annemlerle bırakıp Rina'yla atlıyoruz arabaya. En çok hatırladığım acildeki doktorun tepkisiz ve ilgisizliği yüzünden adamı parçalama isteğim (sonra rina hakkından gelmişti ama) Ve Alp'in kollarında damar aranırken ki ağlayışı. Yatak olmadığından bizi ambulansla başka bir hastaneye sevkediyorlar Neyse çok uzatmayayım, yani sonuç olarak o deniz kenarında ki rüyamda çıkıyor. Şimdi gelelim bu sabahın gecesine. Aslında fazla bişey görmedim sadece müzik dinlettiler bana Elime bir cd tutuşturulduğunu hatırlıyorum cd'yi cd çalara takıyorum ve başlıyor şarkı. Garip olan tek şey bu şarkıyı benim şimdiye kadar sadece Levent Yüksel'den dinlemiş olmam. Bu kez söleyen başkası 3M5rFNaHPT0 Aslına bakarsanız uykumda böle bana müzik yayını çok olur Sabahta o şarkıyı söleyerek açarım gözümü ve sonrasında da bütün gün bozuk plak gibi o şarkıyı mırıldanırım. Yani bu demek oluyor ki etrafımdakiler bugün bu şarkıyı dinlemekten fenalık geçirecek Sahi üstünede bir Sertap Erener Rüya'sı dinlemeye ne dersiniz İyi haftasonlarııııııııııııı Io_EkN-X4lM
  6. Radya şurada yorum gönderdi Freyja'nın blog başlığı içinde Freyja
    Benimde içimdeki ses gecenin yarısında bana mantı bile açtırdı birkaç kez Ama hasta hasta hiç kek yaptırmadı Kek çok güzel görünüyor Freyja,allahtan karnım tok,yoksa karşı koyamıyacağım bir emir alabilirdim
  7. Radya şurada cevap verdi: sardunyam başlık Doğum Günü Kutla
    Ayyyyy Tauruscum kıyamam ben sana bir yaş daha yaşlanıyomusun sen şimdi Olsun ya boşver Allah mutlu mesut yaşlanmayı nasip etsin Güzel kalpli Arkadaşım; Paşan ve tüm sevdiklerinle sağlıklı ve mutlu ömürler dilerim.Daima herşey gönlünce olsun Pasta sana özel olsun istedim
  8. terserim(51), bufalo_43(17), taurusmutis(36), SeRGeN(27), emolo61(23), KURBANLIK KOÇ(3) Mutlu Yıllarrrrrrr
  9. Radya şurada cevap verdi: Admin başlık Güncel Konular
    2 MAYIS 1519- İtalyan Rönesansı'nı başlatan heykeltraş, mimar, mühendis Leonardo da Vinci öldü. 1926- Atlantik'in iki yakası arasında ilk belgegeçer (belgeç- faks) mesajı gönderildi. ABD'nin Londra Büyükelçisi Alanson Bigelow Houghton'un, Augustus John tarafından çizilen resmi, Londra'dan New York'taki New York Times bürosuna geçildi. 1938- Ordu Süvari Ekibi, Roma'da Milletler Kupası yarışlarında altın Mussolini kupasını kazandı. 1939- Ankara'da 1. Neşriyat Kongresi toplandı. 1945- İtalya'daki Alman işgal birlikleri Müttefik ordularına, Berlin'deki Alman güçleri Sovyet Mareşal Jukof'un birliklerine teslim olmaya başladı. 1953- Uluslararası Tiyatro Enstitüsü Türkiye Merkezi kurucuları seçildi. 1972- Pele'nin de oynadığı Brezilya şampiyonu Santos futbol takımı İstanbul'a geldi. Santos ertesi gün Fenerbahçe'yi 6-1 yendi. 1972- ABD'den alınan TCG Oruç Reis ile TCG Uluç Ali Reis denizaltıları törenle donanmaya katıldı. 1973- Lübnan ordusunun Filistinli mültecilere saldırmasıyla Lübnan iç savaşı başladı. 1982- Falkland'da İngiltere-Arjantin savaşı başladı. 1984- F-16 uçaklarının Türkiye'de yapılması için anlaşma sağlandı. 1986- Birinci Uluslararası Asya-Avrupa Sanat Bienali, Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi'nde açıldı. 1992- Cumhurbaşkanı Turgut Özal, ABD'de prostat ameliyatı geçirdi. 1995- Genelkurmay Başkanlığı, Çelik Harekatı'nın 43 gününü değerlendirdi. Harekatta 555'i ölü, 568 terörist ele geçirildi. 1999- Fazilet Partisi'nden Merve Kavakçı, milletvekili yemin törenine türbanla girdi. Olay Mecliste protestolarla karşılandı ve Kavakçı yemin ettirilmeden TBMM Genel Kurulundan çıkarıldı. 2007- TBMM Genel Kurulunda, AK Parti'nin gündeme ilişkin grup önerisi kabul edildi. Buna göre; cumhurbaşkanı seçimi ile ilgili 1. tur 6 Mayısta yapılacak. 1. tur oylamada toplantı yeter sayısında 367'ye ulaşılamaması halinde ilk tur 9 Mayısta yenilenecek. 3. tur 12 Mayısta, 4. tur ise 15 Mayısta yapılacak. 2007- AK Parti'nin, genel seçimin 24 Haziranda yapılmasını öngören yasa değişikliği teklifi TBMM Başkanlığına sunuldu. YSK Başkanı Muammer Aydın ise seçimlerin 22 Temmuzda yapılabileceğine ilişkin görüşlerini TBMM Anayasa Komisyonuna bildirdi.
  10. Hıııııııı Trıngggg düştü jeton,ondan mutluyum deye beyanlarda bulunuyordu burda geçen gün Amannn pek iyi,darısı seninde başına denizkızı
  11. Koş kıs koşşşşşşşş var şu anda evde pasta zeynep sen nerelerdesin yavrım.... bi görünüp bi kayboluyosun .
  12. Ben de nerelerde acaba diye merak ediyordum Yayamaz acil şifalar diliyorum canım ve kocaman öpüyorum seni,lütfen yazmak için acele etme biliyorum sen hiç dikkat etmiyorsun kendine Kıymam ben sana yaaaaa Senin de işçi bayramın kutlu olsun Bursercan haber verdiğin için teşekkürler
  13. Gezsin ablam gezsin zaten bizim evin herbir köşesi onun oyun alanı(mutfakta bangonun üstü bile ) Bugün bana Anne ben hasta olmayayım sen hasta ol dimi diyor Ben ona hasta olduğunda öle söylüyorum çünkü,senin yerine ben hasta olayım diyorum Olayım valla iki gün yapışık gezdik,sırtımı ovala,karnımı okşa,anne başıma masaj yap Allahım yüce Allahım erkekleri lütfen hasta etmeeeeeeeeeeeee
  14. Radya şurada yorum gönderdi KiRaZ'nın blog başlığı içinde KiRaZ's Blog
    Çünkü hiç kimse mükemmel değildir annecim. Herbirimiz mükemmel olsaydık zaten Dünya'da işimiz olmazdı. Kimi zaman duygularımıza, zaaflarımıza yenik düşüp hatalar yapabiliyoruz. Dostlarında mükemmeli aramak yerine onları hatalarıyla sevmeyi öğrenirsen emin ol ki çok daha az incinirsin Sen çizmemişsin ama ben şu cümlenin altını çizmek istiyorum: ozel birini bulmak bir dakikanızı alır, onu değerlendirmeniz bir saat içinde olur, onu sevmek için bir gün yeter ama sonra onu Unutabilmek için bir omurun geçmesi gerekir.
  15. Süpersin denizkızı o kahveye tam da şu anda çok ihtiyacım vardı çünkü Alp bugün koltuk tepelerinde gezdiğine göre iyi Dün iğneyi yiyince bay nikroplar öldü heralde Şükürrrrrrrrrrr
  16. Ben de seni çok seviyorum Suhedacım. İki gündür çok üzgünüm Alp çok ateşlendi
  17. Radya şurada cevap verdi: Admin başlık Güncel Konular
    1 MAYIS 1707- İngiltere, Galler ve İskoçya, Büyük Britanya olarak birleşti. 1889- ''1 Mayıs'' işçilerin ortak bayramı olarak kabul edildi. 1908- ''Don Camillo''nun yaratıcısı, İtalyan mizah yazarı ve karikatürist Giovanni Guareschi doğdu. ''Don Camillo'' dizisini, Burhan Felek Türkçeye çevirmişti. 1925- Kıbrıs, İngiltere kolonisi oldu. 1932- Ankara'da Milli Sanayi Sergisi açıldı. 1941- Orson Welles'in yönettiği ''Yurttaş Kane'' filmi ilk kez gösterildi. 1948- Hürriyet gazetesi, Sedat Simavi tarafından İstanbul'da kuruldu. 1959- CHP Genel Başkanı İsmet İnönü, Uşak'ta, sayıları bine yaklaşan kalabalığın saldırısına uğradı. İnönü, atılan taşla yaralandı. 1964- Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğü kuruldu. 1975- Vietnam Savaşı sona erdi. 1977- İstanbul'da Taksim'deki 1 Mayıs mitingi sırasında çıkan olaylarda 37 kişi öldü, yüzlerce kişi yaralandı. 1984- DGM'ler 8 ilde göreve başladı. 1988- Karikatürist ve tiyatro sanatçısı Altan Erbulak 59 yaşında öldü. 2003- Bingöl'de 6.4 büyüklüğündeki depremde 176 kişi öldü, 521 kişi yaralandı. 2004- Avrupa Birliği, Polonya, Slovenya, Slovakya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Litvanya, Letonya, Malta ve Güney Kıbrıs Rum yönetimini saflarına katarak 25 ülkeye ulaştı. 2007- Anayasa Mahkemesi, CHP'nin, Cumhurbaşkanı seçiminin ilk tur oylamasında, toplantı yeter sayısı için TBMM'de 367 milletvekili bulunmadığı gerekçesiyle açtığı davada, ilk tur oylamayı Anayasa'ya aykırı bularak iptaline karar verdi ve yürürlüğünü durdurdu. 2007- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, genel seçim tarihini öne almak için TBMM'ye başvuracaklarını söyledi. 2007- Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Nuri Ok'un emekliye ayrılmasıyla boşalan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili Abdurrahman Yalçınkaya'yı seçti.
  18. Mum batikten örnekler
  19. Yukarıda tanıttığım uygulamaların tümünün yapımı çok kolaydır ama aynı şeyi mumlu batik için söyleyemiyecem Zor olmasına rağmen ben yine de en çok ondan çıkan sonuçları seviyorum Tijantik(Mumlu) Batik: Kullanılacak malzemeler:Eritme kabı,kasnak,raptiye,fırça,balmumu,parafin,kumaş boyaları,boya kapları ve kumaşımız.Mumlu batikte ölçü şöyle olmalıdır.Toz boya kullanılıyorsa 1_2 çay kaşığı toz boya,yarım litre su.Fiksasyon için,bir litre suya iki çorba kaşığı beyaz sirke konur.Mum için 100gr. balmumu,100gr.parafin(kırma işlemi yapılacaksa 1/3 balmumu,2/3 parafin olmalıdır.Parafin arttıkça kırılma işlemi fazlalaşır.) Tijantik Batik uygulaması: Mumlu batik pamuklu ve ipekli kumaş cinslerine uygulanan batik türüdür.Tijantik batik yapılırken aşağıdaki sıra uygulanır. Konu seçilir. Konuya göre renk ve desen seçimi yapılır. Seçilen desen kumaşa geçirilmeye hazırlanır. Kumaş ipek değilse sabunsuz sıcak suda yıkanır ve ütülenir. Desen kumaşa geçirilip boya tonları hazırlanır, Desen çizilmiş olan kumaş, kasnağa gerilir fakat bu işlem sırasında kumaşın dokularına dikkat edilmelidir.Kumaş ne gevşek ne de çok gergin tutulmamalıdır. Emaye veya bakır bir kap içinde parçalanmış balmumu ve parafin karışımı ateş üzerinde eritilir, Kumaşta beyaz kalması istenilen yerler sıcak balmumu ile kaplanır,kumaşta balmumunun kuruduğu görüldükten sonra boyaya batırmak üzere hazırlanır. Eğer kumaşımız çok kalın bir kumaş ise balmumunun,kumaşın tüm dokularını kapatıp kapatmadığına emin olmalıyız,bunu ışığa tutarak yada alt dokularına bakarak anlarız, Kumaşımız boyaya batırılmadan önce su dolu kapta ıslatılır, Sudan çıkarılan kumaş ilk rengin boyasına batırılır.Boyama işlemlerinde kumaşın her yerinin aynı oranda boya emmesine dikkat edilmelidir.Kumaş boyanın içinde sürekli hareket halinde bulundurulur.Gekirse elde sıkılarak çatlatılır. Boyadan çıkan batik tekrar su küvetinin içine konur ve boya bırakmayıncaya kadar suyu değiştirilir. Her renge göre bu işlem tekrarlanır. Daha sonra kumaş üzerindeki balmumu,ütü ile önünden ve arkasından gazete kağıdı konularak eritilir temizlenir.Boya işleminde açıktan koyuya doğru bir sıra izlenir. Bu batikte en az iki, en fazla dört renk kullanılır. Çizme ve kazıma yolu ile Mumlu Batik:Balmumu batiğin değişik bir türüdür.Açık renk pamuklu kumaşlarda ve ipekli kumaşlarda kullanılır.Batik yapılacak kasnağa gerilmiş kumaşın tümü önceden eritilerek hazırlanmış balmumu ve parafin ile kaplanır.Kumaş tamamen kurutulduktan sonra kumaşı zedelemeyecek şekilde sivri uçlu bir aletle,önceden seçilmiş motifler kazınır ve boyama işlemi yapılır.Boya kuruduktan sonra kumaş 2 gazete kağıdı veya saman kağıdının arasına konularak ütülenmek süretiyle mumdan arıtılır.Eğer kumaşta yağ lekesi oluşmuş ise kumaşı selülozik tinere batırmalıyız ve sonrasında sabitleştirme işlemi yapmalıyız.
  20. Katlama Batik: Bağlama batik tarzına benzer. Bu Batik türünde kumaş katlanıp birkaç yerinden boyaya batırılır.12 ayrı çeşit katlama şekli vardır. Ters Batik: Ters batik ,koyu renk kumaşlarda,boyası çıkan kumaşlarda,bağlama teknikleri ile bağlanarak renklerinin açılması tekniğidir. Kumaş çeşitlerine göre ipliklerle bağlandıktan sonra kloraklı suya yada piyasada satılan renk açıcı ilaçlara bastırılarak renginin açılması sağlanır.Açıcı suya bastırılan kumaşta bağlanmayan yerlerin rengi açılacağından,istenilen açıklığa kavuşana kadar ilaçlı suda bekletiriz.Daha sonra kumaşımız bol su altında iyice durulayıp,bağlamış olduğumuz ipleri keseriz ve durulama işlemini tekrarlarız.Ters batikte fikse işlemini yapmaya gerek yoktur .Bu batik tarzı, her cins kumaşa uygulanamaz.İlaca dayanıklı olmayan özellikle ipekli kumaşlar kullanılmaz . Teğelli Batik:Kumaş cinslerine göre kullanılacak olan ipliklerle değişik teğel çeşitleri ile teğellenir.İplerin iki ucu çekilerek büzülür.Daha sonra, diğer batik çeşitlerindeki gibi hazırladığımız boyanın içine batırılır ve 10_15 dakika bekletilir.Bu işlemden sonra kumaşı soğutup ,soğuk suyda durularız.Teğellediğimiz ipleri söktükten sonra sirkeli suda durulayıp fiksesini yaparız. Tuzlama Batik:Apresi alınmış kumaş ıslatılır,kasnağa gerilir veya düzgün bir zemin üzerine yayılır.Öncelikle kumaş nemlendirilir,daha sonra kalın bir fırça yada pamuk yardımıyla ipek boyaları ile renklendirilir.Kumaşta değişik efektler yaratmak için fotoğrafçıların film banyosunda kullandıkları Hipo sülfit tuzu kumaşın üzerine serpiştirilir.Şayet hiposülfit tuzu yok ise kristal tuz da kullanılabilinir.Genellikle piyasada tuzlama batik için hazırlanmış olarak bunları temin edebiliriz.Kumaşımız kurumadan hiposülfit tuzu üzerine serpiştirilir ve istenilen yöne doğru tuzlar akıtılır,tuz aktığı yerde boyanın rengini açacağından kumaşa orjinal renkler verir.Daha sonra kumaşın kuruması beklenir ve tuzlar temizlenir.Kumaş,tersinden ütülenir.Bu işlemden sonra kumaş sertleşeceği için tekrar yıkanıp ütülenmesi gerekir.
  21. Bağlama Batik yapımı: Bağlama batikte yapacağımız işe göre seçtiğimiz boyalardan bir miktar (bir-iki çay kaşığı) alıp bir naylon çorap içine koyarız. Kaynar suda boya ezilir.Buna gerektiği kadar su ilave edilerek, boyanın sabitleşmesi için bir çorba kaşığı tuz koyup, bir süre kaynatılır. Ezilmiş boyaya ilave edeceğimiz suyu, elde etmek istediğimiz renge göre ayarlamalıyız. Koyu renk istiyorsak daha az su veya bir başka değişle daha çok boya, açık renk istiyorsak daha bol su veya daha az boya kullanmalıyız.Çok renkli yapmak istediğimiz emtealar için aynı uygulamayı diğer renkler için de yapmalıyız. Boya ilave edeceğimiz suyun tuz ilaveli olmasına dikkat etmeliyiz. Boyamız kaynarken kumaşımızı hazırlamalıyız. Örneğin, bir eşarp yaparken çepeçevre kenarlarını avcumuzun içinde pili pili toplayıp bağlarız. Böylece kumaşımıza boydan boya bir kenar yapmış oluruz. Yumru halde bir tutam kumaş alıp, orta yerinden sıkıca boğarsak desenimiz bir güle benzer. Kumaş üzerine attığımız düğümler de o düğüm içerisindeki kısmı boyadan koruyacaktır. Boyamız bittiğinde kumaşı iyice ıslatıp sıkmalıyız. Kaynatmış olduğumuz boyayı ocaktan indirdikten sonra kumaşımızı istediğimiz renk boyalara, açıktan koyuya doğru sırasını takip ederek batırmalıyız. Daha sonra kumaşı boyadan çıkararak soğumasını beklemeliyiz. Soğuyan kumaş, önce bağları açılmadan soğuk ve sabunlu suda yıkanır. Bu işlemi,boyanın fazlalığının, boyanmasını istemediğimiz yerlere sızmasın diye yaparız. Daha sonra bağları açıp tekrar soğuk suyla çalkalarız. Fiksesini yapmak için sirkeli suyla durularız, ardından ütüleriz. Bağlama Batik'de: Kumaşı bağlayarak boyanın içine atrız Boyar maddeyi kumaşın içine bağlarız.Boyar madde dediğimiz ise, ıspanak, pancar veya soğan kabuğu olabilir. Kumaşı istenilen tarz bağlayıp boyamaya hazır hale getirin Bağlanmış kumaşı iyice ıslatıp,sıkınve boyaya batırın Kumaşın bağlarını açmadan soğuk ve sabunsuz suyla çalkalayıp boyanın fazlasını akıtın Bağları açıp ılık ve sabunlu suyla durulayın Çapraz düz bağlama
  22. Radya şurada bir başlık gönderdi: Erkekçe
    Niye Ben Ödüyorum ? Bir buluşma, her zamanki bildik sahneler ve toplumsal bir yanlış üzerine... "Eyvah, yine geç kaldım. Şunu yapmasam olmaz sanki, yağmurda çiseliyor. İnşallah bana kızmamıştır" diye düşüne durayım, buluşacağımız yere varmıştım nihayet. Kısa bir cep diyalogundan sonra Merve ile buluştuk. Beni çok özlemişti anlaşılan. Arabaya bindik, Moda da denize nazır bir yerde çay içecektik. Nihayet bir yer bulunca oturduk, bu saatte ve lodos havada neredeyse bir biz vardık o gündüzleri cıvıl, cıvıl mekanda. Akşam karanlığı da çöktüğünden deniz gözükmüyor, sohbetimizi "okey oynayan sigara içen insanlar" konulu manzarayı içeren bir mekanda yapmak zorunda kalıyorduk. Neyse efendim konular konuları kovaladı, saatler ilerledi, hoş bir sohbetti ve saat epey geç olmuştu. Merve geç olduğunu ve kalkması gerektiğini söyledi. Aslında buraya kadar her şey çok bildik sahnelerdi ve bunu hepimiz hayatımızda birçok kere yaşamışızdır. Ama o an defaatle yaptığım bir şey çok dikkatimi çekecekti. Masadan kalkıldı, hesap ödenecekti. Hesabı tabii ki ben ödedim. Ama olayı yavaş çekimde hayalimde şöyle bir canlandırdım. Sahnede 3 önemli nokta vardı; 1.Masadan kalkarken hesabı ödeyecek kişi olarak gözüne beni kestirmiş olacak ki garson, üzerime doğru hamle yapmış elimi cüzdana atmamı sağlamıştı. 2.Merve tarihsel görevimi yapacağımdan emin bir edayla masada hiç oturmamış gibi yaparak olay mahallinden hızla uzaklaşmıştı. 3.Kadim erkeklik şuuru etkisi ile ben elimi cüzdanıma atarak atılmış, sonrada muzaffer bir kumandan edasıyla olay yerinden uzaklaşmayı düşünmüştüm. Kaldı ki 1. ve 2. şıklardaki sebepler olmasa bile herhalde aynı şeyi yapardım. Bu yavaş çekim gösteriminden sonra düşünmeden edemedim. Neden hesabı hep erkekler öder, neden bu görev erkelerden beklenir? Ha, sakın ha cimri biri olduğumu falan düşünmeyin. Böyle bir pozisyonda hiç ödememdiğim olmadı ama olayın toplumsal boyutunu düşünüyorum ben. Toplumda hesabı kadının ödemesine müsaade eden bir erkeğe nasıl bakılır sizce? Diyelim bir lokantada yemek yediniz, hesap geldi, hanımefendi nazikçe cüzdanından parayı çıkardı dolgun bir bahşişte bırakarak olay mahallinden uzaklaştı, tüm bu olaylar olurken erkek hayatından memnun ve pişkin bir ifade ile çevreyi temaşa ediyordu. Şimdi size soruyorum olaydaki erkek karakter siz olsaydınız bir daha o lokantaya gidebilir miydiniz? Oraya gidip de garsonların arasındaki muhtemel konuşmaları göz ardı edebilir misiniz? "- Baksana bizim kılıbık gene geldi" ya da "- Helal be abi, ****** bak hem en ala besleniyor, hem hatuna ödetiyor, valla helal olsun" ya da "- Böyle asalak bir ***** görmedim ya gene mi geldi o?" , "Bu sefer bize ödetmese bari.." şeklinde fısıldaşmalar yapılmayacak zannetmeyin. Oysa bence bu durum gayet doğaldır. Yemeği yiyen ikisi olduğuna göre her ikisi de ödeyebilir. Ancak ben burada hepinizden farklı bir şey düşünüyorum. "Bence hesabı çoğunlukla kadınlar ödemelidir." Durun, durun hemen kızmayın, peşin hükümlüde olmayın. Bu hesap ödemekten kaçan pişkin bir çapkının durumu kurtarma nevinden bir tezi değildir. Aslında bilakis çok önemli toplumsal bir gerçeğe dayanmaktadır. İnanmayan okusun: Toplumda erkeklerin hesap ödemesi gerektiğine dair yaygın teamül, geçimi erkeğin sağladığı ve maddi kaynak olarak aldığı baskın görevden kaynaklanmaktadır. Bu sav belli bir dönem için geçerli gibi gözükse de şimdilerde geçerliliğini yitirmiş gözüküyor bana. Neden mi? Çünkü artık iş hayatında hem de her kademede kadınlarda boy gösteriyor. Giyim, makyaj, estetik gibi fuzuli masraflarını bir erkeğin şemsiyesi altında karşılamayacaklarını anlayan bu güruh hızla iş dünyasına yönelmiş, güzellik ve çekiciliklerini de kullanarak insan kaynakları ve personel almadan sorumlu kişilerin başını döndürmüş, iş hayatına balıklama dalmışlardır. Böylece hayatlarını kazanmaya başlamış, fuzuli sınıfına girebilecek bir yığın harcamayı yapma ehliyetini de kazanmışlardır. Tüm bunlar olurken, eskiden yani erkeğin para kaynağı, kadının evin hanımı olarak durduğu dönemlerden kalan bir takım alışkanlıkları da terk etmek kadınların işlerine gelmemiştir. Artık onlar hem hayatlarını kazanacaklar, hem dilediği gibi harcayacak ve yiyecekler, bol bol yiyip aldıkları fazla kiloları vermek için fitness salonlarına yüklü paralar akıtacaklar. Tüm bunlar olurken de basit bir yemek sonrası bile hiçbir şey yokmuş gibi hesabı ödemeye yanaşmayacaklardır. Zavallı biçare erkeklik, hesabı garsona ödeye dursun bir yandan kirayı ödemeyi, arabanın masrafını, bilumum faturaları vs. düşünecektir. Üstelik bütün bu haksızlıklar olurken kadın haklarını savunan feminizm diye bir yoğurtla göle maya çalınmaya uğraşılmış, erkekler adına bir şeyler yapmak kimsenin aklına gelmemiştir. Tabii bir de "Kadınlar paralı erkeklerden hoşlanır" fenomeni vardır ki, bu da omuzlardaki yükü daha da ağırlaştırmaktadır. Oysa safi erkelik hiç bir döneminde paralı kadınlardan hoşlanmayı aklına koymamıştır. Evet sevgili dostlar,tüm bunların ışığında önümüzde iki yol görünüyor. Ya bundan sonra kadınlar da hesapları ödemeye başlamalılar, ya da işyerlerine yazacakları nazik bir istifa dilekçesi ile yerlerini erkek arkadaşlarına bırakarak, bundan sonraki hayatlarında hesap ödeme zahmetinden kurtulmalıdırlar. __________________ Alıntı
  23. Radya şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Forum Oyunları
    Çünkü büyüdüğümü kabul edersem küçük bir kız gibi davrandığımda yüzüm kızarabilir Neden akşamda yemek yenir kahvaltı etsek olmaz mı
  24. Benim kanım dondu ama sadece baba adında ki insanımsıya değil mağdur bayanın annesine de İnsan kaybolan kızının hiç mi peşini aramaz.Peşini aramaktan vazgeçer mi? Sonra benim evimde eşimin gizlediği bir bölüm olamaz. Hiç mi merak etmedi bu kilitli yerde ne var diye bu kadın!

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.