
Radya tarafından postalanan herşey
-
MASAL PERISI
Düğmesiz Radyoooo Siz onu okudunuz mu Radya,radyo,dora vs. vallahi ben de şaşırdım artık Duygularımız karşılıklı inanın,gösterdiğiniz yakınlığı ve desteğinizi hiç unutmayacağım
-
Şampiyon CİMBOMMM
Şimdi bizim üst katta bi velet var fanatik fenerli! Geçen yıl Fenerbahçe şampiyon olduğunda kapıya geldi; -"Şampiyon biziz naaaaberrrrrr" dedi Ben bu yıl naptım? Bayrağı hazırladım annesi izin verdi,sabah bana kapıyı açacak o uyurken cimbom bayrağını üzerine örtecem. Uyandığında üzerinde bayrağı görünce yüzü ne hal alacak çok merak ediyorum. Puha ha ha ha
-
MASAL PERISI
DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN MASAL PERİSİ Sevdiklerinizle beraber şeker tadında bir yaşam dilerim Sevgiler RA_dya
-
.....::Radya::.....
Zaten yakında ingilizce kursuna yazılıcam bende (türkçe anlatınca anlaşılamıyor sanki ) Bende seni çok seviyorummmm
-
O gün yaşlandın demektir...
Aslına bakarsan beni yaşlanmak endişelendirmiyor Ben kaliteli yaşlanmak istiyorum sadece. Yaşlı ama dimdik! Dışarıda bazen görüyorum öyle yaşlıları. Yıllara rağmen hiç salmamış kendini,giyimiyle kuşamıyla,duruşuyla hemen belli ediyorlar kendilerini... Sanki koca koca dalgalara,dalgakıran olmuş geçit vermemişler üzüntüye. Adammm sen de deyip geçmiş herşeye,kafasına tokadan başka bişey takmamış belliki Yüzlerindeki derin çizgiler yaşlılıktan değil gülmekten olmuş büyük ihtimalle. Ben yaşlandığımda sabah koşmasam bile yürümeliyim, hala KIRMIZI bir bluzu çekinmeden giymeliyim. Dostlarıma kapım hala açık olmalı,yaşlandım diye elimi eteğimi herşeyden çekmemeliyim.Mesela hala sinemaya gitmeliyim. O tur senin bu tur benim şehir şehir, ülke ülke gezmeliyim. Torunlarım asla beni sıkıcı bulmamalı onlarla güzel sohbetler yapıp, kahkaha atmalı ,hatta dansetmeliyim. Hatta boylu poslu erkek olan torunum bidicik boyumla beni belimden kavrayıp, havada bi tur attırmalı Süper Büyükanne yani süperrrrrrr
-
YAYAMAZ KAYIMCA NIN YERI!
offffff bu kötü olmuş
-
()()()() Deniz_Kızı ()()()() Anı Defteri......,,
Buyur şekerim bol köpüklüsünden.yanlız ben sana eşlik edemiyecem çünkü ben bira içiyorum Yanlızzz pek tabi ki faldan geri kalmayı düşünmüyorum veeee gündüzden kapadığım fincanımı pek bir keyifle uzatıyorum
-
YAYAMAZ KAYIMCA NIN YERI!
Yayamaz yazamıyosun ama okuyorsundur nasılsa Nasıl oldun merak ediyorum,yayamazlık etme uslu uslu iyileşmeyi bekle tamam mı? Çok zorlanıyorsundur eminim,benim annem iki bileğininin sinirlerinden ameliyat olmuştu Daha halen ağır kaldıramaz... Sevgilerrrr onu diyordum erimelisin yıldızlı bir gecede kare kare bölerek gözlerini söylesene hangi hücrende yaşayacaksın bugün katı taraflarını geçiremezsin parmaklıklardan yumuşak yanlarını koy ocağa öyle dalıp gitme uzaklara o kış günü gibi parçalanır sisler umutların doğdukça her sabah altı patlar altı köşe saçlarında beyazlar onu diyordum doğmalısın her akşam yeniden yıkılan kalelerinin enkazından buzlu gözlerinle çocuklar gibi şaşırarak gördüğün zan aynasındaki derin girdapta yaralarını bir bir sararak bir yürekten bir yüreğe aktarılan bayrak yarışıdır yaşamak sadece karar ver siyah mı beyaz mı geceni gündüze gündüzünü geceye çeviren nokta bak bir de o zaman gör yüreğini ağustos mu ayaz mı onu diyordum oynamalısın bir ayağın aksak dert etme terk ettiğin birkaç mevziyi ormanı yok ankara’nın fillerin aşikâr ne çıkar külleri bir kere daha yaksan yağız atların özgür koşuyor çayırlarda birkaç piyon nedir ki sen elindekine bak sadece gözlerini sil tanelerin sığmaz son kareye iklimler kurak aldınsa vezirini eline yap hamleni ama unutma bu bir rûyâ güneş yeniden doğacak bir kez daha konuş korkma ne şah ne mat Mustafa Kaya
-
MELEK
İnanki o tekmeler canımı yakmıyordu aksine canıma can katıyordu her ikinizinki de... Umarım bunu kendin birgün yaşayarak öğrenirsin Ama çok çokkkkkkkkkkkkkk ilerde ben daha çok gencim he he
-
MELEK
Hepinize güzel dilekleriniz için çok teşekkür ederim,sizleri seviyorum veeee kocaman öpüyorum bi deeeee Alp için öpüyorum tabii Allah herbirinize nasip etsin böle tatlı bir yaramaz
-
GÜNÜN ŞİİRİ
ACIYA DOKUNUR GÖLGEM sisli cam ardında güneşim gölgem acıyla akar ırmakta uzun suskunluklar esaretimi çaldı kime sitem etsem ona mahkum kimden geçip gitsem onda kalan.... kendine aykırı ıssızlık kendi sesine aşina şölen içinden çıkamayınca dışında kalan içinde kalınca mekansız kalan benim diyeceğim tek şey hiçliğim bana ait olmayan tebessüm aksi ağlamak gerekli burada çocukça hesapsız / kuralsız / aynasız şöyle sert bir hareketle bakmak ve birazda gitmek sırtında sayıklama oysa olmaz bütün bu ışımalar orta yerinde hayatın bir oyun ortada bir oyun ortaoyun işte ilk sahnem. ... kim silerse gözyaşımı aynamı ona vereceğim oyunlarımı / acılarımı / ıssızlığımı beni kim anlarsa onunla gideceğim kimi anlarsam onunla öleceğim peki benim için ölmesini kimden isteyeceğim ... öyle çok işim var ki henüz gölgemin resmini çizemedim henüz sisli camdan güneşime değmedim ırmağını geçmedim acının unutarak yaşadım yapmam gerekenleri unutulmayı umarak geçtim başağrılarımı öyle çok işim var ki henüz başa dönemedim yetmişsekize dönemedim sıcağı göremedim kerpiç yazgımın gözlerinden öpemedim ağlamak gerek burada söz tüketen aynaya ne kalmışsa ikinci sahnem. ... kim benden bilirse acılarını uçurum çiçeğimi ona vereceğim görkemli endişelerimi felaketimi ışıklı tennuremi ona vereceğim son raksımı son yanışımı pencereden saydambakışımı ona vereceğim peki benim için yanmasını kimden isteyeceğim ... sisli cam ardında güneşim battı ırmağımı kuruttu temasım ağlayanı kovmak lazım buradan yetmez ki şiirime çöl olduğu... veda sahnem. ... kim gözyaşımı silerse ellerimi ona vereceğim son temasımı / gayretimi / ümidimi peki benim için ağlamasını kimden isteyeceğim ... Emrullah Emin
-
Gloria
ertelenmiş bir hayale gazeller okur kalbim sesimi duyuyor musun can ? Kim senin gibi dost kokar ? Kim gözleriyle ruhumu okşar ? Aldırmıyorum zaman geçiyor Heyhat senden uzakta yaşamak zor... Sana tebessümler biriktiriyorum ve ömrüne sessiz dualar haykırıyorum Duyuyor musun can ? Biliyorsun seviyor seni bu can diye bir mesaj yollamıştım bir gün dost'a Dost dedin mi akan kanım duracak gibi olur... Uzakta olsada uzat ellerini o tutar... vesselam... Öleeeee içimden geldi
-
Ben turist değilim
"Ben turist değilim" Her yıl binlerce gönüllü sırt çantalarını sırtlarına takıp yer değiştiriyor, yol gidiyor. Gittikleri yerlerde iz bırakıyor, bir daha gelip izine bakma şansı olmasa ne fark eder. Bir zamanlar oradaydılar. %80’ini 16-26 yaş arasındaki gezginlerden oluşan topluluk yakalarında “BEN TURİST DEĞİLİM” logoları ile dolaşıyorlar ve gittikleri yere ait olma süresini kısaltmada son derece başarılılar. Yazı: Kevser Yavuz Kimsenin geleneğini, davranışlarını, mutfağını reddetmeden, dışlamadan, yadsımadan, yadırgamadan bu yolculuğun tadına varıyorlar. Gençlerin insanların yaşam biçimlerini deneyimlemek, keşfetmek için seçtikleri en etkili yollardan biri gönüllü çalışma kampları. Bu kamplar sayesinde hem gezip görüp keşfediyorlar hem de tatillerini unutulmaya yüz tutmuş diye defalarca söylediğimiz ve savunduğumuz, değerleri korumak için değerlendiriyorlar. Dünyayı geziyorlar, dur durak bilmiyorlar…. Dünya genelinde 82 ülkedeki 162 kuruluşun programları sayesinde yapılan bu gezilerin maliyetleri de çok düşük olunca gençlerin kendilerini geliştirme fırsatları, şansları da artıyor. Türkiye’de de Gençtur tarafından organize edilen gençlik kampları her yıl yaklaşık 500 gönüllüye ev sahipliği yapıyor. 30 yıldır yürütülen çalışmalara bu yıl yeni bir başlık ekleniyor. TA-TU-TA çiftliklerinde Gönüllü Çalışma Kampı. Hali hazırda TA-TU-TA çiftliklerinin yerleşimlerini ve konuk ziyaretlerini organize den Gençtur’un Yakabağ çitliği sahibi Sinan ANADOL ile işbirliği içinde gerçekleştireceği kampa 15 kişi katılacak. Kendini ifade edecek kadar İngilizce bilen Türklere de açık olan uluslar arası kamp 1- 16 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Kamp süresince gönüllüler Yakabağ’ın sessiz, eşsiz, huzurlu, güvenilir havası içinde hem çalışacaklar hem de İlham Atölyelerine katılarak becerilerini geliştirme fırsatı da bulacaklar. Derinin Değişen üç yüze yolculuğunun en yakın tanıkları olacaklar. Doğal arınma biçimleri ile sağlıklı bir 2 hafta geçirecekler. Yakabağ Çiftliği Muğla Fethiye’de 23 dönüm zeytin, 3 dönüm portakal bahçesi üzerine kurulmuş bir çiftlik. 150 yıllık taş bir binayı Sinan, eşi ve 3 arkadaşı ev ve konuklarını ağırlayacakları misafirhane haline dönüştürmüşler. Çiftlikte konvansiyonel yüzme havuzundan, SPA’ya, masaja, doğal arınma terapilerine (mevsimine göre beslenme biçimi-Toprak Anadan Gök Babaya Sesleniş Ayini ve…….), zeytinyağı üretimi için bilinen en eski yöntem olan ayaklı sisteme kadar her şey var. Gün boyunca zeytin toplayıp, yağ üretecek olan gençler yorgunluklarını tatlı bir huzur içinde atacaklar. Antik kentlerin, plajın tadını çıkaracaklar, orman alan içinde yapacakları yürüyüşlerle, kim bilir belki doğa ile yeniden barışacaklar, dostluk kuracaklar. Sizler de eko çiftliklerden aldığınız zeytin yağlarında onların emeğini hissedeceksiniz.. Bir köy evinde kalarak Akdeniz’in geleneksel yaşamına tanık olun. 140 yıllık eski bir taş evde uyuyun, geleneksel yöntemleri kullanarak kendi şarabınızı ve zeytinyağınızı üretin.Günün birinde metronun sıkıcı yaşamına rest çekip gitmek düşüne sahipseniz; ama önce bu düşü bir deneyimlemek, zorluklarını ve keşfini yerinde görmek istiyorsanız TA-TU-TA’yla yolculuk edin. Sinan ve arkadaşları kommin yaşamı hayata geçirebilmek için kolları sıvamışlar, önce onları görün, sonra kendi yolculuğunuza daha emin adımlarla başlayın.
-
Bilgisayar doğru bir şekilde nasıl kullanılır?
Rüyasında bile internette sörf yapan ve teknoloji bağımlılığının farkına varan ABD'liler, arada bir 'fişi çekip', gerçek hayata bağlanmak için bir hareket başlattı. Dünyanın tüm bağımlıları fiş çekmeye davetliSharon Sarmiento rüyalarında blog yazdığını ve hayali mesajların sesini duyduğunu fark ettiğinde fişi çekmenin zamanı geldiğini anladı. Ariel Meadow Stallings içinse internette gezerken geçirdiği saatlerin sarhoş olup ne yaptığını hatırlamadığı saatlerden farkı yoktu. Bu iki kadın da artık teknoloji bağımlılarını bir günlüğüne de olsa fişi çekip gerçek hayata bağlanmaya çağıran bir hareketin parçası. 33 yaşındaki yazar, blogcu ve Microsoft'ta yarı zamanlı pazarlama müdürü Stallings 'Fişi çekilmiş 52 gece' adlı blogla herkesi haftada bir gün teknolojiden uzak durmaya çağırıyor. "Teknolojiyi seviyorum ama e-maillerimi kontrol etmek üzere bilgisayarın başına oturup aradan altı saat geçtikten sonra kendimi hala Youtube'da video izlerken bulduğumda bir sorun olduğunu anladım." 'Bağımlılık evrenselmiş!' Stallings bunun üzerine her çarşamba akşamı bilgisayarını, cep telefonunu ve televizyonunu kapamaya başlamış. Daha sonra ironik de olsa yine blogu (http://52nightsunplugged.ning.com) aracılığıyla dünyanın her yerinden araba kullanırken mesaj atmayı alışkanlık haline getiren, banyoya laptoplarıyla giren, yemekte e-maillerini kontrol eden teknoloji bağımlılarını bulmuş. Başlarda bunun sadece kendisi ve çevresindeki teknoloji düşkünlerinin problemi olduğunu sanan Stallings bu sayede İtalya'dan Polonya'ya her yerde rastlanan evrensel bir problemle karşı karşıya olduğunu anlamış. Teknolojinin fazlası zarar Connecticut'ta bir internet davranışları merkezi işleten Dr. Dave Greenfield 1999'da 'Sanal Bağımlılık' kitabında kompülsif internet kullanımından bahsettiğinde insanlar bunun bir şaka olduğunu sanmış. Greenfield, Amerikan nüfusunun yüzde bir ile 10 arasında bir kısmının teknolojiyi yaşamlarını, ilişkilerini, sağlıklarını olumsuz etkileyecek şekilde kullandığını söylüyor. Ancak Greenfield'e göre alkol, uyuşturucu, kumar veya teknoloji olsun, bağımlılığın her türlüsü için 'fiş çekme' hareketinde olduğu gibi inisiyatifi ele alma olasılığı çok düşük. "Kanunlarla veya işleriyle başları derde girmediği sürece, bağımlıların aileleri ve sevdiklerinin zoru olmadan yardım arayışına girmesi çok zor" diyen Greenfield, kültürlerin yeni teknoloji kullanımıyla ilgili kolektif inkarlarını yok etmenin uzun zaman istediği görüşünde. Fişi çeken hayata dönüyor eSoup adlı bir blogu olan Sarmiento iki ay önce fişi çekmeye başlamasıyla yeniden resim yapmaya, gönüllü projelerde çalışmaya başlamış. Şimdilerde tüm hafta fişi çektiği bile oluyor. Artık daha kaliteli bir yaşama sahip olduğunu söyleyen Sarmiento "Rüyalarımda bloguma yazı yazar, internette sörf yapardım. Bahçemdeyken bilgisayardan gelen hayali mesajların sesini duymaya başladığında internet başında çok zaman geçirdiğimi anladım" diyor. 'Fişi çekmeye' başladıktan sonra dans derslerine, arkadaşlarıyla el işi günlerine, mektup yazmaya başlayan Stallings de "İnternette geçen saatlerin sonunda size kalan bir kambur ve ağrıyan bir popo" diyor. Quebec'te de bilgisayarcı Denis Bystrov ve Ashutosh Rajekar mayısta dünya çapında bir 'kapama günü' organize etmeye hazırlanıyor. radikal </I>
-
MELEK
Tabi tabiiiii mutlaka biz iftira atıyoruzdur Massum olduğu da doğru ama!hem masum hem yaramaz olabilmeyi nasıl başarabiliyor hala anlamış değilim Teşekkür ederiz
-
KADIN HABERLERİ
Eh kadın olmanın bu kadarcık avantajı da olsun artık
-
MELEK
biliyorum sen bir meleksin bana yardım için gönderildin biliyorum sen bir melek sin zor günlerimde çıkageldin yüzümü güldürdün başımı döndürdün acımı dindirdin yolumdan çevirdin eğlendirdin sakinleştirdin ehlileştirdin ve daha birsürü şey canım mısın sen benim misin her şeyim misin sen hoş geldin melek sefalar getirdin ya gelmeseydin yetişemeseydin beni bulamasaydın ne yapardım yarım kalırdım melek biliyorum sen bir meleksin son günlerimde çıka geldin ya gelmeseydin yetişemeseydin beni bulamasaydın ne yapardım yarım kalırdım melek yanlış yapardım melek FIRINDAN ŞİMDİ ÇIKTI BU
-
Bunu zor yorumlarsınız:)
Sabırsızlık mı Sen tabi benim hamilelik hallerimi görmedin Altın çağlarımdı altınnn,hiç de sabırsızlanmadım. Şuraya bi bakıver istersen http://www.turkish-media.com/forum/index.php?showtopic=71353&pid=673381&st=0&&do=findComment&comment=673381
-
fenerbahce
Ben hayatımda fenerliler kadar fanatik taraftar görmedim. Geçenlerde bir arkadaşımın babası vefat etti. Babasının cenazesi için fenerbahçeli imam aramış Çünkü rahmetli daha önceden, "Öldüğümde fenerbahçeli imamdan başka imam istemem!Galatasaraylı imama cenazemi yıkatırsanız, size hakkımı helal etmem sonra" demiş
-
Bunu zor yorumlarsınız:)
Valla billa aşırmadım suheda Bak normalde o asla ceplerinde para unutmamaya çalışır?neden mi?(cimri boğa burcu nolcak ) Çünkü kazara yıkarken yada ütülerken cebinde para bulursam ona geri dönüşü olmayacağını bilir Ütü parası yada yıkama parası adı altında zimmetime geçiririm cık cık cık aşırmakkk aslaaaaa
-
.....::Radya::.....
Benim mezartaşımA şöle yazacaklar zaten SABREDERKEN ÖLDÜ
-
.....::Radya::.....
Ah o balonda ben de olsaydım, Uzak diyarlara yol alsaydım..... (aaaa ama bana fal bakmaz sonra hem ablaların elinden tuzlu kahve bile içilir Dimiiiiiii denizkızııııııııııı )
-
Tarihte Bugün
6 Mayıs 1889- Osmanlı Devleti'nin de katıldığı Uluslararası Paris Fuarı başladı. 1915- Yönetmen ve aktör Orson Welles doğdu. 1927- İstanbul Radyosu düzenli ve programlı yayınlarına başladı. 1930- Hakkari'de 7.2 büyüklüğündeki depremde 2514 kişi öldü. 1937- Dünyanın en büyük zeplini olan Hindenburg, havalandıktan kısa süre sonra alev aldı ve yanarak yere çakıldı. 35 yolcunun öldüğü kazadan sonra, bu taşımacılık yönteminden vazgeçildi. 1955- Besteci Hüseyin Saadettin Arel 75 yaşında öldü. 1972- Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan hakkındaki idam cezaları, Cebeci Sivil Kapalı Cezaevinde yerine getirildi. 1992- Alman asıllı Amerikalı aktris Marlene Dietrich öldü. 2006- Can Yayınlarının kurucusu, romancı ve öykücü Erdal Öz 71 yaşında hayata gözlerini kapattı. 2007- TBMM Genel Kurulu, Anayasa Mahkemesinin, cumhurbaşkanı seçimine ilişkin verdiği iptal kararının ardından yeniden yapılan 1. tur oylamada öngörülen toplantı yeter sayısı (367) bulunamadı. AK Parti Kayseri Abdullah Gül, cumhurbaşkanı adaylığından çekildiğini açıkladı. 2007- Fransa'daki cumhurbaşkanlığı seçimin ikinci turunu Halk Hareketi Birliği (UMP) adayı Nicolas Sarkozy kazandı.
-
Bunu zor yorumlarsınız:)
Arkadaşının yorumu da beni koparttı Düdük konusunda seninle hem fikirim bende onu aynen öe yorumlamıştım hatta kendimi de biraz ileri gidip balık gibi birşey düşünüp(ton balığı da bir balık olsa da)kendime güzel bir haber diye yorumladım. Nitekim bugün öğleden sonra gibi kısa bir zamanda o güzel haberi aldım O düdüğün neden sessiz olduğunu da anladım.(aslında sesi varmış ama onu sadece balıklar duyuyormuş) Şaşırdığım bişey daha var; haberin benimle aynı kasaba da doğmuş,büyümüş birinden gelmesi Ama sayın Tayyip benim rüyamda ne arıyodu hala anlamış değilim ama annem rüyada devlet adamı görmenin güç olduğunu söyler hep. Aslında bizim siteyle ilgili olan bölümlerin tamamını yazmaya çekindim ben. Onlar bana birara üye olduklarını sölediklerinde zihnimden geçirdiklerimi yazmaya çekindim
-
SİZ NE OLMAK İSTERDİNİZ?
Birkaç şey var aslında... Danscı olmak rallici olmak(ciddiyimmm) Ama hala kurmak istediğim bir iş var. Çok büyük birsürü açık kapalı salonun bulunduğu düğün kompleksi. Çokkkkk büyük bişey içinde kuaförü fotografçısı bile olacak. Eh belki birgün olur hala umudum var yani