
Radya tarafından postalanan herşey
-
8 Üyemizin Blogları Turkish-Media.Com'ın Ana Sayfasına Eklenmiştir...
Teşekkürlerr.Benden de bir çiçekkkkk
-
WonderWall
Blogunun yolunu şaşırmış birimiz hahaha Şaka şaka,ablasının bitanecik editörü Şarkı gerçekten çok anlamlı ve güzel ama ben bugün sana gönderdiğim türkü'ye kitlenmiş durumdayım
-
Tarihte Bugün
22 MAYIS 1912- Hicivleriyle ünlü Şair Eşref öldü. 1931- İstanbul şampiyonu Fenerbahçe, Yunanistan şampiyonu Olimpiyakos'u 1-0 yendi. 1947- ABD Başkanı Harry Truman, Türkiye'ye yapılacak yardımı imzaladı. Yardımı, ABD Dışişleri Bakanı Marshall'ın kontrol edeceği açıklandı. Aynı gün General Oliver başkanlığındaki ABD heyeti, Türkiye'ye yapılacak askeri yardımı görüşmek üzere yurda geldi. 1955- Aziziye Tabyası kahramanı Nene Hatun 97 yaşında Erzurum'da öldü. 1958- İstanbul Süleymaniye'deki tarihi Siyavuş Paşa Konağı yandı. 1960- Haberleşmeye sansür koyan Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı, beş kişinin bir araya gelerek dolaşmasını yasakladı. 1960- Ressam İbrahim Çallı, İstanbul'da 78 yaşında öldü. 1971- Bingöl'de 6.7 büyüklüğündeki depremde 878 kişi öldü. 1972- Richard Nixon, Sovyetler Birliği'ni ziyaret eden ilk ABD Başkanı oldu. 1980- Sovyetler Birliği'nin Afganistan'ı işgaline karşı çıkmak amacıyla Moskova Olimpiyatları'nı protesto eden ABD'nin çağrısına uyan Bakanlar Kurulu, Türkiye'nin de olimpiyatlara katılmaması yönünde karar aldı. 1982- Türkiye'nin Beşinci Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay öldü. 1988- Galatasaraylı Tanju Çolak, Metin Oktay'ın 25 yıllık 38 gol rekorunu 39 golle kırdı. 1989- Siirt'in Şeyhömer mevkisinde, aralarında yabancı uyrukluların da bulunduğu 12 terörist ölü ele geçirildi. 1991- Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı kuruldu. 1996- Sanatçı Tanju Okan öldü.
-
Kedi Filozoftur
Ben de onların hep doğaüstü olduğunu düşünürüm... Mısırlılar, Yunanlılar gibi doğa güçleriyle özdeşleşen tanrı ve tanrıçalar sisteminden geldiler. Tanrıları arkalarına alan kralların her zaman kral olmaktan öte bir ayrıcalıkları vardı. Bu üstünlükleri krallara, önce yarı-tanrı, daha sonra da tanrı kral -firavun- olma özelliğini de getirdi. Kedilerin firavunla ilgisi ise; kedilerin tarihe ve mitolojiye konu olmalarının tek nedeni fare ve haşare yakalamadaki hünerleri değil. Bütün kediler firavunun olduğu için kediyi incitmek ya da öldürmek çok büyük suç sayılırdı. Kedi öldürenlerse idam edilirdi. Ev yansa önce kedi kurtarılırdı çünkü insanlar sadece insandı ama kediler firavunlar gibi yarı-tanrıydılar. Kedi eceliyle öldüğünde öteki dünyada birlikte olabilmek için hemen mumyalanırdı. Öykülere, efsanelere konu olan kediler, Tanrılık katına çıkartıldı. Nil vadisinin insanları kediyi, neşe ve müziğin, güzel şarkıların, kıvrak dansların temsilcisi kedi kafalı tanrıça Bastet (Bast) ile özdeşleştirdiler. İnanışa göre, kedi miyavladıkça evin içi tanrıçanın insanlara hediyesi sayılan neşeyle dolarmış. Mısır mitolojisine göre Bastet, tanrılar tanrısı Ra'nın ve İsis'in kızıydı. Efsaneye göre, Bastet bir gün babası Ra'ya kızarak Mısır'ın güneyindeki Nubia çölünde inzivaya çekilmiş ve bir aslana dönüşmüş. Bir süre sonra Ra kızını affedip Mısır'a geri çağırmış. Bunun üzerine aslan görüntülü Bastet, Assuan yakınlarında Nil'in suyunda yıkanmış ve hemen orda bir kediye dönüşerek, üzerine bindiği kayıkla Bubastis'e gitmiş ve bu bölgede tanrısal yaşamına devam etmiş. Babasına kırgın olan Bastet, bu neşe dağıtan, uysal, sevimli yaratık kedinin simgelendiği güzel bir tanrıça oluvermiş. Bastet'in tanrısal özellikleri bununla bitmemiş. Başta cinsellik ve doğurganlık tanrıçasıyken, daha sonra ölüleri koruma, yağmur yağdırma, hastalara ve çocuklara şifa verme, müzik ve dans, ay, analık ve aşk tanrıçası haline de gelmiş. Mısırda kedinin tanrılaştırılmasının nedeni, fare yakalaması dışında, kedinin avlanma yeteneğine duyulan saygı, güzelliğine duyulan sevgi, ve gizemli kişiliğine duyulan korkuyla karışık hayranlıktı. Bir başka efsaneye göre, M.Ö. 525 yılında pers kralı 2. Kambis, askerleriyle mısırın kapılarına dayandığında peluzda bekleyen Mısır ordularının direnişiyle karşılaştı. Ancak kurnaz pers kralı, Mısırlıların hassasiyetini göz önüne alarak çevrede ne kadar kedi varsa, askerlerine toplattırıp onları birer kalkan olarak kullanmış. Mısırlılar da tanrıça Bastet'in temsilcisi kedilere zarar gelmesin diye silahlarını bırakarak teslim olmuşlar. Kimi zaman tanrıça kimi zaman şeytan sayılan kediler zaman erkeğe oranla kadına daha yakın olmuştur. Kedi tanrıça Bastet, dişiliğin simgesiydi. Bir tarihçi, "kedi tanrıça, garip bakışı, çekik gözleri, kıvrak beli, soylu duruşu ve hayvani hayasızlığıyla, her mısırlı kadının aklını karıştıran ve benzemek istediği bir yaratıktı,"diye yazıyor. Bir başka tarihçi de, "kadınlar -günümüzün vamp kadını gibi-kedinin yürüyüşüyle salınarak yürüyebilmek için çok uğraşırlardı. Hatta Kleopatra da bu hevese kendini kaptırmıştı, diye ekler.
-
Tarihte Bugün
21 MAYIS 1929. Şair Yahya Kemal Bey (Beyatlı) Madrid elçiliğine atandı. 1931. İstanbul şampiyonu Fenerbahçe Yunanistan şampiyonu Olimpiyakos'u 1-0 yendi. 1932. Ağrı Dağı ayaklanmasına katılan 34 kişi hakkında idam kararı verildi. 1950. Celal Bayar Türkiye Cumhuriyeti'nin 3. cumhurbaşkanı oldu. Aynı gün, Adnan Menderes ilk Demokrat Parti hükümetini kurdu. 1956. 1200 kişilik İstanbul Bayrampaşa Cezaevi'nin temeli atıldı. 1960. Ankara'da mektup ve telgrafa sansür kondu, beş kişinin bir araya gelerek dolaşması yasaklandı. 1961. İstanbul Belediyesi'nin düzenlediği Türk filmleri yarışmasında Memduh Ün'ün yönettiği Kırık Çanaklar en iyi film seçildi. 1962. Türk Kadınlar Birliği Kongresi olaylı geçti. Günseli Özkaya Başkan seçildi. 1963. Başbakan İsmet İnönü, "bu kadar sağlam bir ordu bünyesinden de kuvvet alan demokratik rejim, ebediyete kadar yürüyecek," dedi. 1963. İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı, Hürriyet, Milliyet, Akşam ve Tercüman gazetelerini kapattı. 1968. Fransa'da sol muhalefetin hükümetin görevden alınması istemi 11 oy farkla reddedildi. Sendikalar hükümet ve işveren sendikalaraıyla görüşme isteklerini bildirdi. Meclis göstericilere af çıkardı. Paris're Daniel Cohn Bendit'in oturma izninin geri alınmasına karşı gösteri yapıldı. 1968. "Türkiye'de Sosyalizm (1848-1925)" adlı kitap toplatıldı. 1972. Richard Nixon Sovyetler Birliği'ni ziyaret eden ilk ABD Başkanı oldu. İsrail Başkonsolosu Efraim Elrom, bir apartman dairesinde öldürülmüş olarak bulundu . Elrom,16 Mayıs 1971'de kısa adı THKP-C olan Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi üyelerince kaçırılmıştı. Orhan Kemal Roman Armağanı'nı Yılmaz Güney aldı. 1977. Milli Selamet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan, "5 Haziran'dan sonra tüm okulları imam-hatip okulu yapacağız" dedi. 1981. Devlet Başkanı Kenan Evren, "12 Eylül Türk milletinin isteği ile erçekleştirildi"dedi. 1987. 216 sanıklı Milliyetçi Hareket Partisi davası sonuçlandı. 52 kişiyi öldürdükleri, 29 kişiyi öldürmeye teşebbüs ettikleri belirlenen sanıklardan 11'i idam, 2'si ömür boyu, 16'sı 36'şar yıl hapis cezasına çarptırıldı. 1988. Galatasaraylı futbolcu Tanju Çolak ligde attığı 39 golle Metin Oktay'ın 38 gollük rekorunu kırdı. 1990. Yemen Arap Cumhuriyeti (Kuzey Yemen) ile Yemen Demokratik Cumhuriyeti (Güney Yemen) birleşti. 1991. Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı kuruldu. 1995. Gözaltında iken kaybolan Rıdvan Karakoç'un cesedi 22 Mayıs 1995'de Beykoz ormanlarında bulundu. 1997. Anayasa Mahkemesi Demokratik Barış Hareketi'nin (DBH'nin) kapatılma istemini reddetti. 2000. Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) Fettullah Gülen'in sahibi olduğu Fatih Üniversitesi'ne bağlı hemşirelik yüksek okulunu başörtü yasağına uymadığı gerekçesiyle kapattı. Aynı gün Birleşik Arap Emirlikleri'nin başkenti Abu Dabi'de sadece kadınlara hizmet edecek dev bir alışveriş merkezi kuruldu.
-
Salif Keita
Salif Keita - 'Folon'
-
İNANDIM
Sizin alınız al inandım Morunuz mor inandım Tanrınız büyük âmenna Şiiriniz adamakıllı şiir Dumanı da caba Ama sizin adınız ne Benim dengemi bozmayınız Bütün ağaçlarla uyumuşum Kalabalık ha olmuş ha olmamış Sokaklarda yitirmiş cebimde bulmuşum Ama ağaçlar şöyleymiş Ama sokaklar böyleymiş Ama sizin adınız ne Benim dengemi bozmayınız Aşkım da değişebilir gerçeklerim de Pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı Yan gelmişim dizboyu sulara Hepinize iyi niyetle gülümsüyorum Hiçbirinizle döğüşemem Siz ne derseniz deyiniz Benim bir gizli bildiğim var Sizin alınız al inandım Sizin morunuz mor inandım Ben tam dünyaya göre Ben tam kendime göre Ama sizin adınız ne Benim dengemi bozmayınız Turgut Uyar
-
Tarihte Bugün
20 MAYIS 1481- II. Bayezid, Osmanlı tahtına oturdu. 1506- Kaşif Kristof Kolomb öldü. 1622- Osmanlı İmparatorluğu'nda isyancılar, ordu ve yönetimde yenilik taraftarı Padişah II. Osman'ı tahttan indirip öldürdüler. Öldürülen ilk padişah olan ''Genç Osman''ın yerine ''Deli Mustafa'', ikinci kez tahta çıkarıldı. 1878- II. Abdülhamit'i devirmek, Çırağan Sarayı'nda tutulan V. Murat'ı tahta çıkarmak amacıyla ''Çırağan baskını''nı düzenleyen Gazeteci Ali Süavi öldürüldü. 1920- İlk hemşire okulu, Amiral Bristol Hemşire Mektebi hizmete girdi. 1928- Dil Encümeni Heyeti kuruldu. 1940- Devlet Konservatuvarı Kuruluşu Hakkında Kanun kabul edildi. 1963- Bazı ordu birlikleri, Ankara'da Talat Aydemir'in yönetiminde yeniden ayaklandı. (Bu kez girişimde bulunanlar yargılandı, 5 Temmuz 1964'de Aydemir ve Fethi Gürcan idam edildi.) Olayların ardından üç büyük ilde sıkıyönetim ilan edildi. 1971- Kısa adı TÜSİAD olan Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği kuruldu. 1982- Hattat Hamit (Aytaç) Bey öldü. 1983- 12 Eylül'ün ardından partiler kuruluyor: Anavatan Partisinin kuruluşuna ilişkin belgeler, İçişleri Bakanlığına verildi. ANAP Genel Başkanlığı'na Turgut Özal getirildi. Halkçı Parti (HP) kuruldu, Genel Başkanlığa Necdet Calp seçildi. Büyük Türkiye Partisi kuruldu, Genel Başkanlığa Ali Fethi Esener getirildi. 1990- Milli Savunma Bakanı Safa Giray, Hava Kuvvetlerinden, 17'si subay, 97'si astsubay olmak üzere 114 kişinin irticai örgütlerle ilişkileri olduğu için ordudan atıldığını açıkladı. 2000- Trabzon'un Beşikdüzü ilçesinde geleneksel mayıs şenlikleri dolayısıyla denize açılan 2 teknenin alabora olması sonucu 38 kişi boğuldu, 15 kişi yaralandı. 2007- Çeşitli sivil toplum örgütlerince düzenlenen ''Cumhuriyet Mitingi''nin sonuncusu Samsun'da yapıldı.
-
DAğCıLık
Kapadokya'ya geziye gittiğimizde kızımla peri bacalarından birine çıkmıştık.Yüksekçe bir merdivenle çıkılıyordu yukarı. Biz çıkmaya çıktık da inmeye gelince kalakaldık.Kızım ağlar,ben aşağı bakarım başım döner En sonunda gruptan bir turist indirdi bizi Yani ben dağa çıkarım çıkmasına ama inerken kanat takmam lazım
-
Şampiyon CİMBOMMM
Eh yaptığım şakanın sonuçlarına katlanacağım artık İnsanlar yaptıklarının karşılığını iyi yada kötü kabullenebilmeli
-
Gloria
ALPTEN GLORİA'YA....ALPTEN GLORİA'YAAAAA
-
.....::Radya::.....
Yayamazcım Alp bu yıl anaokuluna başladı.Bu kış bu kadar sık hastalanmasını doktorumuz buna bağlıyor. Alp her ne kadar; Bay nikrop bay nikropp Beni hasta edemezsin diye şarkı söylese de O bay nikroplardan bu yıl bi başını kaldıramadı Eh yine de Allah beterinden korusun. Poposunu ısırmaya gelince;ben zaten her daim ısırıyorum hemen senin içinde atarım bi ısırık Geldim canım geldimmm.Allahhhh dondurma harika ablacım saol ama benim eşkiya görmesin. Yazlıkta üşüdü heralde hapşurup duruyor yine
-
Giderayak
Annemler havalar güzelleşip yazlığa taşınınca, bizim de haftasonları mecburi istikametimiz yazlık oldu tabi. Her haftasonu, çanta topla-çanta boşalt durumları hiç hoşuma gitmiyor aslında, eh bir de internet bağlantıları yok Gerçi her seferinde ohh iyi ki gelmişiz diyorum hatta keşke birkaç gün daha kalabilsem dediğim bile oluyor. Mis gibi hava,alabildiğine kumsal,deniz daha ne ister insan dimi Bir de her seferinde nostalji yaşamak çok hoş. Yıllarca önce zorla öğlen uykusuna yatırıldığınız, sonra da annenizi uyutup, kaçtığınız pencereye kocaman bir gülümsemeyle bakıyorsunuz. Balkonda oturup, dedenizin 30 yıl önce dikerken izlediğiniz palmiyenin ne kadar büyümüş olduğunu bu kez içinizde bir burkuntu eşliğinde izliyorsunuz .O ağacı diken elin,başınızı şevkatle okşayan elin artık toprak olduğunu kabullenmek nasıl da zor Durun bi dakka ya ben bunları anlatmayacaktım aslında Dün akşamüzeri çocuklar okuldan gelince dışarı çıktık birara.Arabada gidiyoruz dar bir yola girdik. Yolun ortasında yaşlı bir teyze tıngır mıngır gidiyor Daracık yol, yanından geçmem imkansız. Yaren;-"Anne kornaya bassana" dedi hemen. Baktım arkada başka gelen araba yok, durdurdum arabayı.Yaren soran gözlerle bakıyor tabi. Bundan aylar önce aynen bu pozisyonda yediğim fırçayı bilmiyor elbet Senmisin korna çalannn! ya teyzecim istermiydim ben seni korkutmayı Töbe billah bir daha kornamı çalarım ben!aslaaaa!Sürücü olmak çok zor,çok büyük sorumluluk. Ülkemizde trafiğin böyle rezalet oluşunun bir sürü sebebi var elbet.Ama inanın ki bu sorunun da özünde sevgisizlik yatıyor. Direksiyon başına geçerken kalbini arabanın dışında unutan ama koltuğun altına levye'yi sokuşturmayı unutmayan sürücülerle dolu ortalık! Ben artık ufak ufak çanta toplamaya başlasam iyi olacak. Gidipte dönmemek,dönüpte bulmamak var.Allaha emanet olun sevgiyle kalın
-
SeneLer geçti görmüyorumda onu :(
Ayyyyy kıyamam ben sana bee Daha onyedi onyedi onyedi onyediymis Daha onyedi onyedi onyedi onyediymis
-
Dikkat: Yeni Fikirler - Yeni Düşünceler - Yeni Arayışlar
Peki anlaşıldı,teşekkürler
-
Tarihte Bugün
- 17 Mayıs 1880 Ziya Paşa öldü. - 17 Mayıs 1919 Refet Bey (Bele) Sivas'ta 3. Kolordu Komutanlığı'na atandı. - 17 Mayıs 1928 Hıfzısıhha Enstitüsü kuruldu. - 17 Mayıs 1938 Divriği Demir Madenleri üretime başladı. - 17 Mayıs 1940 Savaşın getirdiği ekonomik güçlükler nedeniyle Gelir Vergisi yüzde 50 oranında artırıldı. - 17 Mayıs 1957 Nurullah Ataç öldü. - 17 Mayıs 1961 Ünlü sanatçı Enya İrlanda'da doğdu. - 17 Mayıs 1966 Birinci Türkiye-AET Karma Parlamento Komisyonu Brüksel'de toplandı. - 17 Mayıs 1969 TRT ile SACEM arasında müzik eserleri telif hakları ile ilgili sözleşme imzalandı. - 17 Mayıs 1970 Türkiye'de özel sektör tarafından kurulacak olan ilk fosforlu gübre fabrikasının temeli Bandırma'da atıldı. 200 milyon sermayeli Bandırma Gübre Fabrikası'nın ortakları arasında Yapı Kredi Bankası, Demirbank ve Çanakkale Seramik A.Ş.'nin bulunduğu, sermayenin 6 milyon lirasının kuruculara, geri kalanı da bölge halkına ait olduğu bildirildi. - 17 Mayıs 1971 Mahir Çayan ve arkadaşları İsrail Başkonsolosu Efraim Elrom'u kaçırdı. - 17 Mayıs 1972 Televizyonda ilk kez "Bedava Dünya Gezisi" adlı yabancı dizi Türkçe seslendirildi. - 17 Mayıs 1975 Yurtdışında çalışan işçilerimizden 7 bininin ortak olduğu Meriç Tekstil Fabrikası üretime başladı. Edirne-Kapıkule Karayolu üzerinde 100 bin metrekarelik alanı kaplayan fabrika 165 milyon liraya mal oldu. Fabrikanın yılda 5 bin tonluk pamuk işleyebileceği kaydedildi. - 17 Mayıs 1975 Nevzat Yalçıntaş TRT'de göreve başladı. İsmail Cem, Başbakanlık Müşavirliği'ne atandı. TRT Haber ve Yayın Danışmanı Mehmet Barlas görevinden istifa etti. - 17 Mayıs 1977 İsrail'de yapılan seçimler sonucunda Menahim Begin Başbakan oldu. Bu, aynı zamanda İsrail'de sağın ilk defa iktidara gelmesiydi. - 17 Mayıs 1984 Vasıf Öngören öldü. - 17 Mayıs 1985 Türkiye'nin 4. özel havayolu şirketi Uçan Halı Havacılık ve Turizm A.Ş. kuruldu. Şirket bünyesinde faaliyet gösterecek uçakların yurtiçi hatların yanısıra kısa mesafeli yurtdışı hatlara da uçacağı bildirildi. - 17 Mayıs 1994 Türkiye Ekonomisi 14 yıl aradan sonra yeniden IMF denetimine girdi. - 17 Mayıs 1999 İsrail'de parlamento seçimleri yapıldı. İşçi partisi adayı Ehud Barak, Likud lideri Benjamin Netanyahu'yu yüzde 56'ya yüzde 44 oyla yenilgiye uğrattı. - 17 Mayıs 2000 Galatasaray UEFA kupasını kazandı. - 17 Mayıs 2001 Merkez Bankası, hergün TL karşılığı döviz ihalesi düzenlemekten vazgeçti. - 17 Mayıs 2001 Hazine'nin iç borç takası yapacağı yönünde haberler yayılmaya başladı. - 17 Mayıs 2001 Türk Telekom'un özelleştirme ihalesi iptal edildi. - 17 Mayıs 2002 Ünlü halk ozanı Aşık Mahsuni Şerif, tedavi gördüğü Almanya'nın Köln-Porz Hastanesi'nde vefat etti. - 17 Mayıs 2003 Başbakan Erdoğan, Kıbrıs Rum Kesimi vatandaşlarının 22 Mayıs'tan itibaren Türkiye'ye vizesiz giriş yapabileceklerini açıkladı".
-
hangi şarkıyı dinliyorsun?
Örümcek adam film müzikleri
- Çağrışım
-
Dikkat: Yeni Fikirler - Yeni Düşünceler - Yeni Arayışlar
Şimdilik bana biraz karışık göründü ChatMaster (hatta anladıysam arap olayım ) Ama uygulamaya geçince anlarım muhakkak ki Bir meraklı olarak benim hep merak ettiğim birşey daha var. Bloglara misafirler neden inceleme bırakamıyor?(gerçi ufak bir fikrim var) Oysa ki blogları izleyenlerin büyük bir çoğunluğunu misafirler oluşturuyor...
-
YAYAMAZ KAYIMCA NIN YERI!
Yayamaz telefon no'sunu versene annene ihbar etcem seni Tekrar geçmiş olsun canım seni tekrar burada görmek çok hoş Sezaryan doğum yapıp ertesi gün ayağa fırlayan bir kadın olarak sabırsızlığını anlıyorum ama yineliyorum nolur dikkat et
-
Aramıza hoş geldin duyguseli :)
Radya şurada cevap verdi: bLeedinq_me başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımDuyguseli hoşgeldin,başarılar dilerim
-
Atatürk ile ilgili bilinmeyenler.....
Mustafa Kemal Atatürk’ün geçen hafta bilinmeyen bir yönü, bir film senaryosu yazdığı ortaya çıktı. Münir Hayri Egeli ile 1937 yılında kaleme aldığı ve yeni ortaya çıkarılan Ben Bir İnkılâp Çocuğuyum adlı filmin senaryosunda Atatürk; Emine, Hatice, Makedonyalı Eleni, Naciye’den de bahsediyor. Atatürk’ün bu senaryosu yakında filme çekilecek Mustafa Kemal Atatürk’ün geçen hafta bilinmeyen bir yönü, bir film senaryosu yazdığı ortaya çıktı. Atatürk bu senaryoyu dönemin sinemayla ilgilenen en ünlü siması Münir Hayri Egeli’nin yazdığı senaryo üzerinde kendi el yazısıyla tashih ve yazıya uzun eklemeler yapmış. Tarihçi-yazar İsmet Bozdağ senaryonun varlığını doğruluyor ancak senaryoyu Atatürk’ün değil, Münir Hayri Egeli’nin yazdığını iddia ediyor. Ama Milli Kütüphane’de Atatürk’ün 1937 tarihli vasiyetinde senaryonun filme çekilmesini istemiş. Bütün masrafların da kendisi tarafından karşılanacağını belirtmiş. Ancak Atatürk’ün bir yıl sonra hayattan ayrılmasıyla senaryo da hayata geçememiş. Münir Hayri Egeli bu senaryonun varlığından 1954’te yazdığı Bilinmeyen Yönleriyle Atatürk kitabında bahsetmiş. Fakat bu detay herkesin gözünden kaçmış. İşte bu detaya araştırmacı-yazar İlknur Güntürkü Kalıpçı ulaşmış. Şimdi Atatürk’ün vasiyetinin yerine getirilmesi için bu senaryo filme çekilecek. Filmde Atatürk’ün 1927-1938 yılları arasında politik kişiliğinden çok aşkları ve insani yönü anlatılacak. DÖRT AŞK HİKAYESİ VAR Filmin adı belli: Ben Bir İnkıláp Çocuğuyum. Yönetmeni de belli: Biray Dalkıran. Bu hafta gösterime giren Cennet filmiyle adı gündeme gelen yönetmen Biray Dalkıran Atatürk’ün vasiyeti olan bu filmi çekecek olmaktan dolayı çok mutlu. İlknur Kalıpçı kendisine projeden bahsettiğinde çok heyecanlanan Dalkıran ‘Atatürk’ün senaryonun filme çekilmesini vasiyet ettiğini öğrendiğimde ‘Bu filmi kesinlikle ben yapmalıyım’ dedim. Bu vasiyeti yerine getirecek olmak benim için büyük bir gurur’ diyor. Herkes gibi kendilerinin de Mustafa Kemal’i sadece devlet adamlığı ve askerliğiyle tanıdıklarını anlatan Dalkıran ‘Meğer bilmediğimiz pek çok yönü varmış. Bizim de senaryoda en çok özel hayatı ilgimizi çekti. Herkes Atatürk’ün iki aşkı olduğunu bilir ama meğer dört aşkı daha varmış. Mesela Emine, Hatice, Makedonyalı Eleni, Naciye varmış. Kitapta ondan da bahsetmiş. Zaten filmi de bu aşk hikayesiyle başlatmak istiyoruz’ diyor. FİLM BENİ BİTİREBİLİR DE Filmin çekimlerine bir ay sonra başlanacak. Bu proje için 8-10 milyon dolar gibi büyük rakamlar gözden çıkarılmış. Bu paranın büyük bir kısmını Sarı Zeybek projesine destek olan Türkiye Sivil Toplum Kuruluşları Konfederasyonu Genel Başkanı Hasan Ekşi karşılayacak. ‘Başrol oyuncusu belli oldu mu?’ diye sorduğumuz Dalkıran Atatürk’ü oynayacak kişiyle ilgili kriterlerini şöyle anlatıyor: ‘Ünlü biri olması konusunda da ısrarcı değiliz. Sonuçta Atatürk’ün belli kıstasları var. Duruşu, hareketleri, mimikleri, dudak hareketleri gibi... Mesela Haluk Bilginer düşündüğümüz isimler arasında. Tabii önceden Atatürk’ü canlandırmış kişiler de listemizde yer alıyor.’ Dalkıran çekeceği filme güveniyor ama kariyerini de düşünmüyor değil: ‘Bu film direkt kariyerimle ilgili. Bundan önce birçok film, belgesel, klip ve reklam filmleri çektim. Ama bu film bambaşka ve hiçbir şeyle kıyaslanamaz. Bu film başarısız olursa kariyerim biter’ diyor. Asker dediler Atatürk’e kız vermediler Senaryoda Atatürk’ün komşu kızı Hatice’ye de aşık olduğu yazılı. Hatta Atatürk ile birlikte senaryoyu kaleme alan Münir Hayri Egeli’nin anlatımına göre, Hatice Hanım bir kış gecesi Egeli’nin ısrarlarına dayanamayarak hikayesini şöyle anlatmış: ‘Selanik’te Zübeyde Teyzelere yakın oturuyorduk. Mustafa Bey’i çocukluğumdan beri kapımızın önünden geçtikçe görürdüm. Naciye isminde bizden çok büyük bir kız arkadaşımız onun her geçişinde pencereye koşar onu seyrederdi. Arkadaşlarla karar verdik, ilk fırsatta Naciye Abla’nın sevgisini Mustafa Bey’e duyuracaktık. Zübeyde Teyzelere de sık sık gittiğim için bu işi bana verdiler. O gün evlerine gittim ve sofadan geçerken bir saksı içinde kırmızı karanfiller gördüm. Hemen birini kopardım, Mustafa Bey’in odasına girdim. Masanın üzerinde bir tarih kitabı vardı. Hemen karanfili kitabın açık sayfasına koydum. Mustafa Bey geldi. Annemin ve annesinin ellerini öptü. Çiçekten dolayı çok heyecanlı idim. Mustafa Bey benim heyecanlı olduğumu hissetti ve dikkatlice gözlerime baktı. Daha sonra derslerinin olduğunu söyleyip odasına çıktı. Birdenbire Mustafa Bey’in merdivenlerden indiğini ayak seslerinden anladım. ‘Bu çiçeği benim kitabımın arasına kim koydu?’ diyecek gibi geliyordu. Mustafa Bey odanın kapısında göründü. Gözlerimle ben ettim sen etme der gibi ona baktım. Oda bana o manalı mavi gözleriyle bakıyordu. Mustafa Bey bir arkadaşını görmek için tekrar dışarı çıkacağını söyledi ve gitti. O günden sonra ne Zübeyde Teyzelere gidiyordum ne de Mustafa Bey’in görünebileceği yerlere uğrayabiliyordum. Bir gün evdeki büyütmeden Zübeyde Teyze’nin beni Mustafa Bey’e istediğini öğrendim. Annem askerler hep uzaklara giderler, ben kızımdan uzaklaşamam düşüncesiyle işi sürüncemeye sürmüş. Mustafa Bey Harbiye’den erkanıharp yüzbaşısı olarak çıktığın da tekrar beni istedi. Ama annem yine fikrinden vazgeçmedi ve beni başka biriyle söz kestirdi.’ İlk göz ağrısı Emine’ydi Mustafa Kemal Atatürk’ün özel hayatında genelde Fikriye ve Latife Hanım’ın adı geçiyor. Latife Hanım 1923-1925 yılları arasında Atatürk ile evliydi. Atatürk ile birbirine aşık olduğu söylenen Fikriye Hanım’ın ise aşkına karşılık bulamadığı için 1924 yılında Çankaya Köşkü önünde silahla intihar ettiği belirtiliyordu. Ama senaryoya göre Atatürk’ün hayatında bir de Emine var. Münir Hayri Egeli’nin Bilinmeyen Yönleriyle Atatürk kitabında ve senaryoda Atatürk’ün ilk ve son aşkının Selanik Merkez Kumandanı Şevki Paşa’nın kızı Emine Hanım olduğu yazıyor. Atatürk ölümüne kadar kız kardeşi Makbule Hanım vasıtasıyla ondan haber aldığında mutlu olmuş, evlenmediğini öğrendiğinde çocuklar gibi neşelenmiş. Hatta çok sevdiğini söylediği Eminem şarkısını da bu yüzden çok severmiş ve şarkı her çalındığı ortamda iştirak edip kimi zaman gözlerinden yaş gelirmiş. Mustafa Kemal Selanik’ten ayrılırken Emine Hanım’ın ‘Harbiye’ye ne zaman gidiyorsun?’ yazdığı nota şöyle cevap vermiş: ‘Bu dakikada vapura gidiyorum. Bu an-i mes’um bize kan ağlatacak. Bendeniz sizi unutmayacağıma vicdanen yemin eder, sizden de aynı vefayı beklerim, allahaısmarladık. Mustafa Kemal’ ‘Bu senaryonun ruhuna sadık kalınması elzem’ Filmin senaryosunu Atatürk ile yazan Münir Hayri Egeli 1904’te İstanbul’da doğdu. Çeşitli okullarda öğretmenlik ve müdürlük görevlerinde bulundu. Milli Temsil Akademisi (Devlet Tiyatrosu) ve film rejisörlüğü de yaptı. Egeli, kitabında senaryonun yazılma kararının nasıl alındığını özetle şöyle anlatmış: ‘Bir gün beni Çankaya’dan çağırttılar. Atatürk kütüphanedeydi. ‘...şirketinden bir mektup aldım. İnkılábımıza dair film yapmak istiyorlar. Bu bizim işimiz olmalı. Bu senaryo benim hayatımla mesela bir öğretmenin hayatını muvazi olarak yürütmelidir’ dedi ve ‘Senaryo düşün’ emrini verdi. Senaryoyu iki gün sonra yaverine verdim. Atatürk senaryoyu okumuş ve sayfa sayfa tashih etmiş, birçok yerine de uzun uzun eklemeler yapmıştı. ‘Bu senaryonun film olması neye mütevakkıf?’ diye sordu. Bir bütçe yaptım verdim. Beni rejisörlük öğrenmem için Almanya ve İtalya’ya gönderdi. Döndüğümde Atatürk ‘Şimdi senaryoyu bir daha gözden geçirelim. Düzeltmeden sonra iyi bir film olur’ dedi. O dönemde rahatsızlandı. Senaryonun sonun da şu cümleler onun son emriydi: ‘Bu senaryonun ruhuna sadık kalınması elzemdir.’’ Metnin orijinalini de arıyorlar Atatürk’ün filmle ilgili vasiyeti Milli Kütüphane’nin kasasında saklıydı. Filmin ekibi geçen hafta senaryonun orijinalini bulmak üzere Ankara’ya Milli Kütüphane’ye gitti. Onlara Milli Kütüphane Başkanı Tuncel Acar yardımcı oldu. Kütüphanede bulunan kasada Atatürk ile ilgili belgeleri sakladıklarını, ekibe de belgelerin dijital kopyasını gösterdiklerini söyleyen Acar ‘Ancak senaryonun orijinali bizde değil’ diyor. Film ekibi şimdi Çankaya Köşkü ve Anıtkabir’den gelecek yanıtı bekliyor. Filmin yapımcı-organizatörü Arif Ekşi Ankara’ya giderek senaryoyu araştıran ekipte yer almış. Ekşi ‘Bizim için Münir Hayri Egeli’nin Bilinmeyen Yönleriyle Atatürk adlı kitabında yazılanlar yeterli. Çalışmalara da başladık. Ama yine de senaryonun orijinalini arıyoruz’ diye konuşuyor. Kapıyı açan Münir Hayri’nin kitabı oldu Bundan 18 yıl önce ‘Atatürk’ün elinin dokunmadığı bir alan var mı?’ diyerek kolları sıvayan araştırmacı-yazar İlknur Güntürkün Kalıpçı bulduğu bir belgede yazanlar üzerine Münir Hayri Egeli’nin 1954’te yazdığı Bilinmeyen Yönleriyle Atatürk adlı kitaba ulaşmış. Böylece Mustafa Kemal’in yazdığı bir senaryo olduğunu öğrenmiş. Kalıpçı ‘Münir Hayri Egeli kitapta net olarak senaryoyu 1937 yılında Çankaya’da yazdıklarını anlatmış’ diyor. Senaryoda Ata’nın genellikle insani yönünün anlatıldığını da söyleyen Kalıpçı ‘Atatürk’ün bilinmeyen yönlerini öğreneceksiniz. Bu senaryoda ağlaması, kızması, aşk hayatı da anlatılıyor’ diyor. STAR
-
KADIN HABERLERİ
Annelerin Durumu Raporu: 6 Milyon Çocuk Kolayca Ölümden Kurtarılabilir ABD merkezli çocuk hakları örgütü Save the Children, insani gelişme ölçütlerine dayandırdığı raporunda, anneler ve çocukların dünyadaki durumunu ortaya koyuyor. Rapora göre, mevcut düşük maliyetli araçlarla ve bilgiyle her yıl ölen 9,7 milyon çocuktan 6 milyonunu kolayca kurtarmak mümkün. Dünya çapında beş yaş altındaki 200 milyondan fazla çocuk temel sağlık hizmetlerinden yoksun. Her yıl 9,7 milyon, günde 26 binden fazla çocuk beş yaşını göremiyor. Dakikada bir kadın gebeliğinde veya doğumda ölüyor. Her yıl 2 milyon çocuk doğduğu gün ölüyor. Çocuk ölümlerinin yüzde 83'ü gelişmekte olan ülkelerde gerçekleşiyor. Çocukların ölümü en çok zatürree, ishal ve sıtmadan kaynaklanıyor. Çocuk ölümleri en yoksul, en dezavantajlı ülkelerde en yüksek oranda. Yoksulların çocukları hayat kurtaracak sağlık bakımından en uzak olanlar. Çocukların hayatta kalması için ayrılan fonlar yetersiz. Yoksullara sağlık programı yaratın Örgütün tavsiyeleriyse şöyle: En yoksul ve kenara itilmiş annelerle çocukları hedefleyen özel sağlık programlarını yürürlüğe koyun. Temel sağlık hizmetlerini güçlendirin. Gelişmekte olan ülkelerdeki yoksulların gerçeklerini hesaba katan anne, yenidoğan ve çocuk temel sağlık paketlerini yürürlüğe koyun. Topluluk düzeyinde hizmet verecek ve yoksulların hayatını kurtarabilecek olan sağlık çalışanlarına yatırım yapın. Çocukların hayatını kurtardığı belli olan çözümlere devlet yatırımını artırın. Anne olmanın iyi olduğu ülkeler Rapor, ülkeleri gelişmiş, az gelişmiş ve en az gelişmiş olarak üç gruba ayırıp kendi içinde sınıflıyor. Gelişmişler arasında anne olmak için en iyi ülkeler şunlar: İsveç, Norveç, İzlanda, Yeni Zelanda, Danimarka, Avustralya, Finlandiya, İrlanda, Almanya, Fransa. Az gelişmişler arasında en iyi on ülke: İsrail, Küba, Arjantin, Kıbrıs, Uruguay, Barbados, Kazakistan, Güney Kore, Kosta Rika, Bahama Adaları. Türkiye bu ikinci grupta 52. sırada. En kötü durumdakiler: Nijerya, Çad, Yemen, Sierra Leone, Angola, Gine-Bissau, Eritre, Cibuti, Mali, Etiyopya. Yoksulların durumu Rapor yoksul ülkelerdeki anne ve çocuklara dair bazı bulguları şöyle sıralıyor: -Afganistan, Angola, Nijerya ve Sierra Leone'de dört çocuktan biri beşinci yaş gününü göremiyor. İsveç'te 333 çocuktan sadece biri 5 yaşından önce ölüyor. Afganistan ve Çad'da yüz doğumdan 15'inden de azında eğitimli sağlık çalışanı bulunuyor. Bu oran Küba'da yüzde 100. Afganistan'da sekiz kadından biri gebelikte ya da doğumda ölüyor. Bu oran İrlanda'da 47 binde bir. Angola, Cibuti ve Nijerya'daki bir kadının okula gitme süresi dört yıldan az. Avustralya ve Yeni Zelanda'daysa bu süre 20 yıl. Swaziland'da bir kadın 30. yaşını göremeden ölüyor. Japonya'daysa kadınların ortalama ömür beklentisi 86 yıl. Rapor şu ölçütleri kullanıyor: Anne ölümleri risk oranı, modern doğum kontrol yöntemleri kullanan kadınların oranı, doğum sırasında bulunan eğitimli sağlık çalışanı oranı, ortalama kadın ömrü beklentisi, kadınların resmi okul süreleri, annelik ödenekleri, kadınların ülke yönetimine katılımı, beş yaş altı ölüm oranı, beş yaş altı gereğinden zayıf çocukların oranı, okullaşma oranları, ilköğretimde kız çocuklarının oğlan çocuklarına oranı, güvenli suya erişebilen nüfus oranı. (TK/GG) </I>BİA Haber Merkezi - Connecticut
-
Şampiyon CİMBOMMM
Bursencan günlerdir bi sessizlik hakimdi yukarıda,tepki yok hatta çıt yok! Ama başından beri yaptığım şeyin getirisinin acı olacağını biliyor ve içimden dualar ederek bekliyordum. Ve bugün beklediğim sessizlik bozuldu Bugün kapıyı bi açtım eşikte bir kutu! ayyyy içini açmaz olaydım, hiç üşenmemiş bahçeden bir kutu sümüklüböcek toplamış. Bir baktım gıyır gıyır kaynıyor içi Ama hiç mühim değil ne yaparsa yapsın o bayrağı üstüne sererken duyduğum haz için herşeye değerdi
-
Tarihte Bugün
15 MAYIS 1718- Londralı avukat James Puckle, makineli tüfeği icat etti. 1873- Darüşşafaka Lisesi kuruldu. 1919- İtilaf Devletleri desteğindeki Yunanlılar, İzmir'i işgal etti. 1919- Yunan güçlerine ilk kurşunu atan Hukuku Beşer gazetesi Başyazarı Hasan Tahsin (Osman Nevres) ile Askerlik Şube Başkanı Albay Süleyman Fethi şehit edildiler. 1919- Mustafa Kemal, Yıldız Sarayı Küçük Mabeyn Köşkü'nde Padişah Vahdettin ile görüştü. 1924- Sanayi-i Nefise Mektebi (MÜ Güzel Sanatlar Akademisi) öğrencileri ilk resim sergilerini İstanbul'da açtı. 1933- Rus romancı Maksim Gorki, İtalya'dan Rusya'ya geçerken İstanbul'a geldi ve Süleymaniye Camii ile bazı müzeleri gezdi. 1941- Samsun-Ankara arasında, 19 Mayıs dolayısıyla ''İstiklalin Kurtarıcısı Ebedi Şeften, Koruyucusu Milli Şefe'' adıyla bir bayrak yarışı yapılması kararlaştırıldı. 1963- ABD'li astronot L. Gordon Cooper, Mercury-Atlas 8 adlı kapsülle o güne kadar yapılmış en uzun uzay uçuşunu (34 saat, 19 dakika) gerçekleştirmek üzere uzaya fırlatıldı. 1966- Washington'da Vietnam Savaşı'nı protesto eden 8 bin kişi, 2 saat boyunca Beyaz Saray çevresinde gösteri yaptı. 1969- Anayasa değişikliğinin Mecliste kabul edilmesiyle, eski DP'lilere siyasal haklarını iade etme imkanı tanındı. 1974- Şehit gazeteci Hasan Tahsin adına İzmir Konak Alanı'na dikilen İlk Kurşun Anıtı'nı, Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk açtı. 1983- 12 Eylül döneminin ardından demokrasiye geçişte kurulan ilk parti açıklandı: Milliyetçi Demokrasi Partisi. 1990- Vincent Van Gogh'un yapıtı ''Doktor Gachet'nin Portresi'' adlı tablo, o güne kadar bir resim için ödenen en yüksek fiyatla 82,5 milyon dolara satıldı. 1992- Şırnak'ın Uludere ilçesi Taşdelen ve Işıkveren Sınır Jandarma karakollarına saldıran teröristler 27 eri şehit etti. Olaydan sonra düzenlenen operasyonda 100 terörist ölü geçirildi. 1995- Almanya'da, Türkiye ve Atatürk aleyhinde kampanyalar yürüten ve kendisini halife ilan eden ''Kara Ses Cemalettin Kaplan'' öldü. 1996- Gözcü gazetesi yayın hayatına başladı. 1997- Sınır ötesi operasyonun ilk gününde Sarıkavaklar'da 30 terörist ölü ele geçirildi. 1998- Eski başbakanlardan Naim Talu, tedavi gördüğü Amerikan Hastanesinde vefat etti. 2000- Necdet Yüksel'in Sincan'da gösterdiği yerdeki ikinci cephanelikte 75 kilo C-4, 30 tabanca, 4 otomatik tabanca ile 7 lav silahı bulundu. 2004- Birinci Süper Futbol Liginde Fenerbahçe şampiyon oldu. 2005- Tunceli'nin Ovacık ilçesi kırsalında 2'si kadın 9 terörist ölü ele geçirildi. 2005- Emekli SAT komandosu Namık Ekin, ABD'li Jerry Hall'un 120 saat ile sahip olduğu su altında kırma rekorunu 121 saat 35 dakika ile geliştirerek yeni rekora imza attı. 2005- Anadolu Ajansının eski çalışanlarından gazeteci Ahmet Karaca, Ankara'da vefat etti. 2007- Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Şemdinli davasıyla ilgili sanık astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz hakkındaki 39 yıl 5 ay 10'ar gün hapis cezası kararını''eksik soruşturma'' gerekçesiyle bozdu. Daire, davanın askeri mahkemede görülmesi gerektiğine karar verdi. 2007- Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, görevdeki 7. yılını doldurdu. 5 Mayıs 2000'de seçilen Sezer, 16 Mayıs 2000'de görevi 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'den devralmıştı.