Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

FUZULİ

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    1.980
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    5

FUZULİ tarafından postalanan herşey

  1. Kötü yanı olur mu nerden çıkardınız Sn. Yakışıklı?Modernlik adına yapılan her eylem güzeldir, sevgi doludur,saftır.Ne bileyim işte sevmek güzeldir sevdiğine hediye almak güzeldir, zorla hediye almak zorunda bırakılmak ve hediyenin de şaşalısını, çok paralısını almak daha güzeldir.Ne olacak sevgi için feda olsun... Muhabbetle...
  2. Bence sevgililer günü laiklikle ilişklendirilip resmi bayram olarak ilan edilmeli, kutlamayanlar da laiklik düşmanı olarak görülmeli ki tartışmanın tadı tuzu olsun.Hem böylece daha çok ürün satışı olur kazanılan sermayenin bir kısmı da laikliği korumak için harcanabilir. Müslüman olmayanlar korkmasın fetva onları bağlamıyor, yanlış anlaşılmış olabilir.Ha korku bak adamların zihniyeti belli yavaş yavaş geliyorlar bugün bunu yapanlar yarın kim bilir neler yaparlar şeklinde ise bu ülkede sevgililer gününü kutlayanların sayısı azımsanamayacak kadar çok onlara teminatıdır lalik cumhuriytin, hatta bu teminatı daha da kuvvetlendirmek için herkesin bir sevgilisi olsun rejime destek olsun kampanyası başlatılıp hummalı faaliyetlere girişilebilir. ''Yaratılanı severim yaratandan ötürü.'' gününü de Müslümanlar ''Sevgililer Günü''ne alternatif ''Sevgi Günü'' olarak kutlayabilirler benden bir öneri.Şahsen ben bunu tercih ederim.Herkese sevgilerimi sunuyrum... Muhabbetle...
  3. Sence senin zikrettiğin anlayışa sahip bir güç var mı ülkede?Kim düzeltecek bu ülkeyi yahu? Ayrıca sayın Yazgan ülkede mevcut cephelerin olduğunun yaşadıklarımızla ortaya çıkmaması için ne yapmalıyız gözümüzü mü kapatalım, farklı fikirlerin söylendiği her konuyu cepheleştirme oluşturuyor diye köşeye mi atalım nedir ne değildir bu bunun hikmeti nedir bize zarar veriyor mu, gerçekliği var mı, sorunsa düzeltmek için ne yapılmalı kısmını tartışmayalım mı? İtibarlı insandır ne büyük saygısızlık ne işi var o mukaddes insanın mahkemede mantığıyla örneğin haklı bir dava savunulduğunda bu bakış ta ''Bunların hepsi suçludur...'' mantığından ne kadar farksız ne kadar hukuki? Hukuk sana dokunana kadar hukuk sana dokunduğunda mı hukuksuzluk olur.Yazık ''Hukuk herkese lazım.'' herkesin güç sahibi olduğunda silah gibi kullanması gereken bir hukuk sistemi oluşturursan o silah başka bir zaman başkalarının eline geçer, seni ezer sonra da kalkıp da hukuksuzluktan bahsedersen kendin ettin kendin buldun derler ve gülerler. Muhabbetle...
  4. Sizce kimin derin devleti bu ülke için hizmet eder Sn. Yazgan?Ulusalcı, Kemalistlerin derin devleti mi, bunun tasviyesinden sonra kurulacağı söylenen AKP derin devleti mi?Yine ABD'siz yapamıyoruz daha doğrusu ABD'siz hiçbir şey yapamıyoruz? Çok derin bir konu vallaha?Daldıkça derine gidiyor uzay kadar sonsuz olmamalı bir sonu olmalı değil mi? Muhabbetle...
  5. FUZULİ

    Davos - Erdoğan - Peres

    Hediye vermek güzeldir, muhabbeti artırır, dostluğu pekiştirir Sn. Politika Milletimizi kimler çocuk gibi görmek istiyordu onu da herkes biliyor vallaha.Bu çocukları biz yönetiriz diyenlerin kontrolünden çıktı çocuklar görmek lazım.Büyüdü mü bu çocuklar, yok tam manasıyla olgunlaşmadılar ama büyütenleri tanıyıp, tepki göstermeye başladılar.Çocuğun düşüncelerine değer vereceksin ve baskıyla büyütmeyeceksin çocuğu sonra sana düşman kesilir, büyümez çocukluğu devam eder ama; kendine şeker vereni de sever? Muhabbetle...
  6. Hakikaten merak ediyorum biz ne zaman hukuk devletiydik ve ne zaman hukuğumuz birilerinin güdümünde, istenilen kararları vermiyordu?Hakikaten merak ediyorum Ergenekon denilen yapılanma şu ana kadar bize gösterildiği gibi mi ve bize gösterildiği gibiyse bu işi AKP iktidarı dönemindeki bir hukuk anlayışı(!) halledemezse, halletmemeliyse, hangi hukuk bunun üstüne gitmeli, bu zamana kadar niçin gidilmeli?Varsa bir örgüt bu örgüt de devletin derin yapılanmasıysa ve kendi düşüncleri doğrultusunda, hukukları dogrultusunda çalıştılarsa bunlar gerçekten vatansever, hukuğun, rejimin koruyucusu olan insanlar mı böyle mi algılanmalı? Velevki bir şekilde ulusalcı,Kemalist olanlar derin devletle işbirliği içindeyse, bunun bir yerindeyse bunun anlamı ne olabilir, bilen var mı? Muhabbetle...
  7. Sn. Sardunya sizce bu durumdan kurtulmanın yolu ne?Ne yapmayı salık verirsiniz?Desteklediğiniz bir siyasi parti var mı, örneğin şu parti şu başkanla iktidar olursa bu ülke de demokrasi de, hukuk da özlediğimiz geçmişteki nezih haline kavuşur? Sizce ne yapılmalı Sn. Sardunya.Çarşaf açılımı yetmez başörtüsü açılımı da yapılmalı mı Atatürkçü düşünen kardeşlerimiz tarafından örneğin.Ya da ne bileyim tam tersi yapılmalı AKP'yi destekleyen onun gibi düşünenlerin hepsi vatan haini ilan edilip yurt dışına gönderilmeli mi?Ya da zaten gideceğimiz kadar geriye gittik tesbiti yapılıp en önemli ve etkin araç ordumuz devreye mi girmeli? Milleti aydınlatmayı düşünüyor musunuz bu arada?Bu işi millet temizlemeli, her şeyin farkına varmalı örneğin, artık farkına varılması gereken gerçekten de herkes sizin farkettiğiniz gerçeği mi anlamalı acaba? Şu bana komik geiyor Sn. Sardunya:AKP'ye kadar bu ülkede tartışılmaz demokrasi, bir gücün tekelinde olmayan bir hukuk vardı AKP geldi bütün bu güzellikleri yok etti.İşte bu bana hakikaten ilginç geliyor.Ne değişti biliyor musunuz?Güç dengeleri.Daha dün faili meçhulleri büyük oranda dinciler yapmıştır diye düşünülüyordu, düşündürttürülüyordu bugün de faili meçhulleri Atatürkçüler, ulusalcılar yaptı şeklinde düşünülüyor düşündürttürülüyor.Dün hukuk vardı bugün yok.Dün hukuk yoktu bugün var.Sizce bu ülkede olan faili meçhuller, milleti istenilen fikir yönünde galeyana getirmeler kim tarafından yapıldı?Bunu kim çözecek Sn. Sardunya?Sizin düşündüğünüz biri var mı bunları çözebileceğini bildiğiniz? Bu ülkeye zarar hangi düşünceden geliyor söyler misiniz?Hangi düşünce bu ülkede ve nasıl yok edilmeli sizce yöntem ne?Bu yöntem içinde demokrasi var mı?Varsa kimin demokrasisi kimin hukuğu?AKP'yi suçlu bulup kapatabilen bir hukuk mu, yoksa AKP yi demokratik çerçevede bir parti gören hukuk mu bu ülkede gerçek hukuk hangisi? Hangi savcı sizce bu ülkeye hukuk vicdanıyla hizmet ediyor Sn. Sardunyam?AKP'yekapatma davası açan savcı mı, ERgenekon davasını yürüten savcı mı?Hangisi hukuk sevdalısı sizce? MUHABBETLE...
  8. FUZULİ

    Davos - Erdoğan - Peres

    Anlatmak istediğimi anlamak isdediğiniz gibi anlamaya devam ederek verdiğiniz cevaplardan biri.Derdim Başbakan'nı göklere çıkarıp geriye kalanı yerle yeksan etmek değil Sn. Politika.Erdoğan tek başına ABD planlı bir oyunun sonucu değildir.ABD destek olmamaış mıdır orası ayrı konu.Bu noktada milletin duruşunu hiçe sayıyorsunuz siz saymaya devam edin.Bu anlayışın ayakları ABD'de değil Türkiye topraklarında.ABD'nin bu anlayışı kullanmak istemesi bu anlayışın ABD patentli olduğunu mu gösterir? Ben İran ''özellikle'' Müslüman olduğu için roket yapıyor şeklinde anlaşılacak bir cümle kurmadım bu şekilde bir bakışım da yok siz benim yerime bunu görmüşsünüz beni zahmete sokma fiilinden kurtararak. Peki bana ve aziz milletimize ne tavsiye edersiniz bundan sonra? Muhabbetle...
  9. FUZULİ

    Davos - Erdoğan - Peres

    Erdoğan bir sonuçtur.Erdoğan'ı sonuç haline getirebilmenin çabasını kendi sonuçları için halkı hiçe sayanlar bütün var güçleriyle yapmışlar, istemedikleri bir sonuçla halk her zaman onlara cevabını vermiştir.Milletimiz çok mu bilinli, her gördüğünü akıl süzgecinden geçirip, ince eleyip sık dokuyup salt duygularıyla hareket etmeyen bir toplum mu?Maalesef ki ne maalesef.Bu milletin kafasını karıştıranlar, kimyasıyla oynayanlar, kendi kafalarındaki libası millete ragmen millete giydirmeye çalışanlar şunu bilmiyorlar.Bu millet İslam'la tanıştıktan sonra bütün yaptıklarını bir şekilde inancıyla kotlayarak yapmıştır.Sen onun bu kimyasını yerle bir etmeye çalışırsan, onun bu yanını tahkir edersen, yok etmeye çalışırsan ters teper ki her zaman böyle olmuştur.Milletimizin bu değerlerinin içini boşaltırsan da bu hissiyatı ölmez ama ortaya dini yönlendirilmeye hazıri bu dilden kolay etkilenen, bu dille kolay yönlenen ve yaptığının da hakiki inandığı degerlerle ilintisini göremeyen, salt bu hissiyatıyla hareket eden bir topluluk görürsün.Bunu kim yaptı ya da kimler yaptı düşünelim mi veya düşünmeye gerek yok mu?Siz seçimlerde CHP nezdinde Atatürk'ü oylamıyorsunuz. Atatürk'ün, Cumhuriyet'in oylandığı düşüncesini bu zemine oturtursanız ortaya çıkan sonuçların yorumunu size bırakıyorum.Ne oldu biliyor musunuz, bu milleti tamamen kendi kültüründen koparıp başka kimyalı, sözde ilerici, Batıcı düşünceli millet yapmaya çalışırken bu düşünce de gerçekleşmedi mevcut kimyası, doğruları da alt üst oldu, ortada ne köy ne kasaba kaldı.Ortada bir köy ya da kasaba var ama dini hassasiyetleri bağlamında bu da özünden uzaklaştı, doğrularından saptı.Erdoğan bu hissiyatın sonucudur, yapılmak istenenlere tepkinin sonucudur ve sık sık da böyle olmuştur bu.Ne inanç doğru zemininde yaşanmakta ne de Cumhuriyet,demokrasi Atatürk kendi doğru zemininde algılanmakta, algılattırılmaktadır. Dünya ve Türkiye öyle bir yere gitmekte ki şartlar din hassasiyetli bakanların dahi bakışı değiştirmiş, bu gerçeklikten kopulamayacağını, yapılacaksa bu gerçeklikle birlikte bir yöntemle bir yol belirlenmesi gereğinin farkına vardırmıştır.Ne tam bir İslam devletiyiz ne de tam bir demokrasi temelli Cumhuriyet'iz.Müslümanımız değişmiştir,demokratımız değişmiştir ama hala 1920'li yılların demokrasisiyle bu ülkenin baskı altında şekillendirilebileceğini düşünen irticacı Kemalistlerlimiz mevcuttur.Bunun yanında padişahlığa özlem duyan ya da İran gibi olmak isteyen onun aşkıyla yanan tutuşan da vardır.Bu arada kendi yaptığı uyduyu fırlatan, dik duruş sergileyen bu alanlarda İran gibi olmak kötü bir hal almak olmaz herhalde! Neyse Erdoğan temelleri, bağları bu ülkede olmayan, bu toprağa dayanmayan bir sonuç değildir.Sağolsun bı zihniyete karşı duranlar bu sonuç ve sonuçlar için ellerinden geleni yapmaktadır.Beni şaşırtan bu sonuçlarda hala kendilerine bakmayıp milleti suçlayanların, bu sonuç, sonuçlar karşısında hala dogru çözümü yapamayacak kadar dogmatik, önyargılı, fikr-i sabit davranmalarıdır.Çok enerji kaybettik çok. Ayrıca bu ülke 1950'den sonra bu hale geldi gtirenler konusunda da din temelli düşünceleri suçlamak kusura bakmayın ziyadesiyle gülünç ve gerçekçi değildir.Bu ülkeye dini temelli düşüncenin hakim olmaması için elinden geleni yapanları, darbelerle meclisi kapatanları, sürekli askeri muhtıralarla açık ya da kapalı üslupla balans ayarı yapanları nereye koyacak onların gücünü küçümseyecek ve olanları da dincilerin oyunuyla mı açıklayacaksınız? Tesbitlerinizin özünü görmediğiniz sürece Erdoğanları bu ülkede görmeye devam edecek, bir türlü o makama bu anlayışı reva görmeyeceksiniz ve yenildiğinizi düşüneceksiniz ve millete şaşmaya devam edeceksiniz tanımadığınız için. Özlemini çektiğiniz anlayışı döyleyin, şu an var mı ya da nasıl olacak bu iş, millet ne yapmalı söyleyin?Milletten de çok çok derin tesbitli hareketler beklemeyin öyle bir milletin oluşması için Cumhuriyet'i korumaya çalışan güç çalışmadı.Onun çalışma alanı kalesini korumaktı millete rağmen ihtiyacı olduğunda çarşafa he demesi, başörtüsü dağıtması, hukuktan bahsetmesi artık etkilemiyor.O boşluğu doldurdular çünkü. Erdoğan'ın dolduramadığı bir boşluğu dolduracak birileri var mı?Mecbur bırakıldı bu millet Recep Tayyip Erdoğan'a ki yabancı değil Erdoğan kendisine.Beğenmezse indirir aşağıya.Bırakın da millet indirsin. MUHABBETLE...
  10. FUZULİ

    Davos - Erdoğan - Peres

    Bildiğim bir şey var bu ülkeyi yönetenler ne Marstan ne Jüpiterden geldi ne de özellikle bu ülke için ayrı bir eğitimden geçip yetiştirildiler.Onlar da bizden biri bizim gibi asgari toplumsal, milli kişilik hüviyetini taşıyor.Biz konuşmayı seven bir milletiz.İşten ço0k söylenen lafa itibar ederiz yeri gelir.Derinlemesine, enine , boyuna aklı selim davranamıyoruz çogu zaman.Tahammülsüzlüğümüz hat safhada böyle değildik esasınsa bu bizim yapımızsa var ama bunu tarihte yenebilmişiz büyük oranda hoşgörüyü, bin süşünüp bir kelam etmeyi, düşünerek işe girişmeyi başarmış da bir milletiz.Ama şifahi bilgilenme, görgülenme, edebiyat yerle bir olunca, bozulunca geriye kalan okuma kısmı da bizse yok olan olmuş sonrasında.Konuşuyoruz her konuda konuşuyoruz,yanlışları söylüyoruz, söylediğimiz yanlışları biz yapıyoruz ve sadece konuşuyoruz, konuşmayı seviyoruz, damardan konuşanı da çok seviyoruz.Duygusal etkilenmeyeçok açığız bu mayamıza var kötü mü?Nasıl kullanıldığına bağlı.Duygusal hassasiyetimizin içini, sevgiyle, derin düşünmeyle, fedakarlık, birlik olma, insana deger verme mukaddes değerler için ölme gibi değerlerle muhteviyatlandırabilirseniz çok büyük bir güç birliği oluşabiliyor bu millette.Milletimizin bu yönünü ihmal ettiğinizse ise ortaya amiyane tabirle her damardan konuşandan etkilenen, yönlendirilmeye hazır, istediğiniz yönde şekillenmeye hazır bir güruh çıkıyor karşınıza.Önemli olan onun frekansını yakalayıp, ona ulaşabilmek önemli.Birileri bu milleti şekillendirmeye çalışırken millete rağmen mantığını güttüğü için onun dilini anlamayıp hatta onun dilinden tam zıttını ona zorla kabul ettirmeye çalıştığı için istediği seğişikliği bu millette göremiyor sonrahayretler içinde kalıyor ,anlamıyorum kardeşim bu milleti siyor.Hakikaten de anlamıyor. Erdoğan bu milletin dilini iyi biliyor, dinini iyi biliyor, hissiyatını iyi biliyor ki kendi de milletten biriymiş gibi davranıyor.Sokaktaki devlet yönetme sorumluluğu olmayan vatansaş gibi rahat, düşüncesiz davransın demiyorum.Hem bir vatandaş gibi hissetsin hem de bir başbakanın kültürlü, aklıselim duruşu olsun.Bunu yapmaya çalışan biri ama gerkesiz yere duygularının tesiri altında da kalabiliyor. Neyse ben Başbakanımızı kendime yakın görüyorum asgari müştreklerimizde.Bana yabancı biri değil.Bazı arkadaşlar Başbakanı bu milletin başbakanlığına reva görmüyorlar, yakıştıramiyorlar.Siz milletimizin hissiyatını, haleti ruhiyesini bir daha düşünün derim.Sizin o makama yakıştıracağınız Başbakan tipi hangi anlayışın, neyin temsilcisi bir başbakan?Siz başbakanın o makama uygun olmadığını düşünürken, söylerken millet de sizinle aynı fikirdeyse sorun yok.Yok millet senin gibi süşünmüyorsa sen kimin adına konuşuyorsun ve milletin tercihini hiçe sayıp, milletin iradesini kendi iradenden küçük görüyorsun.Millet her zaman doğru tercih yapar da demiyorum ama kim asına konuşuluyor sözler kime gidiyor söylenirken bunu söyleyen bunun farkında mı, bunu da merak etmiyor değilim... Birçok açıdan bakmak mümkün.Bugün birilerinin hiçbir işinde doğru görmedikleri, ya da tamamen tehlike arzettiğini düşündükleri bir başbakan iktidarsa, bir anlayış iş başındaysa otursunlar düşünsünler nerde yanlış yaptık diye.Akıllı insanın da yapması gereken bu dur herhalde milleti eleştireceği yerde, millette suç, hata arayacağı yerde.Millete rağmen istediğim şekilde bir millet tutmadı, tutmuyor tutmaz da.Bu anlayış milletin kimyasıyla oynayıp, onu zorla değiştirmeye çalışmak yerine onunla birlikte yapacağına milleti de sahiplendirerek yapsaydı bugün bu milllet bu kadar sığ hareket etmez, enerjisini kendi içindeki anlaşmazlıkları düzeltmeye çalışmak, ayrışmak için harcamazdı.Bugün yenildiğini düşünenler, bunu hazmedemeyenler çok enerji kaybettirdi bu millete.Garip bir millet haline geldik.Ne köy olduk ne kasaba.Bundan sonra bir şey olacağız o aşikar da, iyi niyetli bir değişim olarak görüyorum bu dönüşümü inşaallah sonu hayırlı olur. MUHABBETLE...
  11. FUZULİ

    Davos - Erdoğan - Peres

    Şimdi eleştiriniz Erdoğan'nın tutarsızlığı mı ya da konulan tavrın samimi olmayıp kendi kişiliğine yapılan bir hakarete istenilen tepkiyi gösterip bunu da milletin onurunu koruma zeminine çekip nemalanma çabaları mı, diyorsunuz?Bu noktada konunun tutarlılığı bağlamında laf söyleyip asıl eylem alanında bunu destekleyen bir girişimin olmaması düşünülünce hak vermemek elde değil tabiatıyla.Ben seni sevmiyorum, sen benim düşmanımsın deyip de onunla en yakın dostunla yapacağın alışverişi yapıyorsan, onunla ortaklık kuruyorsan tabiki çelişki doğar.Bu bağlamda Başbakan'a şaşıyorum ben de.Ama ben başbakanın içinden çıktığı düşünceyi, takip ettiği yöntemi yanlış sezinlemiyorsam köprüyü geçene kadar ******* mantığını güdüyor.Hala şunu düşünüyorum Başbakan ne İsrail'i ne ABD'yi ne de Avrupayı sizin zannettiğiniz kadar çok seviyor, onlardanmış gibi davranıyor.Bu ülke ABD'ye, İsrail'e, Avrupa birliğine her konuda rest çekecek kadar güçlü olsaydı Erdoğan'nın neler yapabileceğini tahmin edebiliyorum ben.Kasımpaşalı diyorsunuz ya o zaman görürdünüz asıl Kasımpaşalıyı.Erdoğan, Erbakan'ın yanındayken ve keskin fikirleri varken Erbakan tarzı içinden her geçeni açıkca söylüyor esip gürlüyordu.O gürlediği zamanlarda gönlünden geçen devlet süzeni şimdikinden farklıydı.Ne oldu, ne değişti ya da gerçekten bir şeyler değişti mi?Eski zamanlarında bir numaralı ABD, Avrupa rejim düşmanı Erdoğan'nın neyi değişti.Rejimsever mi olsu, ABD, Avrupa sever mi oldu?Rejime düşmanlığının mahiyeti değişti,ABD,Avrupa gerçeğini gördü ama bu gerçeklerle yöntem değiştirdi bence.Erdoğan sistemi değiştirmeye ni çalışıyor evet değiştirmeye çalışıyor, Cumhuriyet'i yıkmaya mı çalışıyor hayır demokrasi libaslı,Ergenekon mantıklı sistemi seğiştirmeye çalışıyor.Onnun demokrasisi hatalı yanlarıyla birlikte CHP demokrasisinden farklı.Erdoğanın dini hassasiyetleri var bu milletin genelinin olsuğu gibi.Bu ülkenin bir İran, Arapistan olmayacağının da farkında emin olun Cumhuriyet'in nimetlerini görmüş, tatmış bir milletin bundan vazgeçmesi mümkün değil; ama bu ülkede demokrasinin nimetleri insanımıza pek reva görülmez birilerinin demokrasi tarifi ve tekeli vardır bu ülkede.Süşmanlık demokrasiye değil de demokrasi şövalyeliği yapanların demokrasi yorumlu zihniyetine.Erdoğan bu bağlamda daha önce dediğim gibi Avrupa birliğini bir paravan olarak kullanıyor bu zihniyetin kırılması için.ABD'ye, Avrupa birliğine tamamıyla sırtımızı dönebilir miyiz bugün.Maalesef gönlümüzden geçenler çok farklı ama mecbur bırakıldığımız durumları yaşıyoruz maalesef.Erdoğan samimi ABD'ci, Avrupacı diyorsan bu görüntüsünden senin görüşün, ben öyle görünüyor diyorum hani sen başka bir konuda başka şekilde görünüp başka şekilde düşünüyor diyorsun ya.Neylersin riyakarlık ama sistem insanı buna alıştırıyor.Herkes içinden geçeni yapmak istediğini samimice söylemiş olsaydı dünya Cennet olurdu.Allah riyakar kullarından da eylemesin değil mi! SAYGILAR, MUHABBETLE...
  12. FUZULİ

    Davos - Erdoğan - Peres

    Sayın Politika siz hangi bilimsel verileri görüşünüze dayanak yapıp savunuyorsunuz?''Bekara karı boşaması kolay.'' bu benim için de böyle si<izn içinde öyle zannederim.Bu ülkede iktidara aday bol keseden vaad savuran, iktidara geldiğinde bırak söylediklerinin asgarisini yapmayı, mevcut iyileri de yerle bir eden çok insan gördük.Hiçbir iktidar bu ülkeyi batıracağım, bitireceğim vaadiyle gelmiyor değil mi?Ama her partinin temelini oluşturan ülkeyi güzele, refaha ulaştırma yol tercihi farklı değil mi?Bu bağlamda AKP'nin tercih ettiği yolda benim de eleştirdiğim noktalar, duruşlar var.AKP'yi tamamen iyi niyet dışı görelim, yaptıklarının hepsine yanlış diyelim Sn. Politika.Bana AKP'nin dışında bu ülkeyi düze çıkaracak,ülkede hukuğu, demokrasiyi tesis edecek,Irak'ta olanlara karşı hamaset yapmayacak, dur diyecek,ABD'yi dinlemeyecek, AVrupa kapısında sürünmeyecek,AVrupaya rest çekeceki bu dünyanın hakimi benim benim dediğim olur, ben istersem savaş açabilirsin, ben dediğimde savaşı, bitirmek zorundasın ya da şunu yapmayacaksın diyecek birini gösterebilir misin, SN Politika?Bunları yapmayı sağlayacak, iktidar olduğunda bunu yapabilecek bir parti, bir başbakan adayı gösterin Sn. Politika.Siz olsaydınız bunları çok kolay yapardınız sanırım veya sizin işiniz yok politikayla sizin bunları yapacağını düşündüğünüz, tavsiye edeceğiniz biri vardır herhalde!Biz gücümüzü biliyor muyuz SN. Politika?Sizce biz ABD gibi davranabilecek bir güçte miyiz şu an?Bugün ne durumdayız da neyi kullan mıyoruz Sn. Politika?Başbakan Davos'ta beklenmeyen bir çıkış yapınca önce tedirgin olduk değil mi?Vay be dedik bunu nasıl yaptı dedik değil mi?Biz bunu yapabilecek kadar güçlü müyüz dedik, yarın bunun ceremesini ötettirirler dedik dedik dedik de dedik bir kısmımız tamamen savunanlar, destek olanlar dahi aklının bir köşesinde bu soruyu saklı tutuyor.Siz neye karşısınız Sn. Politika?Bu tavrı tasvip edip, her yerde gösterelememesinden mi yakınıyorsunuz, biz çıkarlarımızı düşünmeden anlık hamasi duygularla hareket eden Başbakan istemiyoruz yarın başımıza iş açacaklar tedirginliğini mi yaşıyorsunuz nedir hissiyatınız?Başbakan'a olan kininizden esasında ne yaptığı, ne yapmak istediği önemli değil benim için Başbakan'nın ben onun yaptığı her şeye iyi, kötü karşıyım mı diyorsunuz? Siz Başbakan'nın ABD'yi, AB'yi, İsrail'i bilmem kimi çok sevdiğini mi düşünüyorsunuz.Onlarla hakikaten samimi dost, Amerikasever, Avrupa sever olarak mı görüyorsunuz?Hni sizin sürekli bir eleştiriniz vardır AKP'yle Erdoğan'la ilgili:Bunlar demokrasi taraftarı değil,bunların arka planında farklı planlar var demokrasiyi hedeflarine ulaşmak için araç olarak kullanıyor.''Bir noktaya kadar soğrusunuz Sn. Politika.Başbakan'ın bambaşka bir planı var.Elinde olsa hemen yapacak ama sizin düşündüğünüz demokrasiyi yerle bir etme,şeriat devleti kurma gibi bir plan değil kanımca.Bu ülken'nin İran olamayacağını, Arabistan olamayacağını bilecek kadar zeki.Onun demokrasisi farklı herkesin demokrasi anlayışında sıkıntı olduğu gibi onunkin de de var tabi ama.Bir kere neyi değiştiriyor biliyor musunuz?Bakınca görürsünüz ama size göre farklı tabi görünen.Başbakan AB'yi bu ülkede Ergenekon, jakoben zihniyet kırılsın diye bir güç olarak kullanıyor.Buna CHP zihniyeti de diyebilirim.Atatürk'ü karıştırmayın isterseniz CHP'nin Atatürk'le ne kadar ilgili, örtüşüyor olduğu ortada. Başbakan şunu gördü esasında elinde herhangibir güç yokken kuru kuru hamaset yapmak, kendini deşifre etmek, istemeyeni uyandırmak safça, beyhude bir düşünce.Elinden gelse Başbakan ABD'yi, AB'yi de hiç sayacak, onların yaptıklarına öyle bir cevap vercek ki!Nerden biliyorsunuz bunu diyeceksiniz sizin gibi ben de hissediyorum, bu anlayışı, geldiği yerin bakışını biliyorum. Bizim en büyük sıkıntımız bu.Sanki başka biri gelse ABD'Yİ, AB'Yİ, IMF'yi yerle yeksan edecek hepsine rest çekecek.Savulun sesi uzaktan hoş gelir, sorumluluğu yokken her dil oturduğu yerden devlet kurar devlet yıkar, kolaydır bu.Lafla pilav pişerse, deniz kadar yağ benden hesabı her şey yapılır. Allah aşkına söyleyin AKP yönetimine kadar biz ne kadar güçlüydük, biz dünyada ne kadfar itibarlıydık, sözümüz ne kadar dinleniyorsu ve hangi sorunumuzu çözsük de AKP geldi bütün bunları tersine çevirdi bir gösterin.İtibarlıy mışız bundan önce kim inanır buna bunu söyleyenin kendisi hamaset yapmıyor, doğruları söylüyor öyle mi?Kimin doğrusunu? Ayıp ediyorlar Ergenekonculara(Hakikaten var olan bir zihniyetten bahsediyorum, kişiler hepsi suçlu demiyorum bilemeyiz de zaten.).Onlar bu ülkenin görünmeyen lokomotifi değil mi? O zihniyeti ortadan kaldırmak bağımsızlığımızı, Cumhuriyet'i yıkmakla eş değer değil mi?Onlarla nereye geldik ortada.Hayırlısı olur bundan sonra inşaallah Sn. Politika.Türkiye'yi herkesin hemfikir olduğu bir anlayışla düze çıkaracak biri, tavsiyeniz varsa buyrun söyleyin o güzel fikirlerinizi büyü olmasın içinde, masal,ütopya olmasın, yaşadığımız hayatla örtüşsün Sn. Politika. Muhabbetle...
  13. FUZULİ

    Davos - Erdoğan - Peres

    Davos'ta Başbakan'nımızın sergilediği duruş gerçekten şu ana kadar inandığımız, inandırıldığımız biz bağımlı, güçsüz bir ülkeyiz, ekonomimiz kırılgan, kontrolü bizde değil kimseye bir şey demeyelim, başımıza iş açılır hissiyatının hakikaten bittiğinin, kendimizin farkına vardığımızın, ya da içimizden geçenleri korkusuzca diyebileceğimiz zamanın geldiğinin, o güce ulaştığımızın sonucu mudur?Ya da bitmeyen , tükenmek bilmeyen her defasında oyuncusu yapıldığımız bir seneryonun sahneye konulması mıdır?Bir başka seçenek Sn. Başbakan tamamiyle kendi kurguladığı bir seneryoyu seçime tavil etmek için sahneye mi koymuştur? Bir kere Başbakan'nın bunu seçim yatırımı olarak, kurgulayıp oynadığı bir oyun olmadığını, bu derece basit, bir oy toplama planı için dünyanın gözü önünde sırf oy amaçlı o tavrı sergilediğini kesinlikledüşünmüyorum.Lakin bunun içi siyasette tabiatıyla seçimde bir getirisi olacaktır.Peki bu durum sonucunda ne olmuştur?Başbakanımız İslamdünyasının halkları tarafından kahraman ilan edilmiş, manevi bağlarımız biraz daha pekişmişbir heyecan oluşturmuştur.İslam dünyasıyla bu bağlamda bir iş yapmanın, bir birlikteliğin temelini atmanın,en azından bunun altyapısını oluşturabilmenin en uygun manevi şartlarının oluşmasına zemin hazırlanmıştır.Bu bilinçli mi yapılmıştır bilen varsa beri gelsin!Bu durumdaBaşbakan'nımzın amacı Avrupa'dan uzaklaşmak İslam dünyasına yönelmek, İslam dünyasının liderliğini üstlenme planları mı yapmaktır?İslam dünyasının ne kadar İslami davrandığı ortadadır, onların kimlerin işbirlikçisi olduğunu anlatmaya gerek yok.Erdoğan'nın bunu gerçekleştirmek için Davos'ta seneryosunu yazdığı oyunu ortaya koyduğunu düşünmek yine çok da akıllıca ve inandırıcı değil. Bu çıkış İsrail'in ya da ABD'nin,Avrupa'nın mi işine geldi?İslam dünyasına yön çevirmek ilişkimiz olan hiçbir stratejik ortağımızın ya da Batı ülkesinin hakikatte hoşuna gideceğini düşünmüyorum.Kimin hoşuna gider, Türkiye'nin bu birlik içinde olmasını istemeyenlerin. Tersinden bakarsak Davos'ta olanlar ABD, İsrail planlı, Başbakan oyunculu bir seneryo ise yani danışıklı dövüş varsa görüntüde bunların düşmanı ve bu sebeple Türkiye'de tekrar hükümet olmanın gönüllerdeki yeri temin edilip, ABD'nin BOP projesi için gereğin yerine getirilip arka planda işbirliğin ABD güdümlü sürmesi şeklinde bir durumsa bu kadarına da pes doğrusu derim.Bu düşünceyi akla getirecek emare çok vatr tabii:Irak'ta olanlar, Süleymaniye'de yapılan affedilmez saygısızlık ve durumda aynıduruşun sergilenmemesi, düşman konumuna hissiyatımızda taşıdığımız devletlerin en fazla askeri ve diğer alanlarda müttefikimiz olması gibi.Garip bir durum esasında.Devlet çıkarları çerçevesinde dün dostunuz olan bugün düşmanınız; dün düşmanınız olan bugün dostunuz olabilir.Devletlerle ilişkiler çıkarlar üzerine kurulu malumunuz üzere.Bazen devleti sevmezsiniz, o an konuşamazsınız ona karşı duramazsınız, onu kızsırmamaya çalışırsınız bir bakarsınız işler değişmiştir içinizdekini ortaya döker hale gelirsiniz, gelmişsinizdir. Umarım Davos'ta olanlar ülkemizin gücüne güvenilerek,bilinçli bir tavır olarak sergilenmiştir.Milletimiz bu hissiyattadır lakin devletimiz de bunun getireceği sıkıntıları safdışı bırakacak kadar güçlüdür umarım.Durum budur bu noktada birlik olma zamanıdır artık. Yoksa bu Hamas'ın elindeki etkisiz füzelerle İsrail'in ne yapacağını bildiği halde İsrail'i yaptığı katliama karşı kışkırtmaya benzer.Önce güçlü olacaksın düşmanın kadar ondan sonra istediğini söyle.Düşamanın kadar güçlü olmak içinde düşmanını tahrik etmeyeceksin, yavaş yavaş yapacaksın bu işi değil mi?Hamas hala füze fırlatmaya devam ediyor hangi akla hizmet için yapıyorsa.Adamlar sanki İsrail'in Filistin'e yapacaklarına bahaneo luşturan kendince anlam kazandırması için uğraşan kolu.Davandan vazgeçme kardeşim tamam da senin yaptığın kime hizmet ediyor bir düşün Allah aşkına.Bu nasıl bir gaflettir anlamıyorum. Halkımızın hissiyatı devletimizin güçlü olmasıyla orda olanlara engel olurdu.O hissiyat İsrail'e orda olanları yaptırmayacak bir güçlü Türkiye Cumhuriyeti Devletiyle birleşseydi sadece konuşmamış güclü olduğumuzu biz de herkes de görmüş olurdu.Konuşmaktan öte bir şey yapmış olurduk.O günleri görürüz inşaallah... Muhabbetle...
  14. FUZULİ

    Davos - Erdoğan - Peres

    Bu ülke ne yapmalı, nasıl bir başbakanımız olmalı biri çıksın anlatsın?Eminim ki herkesin gönlünde yatan bir zihniyetin ürünü bir Başbakan profili vardır.Bu ülkenin de yönünün nereye dönmesi gerketiğini herkesin tayin edeceği, yön de farklıdır eminim.Siyasetin terazisi yok neylersiniz.Herkesin içindeki kişilik, anlayış, bakış terazisi siyasetin de terazisi oluyor.
  15. FUZULİ

    Davos - Erdoğan - Peres

    ''Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırtmasın!'' MEHMET AKİF ERSOY Bir daha İstiklal Marşı yazdırılacak bir durumun içinde bulursak kendimizi 1915'teki İngiliz, Amerikan severlerin daha tehlikelilerini,daha renklililerini bugün fazlasıyla görmek mümkün.Onlar nasıl sevmişlerdi İngilizleri, ABD'yi?Kendi memleketinde begenmediği zihniyetin ortadan kalkması için düşmandan medet uman onlara destek veren insanlardı.Onların dindarlığına vuruluyordu ya bugün o anlayışın tersindeki bir anlayışın aynı haller içinde olmasına ne demeli?Erdoğan'ı üslubu yönünden,tutarsızlığı yönünden eleştirin eleştirelim ama Erdoğan'a kızgınlığından dolayı İsrail sözcülüğü yapmak, tamamen Erdoğan'a yüklenmek de neyin göstergesi?Ordaki tavrın tersi olsaydı, sussaydı, diplamatik tavır sergileseydi acaba sahip mi çıkacaktı bugün onu üslubu dolasıyla eleştirenler ya da bunu da malzeme yapıp belden aşağı vurmaya devam mı edecekti?Siz biz eleştirdiğimiz insandandan ne kadar farklıyız Allah aşkına bir söyleyin biz ne kadar tutarlıyız, biz ne kadar vatanımızı seviyoruz da, bizim görüşlerimiz ne kadar siyasi değil?İsrail'e kızgınlık duyarız İsrail ürünleriyle karnımızı doyurur, giydiğimiz giysilerde yabancı yazılar yazar, kendi ürettiğimiz ürüne dahi yabancı marka vurup rahatlarız, onların filmiyle büyür onların dizisiyle his dünyamızı oluştururuz ve hala milliyetçiyiz, vatanseveriz,fedekarız ülkemiz için çalışıyoruz zannederiz kendimizi.Biz vatanseveriz, vatanımızı çok severiz bir de konuşmayı çok severiz iş yapmaktan, iş yapmaya çalışana da köstek olmaktan çok... MUHABBETLE...
  16. Sn. Brain, Ben bu sorunun çözümü için zamanı geriye götürelim, sorunun başlangıcına gidelim, cografyayı, tarihi baştan dizayn edelim demiyorum, çözüm için bu bir fantazi dogru.Lakin o cografyada yaşanan sorunun haklı, haksız tarafları aranırken tarihi geçmişini göz önünde bulundurup değerlendirmek gerekiyor değil mi?Arap ülkelerinin hissiyatını, Filistin'nin hissiyatını hiçe sayıp, tarihi geçmişini arkaya atıp, olanlar karşısında İsrail'i yaptıkları için, yapacakları için makul karşılamak da tek yönlü,İsrail taraflı bakış açısıdır değil mi? Tarihi derinliği olan hissiyatları milletlerin zihninden silmek, milletlerin siyasetlerinde görmemek mümkün değildir.Her millet bir zamanlar kendisini ezen, topragını alan, üstünlük kuran zihniyete, millete karşı bu yenilmişliğin, ezilmişliğin hissiyatını taşır ve bu da siyasetine yansır.Bu bir gerçekliktir. Yaşanılan zamanda güçlü olan siyasetini işletmektedir.Tarihi planlarını ve geleceğe yönelik planlarını uygulamaya koymaktadır. Tabi gönül ister ki kimse kimseye kin gütmesin,her millet hem kendi hem de diger dünya milletlerinin huzuru için çalışsın.Maalesef bu düşünce de bir ütopya.Dünya Kurtlar vadisi insanlar, milletler kendini kurt görenlere, kurtluğa soyunanlara yem oluyor.Bu durum da dünyanın kaderi.Bu çağda dünyayı yönlendiren, güçlü devletler sadecekendi çıkarları ekseninde dünyayı döndürmeseler, güçlerini barışı,refahı tesis etmek için kullansalar birçok sorun da hallolacak.ABD'ye bakıyorsunuz,AB'ye bakıyorsunuz sözde barış için çalışıyorlar, insan haklarının tesisi için uğraşıyorlar. Dünyada bugün yaşanan güçlünün sömürüsü, egemenliği.Kendi vicdani dünyamızda bu sömürünün bir parçası mı olacağız, bunun taraftarı mı olacağız?Dünyaya, dünyada yaşanılanlara, kültürümüzden, milliyetimizden de soyutlanmadan ama insan odaklı bakabiliyor muyuz?Birilerin yaptığını eleştirirken, yapılanı mı eleştiriyoruz yoksa tepkimiz bizim de onları yapamıyor oluşumuzdan mı?Dünyaya huzur gelmeyecek ben hissiyatıyla, benden olmayana ne olursa olsun mantığıyla.Bunlar kıyamet alametleri Sn. Brain.Dünya kıyameti zorluyor... MUHABBETLE...
  17. İnsanca bakanın olmasa dediği; ama çağımızda sürekli seyrettiğimiz gerçeklik, nesnellik bu işte.
  18. Sn. Brain gerçek olan şu ki yarım asrı aşan bir süre zarfında o cografyada, gözümüzün önünde kan akmakta,insanlık dışı yollarla canlar hiçe sayılmakta, hayatlar karşılıklı yok edilmektedir.Bütün bu olanlar İsrail devletinin o cografyada bir şekilde teşekkülüyle başlamıştır malumunuz üzere.İsrail kendine karşı koyacak devletlere karşı gücünü kullanmıştır ve pervasızca kullanmaya devam etmektedir.İdeolojik bağlamda sorunun özüne inersek İsrail'in kurulurken benimsediği siyonist felsefe,bu yolda şiddeti de benimsemiş olması Arap dünyası için, Filistin için kabul edilecek, sineye çekilecek bir durum değildir.Arap dünyası, Arap dünyası bağlamında Müslümanlar İsrail'i o cografyada işgalci olarak görmektedirler ki haksız değillerdir değil mi?Bu düşüncenin silinmesini, sindirilmesini istemek bütün olanları unutmakla eşdeğerdir.İsrail'e karşı yapılan Suriye, Mısır,Ürdün vb. Filistin odaklı tehdit, savaş girişimleri bunun doğal tepkisidir.Bu durum o coğrafyanın doğal kaderi haline gelmiştir.Bu coğrafyanın kaderinin savaşa, ölümlere,huzursuzluğa gebe hale gelmesinde İsrail'in benimsediği Siyonist ideolojinin büyük payı vardır yanılıyor muyum? İsrail ''Vaadedilmiş Topraklar'' anlayışından vazgeçmiş midir?Amacı gerçekten de o cografyada huzuru tesis etmek midir?Ya da İsrail gerçekten kendini savunma içgüdüsüyle mi katliam yapmaktadır?Televizyondan yıllarca izlediğimiz acımasızca öldürülen Filistinlilerin yanında, bundan da hiç vicdan azabı duymayan İsrail askerlerinin, komutanlarının insanın kanını donduran sogukkanlılık manzaraları eleştirdiğiniz Hamas'ın yaptığından ne derece aşağıdır? Bu son olay Hamas'ı aşan, Hamas'ı görünmez kılan hiçbir kelimeyle yumuşatılamıyacak bir katliamdır.İnsanların bu manzarayı izlerken ''Ama canım Hamas'da tahrik ediyordu, haketti bunu Gazze.'' şeklinde değerlendirmesini beklemeniz çok da sergilenmesi beklenilen bir tavır değildir bence.Hamas dünya kamuoyunun gösterdiği bu tepkiyi oluşturmak istemiştir istememiştir, burası yapılan katliamın teferruatıdır.İsrail kendisi hakkında hissedilen bütün kini, düşünceleri pekiştirmek, düşmanlığını kanıtlamak için elinden geleni yapmıştır.Hamas suçluysa İsrail Hamas'ın suçunu unutturacak en büyük suçu işlemiştir, devlet terörü uygulamıştır.Bunu ne vicdanlar unutacak ne de bu yapılan tarih sayfalarında sadece savunma olarak yer alacak. Bundan sonra orda huzur tesis edilecekse önce İsrail kendine çeki düzen vermelidir, sonra Hamas'a gelinir, gelinmelidir. MUHABBETLE...
  19. Bu nasıl bir haldir, nasıl bir iştir Yarabbi!Ne zaman bu ülkeyi biz yönetmeye başlayacağız da kendi kurguladığımız oyunun oyuncuları olacağız, bize biçilen rolu oynamayacağız da oyunu bozacağız?Ne zaman bu ülkede birileinin tekelinde olmayan bir hukuk olacak, ne zaman insanımız için demokrasiyi tesis edip de reva göreceğiz insanımıza.En azından ülkemizin gittiği yönün tayininde ne zaman biz olacağız yahu?Seneryolar seneryolar, yer değiştiren güçlerle kontrol edilen, sürekli eleştirilen güdümlü hukuğumuz, demokrasimiz, yönetimlerimiz,devletimiz, milletimiz.Bu ülke için, kendimiz için düşmana karşı, bize biçiln rolleri bozmak için sarılacağımız, üzerinde tartışmayacağımız, milli mücadeledeki vatan için çarpan tek yüreğimiz, bileğimiz ne zaman hasıl olacak?Savaş mı lazım bunların olması için, uyanmak için uçuruma yuvarlanıp kafamızı bir yerlere çarpmamz mı lazım ne lazım bilmiyorum ki! Muhabbetle...
  20. Sn. Brain tek taraflı olmakla suçladığınız ben ve diğer arkadaşlar Gazze'de İsrail'in katliam yaptığını,Filistin topraklarında işgalci olduğunu,yayılmacı politika(Siyonist) izlediğini bunun da tek sorumlusunun ve en büyük suçlusunun Hamas olmadığını dile getiriyoruz(Yanlış anladıysam diğer arkadaşlar düzeltebilir.). Siz ısrarla bu söylemlere karşı anti tezler üreterek Gazze'de olanların katliam olmadığını, bir devletin meşru savunması olduğunu, orda olanlara katliam denecekse bile (Masum insanların öldüğünü siz de kabul ediyorsunuz yanılmıyorsam?) bunun tek sorumlusunun dolaylı, dolaysız Hamas olduğunu, organizatörü olduğunu dile getiriyorsunuz yanlış mıyım? Eger bizi tek taraflı olmakla suçluyorsanız siz, bir tarafın söylediği her söyleme anti tez üreten siz nasıl bir taraf olmuyorsunuz da tarafsız oluyorsunuz anlamaya çalışıyorum!Biz tarafsak siz neyin tarafındasınız da anlaşamıyoruz söyler misiniz? MUHABBETLE...
  21. Allah sizden razı olsun.Sayenizde ziyadesiyle konuyla ilgili malumat sahibi oldum.Farklı bakışlarla yazan arkadaşların hepsi de bilgi küpü maşaallah.Bir tarihçi,orda yaşayan bu olayların içinde bir gazeteci, bir Filistinli, bir İsrailli, bir stratejist, bir devlet adamı, bir profosör edasıyla ansiklopedik, güncel birçok bilgi zikredildi. İlginç olan şu ki aynı bilgileri, aynı olguları farklı bakış geliştiren, farklı duran kişilerin her iksi de kendi bakışına mesnet olarak sunabiliyor.Nesnellik vaka da, öznel olan vakanın hissettirdikleriyle birlikte kişinin gözünden görünenler.Bu bakışların nesnnelliği kişinin kendi fikir temelindedir.Gerçek olanlar ise ortadadır.Orda insanlar katledilmiştir savunma(!) gerekçesiyle.O coğrafyayı bu hale getiren, sürekli kargaşa yaratan, ilginç fikirlerini uygulamaya koymaya çalışan en başta kimlerdir?Birileri o cografyaya huzur getirdi de Hamas mı bozdu bunu?Ya da o cografya da barışın, huzurun tesisi için İsrail ne yapmaktadır da Hamas'ın diğerlerinin ne yapması beklenmektedir? Ama herkesin durduğu yerden gördüğü gerçek başka,hissettiği duygu başkadır. MUHABBETLE...
  22. Tek taraflı bakalım,çok yönlü bakalım Gazze'de olanların sebebini sadece Hamas'a bağlayalım ya da, Hamas'ı da suçun bir parçası görelim bütün bakışların üstünde, sebebi ne olursa olsun orda olanlar ''İsrail'in katliamıdır!''.Bu herhangi bir sebebe bağlanarak, nesnelleştirilerek, çok yönlü bakılarak hafif görülecek bir durum değildir.Geriye kalan da aidiyetimize, olaya eklemlendiğimiz fikir temeline göre değişmektedir. Sadece İsrail'i suçlayanlar oldu, İsrail'in benimsediği yolu sadece Hamas'a bağlayıp İsrail'in yaptıklarını hoş görenler, göstermek isteyenler oldu.Türkiye odaklı bakıp Türkiye'nin Hamas yanlısı, aşırı İsrail tepkisini, Türkiye'yi Arap yanlısı bir psikolojiye sürüklemek istiyorlar şeklinde bakış oldu,Arap, din karşıtlığı vurgulandı yanılıyor muyum? Yine herkes durduğu yerden bakacak, baktığı yerden gördüklerini söyleyecek ve asla içinde herhangi bir duygu,bir fikir aidiyeti olmayan nesnel, çok yönlü bir bakış açısı olmayacak. Orda olanları uzaktan izleyip sadece görüleni söylemek salt nesnelliktir bence.Orda bir savaş vardır, İsrail'in nasıl kurulduğu, Arap dünyasının, Müslümanların İsrail'e bakışı bellidir, İsrail'in izlediği politika bellidir,yaptığı bellidir, Filistin'in de bu davada duruşu bellidir.Haklılık, haksızlık konusuna, Türkiye'nin durması gereken yere gelince nesnellikten, çok yönlülükten bahsetmek çok da nesnel bakışlar ortaya çıkarmaz her konuda olduğu gibi. MUHABBETLE...
  23. Ergenekonu kimler kurduysa onlar yıkıyor galiba.Yeni bir dönem başlıyor bu aşikar.Türkiye'nin lehine mi olacak bu.Ergenekonsuz daha iyi olacağı da kesin.Kemalist, ulusalcılar bir şekilde Ergnekon'la ilişkilendirilip, korku psikolojisi oluşturulmak isteniyor düşüncesi de iki açıdan dogru olabilir.Ya hakikaten Kemalistler de bu işin içinde ya da bir şekilde eklemleniyorlar bir yerden, lakin bu düzen değiştiriliyor...
  24. Ortak dilimiz Müslüman yazarımızın da zikrettiği son cümle olsun olur mu Sn. Süheyla?İsrail devlet terörü işlemiştir, Hamas'da İsrail'e bahane oluşturmuştur.Siz İsrail'in Gazze'de katliam yaptığını düşünüyor musunuz?Hamas'ın yanlışlarını kabul ediyoruz.Bu yanlışları bahane ederek İsrail'in işlediği insanlık suçunu hoş mu görüyorsunuz, görmeli miyiz? Bu noktadan sonra Hamas da uyarılmalıdır, doğrudur kanımca.Karşısında insanı hiçe sayan,yan mahallenin kabadayısına, güçlü bir devlete karşı iki, üç tane füze fırlatmak ve kaçmak uykuya ara sıra dalan devi tekrar tekrar uyandırmaktır.İsrail'in karşısında kendi kadar güçlü birileri olsaydı tabiatıyla İsrail bunları yapmaya kalkışamazdı.İsrail gücünü barıştan yana değil kendi ideoljik fikirleri dogrultusunda kullanmaktadır.İsrail bu cografya için bir tehlikedir.Kimsenin İsrail'e de bu acıları yaşatmasını istemem ama İsrail'in yapacaklarını durdurcak da bir gücün İsrail'in karşısında olmasını isterim. MUHABBETLE...
  25. Düşüncelerinizi,duygularınızı daha net ifade ederseniz, ilkelerinizi oluşturan fikir temelleri hakkında daha net olursanız tartışma daha sağlıklı bir zeminde yürür ve ne dediğimiz ne dendiği yoruma, niyet okumaya lüzum kalmadan anlaşılmış olur Sn. Süheyla!Siz içinizdeki sıkıntıları dolambaçlı yollardan, konudan konuya atlayarak anlatmaya çalışıyorsunuz. Müslümanların ne bileyim dünyanın deyin kimden bahsediyorsanız, herkesin Yahudi düşmanı olduğunu mu söylüyorsunuz?Hissettiğiniz bu düşmanlıktan dolayı İsrail'in kendini sürekli düşmanlara karşı tetikte tutması gereketiğini, Gazze'de olanların İsrail'in meşru savunması tamamen bunun suçunun Hamas, diğer Müslümanlar ya da milletler olduğunu mu söylüyorsunuz?Dünyadaki nefretin (Haşa!) Kuran'dan kaynaklı bir nefret olduğunu mu söylüyorsunuz?Bir de bu nefreti(!) Kuran'a haşa Hz. Muhammed'in koyduğunu söyleyerek bambaşka bir konuda bambaşka bir düşüncenizi dile getiriyorsunuz. Hitler'de mi ilkokul sıralarında Kuran eğitimi alıp Yahudilere malum vahşeti yaşattı?İsrail'de mi Kuran'a dayalı nefretle Kuran inançlılarına vahşet uyguladı?Bir başkasının nefretini eleştirirken İsrail'in nefretini hoş mu görüyorsunuz görmezlikten mi geliyorsunuz? MUHABBETLE...
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.