Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

FUZULİ

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

FUZULİ tarafından postalanan herşey

  1. Anne babası kültürlü bir ailenin yetiştirdiği cocuğun vicdanıyla, örneğin anne babası eğitimsiz, kültürürel değerleri zayıf bir ailenin yetiştirdiği cocuğun vicdanı hiç aynı olur mu?İkisi de insandır ikisinde de vicdan vardır ama iki insanla birlikte iki farklı vicdan vardır tezahürde.İki vicdan da farklı ilkeler koymuştur vicdan yasasına.Birine hakkı olmayan bir kazanımın haksızlığı öğretilmişse bu ilke doğrultusunda karşılaştığı her olayda vicdan yargılamasına başlayacak hükmünü verecektir.Diğer çocuğa bunun yanlışlığı öğretilmemiş olsun hatta normalliği kazandırılmış olsun.Vicdan yasasında bu ilke yazıyorsa hangi vicdan muhasebesini yapacak bu çocuk?Hırsızlık yaptığında vicdanı mı sızlayacak bu çocuğun?Hangi sürekli doğruyu söyleyen vicdan bu çocuğu durduracak.Bu çocuğu durduracak bir vicdan olacaksa içinde, bu ilke yazılmalıdır çocuğun vicdan kitabına bir şekilde.İnsan rahman ve şeytan yanıyla birlikte doğar.Yazılmamış bir vicdan vardır doğduğunda.Bu vicdan günaha da meyillidir, nefsin emrine de girebilir; rahman yönünü yüceltip insan-ı kamil de olabilir.Aldığı eğitim, yetiştiği aile, içinde bulunduğu toplum o çocuğun vİcdanının uyacağı kitabın kurallarını yazar ve hissiyat şifrelerini girer.İngiliz kültürünü almış bir insanın vicdan yansımalarıyla Türk kültürünü almış bir insanın vicdan yansımaları aynı mıdır?İkisi de insandır ikisinin de vicdanı vardır vicdanları benzerliklerle birlikte farklı kotlanmıştır, ilkeleri farklı yazılmıştır.Ortak olan insan olmaktır.İnsan olmak her zaman vicdanlı olmak demek değildir ki böyle olsaydı dünya cennet olurdu bir başka cennete de gerek kalmazdı.Gerçek cennetin sınavındayız vicdanımızla birlikte konup göçtüğümüz bu alemde... Muhabbetle...
  2. Vicdansızın meclisinden çıkan yasaya tabidir vicdan mahkemesi.Yasayı tek başına çıkaran vicdan değil vicdan mahkemesinin sahibi vicdanın tabi olduğu insandır en başta.Doğruyu emreden bir vicdan için vicdan mahkemesinin kitabına doğru yazacak insan gerek önce.Vicdan tek başına yetseydi en başta, bu kadar vicdansızın olması nasıl ve ne ile açıklanır acaba?Nefsin oluşturduğu vicdan sahte vicdandır, mahkemesine nefsini yargıç yapan görünüşte insandır.Nefsi terbiye etmemek vicdan mahkemesine nefse yargıç olması için fırsat vermektir.Nefsi terbiye etmek için nefsin terbiye edilmesini bilmek gerekir.Terbiye edilmesinin gereğini bildikten sonra vicdan mahkemesine uyacağı yasayı yazacağımız bir anlayış gerekir.Kimi yasasına ''Yaratılanı severim yaratandan ötürü!'' yazmanın gayretindedir ve zor olan için için için yanar; kimi de ''Yaratılmışı kendi için hiçe saymak mübahtır!'' yazar dünyayı yakar, dünyayı yıkar. MUHABBETLE...
  3. Vicdan dediğim gibi kendi mahkememizin anayasası.Ortak olan her insanın vicdan mahkemesinin olması.Her insan kendisi yazar mahkemesinin uyacağı kurallar kitabını.Bunun ölçütü ne midir?Mavi olmayan gökyüzünün dediği gibi beslendiği toplumdur, yetiştiği ailedir, aldığı eğitimdir, inandığı dindir ya da din dışı bir felsefedir.Vicdan, salt dış gerçekliğin dışında tek başına koyamaz kuralları, yazamaz kitabı.O kitap dayanmalıdır bir bakışa bir düşünce temeline bir kültüre, inanışa.İnsan hamdır dünyaya geldiğinde.Gönlünde taşıdığı inançla yanar, pişer olgunlaşır dünyada.İnsan pişemez her fırında.Girdiği fırından her çıkan insan olmaz sonunda. MUHABBETLE...
  4. Vicdan yeterse Kitap niçin var Sevgili Dayı?Bir cana hunharca kıyan vicdan Allah'ın emrettiği vicdan olabilir mi?Kasasında az bir para boşluğu olan insanın bu boşluktan rahatsız olan vicdanı nasıl olur Allah'ın vicdanı?Ya insanın nefsi Sayın Dayı!Vicdan mahkemesinin başına atadıysa nefs yargıcını.Adalet beklenir mi o mahkemeden Sayın Dayı? MUHABBETLE...
  5. Adım başı cami yaptırıyoruz; ama camiye gitmiyoruz, ara sıra okul yaptırıyoruz; ama öğretmen göndermiyoruz, peki suç kimde, cami yaptıranlarda hakikaten ilginç bir mantık.Şimdi sitem kime anlayamadım vallahi!Cami yaptıranlardan camileri azaltmak isteyenler hatta fırsat olursa daha fazlasını yapmak isteyenler(Yazılalardan bu anlayışı çıkarmamak için safdil olmak gerek...) okul yaptırılması için destek mi istiyorlar ben mi yanlış anladım?Zamanında cami yaptıranlar da okulda bulunmuştu.Demek ki okulun değerini iyi öğretememiş okulun değerini kavrayanlar eğitimi yönlendirenler.Akılsız bir inancın tam inanç olmayacağı da öğretilmemiş okullarımızda.Adım başı cami yapmışız ama camilerimiz gibi gönlümüz de bomboş.Camilerin çokluğundan dem vuranlar eğitimin, üniversitelerimizin halinden dem vurmuyorlar nedense.Başörtüsü girmiyorsa bilim yapılıyordur üniversitemizde rahat olalım.Başörtülü kızların ailesinden bir arada üniversite yaptırmak için para toplayabiliriz.İmamlarımıza Cuma hutbesinde söylememiz yeterli. MUHABBETLE...
  6. Dünyada yaşayan bütün insanların ortak paydası ''insan olmak'' doğru her insanın bütün dış yasalardan önce kendini bağlayan kendini yargılayan bir iç mahkemesi var var:Vicdan Sorun şu ki vicdanı oluşturan değer yargıları hiç değişmeden doğuştan gelen ve değişmeyen ilkeler değil.Hırsızın da, katilin de kendi vicdanı var bu bağlamda ama vicdansızlık boyutunda bir vicdan.Vicdan kendi mahkememizin anayasası.Bu anayasayı her insan kendi yazar dünyaya baktığı yerden hareketle.Günah dediğimiz eylemlere vicdan mahkememizin kendi oluşturduğumuz yargıları dur diyebilir ama dur demesini söylemeyen vicdan da insanın kendi doğrusudur vicdan mahkemesinde.Hangi temelde bakıyorsanız hayata hayat odur vicdanınızda.Her insanda vicdanın olması yetmez günahları tek başına yargılamaya bence... MUHABBETLE...
  7. Bilim ilerledikçe bilimle eşdeğer mutluluk da büyüyor sevgi de ilerliyor diyebilseydik keşke.Bilimin ulaşamadığı alanları ıska geçiyoruz nedense!Bilim kendi ilerlemesinin bütün sonuçlarının insanlığa fayda getirdiğini deneyimleyebilir mi acaba?Bilim yapılmasın demiyorum ama bilimle insanlık da yok edilmesin bunu hangi bilim söylüyor? MUHABBETLE...
  8. Bilim bir kitabın yapıldığı malzemeyi,yazılış tarihi,yazıldığı mürekkep hakkında bilgi verebilir ama o kitabın okunurken hissettirdikleri içeriğinin maneviyatı hususunda hiçbir deneyimleme yapamaz Sayın Bilimselci.Size göre hissiyatı oluşturan bütün duygular uydurma olmalı nedeni mi?Onlar somut olarak yok çünkü ortada.Siz sadece kan, kemik ve etten misiniz Sayın Bilimselci?Size göre insan bu mudur?Kitabı kitap yapan boyası,kağıdı,mürekkebi değildir.İçinde yazanların görünmeyen dünyamızda bize hissettirdikleri bilimin şu an için ulaşamadığıdır asıl olan.Siz psikolojiye de bilim demiyorsunuz o zaman? Size göre değerli olan beş duyumzla algılayabildiğimiz her şey.Siz kendi beş duyunuzun istenilen düzeyde çalıştığını neye göre söylüyorsunuz?Bütün algılamalarınız ve bu algılamalardan çıkardığınız yargılarınız hangi değişmez ölçüte göre doğru insanın aklına gelmiyor değil hani!Akıl dedim de aklı da görmüyoruz Sayın Bilimselci!Bir kişinin sınav kağıdına ya da ıQ testindeki kağıda bakarak soyut olanı somutlaştırıyor ve dolaylı gerçeklik ortaya koyuyoruz.O test ya da sınav kağıdı aklın kendi somut gerçekliği mi?Sizin düşünceleriniz de soyut Sayın bilimselci?Dış gerçekliği algılarınıza dayandırıp içsel soyutluklarla somutlar ortaya koymaya çalışıyorsunuz.Herkes gibi siz de öznelsiniz nikiniz Bilimselci olsa da... MUHABBETLE...
  9. Sınavdaki ölçütün ne olduğunu bilmek için önce sınavda olup olmadığına karar vermek gerekir.Okullarda hazırlanmış ortamlarda eğitim aldık ve akabinde bunlardan sınav olduk değil mi?O sınavlarda ölçüt neydi?Girdiğin sınavla ilgili dersin sorumlu olduğun içeriğiydi, ölçütleriydi.Eğer hayata da bir sınav anlamı yüklerseniz bir ölçütü olmalı değil mi?Doğumdan ölüme kadar yaşadığımız hayatın mahiyetini, anlamını bir şekilde sorgulama hayatı anlamlandırma ihtiyacı duyuyoruz.Hayatın anlamı olmalı vaya olmamalı çizgisinde vereceğiniz karar sizin için bir ölçüt oluşturacaktır.Yaşadığınız sürece niçin yaşıyouma vereceğiniz yanıt sizin ölçütünüzdür.Bu ölçütü ya kendiniz oluşturursunuz ya da mevcut ölçütlerden birini tercih edersiniz.İnançlar kişinin bunu benimsemesine göre bir ölçüttür.İnanç dışındaki hayatı inanç bağlamında açıklayan felsefeler bir ölçüttür.Ateistseniz ölçütünüz ateistliği oluşturan düşünce ilkeleri,yaşama ilkeleridir.Bir dine inanıyorsanız ölçütünüz inandığınız dinin ilkeleri,hayat temellendirmeleridir.Okullarda, hayatımızda yaptığımız sınavlarda sınavı kabul etmiyorum sınava girmiyorum demek o sınavdan kalmak demektir ve sınava girmekle girmemek tercihinde yaşadığınız sonuçlar farklıdır. Hırsızlık yapmak suçtur.Ölçütü yasalardır cezası vardır örneğin.Kişi suç işledi ve cezasını çekti bu ölçüte göre.Bu bağlamda kişiye yön veren yasalardır.Eğer ki yasalar bu kişiye bu davranışın yanlışlığını manevi bir temel bağlamında hissettirmiyorsa bu ölçütü hiçe saymak çok kolaydır.Ama inanç bağlamında maneviyetı da kapsayan bir ölçütünüz varsa suçu hapse girmemek için değil de idrakine vardığınız kendinizi dayandırdığınız daha güçlü bir ölçütle hareket eder suç işlemezsiniz.İnsanın sadece kendini bağlayan ölçütü sadece kendisine insana dayanan ilkelerini çiğnemek çok daha kolaydır. MUHABBETLE...
  10. Sayın demirefe inançlı olmakla inançsız olmak arasındaki yaşamı temellendirme felsefeleri arasındaki mahiyetin değerini ölçecek bir kıstasınız teraziniz var mı?İnaçsızsızlığı temel alan bir felesefenin inanc düşüncesi karşısındaki üstün olan özelliklerini kendi inancınız dışında hangi kendinizi dayandırdığınız ve bilimsel geçerliliği olan bir yasayla açıklayabilirsiniz?İnançsızlık inançlı olmaya nazaran daha makbuldür şeklinde bir ilke ortaya koyabilir misiniz ya da bu düşünce mahiyetinde inançsızlığın üstünlüğünü,artılarını,faydalarını kanıtlayan hangi bilimsel yasaya dayanıyorsunuz?İnanç ve inançsız olmanın birbirine göre değer farklılığı kişisel algılama yapısına bağlı değil midir?İnanmıyor olmamanızın dayandığı ölçüt bütün insanlık için aynı değerde olan, aynı algılanması gereken dış gerçekliğe ait olan kişisel yargıları barındırmayan bir ölçüt müdür? Bilimin somut inceleme alanının dışında kalan inanç hakkında bilimsel kıstaslara dayanarak kesin yargılar ortaya koymak bilimin özüyle ne kadar örtüşüyor aşikardır.Siz bilimin söylediği yargıları mı söylüyorsunuz yoksa söylediklerinize bilimi paravan yapıp bilimsellik havası katıp kendi algılamanızı mı aktarıyorsunuz?Kuran insan sözüdür(!) şeklindeki bir yargının gerçeklik dayanağı somut mudur soyut mudur yoksa bir algılamanın ürünü müdür?Din kandırmacıdır yargısına ulaşmak ve inanmıyorum demek başka bir inanç değil de nedir? MUHABBETLE...
  11. Bir tarafımız şeytani diğer tarafımız ilahi sayın mavi olmayan gökyüzü.Şeytanı yanımızla kötülük yapar ilahi yanımızla kötülüğü yok etmeye çalışırız.Kimi yıkmaya çalışırken kimi de yapmaya çalışır.Kolay olan yıkmaktır, yapmak emek ister emek sonundaki vuslat öze yaklaşmaktır.Şeytani yanına uyan o yanının emrinde oan suçludur, suç işlememeyi söyleyen ilahi olandır.Bu bir sınavdır.Sınava girmiyorum demek şıklar arasında yok. MUHABBETLE...
  12. Kusuruma bakmayın ''....günahı nereye bırakacağız?'' sözünüzü anlamadım? MUHABBETLE...
  13. Yukardaki metinlerde bu soru cevaplandı.Sizin görmüyor olmanız hakikaten ilginç... Yukardaki yazı: 2/3+1/6+1/6+1/8=16/24+4/24+4/24+3/24=27/24 Bu ne demek biliyor musunuz Sayın Demirefe ?Size klasik ilköğretim matematiğine göre miras 24 parçaya bölünüp 27 parçası dağıtalacak.E bu mümkün değil o zaman oranlarda hata var bu dağıtım yapılamaz değil mi?Bakın nasıl yapıyorum:24 sayısı mirasın karşılığı olan sayı yani 24=Miras biz buna 1 oran diyelim olur mu?27/24(Miras=1)=27 Yani bu şu demek Sayın demirefe mirastan 27 ölçeğe bölünecek her hak sahibi 16/Miras(1),4/miras(1),,4/miras(1),3/miras(1) parça oranında alacak.Paydaları eşitlememizin sebebi ortak bir miras tabanı bulmaktı.Mirasımız kaç parça 27 parça 120/27=4,44 her bir parça. Kızlar mirastan kaç parça alacak:16x4,44=71,04 Anne :4x4,44=17,76 Baba :4x4,44=17,76 Eş :3x4,44=13,32 TOPLAM : 119,88 LİRA Sizin sorununuz 27/24'ü illede 1'e eşitlemeye çalışmanız.Burda paydanın kaç olduğunun hiçbir önemi yok Sayın demirefe.Önemli olan mirasçılar için ortak bir payda tabanı bulmak.Bulunan bu payda tabanı mirasın kendisine eşittir sayısal olarak 1'e yani.Biraz çabayla anlamak mümkün emin olun.Matematik sadece bir araç.Bu aracı nasıl kullanırsanız kullanın kendi kuralları içinde.Önemli olan istenilen adil dağılımı yapabilmek için bir terazi özelliği göstermesi.
  14. Sayın Bilimselci, Bu nokta önemli esasında bakış açısına temel olan düşünce bağlamında.Olup bitenleri tanımlayamıyor olmamızın sebebi nedir?Bu sebep neye muhtaçtır?Neden insan soyutla somuttan doğan algıların acizliğini açıklama gereği duymaktadır?İnsanda soyuta atama düşüncesi vardır demek soyuta atama sebebinin nasıl tam karşılığı olabilir?Soyuta atama düşüncesi var tanımlayamadığından kaynaklanıyor peki niçin tanımlayamıyor?El cevap tanımlayamıyor olduğu için. gibi bir bilimsel çıkarsamasayla kısır döngüyü aklımızın ucuna bile getirmeden bilimsel açıklamalr yapabiliyoruz bunun adına bilim diyoruz.İnanç insanın fıtratında var çünkü yaratılıştan insan aciz, dediği zaman din, zinhar bilim dışı oluyor, soyuta atama oluyor mantıklıca olmuyor bir gariplik yok mu burda? Allah'ı tanımlamak için hangi kavrama ihtiyaç var?Allah'ın varlığının mahiyeti bizim varlığımızın muhtaçlığıyla mı alakalı?O mahiler ki deryada yaşarlar deryayı bilmezler.Balıkların yaşadığı denizi bilmiyor olması denizin yokluğuna nasıl delalettir.Allah fikrine inanmıyor olmak, zihninde bu fikrin olmaması zihnin dışındaki bir durumun yok olması mı?Gözümüzün görmemesi, görüleni algılıyor olmamamız biz algılamadığımız için yok mu olur?Bu mantığın doğru cevapları kişiye bağlı.Maddesel knuşalım beş duyunuzun iflas ettiğini düşünün ki beş duyumuzdan birinin veye bir kaçının iflas etiğini,edebileceğini görüyoruz biliyoruz.Artık sizin için hiçbir şey yoktur.Yok olmasının ölçütü nedir, sensin.Sen beş duyunu kaybettin diye her şey yok mu oldu, hayır yok olan sensin farkında değilsin.Yani dış gerçeklik salt bizim algılamamıza bağlı değil. Yukardaki saydığınız her şey bir şeye muhtaçsa bütün bu varlık neye muhtaç?Bir şeye muhtaç değil mi?Bunu herkes biliyor kimi maddenin özündeki enerji diyor kimi bu bilinemez diyor, kimi de bu Tanrı diyor değil mi?Hangisi daha kapsayıcı hangisi daha mantıklı bir düşünelim isterseniz!Bu kendiliğinden var olan bir enerjidir diyenler bir enerjinin başka bir enerjiye muhtaç olduğunu bilirler.Madde de var olmak için kendini de kapsayan daha kapsayıcı bir güce muhtaç.Bilinemez diyenlerin dediği ne?O da olabilir bu da olabilir.Üçüncü tercih de sonuçta bir tercih.Allah ne diyor:Bütün evreni ben yarattım evren bana muhtaç.Ben yarattığım hiçbirşeye muhtaç değilim.Diyeceksiniz ki ki çok söylediniz Allah neye muhtaç?Bunu görebilmek için önce Allah'a ulaşmak gerekiyor.Ulaştıktan sonra ötesini düşünürsünüz. Bu tercihler içinde en kapsayıcısı, en tatmin edicisi bilinmeyen hakkında en fazla söz söyleyeni en son nokta neresi Allah.Buraya ulaşmadan maddeyle yetinmek de inanç, iki tercihi her an kabul edebilir durumda olmak da inanç. MUHABBETLE....
  15. Bir zahmet küçük bir çaba gösterin de yukardaki yazıları okuyun lütfen!Verdiğiniz intiba bu şekil tavırlarınızla ziyadesiyle pekişti.
  16. Ayrılık olmasa kavuşmanın mutluluğu yaşanır mıydı, kötülük olmasa iyiliğin kıymetini hangi terazi ölçerdi?Martılar olmasa martının farkına varamadığının farkına varıp martının yaşamadığı sevincin karşılığı nasıl bulunurdu?Mühim olan martının yaşadığı hayatın anlamının farkına varıp yaşamak.İnsan olduğumuz ölçüde martıdan farklıyız martı olmak da bize verilen bir tercih ve kolay olan tercih.Zor olan martının farkına varamadığını görüp yaşamak.Bunun için buradayız., MUHABBETLE...
  17. Cevabınızla beni tebessüm ettirdiğiniz için teşekkürler Sayın demirefe.İnanmak göründüğü gibi sığ bir hissiyat değildir görebilene, inandığını bilene. MUHABBETLE...
  18. Her insan farkında değildir denizin.Çünkü bir yanımız balık ve martı. MUHABBETLE...
  19. Martı nasılki denizin, balık nasıl ki denizin farkında değilse insan da martı gibi, balık gibi.Martı, balık olup denizin farkında olmamak da yaşamak; ama bir hiç ,insan olup denizi bilmek, hissetmek işte insan olmak bu demek martı gibi farkında olmadan yaşamak da var martının farkına varamadığının farkında olmak denizi yaşamak da var. MUHABBETLE...
  20. Martının denize aşık olduğunu düşünen insandır, martı değildir, Sayın mavi omayan gökyüzü.İnsan neyin yanında olacağını kime aşık olacağını düşünerek bulma gibi bir mesuliyeti olduğu için ender insanlar aşık olacağı denizin farkındadır ve gerçek denizin aşkını yaşamaktadır.Martıyla aramızdaki fark budur.Gıptayla baktığımız gıpta edilenin farkında değil farkında olan insan gıptayla bakılacak olanın peşinde değil. MUHABBETLE...
  21. Sayın mavi olmayan gökyüzü martı olmak demek hiçbirşey olmak demektir.Martı için hayat bir hiçtir inanmazsanız sorun.Velhasılı kelam diğer canlılarla aramızdaki tek fark bu düşünüyor olmak,farkında olmak farkında olmadığımız her şey bizim için bir hiçtir.Esasında farkında olmayan hiçtir farkına varılmayan değil.... MUHABBETLE...
  22. Bir de develerin bölüşümüyle ilgili bir miras sorusu sormuştum. İhtiyar bir adamın 3 tane oğluyla 17 tane devesi vardı.Ölmeden önce oğullarına şöyle vasiyet eder:“En büyüğünüz develerin yarısını ortancanız 1/3’ini, en küçüğünüz ise 1/9’ini alsın.Sakın hiç bir deveyi kesmeyin”.Çocuklar,babaları öldükten sonra develeri paylaşmak istemişler ama bir türlü paylaşamamışlar.Bu sırada oradan devesiyle geçmekte olan yaşlı bir kimseden yardım istemişler.O da çocukların babalarının istediği gibi develeri paylaştırmış ve sonun da kendi devesine binip gitmiş." 1/2+1/3+1/9=9/18+6/18+2/18=17/18 oranında 17/18=0,944444.... çıkmakta değil mi?Bu hesaba göre miras eksik bu dağıtımın yapılması mümkün gözükmüyor bildiğimiz kesir matematiğine göre.O zaman hemen şu yorum aklımıza geliyor değil mi?İhtiyar amca ölüm döşeğindeyken bilinci yerinde değildi ya yanlış oranlar verdi ya da ölmeden önce çocuklarına son bir şaka yaptı.İhtiyar amca hata yapmadı sadece matematik şaka yapıyor. 17/18 Şu demek değil mi: paydadaki deve sayısından 17 tane deve dağıtalacak.Yani 18 sayısal oranı gerçeklikte 17 deveye eşit yanılıyor muyum.18=17 deveye bakın dikkat edin 18=17'ye demiyorum 18=''17 deveye'' bir başka ifadeyle 18 sayısal değeri gerçeklikte 17 deve. Hani oranlar 17/18 çıkmıştı ya bu matematiksel karşılığı, miras karşılığı şu demek 17/miras=17/17=1 Ne yapıyoruz o zaman :Büyük çocuğun alacağı devenin matematik değeri 9/18=9/miras=9/17 yani 17 deve de 9 deve Ortancanın alacağı deve sayısı 6/18=6/miras=6/17 yani 17 devede 6 deve En küçükleri ise 2/18=2/miras=2/17 yani 17 devede 2 deve Dağılım istenildiği gibi oldu mu?Oldu. Matematiğin sayısal değerlerinin yaptığı şakaya uysaydık ne yapacaktık ihtiyar amcaya kızacaktık paylaşımı yapamayacaktık.Eğitim sistemimizde sorun var. MUHABBETLE...
  23. 2/3+1/6+1/6+1/8=16/24+4/24+4/24+3/24=27/24 Bu ne demek biliyor musunuz Sayın Demirefe ?Size klasik ilköğretim matematiğine göre miras 24 parçaya bölünüp 27 parçası dağıtalacak.E bu mümkün değil o zaman oranlarda hata var bu dağıtım yapılamaz değil mi?Bakın nasıl yapıyorum:24 sayısı mirasın karşılığı olan sayı yani 24=Miras biz buna 1 oran diyelim olur mu?27/24(Miras=1)=27 Yani bu şu demek Sayın demirefe mirastan 27 ölçeğe bölünecek her hak sahibi 16/Miras(1),4/miras(1),,4/miras(1),3/miras(1) parça oranında alacak.Paydaları eşitlememizin sebebi ortak bir miras tabanı bulmaktı.Mirasımız kaç parça 27 parça 120/27=4,44 her bir parça. Kızlar mirastan kaç parça alacak:16x4,44=71,04 Anne :4x4,44=17,76 Baba :4x4,44=17,76 Eş :3x4,44=13,32 TOPLAM : 119,88 LİRA Sizin sorununuz 27/24'ü illede 1'e eşitlemeye çalışmanız.Burda paydanın kaç olduğunun hiçbir önemi yok Sayın demirefe.Önemli olan mirasçılar için ortak bir payda tabanı bulmak.Bulunan bu payda tabanı mirasın kendisine eşittir sayısal olarak 1'e yani.Biraz çabayla anlamak mümkün emin olun.Matematik sadece bir araç.Bu aracı nasıl kullanırsanız kullanın kendi kuralları içinde.Önemli olan istenilen adil dağılımı yapabilmek için bir terazi özelliği göstermesi. MUHABBETLE...
  24. Sizin inancınızla alakalı kişisel yargılarınız bunlar nasıl ki inançlıların yargıları varsa.
  25. Siz hiç Kuran dinlemediniz galiba.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.