FUZULİ tarafından postalanan herşey
-
ERGENEKON=?SUSURLUK=?GLADYO=?ULUSALCILIK?
Etme bulma dünyası.Tutuklanan inanların cürüm işleyip işlemediklerini göreceğiz zamanla.Lakin şunu görmek hoşuma gitmiyor değil.Bir zamanlar asıp, kesenler, kendinden başka güç görmeyenler,kanunun da, yargılayının da sadece kendileri olabileceğini düşünenler bugün yargılanabiliyor ve yargının siyasallaştığından dem vurabiliyor.Yargıyı önce siysallaştıranlar şimdi bu gücün başka birinin eline geçtiğini düşünmeleri çok normal çünkü kendilerini biliyorlar kurdukları sistemi biliyorlar.Bu işler böyle elindeki gücün garantisi yoktur bu dünyada sen öyle bir düzen kuracaksın ki ve öyle bir savunacaksın ki hep iyiden yana olacak gün gelip de sana silah olrak döndürmeyecek namlusunu.Sen silahlaştırısan bir sistemi biri gelir o silahı alabilir sana namluyu doğrultabilir.Yapanı eleştiriyoran başta sen yapmayacaktın... Bu şekildeki bir zihniyet hangi düşünsel temele dayanıyrsa dayansın karşıyım bunu da söyleyeyim.... MUHABBETLE...
-
Gazze'de katliam
Gazze'de yaşanılanlarI bilmece türüyle de anlatmak mümkün, bir vahşeti kahramanlık filmi izler gibi, çay, kahve, patlamış mısırla zevkle izlemek de.Gerçek olan şu ki izlenilenin bir film olmaması, akan kanın gözyaşının izleyen insanın gözyaşı kadar gerçek olması.Film olmayan bu gerçeğin diğer bir trajik yanı ise bazılarının bunu İsrail'in yönetmenliğini üstlendiği bir kahramanlık filmi zannetmesi.
-
Allahın gücünün yetmediği an
Bu soru kısa bir zaman öncesinde benim de zihnimi meşgul etmeye başladı Sn. mavi olmayan gökyüzü?Allah'ın var ettiği göz kamaştırıcı nizam ve bize verilen sınırların dışına çıkma bağlamında aşikar olan bir acizliğimiz var.Sorularımıza cevap bulma bağlamında bir türlü aşamadığımız sınırlar var?Bir şekilde dünyadayız ve yaşıyoruz bu hayatı.Ben niçin bu ülkede, bu cinsiyette, dünyaya geldiğim hazır olan aile ve çevre şartları içinde var edildim sorusunun ne cevabını bilindik dini cevap dışında bulabilirsiniz ne de bunun yanlışlığını doğruluğunu kestirebilirsiniz.Neden iyilik ve kötülük yan yana, neden ölümlüyüz, neden hem kötüyüz hem iyiyiz, ben diğer insandan farkında olmadığım tercihler dışında neden iyi ya da kötü yönde farklıyım gibi sorgulamaların nihayetinde tatminkar cevabı veya diğerleri içinde en makul olanı din veriyor. İnnaçlısınız bilirsiniz kaderle ilgili iki kavram vardır:Cüz-i irade ve Küll-i irade Yukarda saydığım tercihimiz dışında bırakılan şartlar Yüce Yaratıcı'nın tasavvuru dahilinde Küll-i iradesinin tecellisi.Bu noktada kalkıp şu soruyu/soruları sormak:''Ben neden kızım, ben neden erkeğim, ben neden bu millettenim, ben neden böyle bir ailenin ferdiyim...Bu sorunun cevabı ya inanacaksınız Külli iradeye teslim olacaksınız rahatlatan makul bir anlambulmuş olacaksınız ya da inkar edeceksiniz yine bunlar değişmeyecek ama başka anlamların peşinde bir türlü sizi tatmin edecek cevabı bulamadan koşacaksınz. Cüz-i irade bunları siz de biliyorsunuz derinlemesine inmeden bilinen, kabul edilen bilgiler ve dini söylemler.Bize bu dünyada inançlı olma olmama, iyi olma olmama, sev sevmeme gibi daha sayamayacağımız iki yönlü seçenekler sunulmuş.Bu noktada da soru sorabilirsiniz?Neden biz, bunlardan birini tercih etmek hususunda tercihsiz bırakıldık?Bu sizin yaptığınız bir arabanın ibresindeki 120 rakamını beğenmeyip size, ben niçin 200 km hız yapamıyorum demesi ve sitemde bulunması kadar doğru.Bildiğimiz bir şey var seçenekler sunulmuş bu dünyada.Seçim cüz-i irademize bırakılmış ve seçimimize göre yaşayacağımız sonuçlar söylenmiş.Tam da bu noktada hayatın burda bahsettiğim ilke kadar salt bizim seçimlerimize, irademize, gücümüze bağlı olup olmadığı düşüncesi, sorusu çok da kolay cevaplanacak bir soru değil Sn. mavi olmayan gökyüzü?İnsan tamamen kendi isteğiyle mi kötü oluyor, salt kendi iradesiyle mi iyi oluyor iyi biri olmayı tercih ediyor kontrol edemediğimiz,anlamını kendimizce veremediğimiz o kadar fazla faktöre bağlı ki? Hayata, dünyaya, endimden hareketle insanlara, insanlardan hareketle kendime baktığımda tek bulabildiğim bana verilen sınırlar dışında ben başka bir sınır oluşturamıyorum bu bağlamda acizim, acisiz.İnsan niçin bu kadar kötü olabiliyor sorusunu sorma ve bu sorunun doğru cevabını bulma yetisi, idraki verilmişse bana bilebiliyoram bunu bu safhada insanlar Allah'ım neden kötüdür, sadece iyi yaratamaz mıydın sorusunun cevabını arama ve bu soruyu sorma yerine ben bunun farkındayım farkında olduğum için sorumluyum iyiyin yanında olmakla olmamak tercihi arasında düsturundan hereketle irademi bu yönde kullanmak benim tercihim ve sorumluluğum.Bunun farkında olabilmeyi ben mi tercih ettim?Bunu bilmek ya da bilmemek beni değiştirmeyecek ben varım ve bu şekilde düşündüğümün farkındayım.Bu bağlamda sanki kimi doğuştan iyi kimi doğuştan tercihsiz olarak kötü biri olacak şekilde yaratılmış düşüncesi hasıl olabiliyor ve bu böyleyse bu nasıl bir imtihan diyebiliyor insan?Bunu bilebilmek mümkün değil Sn. mavi olmayan gökyüzü! Filistin'de olan vahşetten hareketle haşa Allah'ın bu duruma neden kayıtsız kaldığı sorusu sorulmuş ve bu düşünce temelinden hareketle Allah'ın yokluğu fikrine varılmış.Allah'ın varlığının bu dünyada yaşanılanlara direkt müdahalesiyle mümkün mantığı kendi zihnimizde, kendi temellendirmelerimizle oluşturduğumuz bir mantık.Allah ne diyor, size belli bir mühlet verildi bu mühlet zarfında iyilik yapmakla kötülük yapmak arasında özgürsünüz.Din gününde hesaba çekileceksiniz.Yani açıktan direkt bir müdahale olmayacak bu noktada. Bu soruyu soralım tamam orda olanlar karşısında bize aklımız, bilgimiz dahilinde sorumluluk yüklenmiş.Bizim sorumluluğumuz ne?Vahşetin farkında olup biz bu vahşeti ortadan kaldırmak için ne tarafta duracağız, nler yapacağız bu bizim ve orda bu vahşeti yapanların imtihanı.İnsana suçsuz yere kıyan, bebeği öldüren tehdit nerden geliyorsa gelsin iyiden yana mı lacağız kötüden yana mı?Bizim sınırlı olduğumuz şartlar Allah'ın bu durum karşısında neden suskun oduğunu haşa, bu bizim anladığımız manada bir susukunluksa, hikmetini tam manasıyla kavramak için mümkün değil.Bize bu durum karşısında yapmamız gereken, durmamız gereken yer söylenmiş ve tercih sunulmuş. Vallaha ne yöne dönersek dönelim ne yaparsak yapalım sorularımız bitmeyecek nihayet gelene kadar.Haşa Allah'ı aşan da bir cavap bulamayacağız bu olanlara, yaşadıklarımıza,sınırlarımıza.Yaşam ve ölüm o kadar yan yana ki!Gerçeklikle yokluk o kadar iç içe ki!Yapabileceklerimiz değiştirebileceklerimiz o kadar sınırlı ki!Hayat bir oyun bir şaka gibi!Ölen birinin hiç dünyaya gelmemiş olması gibi.Şu andan geriye baktığımızda zihnimizdeki kareler, kalbimizdeki hisler dışında hiçbir şeyin gerçek olmaması kadar gerek hayat.Yalanla gerçeğiniç içe geçtiği neyin hakikaten gerçek, neyin gerçek olmadığının bilinmediği bir karanlık. MUHABBETLE...
-
Gazze'de katliam
Doğru İsrail'in takıntığı tutumu alkışlamak lazım eleştirmek yerine, destek olmak lazım terörizmle mücadelesinde bebekleri, anneleri, hastaları, ambulansları,yardım araçlarını, camileri bomba yağmuruna tutan zihniyetine...Hamas'ı da eleştirmek lazım İsrail'in yaptığının yüz de birini yapıp bu yarışta geri kaldığı için...
-
Gazze'de katliam
- Allahın gücünün yetmediği an
Korku, sevginin içinde yok mudur?Sevginin güzelliğini anlatabilmek için sevgi dışı hissiyatın yaratacağı yarattığı korkular üzerine kurulmaz mı sevgi?İnsanı,hayatı, var olan her şeyi sevmek sevmediğimizde, sevilmediğinde karşılaşacağımız çirkinliklere karşı bir korkudan beslenmez mi?Sevgiyi besleyen sevgisizlik korkusu değil mi özünde?Her şey zıttıyla kaimken evrende zıttın bir yönünün değeri diğer zıttın varlığından anlam bulmaz mı?Güzeli güzel yapan çirkinlik, iyiyi iyi yapan kötü, sevgiyi değerli kılan sevgisizlik değil mi?Sevgisizliğin çirkinliği sürekli hatırlatmaz mı sevginin güzelliğini? İnsan İlahi ve şeytanı yanlarıyla anlam kazanan bir canlı bu imtihanda.İlahi yanlarıyla başta galip yaratılmış olsaydı Cennet olurdu dünya Melek olurdu insan da.Şeytani yanlarıyla İlahi yanlarına galip yaratılmış olsaydı Şeytana gerek kalmazdı, Cehennemi yaşardık güzel olana dair hiçbir şeyin kalmayacağı bu dünyada ki insanın şeytani yanıyla ve Tanrılık'a soyunduğu için bu dünyayı ne hale getirdiği ortada.Velhasıl-ı kelam sevgiye yönelebilmek için Şeytanı ve şeytanın sıfatlarından doğan bir dünyayı görmek gerekiyor.Sevgiye ulaşmada bir basamak korku.Bu korkuyla çıkılan basamakların sonunda sevgiyi bulduğumuzda korku en aşağıda kalmıştır artık ve yer yoktur artık orda korkuya. Muhabbetle...- Allahın gücünün yetmediği an
Sayın mavi olmayan gökyüzü insanın acizliğinden bahsederken Sn. Dayı'nın insan (haşa) Tanrı'dır yaklaşımına cevap olarak insanın kendi dışındaki güçlere karşı acizliğini vurgulamıştım?Düşünün ki kendi kendini yaratan ve alemi var eden bir güç bir o kadar kendinden habersiz kendini var edebiliyor ve sürekli bir arayış içinde olabiliyor?Sizin bahsettiğiniz acizlik ise dünya imtihanında, imtihanı geçme gücünün verilmediği tek seçenekli bir acizlik.Dini bağlamda bu şekilde bir acizlik bütün insanlar için aynı ölçüde olan bir olgu değil. .............. Muhabbetle...- Allahın gücünün yetmediği an
Sizinki de bir fikir Sn. qwerasdf saygı duymak lazım ki şeref-i mahluk olduğumuz anlaşılsın. MUHABBETLE...- Allahın gücünün yetmediği an
Deryada balık olup da karayı yok saymak gibi bir halet-i ruhiye.15 derecelik termometreyle 100 santigrat derece sıcaklığı ölçmek, 50 kg kapasiteli bir baskülle bir tonu tartmak mümkün degilse bize verilenle bize verenin sıfatlarını sorgulamak termometreyi bozuyor,baskülü harap ediyor. MUHABBETLE...- Allahın gücünün yetmediği an
Sayın Dayı, alemi insan yarattı sonra da kendini aciz mi bıraktı Allah aşkına!İnsanı hem yaratan hem yaratılmış bakışıyla gördüğümüzde cevapsız kalmış sorulara tatminkar cevap mı vermiş oluyoruz?Bu bakışımız neyi değiştirecek Sayın Dayı?Hak dinlerin bahsetmediği ya da boş bıraktığı hangi boşluğu dolduracak?İnsanı bu oyundan çıkardığımızda bu oyunun bir manası kalmaz doğru da bizi bu oyuna sokan hangi beşeri cüzi irade söyleyebilir misiniz?Sizin bakışınıza göre oyunu kuran da oynayan da insan.İnsan dediğiniz canlı kendi kurduğu oyunda(!) madde boyutunun %96'sını çözememiş durumda acizken hangi Tanrılığından öz edebiliriz Sayın Dayı? MUHABBETLE...- Allahın gücünün yetmediği an
Şurası gerçek ki misafiriz bu dünyada.Yancak olanın sıfatlarımız olması tedirgin olmamamızı gerektirmez diye düşünüyorum.İtaat ve cezanın dışında bir eğitim anlayışında ilk adımı oluşturmayan bir anlayış bulduysanız veya biliyorsanız söyleyin lütfen!Sevgiye ulaşmak dahi sevgiye itaatla mümkün, ona ulaşamamanın cezası olmasa zıttı olur muydu sevginin, aşkın?İnsanın haşa Tanrılığa soyunduğu bir zamanı yaşıyoruz şimdi.Hazırlanmış düzeni yıkan, bozan başka bir canlı var mı dünyada?İnsan kendi kendi kendisinin Tanrısı olunca ve dünyaya Tanrılığa soyununca, vicdanın tek hakimi kendi olunca buyrun hayat da karşınızda, insanın yönettiği dünya da karşınızda gerisini fazlaca düşünmeye gerek yok zannımca... MUHABBETLE...- Gazze'de katliam
İsrail bana düşmanlık yaparsanız karşılığında kan ve gözyaşı görürsünüz mesajını vermek için yaptığı vahşete bu bağlamda kendince mantıklı bir temel oluşturmuşsa seçtiği yöntem bırakın sorun halletmeyi mevcur düşmanlığı pekiştirmekte ve yeni düşmanlıklar kazandırmakatadır.İsrail'in Müslüman alemindeki sicili bellidir dünyada neler yaptığını görmekte İsrail hakkındaki olumsuz intibası gün geçtikçe pekişmektedir.Yangına körükle giden bunu yöntem olrak benimseyen ve bu yolda çoluk çocuk demeden katliam yapan bir millet, zihniyet vicdanlarda yerini almıştır.Bu tavrı radikal grupları daha da radikalleştirecek, onların hakllığını düşündürttürecek ve sorunu içinden çıkılmaz hale getirecektir ki İsrail'in bu ana kadar yaptığından doğan sonuçlar da bunlardır.''Kan ve gözyaşı dökerek devamlılığını sağlamayı düşünen bir devletin daim olmayacağını İsrail de anlayacaktır.'' MUHABBETLE...- Allahın gücünün yetmediği an
İnsanız, ölümlüyüz, aciziz.Acizlikten mi inanıyoruz?İnanmayacak kadar kendini güçlü görenlerde acizlikten inandıkları düşünülenler aynı hayatı yaşayıp aynı nihayatle nihayetleniyorlar.Sorgular, sualler, geliş gidişler...Olmak ya da olmamak arası bir hayat.An dediğimiz an varız an be an yokuz.Hayat bir o kadar gerçek bir o kadar yok ve yalan.Varlıkla yokluk yan yana.Yaşamla ölüm kol kola...Baki miyiz peki bu baki olduğunu bilmediğimiz zamanda ve alemde?Hangi dünyalık cevap içimizdeki derin sualin karşılığı?Nihayet aynı sonsa ve geliple gitmek arası, varla yok arasıysa inancın geldiği yeri düşünmek gidilecek yerdeki karşılaşacağımız olasılıklar arasındaki en mantıklısı olanı inancı çıkarmaz mı karşımıza? Esasında denklem çok basit:En basit en çıkarcı ve faydadan doğan mantıki yaklaşımla ölüm gerçek ve sonrasında ne olduğu olasılıkları arasında ya bir hiç ya da dini inancın söyledikleri çıkacak karşımıza.Bir hiç inancı olasılığının gerçek olması sonucunda hiçbir kaybınız olmayacak hiçin bir değeri yok o zaman yaşam da bir hiçe eşit. İkinci olasılık varsa inanan kurtlulacak hiçe inanaın kaybı hayatından daha da değerli olacak ve telafisi olmayacak.İnanan için hiç olasılığı olsa bile kaybı hiçbir şey olacak hiç kadar değersiz olacak.İnanmak zordur esasında.İnançsızlığın inanca karşı üstünlüğünün değerli olduğunu kanıtlayacak mantık değerleri olasılığından daha belirgindir ve mantıklıdır inançla bakmak hayata.En basit ve faydacı mantık yukarda.Yanlışlığını ispatlayan çıkmadı daha... MUHABBETLE...- Bu Yilki Eurovizyon Sarki Yarismasi
Hayatımız başlı başına büyük bir taklit örneği.Her şeyin taklidini yapıyoruz da bir kendimizin taklidini yapma hususunda taklidin değersizliği geliyor aklımıza...Devam başka hayatları yaşamaya, kendimizden uzaklaşmaya, kendimizi başkalarına beğendirmek için kendimiz olmaktan çıkmaya... MUHABBETLE...- Bu Yilki Eurovizyon Sarki Yarismasi
Acaba diyorum hepimiz İngilizce konuşup Avrupalı taklidi yapsak bunu da Avrupalılar anlamasa sadece biz bilsek bizi alırlar mı AB'ye? MUHABBETLE...- Bu Yilki Eurovizyon Sarki Yarismasi
O yarışmaya bir sanatçımız sazıyla bir türküsüyle ve Türkçe seslendirmeyle katılsaydı yine sana ne der miydin sevgili arkadaşım?Evrensel olmazdı değil mi?Senin değer yargılarını her dem eleştirdiğin emperyalistler mi oluşturuyor?Sen niçin bir değer oluşturup da dünyanın hizmetine sunmuyorsun da eleştirdiğin insanların anlayışını onlar da bu şekilde düşünüyor mantığından hareketle doğruluyorsun?Dünya müzik severleri senin müziğini sevmiyor galiba?Onların bizi sevebilmesi için onlara benzemek lazım değil mi?Başka derdimiz yok zaten... MUHABBETLE...- Bu Yilki Eurovizyon Sarki Yarismasi
Nükte... Cevabı ''C'' şıkkı olan soru aşağıdakilerden hangisidir? A)Bunun soru olduğu hakkında çeşitli rivayetler var. B)Eğer varsa Marslılır da Erovizyon şarkı yarışması yapıyorlar mıdır? C)Evrensel olmayan müziği dinlemek modern olmakla ne kadar ilişkilidir? D)Enstrümantel müzik evrensel olmak için sözlü hale geçmeli midir? MUHABBETLE...- Bu Yilki Eurovizyon Sarki Yarismasi
''Kahrolsun emperyalizm!'' diyenler ve demeyenlerle birlikte oturup kısa bir süre düşünelim kendimizi.Üzerimizdeki kullandığımız giysiden, evimizdeki eşyalara, yediğimiz bir çikolatanın ismine, isimleirne bir bakın Allah aşkına!İsrail'e yuh çek ürünleriyle beslen, Fransa'ya yuh çek ürünlerini kullan, İngilizlere yuh çek elinden geldiği kadar dilini Türkçesi dururken İngilizce kelimelerle konuşmaya başla ve farkında olmayalım bu gafletin, biz kendimizi kandıralım onlar oturup gülsün izlesin oynadığımız komediyi.Üzerinde Türkçe yazan bir tişört arıyorum ve bulamıyorum Türk topraklarında akılımıza gelmiyor sonra burası Türkişye mi başka bir yer mi?Çıkın sokalara bakın, dükkan isimleine, tabelalara Türkiye'yle bir Avrupa ülkesindeki yedi farkı bulbilecek misiniz?Biz esasında Avrupalı olduk da biz farkında değiliz.Avrupa ne olduğumuzu çok iyi biliyor. MUHABBETLE...- Bu Yilki Eurovizyon Sarki Yarismasi
Bu laf bana çok nüktedan geliyor Sayın Efendi Türkler!Müzik evrenseldir...Müziğin neyi evrenseldir?Dili mi, çalgıları mı(enstürüman), tanımı mı?Evrensel müziğin dili neden İngilizce acaba?Müziğin evrensel olduğu tanımını bize Avrupa öğrettiği için mi?Sen mi yaptın bu tanı mı?Niçin bizim müziğimiz ve de dilimiz evrensel değil hiç düşündün mü?Dünyaya niçin İngilizce ve Avrupa kültürü hakim ve tanımları da o yapıyor onların tanımıyla biz kendimizi tanımlıyoruz düşünsek mi acaba? Madem müzik evrensel dili de evrensel bırakalım Türkçe'yi Türkçe müziği evrensel olalım gelin hep beraber İngilizce konuşup İngilizce müzik dinleyelim...Belki Avrupa'ya evrensel olduğumuzu kanıtlarız.Kendi dilimizin ve müziğimizin evrensel olması için çalışmamıza ne hacet değil mi?Hazır evrensel dil ve müzik varken!Dil ve müzik bir milletin kimliğini oluşturan önemli hususlardan biridir yanlış mı düşünüyorum.Bir toplumu değiştirmek istiyorsanız dilinden başlayabilirsizniz.Toplumlar konuştukları dilin kavramlarıyla düşünür, onların hissettirdikleriyle yaşarlar o kavramlar o toplumu bir arada tutar.''Müzik evrenseldir.'' sözünü zihinlere anlamının dışında kazıdığınızda kendi müziğinin kendi dilinin niçin evrensel olmadığını artık o insan düşünmez kendini avutacak bir ilke verilmiştir artık ona doğruluğunu ne anlama geldiğini fazla tetkik etmese de.Bana herhangi bir milletin kültürünü, anlayışını hissettirmeyen evrensel bir müzik söyler misiniz?Yer çekimi kadar geçerli olsun herkes tabi olsun doğal haliyle! MUHABBETLE...- Yılbaşı kutlamalarını eleştiren Vakit yazarı,
Noel Baba Türk'müş geyikleri de bizim ormanlardan...Eskitmek için yine yeni bir yıl.Yeni yılı insanlar eski yıl çok iyi geçtiği için mi kutluyorlar yoksa yeni yılın iyi geçeceğini önceden gördükleri için mi ya da öylesine mi?Yıl başını kutlayanla kutlamayan arasındaki yedi farktan biri ve en önemlisi modern olmakla olmamak arasındaki fark mı?Kutlayan kutlasın bana da kutlamıyorum diye gerici muamelesi yapmasın mümkünse, kutlamayan da kutlamasın eleştirisini saygı kuralları içinde yapsın canım...- Bu Yilki Eurovizyon Sarki Yarismasi
Hadise'yi hiç bilmeseydim, Türkiye'yi temsilen o sahneye çıkacağından hiç haberim olmasaydı şartlanmamış olsaydım velhasıl-ı kelam izlediğimde emin olun bu bir Avrupalı şarkıcı ve bir Avrupa ülkesini temsilen orda kesinlikle derdim ve o şarkının içinde ki ''Düm teke tek'' kısmınını da Allah Allaaah bu ne arıyor bu şarkının içinde diyerek biraz hayret ederdim Türkiye'yi temsil eden parça olduğunu duyduğumda da ruhumda hadise olurdu vallaha!Avrupa'ya Avrupalı olduğumuzu kanıtlamamız şart elimizden geleni yapıyoruz ama inandıramadık bir türlü o kadar kültürümüzü görmezlikten gelip yok etmeye çalışmamıza rağmen.Bu gayret az geliyor daha da çok çalışmalıyız...- Gazze'de katliam
Gazze kan gölü, yok olan hayatlar, içlerinde yeni doğmuş cocuklar, kadınlar, yaşlılar, vurulan hastaneler,vurulan ambulanslar insanı insanlığından utandıran bir vahşet ve bitmek bilmeyen insanlığı hedef alan sınırsız bir kin...Kıyamet'i yaşıyor Filistin, insan elinden bir milletten...Televizyonlardan izliyoruz bir vahşeti, ölümlerin rol olmadığı doksan dakkada bitmeyen bir filmi.Bunun adı ne?Bu bir savaş mı?Bu öldürülmemek için çoluk çocuk demeden uygulanan bir vahşeti makul göstermek mi?Kim suçlu kim?Filistin mi, İsrail mi?Hangi safta yer alıp da akan kana parçalanan küçük bedenlere ağlamadan bakabileceğiz ve hak ettiler diyebileceğiz.Savaştır ölüm normaldir deyip geçiştirebileceğiz hangi vicdan söyletir bunu insana?Hamas'ı mı hoş göreceğiz İsrail'i mi?Hangisinin yaptığı hangi vicdan terazisinde rahatlatır insanı?Bu nasıl bir savaştır da ölüm bir pazarda canlı bir bombayla geliyor insanın başına, bu nasıl bir savaştır da bombalar yağıyor masum insanların başına?Bu nasıl savaştır da insan haklarının bekçileri susuyor, gözlerini kapatıyor gözümüzün önündeki vahşete? Ne Hamas'ın masum insanlara yaptığı sığar vicdana ne de İsrail'in kustuğu kin son verdiği hayatlar, tepkisiz kalır vicdanda.Ben bir Müslüman'ım bir insanı suçsuz yere öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir düsturuyla bakıyorum hayata.Ölümün de öldürmenin de imani, ahlaki ilkeleri var inancımda benim inancımın dışında dünyada da.Masum bir çocuğu,kadını,yaşlıyı hunharca katleden bir anlayış özünde insan olmayan bir vicdandan çıkar ancak.Hangi anlayış olursa olsun ortak olan insan olmak , asgari ölçüde de olsa her insanın vicdanı olması.Yazık savaşlar vicdanımızı da vurmuş, katletmiş... Haksız yere kan dökenler kendi kanlarında boğulacaklar gün gelecek...- 10 KASIM
Allah rahmet eylesin bir gün gerçekten söylemek istediğini anlarız inşaallah! 10 Kasım'larda aklıma hep bu şiir gelir oldu, kürsülerde duysamda duymasamda.Atatürk'ü ne kadar sevdiğimizi onu ne kadar anladığımızı ya da birilerinin nasıl anladığını yüzümüze vuran bir şiir: ATATÜRK'TEN SON MEKTUP Siz beni hala anlayamadiniz Ve anlamayacaksiniz caglarca da Hep tutturmus "Yil 1919 Mayisin 19u" diyorsunuz Ve eskimis sozlerle beni ovuyor, ovuyorsunuz Mustafa Kemal'i anlamak bu degil. Mustafa Kemal ulkusu sadece soz degil Birakin o altin yapragi artik Birakin rahat etsin anilarda sehitler Siz bana neler yaptiniz ondan haber verin Hakkindan gelebildiniz mi yoklugun, sefaletin? Mustafa kemal'i anlamak yerinde saymak degil Mustafa Kemal ulkusu sadece soz degil. Bana mustular getirin bir daha Uygar uluslara esit yeni buluslardan Kuru soz degil is istiyorum sizden anladiniz mi? Uzaya Turk adini Ataturk kapsulleriyle yazdiniz mi? Mustafa Kemal'i anlamak avunma degil Mustafa Kemal ulkusu sadece soz degil. Hala o acikli agitlar dudaklarinizda Hala oturmus bana On Kasimlarda agliyorsunuz Uyanin artik diyorum, uyanin, uyanin! Uluslar fethine cikiyor uzak dunyalarin Mustafa Kemal'i anlamak goz boyamak degil! Mustafa Kemal ulkusu sadece soz degil Beni seviyorsaniz eger ve anliyorsaniz Laboratuvarlarda sabahlayin, kahvelerde degil Bilim agartsin saclarinizi, kitaplar Ancak boyle aydinlanir o sonsuz karanliklar Mustafa Kemal'i anlamak aglamak degil Mustafa Kemal ulkusu sadece soz degil Demokrasiyi getirmisim size ozgurlugu Goruyorum ki hala ayni yerdesiniz hic ilerlememis Birbirinize dusmussunuz halka egilmek dururken Hani koylerde isik, hani bolluk, hani kaygisiz gulen? Mustafa Kemal'i anlamak itismek degil Mustafa Kemal ulkusu sadece soz degil. Arayi kapatmanizi istiyorum uygar uluslarla Bilime, sanata varilmaz rezil dalkavuklarla Bu vatan, bu canim vatan sizden calismak ister Paydos ovunmeye, paydos avunmaya, yeter yeter Mustafa Kemal'i anlamak aldatmak degil Mustafa Kemal ulkusu sadece soz degil. Halim Yagcioglu --------------------------------------------------------------------------------- Bilimsel Ateizm Balonu
Tebrikler demirefe!Niçin mi?Kelimelerin farklı anlamlarının farkında olup konuya yaklaşımınızı kelime oyunlarıyla farklılaştırıp konuyla ilgili konuşuyormuş gibi yapıp bambaşka şeyler söyleyebildiğiniz için.Kurduğunuz cümlelerin içinde bir de kendi duruşunuza bakın derim!'Yazdığınız yazıda 'Fuzuli'' yerine ''demirefe'' ismini koyduğunuzda benim de size cevabım olur! MUHABBETLE...- Bilimsel Ateizm Balonu
Evrendeki bilinci bilinçli olup olmadığını (Bilincinin nerden geldiğini...) bilmedikleri maddeye yükleyip zihninde inanç üretenler de ürettikleri bir başka dinin müritleridir, tapılan da maddedir.Maddenin de %96'sı karanlıktır.Maddenin %4'ünün dediğine mi tapılmaktadır %96 da var mıdır bunun içinde? MUHABBETLE... - Allahın gücünün yetmediği an
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.