deniz_kizi tarafından postalanan herşey
-
ESKİDEn...
Teşekkürler birkumtanesi Her geçen gün özlüyoruz bir önceki günü...
-
windovs ağırlaştı; sebebi nedir?
Teşekkürler sayın bilimselci.
-
windovs ağırlaştı; sebebi nedir?
Rica etsem linkini de verebilir misin? Sanırım benim de sorunuma yardımcı olabilirsin. Belki AED nin de işine yarayabilir. Teşekkürler.
-
ESKİDEn...
Bende çok özlüyorum o günlerimi AED... Aslında aradığımız kaybettiğimiz bwnliğimiz ne kadar dogru bir tespitte bulunmuşsunuz. Ben teşekkür ederim.
-
ESKİDEn...
Dışarıda kar... Ama kuzine içten içe öyle yanıyor ki. Kuzinenin üzerinde demir maşa...Maşanın üzerinde de ekmek dilimleri. Aydınlık bir kış sabahı ve kızarmış ekmek kokusu... Sucuk lükstü. Yumurta lezzetli. Ekmek her zaman ekmek gibi... Bir kez olsun kümesten yumurta almamış, bir kez olsun o kızarmış ekmeğin kokusunu duymamış ve fakat alışveriş merkezlerinin restoran katlarında, boğucu bir gürültü ve havasızlık içinde hamburger keyfine fit olmuş çocuklar ve gençler için ben ne kadar yaşlıyım... Dışarıda kar... İçeride kanaat... İçeride huzur... Televizyon yoktu. Gazete de her zaman olmazdı. Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç! Portakal kabuklarını sobanın üzerine dizer, kokusuna râm olurduk. Kestane közlemek bütün bir gecenin mutluluğuydu. Sonra illa ki, büyüklerin anlattığı hikâyeler, hatıralar... Birçoğu arızalı ve tedaviye muhtaç beyinlerden çıkma dizilerin ve filmlerin açtığı hasarlar yerine, geniş ve besleyici bir masal dünyası... Lezzet bir tarafa, kokuya da hasret kalacağımız kimin aklına gelirdi? Ekmeklerimiz el değerek üretilirdi, sağlıklıydı, lezzetliydi ve mis gibi kokardı. Çay da kokardı... Domates de... Bütün bu nefasete, küçücük bir bakkal dükkânının zenginliği yetiyordu. Dışarıda kar... İçeride huzur... Zam endişesi, doğal gazın kesilme korkusu, yolda kalma telaşı, rejim tehlikesi... Kimin umurunda... Ne güzel cahildik. Mutluluğun resmini çiziyorduk... Bu yazıyı az önce bir arkadaşım mail attı.Okuyunca birden düşündüm gerçekten de eskiden ne kadar da farklıydı herşey...İnsanlar belki yaşam standartları açısından zor koşullarda yaşıyorlardı.Belki sağlık koşulaarı bu kadar elverişli değildi.Belki teknoloji yaşamın her yönünü bu kadar kuşatmamıştı.Belki şehirlerdeki alt yapı çalışmaları bu kadar üstün özellikler içerisinde değildi.Kar bütün yolları kapatırdı ulaşımı zorlardı.Buz sarkıtları vardı damlardan sarkan... Ama mutluluk herşeyin üstesinden gelebiliyordu.Şimdi ise birçok imkana sahip olmamıza rağmen içimiz huzursuz.Umutsuzluk bir kaygı sarmış yaşamlarımızı... Bazen şanslı hissediyorum kendimi...Şiimdi çocuklara bakarak ben şanslıyım diyebiliyorum.Bilgisayar oyunlarım yoktu benim bu su dövüşleri,çamurlarla kumlarla oynarak büyüdüm ben.Arkadaşlarım vardı benim paylaşımlarım sırlarım vardı...Mahkum değildim ki benim bütün günü başında geçireceğim bilgisayara.Şimdi ise sınav endişelerl için koşuşturan erken yaşta herşeyden bıkmış çocuklar var etrafımda. Daha aydındı insanlar,eski fotograflara bakınca daha da iyi anlıyor insan bunu.Cumhuriyetin kuruşunun kutlanmasının fotograflarına bakınca ilk izlenimim; ne kadar çağdaşlarmış demiştim.Şimdi ise yaşamımı kısıtlayan insanlar var etrafımda.Huzursuzluk kokan şehirler var,kargaşa yaratan kavramlar var artık her yanımızda... Evet eskidendi, çok eskiden...
-
Atatürk'ün en sevdiği bölge..
Ben merak etmiyorum ki tespit edeyim Bence ayırmadı bölge olarak ...
-
Atatürk'ün en sevdiği bölge..
Peki neyye dayanarak karadeniz ??
-
Atatürk'ün en sevdiği bölge..
Ben ayırt ettiğini düşünmüyorum.Doğusu batısı demeden savaşmış bir lider o ...
-
Dokuz Eylül Üniversitesi Müzik Kulübü’ne Saldırı
Uyanmak derken sayın MonDieu, insanları uyandırmayı kassettim.İnandıkları dinin bu kadar sömürülmesine nasıl izin veriyorlar? Sorgusuz sualsiz içerisinde dini simgelerin yer aldığı her türlü konuşmaya neden inanıyorlar ? Öte yandan, hoşgörüden çok uzakta dinini yaşayan insanlarla tanıştım. İnsanlar gösterdiler bana inandıkları dinin hoşgörüsüz olduğunu.Örneğin ben hiç oruç tuttuğu için, dini inançları gereği yanlış üsül ve yöntemle adına kurban denilen eylemi gerçekleştirdiği için, isteği tarzda kapandığı,sakallarını istediği gibi uzattığı,camiye gidip ibadetlerini gerçekleştirdiği için ağır tepkiler gören hatta bu olaydaki gibi dayak yiyen insanları görmedim.Ama madalyonu ters çevirince, oruç tuttmadığı için tepkiler gören,küpe taktığı için veya parkta arkadaşlarıyla bir bira içtiği için,ezan okunurken müziğine devam ettiği için dayak yiyen insanları gördüm.Şimdi siz bir kere daha düşünün hoş görü nerde bu olayların içinde?
-
VİTRİN KADINLARI
Ne yazıkki izleyici kitlesi arttıkça devam edecek bu tür programlar.Sorgusuz,araştırmasız,sorumsuz bireylerden oluşan toplumumuz bu tür programların ne yzıkki her geçen gün artmasına neden oluyor.Birde insanın psikolojisini alt üst eden akla sığmaz olayları sürekli gündeme getiren programlar var. Diğer yönden dikkatimi çeken bir taraf daha var tv programları diyince TRT...Ne kadar da değişti programların kalitesi...Müzik kültürü değişti TRT nin,bu babanın bir tespiti benim de doğru bulduğum bir tespit.Ve yerli dizileri nedense bir doğu rüzgarıdır gidiyor bu yerli dizilerde.Her dizide gözünüze illa sokuluyor bazı kavrmlar ... Güzel bir konuydu Aed...
-
Dokuz Eylül Üniversitesi Müzik Kulübü’ne Saldırı
Hepizin yüreğine sağlık... Aynı fikirlerde olmak çok güzel. Belki birilerinin de uyanmasını sağlayabiliriz.
-
Dokuz Eylül Üniversitesi Müzik Kulübü’ne Saldırı
İyi ki hoş görü diniymiş
-
Tekel İşçilerinin Eylemi
"Halimizi sırıtarak seyrettiler" Ankara Abdi İpekçi Parkı'nda 3 gündür eylem yapan TEKEL işçilerine destek vermek için alanda bulunan ve güvenlik güçlerininmüdahalesine maruz kalan milletvekilleri düzenlenen basın toplantısında olayı kınadıklarını belirttiler. CHP Genel Saymanı Mustafa Özyürek, ''Türkiye'de görevini yapan devletin polisinin olmadığını'' belirterek, "Bazı polisler bizim halimizi sırıtarak seyrettiler'' dedi. Cumhuriyet Ne ilginçtir ki dtp nin kapatılmasına karşı olan gösterilerin hiçbirinde polis bu kadar sert tepkiler vermemişti.Hakkını aramak isteyen işçiye sıra geldiğinde polisin müdahelesi farkı oldu.
-
Ağzının tadı olan var mı?
Ağzının tadı olan var mı? Keyfi yerinde olan? Bi mutsuzluk... Bi bezginlik... Bi keder hâkim ortalığa. Havada hüzün asılı sanki. Gülümsemiyor kimse... Veya, patlar gibi gülüyor. Olur olmaz ağlıyor sonra. Bak mesela, grizudan ölen 19 gariban madenciyi emekli etmişler, ödül olarak Bursa’da... Halbuki, 6 tanesi zaten emekli... Emekli maaşı yetmediği için inmiş taa 220 metre aşağıya. Dramımız komik. Komedimiz trajik. Vicdanlar sağırlaştı. Duygular kataraktlı. Bi bıkkınlık, bi güvensizlik... Ve, kesif korku. Molotof mu yiyeceğiz otobüste? Şu herif canlı bomba mı yoksa? Bir yandan terk edilmişlik hissi... Yalnızlık tarifsiz. Bir yandan garip bir merak... Aleviymiş Ayşe. Duydun mu, Kürt’müş İbrahim. Bi taraftan geçmişe özlem. Bi taraftan gelecekten endişe. Çocuklarımız n’olacak filan. 18 yaşında karamsar. 78 yaşında huzursuz. Şeytan diyor... Tası tarağı topla, çek git! Gitsen, gidemezsin. Kalsan, manasız. * Hiçbir yere giden oyuncak trenin yolcuları gibiyiz, dön dolaş, aynı yer. Aynı çaresizlik. * Ne Anayasa Mahkemesi çözebilir bu işi, ne savcı, ne polis, ne de bana göre işlevini yitirmiş olan Meclis... Ne seçim tarihi kimsenin umurunda, ne de rekor ikramiye ve şıkırtılı hayaller vaat eden piyango. * Yılbaşına, taze umutlara 2 hafta kalmış ama, sanırsın 2 asır ötede... Psikiyatra ihtiyacı var Türkiye’nin. Toplu terapiye. Yılmaz Özdil - Hürriyet
-
kırmızı günlük
- AVRUPA BİRLİĞİ
AVRUPA BİRLİĞİ Yıl 2050. AB Komisyon Başkanı odasında otururken, yardımcısı içeriye heyecanla girer: —Efendim, Türkiye tüm isteklerimizi yerine getirdi. Onları AB'ye alacak mıyız? AB Başkanı: —Yok, canım, henüz olmaz. Git, duyur, tüm Türkiye İngilizce konuşacak, Türkçeyi yasaklıyorum. —Efendim onu 5 sene önce yaptılar. Hatırlamıyor musunuz? —O zaman söyle Kıbrıs'ı versinler. —Efendim onu da 40 sene önce verdiler zaten. —O zaman söyle Güneydoğu'ya özerklik versinler. —Aman efendim, Türkiye'de Güneydoğu mu kaldı, 2020'de bağımsız devlet oldu ya orası zaten. —O zaman söyle (sözde) Ermeni soykırımını tanısınlar. —Efendim, sadece Ermeni soykırımı değil, Pontus, Yunan, Bulgar, Rus, Ukrayna, Moldova soykırımını bile tanıdılar, hatta Çanakkale savaşından dolayı İngiliz, Avustralya, Yeni Zelanda soykırımını bile tanıdılar ya. Nasıl unuttunuz. —Hmm o zaman söyle kokoreç yasaklansın. —Aman efendim, onu yemeği 2008'de bıraktılar. —İsa aşkına, ya ne bileyim? Kınayı yasaklayın, yakamasınlar. —Ooooo Beyefendi. Hatırlayacaksınız. Cumhuriyeti el birliğiyle yıkınca toplu kına yaktılar. Kına bu sarfiyata dayanamayıp bitince de kına yakmayı bıraktılar yıllar önce. AB Başkanı düşünüp taşınır ve —EEEE. ALMAMAK İÇİN BİR SEBEBİMİZ KALMADIYSA - DAĞITIN O ZAMAN AVRUPA BİRLİĞİNİ.- Türkiye'den mektuplar ...
Yaşın yanında kuru da yanıyor... Bölücü terör örgütünü destekleyen parti nedeniyle bugün birçok eylem yapılmakta,orada yaşan halk kepenk kapatmak zorunda.Amaçları sadece ailesini geçindirmek olan insanların ne suçu var? Sözde bu parti bu insanların haklarını savunmuyor muydu? Şimdi yine fatura orada yaşayan suçu olmayan halka kesildi.- Türkiye'den mektuplar ...
Paylaşım için teşekkürler gecekuşu Umarım gerçekler daha iyi anlaşılıabilir...- Meyvelerin çekirdeklerini çöpe atmayın!
Dünyaya 10 yılda bir çok yağmur yağıyormuş. Bu yıl 10 yıllık periyotdaymışız. Bu nedenle yediğiniz ; kaysı ,şeftali , kiraz, vişne, erik vb. çekirdeklerini lütfen çöpe atmayın ve herhangi bir yerde toprağın 10 cm altına gömün ve üzerine bir bardak su dökün. dikilen bu meyvaların en az yarısı yeşerip ağaç olurmuş. Ekonomik yoldan ülkemizi yeşillendirmek için dikebildiğimiz kadar meyva çekirdeği gömelim. LÜTFEN BU YAZIYI TÜM DOSTLARIMIZA İLETELİM... Bencede en büyük israflardan birisi meyve çekirdeklerinin çöpe atılması, ülkemiz adına küçümsenemeyecek büyük bir servet... Bu uygulamayı TEMA da yaptı,teşvik ediyor.Doğaya yardım etmek, gelecekte etrafımızı saracak beton ve gökdelenlerden alamayacağımız oksijeni karşılamak için bile bu çekirdeklerden çıkacak ağaçlara ihtiyacımız olacak -- Prof Dr Emrullah Güney TC Dicle Üniversitesi,- Herşey Çok Güzel Olacaktı...
‘Güzel şeyler olacak!’ EVET, kısa bir süre önce Cumhurbaşkanı Gül “Güzel şeyler olacak” diyordu. Başbakan ise “Analar ağlamasın” diyerek bir “açılım” lafı tutturmuştu. Ne oldu? Teröristler ve terör yanlıları anlayabildi mi bunu? Olacağı müjdelenen güzel şeyleri merakla bekledik... Ülke karıştı, sokaklar çatışma alanı haline geldi! Ellerine taş verilen çocuklar, polisleri, karakolları, polis araçlarını taşa tuttu.. Molotofkokteylleri atılarak otobüsler yakıldı, yalnız insanlar değil “kardeşlik” de yara aldı! Bir genç kız yakılarak öldürüldü, bir üniversite öğrencisi sırtına saplanan bir kurşunla hayatını kaybetti. Havai fişeklerle yangınlar çıkarıldı, dükkânlar, mağazalar ateşe verildi. Bu esnada kulaklarımızda hep Cumhurbaşkanı’nın “Güzel şeyler olacak” sözü çınlıyordu. * * * Ve 7 ailenin, 7 annenin, 7 babanın, çok sayıda kardeşin, eşin, nişanlının yüreğine ateş düştü. Ateş yalnız düştüğü yeri değil, bizim de yüreğimizi cayır cayır yaktı, kavurdu. 7 şehit askerin cenazeleri gözyaşları ve öfke içinde uğurlanırken insanlar birbirlerine “Nereye gidiyoruz?” diye soruyordu. Devlet iyi yönetilemiyor ve terör bir türlü önlenemiyorsa, vatandaş olarak biz ne yapabiliriz? Dişlerimizi kırarcasına sıktık, öfkeyle masaları tekmeledik, duvarları yumrukladık! Başka bir şey yapamamanın çaresizliğiydi bu... Koca devlet, bir avuç teröriste yenildi mi? Hataların faturasını, hayatlarının baharındaki vatan evlatları ödüyor! * * * Laf bol... Hâlâ “Terörle mücadele kararlılığımız artarak devam edecek!” diyorlar. Terörle gerçekten mücadele edilseydi durum böyle mi olurdu? “Avrupa Birliği istiyor” diye çıkarılan uyum yasalarıyla askerimizin elini kolu bağlanıp, mücadele gücü azaltıldı. Teröristlerle savaşan subaylar, astsubaylar hapse atıldı! Nasıl mücadele kararlılığıdır bu? Terörle gerçekten mücadele edilse durum böyle mi olurdu? Mücadeleyi değil, müzakereyi tercih ettiler! Silahı bırakmayan gözü dönmüş teröristlerle ne konuşulabilir? Eli Kalaşnikof’lu caniler, açılımdan filan anlarlar mı? Terör örgütüyle pazarlık değil, mücadele yapılır, caniler ya yakalanır ya da yok edilir! Eğer devlet gerçekten güçlü ise bunu yapar. Kararlılık budur. * * * Demokratik açılımın ülkeyi ne hale getirdiğini hemen her akşam, televizyon haberlerinde izliyoruz. İyice şımaran PKK yanlılarının ülkeye verdiği zarar, kelimelerle ifade edilemez! Haddimiz değil ama yine de soralım: Nasılsınız Sayın Cumhurbaşkanı? Nasılsınız Sayın Başbakan? Nasılsınız Sayın İçişleri Bakanı? Gidişatı nasıl buluyorsunuz? Sonuçtan memnun musunuz? * * * Şiddet gösterilerine devam ediyor. Yeni odası bir karış daha ufak diye ülkeyi birbirine katan İmralı mahkûmu Öcalan’ın keyfi yerindedir herhalde... İstediği oldu, barışı engelledi! Toplum kaynıyor! Her şeye rağmen, sağduyu, sabır ve soğukkanlılık tavsiye ediyoruz... Ediyoruz da... Tahammülün de bir sınırı olduğunu düşünüyoruz. Dileriz korkulan olmaz! Ve acı dolu, sitem dolu bir okur mesajı: “Türk askeri ölmek için var! Biz açılım yapalım, onlar öldürsün!” Hürriyet_10 Aralık 2009_Rahmi Turan- Sizce DTP Kapatılmalı mı?
Amaçları belli bu zinhiyetler bir araya geldikten sonra, çocuklarının olması kaçınılmazdır demirefe.- KÜRKÜ İÇİN HAYVAN KATLEDİLMESİNE HAYIR
Sadece kürt için mi öldürüyorlar ??? Ben de Sayın Aed'in iletisini okuyunca, birkaç gün önce okuduğum bir köşe yazısını hatırladım.Daha basit belki bir hiç uğrunu öldürülen köpeklerle ilgili bir yazıydı.Merak ettiğinizi düşünerek sizlerle paylaşıyorum... Milletvekillerine saldırıldıkları için öldürülmüştü köpekler,köşe yazarı kaçın bu ülkeden diyordu köpeklere,daha uygar bir ülkeye kaçın diyordu yaşamak için. Ve daha acısı kafalarına vurularak öldürülen foklar geliyor aklıma hep. Ya da acımasızca kısırlaştırılan bir köpeğin insanın içini ürperten görüntüleri geliyor,buraya koymak istemedim yeniden. Onlar da bu doğanın bir parçası, onların da yaşamaya hakkı var. Paylaşım için teşekkürler AED...- İlginç Komik Diyaloglar... Zor sorular
Burda olmak da çok güzel Starda abla çocuktan al haberi bazen izliyorum süperler çocuklar- Forum Üyelerinin Klişeleri
Seçkin ha Kıskandım şimdi ben Birde senin klişelere ek olaraktan, Özlenesidir,okunasıdır,izlenesidir... Aklıma geldi- Ayran ve Kaymak / IMF Hakkında Ne Düşünüyorsun ?
Fıkralar süper ya görmeimştim bunları ben,hepsini okuamadım gerçi - AVRUPA BİRLİĞİ
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.