deniz_kizi

Savcı Cihaner’i apar topar aldılar, adliye bastılar, evini aradıla. Günlerdir gelişen olaylar zinciri neticesinde ‘devlet krizi’ bile çıktı. Konuyu ve gelişmeleri az çok herkes bildiği için bu kısımlara çok girmeyeceğim. Peki asıl neden neydi? Gerçekten başsavcı bir cemaat yapılanması hakkında yürüttüğü araştırma nedeniyle mi cezalandırılıyordu? Hayır, gerçekler şunlar: * AKP, olayın cemaat üzerine giden bir başsavcının kendileri tarafından cezalandırlıyormuş görüntüsünden memnun. * AKP, olayın Ergenekon davası vb. konularla ilişkilendirilmesinden ve siyasi bir olaya dönüşmesinden memnun. Bu sayede konunun aslı hiç araştırılmıyor, çünkü tribünler dolu, herkes maça odaklanmış durumda. * AKP, olayın bir yüksek yargı çatışmasına dönüşmesinden memnun. Çünkü AKP-Asker, AKP-Yargı, AKP-AdınıSenSöyle tartışmalarının hepsinde mağdur, mazlum rolünü kimselere kaptırmıyor. Bu süreçlerde basın yoluyla sürekli kurumlar yıpratılıyor. Olayın gerçek sebebi ne olabilir? Erzincan altın, gümüş ve diğer değerli metal varlıkları açısından çok zengin bir bölge. Sadece altın rezervinin ilk yapılan çalışmalarda bugünkü değerle 3milyar dolar (yaklaşık 80 ton) olduğu söyleniyor. Bu rakam uzmanlara göre ancak devede kulak. Erzincan’ın İliç ilçesinde altın madeni ruhsatı alan şirket tahmin edin kim? Sürpriz yok: Çalık Maden. Hani Holding’inin genel müdürü var ya, Başbakan’ın damadı. İşte o şirket. Ortağı kim? Sürpriz yok: Anatolia Minerals. İsmi Anatolia Minerals ama bir Kanada şirketi. İlginç değil mi? Kanada şirketinin adı Anadolu Madencilik Ortakları kim dersek yine sürpriz yok: Ahmet Çalık. Artık Türkiye’de her taşın altında aynı ismi görmek mümküm. Çalık Holding’in maden konusundaki stratejik ortağı Ahmet Çalık’ın da member of board’da olduğu AMDL grubu. AMDL’nin açılımı Anatolian Minerals Development Limited. Kim bu AMDL diye sorarsak karşımıza yine sürpriz olmayan bir global şirket çıkıyor: Rio Tinto. Rio Tinto ismi yabancı değil, dünyada daha çok çevre katili olarak anılıyor. Kısaca Rio Tinto, 200 milyar dolarlık bir şirket, yaklaşık yarısının sahibi UK asıllı. Ayrıca geçtiğimiz yıl Çin’de bu şirketin 5 yetkilisi fesat ve casusluk suçlamasıyla (corruption and espionage) tutuklandı. Rio Tinto’nun büyük hissedarı Rothschild ailesi. İşte bu da hiç sürpriz değil. Rothschild ailesi 16. yüzyıldan beri avrupanın en köklü ailelerinden biri. Bankacılık ve finans piyasasında neredeyse her büyük şirketin ardında bu aileden biri var. Pek tabii ki Rothschild ailesi Musevi kökenli. İki büyük dünya savaşını da bu ailenin çıkardığı söyleniyor. Şaka gibi ama gerçek. Bu aile son 250 yıldır dünyanın en güçlü odağı, şu anki servetleri 10 triyon dolar civarında, yön verdikleri para büyüklüğü ise bunun en az iki katı. HSBC Bank, J.P.Morgan-Chase, De Beers, Rio Tinto, Aviva, Citigroup, Exxon-Mobil, Chevron… Un Rothschild qui n’est pas riche, pas juif, pas philanthrope, pas banquier, pas travailleur et qui ne mène pas un certain train de vie, n’est pas un véritable Rothschild. (Edmond de Rothschild) Bir Rothschild; zengin, musevi, banker ve hayata yön veren bir işadamı değilse, gerçek bir Rothschild değildir. (Edmond de Rothschild) Yani bizim savcı yaş tahtaya basmış. Savcının Çöpler köyündeki Çalık ve Anatolia Minerals ortaklığına ait Çukurdere Madencilik Şirketi konusunda yaptığı araştırmalar konuyu buralara getirdi. Anlayacağınız bizim savcının tek suçu Erzincan’da görev yapıyor olması.

Demokratik laik hukuk devlete de bakın ... Sadece yemek yediği için bir insanın evinden alınması, aylarca tutuklu kalması hangi demokratik huku devleti anlayışı içerisinde olabilir ki... Yazıkkk ...

Asıl ben teşekkür ederim sayın yılmaz aynı düşüncelerde olmak beni mutlu etti.

Mehmet Ali Güller Odatv.com

Bu sarkıyı yeniden dinlemek çok güzeldi kiraz hatırlatttın ya tşkler .... Ve hiçbir şey için geç değil yaşam devam ettikçe...

Rinam beni tanıdığın için gülücükler azaldı mı yani Canımmm iyiki doğdun dilerim ki yaşamın da en az senin kadar güzelliklerle doludur.

Emin ÇÖLAŞAN Kaynak:tumgazeteler.com

KEşke herkes trakyalılar gibi olsa, eğer söylenilen cahillik buysa ben razıyım hep cahil kalmaya.

Teşekkürler admincim .

ayy canım dostum ne güzel bmyle beni hatırlaman tşkler... Bu balık pasta mı

Ayyy yayyy ne güzel dileklermiş bunlar böyle, şıp şımarık oldum ben şincik . Birlikte nice yıllara diger dogum günüme daha şımartıcı sözler istiyorum

Bu güzel haber beni de çok mutlu etti. Hoş geldin forumumuzun şirin bebeği.

Dünyanın en iyi beş ekonomistinden biri olarak gösterilen Harvard Üniversitesi profesörü Kenneth Rogoff geçen hafta BBC’de bir açık oturuma katıldı. İşte Rogoff'un şok sözleri! Türkiye kriz yokmuş gibi davranıyor ama kriz giderek daha fazla etkili olmaya başladı. 2001 krizinden farklı olarak uçuruma yuvarlanan Türkiye’nin çevresinde tutunabileceğ i bir dal da yok. Çünkü herkes kendi derdinde. BDDK’nın verdiği rakamlara göre 2 milyon 100 bin kredi kartı veya tüketici kredisi ödenmiyor ve bankalar bunlar için takibe başladılar. Bu rakam çığ gibi büyüyecek. İşsiz sayısı 2 milyon 900 bin. Sonbahardan bu yana işini kaybedenlerin sayısı yarım milyonun üzerinde. Bu verdiğim rakamlar 10 günlük. Bugün durum daha da vahim olabilir. IMF ile görüşmeler önce e-posta düzeyine indi ardından da kesildi. Kamu rakamları geçen aya kadar iyi gidiyordu ama geçen ay verilen açık 5 ay için öngörülen kadar çıkınca orada da olumsuz sinyaller gelmeye başladı. Durum giderek vahimleşecek. Piyasalar durunca kamu maliyesi de duracak. Vergilerin yüzde 70’i dolaylı vergi. Piyasada hareket yoksa vergi de yok demek. Devletin gelirleri acımasızca düşecek. Nisan'dan sonra işler iyice sarpa sarabilir. Türkiye seçime kilitlenmiş, olan bitenin farkında değil. Başbakan Erdoğan “Okumayın” diyerek durumu kurtarmaya çalışıyor. Tamam gazete okumayın da eve gelen icra kağıtlarını da mı okumayacak bu millet. Bence okumak lazım. Herkesten çok da Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın okuması lazım. Mesela bu yazıyı. Dünyanın en iyi beş ekonomistinden biri olarak gösterilen Harvard Üniversitesi profesörü Kenetth Rogoff geçen hafta BBC’de bir açık oturuma katıldı. Rogoff açık oturumda gelişmekte olan ülkeler için son derece olumsuz bir tablo çizdi. Gelişmekte olan ülkelerin bu krizinden çok olumsuz etkileneceklerini söyledi, borç ödemekte zorlanacakları nı belirtti ve bazı ülkelerin iflas edebileceklerini anlattı. Rogoff’a bu ülkelerin hangileri olduğu soruldu. Rogoff yanıtladı: “Umarım olmaz ama muhtemelen Türkiye” Rogoff’a gore özellikle özel sektörün dış borçları büyük bir risk ve Türkiye IMF anlaşmasını erteledikçe bu risk büyüyor. Aslında bir Türkiye dostu olan Rogoff özetli Türkiye’nin iflasın eşiğinde olduğunu ama bunun farkında olmadığını söylüyor. Rakamlar da Rogoff’u haklı çıkaracak cinsten. Habertürk Ekonomi Servisi'nin yaptığı hesaba gore 2008’in 3. çeyreğinde Türkiye’nin dış borç tablosu şöyle: Kamu borçları: 78,7 milyar dolar TCMB borçları: 14,3 milyar dolar Özel sektör borçları: 196.2 milyar dolar Tablo bu ama Türkiye’nin umurunda değil. Başbakan gazeteleri okumayın, inanmayın diyor.

1. Kahvaltı etmemek Kahvaltı etmeyen kişiler, düşük bir kan şekeri seviyesine sahip olur. Bu durum beyin için yetersiz besin tedarik edilmesine ve sonunda beyin dejenerasyonuna yol açar.. 2. Aşırı ısınma Beyin arterlerinin sertleşmesine neden olarak, zihin gücünün azalmasına yol açar. 3. Sigara içmek Çoklu beyin büzülmesine neden olur ve Alzheimer hastalığına yol açabilir. 4. Yüksek şeker tüketimi Çok fazla şeker proteinlerin ve besinlerin emilmesini durdurur ve dengesiz beslenmeye neden olur ve beynin gelişmesine engel olabilir. 5. Hava kirlenmesi Beyin vücudumuzda en çok oksijen tüketen organdır. Kirli havanın teneffüs edilmesi, beyne giden oksijeni azaltır ve beynin veriminde düşüş yaratır. 6. Uyku yetersizliği Uyku beynimizin dinlenmesini sağlar. Uykudan uzun vadeli yoksunluk beyin hücrelerinin ölmesini hızlandırır. 7. Uyurken başınızı örtmek Başınızı örterek uyumak, karbondioksit konsantrasyonunu artırır ve beyne hasar veren etkilere yol açabilir. 8. Hastalık sırasında beyni çalıştırmakHasta iken çok çalışmak veya öğrenmek beyin etkenliğinin azalmasına yol açabilir ve ayrıca beyne hasar verebilir. 9. Uyarıcı düşüncelerde eksiklik Düşünmek beyin jimnastiği için en iyi yoldur, beyni uyaran düşüncelerin eksikliği beyin daralmasına yol açabilir. Çapraz bulmaca ve Sudoku iyi egzersiz sağlar. 10. Az konuşmak Zihinsel sohbetler beynin etkinliğini geliştirir.

Beni de hiç ama hiiççç şaşırtmadı nedense

Harika yorumun, Her zamanki gibi. Timsah gözyaşına bunddan daha güzel örnek olamazdı...

Ah ne kadar da inandırıc taraf gazetesinin Uğur Mumcu'yu anması...Sözde üzülmüş gibi yazılar yazması ... Buckminster ne dersin çok inandırıcı değil mi?

Başbakanlık'ın yeni Basın Müşaviri, Kanal-7 kökenli Kemal Öztürk oldu. Peki; adı AKP hakkında açılan kapatma davasının iddianamesinde de geçen Kemal Öztürk kimdir? *** 1969'da Ağrı'da doğdu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi'ni bitirdi. Yazı hayatına 1990 yılında İran Devrimi yanlısı bir yayın politikası olan Girişim ve Selam isimli dergilerde başladı. Bu Meydan, İmza, Nehir, Yeni Zemin, Sözleşme, İstanbullu dergilerinde Mir Mahmut Rıza mahlasıyla laiklik karşıtı yazılar yazdı. 1995'te muhabir olarak Yeni Şafak Gazetesi'ne, 1996'da da belgesel yapımcısı olarak Kanal-7'ye geçti. Hazırladığı "İlk Meclis" belgeseli, laiklik karşıtı bulundu ve RTÜK tarafından yasaklandı. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e hakaretten bir yıl hapse mahkûm oldu. 1999'da Kanal-7'den ayrılarak, dil ve mesleki eğitim almak üzere Amerika'ya gitti. Daha sonra Bülent Arınç'a danışmanlık yaptı; ardından AKP Basın Bürosu'nda görev aldı. Nükte Yayınları'ndan 1994 yılında çıkan ve Mir Mahmut Rıza mahlasıyla yazdığı "Bir Garip Oğlanın Hikâyesi" kitabı mahkeme kararıyla toplatıldı. Bu kitap yüzünden de bir yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bakın, yeni Başbakanlık Basın Müşaviri, 15 yıl önce yazdığı o kitapta kahramanların ağzıyla neler diyordu: *** - "Devlet kimdir? Helvadan yapılmış puttur." - "En sonunda beni bir numaralı terörist yapacak bu *****, bütün laikleri bir bir şişe geçirecem, ondan sonra anlayacaklar laikliğin faziletlerini. Elin ***** bile kalkıp 'Ben laikim, namusumla çalışıyorum, kimse karışamaz' demeye başladı. Ula ben böyle laikliğin..." - "Bak bizim sahte Müslümanlar nasıl bölücülük yapıyorlar. Ben bu yüzden bu adamları sallandıralım diyorum. Ayrıcalık yapanın dinde de katli vaciptir çünkü. Ama dinleyen yok!" - "Herkes, sineğin şıraya yapıştığı gibi laikliğe sarılır ama kimse onun gerçekte ne anlama geldiğini bilmez. Ne kadar da utanmazlar. Rahmetlinin (Atatürk'ü kastediyor) mirasına sahip çıkan mendeburların hiçbiri, laikliğin ne anlama geldiğini ve nereden geldiğini bilmezler." - "Eskiden Türkler'in yetiştirdiği 'marimus öküzü'nün sol arka bacağının uyluk yeri ile işkembesinin ayrıldığı yerde bir et parçası bulunur. İşte tam buraya 'laik' denir. Vee bugün kullandığımız kelimenin de aslı buradan gelmektedir." *** İşte; Başbakan'ın yeni Basın Müşaviri böyle biri! Eminim ki o da, "Canım ben de Sayın Başbakanımız gibi değiştim, öyle düşündüğüm günler geride kaldı" diyecektir!

- Adın - Soyadın! - Mustafa BALBAY - Mesleğin! - Gazeteci - Gazeteyi sen mi bombalattın? - Evet. Salağım ya. O sırada gazeteyi terketmeyi de unutmuşum YAZ KIZIM.. GAZETEYİ BEN BOMBALATTIM DEDİ... - Yaa hocam.. Naapıyorsun? YAZ KIZIM. YÜCE MAHKEME HEYETİNE HAKARETTEN..... - Peki, örgüte ne zaman girdin - amacınız neydi? - Ne örgütü?. Benim örgütle mörgütle işim olmaz. - Telefon kayıtlarınız var elimizde. Paşa'ya = N'olucak bu memleketin hali = demişsin - Demişimdir. YAZ KIZIM.. ÜLKENİN GİDİŞATINI BAHANE EDEREK PAŞAYI DARBE YAPMAYA KIŞKIRTMAKTAN...... - Ya.. Konuşmayacakmıyız paşayla? - İçeride bool bol konuşursunuz.. - Ya hocam.. Yapma - etme.. Benim çoluk çocuğum var YAZ KIZIM.. SANIK PİŞMANLIK DUYGULARINI DİLE GETİRMİŞ OLUP...... - Başbakan alehinde yazılar yazmışsın - Suçmu? - Bir numara kim? - Bir numarada emekli öğretmen Necip Bey oturur. Ben 6 numaradayım ama bizim apartman ile davanın n alakası var anlayamadım YAZ KIZIM.. AKP HÜKÜMETİNİ DEVİRMEK İÇİN NE GEREKİYORSA YAPTIĞINI İTİRAF ETMİŞ OLUP,AYNI APARTMANDA OTURAN NECİP ÖĞRETMENİN DE SABAH KARGALAR BOKUNU YEMEDEN ALIKOYULMASINA, SANIĞIN TUTUKLULUK HALİNİN DEVAMINA........ - Adın - Soyadın! - Kuddusi Okkır. Mesleğin! - Kasa imalatçısı. - Terör örgütündeki görevin! - Yok örgüt mörgüt sayın hakim YAZ KIZIM.. ERGENEKONUN KASASI.... - Ne işin ver senin bu komutanlarla? - Onlar benim dostlarım. Birlikte yer - içer - sohbet ederiz. YAZ KIZIM.. EYLEMLERİ BİRLİKTE PLANLADIĞINI İTİRAF ETTİ.... - Hükümeti devirmeyi planlıyormuşsunuz - Yalan - İftira - SUS ALÇAK!! Bant kayıtlarınız var elimde = Şu yobazlar geldi, işler dumura uğradı = demişsin - Eh m. Kem. Küm. YAZ KIZIM.. HÜKÜMETİ DEVİRMEK İÇİN DARBE PLANI YAPARAK...... - Hakimim. Ben hasta adamım. Elinizde kalırım. Böyle iftiralara gelemem YAZ KIZIM.. HAKİMLİK MAKAMINI TEHDİT EDEREK.... - Hocam. Vatana ihanetle anılmaktansa kahrımdan ölmeyi.... YAZ KIZIM.. İNTİHARA EĞİLİMLİ, PSİKOLOJİK BOZUKLUĞU TESPİT EDİLMİŞ OLUP - HÜCREYE.... - Yahu.. Manyakmısınız.. Ben ne diyorum, siz ne yazıyorsunuz YAZ KIZIM.. SAVCILARA FİİLİ SALDIRIDAN.... - Söyle bakiim. Paraları nerede saklıyorsunuz! - Ne parası yahu.. Teğet dediler, g.tümüze kadar girdi. İş miş yok. Zar zor geçiniyoruz zaten.. YAZ KIZIM.. KRİZİ BAHANE EDEREK HÜKÜMETE SALDIRILARINI MAHKEMEMİZDE DE SÜRDÜREREK...... Adınız, Soyadınız - Memoli Çırçır - Gazal Kıçıkırık - Siz ikiniz birliktemi kaçırıldınız örgüte? - He. Bu gavvat geçinemiyoz. Gidek örgüte katılak dedi, - Siz karı kocamısınız? - Yoh. Babası fazla başlık istedi, biz de örgüte girdik. YAZ KIZIM.. BAŞLIK PARASI YÜZÜNDEN MEHMET ALİ ÇIRÇIR, GAZAL KIÇIKIRIK'I DAĞA KALDIRDIĞINDA TERÖR ÖRGÜTÜYLE KARŞILAŞTILAR VE KAÇIRILDILAR...... YAZ KIZIM.. EYLEME KARIŞMADIKLARI, PİŞMAN OLDUKLARI........ - Yoh. Pişman deeliz. Önder istedi geldik. - Bak çocuuum. İkide bir önder demeyin, ayıp oluyo ama.. - Önderimiz apo istemişke, biz gelmişke - ÖNDER YOK!! YAZ KIZIM.. GELDİK, TESLİM OLDUK, TÜRK ADALETİNE SIĞINDIK DİYİP........ - Önder istemişke, biz gelmişke - Ama böyle olmuyor memetali bey. Azıcık yardım edin noooluuur MemetAliBeeey. - Önder emretmişke, biz gelmişke ( Ulan seni deee, önderini deee.. Sakin ol oğlum Rüstem. Şunun şurasında emekliliğine ne kaldı ki ) YAZ KIZIM.. TERÖR ÖRGÜTÜ TARAFINDAN KAÇIRILDIKLARINI, KULLANILDIKLARINI, EYLEMLERE GİRMEDİKLERİNİ BEYANLA........ - Adın - Soyadın! - Mehmet Haberal. Mesleğin! - Prof. Dr. Bilkent Üni..... - Yurt dışı bağlantılarını anlat! - Amerika'dan başlayın, bütün ülkelerde konferanslar veririm. YAZ KIZIM.. ÜÇLÜ HATTA DÖRTLÜ AJAN OLDUĞUNDAN ŞÜPHEYLE........ - Telefon konuşmalarınızı dinledik. Şifresi henüz çözülememiş sözleriniz var - Mesela? - Diyorsunuz ki; = ciğer nakline gerek yok. Dalağa yapılacak müdahale ile akciğerler rahat nefes alabilirler - Evet? - Bu ne demek bu? - Efendim. Gayet açık işte. Dalağa müda.... YAZ KIZIM.. ÜL KENİN SİSTEMİNİN DEĞİŞTİRİLMESİNE GEREK OLMADIĞINI, HÜKÜMETİ DEVİRMEK SURETİYLE HALKIN NEFES ALACAĞINI SÖYLEDİĞİNİ TEYİD EDEREK........ - ????? Beyefendi. Ben cerrahım. YAZ KIZIM.. YAPILACAK DARBEDE ÖNEMLİ BİR KOMUTA KADEMESİNDE YER ALDIĞINI BELİRTEREK........ - Ben organ nakli yapa.... YAZ KIZIM.. ORGAN MAFYASIYLA DA ALAKASI OLDUĞUNU İTİRAF ETMİŞ OLUP........ - Falanca paşayla çay içmişsiniz - Yasak mı? Annesinin böbreklerini ben değiştirdim. İki sohbet de etmeyelimmi yani? - Eylemi ne zaman yapacaktınız? - Yaa hocam. Benim Amerika'da, yurt dışında konferanslarım, seminerlerim var. Ne eylemi? YAZ KIZIM.. YURT DIŞINA KAÇMA İHTİMALİ OLDUĞUNDAN TUTUKLULUK HALİNİN DEVAMINA........ - Sırada bekleyen, ölüm döşeğinde hastalarım var YAZ KIZIM.. RANDEVU VERİP, AMELİYATLARINI YAPMADIKLARI İÇİN ÖLEN HASTALARDAN DA SORUMLU TUTULMASINA VE HASTA AİLELERİNE TAZMİNAT YOLUNUN SONUNA KADAR AÇIK TUTULMASINA........ -Adınız - Soyadınız - Normal adımı mı söyliyem, kod adımı mı? YAZ KIZIM.. PKK TARAFINDAN KAÇIRILIR KAÇIRILMAZ KENDİSİNE BİR KOD ADI TAHSİS EDİLEREK........ - Yoo. Birçok kod adım vardı - Hadi ya? - E tabi.. TSK peşimizde. Kayıtlarımızı tutuyor. Biz de durmadan kod değiştiriyoruz Mesela Dağlıca Baskınında adım KÖR SALİH di, Aktütün baskınında KÖR YILAN olarak değişti. Girdiğimiz her baskında yeni bir kod alıyordum YAZ KIZIM.. TÜRK ADALETİNE SIĞINDIĞINI, TETİK ÇEKMEDİĞİNİ, BULUNDUĞU BÖLGELERDE ÖLEN ASKERLERİN ECELLERİYLE ÖLDÜKLERİNİ, HAVADA UÇUŞAN KURŞUNA PLONJON YAPARAK İNTİHAR ETTİKLERİNİ BİLDİREREK........ Halimiz,yürekler acısı...

Kendi halimize acıyabiliriz ancak...Suçluyuz, aydınlarımız katledildi biz gereken tepkileri de göstermedik, belki de gösteremedik. Unuttuk,unutturulduk neden niçin öldürüldüğünü bu aydınların.Çocuklar bir haberdar büyüyorlar uyutularak hemde. Ne acı halimize. Uğırlar olsun ...

Dayı sen üzülme ziyaretine geliriz silivreye Aa hiç merak etme gündemi en tarafsız en doğru şekilde takip etmen içinde taraf ve zaman getiririz sana okursun.

Din birkez baştacı olsun,sormadan sorgulatmadan, düşünmeden herkes onun dediği yapsın. Din öyle güçlü bir yaptırıma sahip ki ...Yok sol elle yemek yemek günah, açık giymek zaten olacak şey mi ,gece sakız çiğnemek de günah,abdestsiz yapılan herşey günah...Aklıma gelen saçmalıkların bir kısmı sadece bunlar. Üzüldüğüm konu küçücük beyinlere bunun erken yaşta yüklenmesi, onu düşünmeye yöneltmeden neye inanıp inanmayacağına kendisi karar vermesi gerekirken bir emir gibi ona dinin buyurduklarının yüklenmesi...

Ah politika bu mantık şöyle, ne olursa olsun karşı çıkma,karşıt bir düşünce oluşturma mantığı.Haaa saçma ha mantıklı ... Tarafa kötü diyorsanz aydınlığa bakın. Aslında sadece taraf diyemeyiz.Zaman,atv,trt,samanyolu,kanal hatta öyle çok eklemeler yapabiliriz.Hepsinin ortak bir amaç doğrultusunda yazan yazarları var.Trt de artık onların elinde, tarafasız habercilik sözde onlarınki ... Değirmenin suyu nereden gelir bilinmez ama onlar basın ve yayın olarak da git gide güçleniyorlar.