Odris tarafından postalanan herşey
-
Kardelen Elif'in tokat gibi sözleri: Ben de kürdüm "KIZIM DA ASKER OLACAK"
Alınma küsme diye bir şey yok arkadaşım. iğneleme yapıyoruz ama öyle anlaşılıyor ki kimse iğnelenmiyor. o zaman biz de şaşıp kalıyoruz Genç eşinin cenazesi başında elinde bebeğiyle ağlayan birine yöneltiğin savaş kışkırtıcısı, savaş piyonu, anlaşmalı propagandacı gibi eleştirileri esefle karşılıyor ve seni İNSAFA davet ediyorum. insanlık adına, en azından, bir İNSAF ortaya koymanı diliyorum. Acımasız terör karşısında dahilinde bulunduğun halk adına daha cesur olmanı bekliyorum. Ucuz demokratlık kimseye birşey kazandırmaz. Demokrat olabilmek için herkesin önce kendini irdelemesi gerekir doğru. O yüzden bence sen de öncelikle kendini ve yukarıdaki tutumunu incelemelisin. Ben bir önceki yazıyı yazarken, heralde çıkıp da, "Türklerin lafabesi var mı, o da Latin alfabesi değil mi?" gibi bir yanıt vermezsin diye düşünmüştüm. Şimdi sen, ben sana Türk Alfabesi gösterdim diye bana faşist dersin ama Türkler bir değil birden çok kendilerine has alfabe kullanmışlardır. Benim yapabileceğim bir şey yok Al sana alfabe http://img.blogcu.com/uploads/pumafan_kokturkjx7.jpg http://img524.imageshack.us/i/uyguralfabesinx2.jpg Bu alfabeler yaklaşık 2500-2600 yıllıktır. Ala sana yazıt- Alfabelerin kullanıldığı belgeler- Bunlar da yazıtlar işte. üzerinde Göktürk - uygur alfabesi ile yazılmış yazılar var. Burada hiçkimsenin Kürt düşmanlığı yaptığı yok. Sen Kürtçülük yapıyorsun, sorun orada.Mesleyi alfabe meselesine çeken ve buraya kanıt olarak Türk yazıtlarını koymama neden olan da sensin. Kimse Türkçülük ya da ülkücülük de yapmadı. Bu meselenin buraya gelmesine neden olan sadece sensin. o yüzden artık bir ara kendini de eleştir. Not: Yukarıda açıklamalı alfabeleri resim olarak göstermek istedim ama sistem izin vermiyor. artık araştırı bakarsın. Linkleri koydum.
-
Kardelen Elif'in tokat gibi sözleri: Ben de kürdüm "KIZIM DA ASKER OLACAK"
Arkadaşım bunun adı Latin Alfabesi, ne Kürtü yahu! Tamam sizin dediğiniz gibi olsun. Kürt dili dünyanın en muheteşem dilidir. O kadar muheteşemdir ki olmaz derece yani. Alfabesi de vardır, hatta dünyada eşi benzeri yoktur. Kürt milleti de dünyanın en muheteşem milletidir, biz Türkler onların yanında hiçbir şey olamayız. Sonuç olarak, demek ki bu eşi ölen Elif denen kadın da zaten numaradan ağlıyor. Aynı zamanda yalancı da kendisi. Türklerin, dünyanın en yüce milleti olan Kürt Milletine karşı oluşturmuş oldukları yeni bir taktik bunlar. PKK denen demokrasi ve insan hakları savunucusu örgüt bir Türk öldürmüş çok mu? Nasıl? Beğendiniz mi bu yorumu, demokratça olmuş mu?
-
Kardelen Elif'in tokat gibi sözleri: Ben de kürdüm "KIZIM DA ASKER OLACAK"
Alevilerin resmi olarak tanınması ne demektir bilmiyorum. Eğer burda kastettiğiniz şey alevi vatandaşların günümüzde ortaya attıkları bir takım taleplerin karşılanması ise bunun Anayasa'yla bir ilgisi yoktur. Yani Anayasamız bu taleplerin karşılanmasını engelleyecek bir yapıda değil. Çok uzun bir metin değil; açıp okursanız zaten biraz fikir sahibi olursunuz. Cem Evleri (eğer yanılmıyorsdam -ki yanılmıyorum sanırım) ibadethane olarak kabul ediliyor. "Sünni din dersi" dediğiniz mesele de şöyle oldu: Alevi vatandaşlar din derslerine alevi inancının da dahil edilmesi talebini sunmuşlardı. AKP Hükümeti pek yanaşmadı ve diyanet işleri de "din dersleri tüm islam öğretisini kapsayacak biçimdedir, sünni ya da alevi şeklinde bir ayrım yapılmamıştır, İslam İslam'dır, bunun sünnisi alevisi olmaz" anlamına gelecek bir takım açıklamalar yaptı. Ama sanırım o konu yakın zamanda rayına oturur; çünkü alevilerin çok uç noktada ve mantık dışı istekleri yok bence. En azında terör örgütü kurup ortalığı bombalamıyor. Cumhuriyetle ve ülkenin temel değerleriyle de bir alıp veremedikleri yok. Yakın zamanda bu meselenin de hallolmasını diliyorum. Zaten Anayasadan gelen hakları da var. Din dersi konusunda mahkemeye giden alevi vatandaşlarımız bu tür konularda mahkemeyi kazanmış olarak dönüyorlar.
-
Kardelen Elif'in tokat gibi sözleri: Ben de kürdüm "KIZIM DA ASKER OLACAK"
Valla... o nasıl oluyor biz de anlamıyoruz Kürtçe alfabe yoktur. Kürtçenin alfabesi yoksa Yarasa n'apsın; alfabe mi üretsin
-
Kardelen Elif'in tokat gibi sözleri: Ben de kürdüm "KIZIM DA ASKER OLACAK"
Türk medyası görmezlikten geldiğine göre sen bunları telepati yoluyla öğrendin sanırım. Bak tarih dedin bilmem ne dedin döndün geldin benim alanıma. bana masal anlatmayın. yukarıda saydıkların yasa maddesi değil. zamanın birinde yaşanmış olaylar. Bana sadece bir tane kanun maddesi gösterecek misin, yoksa gösteremeyecek misin?
-
Kardelen Elif'in tokat gibi sözleri: Ben de kürdüm "KIZIM DA ASKER OLACAK"
Hiç olmamış, yaşanmamış, olmayacak ve yaşanmayacak ve tamamen hayalinizde yaşattığınız olaylar üzerinden fikirler yürütüp, örnekler verip konuyu kendi tarafınıza çekmeye çalışmayın. Yani hangi tarihte nerede böyle bir olay yaşanmıştır arkadaşım. Hiç olmayan bir şeye cevap mı verilir. Bunlar senin kafanda yarattığın şeyler. Senin kendi kafanda yarattığın olmayacak hayallere burada ben ne yanıt verebilirim. Ciddi anlamda, bunca soru içinde merak edecek başka bir soru bulamadın heralde. Öncelikle ben tarihçi değilim. Kişisel düşünceme göre herkes en iyi bildiği işte açıklama yaparsa daha sağlıklı olur. Dolayısıyla tarih konularına hakim olan bir arkadaşımız var bu forumda; adı çok karmaşık: Tengeriin Boşig. Kendisinden rica edelim, okuyorsa eğer bu soruya daha ayrıntılı cevap versin. Fakat madem bana yönelttin bu soruyu ben de sana şunları söyleyeyim: Atatürk Kurtuluş Savaşı öncesinde görüştüğü kürt ya da diğer etnik kimlikteki kişilere neden laikliği uygulamayacağını söylesin. Bir kere tarihi olayları yaşandığı dönemin koşullarına göre değerlendirmeyi artık öğrenin. Bir devrim yapılıyor; ülkenin sosyal, siyasal, ekonomik yapısı baştan aşağıya değiştiriliyor. Bu koşullarda Atatürk’ü, İngiliz Mandası yanlısı Kürt liderlere “biz laikliği kaldıracağız” şeklinde bilgi vermemekle mi suçluyorsun. Mandacı Şeyh Said’i de buradan yola çıkarak aklamaya mı çalışıyorsun? İki kelime tarih oku da, bizi yorma böyle şeylerle yahu! Ayrıca siz, şu etnik kimlik meselesine o kadar çok takmışsınız ki ağzınızdan çıkan her kelime de bir etnik mücadele ruhu seziliyor. Doğrusu bu halinizle Hitler’e bile rahmet okutuyorsunuz. Etnik kimlikleri bir savaş meselesi haline getirme çabasından başka hiçbir amacınız yok anlaşılan. Türk annesi - Kürt annesi, Kürt lideri – Türk lideri… arkadaş başka bir şey bilmez misiniz? Etnik bölünmelere, insanları ayrıştırmaya ne kadar meraklısınız. Bütünleşme diye bir kavram duymadınız mı? Bütün bunları yapıp ardından barıştan, kardeşlikten bahsediyorsunuz. Şeyh Said gibi, Terörist Apo gibi bir adamı dolaylı olarak ya da doğrudan savunup arkasından insan haklarından demokrasiden bahsediyorsunuz. Bu nasıl tutarsız yaklaşımlar böyle yahu! İnsanları birbirine düşürdünüz, birbirine! Bu ülkenin insanları sizin o hiçbir kitapta yer almayan ipe sapa gelmeyecek felsefi yaklaşımlarınız sayesinde bu ülkede birbirini yiyecek noktaya geldi. Artık insanlar kapı komşusuna bile memleketine göre muamele eder noktada. Bu düşmanlık tohumlarını siz attınız. Bu nefret bu kavga sizindir. Yarın bu ülkenin herhangi bir yerinde birileri birilerini Kürt olduğu için linç etmeye kalkarsa bu dökülen kan sizin omuzlarınıza yüktür ha! Biz de bu ülkede işkence gördük, en az sizin kadar çile çektik. Ama biz çektiklerimizi siyasi malzeme yapmadık. Ailesi solcu olduğu için annesiz babasız büyüyen arkadaşlarım var benim. Babası işkence öldürülen, akli dengesini yitiren, babalarını görmeden büyüyen komşularım var. Ben bu ülkenin en batısındanım. Benim yaşadığım yerlerde bu devletin hala yol, su elektrik götürmediği yerler var. Biz kendi cebimizden kurduğumuz kooperatifler aracılığıyla yol, su ve elektrik getiriyoruz. Buraları sel bastığında vatandaşın içi cız ediyor yeniden yol yaptırmak zorunda kalacağı için. Biz bunları bahane edip bu yollar bizim Kürtler ayak basamaz mı diyoruz; Doğudan gelip burada işi güç sahibi oluyorlar. Ama biz bütün bunlardan dolayı ülkeye düşman olmadık. Koskoca bir halka nefret kusmadık. Bu nefret tohumunu biz atmadık. Bu nefret senin nefretin benim değil. Bu kavganın sonunda çekilecek acılar senin boynunadır! Bundan sonra olacak her olumsuzluk sizlerin sorumluluğundadır. Bu ülke, tarihiyle sizi yargılayacak, Şeyh Said’e, Apo’ya, BDP içindeki terör destekçilerine hangi tarih sahip çıkar sanıyorsun? Bütün günahların vebali bunların boynunadır, bunu böyle bilesin Biji tirkiye! Bunların hesabını siz vereceksiniz, ben vermeyeceğim! Benim alevi arkadaşlarım var, Karadenizli Laz arkadaşlarım var, bir solcu olarak sağcı arkadaşlarım var; birlikte çocukluğumuz geçti, birlikte öğrencilik yaptık, askerlik yaptık. Yeri geldi tartıştık, yeri geldi kavga ettik. Hala da MHP’yi eleştiriyorum, belki senden fazla eleştiriyorum, demedik laf bırakmıyorum ama ben kimseyi bölmüyorum, kimseye düşmanlık aşılamıyorum, ben hiçbir şeyi gerekçe göstererek dağa çıkıp terör estirmiyorum, ben emperyalistlere maşalık etmiyorum. Ben bu ülkenin refahını, bağımsızlığını, özgürlüğünü istiyor ve bunun için çalışıyorum. İşte tarih bu yüzden beni değil seni yargılayacak. Senin o fikir önderlerini yargılayacak. Bu ülkenin acısı benden sorulmayacak. “Türk olmayan halk kesimlerinin yada Müslüman olmayan diğer din yada mezhep sahiplerinin anayasada hiçbir hak ve hukuklarının olmayacağını söylemiştir?” diyorsun. Şimdi bana bu söylediğini kanıtlar bir tane madde göster Anayasadan, sadece bir tane madde!...
-
ateistlik seçilirmi?
Öyle mi? Nerden biliyorsunuz?
-
Kardelen Elif'in tokat gibi sözleri: Ben de kürdüm "KIZIM DA ASKER OLACAK"
Doğrusu, şu ettiğiniz lafları okuyunca büyük şaşkınlık yaşadım; bu kadar ZOR durumda olabileceğinizi tahmin etmemiştim. Genç yaşta katledilen (siz onlara şehit demek istemezsiniz diye böyle konuşuyorum -olur ya belki bundan da rahatsızlık duyarsınız-) eşinin cenazesi başında kucağına henüz çok küçük yaştaki bebeğini almış ağlayan bir kadına, parmağını gözüne soka soka "söyle bakalım az önce Kürt olduğunu söyledin, kaç kelime Kürtçe biliyorsun" ya da "asker olacağınızı söylediğiniz kızınıza kaç kelime Kürtçe öğrettin say bakayım yalancı seniii" diye sorular sormamış olan medya mensuplarını CESUR olmamakla suçladığınıza göre... Artık, işinize gelmeyenin Kürt kimliğine bile dil uzatıp "YALANDAN KÜRT" ilan ederek (ki bu kişi Kürt olduğunu kendi iradesiyle söylediği halde ve siz bu kişinin hakkında kaç kürtçe kelime bilip bilmediği de dahil olmak üzere HİÇBİR ŞEY bilmediğiniz halde), Kürtlükten ihraç edecek noktaya geldiğinize göre... ve son olarak bu YALANANCI ilan ettiğiniz, cenazesinin başında ağlayarak "haktan hukuktan bahsediyorlar, ben de Kürt'üm, size mi düştü benim hakkımı savunmak" diyerek sizin kafanızda yaratmış olduğunuz hayali tek cümlesiyle yerle bir eden O hanımın söylediklerinden bu denli ürkerek nereye, ne tarafa saldıracağınızı şaşırmış hale gelmiş olduğunuza göre, Gerçekten çok ama çok ZOR duruma düşmüş olmalısınız... Yakında düşünce kaynağınız, önderiniz, biricik hedeflerinizi belirleyicisi İngiliz Mandası yanlısı-bağımsızlık düşmanı, Bölücü, Demokrasi ve insan hakları düşmanı, Gerici GERÇEK Kürt Şeyh Said'in asıldığı yerde anma törenleri yapılacakmış. Oraya da iştirak edecek misiniz? iştirak edin; Ama yarın birileri çıkıp İngiliz Mandası yanlısı-bağımsızlık düşmanı, Bölücü, Demokrasi ve insan hakları düşmanı, Gerici Şeyh Said denen adamın asıldığı yerde yaparsa, Sakın onları demokrasi adına kurşunlamaya kalkmayın olur mu?...
-
evlenmek istiyoruz yardımcı olun
Odris şurada cevap verdi: cadi1985 başlık Yardım - Gönüllü Yardım - Okul - Dernek - Yardım Kuruluşlarıyaa arkadaşım rencide olmanı istemem ama siz ciddi anlamda birileri yardımcı olur sanıyorsunuz galiba
-
Osman Pamukoğlu kaza geçirdi
olur öyle arada. ben de bir keresinde çok kötü kaza yapmıştım ama bu haber portallarında yer almadı
-
evlenmek istiyoruz yardımcı olun
Odris şurada cevap verdi: cadi1985 başlık Yardım - Gönüllü Yardım - Okul - Dernek - Yardım Kuruluşlarıkaç para lazım?
-
Sarıgül Sonunda Karar Vermiş, Parti Kuracakmış
Sarıgül parti kurmaktan vazgeçti Türkiye Değişim Hareketi'nin partileşme süreci başlamadan bitti. Hareketi başlatan ve 26 Haziran'da partiyi kuracaklarını bildiren Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, "Halkımızın sesine kulak veriyor ve Türkiye Değişim Partisi'ni kurmuyoruz" dedi. İstanbul'da basın toplantısı düzenleyen Sarıgül, Kemal Kılıçdaroğlu genel başkanlığındaki CHP'nin bir umut rüzgarı yarattığını belirterek, "Yurttaşlarımız CHP'deki değişime bir fırsat tanımak istiyor. Biz de her zaman olduğu gibi yine yurttaşlarımızın sesini dinliyoruz. Ve toplumdaki bu rüzgara fırsat vermek gerektiğini düşünüyoruz. Bu koşullarda halkımızın sesine kulak veriyor ve Türkiye Değişim Partisini kurmuyoruz" diye konuştu. Sarıgül, düzenlediği basın toplantısında aldıkları kararı şu sözlerle açıkladı: "Türkiye bir deneme tahtası değildir. Gençlerimizin şehit olmasına daha fazla seyirci kalamayız. Yurdumuzda değişim zorunludur. Türkiye Değişim Hareketi olarak uzun zamandır mücadele ediyoruz. Tarihi görevi üstlendik. Şimdi ülkemizin önünü açmak için yeni bir adım atmak zorundayız. Sorumluluğumuz gereği akan Mehmetçiğin kanını durdurmak, siyasetteki değişim rüzgarlarına fırsat vermek için fedakarlık yapma günüdür. Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığındaki CHP umut estirdi. Yurttaşlarımız CHP'ye fırsat tanımak istiyor. Biz her zaman olduğu gibi yurttaşlarımızın sesini dinliyoruz, bu rüzgara fırsat vermek gerektiğini TDH olarak düşünüyoruz. Gönüllülerimizin sesine kulak veriyoruz. Yıllardır büyük bir özenle büyüttüğümüz partimizi kurmayı doğru bulmuyoruz." (haberturk.com) Çok idealist adamsın Sarıgül. Bir başlık açtım senin için; ama onun bile açılmasıyla kapanması bir oldu.
-
İlhan Selçuk hayatını kaybetti
İlhan Selçuk'un kaleminden Ziverbey'de yaşadıkları "Gözlerim bağlı olduğundan hiçbir şey görmüyordum..." 12 Mart 1971'de askerlerin verdiği muhtıra sonrası İlhan Selçuk, asker-aydın ittifakından oluşan ve Türkiye'de rejimi değiştirmek amacıyla kurulan başka bir örgütlenme içinde olduğu gerekçesiyle gözaltına alındı. İlhan Selçuk, sol hareketin simge isimleri İlhami Soysal ve Doğan Avcıoğlu'nun da tutulduğu dönemin sorgu merkezi Ziverbey Köşküne götürüldü. Ziverbey Köşkü'nde işkence gören İlhan Selçuk, ifadesinde akrostiş yöntemiyle işkence altında olduğunu yazdı. Mahkemedeki savunmasında akrostiş yöntemini açıkladı, ifadesinin işkence altında alındığını kanıtladı ve beraat etti. Selçuk işkence günlerini serbest bırakıldıktan sonra kaleme aldığı "Ziverbey Köşkü" adlı kitabında anlattı. İşte İlhan Selçuk'un kaleminden Ziverbey'de yaşadıkları: "Gözlerim bağlı olduğundan hiçbir şey görmüyordum. Ayak bileklerime bir alet geçirilmişti. Bir manivelanın ya da vidanın sıkıştırıldığını duyumsuyordum. Öyle bir an geldi ki, bacaklarımı kıpırdatamaz oldum. Bir yağ mı sıvı mı sürüyorlardı tabanlarıma, sonra sopa inip kalkmaya başladı. Kendimi acıya katlanabilir sanırdım. Ancak falakanın verdiği acı hiçbir acıyla kıyaslanamaz. Olayın bir de ruhsal yanı var ki, bedensel acının üstüne biniyor. Kendini aşağılanmış olarak görüyorsun" (alıntı:haberturk.com)
-
Mardin Halk İnanışları
Bunları Türkiye'nin heryerinde görebilirsiniz. Mardin'le ne ilgisi var?
-
Erzurum'da toplu mezar
(Kaynak: İHA-haberturk.com)
-
SOKRATES'İN SAVUNMASI..........................
Forum ahalisinin kendisini Sokrates yerine koyup savunma hazırlamasını mı bekliyorsun? Üstelik ACİL... Çok muhteşem bir istek yaa
-
Ekonomi Üzerine
Türkiyede hayvan sayısı tüketime göre yeterli düzeyde. Bu verilerin kaynağı nedir bilmiyorum. Ama hayvan üreticileri konuyu ajite ediyor sanırım. 8,5 liraya kriz var denen Yunanistanda kırmızı eti perakende satış fiyatıyla satın alınabilir. Hiçbir ortamda fiyatların bu derece yüksek olması sayılarla açıklanamaz.
-
Arkadaşlar çok acil yetiştirmem
- Arkadaşlar çok acil yetiştirmem
vatandaş bizahmet şifre istiyor siz akıl veriyorsunuz- Ekonomi Üzerine
İlk parti canlı hayvanlar, Macaristandan Türkiye'ye getirildi Ulubaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Macaristan'dan kara yolu ile getirilen hayvanların 2 gün dinlendirilikten sonra kesime başlanacağını, ilk kesimin ise yarın yapılacağını belirterek, ''böylece taşıma sırasında artan laktik asit düzeyi düşürülecek, elde edilecek et kara değil, daha pembe görünümlü olacak'' İhale kapsamında, ithal edilecek hayvanların ihalede öngörülenden daha kısa sürede, yaklaşık 1 ayda Türkiye'de olacağını kaydeden Ulubaş, hayvanların kesiminden elde edilecek etlerin özel sektöre karkas olarak kilosu 12 liradan satılacağını bildirdi. EBK'nın halen 12,5 liradan kasaplık hayvan alımı yaparak kestiğini hatırlatan Ulubaş, ''biz 12,5 liradan aldığımız hayvandan, 17 liraya kıyma satıp kar ediyoruz. Özel sektörün de 12 liradan aldığı karkastan üreteceği kıymanın fiyatının, bunun çok üzerinde olacağını tahmin etmiyorum. Bu konuda gerekli kontrolleri Tarım ve Köyişleri Bakanlığı yapacak'' dedi. İthal edilen hayvanların, önceki hafta Et Balık Kurumu ve bakanlık uzmanlarından oluşan teknik ekiplerce yerinde kontrol edildiğini anlatan Ulubaş, şöyle devam etti: ''Bu hayvanların (domuz yemi ile beslendiği) iddiası kesinlikle doğru değil. Türkiye'de hayvanlara verilen yemin formülü ile ithal edilen ülkede verilen yemin formülü aynı. Bu konuda kesinlikle bir sorun yok. Uluslararası Hayvan Hastalıkları Ofisi'nin, hastalık bulunmadığını bildirdiği 13 ülkeden ithalat yapabiliriz. Kesinlikle bir hastalık riski yok. Dünyadaki et otoritelerinin en kaliteli bulduğu hayvan cinslerini ithal ediyoruz. Bunlardaki kemik ve yağ oranı çok düşük. Türk Halkı tüketeceği etten kesinlikle endişe etmesin. Çok kaliteli et satılacak.'' Hayvanların tedariki ve elde edilecek etin satışı konusunda herhangi bir problem yaşanmadığını vurgulayan Ulubaş, özel sektörden 40 bin ton civarında et satın alma talebi geldiğini bildirirken, ''kasaplık hayvan ithalatının devam edip etmeyeceği'' yönündeki soru üzerine, serbest piyasada dengeler oturuncaya kadar ithalatı sürdüreceğiz. Ancak şu aşamada programlanmış yeni bir ihale yok. Önemli olan serbest piyasadaki fiyatlar'' diye konuştu. Bu arada, EBK 1 Hazirandan geçerli olmak üzere kasaplık sığır alım fiyatını 13,5 liradan 12,5 liraya düşürdü. Hayvan alım bedelinin yüzde 10'u peşin kalanı 30 gün içinde ödeniyor. Kurum 5 Haziran'dan itibaren de perakende satış fiyatlarında kiloda 1 liralık indirim yaptı. EBK, kıymayı kilosu 17 liradan, kuşbaşını 19,75 liradan, bifteği ise 24,25 liradan satıyor. ''BESİ SÜRESİ DOLMAMIŞ HAYVANLAR KESİME GETİRİLİYOR'' ''EBK'nın hayvan alımı yapmadığı, üreticiyi besiciyi beklettiği'' yönündeki iddiaları da yanıtlayan Bekir Ulubaş, besicilerin alım fiyatı düşeceği endişesi ile besi süresi dolmamış hayvanları kesime getirdiğini ve besi süresi dolmadan bunları kesmeyi kabul etmediklerini kaydetti. Ulubaş şu bilgiyi verdi: ''Besiciler hayvan alım fiyatları düşeceği beklentisi ile beside 3-4 ay kalmış hayvanları kesime getiriyor. Şu anda kombinalarımıza, kapasitesinin üzerinde kesim talebi var. Biz 6 aylık besi süresini doldurmuş hayvanların kesimi için gün veriyoruz. Besi süresi dolmayan hayvanları kesmeyi kabul etmiyoruz. Kesim kapasitemizi tam olarak kullanıyoruz. Hayvan alımında kesinlikle bir sorunumuz yok. Üreticilere bütün ödeme taahhütlerimizi zamanında yapıyoruz. Gecikmiş bir borcumuz, para sıkıntımız yok. On bin ton eti depolayacak kapasitemiz bunları taşıyacak 106 tane TIR'ımız hazır. Alışta ve satışta bir sorunumuz yok.'' EBK'nın besiciye destek olmak amacı ile 14 Haziran'da besi hayvanı ithal edeceğini hatırlatan Ulubaş, amaçlarının ette besi maliyetini düşürmek olduğunu belirtirken şöyle devam etti: ''İthal edeceğimiz besi hayvanlarını kilosu 7-8 liradan besiciye vereceğiz. Halen besicinin ahırında kilosu 10-12 liradan aldığı hayvanlar var. Besici (zarar edeceğim) diye endişe etmesin. 100 hayvanı satarsa yerine 120 hayvan koyabilecek. Bu ithalatta sürekli olmayacak. Serbest piyasada fiyat dengesi oluştuğunda ithalata son vereceğiz.'' Bekir Ulubaş, ithal edilecek besi hayvanlarının isteyen besicilerine üst sınır 250 baş olmak üzere satılacağını söyledi. EBK'nın satış ağını Franchising yöntemi ile artırmak amacı ile önceki hafta duyuru yaptıklarını hatırlatan Bekir Ulubaş, daha sonra değişik satış yöntemlerini bir arada değerlendirmek üzere bu duyuruyu geri çektiklerini kaydetti. Ulubaş, ''üretilecek ürünlerin büyük alış veriş merkezleri veya büyük marketler, büyük bayiler aracılığı ile tüketiciye satışı için bütün yöntemleri inceliyoruz. Hedefimiz en geniş şekilde tüketiciye ulaşmak. Temmuz sonundan itibaren ürünlerimiz en geniş şekilde piyasada olacak'' dedi. (Kaynak:haberturk.com) Kişisel görüşüme göre dışarıdan et ithalatında bir sakınca yoktur. Hatta hükümetin bu hamlesini oldukça yerinde buluyorum. Piyasada spekülatif bir fiyatlandırma eğilimi olduğu çok açık. Bu ithalat sayesinde iç piyasadaki arz eksikliği kısmen giderilmiş olacaktır diye düşünüyorum. Ancak çok umutlanmamak lazım, nitekim canlı büyükbaş hayvanların karkas satış fiyatı 12,00 lira olarak belirlenmiş; Bu rakam umduğumuzun üzerinde bir rakam. Ayrıca ürünü iç pazarda doğru pazarlama kanallarıyla nihayi tüketiciye sunmak oldukça zahmetlidir ve bu faaliyet, ürünün elde edilme maliyetine ekleneceği için, fiyatı doğrudan etkiler. Ancak yine de söylediğim gibi piyasaya olan arzı etkileyecek bir hamledir ve kısa vadede olmasa da uzun vadede fiyatların dengeleneceğini düşünüyorum. Yerli yerinde kararlarla doğru piyasa stratejileriyle ve doğru pazarlama kanallarını kullanarak, ürünleri en uygun şekilde pazara sunma görevi söz konusu ithal et fikrini ortaya atanların halletmesi gereken bir durumdur. Bundan sonra piyasanın nasıl şekilleneceğini hep birlikte göreceğiz. Ekonomi, insanları doyurabilme sanatıdır; Fakat hep sorun çıkar.- Sarıgül Sonunda Karar Vermiş, Parti Kuracakmış
Sarıgül, parti kuracağı tarihi açıkladı Türkiye Değişim Hareketi (TDH) lideri Mustafa Sarıgül, parti kuruyor. TDH lideri Mustafa Sarıgül, düzenlediği basın toplantısında, ''Türkiye'nin önüne yepyeni bir alternatif koyuyoruz. 26 Haziran 2010 tarihinde 'Bismillah' diyerek partimizi kuruyoruz. 26 Haziran Türkiye Cumhuriyeti için yeni bir dönüşüm noktası olacaktır. 26 Hazirandan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. 26 Hazirandan sonra Ankara'daki oyunları bozacağız'' dedi. (haberturk.com) Parti kurmak iyidir hoştur da oy verecek birileri de gerekmiyor mu? Sarıgül! Hadi canım işine yaa.- İSRAİL KATLİAMI
Recep Erdoğan, Türkiye'yi tarafı olmadığı ve asla olmaması gereken bir yola sürüklüyor. Konya'da yapılan toplu açılış töreninde İsrail'e sert tepki gösterek konuyu iç siyaset malzemesi olarak kullandı ve ingilizce ve ibranice olmak üzere "öldürmeyeceksin" dedi. Şu aralar bütün derdi oy avcılığı olan Erdoğan'ın bu tutumu uzun vadede Türkiye'yi tarafı olmadığı bir tartışmanın ortasına itiyor. Kanaatimce yahudilere müsevlik öğretmek de Türkiye Devleti'nin Başbakan'ına da düşmez. Erdoğan, bir terör örgütü olan Hamas'ı terör örgütü olarak kabul etmediğini ilan ederek aynı zamanda Türkiye'nin terörle olan mücadelesine de uluslararası arenada sekte vurmuş olacaktır.- BÖYLE FETVA GÖRÜLMEDİ!
Arkadaşım raif bostan'a neden kızıyorsun. Senin savunduğun teze göre de Adem ile Havva'nın çocukları öz kardeş değil miydi?- İSRAİL KATLİAMI
Fethullah Güen Amerika'dan Konuştu ve ABD'nin sesini kendi kitlesine duyurdu. Gülen, ABD’nin önde gelen gazetelerinden Wall Street Journal’a verdiği söyleşide, Türk bir kuruluşun önderlik ettiği bir filonun İsrail’in izni olmadan Gazze’ye yardım götürmesini eleştirdi. GÖRDÜĞÜM ŞEYLER HİÇ DE HOŞ DEĞİLGazetenin haberine göre Gülen, söyleşide olayla ilgili izlediği haberler hakkında, "Gördüğüm şeyler hiç de hoş değildi" dedi. Gülen, "Çok çirkin şeylerdi” diye konuştu. Gülen, organizatörlerin Gazze’ye yardım götürmeden önce İsrail’le uzlaşma yolunu seçmemelerini "faydalı sonuçlar doğurmayacak şekilde otoriteye baş kaldırmak” olarak tanımladı. IHH POLİTİK BİR AMAÇ GÜTTÜ MÜ? WSJ, Gülen’in sözlerinin İsrail tarafından iade edilen aktivistlerin Türkiye’de kahramanlar gibi karşılandığı bir döneme denk geldiği yorumunu yaptı. Gazze’ye yardım götüren gemilerin önder organizatörlerinden biri olan ve 100’den fazla ülkede yardım faaliyetleri gerçekleştiren İnsani Yardım Vakfı’ndan (IHH) kısa bir süre önce haberdar olduğunu söyleyen Gülen, “IHH’nin politik bir amaç güdüp gütmediğini söylemek kolay değil” dedi. SUÇLUYU BULMA İŞİ BM'NİN Gülen, kendi hareketiyle ilişkili bir derneğin Gazze'ye yardım götürmek istediği zaman onlara İsrail'den izin almaları gerektiğini söylediğini belirtti. Gülen ayrıca, bu olayda suçluyu bulma işinin Birleşmiş Milletlere bırakılmasının en iyi seçenek olduğunu da sözlerine ekledi. Söyleşiyi gerçekleştiren muhabir, Gülen’in evinin koridorunda, büyük bir Türkiye haritası, Kuran’dan bir ayet ve Boğaz üzerinden geçen bir Türk F-16’sının resmi bulunduğunu da aktardı.- O GEMİNİN NİYE GİTTİĞİNİ BEN HALA ANLAYAMADIM..
bu gemide ah ben de olsaydım açık denizlere yol alsaydım vız gelirdi her şey inan bana yeter ki ben sana varsaydım abareeyyyyy.... islamic show zamanı yeppa yeppa yeppaaaaa - Arkadaşlar çok acil yetiştirmem
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.