Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Odris

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    1.526
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    5

Odris tarafından postalanan herşey

  1. aslında tam olarak öyle de değil. 5510 sayılı yasayla ortaya çıkan ve 1 ocak 2012 de yürürlüğe giren bu değişikliğin vardığı hiçbir yer yok gibi. özel sektörde faaliyet gösteren sigorta şirketlerinin bu düzenlemeden olumsuz etkileneceklerini söyleyebiliriz. çünkü değişiklik bireylerin devlete zorunlu olarak borçlanmalarını öngörüyor. özel bir sağlık sigortanız varsa bile devlet sizi kendine borçlandırıyor. 5510 sayılı yasa çıktığı günden beri çok fazla tartışma yaratmış ve belirsizliklere neden olmuştu. yasalar aceleyle ve çıkarılıp meclisten geçiriliyor. bence asıl sorun irdelenmeden ve düünülmeden yasa çıkarılmasındadır.
  2. Dikkat! Akıllara durgunluk verecek kadar ilginç bir yasa yürürlüğe giriyor. Haberiniz var mı? söz konusu yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte yeşil kart ortadan kalkmış olacak. eğer 18 yaşından büyük iseniz devletin sosyal güvenlik kurumuna isteseniz de istemeseniz de para ödemek zorunda kalacaksınız. benim özel sigortam zaten var ödemek istemiyorum diyemeyeceksiniz. eğer gelir testi yaptırmazsanız, en üst gelir basamağından gelirinizin olduğu varsayılacak ve devlete her ay 213 tl borçlanacaksınız. yine eğer bu parayı ödemezseniz devlet bu parayı haciz yoluyla sizden alacak. -"ben şu an çalışmıyorum, geçimimi sağlamak için annemden babamdan nenemden ya da dedemden borç alıyorum" derseniz, 40 yaşında bile olsanız, sizin geçiminizi sağlayan kişinin geliri sizin de geliriniz sayılacak ve bu rakam üzerinden devlete borçlanacaksınız. -"ama ben reşidim o kişiler bana bakmak zorunda değil, o yüzden onların geliri benim gelriim sayılamaz" diyemeyeceksiniz! Part-Time (yarı zamanlı) olarak çalışıyorsanız ve sigortanız örneğin 13 gün üzerinden ödeniyorsa geriye kalan 17 günlük (30 gün üzerinden) ödenmemiş sigortanızı devlete bizzat ödemek zorunda kalacaksınız! yarı zamanlı çalışan, bu durumda, işverenden aldığı maaşının neredeyse tamamına yakınını devlete ödemek zorunda kalacak! yine eğer ödemezse, ben bu parayla ancak karnımı doyruyorum derse, devlet ödenmemiş borcu haciz yoluyla vatandaştan alacak!
  3. korkutma beni 3+1/2 attım şu anda
  4. görüldüğü gibi ben hazır değilim yahu!
  5. mesele öldüğümüzde zebaniler ellerindeki kocaman çatalları gerimize mi batıracak yoksa cennette sayıları oldukça kalabalık hurilerle mi karşılanacağımız meselesidir. hazır olup olmama mezuu da buradan geliyor. bak omar'a; adam hazırlıklı onun kadar ibadet etsem hiç umursamadan E-5 karayolunda sabah kahvaltısı yapardım.
  6. Vaziyet-i Umumi benim halim memleketin hali üç gündür kabızım; dışarı çıkamıyorum. ne geğiriyor, ne *****biliyorum. içim gırtlağıma kadar ***! her zamanki gündelikçi kadın iki kız yollamış yerine, acemi şeyler etrafımda dolanıp duruyorlar. zaten başım dönüyor, yemekten içmekten kesildim. boyuna lağman yaptırıyorum, ****** fitil sokuyorum. bunlar yetmezmiş gibi dışarıda sokak inşaatı yeniden başladı, matkaplar gırla... kendimi intihar edeceğim bir gün! (Can Yücel)
  7. Çok güzel… şimdi bakalım kur’an gerçekte ne diyor ve bizden ne istiyor? Konuyla ilgili olan kısmı ve yazıda verilen Kur’an lafzını ayrıntılı olarak inceleyelim. “Nisa 3. Eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil), size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikâhlayın.Eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız, o takdirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur.” Burada ne diyor: velisi olduğunuz yetim kızlarla ile evlenip…. Görüldüğü gibi bu ayette velisi olduğumuz kızlarla evlenmekten bahsediyor. Yani Kur’an açıkça bunu kendi ahlakına uygun buluyor, yasaklamıyor. Dolayısıyla islam kültründe bir erkek kendisine baba diyen bir kızla evlenebilir. Peki bu evlenme ne zaman olur: Biliyoruz ki islam geleneğinde bir erkek istediği bir kız çocuğuyla evlenebilir ve adet görmeye başladığı andan itibaren onunla cinsel ilişkiye girebilir. Bu da ortalama 9 yaş demektir. Fakat bahsettiğimiz ortalama 9 yaş kıstası cinsel ilişki yaşıdır. Tam olarak bir erkek bir kızla ne zaman evlenebilir? Bunu daha net anlamak için Muhammed’in eşlerinden biri olan Aişe’ye bakalım; Aişe’nin anlattıkları hadislerde şöyle geçiyor: -"Peygamber benimle evlendi; ben o sırada 6 yaşındaydım." (Peygamber, Aişe 6 yaşındayen tam olarak 49 yaşındaydı!) Yine Aişe’nin anlattıklarına göre evlendikten 3 yıl sonraya kadar cinsel birleşme gerçekleşmiyor. Muhammed Aişe’nin adet görmesini bekliyor. Aişe hadislere göre şöyle devam ediyor: -"Ve ben dokuz yaşındayken benimle gerdeğe girdi. Medine'ye göçmüştük. Haris İbn Hazrec oğullarına konuk olduk. O sırada sıtmaya yakalandım. Saçlarım döküldü. Saçlarım yeniden geldi; bölükler oluştu. Annem Ümmü Ruman bana geldi. Arkadaşlarım ile birlikte salıncakta sallanıyorduk. Annem beni çağırdı. Yanına gittim. Benden ne istediğini bilmiyordum. Elimi tutup alıp götürdü. Evin kapısına gelince durdu. Soluk soluğa kalmıştım. Sonunda soluğum biraz yatıştı. Annem, sonra biraz su alıp yüzüme başıma değdirdi. Sonra beni eve soktu. Bir de baktım ki bir takım Medineli kadınlar. Evdeler. Bana şöyle demeye başladılar: -Hayırlı, bereketli olsun. İyi şanslar. Annem beni bu kadınlara teslim etti. Bunlar benim saçımı başımı yıkadılar, beni güzel bir biçimde hazırladılar. Peygamberle birden karşılaşmaktan başka hiçbir şey beni korkutmamıştı. Kadınlar, beni ona teslim ettiler. Ve ben o sıralar 9 yaşındaydım." (Aişe 9 yaşındayken Muhammed 52 yaşındaydı!) Görüldüğü gibi Buhari'nin ve Müslim'in E's-Sahih’lerinden bir kızın evlenme yaşının 9’un altında olabileceğini çıkarabiliriz. Ancak ister istemez cinsel ilişki için beklemek gerekecektir. Bu da yaklaşık olarak 9 yaş demektir. Kur’an ve İslam kültürü ve ayrıca Muhammed’in yaşam biçimi bu konuda bir sınırlama ortaya koymaz. Açıkça da anlaşıldığı gibi velayetimizdeki kız çocuklarıyla da, biz kaç yaşında olursak olalım evlenebiliriz. Kızlar yaklaşık 9 yaşına geldiklerinde de ilişki artık tümüyle serbesttir. Bunda herhangi bir sınırlama yoktur. Hatta İslam hukuku’na göre bu kızlar (kadınlar) artık kocalarına tabidirler ve onların gönüllerini hoş tutmalıdırlar. Bu çocuk yaşındaki kadınlar için de pek tabiki geçerlidir. İslam bu konuda herhangi bir kısıtlama getirmez, tam tersine teşvik eder. Buraya kadar bu açıklama yeterli sanırım. Şimdi ayetin devamına bakalım: “…size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikâhlayın.Eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız, o takdirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin.” İkişer, üçer, dörder olmak üzere nikahlayın diyor. Kadınları ya da çocuk yaştaki kızları dörder dörder nikahlayın…bu Kur’an’ın ikici olasılığıdır. Yani kendi himayemizdeki kız çocuklarından sonra gelen olasılık, bize helal kılınmış diğerleridir. Bunlar teyze, hala, dayı, amca kızları da olabilir. Çünkü İslam ahlakı çok yakın akraba evliliklerine izin veriyor. Burada çok ilginç bir nokta daha var: üçücü olasılık. Ayette söylendiği gibi eğer bütün bunlarda adaletli davranacağımızdan emin olamaz isek o halde sadece sahip olduğumuz cariyelerle yetineceğiz ya da sadece bir tane kadınla evlilik yapacağız. Cariye konusu önemli, çünkü burada Kur’an’ın evlilik dışı ilişkiye açıkça izin verdiği anlaşılıyor. Yani az önce bahsedilen ikişer, üçer ve dörderli çoğul evliliklerin dışında demek ki bir de cariyeler var. Burada cariye demiyor dikkat edin: cariyeler deniliyor. Yani evlendiklerimizin dışında bir de cariyelerimiz olabilir. Bakın Rabbimiz ne diyormuş: Eğer adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız, o takdirde bir tane alın. (Pek tabiki cariyeler yine hariç tutulmuştur. Bu bir sayısına istediğiniz sayıda cariyeyi de ekleyebilirsiniz, hiç çekinmeyin.) Görüldüğü gibi İslam eşsiz ahlak anlayışı ve kıstasıyla adaleti işte böyle dağıtıyor. Kur’an’ın gösterdiği yol işte bu ahlak ve eşitlik anlayışıla döşenmiştir.
  8. adamlar sömürmeyi biliyor kardeşim. güzel güzel sömürmüşler, cezayirliler de çok memnun kalmışlar demek ki...
  9. Başbuğ, "benim bundan sonrasını gözüm kesmiyor ben takdiri yüce millete bırakıyorum, o da yemezse yüce divana bırakıyorum, o da olmazsa işimiz zor galiba" dedi. sorulan sorulara çok sinirlenen başbuğ her soruyu "ben genel kurmay başkanıyım" diye cevapladı. en son "palonlu pempe sakız ister misiniz" şelindeki soruyu da "ben genel kurmay başkanıyım" diye yanıtlayan başbuğ'un bir kaç güne kadar kendini normal insanların düzeyinde görme yetisini kazanması umuluyor.
  10. çok heyecanlanmamak lazım. cumhuriyet döneminde ordunun hiçbir değere garantör olduğu görülmüş değildir. aksini söyleyen duygu sömürüsüne kurban gidiyor demektir. o yüzden türk halkını sarsacak bir durumun söz konusu olduğu noktasında derin kuşkularım var.
  11. ben habercilik diye buna derim. karar mahkeme tarafından 21:48'de açıklanıyor. ama açıkça resimlerde görüldüğü gibi İleri Demokrasi TV olayı 21.27'de verebiliyor. teknoloji ne kadder de ilerledi. (resim ekleyecektim ama durmadan hata verdiği için vazgeçtim aybalalar. artık isteyen google'a sorsun )
  12. popüler etiketler süper olmuş yahu :)

  13. Bu gerçekten de çok önemli bir durum. buna rağmen neredeyse hiç konuşulmadan geçildi. çok ilginçtir ki artık vatandaş da bu tür haberleri doğal karşılayıp gündemine almıyor; konuşulmuyor ve kimse başını kaldırıp "ne oluyor" demiyor. Haberde sözü geçen kişilerin diyaloğuna bakılırsa, birbirlerine desteklerini ve hoş temennilerini ileten iki ülke başkanlarının buluşması gibi... Türkiye bu duruma tümüyle sessiz kaldı. şu ana kadar hiç kimseden ses çıkmadı. ve bütün bunların yanında Türkiye'nin mavi marmara gibi olaylarla enerjisini tüketmesi çok düşündürücü.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.