Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

hakanaytac

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    599
  • Katılım

  • Son Ziyaret

hakanaytac tarafından postalanan herşey

  1. şangay beşlisinin avrupa birliğine alternatif olarak düşünülmesi gerektiği fikrinde hemfikirim.. ancak bugün rusyanın yaptığı aynı amerika gibi emperyalizm değil midir ?? bizim emperyalizmden bağımsız, her iki tarafa da eşit şekilde yaklaşan, bir nevi denge politikası izleyen, bunu yaparken de bağımsızlığından ödün vermeyecek politikacılara ihityacımız var.. bugüne kadar bunu sağ politikacılar yapmadılar.. bir gün solcular yapar belki...
  2. Meral Tamer - Milliyet Aleviler, kadınlar ve yoksullar AKP’ye karşı solda bir seçeneğin yaratılamamasından bunalmış, oy verecek parti bulamayan bir sol seçmen olarak, arkadaşımız Devrim Sevimay’ın yazı dizisini ilgiyle okuyorum. Ve daha şimdiden defterime “Aleviler, kadınlar ve yoksullar, sol için çıkış noktası olabilir” diye bir not düştüm. Pir Sultan Abdal Derneği Başkanı Fevzi Gümüş’ün de altını çizdiği gibi Alevilerle AKP arasında iflah olmaz bir kan uyuşmazlığı var: “AKP için Aleviler, yola getirilmesi gereken bir kesim.” Hatırlayın daha geçen hafta Keçiören’de bir Alevi esnaf, tekel ürünleri sattığı için AKP’li belediye zabıtaları tarafından saldırıya maruz kaldı. Esenyurt’ta bir öğrenci Alevi olduğunu söyleyince, öğretmeninden dayak yedi. “AKP’den Alevilere yarar gelmeyeceği gibi, ülkeye de demokrasi gelmeyeceğini gayet iyi görebiliyoruz” diyen Gümüş’e göre hâlâ Alevilerin % 90-95’i CHP’ye oy veriyor. Mecburiyetten CHP’ye Kürtlerin aksine Alevilerde çözülme olmamasını Gümüş, “Aleviler için 2 kırmızı çizgi var: Cumhuriyet ve laiklik. Aleviler, bunlar olmazsa bu topraklarda yaşayamayacaklarını düşünüyorlar. CHP’nin içine kapanması ayrı bir tartışma; ama AKP eliyle yürütülen bir gericileşme, hayatın dinselleştirilmesi var ki bundan en fazla mağdur olan kesim bizleriz,” diye açıklıyor. Sol kesimlerin maalesef artık CHP’den tümüyle umudu kestiklerine göre yeni bir çıkış noktası için Aleviler elde var biiir. Bana göre AKP ile arasında Aleviler kadar kan uyuşmazlığı bulunan bir diğer kesim de bugüne kadarki yaşam tarzlarına müdahale edilmesini kesinlikle istemeyen kadınlar. Gümüş, “Aleviler CHP’ye memnuniyetten değil, mecburiyetten oy veriyor” diyor. Gözle görülür biçimde muhafazakârlaştırılan toplumumuzda, başı açık kadınların önemli bir bölümü için de aynı argümanlar geçerli. Demek ki AKP’nin bir diğer yumuşak karnı, 8-10 yıl sonrasının Türkiyesi’nde başı açık dolaşamayacağı endişesi içinde yaşayan kadınlar. (Bu endişeyi hiç de mesnetsiz bulmuyorum.) Yoksul da vatandaştır AKP’den mutlaka kurtulmak isteyen bu 2 kesim, aklı başında yeni bir sol hareket için bence çantada keklik. Çok geniş bir kesim daha var, ama onlarla bir bağ kurmak daha uzun soluklu ve dikkat isteyen bir çaba: AKP döneminde keyfi bağışlarla ve yardım paketleriyle yaşayan yoksullar. Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ayşe Buğra’nın Sevimay’a dediği gibi Türkiye’de yoksullukla mücadele, hiçbir zaman sosyal hak etrafında, hak temelli bir sosyal yardım anlayışıyla yürütülmedi. Bunun sorumlusu AKP değil tabii. Ama AKP, sadaka ilişkisini Müslüman dayanışmasına atıfla ve şeyhlerin gözyaşlarıyla paketleyip oya dö-nüştürmekte çok mahir! Buğra, vatandaşlık hakkı temelli yardımları öne çıkartarak, sadaka ekonomisiyle pekâlâ mücadele edilebileceğini düşünüyor. Yeter ki şimdiki sadaka düzeni ile formel sosyal yardım arasındaki fark, halka anlatılabilsin. Vergi gelirleriyle finanse edilen, şeffaf ölçütler temelinde, aşağılayıcı ihtiyaç tespitlerine başvurmadan, salt vatandaşlık hakkı olarak yapılacak düzenli nakdi yardım, yoksul kesim için de bir çıkış noktası olabilir. (Bu yöntem, birçok Avrupa ülkesinde uygulanıyor.)
  3. Yılmaz ÖZDİL 03/09/2008 [email protected] CHP kapatılsın! Bedava kömür dağıtıyorlar mı? Dağıtıyorlar. Bedava bulgur, makarna? Dağıtıyorlar. Ekmek arası köfte? Dağıtıyorlar. Düğünde-sünnette altın? Takıyorlar. Memleket çadırkent oldu... Binlerce yıllık Türk tarihinde, örfümüzde, ádetimizde, geleneğimizde görülmedik biçimde, icat çıkarıp, avanta yemek dağıtmayı "iftar" haline getirdiler mi? Getirdiler. 11 ay "altta kalanın canı çıksın" politikası izleyip, 7 yıldızlı otellerde fink atanlar, 1 ay boyunca mahzun bir ifade takınıp, "Bak sana erzak getirdim" diye gariban gecekondulara gidiyor mu? Gidiyor. Kamyon kasalarından Yeni Cami güvercinlerine serper gibi fırlatılan tavuk parçalarını, pirinç poşetlerini, çocukları eze eze kapışan çaresiz insanlarımızı, çaresiz şekilde izliyor muyuz ekran başında? İzliyoruz. Sadaka toplumu olduk mu? Olduk. * İyi dinleyin o zaman... * Yukarıdaki "kalkınma"ydı. Aşağıdaki de "adalet..." * Sağlık Polikliniği’nde öğretmenlere taksicilere falan "yüzde 25 indirimli" hizmet veren CHP’li Kadıköy Belediye Başkanı kusurlu bulundu, yargılanacak... Niye? Gelir kaybına neden olduğu için!
  4. öncelikle bu başlığı neden açtığımı ifade etmek istiyorum.. her gün güzel yazılar yazan yazarlarımızın bu eserlerini sizlerle paylaşmak için... yazarlar....çeşitlemeler (???) başlığına bunları koymamamın nedeni o başlığın tam da bu amaçla açılmış olmadığından ve yeterince okunmadığından bu yazarların yazılarının okunmadan heba olması.. bir yazı için başlık açmak da çok fazla çöplüğe neden oluyor... bu nedenle sizlerle paylaşmak istediğim yazıları buraya koyacağım... siz de beğendiğiniz yazarların güzel yazılarını paylaşın hep beraber okuyalım !!! ...
  5. belki de doğru söylüyorsunuz çünkü pakize suda bu konuda 1 numara... ancak sayın dilek önder de hiç yabana atılır bir yazar değil... sanırım hafta içi her gün yazıyor.. onu bulabileceğiniz ver Vatan gazetesinin 2.sayfası.. ...
  6. aklıma erol evgin'in şarkısı geldi sen öyle deyince... işte öyle birşey... ... benim de son zamanlarda en çok kullandığım kelimeler, davul, bateri, zil, baget, nota.... bugünlerde başka bişe demiyom
  7. içine ata ata tuta tuta ne hale düştün be adam diye ********* bi şarkı geldi aklıma... noldu sorun nedir yaw... söyle de bilelim... ...
  8. o ne öyle yaw
  9. hoşgeldin metalci kardeş foruma... yaw metallica'nın yanına marliyn manson pek yakışmamış onun yerine iron maiden yazsaydın bari.. hayko ile şebo süper seçimler yanlarına bir de pentagram...yeme de yanında yat
  10. Rusya'dan dünyanın en uzun borusu döşenmişti Türkiye'ye; 1200 kilometre... Karadeniz o kadar olduğu için, anca o kadar döşeyebilmişlerdi. Pasifik kadar olsaydı, Pasifik kadar döşeyeceklerdi. Çünkü illa döşesinler diye ısrarcıydık... Baktılar ki, ısrarcıyız, bir tane Bulgaristan'dan, bir tane İran'dan döşediler... E baktık ki, fevkalade döşüyorlar, bir tane de Azerbaycan'dan döşettik. Yetti mi bu kadar döşeme? Yetmedi... Bu sefer, değişik uzunluklarda borular döşettik. Nereye? Şehirlere... Hatta belediye başkanlarımız, ana boruları döşeten devlet büyüklerimiz nezdinde kulis yaptı, "En önce bize döşeyin" diye... Adamını bulan döşetti... "Sana bu sene döşeyemeyeceğiz, seneye döşeriz inşallah" denilenler, prestij kaybına uğradı... Bekle bekle, döşeme möşeme olmadığını gören seçmen sinirlendi tabii, "O kadar oy verdik, bi boru döşetemediler" diye... Muhalefet "Biz olsaydık, kesin döşetirdik" demeye başlayınca, iktidar partimiz resmi internet sitesine "ak icraatlar" başlığıyla "Bugüne kadar döşenenin iki misli boru döşedik" diye yazdı. Gururla... Böylece, telaşa mahal olmadığı, bugüne kadar döşenenlerin, bundan sonra döşeneceklerin garantisi olduğu ortaya çıktı. Er ya da geç döşeneceğini öğrenen ahali, rahatladı... Sonra? Şanslı şehirlerden talihli ilçelere irili ufaklı borular, talihli ilçelerden ballı mahallelere daha küçük küçük borular, ballı mahallelerden dört ayak üstüne düşen apartmanlara daha minik minik borular döşendi... Bu sayede, memleketin yarısında elalemin borusu döşenmedik ev-fabrika kaldı mı? Kalmadı... * Aferin. * Şimdi ne diyoruz? "Ya gazı keserlerse?" Yılmaz Özdil Hürriyet
  11. hakanaytac

    SOL NASIL YÜKSELİR ?

    bugünlerde daha evvel tartışıldığı gibi solun akp'ye karşı nasıl alternatif olabileceği konuşuluyor.. bunun için eski solcular, aydınlar konuşmalar yapıyor ve fikirlerini söylüyorlar... gazeteler yazı dizileri oluşturuyor ve solun içinde bulunduğu konumdan nasıl kurtulacağı soruşturuluyor.. en son disk başkanı solun akpye alternatif olabilmesi için akpnin ilk önce yerel bölgelerde zayıflatılması gerektiğini söyledi. bunun için de sol partilerin destekledikleri ortak adayların seçilmesi gerektiğini anlattı... sizce ne yapılmaılı ? solun eski günlerdeki gibi güçlü ve fikirlerinin önemsendiği bir duruma gelmesi için neler yapılabilir ?? gelin solu kurtaralım !!!
  12. pakize suda yine yapmış yapacağını... resmen döktürmüş... üstelik her zaman olduğu gibi yine haklı bu tesbitlerinde... ancak büyük bir veliahtı var kendisinin .. dilek önder, vatan gazetesinden... o da kadın erkek ilişkilerinin komik yanlarını ortaya koymakta usta... biraz gülmek istiyorsanız onu okuyun... bir insan hem komik hem de haklı ancak bu kadar olabilir !!!
  13. bizimle bu müthiş vecizeleri (!) paylaştığın için teşekkürler sedelina.. yeni göndereceğin ********* şarkı sözlerini sabırsızlıkla bekliyoruz :D
  14. bu hikayede kesinlikle kanıtlamış oldu ki, bu dünya üzerinde zulmeden, öldüren, soykırım, işkence yapan her imparatorluk kendisine düşman yaratmış ve kendi sonunu getirmiştir.. bugün bunların aynını yapan büyük devletler de tıpkı geçmişteki imparatorluklar gibi zayıflamaya ve yok olmaya mahkumdurlar... onları yok edecek olan şey de onlara boyun eğmek değil, isyan etmek olacaktır... "böyle gelmiş böyle gider" mantığıyla ve "hiçbir şey yapamayız" söylemleriyle bir yere varılamayacağı gibi, silahları susturana kadar silah sıkana silah sıkmak gereklidir... yaşasın dünya barışı ve, o barışı sağlayacak olan kutsal savaş !!! acı ama gerçek !!!
  15. Okay Gönensin - VATAN Cumhurbaşkanı Gül’ün futbol maçı vesilesiyle Ermenistan’ın başkentine gitmesine itiraz CHP ve MHP’den geldi. İtirazın gerekçeleri fazla açık değil. Buna karşılık Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin düzelmesi için çok fazla gerekçe sayılabilir. Ankara şu anda bir yandan Gürcistan krizinde, diğer yandan Orta Doğu’nun karmaşık krizlerinde yapıcı roller oynamaya çalışıyor. “Barışın, ilişkilerinizi normalleştirin” diye herkese akıl verirken sorulacak “sen neden Ermenistan ile ilişkilerini normal hale getirmiyorsun” sorusuna cevap vermek kolay değildir. *** Ermenistan kuzeydoğu komşumuzdur, Ermenilerle çok derin tarihsel bağlarımız vardır. 1915 olaylarının açtığı yaraların da artık onarılması gerekir. Onarım dendiği zaman Türk tarafında var olan bazı önyargı ve korkuların karşılığı karşı tarafta da vardır. Bahçeli, Gül’ün Erivan’a maça gitmesine karşı çıkarken, Ermenistan’daki benzerlerinin de “neden çağırdın” diye kendi devlet başkanlarına tepki gösterdiklerini tahmin etmek zor değil. Ermenistan yoksul bir ülkedir, zor bir coğrafyada ayakta durmaya çalışıyor. 1915 tehcirinde yaşananlar, Ermenistan’ın, dışarıdaki Ermenilerle bağlarını güçlendirmek için önemli bir imkân olarak çok kullanılmıştır. Bunu anlamak gerekir. Üstelik bütün dünya 1915 olaylarını “soykırım” olarak görüyor, tanıyor. Bu konudaki tartışmaların “tarihsel” düzeyde kalmasını sağlamanın, bugünün insanlarının ve gelecek kuşakların hayatını zehirlemesinin önüne geçmenin yollarını iki tarafın da araması şarttır. *** Dünyanın genel olarak Ermeni sorununa ve 1915’e bakışında eğer bir değişiklik yaratılması isteniyorsa, bunun yolu Ermenistan ile ilişkilerin normalleşmesinden, hatta “ısınması”ndan geçiyor. 1915’i açıkça tartışabilecek bir olgunluğa henüz toplum olarak pek yakın değiliz. Ermenistan ile ilişkilerin niteliğinin değişmesi, bizdeki bazı korkulara da ilaç olabilir. Cumhurbaşkanı Gül Erivan’a maça gitmeli, varlık nedenlerini düşmanlıklarda bulanlara kulak asmamalıdır. Tabii ki Ermenistan tarafı da bu ziyareti iyi değerlendirmekle ve kendi içindeki radikallere kulak asmamakla yükümlüdür. Gül ve Serkisyan’ın milli futbol maçında verecekleri görüntü bütün dünya için ciddi bir anlam taşıyacaktır. Türk-Ermeni ilişkilerinin normale dönmesinin bu ilk işaretinin sadece faydası olacaktır. ....
  16. büyük bir tarışma konusu cumhurbaşkanının Emenistan'a gidip gitmeyeceği konusu.. muhalefet partileri CHP ve MHP bu konuda olumsuz görüş bildiriyorlar. gerekçeleri, Ermenistan'ın soykırım iddialarını hala daha ön koşul olarak kabul etmesi.. Ermenistan'ın bu tavrından dolayı cumhurbaşkanının oraya gitmesi bir teslimiyetin göstergesi olacağını söylüyorlar.. peki gül ne yapmalı ? gitmeli mi, gitmemeli mi ?? peki diyelim ki gitmedi, Ermenistan'la ilişkilerin normal komşuluk düzeyine gelmesi için ne yapmak gerekiyor... biz "Ermenistan " vazgeçsin, onlar da "Türkiye kabul etsin" diye tutturdukça bu ilişkilerin bir yere ilerleyeceği yok... hadi MHP'yi anladık.. mhp, aşırı milliyetçiliğin odağı olan bir parti...!!! onlar Ermenistan soykırım iddialarından vazgeçse de onları kabullenmez, ilişkileri normalleştirmeye çalışmaz hatta savaş bile ilan edebilir... ancak CHP'nin bu konuda daha ılımlı olması ve bu ziyareti desteklemesi gerekirdi diye düşünüyorum. sonuçta problemler diyalog ve karşılıklı anlayışla çözülür.. hem Abdullah Gül Erivan'a gidince ne olacak soykırımı hemen kabul mu etmiş olacağız ?? rusya ile amerika bile bir araya gelerek sorunları konuşuyorlar, ama sert ama daha ılımlı biçimde... bizim onlar ile görüşmeyi reddetmemizin ne gibi bir anlamı ve amacı olabilir ?? bu mantık bizi onları gözardı etmeye götürür... ...
  17. tekrar soruyorum bu tip olaylar için dini suçlayan birini gördünüz mü ?? dini suçlayan herhangi bir kelime işittiniz mi ??
  18. başlık ********* şarkı sözleri olduğundan bakarsın onu da öyle değerlendirmeye kalkan olur diye baştan uyarayım dedim
  19. keşke bir günümüz ve bir konumuz olsaydı türk-kürt çatışmasına dönüşmeyen. şu anda yapmamız gereken kimin suçlu kimin suçsuz olduğunu görmek değil, birlikte bu sorunun nasıl üstesinden geleceğimiz olmalıdır.. yalnızca ülkemizin değil, dünya barışının sağlanacağını konuşmamız, tartışamamız, buna kafa yormamız gerekir...
  20. cumhuriyetçiçocuk !!! sana burdan cevap vermek durumundayım çünkü özel mesaj gönderiminde hata veriyor ve "iletinin gönderildiği kişinin mesaj kutusu dolu" diyor.. öncelikle gereksiz mesajları silip boş alan bırakmanı tavsiye ederim.. ... wallahi benim anlama gibi bir problemim yok. evet o cümle bana ait ancak istiklal marşının önceki meclis tarafından kabul edildiğinden haberim var. ancak burada demek istediğim "kabul etme" olayı sahiplenme açısındandır. eğer arada nitelik farkı çok büyük boyutlardaysa bunu değiştirebilir ve başka bir marşı kabul edebilirlerdi. zaten sen de iletinde bana söylemiştin 1921 ve 1923 tarihlerini. istiklal marşının lozandan sonra kabul edildiğini bu bilgilerini de öğrendikten sonra söylemek tabi ki saflık olur. ancak kabul etme meselesinden kastım dediğim gibidir. ***** Atatürk'ün ingilizlerle olan ilişkilerini reddetmiyorum.. bağımsız bir devlet olduktan sonra siz savaştığınız ülke bile olsa diplomatik ilişki kurmakdurumundasınızıdr. bu ilişkilerin kurtuluş savaşından önce çıkara dayalı olduğunu düşünüyor ve iddia ediyorsan bu iddiana somut kanıtlar göstermelisin.. son söz şu : hepimizn eksikleri olabilir ve ben yeterince donanımlı olmayabilirm. daha fazla okumam konusunda yaptığın tavsiye için teşekkür ederim ancak senin başkasının bilgi düzeyini küçümsemen hiç de hoş değil... wallahi bahsettiğin kişinin yaptıkları dediğin davranıştan değildir belki ama senin bu şekilde yaklaşman bu nedenden ötürü olabilir !!! ...
  21. her devrim bir nevi dayatmadır ancak toplumun ihtiyaç duyduğu devrim yaptırımlarına rağmen kabul edilir,edilmek durumundadır. eğer bu kadar rahatsızsanız burada baskıcı olmayan, dayatma olmayan yönetim biçimini söyleyin ona göre bir daha konuşalım. ÇİFTLİK kelimeleriyle hakaret etmeye kalkmayın zira bunu amaçladığınız çok açık... kimse başkasının inancına,dinine ve dininin temsilcilerine hakaret etmiyorsa, kimse de kimsenin düşüncesine, o düşünce sistemine ve o düşünce sisteminin değerlerine hakaret etmeye kalkmasın.. benim de anlamadığım batıya karşı verdiğimiz istiklal savaşından sonra neden batının dayatmalarına boyun eğelim..biz çağdaşlığa boyun eğmişizdir batılılığa değil.Atatürk'ün hedefi olan çağdaş uygarlık eğer doğu'da olsaydı doğu'yu örnek alacaktı, Afrika'da olsa Afrika'yı vs. vs..Ayrıca batı bizim onlar gibi olmamamız için elinden geleni yaparak bizi dışlamaya uğraşmışlardır.zira bugün kendi emperyalist toplulukları AB'den dışlamak için yaptıkları gibi. tarihler konusunda bilgim pek yoktur çünkü ezberim kuvvetli değildir ancak bu tarihleri bilemeyecek kadar da bilinçsiz değilim hatırlattığınız için teşekkürler !!! lozan'ın tam bağımsızlık fikri İstiklal marşı'nın bir yansıması değil midir !!! madem öyle lozan'ı imzalayanlar neden arada nitelik farkı olduğu iddia edilen İstiklal Marşı'nı ulusal marş olarak kabul ettiler... aradaki nitelik farkı nedir !!! Balolar birtakım kişilere komik geliyordur yoksa özünde komiklik falan yoktur.. ayrıca hangi kaynağa dayanarak yabancı elçiliklerin bunlarla dalga geçtiği söyleniyor... batı'da da yapılan bu baloların batı tarafından komik bulunmasının nasıl bir mantığı olabilir!!! hala daha ingiliz oyunları konusunda mantıklı bir açıklama yok, bunlar sadece ingiliz oyunu olarak nitelendirilecek geçiştirilmeye çalışılıyor.. vahdettiin hangi amaçla ingilizlerle ne konuşmuştur, tarihi nedir... Atatürk ingilizlerle hangi amaçla ne konuşmuştur, tarihi nedir.. ayrıntılı bilgiler rica ediyorum... zira bunlar ezbere konuşmalar oluyor...
  22. bunun için dini suçlayanı gördünüz mü !!! biz 'müslüman yapmaz' ifadelerine karşılık bunları gösteriyoruz.. gerçek müslüman yapmaz, evet doğru.. ancak daha doğru olanı; gerçek inanan, gerçek dindar yapmaz... inancı hangisi olursa olsun... kimseyi dinden soğutma amacı da yok... ancak dini istismar ederek dolandırıcılık yapanları görmezden gelmek.. işte ası kafayı kuma gömmek demek bunu yapmaktır...
  23. evet, islamı öven arkadaşların onun 'çelişkili' ve 'yanlış' olduğu söylenen yerlerine de bıkmadan, usanmadan cevap vermeleri gereklidir.. yoksa ya bunları görmezden gelerek kendilerini kandırmış olurlar, ya da başkalarını kandırdıklarını sanırlar..(ancak bazılarını kandırırlar da !!!) soruların cevabını bekliyoruz... ..
  24. SAKIN BUNU KİMSE ****** ŞARKI SÖZÜ OLARAK YAZDIĞIMI SANMASIN, VURURUM VALLA !!! METALLICA - ONE I Can't Remember Anything Can't Tell If this Is True or Dream Deep down Inside I Feel to Scream this Terrible Silence Stops Me Now That the War Is Through with Me I'm Waking up I Can Not See That There Is Not Much Left of Me Nothing Is Real but Pain Now Hold My Breath as I Wish for Death Oh Please God,wake Me Back in the Womb its Much Too Real in Pumps Life That I must Feel but Can't Look Forward to Reveal Look to the Time When I'll Live Fed Through the Tube That Sticks in Me Just like a Wartime Novelty Tied to Machines That Make Me Be Cut this Life off from Me Hold My Breath as I Wish for Death Oh Please God,wake Me Now the World Is Gone I'm Just One Oh God,help Me Hold My Breath as I Wish for Death Oh Please God Help Me Darkness. . . Imprisoning Me All That I See Absolute Horror I Cannot Live I Cannot Die Trapped in Myself Body My Holding Cell Landmine. . . Has Taken My Sight Taken My Speech Taken My Hearing Taken My Arms Taken My Legs Taken My Soul Left Me with Life in **** Türkçesi Hiç bir şeyi anımasayamıyorum Bu gerçek mi yoksa düş mü bilemiyorum İçimde çok derinlerde haykırma ihtiyacı var Bu korkunç sessizlik durduruyor beni Şimdi savaşın benimle işi bittiğine göre Uyanıyorum, göremiyorum Pek bir şey kalmadığını benden geriye Hiçbir şey gerçek değil şimdi, acı dışında Nefesimi tutuyorum isterken ölmeyi Ah n'olur tanrım uyandır beni Ana rahmine geri döndüm fazlasıyla gerçek bu Hissetmek zorunda olduğum yaşam pompalanıyor içime Ama ileriye bakıp olacakları göremiyorum Yeniden yaşayacağım zamana bakamıyorum İçime sokulmuş borudan besleniyorum Tıpkı savaşa ait enteresan bir şey gibi Var olmamı sağlayan makinelere bağlanmış durumdayım Kesip alın bu yaşamı benden Nefesimi tutuyorum isterken ölmeyi Ah n'olur tanrım uyandır beni Şimdi dünya kayboldu ben tek'im Ah tanrım, yardım et bana nefesimi tutuyorum isterken ölmeyi Ah n'olur tanrım yardım et bana Karanlık hapsediyor beni Görebildiğim tek şey Mutlak dehşet Yaşayamıyorum Ölemiyorum Kısılı kaldım kendi içimde Bedenim beni tutsak eden hücre Mayın, görme yatimi aldı Konuşmamı İşitmemi Kollarımı Bacaklarımı Ruhumu Bana cehennemde bir yaşam bıraktı
  25. 'sanatçı' kelimesi gurumu okşadı.. çok teşekkür ederim.. inşallah o mertebeye de ulaşırız.. metal müziğin çok çeşitleri var.. herkesin sadece örnek gösterdiği böğürme şeklinde yani brutal vokal olan death de var .. heavy metal de var.. nu metal de var.. gothic metal de.. trash metal de.. o metal de bu metal de.. ben sana metallica dan başlamanı tavsiye ederim.. en son ülkemize gelen... müthiş bir konser veren.. eğer ingilizcen iyiyse şarkı sözlerini de türkçeleştirebilirsin.. yoksa sana yardımcı olabilirm.. ancak metal müziğin önemli olan felsefesi.. bu da çoğu grubun şarkı sözlerine yansıyor.. savaş karşıtlığı, dünya vatandaşlığı, eşitlik düşüncesi, çevrecilik vs vs. mesela bir şarkı sözü payalaşayyım seninle.. ... ...
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.