
hakanaytac
Φ Üyeler-
İçerik Sayısı
599 -
Katılım
-
Son Ziyaret
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
hakanaytac tarafından postalanan herşey
-
bütün bunlar yerinde ve istenen cevaplar değiller. ben arkadaşımızın ateizmin ve materyalizmin dünyaya ve insanlığa nasıl zarar verdiğini sordum, kendisi bana ayetleri ve dini bilgileri söylüyor... siz ateizme karşılık dini bilgi veremezsiniz. çünkü ateizm onları kabul etmez... ancak tüm bu ısrarlı soulara rağmen cevap verilmiyor... verilecek bir cevap yoksa onu anlarım.. demek ki ateizm, materyalizm insanlığa ve dünyaya hiçbir kötülük etmemiştir... insanların inanmamasıyla veya materyalizm felsefesiyle kötülük yapmanın hiçbir bağlantısı yoktur çünkü... arkadaşların da iddiaları geri çekmesini istiyorum....
-
İSTANBUL'UN GÖBEĞİNDE ZABITADAN MEYDAN DAYAĞI !
hakanaytac şurada cevap verdi: hakanaytac başlık Güncel Konular
polislerin işlerinin ağırlığından dem vuranlar şu habere bir baksın hele... zabıta deyip de burun kıvırmayın, polislerden çok da farkları yok... sonuçta onlar da bütün hıçlarını vatandaştan, işçiden, eylemciden çıkarıyorlar... hakkınız var işleri çok ağır.. dayak atmak yorar çünkü polisi... eylem yapan çevrecilere tuvalet izni ve yiyecek ekmekle içecek su vermemek de güçlü bir vicdan ister... çok zor polisin görevi... o yüzden haydiii, en yüksek zam onlara verilsin haydi... darp etmek, dövmek, işkence etmek zordur... güç ve kas kuvveti gerektirir çünkü... tuzlada çalışanlar ve maden işçilerine göre daha fazla güç gerektirir... haydi bu herküllerimize sahip çıkalım... -
İSTANBUL'UN GÖBEĞİNDE ZABITADAN MEYDAN DAYAĞI !
hakanaytac şurada bir başlık gönderdi: Güncel Konular
İstanbul'un göbeğinde zabıtadan meydan dayağı 28 Ağustos 2008 Zafer KARAKOÇ - İSTANBUL DHA) İstanbul’un göbeğinde zabıtalar vatandaşa sebepsiz yere güpegündüz meydan dayağı çekti. İddiaya göre Bakırköy sahilinde bulunan balıkçı barınağının bulunduğu yerde saat 18.00 sıralarında meydana gelen olayda İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı olan zabıta ekibi kaldırımda satış yapan bir işportacıyı herhangi bir uyarı yapmadan dövmeye başladı. Olay yerinden bisikletiyle geçen bir vatandaş zabıtaya tepki gösterice zabıta memurları bu defa bisikletli vatandaşa da darp etmeye başladı. Zabıta memurları yediği dayağın etkisiyle sersemleyen gencin bisikletini kaldırımdan yaklaşık 4 metre aşağıda yer alan balıkçı barınağının bulunduğu yürüyüş yoluna fırlattı. Bisikletin atıldığı yerde bulunan vatandaşlar da zabıta memurlarına tepki gösterdi. Zabıta ile vatandaşlar arasında bir süre yaşanan tartışmanın ardından zabıta ekibi olay yerinden ayrıldı. SOPA VE BIÇAKLARLA VATANDAŞLARA SALDIRDILAR Yaşanan olaydan kısa bir süre sonra 4 araçla tekrar olay yerine gelen sivil ve resmi zabıta memurlarından oluşan bir grup, iddiaya göre barınakta bulunan görevlilere ve vatandaşlara yanlarında getirdikleri sopa, bıçak, biber gazı ve demirlerle saldırdı. Adeta meydan dayağına dönen saldırıda Bakırköy Su Ürünleri Kooperatif Başkanı Müfit Çıkrıkçıoğlu başta olmak üzere yaklaşık 15 kişi vücutlarının ve suratlarının çeşitli yerlerinden yaralandı. Olayın ardından Bakırköy Sadi Konuk Eğitim Ve Araştırma Hastanesi'ne giderek tedavi olan yaralılardan bazıları kısa süreli iş göremez raporu alırken bir kısmı da ayakta tedavi altına alındı. ŞİKAYETCİ OLACAĞIZ Darp edilen vatandaşlardan Çıkrıkçıoğlu olayda hiçbir suçları olmadığı halde dayak yediklerini ifade ederek, "O bisikleti oraya atmamaları gerektiğini söyledik. Orada çocuklar oynuyor o sırada orada birisi olabilirdi. Oradan aşağıya bir şey atılmaz dedik. Üstümüze 100-150 kişiyle saldırdılar, şikayetçi olacağız" dedi. Çıkrıkçıoğlu, daha önce Büyükşehir Belediyesi ile barınakların bulunduğu yer ile ilgili olarak bir takım sorunlar yaşadıklarını, bu saldırının da bununla bağlantısı olabileceğini iddia etti. Saldırı sırasında barınaktaki yürüyüş yolunda olan vatandaşlar da olaya tepki göstererek "Devletin memuru bunu nasıl yapar. Ya o sırada aşağıda birisi olsaydı. Küfürlerle üzerimize geldiler ellerinde kocaman bıçaklar vardı. Bu nasıl bir şeydir" dediler. Olayda başına darbe alan besteci-söz yazarı Muzaffer Uludağ ise "Başkanı öyle kanlar içinde görünce mani olmak istedim ama başımda odun kırdılar. Devletin memuru bunu nasıl yapar, olanlara bir bakalım kendimize gelelim" diye konuştu. -
Yazarlar... Çeşitlemeler...
hakanaytac şurada cevap verdi: sardunyam başlık Gazete Haberleri Paylaşımı
İŞTE YENİ TÜRİYE'YE YENİ BİR HABER !!! Sünnette bonkör vergide cimri çıktı Nail KAHRAMAN- Serhat TEZCAN/BURSA, (DHA) Bursa’da oğluna stadyum ve helikopter kiralayarak 3 gün 3 gece sünnet düğünü yapan emlakçı İsmail Dengiz’in vergide cimri olduğu ortaya çıktı. İsmail Dengiz’in, 10 bin kişiyi ağırladığı gösterişli sünnet düğününü Maliye hemen incelemeye aldı. Ancak inceleme bitmeden Dengiz’in işyeri emlakçıda asılı vergi levhası gerçeği ortaya çıkardı: 2007 yılında 1325 YTL vergi ödedi. BURSA’da geçen hafta 11 yaşındaki oğlu Tahsin’e, stadyum ve helikopter kiralayıp, İstanbul’dan şarkıcıları getirerek 3 gün 3 gece sünet düğünü yapan emlakçı İsmail Dengiz’in, vergide cimri olduğu ortaya çıktı. Sünnet düğününde 10 bin kişiyi ağırlayıp ikramda bulunan ve "Oğlum için servetim feda olsun" diyen İsmail Dengiz’in 2007 yılında vergi dairesine 8 bin 500 YTL kazanç bildirdiği ve sadece 1325 YTL vergi ödediği ortaya çıktı. Maliye inceliyor Bursa’da emlakçılık yapan, Kayapalı Arsa İnşaat ve Emlak Ofisi Yönetim Kurulu Başkanı olan İsmail Dengiz’in, 5 bin davetiye dağıtıp, yerel gazeteye tam sayfa davet ilanı vererek yaklaşık 10 bin kişiyi ağırladığı gösterişli sünnet düğünü gazetelerde ve televizyonlarda haber olunca, maliye inceleme başlattı. Bursa Vergi Dairesi, Denetleme Grup Müdürlüğü görevlilerinin incelemesi devam ederken, DHA muhabirleri ve İsmail Dengiz’in ödediği vergiyle ilgili önemli bilgilere ulaştı. Emlakçı İsmail Dengiz’in geçen mart ayında bağlı olduğu vergi dairesine 2007 yılı beyanı olarak 8 bin 500 YTL kazanç bildirdi. Bu kazanç üzerinden de 1325 YTL vergi tahakkuk ettirildi. Sahtecilikten ceza aldı Kendisini birinci sıradan aday gösterecek bir partiden milletvekili olabileceğini, harcamaları da bumun için yaptığını söyleyen İsmail Dengiz’in, adli sicil kaydında ’sahtecilik’ suçundan sabıkalı olduğu ortaya çıktı. 2001 yılında Bursa 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde bu suçtan 2 yıl 5 ay 5 gün hapis cezasına çarptırılan Dengiz, 8 Ekim 2003 günü girdiği Bursa E Tipi Cezaevi’nden 12 Ağustos 2004 tarihinde şartla tahliye edildiği ortaya çıktı. İsmail Dengiz’in imar yasasına muhalefet ve yaralama suçlarından halen hakkında açılan davalarda yargılandığı belirtildi. 13 bin mesaj geldi İsmail Dengiz, gösterişli sünnet düğünüyle gündeme gelmekten memnun olurken, mali durumuyla ilgili araştırmalardan hayli rahatsız oldu. DHA muhabirinin sorularını yanıtlarken, sünnet haberinden sonra şirketinin web sayfası aracılığı ile kendisine 13 bin 200 e-mail gönderildiğini söyleyen Dengiz, "Hem alkışlayanlar, hem de ’görgüsüz’ diyenler var. Ben saf tabir edilen pırıl pırıl bir insanım. Ben vergimi peşin öderim, devletime borcum yok" dedi. Düğününde F-16’ya bindirecek İKİ kızından 15 yıl sonra dünyaya gelen oğlu Tahsin için her şeyi yapmaya hazır olduğunu belirten İsmail Dengiz, "Sünnet düğününün uzun yıllar konuşulması için stadyum ve helikopter kiraladım. Üç gün üç gece sürecek düğüne katılımın fazla olması için gazeteye ilan da verdim. Oğlum Tahsin için tüm servetimi harcamaya hazırım. Düğününde de F- 16’ya binecek. Kızım Beytiye’nin düğününde stadyum kiralamıştım" dedi. Benim de siyasi görüşüm var milletvekili olmak istiyorum DÜĞÜNÜNÜN ikinci günü helikopter gezisinin ardından basın mensuplarının ısrarlı sorusu üzerine siyasete gireceğini belirten İsmail Dengiz, "Bu sünnet düğünü ile aynı zamanda 700 yıllık Kayapa’yı da tanıtmış olduk. Aynı zamanda ben de bu kadar tanıtım için çalışıyorum. Benim de siyasi bir görüşüm var. Ben de milletvekilliğine adayım, parayı da ondan harcıyorum. Bugünden itibaren adayım" dedi. Gazetecilerin, hangi partiden aday olduğunu sorması üzerine de İsmail Dengiz, "Onu ben içimde yaşıyorum, zamanı geldiğince konuşuruz" diyerek parti adı vermedi. HERHALDE SİYASİ GÖRÜŞÜ DE, ZENGİNİ DAHA ZENGİN EDEN, FAKİRİ SÖMÜREN DİKDATÖR PARTİSİNDEN YANADIR !!! :D- 152 cevap
-
- Yazarlar
- Çeşitlemeler
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Sayın cumhuriyetçiçocuk, diğer başlıkta hiçbir yerde devletinizi dinle yönetin şeklinde ifadelerin olmadığından bahsediyordu... peki neden bu türkiyeyi islamla yönetme sevdası... siz dininizi kendiniz uygulayın, kendi aileniz içinde uygulayın diğerlerinden kime ne... neden onlar da inandıkları veya inanmadıkları bu dinle yönetilmek zorundalar... bırakın istedikleri biçimde hareket etsinler... hırsızlık yaptıklarında kolları kesilmesin, zina yaptıklarına recm uygulanmasın... neden bu kadar fanatik biçimde ülke dinle yönetilmek isteniyor... böyle yönetilince cennete gidileceği veya daha müslüman olunacağı mı düşünülüyor !!!
-
Melih Aşık Açık Pencere [email protected] Çevresel Dram Yaz sıcağında musallat olan ağır bir gribi çabuk atlatmak için iki gün yazılarımızı kesmek zorunda kaldık. Yazı hayatında ilk kez böyle bir şey başımıza geldi. Önce özürler... Sonra bizi seven ve geçmiş olsun dileklerini ileten sayısız okura sayısız teşekkürler... Günün konusu, malum, Sinop’ta çevreciler dayak yerken Başbakan’ın kendisini çevrecilerin daniskası ilan etmesi. Yani diyor ki bu ülkede çevre korunacaksa onu da biz koruruz, çevrecilerin boş vakitlerini bu işe ayırmasına gerek yoktur! Acaba öyle mi? Hayır... Uluslararası değerlendirmeler AKP hükümeti döneminde Türkiye’nin bir çevre felaketi yaşadığını söylüyor... Amerikan Yale Üniversitesi bu konuda titiz araştırmalar yapar... Bu araştırmalarda ülkelerin hava temizliği, su temizliği, iklim değişikliği, toprak temizliği göz önüne alınıyor... Yale bünyesinde yapılan bu araştırmaya göre, Türkiye 2008 yılında 150 dolayında ülke arasında 72. sırada yer alıyor... 2006 yılında 49. sırada imişiz... 2002 yılında ise 22. sırada... AKP iktidarında Türkiye 22. sıradan 72. sıraya gerilemiş... Bir ülkenin çevre performansı sıralamasında bu kadar gerilemesi inanılır gibi değil... Ama gerçek... Bu konuda bilgileri: “http://epi.yale.edu/Home” adresinde bulabilirsiniz. Kimin çevreci kimin daniska olduğunun ötesinde... Ormanları yanan, suları kirlenen, yeşil örtüleri ortadan kalkan Türkiye’nin insanları yarınlarda nasıl yaşayacak? Oturup acı acı bunu düşünmenin zamanı...
-
tanrı herkezı esıt sartlardamı dunyaya getırıyo
hakanaytac şurada cevap verdi: jeune başlık Dini Konular - Din - Dinler
belki anlaşılmamış olabilir ama bu sorularıma yanıt istiyorum... eğer yeterince dindar olmamam kaderimse benim ne suçum var ve bu yüzden neden cehenneme gideceğim... ve diğer arkadaşlar bazı arkadaşları kafirlikle suçluyor... neden suçluyorlar... bu bizim kaderimiz değil mi !!! -
karmaşa dünya karışık kafalar
hakanaytac şurada cevap verdi: doçent başlık Dini Konular - Din - Dinler
net bir şekilde kanıtlamak söz konusu değildir. asla kanıtlanamaz. zaten kanıtlansaydı ateizm ve atesit diye birşey olmazdı. Allah'ın ve dinleriin varlığı kanıtlanamaz yalnızca onlara inanılır... -
CENNET ve CEHENNEM : VAR MI YOK MU ?
hakanaytac şurada cevap verdi: hakanaytac başlık Dini Konular - Din - Dinler
ben de kuranda ve diğer kitaplarda bahsedilen eza verici kavramların(örneğin yanma) sadece bir mesaj verme amacıyla olduğunu düşünüyorum.... sen de bir inanan olarak çok güzel ve çok anlayışlı düşünüyorsun tebrik ederim.... -
tanrı herkezı esıt sartlardamı dunyaya getırıyo
hakanaytac şurada cevap verdi: jeune başlık Dini Konular - Din - Dinler
aklıma bu konuyla ilgili bir de fıkra geldi sizlerle paylaşmak istiyorum... köyün birini sel basmış herkes kaçmaya başlamış... bir tek papaz durmuş...neden duruyorsun diye sormuş yardımcısı, Allahım beni kendisi kurtarır demiş.... kilisenin içini su basmaya başlamış. o da üst kata çıkmış... üst kattan kurtarma ekibi onu almaya çalışmış istememiş.. Allah'ım beni kurtarır demiş... daha sonra biraz daha sular yükselince onu botla kurtarmaya gelmişler, hayır demiş. Allah'ım beni kurtarır... en sonunda kilisenin tepesine çıkmış... helikopter bile yanına gelmiş sepet sarkıtmış ancak o istememiş, Allah'ım beni kurtarır demiş. en sonunda da boğularak ölmüş... öbür tarafa gidince Allah ona demiş ki, evet, tam istediğim gibi yaşadın, iyilik yaptın, yoksullara baktın, vs. vs. Artık cennete gidebilrsin... papaz küskün bir şekilde 'hayır' demiş. ben senin cennetine gitmek istemiyorum... çok sevdiği kulu böyle deyince Allah hemen, 'aa ' neden öyle diyorsun demiş... papaz : ben hep senin istediklerini yaptım ama sen beni bir selden kurtarmadın demiş... Allah da : vallahi ben senin için ilk önce yardımcını gönderdim, sonra kurtarma ekibini sonra da botla diğer insanları...helikopter bile indirdim senin için ama sen istemedin ki demiş.... kaderci olmayın, çünkü siz kendi kaderinizi kendiniz çizersiniz !!! -
tanrı herkezı esıt sartlardamı dunyaya getırıyo
hakanaytac şurada cevap verdi: jeune başlık Dini Konular - Din - Dinler
bizim okuldaki din hocamız şöyle demişti : 'sizin sola değil de, sağa dönmeniz bile bir kaderdir ve Allah tarafından daha önce yazılmıştır ' peki ben sola değil de sağa dönmeden önce ilk başta sola dönmeyi düşünseydim bu da Allah tarafından mı yazılmış olacaktı !!! hatta sola dönmeye karar vermiş ve sola tam dönecekken sonra fikir değiştirip sağa dönecek olsaydım bu da mı daha önceden yazılmış olacaktı... yani benim ilk önce sağa dönme kararım sonradan değiştirilmiş olacak ve ben sola dönmeye karar kılmışken vazgeçip sola dönmüş olacaktıım... iyice karıştı vallahi... peki madem sağa değil de sola döneceğimiz (yok ya böyle değildi ben nereye dönmüştüm ) daha önceden belliyse biz bu hayatı neden yaşıyoruz.. bunu diyenler bir de burada sınandığımızı söylüyorlar.. eğer hiçbirşey elimizde değilse ve ne yapacaklarımız belliyse nasıl sınanmış oluyoruz... sonuçta ne yapacağımızı Allah biliyor... peki bir sorum daha var ... eğer benim burada, bu dünyada yaşadıklarımın hepsi kaderse benim yeterince inançlı olmamam da bir kaderdir. namaz kılmamam da vs. vs. ee bütün bunlardan dolayı ben cehenneme gideceksem bunda benim ne suçum var... zaten benim böyle olacağım daha önceden yazılmış... peki dini bütün arkadaşlar bizi neden kafirlikle suçluyorlar... bu bizim suçumuz değil ki, alınyazımızda bu yazıyor herşey eğer bir kaderse bu forumda yazmam bile bir kaderdir... hatta buraya nokta değil de (.), virgül koymam bile (,) bir kaderdir o zaman... ama doğru olmadı ki dilbilgisi hatası yaptık... hiç oralara noktayla virgül konulur mu... ama bu benim suçum değil alınyazım kaderim... bu şekilde bakarsak kimseye kızmamamız gerekmektedir. mesela bush'a... ırak'ta milyon tane müslümanı öldürmek onun kaderiydi... ıraklıların da ölmekti kaderi... hatta buna bizim seyirci kalmamız da bir kaderdi... ne çok kader var yahu... o zaman biz neden yaşıyoruz... yoksa Allah bizle oyun mu oynuyor, canı sıkıldı da bizi mi oynatıyor... (tövbe tövbe) kızmayın ama bu benim kaderim... ee bunu yazacağımı Allah da biliyorsa bana kızması söz konusu değil... bırakın Allah aşkına herkes kendi kaderini kendisi çizer...Allah sadece yaptıklarınız konusunda size yol gösterir , ödül verir veya cezalandırır !!! -
Dinlerarası Diyalog Tuzağı ve Dinde Reform (Kitabından Alıntıdır)
hakanaytac şurada cevap verdi: trabzonlum başlık İslam ve Şeriat
misyonerlik nedir ?? tanımı ve amacı nedir ?? misyonerlik suç mudur ?? bence hayır... çünkü misyonerlik bir dini yaymak adına din görevlilerinin yaptıkları propogandadır... ve bunda suç unsuru olabilecek hiçbir şey yok... ancak siz insanlara dinlerine geçmeleri, incil, kuran veya tevrat okumaları, namaz kılmaları, mum yakmaları veya başka ibadetlerde bulunmaları için, türban takmaları için rüşvet veriyorsanız siz suç işliyorsunuz demektir... bunlar yapılıyor mu ?? evet yapılıyor !!! her dinden din adamlarının yaptığı bu suç misyonerliğe girmez... misyonerlik temelde suç değildir.... ayrıca fettullah gülen'in 1000 iyiliğinden bahsediliyor... bana birkaç tane saysanıza.... kendi ümmeti ve müritlerini zengin etmekten başka ne 'iyilik' yaptı... insanlardan para çalma işini fem dershanelerini yönetenler yapıyor olabilir, ancak fettullah hoca hazretleri tarafından yapılan bir faaliyet bu... yaşa ey bin müslimin fettullah hoca hazretleri pek beyefendi kıymetlu padişah efendilerimiz !!!! -
CENNET ve CEHENNEM : VAR MI YOK MU ?
hakanaytac şurada bir başlık gönderdi: Dini Konular - Din - Dinler
geçenlerde bir dergide iki ilahiyat fakültesi mezunu din adamının röportajını okumuştum. işlenecek konu açısından çok geniş bir röportajdı bu... ancak asıl bahsetmek istediğim konu bu ilahiyatçıların cennet ve cehennem kavramlarık konusundaki yorumları... bütün dinlerin, daha doğrusu bu dinlerin çoğu din adamlarının insanlığa dini yanlış aktardıklarından bahsediyorlar ve cehennemde var olduğu söylenen ezalardan bahsediyorlardı... evet diyorlardı, bir cennet var. bir cehennem de var... ancak cehennemde yanmak, kül olmak gibi eza verici şeyler yok... bunlar sadece kitaplarda yer alan bazı nitelemeler... ve diyorlar ki, bir cehennem varsa bu cehennem cennetten mahrum kalmaktır... kimsenin magmanın bilmem kaç katı sıcaklıktaki bir yerde yanacağı falan yok... bu konudaki fikirlerinizi merak ediyorum... bana bu röportaj şu ana kadar duyduklarımın en mantıklısı geldi.... -
gerçekten isterseniz gayet de tabi bir şekilde hakaret etmeden eleştiride bulunabilirsiniz !!!
-
ben birvarmışhiçyokmuş adlı arkadaşa uzun süre önce bir soru sormuştum. ancak ne kadar dişli bir soru sormuşum ki hala daha cevap alamadım... ancak üzüldüğüm nokta samimi sanıdığım ve gerçekten bazı sorulara yanıt vermeyi amaç edindiğini düşündüğüm arkadaşın bu amacını resmen bırakıp kendisini cennetlik görüp kendisi gibi düşünmeyenleri hemen cehenneme atmasıdır... bütün dindarlar, dindar olduklarından dolayı hemen cennnete gideceklerini sanıyorlar, ******* ancak farkında değiller ki yaptıkları şeyler en büyük günahlar... farkında değiller ki ateistler belki doğru yaşadıkları için cennete gidecekler, fakat onlar inanmalarına rağmen yaptıklarından dolayı cehenneme gidecekler !!! kim bilir belki de tersi olur !!! belki de düzü !!!
-
ben anlayamıyorum lütfen biri bana açıklasın.. erdoğan diyor ki , ' istanbul a ne yaptıklarım ortada ! ' istanbulda çevrecilik yaptığını söylüyor.. istanbulu beton yığını haline getirmekten, gecekonduları doldurmaktan, onu gri bir çöl haline getirmekten başka ne yaptı ki !!! herhalde tayyip erdoğan 'çevrecilik'ten kasıt olarak 'çevresiyle ilgilenmekten' bahsediyor... bu ne demektir !!! çevreciliği herhalde sadece çevresine iyi olarak değil, kötü olarak da etkide bulunanlardan bahsederek kendisini çevreci ilan ediyor. diyor ki, yol yapmak çevrecilik değil mi !!! puhahahaha !!!! bu kadar olabilrdi yani !!! erdoğan çevrecilikten 'çevreyi güzel görünür hale sokmaktan ' bahsediyor herhalde. ancak farkında değil ki ne kadar güzel betonlar, ne kadar güzel viyadükler yaparsanız yapın asla yeşilin yerini tutmaz. üstelik bu çevreciliğinizi vurgularken ve yaptıklarınızla övünürken yeşili yok etmişseniz komik duruma düşersiniz. maalesef başbakanımız her konuda olduğu gibi bu konuda da bilgisizliğini göstermiş, komik duruma düşmüştür.... not : hakaret olarak kimse algılamasın, çünkü bilgisiz olmak utanılacak ya da üzerine hakaret edilecek bir durum değildir !!!
-
sevgiyi seven her sevgi dolu sevgiliyi seviyorum !!! not : sevgiliden kastım, sevgi dolu arkadaşlardır !!!
-
wallahi ben sadece eleştirilerin kırmızı çizgiyi aşacağını düşünmüyorum. sadece hakaretler kırmızı çizgiyi aşabilir. laiklik kötüdür, şunun için diyebilirsiniz bu bir hakaret değildir ancak, kemalizm sömürü getirmiştir, ****** işte bunlar hakaretttir. hoş bu kelimeleri kullanan arkadaşlar da var bu forumda ama neyse....
-
ancak izin verin de ülkenin kurtarıcısı ve halen daha devrimlerinin kullanıldığı, uygulandığı bir kişinin hakaretlere uğramasının cezalandırılsın... sonuçta bu ülke islam ülkesi olsaydı onun saygın şahsiyeti olarak Hz. Muhammet'e yapılan hakaretler suç içeriği taşıyacakttı. sonuçta her devletin bir kutsalı vardır ve obnlar dokunulmazdır, bırakın öyle kalsınlar !!!
-
o kanun 'türban yasaktır' şeklinde değildir ve olamazdı da zaten. çünkü bu bir ayrımcılık olmuş olurdu. diğer dinlerin simgeleri konusunda bir sınırlama yapmamış, onları yasaklamamış, meşru kılmış ve laik devlet olma özelliğini yitirmiş olurdu. (laiklik ilkesinin temellerinden biri de her dine eşit şekilde yaklaşmaktır) o kanunun anayasadaki şekli ; kamusal alanda dini simgelerin yasak olmasıdır. verdiğiniz 90 örneği çok uç bir örnektir ki, türban yasağının kaldırılmasını isteyenlerin sayısı bu oranda olamaz.... ayrıca halk bir şeyi istiyorsa ve bu hukuk, yasa, eşitlik, vs. tanımadan kabul edilecekse o zaman halk 'bütün gayrimülimler ülkemizi terk etsin' , '***********', hatta ' Türkiye Cumhuriyeti devleti islam devleti olsun ', hatta ve hatta 'Türkiye Cumhuriyeti Devletini feshedelim ' şeklinde kararlar alınırsa sizce bunları kabul etmeli miyiz !!! olmaz olmaz demeyin, olmaz olmaz !!!
-
yani demek istiyorsunuz ki, siz Atatürk'ü eleştirenin Atatürk'e çok daha fazla düşman olabileceğini göz önünde bulundurun... bundan jkastınız kendiniz de misiniz !!! eğer bu konuda fikirleriniz varsa söyleyin, burası özgür bir forum sitesi. kim düşünceleriniz için size ve bana ne yapabilir !!!
-
ağırlıktadır ve bence bu temelde iyi birşeydir. çünkü genel olarak insanlarda bir Tanrı, Allah (adını her ne koyarsanız ) olması insanların yaşamlarında daha dikkatli ve olgun, daha eşitlikçi ve dürüst olmalarını sağlayacaktır. fakat bunun olmaması o kişilerde bu değerlerin de olmayacağı anlamına gelmez. hatta dini kullananlardan, inanmayan kişiler daha doğru ve daha dürüst insan olabilirler. dediğim nokta da bu işte, dindarlar değil dinciler ve yobazlar artmakta ülkemizde. dindarlar zaten çoğunluktaydı ve çoğunlukta olmaya devam edecekmiş gibi gözüküyor...
-
bana hala sorumun yanıtını vermediniz ama. size soruyorum ve ısrarla mantıklı bir yanıt arıyorum... hangi kural, kanun, yasa, davranış dinin toplum yaşamından uzaklaşmasına sebep olmuştur. sırf türban olayı olarak sormuyorum. kim insanların inançlarına engel olmuştur. hangi yasa ve kanunla...!!!
-
Atatürk'ün eskidiğini söylemeye cesaret eden kişi (ki bence bunu söylemekte herkes özgürdür, cesaret etmek kelimesi yanlış)bunun gerekçesini söylemeyi de göze alacaktır. ben sizin 'tavsiye'lerinize rağmen Atatürk'ün eskidiğini iddia eden arkadaşlardan bunların gerekçeleri için yanıt bekliyorum. bu yanıtları verebilmeyi göze alacak kadar da cesaretli olduklarını sanıyorum!!!