Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

hakanaytac

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    599
  • Katılım

  • Son Ziyaret

hakanaytac tarafından postalanan herşey

  1. olayın özü ve düşünülmesi gereken şeyler bunlardan ibaret işte. ne fazlasına ne de azına gerek yok... nasıl önce dünya vatandaşıyız sonra türkiye cumhuriyeti vatandaşıyız diyorsak, onun gibi önce insanız (hümanistiz), sonra müslüman, hristiyan, musevi, budist, deist, ateist, vs.... demeliyiz...
  2. ne demek istediğimi anlamadın. ben, inanan-inanmayan diye ayırmıyorum. ayıran onlar. eğer ben inanan-inanmayan diye ayırsaydım inançlı olmayanları dışlardım. çünkü ben de inanıyorum ve tıpkı senin belirttiğin sebepten dolayı inanıyorum. zaten cevap verdiğin yazımda da bundan bahsetmek istemiştim.eğer inanmayanları yok etmek isteyenler cennete gidecekse benim inancım sarsılacak ve bu durumda inanmam için bir sebep de kalmayacak demektir. bu durumda da cenhenneme gideceklerini umduğum kişiler cennete gidecekse onlarla aynı konumda olmak istemiyor, cehennemi tercih ediyorum dedim. şimdi yanlış anlamalar giderilmiştir sanıyorum...
  3. bizim "yobaz" olarak nitelediklerimizde inan ki o saydığın yüce değerlerin hatta en yücesi olan "emeğin" hiçbir değeri yoktur. ve bunlar iyi insanlardır sadece dinin gereklerini yerine getirdikleri için öyle mi ? onlar cennete gidecek öyle mi ? onlar yalnızca kendini kandıran hatta Allahlarını bile kandırmaya çalışan zavallılardır. eğer gerçekten bir ahret varsa, gerçekten bu dünyayı yaratan bir Allah'ımız varsa bunların hepsinin hesabı sorulacaktır. eğer onlar cennete gidecekse onlarla aynı yerde, cennette olmaktansa inanmayan kafirlerin yanında, cehennemde olmayı tercih ederim...
  4. benim bilgilerime göre Kuran'da dört kadınla evlenme konusu şöyle işleniyor : " 4 kadına kadar evlenebilirsiniz, ancak size 1 tane önerilir" bunu duyan şehvet düşkünleri de yalnızca ilk cümleyi okuyup ikinci cümleyi görmezler bile. neden 4 tane deyince, dinimiz öyle emretti diyorlar. hatta 3 tane kadınla evli birine sorsanız neden "4 değil de 3 " diye. "tam bana göre birini bulamadım ama dinimizin emrini yerine getireceğim" derler. yasalarımıza göre bir kişiyle evlenebilirsiniz ancak imam nikahıyla istediğiniz kadar kişiyle evlenebilir ve birlikte yaşayabilirsiniz. şimdi burda şöyle bir durum var. siz eğer evli olmadığınız bir kişiyle yaşıyorsanız zina yapıyorsunuz demektir. ancak zina yasak olmadığından dolayı imam nikahlıların herhangi bir problemi yok. sonuçta yasalarımıza göre imam nikahlı olmalarına rağmen devlet tarafından evli sayılmıyorlar. buna da isyan edecekkler ancak anlayamazlar, laik ve her dine eşit uzaklıkta olan bir devletin buna hakkı yok. sonuçta sadece semavi dinler olması gerekmiyor, ben de Abuziddin Tanrısına tapıyor ve hungamunga nikahıyla evli sayılmak isteyebilirm... sonuç olarak imam nikahlılar resmi nikahları olmadığı için evli sayılmıyor ve bir nevi zina yapıyorlar. ancak bu suç olmadığı için kafaları rahat. belki de akp bu yüzden zinayı yasak olmaktan çıkarmıştır !? şimdi tepki gösterenler olacaktır, Allah'ın onayladığı bir evliliği nasıl zina olarak yorumlarsın diye. ancak geçenlerde "tekbir giyim"in sahibine yöneltilen soruya verdiği cevaptan bahsetmek istiyorum. dini bütün hazretlerine sordular : " neden 4 kadınla evlisiniz ? " diye, o da cevap verdi : " ne yani geneleve mi gideyim ? " şeklinde.... zihniyeti görüyorsunuz... kadınla neden evlendiğinin amacı ortada... zina yapmıyor (Allah katında) ancak 4 kadınla hayatını geçiriyor. her gece biriyle belki de bir gecede hepsiyle birlikte oluyor... oohhh kebap... sonra da evlenmeden veya elinde tek kadın olanların başkalarıyla birlikte olmalarına kızıyorlar... peki söyler misiniz ? bu adamın 4 kadınla evlenmesinin amacı zina değil mi ? Allah bunları görmüyor mu ? yaptığı yanına mı kalacak ? ve diğer 4 kadınla evlenenlerin zihniyeti farklı mı ?? belki "gerçek" İslam'da değil ama yobazların kafasındaki İslam'da kadının yeri budur !!!
  5. tabi ki de insanların iyi olması için din şart değildir. daha önce de yazdığım gibi "kötü" olarak nitelendirilen insanlar belki yaratıcısının kudretinden ve eserlerinden (dinlerinden) etkilenerek bu yolundan dönerler. ancak dine inanmayan kişileri kötü, sapkın, gavur ve farklı bir yaratık olarak görmekle göstermek yobazların, radikallerin istedikleridir. bu nedenle dinle iyi insan olmak arasında bağlantı kurmaya çalışıyorlar ki belki de inanmayanlar onlardan daha iyi daha doğru insandır. iyi insan olmayı sadece namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmek gibi şekilci gösterilere olarak görüyorlar....
  6. benim düşünceme göre dinler insanların kendilerine verilen bu hayatı doğru şekilde yaşamaları, kimseye kötülük etmeden bahsettiğiniz gibi "iyi bir insan" olarak bu dünyadan göçmesi için gönderilmişlerdir. temel amaç budur ve dinlerin gönderilme sebeplerinin bu olmasının, insanların artık sapkınlaşmaya başlamasından ve doğru yolu bulabilmeleri amacıyla sonradan gönderilmesi kanıt olarak gösterilebilir. yoksa Tanrı ilk insandan veya ilk varlıkan itibaren kendisinden haberdar olmaları için ve kendi doğrularına uymaları için dini gönderebilirdi. "dindar" olup da dolandırıcılık, cinayet, tecavüz suçlarına (günahlarına) bulaşan çok insan gördük. buradan da bu gibi kişilerin dini iyi okumadıkları, amacının ne olduğunu tam olarak anlayamadıkları ortaya çıkıyor. zihniyetleri şu : " bir günah işlesem ne olur ? nasılsa cennete gidecem ! namazımı kıldım, oruç tuttum, zekat verdim, hacca gittim, kurban kestm. Allah, bir kişinin canını yaktım diye kafirleri değil de beni mi cehenneme göderecek ! " ancak yaptığı o ibadetlerin kendisinin doğru bir insan olması için, doğru insan olduğunun göstergesi veya gereği olduğunun farkında değil.. kişisel olarak oruç tutarım, namaz kılmam, kurban keseriz, (henüz kendi paramı kazanmadığımdan zekat veremiyorum ancak hacca gitmek istiyorum. kağıt üzerinde müslümanım ancak bütün dinlere saygı duyuyor ve bunların insanlar için, onların daha iyi birer birey olması amacıyla gönderildiğine inanıyorum. bu zamana kadar iyi bir insan olarak yaşadığımı düşünüyorum.. kimsenin hakkını yemedim, kimseyi dolandırmadım, kimseye acı verecek hiçbirşey yapmadım.. dinlerin özünü anlayan kişilerin de bunları yapmayacağını düşünüyorum.. peki inanmayanlar ? inanmamasıyla birlikte son derece iyi ve doğru, hatta inanan, dinin her emrini yerine getirenden daha fazla adam gibi adam olan arkadaşlarım, dostlarım var. bazen ben onlara inanmadıkları için takılır, bazen de onlar bana inandığım için takılırlar. ancak hepimiz de birbirimizesaygı duyarız.. mesele de bu değil mi zaten ? iyi insan olmak, birbirine düşünceleri dolayısıyla saygı duymak... ancak bazılarının iddia ettiği gibi, iyi bir insan olmama ve arkadaşlarımın da öyle olmalarına rağmen, sadece o inanmadığından ve ben namaz kılmadığımdan dolayı inanıp ta her türlü günahı işlemişlerle aynı yere gideceksek ben öyle bir Tanrı'ya ve adaletine inanmıyorum. hatta sırf namaz kılmadığımız, ya da inanmadığımız için çok inançlı, koyu dindar ancak soykırımcı liderlerle birlikte "yanacaksak" ben öyle bir dine, öyle bir Tanrı'ya, öyle bir adalete, öyle bir güce inanmıyorum, güvenmiyorum. sonuç olarak dinler insanları doğru yola sokabilir, onları iyi insan yapabilir. ama gerçekten iyi insanların da iyi insan olduklarını ispat etmeleri açısından böyle bir şeye ihtiyaçları yoktur...
  7. İran’ın, nükleer programı nedeniyle, ABD’nin hedefinde olduğu biliniyor. Washington’un Irak’a yaptığı gibi İran’a bir kara harekâtı yapması pek olasılık dahilinde görülmüyor. Ancak, ABD veya İsrail’in nükleer tesisleri hedef alacak bir hava operasyonu yapabilecekleri, epeydir konuşuluyor. Başkan Bush’un giderayak böyle bir operasyona kalkışmayacağı, bu kararı yeni başkana bırakacağı yorumları ağırlıkta. Obama’nın başkan olması halinde böyle bir girişimde bulunmayacağı, ancak Mac Cain’in kazanması durumunda ise operasyon olasılığının artacağı yorumları var. Mac Cain yönetimindeki Beyaz Saray için “sıradaki”nin İran olacağı kanısı yaygın. Gerekçe sorunu ABD’nin Irak’ı işgali öncesinde ortaya attığı gerekçelerin hiçbiri doğru çıkmadı. Nükleer silahlar, kimyasal kitle imha silahları bulunamadı. Sonuçta ABD yönetimi (dönemin Dışişleri Bakanı Powell dahil) yanıldıklarını ifade ettiler, Basra harap olduktan sonra... Bugün Irak fiilen üçe bölünmüş durumda. ABD’nin Irak’ta duruma hâkim olduğunu söylemek de mümkün değil. Afganistan ve Irak’ta hâlâ savaşan ABD’nin, İran gibi büyük ve güçlü bir ülkeye karşı üçüncü bir cephe açması akla yatkın görünmüyor. Ancak, ABD’nin akla yatkınlık gibi bir ölçüsü olmadığını da söylemek gerek. ABD, böyle bir girişimde bulunursa, Irak savaşı nedeniyle istikrarı iyice kaybetmiş olan Ortadoğu’da işlerin daha karışacağını söylemek gerçekçi olur. İran’a yöneltilecek saldırı sonrasında Tahran’ın vereceği tepki hem İsrail hem de Irak’taki ABD açısından büyük sorunlar yaratacaktır. İran’ın Irak olmadığı bir gerçek. Askeri kapasitesi, ulaştığı teknolojik düzey, din etrafında bütünleşmiş fanatik milliyetçilik dikkate alınırsa, böyle bir sürecin nereye varacağını kestirmek çok zordur. Washington’un, hesap hatası yapmaması gerekir. İran’a yapacağı bir saldırının sonuçlarını iyi düşünmeli ve zaten yangın yerine dönmüş olan Ortadoğu’yu daha büyük çalkantılara sürüklememelidir. Barış yolu Türkiye’nin İran’a bakışına gelince... Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ankara ve Tahran’ın farklı politikalara sahip olmalarının doğal olduğunu vurguladıktan sonra, İran’ın komşu ülke olarak Türkiye için önemine de işaret etti. Bu arada İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad’ı da diplomatik çerçevede uyardı. Nükleer teknolojinin iyi amaçlar için kullanıldığı sürece bir hak olduğunu belirtti. Ancak, nükleer silaha yönelmenin sakıncalarını da hissettirdi. Saddam yönetimine yaptığı gibi İran yönetimine de barışçı çözüm için gayret göstermesini istedi. Türkiye elbette nükleer silah üreten bir İran’a sıcak bakmayacaktır. Böyle bir gelişme Türkiye için de bölgedeki dengeleri değiştirir. Barışçı amaçlarla kullanılacak nükleer teknolojiye ise karşı çıkmayacaktır. Ankara bu çizgide duracaktır. ABD’nin bir saldırı girişimine katkıda bulunmayacağını söylemek de gerçekçi olur. Ancak, Ankara’nın İran yönetimine yaptığı gibi Washington yönetimini de uyarması gerekir. Kabul edilebilir gerekçeleri olmadan ABD’nin İran’a yapacağı veya yaptıracağı bir saldırın yol açacağı sonuçlar konusunda en gerçekçi tahmin ve analizleri yapacak olan başkent yine Ankara’dır. Fikret Bila - Milliyet - 19/08/2008
  8. kadın başını örtüp örtmemekte özgürdür. ancak o örtüyü kafasına geçirdikten sonra özgürlükten söz edilemez. o kadın teslim olmuştur. erkekliğin dikdatörlüğüne yenilmiştir. radikallerin önünde başını eğmiştir. artık o örtüyü kafasına geçirdikten sonra sıra diğer "özgürlüklerine" gelecektir. istediği saatte dışarıya çıkmayacaktır. istediği yerlere gidemeyecektir. istediği filmleri, tiyatroları izleyemeyecektir. istediği kitapları okuyamayacaktır. istediği fikri açıkça söyleyemeyecektir. istediği kararları kocasına açamayacaktır. hatta biraz daha ileriye gidersek, kendi özgürlüğüyle taktığı o örtüyü kendi özgürlüğüyle bir daha çıkaramayacaktır. eğer çıkarırsa o zaman siz görün yapılan yakıştırmaları, yapılan işkenceleri, edilen hakaretleri, işlenen cinayetleri.... görün o zaman kadının özgürlüğünü....
  9. din adamları çok eski zamanlardan beri bilimin türlü gelişmelerine, icatlarına karşı çıkmışlar, bunların peşinden gidenleri sapkınlıkla ve şeytana uymakla suçlamışlardır. zamanında dünyanın yuvarlak olduğunu ve güneşin etrafında döndüğünü söyleyenlere başta Galileo olmak üzere büyük baskılar, işkenceler yapmışlar, onları engizisyon mahkemelerinde yargılamışlardır. daha sonradan dünyanın yuvarlak olduğu ispatlanınca da sessiz kalmışlardır. peki bu duruma yol açan, bilimi ve bilimadamlarını engeleyen din adamlarının cezası ne olacak ? bir hiç ! geçmişte olduğu gibi bugün de ezbere konuşarak herşeye " şeytan icadı, günah, haram" diyen din adamlarının yanına kar kalacak bu yaptıkları... bugün de evrime ve insan klonlamaya karşı çıkıyorlar. halbuki evrim Tanrı'nın yaratma gücünün, ortaya çıkardığı bu büyük eserin saygı duyulacak bir göstergesi. çünkü yarattığı dünyaya gönderdiği varlık öyle bir şey ki, dünyanın o günkü durumuna, iklimine, vs. ayak uydururak değişiyor, dönüşüyor.... klonlama onun o büyük kudretinin göstergesi ki, kendi yaratma gücünü, yarattığı bu varlığa vermiş.. ancak din adamları ve radikaller her zamanki gibi ezbere hareket edip her türlü yeniliğe, değişikliğe karşı çıkıyorlar.... ancak dün olduğu gibi bilimadamları her türlü baskıya rağmen bu ilimlerin gerçekliğini ve gerekliliğini ortaya koyacak ve din adamları haksız olduklarından yine sessizliğe bürüneceklerdir.ancak ne yazık ki yaptıkları yine yanlarına kar kalacak !!!
  10. buradan da anlaşıldığı gibi Kur'anın değiştirilmiş olamayacağı söz konusu değildir. Kuran indirildiği anda kaleme alınmadığı, ilk başlarda ezberletilerek insanlara aktarıldığı ve daha sonradan kitaplaştırıldığı için bunun hiç bozulmadan kalması çok zordur. daha sonraki tarihlerde Kuranda olmadığı halde olduğu gösterilen ayetlerle kötü niyetli kişiler kendilerine rant sağlamak adına bu yola başvurmuşlardır. nereden alabiliriz Kuranın ilk gün indirildiği gibi kaldığının garantisini ??
  11. Nihat Genç Bilgisayarımın başına oturuyor ve son birkaç gündür Fethullah Hocacı diye bilinen internet sitelerinde aleyhimde yazılıp çizilenlere cevap veriyorum. Fethullahcı diye bilinen nurcu kardeşlerim, sizler benim özbeöz kardeşlerimsiniz, toprağımın çocuklarısınız ve yüzlercenizi tanıyorum, pırıl pırıl tertemiz çocuklarsınız. Benim isyanım tepenizdeki on onbeş ağbinizin sizi Amerika'ya köpek yapması ve ideolojik köleler haline getirmesinedir. Siz de bunları içinizde tartışıyor bu utançtan çıkamıyor ve hayıflanıp duruyorsunuz, ancak, benim gibi bağımsız yazarlar sizlerin zorla sürüklendiği bu kapanları dobra dobra konuşur. Bağımsız yazar demek kimseye eyvallahı olmayan Allah'tan başka kimseden emir almayan yazar demektir. İşte Irak'ta bir milyon müslüman kardeşimiz öldürüldü ve seyirci kaldınız, gazetelerinizin yayın politikası ortada, Amerika Irak'a girdiği günden beri susturulmuş yazarlarla dolu gazeteleriniz Amerikancılığından zırnık taviz vermedi. Bu utanç hepinizi felakete götürecek. Bush'un adamı olmak ya da hristiyan evanjelistlerle aynı siyasi çizgide olmanın faturasını er geç içinde yaşadığınız ideoloji pahalıya ödeyecektir. Ancak sizler bugünden bu ihanet çizgisini içinizde yüksek sesle tartışırsanız bir nebze taşıdığınız müslümanlık sıfatını şeytani kirlilikten kurtarmış olursunuz. Bizim de derdimiz size bu muhasebeyi yaptırmaktır. Sizi bu derin muhasebeye zorlamaktır. Ama gazetelerinizi ve internet sayfalarınızı yöneten ağbileriniz böyle yapmıyor, tam tersine, Fethullah Hoca'ya kim karşı geliyorsa onu faşistlikle delilikle özgürlük düşmanıyla suçluyor. Bana istediğiniz suçlamaları yapabilirsiniz, ben bu suçlamaların üretildiği kafaları ve yerleri iyi biliyorum. Sizin bu düşüncelerinizi üretenlerin tıynıyetlerinden,şereflerinden, insanlıklarından çok çok haberdarım. Mesela sizler Orhan Pamuklarla aynı safta ve Ermeni vakıflarıyla canciğer ilişkileri kendi ağzıyla belgelenmiş Elif Şafaklar'a sesinizi çıkartamazsınız, çünkü, ağbilerinizden biriyle evlendi ve hepiniz artık susmak zorundasınız, bugüne kadar tek satır çıkmadığı gibi gazete ve dergilerinizde en küçük bir imaya dahi izin verilmedi. Çünkü dergileriniz ve gazeteleriniz kontrol altında. Kontrol altındasınız kardeşlerim. Artık bu büyük kontrol sadece sizleri değil bizi de kontrol etmeye başladı. Bakın bir takım siyasi cinayetleri çözeceğiz diye yola çıkan polis şefleri bizlerin onların öbürlerinin herkesin telefonunu rahatlıkla savcılık izniyle dinliyor, herkes dinleniyor, dinleniyoruz kardeşlerim. Ağbileriniz bizi dinliyor. Sadece bizleri mi askerleri de dinliyor, işte geçtiğimiz yıl ortaya çıkan andıç hadisesi Fethullah istihbaratının derinliklerini gösteriyor. Elinizden ne geliyorsa yapın, şikayetim bu değil, benim lafım, hem devletten maaş alıyorsunuz hem de devleti aşağılıyor devletle dalganızı geçiyor devlete karşı söylenmedik laf bırakmıyorsunuz.. Bakın ben devletten maaş almıyorum, devletten ödül almıyorum devlet makamlarında değilim, ama sizler devletin en istihbarati yerlerindesiniz, TRT'desiniz iktidardasınız ve hala devlete küfrediyorsunuz. Bu ikiyüzlülüğün adı kalleşliktir, insan ekmek yediği yere bu kadar nankör davranır mı? SKY Televizyonu yüzlerce televizyondan sadece bir tanesidir ve sizin elinizde TRT 1, TRT 2, işte hergün nurcu ağbileriniz burada akşamın altısından gecenin onikisine kadar dini kültürel felsefi proğramlar yapıyor. Pekala bu ağbilerin proğramları sizlerin öfkesini kudurmuşluğunu giderecek sizleri rahatlatacak yayınlar yapabilmeli. Ama sanırım çok beceriksiz adamlar, sizleri yıllar boyu ekranlardan uyutuyorlar, Türkiye'yi konuşmuyorlar acılarımızı konuşmuyorlar dünyanın dertlerini konuşmuyorlar ve ama hergün bedavadan ordalar, üstelik maaş da alıyorlar,üstelik ne soranları var ve ne de onları eleştirenler. Eğer benim konuşmalarımı TRT yayınlamış olsaydı siz de devlete TRT'ye kızabilirdiniz, ama TRT artık sizin. Bir fikriniz varsa bir düşünceniz varsa bu resmi kanallarda sabahlara kadar yayınlayın ve rahat edin.. Yüzlerce Televizyon içinden bir tanesi niçin sizi rahatsız etsin, bırakın burada da bizim kendimizce konuşalım. Ama ağbileriniz iki tür hayat yaşıyor, birinci hayatları gayet düzgün takım elbiseli ve size ekrandan gazeteden gösterdikleri yüzleri, ikinci yüzleri ise saklı, kirli, karanlık.. İşte o karanlık yüzü hepimizi tedirgin ediyor ülkeyi endişeye sürüklüyor. Mesela ben Nihat Genç İslam felsefesini inciği cinciğine kadar okumaya çalıştım, Türkiye'de yayınlanmış binlerce cilt İslam külliyatı didik didik edilmiş olarak şu anda kütüphanemdedir, ayrıca ayıptır söylemesi ilk gençlik yıllarımda dizimi kırıp oturdum ve aylarca süren bir mücadeleden sonra Saidi Nursi külliyatını da hatim ettim. Çünkü ben sadece müslüman değil müslümanların bilimini düşüncesini tarihini derinden merak ettim. Gazete ve ekranlardaki ağbileriniz bir kez olsun merak edip benimle ropörtaj yapmadı bir kez olsun benim kitaplarımdan bahsetmedi ve benim kitaplarımı bir tek mısra olsun tanıtmadı, kimi meşhur ettiler Elif Şafak gibileri.. Bundan şikayetçi değilim, ama sansürünüzü ambargonuzu işinize gelmeyenlere uyguladığınız ölümüne yoksaymaları şimdi yeni yetişen nurcu kardeşler de iyi bilsin. Böylelikle sizler vatanseverliği liberal Avrupacı yazarların ağzından öğrendiniz, sizin beyninizi yıkayanlar vatanseverlik kavramını size, ülkeyi Avrupa'ya peşkeş çekenlerin ağızlarından öğretti. Şu anda ülke sevgisi vatan devlet asker ulusallık milliyetçilik gibi bütün bu kavramlarda beyniniz darmadağınık ve bu saatten sonra size birçok şeyi anlatmak hayli imkansız. Bakın gazeteniz yazarları ve Fethullahcı diye bilinen yazarlarla oluşturulan mahfiller kurumlar bugüne kadar mesela Kıbrıs meselesinde Yunan tarafını, Ermeni sorunundan Ermeni tezlerini, Kuzey Irak sorununda Barzani tezlerini hoşgörüyle tartışıp bu üç temel sorunda da Avrupalılar'ın Ermeniler'in ve Barzani'nin ve Yunanlılar'ın tezlerini destekledi. Yetmedi, Irak'ta bir milyon müslüman öldürülürken sizler yine Amerika tarafında dinler arası ittifaklar medeniyetler çatışmaları laflarıyla eğlenip duruyordunuz.. Polis teşkilatı elinizde, TRT elinizde, milyarlık onlarca holding elinizde ve onlarca derginiz gazeteniz elinizde ve sizler hala doymamış olmalısınız ki SKY Türk'te tek tabanca konuşup bağıran Nihat Genç'e hiçbir müslümanın kaldıramayacağını küfürler savuruyorsunuz. Önce müslümanlığı öğrenmelisiniz. Önce hak adalet duygusunu yani Allah'ın adı olan Hakk'ı öğrenmelisiniz. Kimseden beş kuruş para almadan kimsenin adamı olmadan kimseye ağbi demeden ve hepinizin yedi sülalenizin ambargo ve sansürlerine rağmen yazarlığıyla bugün milyonlara seslenen Nihat Genç'e katil, deli, faşist demeden önce, bu çocuk neler yazdı neler söylüyor diyebilmelisiniz. Yedi sekiz kitabım birer birer otuz baskıyı çoktan geçti, yani içinizde bu topraklarda kitapları hikayeleri en çok okunan yazarım. Torpille kayırmayla aylarca çok satan listelerinde baş köşelerde tuttuğunuz boya hamurundan yazarlarınız bu rakamları geçemez. İşte onlarca televizyonunuz var neden içlerinden tek bir tanesi benim kadar dinlenmiyor, izlenmiyor.. Ben insanları ekran başına beyinlerini yıkayarak mı jandarma zoruyla mı getiriyorum, benim dinlemezseniz sizi ülkeden atarım kovarım diye faşist diktatöryal tedbirlere mi başvuruyorum. Ama sizleri yetiştirenler sizlere kendi eserlerini dayatıyorlar kendi proğramlarını onyıllarca sizlere zorla izletiyorlar, okumaz ya da izlemezseniz, size burs vermezler, size evlerinden atarlar, sizi işe almazlar ve size de şimdi bana yaptıkları gibi ya yok sayarlar ya küfrederler. Kardeşlerim, yalan söylemek müslümana hiç yakışmaz, işte internet sitelerini yöneten ağbileriniz, benim için AKP seçmenlerine *********** dedi beyinsiz dedi diye manşet attılar.. Konuşmam ortada tekrarını tekrar yayınlarız yine izleyin. Ben böyle bir cümle etmedim. Etmediğim halde bu yalana iftiraya niçin tenezzül ediyorsunuz. Beni gözden düşürmek için mi? Beni sizin gazeteleriniz sizin dergileriniz yazar yapmadı, ben, bu halka hikayeler anlata anlata yazar oldum, boşuna çırpınmayın. Ben konuşmamda, açıp bir daha dinleyin, eğitimsiz okulsuz kitapsız müzesiz kütüphanesiz insanların yoksullukları yüzünden estetik zevkleri siyasi seçicilikleri gelişmez ve beyinsiz bırakırlar, böylelikle bir partiye çabucak kanabilirler, dedim,.Mesela diyelim Batman'da yüzlerce yazar sanatçı olabilseydi Batman'dan bu kadar kolay oy alamazsınız, dedim.. İşte bunları dedim.. Peki neden yalan söylediniz. Fethullah hocanız sizi bu yalanları yönetmeniz için mi oralara yerleştirdi. Türkiye halkından vergiler alınıyor ve bu vergiler TRT'ye yatırılıyor siz bu TRT'lerde başköşelerde yıllar boyu konuşuyorsunuz ve ayrıca cemaatiniz Anadolu halkından zekat alıyor ve bu zekatlar büyük holdinglerinizi gazetelerinizi sıcacık ideolojik evlerinizi geçindiriyor.. Hem devletin paralarıyla hem ideolojinin topladığı zekat paralarıyla geçiniyorsunuz. Bu sizi utandırmıyor mu? Bir genç insan olarak kendinize şu soruyu niçin sormuyorsunuz, Allah bana bir çift göz sağlam iki kol vermiş ben kimseye muhtaç olmadan kendi karnımı kendim doyururum, demiyorsunuz. Bir başkasından para alırsanız onların dükkanlarına gazetelerine tayinle torpille ideolojik dostlukla gelip yerleşirseniz şüphesiz onların adamı borazanı olursunuz, ***********, onlar kime karşıysa hepiniz ona karşı olursunuz. Benim bildiğim insan evladı kimseye muhtaç olmamalı. Birine muhtaç olursa onun kölesi cariyesi köpeği tebaası kulu olur. Bu da insanlığa hiç yakışmaz. O halde hepimize düşen görev müslüman çocukları bu zavallı sadaka dilenci durumuna düşürmeden kendi ayaklarıyla onurlarıyla tertemiz alınlarıyla ülkeye ve kendilerine hizmet etmelerini sağlamaktır. Hepimizin görevi de budur. Bu toprağın çocukları kimsenin adamı olmasın, kimseden emir almasın, kimsenin bekçisi koruması olmasın. Müslümanlığın çağımızda düştüğü kepazelik işte bu insanlık facialarıdır. Müslümanlar bağımsız insanlar yetiştirebilmeli. Müslümanlar onurlarına düşkün olmalı. Müslümanlar sadece kendi cemaatleri için değil tüm ülke için tüm insanlık için çalışabilmeli. İçinizde yüzlerce tertemiz müslüman çocuğun bu satırlarda dile getirdiğim acıları çektiğini çok iyi biliyorum, bu yüzden sözüm herkese değil, ancak, benim gibi bağımsız konuşan insanlar çoğalırsa belki içinizde bu insanlık acılarını çeken kardeşlerimiz çoğalmış olur. Bir de beni çok uzaklarda biri sanmayın, davet edin geleyim, televizyonlarınıza toplantı salonlarınıza her yere geleyim vesizinle yüzyüze konuşayım.. Hatta birçok okulunuza gittim konferanslar verdim, ancak, benim rahatsızlığım bana ödül vermeye kalkmanızdır, ben ödül istemem, ben sizinle hepinizle her yerde her şekilde Amerika'yı bağımsızlığımızı müslümanlığımızı dünyamızı döne döne saatlerce konuşmak isterim. Ama konuşturmuyorlar, niçin konuşturmuyorlar, benim etim ne butum ne, işte telefonlarımı polis şefleriniz dinliyor, herşeyimi biliyorlar, benden niçin korkuyorsunuz ve kitlenizden niçin beni uzak tutuyorsunuz anlamıyorum. Anladığım benim söyleyeceklerim özel odalarda beyinleri yıkanarak yetiştirilen gencecik tertemiz çocukları elinizden alacak sizlerden kopartacak ya da bu Amerikancılığınızın ifşası kemiklerinize kadar sizi titretiyor, korkutuyor.. Allah aşkına bu nasıl müslümanlık, Avrupa'dan yanasınız, Amerika'dan yanasınız, Irak'ta milyonlarca müslüman öldürülüyor seyircisiniz,milyarlarca dolarlıkholdinglerde keyif içindesiniz.. Baksanıza Aydın Doğan dahi size dokunamıyor, çünkü sizin gazetelerin dağıtımpayından yüzde alıyor ve bu yüzdelerle Aydın Doğan bütün medyasının maaşını veriyor, evet, bir hesaplayın, Aydın Doğan medyasının maaş gelirleri Fethullahcı dergi ve gazetelerin dağıtım payından çıkıyor, hadi kaba bir hesap yapalım dörtyüzbin gazetenin ya da ikiyüzbin gazetenin dağıtım payı ne kadardır, ki bu pay bayilere ödenen nakit paradır.. Neyse lafı uzatmayalım. Fethullah hoca Allah'tan peygamberden büyük değildir, Fethullah'ın çizdiği siyasi yol Allah'ın yolu değil Amerikan'ın yoludur, pekala Fethullah hoca da yanılabilir, tarihte Deli İbrahimler gibi bir çok İslam halifesinin yanıldığı gibi Fethullah hoca da yanılır. Hepimiz yanılırız. Bu yüzden hepimiz tartışabilmeliyiz..Halkın zekat paralarıyla ideoloji evleri kuruyor göya müslümanlık yapıyorsunuz ve bu idejik evlerde çocukların beyinlerini hristiyanlara Amerikalılar'a ittifaklara hazırlıyorsunuz.. Anadolu halkı size verdiği zekat paralarının Elif Şafaklar'a maaş Nihat Gençler'e küfür hakaret olduğunu ne zaman öğrenecek
  12. bu da çok iyi. Türk Olmanın 76 belirtisi !!!! (Sıkılmadan Okuyun, ki sıkılacağınızı hiç sanmıyorum ) > > > >>> > >>>1...Kagit mendili kumas mendil gibi günlerce burusuk sekilde cebinde > >>>tasir. > >>> > >>>2...Rüzgarli havalarda küller uçmasin diye küllüge su koyar. > >>> > >>>3...Serçe parmagini kulagina sokup iyice sallayarak karistirir. > >>> > >>>4...Ancak bir Türk gazete bulmacasini hep baskalarina sora sora çözebilme > >>>becerisini gösterip , kendisi çözdü diye sevindirik olabilir. > >>> > >>>5 ...Sakal trasi olduktan sonra kanayan yerlerine küçük kagitlar > >>>yapistirir.. > >>> > >>>6...Evdeki yaslilar da kullanabilsin diye tv kumandasi , telefon gibi > >>>aletlerin üzerindeki tuslarin Türkçesini tercüme edip yapistirir. (on-aç; > >>>off-kapa ; redial-tekrar ara ; volume-ses vb) > >>> > >>>7...Çayi sogumasin diye çay tabaginin içine sicak su koyarak sogumasini > >>>önler. > >>> > >>>8...Soba borusu aktiginda yogurt kaplarini telle soba borusuna baglar. > >>> > >>>9...Nezle olunca tuvalet kagidini uzun bir serit yaparak kullanir. > >>> > >>>10..Dis firçasiyla disini firçalamayip da saçini boyamak için kullanan > >>>birini görürseniz , o saçini seven bakimli bir Türk'tür. > >>> > >>>11..Konusma yetenegi olan hayvanlara ilk olarak küfür etmesini ögretir. > >>> > >>>12..Sahilde mayosunu kabinde giymek yerine arkadaslarina havlu tutturarak > >>>giymeye çalisip bir de arkadaslarina "bakmayin lan" diye çikisir. > >>> > >>>13..Denize girip güneslendikten sonra asiri derecede yanan sirtina yogurt > >>>sürerek iyilestirebilir. > >>> > >>>14..Dolmusta veya otobüste bozuk paralari avucunda toplayip sikir sikir > >>>çevirip ses çikartir. > >>> > >>>15..Herhangi bir yere hesap öderken arkasina dönüp gizli gizli para > >>>sayar. > >>> > >>>16..Denizde "suyun altinda nefessiz ne kadar kalabiliyorum."diye deneme > >>>yapip bogulma tehlikesi geçirir. > >>> > >>>17..Beton döktükten sonra bir sanat eserini bitirmiscesine beton > >>>kurumadan tarih ve imza eder. > >>> > >>>18..Çorabinin kirlenip kirlenmedigini burnuna götürerek kisa süreli > >>>koklayarak anlayan kisi temizligine düskün bir Türk'tür. > >>> > >>>19..Simit yedikten sonra , masaya dökülen susamlari parmaginin ucunu > >>>islatarak toplayip yutar. > >>> > >>>20..Daha birinci telefon zili çaldiginda telefonun basina dikilen ama > >>>açmak için ikinci kez çalmasini bekler. > >>> > >>>21..Yeni yapilmis bir binanin yeni takilmis camina beyaz boyayla S harfi > >>>yazar. > >>> > >>>22..Bir dükkana girip , onun bunun fiyatini sorduktan sonra "abi araba > >>>bes dakka dursun, ben hemen gelicem" deyip, 2 saat sonra gelir. > >>> > >>>23..Okul yilliginda kendisi hakkinda ; okulu kiriyordu, kopya uzmaniydi > >>>gibi yazilari arkadaslarina gösterip bununla övünür. > >>> > >>>24..Gazete bayiinin önünde durup da asili olan gazteleri ayak üstü okur. > >>> > >>>25..Cebinden çikardigi paralarin içinde en eskisini özenle arayip > >>>bulduktan sonra para üstü verir. > >>> > >>>26..Günlük gazeteyi alip evinin bir kösesinde biriktirir ve kus kafesinin > >>>altina sermek için , kisin sobayi tutusturmak için , bardak çanak sarmak > >>>için kullanir. > >>> > >>>27..Trafikte ambulansin pesinen takilarak sikisikliktan kurtulup , > >>>uyaniklik yaptigini zanneder. > >>> > >>>28..Kagit paralarin üzerine not alir ve parayi harcadigi için notu > >>>kaybeder ve ya elden ele dolasacagini bildiginden komik yazilar yazar.( > >>>Paranin ön yüzüne tehlike aninda arkayi çeviriniz yazip aninda çevirince > >>>de simdi degil salak tehlike aninda yazanlardan bahsediyoruz .) > >>> > >>>29..Gece asiri nem ve sicak olmasina ragmen , üzerine örtmese de yanina > >>>yorgan alip yatar. > >>> > >>>30..Çocugu yanlislikla elini kestigi veya düstügü için agladiginda elini > >>>kesti veya düstü diye çocugunu döver. > >>> > >>>31..Taksi tuttugunda taksicinin yanina oturur .Eger üç dört kisi taksi > >>>tutuyorsa , taksi parasini veren kisi ön koltuga oturur. > >>> > >>>32..Kredi kartinin islevsel kismi zarar görmesin diye selobant yapistirir > >>>. > >>> > >>>33..Denize yüzmeye gidip de yüzdügü yere işeyen birini göremeseniz bile > >>>ve sonra da pişkin pişkin " suyu isitiyorum oğlum fena mi? " veya > >>>"kocaman deniz ne olacak ki " der. > >>> > >>>34..Kaldirimda yürümeyip de cadde oratsinda yürür ve yanindan hizla geçen > >>>arabaya da " Çarpsaydin bari !" diye tepki gösterir. > >>> > >>>35..Bir turiste adres tarif ederken bagira bagira Türkçe konusur. > >>> > >>>36..Bes genci yazin ögle sicaginda , beyaz renkli Sahin marka bir > >>>otomobilin içinde , atletli olarak sokaklari turladiklarini görürseniz > >>>bilin ki onlar Türk'tür. > >>> > >>>37..Alisveris merkezlerindeki güvenlik kameralarinda saç tarar. > >>> > >>>38..Birini çagirmak için kapi zilini çalmak yerine evin camina tas atarak > >>>amacina ulasmaya çalisir. > >>> > >>>39..Kürdanla disini karistirip önce çikarip bakar , sonra tekrar agzina > >>>koyar. > >>> > >>>40..Ütü fisi , teyp fisi veya televiyon fisi kablosunun bakir teli disari > >>>çikmis ise çocuklari elektrik çarpmasin diye bakir teli selobantla > >>>yapistirir. > >>> > >>>41..Yemegini yedikten sonra tatli yiyecekse , bulasik çikarmamak için > >>>çatalini veya kasigini iyice yaladiktan sonra tatlisini yer. > >>> > >>>42..Ailece televizyon izlenen bir evde kumanda babanin elindeyse ve o ne > >>>izlerse digerleri de onu izlemek zorunda kalir. > >>> > >>>43..Ceket giyecekse gözükmez diye gömlegini ütülemez , kazaginin altina > >>>giyecekse sadece gömlegin yakasini ütüler. > >>> > >>>44..Çantasinin içinde yeni tanistigi birisine bile çekinmeden göstermek > >>>üzere en güzel fotograflarini ve aile albümünü tasiyan birisini > >>>görürseniz hemen boynuna sarilmayin yoksa çantayi kafaniza yiyebilirsiniz > >>>, çünkü o kisi bir Türk kizidir. > >>> > >>>45..Bir türk esnafi , müsterisinden aldigi parayi önce iki ucundan tutup > >>>iki defa gerginlestirir daha sonra da günese dogru tutup bakarak sahte > >>>olup olmadigini anlar. > >>> > >>>46..Fayton , at arabasi ve el tazgahina bisiklet kornasi takma fikrinin > >>>patenti yüzde yüz bir Türk'e aittir. > >>> > >>>47...Evin bir odasinin ampülü patladigi zaman yenisini almayip da fazla > >>>kullanmadigi bir odanin ampülünü onun yerine takar. > >>> > >>>48..Evinde bulunan saksilarin dibini kültablasi olarak kullanir. > >>> > >>>49..Dislerini gazoz açacagi , findik ve ceviz kiracagi olarak kullanir. > >>> > >>>51..Isinde iyi olan birisini överken hakaretle iltifat eden bir Türk'ten > >>>baskasi olamaz.(Serefsizin oglu ne is yapmis be kardesim, helal olsun) > >>> > >>>52..Aracin sinyal lâmbalari dururken kolunu çikararak "dönüyorum" > >>>hareketi yapar. > >>> > >>>53..Yemegin etini en sona birakir. > >>> > >>>54..Trafik isiklari kirmizidan yesile döndügünde önündeki herkesi salak > >>>sanarak kornaya basar. > >>> > >>>55..Dingildeyen bir masanin ayagina kagit sikistirma fikri bir > >>>Türk'ündür.. > >>> > >>>56..Dislerinin arasindan "viij viij" diye ses çikarir. > >>> > >>>57..Tv'de film seyrederken filmin oyunculariyla muhatap olan (dur oraya > >>>gitme öldürecekler seni) Türk sinema severlerdir. > >>> > >>>58..Kulagini kalem ya da örgü sisiyle karistirabilir. > >>> > >>>59..Arabasina öküz, köpek, horoz sesli korna taktirma fikrinin patenti > >>>bir Türk'e aittir. > >>> > >>>60..Gazete kagidini en iyi sekilde kullanir.(Cam silme bezi, külah, > >>>mendil, sofra bezi ) > >>> > >>>61..Ancak bir Türk kadini, denize dikkat çekmemek için elbiseleriyle > >>>girip, bütün dikkatleri üzerine çekebilir. > >>> > >>>62..Plastik yogurt kabini saksi yapar. > >>> > >>>63..Arabasinin arkasina yazi yazar .(Rahmetli de sollardi, tek rakibim > >>>THY, kroyum ama para bende) > >>> > >>>64..Uçakta bulunan tanidiklarina uçak havalandiktan sonra görmeyecegini > >>>bildigi halde el sallar. > >>> > >>>65..Çignedigi sakizi daha sonra çignemek üzere kafasindaki tülbende > >>>yapistiran bir Türk kadinindan baskasi degildir. > >>> > >>>66..Tek abdestle bes vakit namaz kilmak için iki büklüm kivranir. > >>> > >>>67..Desenlerini çok begenerek aldigi yeni bir mobilyanin üstünü baska bir > >>>örtü örterek kullanir.. > >>> > >>>68..Çayi, çay tabagina döküp içer. > >>> > >>>69..Geçirdigi bir trafik kazasindan sonra kanlar içinde çikip, çarpilmis > >>>arabasina üzülür. > >>> > >>>70..Tüp kaçiriyor mu, kaçirmiyor mu diye kibrit yakip kontrol eder. > >>> > >>>71..Yemekte eti biçakla degil, çatalin yaniyla kesmeye çalisir. > >>> > >>>72..Kirmizi isikta durdugunuz için size ancak bir Türk bagirabilir. > >>> > >>>73..Otoyolda, otomobilin gaz pedalina tugla koyup, yorulmadan kullanma > >>>fikri bir Türk'ündür. > >>> > >>>74..Cola'yi çalkalayip fiskirtarak asitsiz içmeyi akil edebilir. > >>> > >>>75..Elektronik hesap makinesini, uzaktan kumandasini naylona sarmis, > >>>üzerine de ambalaj lastigi geçirmis birini görürseniz Türk'tür o. > >>> > >>>76..On yillik bir otomobilin koltuk ambalaj naylonlarini çikarmadan > >>>kullanma becerisini gösterir > >>>
  13. GIRGIRLAR 1-)Bilirsiniz, bir ara gençlerde cüzdana zincir takip sarkitma modasi vardi. Istiklal'de yururken, yanimdan bu model bi tip geciyodu ki adamin teki bombayi patlatti: "Ne o lan? Kopeğin içine mi kaçtı?" . Olmaz boyle bir zeka.... 2-)Istiklal'in oralarda, 9-10 yaslarinda, buyuk olasılıkla tinerci, iki cocukla konusuyor polis. Birisine sordu, "Nerede oturuyorsun sen, evin nerede senin?". Cocuk: "Evim filan yok, orada burada uyuyorum". Polis oburune dondu: "Peki sen?". Ikinci cocuk:"komsuyuz!" 3-)Az once is icabi Isparta'da bir musterimizi aradim. Telefonu acan kibar bayana ilgili kisinin mail adresini sordum. Hanimefendi gayet kibarca "Bizim burada internet cekmiyor" dedi. 4-)Cuma aksami gecenin bir yarisi Arnavutkoy'de taksi ariyordum. Fakat etrafta bir tane bile yoktu. Arabasini park etmis yemek yiyen bir taksi soforu gordum. Adama yaklasip, "Abi musait misin?" dedim. O da, "Ehliyetin var mı?" diye sordu. Taksim'e kadar taksiyi ben kullandim, o pasa pasa yemegini yedi. Bunu hangi ulkede yasayabilirsin. 5-)Bir arkadas anlatti. Gecenlerde Taksim'de yururken sikisinca McDonalds'in tuvaletine girmis. Tuvaletten sonra elini kolunu sallaya sallaya restorandan cikarken elemanlardan biri arkasyndan seslenmis: "Bir gun yemege de bekleriz..." 6-)Izmirliler bilir, toplu tasimada Kentkart uygulamasi vardir. Karta para yuklersiniz, otobuslerde manyetik okuyucuya tutarsiniz ve okuyucuokuduguna dair sinyal sesi Kentkart uygulamasinin ilk yili idi. Yasli ama çok tonton bir teyze elinde Kentkartla otobuse bindi. Nedense karti soforun suratina dogru tuttu (Herhalde paso gibi gosterilecek zannetti).Sofor iki-uc saniyelik saskinlik periyodunu atlattiktan sonra, "Biiiiip!" dedi. Teyze bi sey olmamis gibi gecip soforun arkasina oturdu. Otobusteki herkes kahkahalarla gulerken bense soforun zekasina hayran olmustum. 7-)Bir gun yolda giderken kaset satan bir dukkanin caminda aynen soyle bir yazi gormustum: "Arabalar icin cistakli muzik gelmistir." Boylesine asiri guzelliklerle dolu bir ulkeyi ve insanlari·sevmemek mumkun mü?
  14. bu bilmeceyi hazırlayan birçok içki ismi bildiğinden günahlardır bu bilmeceyi çözen de çabucak bulabildiğine göre sürekli içki düşünüyordur ve cehennemliktir
  15. başlığın devamına (açıklamasına) bakmadınız herhalde. yaşar nuri öztürk'ün makalesi...
  16. bu yazılanlara bakıldığında Atatürk'ün bir suikaste kurban gittiği anlaşılıyor. aşırı "kinin" yüklemesini mason ... Kemal yaptığına göre ve Atatürk'ün politikaları da masonlarla ters düştüğüne göre aklıma başka bir ihtimal gelmiyor.... hastalandığı doğrudur ancak hastalığı konusunda bilerek yanlış tedabvi uygulanarak ölümüne sebebiyet verildiğini düşünüyorum...
  17. diğer forumlardan gelen ajanlar başkalarını ajanlıkla suçlarlarmış
  18. wallahi ben bu yazıyı okurken hem aziz nesin'in mizah anlayışını, kabiliyetini devam ettiren bir çocuk yetiştirdiğini düşünerek kahkahalara boğuldum hem de millet olarak birbirimizden ne kadar uzaklaştığımızı anlayarak hüzünlendim...
  19. Sevgili babacığım, Tamı tamına 13 yıl oldu görüşmeyeli… Herkes bizi dargın sanıyor, bu kadar uzun zamandır görüşmedik diye… 13 yıldır Türkiye'de olanlardan uzaktasın biliyorum, ama sanki içimden bir ses 'İyi ki görmedin…' diyor… İyi ki görmedin, çünkü hiç bu kadar ****, sefil, trajı-komik bir duruma düştüğümüzü anımsamıyorum… Türkiye ikiye bölündü baba… Yok, sandığın gibi coğrafi olarak filan değil, iki insan grubuna bölündü…Ama anlatması o kadar zor ki, nasıl anlatacağımı bilemiyorum? Karıştırırsam beni uyar lütfen… Nereden mi bileceksin yaşamadığın olayları… Bilirsin, çünkü bütün anlattıklarım, zaten yıllarca yazdıklarının pratiğe dönüşmesi de ondan… İmam Hatip Lisesi mezunu, İstanbul eski Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan vardı ya, hani şeriatçılıktan hapis yatmıştı, işte o, başbakan oldu… Nasıl mı oldu, sanırım hapiste demokrasiye tutulmuş, ben solcuların yalancısıyım inan… Hayır baba, yanlış anlatmıyorum, öyle garip garip bakma bana… Şimdi Türkiye ikiye bölündü derken anlatmaya çalıştığım da bu zaten… Türkiye'de halk dinciler ve laikler olarak ikiye bölündü… Esas mesele ondan sonra başladı zaten baba… Bak şimdi dilim döndüğü kadar anlatmaya çalışacağım… Dinciler kesimi en çok aydın desteğini sosyalistlerden aldı… Türbanı üniversitede serbest bırakmaya kalkışınca dinciler, bizimkiler okuma özgürlüğü adına bir destek, bir destek anlatamam sana… Anlıyacağın dincileri sosyalistler destekliyor… Hanı 141 ve 142. maddeler kaldırılsın diye 163. maddenin kaldırılması için taviz vermişlerdi ya, işte aynı onun gibi şimdi de… Türbanlı kızlar üniversiteye alınırsa, bizim Che Guevera T-Shirt'lü çocuklar da alınırmış… Karşı tarafta da laikler var… Aralarında en çok Atatürkçüler var… Yani Müslümanlar var… Evet baba, dincilerle dindarlar karşı karşıya… Dindarlar 'Laik bir Türkiye istiyoruz!..' derlerken, dinciler de 'Demokrat ve özgür bir Türkiye istiyoruz!..' diyorlar… Avrupa Birliği'de, 'Siz zaten laik bir ülkesiniz…' dediğinden dolayı demokrat. Özgürlükçü. şeriatçı ve sözüm ona sol grubunu destekliyor… Bilirsin bu Avrupalıları, demokrasi ve özgürlük de, canlarını al…Laik kesimi doğal olarak CHP götürüyor… Yanında 'Bana sağcılar cinayet işliyor dedirtemezsiniz…' diyen demokrat Süleyman Demirel, Türk-İslam sentezinin temsilcisi MHP ve değişen başkanı Devlet Bahçeli filan var… Arasıra da Kenan Evren kafasını çıkarıp dincilere karşı, 'Hıııııııııııııı netekim…' diye çok sert çıkışlar yapıyor… Son tezi çok önemliydi, zaten üzerine doktora yapmayı düşünüyorum baba… Türbana karşılık 'Allah kadının saçının gözükmesini istemeseydi, kel yaratırdı…' bilimsel açıklamasını yaptı… Evet evet, haklısın baba… Ressam olduğundan beri herşeyi çıplak görmeye başladı…. Hatta geçen gün duydum, elma, portakal ve muz resmi yapacakmış… Meyvelerin kabuklarını soymadan koydular diye iki kişi işten atılmış… 'Siz soyun onları, renklerini ben zaten biliyorum netekim…' demiş… Şaka bir yana baba, bu iş o kadar basit değil… Laik kesimin tarafı Erdoğan'ın başkanlığını yaptığı AKP'yi kapatmak için Anayasa Mahkemesi'nde dava açtı… Diğer kesim de karşı tarafı darbecilikle suçlayıp, önüne geleni içeri atmaya başladı… Davanın adı kondu: 'Ergenekon'… Ama dava yok henüz… Neden mi yok baba, çünkü tam iddianame hazırlanıyor, dava açılacak, yeni birilerini daha alıyorlar ve dosya tamamlanmamış oluyor… Geçenlerde İlhan Ağabeyi (Selçuk) aldılar…Serbest bıraktılar ama, o da hemen sonrası By-pass ameliyatı oldu… Biliyorsun, şimdiki duruma göre senden yaş olarak büyük artık o… Onu bıraktılar, ama bu kez de Mustafa Balbay'ı aldılar… Tanırsın Cumhuriyet'in Ankara temsilcisi… Tam sana yazarken onu da bırakmışlar… Evet gülüşünden anladım, haklısın, aynen öyle… Balbay'ı albay sanmışlar… Bu arada, sen eski asker olduğundan sana bir şey soracağım baba…Fotokopisi çekilmiş el bombasından parmak izi alınır mı?.. Hayır babacığım, sarhoş filan değilim… Bak sana anlatayım olayın komikliğini… Bu Ergenekon olayı bir gecekonduda yakalanan el bombalarından sonra başladı… Ancak, tesirini öğrenmek için bütün bombaları patlatmışlar… Gülme baba, o bombalar birinci dereceden delil… Acaba diyorum, parmak izinin tespiti için fotokopilerini çekmişler midir?.. Çünkü ilk araştırmada tek parmak izi çıktı bombalarda… Hayır babacığım el filan değil, adamın tek parmağı… Evet aynen öyle, hepsini parmaklamış biri teker teker, aynı kavun gibi…Bomba parmaklama uzmanı olabilir belki de. Ne anlarım ben askeriye işlerinden… İşte böyle babacığım… Solun büyük bir kısmı dincileri desteklerken, sağcıların ve dindarların büyük bir kısmı da laisizm ve demokrasiyi savunuyor… Merak etme baba, ben iyiyim… Hem darbeye, hem de şeriata karşı olduğumdan azınlığın azınlığı olarak yazılar yazıyorum… Sevgiler babacığım… Merak etme, artık sana ara sıra mektup yazacağım… Son yazdıkların da çok güzeldi… Ali teker teker yayımlıyor onları… Son Güncelleme ( Pazar, 06 Temmuz 2008 ) Yazarın diğer yazıları için www.ahmetnesin.com dan ulaşabilirsiniz
  20. bu forumda kimse iftira atmaz, atamazmış !!!
  21. bütün kitapların neden araplara gönderildiği konusuna takılmıyorum çünkü neden onlara indğini gayet iyi anlıyorum. dinler ve peygamberler olumsuzluk olan bir yere gönderilmiiş ve oradaki olumsuzluğu gidermek için görevlendirilmişlerdir. ben kimsenin müslümansan arapça bilceksin diye direttiğini söylemedim. ama ibadetini kendi dilinde yapmak isteyenlere söylenenleri, yapılan hakaretleri gözlerimle gördüm. kendi dilinde ibadet edersen kabul olmazmış güya. abdülhamit'e duyulan saygı onun ne kadar katı ve büyük bir dikdatör olduğundan kaynaklanmasın sakın ? madem bizi bu kadar seviyorlar zamanında cihat ilan edildiğininde bizi sırtımızdan hançerlediler ? madem bizi bu kadar seviyorlar Atatürk devrim yaparken " aa bak kardeşlerimizin başına bir adam gelmiş. bi bakalım neler diyor ? dedikleri doğru mudur ? onları takip edelim " demediler ? veya bunca yıl neden araplarla bir dostluğumuz, bir müttefikliğimiz yok ? araplar para uğruna petrol konusunda amerikanın uydusu konumundalar. eğer bizim başımıza da amerikancı bir iktidar gelirse araplarla ilişkilerimiz gelişir, hatta bizim cumhurbaşkanımızla başbakanımız onun kaldığı otele, ayağına giderler bir de ona devlet şeref madalyası takarlar. aa bu olmuştu bak demek araplarla aramız iyileşmeye başlamış. bizi seviyorlar !!! benim demek istediklerim de tam bu noktadadır. çok partili hayata geçmemizle iktidara gelen partilerden bugüne kadar Atatürk'ün devrimlerini özellikle lailklik başta olmak üzere yıpratmaya çalıştılar ve yıpratıyorlar. bunun son örneği de akp iktidarıdır. onlar da bizi yavaş yavaş araplaştırmaya çalışıyorlar. tepkim bu yüzdendir !!
  22. yazıyı yazma amacım pek anlaşılmamış. dediklerin doğru yarışmalarla insanların, en azıdan umudu olanların duygularını sömürüyorlar. ancak benim demek istediğim pop müziğin yapılması zor birşey olmaması, kolayca taklit edilebilmesi. bu nedenle de hiçbir kalıcılığının olmaması. pop müzik dün nasıl arabesk bu alanda kullanıldıysa insanları uyutmak ve gerçeklerden uzaklaştırmak için ortaya atılmış bir afyondur. ayrıca pop müziğin de hiçbir sanatsal yanı yoktur. tekno müzikten bozma bilgisayarla yapılan bir ritmin üstüne "sanatçının" (!) sesiyle oynayarak birkaç şerkı sözünün söylenmesi. tarkan a saygı duyarım çünkü onun türk sanat müziği geçmişi ve emeği vardır ama bugünnkü popçular hiçbir eğitim almadan, hiçbir emek vermeden birkaç anlamsız aşk sözü üzerine tekno yaparak parayı vurmaya çalışıyorlar. kliplerinde nasıl zenginlik içinde yüzdüklerini göstermek için de ferrarilere biniyor, lüks malikanelerde kalıyor, pahalı takılar takıyor, kadınlarla alem yapıyorlar. yani gençlerimize kötü örnek oluyorlar. sonra da milletimiz çocuklarına bu müzik türünü ve şarkıcılarını değil de saç uzatıp, kafa sallayan gençleri satanist iftiralarıyla kötü örnek olarak gösteriyorlar.... çok yazık!!! pop müziğe ve onun ürettiği apolitik, düşünemeyen gençliğe, bu müziği yol açtığı olumsuzlukları bilmelerine rağmen icra edenlere yazıklar olsun!!!
  23. yazını gülmemek için kendimi tuta tuta okudum ama tutamadım muhammed'in cenazesinde ne oldu ki ?
  24. benim verdiğim örnekte demek istediklerim neden türkçe olmadığı değil. neden özellikle arapça olduğu. sonuçta eğer biz bir nesnenin adını türkçe dışında bir dille daha iyi kavrayabiliyor ve o kelime söylendiğinde o nesne aklımıza geliyorsa bunun türkçesini kullanmanın bir anlamı yok. verdiğiniz örneklerde tren, araba, astronot vs. gibi kelimelerin yerine türkçesinin kullanımı bir anlam bozukluğu ve kaosu yaratacaktır. benim düşüncelerime göre insanlar bulunduğu topraklarda istedikleri dilde konuşabilirler ancak buradaki mesele ülkeyi yavaş yavaş araplaştırma amacıdır. bunun ilk örnekleriyle de yavaş yavaş karşılaşmaya başladık. eğer biz bir nesnenin arapçasını duyunca anlıyorsak o zaman arapçasının kullanılmasını tercih ederdim hiç şüpheniz olmasın. ki sonuçta günlük konuşmamızda islam kültürünün etkisiyle (ister istemez) arapça kelimeler kullanıyoruz. hatta bir gün içinde ettiğimiz kelimeleri bir kenara yazıp hangi dilde olduklarını araştırsak belki de çoğu arapça çıkar. ama benim bu konudaki düşüncem artık anlaşıldı sanıyorum. araplara din konusunda bağlı olma meselesine gelince. tabi ki onları kendinize yakın hissedebilirsiniz fakat ben bunu tavsiye etmem. çünkü arap milleti (veya devleti) türkleri hiçbir zaman dost olarak görmemiş ve belki de halifelik osmanlıda olduğu için içten içe düşmanlık bile beslemişlerdir. bu din açısından olanı. ayrıca bütün dinlerin neden arap yarımadasına gönderildiğini biliyor muyuz ? bu araplar çok mu ilahlar ki bütün dinler onlara armağan edilmiş !? dinlerin hepsinin arap yarımadasına gönderilmesinin sebebi arapların geçmişten beri kötü örneklerle dolu olmasıdır. kimse hakaret olarak algılamasın ama kime sorsanız "arapların pis millet" olduklarından dem vurur. (bu ifade benim değil kimse yanlış anlamasın...dinlerin bu nedenle arap yarımadasıda ortaya çıktığını düşünüyorum. çünkü eğer insanlar gerçekten doğru ve yaratanın istediği gibi yaşasalardı belki de ne peygamber gönderilecekti ne de din ! ***********************
  25. bütün soruların cevaplarının olmadığını söylemek bence cevap verilemeyen, açıklanamayan sorulardan kaçmaktır. sevgili tengeriin boşig, cevap verilemedikleri zaman sinirleri bozulduğu için saldırmakta bulurlar çareyi. bazı konuları tartışmanın insanı "inançsızlığa götüreceği"ni söyledikleri gibi. o yüzden boşuna sormayalım, cevap olarak hakareti alacağızdır zira...
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.