Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

ftoyd

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    1.386
  • Katılım

  • Son Ziyaret

ftoyd tarafından postalanan herşey

  1. Kitaplarda çelişki yoktur, kopya kadar yanlış bir iddaa olamaz çünkü geliş yerleri aynıdır.Kitapların teması vardır ,başı vardır, sonuç vardır,Kitaplar birlikte bütündür zaten.Arap şaçı deyin, Yahudi saçı deyin, ne derseniz deyin Kitaplar evrenseldir ve bugün Türkün saçı olabilmeyi başarabilmektedirler.Türküm, araplaşmayan ve avrupalaşmamaya çalışan bir Türküm ve müslümanım.Hiçte sıkıntım yok.Ben bir tane çelişkiye rastlamadım Kuranda,her gün okuduğum halde, inanmayanlar istedikleri çelişkiyi sunsunlar biliyorum ki ve anlıyorum ki bu sadece onların çelişkili bakış açısı.Buna defalarca şahit oldum, defalarca dediklerinin dedikleri gibi olmadığını idrak ettim.Bu yüzden daha da güçlü bir imanlıyım.
  2. Hayır çelişmemektedir,sonuç itibari ile herkes anlayacağını anlamaktadır ama anladıkları başkadır.Siz ,anne babaya iyi davran denilen bir ayeti benimle aynı anlarsınız, ama huri yi ben bir varlık siz ise hadislere göre konuşup dişi algılarsınız.İşte ayetlerde bu anlamda ayrılmıştır ve imanlı ile iman etmeyecek arasında ki fark bu noktada ortaya çıkmaktadır. Toplumlardaki kaos un nedeni zaten sadece kitaplarımızda anlam bulmaktadır.Din kaos yaratmamakta ,çıkarlar kaos yaratmaktadır.Şu an ülkemizde yaşayan bir esnaf olarak, ben de namaz kılan bir müslümanım ama gazete almadığım ve cemaatçi olmadığım için müslümandan sayılmayıp destek görmüyorum nicesi gibi.Allahım da dinimi bu hale sokmaktan esirgesin beni.Anlayacağınız, mezhep dediğiniz tek şey çıkardır aslında.Gerçek Kitap imanlıları farklılıklarını değerlendirir, başka farklı algılardan ilim kapmaya çalışır ve asla birbiriyle vay sen şunu neden böyle anladın diye çatışmaz.Çünkü ne tür anlarsa anlasın adı müslümandır, hristiyandır ..vs Kitap aynıdır ve aynı amaca hizmet eder. Din mezhep kabul etmez kısacası(o kadar okuyorsunuz bunu Kitaptan hangi ayetlerle çıkardığımı anlamanızı umuyorum çünkü o ayetler anne baba örneğim gibi açık ve net ayetler). Bunların hiç biri çelişki değil.Ayetler siz iyice açıklanıyor ama siz ısrarla inanmıyorsunuz biz ısrarla inanıyoruz.Bu bir çelişki olamaz.Allah açıklıyor bizim işimize geliyor sizin işinize gelmiyor ve reddediyorsunuz.Bu Allahın açıklayamadığı anlamına gelmiyor.Açıklanan aynen açıklanıyor.Siz anladığınızdan hoşlanmıyorsunuz, biz ise hoşlanıyoruz .Farkı umarım anlatabilmişimdir.Bahsettiğiniz baba-dost olayına gelince (dost kelimesinin veli anlamına geldiği defalarca tekrarlandı), bir insanı dost edinmemek ya da veli edinmemek o insana düşman olmak değildir.Sınırınızı bilirsiniz.Kimse kimseyi sevmek zorunda değildir,ama gerektiğinde bir arada sevmedende yaşayabilmektedir insanlar.Bunun en güzel örneğini iş hayatı vermektedir.Bu yüzden olmadık yerden olmadık çelişki yaratma zanaati sadece ateistlere aittir. ister kabul edin ister etmeyin bütün Kitaplarımız henüz keşfedilmemiş(bir çoğuda keşfedilmiş) nice durumu barındırmaktadır.Bilim aslında imanlıların işidir yani.Olması gereken her imanlının araştırmalara meraka kapılmasıdır normalde.Durumun tersine işlemesi,efendi zihniyetindeki erkeklerin rahatlık düşkünlüklerinden kaynaklanmaktadır.Kuran masal değil, her güne hitap edebilen üstün bir canlıdır.Ve sizin bahsettiğiniz IQ sü yüksek her insan dinsizdir demek sanırım sadece sizin çelişkiniz olur.İmanlı olup bilim alanında olan nice insan vardır ve var da olacaktır.Sizin gereksiz sandığınız Kitap , benim her gün yeni birşey öğrendiğim Kitaptır.Çok şükür ki Rabbim kendi işimin başında bana daha çok kitaplarımı okuyacak zamanı verdi.Bu asla bıkılmayacak bir zikirdir ve öğretisi hiç bitmeyen bir zikirdir.Haklısınız , biz sizin gibi masal okumuyoruz.Aynı Kitabı okuyoruz ama siz masal biz hayat dersi okuyoruz.
  3. Yalınkılıç ın yazısını malesef çok tehlikeli buluyorum.Kurandan tamamen saparak bu derece hadislere dayanıp dinsiz anlamına gelen gavur kelimesini ısrarla Kitap ehlinden olan Hristiyan inanırlara söylemeleri hiç hiç hoş değil.Hristiyanları topyekün tam bir küfür içinde göstermek, sanki içlerinden hiç kurtulacak olmayacakmış gibi konuşmalar yine Kuran a tamamen aykırı.Kutlu doğum haftası diye peygamberimizin doğumuna istinaden ibadetle geçen zamanları yokmuş gibi gösterip, bunu bir hristiyan yaptığında buna bidat demekte yine hadisçi Kurandan uzak müslüman örneği olabilir.Bize sevgide en yakın olarak bilinen hristiyan kardeşlerimize bu derece önyargılı, baştan sonra dinsizlermiş gibi bir yaklaşım, bir müslümanın en son yapacağı şey olmalıydı. Biz madem müslümanız, bırakın kutlamamayı tam tersine bunu vesile sayıp en azından o günlere hürmetle vaktimizi ibadetle geçirmek ve İsa Peygamberimize ve diğer bütün Peygamberlerimize, bir salat vesilesi kılabilirdik bu günleri. Bir tarafta ibadet edenler bir tarafta içkiden eğlenceden coşanlar ikileminde,hristiyan olup ibadeti yeğleyen ve aşırılığa kaçmayan insanları dahi aynı kefeye koyup insanları Kliselere karşı, bütün hristiyanlara karşı kışkırtmak bir mümin davranışı olamaz. Bu arada noel ağacı kavramınında eski Türklerden geldiğini, bunun bizim eski bir geleneğimiz olduğunu televizyonda dinleyen dinlemiştir.Onlar bizden etkilenmiş yani. "İslamı bilmeyen adam",bu da güzel tabi.Yani bir insan defalarca ve defalarca Kitabını okumuş olabilir, bütün din Kitaplarını araştırmış ve Allahın ona sağlandığı oranda ibadetinde bir müslüman olabilir.Ama falanca alim gibi düşünmedi ya, islamı bilmez o.Bizim ülkede şu an yaşanan durum gibi.Sen istediğin kadar namaz kıl,Kuran oku ,din adına bişeyler için çabala dur,,, eğer bir gazete almıyorsan eğer cemaatten yani onlardan değilsen,müslümanda değilsin adeta.Gazete alan müslüman ve yardım heryerden, almayan onlardan değil yardımda yapma.Pançik pinçik müslümanları bölüyorlar ve adlarına bu haksız rekabeti yaratıp müslüman diyorlar.Bu yazı da aynı hesap.
  4. Bir Kitabın kolay anlaşılması, onu mükemmel yapmaz.Yani örneğin, ""Ali saat 9 da evden çıktı.9:30 da okula vardı.İlk ders matematikti.Hoca rasyonel sayıları anlattı"" gibi gayet anlaşılır bir Kitap yazılsaydı, bu onu mükemmel yapmazdı.Kuran, herkes tarafından aynı anlaşılamayacağını bizzat kendisi söyleyen bir Kitaptır ve diğer Kitaplarımızda aynı şekildedir.İncil i de açıp okusanız, anlamınız için ruhun etkin kılınması gerektiğini öğrenirsiniz.Kuran bence bütün mükemmelliğini, herkesin farklı anlamasından almaktadır.Nasıl bir Kitaptır ki, kimse ortak bir düşüncede ortak bir algıda birleşememekte(esas kurallar hariç) ve yıllarca tarihler boyu süren tartışmalara sebebiyet vermektedir.Hemde bunun böyle olması gerektiğini kendi söyleyerek.Dünya üzerindeki bütün IQ sü yüksek insanlar biraraya gelse, yine insanlarda bu etkiyi yaratacak ayetleri yazamazlar.Yazamayacaklardır da.Burda tartışan nice arkadaş şunu bir türlü Kuran dan hareketle çıkaramamaktadır ya da çıkarmak istememektedir,,,Allah dileseydi bütün insanlar imanlı olurdu.Ama dilemiyor.Yani hepimiz Kuranı aynı anlasaydık, ya hepimiz imanlı olurduk ya hepimiz imansız.Ama böyle bir durum gerçekleşmiyor.Ve neden gerçekleşmediğinin cevabını da yine Kitap veriyor imanlısına.İnanan inanır,inanmayan inanmaz, gün olur herkes yaşar ve ölümü tadar.Öldükten sonra yaşam var mı yok mu noktasında bizler eminlikte sizler beklemede olun .Ne diyelim yani.Bize göre bir bakmışız dünyanın dümdüz olduğu bir ortamda çekirgeler gibi mezarlarımızdan fırlamış, hesap defterlerimizle kalmışız kendi sorgumuzun derdinde.Başkasına göre ise olmuş toprak,bir varmış bir yokmuş, hiçmiş yok yokmuş varken var, yok ise yoktur zaten. Bir dönem nişanlımın isyanlarına benziyor,"Allah varsa neden şuna bişey yapmıyor(kötülüğü dokunan tanıdıklarımız),Allah varsa neden şunu böyle yapmıyor""????Ne yani, bi insan bir kötülük ya da dine aykırı bişey yaptığında çıssstssts çarpılacak mı hemen?Öyle ateistler vardır, kendilerince zamanında varsan şunu yap, varsan bunu yap diye Allahla atışırlar.Bakarlar bişey olmuyor,zamanla hepten eminlik kazanırlar Allahın olmadığına.Allahın müdahale ettiği kişiler ise zaten bilinç altları ile kendilerini kandırmaktadırlar onlara göre.Yani hislerini uydurur dindarlar.Yaşadıkları herşey, öyle yordukları içindir.Ama zaman geçer devran döner, yıllar yılları kovalar ve herkes yaşantısının karşılığını alır.
  5. Onca yazımdan kadınları hafife aldığımı çıkardıysan ve çıkarılmasına sebep olduysam üzüldüm. Sadece yaratılış özelliklerimizin farklı olduğuna ve erkek ile kadının birbirini tamamlayıcı rolleri olduğuna dikkat çekmek istemiştim.Onlarda ki eksik taraflar bizde artı iken, bizdeki eksik taraflar onlarda artı diye gördüğümden, erkekleri yaratılış özelliklerimize saygıya davet etmiştim. Kadının evde olma ya da çalışmama kavramı, gün gün dolaşan dedikodu yapan genel kadınlar ile karıştırılınca, böyle önyargılı anlamlar çıkması çok çok doğal. Halbu ki benim gibi bir kadın, erkeğine neler yapıyor gerçek hayatta aklınız şaşar.Bazen gerçekten bir erkek için zor bir kadınım.Bu benimle dinimin arasını açmıyor ya da aykırı davrandığımı düşünmüyorum.İşte çözemediğimiz ve uygulamalardan dolayı önyargılı olunan tek ayrım noktamız bu.Tekrar etmeden duramayacağım tek bir konuya daha dikkat çekeyim, dini arkasına alıp kadını sindiren erkeği yetiştirende bir anne var her zaman.Demek ki bazen kadın aklını o kadar da verimli kullanmıyor.Kullansalardı,hiç bir erkek bu derece tarihler boyunca şımaramazdı. Kadınlarda iç güdüsel bir affetme, yaşadığı işkenceye katlanma sabretme gibi yanlış bişeyler var.Bu da herşeyi mahvediyor.Örneğin siz aldatan her erkeği aldatıp, herşeyi göze alıp ayrılsaydınız, toplumda her kadın bu dik başlılığı gösterebilse, aldatan kocasını affetmese kadın ,bi erkek kendinde o cesareti göremezdi.Dayak yiyen bir kadın çekmese bunu, ölümüne tepkisini koysa,değiştirirdi kadınlar her koşulu. Kadınlarımız genel olarak kendilerini sindirme eğiliminde zaten, erkeklerde direk bundan faydalanmakta.Tekrar ediyorum, bu dinin suçu değil. Din asla onlara bu hakkı vermedi.Din yaratılış özelliklerimize göre olması gerekeni ,uygun olan kuralı barındırdı.Ama insan bunu kendine göre şekillendirdi.Mesela buradaki dindar erkeklere soralım, 2 şer 3 er 4 er eş ya da cariye iznini ,tamamen Kurana dayandırarak nasıl çıkarıyorlar? Yani bir erkeğin kendisine bakması için kalan yetim kız çocukları olduğunda,bakmakta sıkıntı yaşadığı takdirde 2 şer 3 er 4 er cariye yani hizmetli alması, neden cariyelerin hepsini o erkeğin eşi yapıyor,Kuranın o ayetinden bu anlamı neye dayanarak çıkarıyorlar bi anlatsınlar erkekler.Kuranda farklı nice ayette başka başka geçen darb kelimesini, illa ve illa kadınla ilgili konuda dövmek olarak çevirenler bi anlatsınlar diğer anlamlar üzerine düşünmüşler mi düşünmemişler mi?Bi anlatsınlar erkek dindarlar huri nin dişi olduğunu,Kuranın diğer uyarıcı ayetlerine göre nasıl iddaa ettiklerini.Alimmleri alimleri alimleri...Kuran hariç bütün alim sözlerini destek olarak getirirler ama Kurandan en ufak destek bulamazlar.
  6. Sonuçta ibadette yarışın sözü var.Bütün müslümanlar 5 vakit namaz kılarken ben 6 kılsam ve üstüne farklı farklı nice ibadet eklesem, kısa ve öz, fazla ibadet göz çıkarmaz.Gecenin sabaha yakın vakti, gündüzün iki ucu, orta zaman, yemin edilen asr ikindi, gecenin en az üçte birini ibadetle geçirip çok az uyuyanlar.2-3-4-20 ,müslüman olarak güzelliğini hep hissettiğim şey dünyanın neresinde olursanız olun kılınan 5 vakit namaza eşlik edebileceğiniz ve dilerseniz fazlasına mani olmadığı.Hangi müslüman az ibadet etmekten hoşlanır ki?Tam tersine çok ibadet, hatta sürekli değişen artan yenilenen ibadet huzur verir insana.Hep daha ilerisi.Niye daha az ibadet edip huzurumdan olayım,sabit takılı kalmak bile huzurumdan azaltırken?? Ve bu yazıyı yazan arkadaşımıza bir hatırlatmada daha bulunayım, eğer bir müslümansanız, gün geldiğinde hacca giderseniz, orada nasıl davranmayı düşünüyorsunuz?Ana dili arapça olan ve Peygamberle yanyana tarihi bulunan bir bölgede, bu insanların hepsi mi yanlış anlıyor namaz zamanını?
  7. Tam tersine, sırf dini inancım yüzünden bir bilim kadını olmayışımın sıkıntısını inanılmaz hissediyorum.Çünkü Tanrımdan olduğuna inandığım Kitaplarımda,araştırılması gereken çok şey görüyorum.Henüz keşfedilmemiş ve keşfedilebilecek,hatta basitçe keşfedilebilecek bazı şeyler farkediyorum.Mesela sırf bir ayet için yazı(mevsim) bekliyorum çünkü İnşallah İzmir e gidebilirsek nişanlımla güzel denemelerimiz olacak.
  8. Sevgili Sardunyam, bu noktadaki bütün problemin dinden değil ,insan ve yaşadığı bölge kültüründen kaynaklandığını Movitanya örneğiyle ortaya koyabilirim.Movitanya gibi bir İslam ülkesinde, kadınlar kucaklarında çocukları rahat rahat dolaşırken, sokaklarda leğenler içinde çamaşırlarını erkekler yıkıyor.Peygamberimize has olan 6. namazı bile camilerde kılıp ,daha sonra sabah namazını bekleyen erkeklerin olduğu bu ülkede, kadınların cuma namazına gidişi ve rahatlıkları bile bizim ülkeden çok çok öte.Bunu sağlayan bence en güzel yönü,ülkedeki televizyon kurumunun tamamen asker denetiminde olması.Bu sayede kültürleri bozulmuyor. Olayı dine ve günümüz çalışan kadınına getirecek olursam, kadınlar öyle bir erkeksel haklara soyundu ki, erkekler, karşısındakinin nazik narin yapılı bir kadın olduğunu unutmaya başlayıp,eskinin bütün inceliklerinden sıyrılmaya başladılar.Erkekler ile aynı ağır koşullarda çalışan ve hatta bazen erkek gibi bir rahat düşünce yapısı olmadığından, aynı anda çocuk ve ev işlerinde de erkekten çok daha fazla yüklenilen kadınları,pardon ama benim onaylamam imkansız. dinim anlamında baktığımda, erkeği gerçekten de kadına doğru dürüst bakmakla zorunlu olarak algılıyorum. Kadın daha hafif işlerde, daha narinlik gerektiren işlerde,isteğine bağlı olarak çalışabilmeli ve çalışsın çalışmasın,erkek her zaman kadının yemek ve giyim ihtiyacını karşılamalıdır.Peki,bu durum,tutup erkeği kadının efendisi mi yapar, hayır, kimse annesinden doğmadan önce bu seçimi yapmadı.Kadına ,narin yapısından dolayı eziyet eden erkek, Allahın yaratmada ki tercihine isyan etmiş sayılır benim gözümde.İnsanın her alanda taşıdığı güçlü ol güçsüzü ez zihniyeti, malesef hangi kavim hangi ırk hangi kültür olursa olsun ,erkek egemenliğinde kadına işkenceye dönüşmüştür(dünyayı kadınlar yönetseydi,tarih boyunca o kadar savaşta görmezdi bence insanoğlu).Oysa ben dinlerde,Allahın bunu istediğini asla ve asla algılayamam.Zaten, bir kız çocuğu doğduğunda nefretinden şekilden şekile giren erkekler için çokta yerinde ve güzel ayetler vardır ve bence bu insanların nasıl böyle hükmettiğine dair çok güzel hesap sormaktadır Allah.Kurandan bu ayeti aktarayım hatta NAHL Suresi 57.Onlar, kızları Allah’a nispet ediyorlar -ki O bundan uzaktır- kendilerine ise, canlarının istediğini. 58.Onlardan biri, kız ile müjdelendiği zaman içi öfke ile dolarak yüzü simsiyah kesilir! 59.Kendisine verilen kötü müjde (!) yüzünden halktan gizlenir. Şimdi onu, aşağılanmış olarak yanında tutacak mı, yoksa toprağa mı gömecek? Bak, ne kötü hüküm veriyorlar! 60.Kötü sıfatlar ahirete inanmayanlara aittir. En yüce sıfatlar ise Allah’ındır. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. ve sadece Kuran da değil, İncilde bir erkeğin ,eşini nasıl sevmesi gerektiğine dair çok hoş ayetler vardır. Tarih boyunca hangi hristiyan erkek bunu yeterince dikkate almıştır, gerçekten çok az kanımca. Ve Tevrat.Tevrat bile Adem ve ardından Havva nın yaratılış hikayesini, daha Kitabın en başında anlatırken, kadın(işsa) ve erkeğ(iş)in nasıl anne babasını bırakıp tek beden olacağı(İncil de de var şüphesiz),bir bütün olacağı bence çok güzel anlatılmıştır.Ne kadın erkeksiz, ne erkek kadınsız olamayacağı halde, sırf bedensel ve hesapsal yönlerden üstün özellikli olan erkek, kadınsız olmaya olmaya olamaya olamaya ,hayatı kadına çoğunlukla çekilmez hale getirmiştir.O erkekleride yetiştiren kadınlar olduğu için, bu yanlışlık karşılıklı hakedişlerle devam etmektedir.Ama benim gibi bir müslüman kadın, her gün Kitabını okuyan bir kadın, her hangi bir eşya torba taşıma dahi olsa, erkeğine,"Allah sizdeki kası boşuna mı yarattı" deyip poşetleri eline tutuşturabilmekte ve dinsel anlamda hiçte kendini rahatsız hissetmemektedir. Kaslarının ne işe yaradığını,Allahın ona bütün bu vasıfları neden verdiğini kavrayaman erkeklerin,o kası yanlış yerde kullanması şüphesiz dinin ya da Allahın suçu olamaz. Toparlayacak olursam, bakım ile yükümlü olan,gerek yeri geldiğinde anne babasına, gerek eşine ve çocuklarına bakmak zorunda tekrar yazayım zorunda olan erkeğe, mirasta daha fazla pay verilmesi kadar doğal birşey yoktur.Şimdi diyeceksiniz ki şahitlik mevzusu, biz bayanların kafasındaki o ince ince erkeğin kuruntu dediği güzellikler o kadar çok dolaşıyor ki, kafası gayet basit,yüzeysel çalışmaktan ,hafızası matematikçe hesapça güçlü olan erkeğin,kadına oranla güçlü ticaret şahidi olması, onu yine kadına efendi yapmamalıdır kanımca.O kadar çok efendilik derdine düşülmüş kü, her sözden kadının efendisi olmaya koşullanmış erkeklerimizi, yaratılışımıza saygıya çağırıyorum.Erkek olmak onların seçimi değildi.Doğuştan bir özellik için,bu kadar kibir affedilemez kanımca.
  9. Sayın Format ın açtığı Kurandaki Çelişkiler başlığında yazmıştım bunları ama bir daha cevap gelmedi.Bir de aynı konu olduğuna göre buraya aktarayım.
  10. Herşey yoluna giriyor çok sevineceksin. İnşallah,hadi bakalım
  11. Ben Dabbetül Arzın çıkmasını diliyorum.Bütün kötülerin yok olacağı ,sadece iyi insanların dünyayı alıp yeniden güzelleştirdiği o günleri görmeyi diliyorum.2010 da olaki olmazsa, hem bu dünya hem ahiret için artık huzur diliyorum. İyi hal diliyorum.Açtığım mağazamla kendi kendime yetmeyi diliyorum. Ve Frejya nın dikkat çektiği gibi, okullarda ekranlarda her yerde çevre için dersler diliyorum.Bahçede temizlemek için yığınla vakit harcadığım izmaritleri, çöpleri,şişeleri, hayvan dışkılarını yaratmayan bir toplum diliyorum.Etrafımda çiçekler,yeşillikler ,bahçeler diliyorum.
  12. Yalnızca Kuran değil, bütün Kitaplarımızın anlaşılmasında "öz" de diyebileceğim "ruh" desteği gerekmektedir.Herkes aynı şekilde anlasa ,herkes aynı şekilde ateist ya da imanlı olurdu.Kimse ayrılmazdı.Ama her insan Kitaplarımızdan farklı farklı anlamlar çıkarmaktadır ki, bu da onların en güzel özelliğidir benim gözümde."Herkes diğerinden daha müslüman ama kimse müslüman değil. "sözü ise kanımca hatalıdır .Çünkü gerçekten de herkes bir müslüman olabilir çünkü müslüman Kuran ehlinin adıdır(okumuş ya da okumamıştır).Ama Kitap ehli olmak,dinin İslam olmasını,yani kişinin dininin uygulamada İslam olmasını getirmemektedir.Kitap ehlinden kimi vardır inanmaz yüz çevirir kafir deriz,kimi vardır münafık deriz, kimi vardır imanlı müslüman deriz.Ama anlatılan müminlerden olup olmadığı belli değildir kimsenin.Yani kalp belli değildir,uygulamada halimiz belli değildir ve bu ancak hesap günü ortaya çıkacaktır kanımca.Bu yüzden bir müslümanın diğer bir müslümana sen benden daha müslümansın ya da ben senden daha müslümanım deme hakkı olamaz.Okuduğunuz ve uyguladığınız Kitaplarımızsa,böyle bir kibir hakkını hiç bir Kitabımız vermez.Hatta İncilde denildiği gibi, sırf bununla övünmeyelim diye, sadece Tanrının yani Allahın seçtiği kullar iman edecektir.Yani kimse imanlı olduğu için kalkıp imanlı olmayana karşı bile kibirlenmesin diye. Müslümanlar neye inandıklarını bilmeden yaşıyor demişsiniz,doğru demişsiniz ve okusalardı eğer Kuran ı,Kitabından ****** olanlarla yani Kitabını bilmeyenleri tasvir eden ayetleri görünce ,sanırım her gün hayatları boyunca Kitap okumak isterlerdi.Ama okumuyorlar, neye inandıklarını çoğu bilmiyor, durum böyle oluncada adları sadece Kitap ehli olarak kalıyor ayetlerde.Sonları da hiç iyi anlatılmıyor. Ve Politika ya tamamen katılan ben, Sevgili Sarıgül e şunu hatırlatayım, gerçektende Nur suresindeki kelimenin sadece örtü anlamına geldiği, başörtüsü şeklinde kullanılmadığı yani "baş" ı simgeleyen hiç bir kelime olmadığı defalarca aktarıldı.Ama başka bir ayette geçen dış giysisine bütün alimlerin toplanıp o zamanın giyim türüyle kara çarşafta karar kıldıklarını , merakımdan sorularımla marketin ortasında bırakmadığım bir çarşaflı bayan anlatmıştı.Ayeti bulup aktarayım "Ahzâb(*) Sûresinin 59 . Ayetinde Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, bedenlerini örtecek elbiselerini giysinler. Bu onların tanınıp incitilmemelerine de daha uygundur. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir." İşte bu ayete dayanarak kara çarşafa bürünüyor kadınlarımız.Alimler kararı ile.Oysa bazı çevirilerde dışarı giysisi,bazılarında gece dışarıya çıkacak bir bayan için ev haliyle çıkmamasına yönelik bir dışarı giysisi falan. Siz Sarıgül, her ne kadar diğer Kitaplarımızın tahrif edildiğine inanıyor olsanızda,Kuran-I Kerim, ayetleri ile bunu söylemekten beni men ettiği için hepsini ayırmayan ben diyorum ki ,Başörtüsü Kurandan değil, özellikle İncil den gelmektedir ve ibadet esnasında kadın başını örtmelidir.Bu hadislerle aktarılan saç teline yanacağınız bir örtünme şekli değildir ve başka bir anlamda kadınlardan istenmiştir.Erkeklerle bunun bir alakası yoktur özünde.
  13. nolur kedi bana düşsün alttakine de kocaman bir yağmur damlası düşsün kıyamadım
  14. kısacası, Yazmaz.
  15. Ben diğer Kitaplarımızın değişmediğine inanan bir müslümanım. Sayın İsrail, " kuranda diğer kitapların değiştiği yazar" demişsiniz.Ben ise defalarca Kuran okuduğum halde Kitaplarımız hakkında "rahmet,ışık,yol gösterici,rehber" kelimeleri dışında bir kavram bilmiyorum.Sadece çevirilerde , Allahın sözleri ile oynayanlardan bahsedilirken,yani bu Allahtandır diye sunanlardan bahsedilirken, ayetin içeriğinde olmayan Tevrat kelimesi parantez içinde sunuluverir.Ayetin içinde aslında bulunmayan o kelimeyi ,yok olduğunu bildiğiniz çerçevede yeniden ayeti okursanız, aklınıza Kutsal Kitaplarımız değil en çok hadisler ya da din üzerine oynayıp duran nice mezhep ya da tarikatı hemen anlarsınız.Belki arada Yahudilerden de bahsedilmesi etkendir oraya hemen bir Tevrat kelimesi eklenmesine,ama Yahudi ile Kitabı, Müslüman ile Kitabı,Hristiyan ile kitabı ayırmak,ince bir çizgi diye düşünüyorum.İnsan müslümanım der ama hayatı günahlarla kaplıdır,diğer Kitap ınanırlarımızda olabileceği gibi.Bu yüzden bu parantez eklerini dikkate almayan ama ayetle açık ve net şu sözü "Bakara(*) Sûresinin 136 . Ayetinde Deyin ki: “Biz Allah’a, bize indirilene , İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve Yakuboğullarına indirilene, Mûsâ ve İsa’ya verilen ile bütün diğer peygamberlere Rab’lerinden verilene iman ettik. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz ve biz ona teslim olmuş kimseleriz.” Âl-i İmrân(*) Sûresinin 84 . Ayetinde De ki: “Allah’a, bize indirilene İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a ve Yakuboğullarına indirilene, Mûsâ’ya, İsa’ya ve peygamberlere Rablerinden verilene inandık. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz. Biz ona teslim olanlarız.” dikkate alan ben, Kitaplar arası ayrım yapmamaya kararlı bir şekilde her gün onlardan okuyarak devam etmekteyim hayatıma.Yukarıdaki bu ayetleri,Allah yerine YHWH kelimeleri ile aynen Tevrat ta da görebilirsiniz.Daha aynı olan nice ayet gibi.Yukarıda bir arkadaşımız,peygamberlerin bazılarını bazısına göre daha başarılıymış gibi bir algılayışla yazmış.Halbuki Allah,Kuran da bundan da bizi men etmiştir.Yani sadece Kitapları değil,Peygamberleri de sevgide ayırmamız ,birini diğerinden üstün tutmamız yasaktır Kuranda.Nasıl mı? Hemen ayetleri sunayım Nisâ(*) Sûresinin 152 . Ayetinde Allah’a ve peygamberlerine iman edenler ve onlardan hiçbirini diğerlerinden ayırmayanlara gelince, işte onlara Allah mükafatlarını verecektir. Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. Bakara(*) Sûresinin 285 . Ayetinde Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, mü’minler de (iman ettiler). Her biri; Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler ve şöyle dediler: “Onun peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz.” Şöyle de dediler: “İşittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz! Senden bağışlama dileriz. Sonunda dönüş yalnız sanadır.” Tekrar edecek olursam,kitaplardan hiçbiri değişmemiştir, çevirilerden kaynaklı ufak sıkıntılar olabilmektedir,zaten Rab olan Allah , bu ufak sıkıntılarda inanan kullarına zaten yol gösterici ve öğreticidir.Mutlaka gerçek bilgi imanlı kula sunulacaktır.Yeter ki kitabında kalsın.Allah, gücü herşeye yetendir ve değişecek Kitap için onca Peygamberi göndermemiştir.Her Peygamber görevini tam anlamıyla yerine getirmiştir eksiksiz ve Allahın onlardan istediği şekilde. Rabbimiz bizi buna şahit kullardan eylesin.O büyük gün için.
  16. ftoyd

    HOŞÇAKAL...

    Hoşçakal sevgi.İncilde denildiği gibi " Kötülüklerin çoğalmasından ötürü birçoklarının sevgisi soğuyacak. (Matta 24: 10, 12" Bende işte öyle hissediyorum.Seviyorum ama sevmiyormuş gibi seviyorum.
  17. Bu son iletim demekte ne demek Mavi Olmayan.Ortada senin şahsına bir durum olduğunu düşünmüyorum.Lütfen böyle davranıp üzme bizi.Çok yanlış konularda çok yanlış tepkiler veriyoruz belki.Belkide bizden gerçek düşmanlarımızın istediğini yapıyoruz aslında.Lütfen bu derece duygusal bir tepkiyle üzme bizi.
  18. Evet, olan biten onların bildiği gibi değildi.. Rep sisteminin kalkmasına çok çok sevindim. Kullanıldığı yanlış ellerde, bende bizzat yanlış bir el olarak kullandım onu.Ve şimdi çok mutluyum kalkmasına.Tartışalım,konuşalım,açıklayalım ama haksızlık yapmayalım. Haksızlığa haksızlık ile yani yapılanın aynısı ile karşılık verdiğim için bütün arkadaşlardan özür dilerim. Ama Sevgili Politika arkadaşımızın değindiği gibi,"X gurubun birbiriyle dayanisma icine girmeleri dogal olarak Y gurubunu bir dayanisma ortamina götürmüstür" Bu dayanışmada X gurubunun görmediği bir gerçek şudur ki, farklı konularda bu X gurubundan arkadaşlar Y olabilmekte iken, Y gurubundan bazı arkadaşlar X olabilmektedir.Ortak noktalarımızı büyük bir değer olarak korumak ve farklı noktalarımızı birbirimize güzel yolarla anlatmak dururken,ortak bütün değerlerimizi ısrarla yerle bir edip, farklı bütün noktalarımızda Politika arkadaşımızın değindiği gibi " ideolojik ve provakativ tarzda yaklasim" ile her zaman tek yanlı yazışmak ve guruplaşmak olmamalıydı. Evet Sevgili Mavi Olmayan,gelir düşüncelerimizi söyler ve gideriz.Ama söz konusu düşünce olunca birileri dost ya da düşman olabilir.Zaten herşey düşüncelerden,insanların düşünce sistemindeki farklılıklardan oluşmuyor mu?Savaşı da birlikte yaşaması da.Ama biz burda ,bu ortamda düşman değiliz Mavi Olmayan, kimse kimseye düşman değil ,olmamalı zaten. Sadece arada bir kızarız belki birbirimize ama kızmak düşmanlığa dönüşmemeli dönüşmez Mavi Olmayan.
  19. Lehçe farklılığı anlam farklılığı değildir ki.Hepsini geçtim,Kuran zaten ayeti ile Arapça bir dilde indirildiğini söylüyor.Arapça dilde ezberletilmiş ama Arapçanın farklı lehçelerinde yazılmış olsa ne olur? 7 anlamda ne demek? Bu zamana kadar duyulmayan bunca hadissel ayrıntıların,nedense özellikle son 100 yılda patlak vermesi ,sizce büyük bir tehlike değil mi?Bırakılmış Kuran bir tarafa, bırakılmış Allahtan olup olmadığının kalben tastiki, o hadis bu hadis şu olay.Açık ve net konuşayım ki,ben Arapçasını değil, Türkçe mealini okuduğumda,"Bu Kitap insan sözü olamaz dedim" ve iman ettim.Çünkü ana dilim Türkçe ve anladığım dilde tasdik gerekiyordu.Tıpkı İncil gibi,Kitaplarımız gibi.Farklı lehçede yazılmış yazılmamış, bazı anlamlar 7 ye çıkmış çıkmamış,mutlaka 7 anlamın hangisinin ayetle özdeşleştirilceğine dair Kuran ın genelinden sonuç çıkarılacaktır.Siz bu konu ile neyi anlatmak istiyorsunuz, neden bu tarz bir konu üzerine irdeliyorsunuz malesef hala anlamlandıramadım. Söz konusu Kuran ın bir harfinin değişmemesi konusu ise(ki Allahın sözü asla değişmez,Allahın sözü demek ile harfler harmanlaşmış hadislerle), geldim demek ile geldum demek arasındaki harf farkı Kuranı değiştirmek mi oluyor.İkiside aynı anlam değil mi?Üstelik ikiside türkçe,yani verdiğiniz örneğe göre Arapça ise ne çıkar bundan.Adam geldim yerine geldum diyorsa ne çıkar.Bir kere dillerin yazılışı lehçe farklılıklarına göre olmaz zaten.Bunu da mı burda anlatmak açmak lazım illa.Siz şu an Türkçede ,yazı dilinde "geldum" yazan kaç tane kişi gördünüz.Yine evrakta,fiilde herkes "geldim" yazmaz mı?Yazmasa ne olmuş.Diyelim ki o devirde yazılıyordu.Dediğim gibi ne fark eder?
  20. farklı lehçe olsa ne olmasa ne,bu ancak şimdiki mealler gibi bir olaya sebebiyet verebilir.Peygamberlerin her zaman yaptığı şey, inen(vahy) Kitaplarımızın ayetlerini etraflarındaki inanırlara ezberletmek olmuştur.Böylece onlar asla değişmemiş ve aynen Kitap haline getirilmişlerdir.Ne Kuran ne İncil ne Tevrat -Zebur.Allahın sözünü kimse değiştiremez ,değiştiremeyecektir.Varsa değiştiren , bunu ortadan kaldıran Osman değil Allah olmuştur.İbranice,Aramca,Arapça,işte bu dillerdeki metinlere kimse dokunamamış ama çevirilerde oynamalar sağlanmıştır.Bu da bizde ancak araştırma isteği doğurur,dinden şüphe etme değil.Tevrat ehli sakladıklarını döktüğünde,İncil ehli ayetlerini sindirdiğinde ve Tevrat ı da dikkate aldığında, Müslüman kelimelerin detayına iyice indiğinde görülecek ki,Kitapların hepsi Allahtandır ve değişen şeyler sadece kavimsel özelliklere uygun ender şeriat kurallarıdır.Yani öyle ki üzerine düşünseniz,atıyorum benim gibi birinin bulunduğu coğrafyada,aileden aldığı kültürde ve karakterde kendine en uygun din müslümanlık iken, bazısının yaratılış özelliğine göre aynı coğrafyada olsak bile uygun düşen şeriat kuralları İncil in ki olabilmektedir.Allah kimseye kaldırabileceğinin üstünde yük yüklemez kuralı bunu açıklamaktadır hatta.Tevrat ehlinin yükünü ben kaldıramam mesela.Çok ağırdır uymaları gereken noktalar.Ama buna göre de bizden üstün tarafları ve imkanları vardır.Herşey ince bir terazi ve o terazide haksızlığa yer yok. Kısaca toparlarsam, Kuran değişmemiştir,orjinal indiği dilde değişiklik yoktur, en az diğer Kitaplarımız kadar.Varsın lehçeleri,mealleri, çevirileri değiştirip değiştirip sunsunlar,insan aslına odaklandıkça,çelişki sanılanlar ortadan kalkacaktır.
  21. Evet, benim dinim gerçek. Ne mi benim dinim, Kuranda yazan herşey, İncilde yazan herşey,Tevrat zebur benim dinim.Hepsi aynı.İddia ediyorum hepsi aynı.Çelişki olarak sunulanlar,iddia ediyorum sadece çevirilerden kaynaklı sorunlar.Ve din ile Kitap ile insanı ayırmadıkça, siz bu gerçekliğin cevabına asla kolay ulaşamayacaksınız.Mesela İncil, düşmanın bir yanağına vurduğunda diğer yanağını uzat derken, siz papazları tüm ekranlarda yumruk yumruğa gördünüz diye,yanlışp olan Kitap olamaz.İşte insanlar hep böyle.Falanca İslam Ülkesi filanca davrandı.Falancalar hristiyan,şunları yaptı.Hayır,Kitap Kitaptır, insan ise insandır.Kültürler kavimler herşey farklıdır.Ama Kitaplarımız aynıdır.Bu doğrultuda bakarsanız keşfedersiniz ki,doğru gerçektende hepsinde aynıdır.Dediğim gibi,eksik olan ve bu yüzden hep çelişki sandığımız konuların altından her zaman dil çıkmaktadır, kelimelerin ana anlamı çıkmaktadır.Yani örneğin birine baba dediğinizde, baba kelimesi üzerine düşünmemektir sorunlar.Baba ne demektir?Ne neden dolayı babadır?İblisin çocuğu olmak ile Baba nın çocuğu olmak ne demektir? gibi... Ya da anlamını bilmediğimiz ama üzerine destan yazılan konulardır çelişki yaratanlar.Huri nedir?cinsiyeti nedir?nasıl bir yaratıktır?kim nerden biliyor,yaratılmışlığına şahitlik var ki üzerine destanlar yazılıyor? Ya da bir kelime kaç farklı anlamda kullanılıyorda,özellikle erkekler elinde hep kadınlar aleyhine çevirilerle karşılaşıyoruz sanki o kelimenin tek bir anlamı varmışçasına.. Gerçek gerçektir,ama insan elinde herşey bozuktur ne yazık ki..Dünyanın en zararlı varlığı olmamız ıspat değil mi zaten?Hem de en iyi varlığı olabilecekken..
  22. muhteşemler, tek kelimeyle muhteşemler
  23. ftoyd

    kurandaki celişkiler

    Bölüştürülenin en küçük parçasına göre düşüneceksin.Yani atıyorum bölüştürülen inekler olsaydı ve hiçbir inek ölmeden aynı oranlarla bölüştürme yapılacak olsaydı,matematiğin ,eşitliğin iki tarafını aynı oranda azaltma ya da çoğaltma durumunda eşitliğin bozulmaması ilkesinden bir sonuca eminim varacaksındır.1 tam parçayı, yani 1 mirası bölüştürüyorsun.Herşey o birde saklı. Kolay gelsin.
  24. Gerçek mi değil mi bilmem,merakta etmem ama forumdaki,özellikle dini konulardaki merakımdan dolayı okumuş bulunduğum bu yazının son kısmına cevap vereyim.Hayır, o zaman hiç gelmeyecek ve insanlar aynı şeylere daha daha kötüsüyle devam edecek.Bu yüzden de ,en sonunda Allah tarafından zamanı geldiğinde Dabbetül arz çıkacak(bana göre başladı görünmeye) ve insanoğlunun büyük çoğunluğu ölecek.İnsan , ya kainatın en üstün canlı varlığıdır ya da iki üç dört bacaklı varlıkların bile en aşağısında olandır. Dinimiz(yani dinim) böyle demiyor mu zaten?
  25. Ben MonDieu ya katılıyorum.Yalnız DTP değil, hepsi kapansın.Siyaset denilen şeyde tamamen önemini yitirsin İnşallah. İnsanlar bi bıraksın bu işleri de,bi de dünyayı dinlesinler,yeri dinlesinler,göğü dinlesinler,hayvanları dinlesinler,doğaya etraflarına baksınlar. Hıh, hırs uğruna yaşanacak dünya bırakmadık.Allahtan beklenen yaratığımızın yavaş yavaş görünmeye başladığı fikrindeyim.Malum, Kitaplarımızın bütün alametlerinin yaşandığı dönemlerdeyiz.İnsanoğlunun başına gelecek var,ben şahsım beklemedeyim.Az kaldı.Çok az kaldı.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.