ftoyd tarafından postalanan herşey
-
İSLAM'DA RECM, TALAK KONULARI
Bu cümleye takıldım ister istemez."Bilim için bulunabilen her kırıntı kaynaktır" Tarih bilim tarih bilim Peki ben size desem ki, Kutsal kitaplarda bazı bilimsel olgulara işaretler var.Bazı araştırılması gereken konular ancak hala araştırılmamış oluşundan dolayı keşfedilememiş gerçekler var desem.Bir bilim adamı olmayışımın sıkıntılarını yaşıyorum, varsa etrafınızda fenle kimyayla fizikle uğraşan birileri buyrun siz yardımcı olun desem.Bana Kurandan İncilden Tevrattan dolayı bir araştırmaya girişecek birini bulun desem... Örneğin doğuştan bir körü iyileştirmek için neler üzerinde araştırma yapmasını gerektiğini söylesem ona..Şahit olursanız gerçekliğine iman mı edeceksiniz? "Hayır,hayır, bir zamanlar eski insanlar falanca alanda şunu şöyle bunu böyle yaparlarmış, zaten bilinen birşeylermiş miş, "şimdiden çoğu ateistin(sizi kasdetmiyorum) sözleri kulağımda yankılanıyor.
-
İSLAM'DA RECM, TALAK KONULARI
Nûr(*) Sûresinin 15 . Ayetinde Hani o iftirayı dilden dile dolaştırıyor; hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyleri ağzınıza alıp söylüyor ve bunu önemsiz bir iş sanıyordunuz. Halbuki bu, Allah katında büyük bir günahtır .. merak etmeyin, hangi iftira falan diye düşünüp zebaniler şeytanlardan falan korkmayız biz. Biz bu ayeti okuyunca, hakkında hiçbir bilgimiz olmayan, gerçek olup olmadığına dair üzerinde hiç bir fikrimiz ve şahitliğimiz bulunmayan konularda, dedikodu edip etmememiz hakkındaki bilgiye bakarız.Yani biz, bir arkadaşımız bize gelip "ağğğ biliyor musun falanca şöyleymiş" dediğinde ,şahit olup olmadığına bakar,kendimiz şahit olmadığımız içinde o dedikoduyu içimizde tutarız "doğrusunu Allah bilir" diyerek. Tutup bende gidip falanca başka arkadaşıma "biliyor musun ne duydum" diye bilmediğim şeyi yaymam. Eğer toplumumuzda ki dedikodu hastalığının farkında olunsaydı, Kuranın bunu neden mutlaka ve mutlaka değindiği bir konu yaptığını anlardınız.Bu önemli bir konudur ve Kuran gerekli öğüdü en güzel şekliyle vermiştir.Darısı müslümanım dediği halde dedikodudan uzak durmayan insanlarımızın anlamasına...
-
İSLAM'DA RECM, TALAK KONULARI
Bu mesajınızdan önceki mesaja cevap verecek olursam sanki dünyada herkes dinsiz olsa kimse kimseyi öldürmeyecek gibi boş bir beklenti ile sürekli dinin suçlanması benim açısından dogmanın dogması. Bu mesaja gelince hala farkında olmadığınız bir gerçek var. Ben ifk yı hiç okumadığım için imanlıyım, siz ise bu ve benzerlerini okudukça dinden tamamen uzaklaşmış bir imansızsınız. Ben buhari muslim tanımam.Ben beynimi kirletmesinler diye takvim yapraklarındaki hadisleri yırttığım gibi çöpe atar,sadece ayetleri okurum.Koskoca İslam tarihi Kitaplarda öğrenmemiz gereken kadarıyla Allah tarafından anlatılmıştır.Allahın anlattığından ötesi saçmalık,Allahın anlattığından ötesi hurafe, Allahın anlattığından ötesi dinim için gereksizdir.Ben bir kez hataya düştüm ve Kitaba imansızlık yaşadım, bu aşamadan sonra ikinci bir hata benim için imkansız.Çünkü cidden iman ettim,cidden insan sözü olamayacağını idrak ettim.Tanrıma teşekkürlerimle.. Size iyi hadis okumalar.Siz müslümanların yorumlarını okumaya devam edin.. Ben şu kadarını söyleyim ki, eğer dinimi müslümanlardan öğrenecek olsaydım zamanında, şu an dinsizliğin alasını yaşıyor olurdum. Forumda dinle ilgili kafası karışan arkadaşlar varsa onlara tek tavsiyem: Asla ve asla tefsirler, cilt cilt açıklamalar ile din öğrenmeye kalkmayın. Bir Kuran meali alırken dikkat ettiğiniz en önemli nokta parantezi en az, açıklaması en az olan meal olsun.en sade hal,Kitabı anlamanıza en yakın haldir.Hadislerden uzak durun.
-
İÇİMDE BİR İNSAN VAR
Çoktan başladım kağıda dökmeye Aries.Bilmiyorum o günleri görebilecek miyiz ama gün geldiğinde belki bir 18. yaşına bastığında eline verilecek bir sürü hayatını anlatan defter olsun istiyorum.Çocuğumun haberi olmadan onun günlüğünü tutmak istiyorum.Büyük bir azimle ve keyifle başladık bakalım. Gerçi zaten yazmayı sevmekten kaynaklı bir günlük alışkanlığım vardı her ne kadar şu an hepsini imha etmiş olsam da, bakalım çocuğum için ne kadar istikrarlı olabileceğim??
-
İÇİMDE BİR İNSAN VAR
İnşallah,umarız güzel bir geleceği olur tabi dünyanın şu gidişatında bu mümkünse... Yalnız gönderdiğiniz fotoya bakınca en kararlı olduğum ve eşiminde bana katıldığı bir durumdan bahsetmek istiyorum. Çocuğumuz konusunda özellikle ve özellikle üzerinde duracağımız en önemli nokta, onu bilgisayar tel vs. oyunlarından uzak tutmak olacak.Bunları konuşmak için elbet çok erken ve hala tehlikeli bir dönemdeyim.Ancak ola ki sağlıkla dünyaya gelmeyi başarırsa,sanal oyun kavramı mümkün değil onun için.Bilgisayarı ancak resim yapmak için, bazı seçeceğimiz çizgifilmler için ve tabi tuşlarına güm güm basarak bozmak için kullanabilir ya da yaşı ilerledikçe hem oyun gibi algılayacağı hem de aslında mesleki gelişimini sağlayacak programları önüne koyabiliriz. Burada anne-baba olan herkese söylemek isterim BİLGİSAYAR OYUNLARINA HAYIR. Çocuğunuza ne oynattığınıza, ne izlettiğinize dikkat etmediğiniz sürece Kültürümüze uygun bir gençlikten söz etmemiz imkansız olacaktır.
-
MÜ'MİN SÛRESİ 2,3 Ayetleri
Bir greek örnek olarak değilde ingilizceden açıklarsam,İngilizcede paracletes:Şefaatçi... Ben size onun bunun araştırmalarını değil, bizzat sizin için gözden geçirip önünüze koyduğum İncil ile cevap verdim.İsterseniz, biraz zamanımı alacak olsada,İsa dan sonra peygamber gelmeyeceğine dair bir düşünceyi,asla Kitaplardan çıkaramayacaklarını gösteren nice ayet araştırır bulurum.Ne var ki, ayeti okur okumaz araştırma ihtiyacı hissetmiş olmanız bile benim için yeterli aslında.Saydığınız özelliklere gelince, Kuran gözüyle bakabilirseniz,Muhammed in bu özellikleri zaten taşıdığını göreceksiniz.
-
İÇİMDE BİR İNSAN VAR
Harika incelemeler...Teşekkürler
-
İÇİMDE BİR İNSAN VAR
Geldin, Herkes gelmez derken geldin, herkes dedi diye gelmenden ümit kesmiş olana geldin, Şu dünyada en çok sana sahip olmaktan korkana geldin, Seni çok sevecek diye için için gelmenden en çok korkana geldin, Seni taşımaktan en çok korkana.... Ama sen korkusuzca,sımsıkı tutunarak geldin. Hoşgeldin bebek, Allahın bana en güzel lütfu,en güzel sürprizi Hoşgeldin içime. Şimdi "içimde bir insan var" diyen annenin endişelerinde, büyük bir sevginin ve Allaha güvenin,teslimiyetin içinde Hoşgeldin Bebeğim. Kötü dünyamıza bütün güzelliğinle hoşgeldin.. Fasülye kadar boyunla tüm bedenime hakim olan mucize, güçlü bebişim, İnşallah tüm gücünle bu dünyada iyi olana tutunursun aynı şekilde. Kötülük senden uzak,iyilik hayatının tek amacı olsun... Hoşgeldin bebeğimmmm, hoşgeldin annene...
-
MÜ'MİN SÛRESİ 2,3 Ayetleri
Yuhanna 15:26 "Baba'dan size göndereceğim Yardımcı, yani Baba'dan çıkan Gerçeğin Ruhu geldiği zaman, bana tanıklık edecek.
-
İSLAM'DA RECM, TALAK KONULARI
Burada ufak bir ekleme yapmak istedim.İslam dininde çarmıhta can verenin İsa olmayışı, çarmıhta acı çekenin de İsa olmayışı anlamına gelmez.Son noktada değiştirilmiş bir beden ruh ilişkisinde, İsa nın yerine geçen kişinin "neden beni bıraktın " demesi ise fazlasıyla ibret taşır. Bırakılan İsa değildir çünkü ,başından itibaren yaşayacağı herşeyi bilmektedir.Ama Tanrı tarafından terk edilen farklı bir kişi vardır ve dinin isyan kabul edeceği bir imansızlık sözlerinde belirmiştir.
-
İSLAM'DA RECM, TALAK KONULARI
Süleyman'ın Özdeyişleri 26 3 Ata kırbaç, eşeğe gem, Akılsızın sırtına da değnek gerek. İncil info arama motorunda değnek yazarsanız, neyin şeklinin ne olduğu,nereye vurulması gerektiğini anlarsınız.Sizce şu sopası bu sopası dediğimizde mi akıllar karışıyor,yani çeviri sopa olunca mı? yoksa değnek olunca mı?Sanırım değnek denilen şeyin yapısı ve boyutu gözünüzde netlikle canlanacaktır.Birinde olmayan,diğerinde vardır vuruşa gelince ,elbette merhametimiz engellemeksizin tüm gücümüzle.Zaten değnek yapısı gereği o kişiyi asla öldürmeyecektir,asla bazı sopa türleri gibi acı yaratmayacaktır. Allah hiç bir olayı boşa yaşatmaz,iç bir yazılı ayeti de boşa değildir.Eğer Muhammed gerçekten ayetten önce recm cezasında bulunduysa,bu Tevratı öğrenip Allahın Kitabı olarak uyguladığını gösterir ki,her zaman savunduğum bir gerçeğe dikkat çekilmiş olur.Ölenlere gelince, bazı salih kullarının,elçilerinin bile ölmesine izin veren Allah açısından o insanların ölmesinde de sakınca yokmuş demek ki.Demek ki öyle ya da böyle o insanlar ölmeliymiş.Allah işkence, ölüm ,şu bu benzeri hallere,onlarca savaşa göz yumduysa,sabırla mühlet verip anında ceza vermediyse, bunu açıklayan sebeplerde imanlısı olmadığınız dogma dediklerinizde mevcuttur.Günümüze kadar bunu uygulayanlar ise kusura bakmayın ama zaten Kitabın kendisinden habersiz olarak tanımladığı Kuran bilmezlerdir.Varacakları yerlerinden Allah esirgesin Ayşe ile ilgili olduğu söylenen ayetlerde ayşe nin adı bile geçmezken bilinmeyen bir mevzu üzerine dedikodu yapmanın kötülüğü açıkça anlatılmıştır.Nur suresinin başı ile ortasını birleştirip bütün bir ayeti sırf ayşe üzerine kurgulamanızı ise hiç anlayamadım. Bizimse şimdi tepede bulunanlarla sorunumuz varsa nolacak?Bizimse her an toplumda suç oranını hızla arttıran şu sistemle sorunumuz varsa nolacak. Neden ben çocuğum büyükşehirde yetişmesin, hadi insanlığın medya teknoloji elinde henüz ölmediği canım ülkemin küçük bir yerine yerleşelim diye uğraşmak zorundayım.Sokağa çıkıp bizler gibi oynamayacak çocuğumun ne suçu var?Sanki Atatürkün beklediği çabaladığı o mükemmel laik ülke olabildikte, dinlilerden korkulur oldu.Biz Allahı unutanlardan ahlak kavramı tamamen yitenlerden panik haldeyken!
-
MÜ'MİN SÛRESİ 2,3 Ayetleri
Tamamlanan bişeyin artık tam anlamıyla gelmiş olmasınıda unutmadan ekleyim.Ortada bir çelişki ya da diğer Kitaplarla bir sıkıntı yok yani.
-
MÜ'MİN SÛRESİ 2,3 Ayetleri
İslamiyet Kuranda geldiğini değil tamamlandığını iddia eder."Bugün size dinimi tamamladım " der Allah.
-
MÜ'MİN SÛRESİ 2,3 Ayetleri
Bir kere İncili okumadığınız halde İsa dan sonra bir kurtarıcının müjdelenip müjdelenmediğini sadece hristiyan demeçlerinden çıkarmanız enteresan.Çünkü ben okumuş biri olarak birinin geleceğinin müjdelendiğini biliyorum.Hristiyanlığa gelince hristiyanlık bozulmuş olabilir(aynı yahudiler ve müslümanlar gibi) ancak Kitapları olan İncil ve incil deki İslam bozulmamıştır.Siz Kuranı hiç anlamamışsınız,çünkü eğer anlasaydınız Tevrattan ve İncil den ne kadar güzel bahsettiğini ve sorunun Kitabını uygulamayan kişilerle olduğunu kavrardınız.Hristiyanlara söyleyin Kitaplarını uygulasınlar ya da yahudilere söyleyin Kitaplarını uygulasınlar sözünü hiç mi okumadınız ya da defalarca okumuş ben mi hayal gördüm? Kuranda İncilin değiştiğine dair tek bir kelime bulamazken, ben bulduğum bir kaç cümle,bulduğum bir kaç ayet ile size cevap vereyim ; Bakara(*) Sûresinin 4 . Ayetinde Onlar sana indirilene de, senden önce indirilenlere de inanırlar. Ahirete de kesin olarak inanırlar. Bakara(*) Sûresinin 136 . Ayetinde Deyin ki: “Biz Allah’a, bize indirilene (Kur’an’a), İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve Yakuboğullarına indirilene, Mûsâ ve İsa’ya verilen (Tevrat ve İncil) ile bütün diğer peygamberlere Rab’lerinden verilene iman ettik. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz ve biz ona teslim olmuş kimseleriz.” Bakara(*) Sûresinin 285 . Ayetinde Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, mü’minler de (iman ettiler). Her biri; Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler ve şöyle dediler: “Onun peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz.” Şöyle de dediler: “İşittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz! Senden bağışlama dileriz. Sonunda dönüş yalnız sanadır.” Âl-i İmrân(*) Sûresinin 84 . Ayetinde De ki: “Allah’a, bize indirilene (Kur’an’a) İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a ve Yakuboğullarına indirilene, Mûsâ’ya, İsa’ya ve peygamberlere Rablerinden verilene inandık. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz. Biz ona teslim olanlarız.” Âl-i İmrân(*) Sûresinin 199 . Ayetinde Kitap ehlinden öyleleri var ki, Allah’a, size indirilene ve kendilerine indirilene, Allah’a derinden saygı duyarak inanırlar. Allah’ın âyetlerini az bir değere satmazlar. Onlar var ya, işte onların, Rableri katında mükafatları vardır. Şüphesiz Allah hesabı çabuk görendir Nisâ(*) Sûresinin 162 . Ayetinde Fakat onlardan ilimde derinleşmiş olanlar ve mü’minler, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler. O namazı kılanlar, zekatı verenler, Allah’a ve ahiret gününe inananlar var ya, işte onlara büyük bir mükâfat vereceğiz. Mâide(*) Sûresinin 59 . Ayetinde De ki: “Ey kitap ehli! Sadece Allah’a, bize indirilene ve daha önce indirilmiş olan (ilahi kitap)lara inandığımızdan ve çoğunuzun da fasıklar olmasından ötürü bizden hoşlanmıyorsunuz.” bir kaçı çoktan aştım sanırım...
-
İSLAM'DA RECM, TALAK KONULARI
düzenle butonunu çalıştıramıyorum.Neyse "tefsire bakmak" değil "tefsire bakmam".Hızlı yazarken çok hata yapıyorum ama bir de gönderip okurken farkettiklerimi düzeltebilsem
-
İSLAM'DA RECM, TALAK KONULARI
Ben Tefsir e bakmam, Kuran ne dediyse ona bakarım.İşinize inanmamak geldiği için, işinize geldiği gibi inanmaya devam edin.Ayet benim dediğim gibi olsa bile sırf dinsizlik inadından müslümandan çok hadisçi olursunuz.Dinsizliğin en güzel yanı bu... Bakalım benim bulgularıma,alıntılara, tercüme hataları ve tomurcuk göğüsler iftirası Bazen Arap dilini ve arapça kelimelerin terminolojisini bilmemekten ileri gelen durum. Ayrıca Nebe Suresi 33. Ayete ilintilenmeye çalışılan yanlış kelime çevirisi. Öncelikle, verilen Nebe Suresi 33. Ayetin orjinal okunuşu "Ve kevâibe etrâbâ" dir. Burada geçen "kevâib" yüksek, yüce, kaliteli, değerli, gözalıcı" anlamına gelen "ka'b" kökünden gelmektedir. Ancak, tarihsel süreçte bu kavram, "Ka'be" gibi "kübik", "ka'beyn" gibi dairevi cisimler için de kullanılmaya başlamıştır. Dolayısıyla 1400 yıl önce kullanılan anlamını yitirmiş ve maalesef mütercimler tarafından günümüz anlamıyla çevrilmiştir. Dolayısıyla bu yönüyle "göğüs" çevirisi hatalıdır. Doğrusu "gözalıcı" dır.Ayrıca önemli bir bilgi daha vermek isterim ki; dünya üzerindeki dillerin bir çoğunda eril yani müzekker ve dişil yani müennes ifadeler yoktur. Ancak ingilizce ve Fransızca'da var olduğu gibi, Arapça'da da eril ve dişil ifadeler vardır. Ve ne gariptir ki, konumuz olan ayette geçen kelime dişil olmadığı gibi, tek bir cinse de kesinlikle hamledilemez. Ayrıca kullanım şekli yönüyle, her iki cinsi de kapsamaktadır. Dolayısıyla bu yönüyle de "göğüs ve kız" çevirisi hatalıdır. Bu yönüyle de "gözalıcı" anlamı doğru olan çeviridir. ikinci kavram olan "etrâb" kavramı ise, anlamı tarihsel süreçte değişmeden, günümüze kadar ulaşmış "tam denk, dengi dengine" anlamında bir kelimedir. Dolayısıyla Nebe Suresi 33. Ayetin doğru tercümesi şu şekildedir: "dengi dengine gözalıcı eşler" Muhammed Esed den, 33. müthiş uyumlu harika eşler, (16) 16 - Etrâb'ın yukarıdaki çevirisi için bkz. sure 56, not 15. Kevâib'i "harika eşler" olarak çevirmem konusunda ise, hatırlanmalıdır ki keb teriminin -kâib isim-fiili buradan türetilmiştir- birçok anlamı vardır ve bu anlamlardan birisi, "çarpıcı olma", "gözalıcı olma", "üstünlük" yahut "ihtişam"dır (Lisânu'l-Arab). Böylece keabe fiili, insan için kullanıldığında, "o, [başka bir kişiyi] gözalıcı/çarpıcı veya muhteşem veya harika yaptı" anlamına gelir (aynı yer). Hem keabe fiilinin, hem de keb isminin bu mecazî anlamına bağlı olarak kâib isim-fiili, halk dilinde "göğüsleri gözalıcı hale gelen veya tomurcuklanan kız" anlamında kullanılmıştır. Bu nedenle birçok müfessir, bu ifadede, cennetin (erkek olduğu varsayılan) sakinlerine hoşnutluk verecek olan bir tür genç "dişi-eşler"e bir atıf görürler. Ancak, öncelikle belirtmeliyiz ki, Kur'an'ın cennetin güzellikleri ile ilgili bütün teşbîhleri aynı ölçüde hem erkek hem de kadın için geçerli bulunmaktadır. Diğer taraftan kevâib'in bu anlamı, yukarıdaki gündelik kullanışın türediği kökü -ki keb isminin taşıdığı mecazî "gözalıcılık" anlamına dayanmaktadır- gözardı etmekte ve bu açık mecazın yerine maddî olarak gözalıcı bir şey için geçerli olan lafzî karşılığını geçirmektedir. Bu, bana göre tamamen temelsiz bir yorumdur. Cennetin nimetleri ile ilgili Kur'ânî tasvirlerin daima müteşabih olduklarını hatırlarsak, kevâib teriminin, yukarıdaki bağlamda, hiçbir cinsiyet ayrımı yapmaksızın, "muhteşem [veya "harika"] varlıklar" anlamına geldiğini ve etrâb terimi ile birlikte "müthiş uyumlu harika eşler"i gösterdiğini anlarız -böylece kutsanmış kimselerin birbirleriyle ilişkilerine işaret edilmiş ve onların tümünün karşılıklı tamamlayıcılıkları ve eşit ölçüdeki değerleri vurgulanmış olmaktadır. Bkz. ayrıca 56:34, not 13. Nisa suresindeki kelime dövmek değil,boşanmak,ayrılmaktır.Ayetin devamındanda boşanma ile ilgili ailelerin toplanmasından söz etmektedir.Bu yüzden olmayan hafifçe yi eklemek durumunda hissetmiştirlerdir bazıları.Allahın dediğini aynen yazsalar utanacaklar sanki.Hafifçeymiş. evet, erkekler kadınlar üzerine üstündür.Erkek gibi olacağız diye, erkeklere erkekliklerini unutturan kadınlar yüzünden de metroda orda burda ayakta kalmaktan sıkıldım bu toplumda.Allah erkeğe kas vermiş, boşuna mı vermiş.Benim bir eşyayı kaldırışım ile erkeğin kaldırışı bir değil işte, bırakında yaratılış özelliklerinin farkında olup kendilerinden daha zayıf özelliklerde yaratılmış kadına adam gibi reislik yapsınlar.Ortada eşitlik adı altında erkek gibi erkek kalmadı toplumda. Kimi kimine üstün olmasaydı, dünyada zaman ve döngü kalmazdı.Herkesin aynı olduğu ortamda siz işinizi yapan sıradan bir karınca bile olamazdınız ki onlarda bile kimi kimine üstün.Düşünün herkes inşaat mühendisi, istediklerini çizsinler,amele olmadıkça onlar hiçbir şey değillerdir.Kiminin kimine üstün olması aşağılanma yaratmaz, birbirine muhtaçlık yaratır.Çok az görüyorsunuz.Kuranı anlamanız neredeyse imkansız gözüküyor.
-
BÜyÜk TÜrkİye Projesİ
işin en tuhaf yanıda, uzun süredir kulağı buna alıştırılmış bu halktan yine abartılı bir tepki çıkmayacak olması. "Aman bölünsünde gitsinler orda yaşasınlar,bizden uzak olsunlar" diyenler var.Anlayın artık atalarımızın ne için şehit olduğunu??Atalarımız olmasa,Atatürk gibi lider olmasa , bu millete herşey reva.Pançik pinçik bu topraklardan sürülmek hakkı bu milletin ama, ama İstiklal Marşı durdukça,Gençliğe Hitabe durdukça içimize sinmiyor işte.Bırakmayı içimize sindiremiyoruz.Hayırlısı bakalım...
-
KEMAN
bir gün bende çalabilecek miyim bakalım? o kadar zor geliyor ki yeni başlayana..Çok çalışmam gerek çooookkkkk
-
Referandum Anketi
Baktım, içim karardı.Neyse etrafımızı unutmaya başlamıştım özel konulardan,yine bu anketler falan iyi oldu.Acilen "hayır" diyecek oylar kazanmak lazım.Zaman kısıtlı.Geçen bir akp liyle sohbete dalmışım,adam renkten renge en sonunda asık perişan bir suratla masadan sessizce izin isteyip ayrıldı.Kafasındaki karışıklığı anlatmama imkan yok,yüzünü görmeniz gerekirdi.Gelelim burada evet savunanlara, siz asla tüm dünya ülkelerini gözlemleyecek kadar geniş bir bakış açısına sahip olmamış, siz asla tarihimizi özellikle yakın tarihimizi ve kaybettirilen değerlerimizi kavramamışsınızdır.Kaldırım, yol, çokluk psikolojisi ile ancak bir çokluğun içinde kendini var hissedebilen, kendi başına düşünemeyen,çokluğun düşüncesini özümseyen,irdelemeyen bir bakış açısından başka bişey görmüyorum.Kürt Türk adı altındaki ırk bölücülüğünde ise müslüman müslümanın düşmanı kesildiğinin, yahudinin dostu olduğunun hala idrakında değilken,daha bu görmeyen kesimlerden ne beklenir ki?Ömrümüzü yedin İsrail,ömrümü yedin Tevratsızlığınla...Daha kaç ülke bu oyunlarda parçalanıp gidecek bakalım..Tabi israil ortadan kalkıp kudüsten çıkarılıncaya kadar(bizzat incilden).özellikle İsrail oyunu için cevabım HAYIR
-
MÜ'MİN SÛRESİ 2,3 Ayetleri
Tek Tanrı,herşeyin üzerinde herşeyi yarattığı kabul edilen tek Tanrı inancı.İbrahim in güneşe aya yıldıza bakmasıyla ilgili ayetleri okursanız kavrayabilirsiniz.İşte bunun adı İslamdır.Gerisi insanların toplu yaşamasında ki evrensel kurallardır ki,keşke tüm dünyada uygulandığını görebilsek.
-
MÜ'MİN SÛRESİ 2,3 Ayetleri
Siz söylediniz 23 yılda inmiş diye.Diğer Kitaplarda aynı şekildedir.Görmediğiniz tek şey ise 3-4 ayda hafızlığın sağlanabileceği bir Kitabın bu kadar yıl içerinde çok fazla kişiye ezberletilmiş olmasıdır.Kısacası Kitap bizzat belli bir sıra ile ezberletilmiş yani insan kafasında Kitap haline getirilmiştir.İnsan beyninin kapasitesi konusunda sıkıntılarınız varsa bunu anlamanızı beklemiyorum.Ancak sanırım bu tarz konularda biraz daha fazla düşünülmesini tavsiye etmek durumundayım.Namaza gelince, bugün hinduizm de bile güneşe taparken yapılan namase hareketleri incelendiğinde, secde kelimesi,ruku kelimesi incelendiğinde gerek Kuran gerek diğer Kitaplar ne yapılacağını gayet güzel ortaya koymuştur.Namazın olmadığı tek şey namaz esnasında vay hava çıkardım, vay parmağım kalktı, vay şaşırdım diye hem namazı hem abdesti bozduğu söylenen ve neredeyse bunun gibi birsürü örneği olan hurafelerdir.Namaz bilinen anlanan dilde Kuranın ezberlenmesi aktarılması ve indiren önünde saygıyla küçülmektir.Abdest bütün detaylarıyla verilmiştir, nelerin bozacağı gayet açıktır.Gerisi hurafedir.Hatta Tevratta bile abdestle ilgili bişeyler bulabilirsiniz ki,Kuran yeterli .Kuran sırasına göre 5. ve 6. sureleri yeniden okuyun isterseniz.
-
İRANDA ZİNA SUÇUNDAN HÜKÜM GİYEN KADINA RECM CEZASI
İnsan hakkı deyip durduğunuzu üretende yine bizzat insanlardır.Bana göre de Kuran ve Kutsal Kitap insan haklarına uygundur ve senin insan hakkı dediklerin benim insan haklarıma sıkıntıdır.Din saçmalık değil, ateistlik bir saçmalıktır.Bilim bilim deyip, başı olmayan bir varlığı kabul etmemek sıkıntıdır.Bilim bilim deyip, metafiziksel her olguya yok deyip kestirip atmak kısaca olmayan yok kavramına sürekli yok demek saçmalıktır.Ben var isen yok un asla olamayacağını kavrayamayan bir algılayışın bir türlü anlamlı yaşamak istemeyişi saçmalıktır.Kadın başını ibadet esnasında,erkek için değil Allah için kapatır.İncil okursanız bunda erkeği ilgilendiren bişey olmadığını kavrarsınız.Erkek din çerçevesinde tavsiyede bulunabilir, tutup kimse kimseyi zorla kapatamaz.Bunu bekleyemez, bundan dolayı kınayıcılıkta yapamaz.İnsan beyni ile anılan ve değişim doğasında olan bir varlıksa, çıplakta dolaşamaz. Kabilelerde olduğu gibi huh hah tepinip, göğüsleri sallayıp sallayıp dolaşan kadınlar ile, düşünen üreten değişik giyinmekten zevk alan ve her alanda sektör oluşturabilen insan,pardon ama sıradan hayvanlar gibi doğada yerini alamaz. Kabilelerde bile kadınlar başını kazır, orasını burasını deler,dudağına plaka koyar, tüllü şeylerle cinsel organını kapatır ki,kısacası insan tabiatında çırıl çıplak gezme iç güdüsü yoktur ve doğal değildir.Karşımda yumurtalıkları buruş buruş sarkmış organı pörsümüş yaşlı bir erkeği, göğüsleri karnını geçmiş büklüm büklüm kırış kırış sarkmış bir yaşlı kadını ben görmek istemiyorsam, bu benim en doğal insanlık hakkım.Herkes medya dergilerinden fırlamış gibi değil malum.Bir kedinin, bir tavşanın bile ıslanınca oluşturduğu sırf deriden ibaret o zayıf hali yerine, pofidik pofidik tüylü halini görmek istemek benim en doğal hakkım.Bana kalsa bir maymun türünün kırmızı poposunu bile giysi ile kapatırım.Oldu mu??
-
İSLAM'DA RECM, TALAK KONULARI
İnsan 19 a bakıyorum,Tur 24 e bakıyorum,diyanetin Kuran arama motorunda tomurcuk yazıyorum göğüs yazıyorum ,ama dediğiniz ayeti bulamıyorum. Size bunun bir dil gerçeği değil, halk arasında bir deyim olduğu gerçeğini söyledim.Bilinmeyen arapça ile insanı bizzat ateist yapabilecek bir elmalı çevirisinde takılı kalıp bundan devam etmesi bazılarının, zaten günümüzün en büyük sıkıntısı.Bu konularda o kadar hırs yaptım ki, belki yıllar alacak ama Arapça öğrenmek ve bir bayan eliyle Kuran meali hazırlamak,en büyük rüyam, en büyük hedefim.Siz bakın bakalım arapçası da türkçe olarak okunuşuyla verilmiş Kitaplara,nice yerde Tevratın zerre kadar adı geçmezken hemen tevrat kelimesini sokuşturuverirler meale, nice ayette Muhammed in zerre kadar adı geçmezken, bi de ey Muhammed yaa Muhammed diye hemen abartarak eklerler meale.Öyle bir halde ki mealler, parantez arası Kuran mı okuyorsunuz, Kuran arası parantez mi okuyorsunuz, bir damla adı geçmeyen ayşe yi belkıs ı mı öğreniyorsunuz, bir damla bahsi geçmeyen hadisler mi sokulmuş aralara,, herşey karışmış durumda.Ayete bakıyorsunuz 3 kelime,çeviriye bakıyorsunuz 20 cümle adeta.Bu yüzden sizden ricam, eleştirilerinizi yaparken temkinli olun.Arapça ve İbranice aynı dil ailesinden olup ekleri, başı sonu dişili erkili derken adeta dillerin atası denilebilecek kadar kapsamlı dillerdir.Lütfen dil meal konusunda temkinli olun.Mesela ebu leheb bile paygamberin amcası değildir.O ateş babası anlamı taşıyorsa,anlayın artık dilin ne kadar araştırılması gerektiğini.Son kez, diyanetten bir sürü örnek vermişsiniz.Şimdi lütfen diyanet gov tr ye gidin ve kendi sayfasında bana bu ayeti gösterin.Bakın bakalım neler var şimdi?
-
İSLAM'DA RECM, TALAK KONULARI
Öncelikle Kuranda zıt anlamlar yoktur.Herşey bütündür.Zıt anlam demek çelişki demektir.Çelişki ise Kuranda imkansızdır.Buna karşın çelişki gibi dinsizlerce ortaya konulan nice ayet varken,bir de hükmü gelmiş hükmü gitmiş diye müslümanlarca sözde çelişkisi kaldırılmaya çalışan nice ayet vardır.Ama işin ilginç tarafı ,o ayetler yeterince iyi incelendiğinde,ortada bir çelişkinin olmadığının, aynı gibi görünen ama koşulları aslında farklı olan olaylara farklı sunumlar sunduğunu dikkatle kavrarız.Kuran her zaman hem de her zaman inanırına "benim dinim bana, senin dinin sana" dedirtecektir.Kuran her zaman "başkalarından dolayı yüklenmediğimizi söyleyecektir.Ama aynı Kuran durmadan bizimle savaşanı as kes bile demektedir. Nice sabır, nice iyi davranıştan sonra ortada bir zulüm varsa,müslümanında eli armut toplamamıştır kısacası.İncil ehlinin armut toplaması için ayetler varken, o armuttanda ders çıkarmayanlara müslüman eliyle savaş hak kılınmıştır. Diğer mümin kadınların peygamber eşinden ne eksiği var?Güzel soru...Öyle ya, helak olan Lut Peygamberin yaşlı eşinin ,Muhammed in eşlerinden ne ayrıcalığı var.Veya niye Meryem tüm dünya kadınlarına üstün kılındı.Yaşamlarında sunulan Allah için yaptıkları ek davranışlara karşılık kimi kimine üstün tutulmuştur.Kimi daha çok sıkıntı çekmiş, kimi daha rahat yaşamış,kimi savaşmış, kimi çıkıp bi kaç kelam anlatmış peygamberler arasında bile dereceler vardır.Kuran ile bize gelen emir,hepsini eşit sevdiğimizi söylemek ve derecelerini sadece Allahın bildiğini vurgulamaktır.Kim kimden üstün beni ilgilendirmez.Ona kalırsa İsrailoğullarınında üstün tutulması gerçeği, kimi israiloğullarının cehenneme öncü kiminin cennete öncü olabileceği gerçeğini değiştirmiyor.Herkes yaşamına göre belli bir seviye ve ahirette de belli bir yer edinir.Bu anlamda Meryem benden üstün diye tutup gücenmem, tam tersine onu her anışımda içim sevgiyle dolar.Ne mutlu ona.pardon bu arada, ayeti iyi okumamışsınız.Muhammed in eşlerinin kalplerinde ki sıkıntıdan değil, bir güler yüze içi oynayacak genetik bazı sıkıntılar taşıyan erkeğin kalbinden bahsedilmekte.Çünkü onlar şüphesiz merhametli ve güler yüzlü sevecen kadınlardı ki, hala günümüzde böyle kadınların nelerle karşılaştığını anlatmama gerek yoktur sanırım.En azından ailesinde göz göze konuşmayı öğrenmiş benim gibi bir bayanın bu toplumda ilk öğrendiği şey,erkeklerin gözüne fazla bakarak konuşmamak oldu.Karşınızdakinin niyeti her an bozuk çıkabiliyor,sizin hiç bir art niyetiniz olmayışına karşın.Bu anlamda da ayet yerinde ve doğaya uygun bir uyarıdır ve kadınlar için kime güleç davranacağı,artık isteğine göre şekillenmelidir.Evli bir bayanın bunu ısrarla yapmasında sıkıntı doğabilir en azından ki, her evli bayanın biraz daha erkeklere resmi davranmasında ben doğal gözlemlerim sonucu hiç bir sıkıntı görmüyorum.Bırakın yabamcı erkekleri, akrabalar arasında bile neler yaşanabilmekte ,birbirine sık girip çıkan komşular arkadaşlar arasında neler yaşanabilmekte ,keşke herkesi kendiniz gibi ak kaşık sanmasaydınız,Kuranı etrafınızdan gözlemlerle daha iyi kavrardınız. Zeyd in karısı!!!! evlatlıkların boşandığı kadını almakla ilgili sıkıntı olmamasını vurgulamak neden kötü.Evlatlıkların sadece babalarının ismiyle anılmasını, yani bizdeki gibi evlatlığın evlat alana anne-baba demesini engelleyen Kuran düşünüldüğünde, evlat alanın oğlum-kızım demesinin ancak kazara ağız alışkanlığı ile çıkabileceğini bunun dışında günah ve yükümlülük kazanılabileğini vurgulayan Kuranda, başkasının soyundan himayenize bakmak için aldığınız çocuğun, sizinle akrabalık kan bağı olmayan çocuğun ,ilerde evlenip boşandığı takdirde, aynı çevrenizden her hangi bir boşanmış erkeğin karısının helal olabileceği gibi muamele görmesi niye size saçma geldi.Evlatlığa baba-oğul dedirtmezken eski karısını niye almasında sakınca olsun.Adam boşanmış zaten.Toplumda bu kınanıyorsa, bunu kınamanın saçmalığı neden Kuranda açıkça ortaya konmasın.Kuran, öz evlat ile baba ilişkisinde bunu tamamen yasak etmişken, evlatlığın gerçek bir özlük ve akrabalık teşkil etmemesine dikkat çekmiştir.Yani evlatlık kavramının sadece bizim toplumda olduğu gibi psikolojik bir yalan olduğuna, aslında baktığınız çocuğun başkasının çocuğu olduğuna, sadece başkasının çocuğunu büyütmenizin sizi anne-baba yapmayacağına muhteşem ayetlerdir bunlar.Bizim toplumda görürsünüz, tv programlarında işte ortada evlat edinilmiş bir çocuk vardır.Yıllar sonra gerçek anne ya da baba ortaya çıkar.Çocuk bir tok ikilemde kalır.Millet genelde çocuğu büyütenden yana doğuran mı büyüten mi polemiğine girer,falan filan... Ama unutmayın ki, Allah asla yalan söylemez ve söylenmesinden hoşlanmaz. Doğurmadığın çocuğa yavrum dedirtmez. Keşke bu düşüncede evlatlık alınabilseydi, nice insan belli bir yaştan sonra öğrendiği bu kavram ile psikolojik sıkıntı yaşamazdı.Tekrarlıyorum,Kuran bütündür.Farklı farklı sure ve ayetlerde,bahsettiklerimin hepsini bulabilirsiniz.
-
İSLAM'DA RECM, TALAK KONULARI
Dinden neyi kasdettiğinize bağlı.Şu ana kadar benim din olarak imanlısı olduğum ve İslam olmak için çabaladığım İslam dinini tam olarak uygulayan bir toplum örneği bu zamana kadar mümkün olmamıştır.Olsa olsa bu dine en çok yaklaşanlar olarak bazı hristiyan ülkeleri örnek gösterebilirim ama müslüman ülkeleri gösteremem.Müslümanlar ve yahudiler, Kitaplarına aykırı davranmakta ısrarla kararlı görünmektedir ki, aslında hristiyanlardan da Kitabı İncili uygulayan görmek zordur.Örneğin daha dün medyada sümela manastırında papazları gördük.Cübbelerle, başlarında dini keplerle, gösterişli törenlerle.Oysa İncil, böyle din adamlarından uzak durulmasını emrediyor.Noldu şimdi Kitabını uygulayan hristiyanlar?Gelde onların dinde olduğunu söyle.Siz insanlara bakıp bakıp her müslümanım her yahudiyim her hristiyanım diyeni melek gibi sanarsanız(ki beklenti bu olunca şeytan gibi insanlardan hüsran üstüne hüsran öfke üstüne öfke çıkmakta) daha çok yanılırsınız.Melek gibi diyebileceğimiz insanlar İslamı hayatına geçirmiş insanlardır ki onların bile hiç günahının olmaması imkansızdır.