Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

ftoyd

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    1.386
  • Katılım

  • Son Ziyaret

ftoyd tarafından postalanan herşey

  1. ftoyd

    DİN VE PARA

    Bu haber için teşekkürler Sevgili EfendiTürkler,bu haber son Hamas-İsrail olaylarından çıkardığım sonuç ile eşdeğer gözüküyor.. Bir ülkeyi gerçekten ele geçirmek ya da bir anlamda yok etmek istediklerinde, önce uzun vadede planlar yapılıyor.. O ülke önce kültür anlamında özellikle medya kullanılarak değiştirilmeye başlıyor. Kültürü değişltirdikçe yavaş yavaş içlerine girip bu ülkeyi sömürmeye başlıyorlar. Medya ile daha verim aldıkları bu sömürü olayı hızlandıkça ve ülke kendi kendine yetmekten uzaklaştıkça, yani ülkenin kendi üretim alanları safdışı bırakıltıkça ülke yoksullaşmaya,dışa borca başlıyor. Bu arada ülke arasında ne kadar zararlı gurup varsa,zararlı bir bölücülük varsa destekleniyor tabi.. Derken fakirleştikçe, manevi değerlerini yitirdikçe sürekli gerileyen halk daha daha kolay gaza gelebilen, daha daha hakkını şiddetle arayan, daha daha öfkeli bir hal alıyor. Halk daha daha bişeylere durmadan düşman oluyor ve bişeyleri düşman görüyor. Atıyorum bu oyunu Amerika oynuyorsa önce halkı sömürü ortamı için Amerika hayranı, sonrada ben sömürdüm diyerek kendine düşman yapıyorlar. Düşman olan bu halk,naralar atmaya başlıyor, bayraklar yakılıyor, Amerikayı yok etme planları falan medyalara yansıyor.. Nefretle yetişen yeni nesiller dev gibi ekranlarda batıya sunuluyor. Bu yönde, o ülkenin liderleri güzel güzel kullanılıyor.Liderler düşmanlık naraları atıyor halkı kışkırtıyor.Derken ,bu nefret dolu halkın tepesine, bunlar tehditti diyerek bombalar iniyor, bütün yönetim ele alınmaya kalkışılıyor. Dünya barışçı görünen ve bunlar bize neden düşman diyen ılımlı oyuncuları izlerken, diğer yandanda Amerikalıları bulduğunuz yerde öldürün diye bağıranları izlerken,yürekleri bizim ılımlıları haklı çıkarıveriyor.Naralar atan direk haksız duruma düşüyor.Ve bence bile haksız oluyor artık bu naracı guruplar. Şimdi konuya bağlarsak, Türkiye oyunun sömürü ve fakirleşme kısmına çoktan geldi. Artık doğru düzgün üretmeyen, kültürünü yitirmiş, hızla fakirleşmeye başlamış bir durumdayız. Elimizde bize ait kurum kalmadı nerdeyse. Ülkenin kazançları ve bütün kaynakları dışa hızla akıyor süratle.. Şimdi sıra bu halkın iyice gerileme ve geriledikçe de düşman olma aşamasında. Huzursuz,saldırmaya hazır, mutsuz bir ülke. Her an patlayan insanlar gurubu.Nefret saçan, nefret aşılayan insanlar gurubu. Ve devamında ?? artık göreceğiz daha doğrusu işte başlamış bile. Amerikadan hakkımızda iddialar..Türkiye bizlerden uzaklaşıyor hey batı, yakında hallederiz..Askerimizi halletsinler bi , çok yakında göreceğiz. Ah Movitanya ah, senin gibi içine kapanık,tv si asker denetiminde olan bi ülke dahi olamadık .. Sen bizi Osmanlıdan ötürü saygıyla anarken hala, gel de bi de saydıklarını şimdi gör..Son elli yılımızdan utanç duyuyorum..ve bu yıllarda yetişmiş yani yetişmemiş nesle dahil olmamdan utanç duyuyorum.. Hep önce benim cebim diyen insanlardan,sırf belediyelerde işim görülsün diye onlara tapanlardanda utanç duyuyorum..Hep bana hep bana.. Bırakın insanlara kömür dağıtmayı, her insana lüks villalar sağlanabilecek bir zenginliğe sahip ülkede, yokluk çektirilmesinden ve hırsızlarımızdan utanç duyuyorum.Elini versen kolunu kaptıracağın arsızlardan utanç duyuyorum. Bunların en çok bu ülkeden çıkmasından utanç duyuyorum.
  2. Namaz,namazın yaşamda uygulanası kısmı.. elbette Kuran.. başlı başına Kuran. Allah ın sözlerini ezbere bilmektir namaz, gün içinde tekrarlamaktır düşünmektir namaz.Tekrarlanmasından bıkılmayan ama aynı sureyi okumaktan çekinilen ve sürekli bir başka sure daha ezberleyip okuma heyecanı veren kavramdır namaz. Sonra yine okuduğun sureyi düşünmektir namaz. Sonra dökmektir içini Rabbine, kimsenin anlamadığını anladığını hissetmektir namaz .. Seni birinin dinlediğini bilmektir, sözünü kesmeden dinlediğini bilmektir namaz.. Herşeyini bilene dökmektir içini,ağlamaktır ona anlatırken içinden geçenleri,ve sevgidir namaz.. Herşeyi kaybedebileceğin hayatta, hiç kaybetmiyeceğin değere yönelmektir namaz.. Kimseye çok güvenemezken, tek güvendiğin ve asla kötülüğünü istemeyene sığınmaktır namaz. O nun gücüyle güç bulmak, O nun dostluğuyla hayat bulmaktır namaz. Namaz sevgidir,Din sevgiyi yaygınlaştırmanın aracı.Din güzel yaşamanın aracıdır. Huzurdur din.. Tüm toplumca uygulandığında ,tehditsizliktir din, yardımlaşmadır, çalmamaktır, aldatmamaktır, verdiğin sözü tutmaktır, aklından geçen kötü düşüncenden Allah biliyor diye, sırf Allah biliyor diye utanabilmektir Din.Herşeydir Din.Din herşeydir.. Namazla tek yardımcın olana yöneldiğinde, O nun seni kalben nasıl istediğini anlamlandırabilmektir Din.. Din samimiyetini sorgulamaktır aslında. Anlamaktır aslında O nu gerçekten ve gerçekten sevip sevmediğini, herşeyden çok sevip sevmediğini kendin ölçmendir aslında.Din,kendi sorgu Kitabındır işte gün geldiğinde. Vijdanının ölçüsüdür Din,vijdanının sesidir çığlığıdır şeklidir idrakidir Din..Din güzeldir, İslam herşeydir..Maksat muhabbettir yanii Kalp Muhabbetimiz hoş olsun..
  3. En ufak konuşmaya cihat açanlar ve korku çorbası.. Çok yerinde değerlendirme. Mahalle baskısı denilen kavramı öyle bir hissediyoruz ki artık.Ailemde bile sus konuşma öyle,öldürülürsün diyen nice insan var ciddi anlamda üstler kurulmuş ve göz göre göre sindirme politikasıyla ülke elden gidiyor.Kaynaklarımız, kurumlarımız,hatta kısa vadede toprağımız bile tehlikede artık.Ve bizi bölmek için, her farklı gurup inanılmaz destek buluyor. Öyle bir hal aldı ki bu ülke, artık "ne mutlu Türküm diyene " yerine "tek suçum milliyetçi Türk olmak " diyeceğiz nerdeyse. Ya bazen internete ara vermek istiyorum, görmemek duymamak izlememek kaçmak istiyorum. Bazen cidden boğuluyorum izlediklerimde. İnternette elinde silahlar ,dağda bayırda antreman yapan pkk lıları, hizbullahçıları ,şunu bunu izlemekten elimde kalan az biraz aklımı da kaçırasım var artık. Her plan başarıya ulaştı, şimdi sırada askerimiz var. Allah ,kurulan tuzakların mislini hazırlasın, bizi toprağımızı esirgesin . Ve sevgili Dayı, elbette biri olmadan diğeri olmaz,ama bu işin bir terazisi olmalı.Sizce gidişatta, terazi dengede mi, yoksa bir dengesiz hal mi var?
  4. Hiç şaşırmadım. Hep beklediğimiz bölgelerden, hep beklediğimiz konuşmalar.Yeterli mi peki, yetmeyecek. Buna benzer nice insanlar fetvalar vermeye devam edeceği gibi, bir de doğa üstü denilebilecek desteklerle koca koca kitleleri peşlerinden sürükleyecekler. Yakında bunların da zamanı gelecek.Nice insanlar bunlara inanacak, bunların peşinden gidecek. Mesela Türkiye de bir tarikatın inanırlarından birini dinlemiştim,işte adamın tepesinde dolaşan bulut ,yok orada içtiğin çorba sen acı seviyorsan acı,tatlı seviyorsan tatlı oluyormuş,yok adam başka şehirde olmasına karşın takunyası İstanbul da birilerinin kafasına iniyormuş,yok bu peygamber torununun minik torunda da nur varmış ve çocuğu olmayan kadına git artık hamilesin demişte kadın hamile olduğunu öğrenmiş.. Kuran okuyan bunlara bakınca bırakın peygamber torunluğunu şusunu busunu ,tam bir cin oyununu ve aldatmacayı farkeder. Hele çorba meselesi için tek madde bir kimyasal ki bugün cipslerde,et suyu tabletlerde bile var. Kısacası bu ve benzeri adamlar artacaklar, din adına ,en çok din adına konuşacak ve aldatacaklar, ve aldatacaklar ve aldatacaklar. Mucize,diyebileceğim tek şey mucize. Bugünler pek fazla ve yoğun şekilde anlatılmış Kitaplarımızda. Şu an bi haberlere bakıyorum bi Kitaplarımıza. Yok böyle bir kavram..
  5. Buraya kadar yazdıklarına katılsamda ,bu mesajda yine tıkandım.İslam dini üzerine yorumlarını yeniden gözden geçir. Eğer bir dinin, iyi tarafları gözardı edilip illa ve illa sizce kötü sayılan öğütleri tek başına değerlendiriliyorsa, bu insanın tabiatı ve kültürel eğitimiyle alakalıdır,dinin bunda suçu yoktur. Dediğiniz gibi din mal üretiminde olsa, Hristiyanlar dünyanın en mükemmel insanları olurdu.Hamas ,bana göre teroristtir, oradaki halkı öldüren hamasın kendisidir. Allah,İsrail i şerlerinden korusun.
  6. Allah nasip ederse bu konu başlığında yazılanları tek tek okumaya çalışıyorum şu an ancak bu noktada yine duramadım,buraya bir de 1946 dan önce ki haritaları eklemeniz gerekirdi diye düşünüyorum. Tek taraflı bakış olmaz ,olmamalı, tek taraflı tek yanlı İsrail düşmanlığından dehşete kapılmaya başladım.Medyamız, gündemimiz hep tek taraflı. Çocuklar çocuklar,herkes ölen çocuklara inliyor, peki ellerinde silahlar alınlarında bantlar ,vucütlarında bombalarla boy boy fotolarını izlediğimiz çocuklar.. bu çocukları sürekli kullanan, sürekli gündeme getiren, sürekli onları nasıl eğittiğinin kanıtlarını boy boy foto ile gösterenler. Peki onlar?Nazi işaretleri ile ,nazi selamları ile boy boy orduları bu insanların. Bi ağızlara dolanmış İslam düşmanlığı falan.. Peki lanetli kavim diye İsraili,yahudileri yok etmeye ant içenler.. İsraile saldıra saldıra topraklarının %90 ını elinden alanlar, onları çöllere sürenler.O çölleri bereketli topraklara yok olmamak adına çeviren çalışan didinen bir halkın mücadelesi peki.Soykırım kavramının alasını yaşamış bir milletin, bi daha aynı şeye asla tahammül edememek adına ,geçmişini unutmadan güçlenmesi ve mücadelesi peki . Hatta şöyle bir örnek vereyim, ailenizle evinizdesiniz,bir X şahıs geldi ve zorla evinize girdi. Karşınızda X şahıs günlerce size ve ailenize işkence etti.. Ailenizdeki herkes hatta güzel çocuğunuz öldü ama son anda sizi bıraktı gönderdi. Yıllar geçti yaralarınızı sardınız,yeniden bir aile kurdunuz,güçlendiniz,değiştiniz. Derken o adam gibi bir Y şahıs evinizin dibinde bitti. Birebir aynı hal hareketler.Bu kez ilkinden daha başka bir davranışla yaşanabileceklerin önünü kesmek olacaktır ilk işiniz. Hatta gerekirse, o Y kişisini sn ye yok edebilirsiniz.Çünkü bu kez yeni çocuğunuzu kaybedemezsiniz.İşte bu hesap. Adamlar her fırsatta, her tarafta, İslama karşı olmadığını, bunun bir din savaşı olmadığını, bunun hamas a karşı olduğunu vurguluyorlar. Biz ne yapıyoruz, füzeyi ilk kimin nereye gönderdiğini unutup, İsrail in bu savaşını,bir oy mevzusuna bile indirgeyebiliyoruz. Cesareti olan birazda İsrail lilerin sayfalarında dolaşsın, onların kayıtlarından haması bir izlesin.. Youtube olsun face olsun ,her yerde sürü sürü video.. Buyrun bi de onları izleyin. . Peki bu , bu savaşı desteklemek anlamına mı gelir, asla ,dünya üzerinde hangi savaş hangi ölüm olursa olsun, yanlıştır, olmamalıdır. İnsanlar artık bu vahşilikten kurtulmalıdır. ama olmalı meli laflarıyla olmuyor işte. hamas kendi halkını yok ediyor, hoş bunu normalde de bi kaç silahlı kontrol ile yapıyordu, şimdi kendi eliyle değil İsrail eliyle yapıyor. Kısacası,tarihsel yapılanlara ve yaşananlara bakılırsa, koca bir bölge gelişimden uzak tutuluyor, maddi kısıtlılıklarla birlikte gelişimin yerini tamamen gericilik alıyor, o geri zihniyetlerden harıl harıl öfkeli ve saldırgan guruplar oluşturuluyor,böylece onların öyle olmasına destek olanlar,gün gelip onları yok etmeye kalktıklarında, tüm dünya haklılıklarını düşünür pozisyonda oluyor. Bu tanımlama, bana aynadan bildiğimiz başka bir ülkenin gidişatını hatırlattı.Bakarsınız, bi 40-50 seneye kalmaz, bizde birileriyle büyük savaşımıza başlarız.Bakarsınız, bizim içinde haklılık payı kalmaz böyle apar topar öfkeyle kalkıp zararla oturtmalı hallerde.Dış ülkelerde bişey vardır, atıyorum kavga esnasında ağzınıza gelenleri yarıştırıyorsunuz karşınızdakiyle. Bi laf söyledi, pat en sonunda dayanamayıp vurdunuz. Karşınızdaki artık istediği kadar vursun size, ilk dokunan olarak her zaman haksızsınızdır. İşte sanılanların tersine, çoğu ülkeyi susturan bir noktadır belki bu...olamaz mı? son yazdıklarıma istinaden, sırf gün geldiğinde İsrail haklı çıkmasın diye, ben bir İsrail yanlısıyım.. İşte sırf bu savaş bitsin diye, İsrailin içinden çıkan azınlık bir gurup ya da Filistin içinden çıkan bir hamas karşıtı gibiyim. Çünkü onlar çok olsaydı, bu savaş olmazdı. Ve yine yine, bizler PKK yı vurmak için bile Amerikadan aldığımız uçakların beynini İsrail den almak durumundayız. Bunda bile bu adamlara bağımlı olmuşuz. Kendi başına üretimin tamamen yok edildiği ya da edilmesine az kaldığı bu ülkede,bu kadar bağımlılaştığımızı bırakıp, bağımlı olduğumuz ülkelere bi de veryansın etmek, acaba ne kadar mantıklıca geliyor. Hadi yapabiliyorsak bişeyler üretelim, ama artık yapamayacağımız hatta yaptırmayacakları hallerdeyiz. Ve işte bu yüzden ,Gazze nin şimdiki halleri, geleceğimizin aynası pozisyonunda.Ve böyle gidersek, günü geldiğinde kimse bize destek olmayacak zaten.
  7. Siz sıkılmış olabilirsiniz,ama ben bu polemikten sıkılmadım. Benim bunca yazıdan anladığım şu, kendiniz benim adıma psikolojik tespitlerde bulunuyorsunuz, kendiniz bu tespitlere cevaplar sıralıyorsunuz, kendiniz anlayıp kendiniz yazıyorsunuz. Bu arada benim yazdıklarıma en ufak bir cevap yok ortada. "Yukarıdaki cümle "eğer" ve "aslında" kelimeleriyle kendi içinde bir belirsizlik ve karşıtlık taşıyor... Bu belirsizlik ve karşıtlığı ortadan kaldırabilmek için kaynak verebilmeniz gerekir..." dediniz.Bende binemeyecek bişeyden yani belirsiz bişeyden bahsederken doğal olanı yaptığımı savunuyorum. Kaynak istiyorsunuz, kaynağımda bu şahısların ölümüne dair yani onlara tam olarak ne olduğuna dair en ufak bir bilgi de yok. Bunu, kaynağımın beni açmaza süreklediğine dair bir ima ile belirtiyorsunuz, bende açmaz olanı neden merak edip açmazda sıkıntı yaşayım ki, zaten açmazsa merak etmem diyorum. Siz bunun üzerine"Ve sizinde sorduğunuz benimde ekleme yaparak bakış açısını geliştirmeye çalıştığım " diyerek misyonunuzu vurguluyorsunuz. Peki geliştirelim bakış açımızı diyeceğiz, "Bilgilerimizin kaynağında mı bir sıkıntı olabilir? ", sıkıntı demeyelim, bazı konular anlatılmamış,hatta bütün Kitaplarımızda özellikle anlatılmamış denilebilir. Yoksa bu hikayelerin anlatıldığı ilahi kaynakların bu tür açmazlarını kavramakta mı bir sıkıntı vardır? Ortada bilgi yok ki, kavrama derdine düşelim. Aklımızı yok saymadan bu tür soruların yanıtlarını bulabilmemiz için; Özgürce ve günaha girme korkularından uzak değerlendirmeler yapabilme, Gerçek ve doğal yaşamı kavrayabilme yeteneğimizi geliştirebilmek gerekir... Aklımı yok saymadığımı, bu tür soruları olmadıkları için boşuna merak etmediğimi bu yüzden de bu dünyada bunlara yanıt aramadığımı, ama farklı farklı konularda farklı farklı dönemlerde özgürce ve günaha girme kaygım olmadan bir dinsiz olarak değerlendirmeler yaptığımı, ama dinli değerlendirmelerim ile dinsiz değerlendirmelerim arasında büyük bir fark olduğunu, yaş ve deneyimlerim ve mantığımın sesi ve tamamen özgür iradem sonucu,sizin kasdettiğiniz her değerlendirme aşamasından geçip yeni bir değerde olduğumu, bu değerlendirmeminde gerçek ve doğal yaşamı kavrayabilme yeteneğimi ve geliştirme isteğimi engellemediğini vurguluyorum. Canlı ve cansız yaşamın milyarlar yıllık değişim,gelişim ve evrimini es geçip, bulunduğu yüz yılın değerleri üzerine ilahi kavramlar oturtarak yaşama anlam biçen Sizin bu noktada zaten sabit olduğunuzu, yukarıdaki bakış açısı geliştirme ve değerlendirme, düşünme, aklı yok saymama konusunda tek taraflı olduğunuzu ,zaten kendinizce mutlak doğrular olduğunu vurgulayan bu cümlelerinize, ısrarla es geçmediğimi, inandığım değerlerin bilimsellikle uzak düşmediğini ve insanı araştırmaya,daha daha merak edip araştırmaya ittiğini, bulunduğum yüzyılın değerlerinin üzerine ilahi kavramlar oturtulduğunda, bunu daha gelişmiş, daha düzgün, daha faydalı ,daha anlamlı bulduğumu vurguluyorum. siz buna sevinebilirsiniz, ama ben ilahi kavramsız içimizde bulunduğumuz hallerden ötürü sevinemiyorum. İnsanlar dini yaşamadığı için, akşam evime giderken korkmaktan, iş yerinde hırsız kollamaktan, haberlerde cinayet üstüne cinayet izlemekten, para ve maddi değerler yüzünden bütün değerlerin elden gidişinden ve ülkemizin bitik olduğundan şikayetçiyim ve mutsuzum. Maddesel ve tedirgin hayatlarımızdan, işin artık putlaştırılmasından, bu derece yoğun bir tempoda bu dünyasal işlerden başka işlere zaman kalamamasından mutsuzum. İlerde çocuğum olursa dersaneye göndermek, bu kadar sınava sokmamak istediğimden mutsuzum. Ekranı izlemesin diye sıkıntı çekeceğimden bile mutsuzum. dinsel öğretiler üzerine bir kaynağı kullanarak düşünsel ifadelerinizi yansıtıyorsanız sorun kaynağımızda...Düşünsel ifadelerimi, hayatım boyunca okuduğum her kitaba, çevreme, yaşadığım eve ,aileme, arkadaşlarıma ,herşeye borçluyum. Ben bendeki akıl ile, bendeki çevreden ne aldıysam o kadarım. Ben siz, siz ben değilsiniz. Düşünsel ifadelerimin altında tek bir kaynak arama düşüncesi,bana göre yanlış bir yaklaşım. Her insan farklıdır ve farklı olduğumuz için farklılıklarımız üzerine tartışıyoruz. Bu beni tek kaynaklı yapmaz. Kaynaklarımdan en sevdiğim diyebilirim dini kaynaklarıma yani.Ya da kaynaklarım arasında en kullanışlı olanı din.. Bu ilahi kaynakların anlattığı hikayelerin açmazlarını yine aynı kaynaklara dayanarak ve inanç ön kabulleriyle görmekten çekiniyor, uzak duruyor yada kavramakta sorun yaşanıyorsa, özgür irade ve aklını kullanmakta zorluklar yaşıyan kişide bir sorun var demektir... Teşhis durumu süper. Açmaz ne, Adem etrafına o katta olanları anlattı mı anlatmadı mı? Anlattıysa kaynağımızda neden yok. Kaynağımız Ademi anlattı , devamında Adem neler yaptı bu dünyada fazla bilgi yok. Bilgi yok kabulü bu konuda, illa banane bilgi olmalı şeklinde olmalı,bunu yaparsak özgür düşünen ve aklını kullanmakta zorluk çekmeyen biri olarak kişiliğimdeki sorundan kurtulmalıyım.Ya ben kişiliğimde sorun tespitinizi tercih ederim, çünkü böyle bir konuyu düşünmek aslında bana göre kişiliğimi soruna sürükler. Kısacası, aklını kullanmakta zorluk çekmeyen biri olmak için, aklımı zaten hiç öğrenemeyeceği ve net cevap bulamayacağı konuda sorulara boğmama özgür irademi kullanıyorum. Peki bu konu gerçekten merak edilmeli mi aslında, evet edilmeli, nasıl merak edilebilir, bir dinsiz iseniz ve günah işleme korkunuz yok ise, o kadar kavim anlatılmış, o kadar detay anlatılmış,Adem ve Havvanın namazına dair orucuna dair ,çevresine kavmine dair, nasıl yaşadıklarına dair bilgi yok .. Bilgi var diyelim, dünyada bunlardan eser yok, kuşaktan kuşağa gelen en ufak bir aktarım yok. Hadi bu aktarımlar Nuh ile birlikte sadece nuh un gemisinde kaldı, Nuh un ailesinden ve gemisinden yeniden çoğalan insanlık düşünülünce hadi onlar bunları kuşaklara aktarıp anlatmadı mı? Diye diye bu mevzu uzuyor. Ben de şimdi size şunu sorayım . Bu millet büyük bir savaştan çıktı, bu millet Kurtuluş Savaşını yaşadı. Bu millet Atatürk ilkeleri doğrultusunda gelişmeye, yerli malı kullanmaya, bilimselliğe şuna buna ant içti. Daha 1926 lı yılların üzerinden, hadi onu geçtim 1938 üzerinden 100 yıl geçmedi. Sizce şu an hangi öğreti kaldı. Hangi bilgi uygulanıyor. Atalarımız namaz kılarken şimdi gençliğin ne kadarlık dilimi namaz kılıyor. Bir namus kavramı üzerine bile değişen olgular, ne kadarlık zamanda bu hale geldi ve şimdi ekranlarda pavyon hayatını yaşayan bayanlarımızı ya da bir dönemin ***** yıldızlarını,şimdi başımızın tacı nasıl yapıyoruz.Kaç sene öncesine kadar bu tarz kadınlarımız aileleri tarafından yok ediliyordu ve şimdi, yavrum diye bağırlara basılıyorlar. Sizce bu dünyanın koşullarında, insan denilen öğede, eğer Adem bütün bilgiyi aktardıysa ve etrafındaki herkes ibadette falansa, bu bilgi değişmeden ve yitmeden kaç kuşak dayanabilir. Peki bu kaynağımda koca bir boşluk ise ve anlatılmıyorsa, bu kaynağımın bugünle uyumsuz olduğunu mu illa vurgular. Ya dünden bugüne bana göre evrensel ve uygulanması gereken bir kitap ise, bütünü bu anlamı sağlarken, olmayan bişey bu anlamı bozmalı mı?Olmaması o kaynağı, Allahtan olmadığı inancına götürmeye yeterli mi?Allahtan olduğuna o kadar mantık şahitliğimiz varken, bu açmaz denilen konular, illa mantığımızı yok sayıp,bu bilgi yoksa yok dememizi mi sağlamalı? Bu ne kadar geliştirici geliyor kulağınıza? Sizce Adem hem ilahi kitabınızda bahsedildiği gibi Allahla yüzyüze görüşmüş ve konuşmuş olsun. Hemde bundan kimseye bahsetmemiş olsun... Namaz kılmasın,oruç tutmasın Allaha kulluk edip ona iman etmesin, bu akla yakın bir davranış mı? _ Taki Muhammet Kuranda bunlardan bahsedene kadar bunlardan insanlığın bir haberi bilgisi olmasın.? İnsanlığın ilahi kitapta anlatılanlara karşın Ademden bu yana bunlardan bihaber olması bir açmaz değil mi? Bahsetmiştir desem bilgi yok, bahsetmemiştir desem bilgi yok. Namaz kılmıştır desem yok kılmamış desem yok, oruç tutmuş desem bilgi yok, tutmamış desem bilgi yok. Ama Muhammed den önce insanlığın bunları bildiğine dair araştırma bilgi çok. Ortada soru yok "bir haberi bilgisi olmasın.?" soru işareti kullanıyorsunuz. Soru işareti ile yaptığınız vurgu oyununa tepki verilerek cevap yazılınca, dine saldırı algılamış oluyoruz. Açık ve net düşünceniz üzerine görüş bildirmiyor, düşüncenizi, miş miş edasında sunuyorsunuz. Yani öyle bir yazılıyor ki, düşünce size de ait olabilir, size ait olmayadabilir. Tepki verilse bir türlü hataya düşeriz, vermesek başka türlü.Oynuyorsunuz ve bu oyun oynama yeteneğinizden etkilenmedim dersem yalan olur. Mesleğinizi ayrıyeten merak ettim doğrusu. Kendi bulunduğunuz yer, algılama ve yorumlarınızın bir sonucu olarak, birazda sıkışınca başvurulan bir yöntem olarak şunu yazmışsınız... Pardon bunu atlamışım, kendi bulunduğum yer,algılama ve yorumlarım ile sizin bulunduğunu yer,algılama ve yorumlarınız üzerine yazışırken, birden yine güzel bir oyunla devamında "sıkışınca" kelimesini kullanıyorsunuz.Şıkışınca başvurulan yöntemler 4 e ayrılır falan diye neredeyse bu konudada psikoloji desteği sunacaksınız.ya sıkışmadıysam ve zaten sıkışmak istemediğim için bu mevzuyu tartışmaya başladığımızdan bahsetsem.Yani sıkıntıyı sevmemek ve sıkışmamak neden sizde sıkıştığım izlenimi yarattı. Üstelik öne sürdüğünüz gibi yıllarca inançsız yaşayarak anlayamayıp kavrayamadıklarınızı inançlı olduktan sonra kavrayabileceksiniz anlamına gelmez... Yaptığınız yalnızca bir yaşam biçimini diğeriyle değiştirmiş olmanızdır... Geçerli olan özgür irade ve aklımızı tutarlı ve yoksaymadan kullanıyor olabilmektir... İyi ya, kavramaya zorlamıyorum, kavradıklarımla yaşıyorum. evet yaşamım hem aynı hem değişti. Yine bir ders.Siz şimdi bunu söylemekle neyi söylemek isteğinizi, bişey söylemek ya da vurgulamak istemediyseniz neden söylediğinizi, yok vurgulayıp yine bir bakış açısı geliştirme dersi ise, "Geçerli olan... " bilgisinin burda bu şekilde sunulmasının bana bakış açısı geliştirmemdeki gerekliliğinin neden gerekli olduğuna dair bilginizi de aktarır mısınız.Özgür irademle yazıyorsam, aklım benim dizgemde tutarlı ise ve aklımı yok saymayıp yeterince düşündüğümü düşünüyorsam, bu bilginin aktarımın şu an bana faydası ve düşündürücü geliştirmesi nasıl olmalı,ne açıdan olmalı.Peki hemen polemiğe girmekten sıkılmanız, sizi aslında ,benim bakış açımı aklınızca yoksaymaya götürmüyor mu? "bu yeni inanç ve yaşam değerlerinizi taşımayan" diğer insanlarında aynı yanlışlıklar ve açmazlar içinde oldukları anlamına gelmez... diğer insanlara bakış açım üzerine yine doktor edasında teşhis konmuş,ama bu teşhis aslında bana konmamış edasında,yani sadece şu yaparsan bu olmaz mısın, ha ama bak yapmıyorsan üzerine alınma edasında sunulup,yine güzel oynanmış. Yaşam ortak, hepimiz için aynı değerlerde geçerli değerli kardeşim... Kimse açamazları yaratmanın peşinde değil...Açmazlar sürekli yaşamın içinde... İnanın diye insanlığın önüne konulmuşsa üzerinde kafa yormak inanan inanmayan herkesin hakkı... Bu konuda anlaştığımıza inanıyorum ve bu hakka itirazım yok .. Bu nedenle anlatmaya çalıştıklarımı kavramak yerine içsel sıkıntılar üretiyorsunuz, inancınızın yaralandığı, kendi bakış açınızın sınandığı varsayımıyla illaki bir yanıt üretemek çabası içindesiniz... Elbette ifade edilenler üzerine düşünmek, anlamak ve yorumlamak geçerli bir sebep. Ancak, bunu yaparken "yine tekrar olacak" ama iyice kavranması için onları tekrar yazmak "Üzerinde düşünülmesi, anlaşılması ve yorumlanması adına" bir zorunluluk... sınıyorsunuz ve sınanmıyor edasında yapıyorsunuz.Açık ve net varsayım değil, yazıların bütününden bu sonuca varıyorum.İçsel sıkıntılar üreten insanlar olmasaydık, bu forum kanallarında yazışan değil, bilgi edindiğimiz kadar tartıştığımız insanlar değil, ansiklopedik kanalları ya da arkadaşlık kanallarını tercih eden ya da internet hayatı msn den ibaret insanlar olurduk. Elbette ile başlayan cümleleriniz ve tekrarınız ,umarım beni de tekrar yazmaya zorlamaz Vay be, bütün yazılar harmanlandı artık. kısacası sonuç şu, "İnanın diye insanlığın önüne konulmuşsa üzerinde kafa yormak inanan inanmayan herkesin hakkı... Yaşam ortak, hepimiz için aynı değerlerde geçerli... Kimse açamazları yaratmanın peşinde değil... Açmazlar sürekli yaşamın içinde..." "Yaşamın gerçeklerini ve insanları değerlendirirken... Hangi yaşam biçimini benimsemiş olursak olalım... Geçerli olan; "Özgür irade ve aklımızı" yoksaymadan, tutarlı ve duyarlı olarak kullanabilmektir..." Gayet güzel paylaşım, burda sorun yok yani.Yani tepe mevzusunun burdan kaynaklanmadığını umarım anlatabilmişimdir. Yine de şu çabalarınızın nedenini bir oturtsam şu kafamda. Eğer mesleğiniz dahilindeyse yazdıklarınızı dikkate alıp özelden bile olsa faydalanmak isterim . Kızım sana söylüyorum,gelinim sen anla kültürlü bir toplumda, huydan nem nemden huy çıkarcağımı ve çoğunun çıkaracağını bilerek yazıştığınız açık ve net iken, bilgilerinizin muhattabı olup olmadığımı açık ve net duymak istiyorum sadece. Bana, bana cevaben yazmadığınızı ve konu üzerine sadece bilgi aktarımında bulunduğunuzu söyleyin, kendimi bu yönde okumaya koşullayım.Ha çelişkilerle dolu isem, net olun çünkü ben psikoloji uzmanı falan değilim ve gerçekten yazılarınız algılamakta sıkıntı yaşıyorum. Buyrun çelişkilerimi yazın.
  8. Nerden biliyorsunuz ki insanların bunu yapmadığını.Kuranda Muhammed anlatmadan önce de namaz vardı ve dünyada Allaha tapmayan ama güneşe tapan bazı insanlarda bile namaz var. Yani namazın Kuranda bahsetmesi de neyin nesi? Kuran zaten bilinen namazı Allah için yapmanın zamanını belirliyor. Neden başkalarını anlamaktan uzak duruyorum onu da anlamadım.Anlatılmaya çalışılan ne,onu açıkça yazın, bizde konuşalım. Siz şimdi,bize göre ilk insan dediğimiz insandan bahsediyorsunuz. Eğer bilgileri aktarmış olsaydı, tüm dünyada bunun izleri ve kanıtları olmalı gibi bir yaklaşım mı edinmeli? Size hangi noktadan yaklaşayım? Görmeye çekindiğim konu ne? Eyvah, ilk insan etrafına anlatmış mı anlatmamış mı? Eyvah kanıt var mı yok mu? iz var mı yok mu? Ha bizce var,dünyanın her yerinde Kitaplarımızla uyum içinde inanışlar,ibadet şekilleri var.Ha pardon ama,"Taki Muhammet Kuranda bunlardan bahsedene kadar" demiştiniz.İyi de ben ne zaman böyle bir iddiada bulundum. Ya da kim bulunuyor. İnsanlar neden ilahi kitaplarımızdan önce bi haber oluyor. Haberi olmayan yargılanamaz bile.Her kavim uyarıldı bize göre ve cidden her kavimde iz buluyoruz biz. Tamamen yanlış. Bir kere ben hidayete falan ermedim,bunu sadece Allah belirleyecek, dinim İslam olsun diye her gün yalvarıyorum . Ben sıradan , dinime göre günahlı ve günah işlemeye devam eden,altü üstü herkes kadar her bayan kadar bayanım.yani etten kemikten, bildiğiniz bayanım. Ben yazımı sizin "Aklımızı yok saymadan bu tür soruların yanıtlarını bulabilmemiz için" sözlerinizle, sürekli ima ettiğiniz,dindarlar düşünemez, dindarlar sorgulayamaz, dindarlar önyargılarla sadece inanırlar, dindarlar şu bu tarzında ki önyargınıza istinaden yazdım. sürekli aklımı yok sayıyor olduğumu duymak, sürekli kelimeleri iyice anlamam yorumlamam için nasihat almak, arkadaşım yapsa dikkate alacağım, ateist yapınca dindara tepeden bakan bakış açısını ve önyargısını hissettiğim bir durum. Yeterince özgür iradem olduğunu düşünüyorum . Hatta biraz fazla uç sınırda cesaretimde olsa gerek.. Örneğin son günlerde durmadan İsraillilerin hazırladığı videoları izliyorum, tarihlerini evirip çeviriyorum, bi onlara bi hamasa bakıyorum. sonuç, üstüne bi de İsrail den iki arkadaş edindim yazışacak.Benim bişeyleri sorgulamakta,düşünmekte sınırım yok.Sadece aceleci ihmal eden dağınık bir kafam var. Dikkat gerektiren bir yazıyı genel okurken, hata yaptığım nice zaman var. Doğru.Ama bu dağınık kafamla, bu dağınık iş hayatımla ve yorgunluğumla bende böyle bir insanım işte. Ben bişeye taraf olurken, neden diğer tarafa taraf olamadığımı öğrenmeyi hayatım boyunca sevdim. Solcuyum dediysem sağın kitaplarını aldım, din öğrenirken turan dursunlar bitirdim, müslümansam neden hristiyan olmadığımı anlamaya çalıştım.Ben farkları hep bilmek ve sorgulamak isterim. Ama sizin yazınızda bahsettiğiniz "Gerçek ve doğal yaşamı kavrayabilme yeteneğimizi geliştirebilmek gerekir..._ Canlı ve cansız yaşamın milyarlarca yıllık değişim,gelişim ve evrimini es geçip" Sadece siz önyargılarınızla yazışıyorsunuz. Ben sizce dindar olmama karşın evrim üzerine ,Kuranın bunu desteklediği üzerine nice düşüncem var. Canlılar ve doğa kadar ilgimi çeken bu hayatta başka bir olgumda yok. Her kavramım doğa aşkına başladı zaten bende. Sizden tek farkım, dinli ya da dinsiz dönemim olsun, hep ama hep Tanrı inancım oldu.Tanrı hayatımda. Tamamen hayatımda. Dinsizkende O na övgüler yağdırdım, dinliykende.Her canlıyı ,gördüğüm her doğal canlıyı, O nun muhteşem yaratıcılığında düşünür ve hayranlığımla sevgi sunarım.İşte bu konuda, Tanrı nın varlığı üzerine, dünyanın tüm ateistleri bir araya toplansa, en ufak sorgulama kabul etmem çünkü hayatta yaşadığım bu kadarlık deneyimi bu hafızadan kendim silemem.Var ve Kitapların hepsi, istisnasız,ayrım yapmaksızın hepsi, yani Kuran yani İncil yani Tevrat , İbrahim,İshak,Yakup ve yakup oğullarına indirilenlerin hepsi O nun Kitabı.
  9. A’râf Sûresinin 16 . Ayetinde Şeytan dedi ki: “(Öyle ise) beni azdırmana karşılık, yemin ederim ki, ben de onları saptırmak için senin dosdoğru yolunun üzerinde elbette oturacağım.” Daha önceden bişeyler biliniyordu, bişeyler olacaktı ve o melek ise o olacaklar için kullanıldı ve kovuldu belki. Yani melek ,yine Allahın dilemesi dahilinde bişey yaptı belki.Yani onun için bunu yapması emri geldi belki.Şahit olmadığımız ve bilmediğimiz durum üzerine konuşamam ama büyüttüğüm cümleye lütfen bakın ve ne anladığınızı söyleyin.Yani kendi mi karar verip azdı, aması mı dilendi. Bir Tanrı var ve herşey O nun idaresinde. O nun haberi olmaksızın hiç birşey olabileceğini sanmıyorum.Bazen anlatılan Peygamber halleri bile(Kitaplarımızda),sırf günümüze ışık tutsun diye sanki.Sırf ibretlik. Yaşandı da mı anlatıldı, anlatılması için mi yaşandı?Belki her ikisi de aynı anda.Kuran ,Allah katındaki Kitaptan parça parça indirildi.O Kitapta olaylar yaşandıktan sonra mı not tutulmuştu, olaylar yaşamadan önce yazılıp olayların yaşanması mı sağlanmıştı?O halde sınav neydi? peki o kadar herşey belli ise Kadir gecesi ile ilgili meleklerin yazacakları haller neyin nesi? Tek sorun şu, ölmeden bu ve nice sorunun cevabını çokta öğrenecek görünmeyişimiz. O yüzden, Kitabımız evrensel mi değil mi?Uygulanarak yaşanırsa günüme fayda mı sağlar zarar mı?Eğer ben Ütopik diyeceğim şekilde muhteşem bir dünya yaratacağına inanıyorsam uygulandığında, 1400 sene öncesinin arap bir erkeğinden daha fazla bir anlama ermem ve şimdi ki hayatımda katkılarını görmem, beni nicesinden az gelişmiş dinde saplantılı sorgulamasız yeniliklere kapalı, bilimsiz,ilimsiz biri olmamamı sebep olur?Eğer ortada bir Kitap varsa, onda iyi bişeyler emrediliyorsa,imanlı olan insanın kötü halleri o kitabı karalamaya gerçekten yeter mi?
  10. Sorun bu değil Domuzbağı.Sorun, bir insan vasfına sahip olup, aynı anda hem arapçasını dinleyip hem ana dilimizde anlamını anlayabileceğimiz gerçeğini farketmiyor oluşumuz. İnsan olarak kendi aklımızın değerine nail olamadığımız için olsa gerek, bir dil öğrenmek bile zorumuza gidiyor. Okuduğumuz ve kutsal saydığımız bir surenin,anlamına vara vara okuyabilmek bile zorumuza gidiyor. Gerçi toplumdaki müslüman sayısı ile, Kuranın mealini bir kez olsun okumuş insan sayısını kıyaslamak bile işin iç yüzünü gösteriyor. Bir dine iman et, iman etme nedenini bile bilme,neye imanlı olduğunun farkında bile olma.Burası türkiye, burda her yol paris..
  11. Bakın, bu forumda nicesinin bir konuyu, söylediğim bir konuyu ciddiye almadığının farkındayım ve yine aynı evredeyim. Ben yeterince dinsizlik yaşadım, bu yüzden kimse lütfen bana "Gerçek ve doğal yaşamı kavrayabilme yeteneğimizi geliştirebilmek gerekir" demesin,lütfen. Ben günahtan korkar halde de yaşamıyorum, çünkü öyle ya da böyle günah işleyeceğimi zaten biliyorum. Dinim gereği "geçmiş ve gelecek günahlar" kelimesi, insanın apaçık doğusudur. Bir insanın nankörlüğü de, bilgisinin az oluşu da.. Ha yine dinimce konuştum, ok.. Ben içinde bulunduğumuz kendi çağında farklı alanlarda da bir çok çaba harcayan, sanatlada ilgili, doğa ilede ilgili,çevre ilede ilgili, aynı zamanda çok çok yoğun çalışan ve çalıştıran biriyim . Yani hayatımız bu forum ortamından ve din ortamından oluşmuyor. Yaşıyoruz, bu hayatta herkes kadar sıradan ,herkes kadar yoğun yaşıyoruz. Belirsizlik demişsiniz,pardonda 2009 senesindeyiz, ben nerden bileyim şimdi ilk insanın çocuğuna çevresine ne anlatıp anlatmadığını. Hadi Adem konuşuyordu, yazı yazdığına dairde illa kanıt mı bulmam lazım.Kanıt için yazılar şekiller gerekir. Ee,bu koşulda kanıt peşine düşmezsem ,ben mi daha mantıklı davranacağım,yoksa sizler mi?Hayır, dağın birinde bir yerlerde, Adem Havva olaylarının duvarda çizilmiş resimlerine falan rastlansa ve atıyorum bundan milyarca yıl önce çizildiği falan ıspatlansa,iman mı edeceksiniz? Siz günümüzden,çağın gereklerinden ,içinde bulunduğumuz kötü gidişattan, İslam Ülkeleri ile Kitapları arasındaki sorunlardan falan değil, taaa ilk insanın neyi anlatıp anlatmadığından bu dünyaya bakıyorsanız, bende mümkünse hiç benim dinim adına kafımızı yormayın derim. " Yoksa bu hikayelerin anlatıldığı ilahi kaynakların bu tür açmazlarını kavramakta mı bir sıkıntı vardır"..Açmaz olan ne? açık ve net soruyorum, biz mi açmaz sorular peşindeyiz, siz mi? İlla açmaz olsun açılmasın diye sorularını ona göre hazırlıyorsunuz.Bi de açılanlardan tartışalım. Neyse neyse, ben şimdi şöyleee bir dalayım, bir transa geçeyim, perilerden falan yardım alayım, size olayın kaynağının nerde olduğunu söyleyim. ya böyle konuşsak daha inandırıcı olacağız nerdeyse bazılarına. Neyse,Yok öyle bişey, kaynak maynak yok. Ama Kitabım Allahtan.Bak işte buna bu akıl, bu kalp, bu his, bu dünyada ne yaşadıysam şu garip aklımla, o garip aklımın tamamı imanlı işte. Sorgulu sorgulu imanlı hemde.
  12. Aktardığına dair bilgimiz olmadığı gibi ,aktarmadığına dairde bilgimiz yok. Eğer aktardıysa, bu kulaktan kulağa, efsane efsane anlatılan her mitolojik kaynakta geçiyordur aslında. Bu da ateistlerin takılıp kaldığı ve zannettiği mitolojik kaynaktan insanların geliştirdiği din kavramının doğruluğunu değil,gerçekten bir Tanrının olduğunun ve her bilginin kökeninin aynı olduğunun ispatı olabilir.Yani nice ateist, elma olayının bile geçtiği nice mitolojik kavramdan ve kaynaktan bahsediyorsa, hatta çok Tanrılı dinlerden tek Tanrılı dine geçilişten bile,aynı kaynaktan bilgilerin kuşaktan kuşağa farklılaşması sözkonusu olabilir.Mesela Allah katında yani Tanrı katında, derece derece çok güçlü varlıklardan, konumlardan, üst olandan alt olandan, kıdemleri dereceleri olanlardan bahsedilebilir. Adem belki de o katta,yani Tanrı katında kendinden farklı yaratılıştaki nice varlığı ve güçlerini görmüş,yapabileceklerini görmüş, aktarmış olabilir dünyada. Mesela ,melekleri gördüğü gibi, meleklerin yağmur-rüzgar olaylarını düzenlediğini bilmesi ve aktarması,zamanla bir yağmur Tanrısına tapınmaya bile dönüşmüş olabilir. Bu benim için sadece ve sadece dinime olan imanımı ve güvenimi arttırır. Yani dünyanın her yerinde , her dinsel olguda,budizm bile olsa, ortak yönlerimiz varsa, bu bana göre kopyalar ve geliştirmeler olayını değil, Tanrının varlığını ve her kavmi bir şekilde bir düzene tabi tuttuğunun kanıtı olabilir.
  13. Kimse körü körüne inanmaz aslında, hayatındaki bişeylerle aklı o bişeylere ne anlam yüklüyorsa, o oranda inanç şekillenir. Bir parçanın uğursuz olduğuna inanırsanız, ne zaman o parçayı dinleseniz başınıza uğursuz bişey gelir. Bu kolay olan bir iman yoludur ve inanın bu inancın destekleyici olayları çoktur. Ama din, bambaşka bir boyuttur. İnce ince işlenmiş bişeylerin keşfidir. Her konuyu irdelemenin, düşünmenin başlangıcıdır. Bizzat bir insanın kendi kendinde devrim yaratmasına sebep olabilecek çok güçlü bir olgudur.Din hayattır. Güzel yaşamanın anahtarıdır.Ve dediğiniz gibi, aklı kullanmak değil, aklı iyice bir yormaktır Din.. Düşün düşün düşünmenin uçsuz bucaksız öğretici rehberidir din.. Yine de sözünüze karşılık şunu söyleyim, her insanda az biraz akıl vardır, biri az kullanır biri çok kullanır, biri orta.. Kimse istesin ya da istemesin, ay dur ben şu konu üzerine aklımı kullanmayım demez,her insan ilgi odağına çevresine şuna buna göre aklını kullanır. Her insan aklının yettiği oranda aklını bi şekilde kullanır. Aklını kullanmayan insan, bitkisel hayatta hastanededir. Ya da doğuştan sıkıntısı vardır ya da falan ya da filan.. Sizn körü körüne diyerek isnat ettiğinişz insan bile, körü körüne o konuya inanması gerektiğini aklınca kavrar, aklının son kararı gereği, körü körüne iman eder.Bu anlamda, bu dünyada körü körüne Allahı inkar edenlerin, körü körüne okuyan araştıran düşünen gelişmiş insanlarda daha sık görülmesi sanırım o cümleyi yazarken sizin gözünüzden pardon aklınızdan kaçmış demekki..
  14. Bir de şöyle düşün, aklımızın alamayacağı kadar büyük bir sabrı var ve aklımızın alamayacağı kadar merhameti,rahmeti var.Ama bir de tek bir sözü üzerine belirlediği şu an yaşanan yaşamlarımız var. Belki o sabrın sonunda büyük bir felaket bekliyor İsraili ya da belki orada ölenlerin gerçekten ölmesi gerek ve belki İsrailden hoşnut Yaratıcı.Ha neden ölüyorlar, İncil de yazılı mesela, "senin uğruna her gün öldürülüyoruz,kasaplık koyunlar sayılmışız".Belki her inananın büyük sıkıntılar yaşaması sandığınız gibi kötü değildir. Peki mesela ben neden imanlıyım,çünkü bunu bana kendisi nasip etti. Beni bana bırakmadı,ben tutup imanlı olmamla övünme hakkına bile sahip değilim, en ufak bir övünmeyi bile kulunda sevmeyeceğinden emin olabiliriz kısacası. Senin şüphede olduğun Allah, kendi kullarının ufacık günahlarını bile burnundan getiriyor.Öyle senin düşündüğün gibi, rahat rahat gerine gerine istediğimizi yapamıyoruz ölümlü dünya tantanalarıyla. Hadi yap yerse,ben şahsen yemem. Ben şahsen acayip korkarım.Ve bu durum için de ayrıca minnet ve şükran duyarım.Ya benimlede hiç ilgilenmeseydi,şu an kendi haline bıraktığı siz gibi. Allah esirgesin.. Allahın gücü olayına gelince, kavradığımız kadarı aklımızı sıyırttırıyor bu yüzden ben şahsen artık düşünmemeye çalışıyorum.Kavrayamadığımız kısmını zorlamak, bu dünyalık aklın işi değil.Kendisi çok yakın bir zamanda bu dünyaya gelecek. Biz şu an büyük bir merakla beklemedeyiz,sizde bekleyin. Nasıl olsa o zaman mutlak gerçek olacak..
  15. ftoyd

    Did you?

    sen yüreklendirici ol o da yeter ingilizce değil türkçe de olur
  16. dedim, ve siz dediniz.. Biz bir köy halkından bahsederken,çoluk çocuk yaşlı genç hatunlardan şundan bundan bahsederken, elinde silah olmayan bir gurup insandan bahsederken, siz birden konuyu yine o köylüleri pkk ile eş tutarak farklı yöne çektiniz. Diyelim ki, pkk nın bütün bireyleri zaten bu köylerden çıkıyor, e diyorum ki bende neden çıkıyor?neden buna gerek duyuyor bu insanlar? Son mesajınızı artık düşünmek bile istemiyorum. Sayın Efendi Türkler, eğer orada bulunan Kürtlerin oluşturduğu bir köy pkk ise neden hepsi hapiste ya da ölü değil şu anda. Eğer oradaki köy sadece pkk lı değil sıradan kürt ise, neden tepelerinde silahlı askerlerle yaşamak zorundalar.Eğer bu köy iki arada bir derede, hem pkk lıya destek vermek zorunda bırakılıp hem askerden ödü kopar vaziyette kendi canının derdinde dolaşıyorsa, orada,öyle ortamda yetişen çoluğu çocuğu insanlar sizce nasıl bir piskolojide nerden taraf olarak nasıl olmalılar? Almanya da , bir Türk mahallesine kıstırılıp,tepemizde silahlarla her an tehdit edilseydik,belli bir saatten sonra sokağa adım atamasaydık, bu koşulda çocuğunuzun yetişmesi sizi nasıl hoşnut ederdi? Ya bırakın ideolojileri,ırkı,her kavramı. Evinizde rahat rahat oturmuş hallerinizi,rahat rahat çalışmanızı, gezmenizi şunu bunu bırakın. Sadece ve sadece insan olarak, her an bir silahın ensenizde olduğunu düşünün,bu ortamdan nasıl sağlıklı bir beyin beklenir. Ben size ısrarla diyorum ki, her kürt pkk lı değildir. Ben size ısrarla örnek veriyorum ki, türkle evli,aynı biz gibi nice kürtte vardır ve bizden farkı bile yoktur. Ben size diyorum ki, oralarda bir yerlerde aslında pkk lı olmayan bir gurupta vardır. Ve ben yine o ortamda askerimiz böyle davranıyor diye de suçlama getiremem çünkü her an tepesinde pkk tehditi ve her an saldırı ile karşılaşma durumu vardır. Hatta askerin frekansına girip onunla dalga geçen , "yine ıskaladın" diye telsizde gülen pkk lı da vardır. Yani askerimiz göremezken, askerimizi net gören pkk lı vardır. Askerimiz, belli bir saatten sonra en ufak kıpırtıya ateş ediyormuş, etmek zorunda,okey.O koşulda bu olmak zorunda. Ama bu olurken ,neden orda, iki arada bir derede insanlar yaşatılıyor ,ben bunu soruyorum size. Neden oradaki köy insanı bu alanın içinde pkk lı gibi davranılmaya layık görülüp dışlanıyor.Neden sırf kürt olduğu için bu hayata mahkum ediliyor. Ve ben yine soruyorum, neden oralarda boy boy biz yokuz.. Bizim toprağımız neden şimdi adeta kürtler bölgesi halini aldı. Neden türkler o bölgelerde sayıca fazla değil. Neden bu tuzağa düşülüp topraklarımız tamamen bu insanlara bırakılıyor ve neden bizler orda olmadığımız gibi, orda olup büyük şehirlerimiz gibi yatırımlar imkanlar geliştiremiyoruz. Neden örf töre elinde ,eğitimsiz ,eğitim kabul etmeyen hallerde ,komşu ülkemizde dayaktan kaçan kadının öldürülmesi olayı gibi olaylara damga vuracaklar yetişiyor illa bu zamanda , bu ülkenin unutulmaya yüz tutmuş bir yerinde.Neden gelişmesine izin verilmiyor, neden bir türlü kültür devrimini biz gerçekleştiremiyoruz. Dışarıdan yığınla malzeme kullanılıyor, medyamız ile her birimizin alışkanlıkları şekillendiriliyor.Okulumuzla,çevremizle,her alandan bizim kendi kültürümüz,tamamen yerini başka şeylere bıraktı. Elalem bunu bizde deneyince bir ton oyun ile işe yarıyor , biz niye bir eğitimi veremiyoruz, belli kitleleri istediğimiz gibi şekillendiremiyoruz. Biz neden illa ayrıldığın noktada, bırak gitsin iyice ayrılsın diyoruz,dur ne yapalım edelim bize bağlı bizden yana olsun politikası güdemiyoruz. O halka, başındaki askerin öyle olmasının sebebinin sadece pkk olduğunu ve pkk nın aslında bu halkı ne hallere düşürdüğünü neden gösteremiyoruz. Neden kendi içlerinden pkk ya tepki oluşturamıyoruz. Kendileri gibi kürt nice insanın ne kadar rahat koşullarda yaşadığını, o bölgede ise bunun olmama nedeninin pkk ve bizden kaynaklı olmayan bir oyun olduğunu neden gösteremiyoruz. Peki,sırf bizi bölmek adına üzerimizde oynanan oyunları biz sıradan vatandaş bu kadar sezinlerken, başımızın en baş kısımlarında olanların,neden bu oyunların parçası olduğunu bile bile ,çevrelerindeki insanlardan, bir nebze milli kalp taşıyan insan,cebinden çok milletini düşünüp hareket edemiyor ve göz yumuluyor herşeye.Neden? Hadi başımızdaki siyasi lider kötü bişeyler yapıyor, bu liderin yandaşları neden bu kadar çok olabiliyor bu ülkede. En tepesinden en aşağısına,ülkeden çok cebin çıkarın düşünüldüğü bu sistemde, bizim başımıza daha neler neler gelir düşünmek bile istemiyorum ama gidişat belli.Ses artık çıkmaz olduğuna göre, biz Türklerin başına daha çok iş gelir. Ha teknoloji demişken, uydu çağındayız..ve gündüz çalışan gece saldıran bu insanların geçtiği her yer gözlemlenebilir. Bir ülkede,istenildikten sonra, herşey takip edilebilir. Adamlara çuval çuval erzak geliyor, bu erzağı sırtlarında taşımıyorlar heralde,illaki bir araç gerekiyor, ve doğal olarak o aracın geçeceği yolda gerekiyor .. ve siz şimdi ,bir bölgede,nerden nereye ne taşındığını bile bilemememizin hesabını sormamamı ve anlamamı bekliyorsunuz. Yani ben o kadar uç bi beklentideyim ki, asla yapılması mümkün değil yani. Bir bölge, ne kadar dağlık olursa olsun, taranamıyor, içinde ne var ne yok bilinemiyor yani. Ha bu sözlerle askerliği küçümsüyorum sanki size göre, askerimize keklik derken sanki apoya sayın ,askere kelle diyen ile aynı şekilde aynı vasıfta yargılanıyorum . Ben size açık ve net, göz göre göre şehit olmadan askerimizin şehitliğe zorlanışından, aslında haklarında çoktan şehitlik kararının çıkarıldığından bahsediyorum.. Çatışmalar ortasına ,hadi öl dercesine bırakıldıklarından bahsediyorum . Ben size, madem böyle bir tehdit var doğu alanımızda, bu konuda özel insan yetiştirilmemesinin sorgulamasını yapıyorum. Sizin 40 şurasından solur tabirinizin aksine, soğuk kanlı ,sırf bu alan için yetişmiş, dinç ,eli titremeyecek uzmanlar olması gerektiğinden bahsediyorum ya da kırk ile vurgulamamın, aslında bir deneyimlilik anlamında söylendiğini vurgulamaya çalışıyorum. Çevik, atak, gözü kara, bu iş için eğitilmiş, dağda bayırda deneyimli özel insanlardan bahsediyorum. En fazla 18 aylık eğitimin 18. ayının 31. gününde ,en gelişmiş halindeki adamın ,deneyimsizliğini ve yetersizliğini vurguluyorum.Bu konuya yıllarını vermiş deneyimli insanların topyekün savaşa gitmesini ve temizleyip geri dönmesini kasdediyorum. Ama ben anlatamıyorum . O kadar dallara budaklara dağılıyor ki kafam, haklısınız,ben derdimi anlatamıyorum. Ne düşünürseniz düşünün, Türküm, dindarım, Atatürkçüyüm, milliyetçiyim.. Ben üzerimizde oyun oynayanların en nefret ettiği insanım. Bi de üstüne bunları savunup, benden olmayanı insan olarak gören ve düşman olmayanım.. yani hepten bu ülkede nefret edilesi olanım. Dindarım derim Hristiyana kardeşim der konuşurum, Türküm derim, Kürde kardeşim der konuşurum, İnsan olduktan sonra ve bana tehdit oluşturmadığı sürece yani dinimde denildiği gibi ""bize karşı olmayan bizdendir" zihniyetiyle, elimden geldiğince karşımdakini anlamaya çalışırım.Ama karşımdaki hristiyan ya da falanca tutup benim dinimi yok etmek için aralara hurafe üstüne hurafe katıp dinimi tehdit ederse, kürdüm diyen benim atamın kan döke döke çizdiği sınırı ve bütünlüğümü tehdit ederse, Atatürkçüyüm diyen, dinsizliği ile Atatürk ilkelerini karıştırmaya başlayıp beni inanç özgürlüğümde tehdit ederse yani laik olamamasından dolayı,, bende bu karakterimin tam tersi olurum yeri gelir. Etki tepki gerektirir her zaman. Tehdit olan her yerde, patlamaya hazır volkanlar vardır. O halde, tehdidi ortadan kaldırıp, volkanları sönmüş yanardağlara çevirelim.Hemde topyekün.
  17. O halde bana bu ülkede şunu açıklar mısınız, o kadar teknoloji o kadar imkan varken, bu pusuya yatanlar sözümona nasıl takip edilemiyor, nasıl kıstırılamıyor, söyleyin bana yeni taze fidan askerimin orada ne işi var, ne yapıyor öyle ortamda benim genç askerim, yok mu bu ülkede bu tehdite karşı özel eğitilmiş ordu gibi ordu, yok mu adam gibi gerilla, gerillalara gerilla usulu saldıracak yok mu, yok mu pkk nın inlerini baştan sona ölüler diyarına çevirecek yetişmiş adam bu ülkede.. Orta yola, mayının yeni taze döşendiği alana, yolculuk yapar benim askerim, keklik gibi dağların ortasından yürütülüp ,tepelerden onların hedefi olur benim askerim, ölürde ölür benim askerim. Göndersinler bakalım, eli titremeyecek 40 ın daki 45 inde ki asker adamları, eğitimlileri , ordu gibi ordu olarak temizlesinler dağlarımızı bayırlarımızı, nerde? soruyorum nerde? Dalmışlar bir oyun ortasına, aponun bi çok ünlü sima ile boy boy fotoları, adam hapiste cips yiyordur belki şimdi, sonra şu bu.. Adamlar dağlarda, açık apaçık alanlarda idman yapıyorlar, eğitim alıyorlar, biz daha vatan millet sakarya şehitleri konuşuyoruz. İki gözyaşı, o gözyaşına bile akmasın diye alıştırdılar milleti.Ruh yok ruh bu ülkede. Milliyetten bol bol konuşan çok, milliyetçi yok.. Şimdi de bana mimleme yapıyorsunuz askerimizi kötülüyorum kürt savunuyorum diye. Ya ordaki sıradan vatandaş iki arada bir derede ,ne pkk lı ne vatan haini.Ee askerimin tepesinde koca bir tehdit her an,pkk saldırıları. Ya ben başka asker istiyorum bu ülkede,daha başka bir asker ,hepsi bu..Ben bu ülkede sadece tam temizlik, tam bağımsızlık istiyorum,hepsi bu. Ülke tehdit altında, ya değişeceğiz,ya değişeceğiz. Pkk bu ülkeden temizlenecek, normal kürt kökenli türk vatandaş soluk alacak, biz türkler soluk alacağız. O bölgede tehdit öyle bir yok edilmeli ki, artık o halkın tepesinde nöbet tutup onlardan korkmaya gerek kalmamalı, onlar da biz de daha güzel yaşamalı.. Çok mu zor, bu insanları denetlemek, gözlemlemek,bilmek, tehlikeli kim, tehlikesiz kim ayırmak ve vatan haini olanların gereğini yapmak, bu kadar mı zor?Ya burası bizim toprağımız, niye karışını bilmiyoruz?Niye bu adamların elinde onca silah cephane var, bunlar nerelerde üretiliyor ya? nerden ellerine geçiyor bunlar, ya biz bunu nasıl bilemeyen ülke oluyoruz? ya bunu nasıl engelleyemiyoruz? Ya bu mevzular bitmez,bu gidişata içimdeki tepki de dinmez..
  18. Mutlu yillar dileklerimle yeni yilinizi kutlarim

  19. İnsan kadar kötü canlı olmadığı kadar ,insan kadar iyi canlı da yok.. İnsanın ,Tevratta, meyvesinden yediği ağacın adının "iyiliği ve kötülüğü bilme ağacı"olması düşünülmesi gereken mevzudur. Ben size, daha o ağacın meyvesinden yenilmeden önce,insanın kan dökeceğinin bilindiğini vurguluyorum. Bu konuda bizi çok çok farklı konulara götürür ki, sizin farklı bir başlığınız olan kader mevzusuna pek derinden dalarız.O mevzuyada dalmak ,hakkında doğru dürüst ölmeden bilgi edinemeyeceğimiz konularda düşünmekte bizi aşar,en azından beni aşar. Bu dünyamı ve öbür dünyamı kurtarabilmek için benim üzerinde düşünmem gereken çok çok farklı mevzular var.Mesela en azından bu dünyadaki gözle görülür yaşam alternatiflerimizi daha iyi hale getirmek ve insanca insan gibi yaşamak gibi vazifelerimiz var. Bunları yerine getiremezken henüz, Adem de takılmak ilginç geliyor. Yine de bence son yorumumu yapayım bu konuda..Mühlet verilenler,, sizce mühlet verilenler sadece o esnada orda bulunanlar mı?bu yüzden -ler eki sizi düşündürüyor? Peki siz hiç Kur'an arama motoruna mühlet yazıp araştırdınız mı? Kimlere mühlet veriliyor Kuranda.. Peki bu mühlet verilenler bile, o olay olmadan önce belli ise, İblis in de diğerleri gibi mühlet verilen olması da daha önceden biliniyorsa, sizce anlamlar nasıl değişir? Sonrakiler ya da öncekiler..Her yaşanan bellidir.. Öndekilere hangi devirlerden ne kadar insan gireceği, sağdakilere hangi devirlerden ne oranda insan gireceği ve soldakilere hangi devirlerden ne kadar insan gireceği, aslında yazılıdır belki ya da yazılacaktır ya da ne yapsanız dönüp dolaşıp ya olacaktır ya olacaktır.
  20. Sunduğunuz bu güzel ortam için asıl biz Teşekkür ediyoruz.. Ve bir inanır olarak dileklerinize Amin diyorum, kocaman bir Amin için yalvarıyorum Tanrımıza.. Dünyada tek şey olsun, Sevgi.. Sevgi sabırlıdır, Sevgi fedakardır, Sevgi yoksa herşey değersizdir.. Dünyada Sevgi olsun,tüm dünyada sevgi olsun.. Sevgilerle...
  21. cevap versek bi türlü vermesek bi türlü, iyi kardeş, Allahı kandır yoluna devam et,nasıl yapıyorsan..Fakir kadar zengin, zengin kadar fakir görmediğim şu dünyada, sen daha görmeden gerçekleri böyle devam et. Zenginmiş.. nice tanıdığım var, yurtdışından otomobil getirtirde şaşalı, benzin çok yakıyor diye binemez. Zenginmiş, hesap kitaptan mide bırakmazda kendinde,kuş gibi yiyeceği zor yer.. Zenginmiş, asla etrafında şüphesiz gerçek sevgi yaşayamaz.. Ya kardeşim, ben bu dünyada Allahın kulu kadar zengin varlık görmedim. Gördüğüm senin gözün gibi olmadığındandır.. Yüceler yücesi dilediğine verir,dilediğinden kısar, ama ne dersen de, kuluna bu dünyada da verir öbür dünyada da, diğerlerini bu dünyada da hüsrana uğratır,öbür dünyada da.. Herşey değişir, Allahın sözü asla değişmez..
  22. ftoyd

    Did you?

    these are not enough for be good person and my english not enough for write more about it
  23. Bu çok acı biliyor musun, anlattıklarının bana aynen bir Türk asker tarafından anı olarak anlatılması ve söylediğin herşeyin doğru olduğunu bilmek çok acı. İşte bu asıl soykırım aslında. İşte Türkiye'de bu değişmeli, işte bunun için kampanyalar hazırlanmalı, işte o bölgedeki askerler sizin tehditiniz değil koruyucunuz olmalı. Benim için doğu demek aslında misafirperver, mert insanların çoğunluğu demek,doğunun köyleri demek, benim başımın tacı duygusal saf teyzelerimin mis gibi ellerinden yediğimiz ekmek demek.. Ya onlar bizden insanlar ama onlara dair bilgimiz yok, yaşadıklarını anlatan en ufak haber yok.Bu ülkede bişeyler yapılmaya çalışılıyor,bu ülkede pkk destekleniyor, doğu başkalaştırılıyor ve halk oralarda adeta iyice gerilesin diye mücadeleler veriliyor. Öyle şeyler yapılıyor ki, pkk haklı çıkarılsın..asla haklı olamaz, asla insanlıktan nasipleri olamaz, son kan dökülmeden öyle bir ülke de kuramazlar, ama diyelim ki kurdular, töreden, taliban vari yönetimden farkı olmayan, insanlık dışı, hele hele kadını hiç eden, zerre kadar insanı vasfi olmayan bişey çıkar meydana.İnan bana çıkar. Peki askerimiz nasıl olmalı, askerimizin elinde bir taraftan arkadaşları ölürken, bir taraftan onlarla yan yana çatışmış adam teskeresini alıp, bir süre sonra terörist olarak yakalanabiliyor. Doğuda herşey hassas,doğuda herşey bambaşka. Peki nasıl ayırd edilecekler.Masum insanlar ile pkk ya destek veren içlerindeki, askerin anlayamayacağı düşmanlar, nasıl ayırd edilecekler. Halk , o masum halk , kimi daha çok kendine düşman görecek, kimi daha çok kendine yakın görecek? Aşağı tükürsen sakal yukarı bıyık hesabı. Gerçektende özellikle batıya gidildikçe, Türkle Kürt arasında en ufak sıkıntı olmadığını görüyorsun. Hepsi aynı gibi,biri ben Türküm diğeri ben Kürdüm demedikçe dil aynı, duruş aynı,yaşam aynı nerdeyse.Yanyana sıkıntı yok.. Ama doğu ne hale getirildi, o halden peki nasıl çıkarılır? Ütopik bir hayal gibi.. inan bilmiyorum..Hep en son okuduğum Grigory Petrov un Beyaz Zambaklar Ülkesinde adlı Kitabı aklıma geliyor. Biz tek başımıza, birey olarak, ne derece güçlüyüz bu ülkede,neler yapabiliriz? Yapabileceklerimizi yapmama sebeplerimiz neler?Çalışırsak çok şey mümkün, birler bakmışsın milyonlar olmuş bir gün.Bişeyler bu ülkede ya değişecek ya değişecek kardeşim. Biz önce bizden başlayalım çevremizden devam edelim. Elbet değişeceğiz..
  24. Sayın Suheyla, sürekli İslamın Yahudileri lanetli gösterdiğini söylüyorsunuz ve ben diğer yazıları şu an iyi okuyamasamda, bu noktada durup yorum yapmak istiyorum. Ben de bu Kitaba imanlı, Kuran'a aşık bir insanım, ve tek kelimeyle Kuran kimseye bir düşmanlık kin empoze etmiyor bana göre. Bize düşmanlıkta en yakın olarak Yahudiler gösteriliyor doğru, ama bu anlamın altında Kuran ın tamamının anlamını unutup sadece tek bir cümleyle yetinmediğimden olsa gerek, ben açık ve net Tevrat imanlısı ve özellikle İsrail ismine hassas biriyim.İsrail deyince ben direk özellikle ve özellikle zeka olarak falan olsun, daha farklı, bizlerden daha daha farklı bir kavim algılarım. Hatta Tevrat a karşı da o kadar hassasım ki, Yahudi arkadaşlarınızla bu konuda konuşabilirsiniz,sanki onu okuyup uygulayamadığım zaman hayatıma inanılmaz ters etkisi oluyor. Yani öyle bişey ki Tevrat ,okunduğunda uygulanmak zorunda, bu yüzden çekinirim ondan..Öyle bişey ki bu, bu ülkede bu koşullarda ben Tevrat ı baştan sona okuyup sindirsem içime, sokağa çıkamam asla,o derece kendimi kötü ve kirli hissederim,inanın ibadet edemem. Peki ben neden bir Tevrat imanlısıyım, neden koşulsuz Tevrat a imanlıyım ve okuduğumda da O nun Allah tan olduğuna şahitlik ediyorum,en çokta Kuran yüzünden. E Kuran bana bunu yaptırıyorsa ben nasıl bir Tevrat düşmanı ve Tevrat ehlinin yani Yahudinin düşmanı oluyorum. Ben hep derim, her Kitapta bulunan din İslamdır ve her Kitap İslamın parçalarıdır. İslamın bütünlenmesi için her Kitabımızın özümsenmesi gerek. Adım müslümandır ama müslüman isimli bir din yoktur. Müslüman demek Kitabına uysun uymasın, Kurandan haberdar edilen insan demektir benim gözümde. Hristiyan adı da bir din değil, İncil e inanan ya da haberdar edilen insanların ismidir, Yahudilikte aynı. Hepsinde ortak olan tek birşey vardır, içlerindeki dinin tamamının adının İslam olması. Kitabımızın birinde bişeyi anlamadığımda diğerinde bulurum ben. Ve sizin sürekli Kuranda var gibi gösterdiğiniz lanet meselesi, aslında en detaylı ve korkunç haliyle Tevratta vardır. Kutsanmalar ve lanetler kısmını lütfen okuyun , ve hatta sonra düşünün Yahudilerin tarihinde hangi dönem gerçekten bu lanete şahit olduk. Bunu müslümanlar gerçekleştirmedi üstelik. Benim gözümde, Kuran dan çıkardığım sonuç itibariyle, İsrail, eğer Tevrat koşullarına uygun yaşarsa ve diğer Kitaplarımıza gerekli temkinliliği gösterebilirse,cennete gidenlerde öncü, eğer aksine davranırsa,cehenneme gidenlerde öncü olacak bir millettir.. Ve İsrail kimseden borç almayıp borç verdiğinde, toprağı ürünü bereketli olduğunda, bir saldırdığında önünden 7 yoldan kaçıldığında, benim gözümde kutsanıldıklarının izleridir bunlar ve ben onlara selam temenni ederim sadece.
  25. Kürtleri az biraz tanırım ama herkes kadar sizinde içimizde farklılaşmış çeşit çeşit çeşitleriniz var. Asla bir kürde bakıp ya da az biraz kürt aileye bakıp ya da bölgeye bakıp,her kürt şudur budur diyemeyiz. Ben bir kürt ile evliydim,siz düşünün ne kadar tanıyıp tanımadığımı.. Tanımaksa bir kürt tanıdım, boşandık ama hala konuşuruz.İyi insandır, iyi kalsın..Ailesi peki, iyi insanlardı iyi olacaklar benim için. Etrafımda orda burda tanıdığım nice kürt var, iyi insanlar iyi olarak kalacaklar benim için. Bir de youtube da bizim askerlerimizin araçlarını patlatıp aralarında sevinçle havaya zıplayanlar var, onları da farklı zıplatmak nasip olur İnşALLAH. "Ben Almanya da Türk kökenliyim diyorum,sen diyemezsin çünkü sen tehlikelisin;şeklinde ki yaklaşımınızı bir daha gözde geçirin isterseniz." Gözden geçiriyorum ve yine söylüyorum, Almanyada bir toprak tehditi yok,ama bizde var ve hızla gelişiyor. Doğu tamamen Türklerden arındırılıp adeta iyice Kürtler bölgesi halini aldı. Doğu deyince Kürt demek oldu adeta.Halbu ki ,bir zamanlar Türk ağaların yeriydi,şimdi Kürt aşiretlerinin yeri olarak ilerliyor. Ben size Almanya örneğinde, size ,yani direk sizin şahsınıza yanlış yaptığımı bile bile bunu yaptım. Çünkü sen bendensen,seninle bu konuşmaları yapıyor bile olmayacaktık. Sen Almanyada ben Kürdüm ve Türk vatandaşıyım diyecektin,bizden hiç farkın olmadan.. Bu ülkede de bunu daha daha güzel yapacakken, daha rahat yapman gerekirken, etrafında yıllar içinde Kürt dediğinde oluşan başka bişey seziyorsun.. Değişen ve hızla artan bir mahalle baskısı diyebileceğimiz gerilim artıyor. Niye peki, sence neden. Biz Türkten mi, sen Kürtten mi? Yoksa benim gibi olmayan ve Doğuyu yaşanması çok zor haline getirenler yüzünden mi? yoksa senin gibi olmayan bir gurup hain yüzünden mi?Artık bu ülkeyi parçalamaya ant içmiş ,dağlarda idmanını rahat rahat yapan bir gurup terorist yüzünden mi?Çuval çuval doğum kontrol hapı yardımı alan silahlı teroristler.. Bu ülke ne kadar benimse elbette senin.Burda doğdun, bizimle yaşıyorsun, bizim gibi bak bizimle yazışıyorsun. Biz gibi düşünüyorsun, bazen biz gibi olmayan gibi de .. Hepimiz kadar aynı, hepimiz kadar farklısın. Yazımda bir çuvala bir ekmeğe çıkar anlamında kullanmadım cümleyi, artık bir ekmeğe o çuvala bile nasıl hasret bırakıldıklarını bilerek yazdım bunu. Askeriyenin bazı bölgelerde ,akşam belli saatten sonra sokağa çıkanı nasıl yere indirdiğini bile bile yazdım bunları.Çünkü başka çare yok tehlikeye karşı. O insanların işsizliğe,açlığa ,aşiretler ağalar eline nasıl bırakıldığını bilerek yazdım.Ama yinede o dağlardakiler varya, yinede o izlediklerim varya, onların o hallerde ..neyse.. Ben seni zavallı olarak görmedim,zavallı gördüklerim var sadece.. "insanın kendine ait olan değerlerle yaşama hakkını".. Ya o değerleri ben yaşayamıyorum bu ülkede,dağa mı çıkacağım.Elbette bu ülkede korkunç bir bölücü, kendinden olmayanı tehdit eden sistem var. Kim diyor yok diye. Kim diyor acayip geliştik, insan hakları falan süper olduk diye.. Ya balık baştan kokar hesabı,A dan Z ye her kurumumuz her durumumuz yanlış. Ama bu yanlış bir Ermeni olayında yoktu. Bunu anlatıyoruz işte.. Şu an ,siyasetimizdeki özellikle son 50 yıldır rol oynamış her insanın,baştan aşağı, bizlerden sizlerden,hepimizden özür dilemesi gerekiyor. Hepsinin.. Onlar milletin kültürüne soykırım uyguladılar, bu milletin damarlarına tarihine dinine ırkına her değerine soykırım uyguladılar ve tabi değerler demişken çalınanlardan,soygunlarından bahsetmiyorum bile. Ama biz Ermenilere yanlış yapmadık, aynı koşulda hangi ülke neyi yaparsa o kadarını hatta yine de azını yaptık.Biz kimseye düşman değildik özünde, biz sadece düşmana karşı vatan savunduk.Kimse ,göz göre göre, bile bile tutup bu ülkeden biri gibi adımıza özür dileyemez. Konu bu..
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.