Tengeriin boşig tarafından postalanan herşey
-
TÜRKLER LAIKTIR
Arkadaşım, bak çok açık ve net sordum... Dedin ki "Gazetelerde tartışıyormuşlar!" Bende dedim ki; Kanıt! Madem okudun, konuyu kaynatmak yerine kanıtları göstersen diyorum... Onsan sonra bizimde söyleyeceklerimiz vardır, merak etme... Ayrıca korkma, o belgelerin içindeyiz bizde... Ya da şunu sorayım: "İngiliziler halifeliğin kaldırılmasını niçin istemiş olabilirler?" Bunu da cevaplarsanız sevinirim... Ama lütfen, artık sorduklarımıza şöyle güzel bir cevap verin...
-
Derinler Harekete Güngörenden Başladı.
Adamlar açık açık itiraf ettiler, eğitimleri nerede aldıklarından bombaları nasıl temin ettiklerine kadar... Saldırıyı PKK'ya yakıştıramayanlar ve PKK'ya konduramayanlar merak etmesinler, Teröristler çok pişmanmışlar!!! Pişmanlık yasasından yararlanıp tekrar çıkarlar, Ne de olsa Başbakan'da "PKK'yı bu vesiyleyle kınayalım" denildiğinde "İsim vermeyelim" demiş, dolaylı olarakta olsa PKK'yı suçlamaktan çekinmişti... Ne de olsa Başbakan, bir telefonla hallediverir pişmanlık olayını, ne var yani... Bir kaç sene sonra çıkarlar ve yeni yeni canlar almaya devam ederler... Merak etmeyin, o zaman da konduramazsınız...
-
TÜRKLER LAIKTIR
"İngilizler şöyle tartışırlarmış" falan gibi temelsiz şeyleri gerçek kabul edeceğimizi sanmıyorsunuz sanırım? Hilafetin ve Saltanatın Türk Hükümetince kaldırıldığını Ve Sultanın, korunmak için İngilizlere nasıl yalvardığını ben burada kaynak göstererek belgeleyebilir, Kaçışının nasıl ortaya konulduğunu o zamanki gazete manşetlerinden ispat edebilirim... Umarım sizde bu söylediğinizi ispatlayabilirsiniz...
-
TÜRKLER LAIKTIR
Pardon ama şu Osmanlı'nın ne kadar Müslüman olduğunu söyler misiniz? Açıklar mısınız, bizde öğrenelim!
-
TÜRKLER LAIKTIR
Sanki İslamın kürsel bir güç anlayışı ve amacı yok! Al birisini, vur ötekine... Aa pardon, sizin küresel amacının Tanrı emriydi değil mi? Kapitalist, Emperyal Tanrı! 100üncü sıfatı bu olsa gerek!!!
-
İnananlar neye inandığını biliyor mu?
İslamın içersinde onlarca mezhep, itikat, cemaat ve yorum var... İslam tektir ama ortada neredeyse onlarca belki de yüzlerce İslam var... İslam çok kolay ve kanıtlanabilir bir şekilde kişiden kişiye göre değişir. 4 Mezhebin kabulleri bile birbirine farklılık gösterir... 4 Mezhep ile Şiilik'te aralarında çok çok farklılık gösterir... 4 Mezhep, Şiilik ve Alevilik'te birbirinden çok farklılık gösterir... Ve bunlar genelde İslamın kollarıdır, farklı farklıdırlar... Her tarikat bile farklı farklı savunurlar İslamı, hepsi kendisinin asıl İslamı savunduğunu iddia eder... İslam kişiye göre çok rahat değişebilir... Gazali ile Mevlana'nın İslam anlayışları mesela, farklıdır... En basit örneği bu...
-
Allah gerçekten merhametli mi? Adil mi?
Sayın mimoza, dediğim gibi, son derece AtaErkil düşünüyorsunuz... Ve itiraf etmeliyim ki bu kadarına Toplumsal Çevremde bile sık rastlamış değilim... Baba olacağım zaman birçok kimsenin bana karışma hakkı var tabii ki... Mesela doktorum karışabilir, çocuğumun sakat doğacağını ve böyle bir ferdi dünyaya getirmenin sakıncalarını anlatabilir (doğacak birey açısından) mesela... Öyle kafama estiğinde de çocuk sahibi olamam, eşimin kararı ve istediği de önemlidir mesela... Ekonomik ve İş koşullarım da önemlidir... Mesela hocam doktora bitene kadar evlenmememi salık verir hep! Yani akıllı mantıklı düşünen birçok insan karışabilir, fikir verebilir, yol gösterebilir... Meydanı boş buldum, koşturayım denilmesi pek akıl karı gelmiyor bana... Komşunuz, bir suç işledi diye çocuğunu dövdüğü zaman tepkiniz ne oluyor merak ediyorum... "Aman canım, büyüyünce unutur nasılsa! Hem babasından meydana gelmiş değil mi? Tüm hakkı ona ait!" Bu "Sevgi Kültürü"nün düşüncesi değildir... Bu "Köle Kültürü"nün düşüncesidir... "Bu benim çocuğum, suçluysa cezasını ben veririm. Sevilmesi gerekiyorsa da Tanrı emretti diye severim!" Benim çocuğum bir suç işlediğinde (ki bir çocuk nasıl bir suç işler ki!), ben onu cezalandırıyorsam "Ceza" yönteminin pekte İnsancıl olmadığının farkında olan başka bir insanın Elbette ki bana karışmaya hakkı vardır... Dahası, ben çocuğuma ceza veriyorum diye beni ilgili kurumlara şikayet etme hakkına bile sahiptir... Çocuğunu cezalandırdığını gördüğüm ama bu cezanın içime sinmediği durumlarda Değil babam, siz de olsanız karışırım... Fakat ne yazık ki Türkiye'de böyle AtaErkil ve Köleci zihniyetlerce yönetildiği için Çocukların hakları yeterince korunamıyor... Sonuçta bu çocuktur, aklı henüz gelişmiş değildir. Doğru ile yanlışı biz bile net olarak ayıramazken, Çocuk ayıramadığında onu nasıl istediğimiz gibi cezalandırabiliriz? Ne demektir ya hu "Ondan meydana gelmiş birşey değil mi?" demek? Bir ferdin anne-babası olmuş olmanız, sizin o fert üzerinde istediğiniz gibi davranmanız ve o ferdi kendi koyduğunuz kurallarla cezalandırmanız gerektiği anlamına gelmez... Bu düşünce, insana bir "Ürün" olarak bakan "Köleci" zihniyetin benimseyişidir... Tanrı'da böyle işte... İstediği gibi sefalandırıp, istediği gibi cezalandırıyor... Kontrol edilebilmesini sağlayacak herhangibir şey yok... Bir kimsenin gerçek kişiliğini görmek için, eline sınırsız güç verin... O zaman göreceksinizdir... Sınırsız güçte olduğunu düşlediğiniz Tanrı'nıza ve sistemine bakılırsa, Diyorum ki: "İyi ki size büyük yetkiler ve güç vermek imkanımız yok!"
-
İSLAM'DA KADIN!
Neyse, Pek belli ki pek sorgulama yanlısı değilsiniz... Teşekkür ederim ama sanırım yanlış anladınız... "Algılamadan sorun yaşıyorsunuz" demedim, "Sorduğum soruyu cevapladığınızda ne dediğimi anlamış olmanızı umuyorum..." dedim... Yanlış anlaşıldıysa özür dilerim... Söylediklerimi anlamamanız değil aslında mesele, Sanırım mesele sizin pek o kadar fazlasını sorgulamayı imana yakışır bulmamanız... Bunu bir "Sorun" olarak algılamayın, Bu sizin kişisel tercihinizdir... Ayrıca "İnanç" denilen şeyin "Sanrı" olduğunu düşünüyorum... Eğer Dinsiz bile "Ben Tanrı'nın olmadığına inanıyorum" derse, bana bu "Emin olduğu" izlenimi vermiyor... O yüzden ben kendim için "İnanıyorum" yerine "Öyle olduğunu biliyorum" derim... Gerçi bu ne kadar tarafsız bir yaklaşım olur, tartışılır... Sonuçta kendimden yana olmuş oluyorum o zamanda ama yine de bunu tercih ediyorum... "İnançsız" derken, beni "İslam Dışı" olarak kastediyorsanız Her zaman söylediğim gibi İslama, Kur'an-a ve Hz. Muhammed'e büyük saygı duyuyorum... Ve genel olarak eleştirdiğim şey ise İslam'dan çok İslamı anladıklarını iddia edenlerin aslında son derece yanlış anladıklarıdır... Din olarak İslamı yaşamam (bunun açıklamasını yapmıştım) ama Öğreti olarak kabullerinden zarar görmüş değilim...
-
'Din çocukça bir efsane'
İşte bakın, çok güzel bir yere geldiniz... Peki kendi toplumlarının yaptıkları yüzünden Einstein'in, Freud'un, İsaac Newton'un ne suöu vardır da arkadaşlar "Ne de olsa Yahudidir!" diyerek bir art niyet beklemektedirler? O adamların ne suçları var ki onların art niyet beslediklerini düşünelim? Bilmem Empati yapabildiniz mi? Alkışlarım... 62 yaşında ama biraz daha zorlasa benle aynı yaşta gösterecek neredeyse... Gören 40 yaşında diyor... Sağolun... 5 Vakit Namaz toplumsal birşey değil ki? Namaz, Kişinin Tanrı ile olan bir ilişkisidir... Kimse kimseye Namaz kılmıyor diye darılıp gücenebilir ya da o kimseyi cezalandırabilir mi? Namazın hesabını soracak olan sadece Tanrı değil midir? Namazın niye süresi geçsin, o bir yöneliştir sadece. Bana kalsa bir tür meditasyon ama babama göre Tanrı'ya kendisini ifade ediyor. Kast Sistemi son bulabilecek bir sistemdir ama Yoga bir meditasyon şekli ya da kendini ifade şekli bir yöntem olarak ilelebet kalabilir değil mi? Yani toplumun ya da kültürlerin değişmesi ile değişen, değişmesi gereken birşey değil bu. Değişen tek şey bu ifadenin şekli olabilir belki. Başka bir öğretilmiş alternatifi olmadığı için öğretilen şekilde kılıyor. Oysa 4 kadınla evlenme kişinin Tanrı'sı ile ilişkisini tanımlayan bir ibadet değildir... Ve kişisel birşey de değildir... Kişinin kendisi haricinde 4 kişiyi ve o 4 kişinin doğuracakları çocukları da etkileyen Toplumsal bir olaydır... Toplumlar değişir, toplumsal kabuller değişir, toplumsal değerler değişir... Sanırım yeterince açık ve net...
-
Bir şiirdir Kuran..
Mimoza, Ay'dan bahsediyoruz... "Ay" Hani senin balkona çıkıpta gördüğünde, Arabistan'daki, Mısır'daki, Amerika'daki insanlarında görebildikleri Ay'dan bahsediyoruz... İzmir'e yağmur yağıpta, Adana'ya yağmamasından değil... Ya da "Ay Tutulması"ndan da bahsetmiyoruz... Ay Tutulmasından bahsetsek, dediğinde haklıydın... Ama Ay'ın cart diye yarılıp, iki yarım küre olarak birbirinden ayrılmasından bahsediyoruz... Ay ikiye ayrılırsa Arabistan'dan bakınca ayrı, Mezopotamya'dan bakınca bütün görünebilir mi?
-
neden?
Şu atasözü var ya kaçınılmaz olarak birebir doğrudur: "Gönül kaçanı kovalar..." Emin ol ki böyle arada ayar verip kaçmasa, bu kadar düşünmezsin...
-
Bir şiirdir Kuran..
Bak şimdi, sorulacak soru mu bu? Bilmez misin sen "Batılı tasvir, safi zihinleri idlaldir"...
-
Allah gerçekten merhametli mi? Adil mi?
Gerçekten de öyle DemirEfe... "Sonsuz Cehennem" ve orada sonsuza kadar kalacak insanlar... "Sonsuza kalacak cezalılar" demiyorum, çünkü "Ceza" dediğimiz şeyin mantığı "Islah" etmek üzerinedir. Islah etmek ise, cezalandırılan insanın normal hayata dönebilmesi ile mümkün olur. Düşünsenize, adamı sonsuza kadar yakıyorsunuz... Bu çok kötü bir düşünce... "Onun kabullerini sergilememeye" karşı insanlar insanları birçok şekilde cezalandırırlar zaten ama güçlerinin yetmediği yerde "Cehennem"i yaratırlar... "Cennet" aslında yaşamaya doyamadığımız dünyanın sonsuzluk içerisindeki kurgusudur... Birlikte yaşamaya doyamadığımız insanlarla, orada sonsuza dek yaşayacağızdır... Cehennem ise hıncımızı alamadığımız, bizden olmayan kimseleri sepetlediğimiz yerdir. Onlar bizden değildir, "Öteki"dirler onlar... "Ah keşke bizim inandığımıza inansalar da yanmasalar ama ne çare..." Yani hem birde üstünüzdür onlara... Onlar bize kötülük yapmıştır, biz salih kuluzdur... O yanar, biz zevkederiz... Ama "Ah keşke iman etseydi, bizim inandığımıza inansaydı da yanmasaydı..." Böyle deriz ama bir taraftanda da: "Ama haketti, Tanrı'ma inanmadı ne de olsa" deriz... "Ah keşke inanaydı da yanmayaydı!" deriz, Çünkü bu adalet sisteminin birçok açıdan aslında adil olmadığını biliriz... "Ay yazzııık, sonsuza kadar kalacaklar şimdi orada!" Aşırılığın farkındayızdır... Ama bir taraftan da hani Tanrı emretmiş ya şefkati; "Bedenimi büyütte, cehenneme kimse girmesin!" Kabilindeki Timsah gözyaşlarına bulanırız... Oysa bu cümle bile, "Cehennem" uygulamasının aşırılığının ifadesi değil midir? Bak senin yazılarını takip ederim hep DemirEfe... Sen demiyor musun ki; "Ya hu ne de olsa İnsandır, bencil yaratıklardır!" Ee heralde kendisi gibi düşünmeyeni Cehenneme layık görecek... Ama kimileri o kadar adil olacak ki; İnsanları Tanrı'sına inanıp inanmaması ile değil, Tanrı'nın bile akıl edemediği şekilde "İyi" ve "Kötü" olmaları ile yargılayacak Ama yine de "İnsandır, yapar, doğasında var!" diyebilecektir... Yanlış hatırlamıyorsam Freud bir suç karşısında şöyle demiş: "Üzülme, bu senin doğanda var!"
-
neden?
1: Çünkü onun üzerine, yaşamak istediğin birçok şey kurgulamış olmalısın. Bu kurgulardan, hayallerden dolayı, yaşamak istediklerinin içinde yer etmiş olmasından dolayı, geçmişe dair birşeylerin eksik olduğunu içinde biryerlerde hissetmenden dolayı hala hayır diyemiyorsun... 2: İşte bu yüzden uygun olmadığınızı göremiyorsun diye bir durum yok. Temelde bunu kabul etmek istemiyorsun... Hep "Bir şans daha, bir şans daha" diyorsundur muhtemelen... Uygunsunuz ya de değilsiniz, konu bu değil bence... Konu senin onu değil, onunla yaşamak istediklerini özlemendir gibime geliyor... Muhtemelen sevdiğinizi düşündüğünüz halde sürdürememenizin nedeni de ondan beklediğin ve içine yerleşen o hayallerini, kurgularını gerçekleştirememiş olmanızdır... 3: İşte onu hala düşünmenin nedeni de bu... Sanırım eskiden kalan ve onun yaşattığı ve onun yaşatabileceğine inandığın duyguları tekrar hissetmek istemen... Bence olay ona aşık olmanda ya da sevmende değil... Olay, onun sana hissettirdiklerini ve onunla yaşamak istediklerini hala yaşayamamış olmanda ve hala yaşamak istemende... Eğer daha ayrıntılı bilgi verseydin, belki daha tutarlı bir yorum yapabilirdim...
-
'Din çocukça bir efsane'
Bir milleti karalamak için elinizde yeterince sebep var sanırım değil mi? Hep diyorum, İslamiyete inananlarla İslamiyet arasında büyük çelişki var... Çünkü İslamiyete inandığını söyleyenler, İslamiyetten dem vurmuyorlar... Yahudiler diğer milletlerin dinsiz olmalarını istemişler... Pardon ama Hz. Muhammed'e kadar, Hz. Nuh'tan itibaren tüm peygamberler Yahudilerden çıkmadı mı? Madem Yahudiler bu kadar güvenilmez, o peygamberlere de iman etmemelisiniz... Ne bileyim, belki sizin imanınıza zarar verecek bilgileri bile bile, sırf Yahudi oldukları için koymuşlardır!? Çünkü nedense Yahudilerin diğer milletlere durup dururken düşmanlık etmek ve kötülüklerini istemek gibi bir hobileri var... Freud, İbrani kökenlidir ancak Yahudi değildir... Yahudiliği reddetmiş ve Ateist olmuştur... Dediğiniz gibi bir art niyeti olsa, kendi Yahudi karısının Yahudi ibadetlerini yapmasına engel olmazdı... Hz. Musa'yı tarihsel bir kahraman olarak çok sever, ancak Yahudiliği de sevmezdi... Dinleri sevmemesinin nedeni, bilgiye ulaşmasından kaynaklanmaktadır. Einstein'de İbrani kökenlidir ancak o da bildiğim kadarıyla Yahudi değildir... Düşünceleri Paganizmden esinlenmiş gibidir... Charles Darwin, evrim teorisini dedesinden esinlenmiştir. Dedesi bir Naturalistti... İbrani kökenli olması birşeyi değiştirmez. Hz. Muhammed soyundan gelip, bugün ABD. Kapitalizminin adamlığını yapanları nasıl niteleyeceğiz peki? "Zaten Hz. Muhammed soyundan bu beklenir, tüm insanların Abd. sömürgesi olmalarını isterler, Ürdün'den Arabistan'a kadar hepsi Abd'nin adamıdır zaten... Zaten 1nci Dünya Savaşında Osmanlıları arkadan bıçaklayanda Hz. Muhammed'in soyundadı!" diyelim mi isterseniz? Bilirsiniz, siz Yahudilere nasıl bakıyorsanız, Türklerde genelde Araplara o gözle bakarlar... Bugün siyah renkli köpeklere, kedilere niçin "Arap" deni hiç düşündünüz mü? Ya da niçin bir kimse kavga ettiği esmer tenli insana "Arap" diye bağırır, hiç düşündünüz mü? O Araplardan herşey beklenir de o yüzden!!! Aaa pardon yaa!!! Hz. Muhammed'de Arap'tı değil mi? Ayrıca bende insanların Dinsiz olmalarını istiyorum... Dinsiz olmak demek, İnançsız olmak demek değildir... Ama bu söylediğimi doğru anlamlandırmak lazım, Şöyle ki: Din, İnancın toplumsal yönüdür... Din bir kurumdur, yapıdır ve toplumsal bir düzeni sağlamaya yönelik normlar bütünüdür. İnsanlığın Toplumsallaşmasında görevini tamamlamış ve yerini Anayasal Düzene bırakmış bir yapıdır... O yüzden insanların Dinsel birliktelikler kurmaya, cemaatleşmeye ihtiyaçları yoktur. Bu açıdan da Dinlere gerek yoktur... Artık Suç-Ceza Kanunları, Medeni Hukuk ya da en basitinden günlük yaşantımız Dinlerin buyruklarının boyunduruğunda değildir. İnanç ise kişiseldir... Kişi ile Tanrı arasındaki bir ilişkidir... Toplumsal bir yönü yoktur... Benim babam 5 vakit namaz kılar ve Tanrı'nın emrettiğini düşündüğü tüm ibadetleri yerine getirmeye çalışır... Güzel bir hayat sürer, alkol almaz, kumar oynamaz, yalan bile söylemez... Kimsenin arkasından konuşmadığı gibi, "şu kimse babamı şu yüzden sevmez" diyebileceğim tek bir insan daha yoktur yeryüzünde... Ya da "babamın şu huyu sevilmez" diyebileceğim bir huyu da yoktur... Güler yüzlüdür... Ama; Çıkıpta 4 kadınla evlenmeyi aklına bile getirmez, tavsiye edene de demediğini bırakmaz... Hırsızlık yapana verilecek cezayı devlete bırakır; "Elini kesmeli bunun" demez... Katil için; "Kısas etmeli" demez, kanunların adaletine güvenir... Bir parti Din kisvesiyle oy istediği zaman o partiye bu sebeple oy verenlere acır ve başka partiye oy verir... Kız arkadaşımla birlikteyim diye; "Zina ediyorsun kafir!" deyip Recm olmam kanaatine varmaz ve birbirimizi tanıdığımız gerçeğini anlayabilir... Kazandığı parayı anneme verir ve anneme "Sen erkekten, erkeğe oğullar ve torunlar veresin diye yaratıldın. Ben bu evin direğiyim, sen eşiğisin. Eğer çok kızarsam seni itip kakabilirim. Ayrıca sen benim tarlam gibisin..." düşüncesini asla yaşatmaz, aksine annemi el üstünde tutar ve hatta hemen bütün kararlarını anneme onaylatabilirse uygular... "Ben erkeğin, karım benden iyi mi bilecek, kadın dediğin erkek kadar dirayetli değildir, erkek kadın kadar duygusal olmadığı için daha doğru kararlar verebilir, baksana bu yüzden kadın peygamber bile yoktur! Hem Şeytan, Ademi bir kadın olan Havva yüzünden kandırmadı mı?" şeklindeki kurgulara kapılmaz... Hastalandığında hacıya hocaya gitmez, doktora başvurur... Birisine yardım ederken "Ya hu Tanrı yardım emretmiş, o yüzden yardım etmeli" diyerek yardım etmez. O herhangibir insan, sırf insan olduğu için yardım edilmeyi hakettiği, ona yardım etmeye değer olduğu için, koşullanmadan, kurgulanmadan yardım eder... Burada "Ben Müslümanım" diye birçok kimseden daha fazla ibadetlerini yerine getirdiğinden, imanının bir buradaki birçok insandan kat kat daha fazla olduğundan (ki gerçi imanın kimde olduğu bilinemez ama! bazılarına kalırsa bizde tümden kafiriz...) eminim, ibadetlerini yapmasına karışılmasına asla izin vermez ve hiçkimsenin ibadetine de karışmaz... Hatta da eminim... Yani Babam "İslam Dini"nin yaşamaz ama "İslam İnancı"nın en güzel örneğini sergiler... Şimdi bir çoğu diyecektir ki: "Ama diğerleri de Tanrı'nın emri ve uygun gördüğü şeyler... Baban o emir ve ruhsatlara bu gözle bakarak İslamiyeti reddetmiş oluyor, Kur'an-ın tek bir ayeti bile reddedilemez çünkü!" İyi de, babam o ayetleri reddetmiyor ki? Babama "Baba sen niye 4 kadın almıyorsun, baksana Tanrı izin vermiş, annemi de razı ettik mi tamamdır!" dediğimde şöyle der: "O zamanlar öyleymiş! Şimdi ise böyle..." Babam hayatında hiç okul yüzü görmemiştir... Ama İslamiyetin Toplumsal Kurallarını, üç kelimede tam olarak özetleyebilir: "O zamanlar öyleymiş!" Aradaki bu nüansı anlayamıyorsunuz değil mi? Tasavvufta şöyle birşey vardır: "Hakikatin kimden zevkolacağı (ortaya çıkacağı, zuhur edeceği, tasavvur edeceği) belli olmaz!" Burada çok şey bildiğini iddia edipte, yüzlerce ileti ile yine de anlatamadığımız insanlara belki ufak bir örnek olur... Ne kadar da umudum olmasa bile... ("Babam"ı burada övülen ya da yüceltilen bir örnek olarak ele almamanızı diliyorum. Yazılanlarda o sadece bir nesne, sadece bir imge... Gerçek hayatta karşılığını gördüm imgelerden birisidir o kadar...)
-
Allah gerçekten merhametli mi? Adil mi?
*************** Birisi "Ankara" diyor, sorunca da cevabı "seninki benden kara" oluyor... Mantınsız olduğunu söyleyince "Ben herşeyi yazdım, okuyun" diyor... "Ya hu ne yazdın, alakasız bu" deyince "Rabbim bilir"e kayılıyor... Kim aldı, kim sattı, ne dönüp dolaşıyor bilen gören yok... Ortada bir laflar, bir canbazlık dönüyor dolaşıyor ama üfüren kim, solunan nedir bilinmiyor. Ben "İnanılırlığın" yüksek olmasının nedenini çözdüm. Dikkat ederseniz gerçekten Sayın DemirEfe'nin söylediği şey çok gerçek ve psikolojik olarak tutarlı... İnanılmak istiyorsanız mistik eğilimleri olan insanlara yuvarlak cümleler ve kafa karıştıracak kadar alakasız önermeler sunarsınız... Sonra "Ben söyledim ama siz anlamıyorsunuz. Rabbim en iyisini bilir." dersiniz ve topu soyuta atarsınız... ********** DemirEfe senin bu inanılmaz derecede doğru ve bazı kimselerin kaldıramayacağı kadar gerçek tespitin için kutluyorum gerçekten... BrainSlapper'ı da kutluyorum, çünkü bu tespiti o da yapmıştı sanırım, yanlış hatırlamıyorsam... Maraba'yı da kutluyorum, çünkü o da buna değiniyordu... Hoppa'yı da kutlamak istiyorum, çünkü benzer önermeleri de o çok iyi takli ediyor... Taklamakan'ı ve Notamatik'i unutmamak gerekir, onlarda birisi kısa ve net olarak diğeri de uzun uzadıya ama akıcı olarak açıklıyor bunların psikolojik temellerini... Şimdi daha iyi anlıyorum adısaklıadamı okudukça...
-
Bir şiirdir Kuran..
Ay yörüngesinden ne kadar oaynatılırsa, dünyaya nasıl bir etkisinin olacağını hesaplamak o kadar zor değil... Kaldı ki ikiye ayrıldığı zaman yer yerinden oynamasın... Peki Hz. Muhammed'den haberleri olmayan diğer milletler, toplumlar niçin aynı gün ve saatte bu olaya şahit olamadılar? Hangi toplumda 1500yıl öncesine dair bir ay yarılma efsanesi var?
-
İSLAM'DA KADIN!
Bak Mimoza, eğer Tanrı içki hakkında: "Aşırıya kaçmamak suretiyle içebilirsiniz" deseydi, o zamanda içkiyi savunacaktın... Hemde İçki içmek yani sarhoş olup kafayı bulmak pek iyi birşey olmadığı halde. Bende sana o zaman: "Tanrı niçin böyle yanlış birşeye izin veriyor" diyecektim... Aynısını 4 Eşle evlilik için soruyorum, velev ki "İzin" olsun... "Tanrı gibi herşeyin iyisini düşünebilen en yüce şey, niye böyle yanlış ve göreceli bir uygulamaya, evrensel bazda izin verebilmiş?" Bunu cevapladığınızda, ne dediğimi anlamış olmanızı umuyorum...
-
Allah gerçekten merhametli mi? Adil mi?
Evet DemirEfe... Düzeltme için sağol, bunun kaynamasını istemiyorum... Yanlış bilgi vermişim, özür dilerim.. Mantık örüntüsünün bu kısmını çıkarabiliriz...
-
Bir şiirdir Kuran..
Demirefe, o iki sorunu merak ettim... Sorar mısın tekrar?
-
Allah gerçekten merhametli mi? Adil mi?
Demirefe, elbette ki cevap gelemeyecek... Çünkü ortaya birşey atıldı ama atan kişinin kendisi de ne demek istediğini bilmiyor. On kadar sordum ve on kadar cevap verdi... Bu cevaplarının hiçbirisi soruya bile değinmedi... O kadar ileti yerine bir tane doğru düzgün bir cevap verse anlardık... Arkadaşın ele aldığı ama anlatamadığı "Beşer" ile "İnsan" farkı şuna dayanıyor: Müslüman olursan, "İnsan" olmak için gerekli adımı atmış olursun... Çünkü ona göre normalde biz "Beşer"izdir, yani hayvani bir nefsimiz var... Hatalar yaparız eğer İnsan olamazsak yani Müslüman olamazsak... İşte Müslüman olunca yani İnsan olunca bu hatalardan sıyrılırız... Hele hele Mü'min olunca (biliyorsunuz ki her Müslüman Mü'min değildir) yeme de yanında yat... Mantığının temeli bu... 1- Oysa Kur'an-a bu açıdan bakılırsa büyük bir çelişki ortaya çıkıyor ama arkadaş bunun farkında değil. Öncelikle Kur'an-da Tanrı, diğer Kutsal Kitapların değiştirilmiş olduğunu iddia etmiyor... (bu bilgiyi tüm Müslümanlar değil ama teker teker ferdi olarak farkedebiliyorlar anca... Sayın Ftoyd'un mesela bu yönde düşündüğünü biliyoruz) Yani Hallac-ı Mansurun da dediği gibi bu kitapların hepsi, aynı yere farklı yollardan götüren kitaplar. Dahası Kur'an bu kitapları referans alıyor, onları onaylıyor, değiştirildiklerini hiç mi hiç iddia etmiyor. Sadece değiştirmeye kalkanların, değiştirmek için uğraşanların olacağını, olduğunu iddia ediyor... 2- Bununla bağıntılı asıl nokta Kur'an-da Bakara Suresi 62'de şu ibarenin geçmesidir: "Şu bir gerçek ki, iman edenlerden, Yahudilerden, Hıristiyanlardan, Sâbiîlerden Allah'a ve âhiret gününe inanıp barışa ve hayra yönelik iş yapanların, Rableri katında kendilerine has ödülleri olacaktır. Korku yoktur onlar için, tasalanmayacaklardır onlar." Burada 1 ve 2 nolu paragraflar arasında bir tutarlılık var... Ama adısaklıadam'ın düşüncesi ile Kur'an-ın benimsediği bu düşünce arasında büyük çelişki var... Yani "İnsan" olmak yani Beşerlikten sıyrılmak için, Kur'an-ın mantığına göre bile sadece Müslüman olmak gerekmiyor... İman Edenlerden, Yahudilerden, Hıristiyanlardan, Sabiilerden Rablerine inananlar (Hz. Muhammed'i peygamber olarak tanımak şart koşulmuyor dikkat edin) için öteki alemde hayırlar vardır, korku yoktur... Hem zaten bu kitaplarda Ehl-i Kitaptır... "Ayeti Cımbızlamışsın" diyebilecek olanlar için söylüyorum ki konuyla ilgili ayetin ardıllarında ya da öncüllerinde de Hz. Muhammed'den bahsedilmiyor, Musa hikaye ediliyor... Normal olarak bakıldığında olay budur... Ama bildiğin gibi olaya birde Batın olarak bakan düşünce vardır. Onu uzun uzun anlatmaya gerek yok: Hakikate ulaşabilen yani "Ene'l Hakk" diyebilecek kadar pişmiş olan kimse "İnsan"dır... Pişmeyen ise "Beşer"... En azından Tasavvuf bunu bu şekilde ele alır... Hamdım, piştim, yandım...
-
Allah gerçekten merhametli mi? Adil mi?
Tek anladığım şey, cevap veremedikçe yeni yeni şeyler çıkarttığınız... Önce geçiştirdiniz... Sonra "Batıni açıdan bakmıyorum" dediniz... Şimdi de "Batıni yorum ayrıdır, Batıni mezhep ayrıdır" diyorsunuz... Ya hu ben size bunları sormuyorum... Bakın kaçıncı keredir açık ve net olarak Ve bu sefer genişletilmiş olarak soruyorum: "Size göre, referans aldığınız Kur'an ayetleri ışığında, Beşer ve İnsan nedir?" Nereden alıp almadığınız önemli değil... Yeter ki açıklayacağınız varsa açıklayın... Bakın İ'tezele birkaç cümle ile (ki benim anladığım açıdan olduğunu düşünüyorum) açıklamış. Kendisini tanıdığım kadarıyla bakış açısını biliyorum. Fakat sizin bakış açınız net değil ve ifade de edemiyorsunuz. Sizin ifadenizden anladığım şey şu: Beşer; Kul'un hata yapan, hayvani yönüdür... İnsan; Kul'un İslam ile aydınlanmış, Mü'min yönüdür... Doğru mudur? Doğru ise eğer, bu düşüncenizi açmanızı ve temellendirmenizi istiyorum... Eğer en baştan demogoji yerine soruma bu yönde cevap verseydiniz, konuyu niçin "Arapça Beşer, Farsça İnsan" konusuna getirdiğimi anlayacaktınız. Soruma "Doğru" cevabını verdiniz sayarak şu soruyu eklemek istiyorum: "Beşer" ile "İnsan" ayrımı bu kadar basit midir? Yani niçin Apaçık Arapça İndirilmiş Kur'an-da, Farsça bir kelime özellikle "Tanrı'ya Yaklaşan Kul" yani "Hayvanlıktan Sıyrılan Kul" anlamında kullanılmış? Temeli başka birşey olabilir mi acep? Bu konuda pek birşey bilmediğim için böyle sorular soruyorum, yanlış anlamayın. Not olarak şunu söylemek istiyorum ki: Olaya "Batıni" olarak bakıyorum... Yani "Hakikaten diyecek birşey bulamıyorum" diyorsun!
-
İSLAM'DA KADIN!
Ya hu böyle birşey var mı? Toplumsal hukuk, yanlış olan birşey için "İçine sinen yapsın" diyebilir mi? Yanlış birşey olduğu ortada ki sen bile kabul etmiyorsun böyle birşeyi... Eşin birgün çıkıp bir kadın getirse ve "Ya bak bu kadın çok muhtaç, evleneyivereyim, yazıktır, hem Tanrı'da ruhsat veriyor!" dese, Pek belli ki kabul etmeyeceksin... Özgür ve Eğitimli hiçbir kadında kabul etmeyecektir... Çünkü kabul edilebilecek kadar normal ve olası doğru bir şey değildir... Her topluma, kültüre ve çağa uymayacak kadar da Araplara Özgü bir uygulamadır. Tanrı'nın hiç böyle bir emir verebileceği düşüncesi sence tutarlı mı gerçekten? Ya da şöyle sorayım: "4 kadınla evlenebilme" ruhsatı, Evrensel bir buyruk ya da ruhsat mıdır?
-
Allah gerçekten merhametli mi? Adil mi?
Kimseye birşey demek istemiyorum. Önceki iletilerin kişiselleştirme olduğu için silindi... Ha keza benimkiler de o yüzden silindi... Söylediğim ve cevabında da göründüğü gibi bu konuda söyleyebileceğin Ve altını doldurabileceğin çok bir bilgin yok. Ekşi sözlük bilgisinden öteye geçebileceğini sanmıyorum. Madem kısa ve öz bir yanıt istiyorsun: "Beşer = Herhangi bir kul'dur." "İnsan = Hakikate ermiş olan, Hakk'ta hakk olandır." Bu konuya "Batıni Öğretiler"den bakmazsan ortaya bir türlü çelişkin çıkar. Ve o açıdan bakamadığın da aşikar... Asıl anlamadığım şey şu: "Hem Batın vardır, hem de Zahir vardır"deyip Nasıl oluyorda "Batıni Öğreti"den bahsetmiyor olabiliyorsun! Komik... İ'tezele ile aynı şeyden bahsetmediğiniz o kadar açık ki, Açıklama bile yapmaya gerek duymuyorum...
-
Allah gerçekten merhametli mi? Adil mi?
Yok arkadaş, senin var bir derdin ama ne!.. Bildiğini iddia ettiğin şey üzerine iki cümle bile kuramıyorsun... Ya hu "Zahir" vardır, birde "Batın" vardır da Ama nedir sana göre buradaki anlamı? Çünkü belli ki "Batıni Öğretiler"den bahsetmiyorsun... Bana "Beşer" ve "İnsan"dan ne anladığını anlat diye on kere söyledim, Bir kere cevap veremedin doğru düzgün... Tek söylediğin: "Zahir" vardır, "Batın" vardır... Ya hu vardır da nedir? Ne anladığını anlat bakalım, ne kadar biliyorsun söyleyelim değil mi? Cevap istememin nedeni ipe sapa gelir birşey söyleyememiş olmana rağmem söylediğini iddia edebilmendir... "Batıni Öğretileri" kastetmediğin belli olduğu için soruyorum sana "Beşer" ve "İnsan"dan ne anladığını! Batıni Öğretilerden bahsetsen, avam olmasan ne dediğin anlaşılırdı... (bkz. İ'tezele) Batıni Öğretilerden bahsetmediğin için sana kelime anlamlarından yola çıkıyorum, Ama çamur atmaktan başka bir açıklama getiremedin... Neyse, Bak sana açık ve net soruyorum: "Beşer" ve "İnsan" sana göre ya da bildiğin kadarıyla nedir? (o kastetmediğin Batıni Olmayan anlamı ile) Lütfen konuyu dağıtıp kişiselleştirmeden net bir cevap ver: "Senin Beşer ve İnsan'dan anladığın nedir?" İ'tezele; Sanırım öncelikle birbirimizim nereden dem vurduğumuzu anlamamız gerekiyor. Arkadaş "Hakikat"ten dem vurarak ele almıyor "Beşer" ve "İnsan" olmaklığı... Umarım anlatabilmişimdir ne demek istediğimi. Eğer bu kadarı yetersizse, Ö.M. ile sorabilirsin ama şu an için söylemek istemiyorum. Arkadaş hele bir anlatsa şu "Beşer" ve "İnsan"dan ne anladığını...