Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

Tengeriin boşig

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Tengeriin boşig tarafından postalanan herşey

  1. Bu halde mi Yüksek Lisans yapıyorsun! Amerikada! Şu tarihçi arkadaşlarını çok merak ediyorum doğrusu; Sen gerçekten Amerika'da Yüksek Lisans yaptığına emin misin? Çünkü hala "Ütopya" ile "Kendini Gerçekleştirmiş bir İlke" arasındaki farkı anlatamadık sana! Bugün devletin, Atatürkçü Ulusalcılıktan kopmuş olmasını Atatürkçü Ulusalcılığa hangi Yüksek Lisans Eğitimli bir mantıkla mal edebiliyorsun, şaşırıyorum... Kürt Kimliğinin yasaklanmasını nerede savundum söyler misin? "Bizim Devletimiz" mi? Söylediğim gibi; bana gelip Etnik-Milliyetçiliğin daniskasını yapıp, sonra bana demokrasi martavalları okuma kardeşim. Geleceksin; Siz-Biz ayrımı yapacaksın, sonra geleceksin Sizin-Bizim Devlet ayrımı yapacaksın. Sonra birde çekinmeden "Demokrasi ve Kardeşlik" numarasına yatacaksın... Sen hakkaten Yüksek Lisans yapıyor musun merak ettim doğrusu! Ne "Etkisel Milliyetçiliği", ne "Tepkisel Milliyetçiliği" kardeşim, uçtun mu sen? Daha Türkiyede Milliyetçiliğin nasıl doğup geliştiğini bilmiyorsun, ne olduğunu bilmiyorsun, Amerikada Yüksek Lisans yapıyor olmana, bu söylediklerin açısından bakarsak; oldukça normal. ABD ya da Avrupa sana "Evet bizim Sanayi Devrimi ve Sömürgecilik Hareketlerinden beridir bir Şark (Sömürgecilik) Sorunumuz var ve siz de bunun bir parçasısınız" demez heralde... Sana göre Irak'ın işgali ve Irak'taki Kürtçülük hareketi de Amerika'nın değil, Iraklılardan kaynaklı bir sorun olmalı... Haahhh, işte yavaş yavaş U dönüşe gelindi... Hocam, şimdi sen "Bugün"ü eleştireceksen "Ne Mutlu Türküm Diyene" ile "Bir Türk Dünyaya Bedeldir"i karıştırmayacaksın tamam mı? Önce hangi zamanı ve hangi zamana dair hangi argümanları tartışman gerektiğini bileceksin; Yüksek Lisans Eğitiminde bunun da yolu yöntemi öğretilir; sana öğretmediler mi kuzum? Ben, Kürtlere karşı özellikle 80'den sonra yapılan baskı ve engellemeleri desteklediğimi hiç söyledim ama 80 sonrasi eylemleri bile taa Atatürk'e ve onun Ulusalcılık anlayışına mal edebilecek kadar eğitimlisin; belli... En baştan beridir söylüyorum; bir ulusun, belirli bir kesiminin dışlanmasına ya da o topluma baskı uygulanmasına zaten karşıyım; bunun neyini anlamıyorsun; açık değil mi yeterince? Kürtçe ne zaman yasaklanmış, bi bak istersen; 12 Eylül 1980 darbesinin eylemlerini nasıl Atatürk'e ve onun Ulusalcılığına mal edebiliyorsun anlamıyorum... Bu bir yana; Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasındaki Kürt Ayaklanmalarını nasıl değerlendiriyorsun çok merak ediyorum. O süreçte Ulusal Kurtuluş savaşına destek veren Kürtleri "Dedelerim" olarak benimsiyorsun; peki o Dedelerinin bastırdığı Kürt İsyanlarını çıkaran Kürtler için ne düşünüyorsun; onlar da Deden mi? Ha eğer diyeceksen ki; "Onlar dedem değildir" Bende diyorum ki "Hayır senin dedendir ve o isyanların sorumlusu sensin! Bugün senin gibi düşünen insanlar var olduğu için de o dedelerin de suçlular." Sonra sen sorgularsın; "Ya hu nasıl olurda dedemin suçundan ben, benim suçumdan dedem sorumlu olur!?" Derim ki; "1950ler sonrası ve özellikle 80 Darbesinin eylemlerinden nasıl ki Atatürk'ü ve onun Ulusalcılığını sorumlu tutabiliyorsan; sende Kurtuluş savaşına destek veren dedelerinden çok, Kurtuluş savaşına karşı ayaklanan dedelerinin suçlarından sorumlusun!" Sen Fransızlara karşı koyarken, silahı kendi evinde mi yapıyordun acaba? Nereden temin ediyordun ya da nereden sağlıyordun mühimmatı? İstihabartını hangi teşkilat sağlıyordu sana? Ya da şöyle sorayım; Fransızlar gelene kadar İngilizlere karşı niçin silahlı direniş göstermedin? Fransızların, Ermenileri, Kürt Aşiretlerine karşı kayırmaya başlamasından olmasın sakın? Kürt Aşiretlerinin çıkarları zedelendiği için olmasın sakın? Güç Ermenilere geçtiği için, Türklere destek vermiş olmayasınız? Ermeniler, Kürt Aşiretlerden, Tehcir'de yaşanan karşılıklı öldürüşmenin öcünü almaya başladıkları için olmasın sakın, Kürtlerin İngilizler yerine Ermenileri kayıran Fransızlara karşı ayaklanmasının nedeni? Biliyorsun; Kürtler İngilizlere karşı direniş göstermediler, İngiltere ile Fransa aralarındaki anlaşma gereği, İngiliz işgal yerlerine yani Kürt yerleşimlerine Fransızların gelmesi ile Kürtler Fransızlara karşı ayaklandı sonra... Neden? Yazdıklarım açık ve nettir...
  2. Ufff... Tabii ki tam bir Ulusalcıyım ve tabii ki tam bir Ulusalcı biçiminde konuşacağım... Sanıyorum senin gibi Etnik-Milliyetçilik yapmamı tercih ederdin değil mi? Sözünü ettiğim "Ulusalcığın" "Ütopik" olması için, ne geçmişte ve ne de bugün gerçekleşememiş olması gerekir. Ulusal Kurtuluş Savaşı sürecine bakarsan, başarıya ulaşmış bu savaşın kendisi "Türk Ulusalcılığı"nın "Ütopik" olmaktan çok öte, birebir "Gerçek" olduğunun kanıtıdır. Daha "Ütopya" nedir, ne değildir onu bilmiyorsun. Arkadaşım, git önce bir 19 ve 20nci yy.da Kürtçülüğün ne olduğu ve gelişimi ile ilgili bir araştırma yap istersen. Gerek yerli gerek yabancı Tarih arşivlerinde hepsi mevcuttur arkadaşım. Konu ile ilgili onlarca kitap var. Ermeni ve Kürt çatışması ile ilgili Sosyolojik ve Tarihsel kaynaklar da mevcut. Senin gücüne gidiyor olabilir ama ne yazık ki gerçek böyle. Kürtçülük, Türkçülükten daha önce "Etnik-Milliyetçilik" olarak ortaya çıkmıştır. Türkçülük ise daha kapsamlı ve Anadoludaki tüm yaşayanları niteleyen geçmişe yönelik bir gerçeklik taşımak suretiyle ortaya çıkmıştır ve Etnik karakterli değildir. Bugün bazı insanların, Türk Ulusalcılığını "Etnik" olarak benimsemeleri, Türk Ulusalcılığını artık "Etnik Milliyetçilik" olarak benimseyeceğimiz anlamına gelmez. Senin Etnik-Milliyetçiliğin ne kadar değersiz ve anlamsızsa, bir Alperencinin ya da Ülkücünü de Etnik-Milliyetçiliği o kadar değersiz ve anlamsızdır benim için. Sen desene "Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerine karşıyım" diye!? Demokrasiden ve Türkiye'ye bağlılıktan bahsedip, Kürt Etnik-Milliyetçiliği yapma. Bana ne Kürtlerin soyundan sopundan. Anadoludaki her eski topluluğun geçmişi ile ilgilenecek olsam Antropolog ya da Arkeolog falan olurdum. Kürtler geçmişte kimlerden gelmiş kimlerden gelmemiş zerre kadar umrumda değil. Eskiden Türkmüşler, yok efendim değilmişler; hiç umrumda olmaz. Beni "Bugün" ve "Bugünü biçimlendiren geçmiş" ilgilendirir. Kürtlerin adının "Kart kurt sesinden gelmesi"nden tutun da Kürtlerin soyunun Medlere dayandığı palavrasına kadar bütün uydurmacı tarihçiliğe karşıyım kardeşim. Hala benim düşünmediğim şeylerle nitelemek peşindesin beni. "Ne Mutlu Türküm Diyene"yi kavrayamazsın sen; bu belli... Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin "Türk" algısını anlattım sana; etnik bir "Türklük" değildir bu kimlik. Bunu sana daha nasıl anlatayım; resimli boyama kitabı mı hazırlayayım sana anla diye? Yine aynı saplantı... Önceki paragrafı tekrar etmek istemiyorum... İlk iki eleştirimde Atatürk'ün Ulusalcılık anlayışını bilmem nereden anlayıp eleştirmenizin ardından bu söylediğiniz şeyi de sanki Atatürk'ün benimseyişiymiş gibi sorgulamanız yeterince bilmezce... Kürtçe'nin ne zaman yasaklandığı ve Kürtçe yer isimlerinin ne zaman değiştirildiğine bir bak önce. Sonra Atatürk'ün ne zaman yaşadığına bak... Sonra da önceki tüm iletilerimi ve mesajlaşmalarımızı oku ve benim bu yanlış uygulamaları destekleyip desteklemediğimi bir tekrar düşün bakalım. Senin tartışmanın kapsamını anlayamamak gibi büyük bir sorunun var dostum. Bir önceki paragrafı tekrar oku... İlk eleştirimde söyledim; Ütopya, gerçekleşememiş ancak gerçekleşmesi idealize edilen düzen kurgusudur. Türk Ulusalcılığı ise gerçekleşmiş ve Emperyalizmi 1922de yenilgiye uğratmış durumdadır. Kavramları ve Tarihsel Süreçleri öğrenmelisin... Olmayan bir sorunu nasıl "Var" kabul edebilirim ki? "Türk Ulusalcılığı"na nasıl karşı olabilirim söyler misin? "Türk Etnik-Milliyetçiliği"ne elbette karşıyım, ancak benim sözünü ettiğim "Türk Ulusalcılığı" başkadır; bunu kavrayamıyor musun? Kavra diye "Etnik" olanı "Milliyetçilik", benim savunumu "Ulusalcılık" olarak ayrıma tabi tutuyorum; daha ne yapayım? Birisini "Aha bak bu çiçek", diğerini de "aha bu böcek" diye mi adlandırayım ilkokuldaki gibi, anlatabileyim diye? Batı'nın "Şark Sorunu" ve kendi çapında yarattığı bir "Kürt Algısı/Kuklası" vardır... Hala Türk Ulusalcılığını, Kürt Milliyetçiliği gibi Etnik/Ucuz bir Milliyetçilik olarak benimsemeye çalışıyorsun; tarihe ihanettir bu. Eğer Türkiye Cumhuriyeti (eleştirdiğin Ne Mutlu Türküm Diyene ve diğerinin söylendiği dönem) gerçekten Etnik-Milliyetçi bir "Türk" algısına sahip olsaydı, 1922den 1938'e kadarki sürede bu doğrultuda yapılacak eylemler ve politikalar sonucunda, bugün "Türk Ulusalcılığını" Etnik-Milliyetçilik olarak yorumlayabilecek "Diyarbakırlı" lakabında bir birey yetişemezdi. Sanırım anlatabildim... Tarihte yaşanmış olay ve olgulardan daha pratik başka bir şey daha yoktur. Türkiye Cumhuriyetinin ilk 25 yılına ve Osmanlı Devletinin son 50 yılına bir bakın; topu topu 75 yıllık bir zaman dilimi... İyi özümseyin. O zaman belki anlarsınız Türk Ulusalcılığının ne kadar ütopik ne kadar gerçek olup olmadığını. Bana "Milliyetçilik"in ne olduğunu öğretmeye kalkana bakın hele! "Tepkisel Milliyetçiliği" ortaya atabilecek kadar bilgi sahibi olduğuna göre, sanırım senden gerçekten ders almam lazım bu konularda... Merak etme kardeşim, Akademik olarak Tarihçilikle uğraşıyorum zaten, benim mesleğim bu; ve Milliyetçiliğin ve Ulusalcılığın ne olduğunu kökenlerini, senin gibi google'dan ya da basit bir sözlükten veya kulaktan dolma bilgilerden değilde menbaından öğrenecek kadar iyi biliyorum... Saygılarımla...
  3. Diyarbakırlı... Etnik-Milliyetçilik yapan birisi ile aynı yolda olamam zaten, kusura bakma. Ben sana diyorum "Antarktika"... Henüz Türk Milliyeçliğinin ne olduğunu, gelişimin, tarihsel sürecini bilmiyorsun. Bana gelmiş kulaktan dolma bilgilerle yazıyorsun. Osmanlı Devleti'nin aldığı bir kararı "Türk Ulusu"na mal edebilmene bakılırsa, zaten konuyada hakim değilsin. Git Ermeni Tehciri'ni bir incele. Göç ettirildikleri bölgeyi, göç ettirildikleri istikametleri, kimlerle karşılaştıklarını, kimlerle çatıştıklarını... Ondan sonra gel konuş olur mu canım kardeşim. Ben "Kürtlere Mal Etmiyorum". Çünkü dönemin Kürtlerinin önemli bir kısmı "Sistemin Adam"ıdır. Osmanlının adamıdır. Eğer yazıdımı daha düzgün ve art niyetsiz okusaydın bunu anlayabilirdin. Kimi Aşiretler, Ermenilere sahip de çıkmıştır dedim; isim bile verebilirim. Ama Ermenilerle çatışanlar da Osmanlı Vatandaşı Kürt Aşiretleridir. Bölgede Ermenilere tehlike oluşturabilecek kadar Türk kökenli kimse olmadığını benden daha iyi biliyor olmalısın? Ha ama "Hayır, vardı" diyorsan, "O zaman bölgede Kürtler mi çoğunlukta Türkler mi?" diye sorarım. Kaldı ki eğer Ermenilerle çatışanlar Türkler ise ve Türkler o kadar yoğunluktaysa, nasıl olurda sen Kürtçülük yapabiliyorsun, Doğu ve Güney Doğu'da Kürt nüfusunun çok olduğunu savlayarak? Ya hu al birini vur ötekine diyeceğim ama nereden alıp nereye vurayım? Sağlam ve tutarlı tek bir bilgin yok ki ortada? Sana adamakıllı anlatıyoruz ve diyorum ki; "Etnik-Milliyetçilik yapman, senin zararınadır." Hala inat ediyorsun. Onu bırak, hala gelmiş bana, sanki ben saydığın olumsuzlukları destekliyormuşum muamelesi yapıyorsun. Forumdaki herkes tanır beni ve tavrımı, desteklemediğimi, özgürlüklerin kısıtlanmasına karşı olduğumu bilir. Ama sen ne yapıyorsun? Beni, sırf senin işine gelmeyen şeyleri söyledim diye, hiç olumlamadığım eylemlerin faili konumunda lanse edip kışkırtıcılık yapıyorsun... Sana Etnik Kürt Milliyetçiliğinin de ne olduğunu, Türk Milliyetçiliğinin de ne demek olduğunu anlattım. İstersen işine gelmiyor diye anlamazlıktan gel, İstersen kabul et; en azından bir iki tutarlı bilgi edinmiş olursun... Saygılarımla...
  4. (uzun oldu yazım, umarım sabırla okunur...) Öncelikle; "Ermeni Soykırımı" diye bir şey yoktur ve gerçekleşmemiştir. Ermeniler ile olan olay bir "Mukatele" yani "Öldürüşme" (iki toplumun birbirlerini öldürmeler, birbirleri ile çatışmaları eylemi) durumudur. Ve; evet... Ermeniler ile olan olay Osmanlı Kürtleri ile Ermeniler arasında meydana gelmiştir. Abdülhamit'in, zamanında kurduğu Hamidiye Alayları'nın amacı, bölgedeki Ermeni Oluşumlara ve Çeteciliğe karşı yerel kuvvetler oluşturmaktı. Bu alaylar, Kürt Beylerine paşalık, toprak, güç ve nüfus sağlıyordu. Üstüne üstlük Yavuz Sultan Selim'den beridir korunan Aşiret yapısı 19ncu yy.da bu sayede daha da kalıcı olarak güçlendirilmiş ve yine Yavuz Sultan Selim'den beridir Kürtleştirilen bölge Türkmenleri daha da hızlı Kürtleştirilmiştir. Dünya Savaşı sırasında Ermeni Çetelerle savaşan güçler bu Kürtlerden ve Kürtleşmek zorunda kalan Türklerden kurulmuş olan Hamidiye Alayları olmuştur. Göçen Ermenileri zabteden Jandarma Kolluklarına saldıran Ermeni Çetelere de bu Aşiret Güçleri karşılık vermiştir. Daha sonra bu Aşiret Güçlerinin artıkları ve onlardan kalan silahlar ile TBMM'ye karşı Kurtuluş Savaşı sırasında 4 ayaklanma düzenlenmiştir; ki bu silahlı güçlerin Osmanlının bir birliği olması, ayaklanmaların mantığını da bir nebze açıklar sanırım; Osmanlı kışkırtması... Üniversitede okurken, Van ve Mardinli bir çok arkadaşım, Dedelerinin Ermenileri nasıl öldürdüklerini güle oynaya anlatırlardı. Ha ama Ermenilerle çarpışmak bir yana göçtürülen Ermenilerin kimini barındıran Kürt Aşiretleri olmamış mıdır? Elbette var; özellikle Mardin ve Erzurumda... Dolayısı ile Ermenilerle çatışan ya da Ermenileri kollayan bir çok Kürt Aşiretinin adı ve belgesi var Genel Kurmay Arşivinde. Aşiretlerin hafızalarında da var bunlar, gidip araştırılırsa bulunur. Ayrıca zaten her yerde ve her sınırda cephesi olan Osmanlı'nın, o bölgeye Ermeniler ile mücadele için ayrıca Türklerden oluşan birlikler göndermesi 1915 yılında imkansızdır. Dolayısı ile bu görevi Kürtlerden oluşan ve hazır bulunan Hamidiye Alayları yapmıştır. Ha ama diyemiyoruz ki "Kürtler Yapmış tır" diye. Çünkü Hamidiye Alayları, Sistemin yani Osmanlının adamıdır. Yani Kürtler, Yavuz Sultan Selim'den beridir ve Abdülhamit'in de yenilik!'leri ile hep "Sistemin Adamı" olmuşlardır yüzyıllarca, bölgedeki Türkmen varlığına karşı. Ama biz ne yapmıyoruz? -Osmanlının bu uygulamasının ve Kürtlerin bu "Sistemin Adamını Oynamaları"nın hesabını sormuyoruz. Niçin? -Çünkü diyoruz ki; "Her şeye rağmen birlikte yaşayalım, geçmişi bırakıp, bir daha hata yapmayalım". Ama bazı arkadaşlar ne diyor? -"Türk Etnik-Milliyetçiliği, Kürt Etnik-Milliyetçiliğini doğurur ve Etnik-Milliyetçilik yapmakta haklıyım!" Peki arkadaş neyi bilmiyor? -Türk Milliyetçiliği temelde bir Etnik-Milliyetçilik değildir ve o yüzden Etnik-Milliyetçilik türünü tepki olarak doğurması olanaksızdır. Neden doğurmaz; yine geçmişe bakalım: -Kürt Etnik-Milliyetçiliği, Anadolu'da, Türk Etnik-Milliyetçiliğinden çok daha önce zaten vardır da ondan... Türkler ne Osmanlıda ne de Kurtuluş Savaşı sırasında Etnik Kökene dayalı bir cemiyetleşme oluşumunda bulunmamışlardır. Ancak Kürtler önce Hamidiye Alaylarının başına geçen Aşiret Reislerinin, sonra bu Aşiret üyelerinin çocuklarının okutulması için açılan Osmanlı okullarında Kürtçülük bilincine, Türklerin Türkçülüğü örgütlemesinden çok daha önce ulaşmışlardır ve buradan mezun olan Aşiret çocukları, ileride TBMM'ye karşı Kürt Ayaklanmalarını çıkarmışlardır. Dolayısı ile Kürt Etnik-Milliyetçiliği, Türk Etnik-Milliyetçiliğinden çok daha önce ortaya çıkmış ve hatta Kuvai Milliyelerden çok daha önce Kürt Teali Cemiyeti gibi cemiyetlerle örgütlenmiştir. Suriye'de bile gazete çıkarabilmişlerdir. İstabul'da gazete çıkarmayı bırakın, Kürt Öğrenciler bile gazete ve dergi çıkaracak Etnik Bilinçtedirler. Türkçü Etnik-Milliyetçilik ise Osmanlı bünyesinden en son olarak ortaya çıkma fırsatı bulmasına karşın yine de Tüm Anadolu toplumlarının kapsayan bir nitelikte gelişimini sürdürmeyi seçmiştir. Kürtçü Etnik-Milliyetçiliğe RAĞMEN Etnik-Milliyetçi bir kimliğe bürünmemiştir. Kürtçü Etnik-Milliyetçiliğe katılmayı tercih etmeyen Aklı-Başı yerinde Kürt Aşiretleri de bunun ayırdında olmuşlar ve bu yüzden Türk Kurtuluş Savaşına destek vermişlerdir. Ancak Kürtçü Etnik-Milliyetçiliği benimsemiş olan aşiretler, 4 tane ayaklanma çıkarmışlardır. İyi ama arkadaş bunu anlatmış olmamıza karşın yine de illa ki Türk Milliyetçiliğine karşıt olarak Etnik-Milliyetçilik türü olan Kürt Milliyetçiliğini sürüyor? -Çünkü kendisini meşrulaştırmak, onun için, kavramların gerçek anlamlarından çok daha önemli? Peki komik duruma düşüyor mu kendisi? -Ee bu da sorulur mu? Gülmekten katılıyoruz hatta... Neyi Bilmiyor; tekrarlayalım? -Kürt Etnik-Milliyetçiliği, Türk Etnik-Milliyetçiliğinden daha önce ortaya çıkmış ve örgütlenmiştir. Türk Etnik-Milliyetçiliği ise çıkma ve örgütlenme olanağı ve seçeneği varken yine de bunu yapmamış ve bambaşka ve daha kapsayıcı bir niteliğe bürünmüştür. Öyleyse ne yapıyoruz? -Arkadaşımızın biraz Tarih ve Kavram dersi almasını öğütlüyor ve tartışma yaşantısında başarılar diliyoruz... Saygılarımla...
  5. Papazın biri bisiklete binerken Trafik Polisi olan Temele rastlamış. Temel buna yolda motorsuz araçla gidiyor diye ceza yazacakken, Papaz; "Sen ne diyorsun, benim bir tarafımda Meryem ana, diğer tarafımda İsa var" demiş. Temel: "Aha asıl şimdi yazacağım; bisiklete üç kişi binmişiniz".
  6. "Kürt Sorunu"nun neresi Evrensel, sorabilir miyim acaba? Ya da gerçekten de bir "Kürt Sorunu" var mı? Veya madem ki o kadar "Sosyolojik" bu sorun ve madem ki Kürt'leri ayrı bir toplum olarak ele alıyorsunuz, ben de öyle kabul ediyorum artık! var mı? Oldu mu istediğiniz? O zaman soruyorum: "Kürt Toplumu!"nun; Çerkez, Laz, Ermeni, Rum, Arap, Fars ve Türkmen/Yörüklerden oluşan "Türk Toplumu/Ulusu" ile nasıl bir sorunu var, söyler misiniz? Tespiti yapar mısınız? (sorunuz bu biçimde de sorulabilir değil mi? Belki de 'Kürtlerin' Türklerle bir alıp veremediği vardır, ne biliyoruz?) Eğer "Türk Toplumu" ya da "Türk Ulusu" kavramını daha da "Irka" indirgemeye niyetliyseniz, sizin davrandığınız kadar Irkçı ve Ayrımcı da davranabilirim; emin olun... İlla ki "Kürt Etnik-Milliyetçiliği" yapmakta direnecekseniz; Ben de Etnik-Milliyetçilik yapabilirim, sorun değil. Hatta daha önce de adlandırdım; An ucuz ve basit Milliyetçilik "Etnik-Milliyetçilik"tir. Aynı zamanda MHP eğer Etnik-Milliyetçilik güdüyorsa ve "Türk" olmakla "Etnik/Irki Açıdan" bir "Gurur" duyuyorsa, bunun neresi saygı duyulacak bir şeydir söyler misin? Ama sanırım saygı duyulması gerektiğini söylemenin nedeni; Kendi Etnik-Milliyetçiliğini meşrulaştırmak olmalı! öyle değil mi? MHP'nin Etnik-Milliyetçiliğine saygı duy ki, saygı bekleyesin kendi Etnik-Milliyetçiliğine; değil mi? Ayrıca "Irkı" ile gururlanan birisi, başka bir ırk!'ı nasıl kardeş görebilir söyler misin bana? Futbol takımı taraftarlığından bahsetmiyoruz ki; kardeş takım ilan edilsin diğer bir küme... Ayrıca bir "Kürt Sorunu" yoktur. Ya da Anadoludaki kimsenin Kürt adıyla falan ya da Kürtlerle bir alıp veremediği yoktur. Yalnızca BATI'nın "ŞARK/DOĞU SORUNU" vardır ve Batılıların bu sorun içinde biçimlendirdikleri, kendi "KÜRT SORUNLARI" vardır. Batı'nın Kürtler ile ilgili Amaç ve Sorunlarının olması, Türklerin Kürtler ile bir sorunu var anlamına gelmiyor. Ancak Batı'nın direktifleri ve biçimlendirmeleri ile hareket eden kimi Kürtlerin ve onların güdümünde benimseyişler sergileyenlerin Türklerle ve Devletle bir Sorun ortaya çıkardıkları belli oluyor! Ya hu binbir çelişki var ya hangisiyle uğraşayım da söyleyeyim... Daha da uca itmek ister misiniz, söylemlerinizle, insanları!? Yoksa daha İnsani düşünme eğilimi sergileyecek misiniz?
  7. Hımmmmm... Farketmemişimdir...
  8. Tengeriin boşig şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Çok acımasız bir eleştiri olacak Gelincik ama senin kadar kızmamazlık edemiyorum artık ben... Ama her şeyden önce şuna kızıyorum; Bunlar, birer birey olarak yani o bilinçler birer insan bedeninde yer işgal ederek boşuna enerji ve oksijen tüketiyorlar. Boşuna nüfus fazlalığına ve dahası populasyonda tüketim fazlasına, ekonomik ve toplumsal olarak da geri gidişe neden oluyorlar. Halbu ki intihar etseler; Hem topluma faydaları olur hem populasyona... Keşke intihar sevap olsaydı...
  9. Ben o rüşveti almaya gelicem yakında... Hazırlasan iyi olur abla...
  10. Tengeriin boşig şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Ya Taylan Abi... Bu insanlar... Nasıl desem... İnsanlık değil bu yaa... Ya hu kişi, kendisini "Ak ü pak", temiz inançlı ilan ederken; Kendisini "inanmakla erdemli" kılarken, Söyledikleri hakaretlere bakar mısınız? Ben, cansız insan bedenine bile saygı duyulması gerektiğini düşünüyorum. Yorum yapanlar ise o kadar müslümanlar ki; Ölmüş gitmiş bir insana "Leş" diyorlar... Cehenneme gidecekse bile (ki varsa öyle bir yer!), bir insan, diğer bir insanın sonsuza kadar acı çekmesinden zevk alması; insanlık mıdır ya hu? Sadistlik değil midir bu? Bu müslümanlıksa eğer; Benim annem-babam düşmanları da ölse (ki düşmanları da yoktur aslında) saygı duyarlar, bizi öyle yetiştirdiler... Bu hakaret edenler Müslümansa, Anne-Babamın inancı nedir? Çok ********* ve utan verici... İnsan en azından ölüme saygı duyar...
  11. Türkiye tam anlamı ile bir POLİS DEVLETİ oldu... Tayyip Erdoğan'a "Padişah" demekte haklılar, zira zaten öyle... Zamanında (ki hala) Asker, herhangi bir siyasi ya da toplumsal konuda söz söylese, Avrupalı ve Türkiyeli kimseler! hemen ayağa kalkardı "Asker Siyasete karışıyor. Darbeci asker. Asker özgürlüğe etki ediyor. Asker ülkeyi kargaşaya sokacak. Asker şöyle, asker böyle" diye. Bugün ise bu söylemleri yapan tek bir kimse bile çıkıp da "Türkiye artık bir Polis Devletidir" diyerek eleştirmiyor ya da eleştiremiyor. Halbuki ikisi de silahlı birer teşkilat... Ve aslında Polisin siyasete karışabilmesi ve toplumsallaşabilmesi, Askerinkinden çok daha tehlikelidir. Bugün bir haber okudum, gerçi dünden beridir var; Ergenekon davasının altında Fethullah'ın yönlendirmesi yatıyormuş, Amerikan gazetesinde çıkmış haber. Polis'e yapılacakları, Fethullah belirtliyormuş; Hhiç şaşırmadım... Polis Teşkilatına bakıyorum; Fethullahçı yapılanmayı söylemeye gerek bile yok; Gizliden gizliye yapmayı bırakın, açık açık yapılandı ve oldu-bitti bile... Savcılık ve Hakimliğe bakıyorum; Adamlar bunları mülakatla atamayı yani istediklerini atamayı yasalaştırdılar... Fazla söze gerek yok... İçGüvenlik ve Yasalar-Uygulama adamların ellerinde... Bugün ne oluyor? Her tarafta jurnalciler var, işmarcılar... Erkete durmuşlar, bekliyorlar... İnternette istediğiniz gibi yorum bile yapamıyorsunuz... Açıkta konuşamıyorsunuz, eleştiremiyorsunuz... Susurluk'ta "Sustukça Sıra Size Geliyor"du, Ergenekon'da ise "Konuştuka Sıra Size Geliyor"... Abdülhamit neler yaptı? Önce İslamcılığa yöneldi... Sıkı bir Polis ve İstibdat rejimi kurdu... Ülkeyi 30 küsur yıl yönetti... 30 küsur yol boyunca "Devletin (saltanatının) bekası" için yapılanın haddi hesabı kalmadı... Bugün bakıyoruz; Aynı... İslamcılık, Ulusun en başındaki kişiden, En önemli İçGüvenlik Teşkilatına kadar her hücrede ağını örmüş durumda. Hukuk, Meclis, Güvenlik, Ülke Yönetimi, Meclis adamların ellerinde. Tübitak, Türk Tarih Kurumu ya da Üniversiteler ellerinde. Ben Türkiye'de iki kuruma dokunalamaz diye biliyordum; Meclis ve Rektörlük. Rektörler kedi gibi; kulağından tutulup değiştiriliyor, içeri alınıyor, susturuluyor. Hala Din, insanları kullanmanın en önemli "kukla ipi"... Ya hu yeter yaa... Madem ki yıkacaksınız bu devleti; bari bunu Şeref ve Onurun adını lekeleyerek yapmayın. Açık açık deyin ki; "Kardeşim biz ne Cumhuriyeti, ne Devrimi, ne Çağdaşlığı benimseyemiyoruz, sindiremiyoruz. Bu ülke Laiklik ve Demokrasi temellerine kuruldu ama biz bu temellere ihanet ediyoruz; Siz, bizim gibi ihanet edebilecek kadarCIK olmadığınız için sizi fişleyip içeri alıyoruz; Olay budur..." O zaman diyelim ki; "Ya hu adamlar en azından dürüstler!" Fethullahçı Basın, çıkıp ÇYDD'yi kötülüyor; Neymiş efendim "İnsanları 'Dinci-Dinci Değil' diye fişlemişler". ÇYDD devlete bağlı olmayan, çağdaç bir amaca yönelik kuruluş. Elbette ki kendi amacı doğrultusundaki insanları eğitecek, elbette ki o yönde burslar verecek. Destek verdiği insanların ya da yaptığı etkinliklerin "Olumsuzluğu" ya da "Rejim Karşıtlığı" var mı? Yok! Gidipte Dinci-Şeriatçı bir kimseyi okutacak ve Rejim Düşmanı yetiştirecek değil ya? Peki bunun daha beterini Dinci-İslamcı Kesim yapmıyor mu? Bakıyoruz "İlim Yayma Cemiyeti"ne ya da Fethullahçı Şirketlere... Yıllardır Üniversite ortamındayım... Öğrenci olduğu halde Dinci kesimden aldığı burslarla ailesine para yollayan adamlar bile tanıdım. Para aldıkları yerlerin haddi hesabı yoktu. Kaldı ki Fethullahçı olduğu halde ÇYDD'lerden Burs alanlar da vardı. Dinci Kesim'in burs vermediği kişiler niçin alamıyordu biliyor musunuz? Fişleniyorlardı... "Bu adam namaz kılmaz" "Şu adam oruç tutmaz" "Şu ADD'ye üyeymiş" "Şu ÇYDD'ye üyeymiş" "Ötekisinin abisi İmam Hatipliymiş" "Berikinin Dayısı Hoca Efendiye mensupmuş" "Şuradaki başörtüye ılımlı ama takmıyor" "Oradakinin eşi başörtülü" "Şunu odasında Kuran okurken gördük; Kuran okuyor" Bilmem kimin nikahı artık! Fethullahçı Basın, bu fişlemelerden niçin bahsetmiyor? Rejim Karşıtı Yapılanma ise sorunumuz; Polis, bu yapılanmanın üzerine niçin gitmiyor? Eğer insanları Fişlemek onurlu bir davranış değilse; İnsanları inanç ve ibadetleri ile fişlemek Ve sırf aynı ibadetleri gerçekleştirmiyor diye muhtaç olan adamı bundan mahrum bırakmak ne kadar Onurlu ve Şereflicedir. ÇYDD yaptığı zaman bunu çığırtmak, Ama kendi tarafları daha beterini yaptığında yapılmasına göz yummak hatta aracı olmak ne kadar Onurlu ve Şereflicedir. Paraya ihtiyacı olduğu halde, sırf inanç konusunda aynı düşünmüyor diye; Son derece ahlaklı, onurlu ve şerefli arkadaşlarım zar zor hatta derslerini aksatıp çalışarak okumak zorunda kalıyorlardı; bu adamların cirit attığı yerlerde, parasız kaldıkları için. Ama son derece onur yoksunu onca insan, yalandan başını kaldırmayan, bir yüzü diğerine uymayan onca insan; sırf onların arasında diye zerre kadar sıkıntı çekmeden okuyor ve sonrada yobazlığın kalesi olacak yerlere kapak atıyorlardı. Bu mudur hak, adalet ve amaçladıkları asr-ı saadet? Ya hu kahretsin; Türkiye falan mı kaldı sanıyorsunuz ortada siz? İslam Devleti olduk, daha ne olalım! Adamın birisi bir karikatür çizmiş; Masanın üzerinde Nutuk, Atatürk resmi, Bayrak falan var. Suç aletlerinin konulduğu bir masa bu ve yanında Polis var; Şu ekipmanlarını gösteriyor... "Ergenekon Soruşturması"nda ele geçen suç aletleri... Amerikan tipi "Suçlama"... Önce birisinin evine tabancayı koyar ya da koydurursunuz... Sonra ertesi gün eve baskın yapar buldurursunuz... Elinizde deliliniz vardır artık... Ergenekon baskınından önce ATO başkanı Sinan Aygün, Evindeki silahı bulup Polise bildirmeseydi ne olacaktı hali? Hala içerideydi şu an! Peki bulundu da ne oldu silah? Nereden geldiği araştırıldı mı? Hayır... Kimin koyduğu bulundu mu? Hayır... Peki Sinan Aygün, en ufak ekonomik çalkantıda konuşan Aygün; Bugün çıkıp tek kelime söyleyebiliyor mu televizyonlarda? Hayır... Kültürel ve Ahlaki olarak "Aman!" demeye önem veririz. Ve aslında karşımızdaki insan düşmanımız da olsa, o kişinin de onuru önemlidir (ya da ben yanlış biliyorum). "Canına haksızca kıyılıyor bile olsa, en azından cana kıyan kişinin dalga geçmeden bunu yapması, en son noktada bizim için önemlidir" Ama adamlar dalga geçerek yapıyorlar yaptıklarını. Bu ülkeyi, dalga geçe geçe tüketiyorlar. Benim kanıma dokunan bu işte... Saygılarımla...
  12. Türkiye'de "Türk Değerleri" ile "Kürt Değerleri"ni nasıl tespit edebildin bana söyler misin lütfen? Hangi öğe "Kürt Değeri"dir, hangi öğe "Türk Değeri"dir... "Kürt Değerleri"ne ait olarak düşündüğün hangi öğe "Fars Değeri"dir, hangisi "Arap Değeri"dir, hangisi "Türk Değeri"dir. "Türk Değerleri"ne ait olarak düşündüğün hangi öğe "Arap Değeri"dir, hangisi "Kürt Değeri"dir, hangisi "Fars Değeri"dir, hangisi "Rum Değeri"dir, hangisi "Ermeni Değeri"dir. Halâ halâ halâ halâ ve halâ tüm söylemlerinde "Kürt, Laz, Çerkez, Türk... vs.", "Ayrı ayrı değerler" olarak ele almak var bilincinde ve bilinçaltında... Ben hiçbir zaman söylediğimi iddia ettiğin biçimde ele almam ve birini diğerinden ayrı ya da üstün tutmam; Ha ama o anlama gelebilecek bir şey söylediysem (ki hatırlamıyorum); "Halt Etmişim", hata etmişimdir... Böyle bir ayrım yapan da halt ve hata ediyordur... Geçmişte hangi toplumun ne kadar katkısı varsa var; bunu ayırt etmek imkansıza yakın. Ama bugün Anadolu Topraklarındaki hiç bir kültür öğesini "şunu toplumun değeridir, şu toplumun değeri değildir" diye ayıramazsın... Ve "Kürt Değerleri", "Türk Değerleri" ya da bilmem ne değerleri gibi bir ayrım temelsiz ve anlamsızdır; geçersizdir. Bende derim ki; (Sözde) Kürt Değerlerini, Türk Değerlerinden ayıran özellikleri sıralar mısın, nedir? Kürt arkadaşımla "Düğün-Dernek" hakkında konuşuyoruz; Kına Gecesinden Halayına kadar hiçte Türklere yabancı olmayan şeyler... Bazı farklılıklar var ama iki Türk yerleşimi arasında bile küçük farklılıklar oluyor ya da Kürtlerin yoğun olduğu iki yerleşim arasında bile küçük farklılıklar oluyor. Ancak temelde aynı ve özdeş gelenek; şimdi hangisini hangisinin değeri olarak alacaksın? Ya da adama Misafirlik Geleneğini soruyorum; Kür t arkadaşım diyor ki "Bize gelen misafirin elini cebine attırmayız, gideceği güne kadar en iyi oda da bakarız, misafir ederiz, her yemeğini temin ederiz". Ee bakıyorum Yörüklerin köylerdeki "Misafir Odalık"larına ve geleneklerine; tıpatıp aynı. İlk gün, misafirin ne zaman gideceğini tespit ederler ve gideceği güne kadar her ihtiyacını eksiksiz temin ederler, kalacağı yeri temizlerler. Şimdi bu kültürü Kürt Değeri mi ya da Türk Değeri mi olarak nitelendireceksin? Hangisi yasaklanmış şimdiye kadar? Veya Sığınmacılık geleneği vardır Kürtlerde, bir Kürt Beyi, kendisine sığınan birisini artık o kişinin rızası olmadan kimseye teslim etmez. Bakıyorum, Türklerde de var bunun benzeri... Kime ait peki bu değer şimdi ya da aynı değer değil mi bu zaten? Sonra da bana gelmişsiniz ve demokrasiden bahsediyorsunuz; yapmayın! Diyorum size, Etnik-Milliyetçiliğe dayalı bir bakış açınız var, bunu hissettiriyorsunuz her söyleminizde...
  13. Ne o? Yoksa bu tavır "Ahanda bir gol attık" havası mı? Heveslenme; Bu devletin şöyle bir bakış açısı sergilemesi de olabilir: "Hehheyt be! Bir darbe yaparız, adlarınızı değiştiririz; bir darbe daha yapar adlarınızı geri veririz; bizim tasarrufumuzdasınız, ancak böyle böyle avunun işte; alan alıp götürsün alabildiğini!!!" Diyarbakırlı, şunu demek istiyorum; Bakış açını değiştirmen lazım...
  14. Ya hu daha ne diyeyim Diyarbakırlı... Sana söylediklerim, sadece seni hedef almıyor ki? İster Türk temelli olsun ister Kürt, ister Laz, ister Çerkez... Etnik-Milliyetçilik yada Kafatası Irkçılığı yapan; Veya Etnik-Milliyetçiliğe "Tepki!" göstermek amacıyla Etnik-Milliyetçilik yapan herkes söylediklerimi üzerlerine alınabilir... İlla ki isim vermem mi gerekiyor yani; bunu mu istiyorsunuz? Etki-Tepki'den bahsediyorsunuz... Aynı etkiye birden fazla tepki gösterilebilir... Zaten onaylamadığım "Etnik/Ucuz Milliyetçilik" gibi bir Etkiye, yine aynı biçimde "Etnik/Ucuz Milliyetçilik" Tepkisi ile karşılık verilirse, ilkine olduğu kadar ikinicisine de karşı çıkmam kadar doğal ne olabilir? Siz, adamların Etnik/Ucuz/Kafatası Milliyetçiliği yapmalarını eleştiriyorsunuz ama o etkiye aynı şekilde karşılık veriyorsunuz. Bu da, gözümdeki haklılığınızın pek bir ciddiyetsiz yer almasına neden oluyor. Siz öncelikle bunu aştığınız an; merak etmeyin, Kafatacı Ucuz Milliyetçilik yapan varsa yanıtlarını sessiz sedasız ve doğal olarak almış olacaktır... Umarım anlatabilmişimdir...
  15. Sanırım sana en baştan başlamak lazım anlatmaya... "Tepkisel Milliyetçilik" diye bir şey yoktur canım kardeşim... DTP ise tepki ile doğmuş bir parti değildir... Söylediklerimizin en temel nedeni de Emperyalizmdir; ister benimse, ister benimseme...
  16. Al bir de buradan yak! Ya hu canım kardeşim; ben "Devlet hata yapmamıştır" diyor muyum? Devlet, bir etnik kimliği hedef alarak, demokratik hakları kısıtlamış ise eğer Bunun hesabı "Etnik-Milliyetçilik" ile sorulmaz... Devletin yaptığı o hata "İnsan Hakları İhlali" ve bir "İnsanlık Ayıbı" olur, Hesabı da böyle sorulur. Ha ama sen çıkıp; "Ben hepsinden (İnsandan) önce Kürt'üm ve bunun hesabını da bir Kürt olarak ve DTP sempatizanı olarak soruyorum." dersen veya açık açık demesen bile bu hesabı onların argümanlarını kullanarak sorarsan; Ben de sana "Türk Irkına (Ulusuna değil; Irkına) mensup ve bir Türk Partizanı" olarak yanıt veririm... Ha ama sen bana çıkıp; "Kardeşim, bu bir insanlık ayıbı değil midir? İnsanlık adına bu hataları telafi etmemiz gerekmez mi?" diye sorup, Etnisiteyi bir kenarıya bırakırsan; O zaman bende sana derim ki; "Ya hu hakikaten etnisiteyi bir kenarı bırak; ikimizde insanız; gel hataları edebildiğimiz kadar telafi edelim!" Ama bakıyorum; senin söylemlerin hep "Biz-Siz" kavgasına dayanıyor... Böyle sürerse tavrın; en sonunda benim gibi düşünenleri de; "Hakikaten ya, onlar onlar, biz ise biziz!" demeye itersiniz...
  17. YüceManitu... "Öğle Uykusu"nun İslam Maneviyatında bir önemi var(mış). Yani ben zamanında bu biçimde öğrenmiştim. Ledunilmi yolunda yürüyen bir kimse en güzel mana'ları yani uyku halindeki ilhamlanmaları ya da halleri Öğle Uykusu sırasında alır diye inanılır. Bu yüzden öğle uykusunu önemserler. Tabii ki bu daha sonları benimsenmiş ya da ortaya çıkmış bir şey de olabilir; bilemiyorum artık...
  18. Tengeriin boşig şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Televizyon ve Radyo
    İkisi de çok güzel birer dizi... Ancak bu kadar olur diyebiliyorum... Hele o Baba Ocağı gülmekten öldürüyor insanı...
  19. Tengeriin boşig şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Güzel yorum budur işte... Ekleme yapamıyorum... Sağolasın...
  20. Ya hu Diyarbakırlı... Anadoluda kim Kürt, kim Türk, kim Laz, kim bilmem ne... bunları bıçakla keser gibi kesip ayıramazsın... Sen; Osmanlı'da Yavuz Selim'den beridir ve Abdülhamit'in uygulamaları ile Kürtleştirilen Türklerden ne kadar haberdarsın, söyler misin bana? Diyarbakırdan, Van'dan, Tunceli'den, Erzurum'dan tut Kars'a ve Adana'ya kadar o bölge tarih boyunca Kayırılmış Kürtler ve Kürtleştirilmiş Türkler ile doludur. Bugün Kürtlerin tanınmadığını söylüyorsun; Tarihte Kürtleştirilmiş ve yok edilmiş Türkler/Türkmenler için aynı "İnsani!" duruşu sergileyip, bu Kürtleştirilmişlere "Ya hu siz Kürt değilsiniz, yeniden kendi özünüze dönün" diyebilecek misin ya da onların Kürtleştirildikleri ve Doğuda kendini Kürt sananların geçmişlerinde atalarının aslen Türkmen boyları olduklarını söyleyebilecek misin? Aynı insani duruşu ve samimiyeti de o zaman gösterebilecek misin? Anadolu, dünyanın, kültürel ve etnik olarak en karışık bölgelerinden birisidir ve hiçbir etnik unsuru diğerinden ayıramazsın. Arap'tan-Türk'ten-Ermeni'den Kürtleşenler, Kürt'ten-Arap'tan-Ermeni'den Türkleşenler, Türk'ten Araplaşanlar, Rum'dan Türkleşenler, Türk'ten Rumlaşanlar... Ne ararsan var Anadolu coğrafyasında... Kim kimi kimin baskısı altına alıyor? Henüz bir kaç iletine bakınca bile anlaşılıyor; Etnik-Milliyetçilik yapıyorsun ve aslında asla Eşitlikçi ve Adil değilsin; kusura bakma kardeşim... Haksızlığa uğrayanın hakkını elbette ki savunacaksın ama sen yalnızca Kürtler ile ilgili meselelere odaklanmış görünüyorsun; sanırım yeterince açık konuştum... Ya hu Kürtler ile ilgili araştırmalar yapıyoruz; doğuya akademisyenler gidiyor; Mardin'e, Derik'e, Nusaybin'e; Kürtlerin göbeğine... Akademisyen "(Sözde) Kürt Sorunu"nu tartışmak için soruyor; "Senin nasıl bir sorunun var devletle?" diye. Kürt vatandaş Kürtçe olarak şöyle cevap veriyor Derik'te; "Benim tek sorunum 4 oğlum var ama işsizler; bundan başka ne sorunum olsun!" Adamların kendisi geliyor, röportaj ediyoruz; yok ya hu, adamın en belirgin sorunu ekonomik sorunları... Devletin yaptığı hataları dillendiriyor ve devlet hata yaptı elbette ama ne DTP'yi ne de PKK'yı bir temsilci olarak görmüyorlar. DTP'yi ve PKK'yı çözüm olarak Kürtlerin ancak ve ancak %10'u; zorlama ve baskı ile de toplamda en fazla %20si çözüm olarak görüyor/gördürülüyor. Onların da büyük bir çoğunluğu bilgisiz, eğitimsiz ve Aşiret yapısından dolayı veriyor o desteği. Kaldı ki PKK ve DTP'lilik aynı zamanda Aşiretler arası mücadele ve Uyuşturucu rantından doğan rekabetle de açıklanmak zorunda ki; bunlardan daha fazla payı almak isteyen ama alamayanlar ya da devleti desteklemekle bir güç elde edemeyenler dağı desteklemektedir. Geçmişteki Kürt isyanları da hep bu güç mücadelesinden dolayı çıkmıştır; devletlilik ya da devlet karşıtlığı rol oynamıştır. Bazı insanlar da "bizim kültürümüz baskı altında tutuluyor" masallarına uyup ya partizanlık yapıyor ya da dağa çıkıp boşu boşuna canlarından oluyorlar ve can alıyorlar... Kardeşin kardeşe kırdırılmasından başka bir Emperyalist oyun değildir bu ve DTP gibi bir çok olay vardır ne yazık ki... Saygılarımla...
  21. Etnik Ayrımcılığa, Etnik Ayrımcılık yaparak mı tepki gösteriyorsunuz? Aman da ne ilkeli bir duruş bu böyle! "Bizleştirme" ya da "Ötekileştirme"nin her türlüsüne olduğu gibi "Siz-Biz" ayrımının yapılmasına ve "İnsani Değerlerin" üzerine çıkarılmasına karşı durmayı "Onurlu Olma Gereği" görüyorum. O kadar çok kardeşlikten yana tavır koyuyorsunuz ki; bir terör örgütünün sözcüğünü yapan ve meclis ayağını oluşturan bir partinin sempatizanısınız... Bu aynen, bugün birisinin çıkıp "Ben kardeşlikten ve demokrasiden yana tavır koyuyorum ve bu yüzden ABD'nin Irak'a demokrasi götürmesini destekliyorum!" demesine benziyor... Sizin mantığınız bu mudur? Yanlışları dile getirmek ve düzelterek ilermek yerine, aynı yanlışlıkları yaparak mı karşılık vermektir? Linçlemeleri, joplamaları, küçük çocukları dövmeleri desteklediğimi mi sanıyorsunuz siz? Bunu nereden çıkardınız söyler misiniz? Ya da bunların hesapları, bunları yapanlardan sorulmamalı diye mi savunuyorum sizce? Ha ama şu var: Örneğin 1 Mayıs İşçi Bayramında, gidip de DTP/PKK'nin kışkırtıcılığını yapıp, "Emekçi Bayramı"na RAĞMEN, Esnaf/Emekçinin dükkanını, Toplumun parkını/bahçesini/kaldırımını ve arabasını parçalayan adamlara nasıl yaklaşılmalı söyler misin? Ya da (hangi kefeye koyarsanız koyun ben) Öcalan gibi bir teröristin, can alıcının, katilin doğum gününü, Türkiye'nin bölünmesi özlemi ile kutlayanlara nasıl yaklaşalım ve bunu "Kardeşlik" anlayışının neresine koyalım? Sen burada joplamaları, çocuk dövmeleri falanı filanı kullanarak duygu sömürüsü yapıyorsun ama bilmem kaç yıldır yüzlerce-binlerce Türk-Kürt vatandaşımızı katleden PKK Terör Örgütüne "Terör Örgütü" demeyen ve aynı amaca yönelmiş olduğu besbelli olan DTP'nin sempatizanı olmayı nasıl tanımlıyorsun bana söyler misin lütfen? Senin "Kardeşlik" anlayışın bu mudur? Küçük çocukların dövülmesini ya da insanların joplanmasını duygu sömürüsü aracı yaparak; PKK destekçisi DTP'nin geri planda desteklediği kıyımları gözden uzak tutmak mıdır? Ayrıca joplanan ya da kemikleri kırılanlar kimlerdir; Kürtler mi? Hiç bir Öğretmenler ya da Memurlar joplanıp dövülmedi, kemikleri kırılmadı bu ülkede? Hiç mi Emekçiler dayak yemedi? Bunlar bırakıldı da Bölücü eylemlere destek verenlerin dövülmesi mi kaldı tartışılacak ve hakları! aranacak? Önce Emekçinin hakkını korumayı, kollamayı ve aramayı öğrenmelisin derim sana... Bunu öğrenemedikten sonra yaptığın şey yalnızca kuru laf olarak kalacaktır dostum... DTP sempatizanlığı yaptığını da söylüyorsun ya hani!? DTP, Etnik Milliyetçiliğin yani Emperyalizmin kuklalığının en güzel örneğidir. Hiç bir Gerçek Anti-Emperyalist; Etnik-Milliyetçilik temelinde birleşmez ve Etnik-Milliyetçilikten hareket edemez Türkiye'de; örneğini Kurtuluş Savaşı'nda gördük ve bugün de Emperyalizm karşısında görüyoruz... Etnik-Milliyetçiliğe de Etnik-Milliyetçilik yaparak karşılık verilmez; daha üst ve yetkin bir duruş vardır. DTP durmadan "kültürel kimliklerinin tanınmamasından" şikayet ediyor ana Etnik-Milliyetçilik yapıyor. Bu nasıl bir "tanınmamaklık"tır ki, Kürt vatandaşlar sınır ötesine geçmek yerine Türkiye'nin Batı illerine; Türklerin aralarına kaçıyorlar ve ne tuhaftır ki kimliklerini her zaman koruyorlar! Ya hu nasıl bir vekillik/partililik örneğidir ki; bu Doğu ve Güney Doğu Anadolu'nun asıl sorunu ekonomik sorunlarken, bu göz ardı ediliyor ve inadına illa ki kültür üzerinde duruluyor; insanlar cepheleştiriliyor... Ya yazıktır, ayıptır, aymazlıktır...
  22. Hoşbulduk dostum... Yeniden gelmek de sevindirici... İlgin için çok sağol sevgili Cyrano... Gerekli yanıtımı aldım, teşekkür ederim...
  23. Her ülkenin geçmişinde hatalar kesinlikle vardır. Bu hataları söylemek ayıp değil; aksine reddetmek ayıptır. Hataları düzeltmeye çalışmak en uygun olanıdır diye düşünüyorum. Gerçi "Her devletin geçmişinde hatalar olur canım" diyerek de hataları olağanlaştırmamalı elbette.
  24. "Bizim Türk Gazetesi" mi? Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içerisinde yaşayan ve Türkiye Cumhuriyeti Devletine bağlı bir ilin de adını kensine ad olarak seçen birisi olarak nasıl ki "Sizin-Bizim" ayrımını en baştan yapıyorsanız, "DTP'li bilmem kim yakıldı" diyerek etiketlenen bir kimse, daha doğrusu "SİZ'DEN BİR KİMSE" için "BİZİM" üzülmemizi bekleyemezsiniz sanırım... (kaldı ki ben bunu, sizin açınızdan bu biçimde yazıyorum; değilse bir insanın öldürülmesinin acısını, kim olursa olsun elbette paylaşıyorum; haksız bilr ölüme kurban gittiği sürece ki, ölüm hakedilir bir şey midir o da tartışılır...) Ha ama şöyle deseydiniz, o zaman acınıza katılırdım: "Bu ülkenin meclisinde bulunan bi partinin; Dtp'nin bir il genel meclisi adayı, parası alınarak, yakılarak öldürülmüştür." Ve burada "DTP'li" olmasının değil de "Canice öldürülmüş olmasının" vurgusunu yapsaydınız o zaman size sonuna kadar katılırdım. Oysa ki kendi Etnik-Milliyetçiliğinizi haklılaştırmak için, bir gazetenin yaptığı hatayı burada tekrarlamışsınız; bilerek ve amaçlıca... Değilse; ilk iletinizde güdümünüzü açık ve net olarak söylemeliydiniz... Şu halde benim zihnimde uyanan şey; "Bizden olmayan, yani tümüyle PKK'yı desteklediği besbelli olan DTP adlı partinin bir üyesi (nedeni ne olursa olsun) öldürülmüştür." Benim de sizden beklediğim gibi, insanlık beklediğiniz bir konuda bile ne olursa olsun "İnsancıllığın" ardına saklanıp, apaçık bir Etnik-Milliyetçilik kışkırtıcılığı yapıyorsunuz. Tam da size yakışır bir biçimde... Öyle ki siz; aynı zamanda anti-emperyalistsinizdir değil mi? Etnik-Milliyetçiliğin, Emperyalizmin en önemli silahlarından ve kuklalarından birisi olmasına karşın! Gülerim... Siz ne kadar "Ama'sız" ve "Fakat'sız"sınız merak ediyorum doğrusu... Komik...
  25. Aslında bu konu başlığı soruya karşılık olarak gelen bir bayramımız vardı zamanında: "Anayasa ve Hürriyet Bayramı" 27 Mayıs Darbesi ile birlikte 12 Eylül Darbesine kadarki süre içerisinde, 20 yıl kadar bir süre boyunca her şene kutlanmış olan bir bayramdı. 12 Eylül'de kaldırıldı. "Anayasa" aslında demokrasinin teminatı olduğuna ya da olması gerektiğine göre; bir anlamda "Demokrasi Bayramı" da denilebilirdi... Gerçi şu da büyük bir çelişkidir bizim Türkiye Cumhuriyeti Tarihinde; Birileri darbe yapıyor ve o darbe günü 20 yıl boyunca bayram ilan ediliyor. 20 yıl sonra birileri gelip yine darbe yapıyor ve önceki darbenin bir anlamda kutlandığı günü kaldırıyor. Aradan bir 26-27 yıl geçiyor ve bu sefer Siyasi/Anayasal Darbeciler, ülkeyi Polis devletine çevirip, kendileri gibi düşünmeyenleri Darbeci ilan edip içeri tıkıyor ki; çoğunun hala kesin bir iddianamesi bile yok ya da tam açıklanmadı falan filan işte... Ne biçim bir ülke burası yaaa... Ne kadar şenlikli değil mi? Geçmişine bak; gülmek için yeterince şey bulacaksın... Komik... Bana asıl komik gelen şu: Avrupa; siyasiler bir şey söyleyip, asker/jandarma bunun karşısında bir görüş bildirdiğinde ya da jandarma dinleme yaptığında, hemen bu gerçel ve yasal kurumları "Darbeci" ve "Çağdışı" olmakla şuçluyor... Ancak Ergenekon sürecinde Polis, belki de Türkiye Cumhuriyeti Tarihinde görülmediği kadar ve yasal dayanakların da çok çok dışında bir güçle! ülkeyi Polis devletine çevirdi, dinlemelerin alası ve takipçiliğin, fişlemenin en ağa babası yapılıyor; ama bir Avrupalı devlet çıkıp da "Ya hu Türkiye resmen bir Polis Devleti haline geldi, Polis ve Siyasiler işbirliğiyle bir Darbe yapıyorlar" demiyor. Ben şunu anlıyorum ki; ülke bilerek bir Polis devleti haline getirildi ve asker sindirildi büyük oranda; kaldı ki içerisinde fethullahçılar cirit atıyor artık; evcilleşti. Diğer kurumlar zaten sindirildi... Türkiye Polis Cumhuriyeti hayırlı olsun...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.