Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Tengeriin boşig

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    4.554
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    21

Tengeriin boşig tarafından postalanan herşey

  1. Sayın Muki, özellikle işaretlediğim noktalara aynılığıyla katılıyorum. Bence de "Dürüstlük" ve "Masumiyet" öncelikli gelir. Ve bu olunca da "Din"e aykırılık söz konusu olmuyor bence... Şöyle ki: Din zaten belli bir yaştan sonra evlenmeyi öğütlemiş. Evlenme ise "Dinsel" bir ritüele dönüştürülmüş... Yani "Tören" haline getirilmiş. Bazı öğeleri katı bir şekilde Tabulaştırılmış. Ha aile elbette ki çok önemlidir ancak "Nikah" dediğimiz olay çok daha abartılmış bence... Yani düşünün; gelecekte aynı hayatı paylaşmaya gayret eden iki şahıs, o güne kadar "Evli" kabul edilmiyor... Oysa o kimseler arasındaki ruhsal bağ veya itimat, yaşanılanlar yada yaşanılacaklar... En basitinden "Birlikte Yaşayacak Olma Azmi" içersinde olmaları dahi onları bir nebzede "Nihaklı" kılmaktadır. Diğer törenler sadece dinsel ritüeller haline gelmiştir. Bugün bile açıklama yapılıyor ki; Resmi nikahın kıyılmış olması yeterlidir. Yani "Dini Nikah" dediğimiz şey aslında gerekli değildir. O kimselerin "Evlilik" kararlılığında olmaları yeterlidir dini açıdan da... O yüzden böyle bir kararlılıkta iseler, yaşanması gereken şeylerin yaşanması elbette gereklidir ve aynı hayatı paylaşacak olan kimseler içinde "Evlilik Dönemine Hazırlık" açısından da yararlıdır... Ancak yine söylüyorum, bunda önemli olan, kişinin karşısındaki insana "Temiz" duygularla yaklaşması, art bir niyet beslememesi, o kişiyi kullanarak kendi menfaatlerine alet etmemesidir... Evlilik kararlılığında olması ve kişiye, aileye ve topluma zarar verecek bir ilişki yaşamamalarıdır... Ha ama tekrar söylüyorum; geleceğin bu çiftlere ne getireceği yine belli olmayabilir... Diyelim ki resmi nikah kıyılacak ancak bir kaza olur falan... Belki ne kadar masumane olunursa olunsun bunlarında düşünülmesi gereklidir ilişki açısından... Saygılarımla...
  2. Recep Tayyip Erdoğan "Milliyetçiliği" Anlatmış... Ben Kendisini "Ümmetçi" Bilirdim... Devamı İçin...
  3. Sağolun resimler için... Özlemişim İstanbul'u...
  4. Esaretin Bedeli - ShawShank Redemption Yapay Zeka - A.I. Titanik Param Parça Aşklar, Köpekler vs... vs... vs...
  5. Monte Kristo Kontu: Kont, filmin en sonunda eski arkadaşıyla kılıç düellosuna girişir. Kılıçı kalbine sokar. Arkadaşı yerdeyken sorar: -Merhamete ne oldu? -Ben Aziz değilim, Kont'um... Paramparça Aşklar ve Köpekler: Çocuk abisini karısını sevmektedir. Yengeside çocuğu... Ama abisi ölür ve yengesi vicdan azabı çeker hafiften. Çocuk kaçka ister yengesiyle ve yengesi karşı gelir, istemez. Çocuk yapabilecekleri ve planları olduğunu söyler. yengesi cevap verir: -Büyükannem derdi ki; Tanrı'yı güldürmek istiyorsan, O'na planlarından bahset. Jurasik Park: Parkın yaratıcısı tüm hayvanların dişi olarak üretildiğini söyler. Bunun üzerine gruptaki matematikçi şöyle der: -Yaşam bir yolunu bulur... -Dişilerin erkeksiz üreyebileceğini mi söylüyorsun? -Hayır, yaşam mutlaka bir yolunu bulur diyorum... Şimdilik aklımda kalan en güzel replikler bunlardır... Saygılarımla...
  6. Arkadaşlar, hemen gidiyorsunuz ve bir adet "Shutter" adlı filmi alıyorsunuz... Ondan sonra korkuyorsunuz... Japon Korku Filmlerini çok severim, bence en kaliteli korku filmlerini onlar yapıyor... ABD bu konuda başarısız... İlk defa izlediğiniz bir filmi bile, sanki daha önce izlemişsiniz gibi oluyor... Saygılarımla...
  7. doğru dürüst bir müslüman ??? Bunu biraz açar mısınız? Bakın, belki yanlış bir anlamda kullandım ancak demek istediğim: Bir insandan faydalanmak, kullanmak... Yani kendi ihtiyaçlarınız doğrultusunda bir kimseyi elde etmek, kötüye kullanmak... Karşınızdaki insana "Zevk Unsuru/Objesi" olarak bakmak... Sizi bilmem ama ben bunu yadsıyorum ve insani bulmuyorum... Saygılarımla...
  8. Sayın Bilimselci... Ben sadece herkesi topluca yargılayan, "aynı tutan" "ayn kefeye koyan" ifadelere karşıyım... Yani mesela şöyle bir ifade kullanırsanız daha etik olurdu diye düşünüyorum; "Bir Kısmı" veya "Bir Çoğu"... Anlatabildim mi? Ama siz genelde "Tümden" iması veriyorsunuz ve bu beni rahatsız ediyor. Çünkü Tanrı'ya inanan bir insan olarak "Aklımın Şeyimde Olmadığını" rahatça söyleyebilirim... İnanmak değil bunun kıstası... Bu açıdanda takıyyeci olduğumu sanmıyorum ama illa ki bir kısım insanı böyle niteleyecekseniz "Takıyyeci Olan İnançlılar" gibi bir tanımda kullanabilirsiniz. O zaman herkesi itham etmemiş olursunuz ve kimsede alınmaz... Ayrıca tavsiyenizi göz önünde bulundurdum ve merak etmeyin iletileriniz benim için değerli, siz her ne kadar göz ardı ettiğimi düşünsenizde... Lakin dediğim gibi "Genellemelere Kurban Gitmeyi" sevmiyorum... Sayın Forsa'nın iletisini okudum, kişilik tahlilimi yapmaya çalışmış kendince... Ben bazen bazı konularda kişiselleştirme yapdığımın farkına varıyorum, ancak bunun nedeni karşımdaki kimseninde tavrından kaynaklanıyor birazda ve ben hatalı bir davranışta ise bunu belirtmek istiyorum... Çünkü genelde karşımızdakini itham ettiğimiz hataya kendimiz düşüyoruz ve bunu bile bile yapıyoruz ama kabullenmiyoruz... "Evrenselliği" "Bilimselliği" benden daha iyi biliyor olabilirsiniz Sayın Bilimselci, zira ben sizin kadar deneyim sahibi değilim... Lakin doğruluğundan emin olduğum şeylerde yok değil... Ve sizinde "Hatasız" olmanız mümkün değil... Sayın Forsa'nın iletsini "Cevaplamak" yada "Cevaplamamak", bu konudan bahsetmek "Modernlik" ile alakalı değildir. Lakin o kadar merak ediliyorsa söyleyeyim: 1- Bir bayanla öpüşmenin nasıl birşey olduğunu merak ediyormusunuz? Bu konudaki hisleriniz nedir? 1- Belli bir olgunluğa erişen her insan karşı cinsi merak eder ve buna bağlı olarak öpmeyi merak eder. Kişisel olarak illa ki bir cevap isteniyorsa: Öptüm. 2- Kitaplardan değilde, gerçek olarak bir bayanın cinsel bölgelerini merak ediyormusunuz? sizin hiç görmemiş olmanız gerekir çünkü. 2- 1inci açıklamam geçerlidir. Bu içsel bir dürtüdür. Bir insan, ciddi ciddi gelecek planları yaptığı bir insanla yani son derece "Masumane" bir ilişki kurduğu insanla "Görüp/Görmeme" olayını yaşayabilir. Çünkü o insan sizin hayatınıza girecek olan çocuğunuzun annesi/babası olarak planladığınız insandır. İlgili yaşlarda ilgili ilişkilerde bulunmazsanız asıl bu sorun doğurur. Eksik kalırsınız. "Masumiyet" olduğu sürece "Görmenin" bir zararının olmadığını. Eşiniz olacak olan kişi ile bir şeyler yaşamanız gayet doğaldır. 3- Hayatınızda hiç cinsel birleşme yaşamadığınız için, ruhsal bunalımlara girdiğiniz oluyor mu? 3- "Cinsel Birleşmeyi Yaşamama" Ruhsal Bunalımlar getirmez, en azından benim yaşlarımdaki sağlıklı bir bireyde meydana getirmediğini biliyorum. "Ruhsal Bunalım"dan kastınızız da anlamadım aslında. Çünkü buna örnekle bir açıklama yapmıştı ancak onu kabul etmediniz... O yüzden açarsanız sevinirim. 4- yaptığınızdan pişman mısınız? tövbe ettinizmi? Yani evlenene kadar bir daha yapmayacağım diyebiliyor musunuz? 4- İnsan "Eşi" olacak olan insanla yaptığından pişman olmaz Sayın Forsa. Olmasını gerektirecek bir durum yoktur çünkü. Ancak bakın, ben "Reşit" insanlardan bahsediyorum. Hem yasal olarak hemde birey olarak reşit kimselerden... Yani düşünün; 18 yaşını geçmişsiniz, Yasal olarak eş seçimi "Evlenme" hakkına sahipsiniz... Ve eşiniz olarak seçtiğiniz insanlar bir şeyler yaşıyorsunuz. Gayet normaldir. Siz gerçekten "Masum" duygularla o kimseyi "Eşiniz" olarak seçtiyseniz bunun dini açıdan da bir mahsuru yoktur. Zina; kişilere, ailelere, topluma ve eğer olursa doğacak olan çocuğa zarar verir. Ha hayatın ne getireceği belli olmaz; yani "Evlenmeyi Düşündüğünüz" kimse ile bir şekilde ayrılabilirsinizde... O yüzden Seks ile Sevişmek arasındaki farkın ayırdınz varmak lazımdır. 5- Daha önce bu günahları birden fazla kere işledinizmi? ve her defasında tövbe ettiniz mi? 5- Söylediğim gibi, insanın eşiyle yaşadığı şeyleri "Günah" olarak görmüyorum, göremiyorum... Zira aynı hayatı paylaşmak istediğiniz, bunu amaçladığınız, adımlarınızı bu yönde attığınız bir kişi ise karşınızdaki kim bunun hesabını sorabilir? Lakin "ŞEhvet ve Zevk" içgüdüsü ile yapılıyorsa yani karşınızdaki bir seks objesi olarak görüp sadece faydalanmayı ve o anki tatminsizliğinizi gidermeyi amaç ediniyorsanız bu etik değildir ve günah olan budur... Bu iletimi, önceki iletimi göz önünde bulundurarak okursanız sevinirim... Saygılarımla...
  9. Sayın Cyrano, size yakışan ve tamda sizden beklediğim cevabı vermişsiniz. Çok teşekkür ederim... Lakin: Kesinlikle "Onlar bize kötü davranmıyor, bizde onlara kötü davranalım" mantığını sürmek istemedim ve böyle bir mantığın savunucusu da olamam. Ben sadece "Bizden Olmayanlar Gavurdur" ya da "Bizden Olmayanlar Barbardır" mantığının insanlık dışı bir yaklaşım olduğunun her iki tarafça farkedilmesi ve bunun ortaya konması için böyle bir konu açtım. Açıklamanız için çok teşekkür ederim... Saygılarımla...
  10. İlginiz için çok teşekkür ederim Sayın Bilimselci...
  11. Charles Darwin, Evrim Kuramını ortaya atarken o dönemde yaygın olan "Güvercin Yetiştiricileri"nin bilgilerindn faydalanmıştı. Onları örnek vermişti. Şöyle ki; Güvercin yetiştiricileri, sağlıklı ve yetenekli ırktaki güvercinleri eşleştirerek daha yetenekli ve sağlıklı güvercinler üretiyorlardı. Ve Darwin kuramını bunu kullanarak örneklemiş ve ortaya koymuştu. Bugünde köpeklerin eşleştirilerek çeşitli köpeklerin ortaya çıkarıldığı vakiidir. Yani Melezleme... Daha sonra Mendel'in "Melezleme" yöntemi vardır bezelye ile... Belkide arkadaşımız bunu düşünerek yazmıştır, bilemiyorum... Öyleyse Sayın arkadaşım, sizde bir açıklama yapar mısınız? Saygılarımla...
  12. Kürtlerin sözde "Kürdistan" haritası, Avrupa'da bazı stratejik internet sitelerine de girdi. Uluslararası Azınlıklar Meclisi adlı bir gurup, kendi internet sitesinde yayınladıkları bir haritada Türkiye'nin bir bölümünü sözde "Kürdistan" olarak gösterdi. Kuzey Irak ile Türkiye'nin güneydoğusunun birleşik olarak gösterildiği haritada, söz konusu bölge sözde "Kürdistan" olarak vurgulandı. 'eurominority.eu' adresinde yayın yapan internet sitesi tarafından hazırlanan haritada, Avrupa ülkelerinde yaşayan ve azınlık olarak adlandırılan onlarca gurup sıralanırken, bunların çoğunlukta yaşadığı yerler ayrı toprak parçaları olarak belirtildi. Söz konusu harita, İspanya, Fransa ve İngiltere'de de yeni bölgelere yer verirken, Türkiye'nin bir bölümü Kürdistan olarak gösteriliyor. Aynı haritada, Sırbistan, Bulgaristan, Yunanistan ve Makedonya'daki Türkler de azınlık olarak nitelendirildi. Gurubun sitesinde ayrıca, Türkiye'de yaşayan azınlıklar Kürtler, Ermeniler, Araplar, Boşnaklar, Yunanlar, Bulgarlar, Lazlar ve Romanlar olarak sıralandı.
  13. Bakın, ben bir genetik bilimci değilim. Biyolog yada Antropolog da değilim. Sınırlı bilgimle sorulan soruya cevap vermek istedim o kadar... Ve zencilerin bu şekilde renklerinin değişmiş olması bana mantıklı geldi. Aksinin kanıtlandığına rastlamadım hiç... Ha siz bir açıklama yaparsınız ve beni tatmin edersiniz, orasını bilemem... Ama zencilerin renk tenlerinin bu türlü bir yaşama elverişli ve uygun olduğu malum. Beyaz bir topluluğu orata koyduğunuzda, zenciler kadar uyumlu olamazlar. Ha zencileri kutuplara koyduğunuzda beyazlaşırlar mı bilemem... Sonuçta ben bir teoriden bahsettim ve Arkadaşımın beklediği yönde bir açıklama yaptım... "Tür İçi Evrim"den kastettiğim şey açıktır. "Uyum"dur... Ve "Uyum" bana mantıklı geliyor... Bunun tam olarak "Bilimsel Karşılığı"nı bilmiyorum... İnsansı-Maymun tanımını da böyle bir nedenle kullandım... Latincesini bilmiyorum... Geçiş Formlarıyla ilgili olarak ise; bildiğim kadarıyla "Ten/Deri/Cilt" örneklerine rastlanmıyor. Çünkü bunlar kalıcı değil. Toprağa karışıyor. O yüzden söylediklerim bir teori zaten... Eksiğim varsa eğer, itham etmenizi değil tamamlamanızı beklerdim... Bu daha faydalı olur değil mi? Yoksa, iki sayfadır ve neredeyse üç iletidir sorulan soruya siz cevap vermeliydiniz... Saygılarımla...
  14. Evet... Evrim hakkındaki düşüncelerinizi bilemem ama bunlar "Uyum" ile ilgili bence de... Sevgilerimle...
  15. Ben cevaplayayım Sevgili la-bohéme... Evrim, insanların maymunlarla ortak bir atadan geldiğini iddia ediyor. İnsanlar o İnsansı-Maymunlardan türemiştir. Ve farklı farklı coğrafyalara dağılarak İlkel İnsan Toplulukları "Irklara" ayrılmışlardır. Bunun temel nedeni "Uyum"... Yani "Zenciler"in yaşadıkları bölgeler, güneş ışınlarının dünyaya en dik yani 90dereceye yakın ve 90derece geldiği bölgeler... Tabii güneş ışınlarının bu dikliği, insanların derilerinde bir "Dengelenme" süreci başlatmıştır. Yani Güneş Altında kalıpta yanmamak için, derideki renk pigmentleri koyulaşmıştır. Daha doğrusu "koyu renkli" renk pigmentleri yoğunlaşmıştır. Zencilerin burun deliklerinin büyük olmasının nedeni de budur. Çinlilerin çekik gözlü olmaları yada orta kuşaklarda yaşayan insanların gözlerinin yuvarlak olmaları falan hep "Uyum" ile ilgilidir... Ben "Türler Arası Evrim"in varlığına inanmıyorum ancak "Tür İçi Evrim"in varlığı gerçektir... Bu ortadadır zaten. İnsan Irkları buna örnektir. Canlılar bulundukları ortama uyum sağlamadan yaşayamazlar... Yaradanı ispatlama konusuna gelince, bu konudaki görüşlerim bellidir... Kimseye O'nu ispatlama gibi bir çabaya giremem... Sevgilerimle...
  16. Bence çok başarılı ve herşeyiyle gözde bir film... Türklerin "Müslümanlaşma" sürecini çok güzel anlatmış... Karagöz'ün "Ben inanıram; tağa inanıram, taşa inanıram, ağaca inaıram, göğe inanıram" lafı hala kulaklarımdadır...
  17. Oasis'in "Stop Crying Your Heart Out" adlı şarkısıyla beni kendisine bağlayan en sevdiğim Fantastik Film... Filmin farklı Son'la biten iki versiyonu vardır... En son teması; bildiğiniz gibi çocuk, hastahanede videoları çalıyor ve masanın altına giriyor ve film bantlarından birisini makineye takıyor ve perdeye yansıtıyor. İşte bundan sonra farklı versiyon ortaya çıkıyor: 1- Çocuğun izlediği video, kendi "Doğum" görüntüleridir. Ve doğumuna gider. biliyorsunuz ki her geçmişe gittiğinde burnu kanıyordu ve beynindeki rahatsızlık büyüyordu. İşte doğumuna gittiğinde doğacakken yine burnu kanar ve bu sefer ölür. Annesi çok üzülür, inanamaz. Ancak hayatları berbat değildir... 2- Çocuğun izlediği video, o kızla ilk tanıştığı "Doğum Günü Partisi"dir. Kızın yanına gider ve "bir daha onunla konuşursa ailesini öldüreceğini" söyler. Kız tabi onunla bir daha konuşmayacaktır... Sonra da kendi kendine "Elveda" der... Yıllar geçer, Çocuk tüm defterlerin yakar... Ve doktor olmuştur... Yolda yürürken kızla karşılaşır, bir kaç adım birbirlerini geçerler, dururlar... Kız dönüp bakar bir süre. Sonrakız yoluna devam ederken çocuk dönüp bakar... Sonra tekrar yolunadevam eder... Çok güzel bir filmdi yaa... Dur ben koyiim bilg.e ve bidaa izleyeyim...
  18. "Keşke Yapsalar" dicem ama bu sadece bir hayalden öteye gidemez... Bunun farkındasınız değil mi?
  19. Sayın Politika, beni o saydığınız isimleri savunmakla itham edemezsiniz... Size çok ağır bir cevap verirdim ancak terbiyem müsaade etmiyor. Gerektiğinde size "Milliyetçiliği" A'dan Z'ye öğretebilirim... Ahkam kesmekle olmuyor bu. İsim sayıp, o isimlerle aynı kefeye koymakla da olmuyor. Diğer bir konuda "Ermeniyiz" tartışmasını yaptık, burada bari "Yeni Bir Konu" olması sebebiyle seviyeyi düşürmeyin en baştan ve konudan sapmayın... Şu halinizle o "Aydın" dediğim kimseler arasında olmadığınız vakidir... Saygılarımla...
  20. Aynen öyle hissediyorum Cyrano... Bu söylediklerini anlatmaya çalıştık, biliyorsun ama hala aynı yerdeyiz gördüğün gibi ne yazık ki...
  21. 3 Kasım 1839'da ilan edilen Tanzimat Fermanı yani Gülhane-i Hatt-ı Hümayun ile birlikte tellaklara "Gavura Gavur Denmeyecektir." diye bağırmaları emri verilmiştir. Yani artık "Gavura Gavur Demek Yasaklanmıştır." Gayri Müslimlere "Gavur" denmesinin tabii ki karşısındayım, insanlar "Dinleri" ile, "Menşeileri" ile yargılanmamalı, "Dinleri ve İnançları" ile adlandırılmamalı ve hakir görülmemeli... Ve biz bunu yaklaşık 167yıl önce benimsemeye çalışmışız, bu yönde adımlar atmışız... Halka benimsetememişiz belki ama uygun olanı yada olması gerekeni ortaya koymuşuz... Ancak yine de 200yıldır "Demokratikleşme" adına attığımız her adıma rağmen, kendi insanımızca bile "Yadırganmaktan" kurtulamamışız... Bugün Gayri Müslimlere karşı bir eylem olduğu zaman "Gavur" zihniyetinin yaşadığı hakkında ithamlar oluyor... Elbette bu çağdışı zihniyeti yaşatanlar var ne yazık ki, ancak bunun herkese mal edilmemesi gerektiğini düşünüyorum... Bugün, Gayri Müslimleri "Gavur" olarak adlandırmak çağdışı zihniyetini aşamamış olan ve hala 167yıl öncesinde kalan kimseler var olsa dahi, Hırant Dink'in öldürülmesini "Hepimiz Hırantız, Hepimiz Ermeniyiz" sloganları atabilerek bu zihniyeti çoktan aşmış "Aydın" kesimin olduğu açık açık ispatlanmıştır. Hemde bu az bir yoğunlukta da değildir... Ancak şunu sormak istiyorum: Acaba Avrupa, bugüne kadar "Barbar Türkler" saplantısını "Aşmak" için bir adım atmış mıdır, bizim "Tanzimatta" attığımız bir adım gibi? Bugün hala Türklere "Barbar" gözü ile bakan Milletler var mı? Ders kitaplarında bile nasıl yansıtılıyor Türkler? Yada halk hala çocuklarını "Yat! bak yoksa Türkler gelir" diye mi uyutuyor? Açıkça söylemek gerekirse ben Kıbrıs'ta bulunduğum sürece şunu gördüm; oradaki Türkler bile, Türkiye Türklüğünü "Yadsıyorlardı". Türkiye Türklerine "Karasakal" diyorlardı. Açıkçası, ben diğer Milletlere "İnsan" gözü ile baktıkça bize "Barbar" olarak bakılması dokunmuyor değil... Saygılarımla...
  22. Polis mi? Niye şaşırdınız ki bu görüntülere? Ben hiç şaşırmadım... Normaldir, hiç görmediğimiz şeyler mi sanki günlük hayatta... Benim Türkiye Cumhuriyetinde güvendiğim tek kurum TSK'dır... Gerisi hep çürümüştür... Kof'tur... Boş'tur...
  23. Peki Sayın Tarafsız, alınganlık göstermişim. Kusura bakmayın...
  24. Ben ilişkilendirmedim, ilişkilendiriliyor dedim... Şöyle açayım size... Cansızdan => Canlıya... Canlıdan => Tanrı'ya ulaşan bir Tekamül bilgisine sahiptir Panenteizm... Yani Tasavvuftaki "Ruhsal(Hakk) Olarak Tanrı'ya Ulaşma" görüşünü "Maddeye" yaymıştır... Özet olarak böyle bir anlayışı vardır. Zamanında forumda "Enkas" adlı bir arkadaş varmış, rastlayamıyorum artık kendisine, o böyle bir anlayışa çok yakındı... İletilerini okumanızı tavsiye ederim, benzerlik arzeder...
  25. Burada birileri tarafından yadırganmayı umursayacak en son kişi olduğumu bile düşünmüyorum Sayın Forsa... Siz cinsel hayatınızdan insanları haberdar etmek gibi bir kaygı yaşayabilirsiniz, sizin sorununuzdur... Lakin ben bunun reklamını yapmayı sevmiyorum... Size özelden düşündüklerimi yazdım ve oradan paylaşırsınız düşündüklerinizi... Gerçi yukarıdaki ilgili iletimde verdiğim cevapta üstü kapalı bir şekilde verdim cevaplarımı ki verebileceğim en uç cevaplardı... Öyle ki "Yakaladığınızı Sandığınız" "Zina-Günah" ilişkisi hiçte sandığınız gibi değildir... Ben Masumiyete inanırım... Zira bu açıdan da açıklamasını yaptım; Ortamı germemenizi ve forumdaşlarınızın yaklaşımlarını bilmeden, çizgilerini bilmeden yargılamamanızı rica ederim... Ayrıca yeni olduğunuzuda belirttiğiniz üzere, bende size şunu belirtmek isterim; Forumda İnançlı/İnançsız ayrımına dayalı olarak insanları "Toptan" yargılamayınız aynı zamanda... Saygılarımla...
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.