Zıplanacak içerik

Tengeriin boşig

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Tengeriin boşig tarafından postalanan herşey

  1. Ne kadarda haklısın Sevgili 'adrenalin'... Lakin "Ters Orantılı"da değildir... Konunun hakaret derecesinde kişiselleştirilmesi çok olumsuz ve kötü olmuş... Tabi bu nitelemem o "Hakaret"i edene olan ithamımdır... Bence de bu ileti tüm inananlara mal edilmemeli... Zira size saygı duyan inançlı insanların da saygısını kaybedebilirsiniz... Hakaret edenin hatasına dolaylı da olsa düşerek, kendisi ile aynı kefeye koymamalısınız kendinizi... Bir insanın hatayı "İnanç"a ve "İnançlı"lara mal etmemelisiniz. Hatanızın "Sinirlenmenizden" kaynaklandığını düşünüyorum/düşünmek istiyorum... Aga Mahmut Arkadaşında kötü ithamını üzüntü ile karşılıyorum... Saygılarımla...
  2. Peki Avrupa'da buna benzer kanunlara sahip ülkeler var mı?
  3. Aydınlanmak... Ve siz...
  4. Ben kendi fikirlerimden önce, Vedat Yenerer'in bir yazısını vermek isterim... Ne kadar haklı yada haksız bilemem... Sadece bir görüş sunuyorum ortaya... Ve bu çerçevede 301'i de tartışmak istiyorum... Saygılarımla...
  5. "Ya İstanbul Beni Alır, Ya Ben İstanbul'u" Fatih böyle söylemiş... İstanbul "Can Verilecek" kadar sevilir mi bilemem ama ben "İzmir"i değişmem İstanbul'a... Ama İstanbul'u da çok severim... İstanbul deyince aklıma ilk gelen yer İstiklal Caddesi... Çok özlemişim yaa... Daha çok fotoğraf istiyoruz arkadaşlar...
  6. Anlaşılan bir de "Çelişki" kavramının tanımını öğretmemiz gerekecek size... :D
  7. Sayın Tarafsız, size "Panenteist" diyebilir miyiz peki... Sadece tanımlamak için sordum, o kadar... Biliyorsunuzdur belki, Mevlana ve Nur'ul Arabi'nin düşüncelerini "Tekamül" açısından "Panenteizm" olarak niteliyorlar. Gerçi ben katılmıyorum ancak şöyle bir tanımı var Panenteizm'in: Cansız'dan => Canlı'ya Canlı'dan => Tanrı'ya ulaşmayı amaç olarak edinen bir süreç olarak tanımlanır... Tanrı'yı da Evrimi'de "Tekamül" açısından kabullenirler...
  8. Bunu ancak şimdi mi anladınız Sayın Haksöz/Katakuta... Öyleyse hatılatayım: burası kendimize sorulan soruların havada bırakılacağı, görmezden gelineceği ve kaçamak cevap verilip kaçılacağı bir yerde olmamalı... Aynı zaman da burası "OYUN OYNANAN" bir yer de olmamalı... Anladınız siz onu... :D
  9. Sayın Haksöz/Katakuta... Beni yargılamadan önce bir kendinizi gözden geçirip "dürüstlüğünüz" hakkında nesnel olabilirseniz, elbette ki sizin itiraf etmeniz gerekecek çok daha esaslı konular vardır benim inancımı sorgulamanızdan daha önce gelen... Bundan ziyade burası muhatap olduğumuz konularda mantıksız açıklamalar yapıp, mesnedsizliği ispat edilince de sorduğumuz soruları görmezden gelip, işinize geldiği zamanda da işinize geldiği noktadan lakaytsızca ve pervasızca tartışmaya balıklama atlayabileceğimiz yer olmamalı... Zira samimiyeti son derece zedelemektesiniz... Söylediklerimi sizden başka diğer arkadaşlar anlayabilyordur umarım... Zira siz önce bana sataşacağınıza, o görmezden geldiğiniz tüm sorularımı cevaplarsanız iyi olur... Kaçmak pek yakışmıyor, etik olmuyor... Foruma katıldığımdan bu yana size bir düzine soru yönelttim, ancak nedense "Göremediniz..."... Şimdi de gelip beni itham edebiliyorsunuz... Önce bir kendi çelişkilerinizi aşmanızı ve daha "Bilimsel" verilerle gelmenizi tavsiye edeceğim... Zira sunumlarınız çok çok basit kaçıyor ve böyle sürdükçe zaten sizinle bir konuda tartışmamız mümkün olmayacak... Ancak yöntemice İslamı eleştirebilen insanlarla tartışmanın ne kadar zevkli olduğu, iletierimizin yoğunluğundan anlaşılmaktadır... Lakin sizi aynı kefeye koyamayacağım... Kaçamak dövüşmek yerine, görmeniz gereken soruları bir görün isterseniz, şöyle bir yoklayın siteyi; kim bilir "Gözden Kaçırdığınız" nice sorularımız vardır size "Cevapla(ya)madığınız"... Ondan sonra kendi uydurmalarınızla başak çıktıktan sonra "İslam"ın uydurmaları! ile ilgili münazaralarda zevkle bulunabiliriz Sayın Haksöz/Katakuta... Durumu kişiselleştirmek istemezdim, Tüm arkadaşlarımdan bu durum için çok özür dilerim... Söylediklerimin açık ve net olduğunu tekrar ediyorum... Aksi bir durum söz konusu ise, söylediklerime "Kaçamak" olarak değilde gerektiği gibi ve doğru dürüst, ispatlı karşılık verilmesini rica ederim... Ve bunun nasıl olması gerektiği ile ilgili açıklamaları yukarıda yaptım Sayın Haksöz/Katakuta... Biraz okursanız, bilgi edinmemeniz için hiç bir neden yoktur... Zira buraya yazı yazacak kadar okuma yazma biliyorsunuz ve anlayabiliyorsunuz sanırım... Hala bir çok sorumuz ve değindiğimiz husus ise en baştan beri yanıtsızdır... Bunu hallettikten sonra tartışmaya girerseniz daha etik olur kanısındayım... Tartışma, tartışmayı bilen arkadaşlarımca rayına oturtulursa çok sevinirim... Saygılarımla...
  10. Sevgili Kralx Arkadaşım, Alakanız için teşekkür ederim ancak bakınız ifade ettim... 1400yıl öncesinin "Kölelik" sistemini benimseyen bir devlet yada topluma rastladığınız an, Kur'an-daki ilgili ayeti uygulayıp uygulamamayı düşünebilirsiniz, lakin bugün artık hiç bir toplum, bu sistemi kabuledecek bir yapıyasahip değildir. Ha ilerde Nükleer bir savaş olur, İnsanlığa ait ileri Medeniyet çok büyük oranda yok olur ve Kültür Medeniyeti de yok olur, insanlık Birikim olarak geriye giderse ve bu tür uygulamaların uygulanabileceği bir toplum meydana gelirse... vs vs vs... Umarım anlatabilmişimdir... Bun Kur'an ayetlerinin "Ortadan Kalkması" gibi bir durumdan söz etmedim hiç... Söylediğim açık ve net: Kur'an-ın belirttiği Toplumsal Normları uygulayabileceğiniz bir toplum yada toplumsal yapı yoktur şu an... Ha Irak, İran yada Arabistan gibi yada Habeşistan gibi geri kalmış 3üncü Dünya Ülkelerinde "Belki" uygulama imkanınız olur... Tabi bunu ben bilemem, o toplumun kabulleri bilir... Bu ve Önceki iletimde yazdıklarım açık ve nettir... Saygılarımla...
  11. Tengeriin boşig şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Koç Burcu
    Mavi yerleri atın abi tamam mı... Alın Kırmızı yerleri... Hah! tamam... Ahanda ben... Yok canım yaa; övünmek değil valla, "Benlik"ten uzak olsun... Kim yazmış bunu yav...
  12. Katkılarınız için teşekkür ederim ancak bilmeyenler için bu formülün yani İzafiyet/Görelilik Kuramı hakkında bilgi verir misiniz? "Enerjinin Maddeye Dönüşebilmesi" tanımını daha önce duymamıştım ve bunu anlamlandırmak istiyorum. Ondan sonra daha sağlam yargılar sunabilirim diye düşünüyorum... Saygılarımla...
  13. İslam Tanrı'ya (eğer var olduğuna inanıyorsanız) bir bakış açısıdır Sayın la_bohéme... Toplumsal açıdan ya kullanılmış yada yanlış anlaşılmış veya çarpıtılmıştır. Ancak içinde görebilecek olanlar bir şey görürler... Kimisi onu yanlış anlayabilir, kimisi doğru anlayabilir ve kimin nasıl anladığı önemli değildir. İsteyen inanır, isteyen inanmaz... Tespitiniz şu açıdan doğru Sayın la_bohéme; Ben nasıl anlıyorsam, o şekilde inanıyorum. Kimsenin buna inanıp inanmaması da bein ilgilendirmiyor bu yüzden. Siz inanmamakta yerden göğe kadar haklı olabilirsiniz ve bu yalnızca sizi ilgilendirir... İnsanlardan Ateist olmalarını bekleyemezsiniz, tıpkı İnançlı olmalarını bekleyemeyeceğimiz gibi... Dünyada kaç tane kral var bilmiyorum ancak benim gibi düşünen insanların da var olduğunu düşünüyorum. İslam'da bir değişmenin olduğunu söylemedim hiç bir zaman... Sadece kuralları ile ilgili tespitler yaptım o kadar... Ve İnanç ile ilgili hükümleri zaten bellidir ve değişirse eğer, zaten İslam, İslam olmaktan çıkar... Sayın Kralx, Kur'an-ın "Şunlar şu çağın hükümleri... şunlar şu çağın... bunlar da şu çağ için... onları da şu çağda kullanırsınız..." gibir bir tanımlaması olduğuna rastlamadım... Bakın daha iyi anlaşılması için şöyle örnekleyeyim: Tespit: Kur'an-ın "Kölecilik" ile ilgili, dönemine ait "ıslah edici" yasaları vardır. Yapı: Bugün, o dönemdeki anlamıyla "yasal" olan "Kölecilik" müessesesi artık yoktur, kalmamıştır... Peki Kur'an-ın bu hükmünün, bu güne uygulanabileceğini söyleyebilir miyiz? kölecilik yok ki uygulayasınız. Ha bir devlet "Kölecilik"i bir müessese olarak yeniden yapılandırır ve 1400yıl öncesine dönüş yaparsa, o zaman uygulayabilirsiniz gönül rahatlığıyla. Tespit: Kur'an belli bir sayıda kadınla evlenmeyi, belli koşullarda uygun görmüştür. Yapı: Bugün artık toplumlar "Tek Eşli"dir. Çağdaş yaşam bunu gösterir. Aklı başında hiç bie kadını4ünci eş olmaya razı edemezsiniz. Kadınlar kendi ekonomik özgürlüklerini kazanabilecek zekaya sahiptirler. İşgücü ve beyin gücü olarak kendilerini ispatlamışlardır. Peki hükmü, savaş sırasında da olsa kime uygulayacaksınız? Muhtaç olsa bile kabul etmeyen bir kadına uygulayabilir misiniz artık? O dönemde, kadınların toplumca hor görülmesi bir yana, kadınlarda kendilerini erkeklerle aynı kefeye koyacak bilinçte değillerdi. Toplumsal Kültürleri bunu öğretiyordu çünkü, gelenekleri buydu. İslam dini bile kıramamıştır hatta kabilecilik geleneğini, bu güne kadar gelmiştir. Dolayısıyla o toplumdal 4 eşliliği uygulayabilirdiniz ancak bugün artık mümkün değildir. Kadın muhtaç olsa bile devlet yada kurumlar gelirini sağlayabilecek sosyal dayanışmayı sağlayabilmektedir. Yani bu da günümüzde uygulanabilecek bir hüküm değildir artık. Tespit: mesela İslam geleneğinde Süt Annelik olgusu var. Çocuklar bir anneye veriliyor ve yetiştiriliyor. Yapı: Artık bugün kreşler, çocuk yuvaları, ana okulları vardır. Yani bu yapıda artık vücut bulamamaktadır. Tespit: İslam'da kısas vardır. Yapı: İslam aynı zamanda "hoşgörü" yani "affetmeyi" de öğütlemiştir. Genel olarak toplumlar artık "Hoşgörü" seviyesine ulaşmıştır. İnsan Hayatına önem veren hiç bir "Eğitimli" insan "Kısas" tercihini seçmemekte, "Diyet" yerinde "Hapis" cezasını kabullenebilmektedir. Bu da yasalarca sabit olmuştur zaten. Yani siz halkınıza yeterli eğitimi verdiğinizde, ileride Türkiye'de "Kısas"ı savunacak ortam da kalmayacak ve bu hükümde artık mevcut olan topluma hitap etmeyecektir. Bu çağdışılık değildir; "Artık gerek kalmaması" durumudur ki uzun zamandır artık gerek yoktur zaten... Tespit: El kesme cazası vardır... Yapı: O dönemde, bedevi araplar için "Hapis" uygulaması o kadar mümkün bir uygulama değildi. Mesela Türklerde de "hapis" cezasının olmadığı görülür, çünkü yarı göçebedirler... İşte o dönem Araplar için uygun bir ceza olarak görülmüştür. Ancak bugün artık böyle bir cezanın uygulanabileceği bir yapı yoktur. Yeşleşik hayata çoktan geçilmiş ve yerleşik kanunlar konulmuştur. Bir tepsi baklava çaldığı için 10yıl hapite yatan bir insan cezasının karşılığını fazlasıyla çekebilmektedir (ne yazık ki). ... ... ... Bakın bu şekilde, Kur'an da ki "Toplumsal Hükümlerin" tümünü açabiliriz. Böylelikle hangisinin bugüne hitap edip etmediğini anlayabiliriz. Ancak Ateist ve Teist her iki taraf için söyleyebileceğim en "Bilimsel" öneri: Yorumlarken, hangi çağa ait olduğuna dikkat edilmesi ve Ayetlerin hangi amaçla ortaya çıktığını yani içeriğinin ne olduğunu özümsemeleridir. Bakın, öncelikle Kur'an Arapça olarak, Arap bir topluma "Tanrı"yı bildirmek için ortaya çıkmıştır. Ve bunu, o tolumun sosyal bozukluklarını da düzelterek yapmıştır. Yani Tanrı'yı benimsetirken, Araplara ait bir çok bozuk yada eksik yapıyı da düzenlemiş ve düzeltmiştir. Bu açıdan bakmak gerekir... Mesela: Araplar için "Kölelik" ıslah edilmiştir dedik... E "Kölelik" uygulamasının olmadığı Türklerde bu hüküm uygulansın diye "Köleliğin" Benimsetilmesi/Benimsenmesi gerekli miydi? İnanmak için bu şart mıydı? Ancak Araplar, Türkler "Taşkınlık!" yapamsınlar diye Dini kullanaran ve köleliği Türklere benimseterek kandırmışlardır... Gibi... Bir çok örnek sıralayabilirim size hemde istediğiniz kadar... İnançların "Toplumsal Kuralları" ortaya çıktıkları dönemlere hitap ederler... Ancak... Mesela Zekat'ta o dönemde de uygulanmasına rağmen, bugün hala yararlı bir uygulamadır bence... Ateist arkadaşlar katılır mı bilmiyorum ancak "Tanrı korkusuyla" da olsa (ki ben zekatımı Tanrı korkusuyla vermem) fakir insanlara yardım edilmesi kötü bir uygulama değildir. Bu yüzden bu uygulama hala geçerli olabilir... Kötü yada olumsuz bir yönü yoktur. Hiç bir şekilde "Zekat Verdim" diyerek "Kara Para" aklayamazsınız mesela! Hiç bir şekilde "Toplumun Kabullerine" uymamaklığı yoktur. Ancak sırf "Zekat" var diye diğer bağışlardan da kaçılmamalıdır tabi... Her bağış, zekat gibi bir anlam taşıyabilir... Değerlidir... Kısaca benim anlayışım, yani daha doğrusu gördüğüm şey bu... Hiç bir şekilde daha farklı bir anlam ifade edemiyor benim için... Bir çok teist arkadaşım karşı çıkacaktır ve bir çok ateist arkadaşım İslam'ı bir kılıa uydurmaya çalıştığımı düşünecektir ancak ben henüz bir tutarsızlık görmedim. Çünkü Tarih'te ortada... Örneklerini verdim... Bakış açısı önemli bence Saygılarımla...
  14. Sayın yam_yam katkınız için çok teşekkür ederim... Ben sadece "Bildiğim" kadarıyla bir şekilde sorgulamak istedim ve hatalarımı düzelttiğiniz için de şağolun... "Enerji Madde'ye Dönüştürülebilir" tanımını anlamadım yalnız, bunu açabilir misiniz? Maddenin enerjiye dönüşmesine örnekler verilebilir de, bu söyleminize dair bir örnek yakalayamadım... Açarsanız sevinirim... Saygılarımla...
  15. Görüşünüze Saygım var ancak İslam'ın "Öz" olarak böyle olduğunu düşünüyorum. Bu anlama zoraki olarak sokmuyorum. Diğer insanlar benim gibi anlamamakla iyi mi yapıyorlar yda kötü mü, ben yanlış mı anlıyorum doğru mu... Beni bu ilgilendirmiyor... Ama şunu söyleyebilrim ki öz olarak bu konuda sanırım aynı düşünüyoruz: Bugünkü anlamıyla anlaşılan "İslam" düşüncesinin yada uygulanmaya veya "Dikte" edilmeleye veyahut "Aşılanmaya" çalışılan "İslam" düşüncesinin doğru olmadığını düşünüyorum. Siz buna ek olarak; "İslam'ın baştan beri Yanlış olduğunu" düşünüyorsunuz, ben ise; "Aslında böyle olmadığını" düşünüyorum... Saygılarımla...
  16. Sayın yam_yam, sorularınızın cevapları yazımın içeriğinde var ancak yine de ben maddelemek isterim: 1- Kur'an-ın "Değişmeyecek olan hükümleri"nin "İnanç Özellikleri" ile ilgili bildirdiği kıstaslar olduğunu düşünüyorum. Yani mesela "Allah birdir" vs vs... Niye böyle düşünüyorum... Çünkü bakın, Emeviler döneminde yani Hz. Muhammed vefat eder etmez kısa bir süre sonra Kur'an-ın bir çok toplumsal yargısı ya yenilenmiş ve dönemive uydunlaştırlmış yada uygulanmamıştır. Mesela uygulanmayanlarda en önemlisi; "Kavimcilik" anlayışının tasvip edilmemesidir. Emevilerin kurucusu olan Muaviye (ki oğlu Yezid'dir), Hz. Muhammed'in yazıcılarındandır. Ancak İslam alemine "Hükümdarlığın Babadan Oğula Geçme" geleneğini de getiren odur. Yani Kur'an-ın o hükmünün uygulanabileceği bir ortam yoktur artık... Bunu da Tarih söylüyor, ben söylemiyorum. 2- İslam bir çok "kötü" geleneği "ıslah" etmiştir. Çok Kadın ile evlilik bugün için geri bir anlayıştır, yani geçmişe aittir. ancak o dönem için düşünülecek olursa, o toplum için normal bir uygulamadır. Sıradan bir kabuldür. Ha siz diyorsanız ki; "Öyle bile olsa, madem ki ilahi bir kitapsa bu, bugünün normlarını indirseymiş ogün..." O zaman anlayışınız açısından haklı olabilirsiniz, ancak ogün için "Normal" olan bir uygulama sadece "Islah" edilme ihtiyacına göre şekillenmiştir. Aşırı uygulamalar ise kaldırılmıştır. Bundan başka Kur'an, ortaya çıkmadan önce var olan bazı adetleri de aynığıyla sürdürmüştür de mesela: Gusl abdesti vs vs vs... Bunlar da vardır... 3- Kur'an-ın rehber edinilecek olan kısmı zaten belirttiğim gibi "Toplumsal Normları" değil ki... Bunu söylüyorum ki; o normlar o döneme aittir. Bize yada Bana hitap eden kısmı "İnanç" ile ilgili kısmıdır... Eğer Kur'an rehber edinilecekse bu yönüyle rehber edinebiliriz ancak... Bu yönüyle de inanç ve ondan anladığınız Kişiseldir... Bireyseldir... Bu söylemimi ya "Din Dışı" olarak algılıyorlar yada "İslam'a "Aykırı" olarak. Oysa ki "İslam Devleti" adı ile kurulmuş olan devletler bile, yüzyıllar önce bu ayrımın farkına varmışlardır. Emevilerle ve hatta Haliflerle başlamıştır ayrım... Farkındadırlar... Bir iki örnek te verdim hatta. Yani benim kendi öz anlayışım dadeğil aslında... Tarihte bu var... 4- Tarihte elbette ki Toplumsal Düzene amaçlı uygulamalara yönelen, kanunlar çıkaran toplumlar veya kimseler olmuştur. Bakın, mesela ABD'nin bir Adalet Binası var ve üzerinde Tarihte bilinen "Kanun Koyucular"ın kabartmaları var. Aralarında Hz. Muhammed'de var ve elinde Kur'an ve Hançerle resmedilmiş... Kur'an dediğimiz gibi iki özellik taşıyor; "Toplumsal Normlar" ve "İnanç Özellikleri"... İlki o dönem için uygundur (yada değildir) ama şu an reber edinilecekse eğer edinilecek kısmı "İnanç Özellikleri"dir. Bu açıdan tüm inançlar da zaten "Bireyseldir"... "Toplumsal İlişkilere" artık müdahele edemezler bu açıdan... İnanç Kişi ile Tanrı arasındaki bağdır çünkü... Temel olarak görüşlerim böyle... Yanlış yada doğru... Ben İslam'dan bunu anlıyorum... "İnanç" deyince aklıma "Toplum ile olan Bağ"ım gelmiyor... Ve Kur'an-ın bu hükümlerinin "Tarihsel" açıdan ele alınması gerektiğini düşünüyorum. Belki aykırı yada farklı bir anlayış ama ben bundan farklı bir anlam veremiyorum buna... Temel olarak ise, benim hakkımda bir yargıda bulunurken şu noktayı es geçmemenizi rica ederim ki; ben tüm "İnanç"ların aynı şeyi nitelediğini düşünüyorum. Yani inandığım şeyi sokakta gördüğünüz motamot bir "İslam Dini Saplantısı" olarak algılamayınız... Saygılarımla...
  17. Söylediğim kelimelerin anlamları lugatlerde mevcuttur. O kimseler niçin illa ki "Dost" manasında çeviriyorlar... Önyargı ile yada mevcudiyetinde bulundukları zümrelerin görüşlerine göre şekillendirdikleri kesindir... Evlenme hususuna ise daha sonra değineceğim...
  18. Ya konuyla alakalı değil belki ama, hakkatan çok güzel bir hiciv olmuş... Tebrik ederim... Hiç bu forumda bu kadar gülmemiştim... :clover:
  19. "Dost" edinmek derken çok küçük bir nüans farklılığı vardır ve bunun yanlış anlamlandırılmaması gerekir... Kur'anda "Dost" kelimesi yerine geçen kelime "Veli/Evliya/Mevla" gibi aynı kökene dayanan kelimelerdir. Mesela Hz. Muhammed, Gadir-i Humm'da Hz. Ali'ye hitaben şöyle diyor: "Ben kimin Mevlası ise, Ali'de onun Mevlasıdır." Burada "Dost" anlamına yordanan kelime "Önder" anlamında kullanılmıştır... Yani Kur'an-daki o tümce "Önder Edinmeyiniz" şeklinde olmalıdır... Buda "Halifelik" makamı için geçerli olarak ele alınır... Yani "Arkadaş" anlamında kullanılamaz o kelime... Daha önceleri bu forumda, sanırem "Kur'an-da Çelişkiler" adlı konuda tartışması yapılmıştı bunun... Yani Arkadaş edinirken "Dinin" göz önünde bulundurulması emredilmez Kur'an-da. Aksine Hıristiyanlar ve Museviler "Ehl-i Kitap" olarak adlandırılır... Saygılarımla...
  20. Sayın Yam_yam, öncelikle ılımlı üslubunuz için çok Teşekkür ederim... Saygı duydum... Sağolun... Yanıtlarıma geçeyim... Bakın bu tespitinz her inançlı içn geçerli değildir... Benim hoşuma gitmeyen şey, her inançlının aynı kefeye konmasıdır. Mesela benim ailemde de bazen böyle "Tırnak Kesem" "Islık Öttürme" gibi hurafeler inananlar çıkıyor. Ve saysam size, daha nice hurafeler var... Ama "-her inançlı bu hurafelere kapılıyor/kapılabilir" diye bir yargı yanlış. Bende inançlıyım ancak böyle uydurmalara inanmam... Ha siz bir "Tanrı" inancınada "Hurafe" olarak bakıyorsanız, evet bir Tanrı'nın varlığına inanıyorum... Valla, arkadaşlarımla olan ilişklierim "İnanç" temelli olmadığı ve insanlarla olan ilişkilerimde bunu baz almadığım için, onları "İnancımla" bağdaştırıp bağdaştırmama gibi bir sorumluluğum yada kaygım olmuyor... Bende pek farklı sayılmam Sayın Yam_yam... Saygılarımla...
  21. Bakın, şunu anlatamıyorum sanırım... Dinler, ortqaya çıktıkları dönemde, ortaya çıktıkları toplumları ıslah etmişlerdir yada devşirmiştir. İslam Dini'de ortaya çıktığı dönemde bunu yapmıştır. Örneklerle gidelim: 1- İslam'ın şöyle bir iddiası var: "İslam ortaya çıkmadan önce Araplar kız çocuklarını gömüyorlardı ve İslam bunu kaldırdı" Tespit: Eğer İslam'ın "İşe Yaramadığını" "Sahte Olduğunu" "Kötü Olduğunu" iddia edeceksek şunun ispatlanması gerekir: "Arapların İslam'dan önce Kız Çocuklarını gömme adetlerinin olmadığının ispatlanması". 2- İslam, Arap Toplumunu "İyiye" devşirdiğini iddia eder Tespit: Eğer İslam dininin bu açıdan "Yanlış" olduğu yani "İyiye Devşirmediği" ve yani "Çağdışı" olduğu (daha kötü bir yapı sağladıysa çağdışıdır) kanısındaysanız şunu ispat etmeniz gerekir: "İslam'ın, Ortaya çıkmadan önceki iyi bir geleneği, daha kötü bir gelenekle değiştirmiş olması". 3- İslam'ın, ortaya çıktığı dönemde, bir çok Toplumsal Tavsiyeleri vardır. Tespit: İslam'ın bugün için "Toplumsal" tavsiyelerde bulunduğunu iddia edebilirsiniz elbette ki ancak şunu unutmamak gerekir: Mesela Arap Toplumnda "Kölecilik" vardır ve İslam bunu "Islah" etmiştir, bu bir gerçektir... Şimdi bu kuralın bu güne uygulanabilmesi için bugün "Köleci" bir sistemin uygulanıyor olması gerekir, ancak yoktur... Peki nasıl olurda siz bu tavsiyenin bugüne hitap ettiğini iddia edebilirsiniz? Yok ki öyle bir yapı? Neye uygulayacaksınız? Bu bir yana, tek örnek bu çağ için geçerli değildir. Daha Hz. Muhammed vefat ettikten 30yıl sonra bile, bu tür ayetlerin ayırdına varılmıştır. Bu Ayetleri yadsımak yada inkar etmek yada Tanrı'nın buyruğuna karşı gelemk değildir. O Toplumsal Kuralların işlerliği kalmamışsa artık, Devir değişmişse, Toplumların kabulleri ilerlemişse daha neyi uygulayacaksınız? Zina meselesinde mesela... O gün için Kadınlar açısından özgür bir ortam yok, kurallar katı ve İslam bunu biraz da olsa devşirmiş... Ancak toplum hala kabullenemiyor bunları da... Dolayısıyla İslam'ın getirdiği kurallar uygulanabilir bir mahiyette. Oysa bugün Toplumların Bilinçleri gelişmiştir. "Bireysellik" ortaya çıkmıştır. Toplum baskısından bağımsız bireyler yaşamaktadır. Dolayısıyla artık "Zina" hükmü anlamını çok çok daraltmıştır. Her hangi bir Ailevi yapıya yada şahsiyete zarar vermediği sürece kimse kimsenin Cinsel İlişkisine karışamaz... Yani hoşgörü artmıştır... Ogün yerleşmesi mümkün olmayan İnsani özellikler artık benimsenmiştir. Yani sizin gidipte o dönem için belirtilmiş olan hükümleri bugün uygulamanız için, bugünün Kültürel yapısını o döneme indirgemeniz lazımdır. Geriye devşirmeniz lazımdır... 4- İslam, tutarlı olduğunu iddia eder. Tespit: Eğer İslam2ın "Tutarsız" olduğunu ispatlamak istiyorsanız, bu iki, üç ayetin alınıp, kafamıza göre yorumlanması ile olmamaktadır ne yazık ki. Dini Kitaplar bir Bütünlük arzederler. Ve her hükmü; belirli dönemlerde, belirli olaylar karşısında, belirli şartlarda oluşmuştur. Bu yüzden bir ayet açıklanırken bu hususlar göz önünde bulundurulmalıdır. Aksi davranış zaten Bilimsellikten uzak olur... Mesnedsiz olur, mantıksız olur. Tutarsız olur. Kur'an baştan aşağıya çelişkilerle dolu dahi olsa bunun yöntemi her kaynak için budur... İki ayeti alıpta "Ahanda sana çelişki" diyemeyiz... Bir tarihi roman bile okunurken veya yazılırken bu hususlara özellikle dikkat edilir. Ama nedense Kur'an-ı eleştirmek isteyen "Bilimsever" arkadaşlar bunu göz ardı ederler... Bakın ben kafama göre konuşmuyorum. Biyerlerimden uydurmuyorum. İnsan Bilimlerin (Sosyoloji, Tarih vs...) yasalarıdır bunlar... Ve her ciddi araştırmacı bu şekilde yapar bunu... Bu şekilde yapılmayan hiç bir tespit yapıcı değildir, kalıcı değildir. Bunu bir de "Bilim"i savunarak yapıyorsanız gülerler adama... Yapana da gülerler, onayana da gülerler... Neyse, asıl konuya gelelim: demek istediğim Sevgili Yam_Yam Arkadaşım, Kur'an-ın uygulanmasını uygun gördüğü yada tavsiye ettiği Toplumsal Normların uygulanabileceği bir yapıda değildir bugünkü toplumlar. O yüzden bu kurallar o döneme hitap etmektedir. Ha ama bakarsınız hala kafa yapısı olarak 1400yıl öncesinde yaşayan insanlar vardır ve bu insanların yaşadığı bir toplum/millet/devlet vardır, orda belki uygulayabilirsiniz. Ama artık Çağdaş Toplumlarda uygulanabilecek bir yapıda değildir. Bu açıdan ise Kur'an-ın "Çağdışı/Çağdaş" olması hakkında şöyle bir tanım yapılabilir: *Kur'an indirildiği toplum için çağdaş bir yapıdadır ve toplumu yeni bir düzene devşirmiştir... *Kur'an-ın bildirdiği "Toplumsal Normlar"ın işlenebileceği/uygulanabileceği bir toplum yapısı bugün mevcut değildir... *1400yıl öncesinin Toplumsal Yapısı ile bugünkü toplumların yapısının karşılaştırılması Tarih Bilime aykırıdır. Bu aynen GökTürk Devleti ile Türkiye Cumhuriyetini birbiriyle karşılaştırmak ve GökTürklere "Türkiye Cumhuriyetine Göre Çağdışıdır" demek kadar mesnedsiz ve mantıksız bir tanım olur. Aynen "Dedem Bende Daha Yaşlı" demek kadar gereksiz ve mantıksız bir tanım olur bu... Söylediğim gibi 3 küçük örnek verdim yöntem üzerine. Bundan başka herhangibir yapılacak bir yorum dahi kesinlikle "Bilimsel" olamaz... İsterseniz hala Arkadaşımızın yöntemi üzerinde Na-İlim olarak devam edersiniz tartışmanıza, isterseniz gerçekten Bilimsel İspatlarla devam ederiz... Zira öteki türlü hiç bir noktaya varılamayacağı aşikardır. Kaldı ki arkadaşın tüm forum konularında aynı yöntemi uygulayıpta hiç bir konuda fayda üretememesi de zaten aşikardır... Size düşen ise sadece ve sadece Dürüst olmak ve her zaman yaptığınız gibi "Bilim"i her koşulda ve Arkadaşlarınıza rağmen savunabilmektir... "Dinin Yorumlanması" konusunda ise Atatürk'ün bir lafı vardır: "Hangi şey ki Akla, Mantığa, Halkın Yararına uygundur; biliniz ki o, bizim dinimize de uygundur." Burada "Atatürk Müslümandır" imajı vermek istemiyorum. Kaldı ki tartışacağım en son şey her kim olursa olsun, bir kimsenin inancıdır. Lakin şu doğru vardır ki; Bir şey Akla ve Mantığa ve Bilime uygunsa Dine uygun olup olmaması hakkında herhangi bir fetva yada olur gerekmemektedir. Toplumlar kendisi evrilmektedir artık ve cahillik dönemi çoktan aşılmıştır. Bir dinin Toplumsal Normlarının yeniden yeniden, çarşaf kılıfı değiştirilir gibi yada temcit pilavı gibi öne konmasının yada eşelenmesinin gereği ve mantığı yoktur, bunu yapmak Saplantıdır, O dine olan "Bağımlı Kişilik" örneğidir... Benim söylediklerim ise Kur'an Ayetlerini yadsımak değildir... Yada Tanrı'nın ayetlerinin üzerinde bir hüküm kılmak değildir. Sonuçta "Yaratılmış Olan Herşey Tanrı'nın Kelimesidir" yani "Ene'l Hakk" anlayışına sahibim ve "Özde Olan O"dur... Bu yüzden Toplum Bilimlerin kabul edilemez tespitleri olacağını hiç mi hiç sanmıyorum. Bu açıdan M. Kemal Atatürk'ün deyişine sahibim... Ayrıca ayette belirtildiği üzere "Cahiliye Devri Adetleri"ni savunmuyorum ki Tanrı'ya karşı gelmiş olayım... Aksine o devirden kat ve kat daha ileri anlayışları taraf tutuyorum ki asıl uygun olanda budur zaten... Umarım bir fikir verebilmişimdir... Tartışma yukarıda saydığım meyanda ilerlerse, yapılan hatalardan ziyade çok çok daha faydalı bilgiler edinebiliriz birbirimizden... Saygılarımla...
  22. İnsan sevgisine ziyadesiyle sahip olduğumu düşünüyorum, yine de tavsiyeniz için çok sağolun... Tartışmanın bir adabı vardır. Ve bizim bu tartışmayı sürdüremememizin nedeni bu adaba uyulmamasıdır kimilerince... Sözlerimi boyalı bulabilirsiniz, canınız sağolsun... Lakin en az sizin kadar insan sevgisi ile doluyumdur ve siyasi tercihlerimiz önemli ise Kapitalizmden ve Emperyalizmden nefret ettiğimi ve karşıtı olduğumu (hemde yeteriyle) söylemem gerekir, böyle addedilmek beni fazlasıyla rahatsız eder... Ve aksine, bende Dinlerin bazı hükümlerinin bugün için son derece eskide kaldığını ve uygulanmasının tehlikeli olduğunu anlamaya çalışıyorum bir çok iletimde... Dikkat ederseniz zaten görürsünüz... Tabii ön yargılarınızdan kurtulabilirseniz... Bence de tartışmaya devam edelim ancak şu kurala uyarak: *Önceki iletimde belirttiğim kurallara uyulması... Ve dürüst olunması koşulu ile... Aksi takdirde kör döğüşünden başka bir işe yaramıyor ve yaptığımız şey tartışma olmuyor... İletilerin hepsini okuyun, bu çok açık... Önceki iletimde de yazdıklarım açık ve nettir... Saygılarımla...
  23. Hımmm... Ben hiç Bing-Bang'in "Olmamış Olabileceği"ni düşünmemiştim doğrusu... Doğru yaa... Sonuçta "Bing-Bang"te bir Teori ve olmamışta olabilir... Çok sağolun Sayın Tarafsız...
  24. Çok haklısınız sayın Tarafsız... İşte inançların bireysel olan kısımları da bu... Bu yüzden kimin neye inandığı önemli değil... O yüzden inandığınız şey, sizin kişisel doğrularınız olmakan öteye gidemiyor. Bu da inancın bireysel olmasını gerekli kılıyor, çünkü ispatlayamıyorsunuz. Adı bu yüzden "İnanç"... Ben bir "Tanrı"yan inanıyorum ancak bu söylediklerinizde de çok haklısınız...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.