BrainSlapper tarafından postalanan herşey
-
TÜRBAN VE BAŞÖRTÜSÜ / SIKMABAŞ ARASINDAKİ FARK... (Sevgi Suheda arkadaşımızın sorusuna atfen tartışmaya açılmıştır...)
Boşigciim, evet konuyu birz kişiselleştirmiş ve üslup tartışmasına döndürmüşsün. ateist111'in söylediği şeylere katılıyorum. Şöyle örnek vereyim. Ben ve sen tutar İstanbul veya İzmir hakkında konuşuruz. İkimizn de o kentlerde bulunmuşkluğu vardır. Ama ben İzmir'i senden daha iyi bilemem. Ben sadece 1 hafta kaldım, senin ömrün orda geçmiş. Mesela Bangkok hakkında benimle yarışamazsın. Ben orada kaldım, gördüm, havasını soludum. Sen orada olmadın. Sayın ateist111'in söylediği şey şu: "Ben bir zamanalar müslümandım. O nedenle islamiyet hakkında çok şey biliyorum." "Ben bir zamanlar İzmirde yaşıyorsum. O nedenle izmir hakkında çok şey bilirim." Mesela İzmir'de 12 sene önce yaşamaış bir adama "Ohhoo çok şey değişti, sen yeni İzmir'i tanımıyorsun" diyebilirsin. Ama aynı şeyi ateist111'e diyemezsin. Zira, ateist111'in müslüman olduğu dönem ile şimdiki müslümanlaık arasında bir fark yok. Yani demek istediği "o sularda yüzmüş olan bir insan olarak, ben o sular hakkında çok şey söyleyebiliröm, ancak bu sularda yüzmemiş insan, bu sular hakkında çok şey söyleyemez". Umarım anlatabilmişimdir. Zira, ben de ateist111'in konumundayım, katakuta da, diğer birçok dinsiz de ayn ı konumda. Zira bizler uzaydan gelmedik. Hepimiz bir zamanlar müslümandık. Yani o suları tanıyoruz. Saygılar.
-
Ateist evren anlayışında bilimin yeri
O sözü ben söyledim ve yine söylüyorum: ALLAH, MUHAMMED'İN KENDİ HALÜSİNASYON DÜMNYASINDA YARATTIĞI GÖRÜNMEZ BİR PUTTUR. Sonsuz bilginin hepsini bilmek mümkün değil, doğru. BBilinirse sonsuz olmaz. Bilim, bu bilgiyi hergün ortaya çıkartıyor. Düne göre daha fazla şey biliyoruz. 100 yıl öncesine göre çok daha fazla şey biliyoruz. Peki senin görünmez putun hakkında 1400 sene önce bilinen şeyler ile, bugün onun hakkında bilinen şeyler arasında fark var mı? Yok. Zira Senin Allah dediğin put koca bir HİÇ'ten ibaret. HİÇ hakkındaki bilgi artabilemez de, çoğalabilemez de. Nokta. Saygılar.
-
Ateist açısından maddenin anlamı
Sayın magician'ın yazısına cevap verecektim, ama sayın ateist111'in yazısını okuduktan sonra vazgeçtim. Zira ateist111'in yazdığı herşeye ben de imzamı atarım. Saygılar.
-
Allah mı Şair, Muhammed mi?
Teşekkürler katakuta. Yani zaten adam şeytan. Yani zaten kafir. "Müslüman şeytan" ifadesi var mı islamda? Şeytanlar kafir oldu demek. Şeytanlar önceden kafir değildi, ama bu büyü işinden sonra kafir oldular demek. Yani ben onun fiziki veya metafiziki varlık olup olmadıklarını tartışmıyorum. Bana göre zaten şeytan diuye bişey yok. Benim dikkat çekmek istediğim husus, Kuran'ın kendi kendiyle çelişien tarafları. Şeytanlar kafir oldu. Hmm demekki şeytanlar önceden kafir değilmiş. Yani müslüman şeytan da varmış. Bak sen.. Ne diyelim Muhammed'in çelişkilerini, hatalarını 1400 yıldır bütün müslümanlar uğraşıyor, daha temizleyemediler. Saygılar.
-
hadi bir sure acalım
Bak Çimen kardeşim, Hırsız kendine ırsız demez. Dürüst adam da kendine dürüst sıfatı vermez. Bunu başkaları yapar. Beni benim düşüncelerim "etiketlendirir". Ben kafanmda hiçbir düşünce yokken, "Hmm. Ben ateistliği seçtim, Ateistler neleri savunuyor, öğreneyim neyi savunmam gerekiyormuş" diye başlamadım. Düşüncelerim sonucunda kendimi bir etiketytle buldum. Anlayabiliyor musun? Şimdi gelelim ilk söylediğin şeye... Ben seni bana kendini tanıttığın kadar tanırım, bunu da buradaki yazılarından anlarım, daha fazla kişiliğin hakkında bilgim olabilemez. Burada yazdığın bütün yazılar, Kuran'ı rasyonel gösterme ve İslam'ı doğrulama çabası. Tek bir İslam ve kuran karşıtı düşüncen yok. Bu durumda senin tarafın ve yerin bellidir. Tarafsızlık numarasına yatmana gerek yok. Ben irdelerim. İncelerim. Yanlış gördüğüm şeyi yazarım. Sen benim veya bir başkasının "anneye bababaya iyi davranın " sözünü eleştirdiğimizi gördün mü? Eleştirmeyiz. Zira eleştirecek bişey görmüyoruz. Ancak, sizi dinden spoğutan anneniz babanız da olsa onlarla dostlluk kurnmayınız sözünü eleştiririz. Zira, kardeşliğin, dostluğun, sevginin önüne geçmemelidir din. Hertürlü korkudan kendimi münezzeh kıldım diyorsun, ama islamiyetişn allahının korkusundan münezzeh kılamamışsın. Bir yöntem eşiğinde değilim diyorsun, kullandığın tek yöntem islam2ı rasyonelleştirme çabası. Başka bişey yok. Söylediğin sözler, yazdığın yazılar, ben müslümanıııııım diye bağırırken, ben ateist bile değilim diyemezsin. Bu dürüstlük olmaz. İnsan kendine bir grup seçmez. Dşüncelerine bakılarak o insan çeşitli düşünce sınıfları içinde gruplandırılır. Bana göre yanlış. Evrensel değerlere göre yanlış. Tabiata göre yanlış. * Ayrıca, hangi korkularım açığa çıkmış, hangi çıkarım kaybolmuş, hurilerim mi elimden alınmış bir yazıver. Yukarıdaki paragrafları hangi kafayla yazdınız. Ciddiye alınmak istiyorsanız, yazılarınızı mantık süzgecinden geçirirniz. Sana cevap yazıp yazmama konusunda tereddüt etmeme neden olan bir paragraf. Yanlış olan şeyleri yok mu sayacağız. Kuran var. Mevcut. Kuran yok diyen var mı? Dediğimiz şey Kuran'ın yanlış olduğunu belirtmek. Dediğimiz şey, Kuran'ın Tanrı denen şeyden gelmediğini söylemek. Dediğimiz şey, Kuran'ın çelişkiler yumağı, akıcılıktan yoksun bir kitap olduğunu söylemek. Dediğimiz şey, Kuran'ın akla, amntığa, vidana mugayir bir kitap olduğunu söylemek. Ben onun foyasını ortaya döktüğüm için bana da kafir derdi ne diyecekti ki? Osmanlı padişahları kelle keserken neden kesin kafasını dememişler de, neden "vurun boynunu" demişerlse, o nedenle Muhammed de "vurun boyunlarına" demiş. Yeterli mi açıklama? Boynu kesilmiş bir insananın neden parmağına vurular? Bunu bana mı soruyorsun? Kuranda yazıyor nedeni. Ölmüş, yakılmış, kebap edilmiş adamı Muhammed'in allahı neden derilerini tazeleyip tazeleyip yeniden yakıyor ve öfkesini dindiremiyorsa, o nedenle muhammed de ölmüş adamın cesedini bile rahat bırakmıyor. Hem Muhammed, hem de muhammedin hayali putu, işkence etmekten zevk alıyorlar. Muhammed'e kalsaydı iş, adamları keser, kadınları ve çocukları satardı. Orada karşısında Arap dünyasının en büyük devlet adamlarından biri var: Ebu Süfyan. Politikayı bilen bir insan. Ebu Süfyan'ın muhammed ile yaptığı anlaşma neticesinde Mekke savaş olmadan teslim olmuştur. Peki Ebu Süfyan ne aldı bundan? Muhammed'den şahsi hazinesine birsürü deve. Ayrıca Muhammed'in bile Medinedeyken hiç yapmadığı Hac ibadetinin "zorunlu" hale gelmesini sağladı. Yani Ebu SÜfyan amacına ulaştı. Ebu Süfya'nın Muhammed'e itirazı neydi en baştan itibaren? Ebu Süfyan: "Allah'ın bir veya 300 küsür olması sorun değil. Muhammed'in Allah'ına da inanınırz. Sorun olan Muhammed'in bu bir Allah'ın heryerde olduğunu söylemesi. Allah heryerde olursa, Mekke'ye kim gelir? Biz ve çocuklarımız Mekke'ye gelen hacılara mallarımızı satarak geçimimizi sağlıyoruz. " Ebu Süfyan realist bir adamdı. ilahla külahla işi olmayan bir adamdı. İstediği şey Mekke'ye gelecek hazır müşteri idi ve Mekke Fethinden önce Haccı Muhammed'e zorunlu kıldırmmayı başardı ve amacına ulaştı. Ne zamandan beri bu forumu okuyorsun bilemem. -Eğer bir Tanrı varsa- bu kesinlikle muhammed'in tarif ettiği ******, ******, ******ilah değil. - Eğer illa birleye Tanrı sıfatı vericekse, o şeyin ne olabileceğpine ilişkin düşüncemi şuradaki başlıkta belirttim. Muhammed'in tarif ettiği allah olmadığı gibi, melek, şeytan diye tarif ettiği şeyler de yok. Muhammede bir halüsinasyon dünyası yaratmış ve bu halüsinasyonlardan aldığını iddia ettiği sözrle kardeşi kardeşe, babayı oğula düşman etmiş. . . Kusura bakma demogoji çıkarmaya yönelikirişimlerin başarısız kalacak. Saygılar.
-
Tanrı nerede?
Su Damlası, Dili anlamak çok mu zor? Adam orada Çin'i hedef göstermemiş. Orada bir uzaklık tabiri var. "İlimi Çin'den alın gelin" dememiş. "İlim Çin'de bile olsa, alın" demiş. İlimin de tasnifini islam alimleri yapmışlar: Farz-ı ayın ilimler, Farz-ı Kifâye ilimler. Nokta. İslam için başka ilim yoktur. Saygılar.
-
İnsan hatırlamadığı sözden sorumlu mudur? (Kalu bela)
Yaşamın ve yaşamın temelindeki gerçekler bu kadar basite indirgenip Allah'ın tiyatro sevdasına bağlanmamalı. Saygılar.
-
Allah mı Şair, Muhammed mi?
Kusura bakmayaın, ben bu ayette başka bir hususa dikkat çekeceğim. İnsan Kuran'ı irdelikçe çelişkilerin daniskasıyla karşılaşıyor. Biri bana şu ifadenin ne anlama geldiğini anlatsın: Lâkin şeytanlar kâfir oldular. Semitik inançlara göre, Şeytanlar zaten kafir sayılmıyorlaymıydı? Yoksa Allah'ın, pardon Muhammed'in, hafızası mı kaybolmuş? Anlamamışem. Saygılar.
-
Tanrı nerede?
Kendimiz pişirip kendimiz yemiyoruz. Bir müslüman'ın yazısını alıntıladım. O pişirdi, ben servis ettim. O hadiste Çin "uzaklık" ifade eden bir kelimedir. İlim'in adresi gösterilmemiştir. "İlim Çin'de bile olsa..." Yani Osmanlılardan bize kalan benzer bir söz var... "Fizan'a kadar giderim..." Bu sözdeki kasıt, uzaklıktır. Fizan Osmanlı İmparatorluğunun en uç/uzak noktasıdır, bugünkü Libya'nın en güneyidir. Çad denen devletin olduğu yerdir. Her iki sözde de kastedilen şey uzaklıktır, yoksa Çin'de İslami ilim olduğunu kimse iddia etmiyor. * Batı'nın yararlandığı müslüman bilimciler, zamanında zındık ilan edilmiş insanlardır. Kuran'dan başka kitaplar okuyan, eski Yunan, eski Mısır, eski Hint kültürüne ait kitaplardaki bilgileri tercüme eden insanlardır. Tercüme edilecek metinler tükenince, müslüman dünyasında yaşayan zındıkların Batı'ya aktaravbileceği materyal de kalmamış, islam'ın bugün sahiplenmeye çalıştığı zındık bilimcilerin dönemi kapanmıştır. Orhan Pamuk'tan 100 yıl sonra nasıl "Nobel ödüllü müslüman" diye bahsedilecek ise, İbn-i Sina vs. gibi adamlar da o dönemimn Orhan Pamuk2udur. Yani müslüman dünyasında yaşamaktan başka mülümanlıkla alakası olmayan insanlar. İslami ilimleri öğrenmek herkes için bir gereklilik olmadığı gibi, islami ilimlere harcanan zaman israftır. Ayrıca hadis belli, kastedilen ilim belli, islam alimlerinin ilimleri nasıl sınıflandırdıkları belli. O nedenle sözü kıvırmanın, farklı anlamlar vermeye çalışmanın manası yok. Saygılar.
-
İnsan hatırlamadığı sözden sorumlu mudur? (Kalu bela)
Hiçbir insan inanma ihtiyacıyla doğmaz. Allah'a inanma ihtiyacı hisseden bir bebek tanımadım. İnsan büyüdükçe, çevresindeki davranışlara göre, yaşadığı tecrübeye göre duyguları gelişir. Korkuları çoğaldıkça, güvensizlik hissi arttıkça güvenebileceği yerler arar. Kimse bu güven ihtiyacına karşılayamazsa ultra güçleri olan bir varlık yaratır kafasında ve ona güvenir. Ynai, inanma ihtiyacı doğuştan gelmez. Saygılar.
-
Allah mı Şair, Muhammed mi?
Sevgili Aurelius, eline sağlık, çok güzel bir alıntıydı. Saygılar.
-
hadi bir sure acalım
Sayın Cimen, öncelikle kendine karşı dürüst ol. Ateist bile değilimden kastın ne? "Ateist bile değilim" ifadesini, dini her türlü korkudan uzak olarak eleştirebilen, ancak Tanrı konusunda herhangi bir karara varamamış bir insan söyleyebilir. Ancak senin bütün yazıların, İslamiyeti savunma üzerine. O nedenle "ateist bile değilim" sözünüz gerçeği yansıtmıyor. Sen sorgulama aşamasına geçmişsin de, yanlış diyemiyorsun yanlışlara. Sadece Kuran'ı/İslam'ı rasyonelleştirme çabası içindesin. Senin bu yazdığın şeyleri Muhammed okusaydı "Vay be, ben neler demek istemişim de, haberim yokmuş" derdi heralde. * Ayet açık ve net. Rasyonelleştirmeye, makyajlamaya gerek yok. Buyun vurmak, öldürmek demektir. Kafa kesmek demektir. Bunun şöyle demek istemişi, böyle demek istemişi yok. Muhammed cinnet geçirmiş bir halde, katliam istiyor. Bu isteğin de Allah'tan geldiğine inandırıyor herkesi. Allah'ın meleklere bile bu şekilde vahyettiğini iddia ediyor. * Ben de tavsiye ederim Budizm'i herkese, eğer bir din seçecek olsaydım budist, taoist falan olurdum. Yunus Emre'yi, Mevlana'yı falan seven insanlar, Budizm ile tanıştıkları zaman o kişilerin düşüncelerinin kaynağının nereden geldiğini anlayabilirler. Saygılar.
-
Tanrı nerede?
Pardon, bir önceki iletiye yazacaktım, unutmuşum, ekliyeyim. Sevgili demirefe, Sen bilimi tartışmak istediğinde neden hep karşına din çıkıyor sanırım anlamışsındır yukarıdaki alıntımdan sonra. Zira senin bilimden anladığın şey ile İslamiyet'in bilimden anladığı şey aynı değil. Sen pozitif bilimlerden bahsediyorsun, İslamiyet'im bilim dediği, "çin'de de olsa öğrenin dediği şey ise, İslami ilimlerdir" bu nedenle her bilim tartışmasının karşısında dini buluyorsun. Avrupalılar da ortaçağda her bilim dediklerinde karşılarında İslamiyet'in kardeşini buluyorlardı. Ne zaman ki Avrupalılar Hristiyanlığı kiliseye hapsettiler, o zaman bilimle uğraşabildiler. Müslüman dünyasında da, ne zaman ki İslamiyet'i camiye hapsederiz, o zaman pozitif bilimle uğraşılabilir. Saygılar.
-
İslamiyetin çöküşü
Sarıgöl, eline sağlık, iyi bir alıntı yapmışsın. Müslüman olan,- gayrimüslim olan, İslam'ın teşvik ettiğiği ilimi anlasın. Saygılar.
-
Tanrı nerede?
Tek kelimeyle süper bir yazı. Burada bazı gerçekleri yazınca, inanan arkadaşlar bunu inançlarına hakaret olarak algılıyorlar. İslam hangi ilimi teşvik etmiş ve hangi ilimi "çin'de de olsa gidip bulun demiş". Cevabını müslüman bir arkadaşımız vermiş. Aynen alıntılıyorum. Şimdi Muhammed'in İlim öğrenmek kadın-erkek her Müslümanın üzerine farzdır sözünü alınız ve "ilim" derken neyi kastettiğini anlayınız. İslam için tek bir kitap vardır: Kuran. Ve İslam için tek bir ilim vardır: İslami ilimler. Bu nedenle islam ülkeleri/toplumları sonsuza dek gerilikten kurtulamazlar ve takipçilikten öteye gidemezler. Her zaman yönetilen olacaklardır. Pozitif bilimlere hakim olanlar da her zaman yönetici olacaklardır. Saygılar.
-
Dini Konular Başlığı Altındaki Yazılar Sizi Nasıl Etkiliyor?
Yerçekimi olan bir yerde su yukarıya doğru akabilirse, sen de ateizmden sonra müslümanlığa geçmişsindir. Ateist bir insan panteist, budist, taoist olabilir, zira aralarında pek bir fark yok. Ama tutup 6. yüzyıldaki Arap masallarına inanamaz. Bu da maddenin tabiatına aykırı. Yani senin bir zamanlar ateist olduğuna inanmıyorum. Olsan olsan, Tanrı protestçisi olmuşsundur. Zira tanrı protestçiliği ile ateizmi karıştıran çok insan var: Neden kelebekler uçmuyor, çocuklar niye ölüyor, neden savaşlar oluyor, neden aç insanlar var gibisinden tanıyı protesto eden ve kendini ateist sanan, sonra da birisi üç beş laf edince pişmanlık duyan insanlar var. Kusura bakma sadece bir tahmin. Saygılar.
-
Dini Konular Başlığı Altındaki Yazılar Sizi Nasıl Etkiliyor?
Herkes düşüncesini ifade edebilir. Edecek de. Ben restpektif'in düşüncesini ifade etmesine birşey dedim mi? Veya senin onun düşüncesine katılmana? Tek istediğim, her ikjinizden de, madem bizim işimiz gücümüz İslam'a hakaret etmekmiş, Muhammed'in Tanrı ile ilişkide olduğuna dair iddiasının yalancılık ve düzenbazlık olduğunu nazikçe nasıl ifade edebiliriz, bize bir yöntem göstermenizi istedim. İstediğim şey bu. Bunu istememin nedeni de, tabu ve dogma olan hiçbir düşünce ver inanç, eleştiriye açık değildir. Her türlü eleştiriyi hakaret ve saygısızlık olarak görür. Size yöntem sorarak, görmenizi istediğim şey bu gerçektir. * Amacımız müslüman pataklamak değil. Zira bugünün müslümanları, yarın burada benim yerime yazacak olan insanlardır. 3-5 sene önce ben senin yerindeydim. islamiyeti savunuyordum. Buradaki tartışmalar bana, savunduğum şeyin ne kadar boş olduğunu görmemi sağladı. Şimdi, o gün bana karşı yazan insanların yerini aldım. Bayrak bana geçti. Yarın da sana veya ali'ye gececek veya başka birine. Neden size dayak atayım ki? Size ait olmayan, doğuştan sizinle birlikte doğmayan birşeye yapılan eleştirileri kendi şahsınıza algılayıp, dayak yediğinizi hissediyorsanız, buna benim yapabileceğim birşey yok. Orada azarlama yok. Bilim okuyun diyen şahıs, kendisi masalları sıralamış da, ben ona bilim oku dedim. Mucize sanıp oraya yazdığı şeylerin hepsine cevap yazdığımız için daha önceden, yorma beni diye bir sitemde bulundum. Sevgili mukinin soru olarak yönelttiği şey, maalesef bir gerçektir. Müslümanlar kitap okumazlar. ama Sevgili muki yanlış birşey söylemiş. Müslümanlar Kuran da okumazlar. Burada yanılmış. Magician'ın kitap okuyor olması, müslümanların %99'unun kitap okumadığı gerçeğini değiştirmiyor. Müslümanların en çok okuduğu kitaplar İslami kitaplardır. Kuran okumazlar ama, Sonuçta İslam ile ilgili şeyler okurlar. Yani sürekli tek kanaldan beslenirler. Bu bir küçümseme değildir. Sadece acı bir gerçeğin ifadesidir. Kesşke müslümanlar en çok okuyan insanlar olsalar. Sevgili Bilimselcinin söylediği herşey Kuran'da var. Kuran'da muhammed düşüncelerini nasıl ifade etmişse, Sevgili bilimselci o davranışları buraya yazmış. O davranışlar hoşuna gitmiyorsa , bilimselci'ye değil, muhammed'e kızacaksın. Kuran'da Muhammed'in kendisine yakıştırdığı rolü, karakteri sen ona yakıştıramıyorsan bilemem. Kuran'a itiraz ediyorsan ve hala müslüman olduğunu iddia ediyorsan onu bilemem. İslamiyete ruh hastalarının inandığını söylemiyoruz. İslamiyet'in, bu dine inanan insanların ruh sağlığını bozduğunu ileri sürüyoruz ama. Belkide hertürlü eleştiriye karşı savunma yapmayı görev edinmişizdir. Bi de bu yönden bakınız.? Örneğin sen, ben, buradakiler Afrika'ya medeniyetin gitmediği, hala yamyamlık yapılan bir yere gitsek ve onlara insan yemenin çok yanlış birşey olduğunu söylesek, bu davranışımızı nasıl değerlendirirsin? Oradan birisi çıksa ve dese ki, "insan yemek çok çirkin ve korkunç bir gelenektir diyenler bizi aşağılık kompleksine sokup, bizi ve değerlerimizi, bizi biz yapan şeyleri terketmemizi ve aşağılamamaızı istiyorlar. " diyerek savunmaya geçse haklı olur mu? Ortadoğu'nun kültüründe, ianancında bir sorun var ki, hem dışarıdan, hem de içeriden bizler eleştiriyoruz. Saygılar.
-
Dini Konular Başlığı Altındaki Yazılar Sizi Nasıl Etkiliyor?
Çok güzel tespitler, dinciler açısındandır. Yoksa restrektif, "tarafsız görünümü altında dincilik propagandası yapan bir tarz" kullanıyor. O güzel (!) tespitlerin altına madem imza atıyorsun, o zaman sen de cevap ver. Muhammed'i peygamber sanan sizlere, Muhammed'in peygamberlik iddia eden bir adamdan başka biri olmadığı nı söylemek hakaret mi, saygısızlık mı? Allah'tan başka herşeyin put olduğunu söyleyen sizlere, Allah'ın da görünmez bir put olduğunu söylemek, hakaret mi, saygısızlık mı? Bana bu ve benzeri şeyleri "hakaret olarak algılanmayacak şekilde" söyleme yöntemini bir gösteriver. Müteşekkir kalırız. Saygılar.
-
Tanrı nerede?
Saygılar.
-
hadi bir sure acalım
Benim favori seçtiğim ayetlerden biri: Talan/Yağma/Enfal Suresi-12: O anda Rabbin meleklere şu vahyi veriyordu: "Ben sizinle beraberim. Haydi imanı sağlamlaştırın! Kafirlerin yüreklerine dehşet bırakacağım, hemen boyunlarının üstüne vurun, vurun onların parmaklarına!" Böyle vahyeden Allah'ın (!) veya Allah'ın böyle bahyettiğini ileri süren şahsın psikolojik durumunu da inceleyelim. Saygılar.
-
Tanrı nerede?
Canlıları Zeus yaratmış. Kısa ve öz yanıt oldu mu? Zeus'un bir başlangıcı yok mudur sorusuna cevap bulduğun gün, maddenin başlangıcı yok mudur sorusuna da cevap bulursun. İnsanoğlu maddeyi yoketmeyi başarabildiği gün, başlangıç denebilecek bir zamanda, maddenin daha önceden varolmadığını teorik olarak ispat etmiş olursun. Saygılar.
-
Tanrı nerede?
Sevgili magician, Hayatı anlamlı kılan şey harekettir. Hareket canlılıktır. Mecnun'u mecnun yapan şey, Leyla'nın cisminden ziyade ona ulaşmak için katlandıklarıdır. Dünya'da hareket oldukça, hayat da anlamsız olmayacaktır. Hayat nerde anlamsız olur biliyormusun? Semitik dinlerin cennetinde anlamsız olur. 999999999999999999999999999999999999999999999999999999999999999999 yıl uyusam (neden uyumam gerektiğini bile bilmeden, sadece tercihim olduğu için diyelim), bir anlamı var mu bu sürenin sonsuzluğun yanında? Yemeği güzel yapan açlıktır. Acıkmanın, susamanın olmadığı yerde yemenin içmenin anlamı ne?? Seksi güzel yapan cinsel açlıktır. Hiçbir eksikliğin, cinsel açlığın olmadığı yerde, hurinin anlamı ne, nurinin anlamı ne?? Mücadele etmeden başarıya ulaşmanın tadı var mı? Bir son olmamasından daha kötü ne olabilir ki? Truva filminde, harika bir söz vardı, bütün filmi unuttum, o sözü unutmadım. "ÖLÜMLÜ olmak güzeldir. İlahlar bizi ölümlü olduğumuz için kıskanıyorlar." Hiçbirşeyin en mükemmel cevabı yoktur. Hiçbir felsefe de mükemmel değildir. En mükemmel cevabı bulmak, hayatın devinimini durdurmak anlamına gelir. Neden dinler tabucu, dogmatik? Herşeyin cevabını buldukları ve o cevabı derin dondurucu koydukları için. O cevabın sorgulanmasını istemedikleri için. Saygılar.
-
Tanrı nerede?
İlla birşeye Tanrı demek istiyorsanız, o Tanrı Madde'dir demek için o soruyu sordum. Sana göre Tanrı alimdir. Ama tek kanıtı imandır. Başka birşey yok. Ya bu iman ettiğin şey yanlış ise? Kendisini TEK DOĞRU, EVRENSEL DOĞRU, TÜM ZAMANLAR İÇİN GEÇERLİ DOĞRU diye pazarlayan sistemin tek dayanağı İMAN! İman edilen şey bir yalandan ibaret ise? Bunu da düşünüyor musun? İman edilen şeyin yalan ve yanlış olduğu hem semitik dinlerin kendi kitaplarındaki çelişkilerde, hem de bütün doğada apaçık ortada. Saygılar.
-
Dini Konular Başlığı Altındaki Yazılar Sizi Nasıl Etkiliyor?
Tamamen demogojiden ibaret, müslümanlara çiçek dağıtmaya yönelik bir yazı. Altına şöyle satırlar da yazsaydın, daha güzel olurdu: Kavga-dövüş-tartışma olmasın, kelebekler uçabilsin, çocuklar süt içebilsin, menekşeler açabilsin..falan filan. Daha dokunaklı olurdu. Altına bir de not düş, Can Dündar'ın ağlamaklı sesi ile okunursa daha etkili olur diye, tamam olurdu. O zaman sadece müslümanlara değil, herkese çiçek atmış olurdun. * Neymiş, neymiş? "Dini Konular'da yazilanlar carpitmalardan ileri gitmiyor"muş. Biz çapıtıyorsak, sen düzelt. Meydan sana da açık, bana da. "Dine karsi kullanilan usluplar sevgisizligin, tahammulsuzlugun, kin ve nefretin, muhatabini asagilamanin otesinde bir anlam ifade etmiyor"muş... Sen bize bir üslup öğret. Mesela Muhammed'in tanrı'dan mesaj aldığını iddia eden bir adamdan başka birşey olmadığını, insanları kandırdığını, nasıl nazikçe söyleyebilirim, bunu bana bir öğretiver. Ve önclikle şunu iyi bil: önkabuller, teslimiyet, sorgusuz inanç dine aittir. Dinlerin özelliği budur. Burada doğuştan dinsiz insanlar yazmıyor. Bir zamanlar müslüman olan, anası, babası, akrabaları müslüman olan insanlar yazıyor. Düşmanlık etmek ayrı şey, yanlışların söylenmesini senin düşmanlık olarak algılaman ayrı şey. Benim de son sözüm sana şu: Din gibi, tabularla, dogmalarla dolu bir düşünce sisteminde, yanlış'a nasıl yanlış denebilir nazikçe bana onu söyle. Saygılar.
-
Tanrı nerede?
Üstat bana şu taraftan bakarsan, ateist görürsün, diğer taraftan bakarsan panteist görürsün. Ama değişen bir şey olmaz. Zira illa ki birşeye Tanrı sıfatı vermek gerekiyorsa, bu şey MADDE'dir. Semitik dinlerin, yani Museviliğin, Hristiyanlığın ve İslamiyet'in ilahlarını ise kesin bir şekilde, herhangi bir tereddüte yer vermeden reddediyorum. Buna bağlı olarak, kendine Tanrı'nın özel elçisi, peygamberi süsü vererek ortalıkta gezmiş olan insanları da reddediyorum. Dolayısıyla onların Tanrı'dandır pazarladıkları düşünceleri de reddediyorum. * Semitik dinlerde "zurnanın zırt dediği yer" VAHİY meselesidir. Sayın magician, yanından bile geçmedi VAHİY meselesinin. Şimdi bütün inançlı arkadaşlardan bekliyorum bir cevap. Vahiy gönderen ve vahy alan kavramları ile Tanrı'ya atfedilen mekansızlık ve konumsuzluk sıfatlarının nasıl çelişmediğini bana biri anlatsın. Saygılar.