Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

BrainSlapper

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    2.691
  • Katılım

  • Son Ziyaret

BrainSlapper tarafından postalanan herşey

  1. Bazen düşünüyorum, hala neden muhatap alıyorum Sayın sarıgöl'ü diye. Buradaki uyarlamanın amacının "kopya çekmek" olmadığını, sadece Allah ile, Uçan Spagetti Canavarı veya Horus veya Marduk veya Zeus arasında fark olmadığını göstermek amacıyla yapıldığını dahi anlamayı başaramayan bir insanı hala neden muhatap alıyorum, kendime kızıyorum. "Allah'ın yarattığı DNA'nın bir benzerini acaba kim yapabilir?" sorusu ile, "Uçan Spagetti Canavarı'nın yarattığı DNA'nın bir benzerini acaba kim yapabilir?" sorusu arasında fark olmadığını, anlayabilmeni temenni ederim. Saygılar.
  2. Kuran'daki sözler ilah adı verilen her mabud'a uygulanabilir. *** Doğrusu, çiftleri; erkek ve dişiyi, yaratan Uçan Spagetti Canavarı'dır. Bir damla sudan (döl yatağına) meni döküldüğü zaman. Sonra o su damlasını bir alak (embriyo) olarak yarattık; ardından o alakı (hücre topluluğu) bir çiğnem et parçası olarak yarattık; daha sonra o çiğnem et parçasını kemik olarak yarattık; böylece kemiklere de et giydirdik; sonra bir başka yaratışla onu inşâ ettik. Yaratıcıların en güzeli olan Uçan Spagetti Canavarı, ne yücedir. (Marduk, Horus, Zeus, Allah falan da Uçan Spagetti Canavarı'nın izin verdiği ölçüde yaratabilirler ama yaratıcıların en güzeli Uçan Spagetti Canavarı 'dır) *** Biz ayetlerimizi hem (evrenin) uçsuz bucaksız ufuklarında (âfâk) hem kendi nefislerinde (enfüs) onlara göstereceğiz; öyle ki, şüphesiz Uçan Spagetti Canavarı’nın hak olduğu kendilerine açıkça belli olsun. Her şeyin üzerinde Uçan Spagetti Canavarı'nın şâhid olması yetmez mi? *** Şüphesiz, mü’minler için göklerde ve yerde âyetler vardır. Sizin yaratılışınızda ve türetip-yaydığı canlılarda kesin bilgiyle inanan bir kavim için âyetler vardır. Gece ile gündüzün ardarda gelişinde (veya aykırılığında), Uçan Spagetti Canavarı’nın gökten rızık indirip ölümünden sonra yeryüzünü diriltmesinde ve rüzgârları (belli bir düzen içinde) yönetmesinde aklını kullanan bir kavim için âyetler vardır. İspat et, Uçan Spagetti Canavarı'nın değil de, bir başka ilahın yaratıcı olduğunu. Saygılar.
  3. Ne hikmetse, İslam hakkında yapılan her eleştiri incitiyor müslümanları. Adam çıkmış, bana Muhammed ilahlarla smsleşen özel bir adam diyor, ben çıkıp hadi ordan diyemeyeceğim. Adam çkıyor, falan filan dinlerdeki ilahlar sahtedir diyor, ben çıkıp Allah da görünmez bir puttur diyemeyeceğim. Neden? Zira Müslümanlarınki kutsal, allahtan gelmiş, değişmeyen gerçekler, başkalarınınki ise tukaka. Fasa fiso. O nedenle eleştirilebilir. Madem kimseyi "incitmeyeceğiz" Müslümanlar bundan sonra hiçbir şekildei başkalarının mabbutlarına "put" demiyecek. Başkalrının dinine "bozulmuş, tahrif edilmiş" demiyecek. Başkalarına "gözleri, kalpleri, kulakları mühürlenmiş" eşekler, maymunlar vs. demiyecek. Saygıysa, incitecek laf söylenmiyecekse, buyrun, böyle yapalım. Madem incitici laf söylenmeyecek, bak hintli adam vahy almışi kızıyla evlenmiş. Adama "sen meczupsun" diyerek neden incitiyorsun, neden ahlaksızlıkla suçluyorsun. Adam inciniyor bu laflardan. İnsanda biraz insaf olur, izan olur ya. Başkasına çuvaldız batırmadan, kendine bir iğne batırır ya. Saygılar.
  4. Tarihi vakalar ile, tarihi vakaların parçası olarak ekleştirilen yorumları ve manipulatif metinleri ayırmasını öğren. Ezberciliğin ötesine geç. Ben hiçbir yerde, "en bilimsel benim çünkü ateistim" diye bir iddiaa bulunmadım. Halüsinayon hali içinde hayali yazılar okuyorsan bu senin sorunun. Yorumlarla/manipülatif söylemlerle süslenmiş metinleri tarihi gerçek diye yutarsan, kendini tarihi gerçeklerle tartışıyor sanırsın. Ben yanlış teşhis koyuyorsam, çıkarsın "Hayır bu teşhis yanlış, doğrusu budur. Muhammed vahy almıştır, vahy almak diye bişey vardır çünklü" dersin. Tartışma biter. Biz de seni artık bu şekilde tanırız. Bak kardeşim, ben senin şu anda olduğun noktada yıllarca durdum. İslam'ı savundum. İslami masalları öğrenmenin gerekli, hatta farz olduğuna inandım. Bu nedenle İslam tarihi hakkında irdeleme yapabilecek kadar bilgi birikimim var. Hariçten gazel okumuyorum. Confessions of an Insider. Ebu Süfyan mesela ne kadar çobanlık yapmış, okuma yazmayı bilmiyormuymuş? Muhammed'in asilzade arkadaşı ya. Aynı veya benzer eğitimden geçmiştir! Bilimsellikten bahsedebn bir insanda biraz mantık olur. Manüpülatif metinler ile tarihi vakaları ayırabilecek kapasite olur. Neymiş Muhammed'in dedesi kabe'nin bekçisiymiş, o nedenle soyluymuş, zenginmiş vs. vs. Evet bugün Sultanahmet'in, Ayasofya'nın, Eyüp Sultan'ın bekçileri de soylu ailelerden geliyor. Mezarlık bekçileri de soylu. Soylu/zengin insanlar bekçilik vs. gibi işleri başkalarına yaptırırlar. Başkalarını kullanırlar. Tarihi ezberlemek dışında bişey oku. Psikoloji oku. Sosyoloji oku. Ekonomi oku. Saygılar.
  5. 1. Cennette, kadınlar, kızlar, huriler türban/çarşaf takacak mı? Cevap seçenekleri: - Takacaklar. Zira kapanman vs. vs. vs. nedeniyle sevaptır, iyidir, falan filan. - Takmayacaklar, ama ztane takmalarını gerektirmeyecek "mahrem" bir alanda kapalı olacaklar. - Takmayacaklar, zira türban/çarşaf takmalarını gerektirecek bir bir durum olmayacak. Başka seçenekler varsa, siz de ekleyin. Ama net cevap istiyorum. Gılman'ın kadınlar için olduğu uydurma ise, gılmanlar oğlan mı? Yani erkelere göğüsleri yeni tomurcuklanmış körpe kızların yanı sıra, genç oğlanlar mı sunulacak? Cennete oğlancılık meşru mu? Gılmanların kadınlar için olduğu uydurma ise, cennet sadece erkeklere fantazi yaşatılan bir yer mi? Kadınların u işten kârı ne olacak? Yine kocalarına hizmete devam mı edecekler sonsuza kadar? Saygılar.
  6. İslam dinine karşı birşeyler söyleyen herkesin "misyoner metinleriyle tartıştığını" sanmak saplantıdır. Ayrıca hakarettir. Bizim aklımız yok mu da, kes-yapıştır yapalım, başkalarından kopya çekelim? Ben sana bir örenek verdim, cevap/yorum gelmedi senden. Sen ve ben Mısır firavunlarının ilah olduğuna inanan bir adamla tartışsak, sen de ben de o adamların ilah olmadığını, onların ilah olduğuna inanmanın saçmalık olduğunu söylşesek, Mısırlı kişi, beni "Sen ne biçim ateistsin, müslümanların söylemlerini ezberlemiş, bana karşı kullanıyorsun" diyebilir mi? Veya sana dönüp "Bu fikirler ateist fikirleri, seni kopyacı seni" diye sana çıkışabilir mi? Biraz insaf ya. Saygılar.
  7. Sayın boşig, Benim üstünde durduğum şey, Çin prenseslerinin zorla evlendirilip evlendirilmemeleri veya ne maksatla evlendirildikleri değil. Üzerinde durduğum konu "Çin prenslerinin bu evliliklerden acaip memnun oldukları" iddiası. Tarih'i gerçeklere evet. Ama, tarih içine karıştırılan yorumların tarihi gerçek olarak pazarlanmasına hayır. Üstünde durduğum konu bu. Saygılar.
  8. Uçan Spageti canavarı "ol" demiş olmuş herşey. Sizin Allah "ol" deyince olur da, Uçan Spagetti Canavarı "ol" deyince olmaz mı? Hem Uçan Spagetti Canavarı bir sanisede yaratmış herşeyi. Bu açıdan bakınca sizin Allah'dan hızlı çalışıyormuş. Sizinki 6 gün mü, 8 gün mü ne, o kadar süre uğraşmış. Senin ne kadar "bilimsel" kanıtın varsa, Uçan Spagetti Canavarına inananların da o kadar "bilimsel" kanıtı var. Saygılar.
  9. Fatih'in Fedaisi Kara Murat'ı pek okumadım. Tarihte anlatılan hikayelerden "yorum kısmını ayırmak gerektiği" düşüncesi bende, Eski Orta Asya Türk Hanlıklarının Çin ile savaşları ve Çin prenseslerinin Türk Hakanı ile evlenmekten ne kadar "memnun ve mutlu" olduklarına ilişkin yazıları okuduktan sonra başladı. Türk prenslerin Çin prensesleriyle evlenmeleri bilgidir. Ama "memnuniyet" kısmı yorumdur. Düşünün, bir tarafta, o dönemin en gelişmiş/medeni ülkesi Çin var. Öbür tarafta çadırlarda yaşayan, göçebe ve savaşçı bir toplum var. Bir tarafta, ipekli elbiseler, kuş tüylü yataklar içinde büyüyen, temizlik kültürü olan, hiyeraşik yapı nedeniyle "soylu" olduğu için kendisine hürmet gösterilen bir prenses var. Öbür tarafta, soğuk iklimde yaşayan, bu nedenle hayvan postu giyen, gıdaları daha çok hayvansal ürünler olan, "et, balık, kelle, bunlar yenir elle" kültüründe yetişen, yerleşik olmadığı için temizlik kültürü falza gelişemeyen, hiyerarşik yapı olmadığı için soyluluk falan gibi kavramları bulunmayan, "anarşik demokrasi" olarak adlandırabileceğimiz bir kültürde büyüyen bir prens var. Bu Çin prensesinin yüksek düzeyli konforu, medeniyeti ve statüyü bırakarak, "memnuniyet ile" Türk prens ile evlendiğini iddia etmek, akla hakarettir. Tarhi kayıtlardaki yorumları ayırmak gerektiğine ilişkin düşüncem bu şekilde başladı. Saygılar.
  10. Sevgili demirefe, Ben de sordum ama yanıt gelmedi. Umarım yanıt veren olur. Kadınların uğradıkları veya uğrayabilecekleri haksızlıkları düşünmeden sadece "bencilce" düşünürse, hiçbir erkek İslam dininden daha "karlı" bir din bulamaz. Gücün varsa, istediğin büyüklükte harem kur. 4 kadın az mı geldi? Evlenmene gerek yok ki "eşitlik sağlayamam" de hiç evlenme, bastır parayı birsürü cariye edin, harem hayatı yaşa. Hatta birsürü kadını sokak hayatından kurtarıyorum, doyuruyorum, baıyorum diye bir de Allah'tan sevap postalamasını istersin. Ama kadınlar neden inanıyorlar anlam verebilmiş değilim. Dünyada kölelik, metafizik dünyada kölelik. Onlara layık görülen tek şey erkeğe hizmet. Saygılar.
  11. Sayın İ'tezele, Daha önce de örnek vermiştim. Bir olayı gören 10 kişinin ifadelerini alsanız, 10 ayrı ifade ile karşılaşırsınız. Gerçek hiçbiri değildir, ama gerçek o ifadelerin içinde gizlidir. Ben rivayetleri "kafama göre" kırpmıyorum. Anlatılan bir rivayeti yaşanmış kabuıl ediyorum. Ama o rivayet içindeki "Olabilecek şeyler" ile "yorum" kısımlarını ayırıyorum sadece. Daha önce bir örnek verdim. Muhammed-Cümeyriye evliliği. Muhammed Cümeyriye'nin kabilesini çatışmada yenmiş. Birsürü adam ölmüş, Cümeyriye'nin kocası dahil. Cümeyriye'nin kabilesininin bütün malları ganimet adı altında yağmalanmış, hayatta kalan herkes esir edilmiş. Cümeyriye'nin özgürlüğünü satın alabilecek parası yokmuş (Bütün malları yağmalanırsa, nasıl parası olabilir ki!). Bunun üzerine Muhammed, Cümeyriye'ye evlenme şartıyla onun özgürlük bedelini ödemeyi teklif etmiş. Cümeyriye'de memnuniyetle kabul etmiş. Bu şekilde Muhammed onu onurlandırmış. Rivayet bu. Doğru kabul ediyoruz. Şimdi, Cümeyriye'nin, daha birgün önce sarılarak yattığı kocasını öldüren adam ile "memnuniyetle" evlendiğini iddia etmek, etik değildir, Cümeyriye'ye hakarettir. Hikayenin içine katılmış yorumlardan biri budur. Cümeyriye'nin onurlandırıldığının iddia edilmesi, hikayedeki diğer yorumdur. Bush'un gidip Irak'ı yerle bir ettikten sonra üstüne üstlük bir de Saddam'ın kızını alması, nasıl onurlandırma olursa, Muhammed'in Cümeyriye'yi alması da ancak o tarz bir onurlandırma olabilir! Yani hikayeleri kafamıza göre kırpmıyoruz. Rivayetlerdeki olabilecekler ile yorum ve manipülatif sözleri ayırıyoruz. Saygılar.
  12. Doğru tespit. Mesela birisi Atatürk örneğini vermiş. Atatürk'e hakaret eden, söven bir adamı öldürmesi için kimseyi kışkırtamazsınız Türkiye'de. Ama, peygambere sövüyor, hakaret ediyor diye kışkırtabileceğiniz ve katliam yaptırtabileceğiniz yüzlerce insan var. İslam'ı açıkça ve çekinmeden eleştirmeyi deneyen insanlar ya katledilmişlerdir ya da saklanarak hayatlarını devam ettirebilmektedirler. Sevgili muki'nin doğru bir tespiti var. Türkiye'de yapılan karikatürlerde müslümanlar eleştirilir, Muhammed hakkında karikatür yapılamaz. Yapan adamı katlederler. Saygılar.
  13. Islak olmayan su ile görünmez put benzetmesi alakasız bir benzetmedir. Put: Herhangi bir dini inanca mensup kişilerin, muhalif ve karşıt bir inancı yermek amacıyla, o inançta bulunan "doğaüstü güçleri olduğuna inanılan herşeye" verdiği isim. Canlı veya cansız. Görünür veya görünmez. Şimdi, Uçan Spagetti Canavarı diye adlandıralan ilah aynen sizin ilah gibi tanımlanıyor. Şimdi ona sizin inancınız ne diyor? Put değil mi diyor? Görünmüyor ya. Ben sana 30 tane görünmez ilah var, onlar yaratmış ve yönetiyor herşeyi desem, senin dinine göre ben neye inanıyor olucam? Görünmez şeylere put denemiyormuş ya. * Put tanımını islami bir zihniyetle yaparsan, elbette kendine yontarsın tanımı. Tükiye'de devlet eliyle yazılmış veya tavsiye edilmiş kitapların hepsi semitik dinleri, özellikle islamı korur. Laik olduğu iddia edilen Türkiye Cumhuriyeti insanların kafasına İslam terimleri işler, İslam koruyuculuğu yapar. Devletin yazdırdığı veya tasvip ettiği kitaplarda kullanılan terimler, tanımlamalar islami inançları yansıtır. Türk Dil Kurumu'nun Türkçe Sözlüğü'nde yeralan bazı "dini terimlere" bakalım vahiy: 1 . Bir buyruk veya düşüncenin Tanrı tarafından peygamberlere bildirilmesi: "Bir ilham istiyorum bir gün vahye erecek."- B. K. Çağlar. 2 . Bu biçimde bildirilen buyruk. Bu tanım yanlış bir tanımdır. Tarafsız bir tanım değildir. İslami inancı yansıtan bir tanımdır. Tarafsız bir tanım nasıl olur? İNANÇ'tan bahsediyoruz burda. Ama ne garip ki tanımda İNANÇ/İNANMAK gibi herangi bir kelime göremiyoruz. Vahy: Metafizik dünyada mevcut olduğuna inanılan bir ilah veya ilahlar tarafından gönderildiğine inanılan buyruk vs. * Başka bir kelimeye geçelim. Tanrı:Kâinatta var olan her şeyi yaratan, koruyan, tek ve yüce varlık, Yaradan, Allah, Rab, İlah, Mevla, Halik, Hüda, Oğan. Bu ne biçim tarafsız bilim? Ortada İNANÇ sözkonusu iken, TDK'nın Allah/Tanrı kelimesini "Kâinatta var olan her şeyi yaratan, koruyan, tek ve yüce varlık" diye tanımlamaya hakkı yoktur. Sözkonusu olan şey İNANÇ olduğu için, tanım içerisinde İNANÇ/İNANMAK ifadelerini kullanmak zorundadır. Tanrı sözünün tarafsız tanımı şöyle olur: Semitik dinlerdeki inanca göre, kâinatta var olan her şeyi yarattığına, koruduğuna ve tek olduğuna inanılan doğaüstü/metafizik güç. * Başka bir kelimeye geçiyoruz. Peygamber: İnsanlara Tanrı'nın buyruklarını bildiren, onları Tanrı yoluna, dine çağıran kimse, yalvaç, yalavaç, elçi. Bu ne biçim tarafsız bilim? Bu ne biçim tarafsız tanım? Nerde tanım içerisinde İNANÇ, İNANMAK gibi kelimeler? Sanki tanımı yazan arkadaş, bizzat Tanrı'yı peygamber sıfatlı şahıslara mesaj iletirken görmüş! Tarafsız "peygamber" tanımı nasıl olur? Peygamber: Metafizik dünyada mevcut olduğuna inanılan bir ilah veya ilahlardan buyruk alabildiğine inanılan kimse, yalvaç, elçi. * Şimdi buraya gelip, İslami jargonla yazılmış TDK Türkçe SözlüK'deki dini terimlerden biri olan "put" tanımını yutmamızı mı bekliyorsun? TDK Türkçe Sözlükteki bütün dini ifadeler İslami tornadan geçirilmiştir. Tarafsız değildir. Bilimsel değildir. O nedenle buraya gelip, beni tanımımları bilmeden konuşmakla suçlayamazsınız bizi. Put tanımını islami tornaya sokmadan yaparsanız, tarafsızlaştırırsanız, bilimsel hale getirirseniz, İslamiyet'in Allah'ının da görünmez put kategorisine girdiğini anlayabilirsiniz. Saygılar.
  14. Sayın boşig, Doğa=Tanrı inancını ayrıca irdeleyebiliriz. Bu konudaki benim düşüncelerimi biliyorsunuz. Buradaki tartışma, Kuran'ın ilahı ile Kuran'ın kötülediği, "cevap bile veremiyorlar" dediği ilahlar arasında herhangi bir fark var mı? Cevabı basit: YOK. Cevap'dan kasıt sözlü cevapsa, hiçbirinde cevap yok. Cevap'dan kasıt, bir dileğin/duanın yerine gelmesi veya gelmemesi ise, Zeus'a, taş'a, odun'a, armut'a tapanınki de yerine geliyor veya gelmiyor. Bu bağlamda ilahı armut olan da bir cevap alıyor. Bunu söyleyebilecek cesarete sahip olduğunuzu düşünüyorum. Saygılar.
  15. Sevgili boşig, Sen düşünmekten, soru somaktan korkmayan bir adamsın. Senin bu yönünü çok taktir ediyorum. Yukarıdaki sunduğun örnekler "dua'ya cevabı Allah'ın " sayılamazlar. Neden? Sayın İ'tezele, "illa sözlü cevap mı vermesi lazım" diye karşı soru sormuş. "Su isteyen adama su vermek de bir cevaptır" demiş. Doğru. Ama doğru olmayan bişey var. Duaların cevabı addedilen gelişmeleri bir ilaha bağlamak için hiçbir gerekçe bulunamaz. Yani bir adamın, karşısına bir kaya dikip, "yüce ilahım lütfen benim oğlum sınavı kazansın diye dua etmesi" ile, bir müslümanın "allah'ın yardım et de oğlum sınavı kazansın demesi" arasında fark yoktur. Zira her iki çocuk da kazanırlarsa, her iki adamın ilahı da kendilerine göre duaya olumlu cevap vermiş denebilir. Bu durumda ikisinin ilahı da "cevap veremeyen putlar" konumundan çıkar. Şimdi senin yukarıda yazdığın cevabı bu bağlamda inceleyelim. Senin metnin üzerinde renklendirme ve anlamı değiştirmeyecek ekleme yapacağım müsaadenle. Şimdi Yukarıda, Zeus yerine ne yazarsanız yazın. İster Allah yazın, İster Artemis yazın, İster Marduk yazın, İster Lat yazın, İster Uzza yazın, İster Menat yazın, İsterseniz Uçan Spagetti Canavarı yazın. Sonuçta varacağınız noktada, Muhammed'in Allah'ı ile Uçan Spagetti Canavarının aynı şekilde cevap veren veya veremeyen düzeyde ilahlar olduğunu görebilirsiniz. Bu durumda, Muhammed'in Ahkaf-5'de söylediği "Allah'ı bırakıp da kıyamet gününe kadar kendisine hiç bir cevap veremeyecek olana dua eden kimseden daha ***** kim olabilir? Oysa çağırdıklarının, onların yalvarışlarından haberleri bile yoktur." sözü müslümanları da kapsıyor. Eğer "kapsamıyor, zira Allah istekleri yerine getirerek veya getirmeyerek cevabını vermiş oluypor zaten" derseniz, aynı şeyi başka ilahlara tapanlar da söylerler. Bu durumda, eğer cevap alıp almamak, putlar denilen şeylerle gerçek ilah denilen şey arasındaki ayrımı yapmaya yarayan kıstas ise, ya bütün putlar da allah kadar gerçek birer ilahtır, ya da allah da bir puttan öte bişey değildir. Saygılar.
  16. Konu renkli yerdir Sayın İ'tezele. Başlığa bakarak bunu kontrol edebilirsiniz. Haklısın İbrahim var mı yok mu, tek bir karakter mi, kollektif bir karakter mi bilmiyoruz, elimizde kanıt yok. Yaptığımız şey, hikayeyi doğru kabul edip, "aklımıza, mantığımıza, bilgimize, tecrübemize" dayanarak yorum olduğunu tespit ettiğimiz bölümleri çıkarmak ve kendi yorumumuzu/görüşümüzü eklemektir. Elimizde şöyle bir kayıt var: "Allah İbrahimden oğlunu kurban etmesini istedi. İbrahim tam kesecek iken, Cebrail geldi, kesmene gerek yok, Allah senin samimiyetine inandı al bu koçu kes dedi. Bunun nüzerine İbrahim, oğlu yerine, koçu kesti." Hikayeyi doğru kabul ediyoruz. Hikaye, akıl ve mantık süzgecinden geçirilerek, hangi kısımların yorum, hangi kısımların "olabilecek nitelikte" olduğu belirlenir. Hikayedeki kısımları inceliyoruz... Allah İbrahimden oğlunu kurban etmesini istedi. Bu tür iddialar tarihrte hep olmuş, mesela en son örnek Hintlinin hikayesi "Allah kızımla evlenmemi istedi". Allah'a ilişkin en ufak bir kanıt yok. Ama benzer iddialar olduğu için, bu iddiayı "belki olabilir" kategorisaine atıyoruz. Devam edelim. İbrahim tam kesecek iken, Cebrail geldi, kesmene gerek yok, Allah senin samimiyetine inandı al bu koçu kes dedi. Bunun tamamen uydurmasyon/yorum olduğunu, bu olayın bir benzerinin hiçbir zaman olmamış, yaşanmamış olmasından anlıyoruz. Gökten koyun geldiğine şahit olan yoktur. Cebraili de gören yoktur. Buradan anlıyoruz ki, hikayenin burası yorum/uydurmasyon. Devam edelim. Bunun nüzerine İbrahim, oğlu yerine, koçu kesti. Bu doğrudur. Zira koç, koyun, keçi, dana, davar hergün kesilmektedir. Bu şekilde hikayenin olabilir ve olmayabilir kısmını ayırıyoruz. Elimizde şu kalıyor: 1. Allahtan vahy aldığına inananarak veya halüsinasyon görerek İbrahim oğlunu kesmek istiyor. 2. Birisi onu durduruyor. 3. İbrahim bunun üzerine koç kesiyor. Durduran kişinin, Cebrail falan olmadığını, zira Cebrail'in varlığına şahit olan bir kişi bile bulamamamızdan ve gökten koç gelme iddiasının mantıkla çelişmesinden anlıyoruz. Peki kim durdurmuştur.? Sen bugün kendi çocuğunu kesmeye kalksan, seni kim durdurur? Aklı başında olan herkes durdurur. İbrahim'i de birileri "ne yapıyorsun sen, dellendin mi" diye durdurmuştur. Bu binlerce yıllık tecrübe ile sabittir. İnsanlar cinnet geçireni, delleneni, durdurmaya, sakinleştirmeye çalışırlar. Bu şekilde hikayenin bir kısmının yorum olduğunu anlıyoruz. Sonra başa dönüyoruz. Vahy işine. Allah'tan talimat aldığını iddia edip, cinnet geçiren birsürü insan tanıyoruz. Yani bu bizim yaşadığımız çağda oluyor. Ama hiç, Allah ile sms'leşen birini göremiyoruz. Bu bilgi ve tecrübenden de, Allah'tan vahy gelme iddiasının, sadece bir halüsinasyon olabileceği sonucuna varıyoruz. Zira vahy göremememize rağmen, halüsinasyon ürünü davranışları hergün gözlemleyebiliyoruz. Buradan, vahy iddiasının da yanlış olduğunu, adamın sıradan bir psikolojik vaka olduğunu anlıyoruz. "Doğru saydığımız" bir hikayenin analizini bu şekilde yapıyoruz. Hristiyanlara göre, kitaplarına göre, İsa bu iddiada kendisi bulunmuştur. Saygılar.
  17. Kuran ordan burdan toplanan kavramların, düşüncelerin çok kötü bir koleksiyonudur. Çelişkilerle, çıkmazlarla, açmazlarla doludur. Burada da bir çıkmazı görüyoruz. Müslümanlar/Hristiyanlar/Museviler görünmez bir puta tapıyorlar dediğimizde kimse hakaret ediyorsun demesin. Herşey ortada. Eline sağlık sevgili hoppa. Saygılar.
  18. Sana sorulan soruya cevap verirsen, cevabını değerlendiririz. Ama "Türkiye'nin başkenti neresidir" gibi bir soruya, "En yüksek dağımız Ağrı'dır" diye cevap verisen, bu cevabı yutmayız. Bu cevap, soruya cevap değildir. "Türkiye'nin başkenti Kayseri'dir" dersen, bu cevap yanlış bir cevap olur, ama "sorulan soruya cevap" olur. Saygılar.
  19. İslam dini ile ilgili fıkra pek duymadım, ama karikatür sektörümüz oldukça gelişkin olduğu için, çok sayıda karikatür gördüm. Saygılar.
  20. Sevgili yersoy, bundan daha basit nasıl anlatılabilir ki? Kader kavramı ile imtihan kavramı birbirine 180% zıttır. Kader varsa, imtihan (özgür irade) yoktur. İmtihan varsa, kader olabilemez. Saygılar.
  21. Neye göre bellidir? Nasıl bellidir? Kıstas nedir? Onu soruyorum zaten. Saygılar.
  22. Olay nasıl bitiyor? Sizin cennette, kadınlar, kızlar, huriler türban ve çarşaf giyecekler mi giymeyecekler mi? Cevap niyetine söylediğin tek şey şu: Cennet’te kadın,kız,huri’nin yaşam ve giyimi yaşayanların kendi mahremlerinde olacaktır yoksa bu Dünyadaki “KOLHOZ” yaşamı gibi olmayacaktır. Ama bu cevap da açık değil. Yani KOLHOZ yaşamında ne oluyor ki, kolhoz yaşamı olmayacak diyorsun? Açıklar mısın. Kendi mahremlerinde olacak ne demek? Yani türbanlı ve çarşaflı mı olacaklar? Semitik cennette de mi "hapis hayatı" yaşayacak kadın ve kızlar? Kendi mahremlerinden kastın bu mu? Açıklar mısın? Saygılar.
  23. Sayın sarıgöl, Bir hayat tarzını dayatma gibi bir durum yok. Aksine, ben de, kendi ahlak anlayışımızı kimseye dayatmaya hakkımız olmadığını vurguladım. Ve bu nedenle, akli yeterliliğe sahip olduktan sonra, kimsenin kimseye herhangi bir dayatmada bulunmaya hakkı yok dedim. Yani anlatmaya çalıştığım şey, sizin iletinizde en son dile getirdiğiniz şeydir: Herkes kendi yoluna. Kimse kimseye bişey dayatamaz.Kimse kimseye bişey dayatamayacağı için, Hintli'ye de kendi ahlak anlayışımızı dayatıp, onu ahlaksızlıkla suçlayamayız. Adamı deli olarak nitelendirmek mümkündür. Ancak, bu deli nitelendirmesini, kızı ile evlenmesinden dolayı değil, bu evliliği "vahy almak" gibi bir gerekçeye dayandırmasından dolayı yapabiliriz. Saygılar.
  24. Sana da teşekkürler sayın sarıgöl. Bu da güzel bir bilgi. Diğer müslümanlar da bu bilgiyi destekliyorlar mı? Yani semitik cennettin sadece erkeklere hitap eden bir yer olduğu, kadınların yine kocalarına hizmet edecekleri inancını destekliyorlar mı? Saygılar.
  25. Yakalamak istediğim şeylerden biri buydu... Teşekkürler Sevgili boşig. Başka cevaplar da bekliyoruz. Saygılar.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.