Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

BrainSlapper

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    2.691
  • Katılım

  • Son Ziyaret

BrainSlapper tarafından postalanan herşey

  1. İnsanın duyuları veya bu duyuların algılama gücünü arttırıcı teknolojilerle algılanamayan bir şeyin var olduğunu iddia eden kişiye düşer bu şeyin varlığınıo ispatlamak., Dünyadaki nimetlerin varlığı ilahı veya ilahları kanıtlamaz. İslam'ın ilahını hiç kanıtlamaz. Sen o nimetlerin Allah'ı kanıtladığını iddia edersin, Hristiyan o nimetlerin İsa'nın ilah olduğunun kanıtı olduğunu iddia eder. İslam öncesi Mekke Arabı o nimetlerin LAt ve Uzza'nın kanıtı olduğunu söyler. Mısırlı o nimetlerin Amon'un, Ra'nın, Horus'ın vs. varlığının kanıtı olduğunu söyler., Antik Yunanlı o nimetlerin Zeus'un varlığının kanıtı olduğu söyler. Yammlar o nimetlerin Ulu Tamtam'ın varlığının kanıtı olduğu söyler. ... Yani nimetlerin varlığı ne seni ne ötekileri haklı çıkarır. Reşit olmayanla yattığını biz ortaya atmadık. İslam tarihi ortaya attı. Hz. Ayşe "ben muhammed ile evlendiğimde 6 yaşındaydım. 9 yaşıma geldiğimde, salıncakta oynarken, bacaklarımın arasından kan geldiğini gören kadınlar zlgıt çekip, beni süslediler, püslediler ve Muhammed'e sundular" diyor. Yani bir çıkarmadık b iddiaları. tarihini iyi öğren. * Sana yutturulan herşeyi gerçek mi sanıyorsun? İslam'dan önce Araplar kız çocuklarını gömüyorlarmış-miş-muş-müş. Bunu diyen adam, o kadar Arabın nerden doğduğunun cevabını da verir. Böyle bir uygulama o uygulamayı yapan ırkın soyu tek yüzyıl içinde biter. Müslümanlığım döneminde de o kadar islam tarihiyle ilgili kitaba baktım, bu "kızları gömme" iddiasını dğoğrulayacak bir kayda rastlamadım. En baba islamcıların bile gösterebiilecekleri bir örnek yoktur. Derler ki Araplar arasında tek bir kabilede bu olay varmış. Ama o kabilede o olayın yaygın bir kültür olduğuna dair kayıt ve kanıt da yok. Hiçbir insan maxium 120 yıldan gfazla yaşayamadığına göre, geçmiş olayları tarihi kayıtları inceleyerek ve bilimin sunduğu yeni yöntemleri (karbon testi, dna testi vs.) kullanarak öğreneceğiz, bunun başak bir yolu yok. Saygılar.
  2. Hoşgeldiniz. Tekrar aramızda olmanız memnun edici.

  3. Herşeye çareyi Kuran'da arayan Büyük Öğretmen (!) arkadaşım, Sıcak bölgelerde yaşayanların erken geliştiğini savunup, sonra Muhammed'in de aynı yerde "erken" geliştiği halde, neden erken evlenmediğini sorgulayamayan, ben "Muhammed'i sara hastası, asosyal ve çoban olduğu için beğenip alan olmamış, kendinden 15 yaş büyük dul bir kadın almış" deyince yaygarayı basan arkadaşım, Konuyu değiştirme! Sıcak iklimde erken olgunlaşma işini tartışmak istersen yine tartışalım. Burada benim cevap yazdığım konu, "muhammed hatalarını kabul eden bir insan mıydı, değilmiydi" sorusudur. ben sana Muhammed'in hatasını kabul etmeyen, hata yaptığında hatasına yaşallaştıran bir adam olduğunu, ilk söylediği ayete aykırı bir eylem yaptığında bu eylemini yeni bir ayetle nasıl yasallaştırıp hatasını kabul etmediğini ben sana ispatladım. Sen de aksini ipatla. Başarabiliyorsan! * Kaldı ki o zamanla bu zamanı karıştırıp, 6 yüzyıldaki ilkel kuralları ve yasaları bugünün toplumuna kimlerin uygulamaya çalıştığı da belli! Kendin pişir kendin ye! Bir kitap yaz, bu kitap allah'tandır de, sonra ben kitaba göre yaşıyorum, benim ahlakım o kitaba dayalı de. Kuran ahlakının ne demek olduğunu biliyoruz. Kuran ahlakı, 9 yaşındaki bir kızı cinsel obje olarak görebilmenizi sağlar. İlkokula giden kız çocukları arasında karı seçmenizi sağlar. Kuran ahlakı, sırf müslüman değiller diye başka insanları hakir görmenizi sağlar. Kuran ahlakı, müslüman olmayanların mallarını "ganimet" adı vererek yağmalayabilmeniz sağlar. Kuran ahlakı, savaş zamanında kafir memleketlerdeki insanların kadınlarına, kızlarına "cariye" adı verip cinsel obje olarak kullanma özgürlüğü verir. Kuran ahlakı, en garantili cennete gitme yolunun, bir kafiri öldürmek olduğunu söyler ve sizi katil olmaya özendirir. vs. vs. Saygılar
  4. Kutsal kitap olduğu senin iddian, senin kabulün, benim değil. Tazeliğini korumuyor. Müslümanlar sürekli yeni bilimsel buluşlara göre kitaplarını çarpıtıp, bilime uydurmaya çalışıyorlar. 1500 yıl önceki kafirlerin ortaya koydukları çelişkiler ile, bizim koyduklarımız aynı. Değişen bişey yok. Giderilen bir soru yok. O sorulardan kolayca sıyrılmış olsalardı, o sorular bir daha gündeme gelmeyecek şekilde tarihin çöplüğüne giderdi. Ama sorular 1500 yoıl nceki gibi duruyor. Okunmadığı için, harikulade sanılan bir kitap. (erkek iseniz) Hiç görmediğiniz, bilmediğiniz, sürekli inanılmaz güzellikte olduğunu sandığınız bir kıza, o kızın hayaline aşık olmak gibi birşey. Kıza ulaşınca anlıyorsunuz ki hiç anlatıldığı gibi değil. (kadın iseniz) Hiç görmediğiniz, bilmediğiniz, sürekli inanılmaz yakışıklılıkta olduğunu sandığınız bir erkeğe, o erkeğin hayaline aşık olmak gibi birşey. KErkeğe ulaşınca anlıyorsunuz ki hiç anlatıldığı gibi değil.[/b] Bu ayrım bizim için bişey ifade etmiyor. Zaten kitap falan da verilmiyor kimseye. Her kitap bir insan tarafından yazılır. Ama muhammed'le ilgili çok şeyi unutmuyoruz. 6 yaşında bir kızla nişanlanıp kız 9 yaşına basar basmaz evlendiğini. Kocasını öldürdüğü bir kadını aldığını. "Hiç özgür adamla, köle bir olabilir mi dediğini." "Bir kısım insanları" insan statüsünde görmeyip "elin altında bulunan kullanılabilecek eşya" sınıfına koyduğunu. Öldükten sonra karılarını dulluğa mahkum ettiğini, Ayşe'ye anne olabilme şansını vermediğini. "Kafirleri dost edinmeyin" dediğini. "Din allah'ın oluncaya kadar kafirlerle savaşın" dediğini. Medine Yahudilerini, tam "dağdan geliğ bağdankini kovmak" atasözündeki gibi, yerlerinden yurtlarından edip, mallarını yağmalamasını. Bir kısım medine yahudilerinin bütün erkeklerini öldürüp, kadınlarını ve çocuklarını pazarda satışa çıkarmasını. Mekkedeki hiçbir insanın kutsalına inancına saygı göstermeyip, başkalarının inancını sembolize eden kutsal eşyalarını paramparça edişini. Ayı yarmak, katırla ilaha çıkmak gibi halüsinasyonlarını. vs. vs. Unutmadık yani. Saygılar
  5. Ben sizden farklı düşünüyorum: Eğer Muhammed bugün yaşasaydı ve yanlış yaptığını anlasaydı, bu yanlışını bir vahiy uydurarak legalize eder, böylece son tahlilde yine hakklı olduğunu iddia ederdi. Mesela: Önce "eşitliği gözetemeyecekseniz birden fazla evlenmeyin ve köleleri, insan yerine koymadıklarınızı tepe tepe kullanın", diye bir ayet uydurdu diyelim. Ama gel gör ki, kendi tavsiyesine kendi bile uyamıyor. Yani kendi yazdığı ayete göre yanlış yapıyor. Zira canı orta yaşı geçmiş karılarını değil, körpecik vücutlu Ayşe'yi ve köle Maria'yı çekiyor. Ee kadınlar da, "nerde bu eşitlik, nerde hani senin ayetin" diye yaygarayı basıyolar. Muhammed, "yanıldım, affedin" mi diyecek? Ne olsa, olmayan ilaha hangi ayeti sipariş etse geliyor. Patlatıyor bi tane. "Ey Muhammed, sen karılarından istediğini öne alır, istediğini geri bırakırsın". Al sana örnek. Muhammed'in hatalarını/yanlışlarını kabul etmeyeceğine ve bir ayet patlatarak yanlışlarını yasallaştıracağına örnek. Saygılar.
  6. Bir çocuk, uçan bir Süperman'ın varlığına inanıyorsa, ne yaparsanız yapın, ister biyoloji ile, ister fizik kanunları ile, ister film teknolojileri ile, yani nasıl yaparsanız yapın, ona Süperman'ın olmadığını kabul ettiremezsiniz. Bir müslüman, Muhammed diye bir adamın allah diye bir ilahtan özel mesajlar aldığına inanıyorsa, ister o ilahtan alındığı iddia edilen mesajlardaki çarpıklıkları, çelişkileri, akla ve mantığa aykırılıkları gösterin, iister bilimsel kanıtlar sunun, yani ne yaparsanız yapın, o müslüman inanmaya devam edecektir. O müslüman'ı ne fizik kuralları ikna edebilir, ne bilim, ne akıl. O Muhammed'in katırla Allah adlı ilahın yanına seyahat ettiğine inanmaya devam edecektir. O müslüman'ı ne fizik kuralları ikna edebilir, ne bilim, ne akıl. O Muhammed'in dünyanın uygusu ayı eliyle yuardığına inanmaya devam edecektir. O müslüman'ı ne fizik kuralları ikna edebilir, ne bilim, ne akıl. O İslamiyet'in putperestliğin devamı olduğunu göremmeyecek, ilahi bir din olduğuna inanmaya devam edecektir. Ben de paylaşmak istedim. Saygılar.
  7. Sanal ortamdaki özgürlük atmosferi reel hayata da aynsıdığı gün, yani can güvenliği tehlikesi olmadan insanlar tartışabildikleri gün, gerçek düşünce ve inanç özgürlüğüne ulaşılmış olacaktır. Saygılar.
  8. Yukarıdaki bilgi yanlış. Zira Orhan Pamuk gibi, "islam ülkesinde doğmak" dışında islamla bağlantısı olmayan insanları Allah'ın takımında sayamayız. Allah'ın takımı maçı 777-0 kaybetmiştir. Saygılar.
  9. Aklına gelen vesveseleri paylaşsaydın sevinirdik. Zira biz dinsizler o vesveseleri giderici birşey söyleyemeyiz. Ama sana o vesveseleri gidermene yardımcı olacak bir din kardeşin çıkar belki. Sen de kurtulursun. Saygılar.
  10. Bu lümme-i şeytaniye, ilk iletinizde dediğiniz gibi kalbin yanında mı? yoksa, Kalp (kalbin merkezi) Yoksa bu iletinizde dediğiniz gibi, kalbin kendisi mi? Karar verin lütfen. Saygılar.
  11. Dalga geçmiyoruz. Müslüman olmadığımız halde, müslüman olanların çoğunlukta olduğu bir ülkede yaşadığımız için, bu dinin hükümleri ile toplumsal hayatımızda biz de karşılaşıyoruz. Bu nedenle inanmasak da, hayatımıza etki eden bu dini eleştirmek hakkımız. Öte yandan, Kuran öyle muhteşem bişey değildir. Okunmadığı için muhteşem olduğu sanılan, akla aykırı söz ve tavsiyelerle dolu olan, konu bütünlüğünden uzak, bıktırıcı tekraralarla dolu, beyin uyuşturmaya birebir bir kitaptır. Saygılar.
  12. Ben islamcılardan hiçbirinin ikiz kulelere dalanlara "terörist, cani, insanlık düşmanı" dediğini duymadım. Siz bunu söylerseniz, birçok kişi bakın bööyle islamcılar da varmış diyecekler. Haberdar olmak, duymak, ilgilenmek anlamına gelmiyor. Televizyonu açtığımda ben de bir süğrü dizi, magazin programı ve futbol muhabbeti ile karşılaşıyorum. Yani bunlardan haberdarım. Ama ilgilenmiyorum. İnsanla dinlerden haberdar olabilir, ama ilgilenmeyebilirler. Bu onları, suçlu ve sorumlu yapmaz. Tek bir cümleyi neden göze batırayım. Sen de yazmışsın "Din allahın oluncaya kadar onlarla savaşın" diye. Bu ne demek? Herkes müslüman oluncaya kadar savaşın demek mi değil mi? Ayrıca burada daha önce gösterdik, Kuran'da geçen zulüm ifadesi, bizim anladığımız anlamda değildir, işkence, insanlık dışı muamele değildir. Bana, Kuran'da, zulüm kelimesinin "işkence ve insanlık dışı muamele" anlamında kullanıldığı bir ayet gösteremezsin. Kuran'da geçen zulüm ifadesi, "dine ,inanmamaktan kaynaklandıüğğı sanılan ızdıraptır. "Onlar Allah'ı inkar ederek nefislerine zulüm ederler." Kim demiş Allah'ı inkar etmenin zulüm olduğunu? Benim nefsim/aklım Allah'ın var olduğunda diretince ızdırap duyuyor. Buradan da anlaşılıyor ki, zulüm sona erinceye kadar ifadesi, "Allah'a inanamama sona erinceye kadar" anlamındadır. Yani yeryüzündeki tek din İslam oluncaya kadar kafirleri öldürün diyor. Soru yine aynı: Maide-32 ile diğer birçok Kuran ayeti çelişmiyor mu? Saygılar.
  13. Kuran öyle demiyor sayın FUZULİ. Kuran, senin "sandığın" şeyi demiş olmaydı, bize laf düşmezdi. Kuran, senin "sandığın" şeyi demiş olmaydı, bizim burada İslamiyet'e laf söylememiz, en hafif tabirle terbiyesizlik olurdu. Ama Kuran, senin sandığın şeyi demiyor. Oku Kuran'ı kardeşim. Saygılar, sevgiler.
  14. Ne diyeyim sen de haklısın. Saygılar.
  15. Sevgili tarafsız, senden duymak istediğim şey budur. Zira, senin yazılarını, mantığını kullanmanı severim. İdeal ve doğru olan ile ulaşılabilir olan farklı olabilir. Bu soruna diyebileceğimiz bişey yok zaten. Bu toplumun değil, benim sorunum olmalı. Küçük bir köy: Sevgililerin el ele tutuşmasını toplum kaldıramaz. Ama bu toplumun haklı olduğunu göstermez. İstanbul: Sevgililerin el ele tutuşması normaldir, ama sokakta sevişmelerini toplum kaldıramaz. Ama bu toplumun haklı olduğunu göstermez. Amsterdam: Sevgililerin sokaktta sevişmeleri mümkündür. Toplum değerleri evrensel değildir. Bu nedenle toplum'un bireye müdahale etme hakkı yoktur. Bireye ne zaman müdahale eder? Kendi haklarını ihlal etmeye başladığı zaman. Toplum benim çıplak gezmeme karışamaz, ama aynı toplum benim sokağa işememe müdahale edebilir. Zira o sokağı toplum dakullanıyor. Pis idrar kokularına katlanmak zorunda değil. Toplum beni içki içmeme karışamaz. Ama içkili iken araba kullanmama karışabilir. Zira, o kafa ile araba kullanırsam, birilerinin canına ve malına zarar verebilirim. Toplum bireye ancak başkasının haklarını ihlal etmeye noktasında müdahale edebilir. Bunun dışında müdahale edemez. Saygılar.
  16. Şu ünlü anti-islamist karikatürlerden birini görmüştüm, bulamadım, ama yukarıdaki resme benziyordu. Yukarıdaki resimdeki gibi giyinmiş iki kadın, yine öğrencilik yıllarına ait bir fotoğrafa bakıyorlardı, fotoğraftakı kız öğrencilerin hepsi de aynı şekilde giyinmişti ve Kızın biri fotoğrafı göstererek "şu benim" diyordu. Ötekinin kafasında da !!??!! işaretleri vardı. Güneşi insanlara haram etmenin, Mavi gökyüzünü peçesiz seyretmeyi haram etmenin, bir açıklaması olabilir mi ya! Ne diyeyim ki daha. Saygılar.
  17. tarafsız'ı bile kızdırdınız ya, ne diyeyim size! * Burada sevgili tarafsıza katılıyorum. Buradaki ifadeler deyimdir. Benim Kuran ve İslam'a bakışım forumu takip edenlerce bilinir. Mecaz olduğu açık olan şeyleri de zorlamanın ve sinekten yağ çıkarmaya kalkmanın anlamı yok. Bu ifadelere gelinceye kadar Kuran'da eleştirilecek çok şey var. Saygılar.
  18. Halkım/destekçilerim/gücüm yoksa, hakkımı ve doğru bildiklerimi savunamazmıyım? Sevgili tarafsız, söylediğin şey çoğunluk tahakkümüdür. Daha doğrusu gücü elinde bulunduranın tahakkümü. Önce Batı tarzı kıyafeti dikte edenlerin tahhükü. Şidmi Doğu/İslami tarz kıyafeti dikte edenlerin tahahükü. Bir yanlıştan başka bir yanlışa geçmektir bu. Bu işin doğrusu, her türlü kıyafeti serbest bırakmak ve bu özgürlüğü garanti altına almaktır. Bir adam, kürk ile, zırh ile, palyaço kıyafeti ile okula gelebilmelidir. Sıkıntısını kendi çeker. Veya bu hakkı kullanmaz. Ama hak kullanılmasa da orada olmalı ve güvence altında olmalıdır. Bugün liberaller ile AKP'nin ortaklığının sona ermesinin nedeni budur. AKP sadece "kendi isteklerini" özgürlük sanmaktadır. Liberallerden hiç kimse gidip türban takmayacak, ama yetişkin bir insanın kıyafetine müdahale etmenin, sırf kıyafetten dolayı eğitim imkanını elinden etik olmadığını, demokratik olmadığını, haksızlık olduğunu gördükleri için destek verdiler. Ama AKP, sadece kendi inançlarına ilişkin kıyafetlere özgürlük getirip, diğer kıyafetleri yine yasak kapsamında tutunca ortaklık bitti. Zira AKP'nin amacı herkese özgürlük değil, sadece kendine özgürlük. Neden? Saygılar.
  19. Bütün çocukluğunuza, kültürünüze, düşüncelerinize işleyen "bir ilah var, ve o ilahın adı Allah" düşüncesini atmak öyle kolay bişey değildir. Kuran'a ilişkin şüpeleriniz arttığında yeni açıldığınız deniz hakkında da bir fikriniz olmuyor. Bu nedenle ilk zamanlarda "*** hadi varsa bir di" diyorsunuz. Ama zamanla bu düşüncenin yersizliğini görmeye başlıyorsunuz. Artık "ya varsa" şeklinde bir soru gelmiyor aklıma. Saygılar.
  20. Kuranı sabredip okuduktan sonra sonra dinden çıktım zaten. Önce iyi niyetle başlıyorsunuz, dinimi kaynağından öğreneceğim diye. Sizin inandığınız kitap Allah tarafından yazılmış, harikulade, süper bir kitap. Böyle bir kitap bekliyorsunuz. Ama okudukça hayalkırıklıkları artıyor. Önce ilk sayfaları tekrar tekrar okuyorsunuz, acaba ben de mi bir kusur var da, Allah'ın yazarlığını beğenmedim diye kuşkuya kapılıpp haşa maşa diyorsunuz. Dayanıp okumaya devam ediyorsunuz. Belirli bir noktadan sonra bunu hangi surede veya hangi surlerde okumuştum diye düşünmeye başlıyorsunuz zaten. Acaip uyku getiriyor. Sayfalar bıktırıcı, sıkıntı verici hale gelmeye başlıyor. Çatlıyorsunuz. Bıktırıcı tekrarlar, konu bütünlüğünden uzaklık, daldan dala atlamalar uyumak için birebir. Zamanla her bölümü yeni okuduğunuz için, ayetler arasındaki çelişkileri görmeye, hatırlamaya başlıyorsunuz. Bitirdiğinizde illüzyon dağılıyor. Kuran dene şeyin kocaman bir balon olduğunu görüyorsunuz. Balon patlıyor. Din saçmalığından da kurtuluyorsunuz. Daha ne denebilir ki. Saygılar.
  21. Ben sana başka çözüm önereyim: Kuran'daki kıssaların tekraındaki hikmet, Muhammed'in hikaye dağarcığının sınırlı olmasından başka bişey değildir. Şöyle düşün: Evde bir CD-Çalar'ın var. Ama 2 tane CD'ye sahipsin. Sürekli onları çalmak zorundasın. Ama birde elinde binlerce C olduğunu düşün. Hiçbirini ikinci kez dinleye fırsatın bile olmayabilir. Kuran'daki tekrarların sırrı da budur. Muhammed sürekli aynı plağı çalmış durmuş. Aynı hikayeleri sürekli tekrarlamanın kötü tarafı, insanda bıkkınlık yaratır, beyinleri uyuşturur, düşünme kabiliyetini zaafiyete uğratır. İyi tarafı ise, güzel uyku getirir, masal gibidir. İslam dünyasına olan şey de budur. Kuran okumaz müslümanlar, ama o hikayeleribilirler ve sürekli tekrarlarlar. Bu nedenle sürekli uykudadırlar. Saygılar.
  22. Bilim bu “lümme-i şeytaniye” adı verdiğiniz yeri tespit etmiş mi? Bu şeyin bugünkü bilimdeki adı ne, dalak mı, ciğer mi, safra kesesi mi, mide mi, böbrek mi, bağırsaklar mı, pankreas mı? Ne? Peki, akla gelen kötü düşünceleri dillendirme veya paylaşma işine nasıl bakıyorsunuz? Zira aklına gelen şeyler bilinçli düşündüğün şeyler değil, aklına geldi. Bu nedenle sorumluluğu olmamalı. Aklına gelen şöyle soruları bizimle plaşırmısın? "Ya hakkaten ateistlerin dediği gibi Muhammed sıradan bir adamsa, Allah görünmez bir putsa?" "Hicap duyuyorum, binlerce tövbe ediyorum ama bazen bööle şeyler geliyor aklıma..." diye yazabilirsin. Saygılar.
  23. Ateistlerin sayısını arttırırsak sanal cennete gitmeyeceğiz, bu dünyayı daha yaşanabilir kılacağız. Birileri % 99 müslüman bir ülke iddiasından yola çıkarak türban yorgan tartışmasıyla ülkemi meşgul edemeyecek. Birileri kadınları kızları ikinci sınıf insan olarak görmeyecek. Birileri 6. yüzyıl Arap kıyafetlerini, Arap kültürünü, Arap dilini halkıma empoze etmeye çalışmayacak. Birileri her Kurban Bayramı bütün kentleri açık mezbahaya çeviremeyecek. Birileri kadınlarımıza kızlarımıza yöresel şartlara uydurulmuş recm (töre cinayeti) uygulayamayacak. Birileri başka düşünce ve inançtaki insanları kafir diye kesmeye kalkmayacak. En önemlisi cehennem korkusuyla düşünmekten araştırmaktan korkan zihniyet gidecek benim ülkem de insanlığa katkı yapabilecek. Saygılar.
  24. Bu bağlamda komplo teorilerini bir tarafa bırakarakar, şunu leyebilir misin: "11 Eylül 2001'de İkiz Kulelere uçakla dalan insanlar canidir, bütün insanlığı öldürmüş gibidir, teröristtir" diyebilirmisin gönül rahatlığı ile? Zira ölen insanlar dünyadaki politikalardan da, dinlerden de habersiz, geçimimi sağlamak için rutin olarak işlerine giden insanlardı. Ayrıca şunu söyleyebilrimisin: Yukarıdaki ayet ile "Kafieleri nerede bulursanız öldürün", "Din Allah'ın dini oluncaya kadar cihat edin" ayetleri ile çelişmez diyebilir misin? Saygılar.
  25. Uzun süredir gülücük işareti koymamıştım Bu rivayete itibar edilecek olursak, Kuran'ın editörlerinden biri de Muhammed'in keçisidir diyebiliriz. Zira keçi bazı ayetlerin nihani ürüne girmesini engellemiş oluyor. Hayali Allah da üşenmiş heralde ki yeniden postalamamış ayetleri. Milyarların taptığı hurafelerin oluşumuna bak. Yazık sadece. Saygılar.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.