BrainSlapper tarafından postalanan herşey
-
Bilim? Din? Ateizm? Hurafe?
Sevgili halkalıyıldız, "Sapık" ilişkileri, normal karşılamak ayrı şeydir, müdahale etmek ayrı şeydir. İlişkilerin sapıklık olarak addedilmesi, kültürel bir değer yargısıdır. Görecelidir. Ben kendi kültürümden dolayı, (bu kültürün kökenleri bilimsel veriler, gelenekler, hurafaler, batıl inançlar, dini kaynaklar vs. olabilir) ensest ilişkileri, cinsel grup ilişkilerini, eşcinsel ilişkileri tasvip etmem, dolayısı ile bu tür ilişkilere girmem. Ama girenlere de bir şey deme, müdahale etme hakkım yoktur. O tür ilişkilere giren insanları "sapık" olarak nitelendirme hakkım yoktur. Özgürlüğün sınırı, başkalarının özgürlük alanının sınırıdır. Özgürlük, gönüllülük esasına göre kısıtlanabilir. Bir futbol takımının aynı tip kıyafet giymesi, katılımcıların ortak zemin oluşturmak için verdikleri tavizdir. Özgürlük ortak bir zemin yaratmak için karşılıklı mutabakatla sınırlanabilir. Apartman'ın ortak kullanım alanlarına işememek, apartman sakinlerinin ortak zemin oluşturmak için verdikkleri tavizdir. Hukuk kurallarının çoğu bu kapsama girer. Özgürlükten, başkasının oluşturduğu alana girerken, onun koyduğu kurallara uymak amacıyla kısıtlanabilir.Zira orası onun özgürlük alanıdır. İnşaata giren, inşaat sahibinin koyduğu kurallara uymak zorundadır, kask takılacak diyorsa takılacaktır. Cami'yi ziyaret için, başörtüsü takılacak deniyorsa, takılacaktır. Misafirliğe giitiğin ev sahibi, sigara içilmeyecek diyorsa, içilmeyecektir. Gece klübüne, damsız girilmez deniyorsa, girilmeyecektir. Özel kurumlar, dernekler, işletmeler tarafından hazırlanan kurallar bu gruba girer. Bir sözleşme karşılığında özgürlüklerinizin kısıtlanmasına rıza gösterebilirsiniz. Çalışnma saati akşam 17.00'de biter, önceden çıkmak yasak deniyorsa, çıkılmayacaktır. Şu çöpleri hergün temizleyeceksin deniyorsa, temizleyeceksin. İş sözleşmeleri bu kapsama girer. Saygılar, sevgiler.
-
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI KAPATILMALIDIR... Hilafetin kaldırıldığı gün kuruldu ve milli bütünlüğü sağlamaya yönelikti. Bugün ise milli bütünlü bozuyor
Laik olduğu iddia edilen bir ülkede, din promosyonu yapan bir kurum devlet teşkilatı içinde yeralmamalıdır. Anayasayı öncelikle devletin kendisi ihlal etmekte, laiklik ilkesini çiğnemektedir. Devlet idaresine din karışamayacağı gibi, din idaresine de devlet karışamaz. Devlet sadece, her dinin, inancın veya inansızlığın güvence altına alınmasını sağlamakla mükelleftir. Dernekleri ve vakıfları devlet nasıl kontrol ediyorsa, Diyanet de, dernek veya vakıf statüsüne indirilip, sadece üyelerinden gelen bağışlarla çalışan bir kurum haline dönüştürülmeli ve bütçeden pay verilmemelidir. Saygılar.
-
Bilim? Din? Ateizm? Hurafe?
Cinsel tabularla ilgili görüşümü şu başlıkta 20 Kasım 2007'de belittiğimde hiçbir bilimselci arkadaş için sorun olmamıştı. Ne zaman sorun çıktı? TARAFSIZ, tanımsız ve doğrulanması gereken değişmez doğruları olmayan bir ihaa inanan, var olabileceğini düşünen kimselerin bilim yapmasına engel olmadığını, ancak "doğrulanması gereken ilahi doğruları olduğu için" dinlerin bilim yapmaya engel olabileceğini söylemesi ve ebnim bu görüşe katılmam üzerine sorun çıktı. Yeni farkettim, sayın demirefe şurada süper bir laf etmiş esasen. Bu ifade nedir? Dürüstlüktür. Erdemdir. Söyleyeceği şeylerin "faşistlik" tanımı içine gireceğinin farkındadır. Yani elinde, subjektif kaygıları aşan, neyin faşistlik, neyin faşistlik olmayacağını ölçebilen bir kıstası vardır. Bir ilah olabileceğine düşünen, ancak bu düşüncesinin "tamamen şahsi düşünce/inanç niteliği taşıdığını, herhangi bir bilimsellik değeri taşımadığını" beyan eden bir insana, yani elinde neyin bilimsel neyin bilimsel olmadığını subjektif kaygılaradan uzak olarak ölçebilecek bir kıstas olan bir insana bilim yapamaz demek haksızlıktır. Söyleceği şeylerin faşitlik kamsamına girebileceğinin farkında olmak ile, inandığı şeylerin bilimsellikten uzak olduğunun farkında olmak benzer şeylerdir. Burada önemli olan şey, faşistik içeren düşünceleri demokratlık olarak satmamak ve inançları/hurafeleri bilimsel gerçeklik diye satmamaktır. Umarım anlatabilmişimdir. Saygılar.
-
Bilim? Din? Ateizm? Hurafe?
Sloganik laflar yerine, hangi sosyal bilim, hangi bilimsel kıstasa göre, eşcinselliği veya ensesti "sapıklık" olarak nitelendirmiş, bize de söyle de, aydınlanalım. Saygılar.
-
Bilim? Din? Ateizm? Hurafe?
Yazıları yarım okuyorsan, bu benim sorunum değil. Ben İslam'ın veya diğer semitik dinlerin kutsal addeddikleri şahsiyetlerin ensest ilişkilerini eleştirirken cümlelerimde bir şart vardır: Benim eleştirdiğim nokta, "kendi koyduğu kurallara kendilerinin uymamasıdır. Başkası yapınca kebaphaneyi işaret ettikleri eylemleri kendileri yapınca bir ceza öngörmemelerisir". Eylül 2007'de yazdığım bir yazı. O nedenle beni, başkalarına gelince abalı muamelesi yapmakla suçlayamazsın. Ayrıca, yazıları eksik okumuş olman nedeniyle, kendini kullanılmış hissetmene de gerek yok. * Gelelim diğer hususa. Çürütemedin. Senin "üreme" üzerine kurulu bilimsel tezin, doğurganlık yaşını geçmiş aile üyeleri arasındaki ensest ilişkiye gelince tökezler. Senin "üreme" üzerine kurulu bilimsel tezin, eşcinsel ilişkiye gelince tökezler. Saygılar, sevgiler.
-
Bilim? Din? Ateizm? Hurafe?
Arkadaşımızın biri itiraf etti, öfkeli olduğunu ve bu psikoloji ile yazarsa faşistik düşünceler savunabileceğini itiraf etti ve sakinleşmesi gerektiğini belirtti. Erdemli bir davranış, takdir ediyoruz. Bence siz de, öfkeniz yatışıncaya kadar yazmayınız, derim, tavsiye yani. ******* Şimdi gelelim yorum yaptığın yere. Boşig ne demiş? Kızmızı ile alıntıladığım yerlerden sonrakileri mavi ile alıntılayalım. Ben ne demişim? Boşig'in yazdığı her iki şeye de katılmışım. Birini alıp kendi çıkarıma kullanmamışım yani. Saygılar.
-
Bilim? Din? Ateizm? Hurafe?
Başkalarını havadan konuşmakla suçlamadan önce, kendiniz havadan konuşmamayı deneyiniz. Wikipedia Belgium In Belgium, incest is not a crime; incest laws were abolished by Napoleon some 200 years ago in the French government period. Incestuous relations between a parent and minor child are prohibited and punished by law in Belgiumbut not between adults. France In France, incest is not a crime; incest laws were abolished by Napoleon in 1810.[4] Incestuous relations between a parent and minor child are prohibited and punished by law in France, but adult incestuous relations are legal.[4] Israel In Israel, incest between adults (of the age of 18 years and above) is not a crime; Incestuous relations with a person under the age of 18 years are prohibited and punished by law. Sweden Sweden is the only country in Europe which allows marriage between siblings who share one parent. However, permission for this must be acquired from the County Administrative Board. Türkiye Türk hukuk sisteminde Medeni Kanun'da yakın akrabaların birbirleriyle evlenmelerini yasaklayan maddeler vardır. Ancak bu "evlenme yasağı" dışında, akrabalararası cinsel ilişkileri suç sayan maddeler yoktur. Genelde rıza ile gerçekleştiği varsayılan cinsel ilişkiler suç sayılmamakta ve cezalandırılmamaktadır. Toplumsal değer yargılarının "göreceliliğini" göremeyip, "kendi ahlak kurallarınızı" dayatmanın ve kendi ahlak kurallarınızın bilim tarafından desteklendiğini iddia etmenin, bir şeriatçinin "kendi ahlak kurakllarını" dayatmasından ve kendi ahlak kurallarının bilim/allah vs tarafından desteklendiğini iddia etmesinden farkı yoktur. Bu nedenle tartışmayı ben çekmiyorum başka yerlere. Erdemli bir davranışla, "bilimsel bir açıklamam yok, bu nedenle hurafe kapsamına girer, ancak ben içinde yaşadığım toplumun kurallarına uyarak kendimi psikolojik olarak rahat hissediyorum" demek yerine, kendi hurafelerini bilimsellik paketiyle satmaya kalkışmanın mantığını anlamış değilim. Yukarıda örnek verdiğim ülkelerin hepsine bak. Evrensel olan tek bir ahlak kuralı vardır, sadece bir tane: Akli yeterliliği olan insanlar arasında zorlamaya dayanmayan her türlü ilişki serbettir.Verdiğim örneklerde suç kapsamına alınan şeyler "ensest ilişki değil" akli yeterliliğe haiz olmayanlarlarla, yani sağlıklı karar verme yetisine sahip olmayan kişilerle, yani çocuklarla ilişkidir. Verdiğim örneklerin hiçbirinde, bugünkü hukuk ve ahlak anlayışımızın temeli olan o tek evrensel kurala muhalif bir örnek bulamazsın. Hezeyanında, okuduğunu bile anlamamışsın. Ben o örneklerden hiçbirine hurafe demedim. Evrensel/bilimsel tek ahlak kuralına örnekler verdim. Bilimsel/evrensel tek ahlak kuralı da: kimseyi istemi dışında birşeye zorlamamaktır. Bu ahlak kuralına göre, eşcinsel ilişki, ensest ilişki, grup ilişkisi, akli yeterliliğe sahip insanlar arasında gönüllülük esasına dayandığı sürece sorun yoktur. Aynı ahlak kuralına göre, eşiniz olsa bile, eşiniz istemiyorsa, onun vücudundan zorla yararlanmak ahlaksızlıktır, suçtur. Bunun dışındaki bütün değer yargıları görecelidir ve bilimsel açıklaması olmadığı için hurafe kapsamına girer. Yöresel olan, göreceli olan değer yargılarını evrensel değer yargıları diye satarsan, bu konuyla ilgili her yazında kendin karıştırısın elmalarlar armutları. "Aklı olan ensest/eşcinsel/grup ilişkisine girmez" sözü ile "aklı olan 7 kuşak akraba içinden evlenmez" sözü arasında fark yoktur. Lokal ve yöresel değer yargılarını bilimsel kökenli sanmaktan başka birşey değildir. Göreceli olmayan tek değer yargısı, hiçkimseye iradesi ve rızası dışında zorla birşey yapılamayacağı ve yaptırılamayacağıdır. Bunun dışındaki değer yargıları sizin köyün değer yargılarıdır. Evrensel değildir. Bilimsel değildir. Hurafedir. Saygılar.
-
Bilim? Din? Ateizm? Hurafe?
Sevgili boşig, Benim yazdığım şey özetle senin dediğin şeydir. Örneğin, "grup seks" cinsi sapıklık yaftası yapıştırmak "göreceli" bir ahlak anlayışı ürünüdür. Ancak, seks partnerinizin rızası olmadan cinsel ilişkiye zorlamak, bu kişi eşiniz dahi olsa, cinsi sapıklıktır. Saygılar, sevgiler.
-
Ben artık muhammede tapıyorum
Doğru sanmışsın. * Yazının diğer bölümlerinde kastettiğin insanlar kim bilemiyorum. Bildiğim şey, o kişiler ben veya hoppa değil, bunu biliyorum. * Şu mealdeki sözüne katılıyorum: Dine adına dayatmacılık ne kadar kötü ise, dinsizlik adına dayatmacılık da o kadar kötüdür. Saygılar.
-
Bilim? Din? Ateizm? Hurafe?
Aynı şeyleri, acaba bu şekilde anlamayı başarabilirmisin diye başka ifadelerle anlatmaya çalışıyorum, birebir kopyalamıyorum. Saygılar.
-
Bilim? Din? Ateizm? Hurafe?
Sayın maraba, Bir yerlerde söylemiştim: Benim tek takıntım özgürlüktür. İnsanın özgür iradesine dayatma yapılamaz. Esasen hukuk ve ahlak sistemimizinde son tahlilde bu kurala dayandığını göstermeye çalışmıştım. Neden birbaşkasının malını "gönüllülük" esasına göre almak suç ve kötü olmazken, "zorla" alınırsa, suç ve kötü olacağını söylemiştim. Benim değer verdiğim, önemsediğim tek kural budur. Bugün modern dünyanın da deger verdiği, yeni hukuk ve evrensel ahlak kuralları oluştururken gözönüne aldığı tek kural budur. Bu kuralın uygulamasını nerelerde görürüz? Bu kurala göre; * Bir erkeğin, eşinizin vücudunu zorla kullanmaya kalkması bile tecavüzdür. * Çocuklarla cinsel ilişki suçtur, zira çocukların yapılan eyleme ilişkin rıza bildirebilecek "akli yeterlilikleri" yoktur. * Zihinsel hastalıklara sahip insanlarla cinsel ilişki suçtur. Zira onların da yapılan eyleme ilişkin rıza bildirebilecek "akli yeterlilikleri" yoktur. * Hayvanlara cinsel ilişki suçtur. Zira onların da yapılan eyleme ilişkin rıza bildirebilecek "akli yeterlilikleri" yoktur. * Akli yeterliliği olan bir insanı, "yalan vaadlerle", mesela evlilik vaadi ile, kandırarak cinsel ilişkiye ikna etmek suçtur. * Akli yeterliliği olan bir insanı, istemi dışında fuhuşa zorlamak, fuhuş yaptırmak suçtur. * Sizin hizmetinizde çalışan bir insanı cinsel taleplerinizle karşı karşıya bırakmak, cinsel tacizde bulunmak, suçtur. Zira o kişi işini kaybedeceği korkkusuyla, size sağlıklı yanıt veremez. Zorlama altında alınmış bir karar kategorisine girer. Suçtur. * * Akli yeterliliğe sahip bir erkek ve bir kadının cinsel ilişkiye girmeleri suç değildir. (Tutucu bir toplum olmamıza rağmen bu yasa Türkiye'de de çıkmıştır) * Akli yeterliliğe sahip iki kadının veya iki erkeğin cinsel ilişkiye girmeleri suç değildir. * Akli yeterliliğe sahip iki kardeşin cinsel ilişkiye girmeleri suç değildir. (ABD'de bazı eyaletler kuzen evliliğini suç sayar, bazıları izin verir, bazıları akli sağlığı yerinde olan iki bireyin kararlarının çocukların fiziksel sağlığına etki etmemesi koşuluyla, yani çocuk yapmamak veya çocuk yapılacaksa genetik olarak sakat doğum ihtimalinin olmadığını kanıtlamak koşuluyla, izin verir) * Yakın akraba ile cinsel ilişkinin yanlış olarak addedilmesi bilimsel kıstastan uzak bir nitelendirmedir. Eski Türklerin kıstasına göre, 7 kuşak içinden evlenerek, dünyanın yarısı yanlış yapmaktadır. Araplara göre, kuzenlerden daha yakın insanlarla evlenerek, dünyanın çok az bir bölümü yanlış yapmaktadır. İsveç yasalarına göre, akli sağlığı yerinde olan herkes birbiriyle evlenebileceği için, yakın akrabayla evlenen kimselere yanlış yaptılar denemez. Benim anlatmak istediğim şey budur. Sen tutar yakın akraba ile evlilik yanlıştır dersin. Bir başkası tutar 7 kuşak içinden evlenmek yanlıştır der. Bir başkası tutar, el ele tutuşmak bile yanlıştır der. Bir başkası tutar evlilik öncesi karşı cinselerin birbirlerini görmesi yanlıştır der. Bu yanlışlık nitelemesinin bilimsel bir temeli yoktur. Bilimsel bir temeli olmadığı için, kimse kimseye, kendi yanlışlık tanımını dayatamaz. Bilimsel temeli olmayan bu yanlışlık tanımlamaları hurafe kapsamına girer. * Anne ile oğulun, kız ile babanın, kardeşlerin dahi evlenmesine izin veren İsveç yasaları peki neyi suç saymaktadır? Karın bile olsa, karını arzulamadığı bir zamanda cinsel ilişkiye zorlamak suçtur. genetik olarak dünyadaki en uzak insanı bile istemi dışında cinsel ilişkiye zorlamak suçtur. Kıstas özgür iradedir. Saygılar.
-
İslam kadını aşağılamadı, siz anneliği aşağıladınız!
"Ya varsa'nın beyinleri kemirdiği dönem" İslamiyet'in yanlış olduğunu düşünüp, ama bunu itiraf etmekten korktuğun, herneyse benim anlamadığım bir hikmeti vardır bunun dediğin ve münafıklığa yattığın dönemdir. O dönemi aştıktan sonra, kafanda şüphe de kalmaz, kemirgen de. "Ya Zeus varsa?" sorusu senin kafanı kemiriyor mu? Kemirmiyor. "Ya Allah varsa?" sorusu da benim kafamı kemirmiyor. Zira "Ya Zeus varsa" sorusu ile "Ya Allah varsa" sorusu aynı statüdedir. Saygılar.
-
Bilim? Din? Ateizm? Hurafe?
Bilim herşeyi inceler. Sonuçlarını da sunar. Sonuçlarını iyi-kötü, doğru-yanlış olarak nitelemez. Sonuçları değerlendirmek, yargılamak, ahlak veya hukuk kurallarına dönüştürmek sosyal bir iştir. Bu nedenle, aynı verileri bir toplum iyi olarak nitelendirirken, başka bir toplum kötü olarak nitelendirebilir. Bu nitelendirme tamamen bilimden bağımsızdır. Kültürel, dinsel, yöresel, bölgesel, geleneksel faktöreler bu nitelendirmede rol alabilir. Saygılar.
-
Bilim? Din? Ateizm? Hurafe?
Çelişki? Hangi çelişki? Bir bilgi kötü amaçlarla da kullanılabilir, iyi amaçla da. Yararlanmak iyi de olur kötü de olur. Kullanım şekilinin iyi mi kötü mü olduğuna bilim karar vermez. İnsanlar, kendi kültürlerine, meşreplerine göre değerlendirirler. Evrensel olan la lokal olanı ayıralım lütfen. Benim demediğim şeyleri bana hayalinde söyletip kendin onalama. Bilim aşkın kimyasını çözer. Aşk kapsamındaki eylemlere iyidir, kötüdür demez. Bunlara toplumlar kendi değer yargılarına göre iyidir, kötüdür, doğrudur yanlıştır derler. Bir yerde el ele tutuimak kötüdür, cinayet sebebidir. Bir başka yerde, ele ele tutuşmak normaldir. Bir yerde, flört kötüdür, cinayet sebebidir. Bir başka yerde, flört normaldir. Bir yerde, evlilik öncesi ilişki kötüdür, cinayet sebebidir. Bir başka yerde, evlilik öncesi ilişki normaldir. Bak bilim bunların hepsine aynı kimyasal analizi sunar. Ama Bilim iyi-kötü, doğru-yanlış tanımına girmez, onu insanlar kendi kültürlerine göre yaparlar. Aynı sözlüğü bir Hristiyan eline alıyor ve şöyle diyor: İslamiyet'teki birçok şey dinde yok. İslamiyet bir hurafeler yığınıdır. Eleştirdiği de bir din. Eleştiren de bir dinli. Yukarıdaki verdiğin örnekten bile anlamak mümkün: Hurafe, bilimsel dayanağı olmayan, kültür, gelenek, alışkanlık, inanç vs. dir. A toplumuna göre hurafe olan, B toplumuna göre, hurafe değildir. Bilim, toplumdan topluma kurallarını değiştirmez. Çelişki mi? Bu foruma geldiğim ilk günden bu yana yazarım. Beni insanların ne ineğe tapmaları ilgilendirir, ne sineğe tapmaları. Ne görünür puta tapmaları, ne görünmez puta tapmaları. Beni ilgilendiren tek şey, bu inançların evrensel doğrular olarak pazarlanmasına karşı çıkmaktır. Ben dinlerin, lokal nitelik taşıdığını, evrensel doğrularak olarak pazarlanamayacağını söylüyorum.Bunu anlayamadıysan bu benim sorunum değil. Yoksa insanların şeytan taşalamaları, hacca gitmeleri, Muhammed'i sevmeleri, kandil kutlamaları, cennete gideceklerine inanmaları, beni zerre kadar ilgilendirmez. Müdahale edersem terbiyesizlikten başka birşey yapmamış olurum. Din tartışmalarına katılmamın nedeni, bu "evrensel ve ilahi doğrular, değişmez doğrular" sanılan şeylerin, öyle olmadığını göstermeye çalışmaktan ibarettir. İşi espriye mi döktün? O tanımı bana sen getirdin, ben de sana geri servis ediyorum, yutabilecekmisin görmek istiyorum. Ki görüyorum yutamamışsın. Din bana göre de hurafedir diyorsun. O tanımı getiren adam, o tanımın verilerini kabulleniyordur. Ben o tanımı kabullenmediğim için, sana kendi tanımımı sundum. * Şu sözlüğün hurafe tanımından yola çıkarak, dünyanın çeşitli yerlerinden dincileri toplayalım ve şunların hurafe olup olmadıklarını soralım: * Şeytan taşlamak. * Çaput bağlamak. * Vaftiz olmak. * İbadethanelere yiyecek bırakmak. Seyreyle kavgayı. Ama hurafenin, yöresel ve kültürel ögelerden arınmış tarifini kullalacak olursak, yukarıdaki eylemlerin hiçbirisinin bilimsel açıklaması yapılamaz. Yapılamadığı için de hurafe kapsamına girerler. Bilim iyi-kötü etiketi yapıştırmadığı gibi, doğru-yanlış etiketi de yapıştırmaz. Sen varmış deyince var olmuyor maalesef. Bilim evrenseldir. İyi ve kötü kavramları ise görecelidir, dayanağını bilimden değil, kültürden alır. Bilimsel veriler kültürden kültüre değişmez, ama iyi ve kötü, doğru ve yanlış tanımlamaları kültürden kültüre değişir. Ben hiçbir yazımda bilim hurafedir demedim. Ama huraflerini bilimsel gerçek diye satmaya kalkan adamlar görüyorum, bunu söyledim. Örneği de burda. Yukarıdaki sözleri söyleyen kişinin, şu adamlardan farkının kalmadığını göremiyor: - Yedi kuşak akraba içinden evlenmek sapıklıktır. Bunların bilimsel dayanağı var. - Evli olmayan kadın ve erkeklerin aynı mekanda bulunmaları sapıklıktır. Bunların bilimsel dayanağı var. ***** Bu tasiyeyi kendine yap. Ben hurafelerimin farkındayım ve bunları evrensel doğrular diye kimseye dayatmıyorum. Bana göre, yakın akrabalarla evlenmek yanlıştır, ama bunu başkalarına dayatamam, yakın akrabasıyla evleneni de kınamam. Bana göre, eşcinsel ilişki yanlıştır, ama bunu başkalarına dayatamam, bu ilişkide olanları da kınamam. Aynı yürekliliği ve bilimsel ahlakı senden de beklerim. Kendi cinsel hurafelerini başkalarına dayatmamanı, "toplumun sapıklık olarak gördüğü şeyler bilimsel verilerin ürünüdür" gibi, bilim ahlakına uymayan beyanlardan kaçınmanı dilerim. Saygılar, sevgiler.
-
Bilim? Din? Ateizm? Hurafe?
Bu tartışmayı yeniden açtığı için arkadaşımıza teşekkür ediyorum. Haklısın, öncelikle hakarete uğrayan ve "bilimselci takılan arkadaşlar tarafından afaroz edilen kişi" olarak benim bu konuların açığa çıkmasından en çok memnun olacak kişi benim. Aynen katılıyorum. Bilim doğayı anlama ve anladığınız bilgilerden yararlanma çabasından başka bişey değildir. Bilim nükleer enerjiyi araştırır, bilimsel olarak nasıl yapay olarak ortaya çıkartılabileceğini de söyler. Bilim, nükler enerjiyi insanların tepesine bomba olarak atarmısınız, atmaz mısınız, yoksa elektrik üretiminde mi kullanırsınız buna karışmaz. Nükleer enerjiye iyi veya kötü damgası vurmaz. Sadece belirler. Doğaüstü kavramlara girdiğiniz anda, diyalektik ve materyalizmden uzaklaşıp idealist yöntem ve metafizik felsefeye bulaşmışsınız demektir ki, bu da bilim olmaktan çıkar. Bunda da haklısınız. "Evlilik" veya "uyulması gereken cinsel kurallar" gibi, doğada gözlemleyemediğimiz, sadece ve sadece insanlararası ilişkilerde gözlemlediğimiz vakaları pozitif bilimler incelemezler. Bu alanlar hakkında bilgi derleyen sosoyal bilimler ise, bu ilişkilere iyi veya kötü demez. Hukuk ve ahlak haline gelmiş olan davranışlar, sosyal bilimler iyi veya kötü dediği için değil, belirli bir ortak geçmişe sahip insanlar arasında "ortak zemin" oluşturdukları için hukuk ve ahlak haline gelmişlerdir. Tapınma sistematiği olmayan, "doğrulanması gereken ilahi doğruları bulunmayan" ve bilimsel temele dayanmayan inançlarının farkında olan bir kişi bilim yapabilir. Buradaki kıstas, bilimsel metodu bilmesi ve neyin bilimsel, neyin bilimsel sayılamayacağının farkında olmasıdır. Şimdi arkadaşımızın göremediği şey, bir taraftan bilimselci takılıp, öbür taraftan hurafi tanımlarken "dinde olmayan ve sonradan dine eklendiği belli olan (bidat) asılsız inançlar" kullanan bir sözlüğü ciddiye almasıdır. Şimdi ben burada sormazmıyım "Dinde olanlar hurafe değil mi?" diye? Hurafenin tanımını dincilere bırakan bir bilimci, yukarıdaki sorunun getireceği çıkmazla karşı karşıya kalmak zorundadır. Tamamen yanlış bir paragraf. Bilim eşcinselliğin, çokeşliliğin vs. gerekçelerini açıklar veya açıklamaya çalışır. Bilim bu ilişkilere iyi veya kötü etiketi yapıştırmaz. O etiketi insanlar yapıştırırlar. İnsanların bu etiketleri yapıştırırken kullandıkları gerekçelerin bilimsel açıklaması yoktur. Bu nedenle, bazı davranışların iyi veya kötü olarak nitelendirilmeleri "bilimsel olarak açıklanamaz", bu bir. Hurafe sahibi olmak, başkalarına dayatmadıkça ve başkalarını kendi hurafelerini "bilimsel gerçeklik" diye satmadıkça sorun olmaz, bu iki. Burada dinlere karşı yazı yazmamızın nedeni, "ilahi hurafelerin" evrensel doğrular olarak yutturulmasına karşı çıkıştır, bu üç. Hem ilah kavramını hem de, dinleri reddedip, bilimden nasibini alamamış, kendi "iyi ve doğru" kavramlarını başkalarına dayatmaya çalışan, "başkalarının davranışlarına "sapıklık" diyen ve bunun bilimsellik olduğunu iddia etmeyi sürdüren arkadaşları gördük, haklısın. Bu arkadaşların bilimselliği şunun gibidir, hurafelerini bilim diye satmaktır: Eski Türklerde bir bilimci: 7 kuşak akraba içinden evlenmek sapıklıktır. Araplardan bir bilimci: Kuzenler ile evlenilebilir, sapıklık değildir. Amca, dayı, teyze, hala, süt kardeş ile evlenmek sapıklıktır. İsveçli bir hukukçu: Akıl sağlığı olan herkes, gönüllülük esasına göre herkesle evlenebilir, cinsel ilişkiye girebilir. Amsterdamlı bir bilimci: Eşcinsel ilişki sapıklık değildir. Bakarmısınız, bu arkadaşların hepsi bilimci. Ama yanıldıkları ortak nokta, "bizim böyle bir değerimiz var, bilimsel bir gerekçemiz yok, ama böyle bir değerimiz var" demekten aciz olmaları ve kendi mallalli değerlerini evrensel diye, hem de bilim adına satmaya kalkmalarıdır. İttiraf et, "bilimsel bir dayanağı yok bu davranışımın, ama bu benim kültürümdür, anlayışımdır, ben böyle yaşarım, kimse kabul etmek zorunda değildir" demeyi başar, sorun kalmasın. Ama bilimsellik adına malahhi değerleri evrensel değerler diye satmaya kalkma. "Dine sonradan eklenenler" hurafe, dinde olanlar hurafe değil mi? Sen önce bunu yanıtla, diğer soruların yanıtını da bulursun. O konuların bilimsel incelemesine girmek istesen de giremezsin. neye neden dolayı kötü, neden dolayı iyi dendiğini bilimsel yöntemle açıklayamazsın. Zira değer yargısı dediğin şey, mahallidir, görecelidir, bilimsel bir temeli yoktur. Ne güzel. Turnusol ortaya çıktı, renkler belli oldu. Sen kabul etmiyorsun diye, müslümanın, hristiyanın, putperestin değerlerine acımasızca saldır, sonra senin değerlerine birisi saldırınca ateistlikten de vazgeç, bilimsellikten de. * "Hurafem yok" diyen adama tavsiye et, bütün hurafelerinden kurtulmasını. Benim hurafelerim var ve bunların farkındayım. Farkında olduğum için, dorun yok. ****** sorun olan bu hurafeleri, evrensel doğrular, bilimsel doğrular, ilahi doğrular daı altında başkalarına dayatmaktır. Yukarıdaki sözleri yazan birisinin, başkalarının dinini, inancını sorgulama hakkı yoktur. Zira, bir müslüman da "şeytan taşlama"yı hurafe olarak nitelendirmez. Şeriatin getirdiği değer yargıları onun için önemlidir. * Bilimin desteklediği değer yargısı olmaz, olabilemez. Adı üstünde "yargı". Yani subjektir. Yani değerlendirene göre değişir. Saygılar.
-
Din değiştirmek kişisel bir tercih!
Bence de. Kimse kimseye, düşüncelerini, inançları, hurafelerini, fantazilerini dayatamaz. Saygılar.
-
30 yıldır ateisttim artık Tanrı’ya inanıyorum
Bilimsel düşünce üzülmez, kınamaz, rencide olmaz. Her fikri inceler, irdeler ve bir sonuca varır. Ahlaksızlık kavramı görecelidir. Bilimsel bir temeli yoktur. Sosyolojik bir kavramdır. Eski Türklere sorsa idik, bugünkü Türklerin çoğunun ahlaksız ve sapık olduğunu söylerlerdi. O nedenle, ahlaksızlık artar kavramı göreceli ve ölçülemeyecek bir kavramdır. Kötülük artar mı? Kötülük artmaz. Zira kötülüğün tanımı başkadır. Başka insanlara, özgür iradeleri dışında birşey yaparsan, yaptığın eyleme kötülük denir. Aksi takdirde kötülük denemez. Bir adamın malını, rızası dışında alırsan, bu hırsızlık olur, gasp olur, ganimet olur, yağma olur. Kötülüktür. Bir adamın malını, rızası ile alırsan, bu ödünç alma olur, kredi olur, bağış olur. Kötülük olmaz. Bir kadının vücudunu rızası dışında kullanırsan, bu tecavüz olur. Kötülüktür. Bir kadının vücudunu rızası ile kullanırsan, bu aşk olur, evlilik olur veya ticaret olur. Kötülük olmaz. Benim o örneği sana vermemin nedeni şudur: Yakın akraba evliliğinin veya cinselliğinin yasak olmasının tek gerekçesinin "genlerin sağlıklı transferi" olduğunu söyledin de, ben de sana, gen transferi olmayacaksa veya doğurganlık yaşı geçmişse, senin tezinin tıkanacağını göstermek için verdim. Sürekli dönüp dolaşıp, üreme konusuna geliyorsun. Bu demektir ki, üreme olmaz ise, yani sakat çocuk riski yoksa problem yoktur! Tezin çok çürük. Zira, üreme üzerine kurduğun tez, üreme imkanı olmayan eşcinsellere gelince tıkanır. Üreme üzerine kurduğun tez, doğruganlık yaşını geçmiş kardeşler arasın ilişkiye gelince tıkanır. Buradan varmak istediğim sonuç şudur: Bilimsel olarak açıklanayan kurallara ve değer yargılarına hurafe denir. Ve şöyle veya böyle, dinsel, cinsel veya kültürel, herkesin bir hurafesi vardır. Bunda ayıplanacak, küçümsenecek birşey yoktur. ********** Hurafelerinin farkında olan, bunu itiraf edebilen, bunu bilimsel gerçeklerden ayırabilen bir insan bilim yapabilir. Sakıncası yoktur. Saygılar.
-
30 yıldır ateisttim artık Tanrı’ya inanıyorum
**************** Sorduğum sorular, toplum ahlakına aykırı olabilir, zira toplumun bir değer yargısı var. Ancak bilimsel etiğe aykırı olduğunu iddia edemezsin. Bilim her türlü soruyu sorabilir. Şu soruyu sormak bilimsel ahlaka aykırıdır dersen, "Allah var mı hakaketen" sorusunu sormak, günahtır diyen dinciden bir farkın kalmaz. Ayrıca da küsmediğimi, kızmadığımı belirteyim. Ben bu forum sırasında senden de çok şey öğrendim. Teşekkür ederim. Ben de sana iyi dileklerimi sunarım. Saygılar, sevgiler.
-
30 yıldır ateisttim artık Tanrı’ya inanıyorum
****** Sokartes'in sözünü 30 kere yazınız, anlayarak okuyunuz. Bu da benim size verdiğim ceza. "Bildiğim bişey varsa, o da hiçbirşey bilmediğimdir" farkında olmak. "Ben hurafelerimi bilim diye satmıyorsam, hurafalerimin hurafe olduğunun farkındaysam, kendime karşı ve topluma karşı dürüstümdür. Özeleştiri yapmaktan aciz, hurafeleriniz ve zaafiyetlerinin farkında olmayan, farkında olsa bile bunu söyleyemeyen insanların msn mahkemesi beni ilgilendirmez. Sokrates, bilmediği şeylerin farkında, itiraf etmiş. Ben de hurafelerimin farkındayım, bu bir meziyettri. Saygılar.
-
30 yıldır ateisttim artık Tanrı’ya inanıyorum
Bilim'in insanlık değeri üreteme yeresiz olduğunu iddia etmedi kimse. Bunda yanlışsın. Bugünkü değer yargılarımızın çoğunu bilimle üretmedik. Bazı değer yargılarımızın kaynağını bilmiyoruz. Bunu yazıyorsun, ki katılıyorum, ondan sonra, ondan sonra değer yargılarımızın hepsini bilimden ürettik diyorsun. Bilim sadece belirler. İnsanlar, bilimsel verileri dikkate alarak veya almayarak mevcut değer yargılarında revizyona gidebilirler. Bunu bilim yapmaz. Zira toplumsal değer yargısı oluşturmak bilimin işi değildir, insanların işidir. Saygılar.
-
30 yıldır ateisttim artık Tanrı’ya inanıyorum
Değer yargıları değişincei psikolojik sorun kalmaz. Doğu Anadolu'da yaşayan biri için, bir delikanlının, kız kardeşinin evlenmeden önce bir erkekle konuşması, onun psikolojisini bozar. Kendini kötü hisseder. Sadece o değil bütün aile kendini kötü hisseder. Aşağılanmış hisseder. Onun psikolojik sorunlarının kaynağı yerel değer yargılarının/hurafelerinin ürünüdür. Algılarını ve değer yargılarını değiştirirse sorun kalmaz. Genç bir kız ile genç bir erkeğin konuşmasının normal görmeye başlar. Eşcinselliğin nedenleri üzerine bilimsel çalışmalar var. Ama bilim eşcinselliğe iyi veya kötü demez. Bu insanların değer yargılarının ürünüdür. Bu değer yagılarının da bilimsel bir temeli yoktur hurafedir. Ama yeniden tekrarlıyorum, kimse kimseye kendi hurafelerini dayatmaya çalışmadıkça, hurafelere sahip olmanın bir sakıncası yoktur. Tepki çekici neye göre tepki çekici? Toplumsal değer yargılarına göre. Hangi topluma göre? Sizin köye göre mi? Semitik kültürle yoğrulmuş İslam ve Batı coğrafyası için mi? Yoksa Amsterdam sokakları için mi? Bangkok sokaları için mi? Köyünüzün değer yargılarını bilimsel gerçekler diye satmaktan vazgeçin. Sokrates'in sözüne uyarlayacak olursak, Bilmediğini bilmek bir meziyet olduğu gibi, sahip olduğun bazı değer yargılarının bilimsel bir temeli olmadığını bilmek de bir meziyettir. Saygılar.
-
30 yıldır ateisttim artık Tanrı’ya inanıyorum
Sayın demirefe, Ben bu tartışma çerçevesinde birkaç kez dile getirdim: Benim amacım kesinlikle hurafe yarıştırmak değildir. Sosyal kurallar, şu veya bu gerekçelerle, şu veya bu inançlarla ortaya çıkmışlardır. Benim meşrebime uymayanı kabullenmem, uyanı kabullenirim. Ben ne 7 kuşak içinde evliliği yanlış gören Eski Türkleri kınarım, ne de özgür iradesi ile evlenmeye karar veren herkesin (anne, baba, kardeş, aynı cins) evlenebilmelerine müsaade eden İsveç kanunlarını eleştirim. Ne de, İsveç bilimde ileri bir ülke, o halde onlarınki doğru olmalı diye bir tezle ortaya çıkarım. Benim itiraz edeceğim nokta, Eski Türklerin, Arapların veya İsveçlilerin bu alandaki kurallarının dünyaya dayatılmasına karşı çıkmaktır. * Bir insanın karısının başkası ile cinsel ilişkiye girmesini istememesinin bilimsel bir açıklaması yoktur. Genlerin sağlıklı bir biçimde aktarılmasına engel olmaz ikinci adam. Sorun olan genler ise, ikinci adam koruyucu kullanır. Sorun çözülür. * Veya Eeşcinsel ilişkiye girmek, genlerin aktarılmasına engel olmaz. Genlerini aktaracağın partner ayrı olur, eşcinsel ilişki partnerin ayrı olur. * Yani genler ve çoğalma güdüsü neden eşcinsel ilişki olamaması gerektiğini açıklayamaz. Yani bilim, erkekler arası veya kadınlar arası ilişki olmaması gerektiğini söylemez. Bu sosyal bir değer yargısıdır. Kökenleri nerelere dayanır bilemem. Ama bilişmsel olarak bir gerekçe bulunamadığı için hurafe kapsamına girer. Bu hurafelerden çoğuna ben de uyarım. Bunda bir yanlış yok. Bu hurafelerim olması beni bilimsellikten uzak yapmaz. Zira ben baştan, neyin inançlarım ve değer yargılarım içinde, neyin bilimsel, neyin bilimsellikten uzak olduğunun farkındayım. Farkında olmazsam, ve kendi değerlerimi, evrensel değerler diye pazarlamaya kalkarsam, o zaman çuvallarım, bilimsellikten uzaklaşmış olurum. * Bu nedenle diyorum ki, istisnasız olarak her insanın hurafeleri vardır. Herkesin hurafesi kendine göre güzeldir. Bu hurafelere yanlış veya doğru diyemeyiz. Tek uyulması gereken ortak kural, bu hurafelerin başkalarına dayatılmamasıdır. Saygılar.
-
30 yıldır ateisttim artık Tanrı’ya inanıyorum
Saygılar.
-
30 yıldır ateisttim artık Tanrı’ya inanıyorum
Bu tartışmanın açılması bir açıdan iyi oldu. Şöyle ki: Benim bu forumda yazma nedenime de ışık tutulmasını sağladı. Ben ne sayın CYRANO'nun sandığı gibi misyonerlik peşindeyim, ne de bir hurafeyi, başka bir hurafe ile yarıştırma peşindeyim. Benim ilgilendiğim şey, demokrasidir, insan haklarıdır, özgür iradedir, bilimdir. Dini konularda yazmamın nedeni de, dinlerin insanların özgür düşüncesine doğuştan "değişmez ve sorgulanamaz doğrular" yerleştiren, özgür düşünceyi engelleyen bir yapıya sahip olmaları ve bu nedenle demokrasi, insan hakları ve bilimin önünde başlacı engeli oluşturmalarından dolayıdır. Yoksa amacım hiçbir şekilde, hurafe yarıştırmak değildir. İstisnasız olarak her insanın, buna sayın maraba da dahil, sayın YARASA da dahil, bilim adamları da dahil, şöyle veya bilimsel bir gerekçeye dayanmayan hurafeleri vardır. Benim de var. Bu ayıp bişey değildir. Ayıp olan, kişisel, yöresel, dinsel, ideolojik hurafeleri evrensel doğrular olarak satma çabasıdır. Ben, benim hurafelerimi kabul etmeye kimseyi zorlamam, benim huralerime inanyayanları tehdit etmem, kebap olacaklarını veya benim hurafelerime inanmamakla akılsızlık ettiklerini söylemem. Zira buna hakkım yok. Benim burada mücadele ettiğim şey, kimsenin, birbaşkasını, hurafelerini kabul etmeye zorlayamaya hakkının bulunmadığın görülmesini sağlamaktır. * Eskilerden Sokrates demiş ki "Bildiğim birşey varsa, o da birşey bilmediğimdir". Bilimsel metodu bilen, hurafelerinin farkında olan ve "doğrulaması gereken değişmez doğruları bulunmayan" insanların bilim yapmalarının önünde bir engel bulunmadığını söylememin bir nedeni de, Sokrates'in o sözüdür. Bir ilah olabileceğini, ancak bu düşüncesinin "hiçbir bilimsel kanıta dayanmadığını" söyleyen, yani "hissettiği/düşündüğü/inandığı şeyin bilimsel bir değerinin olmadığını bilen, bunun farkında olan" insanları "doğrulaması gereken değişmez doğruları" bulunan insanlarla aynı kefeye koymak, bilim yapamayacaklarını söylemek yanlıştır diye düşünüyorum. Saygılar, sevgiler,
-
30 yıldır ateisttim artık Tanrı’ya inanıyorum
Bu ne iştir anlamadım. Ben söyleyince, çelişkide oluyorum, tukaka oluyorum, aynı şeyi Notamatik söyleyince harika mı oluyor? Teşekkürler Notamatik. * Beni ilgilendirmeyen bir konuya neden müdahil olduğumu bir kez daha belirteyim: Tanımsız bir ilah olabileceğini "düşünen, ihtimal veren, hisseden, inanan" ve dinsizler grubuna giren, ilahi bir korku taşımadan herşeyi sorgulayabilen TARAFSIZ, halkalıyıldız, Notamatik, DİPNOT gibi insanlarla, "değişmez doğruları olan" organize dinlere inanan ve "sorgulamaktan korkan" insanları ve bilime yaklaşımlarını aynı kefeye koyamam, kusura bakmayın. Benim için aynı şey değildir. Saygılar.