Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

BrainSlapper

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

BrainSlapper tarafından postalanan herşey

  1. Verdiğin örnek beni destekler nitelikte. Yanlış bunun neresinde? Bir iddiayı bilimsel metodolojiye göre değerlendirmeden, önyargılı olarak reddetmek, bilimsellikten çıkmak, ideolojik tavır sergilemektir. Bilin ne yapar... * Demek tanrıyı ispat ettin? Evet ispat ettim. * Güzel. Şimdi bir de şu ispatını "deneyleyelim", bilimsel metodolojiye uygun bir ispat mı görelim. Tamam. * Şu Allah'ı getir de tartalım, boyunun ölçüsünü alalım, kütlesini hesaplayalım, kokusu, rengi var mı bakalım, dalga boyu var mı ölçelim. Hmm. Onları getiremem.. Benim kanıtım hissim. * Hadi canım, beni meşgul etme. Şu köşede medyumlar, hocalar, papazlar var, sen git onlarla çene yap. Saygılar.
  2. Sayın maraba, Ben herhangi bir çelişkimi göremiyorum. Ben çelişkideysem, İnsan Hakları Evrensel Bildirisini yazanlar da çelişkideler, Avrupa İnsan Hakları Bildirgesi'ni yazanlar da çelişkideler. Bir zahmet Birleşmiş Milletler'e ve Avrupa Birliğine yazı yaz, düzeltiversinler. Ne Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'de ne de Avrupa İnsan Hakları Bildirgesi'nde ideolojiler tek tek sayılmaz. Sivrisineklerle, karafatmalarla, hamamböcekleri ile uğraşmazlar, oyunun kuralları belirlenir. Zira bir ideoloji biter, başka biri hortlar. Ortada oyunun kuralları olursa, bugün daha adı sanı olmayan ideolojilerle mücadele etmenin kuralları da elinde mevcut olur. Ben sivrisineklerle mücadele etmiyorum. Ben sivrisineklerle, karafatmalarla, hamamböcekleriyle ve daha ortaya çıkmamış haşaratlarla mücadele yönteminin esasları üzerinde konuşuyorum. Haşaratlar, aşırı dincilik, faşizm, komünizm, stalinizm, vs. vs. dir. Buradan bakınca, sen sivrisineklerle uğraşıyorsun. Sivrisineklerler uğraşırken, evi karafatmalar basıyor, hamamböcekleri basıyor. Hepsine karşı mücadele usulü benim ilgilendiğim alan. Usulü belirlersin, sonra gidersin bataklığımı kurutursun, lağım çukurlarını mı ilaçlarsın, tavukları mı imha edersin, ne yaparsan yap. Ulusü belirlemezsen, despotiz hortlar. Birgün gelir, sivrisinekler çoğunluğu elde eder. Sivrisineklerin de uyacağı bir oyun kuralı olmazsa, o sivrisinekler seni ham yapar. Ortada usul olmazsa, bataklığı kurutursun, bu sefer kuralıktan beslenen akrepler ortaya çıkar, akreplerle mücadeleye başlamak zorunda kalırsın. Önce oyunun kuralları, sonra oyun. Saygılar.
  3. benim yöntemim tersidir. Benim için öncelik dayatmacılığa karşı çıkmaktır. İdeolojinin rengi, kökeni beni ilk aşamada ilgilendirmez. Bu bir prensiptir. Dayatmacılığın herkesi vurabilecek bir bela olduğunu öncelikle herkesin anlaması ve paylaşması gerekir. Bundan sonra, yeniden tehlike arzetmemesi için ideolojileri çürütmeye yoluna girersiniz. Dayatmacılık konusundaki mutabakat "oyun kurallarıdır". İdeolojiler ise, "oyunculardır". Ben de böyle bir genelleme yapamazsınız diyorum. Olaylara bakmak lazım diyorum. Sigara'nın sağlığa zararlı olduğunu bilen ve hastalarına bunu tavsiye ettiği halde, kendisi sigara içen doktor takiyyeci değildir. Eşcinsellere kötü davranılmasına karşı çıkan her insan eşcinsel değildir, olmak zorunda değildir. Hem eşcinsellerin haklarını savunuyorsun, hem de kendin eşcinsel bile değilsin, takiyyecisin diye suçlayamazsın bir insanı. Herkesin öncelikleri farklıdır. Benim önceliğim oyun kurallarıdır. Oyuncular değildir. Oyun kuralı: Hiçkimse kendini ilgilendiren bir tercihinden dolayı, işkenceye maruz bırakılamaz, kötü muameleye tabi tutulamaz, aşağılanamaz. Oyuncuları değiştirisiniz. Sevmediğiniz oyuncular, tercihlerini paylaşmadığınız oyuncular gelebilir. Ama benim için önemli olan kurala sadakattir. Oyuncu eşcinsel olabilir, Hristiyan olabilir, ateist olabilir, Müslüman olabilir. Benim önceliğim, oyun kuralına riayet olduğu için; Eşcinselin eşcinselliğinden dolayı aşağılanmasına karşı çıkarım, bu benim eşcinsel olmamı gerektirmez. Bu nedenle beni kimse takiyyecilikle suçlayamaz. Hristiyanın hristiyanlığından dolayı aşağılanmasına karşı çıkarım, bu benim Hristiyan olmamı gerektirmez. Bu nedenle beni kimse takiyyecilikle suçlayamaz. Müslümanın müslümanlığındanm dolayı aşağılanmasına karşı çıkarım, bu benim Müslüman olmamı gerektirmez. Bu nedenle beni kimse takiyyecilikle suçlayamaz. Zira benim önceliğim, oyun kurallarına riayettir. Dayatmacılığa karşı çıkmak benim temel düşüncemdir. Bu dayatmacı güç, değişebilir. Bugün İslamiyettir, yarın Hristiyuanlık olur, öbür gün komünizm olur, başka bir gün faşizm olur. Saygılar.
  4. TARAFSIZ burada ve benim savunmama ihtiyacı yok ve kendini benden daha iyi savunur. * Metafizik felsefe bilime zarar vermez demedim veya metafizik ile materyalizmi kardeş de ilan etmedim. Özellikle baştan beri söylüyorum. Metafizik felsefenin içeriği beni ilgilendirmez. İlgilenmiyorum. Ben sadece dinlerden bağımsız bir ilah inancının bilimsel çalışmaya engel olmayacağını söyledim. Elbette hiçbir ilah kavramı bilimsel açıdan ispat edilemez. Metafiziktir. Orada kullandığım kelime yetersiz kalmış ve haklı olarak farklı anlamlar yüklenmesine sebep olmuş. Varlığı-yokluğu ispat edilemeyen yerine, "tanımlı-tanımsız" demem daha doğru olurmuş. Benim dinlerden bağımsız ilah ile dinlerin ilahları arasında ayrım yapmamın nedeni şudur. Dinlerin ilahları tanımlıdır: herşeyi görür, herşeye gücü yere, kızar, bağışlar, kebap yapar, kendisine tapınılmasını ister, yaratır, yokeder, falan filan. Dinlerden bağımsız ilah kavramı ise tanımsızdır. Sorun gerek duyma veya duymama sorunu değil. İlah'a gerek duymak ayrı birşeydir. O zaman bilimin içine fantaziler girmiş olur. Anlatmak istediğimiz şey o değildir. Maalesef, dünyadaki herkes bir hurafe ile beslenerek büyüymek durumunda kalıyor. Bu hurafelerden tamamen sıyrılıncaya kadar bilimle uğraşılmasın demek abes olur. Benim ve diğer arkadaşların söylemeye çalıştığı şey şudur: Dinler "değişmeyen doğruları" nedeniyle bilime engel olurlar, öte yandan "değişmeyen doğruları bulunmayan, dinlerden soyutlanmış bir ilah inancı" bilim yapmaya engel olmaz. Belkide şunu eklemeliydik: Dinlerle karşılaştırınca sadece ilah inancına sahip olanlar daha rahat bilimsel bakabilirler. Saygılar. Saygılar.
  5. Sayın YARASA, Ben aklımda felsefi açıdan bir sorun kalmamıştır. Ben madde dışında hiçbir olgunun varlığını kabul etmiyorum. Ayrıca "metafizik dünyaya bir kez adım attın mı gerisi gelir" ifadenize ben tersten yaklaşıyorum. Hepimiz, havadan düşmedik. Bugünkü ateist duruşumuza birden sahip olmadık. Bu bir süreçtir. Çocuksunuzudr, muhakeme yapacak, irdeleyecek yeterli bilgi birikiminiz yoktur. Size öğretilen dine inanırsınız. Sonra birşeyler aklınıza takılır. Araştırmaya başlarsınız. Önce atmaktan sakınca görmediğiniz şeylerden vazgeçersiniz. islamiyet bağlamında, önce hadislerin bazılarından vazgeçersiniz. İnancınızı rasyonelleştirmeye çalışırsınız. Sonra hadislere seçmece inananamayacağınızı görüp, hadislerin tümünden vazgeçersiniz. Sonra Kuran rasyonelleştirme aşamasına geçersiniz. Orada da rasyonelleştirmeyi başaramayacağınız ayetlerle karşılaşırsınız. Kuran'ı da atarsınız. Sonunda mevcut dinlerden beslenmiş ama "daha insani" bir ilah kavramı yaratırsınız. Bir sonraki aşamada, mevcut dinlerin veriletriyle yarattığınız ilahın da fantazi olduğunu görürsünüz, dinlerden bağımsız bir ilah yaratırsınız. Hiçbir şekilde bilinemeyen ve tanımlanayan bir güç. Bir sonraki aşamada agnnostist bir aşamaya ulaşırsınız. Tanrı'nın var olup olmadığını bilinemeyeceğini düşünürsünüz. En son ulaşacağınız aşama ateizm aşamasıdır. Artık kendinizi ikna etmeyi başarmışsınızıdr. Aklınızda açık kalan felsefi bir sorun kalmaz. Yani demem şu ki, dinlerden sıyrılmış bir ilah inancını, metafizik dünyaya atılan adım olarak değil de, metafizik dünyayı silmeden önceki son basamak olarak görüyorum ben. * Ayrıca, dil üzerine çalışma yapmış biri olarak, kelimelerin benim için önemi vardır. Bir bilim adamı "tanrı'nın varlığını ispatladım" demesi ayrı şeydir, "Tanrı'nının varlığını hissettim" demesi ayrı şeydir. İnançların, hislerin, hayallerin, halüsinasyonların, tahminlerin bilimsel açıdan bir değeri olmadığı için, bu ifadeleri içeren açıklamaları ciddiye almam. Hiçbir bilim adamı da ciddiye almaz. Zaten bilim adamı kimliği taşıyan birisi, Ben "tanrıyı ispatladım" diyerek ortaya çıkmaz, nihayet bu adam da öyle dememiş. Hissettim demiş. Zira bilim açısından, kelimelerin ne anlama geldiğinin farkında. Saygılar.
  6. Sayın YARASA, Bu forumda ilah incanı ve dinleri en çok eleştiren insanlardan biriyim. Din haline gelmemiş, organize ve kurumsal hale gelmemiş bir veya çok ilah inancının tapınma yolu da olabilemez. Tapınma bir dizi ritüellerdir. Varlığı yokluğu bilinemeyen, inanç sahibinin, yokluğu ispatlanırsa üzülmeyeceği, varlığı ispatlanırsa sevinmeyeceği, iyi-kötü, Doğru-yanlış kavramları bulunmayan bir ilah hissi ile din aynı değildir. Örneğin, bir ilahın olduğu hissini taşıyan TARAFSIZ gibi insanlarla ilahın niteliği veya mahiyeti üzerine bir fikir jimnastiği veya geyik çeviremezsiniz. Böyle bir adamı kızdırmak için, sosyal açııdan kötü olarak nitelendirilmiş sıfatları kullansanız "senin ilah gaymiş" deseniz kızmak için bir neden bulamaz. Öncelikle "bu tartışma anlamsız, zira benim hislerim bilimsel bir tartışmanın konusu olamaz, zira test edilebilirliği" yoktur der. Böyle bir adamın ilah hissi ile organize din aynı kefeye konamaz. Böyle bir adamın ilah hissi bilimsel çalışmasına engel olmaz. Madde önce midir, sonra mıdır tartışmasına da girmez. Zira, bilimin sadece gözlenebilir, test edilebilir olguları dikkate aldığını, maddeyi dikkate aldığını bilir. Metafizik dünyanın tamamen fantazi diyarı olduğunu da bilir. Metafizik dünyayla ilgili tartışmaların geyikten öteye geçemeyeceğini de bilir. Benim veya TARAFSIZ'ın hisleri, hayalleri, halüsinasyonları, fantazileri, inançları, tahminleri herhangi bir iddiamızda kanıt olarak ileri sürdüğümüze dair hiçbir yazımızı bulamazsınız. Saygılar.
  7. Buna sen cevap ver. Senin bir ilah inancın var. Saygılar.
  8. Sayın maraba, Hala ne yapmaya çalıştığınızı anlayabilmiş değilim. İnsanların teorilerinin ve pratiklerinin farklı olması onların ikiyüzlü olduğunu göstermez. Ben sana, aynı doktorla ilgili iki örnek verdim. Hangi eyleminin ikiyüzlülük olacağını da açıkladım. Hastalarına sigara sağlığa zararlıdır deyip, kendi sigara içen doktor ikiyüzlü değildir. Teorisi doğrudur. Kendi tercihi bizi bağlamaz. ve kendi tercihi onun ikiyüzlülüğünün kanıtı olamaz. İşin içine başkaları girince işin rengi değişir. * Burada şu açıklamayı yapma gereği duyuyorum: Dinlerin, ideolojilerin beni ilgilendiren yönü, bana yansıyan yönüdür. Bana dayatmadıkça, veya başka insanlara zorla kabul ettirmeye çalışmadıkça, beni hiçkimsenin neye inandığı, neye tapındığı, nasıl tercihlerde bulunduğu zerre kadar ilgilendirmez. Bana bulaşmadıkça, başka insanları kendi doğrularına zorlamadıkça, ne kızkardeşiyle evlenen adamı eleştiririm, ne şeytan taşlayanları eleştiririm, ne çarşaf giyenleri eleştiririm, ne de grup sekse katılanları eleştiririm. Herkesin kendi tercihidir. Benim de, herhangi bir bilimsel temele dayanmayan, hurafelere dayanan tercihlerim vardır. Kimseyi bu tercihlerime katılmaya zorlayamam. Kimseyle benim hurafelerim, senin hurafelerini döver yarışına girmem. Benim hurafelere dayanan tercihlerim tek gerçektir diye ısrar edip, bu tercihlerimi onaylamayanları gerilikle, akılsızlıkla suçlamayamam. Benim forumun din bölümünde tartışmamın nedeni, dinlerin zorla başkalarına kendi doğrularını kabul ettirme potansiyeli taşıyan en önemli olgu olmasından kaynaklanmaktadır. Dinin böyle bir tehlikesi olmasa idi, burada BrainSlapper'ı göremezdiniz. Zira, beni kimin neye inandığı, neye tapındığı, tapındığı şeyin mantıklı mı olduğu, saçma mı olduğu hiç mi hiç ilgilendirmiyor. İşin içine başkalarını zorlama, kandırma, yanıltma girerse, ben işte o zaman gücüm yettiğince müdahil olurum, aksi takdirde bana laf düşmez, terbiyesizlik etmiş olurum. * Bu çerçevede, bir doktrun, kendini ilgilendiren bir konuda, savunduğu teorik bilgilerin aksine bir tercih yapması sadece kendini bağlar. Ancak aynı doktorun, doktorun bilgilerine güvenerek canını emanet eden insanlara yalan söylemesi, yanıltması, kabul edilebilecek birşey değildir. Lütfen iki şeyi birbirinden ayıralım: Kendi tercihlerimiz ile, başkalarını etkileyen davranışlarımız arasındaki sorumluluk düzeyinin farkını kavrayalım. * Olaya tersinden bir örnek vereyim: Eğer Cüppeli Hoca, cematine "televizyon seyretmeyin, günahtır, ben de seyretmiyorum" der ve hakikaten seyretmez ise, kendi içinde tutarlıdır. Dürüsttür. Cüppeli Hoca Cemaatine, "televizyon seyretmeyin, günahtır, ama ben maalesef seyrediyorum" derse, yine tutarlıdır. Dürüsttür. İkiyüzlü değildir. Ama Cüppeli Hoca ne yaptı? Cemaatine ""televizyon seyretmeyin, günahtır, ben de seyretmiyorum" der, ancak evinde plazma tv bulunursa, ancak bu takdirde, Cüppeli Hoca'nın ikiyüzlü olduğunu söyleyebiliriz. Saygılar.
  9. Sana göndermekten, çiçekçide çiçek kalmadı, sürekli güzel şeyler yazıyorsun, ben de dayanamayıp bi daha gönderiyorum. Saygılar.
  10. Arkadaşlar, tartışmamız yanlış bir veri üzerinde yürüyor. Yukarıda, Artropod adlı forumdaşımız bir bilgi aktardı. İngilizce orjinalinden de baktım. Collins, yaptığı çalışmalardan sonra "ateistliği bıraktım, imana geldim" dememiş. Bu bizim basının çarpıtması. Adam, açıklamasında "20'li yaşlarda Tanrı'ya inanmaya başladım" demiş. Yani daha öğrencilik yıllarında. Yani "bilimsel çalışmalarım beni imana getirdi" gibi bir ifadesi yok adamın. Saygılar.
  11. Çok güzel özetlemişsiniz. Elinize sağlık. Saygılar.
  12. Sayın maraba, Bu yazımı nasıl okudunuz, hangi düşüncelerle okudunuz bilemiyorum. Bütün yazımı "söylemeye çalışıyor", "ima etmeye çalışıyor" şeklinde irdeleyerek, benim söylemediğim anlamlara nasıl getirdiniz bilemiyorum. Ben ilah mefhumuna şüpheyle yaklaşmıyorum, tamamen reddediyorum. Bunu öncelikle söyleyeyim. Ayrıca "maddeyi yaratan ilah" ifadesi, mevcut dinlerin verileriyle üretilmiş bir ifadedir. Hakkında hiçbirşey bilinmeyen bir ilah kavramına "maddeyi yaratma yeteneği" atfedilemez. Yazılarımı oldukça kolay anlaşılır bir dil ve üslupla yazmaya özen gösteririm. Yukarıda "söylemeye çalıştığımı" iddia ettiğiniz şeyler, benim söylemeye çalıştığım şeyler değildir. Söylediğim şeyler ortadadır. Bende mecaz ve Kuran dili numaraları yoktur. İlah kavramı, sangı'dır, hayal'dir, inanç'tır, his'tir. Bilimsel bir niteliği yoktur. Sanmayınız. Ben yukarıdada söyledim, ilaha ve ilahlara şüpheyle bakmıyorum. Benim için ilah veya ilahlar yoktur. Bilimin inanç yedeğinde bekletilsin ilahlar da demedim. İnsanların teorileri ile pratiklerindeki farklılıklar, o insanların ikiyüzlü olduklarını göstermez. Konuları, olayları incelemek lazımdır. Teori idealin tanımıdır. Pratik ise tercihtir. Bir doktor alkol kullanmak sağlığa zarar veriyor diyebilir. Ama kendisi alkol kullanıyor olabilir. Bu durum, doktorun ikiyüzlü olduğunu göstermez.Aynı doktor, "ben alkol kullanmam" diyorsa ve kullanıyorsa, bu yalancılıktır, ikiyüzlülüktür. Başka bir yazımda, birçok konuda hemfikir olduğum demirefe ve TARAFSIZ gibi arkadaşlarla, terim karmaşası yüzünden karşı karşıya geldim. Evlilik konusundaki sınırlamaların tamamen sosyal olduğunu, kardeşi ile evlenen bir kişiye bilimsel açıdan "yanlış yapıyor" deme hakkımız olmadığını söyledim. Bazı insanlar bu yazıma dayanarak benim kardeş ile evlenmeye "normal" baktığım kanısına kapıldılar. Benim "evlilik konusunda sınırın nereden başlayacağı tamamen sosyal bir düzenlemedir , bilimsel bir temeli yoktur" demem, benim o ilişkileri tercih ettiğimi göstermez. Herkesin bilimsel temeli olmayan hurafeleri, kuralları, alışkanlıkları, kültürel aidiyetleri vardır. Kimseyi bu hurafelerden, kurallardan, alışkanlıklardan ve kültürel aidiyetlerden dolayı eleştirmem. Eleştireceğim ve karşı çıkacağım nokta, o hurafelere, alışkanlıklara sahip olan insanların kendi saçmalıklarını beni ve başkalarını da kabule zorlamaya başladıkları noktadır. Burada ne demek istediğim gayet açık. Dinler, ideolojiler, değişmeyen doğrulara sahiptir. Var olup olmadığı bile bilinmeyen, niteliği bilinmeyen, kurallar dizini gönderdiği iddia edilmeyen bir ilah kavramına inanmak ile, dinlere inanmak farklı şeylerdir. TARAFSIZ, bir Tanrı olabileceğini, ancak bunun sadece kendi düşüncesi olduğunu ve bilimsel bir değeri olmadığını belirterek, söyler. "Tanrı yaratmıştır" gibi "kesinlik içeren" ve "mevcut dinlerin verileri ve ilah tanımlarından yola çıkan" bir ifadeye öncelikle o karşı çıkar. "Nerden biliyorsun, kanıtın ne?" Bu nedenle, organize dinlerin ilahlarına inanan insanlarla, teist/agnostist inançlara sahip ve bu inançları çürütüldüğünde üzülmeyecek insanları aynı kefeye koymanın yanlış olduğunu düşünüyorum. Burada nasıl çelişkiye düşmüşüm anlayamadım. Yukarıda söylediğim şey, sizin yaptığınız empatinin, tanımlanmış halidir. Siz de, "Dünya'yı Allah yarattı" yanlışını gösterebilmek için, "Dünya'yı Ahura Mazda yarattı" dediniz. Yanlışın, yanlışlığını, empati yoluyla, başka bir yanlışı piyasaya sürerek gösterdiniz. Ben sadece bu tartışmada değil, bütün forum geçmişim boyunca, sangıların, hayallerin, halüsinasyonların, hislerin, tahminlerin, inanççların kanıt olamayacağını söyler dururum. nerede çeliştiğimi düşünüyorsunuz anlamadım. Saygılar.
  13. Yukarıdaki sorulara verdiğiniz cevapların hepsi "mecut dinlerin cevapları"dır. Bir Müslüman veya Hristiyan'ın ilah inancı dışındaki bütün inançlarını çıkardığınızda karşınızda bulacağınız ilah ile, TARAFSIZ ve halkalıyıldız'ın hissttiği ilah aynı değildir. Zira Müslüman ve Hristiyan'ın ilahı bir şekilde tanımlanmıştır. TARAFSIZ'ı uzun süredir tanırım. O nedenle düşüncelerini, burada ifade ettiklerinden daha fazla tanıma imkanım oldu. Belki onun düşüncelerine ilişkin elimde daha fazla bilgi olduğu için, onun söylemek istediği şeyin ne olduğunu daha fazla anlama imkanına sahibim. TARAFSIZ'ın "ilah inancı" demiyelim, "Tanrı olabileceğine dair hissi" tembelliğe iten, topu taca atan bir his değildir. Ayrıca bu his'in sadece bir his olduğunu, herhangi bir şekilde gerçeklik değeri taşımadığını, sadece kendisini bağladığını sürekli tekrar eder. Onun bu hissi, "Tanrı varsa, nasıldır, mahiyeti nedir, niteliği nedir, tek midir, çok mudur, evreni nasıl yaratmıştır, neden yaratmıştır, neye yaratmıştır, kendisini kim yaratmıiştır" gibi sorular sormasına engel olmaz. Bu soruları sormak günah değildir. Zira Tanrı kaynaklı bir doğru-yanlış, iyi-kötü, günah-sevap tanımı yoktur. Ayrıca sürekli tekrarladığı gibi, onunki sadece bir histir. Bilimsel olarak Tanrı'nın olmadığı kanıtlansa buna üzülmez. Haklısın. Ancak hakkında hiçbir bilgi olmayan, var olup olmadığı bile kanıtlanamayan bir ilah kavramı bilim açısından etkisiz elemandır. Saygılar.
  14. Bir tutarsızlığa verilebilecek en iyi yanıtlardan biri, benzer bir tutarsızlık sunmaktır. Bu bir metoddur. İkinci tutarsızlığı piyasaya sürmüş olmamız, birinci tutarsızlığı kabullendiğimiz anlamına gelmez. İlk tutarsızlığı göstermek için ortaya sürülen bir malzemedir ikinci tutarsızlık. Bunun örneği ABD'de denenmiştir. Bir eyalette, kilise ve bazı veliler, biyoloji derslerine "Allah ve yaratılış teorisinin/masalının" da konmasında ısrar etmişlerdir. Bunun üzerine başka bir grup, biyoloji derslerine "Allah ve yaratılış teorisi/masalı" konacaksa, derslere "Uçan Kurabiye Canavarı ve yaratılış teorisinin/masalının" da konmasında ısrar etmişlerdir. Sonuçta derslere Allah ve yaratılış teorisi/masalı konmamıştır. İkinci grubun, "Uçan Kurabiye Canavarı ve yaratılış teorisini/masalını" piyasaya sürmeleri onların, Uçan Kurabiye Canavarına inandığını göstermez. Onların yaptığı, bir saçmalığa, başka bir saçmalıkla cevap vermektir. Saygılar.
  15. Sevgili ftoyd, Bir ifadedeki yanlışlığı göstermek için, başka bir yanlış ifadeyi örnek verebilirsiniz. Benim yaptığım odur. Vurgulamak istediğim şey, şudur: hissetmek kanıt değildir. Saygılar.
  16. Ben bir veya birçok ilah olduğuna inanmıyorum. Ancak yukarıdaki tartışmada sevgili TARAFSIZ ve halkalıyıldız'a hak vermek durumundayım. Zira, din olmadığı zaman, sevgili YARASA'nın şu önermesi geçersizleşir. Sadece Tanrı'nın varlığına inanılması ve varlığının hissedilmesi bilime bir zarar vermez. Dinlere inanılması zarar verir. Zira, sadece Tanrı'ya inanıldığında, bilimsel verilerle karşılaştırılabilecek, karşılaştırma sonunda da bilimsel verilerle çelişebilecek "metafizik kaynaklı veriler" yoktur ortada. Bu nedenle, bilimsel gerçekler ancak dinlerin sunduğu "değişmeyen doğrular" ile çelişebilir. Dolayısıyla, dinlere inanmak ile, bir ilahın veya çok ilahın olduğuna inanmak farklı şeylerdir. Dinlerde "değişmeyen doğrular" varken, inanılan veya hissedilen Tanrı veya ilahlar hakkında herhangi bir veri yoktur. Onlardan gelmiş değişmeyen doğrular yoktur. Bu nedenle, çözemediği şeylere cevap olarak "Tanrı öyle yaratmış" deme tembelliğine girmedikçe, bir bilim adamının Tanrı'ya inanmasında yada hissetmesinde bir sakınca yoktur. Sakınca dinlere inanmasındadır. Saygılar.
  17. Ayet açık ve nettir. La'yı lö yapan bellidir. Gramer bellidir. Dil bellidir. Etken ve edilgen fiil ne demektir o da bellidir. Ayette, Kendini ilah ilan edenlerden değil, ilah edinilen şeylerden bahsetmektedir. Ayrıca Muhammed her surenin şurasına burasına, başka taze malzeme bulamadığı için bozuk plak gibi her yere serpiştirdiği eskilerin masallarını, laf olsun diye anlatmamaktadır. Anlattığı kişileri korkutmak için anlatmaktadır. O hikayeleri anlattıktan sonra Mekkelilere dönüp "Siz ve Allah'ın dışında taptığınız şeyler cehennem yakıtısınız. Siz oraya gireceksiniz. Eğer onlar birer Tanrı olsalardı oraya (cehenneme) girmezlerdi. Halbuki hepsi (tapanlar da tapılanlar da) orada ebedî kalacaklardır." demektedir. Mekkelilerin tapındığı şeyler bellidir. Aralarında kendini ilah ilan etmiş adam yoktur. Ayet açıktır. Muhammed insanların masallara inanmadığını görünce, sinirlenmiş, masallarına inanmayanları kebab yapmakla tehdit ettiği gibi, benim ilahım sizin ilahlarınızı döver tartışmasına girmiş ve onların ilahlarını da kebap yapmakla tehdit etmiştir. Saygılar.
  18. Elbette doğrusu budur. * Ancak, "çevrenize bakınca gördüğünüz şeylerin bir mimarı var, o zaman bu mimarın adı Allah'tır" önermesinin yanlışlığını göstermenin basit yolu, o mimarın adının Zeus, Horus, Mergahu, Uçan Kurabiye Canavarı olduğunu ileri sürmektir. Zira, Miramrın adının Allah olduğunu söylemek ne kadar tutarlıysa, Mergahu veya Zeus olduğunu söylemek de o kadar tutarlıdır. Saygılar.
  19. Hislerimizi kanıt olarak kullanabiliriz demekki. Ben de aşk ilahı Eros'un varlığını hissediyorum. Ayrıca Horus'un "herşeyi gören" gözü ile beni izlediği hissediyorum. Trafik kazası geçirdiğimde de ölüler diyarının ilahı Hades'in soluğunu ensemde hissetmiştim. Bu hislerimi kanıt olarak kullanarak, benim inandıklarım dışındaki ilahların, buna islam ilahı da dahil, sahte olduğunu söyleyebilirim. Saygılar.
  20. Sen İslam'a değil, kafanda yarattığın ve İslam adını verdiğin şeye inanıyorsun. Saygılar.
  21. Benim de allah'a ihtiyacım yok. Sen de masala inanmak istiyorsan, inanabilirsin tabi ki. Yeter ki başka insanların hayatına müdahale etme. Saygılar.
  22. "Kendi içinde tutarlı" veya "dinen tutarlı" cevaplar verebilecek arkadaşlar bekliyorum. Muhammed benim allahımdır. İnancım bu. Şimdi senin allah beni ve "ilah edindiğim Muhammed"i kebap yapacak mı yapmayacak mı? Saygılar.
  23. Sana o yardımları yapanlar Uçan Kurabiye Canavarı ve onun yarattığı düşük profilli ilahlar. Sen allah sanıyorsun. Saygılar.
  24. Eee burada neyi tartışıyoruz? Ben Kuran'ın masal olduğunu söylüyorum, sen de gerçek olduğunu söylüyorsun. Ben ahiret hayatı diye bişey yok diyorum, sen var diyorsun. Ben allah diye birisi yok, dolayısıyla indirdikleri de olabilemez diyorum, sen allah ve indirdikleri var diyorsun. Tartışma da bu zaten. Ben kendi düşüncemi savunamayacaksam, tartışmanın alemi ne? Hiçbirşey tartışılmasın, sizin hurafelerinizi herkes kabullensin mi istiyorsun? Hurafelere bir itiraz gelince küsmek, tartışmamak, kaçmak değil de nedir? Saygılar.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.