Zıplanacak içerik

Evrensel

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Evrensel tarafından postalanan herşey

  1. Merhaba, Bu fıstıklarla çok güzel, fıstıklı tel kadayıfı yenir. Hatta peynirlisini yaparsanız, tadı künefeyede benzer, dahada güzel olur. Ben kadayıf yapmasını bilmiyorum ama, hazır kadayıflada bunu nasıl yapabileceğinize dair katkıda bulunabilirim. Önce birkaç dilim tel kadayıfını alıp, üzerine fazla tuzlu olmayan taze kaşar peynirini rendeleyin. Sonra fıstıkları havanda iyice dövün. Ama döverken dikkat edinde unufak olmasınlar. Sonra dövdüğünüz fıstıkları, peynirin üzerine koyun. Sonra bir kısım toz şekeri az bir suyla eritip, fıstıkların üzerinde gezdirin. En sonrasında da kadayıfı yaklaşık 150 derece fırının içine sürün. 3 dakika sonra çıkarın ayifetle yiyin.
  2. Katkılarınız için çok teşekkür ederim sevgili Saklıgerçek, Diğer arkadaşlarada sorduğum gibi sizede müsadenizle bir ek soru soracağım. Kitap olduğuna göre bir maddedir öyle değilmi? ----------- Değerli arkadaşlar, Bu topicte konu varmak istediğim hedefe gelmeden, lütfen birbirinizi eleştirmeyin, sadece kendi fikirlerinizi yazın. Bu isteğim sadece bir ricadır, kısa bir süre sonra eleştirilerinizi almaktan herkez keyif alacaktır bundan emin olabilirsiniz. Bu isteğimin sebebi konuyu dağıtmamaktır. Anlayışınız için şimdiden yürekten teşekkürlerimi sunarım. Konuyu okuyan diğer arkadaşlar, Lütfen sizlerde katkıda bulunun, özellikle teist arkadaşlar tuzak bir soru olduğunu düşünüp, cevap yazmamayı yeğliyorlar. Ben dürüst bir insanım, bu yüzdende bu sorumun yada sorularımın gerçektende tuzak bir soru olduğunu şimdiden size belirmekte bir sakınca görmüyorum. Tuzak bir sorudur ama, inanç sisteminizi gözden geçirerek, kendinize duyduğunuz saygının derecesini bizlere ve kendinize göstermeniz açısından cevaplamanız gereklidir. Bu yüzden iletilerinizi, cevaplarınızı sunmaktan kaçınmayınız. Tekrar teşekkürler.
  3. Evrensel şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Arkadaşlar yapmayın, ne olursunuz bu kadar çabuk gururlanmayın. Bu kadar basit şeylerle gururlanırsanız, gururun, gururlanmanın veya gururlanmamanın hiçbir anlamı kalmazki. Siz gururlanmaya bu kadar aç mı kaldınızda bu kada komik bir olaya gururlanıyorsunuz? Bu bir tehlikedir. Bu kadar kolay gururlanan bir millet, gerçekten gururlanmaya değecek olaylarla uğraşmaz, yan gelir yatar. Adam zaten 188 ülkenin marşını ezberlemiş. Zaten dünya üzerinde 240 ülke var, bunların hemen hemen 80 tanesi hiçkimsenin bilmediği ülke. Yani adam bilinen tüm ülkelerin marşını ezberlemiş. Bunların arasında ( 188 ülkenin arasında) Türkiyeyide görmek, size nasıl bu kadar da şahane bir gurur veriyor? Bu nasıl bir ********* kompleksidir? Yazık, yazık, çok yazık. Lütfen bu kadar basitçe gurur duyarak, kendimizi daha fazla alçaltmayalım.
  4. Kullanması gerekmezmiydi? Bende bunu demek istiyorum zaten, eğer Kuran uzaylıların olup olmadığı konusunda kesin bir ifade kullanmamışsa, bu Kuran ve insan arasındaki bir çelişkidir. Zira insanoğlunun en bilmek istediği konulardan biri olan bir soruya cevapsız kalmışsa, bu bir eksikliktir. Oysaki kuranda yüzlerce kere evrenden bahsediliyor. Evrenden bu kadar çok bahsederken, lafı geçmişken neden uzaydakilerden de bahsedilmiyor. Yoksa Allah insanlardan birşeylermi gizlemeye çalışıyor? Veya şunu diyebiliriz; Eğer Kuranda böyle bir hüküm yoksa, demekki uzaylılar islam inanışına göre ters. Uzaylılar konusunu zaten, islam alimleride reddediyor. Bu eleştirilerim sizin şahsınıza değildir. Sizin uzaylılara inanmanızı gayet mantıklı buluyorum. Hatta dilerseniz size bir ayet vereyim, bu düşüncenizi o ayete dayandırın: İsrâ Sûresinin 70 . Ayetinde : Andolsun, biz insanoğlunu şerefli kıldık. Onları karada ve denizde taşıdık. Kendilerini en güzel ve temiz şeylerden rızıklandırdık ve onları yarattıklarımızın bir çoğundan üstün kıldık. Buna göre Allahın yarattıklarının içinde, insandan üstün olanları uzaylılar olarakda nitelendirebilirsiniz. Bu ayet benim işime yaramıyor ama belki sizin işinize yarayabilir. Sevgilerimle.
  5. Evrensel şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Türkçenin bozulması kaçınılmazdır. Çünkü Türkçeyi koruyalım demekle Türkçe korunmaz. Türkçeyi bozanların neden bozduklarını bulmadan, Türkçeyi koruma çabaları nafiledir. Türkçenin niçin bozulduğu konusunda birkaç örnek vereyim: 1- Batı toplumuna duyulan özenti. Bunun sebebide doğu kültürünün iticiliği ve çağ dışılığı. 2- Teknolojinin batıda gelişmesi sebebiyle, pekçok teknolojik ürünlerin batı dillerinden isimler alması. 3- Bir önceki nesilin gericiliğine duyulan öfkenin tepkisi. 4- Bir önceki nesili beğenmemenin verdiği tepki. 5- Batı mallarını duyulan güven ve doğu mallarına duyulan güvensizlik. 6- Ekonomik zayıflığımız.. Diyemeyiz çünkü ekonomik zayıflığımızda aşağıda yazacaklarımın eseridir. Peki biz batılımıyız? Doğulumuyuz? Topraklarımızın çoğunluğu doğuda, dinimiz doğuluların dini. Orta asyadan göç etmişiz demekki biz doğuluyuz. Dikkat ederseniz, dilimize Arap dillerinden hiçbir yeni kelime girmiyor, hep ingilizceden veya diğer batı dillerinden giriyor. Eğer bizim atalarımızda hurafelerle uğraşmak yerine bilimle, sanatla, teknolojiyle yeterince çalışarak yaşasalardı, şu anda batılılar bize özenecekti, bizim teknolojimizden kelimeleri alacaklardı. Dolayısıyla bizim dilimiz değil, onların dilleri bozulacaktı. Ne demişler: Ne ekersen onu biçersin. Saygılarımla.
  6. Sayın Pantheaa, Sizin uzaylılara inanmamanınız gerekir. Lütfen bundan sonra inanmayınız. Zira dininize göre evrende insandan başka akıllı varlık yok. Saygı ve sevgilerimle.
  7. Çok teşekkür ederim, değerli La_bohéme, "Dorduncu bir kitaptir" demişsiniz. Kitapda bir madde olduğuna göre öyleyse Kuranda bir maddedir öyle değilmi? Diğer arkadaşlar, lütfen bu aşamada sayın La_bohéme i eleştirecek bir şey yazmadan konunun dağılmamasına katkıda bulununuz. Topicteki ilerleyen zamanlarda eleştirmenizi daha uygun görüyor ve rica ediyorum. Anlayışınız için çok teşekkür ederim. Herkeze dost sevgilerimle.
  8. Merhabalar sayın doğa dostları. Ben bir Ateist değilim, bir dinsizim. Tanrıya inanırım fakat dinlerin sunduğu şekilde bir tanrının varlığına asla inanmam. Tanrıya inancım ise sadece bir tahminden ibarettir. Bu konuda yanılıyor olabilirimde. Belkide benim tahminimin aksine tanrıda yoktur. Ancak dinlerin hiçbirine kesinlikle ve kesinlikle inanmam. Bunlara göre ben bir Ateist sayılmam. Ancak şunuda itiraf etmeliyimki? Benim tanrıya inancımda Ateistlerin Tanrıya inanmamalarından daha mantıklı değildir. Çünkü daha gerçekçi ve daha bilimselde değildir. Gerçek akıl Ateizmde gizlidir. Ben ise biraz gerçek dışına çıkarak, bilimsel dayanaklar sunamadan, tanrının varlığını sadece tahmin etmekten öteye gidemiyorum. Hiçbir Ateiste tanrının varlığını ispatlayamadığıma göre, hiçbir Ateistin fikrinede karşı çıkamam. Her ne kadar ben kendimi bilime ve mantığa yakın görsemde, bildiğimiz bilime göre en mantıklı olan kesim ben değil Ateistlerin ta kendileridir. Ateistler her milletin ve her devletin hazineleri ve en değerli kaynaklarıdır. Bir milletin içinde bulunan Ateist oranı ne kadar yüksekse o milletin refah, medeniyet, kardeşlik, barış, bilim ve teknoloji oranı o kadar yüksek olur. Mutluluk o kadar lezzetli olur. Benim inandığım tanrı veya dinlerin sunduğu Allah var olmuş olsaydı bile tüm Ateistlerin yeri ve laiki cennetin baş köşesi olurdu. Zira o anlamda Ateistler insanları o tanrının veya Allahın yarattığı gerçeklere doğru çekmek suretiyle insanlığa ve tanrıya/Allaha karşı en büyük ibadeti yapmış olurlardı. Yani Ateistler yanılmış olsalar dahi ve tanrı gerçekten varsa ve cennet, cehennem sunulmuşsa, Ateistlerin yeri herkezden evvel yine cennet olacaktır. Ateist dostlarımız ön yargılı değildirler. Tam tersine din boyunduruğundan kendilerini kurtaracak kadar ön yargı karşıtı felsefeye sahiptirler. Onların ön yargılara karşı gerçekçi felsefeleri ve düşünce tarzları olmasaydı, zaten Ateist olamazlardı. Ateist olabilmelerinin yegane nedeni ön yargılı olmamalarıdır. Heleki başkalarının önyargılarını (Ebeveynlerinin) taşımaları Ateistlerin hür beyinlerine hiçmi hiç layik değildir. Eğer bir ateist önyargılı olrarak nitelendiriliyorsa, bunun manası dünyada önyargısız hiçkimse yok demektir. Ateislerinizin kıymetini bilin. Yoksa cüppeli Ahmet hocalarınızın eline düşersiniz. Dost sevgilerimle
  9. Hoş buldum, çok sevgili Saklıgerçek, Kuran dışındaki çeşitli islami kaynaklardan aldığınız değerlendirmelerinizi ve eleştirilerinizi dikkatle okuyor ve onlara son derece önemli değerler veriyorum. Emin olunuzki sadece ben veya forum üyeleri değil dışarıdan ziyaret eden site ziyaretçileride yazılarınızı takip ederek saklıgerçekleri bir bir anlıyor. Ben şimdilik islam dinini bu forumda hadislerle değil sadece Kuranla eleştirmeyi yeğliyorum. Zira islamcılar hadis meselesine gelince kaçacak çok fazla imkan buluyorlar. O hadis veya o rivayet gerçek değildir deyip kurtulmaya veya kaçmaya çalışıyorlar. Aynı hadisi eleştirmeden sunsan, tamam diyorlar ama eleştirdiğin zaman cevap veremeyip hadisi yalanlıyorlar. Nede olsa hadisi yalanlamak en basit iş. Cevabı veremediğin zaman, yalanla gitsin. Ama zamanı geldiği zaman, islamı hadislerlede eleştireceğim. Ama önce zeminini ayarlamam lazım. Sizin gibi vatansever ve değerli insanlar sayesinde bütün saklı gerçekler meydana çıkacaktır merak etmeyin. Sizin gibi aklı gerçek kişiler, bu ülkenin adı bilinmeyen kahramanlarıdır. Sizlerle gurur duyuyorum.
  10. Sevgili arkadaşlar, Almak istediğim cevapları kısa istedim diye sakın diğer fikirlerinizi yazmamazlık etmeyin. Ben sadece sorduğum soruların cevaplarını kısa ve öz olarak istedim. Konuya ek fikirleriniz varsa, onlarıda sorumun cevabından bir kaç satır aşağıda yazın, bende keyifle okurum. Ayrıca en çok merak ettitiğim cevaplar islamcı veya dindar arkadaşların cevapları olmasına rağmen, Ateist ve dinsiz arkadaşların cevaplarıda konunun hızlı ilerlemesine katkıda bulunacaktır. Bu yüzden onlardan da destek bekliyorum. Tekrar sevgilerimi sunarım.
  11. Arkadaşlar hepinize selamlar. Konu başlığı ilk bakışta sizlere mantıksız gelebilir. Zira çocukluğumuzdan beri biliyoruzki, herkezin evinde de bulunan, bildiğimiz islam kitabına Kuran denir. Ancak ben bu basit sorunun cevabını yinede burada, özellikle dindar arkadaşlara sormak istiyorum. Çünkü asıl soracağım sorular bu soruma alacağım cevaplardan sonra gelecek. Ben kendi kendime Kuran nedir sorusuna şöyle cevaplar veriyorum. islam dini inanışına göre, Allahın İslam peygamberi aracılığı ile insanlara iletmek istediği tüm bilgilerin içinde bulunduğu kitabın tamamına Kuran denir. Kuran bir kitap olduğu için, elle tutulan ve gözle görülen bir maddedir. Nasıl ki, okullarda okutulan tüm kitapları görebildiğimiz ve tutabildiğimiz gibi; kuran da onlar gibi elle tutulur ve gözle görülür bir maddedir. Kuranı sayfalara ayırırsanız, kuran olma özelliğini kaybeder. Zira parçalara ayrıldıktan sonra gördüğünüz ve tutabildiğiniz maddeler Kuran değil onun parçalarıdır. Bu yüzdende o parçalara Kuran veya Kuranlar diyemeyeceğimiz için, onlara olsa olsa Kuran parçaları diyebiliriz ama tekil bir manada Kuran diyemeyiz. Tekrar ediyorum; onlara Kuranlar diyemeyiz. Sayıları birden fazla olacağı için, Kuran da diyemeyiz. Sadece Kuran parçaları diyebiliriz. Umarım buraya kadar tamamdır. Başka bir yöntemle; Kuranı surelere göre ayırırak, parçalar haline getirirsek; ona yine Kuran diyemeyiz fakat Sureler diyebiliriz. Ayetler halinde parçalara ayırırsak eğer; o zamanda Ayetler diyebiliriz. Gördüğünüz gibi buraya kadar herşey, herkezin anlayabileceği gibi basit, bilimsel ve tamamen mantıksal bir anlatım. Bütün bunlara bakarak; "Kuran bir kitaptır" diyebiliriz. Ne var elimizde? Bir madde. Nedir o madde? bir kitap. Nedir o kitabın adı? kuran-ı kerim. Normalde olay bundan ibaret olması lazım. Ama gelgelelim, bu topicteki ilerleyen bölümlerde, olayın basit mantıktan kaçılarak devam ettiğini göreceksiniz. "Kuran bir kitaptır" ama deyip vıdı, vıdı bir şeyler yazanlar olacak. "Kuran aslında mecazi bir anlamdır, sadece kitap diyemezsiniz" dedikten sonra bir sürü anlamsız yazılar yazanlar olacak. Yani Kuran'ın ne olduğunu muğlakta bırakacaklar. Yani sizin yıllardır bir kitap olarak bildiğiniz Kuran, çeşit çeşit başka anlamlara çekilecek. Benim tüm dindar, islamcı veya Atesit veya dinsiz arkadaşlardan ricam şudur. Herkez kendi anladığı manada Kuran neye denir sorusunu burada çok basitçe açıklasın. Yanlız sizlerden ricam cevaplarınızı yazarken aşağıdaki maddeleri göz önünde bulundurunuz: 1- Hiç detaya girmeden ve hiçbir yerden alıntı veya örnek vermeden yazınız. 2- Basit bir anlatımla tek bir cümle veya 2 cümle ile yanıt veriniz. 3- Başka anlamlar aramayınız, Kuran kelimesinden ne anlıyorsanız onu yazınız. Sevgili arkadaşlar, Yazımda bilgi eksikliği veya yanlış bir fikrim veya kanım varsa lütfen şimdiden belirtiniz. Kuran nedir? konusundaki yorumum yanlışsa lütfen bunuda şimdiden belirtiniz. Benim yorumlarım şunlardır: 1- Kuran bir kitaptır. 2- Kuran bir kitabın veya başka birşeyin parçalarından biri değildir, bir bütündür. 3- Kuran bir din adı değildir, din kitabıdır. 4- Kuran islam dinine ait bir kitaptır. 5- Kuran kelimesi mecazi bir anlam değildir, gerçek anlamda mevcut olan bir kitabın veya kitapların adıdır. Not: Özellikle islamcı veya dindar arkadaşlar bu metnimi lütfen dikkatli okusunlar ve yapacakları itirazları şimdiden sunsunlar. Zira konu ilerdedikten sonra yapılan itirazları, mantık dışı ve direk olarak din koruma amaçlı itirazlar olarak değerlendirebilirim. Tüm mutluluklar, benden önce sizlerin olsun. En derin sevgilerimle.
  12. Merhaba sevgili Kralx, Uzun zamandır seyahatteydim, yeni döndüm. Bu yüzden iletilerinizi geç cevapladığım için, özür dilerim. Yani aslıdır diyemiyorsunuz. Aynısı olması birşeyi değiştirmez. Evet, yine mecburen soru soruyorum; Tarihte yazılmış ilk Kuran'ın Hz. Osman zamanında derlenen Kuran olduğunu söylüyorsunuz. Peki öyleyse o bahsettiğiniz Kuran şu anda nerede? Yani çoğaltılıp bazı bölgelere gönderilmeden önceki Kuran nerede? Orijinali ile karşılaştırmadan, aslı ile harfiyyen aynı olup olmadığını söyleyemeyiz. Önce orijinalinin nerede olduğunu söylemeniz gerekir. Bana kalırsa, orijinalide gerçektende, söylendiği gibi yakıldı galiba. Zira yakılmasaydı, şu anda ispat olarak bir yerlerde sergilenmesi gerekirdi. Ayrıcada sadece ilk Kuran değil, ayetlerin ilk yazıldığı parçalar da ( Deri, taş levhalar, tahtalar vs. ) delil olarak saklanması gerekirdi. Zira, o ilk parçalar delil olarak sunulmadıkça, Kuranın orijinali de zaten olamaz. Tıpkı şu anda olmadığı gibi. Saygılarımla. Sayın Sardunyam, Beni yanlış anlamışsınız, ben uzun iletilerden şikayetçi filan değilim. Benim uzun ileti diye bahsettiğim konu şudur: Uzun iletilerinizin arasında sorduğumuz sorularada cevaplar veremiyorsunuz. Yani bir sürü yazı yazdığınız halde, sorduğumuz sorulara cevap vermiyorsunuz. Benim sizden rica ettiğim, basit sorularıma, basit cevaplar vermenizdir. Sorularıma basit cevaplar verdikten sonra, devam eden satırlarda dilediğiniz kadar detay yazın, hiç sıkılmadan okurum. Ancak bu yöntemi siz bilerek uygulamıyorsunuz. Zira islam hakkında bazı sorulara net ve kesin cevaplar verilemediği için; islamı savunmak zorunda olanlar daima basit soruları detaylandırarak cevaplamak zorundadırlar. Sizde istemeden de olsa bunu yapmak zorunda kalıyorsunuz. Örnek: Ali dün okula gittimi ? (Bu sorunun cevabı ya evet veya hayırdır) Sizlerin verdiği cevap şekli: Ali sorumluluklarını bilen bir çocuktur. Okula ne zaman gidilip gidilmeyeceğini bilir. Örneğin, geçen hafta grip olmuştu ve 40 derece ateşi vardı, buna rağmen okulunu ihmal etmedi. Ali bu güzel alışkanlığını ablası betülden öğrenmiştir. İşte tüm islamcı arkadaşların bazı önemli sorulara verdiği cevaplar bu şekilde. Yukarıdaki örnekte gördüğünüz gibi, bir sürü kelime sarfedildiği halde Ali'nin dün okula gidip gitmediğinin cevabı verilmiyor. Ondan sonrada defalarca yazıldığından, çizildiğinden ve bir türlü anlatılamadığından bahsediliyor. Yukarıdaki örnek cevapta Alinin dün okula gidip gitmediğinin cevabı verilmişmidir? Hayır. Öyleyse o cevap verilene kadar verilen tüm cevaplar geçersizdir. Dolayısıylada, defalarca aynı soruların sorulmasıda gayet normaldir. Size daha basit bir örnek vereyim. İslamcı bir arkadaşa, "Rumeli hisarı nerede?" diye sorsanız; tek (bir) kelime ile "İstanbulda" diye cevap verir. Ama Kuran'ın orijinali nerede diye sorarsanız, size "Şurada" demek yerine bir kamyon cevap yazmak zorunda kalır. Neden? çünkü rumeli hisarı halihazırda mevcuttur ama Kuran'ın orijinali hiçbiryerde mevcut değildir. Rumeli hisarının bulunduğu yeri anlatırken hiçbir detaya mecburiyet yoktur. Ancak, "Kuranın orijinali ortada yoktur" diyemedikleri için, onun yerine bir kamyon, durumu geçiştirici cevap yazmak zorunda kalırlar. Şurada diyemezler. Demek istediğimi umarım anlamışsınızdır. Unutmayınızki bir zamanlar bizde sizin gibi düşünüyorduk. Şu andaki fikirlerimiz ise bambaşka. Buda biz dinsizlerin veya ateistlerin kendi fikirleri konusunda takıntıları olmadığının ispatıdır. Aksine teist arkadaşların fikir veya inanış takıntıları olmadığı ispatsızdır. İnançların bebeklikte, ebeveynler tarafından geldiğini de hesaba katarsak, durum daha da vahimdir. Kabahati bize yüklemeyiniz lütfen. Sorun, vermeye çalıştığınız ama cevap olmayan yanıtlarınızdadır. Önce bir bakalım size neler sormuşum: 1- Türban veya başörtü takıyormusunuz? 2- 5 vakit namaz kılıyormusunuz? Sizde biliyorsunuzki, bu sorular asla bir insanın başka bir insana soramayacağı türden, kişisel sorular değildir. Görende zannedecekki, cinsel tercihler gibisinden erotik veya mahrem sorular sormuşum. Kaldiki, bu size sorduğum soruların cevabını; sizi görenler, tanıyanlar, çevrenizdekiler zaten biliyor ve görüyor. Daha bunun neresi gizli saklı soru? Bence sizin cevap vermek istemeyişinizin nedeni başınızın açık olması ve 5 vakit namaz kılmamanızdır. Biz burada dinsiz olduğumuzu ve hatta bazı arkadaşlar tanrısız olduğunu bile itiraf ederken, siz sadece başınızı kapatmadığınızı ve namaz kılmadığınızı neden itiraf edemiyorsunuz? Ben sizin endişelerinizi ve kaygılarınızı anlıyorum. Ama unutmayınki, istemediğiniz soruları karşınıza çıkmasına sebep olanlar benim gibi dinsiz insanlar değil, daha başka olaylar ve etkenlerdir. Amacımı defalarca yazdım, tekrar yazayım. Benim amacım toplumundaki dinden (Tanrı inancından değil) kurtulmasına imkan olan kişilerin, dinden sıyrılmalarına yardımcı olarak, daha medeni, daha özgür, daha insancıl, daha barışcı ve daha bilimsel bir toplum oluşturulmasına katkıda bulunmaktır. Saygı duyma meselesine gelince. Dinlere "hak ettiğinden yüzlerce kat" daha fazla saygı iletiyoruz. Sanırım bu kadar saygı da yeterli olur. Çok teşekkür ederim, değerli Sardunyam.
  13. Merhaba arkadaşlar. Bir süredir seyahatte olduğumdan dolayı iletilere cevap yazamamıştım, özür dilerim. Önceki iletilere ortak cevap, yazmak amacıyla, alıntı yapmadan konuyu toparlayıcı bir cevap yazmak istedim. Bazı arkadaşlar, yazmış olduğum iletileri, çarpıtma olarak nitelendirmiş. Ben hiçbirşeyi çarpıtmadım, çarpıtma varsa, iletilerimin neresinde olduğunuda yazın lütfen. Konuyu tekrar özetliyorum: 1- İslam peypamberi bir kabileye savaş açmış, savaşta bir kadını esir alarak köle yapmış. 2- Sonrada ona şeref vermek için evlenmiş. Bu yukarıdaki 2 madde sizin iletilerinizde mevcut. Bu iki maddeyi buraya taşıyan ben değilim. Tam aksine bunları savunma olarak, buraya taşıyan sizlersiniz. Diğer yazdıklarınıza gelince; Kuranda köleliği yasaklayan veya kınayan bir ayet getirmediğiniz sürece ne yazarsanız, yazın nafiledir. Bu topicte varılan nokta şudur. 1- Islam köleliği yasaklamamıştır. 2- İslam köleliği kınamamıştır. 3- Islam peygamberi sebebi her ne olursa olsun, bazı insanları köleleştirmiştir. 4- Kuran kölelik hakkında bazı düzenlemeler getirerek, köleliğin legalleşmesine katkıda bulunmuştur. Makul savunmaların, hepsini anlarım merak etmeyin. Ancak görüldüğü gibi; hiçbiriniz makul bir savunma yapamamışsınız. Konuyu basitlikten çıkararak, detaylandırarak cevaplamaya mecbur kalmışsınız. Eğer makul savunma yapmak istiyorsanız bana yukarıda yazdığım maddelerin tam tersini yazarak cevap gönderin. Mesela: 1- Islam köleliği yasaklamıştır. 2- İslam köleliği kınamıştır. 3- Islam peygamberi sebebi her ne olursa olsun, hiçbir insanı köleleştirmemiştir. 4- Kuran kölelik hakkında hiçbir düzenleme getirmeyerek, köleliğin legalleşmesine katkıda bulunmamıştır. Bu yukardaki gibi bir metin yazamıyorsanız, boşu boşuna yorulmayın, o yazdıklarınızla kimse ikna olmaz. Son söz: İslamda kölelik, haram değil, helaldir. Yani islamda kölelik vardır. Saygılarımla.
  14. Malesef sevgili kralx, cevap filan vermediniz. Cevap olarak Topkapı sarayındaki kurandan bahsettiniz ama, o kuranın dünyadaki ilk yazılan tamamlanmış kuran olduğunu söyleyemediniz. Eğer böyle bir iddianız varsa, soruyorum: Topkapı sarayındaki kuran dünyadaki en eski tamamlanmış kuranmıdır. Yani kranın orijinali o mudur. a-) Evet b-) hayır. o değildir şudur:
  15. Yine anlamak istemeyeceğinize çok eminim ama yinede size cevap yazacağım sayın muta. Tüm sözlerimin tamamen arkasındayım. Ben kuranın, türkçesinide, ingilizcesinide değiştirebilirim. Ama bu iki dilden başka dil bilmediğim için, arapçasını veya başka dillerde olanlarını değiştiremem. Eğer kuranın orijinalide ortada olsaydı ve bana değiştirde görelim denseydi, onuda değiştirebilirdim. Bu neyi gösterir? Demekki kuran değiştirilebilirmiş. Kuran değiştirilemez gibi iddialarda bulunmanın tek sebebi, bilmeyenlere "kuranı değiştiren çarpılır" mesajı vererek, onun gerçek bir Allah kelamı olduğunu göstermeye çalışmaktır. Hayır efendim, buradan herkeze ilan ediyorum, kuranı sadece ben değil her isteyen değiştirebilir ve hiç kimsede çarpılmaz. Kuranın böyle bir mucizesi yoktur. Olsaydı, şu anda ben çarpılmış olurdum. Ben önlemimi alayımda, zira siz şimdi "sen zaten çarpılmışsın, haberin yok" dersiniz, ama eğer bana bunu söylerseniz, aynı şeyi bende size söyleyebilirim. Buraya kadar tamam olması gerekir. Şimdi gelelim, sahtesinin piyasada anlaşılacağı meselesine. Yani hangi kuranın anlaşılacağı meselesine? DEĞİŞTİRİLMİŞ OLAN kuranın anlaşılacağı meselesine. Bir kere şunu anlayınki ben piyasadaki kuranlar birbiriyle aynı değildir diye bir iddada bulunmadım. Piyasadaki (Türkiyedeki) tüm kuranlar birbiriyle aynı olabilir ama, bunun manası türkiyedeki kuranların gerçek olduğu değildir. Pekalada, türkiyedeki tüm kuranlar, daha önceden değiştirilmiş bir kuranın kopyaları olabilir. Şayet bu gerçekse, o zaman ben kuranın önceden zaten değiştirilmiş olanını tekrar değiştirmiş olurum. O halde, benim değiştirdiğim kuran piyasadan kaldırılmış olsa bile, yerine yine daha önceden değiştirilmiş kuranlar kalacaktır. Eğer siz bu bahsettiğim, daha önceden değiştirilmiş, kuranların tekrar değiştirilemeyeceğinden bahsediyorsanız, buda doğru değildir ama piyasadan toplatılacağı doğrudur. Eğer piyasadan toplatılacağını, kuranın korunması olarak değerlendiriyorsanız, buda yanlıştır çünkü bu durumda kuranı Allah değil, insanlar korumuş oluyor. Eğer değiştirilememek buysa, bu incil içinde aynıdır, tevrat içinde aynıdır ve hatta din ile alakası olmayan birçok kitap veya belge içinde aynıdır. Örneğin, Atatürkün gençliğe hitabesinide değiştirip, piyasaya süremezsiniz. Sürerseniz, sahte olduğu anlaşılır ve toplatılır. Bunada Atatürkün hitabesini Allah koruyor diyemezsiniz. Burada esas düşünülmesi gereken nokta, elinizdeki kuranın gerçek, yani ilk yazılan kuranla aynı olup olmadığıdır. Yani değiştirilmiş kuranmıdır, değilmidir. Orijinalide hiçbir yerde olmadığına göre, elinizdeki kitabın gerçek kuran olup olmadığını asla bilemezsiniz. Çünkü orijinaliyle karşılaştırma imkanınız yoktur. Yukarıda Türkiyedeki kuranlardan bahsetmemin sebebi, dünyadaki tüm kuranların birbiriyle aynı olup olmadığından emin olamamamdan dolayıdır. ( Birbiriyle aynı bile olsa, hepside gerçek dışı bir kuranın kopyaları olabilir) Ancak en yakın fırsatta, bunuda araştırıp, hakikatten öyle ise burada bildireceğim. Bazı yabancı hristiyanlar, sitelerinde ingilizce olarak, gerçek kuran adı aldında bir kuran yayınlıyorlar. onlarda, kuranın esasının yakıldığını ve kendi sitelerindeki kuranın gerçek kuran olduğunu yazıyorlar. Fakat ben sizin sandığınız gibi önyargılı olmadığım için, iyice araştırıp emin olmadan bu söylenenleri şimdilik doğru saymıyorum. Yine aynı sitede dünyadaki bazı kuranların 600 ayet, bazılarının ise 666 ayet olduğu yazıyor. Vede bu farkılılıkları farklı islami sitelerde görebileceğimizi iddia ediyorlar. Diğer dillerdeki kuranları araştıramam, ama vakit bulduğumda yabancı ülkelerin islami sitelerinin ingilizce olanlarını karşılaştırıp, kontrol edeceğim. Eğer gerçektende farklılık varsa, bu sitede bunu bildireceğim. Fakat bunu kısa zamanda yapamam, çünkü kısa bir seyahate çıkmak zorundayım. Umarım anlatabilmişimdir. Kuran değiştirilebilir, değiştirilirsede kimse çarpılmaz. Saygı ve sevgilerimle.
  16. Çok değerli Sardunyam, Yukardaki yazımı çok dikkatli okuyun lütfen. Ordaki bir sürü cümleyi, üşenmeden niçin yazmıştım biliyormusunuz? Kısa cevap veremeyeceğinizi düşündüğüm içindi. Ama bu size karşı bir düşünce değildir, hiçbir müslüman bu sorularıma kısa cevap veremezde, ondan öyle düşündüm. Konu sadece buda değil, forumda dikkat ediyorumda, en basit bir soru bile sorulmuş olsa, bütün müslüman arkadaşlar, tek kelimeyle verilmesi gereken cevaplara, bir yığın yazı, bir sürü hadis, ayet vs. ile cevaplar veriyorlar. Daha doğrusu vermek zorunda kalıyorlar. Bakınız siz bile vaktinizin kısıtlı olduğundan bahsetmiş olmanıza rağmen, üstelikde cevapları ısrarla birer cümleyle istememe rağmen, yinede bir yığın yazıyla cevap vermek zorunda kalmışsınız. Sevgili Sardunyam, Yine bu konuda bir sürü yazı yazmış oldum. Ve yine izninizle aynı ısrarımı sürdürüyorum. İşin detaylarını sonra konuşuruz. Sizden aşağıdaki sorularımı sadece ve sadece birer cümle ile cevaplamanızı rica ediyorum. Bu çağrım diğer müslüman arkadaşlar içinde geçerlidir. Birer cümleyle cevaplayacak birileri varsa, cevaplasınlar. Bakınız cevap yerlerinide hazırlamışım. Sadece Allah rızası için, birer cümle yazacaksınız. Tekrar ediyorum, uzun cevaplar, bulanık oluyor, kaçamak oluyor. Sadece aşağıdaki 2 soruya birer cümle lütfen. 1- Allah Önceki kitapları neden korumayı istememiş? Cevap: ...................... 2- Kuran'ı neden korumaya ihtiyaç duymuş? Cevap: ..................... Ayrıca size birkaç sorum olacak daha vardı, onlarada vaktiniz olmadığı için cevap verememiştiniz. Vaktiniz olurda bunlarıda cevaplarsanız sevinirim. 1- Siz islamdan türban aldınızmı? a ) Evet. b ) Hayır. 2- Türban alanlar nerden almışlar? a-) İslamdan ve kurandan. b-) Kuran dışındaki islami kaynaklardan. c-) Başka kaynaklardan. 3- Kara çarşaf alanlar nerden almış? a-) İslamdan ve kurandan. b-) Kuran dışındaki islami kaynaklardan. c-) Başka kaynaklardan. 4- Siz 5 vakit namaz kılıyormusunuz? a ) Evet. b ) Hayır. Sizi zor durumda bıraktıysam, çok özür dilerim. Ama herkezin aydınlanması için, bu soruları sormak zorundaydım. Saygı ve sevgilerimle.
  17. Bu bahsettiğiniz kuranların hiçbirinin, yazılan ilk kuran olmadığını siz benden daha iyi biliyorsunuz. Tekrar soruyorum, kralx: İlk yazılan kuran nerede? Teşekkürler.
  18. Bakınız sayın GıLgaMeŞ, Hakaret, makaret deyip, konuyu mazlum edebiyatına çekmeyin. Burda kimsenin yazdığında küfür filan yok. Eğer yazdıklarımız size alaycı geliyorsa, aynı dozda ve aynı tarzda sizde bize yazabilirsiniz. Meseleyi dallandırarak hedef şaşırtamazsınız. Özete gelelim: 1- İslam peypamberi bir kabileye savaş açmış, savaşta bir kadını esir alarak köle yapmış. 2- Sonrada ona şeref vermek için evlenmiş. Detayı daha beter ama, özeti bu. Üstelik bunu yazan biz dinsizler değil, siz islamcılarsınız. Bu durumda size ancak, köleliği övmek kalıyor. En azından, köleliğin gerekli olduğunu söylemek kalıyor. Şeref meref, hikayesinide boş verin, böyle şeref olmaz olsun. Gerçi çok değerli din aliminiz, HY da çeşitli şerefler dağıtıyor ama, şimdi onuda buraya yazmayayımda iyice yüzünüz kızarmasın. Ama illada merak ederseniz, onuda yazarım. Teşekkürler.
  19. Merhaba sevgili sahra711, Sizin o imtihan teorinizi de sayın kralx, ne söyleyeceğini şaşırdığı bir sırada, çoktan çürüttü. Keşke vakit olup, sizide sıkıştırsamda, sizde çürütseniz iyi olurdu ama vakit yok. Anlatayımmı imtihan nasıl çürüdü?: Allah kimin ne yapacağını bile bile neden imtihan ediyor dedim. Verilen cevap: sen zaten günah işlersin diyerek cehenneme atsaydı, haksızlık olurdu. Yani bu ne demek ? imtihan için değil ispat için burdayız. İşte böyle çürümüş oldu. Dahasıda var, çürümektende beter oldu. Çünkü biraz daha sıkıştırınca, imtihanın bu dünyada değil, daha önceki bir zamanda yapıldığı ortaya çıktı. Yani buna göre; bu bizim ruhen daha önce var oluşumuzu gösteriyor. Üstelik daha önceki hayatımızda, hepimiz imtihan edilmişiz, kimimiz imtihanı kaybetmiş, kimisi ise kazanmış. Yani yukarıda da bahsettiğim gibi, bu dünyaya sadece ispat için gelmişiz. Sorunun sorulduğu yer elest bezmi. Soru ne? Yani ne şekilde bir soru soruldu? onu söyletemedim, ama biraz daha sıkıştırsam mutlaka bir cevap verirdi. Ne güzel dimi? Benmiymişim kuranı değiştiren? Değiştirmeyede gerek varmıymış. Siz hiç bu dini daha önce duydunuzmu? Biz daha öncede varmışız. İmtihan orada bitmiş. İstermisiniz? Yeni bir hayat, yeni bir din, tek tek nakletmek lazım. Yeni bir umut, yeni bir iş... Sıkışınca islam nasıl değişiyor bu linkten görebilirsiniz: http://www.turkish-media.com/forum/index.p...mp;#entry315204 Bugün yarın, bir haftalığına bir seyahata çıkacağım. Döndüğümde, aynı yerden devam edip, sizlere başka şeylerde söyleteceğim. Elest bezminden de önce vardık, burası üçüncü dünya diyeceksiniz. Benim böyle bir hayalim yok. Ama sizin mantığınıza göre yeni bir kitap gelmesi gerekir. Çünkü size göre, incil insanlar tarafından değiştirildiği için, kuran geldi. Kuranın amacı neydi? İnsanları Allahın istediği yola getirmekti. İnsanlar ne yaptı? Herkez kendi kafasına göre din uydurdu, yorumladı, hatta yukarda gördüğünüz gibi başka dinlere bile geçti. Duruma göre ayet indiren Allah şu halde ne yapar? Mutlaka ki yanlış yorumlanmayacak bir kitap gönderir. Bu benim mantığımdan çıkan bir yorum değil, sizin mantığınızın eseridir. Ben Tanrıya inanırım ama, dinlerin hiçbirine inanmam, dolayısıylada yeni bir din de beklemem. Bir yandan uydurma ayet yazdım diye kızarsınız. Bir yandanda, kitap yaz dersiniz. Ben burda vatanımı, milletimi dinden kurtarmaya çalışıyorum, sizde bana din kitabı yaz diyorsunuz. Zaten yazsam ne fayda, kurandaki ayetten daha güzelini yazdım, onu bile kabul etmemeye direniyorsunuz. Kurandan daha güzel kitapda yazarım ama, ne siz inanırsınız, nede ben inanmanızı isterim. Siz zaten şu anda bile inandığınızı zannettiğiniz kuranı bile, ne zaman ve hangi mantıkla inandığınızı bilemezsiniz. Çünkü inandığınızı zannettiğiniz zamanlarda daha bebek veya çocuktunuz. Ebeveyneleriniz hristiyan olsaydı, şimdi sizde koyu bir hristiyan olarak kuranı inkar ediyor olacaktınız. Teşekkür ederim.
  20. Nerde bunun orjinal yazısı sevgili GıLgaMeŞ? Yüz kere sordum daha bir cevap veren çıkmadı. Yerinimi bilmiyorsunuz? yoksa biliyorda benden mi saklıyorsunuz? Korkmayın gidip onuda değiştirmem. Sadece evimdeki kuranla tamamen aynımı diye bakıcam. Beni kınamayada hiç hakkınız yok, kralx değiştiremezsin dedi bende değiştirildiğini ispat etmek için değiştirdim. Hemde daha güzel, barışcı ve merhametli bir ayetle değiştirdim. Kurandaki ayetlerde çelişki yoktur diyorsunuzya? bakın bakalım benim uydurduğum ayette çelişki varmıymış? Siz, ebeveynleri müslüman olduğu için müslüman olanlar, tabiki kurandaki yığınla çelişkilerin hiçbirini görmemek zorundadır. Kuranda, "Andolsunki, biz size gasp yapmayı helal kıldık" diye yazsaydı bile, ona bile bir kılıf bulmak zorunda kalacak ve inanmaya devam edecektiniz. Gasp aslında eski arapçada ev anlamına gelir diyecektiniz. Ayrıca kralx, hiçkimse değiştiremez derken, değiştirmeye kalkan çeşitli engellerle karşılaşır diyerek, bazı imalarda bulundu. Oysaki ben o ayeti değiştirirken hiçbir engelle karşılaşmadım. Ne klavyem bozuldu, ne elektrikler kesildi, nede internet koptu. Çarpılmadımda, içime sıkıntılarda düşmedi. Tam aksine öylesine ferah, öylesine rahat değiştirdimki şaşarsınız. Aynı bu şekilde kuranın tamamını değiştirebilirim. Arapça bilseydim Arapçasını da değiştirebilirdim. Kuranı değitirip de dağıtsam tabiki değiştirdiğim ortaya çıkar. Çünkü piyasadaki kuranlarla aynı olmaz. Fakat bu, kuranın değiştirilemeyeceği manasına gelmez. Değiştirileceği fakat sonradan anlaşılacağı manasına gelir. Dolayısıyla değiştirilemez denemez. En nihayetinde ben nasıl değiştirebildiysem, kuranıda zamanında birileri pekala değiştirip yaymış olabilir. Zaten bu konuda çeşitli bilgiler olduğu gibi aynı zamanda kuranın orijinalinin bugün hiçbiryerde olmamasıda kuranın değiştirilmiş olduğunun ispatıdır. Piyasadaki kuranların hiçbirine orijinali ile karşılaştırmadan gerçek kuran diyemezsiniz. Herhangi bir şeyin gerçeğiyle aynı olup olmadığına bakmak için, orijinaliyle karşılaştırmak mutlaka şarttır. Geniş bir vakit bulduğumda kuranın değiştirilmiş olduğuna dair size başka delilerde getireceğim. Zira çeşitli ülkelerde yayılmış olan kuranların bazılarının 660 ayet, bazılarının ise 666 ayet olduğu söylenmektedir. Ancak şu anda emin olmadan bu bilgileri sunmak istemedim. Ne yapıyordu sebeciler? kuranı mı değiştiriyorlardı? Ey insanlar! Cenab-ı Hak her hak sahibine hakkını vermiştir. Varis için vasiyete gerek yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zinakar için mahrumiyet cezası vardır. Babasından başkasına nesep iddia eden soysuz yahut efendisinden başkasına uymaya kalkan nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lanetine ve bütün Müslümanların düşmanlığına uğrasın. Cenab-ı Hak bu insanların ne tevbelerini ne de şehadetlerini kabul eder. Kimin hutbesiymiş bir bakın lütfen: -http://www.islamiyet.gen.tr/peygamberimiz/vedahutbesi.php- Bilgisizliğim belki muhteşemdir ama, el elden üstünmüş demekki. Zira benden daha muhteşemleride var. Gerçi bilgisiz olmanızda farketmez, siz inanın yeter. Evet farkındayım. Kendime saygım olmasa, kendimi kandırıp bende inanabilirdim. Aman arkadaşlar sakına ayetimi beğenip de banada vahiy filan geldi zannedip, inanmaya filan kalkmayın. Yazdığım ayet uydurmadır. ( Ben tedbirimi alayımda, o kadar çok kolay inanan varki) Saygı ve sevgilerimle.
  21. Değerli netman, Siz, sizin bile sandığınızdan daha zeki bir insansınız. Eminim humanizm de aradığınız huzuru bulacaksınız. Hayvanlarla doğayla, sevgiyle içiçe kaldığınızda buna daha da emin olacaksınız. Derin mutluluklar dilerim.
  22. Aaaa olurmu hiç sevgili Bilimselci, Su aslında akıyordurda siz görememişsinizdir. Nede olsa Allah sizin gözlerinizi kör etmiş, kalbinizi mühürlemiş. Yada önyargılı olduğunuz için suyu görememişsinizdir. Yada kesin ABD nin veya CHP nin inananlara komplosudur. Bir kere Allah katında suyla, filan deney yapılmaz. O insanın yaptığı tüm deneylerden münezzehtir. Suyuda o yaratmıştır, deney yapmayı da o yaratmıştır. Dolayısıyla suyun akıp akmadığını siz göremezsiniz. Allah, zamandan mekandan, deneyden, sorgulamadan, sorudan, cevaptan, bilimden münezzehtir. Allah katında böyle şeyler olmaz. O bahsettikleriniz insana mahsustur. İşte bilim budur. Doğru yolu arıyorsanız, mutlaka bilimsel düşüneceksiniz. Yani düşünmeden düşüneceksiniz. Düşünseniz bile, düşünmüyormuş gibi yapacaksınız. Yada düşünmeyip, düşünüyormuş gibi yapacaksınız. Yada ne bileyim, USP veya KYE yada OPF nin komplosudur belkide. Hidayete ermeniz dileğiyle.
  23. Çok güzel düzen koymuş, maşşallah. Şeref düşürüp, yükselterek.
  24. Sayın muta, Haticeyi bırakıpda neticeye gelseniz daha iyi olmazmıydı. Sizi bu kadar hikaye anlatmaya mecbur eden şey, yanlış bir şeye kılıf uydurmaya mecbur kalmanızdır. Oysaki kuranda "Andolsunki, biz size köleliği yasakladık" diye bir ayet olsaydı, bu kadar hikaye uydurmaya mecbur kalmayıp, bize delil olarak o ayeti sunacaktınız. Ama kuranda olmayınca ne yazsanız nafile. Kuran birçok şeyi anında yasaklamış, kölelik ve cariyelik gibi en büyük insanlık ayıbını yasaklamamıştır. Bugün dahi bir insan köle sahibi olsa, kimse buna islama aykırıdır diyemez. Yok efendim, yasaklamamışda, peyderpey kaldırmaya çalışmış. Kuranda "Andolsunki, biz köleliği peyderpey kaldırmaya başladık" diyen bir ayet varmı? siz onu söyleyin. Diyelimki, peyderpey. Niye o zaman kölelik, islam zamanında ve sonrasından yüzyıllarca sürmüş? Bu ne biçim peyderpey? Sorulara cevap vermek yerine ordan burdan, tarihlerden, islami kaynaklardan, taraflı hikayeleri buraya getirmenize gerek yok. Soru net ve basit. Kuranda "Andolsunki, biz köleliği peyderpey kaldırmaya başladık" diyen bir ayet varmı? Yokmu? Var veya yok deyin lütfen. Sadece buna cevap verin. Teşekkürler.
  25. Hani hatasız kul yoktu? Birkaç tane örnek gösterirmisiniz şu hatasız kullardan? Orası neresi sayın kralx? Nerede sapasağlam durmaktadır? Orijinali nerede dedim, lafı gevelemeyi, mecazi anlamlara çekmeyi tercih etmişsiniz. En’âm Sûresinin 110 . Ayetinde: Biz onların kalplerini ve gözlerini ters döndürürüz de ilkin ona iman etmedikleri gibi (mucize geldikten sonra da inanmazlar) ve yine onları azgınlıkları içinde bırakırız da bocalar dururlar. Nahl Sûresinin 108 . Ayetinde İşte onlar, Allah’ın; kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. İşte onlar gafillerin ta kendileridir. Yâsîn Sûresinin 9 . Ayetinde Biz onların önlerine bir set, arkalarına da bir set çekip gözlerini perdeledik. Artık görmezler. Eh yani bu kadar engellemeden sonra bırakında şöför biraz kaza yapsın. Hergün Kuran okuyan hacıların, hocaların günahlarına ne kılıf buluyorsunuz? Kuranın yakılmadı dediğiniz orijinali bütün müslümanların evlerinde öylemi? Bende de bir monaliza tablosu var. oda orijinali mi sizce? Lütfen lafı çarpıtıp, mecazi, hicazi anlamlara çekmeyin? Böyle cevaplar verirsiniz, ondan sonrada bilimsel konuşuyoruz deyip bilimede sarkarsınız. Herkezin evinde dediğiniz tüm Kuranlar kopyadır, bunu bile bilmiyorsanız öğrenin lütfen. Lafı oraya buraya çekmeden cevap verin lütfen. Kuranın ilk yazılmış olan orijinali şu anda nerede? Nisâ Sûresinin 34 . Ayetininin orijinali: Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar. Çünkü Allah insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta)dırlar. İyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah’ın (kendilerini) koruması sayesinde onlar da “gayb”ı korurlar. (Evlilik yükümlülüklerini reddederek) başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) onları (hafifçe) dövün. Eğer itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Şüphesiz Allah çok yücedir, çok büyüktür. Nisâ Sûresinin 34 . Ayetininin değiştirilmiş hali: Kadınlar ve Erkekler birbirlerinin koruyup kollayıcılarıdırlar. Çünkü Allah kimseyi kimseden üstün kılmamıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcasalar bile, ailenin geçimini tek başlarına sağlasalar bile bu hiçbirşeyi değiştirmez, maddi olanakları koz olarak kullanmak erdemlilik değildir. Evlilik yükümlülüklerini reddederek başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara asla kötü muamele etmeyin. Onları güzel sözlerle ikna etmeye çalışın. Ayrıcada hatayı kendinizde de arayın. Size itaat etselerde etmeselerde kadınlarınızı asla ve asla en hafif bir şeklide bile olsa dövmeyin. İtaat etmeseler bile Aleyhlerine hiçbir yol aramayın. Şüphesizki Allah çok yücedir, çok büyüktür. Lütfen yukarıdaki ayetleri dikkatli okuyunuz. Üstteki kuranın içindeki orijinal ayettir. Alttaki ise benim uydurduğum ayettir. Böylelikle kuranın değiştirilebileceğini görmüş olduğunuz gibi, aynı zamanda kuranın daha insancıl, daha şefkatli ve daha mantıklı bir şekilde yazılmış olması gerektiğinide farketmişsinizdir umarım ( islamcılar farkedemeyebilir ). Evet sevgili kralx, Gördüğünüz gibi kuranda değiştirilebiliyor. Cevaplarınızı verirken, lütfen "ortada kuyu var, yandan geç" yapmayınız. Teşekkürler.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.