politika tarafından postalanan herşey
-
ZAMAN GAZETESİ’NİN İSRAİL SEVGİSİNİN KAYNAĞI NEDİR?
Zaman gazetesinin ve Fetulah Gülen'in Amerikanci ve Israil olmasi ile ilgili belge arayanlar aynaya yüzlerini dönemeyenlerdir.Zaman'in Iran karsiti olmasida herhalde Iran'in Sii olmasindan kaynaklaniyordur! Oda Tv.En azindan cemaatin ne oldugunu bilmeyenlere ögreten bir yayin organidir.Cemaatin ne oldugunu tek tek ortaya döken, yerine göre belgeleriyle ispat eden Oda Tv.ya yapilan baskinlar ve saldirilar bosuna degildi.Oda TV:ya baskin yapilmasi cemaatci savcinin talimatiyla olurken,Oda TV'ya dil uzatan gazetecilerinde cemaat gazetecisi olduklari artik belgeye gerek olmadan biliniyor. saygilarla
-
ZAMAN GAZETESİ’NİN İSRAİL SEVGİSİNİN KAYNAĞI NEDİR?
Fetulah Gülen Amerikancidir dolayisiyla Israil dostu olmasida sasirtici degildir,Zaman Gazetesi'nin Fetulahci olmasi Israil yanlisi yayin yapmasini gerektirir.Israil dolayisiyla Amerika Iran düsmani olduguna göre Zaman Gazetesi'nin Iran düsmani olmasi da sasirtici olmamalidir. saygilarla
-
Davos - Erdoğan - Peres
Bence Friedman bu kehanetinde yaniliyor ve öyle saniyorum ki bu kehanet ile Erdogan'i gazlamaya calismis.Türkiye'nin Israil-Iran savasinda,Iran'a saldirilmasina karsi cikacagini bu nedenle ABD ile arasinin acilacagini bununda Türkiye'ye yarayacagini söylemesi tam bir yanilgi.Peki Friedman olasi bir ABD -Türkiye savasini neden tahminlerinin arasina alamiyorHatirladigimiz kadariyla ABD;Nevada Cölünde Türkiye'yi istila etme senaryolu bir tatbikat gerceklestirmisti.Yani Türkiye'nin Iran'a saldiriya karsi olmasinin neden Türkiye'nin isine yarayacagini anlamakta zorlaniyorum.Böyle bir durumda Türkiye ABD karsiti ittifak icine girmis olmuyormu dolayisiyla AB/D ittifakina karsi bir ittifak icine girmis olmuyor mu? Sadece soruyorum saygilarla
-
'Kürdistan'ı bu ülkeye pay ettiler'
Türkiye,AKP'nin eline verildigi tarih itibariyle isgal dönemine girmis icerden yikilmistir.1919'la baslayan Kurtulus Savasi 1938'de bitmis,1940'li yillara kadar kendini getirebilmis ve 1950 ile artik teslim olmak üzereyken 1960 Devrimi ile tekrar canlanmis fakat bir defa gövdeyi kemirmeye baslamis olan kurtlar bu canlanmaya karsi isbirligi halinde karsi koyarak Türkiye'yi bugünkü konumuna getirmislerdir. Abdullah Gül, Anayasaya göre,Türkiye Cumhuriyetinin birligini temsil etmektedir ve de bununla yükümlüdür.Ancak 2008 yilinda,Gül'ün:"Kürt sorunu Türkiye'nin birinci sorunudur"seklinde vermis oldugu aciklama,bize Gül'ün bu aciklamasinin izaha muhtac oldugunu göstermisti.Hele de bu sorunun Devlet katinda mutabakat buldugunu söylemis olmasi cok baglayici bir nitelikteydi.Böyle sifreli mesajlar veriliyor olmasi Kürtler konusunda bir rol paylasiminin yapildigini akla getirmisti. Kürt acilimi adi altinda yapilan tüm görüsmeler,pazarliklar tamamen Türkiye'nin birligine karsi sabotajlardi.Iktidar ve Cumhurbaskani'nin bu sabotajlarin icinde bizzat yer almalarinin tek bir anlami vardi. Terör örgütünü mesrulastirmayi amaclayan bu acilim meyvesini Habur'da verdi.Basbakanin emri ve talimati ile Habur'a gelen teröristler,birer kahraman gibi karsilanmakla kalmamis ayni zamanda Adalet Bakani tarafindan görevlendirilen özel yetkili savci ve hakimle bu teröristler adam basi 7 dakikada aklanmis ve merasimler esliginde memleketlerine götürülmüslerdir.Halkin tepkisinin dozunun arttigini gören iktidar geri adim atmis ve "biz böyle olsun dememistik"gibi ipe sapa gelmez savunmalarla tavsan kirmasi yapmaya baslamislardir. Eger,gercekci bir gözle bakmayi arzu ediyorsak görecegimiz manzara,Türkiye'nin formel olarak bölünmüs oldugudur.Bu bölünmenin haritalari,planlari,sinirlari,yönetim sekli hemen hersey tasarlanmis ve beklemededir.Arada bir PKK farkli kimliklerdeki PKK sözcüleri tarafindan bunlar zaten dile getirilmektedir,bu sözcülerden birisi Baydemir'dir.Yani daha Türkcesi;Baydemir,PKK'nin isteklerini Türk hükümetine aktarirken bunu sanki kendi özgür fikirleriymis seklinde yapmaktadir gercekte ise,PKK'nin istek listesinde ne varsa onu aciklamaktadir.Örnegin;"Kürtlerin kendi ordusu,polisi vb,gibi" Basbakanin son zamanlarda pek dillendirmedigi ancak beyninin bir tarafinda beklettigi baskanlik ve eyalet sistemini,basbakan dan sonra en cok konusan BDP'dir.Bu da gösteriyor ki bu iki odakta ayni yönde bir yürüyüs bir calisma var.Ancak ayni yönde yapilan bu calismalar taktik hatasi nedeniyle BDP'nin dezavantajina dönüsüyor.Iste KCK tutuklamalari vs gibi. Basbakanin,"yolumuzun üzerinde bir inek yatiyor,hedefimize ulasmamizi engelliyor,yavas yavas hedefimize ulasacagiz"diye bir söylemi vardir.Bu söylemden hersey cikarilabilir.Yani cok acik bir konusma.Bir hedefe gitmek istiyorlar ancak birileri bunlari engelliyor o zaman yavas yavas bu hedefe varmak icin sabirli olmalari gerekiyor.Hedefin ne oldugunu son 6 yilda anladik anlayacagimiz kadar,hedefe varmalarinada fazla bir mesafe kalmadi,cünkü tüm engeller teker teker elimine edildi.Özetle;Kürdistan icin Erdogan'in önünde hicbir engel yoktur su an itibariyle.BDP ve Kürtcülerin iktidarla catismalari veya öyle görülmeleri yukarida degindigim gibi tamamen bir taktik hatasindan kaynaklaniyor,Yani Kürtcüler acele ettikce bu ters tepiyor. Erdogan'in basbakan,Gül'ün cumhurbaskani olmasi tamamen bir planin sonucudur.Cankaya'ya ciktigi günden beri tek bir yasa tasarisini veto etmemekle Gül neye ve kimlere hizmet icin orada oldugunu bizzat kendisi yaptigi icraatla ortaya koyuyor.Cumhurbaskaninin yaptigi icraatin Türkiye'nin cikarlarina olmadigini ispat etmeye gerek yok hersey ortadadir. saygilarla
-
ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ KALDIRILIYOR MU?
GENCLIGIN ATA'YA CEVABI EY BÜYÜK ATA! Varligimizin en mukaddes temeli olan,Türk Istiklal ve Cumhuriyetinin ebedi bekcisiyiz.Bu karar karsilmaz irademizin degismez ifadesidir. Istikbalde,hicbir kuvvet bizi yolumuzdan döndüremeyecektir. Bizler,bütün hizimizi senden,milli tarihimizden ve ruhumuzdaki sönmez iman atesinden aliyoruz.Senin kurdugun kuvvetli temeller üzerinde attigimiz her adim saglam,yaptigimiz her hamle suurludur. En kiymetli emanetin olan Türk Istiklal ve Cumhuriyeti,mevcudiyetimizin esasi olarak egilmez baslarin,bükülmez kollarin,yenilmez Türk evlatlarinin elinde ilelebed yasayacak ve nesillerden nesillere devredilecektir. Bu mukaddes emanete yönelen dahili ve harici bütün tecavüzler,iman dolu gögsümüze carpacak ve parcalanacaktir. Istiklal ve Cumhuriyetimize kasdedecek düsmanlar,en modern silahlarla mücehhez olarak,en kuvvetli ordularla üzerimize saldirsalar dahi,milli suurumuzun ve yenilmez Türk gücünün zerresini bile sarsamayacaklardir. Cünkü;Istiklal ve Cumhuriyetimize kasdedenler,karsilarinda besbin yillik serefli Türk tarihinin yilmaz evlatlarini,Cumhuriyet inkilaplarinin feyizli ve imanli gencligini bulacaklardir. EY TÜRK'ÜN BÜYÜK ATA'SI! Istiklal ve Cumhuriyetimizi korumak mecburiyeti hasil olunca,icinde bulunacagimiz ahval ve serait ne olursa olsun,kudret ve cesaretimizi damarlarimizdaki asil kandan alarak;bütün engelleri asip,her güclügü yenmek azmindeyiz. DURSUN YASA Dursun Yasa Gencligin Ataya cevabini yazmis ve 26 HAZIRAN 1960 yilinda Ankara 19 Mayis STADYUMUNDA ilk defa okumustur.Bu siiri okurken Dursun YASA Üstegmendi,Albayliktan emekliye ayrildi. Bu yaziya herhangi bir yorum getirmiyorum. saygilarla
-
Yunan Başbakanı Maaş Almıyor.
Bizim ki de simge derdinde.Halki aldatmak icin yeni bir kilif buldu.Bugünkü konusmasinda,iktidari teslim aldiklarinda hazinede cok az para oldugunu ama simdi hazinenin dolu oldugunu söylüyordu.Herkes dinlemede ve alkislamaya gelmis oldugu icin basbakan veryansin ediyordu,Muhalefete,Tüsiad'a.Sonra da ILERI DEMOKRASI gibi bir laf etti. Iktidarin kurumu olarak calisan TUIK,her defasinda issizligin azaldigi,enflasyonun düstügü raporlari veriyor.Cumhurbaskani secimi yaklastikca ülkede sanirim hic issiz birakmayacak bunlar. saygilarla
-
Türk Lirasının Yeni Simgesi Belirlendi!
Taklitte üzerimize yok,birzamanlar sahte marka Tshirtler üretip satiyorduk simdi de baska paralardan calinti yapip biraz saga sola cekeleyip simge üretmeye basladik. Bunlarin hepsi popülizmdir.Paramizin dünya üzerinde hicbir degeri yokken böyle birseye kalkismak dostlar alisveriste görsüne benzer. Illede bir simge olmasi gerekiyorduysa bunu kamuoyu ile paylasip kamuoyunun oylari ile secilebilirdi.Kim secti bu simgeyi,eminim ki üc kisi.Basbakan,Ali Babacan ve Merkez Bankasi sefi. Önemli olan simgeler degildir önemli olan o simgenin arkasinin icinin dolu olmasidir.Ithalati ihracatindan fazla olan bir ülkede para icin simge yarismasi yapmak biraz gösterise kaciyor bence. saygilarla
-
Organ Bağışı?
Ama en büyük mutluluk bagislanan organlarin,ameliyat esnasinda organ nakli yapilan kisiye yeni bir hayat yeni bir umut verebilmesidir,son yasanan olay cok üzücü olmustur. saygilarla
-
a be kozi sarkozi acemisin acemi...
AKP'lilerin cumhurbaskani demis ki:"Fransa'nin itibari kurtuldu! Bu aciklamaya güldüm aci aci,sanki Fransa itibarini kaybetmisti de yeniden kurtardi.Fransa'nin itibari bizim hükümetin gözünde bitmisti, Itibar derken kendi kendime acaba kimin itibari kurtuldu diye düsündüm .Vardigim sonuc Türk ulusunun yani bir avuc Ermeni yandasi,Ermeni özürcüsü yiginin degil gercek Türk ulusunun itibarinin kurtuldugunu anladim ve itibarimizi bize geri iade eden Fransiz Anayasa Komisyonu'na hayranlik duydum. Itibarimizi bir kenara atarak,Iskilipli hainin itibarini iade edenlerin aslinda Türk ulusunun itibari ile uzaktan yakindan hicbir ilgilerinin olmadigini anladim. Helikopter ihalesinden Fransa'yi dislayip Fransa'ya yeni pasaportlarin ihalesini verenler Türk ulusunun itibarini koruyamazlar. Tesekkürler Fransa. saygilarla
-
AKP'YE ÇOK KONUŞULACAK GÖNDERME
Savas sadece eline silah alarak carpismak degildir.Savas sokaktaki vatandasa dogruyu anlatabilmek icin gönüllü olabilmektir,savas,kirli iliskiler yumagi icad ederek haysiyetli insanlari suclayip toplama kamplarina gönderenlere karsi gercekleri haykirabilme sanatidir.Savas,yolsuzlukla,cetelerle mücadeleyi sadece biz yapiyoruz diyerek hem yolsuzluk yapanlari hem de kendi cetelerini olusturanlarin gercek kimliklerini ifsa edebilmektir.Savas cok yönlüdür,yeri ve zamanina göre hangi yönde savasilacagini bilmekte bir hünerdir. ülkemiz büyük bir saldiri altindadir,bu saldiri ruhlarini yabancilara satmis olanlarin,biriktirdikleri kinin bosalmasidir.Dün bu Cumhuriyeti kanlariyla, canlariyla, savasarak kurmus olanlarin verdigi kurtulus savasina karsi cikarak düsmanla isbirligi yapmis olanlara bugün iade-i itibar verenler dün Kurtulus savasina karsi olanlarin torunlaridir tabikki kinleri sonsuz olacaktir,tabiiki dün Örtülü Ödenekten beslenen devlet düsmanlarini bugün taclandiracaklardir,iste savas bunlara karsi verilmelidir. "Yunan Ordusu padisahin ordusudur,asil basi ezilmesi gereken yilan Ankara'dadir "diyen hainlere bugün itibar iadesi yapiliyor ve Islam ugruna sehit oldu diye bir de ona makam verilirken bu ülkenin kurtulusu icin hayatlarini feda edenleri Islam düsmani gibi gösterenler tabiki kinlerinin takipcisi olacaklardir.Onlarin Ey Türk Gencligi hitabesine karsi olmalari kimseyi sasirtmasin cünkü ancak vatan kavramini icine sindiremeyenler Ata'nin Genclige hitabesinden rahatsiz olurlar. Bu anlamda Emniyetin belgelerinin hackerlenmesini alkisliyorum.O gencler degilmiydi 6.Filo'yu ülkemizden koganlar ve bugünkü kindarlar degilmiydi 6.Filo'yu koganlara karsi haykiranlar,yüzünüzü Cankaya'ya dönün,orada oturan kisi bu haykiranlarin arasindaydi ogünlerde. saygilarla
-
ERKAN ENCÜ’NÜN ANNESİ EMİNE ERDOĞAN’A NE GÖSTERECEK
Yani tam da utanacak insanlara soracakmis,utandiklari icin olacak ki kendisi degilde esini gönderiyor oraya.Herhalde oradaki havayi koklasin diye... saygilarla
-
ABD PROJESI -AKP
Basbakan Erdogan'in ABD'nin adami oldugu füze kalkani ile bir kez daha kanitlandi.Aslinda "Nato'nun Libya'da ne isi var"diyip sonra da Izmir'i Nato'nun Libya'ya saldiri üssü haline getirdiginde de ABD'nin adami oldugu ver hatta ajani oldugu kanitlanmisti ancak KÜRECIK'E KURULAN VE ISRAIL'I IRAN'IN SALDIRILARINDAN KURTARMAYI AMACLAYAN FÜZE KALKANI projesi ile basbakan kimlerin hesabina calistigini bir kez daha belgelemis oldu.Bu füze kalkani kompleksine Amerikali askerlerin yerlesiyor olmasida ülkemizin hangi hesaplarin pazari oldugunu bize gösteriyor. Bundan yillar önce,6.Filo'yu ve Amerikan radarlarini Türkiye'den kogan ve bunlarin bedelini asilarak ödeyen genclerin olmadigi bir Türkiye var artik bu cografyada.Bu gencler artik olmadigi icin Türkiye AKP'nin ve ABD'nin cirit alani haline gelmistir. saygilarla
-
JİTEM KARARGÂHINDAN ÇIKAN KAFATASLARI -I-
Sayin Ahmet Ay,PKK'nin infazlari biliniyordu ve simdi de belgelenmeye baslandi.Jitem'in faili mechulleri sadece söylemlerle kanitlanmaya calisiliyor,ortada henüz hicbir somut belge yokken insanlari sadece üc bes ülkeden kacmis teröristin iftiralari ile karalamak kimsenin hakki olmamalidir. Eger Jitem'in cinayetleri belgelenirse muhakkak ki buna karsi itiraz etme hakkimiz olmaz zaten aldigimiz terbiyede buna izin vermez.Bugüne kadar hepsi söylentiden öteye gecmedi, bekliyoruz, temennim sizin hakli cikmaniz ve benim özür dilemek icin bir nedenimin olmasidir. saygilarla
-
DİNDAR GENÇLİK YETİŞTİRMEK....
KİNDAR GENÇLİK İSTEYENE ÖRTÜLÜ ÖDENEKTEN İKRAMİYE Necip Fazıl Kısakürek, Başbakan onu çok seviyor. Menderes’te çok severdi. O kadar çok severdi ki, ona örtülü ödenekten para bile verirdi. O da bu paralarla dergi çıkarır, alternatif gençliğe hitabeler yazardı. Buraya geleceğiz, önce şu para işlerini yazalım: 1951’de 50 bin lira 1952’de 50 bin lira 1954’de 18 bin 500 lira 1955’de 10 bin lira 1957’de 5 bin lira 1957’de 5 bin lira (Kendisi hapisteyken eşine) 1958’de 10 bin lira (Bir kısmı Teyfik İleri eliyle) 1959’da 10 bin lira (Teyfik İleri eliyle) Bunlar Yassıada duruşmalarının zabıtlarında yer almaktadır.(Ş.Çizmeli, Menderes-Demokrasi Yıldızı, s:228) Necip Fazıl’ın örtülü Menderes desteğiyle çıkardığı Büyük Doğu dergisini hararetle takip eden “kininin davacısı” bir gençlik de vardı elbette... Mesela birisi Hüseyin Üzmez’di. Gazeteci Ahmet Emin Yalman’ı vurdu. Yetmiş yaşında Vakit gazetesi yazarıyken de küçük yaşta çocuğa cinsel istismardan tutuklandı. Diğeri Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu idi ki, o da bir hücre evinde polisle çatışırken vuruldu. KİN DAVASI KUR’AN DA YOK Başbakan’ın özlemini çektiği “kininin davacısı gençlik”, sürekli referans verdiği İslam’da var mı? Kuran’a bakalım. Ali İmran-134: “O takva sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar, öfkelerini yutarlar ve insanları affederler.(...)” Maide-8: Bir topluluğa duyduğumuz kin sizi adil davranmamaya itmesin, adaletli olun(...) Haşr-10: (...) Bizi ve bizden önce gelip geçmiş imanlı kerdeşlerimizi bağışla; kalplerimizde iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma(...)” Yani Kuran’a göre kin ve kinin davacısı olmak kötü bir davranış. Ama mesela Tevrat’ta kin yüklü bazı ayetler var. Yeremya-51:40- “Onları kuzu gibi, koç ve teke gibi boğazlamaya götüreceğim.” Kuran’daki olmuş bitmiş olayların anlatımı gibi değil, olacak, olması gereken bazı “taş üstünde taş bırakmayın, yakın, yıkın” türünden ayetlerde var. Bir örnek: Yeremya.51:26- “Senden köşe taşı, temel taşı olmayacak. Çünkü ‘sonsuza kadar viran kalacaksın’ diyor Rab” Yeremya.51:27- “(...)Ulusları Babil’le savaşmaya hazırlayın.(...) Çekirge sürüsü kadar at gönderin” Yeremta.51:29- “(...) RAB’bin Babil diyarını ıssız viraneye çevirme amacı yerine gelmeli” O halde soralım: Bu, İslamcı, Osmanlıcı Necip Fazılların ilham kaynağı nedir? Devam edelim konuya... VATANIN DAVACISI KİM Şimdi Başbakan’ın okuduğu tarife ve gençliğin tavrına başka bir açıdan bakalım. “Dininin davacısı” olacak. Mesela 1955’te BM’de Müslüman Cezayir’in bağımsızlığı konuşulmasın diye, Hristiyan Fransa’nın yanında oy kullandık. Menderes, Necip Fazıl’a örtülü ödemeler yapmaya o da “din davacısı” diye yazmaya devam ediyordu o yıllarda. Ama olsundu, ezanı Arapça okutmaya başlamışlardı ya yeterdi. Ne Cezayir’i canımdı. 1956’da Fransa’nın Müslüman Mısır’a karşı Süveyş Kanalı’na asker çıkarmasını en hararetli Menderes destekledi. 1958’de BM’de Cezayir’in bağımsızlığına karşı oy kullandık ama 1959’da İsrail’in bağımsızlığını tanıdık. Dininin davacısıya, o bakımdan. Aynı yıl ABD’ye Türkiye’de üs kurma izni de verdik. Ve Menderes, Necip Fazıl’a el altından para vermeye devam ediyordu. O da “dininin, kininin” diye yazıyordu bütün bunlar olurken. AKP’nin Irak’a ABD saldırısını nasıl desteklediğini, 1 Mart tezkeresi için nasıl can attığını, Kıbrıs’taki “Yes be annem” rezaletini, Irak’ta 1 buçuk milyon müslüman katledilirken Başbakanımızın ABD askerlerini başarılar dilediğini, İsrail’in düşmanı olan Suriye’ye nasıl ısrarla düşmanlık yaptığımızı da buraya ekleyelim. Çünkü bizim Başbakan her seçimde Menderes resimleriyle poz verdi ve Necip Fazıl’dan şiirler okudu. Bu arada her yıl örtülü ödenek harcamaları da arttı. Henüz bilmiyoruz nerelere gittiğini... Diğeri neydi? “Dilinin davacısı...” Atatürk’ün dil devrimine vurulan en büyük darbe Menderes’in eseridir. 1952’de Anayasa’nın dilini değiştirdiler ve Osmanlıca kelimeleri yeniden anayasa metnine doldurdular. Dilde sadeleşmeyi ve Türkçe’ye geçişi geriye döndürdüler. Bugün yabancı dilde eğitim ana okullarına kadar inmiş durumda. AKP bununla övünüyor. Dilinin davacısı ya, o bakımdan. Beyin kısmını geçelim, asabı bozulur. “İlminin davacısı” kısmı içler acısıdır. Köy Enstitüleri Menderes döneminde kapatıldı. Üniversite özerkliği ayaklar altına alındı... Eğer üniversite özerk olursa Menderes şöyle diyordu: “ondan sonra üniversite kalkar ‘Ben Meclisi murakabe edeceğim’ der. O Büyük Millet Meclisi’yse ‘ben de üniversitedeyim’ der(...)” Bugün üniversite diye bir şey kalmamıştır. Yok, öyle değil. Vardır, çoktur, her ilde hatta her ilçede bile... Ama bilim yoktur. Yüz nakli yapan doktor, onu hiçbir öğrenciye öğretmeyecek mesela... O yıllarda N.Fazıl para almaya devam ediyordu, şimdi ise şiirleri okunuyor, Gençliğe hitabesini Başbakan okuyor: “İlminin davacısı” filan diye... Irzının davacısına hiç girmeyelim. Bunu okurlardan rica ediyorum, Google hazretlerinden sorsunlar, 2002 yılı ile 2012 yılı arasında vesikalı hayat kadını ne kadar artmış? Millet açlıktan bedenini satarken ırzdan nasıl bahsedeceğiz? Kadının başını örttün, ırzını kurtardın mı? Ya burnunun dibinde, Irak’ta ABD askerlerinin onbinlerce kadına tecavüz edişini izlemene ne diyeceğiz? Tekrar soruyorum: Bunların, bu fikir ve davranışların ilhan kaynağı neresi? Müslümanlık ve Kuran mı? Yoksa Batı’nın yeşil dolarları gölgesindeki iktidar koltuğu mu? O istediğiniz gençlik tarifi içinde “vatanın davacısı” neden yok? Mehmet Yiğittürk Odatv.com
-
Türkiye ve AB
Wikileaks belgeleri icersinde yer alan ve AKP-AB ile ilgili kriptolardan birinde Adalet Bakani Sadullah Ergin'le ilgili itiraf niteliginde su cümleler var: "(...)Bazilari Türkiye'nin AB üyeligini ve Türk degerlerinin yayginlasmasini medeniyetler catismasini engelleyecek bi olgu olarak görürken,bir kismi da AB ile bütünlesmesinin Türkiye'de Islam'in geleneksel degerlerin yok olmasi anlamina gelecegine inanmaktadir.AKP'nin daha dindar kanadi ise AB'yi bir Hiristiyan Kulübü olarak kabul etmektedir.Partinin önde gelen isimlerinden Sadullah Ergin'in bir süre önce bize itiraf ettigi gibi,"Eger AB evet derse kisa bir ümit dogar.Ancak AKP icin esas zorlu sürec o zaman baslar.Eger AB hayir derse o zaman baska bir zorluk yasanir ancak uzun vadede hersey bizim icin cok daha kolay olur."(...) Evet yanlis okumyorsunuz. Sadullah Ergin ABD Büyükelciligi'ne "keske ABTürkiye'yi üye yapmasa"anlamina gelen bir itirafta bulunuyordu. Egemen Bagis:"Fisi ceken biz olmayiz,bu zevki Avrupalilara birakiriz"demisti. Anlasilan o ki; fis coktan cekilmis ve fisi cekenler arasinda bizzat "biz de variz". SIZINTI-WIKILEAKS'TE ÜNLÜ TÜRKLER BARIS PEHLIVAN-BARIS TERKOGLU AB AKP icin bir hedef degildi aracti,demokrasinin arac olmasi gibi.Yargi referandumu icin AB'den destek sözü alan AKP bu referandum ile hem yargiyi avucuna alarak 'GÜCLER DENGESINI'bozmus ,demokrasiye darbe yapmis ve hem de AB yolundan geri dönmüstür. saygilarla
-
JİTEM KARARGÂHINDAN ÇIKAN KAFATASLARI -I-
Yine ayni hayal sükutu ve söylediklerimizin tesdik edilmesi.Bu da bizi güclendiriyor. Birileri acaip sevinmistiler,iktidarlari,medyalari,yargic ve savcilari ile ihanet basamaklarini tirmananlarin zevkleri yarida kaldi.Tam da tatli tatli göbeklerini kasimaya baslamis "Mustafa Kemal'in askerlerinin cinayetleri ortaya cikmaya basladi"diye mailhülyaya dalmislardi ki hic beklemedikleri bir deprem oldu;Kemiklerin bazilari hayvan kemigi digerleride yüz yillik kemikler diye bir rapor cikti ortaya. Ne demistik,mezarliklari kazarak cikarilan kemikleri serefli insanlari karalamak adina faili mechullerin kemikleri diye satanlar kimlerin hesabina calisiyorlar? PKK'nin infaz ettigi insanlari ,faili mechul diyerek Jandarmanin üzerine yikmaya calismak birakin haksizligi herseyden önce edepsizliktir. Bunu yazdigimizda bize,PKK'nin infazlari var ama Jitem'inde var dediler.Jitem'in de var dedikleri faili mechullerin bir belgesi bile yok,,sadece para ile itirafci yapilan birtakim terör kackinlari var ortada,onlarin söyledikleriyle Türkiye kazilmaya baslandi. Aynen toprak altinda gömülü oldugu söylenerek önceden oralara yerlestirilen ve tamamen Türk Silahli Kuvvetleri'ni hedef alan operasyonlarda kameralar önüne cikartilan silahla gibi.Hele de bunlarla ilgili Amerika'li abilerinden bilgi alan bizim anli sanli polisimizin videosu ortaya cikinca Oda TV:gazetecilerinin videonun görüntülenmesinden 4 saat kadar sonra yaka paca gözaltina alinip tutuklanmalari tam bir komploydu.Iktidar-Cemaat polisi ve yargisi-ve de satin aldiklari medya da bu komplolarin isbirlikcisiydi. Ancak bunlar gözlerini kin bürümüs intikam hirsiyla yanan güruhlardir bu nedenle yine kazdiracaklar,yine kaybolmus mezarlardan kemikler cikartacaklar ve "ISTE FAILI MECHULLERIN KEMIKLERI "diyecekler.Nasil ki en son bulunan kemiklerin bulundugu yere JITEM KARARGAHI dedikleri gibi.Bunlar yüzleri kizarmayanlardir. saygilarla
-
ne olacak?
CHP Kurultayi tam bir olgunlukla gerceklesti bunu hazmedemeyenler birtakim fantazler üretecektir bu zaten esyanin tabiatinda vardir.Gericiler her zaman demokrasiye karsidirlar hem demokrasiyi bilmezler hem de kendi kafalarindaki birtakim hinlikleri demokrasi diye satmaya calisirlar. 1000'ye yakin delegenin imzasi ile acilan kurultaya sayi yeterli degil diyerek karsit olan muhalefetten birisi önce kibarlikla sonra nezaketle sonra da gerektigi sekilde salondan uzaklastirildi cünkü kimsenin o kurultayi sabote etme hakki ve yetkisi yoktu.Bu kendisine kibarca söylendi ama o kendisine verilen muhalefet sözcülügü görevini zorla yerine getirmeye calisti cevabinida aldi. CHP bundan sonra artik yolunu cizmistir,onu hazmedemeyenlerin en büyük korkulari birgün ola ki CHP iktidar olur korkusudur.Bakmayin öyle Tarlabasi kabadayilari gibi atip tutmalarina hepsinin icinde korku vardir.Yaptiklari ihanetin hesabini verecekleri korkusudur bu. Türkiye'de POST MODERN DARBE yapilmistir ve Türkiye dikta ile yönetilmektedir.Darbe yapanlar bile ellerinde bu imkan varken 10 yil iktidarda kalmadilar.Cünkü onlarin derdi iktidar olmak degildi.28 Subat ise Erdogan'in basbakan olmasi icin planlanmis bir harekattir. saygilarla
-
Fransa meclisi genel kurulu, "Ermeni teklifini" kabul etti
Kibris'ta Kuzey Kibris'in Rum'larin eline gecmesi yine Rum'larin Annan Plan'ina HAYIR demeleri ile mümkün olmamisti,Fransa'da fikir özgürlügünü ihlal eden yasayida yine Fransizlar'in kendileri iptal ettiler. Bu iki vaka somut gerceklerdir.Birinde AKP iktidari ve Rum yandasi M.Ali Talat'in girisimleri ve Kibris Türkleri'ne AB fonlarindan verilen rüsvetlerle Annan Plani'na EVET dedirtilerek KIbris'in Rum adasi yapilmasi amaclanmisti,digerinde ise,Devlet adami olamayanlarin,üretilmis Ermeni sacmalarina karsi yeterli derecede dik duramamalari sonucu Türkiye aleyhine cikartilan bir yasanin yine Fransizlerin kendileri tarafindan iptal edilmesiyle Türk Milleti'nin haysiyeti Fransizlar tarafindan kurtarildi. Simdi yandas medya yine zurna pesrevine baslayacak,AKP iktidarinin almis oldugu karsi önlemler sonucu bu yasanin iptal edildigini Fransizlarin korktugunu yazacaklardir. saygilarla
-
Bizleri yönetenlerin demokrasi anlayışı.
Dogan Medya'dan bazi yazarlarin son olaylar nedeniyle MIT'i savunmaya almalari sasirtmiyor beni,cünkü AKP Dogan Medya'nin propagandalarinin katkisiyla iktidar oldu,buna diger destekleride ilave edebiliriz. Fatih Cekirge bugünkü yazisinda,haklarinda ifade verme karari cikartilan ancak basbakanin yildirim harekatiyla ifade vermeleri önlenen MIT elemanlari hakkinda ki yazisini okuyunca Erdogan'in neden hep kazandiginida az cok anlamis oldum bir kez daha.Fatih Cekirge MIT elemanlarini savunurken dolayli olarak Erdogan'ida savunuyordu. Efendim haklarinda ifade vermeleri istenen MIT elemanlari PKK ile müthis mücadele ediyorlarmis da bunlarin nasil suclu olabileceklerine Fatih Cekirge'nin akli ermemis yani üzülmüs bu duruma ve yorum yapmis bir MIT'linin agzindan,"Biz yilanla bile görüsürüz"! Evet MIT yilanlada görüsür o yilan ülkeyi zehirlese bile MIT görüsebilir.Arada bir hep okuruz bazi yerlerde; herhangi bir ülkenin Gizli Istihbarat Teskilati ülkesinin gizli bilgilerini karsi tarafa sizdirmis diye.Bundan da anliyoruz ki gizli servisler sonucta zemzemle yikanmis veya sütten cikmis ak kasik olmayabiliyorlarmis.MIT-PKK pazarliginida böyle yorumlama hakkimizda varken bu hakki önce ülkeyi yöneten AKP örgütünün basi,sonra da onun arkasinda saf duran medya,cemaat veya baska odaklar elimizden almaya calisiyorlar.Ihaneti görev olarak gösterme gafleti o ihaneti daha bir katmerli yapmaktadir. MIT her nekadar basbakanin emrinde olsada,sonucta Türk ulusunun görevindedir.Yani emirle calismaz.Hele de 40 bin kisinin kanlarinin faturasinda PKK yazili bir terör örgütüyle pazarlik yap diye emir almaz.Aliyorsa hem bu emri verenin hemde bu emri yerine getirenin hesap vermesi sarttir.Genelkurmay baskanligi yapmis,terörle yillarca mücadele etmis olan generalleri tutuklanirken, kendileri hesap vermekten kacanlarin ve hesap vermemek icin özel yasalar cikartanlarin yakasina sarilacak yürekli savcilar kalmamissa devlet bitmis demektir. saygilarla
-
Bizleri yönetenlerin demokrasi anlayışı.
Gercekten hakka inanmis olanlar yanlisa düsmezler.Cünkü onlar eger yanlis yapiyorlarsa bunun hesabini burada olmazsa öbür tarafta vereceklerine inanmislardir iste bu inanmislik hem onlari yanlis yapmaktan alakoyar cünkü düsünerek hareket eder hemde yapilan yanlislari apacik ortaya koyar.Iste bizim dincilerle dindarlar derken aralarina koydugumuz kistas budur.Dinci inandigindan degil dini kullanarak bundan kisisel veya cemaat icin cikar saglar.Dindarlar ise Allahin onlara gösterdigi yolda yürümeye calisirlar. Basbakan dindarmidir dincimidir bunu ben söyleyemem ancak onun icraatlarini.konusmalarini,rakiplerine karsi kullandigi jargonu ve siyaset disi iliskilerini gördükce onun hakkinda bende olusan izlenim olumlu degildir. Misir'a laik olun diye ögüt veripte "cuma namazini filan camide kilacagim "diye gazetecilere haber verdiren bir basbakanin dindar olup olup olmadigini objektif ölcülerde kalarak degerlendirebiliriz. Bekir Coskun'un cok güzel bir yazisi var"Deve Kini"baslikli bir yazi.Bu yazida Bekir Coskun gerekeni yazmistir,okunmasini tavsiye ederim. Ata'nin genclige hitabesine karsi Necip Fazil'in genclige hitabesi adi altinda tamamen kin ve nefret kokan siirini okumak hasta yatagindan daha yeni kalkmis bir basbakana sorular sorulmasini gerektiren bu siir ne icin ve kime hitaben okundu,kimler bu kinin hedefindedir,bier basbakan kin cigliklari atabilir mi? MIT yasasina gelince,akli kesen herkes anlamis olmalidir,Sayin HALUK zaten yazisinda dolayli olarak bunu ima etmistir."Secilmisleri atanmislara kul etmeyiz"derken basbakan aslinda kendinden bahsediyordu,cünkü secilmis olan kendisiydi,atanmis olan da savciydi.Yani savci aslinda MIT'in elemanlarini ifadeye cagirirken bu cagrinin hedefinde basbakanin kendisi vardi.Iste MIT yasasi bu nedenle yildirim hiziyla meclisten gecirildi ve ayni hizla noter tarafindan onaylanarak basbakan hakkinda baslatilabilcek olan bir incelemenin önüne gecildi. Ayrica,Türkiye'yi cemaat yönetiyor diyenler böylece hakli cikmis oldu,ancak su anda Milli Görüs ve Cemaat arasinda cok müthis bir kavga var.Bu kavga disa sadece birazcik yansiyor.Savcinin MIT elemanlarini ifadeye cagirmasi bu kavganin reflekslerinden biridir.Bu kavga ilerki günlerde daha da belirginlesecektir.Cok büyük bir tasfiye harekati baslamistir.Yani kendi kazdiklari kuyulara düsüyorlar yavas yavas. saygilarla
-
Şah ve Sultan Okuyamayanlar İçin Burada
O kitapta,Yavuz'un Kürtlere katlettirdigi Türkmenlerden de bahsediyormu? saygilarla
-
Dindar Nesil Söyleminin Altında Ne yatıyor?..
Dindar nesil sloganinin altinda kin yatmaktadir,kininizin takipcisi olun derken dindar nesilden neyi amacladiklarini itiraf ediyorlar. Uyanin beyler uyanin,Türkiye elden gidiyor! saygilarla
-
SİZ BU KONUDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?..
Dua edelim ki espri sanip gülenler alkislamamislar.Basbakan konusurken "Türkiye seninle gurur duyuyor"diye sloganlar atip alkisliyor, agliyorlar ya... yani aynisi Erzurumda da olabilirdi,malum Erzurum cemaatin ve AKP'nin kalelerinden biridir.Simdi aciga alindi yarin ona uygun bir müfettislik veya Genel Müdürlük verirseler hic sasmayalim. saygilarla
-
ADD Isparta: MİT YASASI HAKAN FİDAN'I DEĞİL R.TAYYİP ERDOĞAN'I KURTARMA YASASIDIR
ADD Isparta: “MİT YASASI HAKAN FİDAN’I DEĞİL R.TAYYİP ERDOĞAN ' KURTARMA YASASIDIR.” 20 Şubat 2012 AKP iktidarı Cumhuriyet tarihinin herhangi bir noktasında değil, bu ülkede 1923’le varlık bulan Atatürk Cumhuriyeti’nin defterinin dürüldüğü noktadadır. Bu yadsınamaz tarihsel gerçeklik; Cumhuriyet sonrası, yani (AKP-PKK-BDP- CEMAAT VE İKİNCİ CUMHURİYETÇİLERİN) yeniden oluşturacağı sistemin nasıl yapılandırılacağı ve iktidar olanaklarının nasıl paylaşılacağı? sorularını gündeme getirmekte ve bu durum güçler arasında bir çatışmaya, gerilime neden olmaktadır. Diğer yandan AKP iktidarı, tarihin ve dünya coğrafyasının herhangi bir yerinde değil, ABD’nin bölge egemenliğini sağlamak adına dolaylı ve doğrudan her yolu denediği bir tarih kesitinde ve bu bağlamda gözünü diktiği bir coğrafyadadır. Bu durum ise dış dengelerin nasıl oluşturulacağı, ABD –İSRAİL VE AB’nin bölgedeki çıkarlarının hangi güç veya güçler tarafından daha iyi nasıl korunabileceği? Sorusunun yanıtından doğan ikinci bir çatışma ve gerilim kaynağıdır. Bu noktada ABD VE İSRAİL İN soluğunu ensesinde hisseden iktidar, Parlamentodaki sayısal gücüne dayanarak kendi geleceğini güvence altına alacak yasal düzenlemeleri, TBMM’ni de devre dışı bırakarak bir biri ardınca ve hızla çıkarmaktadır. Bu çatışma ve gerilim içte iktidar güçleri (AKP-PKK-BDP-CEMAAT VE İKİNCİ CUMHURİYETÇİLERİN) arasında, dışta ise İktidar güçleri ile ABD-İSRAİL-AB bloğu arasında ortaya çıkan güç savaşımı Türkiye’nin yarınlarına yön verecektir. MİT’te yaşanan krizi bu bağlamda ele alırsak doğru bir sonuca varabiliriz. MİT krizinin temelinde OSLO görüşmeleri ve ULUDERE faciası yatmaktadır. Her iki olay son tahlilde yürütmenin sorumluluğundadır. Gerek OSLO görüşmelerini, gerekse Uludere’deki yargısız infaz kararını ancak yürütme (Cumhurbaşkanı-Başbakan) verebilir. Eğer burada bir sorumluluk söz konusu ise, bu sorumluluk MİT’in ve TSK’nin değil, doğrudan Başbakanındır. Bu nedenle AKP Isparta Milletvekili Recep Özel ‘e verdirilen Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) kuruluş yasasında, yasanın 26. Maddesinde değişiklik yapılmasına ilişkin yasa önerisi ile kurtarılmak istenen asıl kişi ERDOĞAN’DIR. Çünkü Oslo görüşmelerinin doğrudan ERDOĞAN’IN emri ve bilgisi dâhilinde yapıldığını, Erdoğan da kabul ediyor. OSLO görüşmeleri sonrası ortaya çıkan karar metni ise tam bir ihanet belgesidir. Bu karar metni ile 1921’deki Pirizade Bekir’in talepleri, 1991’deki Stockholm Kürt Konferansı deklarasyonu, 1995’teki Hollanda’nın Lahey kentinde toplanan “Sürgündeki Kürt Parlamentosu” nun kararları ve Abdullah Öcalan’ın talepleri ile birebir örtüşüyor. İşte MİT yasası ile aklanan, yasal güvence altına alınan kelimenin tam anlamıyla bu “İHANET” girişiminin mimarları yani Recep Tayyip ERDOĞAN ve suç ortaklarıdır. Kimse “iktidar içinde çatışma, cemaat-iktidar kavgası” görüntüsüne kapılıp umutlanmasın. Elbette ortada bir gerilim ve çatışma vardır. Ama bu çatışma ve gerilim, defteri dürülen cumhuriyetten sonra Küresel Çete’nin Orta Doğu, enerji kaynaklarına ve bu coğrafyaya egemen olması için Türkiye’nin küçültülmesi, federasyona veya konfederasyona dönüştürülmesinin doğum sancılarından başka bir şey değildir. Bu küresel oyunu bozmak yerine, Türkiye Cumhuriyeti’nin defterinin dürüldüğü, kurucularının bile yargılanılmaya kalkışıldığı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin general ve amirallerinin üçte birinin“terörist” diye içeriye tıkıldığı bir ortamda hala birbirinin ayağına çelme takmaya uğraşan “dedi kodu” erbabının kimlere ve hangi amaca hizmet ettikleri iyi düşünülmelidir. Bugün tek bir düşman vardır, o da Küresel Çete ve ona göbekten bağlı olan AKP iktidarıdır. Ne zamanki Küresel Çeteyi ülkemizden kovarsak AKP’nin kan aldığı, beslendiği şah damarı kesilmiş olacaktır. 1919′larda Türk halkını dize getiremeyen Küresel Çetenin, AKP hükümeti eliyle devreye soktuğu gerici faşist diktatörlük mutlaka yıkılacaktır. Korkmuyoruz. Çünkü biliyoruz ki “Karanlığın en koyu olduğu an şafağın sökmesine en yakın olunan andır”. Bu topraklarda Kemalist devrimin şafağı mutlaka sökecek, hiçbir baskı ve zulüm bu tarihsel akışı engelleyemeyecektir YÖNETİM KURULU ADINA : MAHMUT ÖZYÜREK ADD ISPARTA SUBE BASKANI ILK KURSUN
-
TÜYLERİNİZ ÜRPERSİN!
Hitler ölmemis;Asagidaki yazi Hitler zihniyetinin hala yasamakta oldugunu gösteriyor. Cocuklarimizi kimlere emanet ediyormusuz meger... Bir yandan dindar nesil,bir yandan en dindar insan secimi,bir yandan insanlik düsmanlari,zamanlama bir rastlanti mi ACABA?