gloria tarafından postalanan herşey
-
Çünkü ben ...
Ne guzel mutluluğunuz hiç bozulmasın inşallah, çok sevindim... Ben de belki 6 yıl sonra bu sayfaya gelip 6 yıl olmuştu bunları yazalı, ama şimdi çok mutluyum diyebilirim hıı?
-
Gloria
GOGO aleminin second numaralı uyesi Seni seviyorum ben yaaa.. Seni çok seviyorum vallahi Ne guzel bir şiirmiş bu... Ha anladım hepiniz bir oldunuz beni bu gece aglatmak istiyorsunuz Ağlamayacağım ya bananeee... ama şu son iki mısra var yaaaa
-
Gloria
Canım egzocummm, şiir dostum benim, şiirlerinle gelmişsin yine beni mutlu etmeye, mutlu olmaya ihtiyacım oldugunu tahmin ettin de geldin dimi yine Bir de gülüşün eklenir kimliğime... Gülüşü...
-
Gloria
Ben de seni görunce vallahi aynı hissi yaşadım canım ya Çok mutlu oldum, çok sevindim, gitme yeniden olur mu?
-
Çünkü ben ...
Ağlayabilir miyim lütfeeeenn Çook içten, çok samimi öyle ki insan bu yazılanları taaa kendi yureğinde hissediyor İnsanlar farklı farklıdır ama duygular aynıdır, yaşanmışlıklar da demek ki hep aynı
-
En cok sevdiginiz uye kimdir?
- GOGOCAN KİMDİR?
Tek başıma alınmayıp üzerime çift başıma alınıyorunm Gogocan adına yani (Godzi adına da yani) Kıskanmaaaaaa, biz seni de seviyoruz, tanımasak da görmesek de orda bi Rina var biliyoruz o Rina bizim Rinamızdır, hepimiz birimiz birimiz hepimizdir, sen birimizin bir parçasıysan hepimizin de bir parçasısındır... ha bir de ben radyayı sabahın köründe gördüm, saat 8 nedir ki? İzmiri dolaştırmasalar da butun gun evde beni hapsetseler de misafiri de oldum onun Kask yoktu ama hala kafam sağlam- GODZİLLA ve RUA Ortak Anı Defteri
Oyyy kimler gelmiş kimlerrr, gözümüz yollarda kaldı Ruacığım, hoş geldin sefalar getirdin.. Biz de seni çok özledik, ayy banane bizden yaaa, ben kendi adıma konuşayım, ben vallahi seni çok özledim.... Hoşgeldin yeniden- GOGOCAN KİMDİR?
GOGOCAN he Bu GOGO kelimesi aklıma ne getirdi biliyor musun? Kütüphanede bizim, İngilizce eğitimi için kullandığımız GOGO LOVES ENGLISH isimli çok hoş videolarımız var, işte onları… GOGO LOVE RADYA yani anlayacağın Seni seviyoruz RADYA, seni seviyorum ya işte, alla allaaa Bu arada uysal olan ben, cozutuk olan da Godzi dimiiii? Evet ben çok uysal bir insanımdır bilirsin, hayatta cozutmam, cozutmak ne demektir, hiç ama hiç bilmem… Hiiiç bilmem… Çok uysalım yaaaa, çok uysalım dimi? Godzi cozutuk ama Evet dün geceyi biz Radyacığımla sabaha bağladık, güneş ne güzel aydınlatmıştı günü dimi Radyacığım, gökyüzünün rengi ne kadar da güzeldi… Her şeyimi paylaşabilirim seninle, günümün rengini mi paylaşmayacaktım? Şöyle bir çevirdim kamerayı gökyüzüne, dedim ki; “RADYA BAK, GÖKYÜZÜNÜN RENGİ NE KADAR GÜZEL…” sonra ekledim, “GÜN NE GÜZEL DOĞDU, ACABA BİZE DE BÖYLE GÜZEL GÜNLER DOĞACAK MI? ACABA BİZİM DE BU GÜNÜMÜZ BU KADAR GÜZEL OLACAK MI?” Olacak değil mi Radyacığım, olacak, güzel günler de göreceğiz… Canımızın acımadığı, içimizin ağlamadığı güzel günler… Dün gece ben sabaha kadar ağladım, O ise karşımda öyle güzeldi ki, ben kameranın karşısında burnu domatese dönmüş, gözleri kurt kadın şeklinde kızarmış bir hilkat garibesinden farksızdım, onun ise güzelliği yansımıştı sanki benim günümün rengine… Bir ara bana dedi ki; “BİZ AYNIYIZ, BİRBİRİMİZİN AYNISI” sonra GODZİ’yi çekiştirdik azıcık aramızda “SEN VE O” dedi, “SİZ İKİNİZ, BENMİŞSİNİZ GİBİ” Baktım şöyle bir kameradan, çok ortak noktamız var onunla, çok benziyoruz gerçekten, fiziksel benzerlik değil, ruhsal benzerlik bizimkisi (ruhsal benzerlik diye bişi varmı ki yaw neyse yoksa da oldu artık) Radya benim dünyaya yansımış halim sanki, ben de Radya’nın yansıması… Aynaya bakmak gibi bir şey ona bakmak… Tek farkımız, birimiz düzken, diğerimiz ters… O daha düzdür (huy açısından yani) daha uysal; bense biraz daha ters, benimki de huy açısından yani Aramızda mesafeler, kilometreler var aslında ama biz o mesafeleri hep hiçe saymış bir dostluk yaşıyoruz onunla… Dün mesela, dün 3 defa telefonda konuştuk. Öyle 5 dakikalık falan telefonlar değil bunlar, sanki balkonda oturmuş da ellerine de kahvelerini almış, sohbet eden iki kişi gibi uzun uzuuun… Sonra 3 saate yakın msn muhabbeti… İçim dışım oldu o benim, içimi dışımı bilir oldu… Demiş ya hani yukarıda yazısında “Biz birbirimize ne zaman ihtiyacımız olduğunu biliriz, benim seslenmeme hiç gerek yoktur. Buna birbirine CAN olmak denir bence.” diye, işte aynen öyle… Ne zaman canım AH etse, o bir şekilde yanımda olur… Filmlerdeki gibi aynen, birbirini çok seven iki kişi vardır ve birine bir şey oldu mu, diğeri onun canının acısını taaa içinde hisseder… Radya benim canımın acısını hisseden tek insan… Ondandır işte her canım AH edişinde, onun da yanımda oluşu… Biz neyiz biliyor musunuz? Biz iki ayrı bedende buluşmuş tek bir CANIZ, biz iki DOSTUZ, DOST… Başka bir şey değil… Birimizin canı yanınca, diğerimizin de canı yanıyor, bu yüzden işte biri ağlayıp, üzüldüğünde diğeri “bir şeyler yapmak gerek” diye düşünüyor… Anlıyor musunuz? Siz hiç sevdiğiniz, canınız kadar sevdiğiniz insanın canı yandığında, bağıra bağıra ağlamayı istediniz mi? İstemediniz mi yoksa? O zaman bizi anlamanız çok zor beeeeee!!! Şimdi artık huzur zamanıdır, ne olur dokunmasın kimse artık huzurumuza, ellerini değdirmesinler Allah aşkına artık tenimize çünkü acıyor… Not: Biliyorum bu yazdıklarımın bir kısmından birileri alınacak, birileri kırılacak, birileri anlamaya çalışacak, birileri anlayacak, birileri anlayamayacak, nasıl isterseniz, ne kadarını üzerinize almak isterseniz o kadarını alabilirsiniz, kısmet, nasip işleri bunlar tabii, varsa, var olduğunu düşünüyorsanız nasibinizi alırsınız orası ayrı ama ben yazımı RADYA’MA yazdım, RADYAMDAN başka kimsenin değildir bu yazım… Noktasından virgülüne kadar onun…- BIG BANG
Bu gece yazasım var, kimseye değil, kendi kendime yazasım var… Bu blog’u seçtim… Neden bunu seçtiğime gelince, bunu seçtim çünkü bu arkadaşımı herkesten daha bir çok seviyorum… Biz insanların çok enteresan yaratıklar olduğuna bir kez daha karar verdim bu akşam... Evet yaaa biz ne enteresan insanlarız ya... Akşam Star haberi izliyordum, haber -hatırladığım kadarıyla söylüyorum- şöyle sunuldu: "Cern’de yapılan deneyin ardından peş peşe gelen depremler kafalarda soru işaretleri uyandırmaya devam ediyor… Deneyin başlamasından kısa bir süre sonra İran’da, ardından Atlas Okyanusunda, Şili’de, Endonezya’da, ve son olarak bugün de Ankara’da depremler oldu…" Nasıl yaniiiii? Eeeeeeeeeee? Şimdi dayanamayıp, bir bilene soracağım, çünkü benim aklım bu mantığı bir türlü almıyor yani... Aranızda aklı bu mantığı alan da varsa anlatabilir tabii.. Soruyorum o halde; “Abi, şimdi bu deney Cern’de yapılıyor, ama deprem taaaa anasının Endonezyasında oluyor, Şilisinde oluyor, eeeee madem bu deneyin etkisi bu kadar etkili de o halde İsviçre niye hala ayakta duruyor?” Sordum... İşin daha da ilginci, bu teoriler zaten deneyin başlamasıyla değil, bitmesiyle gerçekleşmesi olasılıklı teoriler... Yani önce bu patlamanın olması gerekmez mi? Eeee patlama olmadan daha biz olan her şeyi deneye bağladık, patlama olursa ne olacak peki? Çok da acele etmemekte fayda var, bazı şeyleri öyle ağzımıza geldiği gibi hemen söylememeliyiz bence, azıcık tutalım şu çenemizi de bir takım ihtimalleri de patlama sonrasına bırakalım… Böylece konuyla ilgili diyecek bir iki kelamımız da bizim olur, di mi yani? Düşünüyorum da acaba durduk yere bu gece içime gelen bu yazma isteğinin sebebi de deneyle ilgili olabilir mi ki? Ne bileyim yani, içim patladı bir yerde benim de… Godzi, sen de yazdıklarımı okuyorsun dimiiii? Gel bi 100 dolarına iddiaya girelim senle... Ne dersin sence de yazma sebebim bu patlamayla ilgili olabilir mi ki? Ayyy patlatacağım şimdi birilerine haaaaa!!!!!!!!!!! Hem ayrıca ben bugün biraz da asabiyim ve mazaretim var, henüz patlayamadım belki ama patlamaya da çok ciddi meyilim var… O yüzden çekemem kimseyi(dedim ama şu an neden ve niye dedim bunu bilmiyorum, vardır elbet bir sebebi, zamanı gelince görürüz ne de olsa...) Normal şartlarda (benim açımdan yani normal şartlarda) bugün kötü bir gün aslında, ama ben anormal şeyler yaşıyorum ve anormal bir şekilde şu an kendimi iyi hissediyorum, normalde kendimi iyi hissetmemem lazımdı halbuki Daha patlayamadım ya ondan olsa gerek… Demek ki bunu yapmalıymışım ben, hem de daha önceden yapmalıymışım, bu zamana kadar fiziğime, biyolojime, kimyama, psikolojime oldukça fazla haksızlık ettim, gereğinden fazla canımı acıttım ve acıtmalarına izin verdim…Enteresan aslında, şu an kendimi sağlıklı hissediyorum, oysa ben sanıyordum ki bu sonucu yaşarsam 100 dolarına iddiasına girerim ki ben ölürüm…Ölmedim, yaşıyorum, üstelik CERN GİBİYİM AYNEN YIKILMADIM VE AYAKTAYIM Depremlerim olmadı, kara deliklerim de yok! Doğal olarak bir boşluğun beni yutma imkanı da yok ama ben belki o boşluğu yutarım.. Hele bir patlayayım da Patlamaya az kaldı, doktorum nerde? Dın dı nın nı nı nı nı nı nı nı nı nı diye gidiyor işte…. Yaaaa ne var, neeee!!!! Ne olmuş yani… Zırvalamışsam ne olmuşşşş, deliyim ben, o yüzden bence siz bu gece bana uymayın, işiniz gücünüz yok mu canım hem sizin? Gidin kitap falan okuyun, gazetelere bakın ama benim yazdıklarımı okumayınnnn, size değil kendime yazdım… Deliyim ben... Ben delinin tekiyim, akıllı değilim, aklım başımda hiç değil, deliyim, üstelik kulakları da küpeliyim… En başında söyledim ben buraya zırvalamaya, kendi kendime konuşmaya geldim… Baştan da söyleyeyim, yorum yazılacaksa herkes yazdığı yorumdan sorumludur, ben kendi adıma o yorumlara verdiğim cevaplardan dolayı hiç de sorumluluk kabul etmiyorum bilesiniz… Suça eğilimim var zaten bugünlerde… Yaww bir kelime vardı, ben arada o kelimeden oluyordum hani, neydi o haaa evet hatırladım, cozuttum ben... COZUTTUM… Peki bu seferki cozutmamın faili meçhul mu? Değüldür… Ama suçsuzdur kendisi, beni hep cozutmamam için uyarmıştır, ben gönüllü cozuttum… Aslında bir şey diyeyim mi? Ben galiba normale dönmeye başladım, çünkü şu an, kendimi az önceki gibi iyi ve sağlıklı hissetmiyorum, olması gereken gibi hissetmeye başladım… Normale dönüyorum ben sanırım... Galiba şu büyük patlama oldu, başka türlü ben bu gece normale dönemezdim çünkü… Gidip şu haberlere bi bakayım ben en iyisi, ne olmuş,ne bitmiş Bittttiiiiiiiiiiiiiiiiiii… The End… Son… Bu kadar, ben artık yatmaya gidiyorum, ısrar etmeyin bu gece geri dönmem ya da edin isterseniz siz, kendiniz bilirsiniz, ben böyle boş mevzulara takılmam Sevgili Arkadaşım Radya, bana bu kalbin kadar güzel sayfadan tekrar bir yer ayırdığın için sana çok çok teşekkür ederim... Güzel kalplisin sen… Görmek isteyen görebilir bunu sadece… Bu yazıyı kendi kendime yazmıştım ama olsun ne de olsa artık normale döndüm, kendi kendime yazmak şimdiden sonra delilik olur, o yüzden canım bunu sayfanla birlikte sana da ithaf ediyorum, pek bişiye benzemiyor ama olsun, sana ithaf olsun... Patlama hala olmamış... O halde ben hala bir deliyim... Ha unutmadan, son olarak, çok eskilerden bir yerlerde "Hakkımda ne düşünüyorsan Allah da sana bin katını versin" diye bir yazı okumuştum , o yazıyı oldum olası hep de çok sevmişimdir... Diyorum ki hani hakkımda kötü şeyler düşünmemenizi tavsiye ederim çünküüüü ben bu sözü içimden çok sık tekrarlarım... Şimdi de tekrarladım bakınnn…. Yazdıklarımı ısrarla sonuna kadar okumaya inat edip, aklınızdan geçirdiklerinizden de ben sorumlu değilim yani… Dedim ya hala patlamamışşş... Ne düşünmüşseniz 1000 katı İyiyse 1000 katı, kötüyse ben yine de dayanamam 1000 katı fazla gelir, 300 katı olsun, indirim yaptım size, hadi yine iyisinizzzzzz...- Dunyanin Bekledigi Buyuk Deney
Deney ile ilgili son haberler; CENEVRE - Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’nde (CERN) yapımı yıllar süren ve evrenin oluşum sırlarını ortaya çıkarması beklenen dünyanın en büyük parçacık hızlandırıcısı “Büyük Hadron Çarpıştırıcısı”yla (Large Hadron Collider-LHC) (LHC) yapılan deneyin ilk aşaması başarıyla tamamlandı. Deney, 13,7 milyar yıl önce meydana geldiği düşünülen Büyük Patlama’dan hemen sonraki kainatın başlangıç şartlarını oluşturarak, maddenin sır perdesini aralayabilmeyi amaçlıyor. PROTONLAR HAREKETE GEÇİRİLDİ Proje ekibinin lideri Lyn Evans, yeraltındaki 27 metrelik tünelde protonlar harekete geçirilerek yapılan deneyin ilk safhasının tamamlandığını açıklarken, projeye katkıda bulunan bilim adamları deneyin tamamlanışını şampanya patlatarak kutladı. Avrupa Nükleer Araştırma Kurumu (CERN) tarafından yapılan deneyde ilk ışın huzmesi için 100 milyar protonluk paketler hızlandırıcıya atıldı. Saat yönünde yapılan ilk deneyden sonra, saat yönünün tersi istikamette olacak şekilde ikinci demet devreye sokulacak ve nihayetinde iki ışın huzmesinin farklı yönlerde harekete geçirilmesiyle “büyük patlama”dan hemen sonraki koşullar yaratılmaya çalışılacak. PROTONLAR DETEKTÖRÜN İÇİNDEN GEÇTİ California Üniversitesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gökhan Ünel, CERN’deki gelişmelerle ilgili bilgi verirken, bugün büyük hadron çarpıştırıcısının ilk kez test edildiğini aktardı. Ünel, “Bugün büyük hadron çarpıştırıcısı çalışmaya başladı. Bundan sonra protonların çarpıştırıcıda döndürülmesine devam edilecek. Bu deney artık başladı ve yüksek enerjilerde devam edecek” dedi. Ünel, hızlandırıcıda iki ayrı proton demetinin bulunduğunu, bunlardan birinin saat, diğerinin de ters yönde döndüğünü belirterek, “Bugün CERN’de saat yönünde dönen proton demetini daha az enerjiyle ve daha az proton sayısıyla başarıyla attırdık. Protonlar detektörün içinden geçti ve detektörün içinde bıraktığı izleri gördük ve bu bizi çok heyecanlandırdı” dedi. NTVMSNBC Deney sorunsuz yürüyor yani şu anda arkadaşlar (Tek İran da deprem oldu işte )- Dunyanin Bekledigi Buyuk Deney
Oooo daha da vahimi varmış Bazı veliler bugün çocuklarını "ne olacaksa benim yanımda olsun" diye okula bile gondermemişler Ben de bir komplo teorisi üreteceğim banane ya, benim neyim eksik bunlardan... Şimdi Büyük Patlama nedeniyle okula gonderilmeyen çocuklar evde anne babaları tarafından iyice bir korkutulur ve ileride bu çocuklar fizikten, bilimden korkar olurlar. Daha sonrasında bilimle ilgilenmeyen insanlarla dolu bir gelecek neslimiz olur ve o zaman da bir takım insanlar hala "neden acaba bizim ülkemiz bilimsel olarak diğer ülkelerden geri kalıyor" diye düşünür... 100 dolarına iddiaya girerim ki kesin böyle olacak... Var mısın iddiaya Godzi?- Dunyanin Bekledigi Buyuk Deney
Komplo teorileri şimdiden sonuç vermeye başlamış arkadaşlar... Bazı bilim insanları deneyin korkunç sonuçlar doğuracağına dair uyarılarda bulunmuşlar ve "Büyük Hadron Çarpıştırıcı" adı verilen bu deneyin durdurulması için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurmuşlardı. Çünkü onlar, bu deneyi çok tehlikeli olduğunu ve dünyanın sonunu getireceğini iddia etmişlerdi. Bunun dışında yine yeraltında yapılan bu tür deneylerin çoğunlukla büyük depremlere neden olduğu, yine bu deney sonucu Avrupa'nın yok olacağı ve dakikalar içinde yeryüzünün çeşitli yerlerinde 11 büyüklüğünde depremlerin olacağı da söylentiler arasındaydı... Şimdi düşünsenize arkadaşlar, koskoca bilim insanları, bu işe yıllarını vermiş o insanlar tutup da bu tarz teoriler üretirse (ki bunun tersinin mümkün olmadığını da kabul ediyorum, mutlaka bir karşı tez, karşı varsayım, karşı görüş olacaktır) bilimden anlamayan, fiziği bilmeyen insanların da bunlara inanmasından doğal birşey yoktur. Nitekim bu deney insanların gözünde korkutucu bir deney haline bürünmüştür... İnsan psikolojisinin en basit getirilerinden birisidir bu yanılıyor muyum? Duymuşsunuzdur bugün Türkiye saatiyle 14:00 da İran'da 7.5 büyüklüğünde bir deprem olmuş ve hemen arkasından insanlar çeşitli yorumlar yapmış... Hürriyet Gazetesi'nden okuduklarım ve seçtiklerimi size burada örneklemek istiyorum... "tam da "big bang"in yapıldığı gün. üstelik düzce depremi hakkında okuduğum bazı şeyleri düşününce, benzerlikler şaşırtıcı... " "bence de bu büyük patlamayla ilgilidir.sevmiyorum böle şeyleri.niye kurcalıyolar?geçmiş olsun. " "Bu Büyük deneyden sonra olması şaşırtmadı beni" "bi yerde CERN DENEYİ BÜYÜK PATLAMA,BİYERDE 7,5 DEPREM.ACABA BAĞLANTISI VAR MI DİYE DÜŞÜNMEDEN EDEMİYOR İNSAN..tabiki sonsöz yine bilimadamlarının ama sanki diyor kafalar.. " "isviçre İran'a yakın olsaydı Bing-Bang olayından şüphelenicektim tamda Bing-Bang denendiği gün olmasıda hemde 7.5 korkutucu,atmosferde etkilerinin görüleceği söylenmişti,kara delik vs.oluşmu gibi kara delik oluşturan,deprem neden yapmasın,daha önce denenmemiş büyük bir patlama" "Valla bravo size ya.Yolda yürürken kafanıza kuş düşse işte büyük patlamadan sonra kuslar ölmeye başladı dersiniz. Hemen nasılda birleştirdiniz. Yalnız unuttuğunuz birşey var daha patlama olmadı sadece düğmeye basıldı. Bilinçli okuyucu olun biraz lütfennnnnn" vs. vs. yani arkadaşlar... Ne acı değil mi? "Allah varmış ve işine karışılmazmış demek ki diyecek diye korkuyorum birisi Neden acaba bu teorilere kulak asarız da CERN'de 20 yıldır bu deneylerle ilgili çalışan binlerce bilim insanına güvenmemeyi tercih ederiz. Onlar acaba bu riskleri hesaplamayacak kadar akıldan yoksunlar mıydı? Eğer öyleyse nasıl oluyor da CERN gibi dünyanın en iyi bilim merkezlerinden biri diye bilinen bir yerde dünyanın en iyi fizikçileri olarak çalışabiliyorlar...- Dunyanin Bekledigi Buyuk Deney
Fizikçi bile ol ve hatta git CERN'e deneylere katıl İçindeki kara deliğe gelince bilimsel olarak kapanma ihtimali olmadığı gibi yakında seni yutacağını da büyük bir üzüntüyle sana bildirmekten başka çarem ve buna kendini hazırlamaktan başka çaren yok maalesef... Üzgünüm Godzi'm Stephan H.'e gelince adam cimrinin tekiymiş be, sen git böyle bir konu da iddiaya gir ve bu iddia 100 dolarına olsun... Madem o kadar eminsin neden 100 dolar demezler mi adama... Ben diyorum ki bu işin içinde bir iş var Bence Hawkling yalan soyluyor, 100.000 dolarına girseydi inanırdım ona... Ya düşünsene sen bir konuda oldukça iddialısın ve kazanacağından eminsin neden 100 dolarına iddiaya giresin ki Halka inmek istedi herhalde E halk olarak biz ne kadar emin olsak da ona 100 dolardan fazlasını veremeyiz her nasılsa Hawking'e karşı şüphelerim var anlayacağın Godzicim, bence iddiaya girmeseydin iyi ederdin... Ben bu işin altında bi bit yeniği arıyorum...- Dunyanin Bekledigi Buyuk Deney
Öncelikle 5 Türk fizikçi değil, 50'yi aşkın Türk bilim insanı bu deneyde yer alıyor. Ayrıca bu çalışmalara bireysel olarak değil üniversiteleri adına katılıyorlar. Ankara, Boğaziçi, Çukurova, Doğuş, Ortadoğu Teknik ve Yıldız Teknik Üniversiteleri CERN'de yapılan çalışmalarda üye olarak yer alırken, bunların dışında bazı üniversiteler de bu üye üniversiteler kanalı ile deneylere katılma olanağı bulmuştur. Ayrıca CERN'e ülke bazında tam üye olmak için 15-20 milyon dolar gibi bir paranın her sene ödenmesi gerekiyor ve ülkemizin üyeliği için de çalışmalar devam ediyor diye biliyor ve okuyorum- Dunyanin Bekledigi Buyuk Deney
Yüzyılın deneyi başladı Dünyanın en büyük parçacık hızlandırıcısı "Büyük Hadron Çarpıştırıcısı" (LHC), 13,7 milyar yıl önce meydana geldiği düşünülen Büyük Patlama’dan hemen sonraki başlangıç şartlarını oluşturarak maddenin sır perdesini aralayabilmek için faaliyete geçti. Aralarında Türklerin de bulunduğu 5 binden fazla fizikçi ve mühendisin 10 yılı aşkın süredir üzerinde çalıştığı proje, son yılların en büyük bilim projesi olarak gösteriliyor. Kısaca LHC olarak anılan laboratuvarı inşa eden Avrupa Nükleer Araştırma Kurumu (CERN) Genel Müdürü Robert Aymar, Büyük Hadron Çarpıştırıcısının "dünya görüşümüzü ve kainata bakışımızı değiştirebilecek sonuçlar üreteceğinden emin olduğunu" belirtti. LHC, Fransa-İsviçre sınırında, Cenevre yakınlarında, yerin 100 metre altında 27 kilometrelik dairevi bir tünel olarak inşa edildi. Deney başladıktan sonra, tünel çevresinde bulunan 4 büyük algılayıcıdan ikisi Atlas ve CMS, "Higgs bozonunun izini sürecek." Bu parçacığın diğer bazı parçacıklara kütle kazandırdığı düşünülüyor. Bu deneyde Higgs bozonu tespit edilemezse teorik fizik alt üst olabilir. CERN Müdürü Aymar, Higgs’den başka bilinenlerden çok daha ağır, çok daha fazla sayıda parçacık bulunacağını düşünüyor ve "Biz bu parçacıklara karanlık madde diyoruz" dedi. Aymar’a göre, LHC kainatın yüzde 23’ünü oluşturan bu karanlık maddenin "ne menem bir şey" olduğunun anlaşılmasını sağlayacak. Bilim adamlarına göre, evrenin yüzde 4’ü bildiğimiz maddeden meydana geliyor, kalan bölüm ise karanlık enerjiden ibaret. LHCb adı verilen üçüncü algılayıcı ya da gözlem istasyonu, Büyük Patlama anında maddeyle eşit miktarda olduğu düşünülen antimaddenin nereye gittiğini bulmaya çalışacak. Alice algılayıcısı da kurşun iyonlarının çarpışmasıyla ilgilenecek ve kainatın ilk mikrosaniyeleri sırasında, daha protonlar oluşmadan ortaya çıkan "kuark ve glüon çorbasını" bir lahza için de olsa yeniden yaratmaya çalışacak. Bugün ilkin ilk ışın huzmesi için 100 milyar protonluk paketler hızlandırıcıya atılacak. Birincisinin tersi istikamette olacak şekilde ikinci demetin devreye sokulmasıyla çarpışma başlayacak. DÖRT TEMEL SORU Türkiye’nin de aralarında bulunduğu Avrupa ülkelerinin yanı sıra ABD, Hindistan, Rusya ve Japonya’nın da iştirak ettiği 3,76 milyar Avro’luk proje, minik parçacık fiziğinin yıllardır kafa patlattığı dört büyük soruya cevap bulmaya çalışacak. Bu sorular şunlar: Higgs bozonunu bulmak, süpersimetrinin sırrını ortaya çıkarmak, madde ve antimaddeyi anlamak ve Büyük Patlamadan hemen sonra saniyenin binde birindeki sürede ortaya çıkan şartları yeniden yaratmak. -Higgs bozonu: İstikrarsız karaktere sahip parçacığa, adeta "ilahi parçacık" gözüyle bakılıyor, zira birçok araştırmacı bu parçacığı teorik olarak inceledi, ama şimdiye kadar hiç kimse onu göremedi. Bozon, onu 1964 yılında "tümdengelim" (dedüksiyon) yöntemiyle ortaya çıkaran İngiliz fizikçisi Peter Higgs’in adını taşıyor. Bozonun varlığını deneyle kanıtlamak, parçacık fiziğinde bilinenleri özetleyen "standart modelin" eksik halkasını bulmak anlamına gelecek. Higgs bozonu, kütlenin nasıl kazanıldığının anlaşılmasını sağlayacak. Bazı parçacıkların niçin kütleden mahrum olduğu da böylelikle anlaşılabilecek. -Süpersimetre: Bu kavram, son yılların en esrarengiz keşiflerinden biriyle ilgili. Şöyle ki, görünen madde evrenin sadece yüzde 4’ünü oluşturuyor. Kainatın yüzde 23’ü karanlık madde, kalan yüzde 73’ü de karanlık enerjiden teşekkül ediyor. Bu konunun aydınlatılması; karanlık maddenin, "nötralino" adı verilen süpersimetrik parçacıklardan oluştuğunu gösterebilecek. -Madde ve antimaddenin esrarı: Enerji maddeye dönüşürken, bir parçacık ve zıt kutuplu elektrik yüküne sahip bir yansıması, bir başka deyişle antiparçacığı oluşuyor. Parçacık ve antiparçacık bir araya gelecek olursa birbirlerini yok ediyor ve enerji ortaya çıkıyor. Mantık, madde ve antimaddenin evrende eşit miktarda bulunması gerektiğini söylese de, antimadde nadir bulunuyor. -Büyük Patlamadan sonra saniyenin binde birindeki şartları yeniden oluşturmak: O sırada madde, kuark ve glüonlardan oluşan bir çeşit "yoğun ve sıcak çorba" olarak ortaya çıktı. Çorba soğuyup yoğunlaşırken, kuarklar; protonlar, nötronlar ve diğer kompozit parçacıkları oluşturdu. LHC, ağır iyonları birbirleriyle çarpıştırarak bir anlık da olsa, Güneş çekirdeğindekinden 100 bin kat daha yüksek sıcaklık elde etmeye çalışacak. Bu çarpışmalar sırasında kuarklar ortaya çıkacak. Araştırmacılar, serbest kalan kuarkların maddeyi oluşturmak için ne şekilde ve nasıl birleştiklerini gözlemleyebilecek. SONSUZ KÜÇÜK VE SONSUZ BÜYÜK- -LHC çarpıştırıcısı "hadron" ailesinden hidrojen protonlarını, ışık hızının yüzde 99,999’uyla 27 kilometrelik tünele fırlatacak. -Yerin 100 metre altında saniyede 1 milyar proton çarpışması meydana gelirken, yer üstündeki 3 bin bilgisayar saniyede 100 kadar çarpışmayı analiz edecek. Toplanacak veriler, değişik ülkelerde CERN’le bağlantılı araştırma merkezlerine anında iletilecek. -Tünel dünyanın en soğuk "buzdolabı" olacak, zira süper iletken mıknatısları eksi 271,3 dereceye kadar soğutuldu. Eksi 273,15 mutlak sıfır kabul ediliyor. -Tünel boyunca sıralanan dört çarpıştırıcı devasa boyutlarda. En büyükleri Atlas, 25 metre çapında, 46 metre boyunda bir silindir. Ağırlığı 7 bin ton kadar. 3 bin kilometreyi bulan kablolarla sarmalanmış halde. Silindirin yerleştirilebilmesi için, 300 bin ton taş ve toprak kazıldı, 50 bin ton beton döküldü. Atlas, bir yıl içinde, dünyanın en büyük kütüphanesi olan Kongre Kütüphanesindeki 3 milyar kitaptakinden 160 kat fazla veri toplayacak. -Proton huzmesi, 10 saatte tünel içinde 10 milyar kilometre kadar yol almış olacak ki, bu, Yer’den Neptün’e gidiş geliş mesafesine eşit. Tam yoğunluğa erdiğinde, her proton huzmesi, saatte 1600 kilometre hız yapabilen bir otomobil için gerekli enerjiyi üretir hal gelecek. -Çarpışmalar 14 "tera elektron volt" enerji ortaya çıkaracak. Bu, çok yoğun enerji demek. Bu sayede bir an için de olsa, Güneş’tekinden 100 bin kat fazla sıcaklıklar elde edilebilecek. Milliyet Gazetesi (10.09.2008)- Dunyanin Bekledigi Buyuk Deney
Hawking:Bahse girerim Higgs parçacığını bulamazlar Ünlü İngiliz astrofizikçi Stephen Hawking, İsviçre’deki CERN laboratuvarında bugün yapılacak çarpıştırma deneyinde, kozmik bilimin "Kutsal Kase"si olarak adlandırılan Higgs parçacığının bulunamayacağına dair 100 dolarına bahse girebileceğini söyledi. Atom protonlarının, yerin altındaki 27 kilometrelik Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’nda (LHC) ışık hızına yakın bir seviyeye ulaşarak çarpıştırılacağı deneyde ortaya çıkacak enerji sayesinde Higgs parçacığının bulunacağı düşünülüyor. Hawking, mevcut düşünceye göre bunun bulunabileceğini, ancak bulunmamasının daha heyecan verici olacağını, böylelikle bilim aleminin evrenin oluşumuyla ilgili sırları araştırmaya devam edeceğini söyledi ve "100 dolarına bahse girerim ki, Higgs parçacağını bulamayacaklar" dedi. Bilim dünyası, maddeye kütlesini kazandırdığı varsayılan ve adını İngiliz fizikçi Peter Higgs’ten alan Higgs parçacığının bulunması halinde evrenin sırlarının çözüleceğini düşünüyor. Çünkü evrenin başlamasında, madde ve anti-madde şeklinde bir simetri olması gerekiyordu. Ancak antimadde yok oldu. Asimetrik bir düzende sadece madde kaldı. Bu nedenle de evrendeki parçacıkların kütlelerini nasıl kazandığı konusu bir sır olarak kaldı. Teoriye göre bunların kütle kazanması için Higgs parçacığının varlığı gerekiyordu. O parçacık olmasa evren olmazdı. Higgs’in bugüne kadar bulunamamasının nedeni de büyük ihtimalle, kütlesi ağır olduğu için o enerjiye ulaşılamamasıydı. *** BÜYÜK deney öncesi Cenevre’nin en çok satan gazetesi "Tribune de Geneve" ’CERN’in makinesi dünyayı değiştirecek’ manşetiyle yayınlandı. Tribune de Geneve gazetesine önceki gün konuşan CERN Direktörü Dr. Robert Aymar ise sakinliğini koruyor. LCH’nin gücüne ve keşif kabiliyetine güvendiğini vurgulayan Dr. Aymar, "Korkuyor musunuz?" sorusuna "Beş yılımı bu işe verdikten sonra gördüklerime dayanarak açıkça söylüyorum ki herhangi bir şüphem yok. CERN’de çok değerli bir ekiple çalışıyoruz ve bu deneyin işe yarayacağını düşünüyorum" yanıtını verdi. Dr. Aymar, "LHC’de bir hata oluşur da hiç bir şey bulamazsanız ne olacak?" sorusuna ise "LHC bizim dünyaya bakışımızı genişletmek üzere geliştirildi. İnsanlığın bilincini artıracak. Amacımız tek şey bulmak değil çünkü biz sadece bir şey aramıyoruz, birçok şey arıyoruz mutlaka bir şeyler bulacağız" dedi. Hurriyet Gazetesi (10.09.2008)- Dunyanin Bekledigi Buyuk Deney
MÜTHİŞ DENEY HAKKINDA MÜTHİŞ RAKAMLAR Dünyanın en büyük parçacık hızlandırıcısı "Büyük Hadron Çarpıştırıcısı" (LHC), 13,7 milyar yıl önce meydana geldiği düşünülen Büyük Patlama'dan hemen sonraki başlangıç şartlarını oluşturarak maddenin sır perdesini aralayabilmek için çarşamba günü faaliyete geçiriliyor. Aralarında Türklerin de bulunduğu 5 binden fazla fizikçi ve mühendisin 10 yılı aşkın süredir üzerinde çalıştığı proje, son yılların en büyük bilim projesi olarak gösteriliyor. Kısaca LHC olarak anılan laboratuvarı inşa eden Avrupa Nükleer Araştırma Kurumu (CERN) Genel Müdürü Robert Aymar, Büyük Hadron Çarpıştırıcısının "dünya görüşümüzü ve kainata bakışımızı değiştirebilecek sonuçlar üreteceğinden emin olduğunu" belirtti. LHC, Fransa-İsviçre sınırında, Cenevre yakınlarında, yerin 100 metre altında 27 kilometrelik dairevi bir tünel olarak inşa edildi. Deney başladıktan sonra, tünel çevresinde bulunan 4 büyük algılayıcıdan ikisi Atlas ve CMS, "Higgs bozonunun izini sürecek." Bu parçacığın diğer bazı parçacıklara kütle kazandırdığı düşünülüyor. Bu deneyde Higgs bozonu tespit edilemezse teorik fizik alt üst olabilir. Hurriyet Gazetesi (10.09.2008)- Bir Konuşabilse (2003)
Ha bir de unutmadan filmde dikkatimi çeken bu iletişimsizliği daha da bastırmak, daha da ortaya çıkarmak adına, belki de çok söz söylenecek bu filmde oyuncular çok az söz söylüyorlardı, Sen sus gözlerin konuşsun anlamında bir filmdi Öyle değil midir aslında, eğer karşındaki insanla iletişim kuramıyorsan ne dersen de, ne kadar ve nasıl anlatırsan anlat, anlamaz, anlatamazsın ya da tam tersi aranızdaki iletişim öyle kuvvetlidir ki siz hep aynı dili konuşursunuz ya da hiç konuşmazsınız, hiç söze gerek yoktur, sen bakarsın karşındaki ne demek istediğini hemen anlayıverir...- Bir Konuşabilse (2003)
Evet bu filmi de tatilde izledim, eğlenceli bir film... Eğlenceli ama izlerken eğlenceli, bittikten sonra da düşündürücü... Kimse kimsenin dilini anlamıyor ve konuşamıyor, karı koca aynı dili konuştukları halde, konuşamıyor, Japonlar ve Amerikalılar, birbirlerinin dilini konuşabildiklerini sanıyorlar ama aslında bu sadece bi sanı Sadece iki kişi, bir anda, hiç beklenmedik bir anda ve yerde, birbirinin dilini konuştuklarını farkeden iki kişi... Ve bir öpücük Güzel film...- Edith Piaf (2007)
Aman tanrımmm izledimm izledim hem de inanmayacaksınız, film bitti ve saniye geçirmeden ardından bir kez daha izledim... Bir kez daha izleyecektim ama elektirikler kesildi İzledim evet, izledim ve Kafayı yedim izlerken de, dedim ki bu nasıl bir hayat, bu nasıl bir eziyet buna rağmen bu nasıl bir güç... Bu kadın nasıl ayakta durmuş... Bana hayatı sorgulattı bu film, acaba hayatta birşeylere tutunabilmek, hayata daha sımsıkı sarılabilmek, ölsen de hayatta kalmaya devam etmek sadece hayatı bu denli zor yaşayanların mı hakkıdır, normal standartlarda yaşayanlar bunu yapabilecek güce sahip degil midir? Nedir bu işin sırrı? Film bitti, sonra internete girdim, saatlerce Edith Piaf hakkındaki herşeyi araştırdım, neler bimiyormuşum da neler öğrendim... Ama biliyor musunuz en çok da canım acıdı... Korkunç acıdı hem de... Edith Piaf mı? Önünde saygıyla eğiliyorum...- Ve Yayamaz Kayımca 100 yaşında...
SEVGİLİ YAYAMAZ KAYIMCA'CIĞIM, Duydum ki (biraz geç duydum biliyorum özür dilerim) tam tamına 100 yaşına basmışsın, eee yaşlanmışsın sana artık bir yardımcı gerek Ne yapsak ne yapsak diye dusunurken aklıma senin için her işine koşacak bir peri kızı getirdim, ben hala aklımı bu peri masallarından alabilmiş değilim yaaaa, hala sanki periler varmış, olmalıymış gibi geliyor bana... Evet periler olmalı ve o perileri hakeden peri yurekli insanlarla birlikte dolaşmalı, onların yanından bir dakika dahi olsun ayrılmamalı... Artık senin bir perin var canım, bu zaman kadar kimse sana bir peri gondermediyse peri yureğinin farkına varamadıklarındandır ama bak ben farkettim Bu pasta senin, pastanın uzerindeki peri de senin... ismi de Yayamaz Peri... MUTLU YILLAR DİLİYORUM SANA PERİ'NLE BİRLİKTE...MUTLU, SAĞLIKLI, GUZEL, HOŞ ANILARLA DOLUP TAŞACAK BİR YIL VE YILLAR...- Ve Yayamaz Kayımca 100 yaşında...
Çok az işim var, halledeyim hemen burdayımm bu arada bu zamana kadar yazmadım cunku yeni gordummm kusura bakma lutfen olur mu- Tanrı nerede?
Olmuyo, o da olmuyo ben denedim, Güneş enerjisi de maddeden meydana geliyormuş (*) yani yoktan var edilmiyormuş Yani yine aynı mantık; MADDE-ENERJİ-MADDE üçlemesi örneği oluyor, Taklamakan kabul etmez bu cevabı, onun aradığı daha başka birşey, aslında ben anladım da onun ne istediğini tam olarak, cevap verecek deney yooook ne yapalımmm ________________________________________________________________________________ (*) Güneş'ten gelen ısı ve ışık, hidrojen (maddenin gaz hali) çekirdeklerinin birleşerek helyuma (maddenin gaz hali) dönüşmesi ve bu dönüşüm sırasında kütle kaybı karşılığı enerjinin ortaya çıkması sayesinde meydana gelmektedir. (Vikipedi sağolsun)- 1 EYLÜL DÜNYA BARIŞ GÜNÜ!
Çok güzel bir yazı Mavi Gökyüzü'm... Teşekkürler 69 yıl önce, Adolf Hitler'in, Polonya’yı işgal ederek (1939) İkinci Dünya Savaşı’nı başlattığı gün olan 1 Eylül, BM tarafından milyonlarca insanın ölümüne, sayısız kentin viraneye dönmesine neden olan bu dünya savaşının benzerinin bir daha gerçekleşmemesi için 1 Eylül’ü Dünya Barış Günü ilan etmiştir. Keşke böyle bir savaş ve böyle savaşlar olmasaydı da bizim de BARIŞ GÜNÜ diye bir güne ihtiyacımız olmasaydı ama hala savaşlar devam ediyor ve hala BARIŞ'a İHTİYACIMIZ VAR. BENİM de BARIŞA İHTİYACIM VAR - GOGOCAN KİMDİR?
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.