gloria

İyi bari güle güle gideyim o zaman ben şimdi

Benim de birden gülesim geliverdi

Şarkıda diyor ki; “Seni bu derece yıktıkları için, yaşamının gizini vereceğim sana…” Böyle bir gize benim de ihtiyacım var, beni bu denli yıktıkları için… Yazayım diyorum ama aslında yazasım da pek yok. Çiçeklere su mu versem? Ölmek üzereler artık. Ama çiçekleri bile sulayasım yok! Halbuki onların ne suçu var ki? Sadece artık içimden hiçbir şey yapmak gelmiyor. Geçer mi acaba? Geçer tabii, geçmeli, neler neler geçmedi ki! Ben en iyisi çiçeklere su vereyim…

Tok olan aç olanın halinden anlamaz!

Mucize tutulabilirmiş meğer ellerde, Mucizeye dokunulabilirmiş, Mucize uyurmuş, uyanırmış; Mucizeye bakılabilirmiş, Mucize “mucizeler” yaratabilirmiş gerçekten… Mucize meğer kokarmış Cennet kokusu gibi; Mis gibi… [Alıntıdır] Mucizeni sağlıklı bir şekilde dünyaya getireceğin günler de gelecek inşallah... Hep birlikte seveceğiz onu

İzlenecek bir filmim daha oldu

Aferin canım aferin, ye sen devam et, can boğazdan gelirrr!!!! diyeceğimi sanıyorsan yanılıyorsunnnn hanfendi, git de KUS cabuk bütün o yediklerini... Hatırla hatırla 25 Eylül'ü hatırla!!!

Buna da yakalandım. Gölcükten gelenler vardı, yorganlarını falan alıp indiler aşağı...

YABANCI ŞARKILAR-KARAOKE bu siteye bakabilirsin... Güzel bir karaoke sitesidir.

Eğer facebook adresiniz varsa buraya da bir mesaj gönderiniz: http://www.facebook.com/home.php#!/heRinsanbiRkitap?ref=ts

Bir martı olsam ne güzel olurdu ama ben martı bile olamadım. Ee madem bir martı olamıyorum o halde ben de martılarla giderim. Nereye olursa artık. Beni bekleme kaptan, ben bugün martılarla gideceğim. Seyir defterini de sen yazıver bugünlük, olmadı başkası yazsın. Sen de dinlen biraz, martılara simit falan at. Hem geride bekleyenin mi varmış aldırma, At kendini denize, yelken ol bugün de… Kürek ol mesela ya da dümen ol. Balık ol, su ol… Ben bir martı olayım kaptan, sen de balık ol! ♥´¯`*•.¸¸☆ ♥´¯`*•.¸¸☆ ♥´¯`*•.¸¸☆ ♥´¯`*•.¸¸☆ ♥´¯`*•.¸¸☆ ♥´¯`*•.¸¸☆ ♥´¯`*•.¸¸☆ ♥´¯`*•.¸¸☆ Bakıyorum, baktım, yine yazdıklarımdan hiçbir şey anlaşılmıyor. Olsun ama ben anlıyorum. Ve tabii bugünkü duygularımı ifade edebilmemde çok büyük katkıları olan Sevgili Nazım Hikmet ve Orhan Veli Kanık’a teşekkürü bir borç biliyorum. Tüm sevgi ve saygımla, Gloria

Teşekkürler. Umarım olur birgün..

Bu güzel haber işte

Hiç bişicik olmaz, sen bana kıyamazsın, ben de sana kıyamam zaten

Çok sevdiğim bir dostum beni ziyarete gelecekmiş Geldi de yarın gidiyor bile

Onlara bakan var, iş bakılmayana bakmakta

Onlar da hayvan değil mi? Niye ayrımcılık yapıyorsun ki?

Kırkayak besliyorum, bahçeden geliyorlar atmaya kıyamıyorum sonra terasta beslediğim bir kertenkele ailesi var onun dışında yaz aylarında sivrisinek, sinek, tspih böceği ondan sonracığıma kelebek de besliyorum ama onların pek ömrü uzun olmuyor. Ömürleri tükenince de onlarla örümceklerimi besliyorum bir de zaman zaman karınca beslediğim oluyor. O halde seçeneğim "diğer" seçeneği İsimlerine gelince ben hepsine CONAN diyorum Ayırt etmiyorum, ayrımcılık da yapmıyorum

Güzel cevap beğendim ama iyi bir soru değil... Çok fazla cevabı olabilecek, ucu her yöne çekilecek bir soru Neyseeeeeeeehhhhhh....

Duydum bi kere Mosyna, hıhhhh

Tamam doğru cevap TEBRİKLER

Koray o gün çok önemli bir mektup bekliyordu. O gün evde olamayacağından postacı gelirse diye kapının üzerine bir pusula yapıştırdı. Pusulada şöyle yazıyordu; Dairemin zili bozuk, lütfen tokmağı vurunuz. Kimse kapıyı açmazsa yan komşunun zilini çalınız. Yan komşu da evde yoksa 3 numarada oturan nişanlımın zilini çalınız. Koray Postacı mektubu teslim etmeye geldiğinde pusulayı Koray'ın kapısının üzerinde değil, aparmanın girişinde yeri düşmüş olarak buldu. Biraz düşündü ve daha sonra Koray'ın dairesini buldu ve mektubu da kapının altından attı. Peki Postacı Koray'ın dairesini nasıl buldu?

Sanırım yetiştiririm İndirimli de alırsın tabii Turkish-Media lı olanlara % 50 indirim yaptırcam