Zıplanacak içerik

gloria

Φ Süper Üye
  • Katılım

  • Son Ziyaret

gloria tarafından postalanan herşey

  1. gloria şurada bir başlık gönderdi: Roman Forumu
    - Yağmur yağıyor Olric. Islanıyor etraf. Ağlasak kimse anlamaz değil mi? - Anlamaz Efendimiz... - Tut ki güneş açtı... Papatyalardan taç yapar mı saçlarımıza? - Bilinmez Efendimiz... - Yıldız kaydığında diler mi bizimle olmayı? - Sanmam Efendimiz... - Ben de sanmam... - Gidelim Olric... - Gidelim Efendimiz...
  2. gloria şurada yorum gönderdi gloria'nın blog başlığı içinde şeb-i yelda...
    Tamam tamam bebeğim tamammm, hepsi geçecek, iyileşeceksin, daha iyi olacaksın, sana söz veriyorum...Sana Zeynep sözü veriyorum, geçecek! Bunlar acımasız insanlar, vicdansız insanlar, sağlıksız insanlar... Hepsi geçecek, hepsi gidecek... Yemin ediyorum iyileşeceksin... Güven bana...
  3. gloria şurada bir blog başlığı gönderdi: şeb-i yelda...
    Düşün ki ölüyorsun… Vücudunda seni hasta eden, her gün biraz daha öldüren bir hastalık var. Doktora gidiyorsun, seni ameliyat ediyorlar, vücudunun içine ellerini sokuyorlar, seni öldüren o şey her neyse onu çıkarıp, yok ediyorlar, bunu yaparken de derini kesiyorlar, iç organlarını açıyorlar, içindeki bir şeyleri parçalıyorlar, yani bir yerde acıtıyorlar seni, kanatıyorlar… Hasta odanda uyanıyorsun… Çok acıyor canın, ne yaptı bu doktorlar sana? Ölecek kadar acıyor, hatta ölmeyi bu acıyı çekmeye tercih bile edebiliyorsun… Ağrı kesiciler veriyorlar sana, serumlar dayıyorlar, iğneler yapıyorlar… Geçmiyor, çok acıyor… Ama sonra düşünüyorsun; ölmüyorsun aslında şu an sen aksine iyileşiyorsun… Bazen iyileşirken de korkunç acılar çekebiliyoruz işte. Bazen iyileşmek böyle çok zorlu bir süreç olabiliyor, hiç iyileşmeyecekmişsin gibine gelebiliyor, hiç geçmeyecekmiş bu acılar gibi… Ama iyileşiyoruz… Şimdi ben de iyileşmeye çalışıyorum… Ağrı kesici almıyorum, serum yok, kan da akmıyor hiçbir yerimden... Ve dikiş izlerim de yok, zaten bir ameliyat da olmadım. Ama araba çarpmış gibiyim, depremler olmuş da dünyalar üstüme yıkılmış gibiyim, her yerim ağrıyor, her yerim acıyor, sızlıyor. Midem, kalbim, beynim, ciğerlerim her yerim işte her yerim… Ama iyileşiyorum, bunlar benim iyileşme ağrılarım, iyileşme acılarım ve geçecek biliyorum… Yüreğimde bir kuş besliyordum epeydir, küçücük bir kuş… Kimi zaman kanatlarını çırpar, oraya buraya uçuşur dururdu. Hissedince çırpınışlarını bir tuhaf olurdu kalbim, midem… Heyecan dolardı içime, bir sızıntı olurdu sanki, ne bileyim işte bir çeşit elektrik kaçağı gibi… İşte o kuş çırpınmıyor bir iki gündür içimde. Sanırım öldü… İşte beni iyileştirmeye çalışan o doktorlar yüreğime soktular ellerini ve oradan çıkarıverdiler o küçücük kuşu… Beni öldüren şeyin o olduğu düşünüldüğü demek ki… Oysa seviyordum ben onu, çok seviyordum. Onunla yaşamak istiyordum. Beni öldüren, hasta eden o olsa bile ben yine de onunla yaşamak istiyordum. İyileşmek de istemiyordum. Sadece ve sadece onunla yaşamak istiyordum. Gerekseydi de ölürdüm… Anlatabildim mi?
  4. rabbit in your headlights by unkle
  5. gloria şurada yorum gönderdi about.me'nın blog başlığı içinde about.me
    Tüm içtenliğimle size ömür boyu mutluluk diliyorum.
  6. gloria şurada yorum gönderdi gloria'nın blog başlığı içinde şeb-i yelda...
    Teşekkür ederim
  7. gloria şurada bir blog başlığı gönderdi: şeb-i yelda...
    Duyduğumuz kokular bizi bazen alır da taa geçmişin bilmem hangi köşesinde sakladığımız bir hatırasına götürüverir ya hani aynısını bize şarkılar da yapmaz mı çoğu zaman? Yapar. Tıpkı bu geceki gibi… Bir şarkı dinledim ve o şarkıyla birlikte yıllar öncesinde, bir eve gittim, o yanımdaydı, ev karanlıktı, muhtemelen gece saatleriydi ve biz ışıkları yakmamıştık belli ki. Şimdi, yalnız dinlediğim şu şarkıyı o gece birlikte dinliyorduk. “Ben çok seviyorum bu türküyü” demişti… “Al o zaman senin olsun bu kaset, ben yenisini alırım” demiştim. O zamanlar kasetlerden dinliyorduk henüz türkülerimizi, şarkılarımızı… *** Sonra, daha 1 yıl bile geçmeden, kaybettim onu. Gitti. Gitti ve dönmedi bir daha… Öylece bıraktı ve gitti. Ondan önce ve ondan sonra da çok giden oldu ama kimsenin gidişi onunki gibi olmadı. O gidiş, derin bir acı bıraktı yüreğimde, gözlerimde. O gitti ve ben kaldım, yüreğimde ve gözlerimde bıraktığı derin acıyla birlikte… *** Yıllar geçti, hiç dönmedi, dönmez de biliyorum, dönmeyecek… Ama ben hala bir şarkıyla o yıllara geri dönebiliyor ve onu tekrar yaşayabiliyorum. Onunla tekrar yaşayabiliyorum. Rüyalarıma da geliyor bazen, gerçi önceleri hüzünlü oluyordu gelişleri, sanki gitmiş olmaktan mutsuzmuş, pişmanmış gibi… Onu böyle görmek hep canımı acıtırdı, sanki derim yırtılır, parçalanırdı… Sonraları kabullendik sanırım gidişini ki yüzündeki hüznü kayboldu. Sanki hiç gitmemiş gibi devam ettik rüyalarımda yaşamaya… *** Ve şimdi ağlamak var içimde, tekrar gelmeni istemek var… Rüyalarıma da gelmez oldun zaten epeydir, paylaşamıyoruz artık mutlulukları ve mutsuzlukları, rüyalarda bile olsa… Seninle gülmek bile bir başkaydı, bir dahada hiç öyle gülemedim kimseyle biliyor musun? Sen benim en acı kaybım oldun… Asla ve hiçbir zaman unutmadım seni ALLI TURNAM. Unutmayacağım da… NE ONMAMIŞ KUL İMİŞİM DÜNYADA AKŞAM OLSUN ALLI TURNAM DÖN GERİ
  8. evet doğru diyorsun ben 37 yi gorunce hiç düşünmeden atladım... ama yok kimse 3 gunde bir maaş vermez adama, sömürür bunlar adamı, bu durumda ayda 1 degil yılda 1 verirler maaşı...
  9. Hangi havayolları gidiyor acaba oraya bileti şimdiden alsam daha ucuza gelir zannımca...
  10. Ay sonu olduğundan mı parasız kaldığımdan mıdır nedir benim dikkatimi en çok bu kısım çekti 37 gün çoook ama yaaaaa, 37 günde bir maaş mı alınır? Düşünemiyorum şu şartlarda bu gezegene taşınmayı
  11. gloria şurada yorum gönderdi gloria'nın blog başlığı içinde şeb-i yelda...
    Teşekkür ederim Sevgili Efendi Türkler Çok teşekkür ederim
  12. gloria şurada bir blog başlığı gönderdi: şeb-i yelda...
    Bazı insanlar vardır, bir anda hayatlarınıza girerler. Onların hayatlarınıza bir anda girmesinden şüphelenirsiniz ama yine de yapacak bir şey yoktur, çünkü onlar artık hayatınızın ta içinde, ta ortasındadırlar, hayatınızın merkezi olmuşlardır. Güçlüdür gelişleri, duyguları güçlüdür, tutkuludurlar, doyumsuzdurlar, enerjileri o kadar yüksektir ki çok hızlı zirve yaparlar. Siz daha yarı yola gelememişken onlar çoktan zirveyi yapıp, geriye dönüyor olurlar. Heyecanları bitmiştir, dönüş yolundadırlar. Bir an önce o dağdan kurtulmak, evlerine varmak ve dinlenmek isterler, yorgun argın, bitkin, bıkkın ve sıkkındırlar. Onlar zirveden dönerken sen hala dağın yarısındasındır ve henüz zirveni yapamamışsındır, üstelik dönenlerden dolayı mutsuzluğa, umutsuzluğa kapılmışsındır, korkuyorsundur da… Yalnız yapmak istemezsin zirveni, bir anlamı yoktur. Bu anı birileriyle paylaşmak istersin ama yalnızsındır artık. Geri dönmeyi düşünmeye başlarsın. Ama oraya kadar gitmişken, geri dönmek mantıklı da gelmez. Bir an önce çıkayım zirveye dersin, hızlanırsın sen de ama bu sefer de gücün yetmez. Nefesin daralır, ciğerlerin acır, dizlerin istem dışı kırılmaya başlar, bacakların titrer. Gözlerinden yaş akmaya başlar. Silersin bir daha akar, silersin bir daha akar… Sonra oturup bir taşın üzerine bağıra bağıra ağlamak istersin. Bağıra bağıra ağlamak… Zirveyi yaparsın ama senin zirven onlarınki kadar güzel olmaz, heyecanlı olmaz… Senin paylaşacak kimsen yoktur, kalmamıştır. Öyle sinik, silik bir zirvedir işte, bir an önce geri dönmek istersin... Sen belki de inişlerde iyisindir, hızlısındır. Hızla inersin dağdan, koşa koşa… Dallar, dikenler bacaklarını yırtsa da önemsemezsin. Sonunda zirvesini senden daha önce yapmış olanlara yetişirsin, nihayet bir aradasınızdır yine… Ama onlarla artık paylaşacak bir şeyin kalmamıştır ve hızlanırsın yeniden, bırakırsın onları geride… Nihayetinde bir kez daha evine dönmüşsündür şimdi artık yatıp dinlenme zamanıdır.
  13. gloria şurada bir blog başlığı gönderdi: şeb-i yelda...
    Kim bilir; masalınızın kahramanı, başka bir hikayenin figüranı olmaya gitmiştir belki de. Değer mi gitmesine, gitmezdi değmese... (Nazım Hikmet)
  14. sümük-ü daim olmuşum ben
  15. AŞK MEKTUPLARI LETTERS TO JULIET Yapım: 2010, ABD Tür: Dram, Komedi, Romantik Yönetmen: Gary Winick Senaryo: Jose Rivera, Tim Sullivan Yapımcı: Ellen Barkin, Eric Feig, Mark Canton, Patrick Wachsberger, Caroline Kaplan Görüntü Yönetmeni: Marco Pontecorvo Müzik: Andrea Guerra Oyuncular: Amanda Seyfried, Gael Garcia Bernal, Christopher Egan, Vanessa Redgrave, Franco Nero, Lidia Biondi, Milena Vukotic, Luisa Ranieri, Ashley Lilley, Daniel Baldock, Marcia Debonis, Marina Massironi KONUSU: Sophie, nişanlısıyla evlilik öncesi balayı için İtalya’ya gider. Nişanlısı burada işle ilgili görüşmelerini yaparken Sophie, Juliet in evini ziyaret eder. Juliet’in evi, dünyanın her yerinden sevgilisi veya eşiyle ilgili sıkıntıları olan insanların ziyaret ettikleri ve sıkıntılarını mektuplara yazarak Juliet’in evinin duvarlarına yapıştırdığı bir müze evdir. Sophie Juliet’in evinin duvarları arasına 50 yıl önce sıkıştırılmış bir mektup bulur ve mektubun sahibine Juliet adına bir cevap gönderir. Ardından olaylar gelişmeye başlar. Evet diyebilirim ki geceme inanılmaz güzel bir tat kattı bu film, bu zamana kadar romantik komedi dalında izlediğim en iyi filmlerden birisiydi bu. Kesinlikle ve şiddetle tavsiye ediyorum. Oturun, izleyin, mutlu olun emi An American girl on vacation in Italy finds an unanswered "letter to Juliet" -- one of thousands of missives left at the fictional lover's Verona courtyard, which are typically answered by a the "secretaries of Juliet" -- and she goes on a quest to find the lovers referenced in the letter.
  16. gloria şurada cevap verdi: kaan_bebeto başlık Şiir Forumu
    ‎''Neyi arıyorsan sen O'sun, zulmün peşindeysen zalimsin, aşk'ı arıyorsan aşık'' (Hz. Mevlana)
  17. Fly me to the moon Let me play among the stars Let me see what spring is like On a-Jupiter and Mars In other words, hold my hand In other words, baby, kiss me Fill my heart with song And let me sing for ever more You are all I long for All I worship and adore In other words, please be true In other words, I love you "enstrumental-first verse" Fill my heart with song Let me sing for ever more You are all I long for All I worship and adore In other words, please be true In other words, in other words I love you
  18. gloria şurada bir başlık gönderdi: Yabancı Sinema
    DOKUZ (9) NINE Yapım: 2009, ABD Tür: Animasyon, Bilim kurgu, Macera, Fantastik Yönetmen: Shane Acker Senaryo: Shane Acker, Pamela Pettler Senaryo (Kitap): Shane Acker Yapımcı: Tim Burton, Timur Bekmambetov, Mary Clayton, Dana Ginsburg, Jim Lemley Görüntü Yönetmeni: Fred Warter, Robert St. Pierre Müzik:Danny Elfman, Deborah Lurie Seslendirenler: Elijah Wood, John C. Reilly, Jennifer Connelly, Christopher Plummer, Glover, Martin Landau KONUSU: İnsanların icat ettiği makineler canavarlara dönüşür ve bu canavarlar insanlığı yok eder. İnsanlık bitmiştir ama hayat devam etmek zorundadır. Bilim adamı hatasının farkına vardığında hayatın devam etmesi ve canavarların yok edilmesi için dokuz küçük dikişli bez bebeğe hayat verir. 9 ve arkadaşları için artık korkup saklanmak zamanı değildir, ortaya çıkıp canavarlarla savaşmak gerekmektedir. Hani bir yemek yaparsınız, malzemeleri tamdır, tarifi neyse onu da olduğu gibi uygularsınız. Görüntü de sorun yoktur, bakınca leziz görünür ama yediğiniz zaman bir eksiklik hissedersiniz ya… Sonra düşünürsünüz galiba ben bu yemeğe sevgimi katmayı unuttum dersiniz… İşte Tim Burton’ın animasyonlarında ben hep bunu hissediyorum. Bence Tim Burton bu animasyonların içine sevgisini katmayı unutuyor. Ne zaman bir Tim Burton animasyonu izlesem hep aynı kanıya kapılıyorum. Bunda da kapıldım. Her şey mükemmeldi ama sevgisi eksikti. Yine de izleyin derim Belki ben ön yargılıyımdır bilemiyorum. After an apocalyptic war between human and machines, the world is completely destroyed and without human life. The burlap doll 9 awakes without voice and finds a weird object in the middle of the debris that he brings with him. While walking through the ruins, 9 is attacked by a machine called Beast but he is saved by another doll called 2 that fixes his voice. 2 brings 9 to meet his hidden community, leaded by the coward 1. When 2 is captured by a machine, the newcomer 9 convinces the other dolls to go with him to rescue 2. However, 9 places the device that he found in a slot and activates a lethal machine called Brain. The burlap dolls are chased by Brain and despite the advices of 1 that they should hide, 9 organizes an attack to destroy Brain.
  19. CENNETİMDEN BAKARKEN THE LOVELY BONES Yapım: 2009, ABD, İngiltere, Yeni Zelanda Tür: Aile, Dram, Fantastik, Gerilim Yönetmen: Peter Jackson Senaryo: Peter Jackson, Fran Walsh, Philippa Boyens Senaryo (Kitap): Alice Sebold Yapımcı: Steven Spielberg, Peter Jackson, Fran Walsh, Aimee Peyronnet, Carolynne Cunningham Görüntü Yönetmeni: Andrew Lesnie Müzik: Brian Eno Oyuncular: Rachel Weisz, Mark Wahlberg, Susan Sarandon, Saoirse Ronan, Jake Abel, Stanley Tucci, Amanda Michalka, Reece Ritchie, Nikki SooHoo, Rose Mciver, Zachary Gordon, KONUSU: "My Name was Salmon, like the fish; first name, Susie. I was fourteen when I was murdered on December 6, 1973." "Benim adım Susie Salmon’dı. Salmon, somon balığı demektir. 14 yaşındayken, 6 Aralık 1973’de bir cinayete kurban gittim." Bunlar Susie Salmon’ın kendisini izleyice tanıttığı cümlelerdir. Öldürüldükten sonra kendi cennetine gider ve cennetinden ailesinin, okul arkadaşlarının ve katilinin hayatını izlemeye devam eder. Dünyada yarım kalmış bir hesabı vardır, henüz hiç öpüşmemiştir, katili hala ortalıkta dolaşmaktadır. Ailesi ise onun yokluğuna bir türlü alışamamış ve dağılmaya başlamıştır. Suzie kendi cennetinden tüm bunları izlerken, ne ortalıkta serbestçe dolaşan katilini ele verebilmekte, ne ailesini ve onu sevenleri teselli edebilmekte ne de olaylara müdahale edebilmektedir. Bu onun için de çok üzücüdür. Ne tam olarak cennettedir ne de Dünya’da. Susie arada kalmıştır; Cennet ile Dünya’ nın arasındaki mavi ufukta… A 14-year-old girl from suburban Pennsylvania who is murdered by her neighbor. She tells the story from Heaven, showing the lives of the people around her and how they have changed all while attempting to get someone to find her lost body.
  20. YENİ YIL ŞARKISI A CHRISTMAS CAROL Yapım: 2009, ABD, Walt Disney Tür: Animasyon, Aile, Dram, Fantastik, 3D Yönetmen: Robert Zemeckis Senaryo: Robert Zemeckis Senaryo (Kitap): Charles Dickens Yapımcı: Robert Zemeckis, Katherine C. Cpncepcion, Peter M. Tobyansen, Steve Starkey, Jack Rapke Görüntü Yönetmeni: Robert Presley Müzik: Alan Silvestri Oyuncular: Jim Carrey, Gary Oldman, Colin Firth, Robin Wrigth Pen, Fionnula Flanagan, Bob Hoskins KONUSU: Scrooge çok zengin olmasına karşılık son derece cimri, huysuz ve inatçı bir adamdır. Tek önemsediği daha çok çalışmak ve daha çok para kazanmaktır. İnsan ilişkileri çok kötüdür. İnsanlar ondan korkar ve çekinir. O da insanlardan nefret eder. Aslında sadece insanlardan değil, her şeyden nefret eder ki Noel de buna dahildir. Bu ta ki 7 yıl önce ölen iş ortağının hayaleti kendisini ziyarete gelinceye kadar da devam eder. Aynı gece Scrooge’u üç hayalet daha ziyaret eder. Bunlar birisi geçmiş, birisi şimdiki, birisi de gelecek Noellerin hayaletidir. Kitabını daha önce okuduğum için film boyunca olacaklar benim için sürpriz değildi, iyi bir uyarlama olmuş mu diye değerlendirecek olursam da evet çok iyi bir uyarlamaydı. Ama benim asıl söylemek istediğim bu değil… Asıl söylemek istediğim bunun gerçekten ama gerçekten çok iyi grafiklere sahip bir animasyon olduğuydu. Bu zamana kadar izlediğim en mükemmel görselliğe sahip animasyondu bu. Gerçek gibiydi, hele yakın çekimlerinde Scrooge’un yüz ifadelerinde Jim Carrey’in yüz ifadelerini görebilmek de gerçekten insana hoş bir izlenim bırakıyordu. Her neyse izlememişseniz şiddetle önerilir. İzlediyseniz ne ala During the Victorian era, stingy and cranky Ebenezer Scrooge, who hates Christmas, loses his partner Marley on Christmas Eve. For seven years, he runs his business exploiting his employee Bob Cratchit, and spends a bitter treatment to his family and acquaintances. However, that particular Christmas Eve he is visited by the doomed ghost of Marley who reveals that three spirits will visit him that night. The first one, the spirit of past Christmas, recalls his miserable youth; the spirit of the present Christmas shows him the poor situation of Bob's family; and the spirit of future Christmas shows his fate. The question is, can or is he willing to change?
  21. gloria şurada yorum gönderdi Aries'nın blog başlığı içinde Aries' Blog
    Anne olmak böyle birşey sanırım, Radyacığımın da bugün oğlu sünnet oluyor Bunu duyunca, "kız biz Alp'in düğününü de görebilecek miyiz acaba" diye sormaktan kendimi alamadım, anne değilim ama Alp e karşı duygularım bir başka, bazen Radya'nın değil de benim Alp'in annesi olasım geliyor Sonra da düşünüyorum annelik duygusu bana ağır gelir diyorum, ben kaldıramam bu kadar yoğun bir duyguyu sanırım... O yüzden Radyamı ve Seni, bu kadar güzel ve mükemmel anneler olduğunuz ve annelik denilen o duyguyu sonuna kadar, hakkını vere vere yaşadığınız ve yaşattığınız için alnınızdan öpesim geliyor Kocaman öpüyorum her ikinizi de
  22. gloria şurada yorum gönderdi Radya'nın blog başlığı içinde RA'NIN RUH SESİ
    Bak bak CAN Baba da ne demiş; " Kadınlar doğurdular beni bağıra bağıra. Ve yine onlar öldürecekler beni aşktan bağırta bağırta. "
  23. gloria şurada yorum gönderdi MonDieu'nın blog başlığı içinde Ola la MonDieu
    Heyecanlandın mı??? Çok merak ettim Nasıl bir duygudur?
  24. Sean Kingston & Justin Bieber Şarkının adı: Eenie Meenie Sanırım bundan bahsediyorsun. Ama içinde aşkımı kaç paraya sattın gibi bir cümle yok, şarkının sözleri şöyle? (Sean) Eenie meenie miney mo Catch a bad chick by her toe If she holla (if, if, if she holla) let her go Shes indecisive She cant decide She keeps on lookin From left to right Girl, cmon get closer Look in my eyes Searchin is so wrong Im Mr. Right You seem like the type To love em and leave em And disappear right after this song. So give me the night To show you, hold you Dont leave me out here dancin alone You cant make up your mind, mind, mind, mind, mind Please dont waste my time, time, time, time, time Im not tryin to rewind, wind, wind, wind, wind I wish our hearts could come together as one Cause shorty is a eenie meenie miney mo lova Shorty is a eenie meenie miney mo lova Shorty is a eenie meenie miney mo lova Shorty is a eenie meenie miney mo lova (Justin) Let me show you what your missin Paradise With me youre winning girl You dont have to roll the dice Tell me what youre really here for Them other guys? I can see right through ya You seem like the type To love em and leave em And disappear right after the song. So give me the night To show you, hold you Dont leave me out here dancin alone Cant make up your mind Please dont waste my time Not tryin to rewind I wish our hearts could come together as one Cause shorty is a eenie meenie miney mo lova Shorty is a eenie meenie miney mo lova Shorty is a eenie meenie miney mo lova Shorty is a eenie meenie miney mo lova (Sean) Eenie meenie miney moe Catch a bad chick by her toe If she holla (if, if, if she holla) let her go Eenie meenie miney moe Catch a bad chick by her toe If she holla (if, if, if she holla) let her go Shorty is a eenie meenie miney mo lova Shorty is a eenie meenie miney mo lova Shorty is a eenie meenie miney mo lova Shorty is a eenie meenie miney mo lova Cant make up your mind Please dont waste my time Not tryin to rewind I wish our hearts could come together as one (repeat)

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.