
kursatotcu
Φ Üyeler-
İçerik Sayısı
701 -
Katılım
-
Son Ziyaret
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
kursatotcu tarafından postalanan herşey
-
dedi : Kurşatotçu:sen diyorsun ki düşünceyi yaratan kim? bak sen bir şey yapmak istediğin zaman karar vermiyormusun bunu Allah'ın yaratması seni mesuluyettetn kurtarır mı? cevap: ben mesuliyeti inkar etmiyorum ki.. dedi: tekrar ediyorum cüz-i iradenin mahiyetini bilmememiz onu yok yapmaz...madem insanda irade vardır yaptıklarından sorumludur zorla yapma diye bişey söz konusu olamaz.... cevap: ben insan yaptığından sorumludur diyorum zaten. ama eklediğim şey şu: bu düşüncemizi allah yarattığı için mi biz düşünüyoruz, yoksa düşündüğümüz için mi allah yaratıyor? bunun cevabını istiyorum sizden. ek soru: mesela benim önümde iki şey var birini seçeceğim, ve mesela soldakini seçtim. soru: soldakini seçeceğimi allah önceden bildiği için mi ben onu seçtim yoksa seçtiğim anda mı allah onu seçtiğimi bildi?
-
dedi: birader anlayamadIgIm sey su neden bukadar din düsmanlarI varken durupda böyle ömrünü küfür ile mucadeleyle geçiren bir insan ile ugrasIyorsun!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! cevap: ahhhhhhhhhhhhhhhhhh ahhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh bu nası soru böyle: içimi yaktın neden mi şundan bak bunun psikolojik bir yanıda var o da şu: yani dediğin gibi zaten insanların çoğu mesela turan dursunun kitaplarını okumaz verselerde okumaz korkar evet bende yıllar önce böyle yaptım okumak istiyom bi taraftan bi taraftanda korkuyom ya cevabını bulamadığım bir şeyle karşılaşırsam diye. çünkü böyle olursa ben çıldırırrım, buna dayanamam. bulmam lazım ama o zamanlar, yani 7 yıl önce falan kapasitem fazla yoktu kendime güvenim yoktu. din bu kitabını elime alır hafifçe açar böyle uzaktan bakardım arapça yazılar vardı. yani ürkerdim okumaya ah ne günlerdi sonra nasıl olduysa işte 5 sene önce falan okudum dursunun din bu adlı kitaplarını ama tam zamanında çünkü öğrenmiştim çok şey, dolayısıyla etkilenmedim. ama şunu söyleyeyim ki o kitabı bayağı bilgili biri okumazsa ayvayı yer bence. neden mi bak mesela bu turan dursunun bir yaptığı şey de şuydu: mesela islamda olan ama pek fazla kimsenin bilmediği şeyleri direkt olarak ortaya koydu. gerçekten dediği doğruydu ama halk bunu bilmiyordu, onlaa bu anlatılmamıştı. bu sefer okuyan şaşırdı kızdı ne bu böyle dedi. halbuki adam dediği şeyde delil de getiriyordu. buhari müslim gibi hadis alimlerinden örnekler veriyordu. şimdi kalkıpta buhari, müslim hadisleri öyle kolaylıkla inkar edilemez. bunu bilen dursun bu yolu da denedi. en fazla etkiyi bu yolla yaptı. bu sefer okuyanlar apışıp kaldı. mesela peygamberimizin recm yaptırmasından yani taşlayarak öldürttüğünden bahsediyordu galiba unuttum şimdi ve bazılarının gözlerini oydurttu onların kol ve bacaklarını çapraz kestirttiği ve onları sıcak bir yere attırıp onlar su diye bağırırken su da vermemiş olması hadisesini anlattı galiba tam emin değilim anlattı mı anlatmadı mı. evet bunlar doğruydu. ama insanlara anlatılmıyordu bunlar. bu rivayetler buhari, müslimde var yani son derece güçlü hadisler ama şimdi çoğunuz ilk kez duyuyor değilmi. nursi meselesi, bak dursun gibi şahısların kitaplarını okumada halk bir içinden şartlanmışlıkla bunları okur. "bu adam din düşmanı benim imanımı çalmak istiyor" inancıyla gergin bir halde onu okur. peki neden okur? basit şundan: kendine yediremez bunu okumamayı. "korkuyom mu ya" der kendine, "kim bu dinsiz, ben bu kadar okudum" der. kendini kendine ispat etmek için okur. ancaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaak kitaplarda anlatılan ve sağdan soldan duydukları , hayatını bu dine adamış diye anlatılan şahısların kitaplarını okurken insamlar öyle pek gergin olmuyor ve bu şahısları anlattıklarına karşı bir ön yargı pek olmuyor. yani bunlara son derece güveniyor. zaten bu şahısları eleştirmek için eleştirenin o konuda ondan daha bilgili olması gerekmektedir. bir de eleştirse bir çok tepki alır. en basiti "sen kimsin o şöyle alim böyle ulema sen kimsin ki" ( ve mesela şu örneği vereyimde görün: en basitinden ben bu nursi, fetullah gülen için dediklerimi sadece dediklerimi bir nurcu alsın ve onlara yani abilerine götürsün, bunları inceleyin desin ve onlar biraz bakıp sonra da "bırak bu dinsizi, buna uyma sen"dediklerinde o da ısrar etse, "ama öğrenmek istiyorum ya" dese ve bu yazdıklarımı onlara göstermeye, sormaya çalışsa ve bunları konuşmayı çok istediğini beyan etse iddia ediyorum ki o ortamdan kovulur onu da dışlarlar. bunu iddia ediyorum. forumlarda yazdıklarımı ve kitabımdaki bilgileri onlara anlatsa ve bunları sorsa bir süre sonra kovulurlar. iddia ediyorum hodri meydan.kendine güvenen varsa denesin görsün! ama unutmasın onlara soracağı temel soru "cüzi iradeyi allah mı yarattı" konusu olacak. onlar cüzi iradenin varsayılan ( emri itibari) bir şey olduğunu ve "harici vücudu yok" falan derler. üstelesin ve "yani bunu ( cüzi irade yani bir şeyi yapma isteğimiz, mesela ayağa kalkmak istedim ya, o mesela yani ayağa kalkmak düşüncesi bu örnekte cüzi irade olmuş oluyor. bazen daha karışık hale getirmek için "bu meyelandır" falan derler. aslında hepsi aynıdır. konuyu karışık göstermek için bunu yaparlar. (aslında ne demek istediklerini kendileri de pek bilmez, büyüklerinden duyduğunu anlatmaya çalışıyo o an.) güya çok karışık bir konuymuş izlenimi verirler,( halbuki çok basit bir şey soruldu onlara değil mi, neydi? şuydu: "ya benim seçimlerim bir düşünce ya sonuçta, bu düşünceyi ben de allah mı yarattı yani ben içki içmek istedim ve içtim ya abi ha, bu içki içmek düşücesini bana allah mı verdi yani abi? eğer allah verdiyse ben allahın ben de yarattığı düşünceyi nasıl olurda düşünmemeye kadir olabilirim abi ya") dolayısıyla soruyu soran verilen cevaptan bir şey anlamazsa kişiye şu mesaj verilmiş olur: "napalım senin kapasiten bu kadar, anlamadıysan suç benim değil senin" ve anlamayan artık daha fazla soru soramaz hale gelir. bunlar psikolojik savunma taktikleridir. yılmasın devam etsin bu cengaver, onlar ( yani özgür iradeyi savunanlar özelikle nurcular) cüzi iradenin yaratılmamış (varsayılan bişe o ne ki ya kafanı bu kadar takıyon amaaan milleti namaz kılmaya teşvik et sen. bunlara kafanı yorma öyle, sen kimsin! ; ara sıra coşup bu ve benzeri lafları da savunma amaçlı kullanırlar ) olduğunu anlatmaya devam ettiklerinde, "cüzi iradeyi yani bu düşüncelemizi allah yaratmadı öyle mi?" falan desin, yine, "siz allahın yaratmadığı bir şeyin yani cüzi iradenin etkisini kabul ediyorsunuz, ama allahın yaratmadığı bir şey yani cüzi irade nasıl etkili olabilir ya" desin ısrarla bunu sorsun, en yakın zamanda o da atılır o toplumdan. kısa süre sonra yanında kimse kalmaz ) dolayısıyla bu şahısları eleştirmek güçtür. konuya geleyim, durum böyle olunca bu şahıslar samimi olarak inandıkları ve halka anlatmayı kendilerine görev saydıkları konular vardır ki başında da kader konusu gelir. ama bunu iyi niyetle yaparlar aslında okey mi ama bu kadar kolay değil elbette durum. bu adamlar yanıldı ve çok derin bir konu olması dolayısıyla (kendinde laf etme cüreti göremez) bu milletin ekserisi bunlara inanır. ben neden bu adamı seçtim ve araştırma yaptım? yani uyarıyorum, bunu seviyorsunuz ama bakın bu kişi bu konu da aldandı, yanlışa düştü, küfre gitti ve sizin buna karşı sevginiz gözünüzü kör etmesin! iyi düşünün, yanlışlarını da görün yani. o bakımdan aslında bu tip kimselerin yazdığı kitaplardaki hatalar yani bu kader konusundaki hatalı görüşlerin ve bunların topluma anlatılması aslında turan dursunun eserlerinden daha tehlikelidir! neden? yukarda söyledim, zira dursunun eserlerine karşı bir ön yargı ile okumaya başlanır genelde. kişinin reddetmeye kendini hazırlayarak başlar bunları okumaya. ama bu tip yani nursi tipi olanların, isim yapmışların (elmalılı hamdi yazır gibi o da inanmaz mesela kadere ) eserleri böyle değil. adam ilk etapta inkar etmek için değil, öğrenmek için okuyor. ve nursinin kullandığı dil ağdalı bir osmanlıcadır. bir çoğu bu ince laf oyunlarını göremez. yani zaten ince laf oyunları var, bir de ağdalı osmanlıca ile daha bir kamufle edilmiş durumda olur. hepten anlaşılmaz karaktere bürünüyor ve daha ilmi duruyor. daha yaklaşılamaz, sorgulanamaz imajı verilmiş oluyor. o bakımdan böyle yaptım ve uyardım sizi kötü mü ettim?
-
[email protected] konuşmaya katıldı. kursat: gel kursat: sendenbahsediyoduk . . . ona albatros: istemesi için sahip olmaması gerekmez mi,istediği şeye kursat: ilminin iradeyikaldırdığın ıfalan
-
tam olarak dediğini anlayamadım biraz aç
-
işte size bir kıyakta benden! düşünce tarihinde böyle delil yok ha ona göre: ateistler bunu iyi değerlendirmelidirler, lamı cimi yok: kim ne derse desin bir gerçek var ki o da şu: ister teist ( allaha inanan )ister ateist( allaha inanmayan) olsun, hür iradeye yer yoktur. bu iki düşünce sisteminde. bunu bilmeyenler için konuşursak, kendi sorunu ve hatasıdır bu. bu kadar anlattım( dünya tarihinde bu konuyu benim kadar açıklayan da olmadı bak ona göre): bakın görün ateizmde, determinizm ( belirlenimcilik)vardır ve hür iradeye yer yoktur (ama ateistlerin tamamına yakını bu durumdan habersizdirler) teizmde ise allah önceden bilir olayları ve yine hür irade yoktur. bakmayın siz bunun dışında laf edenlere.. onlar ayakta rüya görüyor ( ilim dünyası bunları zaten adam yerine koymaz da onlar kendini adam sanır. iki santimetrekare dünyaları vardır, o kadar, dünyayı bundan ibaret sanırlar. ve kendilerini dinleyen insanları her zaman bulurlar bu onlara yeter. yüzlerce kitapta gördüklerim budur!: şimdi ateistlere şu soruyu soruyorum: bir ile bin arasında üç tane karşık sayı seçin; yani karışık, mesela adamın biri dedi ki: 55, 953 ve 512 bak şimdi bakkkkkkkkkkkkkkkkkkkkk derim ki bu adama bak senin bu materyalist görüşüne göre, sen başka sayılar seçemezdin, bu üç sayıyı seçmek zorundaydın. çünkü determinizmde sen bu sayıları seçmek zorundaydın. çünkü bu görüşe göre önceki olaylar sonraki olayları belirler. yani önceki olaylar sonrakilerin sebebidir. onları varlığa getiren sebeptir. bu sefer ateist olduğunu söyleyen adam bas bas bağıracak ve "ne diyon sen ya, kafayımı yedin (bir de bu tip şahısların klasik bir tavrı vardır ki o da şudur: eğer karşısındakini bilgisiz görürse, buradan girer ve "sen cahilsin oku da gel" der. ama karşısındakini kendisinden bilgili görürse bu sefer de şunu der "sen okumuşsun ama karıştırmışsın!" ) elbette başka sayı da seçebilirdim, rakam mı yok, mal mısın nesin sen!" der. soruyorum: ateizme göre bundan başka rakam seçemezdin, önceki olaylar bu adamı zorladı diye inanılır, ateizmde dolayısıyla determinizmde. şimdi soruyorum: ateistlere, bak senin görüşüne göre böyle bu ama teizmi yani allahı kabul etse bu sefer de seni zorlayan allahın ilmi olduğuna inanmak gerekiyor. yani iki düşünce sistemi de sana hür irade vermiyor. şimdi seç bakalımmmmmmmmmmmmm hangisi sana daha mantıklı geliyor. ateizmde; eskiden olan olaylar mesela bin yıl önceki bir savaşta adamın birinin ok atması bile seni etkiliyor ve bu sayıları seçmende seni zorluyor. buna mı inanacaksın yoksa allahın bilmesinin seni zorladığına mı inanacaksın seç bakalım? bu delilin kıymetini bilin bak, kimse sana bunu sormadı, bu da benden bir kıyak yani sana. kararını ver! hangisi sana mantıklı geliyor? ona göre yani. ateistsen ateistlik böyle yani. öyle kafana göre "ben hem seçimlerimde hürüm, hem de ateistim ya.." dersen öle gidersin zaten.. ama dediklerim delilli laflardır. bu kıyamı da unutmayın yani....
-
dedi: MuSaB_BiN_uMeYR: ..mesela bir çocuk farzedlim bir adam onu sırtına almış o çocuk nereye gitmek isterse oraya götürüyor işte cüzi irade de o türden sen yapmak istiyorsun Allah yaratıyor... cevap: peki çocuğun bir yere gitmek istemesi bir düşünce değil mi? evet dersen, bu düşünceyi allah mı yarattı acaba? (ısrarla yanıt bekliyom)
-
kursatotçuyu kendi söylemiş olduğu delille çürüteceğim
kursatotcu şurada cevap verdi: adba başlık Din Felsefesi
dedi: kursatotçu' önce oku' adlı başlığı altındaki yazıyı okudunsa sorularına cevab bulabilirsin geçmiş zamanın başı=şimdiki zamanın başıdır buna cevabın nedir cevap: kitaplarda bu örnek böyle değil şöyle verilir: geçmiş zamanın sonu şimdiki zamanın başıdır denir. ben zaman konusunda araştırmalarım sonucu şuna ulaştım: zaman hareketin ölçüsüdür ve alem ezelidir,yani hareketde ezelidir. dolayısıyla zamanda ezelidir. yani zamandan kaçılamaz. ancak burada ince nokta şu: bu zaman bence hakiki manada varlıkta olan birşey değildir. itibari yani varsayılan bir şeydir. bu yönüyle aslında hakikatta zaman yoktur denebilir. ama biz de olan zaman kavramlarını allah varetmiştir. önce sonra saniye saat gibi. ama itibari olarak andığım zamandan kaçılamaz. yani bu anlamdaki (varsayılan) bir zaman için yoktu da sonradan allah bunu yarattı denemez. diyen her zaman rezil oldu. -
zaman olarak. çünkü bugün dediğin zaman dünü kabul ettin demektir. zaman olarak dün vardır. ama dersen ki varlık olarak sordum; o vakit şu cevap verilir: bedensel olarak dünyaya gelme olarak dünü yok. ama ruh olarak bakarsan o mesele kuranda kapalı anlatılıyor. yani kuranın zahirinden anlaşılan, bedenden önce de ruhumuzun varlıkta olmasıdır. o bakımdan yani ruh bakımından dünü vardı denebilir
-
bulmak zor aklımdan söyleyim ahmet bin hanbel ve tirmizi rivayet etti,kitabımda var: bahsi geçen ayet yani "ben sizin rabbiniz değilmiyim" ayeti varya, bu ayeti biri ömere soruyor ömer diyor ki ben peygamberle beraberken biri geldi ve bu ayetin izahını sordu. peygamber dedi ki: allah ademi yarattığında onun sırtını sağ eliyle ( hatırlarsanız peygamberin allahı cisim gibi anlattığını söylemiştim ve bunun yüzlerce kez olduğunu belirtmiştim işte bu hadiste de görüyoruz örneğini ) sıvazladı ve ondan bir nesil çıkardı ve dedi ki: "bunları cennet için yarattım bunlar cennet ameli yapacaklar" ve tekrar sırtını sıvazladı ve bir nesil daha çıkardı ve dedi ki: "bunları cehennem için yarattım, bunlar da cehennem ameli yapacaklar" bunun üzerine adam dedi ki: o halde herşey belliyse biz daha napalım dedi (yani hep sorulan soruyu sordu: yani kaderi, yani biz daha ne yapabiliriz, biz neden sorumluyuz o halde gibilerinden sordu) bunun üzerine peygamber dedi ki: "allah bir kulunu cennet için yarattığında ona cennet amelleri yaptırır ve cennet ameliyle öldürür ve cennete koyar yine birini cehennem için yarattığında ona cehennem amelleri yaptırır ve cehennem ameliyle öldürür ve cehenneme koyar" dedi. yaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa
-
bir dedi: peki birader bu yazdIklarIn yanlIs anlamadIysam elestiri o halde BEDiÜZZAMAN hayatI boyunca böyle keyfi muamelelere karsI imani bir mücadele sürdürmüsken anlamadIgIm sen ne diye onun eserlerini tam okumadan tutup burada böyle bir konu açtIn???????????????????? _ cevap: okumadığımı nerden çıkardın, tarihçe-i hayat hariç külliyatta nursinin yazdığı bütün yazılarını okudum. ben aslında onun kadere inanmadığını daha önceden de biliyordum ancak türkiyede çok insan onun peşinden gittiği biriydi ve nursiye aşırı bir bağlılıkları vardı öyleki ben nurcuyla konuşuyorum ona cebri yani kaderi anlatıyorum adam dinliyor ne zaman ki ben nursi de kader inancında hata yaptı dediğimde dinleyen şahıs kalkıp gitti ve daha seni dinlemem dedi bu çok oldu. bu küllliyatı incelememin bir gayesi örnek olması bakımındandı yoksa nursi gibi inanan ve bu konuda kitap yazan yüzlerce kişi vardır. yani özgür iradeye inanıp kader ile ilgili kitap yazan çok kişi vardı. ama nursi en meşhurlarından olması hasebiyle onu seçtim ve irdeledim. 3 sene uğraştım külliyatı bitirmeye, forumlarda yayınladım ama nurcular cevap vermediler.yani savunma yapmadılar, bunu beklemiyordum. yani size yardım etmek için bu kadar uğraştım ama şimdi din düşmanı olarak lanse ediliyorum. şunu göstermek istedim nursi kader konusundan anlamıyor. o kendinden önceki nesillerin yaptığı bazı laf oyunlarını aldı ve kullandı ancak kendine özgü anlatım tarzıyla, ancak şunu söylemeliyim ki nursi buna böylece inandı yani bunu insanları saptırmak gayesiyle yapmadı. zaten özgür iradeyi savunanların tamamına yakını bu izahları aslında insanları saptırmak için değil de, onlara yardım etmek, yol göstermek amacıyla yaparlar. nurside bunlardandı ama nursi bu konuda detaylı bilgiye sahip değildi. kendine çok güvendi ve çokları gibi hata yaptı. zaten o kelamcı değildi, yani eşariliğin cebirci (hür irademiz yoktur inancında olanların görüşü) olduğunu bile bilmiyordu. fetullah gülen de aynı hatayı yaptı o da kadere inanmaz ama "kader" adında kitap yazdı. bunu samimiyetle yaptı ama bu kadar basit değil bu konu bildiğin gibi.
-
peki 1933 sonunda ezanın türkçe okunmasını halkmı istedi yine 1925 te şapka kanununu halk mı istedi, şapkadan başka birşey giymek yasaklandı giyenlere ceza verildi. o yıllarda ait bir fotoğraf gördüm ve şaşırdım neden mi? istanbul borsasının o yıllardaki haliydi ve bir sürü insan vardı. ama ben dedim ki burası türkiye mi? neden mi? söyleyeyim: adamların hepsinde şapka vardı. peki hepsi memurmuydu bu borsacıların, soruyorum nedir bu?
-
vardır
-
mustafa kemal'in kaderi inkar edişi: *** _ kitap: nutuk , kitapevi: alfa , basım yılı: 2005 sadeleştirilmiş, sayfa 56: Vatanımızı paylaşma ve yoketmek düşüncesini bu kadar açık ve haysiyet kırıcı bir şekilde ortaya koyan bu ifade karşısında titremeyecek duygulu bir insan düşünemiyorum. Tanrı'ya binlerce şükredelim ki milletimiz ruhundaki kahramanlık azmiyle tarih boyunca sürüp gelen hayat ve varlığını hiçbir zaman ne kaderin akışına ne de böyle cellatça hükümlere kurban etmeyecektir. sayfa 82: Milli isteklere bağlı kalmayan ve onlara uygun düşmeyen kararlar, hiçbir zaman milletçe kabul edilemeyeceğinden milletimizin ve vatanımızın alın yazısını tayinde milli vicdana tercüman olmaktan ibaret bulunan görevimizi tam olarak yerine getirebilmek için milli isteğin odaklaşarak tek bir hedefe yönelmesini beklemeden hiçbir meselede yetkili görünmemiz doğru değildir.
-
ya bu millet anlamıyo ki basit mi bu işler kader konusu bu konunun yanında çok basit kalır bak şimdi bu millet ekseri ne diyor: allah vardı hiçbirşey yoktu, sonradan allah alemi ( allahtan başka herşey ) yarattı demiyomu? he ehli sünnetde böyle demiyomu? iyi bak şimdi bu konuyu 6 aydır inceliyom en derin kitapları okuyom, anladım ve şunu gördüm: "allah alemi ( allahtan başka herşey ) sonradan yarattı" diyenlere soruyom: allah alemden önce de varlıktamıydı? "evet" derler. tekrar soruyom: peki sonlu mu yoksa sonsuz süre öncemiydi? adam dese ki: "sonsuz süre" bu olmaz çünkü sonsuz sürenin sonuna varılamaz ve alemin varlığa gelmemesi gerekirdi. bu sefer mecbur "sonlu süre önceydi" diyecekler ama burada onların aklına gelmeyen bir sorun var o da şu: böyle diyen allahın varlığının başlangıcını savunmuş olmaktadır. çünkü sonlu süre demek; başı ve sonu belli olan süre demektir ve bunlara göre alem sonradan yaratıldığı için bir başlangıcı vardır ve bu başlangıcı olan andan sonlu süre geri gittiğimizde ne olur? şu olur ki: allah alemden sonlu süre önceydi ama daha önce değil manası çıkar. ve bu allahın varlığının başlangıcını savunmak olur. ama onlar bunu anlamıyordu. kendilerine ne denmişse aynen tekrar ediyorlardı. mesela gazali ehli sünnetin içinde bu konuyu en iyi bilen birisidir. kitabını okudum "tefahafüt el flelasife" yani "filozofların tutarsızlıkları" orada rezil oldu ve şöyle bir hata yaptı. dedi ki: allah zamanı yarattı ama allah zamanı sonradan yarattı dedi, bakın bu hatadır. alemle beraber zamanı yarattı dedi. yani alemden önce zaman yoktu dedi. soruyom: madem alemden önce zaman yok, o halde neden bunlar aleme sonradandır diyor. çünkü sonradan demek için öncelik olaması lazım. ve öncelikte zaman kavramıdır.
-
verdiğim iddialara ilmi yanıt vermeyecekmisin, bu taklitçilik daha nereye kadar sürecek? sen veremiyorsan senden bilgilisini çağır.
-
allah faili muhtar olmayıp mucibun bizzattır
kursatotcu şurada cevap verdi: kursatotcu başlık Din Felsefesi
*** dedi: 1. Allahın varlığının başlangıcı vardır diyordun ki buna sebep ezelden beri var olan bir tanrının sonsuz bir süre bekleyip evreni yaratmasının saçma olduğunu görmendi. Bu soruyu nasıl yanıtladın? Allahın başlangıcı olmadığını ama maddenin de sonsuz olduğunu. cevap: bak çaresiz hem Allaha inananla hem de inanmayan alemin ezeli olduğunu kabul etmek zorunda kaldı. aleme hadis yani sonradan diyenler ne dediklerini bilmezler. madem maddenin başlangıçsızlığını kabul etmek zorunda kaldık önümüzde iki yol vardır. 1 : allahı kabul edip ve onun başlangıçsızlığını kabul edip alemin ondan taştıiını ve bunun ilmine göre olduğunu kabul etmek ve böylece uygun bir mantıkla maddenin başlangıçsızlığı izah edileblir. Ancak Allah kabul edilmeden maddenin başlangıçsızlığını siz ne ile savunabilirsiniz? Neden mi? eğer madde ve alem nedensiz olarak yani yapıcısı olmadan meydana geliyorsa, soruyorum: neden boş odanın içinde durduk yerde bir buzdolabı oluşmuyor? Zira buzdolabı da madde toprakta madde bu bakımdan fark yoktur. ama siz buna şunu dersiniz: “oluşmuyor çünkü önceki olaylar sonrakileri belirler, önceki olaylara göre de oluşmayacağı varmış ki oluşmamı ş” dersiniz. ama dikkat edin: zira ben maddeye ezeli dedim, ama bunu allahtan taşma ya bağladım. siz bu başlangıçsızlığı nasıl açıklarsınız? ben hemen söyleyeyim: sizin başka çareniz yoktu; çünkü siz de kabul ettiniz ki: “hiçbir şey kendi kendinin sebebi olamaz. Daha önceki olaylar şimdiki olayların sebebidir” demek zorunda kaldınız. Ama bunun karşısında şu sorulur: peki o bahsettiğiniz önceki olayların sebebi yok muydu? Buna da var dediniz. ve soru aynen devam etti. ve siz: “birşey kendi kendinin sebebidir”dememek için bunun sonsuza kadar geri döndürmek zorunda kaldınız. ama dikkat edin buna dair deliliniz yok, sadece sebep sonuç ilişkisinden hareketle bunu demek zorunda kaldınız. yani bu başlangıçsızlığı siz açıklayamadınız. biz ise açıkladık, şimdi iyi düşün hangi seçenek sana mantıklı gelmektedir. Devamlı yaptınızı yapıyorsunuz, “şu an ki işler eskiden olan olaylardan oldu” diyorsunuz. Peki soruyorum: siz ne kadar eskisiniz ki bu işleri bu kadar kendinize güvenerek ifade ediyorsunuz? sen de aynısını bana deyip: “bu senin için de geçerli allahı öyle bir anlatıyorsun ki…” Cevap: ancak bunlar akli delillerle sabit olduğundan dolayı bu görüşleri savunuyoruz, siz ise bir inadın ardından gidiyor ve tartışılınca da olaylar geçmişe doğru sonsuza dek gider diyorsunuz. geçmiş zaten bize karanlıktır, millet bu lafınız üzerine size pek bir şey diyemiyor. ama şunu kendine sor: aslında sen de maddenin başlangıçsızlığını izah edemiyorsun. Düşüncelerine bak; şunu diyor bazı materyalistler: “karaciğer nasıl şunu salgılarsa, böbrek nasıl bunu salgılarsa beyin de öylece düşünce salgılar veya ortaya koyar.” beyin bu, et değil mi? Şunu soruyorum: rüya görüyorsun ya, bu rüyalar bazen insanı ne derece etkiliyor değil mi? Sen rüya görürken bu rüyanın sonunu biliyor musun? bilmiyorsun değil mi? Ama televizyon seyreder gibi izliyorsun ve rüyayı görüyorsun. peki bu rüyayı sen mi yapıyosun? eğer sen yapıyorsan, rüyayı görünce niye şaşırıyorsun? Eğer rüyayı sen yapsaydın şaşırmaman gerekirdi. Şaşırdığına, etkilendiğine göre sen yapmıyorsun demektir. Peki sen yapmıyorsan kim yapıyor? “beyin” dersen soruyorum: peki bu rüyayı görmeden önce bu rüya beyindemiydi değil miydi? eğer “beyinde değildi” dersen, nerdeydi? eğer “beyindeydi” dersen, neden o rüyayı bugün gördünde, bir sonraki gün görmedin? bunun tercihini kim yaptı? Beyin mi? Şuna bağlayacağım; ateist olanlar düşüncelerin de önceki olaylarla belirlendiğini ve hür olmadıklarını savunurlar. soruyorum mesela biri kaçıyor birinden, arkasında silahlı onu öldürmek istiyor ve bilmediği bir yer burası. kaçaı bu şahsın karşısına iki yol çıktı ama yolar birbirinin aynısı, bir farkları yok. Biri sağda diğeri solda, kaçan o an karar veriyor ve mesela sağdan kaçıyor. Sizin ateist – determinist düşünceniz “bu sağ tarafı seçim zorunluydu sol tarafı seçemezdi, önceki olaylar bunu belirledi” diyor. buna inanıyor musun. eğer inanmazsan öbür seçenek şudur: “bu, sağ taraf seçme kararını vermenizi siz de allah varetti, tabiî ki siz de sağ yönü tecih etme düşüncesini varettiğin de siz sol tarafı seçemezdiniz. yani Allah sizi zorladı.” Bu ikisinden başka seçenek yoktur. İyi düşünün ve kararınızı verin. *** -
lakin yazdıklarıma bir karşılıkvermiyorsun. ve şunu diyorum nursi bu konuda çok bilgisiz biridir zira o eşariliğin cebircilik olduğunu da bilmemektedir. kader hadislerini görmezden gelmiştir. "ilim maluma tabidir" demektedir, bu lafında bir aldatma olduğunu forumlara yazdığım "allahın ilmi ve zorunluluk" başlığında anlatım.
-
allah faili muhtar olmayıp mucibun bizzattır
kursatotcu şurada cevap verdi: kursatotcu başlık Din Felsefesi
dedi: siz de aynı noktada kendi karmaşanız için hala net bir cevaba ulaşamamış olmanın bi huzursuzluğu var gibi. ben de sorualr sorayım müsadenizle 1.bilmek istemeyi doğurur mu? bilgi, isteği mi getirir bu şart mıdır? cevap: hayır doğurmaz 2.bir şeyi biliyor olmak ona hükmetmek demek midir? fotosentezin bilgisine sahipseniz bunu sağlayan siz mi oluyorsunuz? cevap: burada iki bilgiyi ayırmak gerekir. bizim bilgmizle allahın bilgisi. bizim bilgimiz etkilenendir, olay olur ve biz biliriz, yani önceden olacağını bildiğimiz şeyler ise daha önceki tecrübelerimze dayanır. yani bizim bilgimiz etkilenen bir bilgidir. ama allahın ilmi ezeli olduğundan onun ilmi etkin bir ilim olmaktadır. meydana geleceğini bildiği şeylerin varlığa gelmesi zorunlu ama varlığa gelmemesi imkansızdır. 3.bıçak, tel,ip vs.. firmaları cinayet sorumlusu mudur? cevap: hayır 4.sadist bir tanrı fikri ne kadar akıllıcadır? (zira sadistlik acizlikten,tatmin edilmemiş duygulardan ileri gelmektedir. ) böyle bir tanrı olabilir mi? tanrılık gereği bu bir tezat değl mi? cevap: allah zalimdir ama sadist değildir sadistlik duygudur zalimlik ise duygu değildir. ezeli olan bir varlık olduğundan ( ilah) başlangıcı olmadığından varlığının dolayısıyla ilminin de nedeni yoktur. ve olaylar bu ilme göre olduğundan bu olaylarda sonuçta nedensizlikle ilgilidir ve allahın yaptıklarının aslında hiç bir nedeni yoktur. 5.iradesine bırakıldığı belirtilen insanın bildik senaryoları oynuyor olması (yani robot olması) peygamberler kitaplar ve bu kitaplar da "akletmez misiniz, kötülük yaparsanız nefsinize yaparsınız "vs uyarı ve ikazları gönderen Allah'ın kendisini kandırması mıdır? bu mümkün müdür? cevep: kendisini kandırması değildir. o bunları zatı geriği yapmaya mecburdur. onu buna zorlayan da yoktur. allah yaptığından başkasını yapamazdı ve bundan sonra da yapacağından başkasını yapacak değildir! zira bütün bu olmuş ve olacak olayalr ezeli, başlangıçsız bir ilimde bellidir. yukarda dediğim gibi bu ilim nedensiz olduğundan ve olaylar da bu ilme tabi olduğundan ( yan allahın ilmi olaylara tabi değildir aksine olaylar onun ilmine tabidir) bu olayrın da sebebi yok demektir. 6.kendisine itaati isteyen Allah, bunu cebr ile mi yapmayı tercih etmişdir, yoksa irade hürriyeti ile mi? ilkinde itaatin bi anlamı var mıdır? cevap: allah bunu tercih etmemiştir zaten cebrden başka yok yol da yoktur. çünkü tüm alem var olma bakımından ona muhtaçtı ve varlığını sürdürme bakımından öyle.. dedi: yahudinin biri peygambere gelir ve elindeki meyveyi göstererek "bu benim kaderim midir?" diye sorar. peygamber cevaben "yersen kaderindir" der. cevap: o rivayet öyle olmayıp şöyledir: adam geliyor elinde bir şey var diyor ki: "bu benim rızkım mı?" resulullah diyor ki: "yersen rızkındır" , şu yorumlar yapılmıştır bu rivayetle ilgili: eğer resul "evet" deseydi adam bunu atacak ve yemiyecekti ve onu susturmuş olacaktı. eğer resulullah "hayır" deseydi, bu sefer de yiyecek ve yine ona galebe çalmış olacaktı. dedi: yine savaşa giden hz. ömer'e girecekleri şehirde veba salgını olduğu söylenir. o da kaflenin yolunu değiştirir. bunun üzerine yanındakiler "Allah ın kaderinden mi kaçıyorsun" diye sorduklarında cevaben: "hayır Allah ın bi kaderinden kaçıp, diğer kaderine gidiyorum" cevap: riavayeytin tamamışudur: veb aolduiu öğrenileind eoraya girmez buunşüzerin biri ömek alahlıkaderin d en bikaçıyorsun dedinve burad zikredile ifadeyi söylaediiğ rivayet edildi ve ömer adam şöyleiaza hyaptı bakdedi sen ikoyun laraı ols v eyerin bir kısm açrakytopa bir kısm ıyeşlolas sen koyun lsrı çoraktoprağ soksa n bu da kaderdir yaeşşşksoks abun aakaderdi dei ,kisen neayap yap o sen kaderin dir kaderde akçama zsın demkeistedi bunuüşzerin sahben birtanesi bn epeygamberde şöylbir rivayeat bilyoru de ve dediki bir yerde vaba varas oraya girm eyin bulun dauun xa aer eveb avats orad a çıkamyın bu şüzerin ömer alh şükrett peygamberin dedii yaptıı için dedi: kader kanunlardır... veba şehrine girersen veba kaparsın. bu kanun kaderdir. bunu seçen de kendi kaderini çizmiş olur. ceavp: aslında vebalı şehre girmekle kişi veba olmaz. şu hadis bunu anlatıyor: peygamber dedi ki: "hastalık geçmez, bulaşmaz." oradakilerden biri dedi ki: "nasıl olur? benim develerim içine bir uyuz deve giriyor ve diğerleri de uyuz oluyor." bunun üzerine peygamber dedi ki: peki o ilk deveyi kim uyuz yaptı? not: yani bununla demek istedi ki: herşey kaderdir bunlar allah tarafından yapılır. ( kamer 49) ve 50 ve ye bakın -
allah faili muhtar olmayıp mucibun bizzattır
kursatotcu şurada cevap verdi: kursatotcu başlık Din Felsefesi
*** ve bir ayrıntı şu: kul muhtar(seçer) dendiğinde aslında gerçek anlamda eşari mezhebi şunu kasdeder , ben uzun yıllar bu mezhepte olduğum, kaldığım, için iyi bilirim bunları. bu mezhebe göre kulun iradesi vardır yani kul seçim yapabilir ancak yine de kul hür değildir zira bu mezhebe göre kulun seçimlerinide allah yaratıyo düşüncelerinide, bir de dikkat ederseniz yazıda "kesb" terimi gerçiyo, bu ise şudur: kesb demek arapça kazanmak demektir yani şöyle mesela ayağa kalkma fiilini allah kulda yaratınca kul ise bu hareketin mahalli yani yeri olmuş oluyor. kul da yaratıyor ya ve kul bu fiili yapıyor ya hah işte buna yani allahın yaratığı fiili kulun yapmasına kesb yani kazanma denir okeymi ve şimdi size bu mezhebin kesb tarifini verecem: şudur: "kulun kudretinin (bu kudreti de yine allah yaratır) fiille( yine allahın yarattığı hareketi kasdediyo) birlikte tesirsiz olarak bulunmasıdır" *** dedi: Soru 1- Namaz kılıyon mu Evetse Soru neden Allah senin durumunu önceden takdir ettiyse neden yoruluyon ? Hayırsa Allah namazı emretmiyor mu? cevap: kılıyom, şöyle oluyo allah kılacağımı ezeli ilmiyle biliyodu ya hah onun bildiği yanlış çıkmaz ya bundan dolayı mecbur kılmış oldum. kılmasam onun ilmi yanlışa dönerdi bu ise olamazdı. Soru 2 insanlara iyilik yapıyon mu? Evetse Neden ne faydası var Hayırsa Allah iyiliği emrediyo mu emretmiyo mu cevap: yapıyom bak bunları size anlatıyom, dediğim gibi allah zorla yaptırıyo Soru 3 sana yapılan kötülüğe kızıyon mu Evetse neden adamın kötülük yapacağını Allah yazmamışmıydı sana göre? cevap: kızdığımda oluyo, evet ona bunu allah zorla yaptırdı bu olacaktı, olmaması imkansızdı bunu da biliyorum ama insanız zayıfız ve olaylardan etkileniyoruz ( aslında olaylardan etkilenmiyoruz da, çünkü bu etkiyi de yine biz de allah varediyor. bizde ( daha doğrusu ben) alışkanlık olarak olaylardan etkilendik diyoruz. aslında sla olaylar birbirini etkilemez. hepsini ayrı ayrı allah yaptırır) bu insanın bir yönüdür Soru 4 okula gittin mi hiç kitap okuyup öğreniyon mu yeni şeyler Evetse neden Allah senin ilminin ne kadar olacacağını takdir etmedi mi okumasan da o ilmi sana vermeyecek mi evde otursan da okumayı öğrenecektin di mi Hayırsa okumayı nası öğrendin bi de niye kitaplar okudurm iyi bilirm bu işleri diye atıyon cevap: gittim spor akedemisi mezunuyum,omü, okuyup öğreniyom yeni şeyler, evet allah ne kadar bileceğimi de önceden biliyordu ve bu ilminde belliydi, ama okumam da yani kitap okumam da ilminde belliydi dolayısıyla bunu mecbur yapmış oldum Soru 5 Çalışıp hayatını kazanıyon mu Evetse neden Allah’ın sana ne rızık vereceği önceden belli değil mi Hayırsa durumundan niye şikayet ediyon kızlara bakmak günah diye işimi yapamıyom diyon cevep: çalışmıyom ve şikayet etmiyom sadece önceden uzun yıllar kızlara bakmadım,( okul bitti tayin çıktı ama o aralar bu konudaki araştırmalarımı bitirmiştim ve kızların saçlarına bile bakmak hem de şehvetsiz olsa bile haramdır hükmünü görünce ( dört mezhepte de böyledir, hanefi, şafi, maliki, hanbeli ) göreve gitmedim.) 3 sene var bu bakmama süresi. bu süre zarfında akraba kızlarının yüzünü hatırlamaz oldum. sonra accık bakıyım 5 dakka diye başladım sonra önünü alamadım, önünü alamadıktan sonra bakmaya devam ettim. denize gitmem de o zamanlara rasladı. sadece kız sordu ben de söyledim: niye bana bakıyorsun desi, ben de allah baktırıyo dedim Soru 6 Kızlara bakmak niye günah oluyo? Zaten yapacağını takdir ettiği için Allah sana niye günah yazsın Bu bakış günah değilse niye günah diyon kızlara yalan söylüyon cevap: zamanında çok araştırdım bütün delilleri inceledim bütün mezhepleri. şimdi detayları hatırlamıyom ama hem nur suresinde bu açıklanıyo, ve hadislerde çok geçiyo ve fıkıh mezhepleri hükümleri vermişler, ancak bunların günah olacağıda yine ilminde belli ya, Soru 7 Allah peygamber gönderiyo mu sence Evetse niye? herkesin durumu belli ise niye bi de peygamber geliyo Hayırsa İsa Musa Muhammed İbrahim Yunus Yusuf Yakup vs kim? ceep: gönderdi, milletin durumu iliminde belli ama bunların gönderileceği de belli değil mi Soru 8 Allah kitap gönderiyo mu? Evetse niye Hayırsa ayetleri nerden kırpıyon cevap:gönderdi, hiçbir nedeni yok. çünkü ilmindeb öyle olacağı belliydi. allahda ilmine göre bunları yaptı.( aslında bilmesi bu olayların meydana gelmesinin gerçek sebebidir. ayrıca yaratma sıfatı yoktur) Soru 9 Kitapta emir ve yasaklar var mı? Evetse niye herkesin durumu belli değil mi? Hayırsa emir yasak ayetleri ne ? cevap: var, evet belli ama bu ayetlerin de böyle olacağı da belli değil mi? Soru 10 Allah abesle iştigal mi ediyo Evetse sen böyle bir Allah’a inanıyon mu Hayırsa kurallara uymak gerekmez mi Evetse niye Hayırsa abesle iştigal değil mi uyulması gerekmeyen kurallar vaz eden bir ilah cevap: abesle iştigal ediyor demiyorum.( dediğim gibi allah bu olayalrın olamasını seçmedi, allah bunları nedensiz ( bunu daha evvel çok kez açıkladım) bir ilme göre yapmaktadır (çünkü olaylar iliminde belliydi zaten) ve nedensizlik sorgulanamaz zira ne sorarsan "nedeni yok ki" cevabını alacaksın) kurallara uymak gerekir, genelde bu sorunun yanıtı "emr edildiği için" dir ama hakiki yanıt şudur: emire itaat edenin itaat edeceği allahın ilminde belli olduğundan ve isyan edenin de isyan edeceği allahın ilminde belli olduğundan isyan eder. başkaca nedeni yoktur aslında. -
allah faili muhtar olmayıp mucibun bizzattır
kursatotcu şurada cevap verdi: kursatotcu başlık Din Felsefesi
gerçi bu yazı senin değil ama yine de yorumları yazalım dimi... dedi:Önce eşariyye uzattığın dilini bir makaslıyayım;( dedikten sonra bir kitaptan kelime kelime alıntı yapıyor)( şimdi kitaptaki yazıyı eleştirecem dikkat ettinizse son yazılarımda eşariyye'ye pek laf dokundurmazlar demiştim, "sanki biriz cebre kayma var" derler o kadar fazla ileri gidemezler demişim dimi, hatırladınız mı? o dediklerime bir örnektir bu yazı. bereber inceleyelim bunların nasıl bir rezillik içinde olduğunu: kitap başlıyoooooooooooo dedi: Eşariyye göre kul ,fiillerinde muhtardır.yani irade ve kudreti vardır.Fakat kudreti yaptığı işlerinde müessir değildir. cevap: dakka bir gol bir ne bu şimdi? izaha gerek var mı? bir zaman lr ben bu yazıları fıkra niyetine okuyodum inan ki ya, milleti hepten geri zekalı yerie koyuyolar ya, bu yazıda, eşarilikte cebr olmadını anlatıyo ya peki "kulun kudretinin yapyığı işte tesiri yok" demek ne oluyo acaba? bi bilgi daha veriyimde şaşırın: bu eşariyyeye göre var ya allah kulun kudretini de yaratıyo ve şimdi dikkat: allah bu kudreti ne için yani hangi fiil yani hareketi için yarattıysa kul ancak bu kudreti ona harcayabilir başka bir şeye harcayamaz (mesela ayağa kalkma hareketi için allah kulda kudret yarattı ya hah, bu kudreti yine kul allah kendinde yaratacağı ayağa kalkma hareketine harcayabilir, yani bu kudreti kolunu kaldırmak için de napamaz? kullanamaz.. duydun mu beni ) bak bi daha diyom, "kudreti yaratıyo ya hah, bi de bu kudreti varya yine ancak allahın yine insanın hangi fiilini ( hareketini) yaratırsa ancak ona kullanabilir ha.. yani kafasına göre başka bir şeye bu kudretini harcayamaz" diyo bu mezhebin imamı yaaaaaaaaaa anladın mı , "du yu andır stent" bölemiydi ya.. dedi: ALLAH kulun fiilini azim ve tasmimi bulunduğu anda yaratır.Bu azim,kulun iradesini o şeye yöneltmesi ile o işi kesbetmesi şekline tecelli eder.O halde kul halık olmayıp kasibtir. cevap: soru: peki bu azim yani bir fiili yapmayı isteme düşüncesini (mesela ayağa kalkmak istiyom, arzu ediyom ) acaba yine allah mı yaratıyor? bu mezhep bu soruya ne diyo? "evet" diyo. akıl var mantık var bu mezhebe göre hareketimizi allah yaratıyo, hareketi yapma isteğimi zi allah yaratıyo( yani alalh bunu yaratmazsa bu mezhebe göre kul düşünemez bile) kudretimizi allah yaratıo, eeeeee nerde hür irade? yuh ya dedi: İşte bu noktada cebriyye ve kaderiyyenin düşmüş olduğu hataya düşmemişlerdir. cevap: görüyon dimi, cebriye değilmiş yani ha eşarilik! dedi: Eşariyyeye cebri mutavassıt denilmesinin sebebide kaderiyye ve cebriyye arasında orta yolu bulması açısındandır.cebre kaderiyyeden daha yakındır fakat haşa cebriyeci değildir. cevap: bak dediğim gibi, onu cebircilerden göstermezler. hem dedikleri cebr oluyo, hemde ısrarla "yok öyle olur mu hiç" derler kesip atarlar aydiiiiiiiiiiiii dedi: Dikkat edilirse eşariyyede cebriyeye yakınlık varsada haşa eşarilik cebriyye diye açıklanmaz.sadece biraz daha maturidiyeye göre mübhem ifadeler vardır,diğer hususlarda ise eşari ve maturidiyye hemfikirdir. cevap: nası dediğim gibi değil mi? ve nası bağlıyo eşarilik ve maturidilik hem fikirdir diyo, biri cebirci , allah zorla günah işletiyo diyo, öbürü yok ya zorla işletmiyo diyo. bu mezheplerin azcık farkı var diyolar. eeeeee bu yüzyılardır yapılıyo, hemde öyle başalrılı yapıyora kaadam geaçm ş karşına ban asavunm ayapıyo kendine tam güveniyo vayyyyyyyyyyyyyy be -
allah faili muhtar olmayıp mucibun bizzattır
kursatotcu şurada cevap verdi: kursatotcu başlık Din Felsefesi
yeniler için tekrar yapıştırıyom ** 1- Rızık Allah’tan mı? İçki içmek rızık mı? İçki içmek Allah’tan mı? (Haramda rızıktır Maturidilere göre) 2- Herşey Allah’ın dilemesiyle mi olur? Zina yapanlar var, Allah’a sövenler var. Bunlarda mı Allah’ın dilemesiyle oldu? 3- Allah günahların işlenmesini diler mi? Günahlar işleniyor mu? O halde dünyada Allah’ın dilemesinin, iradesinin dışında bir şey mi oluyor? 4- Kadere hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğine inanıyor musunuz? Zina yapmak şer midir? Zina yapmak Allah’tan mıdır? Hani, hayır ve şer Allah’tandı ya... 5- "Allah’ım bizi kötü yola düşürme, yolumuzu saptırma" diye dua ediyor musunuz? Demek ki bizi kötü yola düşüren ve yolumuzu saptıran kimmiş? 6- Allah şerri irade eder mi? İster mi, diler mi? “Hayır” dersen, Allah’ın dilemesi dışında mı oluyor bu şerler? 7- İnsan kadere mi bağlıdır, yoksa hür müdür? 8- Şimdi, senin bu yazıları okuman kader mi? 9- Allah dilemeseydi sen bu yazıları okuyabilecek miydin? 10- Önünde iki meyve var, elma ve çilek; seç birini. Senin bu seçimin Allah’ın iradesiyle mi oldu yoksa iradesi dışında mı oldu? 11- İnsan Allah’ın murad ettiği (istediği, dilediği) şeye muhalif bir şey yapabilir mi? 12- Bir insan çalıntı yiyeceklerle yaşarsa, bunlar ona Allah’ın verdiği rızık mıdır? 13- Allah mahlukatının (yaratıklarının) kendisine itaat etmeden önce, itaat edecek olmalarını ve O'na isyan etmeden önce isyan edecek olmalarını irade etmiş miydi? Bu soruya “hayır” derseniz, Allah’ın iradesinin ezeli olduğunu reddetttiniz demektir. Eğer "bildiği için diledi" derseniz, bunun da cevabı sitededir. 14- Siz bu yazıları okumadan önce Allah bu yazıyı okuyacağınızı biliyor muydu, bilmiyor muydu? “Biliyordu” derseniz, soruyorum: Bildiği gibi olmasını mı diledi yoksa bildiğinin aksine olmasını mı diledi? "Bildiği gibi olmasını diledi" derseniz, sizin bu yazıyı okumanızı Allah’ın irade etmiş olduğunu kabul ettiniz demektir ve siz Allah’ın irade ettiği bir fiili, hareketi engelleyebilir misiniz? "Hayır engelleyemem" derseniz, demek ki siz bu yazıları Allah’ın zorlamasıyla, mecburen, tıpış tıpış okudunuz. Ne dersiniz bu işe? Bu soruları ne kadar bilgili olursa olsun “insanın hür iradesi” olduğunu savunan kişilere sorarsanız, yüzü kıpkırmızı kesileceğini tahmin etmekteyim. Gece uyuyamaz tahminime göre; sorun görün. Defalarca söylediğim gibi peygamberin kader hadislerinde, insanın özgür iradesi olmadığı anlatılır. Bu hadisleri de onlara sorarsanız yine kıpkırmızı olurlar. Hadi sorun artık! Cüzi irade vardır, bizim tercihlerimiz vardır, ama bunlar sonuçta düşüncedir ve düşüncelerimiz de Allah’ın yaratmasıyla oluşur; dolayısıyla aslında biz de Allah hangi düşünceyi yaratırsa, biz o düşünceyi düşünebiliriz. -
allah faili muhtar olmayıp mucibun bizzattır
kursatotcu şurada cevap verdi: kursatotcu başlık Din Felsefesi
düşünüyormusun evet dersen o halde varsın, şüphe ediyomusun? peki ama şüphe etmekte bir nevi düşünmektir. sen düşünüyosan varsın ki düşünüyosun, varlıkta olmayan nasıl düşünebilir? bu delile karşılık sen nasıl olurda insan ve düşüncelerimiz yok dersin. -
allahın varlığının başlangıcına delil
kursatotcu şurada cevap verdi: kursatotcu başlık Din Felsefesi
hayır olmuyor ilim kendisidir diyorum. bu allahı birlemek için yapılır. allah basittir, bileşik değildir düşüncesiyle,, tevhidçilik budur allahta ikilik olmaz, dolayısıyla allah basit bir birliktir anlayışıyla böyle diyoruz. yani zatı ilminden ayrı değildir ikisi birdir. meşşai gelneğind ebu anlayış hakinmdir ibn sina farabi bunu devam ettirdiler -
allah faili muhtar olmayıp mucibun bizzattır
kursatotcu şurada cevap verdi: kursatotcu başlık Din Felsefesi
dedi: "kürsat otcu genelde kimler över ve kimler yerer genelde hangi katagori konular üzerinde övülür ve yerilirsin bu sende ego haline dönüşmüş olabilir karşıt düşünce ve catıştıgın kimselerin seni yermesi de belki sana zevk verebilir nedir yani bu bi acıkla bakalım" cevap: şöyle nası diyim genelde toplum içinde falan olur. ben nereye gitsem zaten hepsini susutururum ya, dolayısıyla kalabalıkta asla benle konuşmazlar. neden? bak anlatıyım. bak ama sordunuz diye ha yoksa utanırım yani. böyle, harbi mi merak ediyonuz. neyse devam: ne diyodum ha kalaballık olduğunda mesela 10 kişi diyelim, burda şöyle olur benim sorularım zaten binlerce kez denenmiş sorulardır yani, adam ne dicek, ben ne dicem, peşine o ne dicek, böyle kıvırırsa ne dicem... baştan zaten bunları ben genelde tahmin ediyom. o bakımdan tartışmalarda durakladığım pek olmaz. çok nadir binde bir adam bi soru sorar. aslında adam bu sorudaki derinliği pek anlamaz. ama o bende vardır gizli olarak ince konudur, ha o zaman ben duraksarır adamda sanır ki o sordu da duraksadım.. neyse ya şöyle, tek kişiyle konuşuyosam iş biraz zor niye mi ? ya bin türlü adam var zır cahil adamlar var anlamıyo ki şer kötülüktür diyom onu bile bilmiyo bu adamla tartışmak zor yani ille adamın inanıdığı bişe bulacam da ordan girecem zor. ama kalabalık olunca zaten bu kolaydır çünkü burda ben taktik yapıyom mesela liderlerine soruyom soruyu, baktım adam kıvırıyo, bu sefer öbür daha az bilenlere onları etkilecek soru soruyom, bunlar belli basit sorulardır. mesela ya derim.. az dur bişey anlatıyımda gülün ya, yani ben o kadar tecrübeliyim ki bakın anlatıyım burdan anlayın , mesela biriyle konuşuyom dimi ona soruyom diyom ki: herşey allahın dilemesiyle mi olur diyom bazen hayır cevabıyla karşılaşıyom, fakat burda aynı soruyu farklı bir versiyonla tekrar soruyom, bu sefer sesimi de yükselterek gözümü iyice açarak hayret ediyormuş edasıyla: peki allahın dilemesinin dışında bi şey olur mu? bu soruda son "olur mu" kelimesine yapılan vurgu önemli adam şoka sokulmalı hafiften, bu şekil sorulduğunda genelde ilk soruya hayır diyenler yine "olmaz tabi" diyorlar. aslında soru aynı soru değil mi yaaaaaaaaaaaaaaaaaa bi deneyin görün.. evet dese gerisi zaten şöyle oluyo, adamı gerici bi şey soruyom diyom ki allaha sövenler var bu da mı allahın dilemesiyle mi oluyo? diyom adam affalıyo şoka giriyo hemen "yok" diyo adam can havliyle savunmaya başlıyo, eline geleni fırlatıyo bana aklına geleni söylüyo şokta ama farkında değil, daha sonra etkisini görecek o sorunun, sıcağı sıcağına anlamıyo fazla, baktım bilgisi az mı, burdan devam ediyom adam fııttırıyo iptal yani , ne kadar bana sen şusun sen busun dese de kafaya o soru girdi ya o adam tamam yani gece zor uyur o. ha bi anımı anlatıyım ya, gine yolda gidiyom bi baktım bacağı kesik biri dolmuş bekliyo yanına gittim dedim ki herşey alalhın dilemesiyle mi olur abi ya dedim. evet tabi ki dedi kader dedi yoksa nasıl dayanırız bu işlere dedi, ben de dedim ki peki senin bu bacağın kesik bu da mı allahın dilemesiyle oldu dedim. adam şaşırdı banaı kızdı gitti, söylene söylene, ertesi gün aynı yerde adamı gördüm yanına gittim, beni görünce hayalet görmüş "gibi git başımdan dedi naptın bana sen" dedi yani, neyse aramızda özel bi anımı anlatıyım mı? özel ama ha, neyse denize gittik bir kaç kişi, kumsal ya, kızlar var ilerde ben soruyom ya millete, yanımdaki dedi ki : kızlara sorabilirmisin dedi, hadi buyur, ben de kader deyip yürümeye başladım onlara doğru, kumsalda bikinili kız bunlar yani, neyse kızların yanına gittim bunlara size bişey sorabilirmiyim dedim, tabi dediler: herşey allahın dilemesiylemi olur dedim, biraz çekinerek evet dediler, ben de dedim ki: siz böyle yarıçıplak burada yatıyonuz peki bu da mı allahın dilemesiyle oldu dedim hemem yok dediler ben de hani herşey allahın dilemesiyle oluyodu ya, dedim kızlar şaşırdı mı , işin garibi, kızın biri demesin mi bana bu yeni tatkit mi diye, neyse kızların biri öğretmenmiş spor, bende öğretmenim dedim spor dedim, neden yapmıyon görev dedi, kızlar bakmak günah diye yapmadım dedim, eee şimdi niye bakıyosun öylese dedi: bende: allah baktırıyo dedim. size böyle bu işleri anlatsa var ya belki bana daha çok inanırsınız ya -
allah faili muhtar olmayıp mucibun bizzattır
kursatotcu şurada cevap verdi: kursatotcu başlık Din Felsefesi
*** dedi: ALLAH cc'lühü kullarını fiillerinde icbar etmemkte lakin mükevvenatın mebde ve mead itibarı ile hallerini kesinen bilmektedir.bilmek ise azamet ve şanının nişanıdır eğer icbar olsa zulüm olur (haşa).bunuda açmışsın hatırı yaratan o değilmi?demişsin.evet o fakat cüz'en hür edende o.irade i cüz i denilen olay.ALLAH yazdığını bozarmı demişsin cevap: bunu demedim ilmi yanlış çıkmaz dedim. dedi: eğer bozarsa bozacağı malumu bilmemesi nakıslıktır demişsin ki bozmaz demişsin...o malum ona malum dur sana bana değil. cevap: tamam işte o biliyor ve bildiği gibi olacak olaylar. benim olacakları bilmemem olayların seyrini değiştirmez ki. dedi: misalen kul sadaka verir ve hadis i şerif mucibince bela def olur cevap: demek def olur. soruyorum: bu belanın gerçekleşeceğini allah ezeli olarak biliyormuydu yoksa bilmiyormuydu, eğer biliyordu dersen peki ama allahın olacağını bildiği bir olay nasıl meydana gelmez? eğer bu olay meydana gelmezse allahın ilmi cahilliğe dönmüş olmaz mı? yani burada noldu? şu oldu: bu hadislerin zahirini aldın. evet bu hadisler sahihdir, (kuvvetli hadis) aldın ve böyle inandın, o halde soruma yanıt ver bakalım? hani peygamber hata etmezdi? işte onun hata ettiğine bu hadislerde örnektir. dedi: yahut sıla i rahim yapar ömrü uzar amenna.kulun ömrü malumdur fakat kul'a değil.dolayısı ile ALLAH cc'lühü o kulunun o sadakayı vereceğini ve o kulundan bi takım olabilecek belaları kaldıracağını bilmektedir. cevap: demek ömür uzar ha? oysa kuran da ecel geldiğinde ileri geri gitmeyeceği anlatılyor ve yine dediğim gibi allahın ilminde birinin öleceği vakitte belli değil mi? "belli" diyorsan ve bu ilimde yanlış olmaz diyorsan bu uzamayı nasıl izah edeceksin? ve diyorsun ki: "olabilecek bir takım belaları kaldıracağını bilmektedir" dikkat edelim: allah tereddüt eder mi, etmez mi? "etmez" dersen, demek ki bir şeyin olup olmayacağı sence allah bilir mi? "bilir" diyeceksin ya, o halde bir olay allahın ilminde olacağı belli ise o artık allah için o olay "olabilir" diye nitelenemez. zira o olayın varlığa gelmesi zorunlu demektir. yani bu şu demektir: başımıza ne geldiyse gelmek zorundaydı ne gelmemişse o da gelemezdi. bu kadar basit. yok öyle, yok böyle dersen işin içinden çıkamazsın. biz de geçtik bu devrelerden. yani bu hadisler üzerinde biz de düşündük ve peygamberin yanıldığına karar verdim . zaten bu karar verildiğinde kişinin yolu büyük ölçüde açılır. zira artık korkmadan düşünebilecek duruma gelmiş sayılabilir. aksi halde senin gibi ( bir zamanlar benim gibi) bu hadisleri alır sarsılmaz bir bağlılıkla bunları zorunlu olarak doğru kabul eder (peygamberin bu sözleriyle hata edebileceğini aklına getirmek istemez, bunu düşünmektense ölmek yeğdir onun için. aklına bu gelecek olsa bile bunu düşündüğü için kendini en ağır şekilde paylamakta gecikmez, (o kimdi de bunu düşünmeye cüret etmişti, allah alemi onun için yaratmamış mıydı? ( sen, sen olmasaydın alemi yaratmazdım diye bir rivayet vardır aslında uydurmadır ama çok yaygındır, uydurma diyenler vardır bu hadis zaten kütübü sittede yoktur galiba "keşfu hafa"da vardı bu rivayet ) ve mantık kurallarını ihlal etme pahasına, düşünmeye çalışır, tabii, çok zorluk yaşar ve sonra artık düşünmekten yorulur, zira çıkış bulamaz. neden mi? zira mantık kaidelerinin karşısında tutunulamaz. o da bunu anlar ve "düşünmemeliyim artık yoksa sonum felaket olacak" deyip artık susar ve başkalarına da bunu öğütler ve ehli sünnet alimleri der durur artık, bunu yeterli görür kendine. neden? denedi ya, düşündü ya, daha ne yapacaktı ki? artık durmak ve susmak zamanıydı değil mi? dedi: anlaşılmayacak en ufak bir mesele yoktur.olaylara ehli sünnet penceresinden bakmak gerekir.sen izi tozu yeryüzünden silinmiş cebriyenin menhus fikirleri ile burada kabadayılık yapıyosun laf kalabalığını kes'te meramını kısa geç. cevap: demek öyle o halde dinle beni, ehli sünnet diyordun ya hangi mezhepleri kasdediyorsun? maturidilik ve eşarilik değil mi? itikad da bunlar değil mi? "evet" diyeceksin. o halde kulaklarını iyice aç ve beni dinle: bu eşari mezhebi var ya, hani yüzyıllardır hak mezhep dediğiniz hah, işte o da cebircidir. inanmadın mı bana? kitabıma bakabilirsin yüzlerce delille bunu gösterdim www.islamdakader.cjb.net yani bu işler sallamayla olmuyor. gazali var ya hah, onu nasıl buluyorsun? büyük alim mi diyorsun, hah bunu da iyi dinle o halde: işte o da cebircidir. kendisi eşaridir ve ihya adlı kitabında bunları söyledi. bunu da kitabımdan bulabilirsin. forumlarda "gazali böyle diyor" başlığında bu konudaki dediklerini yazdım. kimin için? sizin için, şimdi de kabadayı olduk! ara kursatotcu "peki eşariliğin cebirci olduğunu nasıl bilmiyorum" mu diyorsun? o konu karışık. ama şunu bil dediğim gibi cebriyye adına çok hücum yapılıyor ama iş eşariyye'ye gelince sadece "sanki bu da cebirci gibi ya" deyip geçiştiriliyor. zira bu köklü mezheptir ve ehli sünnet diye nam yapmıştır. öyle rahatça üstüne gidemiyorlar. gazali de, razi de bu mezhepde zaten. razi de cebirci onu da diyeyim sana, kitabımda ondan da alıntı çok (tefsir-i kebir). bu mezhep yani eşariliğe (cebri mutavassıt) derler. yani ne demek biliyor musun? şu demek, iyi bak, "orta cebr" demektir. sana soruyorum: cebrin ortası olur mu? cebr cebrdir değil mi? ama neden böyle söylüyorlar: çok basit zira eşariliği kolluyorlar. dedim ya çok nam yapmış mezheptir.( sana bir bilgi vereyim, bu maturidiliği adam yerine pek koyan yoktur da, bakma onlar kendini adamdan sayarlar. yabancı yazarlar ehli sünnet dendiğinde hep eşariliği kasdederler. maturidinin adı pek geçmez. bunu da bil yani) aslında cehmiyye de cebircidir, eşarilikte ama cehmiyye'ye aleni saldırırlar, hakaret yaparlar. ama eşariye hafiften laf dokundurlar( örnek olarak: bu eşarilerde sanki cebre meyil var gibi), değil mi? neden? çünkü şafilerin itikadda mezhebi eşariliktir diye geçer de ondan, (aslında şafiler de eşariliğin cebirci olduğunu pek bilmezler. onlara sorarsan sana hür iradeyi savunurlar, peşine de ben eşariyim derler, yani tamamına yakını kendi mezheplerini tanımaz), bak şimdi bu dediğim önemli: cüzi irade var ya, ne demek bu? söyleyeyim: bir hareketi yapmak istemeye cüzi irade denir. mesela ayağa kalkmak istedim ya, işte bu düşünceye cüzi irade denir. bak şimdi, senin mezhebin olan maturidilik ne diyor biliyor musun? iyi bak söylüyorum: "cüzi iradeyi allah yaratmaz" diyor.( bunu da mezhep imamın demiyor haa! sonradan koydular bu mezhebe bunu. aslında mezhep imamın şunu demişti: " sonradan olan herşeyi allah yaratır" bunlarda yine ebu mansur maturidinin kitabından gösterdim. (kitabu-t tevhid) kitabımda var.) yani ayağa kalma düşüncemizi allah yaratmaz diyor. anladın mı? bunu mu savunacaksın bana? devam ediyorum, eşarilik ne diyor? peki söylüyorum: "cüzi iradeyi allah yaratır" diyor. dahası eşari mezhebi hareketlerimizi de allah yaratır diyor. eee nerde hür irademiz peki? düşüncemizi ve hareketimizi allah yaratırsa nerde hür irademiz ya? dolayısıyla bu mezhep zaten hür irademiz yok diyor. ahahhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh konuşturdun beni dedi: dr.mubahat türkerin doktora tezi 3 tehafüt bakımından felsefe ve din münasbetine bir bak gazzali,ibni rüşt ve hocazadenin tehafütlerini konu edinmiş çok enfes bu konulara bide oradan bak... cevap okudum onu